Holding ve gazetelerin gerçek sahipleri kimler?

advertisement
On5yirmi5.com
Holding ve gazetelerin gerçek sahipleri kimler?
Taha Kıvanç Star gazetesinde yayınlanan sorusunda bazı gazete ve holdinglerin
bilinen sahiplerine ait olmadığına dikkat çekiyor...
Yayın Tarihi : 18 Haziran 2013 Salı (oluşturma : 10/31/2017)
Gazeteci Taha Kıvanç, Star gazetesinde bugün yayınlanan yazısında Gezi olayları ile başlayan
olaylardan bir çıkarsama yapıyor, olayların görünen tarafından çok perde gerisinin önemli
olduğu sonucuna varıyor. Ayrıca Kıvanç yazısında, bazı gazete ve televizyonların hatta bazı
holdinglerin bile bilinen sahiplerine ait olmadığı sorusunu düşünmeye sevk ediyor...
İşte Taha Kıvanç'ın o yazısı...
‘‘Hep senin yüzünden’’ dedi dostum ve ekledi: ‘‘Yıllarca seni ve her taşın altında buzağı arayan
Kulis’lerini okuyarak bugünlere geldik; masum görüntülü gelişmelere bile kuşkuyla yaklaşılıyorsa
bugün, sebebi sensin...’’
Kınayarak söylemediğine eminim bu tezini...
Dünyanın her tarafında kafası çalışan insanlar olaylara iki açının birinden yaklaşarak bakarlar: Büyük
bir bölümü her olanı olduğu gibi kabul eder; daha az sayıda insan ise ilk elde görünmeyenin peşine
düşer... İyi romancı, iyi siyasetçi ve iyi gazeteci az sayıdaki bu ikinci gruptan çıkar...
Gezi Parkı olayı ile haşır neşir olduğumuz günlerde önce ABD sonra demokrat dünya büyük bir
skandalla sarsıldı.
Vaktiyle CIA’de çalışmış, sonradan yüksek maaşla bir güvenlik şirketine transfer olmuş biri, Google
ve Microsoft başta olmak üzere internet şirketlerinin, cep telefon servislerinin topladıkları verileri
Amerikan Güvenlik Ajansı (NSA) ilepaylaştığını belgeleriyle fâş ediverdi.
NSA, yani ABD, en mahrem bilgilerimize bile sahipmiş... Üzerine fazla gidildiğinde, Beyaz Saray,
‘‘Evet, o şirketlerden bilgi alıyoruz, ama sadece Amerikalı olmayanlara ait bilgileri kullanıyoruz’’
savunmasına girdi. Amerikalıların değil de bizlerin bilgilerine şöyle bir göz atıyorlarmış...
Yanlış anlamayın; göz attıkları Facebook sayfaları veya Twitter üzerinden paylaşılan mesajlar değil;
onlar zaten kullanıma açık... Hangi sitelere baktığımızdan, kimlerle görüştüğümüze kadar, online
alışveriş yapıyorsak neleri tercih ettiğimizden kredi kartımızla neler satın aldığımıza kadar... Her
bilgimiz NSA’nin elinde...
O bilgilerle neler yapmazlar...
Geçen gün bir yabancı kanalda Irak Savaşı’nın bilinmeyenlerini anlatan bir belgesel izliyordum.
Irak’ın elinde kitle imha silâhları (KİS) olduğuna dair yanlış bilgiyi kimden almış Amerikan yönetimi
biliyor musunuz? Iraklı bir gazeteciden...
Saddam’ın dışişleri bakanlığına yeni atadığı Naci Sabri’nin yakın arkadaşı olduğunu söylüyormuş
gazeteci ve "Bana, ‘Irak’ta elbette KİS’ler var’ dedi" iddiasındaymış... CIA Iraklı gazeteciyi ABD’ye
getirmiş... Önce hesabına 200 bin dolar yatırmışlar ödül olarak; sonra da BM genel kurulu için New
York’a gelen Naci Sabri’yle görüştürmüşler...
Iraklı gazeteci, "Naci Sabri ABD’ye sığınmayı düşünüyor" diyormuş...
CIA adına ilişkiyi yürüten Bill Murray Irak dışişleri bakanı BM kürsüsüne çıkınca gördüğünden mutlu
olmuş... Hemen merkeze telefon açıp, "O iş tamam" demiş... ‘Tamam’ dediği şu: CIA parasıyla alınmış
bir takım elbise BM genel kurulunda giymesi için gazeteci eliyle bakana teslim edilmiş; elbiseyi
giymesi, "İstediğiniz an siyasi ilticaya hazırım" mesajı sayılacakmış...
Naci Sabri BM kürsüsüne hediye elbiseyle çıkmış...
Yıllar sonra olaykendisine açıldığında çok şaşırmış Naci Sabri... Meğer ‘Iraklı gazeteci’ her şeyi
uydurmuş... Ağzından ne ‘KİS var’ sözcükleri sadır olmuş, ne de mülteci olma arzusu...
Siz ne çıkardınız bu olaydan bilemem tabii, ama ben olayların görünen tarafından çok perde
gerisinin önemli olduğu sonucuna bir kez daha vardım.
Politikacılar arasında eskiden beri Kulis okuyan çok; 20 gündür yaşananlara ‘komplo’ gözüyle
bakıyorlarsa kendime elbette payçıkartırım. Keşke o sonuca nasıl varıldığını ileride çevrilecek bir
belgeselden değil de hemen aktaracakları bilgilerden öğrenebilsek...
Bir dostum, "Herhalde bir şeyin farkına varmışsındır" dedi. Meraklandım. Dostuma göre, 20 gün
boyunca yapılan yayınlar bazı gazeteler ve televizyonların bilinen sahiplerine ait olmadığını
ispatlamış... "Hatta bazı holdingler bile..." dedi aynı dost; şu soruyu ekleyerek: "Bildik sahiplerine ait
olsalardı, hiç böyle davranırlar mıydı?"
Ne demek istiyor siz anladınız mı?
Yazının devamını okumak için tıklayınız!
Türk medyası kimlerin elinde? haberini okumak için tıklayınız!
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Holding ve gazetelerin gerçek sahipleri kimler?
Download