21 Şubat 2014 TÜRKİYE’DE BU HAFTA Son ekonomik gelişmeler... İşsizlik oranında 2013 yılının Kasım döneminde (Ekim-Kasım-Aralık) bir önceki yıla ve önceki döneme göre artış devam etti. İşsizlik oranındaki artışta mevsimsel etkilerin yanısıra geçen yılın son çeyreği itibariyle büyümedeki durgunluk etkili olmakta. 2013 yılının son çeyreğinde işsizlik oranı %9.9, tarım dışı işsizlik ise %12 olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı bir önceki yılın aynı döneminde %9.4, tarım dışı işsizlik ise %11.7’ydi. Bir önceki dönemdeki işsizlik oranı %9.7 düzeyindeydi. Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle bakıldığında geçen yılın aynı döneminde işsizlik oranının %9.5; bir önceki dönemde ise %9.9 olduğu görülmekte. Ocak ayında merkezi yönetim bütçesi vergi gelirlerindeki artışın etkisiyle 1.9 milyar lira fazla verirken, özelleştirme gelirlerinin katkısı olan geçen yılki Ocak ayının oldukça altında kaldı. Bütçe, geçen yıl Ocak ayında özelleştirme gelirlerinin etkisiyle 5.9 milyar TL fazla vermiş, faiz dışı fazla (FDF) 11.2 milyar TL olmuştu. Bu yıl Ocak ayında FDF 6.9 milyar lira olarak gerçekleşti. Ocak ayında bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2.8 artarak 37.9 milyar lira, giderler ise yüzde 16.4 artarak 36 milyar lira oldu. Ocak ayında vergi gelirleri ise yüzde 15 artışla 32.7 milyar lira olurken, vergi dışı gelirler yüzde 45.2 azalarak 4.2 milyar lirada kaldı. Ocak ayında faiz giderleri yüzde 4 azalarak 5 milyar lira, faiz hariç bütçe giderleri de yüzde 20.5 artarak 31 milyar lira oldu. Bu yılın bütçesinde açık 33.3 milyar lira, FDF ise 18.7 milyar lira olarak öngörülüyor. Merkezi yönetim brüt borç stoku Ocak sonu itibariyle 602.5 milyar lira oldu. Hazine verilerine göre borç stokunun 406.3 milyar TL tutarındaki kısmı TL cinsi, 196.2 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsi borçlardan oluştu. Hazine verilerine göre 2013 sonu itibarıyla borç stoku 585.8 milyar TL idi. Özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu, Aralık 2013 sonu itibarıyla 2012 yıl sonuna göre 17.1 milyar dolar artarak 155.6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. TCMB verilerine göre, bir önceki yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmalarının 8.2 milyar dolar, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmalarının 5.6 milyar dolar arttığı gözlendi. Aynı dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 365 milyon dolar artarken, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmaları ise 1.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 295 milyon dolar azalırken, tahvil stoku ise 1.9 milyar dolar artışla 3.3 milyar dolara ulaştı. Aralık sonu itibarıyla, özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç), 2012 yıl sonuna göre 10.2 milyar dolar artarak 41.2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Borçluya göre dağılım incelendiğinde 2012 yıl sonuna göre bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 7.3 milyar dolar, finansal olmayan kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları ise 1 milyar dolar artış gösterdi. Özel sektörün yurtdışından sağladığı toplam kredi borcu, Aralık sonu itibarıyla kalan vadeye göre incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin toplam 71.7 milyar dolar tutarında olduğu gözlendi. Kısa vadeli dış borç stoku, 2013 sonu itibariyle 2012 yılı sonuna göre yüzde 28.4 artışla 129.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. TCMB verilerine göre, bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 31.5 artarak 89.6 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 23.4 1 artarak 38.6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Merkez Bankası Merkez Bankası bu hafta gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında iki yıl yeni bir adım aradan sonra ilk kez 28 Ocak'ta yapılan ara toplantıda aldığı sert faiz artışı kararlarının atmadı... etkisini görmeyi tercih ederek beklendiği gibi yeni bir adım atmadı. Enflasyon görünümü ve beklentilerdeki bozulmanın dikkatle takip edildiğini ve 28 Ocak'ta enflasyon beklentilerindeki ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için güçlü ve önden yüklemeli bir parasal sıkılaştırmaya gittiğini hatırlatan TCMB, "Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir" dedi. PPK'da yüzde 10'a çıkarılan bir hafta vadeli repo faiz oranı bu seviyede korunurken, gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 8'de, gecelik marjinal fonlama oranını yüzde 12'de, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranı yüzde 11.5'te sabit bırakıldı. TCMB yurtdışı talepteki toparlanmanın da etkisiyle net ihracatın büyümeye yaptığı olumlu katkının artacağını bu gelişmeler sonucunda 2014 yılında cari işlemler açığında belirgin bir iyileşme gözleneceğini belirtti. Türkiye’nin kara para ile mücadelede eksikleri sürüyor... OECD bünyesinde karapara ile mücadele için kurulan Mali Eylem Görev Gücü (FATF) Genel Kurulu Paris'te yaptığı toplantıda Türkiye'nin kara para ile mücadelede eksikliklerinin sürdüğüne karar verdi. Üye ülkelerin terörizmin finansmanı ve karaparayla mücadele konusundaki eksikliklerinin değerlendirildiği kurulda Türkiye kara listeye girmedi, ancak kaydettiği iyileşmeye rağmen gri liste olarak nitelenen "işbirliği yapmayan" ülkeler arasında yer aldı. FATF, Türkiye'ye teröre destek veren kişilerin banka hesaplarının dondurulmasına ilişkin yasal düzenlemeyi uygulamaya geçirme çağrısı yaptı. Kenya ve Tanzanya ise Paris'teki genel kurulda gri listeden çıkan iki ülke oldu. S&P’ye göre, Türk bankalarının aktif kalitesi ekonomideki olası yavaşlamalara karşı hassas... Kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's (S&P) son yıllardaki hızlı kredi büyümesi nedeniyle Türk bankalarının aktif kalitesinin ekonomideki olası bir yavaşlama karşısında kırılgan olduğunu belirtti. S&P tarafından hazırlanan bankacılık raporunda, bankaların aktif kalitesi, kârlılık ve sermaye yapısının görece güçlü olduğuna dikkat çekilmesine rağmen, "Bu güçlü tarafların son yıllardaki hızlı kredi büyümesi sebebiyle baskı altında kalmaya başladığına inanıyoruz" denildi. Bankaların faaliyet ortamının "Artan iç siyasi risk ve Fed'in tahvil alımlarını azaltmasının etkileri ve ekonomideki büyüme nedeniyle bozulduğu" ifade edildi. Geçen dört yıldaki kredi büyümesi sonucu kredilerin gayrı safi yurtiçi hasılaya oranının 20 puanın üzerinde artarak yüzde 60'a yaklaştığı belirtilen raporda, yavaşlayarak devam etmesi beklenen kredi büyümesi nedeniyle Türk bankalarının olası bir ekonomik yavaşlama karşısında her zamankinden daha hassas olduğuna dikkat çekildi. S&P'nin büyüme tahminini bu yıl ve gelecek yıl ortalama yüzde 3.4'ten yüzde 2.2'ye indirdiğine dikkat çekilen raporda, "Bu durumun bankaların aktif kalitesine asgari etkide bulunmasını ve bankaların kârlılıklarını orta derece etkilemesini bekliyoruz. Bankaların güçlü faiz marjları ve sermayeleri göz önüne alındığında mali yapısı belirgin derecede etkilenmeyecek" denildi. Türk bankalarının 2001 yılındaki reformların ardından daha dayanıklı ve güçlü finansal göstergelere sahip olduklarını kanıtladığına dikkat çekilirken, ticari gayrimenkul alanındaki büyüme nedeniyle balon oluşması olasılığı bulunduğu ancak konut alanında böyle bir risk görülmediği ifade edildi. Raporda geçen yılın ortasından bu yana değer kaybeden TL'nin bankaların döviz cinsi borçlanma ve borç vermede direncini test ettiği ve bu durumun bu yıl da devam etmesi beklendiği ifade edildi. 2 Bankacılık sektörü kredileri 7 Şubat itibariyle haftalık bazda %0.88 azaldı... Bankacılık sektörü kredileri 7 Şubat itibarıyla bir önceki haftaya göre yüzde 0.88 azalış kaydederek, 1.085 trilyon lira oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, krediler geçen yılın aynı dönemindeki 814.6 milyar liraya göre yüzde 33.22 arttı. DÜNYA’DA BU HAFTA Dünya ekonomisinde gelişmeler... ABD ekonomisinde gelişmeler... IMF, gelişmekte olan ülke piyasalarında uzayan çalkantı ve Euro Bölgesi'ndeki deflasyon risklerinin, dünyanın ilerleme kaydetmiş ekonomik beklentilerini tehdit ettiğini söyledi. G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankacıları'nın 22-23 Şubat'ta Sidney'de yapacağı toplantı için hazırladığı bir bildiride toparlanmanın zayıflığına ve ciddi aşağı yönlü risklerin devam ettiğine vurgu yapan IMF, Ocak'ta yüzde 3'ten yüzde 3.7'ye yükseltilen küresel büyüme tahmininin, Türkiye'den Brezilya'ya birçok ülke piyasasındaki volatiliteye bağlı olduğunu ifade etti. Gelişen ekonomilerde yaşanan sermaye çıkışları, yüksek faiz oranları ve keskin para birimi düşüşlerinin asıl endişe olmayı sürdürdüğü belirtilen raporda, yeni bir risk olarak da, "Euro Bölgesi'nde enflasyonun çok düşük olmasıyla uzun vadede enflasyon beklentilerinin düşebilme ihtimalinin, deflasyon riskini artırması" gösterildi. IMF Başkanı Christine Lagarde G-20'nin uygulayacağı politikaların küresel büyümeyi artırabileceğini açıkladı. Fed'in tahvil alımını azaltması gerektiğini söyleyen Lagarde iyi iletişimin sürmesi gerektiğini de vurguladı. Lagarde Çin'de ekonominin sert şekilde yavaşlama ihtimalinin olmadığını belirtti. Merkez bankalarının Fed'in tahvil alımı azaltımına karşı dikkatli davranmaları gerektiğinin altını çizen Lagarde, son olarak daha yüksek küresel büyüme hedefi belirlenmesinin yerinde olduğunu ifade etti. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) birçok üyesi, bu yıl ekonomide büyük bir sürpriz olmadığı takdirde tahvil alımlarının azaltılmasında öngörülebilir bir biçimde aylık 10 milyar dolarlık adımlarla ilerlenmesi görüşünü vurgulamak istedi. Fed'in Ocak'taki para politikası kurulu toplantısının tutanakları, Fed yetkililerinin faiz oranlarının bir süre daha düşük tutulacağı sözünün, bu vaadin taşıdığı finansal istikrar endişelerini de kapsayacak şekilde nasıl yeniden düzenleneceği konusunda karara yaklaştıklarını da gösterdi. Fed yetkilileri varlık fiyatlarında balon oluşması gibi bazı finansal piyasa risklerinin ne zaman politika sıkılaştırılması gerektiğine dair verilecek kararda daha büyük rol oynayabileceği ihtimaline de dikkat çektiler. Ben Bernanke'nin başkanlığında gerçekleştirilen son toplantı olan 28-29 Ocak toplantılarında da Fed tahvil alımlarının ikinci kez ayda 10 milyar dolar daha azaltılarak 65 milyar dolara düşürülmesine karar vermişti. Fed bu kararı, gelişmekte olan pazarlarda o sırada yaşanan dalgalanmaya rağmen almıştı. Fed tutanaklarında, "Birçok üye, ekonomik görünümde belirgin bir değişikliğin olmaması halinde, tahvil alımlarının her para politikası toplantısında 10 milyar dolar azaltılmasına devam edilmesinden yana net bir kabul olması gerektiği şeklinde görüş bildirdi" denildi. Fed Açık Piyasa Komitesi'nin Ocak ayı toplantı tutanaklarına göre, Fed politika yapıcıları işsizlik oranının faiz oranında artırıma gidilmesi planlanan seviyelere gerilemesi ile, işsizlik oranı eşiğini yakın zamanda değiştirmeyi planlıyor. 3 Bernanke'nin son kez başkanlık yaptığı Ocak ayı toplantısının tutanaklarında, "Üyeler, işsizlik oranının yüzde 6.5'e yaklaşması ile, Komite'nin bu oran aşıldıktan sonra federal fon oranına yönelik kararlar hakkında bilgi vermek amacıyla yakın zamanda sözlü yönlendirmesini değiştirmesinin uygun olacağı konusunda hemfikir" ifadeleri yer aldı. Fed yetkilileri, işsizlik oranının yüzde 6.6 ile beş yıldan uzun bir sürenin en düşüğüne kadar gerilemesinin ardından, düşük faiz oranları ve tahvil alımlarının azaltılması gibi ekonomiyi destekleme açısından önemli planları netleştirmenin yolunu arıyorlar. Tutanaklar ayrıca, Fed üyelerinin sözlü yönlendirmenin nasıl netleştirileceği konusunda bölünmeler yaşadıklarını gösteriyor. Bazı üyeler finansal istikrara yönelik risklerin açıklamalara dahil edilmesini önerirken, bazı üyeler ise sözlü yönlendirmenin enflasyonun ısrarcı bir şekilde yüzde 2'nin altında seyretmesi durumunda faiz oranının düşük tutulacağının katı bir şekilde vurgulanması gerektiğini düşünüyor. Fed'in tahvil alımlarını azaltım kararlarında gelişen piyasaları düşünmediği argümanlarına karşılık, Fed'in 28-29 Ocak toplantısı tutanakları, merkez bankasının gelişen piyasaları da yakından izlediğini gösterdi. Birçok gelişmiş ekonomide enflasyonun hedeflerin altında, gelişmekte olan ekonomilerde ise genel olarak ılımlı seviyelerde seyrettiği belirtilen tutanaklarda, Brezilya, Hindistan ve Türkiye'nin, toplantılar arası dönemde enflasyon ve para birimlerindeki zayıflamadan ötürü para politikalarını yeniden sıkılaştırdığına dikkat çekildi. Fed başkanları, özellikle Türkiye'de, birkaç hafta boyunca finansal piyasalardaki baskıların artmasının ardından, toplantı arası dönemin sonuna doğru atılan sıkılaştırma hamlesinin keskin olduğunu, bazı diğer gelişen piyasa ekonomilerinde de benzer finansal baskıların bulunduğunu vurguladı. Gelişen piyasalardaki finansal gelişmelerde Fed etkisinin görüldüğü not düşünülen tutanaklarda, gelişen piyasalardaki hisse senedi borsalarının çoğunun düştüğü belirtildi. Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye gibi gelişen piyasa ekonomilerinde yerel para birimi faizlerindeki artışa değinilen tutanaklarda, doların yabancı para değerinin en çok Arjantin pesosu ve Türk Lirası karşısında arttığına dikkat çekildi. St. Louis Fed, San Francisco Fed ve Atlanta Fed'in başkanları tarafından yapılan açıklamalar da tutanaklarda dikkat çekilen mesajı tazeleyen nitelikteydi. St. Louis Fed Başkanı James Bullard Washington'daki konuşmasının ardından yaptığı açıklamada, "Bu zayıflığın büyük bölümünün daha iyi hava koşullarına geçilmesiyle sona ereceğini düşünüyorum" dedi. San Francisco Fed Başkanı John Williams ise New York'ta yaptığı konuşmada, ekonominin "sağlıklı ve daha güçlü bir yolda" olduğunu ve Fed'in planını değiştirmesi için çok büyük bir gelişme olması gerektiğini belirtti. Atlanta Fed Başkanı Dennis Lockhart da "Ekonomideki görünüm sağlam kalmaya devam ettiği ve izlediği yoldan belirgin şekilde sapmadığı sürece" Fed'in tahvil alım programını son çeyrek itibarıyla sonlandırabileceğini söyledi. Fed, yabancı bankaların, ABD'de en yüksek sermaye oranlarını tutmalarını gerektirecek yeni sermaye standartlarını onaylayarak, yerel finans sistemleri etrafına duvarlar ören diğer ülkelerin arasına girdi. Kural, ABD'de 50 milyar doların üzerinde olan bankaların, -10 milyardan 50 milyar dolar üzerindekiler olarak revize edilmiş- yeni standartlara uymasını öngörüyor. Merkez bankası, hâlen üzerinde çalışıldığı ve geliştirilmekte olduğunu söylediği 2 tartışmalı noktayı şimdilik onaylamadı. Yeni standartlar, düzenlemenin onayının 1 yıl ertelenmesinin ardından ilk teklif edilen zamanın 1 yıl sonrası olan Temmuz 2016'da devreye girecek. Teklifin, bankaların tek taraflı riskler toplamlarına ilişkin sınırlamalar ile ilgili kısmı, Fed'in bunu ABD'deki şirketler için nasıl tanımlayacağı üzerinde hâlâ çalışmakta olmasından ötürü düzenlemede yer almadı. Düzenlemeye henüz alınmamış olan diğer bir değişiklik ise, standart zorunluluklarını üzerinden ek 4 sermaye tamponları istenmesi ile ilgili olan noktaydı. ABD'nin New York eyaletindeki üretim büyümesi verisi Şubat'ta 4.48'e gerileyerek beklentilerin altında açıklandı. Endeksin 9 seviyesinde açıklanması bekleniyordu. ABD'de yeni konut inşaatları Ocak'ta 880,000 adet ile, inşaat ruhsatları ise 937,000 adet ile beklentilerin altında açıklandı. Ocak'ta yeni konut inşaatlarının 950,000; ruhsat sayısının 980,000 olması tahmin ediliyordu. Daha önce Aralık'ta 999,000 adet olarak açıklanan yeni konut inşaatları 1,048,000'e revize edilirken; 991,000 olarak açıklanan inşaat ruhsatlarında revizyon yapılmadı. Üretici fiyatları Ocak'ta yüzde 0.2 artarken, gıda ve enerji fiyatlarını içermeyen çekirdek endekste de yine yüzde 0.2 yükseliş gözlendi. Üretici fiyatları Aralık'ta yüzde 0.1 artmış, çekirdek endekste değişim gerçekleşmediği açıklanmıştı. Daha önce 'nihai ürün üretici fiyat endeksi' olarak adlandırılan endeksin resmi adı hizmetler ve inşaat sektörlerinin de dahil edilmesinin ardından 'nihai talep üretici fiyat endeksi' olarak değiştirildi. ABD Hazine Bakanlığı verilerine göre, yabancı sermaye giriş ve çıkışı göstergesine göre, Aralık ayında Şubat 2009'dan bu yana en büyük net yabancı sermaye çıkışı gerçekleşti. Hazine tahvilleri ve hisse swapları gibi kısa vadeli varlıkları içeren toplam sermaye çıkışı, Aralık ayında 119.6 milyar dolar olurken, Kasım ayı rakamları revize edilerek 13 milyar dolar oldu. Uzun vadeli tahvillerin net satışları ise toplam 45.9 milyar dolara yükselirken, Kasım ayında 28 milyar dolar seviyesindeydi. Çin, bir önceki ayda rekor seviyeye çıkardığı ABD Hazine tahvili varlıklarını, 47.8 milyar dolar, yani yüzde 3.6 azaltarak 1.27 trilyon dolara düşürdü. New York Fed raporuna göre, ABD'de vatandaşların konut ve araç satın almak için ve eğitim amacıyla borçlanmasıyla, tüketici borçları geçtiğimiz çeyrekte altı yıldan uzun bir sürenin en büyük artışını gerçekleştirdi. Hanehalkı borçları 241 milyar dolar, yani yüzde 2.1 artarak 11.52 trilyon dolara ulaştı ve 2007 üçüncü çeyrekten bu yana en büyük yükselişi kaydetti. Bir önceki çeyrekte borçlar bir önceki yıla göre 180 milyar dolar fazlaydı. ABD'de hanehalkı harcamaları dördüncü çeyrekte yüzde 3.2 artmış ve son üç yılın en büyük artışını kaydederek ekonomik büyümeye önemli katkıda bulunmuştu. Mortgage dengesi tüketici borçlanmasındaki artışa öncülük ederken, yüzde 1.9, yani 152 milyar dolar yükselerek 8.05 trilyon dolara ulaştı. ABD'de tüketici fiyatları endeksi Ocak'ta yüzde 0.1 ile, enerji ile gıda fiyatlarındaki değişimleri içermeyen çekirdek endeks de yine yüzde 0.1 ile beklentiler seviyesinde artış kaydetti. ABD'de işsizlik maaşı başvuruları 15 Şubat'ta sona eren haftada 336,000 ile beklentilerin hafif üzerinde açıklandı. İşsizlik maaşı başvurularının 335,000 olması bekleniyordu. ABD'nin Philadelphia Fed endeksi Şubat'ta büyüme beklentilerinin aksine eksi 6.3 değerini alarak beklentilerin altında açıklandı. Ocak'ta 9.4 değerini alan endeksin 8 değerini alması bekleniyordu. ABD'de öncü göstergeler endeksi Ocak ayında yükselerek, ekonominin 2014 yılında yavaşlamasına neden olan kış fırtınaları sonrasında toparlanacağına işaret etti. Conference Board tarafından gelecek üç-altı aylık döneme yönelik görünümü ortaya koyan öncü göstergeler, yüzde 0.3 yükselirken, bir önceki ayda değişiklik göstermemişti. 5 AB ekonomilerinde gelişmeler... AB: Euro bölgesinde öncü verilere göre Şubat'ta imalat PMI ve hizmetler PMI beklentilerin altında değerler aldı. Euro bölgesi imalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi (PMI) Şubat'ta 53 seviyesinde açıklandı. Endeks, Ocak'ta nihai 54 değerini almıştı. Euro bölgesi imalat PMI endeksinin Şubat'ta 54 seviyesinde açıklanması bekleniyordu. Euro bölgesi hizmetler PMI ise Şubat'ta 51.7 değerini aldı. Ocak'ta 51.6 seviyesinde açıklanan hizmetler PMI'ın Şubat'ta 51.9 seviyesinde geleceği tahmin ediliyordu. Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi üyesi Ewald Nowotny politika yapıcıların faiz oranlarını uzun süre düşük tutacağına dair sinyaller verdi. Nowotny, "Enflasyon oranı uzun bir süre yüzde 2'nin üstünde olmadığı sürece, faiz oranlarını şu anki seviyede veya daha düşük tutabiliriz," şeklinde görüş bildirdi. Nowotny, "belki de bu tahminden 2016'da dahi yüzde 2'nin altında olacağımız ortaya çıkabilir," dedi. Euro Bölgesi enflasyonu Ocak ayında yüzde 0.7'ye yavaşlayıp Ekim'deki 4 senenin en düşük seviyesiyle aynı seyretti. Almanya: Alman yatırımcıların ülke ekonomisinin görünümüne ilişkin eğilimlerini gösteren ZEW endeksi Şubat'ta 55.7 ile beklentilerin altında açıklandı. Endeksin 61.7 değerini alması bekleniyordu. Eğilim endeksi Ocak'ta 61.7 değerini almıştı. Almanya'da açıklanan öncü verilere göre, Şubat'ta imalat PMI 54.7 ile beklentilerin altında, hizmetler PMI ise 55.4 ile beklentilerin üzerinde bir değer aldı. Ocak'ta 56.5 nihai değerini alan imalat sanayi PMI endeksinin Şubat'ta 56.3 seviyesinde olması bekleniyordu. Ocak'ta nihai 53.1 seviyesinde açıklanan hizmetler PMI'ın ise, Şubat'ta 53.4 değerini alacağı tahmin ediliyordu. İngiltere: İngiltere'de tüketici fiyatlarındaki artış Ocak'ta yıllık bazda yüzde 1.9 ile beklentilerin altında açıklandı. Tüketici fiyatlarında aylık bazda ise yüzde 0.6 ile beklentilerin üzerinde düşüş gerçekleşti. Ocak'ta tüketici fiyatlarında yıllık bazda yüzde 2 artış, aylık bazda yüzde 0.5 düşüş açıklanması bekleniyordu. İngiltere'de tüketici fiyatları Aralık'ta yıllık bazda yüzde 2, bir önceki aya göre ise yüzde 0.4 artmıştı. Ülkede işsizlik oranı 4. çeyrekte beklenmedik bir şekilde yükselerek, istihdam piyasasındaki son zamanlardaki iyileşmenin ivme kaybettiği sinyallerini verdi. Uluslararası İstihdam Organizasyonu (ILO) metodlarıyla ölçülen işsizlik oranı Kasım'a kadarki üç aylık dönemde yüzde 7.1'den yüzde 7.2'ye çıktı. Ocak ayında işsizlik başvuruları 27,600 geriledi. Sözlü yönlendirmenin yapıldığı Ağustos ayında ekonominin yetkililerin beklentilerinden hızlı büyümesinden sonra, İngiltere Merkez Bankası geçen hafta işsizlik oranı yüzde 7'nin üstünde olduğu sürece faizi yükseltmeyi düşünmeme kararlılığından vazgeçtiğini belirtti. İngiltere'de perakende satışlar Ocak'ta yüzde 1.5 ile beklentilerin üzerinde azaldı ve Nisan 2012'den bu yana görülen en büyük düşüş gerçekleşti. Perakende satışlarda yıllık bazdaki artış ise yüzde 4.3 ile beklentilerin altında gerçekleşti. Perakende satışların aylık bazda yüzde 1 azalması, yıllık bazda ise yüzde 5 artması bekleniyordu. İtalya: İtalya'da Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, geçen hafta istifa eden Enrico Letta'nın yerine yeni hükümeti kurma görevini merkez sol siyasetçi Matteo Renzi'ye verdi. Napolitano ile görüşmesinden sonra basına açıklama yapan Renzi, yeni hükümeti kurma 6 konusundaki temaslarına başlayacağını açıkladı. Renzi, Şubat sonuna kadar seçim yasası ve siyasi kurumlar, Mart'ta çalışma hayatı, Nisan ayında kamu yönetimi ve Mayıs'ta da vergi reformu yapacağını söyledi. Merkez sağ eğilimli küçük NCD partisiyle bir koalisyon sözleşmesi imzalayarak iktidar olmak için gerekli çoğunluğu elde etmesi gereken Renzi'nin, bu hafta içinde parlamentodan güven oyu istemesi bekleniyor. Macaristan: Macaristan Merkez Bankası politika faizini 15 baz puan indirerek yüzde 2.7'ye çekti. Yunanistan: Eurogrup Başkanı ve Hollanda Maliye Bakanı Jeroen Dijsselbloem, Yunanistan'a yeni kurtarma paketini sonbaharda görüşebileceklerini söyledi. Dijsselbloem, "Eğer mevcut program uygulanırsa yeni kredi dilimleri Mayıs gibi serbest bırakılırsa, bu Yunanistan'ı Ağustos sonuna kadar götürür" ifadesini kullandı. Euro Grubu başkanı, AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu yetkililerinden oluşan Troyka heyetinin bu hafta içinde gözden geçirme için Atina'ya döneceğini söyledi. Yunan hükümetinin taahhüt ettiği reformları yerine getirmemesi nedeniyle Troyka ile görüşmeler en az 2 aydır askıdaydı. Uluslararası kreditörlerin taleplerine karşı çıkan ve son kamuoyu yoklamalarında ilk sırada görünen aşırı sol blok Syriza partisinin Mayıs ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde zafer kazanma ihtimali karşısında Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras, acilen yeni bir paket için AB'ye baskı yapıyordu. Yunanistan borç krizinin başından bu yana yaklaşık 240 milyar euroluk yardım paketi aldı. Diğer ekonomilerde gelişmeler... Japonya: Japonya ekonomisi geçen yılın dördüncü çeyreğinde beklentilerin altında büyüme kaydederken, veri hükümetin sağladığı yoğun teşviklere rağmen tüketim ve ihracatın belirgin şekilde hız kazanmadığını gösterdi. Japonya'da açıklanan veriye göre, Japonya ekonomisi son çeyrekte yüzde 0.3 ile beklentilerin altında büyüdü. Japonya'da GSYH'nin son çeyrekte yüzde 0.7 büyüme kaydetmesi bekleniyordu. Japonya Merkez Bankası (BOJ) ekonominin yavaşladığına işaret eden son verilere rağmen ekonominin güçlendiği yolundaki değerlendirmesini değiştirmeyerek para politikasını kısa vadede daha fazla gevşetmeyeceğinin sinyalini verdi. BOJ para politikasına gösterge olan para arzını beklendiği gibi yıllık 60 ile 70 trilyon yen (589-687 milyar dolar) düzeyinde tuttu. Merkez bankası, ekonominin ılımlı düzeyde toparlandığı şeklindeki değerlendirmesini değiştirmeyerek, ekonominin Nisan ayında başlayacak vergi artışının etkilerinin üstesinden gelebileceğine güvendiğini gösterdi. BOJ ayrıca 2010 ile 2012 yılları arasında bankacılık sektörünü kredi vermeye teşvik etmek için başlatılan bazı kredi imkanlarının geçerlilik süresini bir yıl uzattı. Bankaları, nakit parayı elde tutmak yerine, kredi vermeye teşvik eden söz konusu imkanların bütçesi iki katına çıkarıldı. Japonya rekor düzeyde dış ticaret açığı verdi. Japonya'nın dış ticaret açığı Ocak'ta 2.79 trilyon yen oldu ve beklenti olan 2.49 trilyon yenin üzerinde geldi. İthalat yıllık bazda yüzde 25 artarken, ihracat yüzde 9.5 arttı. Ülkenin, Çin ile arasındaki dış ticaret açığı, 1979'dan bu yana en yüksek düzeye yükseldi. Çin: Çin Merkez Bankası (PBOC) Ocak ayına ait güçlü kredi büyümesi verisinin ardından parasal yönetim stratejisinin güçlendirilmesi kapsamında piyasadan fon çekti. PBOC Haziran'dan beri ilk defa ters repo operasyonuyla piyasadan 48 milyar yuan (7.92 milyar dolar) likidite çekti. PBOC'nin bu girişimi beklentilerin 7 üzerindeki kredi büyümesi verisini izledi. Verinin ardından gösterge nitelikteki yedi günlük repo faizi yüzde 3.84 ile Kasım'dan beri en düşük seviyeyi gördü. Merkez Bankası verilerine göre Çin'de bankalar Ocak'ta 1.32 trilyon yuan ile, 1.1 trilyon yuan olan beklentilerin üzerinde yeni kredi sağladı. Bu, son dört yılda bir ay içinde sağlanan en yüksek kredi miktarı. Çin Merkez Bankası, para biriminin konvertibilitesini artırmaya yönelmesi ile birlikte, yuanın işlem bandını bu yıl düzenli bir şekilde genişletmeyi planlıyor. Çin Merkez Bankası ayrıca, 17-18 Şubat'taki konferansın ardından resmi internet sitesinde yaptığı açıklamaya göre, yuanın sınır ötesi kullanımını da genişletecek. Banka Başkanı Zhou Xiaochuan, Kasım ayında yaptığı açıklamada, bir zaman çerçevesi çizmeden, merkez bankasının bandı genişleteceğini söyledi. Şanghay'da spot kur mevcut durumda, merkez bankası tarafından fiks edilen seviyenin her iki tarafından en fazla yüzde 1 dalgalanabiliyor. İşlem bandı en son Nisan 2012'de yüzde 0.5'ten yüzde 1'e genişletildi. Bant daha önce ise, Mayıs 2007'den yüzde 0.3'ten yüzde 0.5'e artırılmıştı. Yuanın kovertibilitesinin ve faizlerin liberalizasyonun hızlandırılması, Çin'i yöneten Komünist Parti'nin Kasım ayındaki toplantısında kararlaştırılan kilit reform önerileri arasında yer alıyordu. Parti ardından, bu hedefleri 2020'ye kadar gerçekleştirmeyi amaçladığını kaydetti. Fed'in tahvil alımlarını azaltma planlarını açıklamasının ardından ABD'nin en büyük yabancı kreditörü Çin, Aralık'ta elindeki ABD Hazine tahvillerinde 2 yılın en büyük azaltımına gitti. Çin, ABD hükümet tahvillerindeki pozisyonunu 47.8 milyar dolar ile toplam ABD tahvilleri varlıklarının yüzde 3.6 oranında azaltarak 1.27 trilyon dolara indirdi ve Aralık 2011'den bu yanaki en büyük azaltımını gerçekleştirdi. ABD Hazine Bakanlığı'nın verilerine göre Çin'in tahvilleri azalttığı dönemde yabancı yatırımcılar ellerindeki ABD hükümet tahvillerini Aralık'ta yüzde 1.4 (78 milyar dolar) artırdı ve ABD'nin yabancıların elindeki tahvilleri 5.79 trilyon dolara çıktı. Çin'de açıklanan öncü veriye göre, fabrikalardaki faaliyetler Şubat'ta da gerilerken, veri ekonomide yavaşlamaya dair endişeleri artırıp piyasalarda da kaygıya neden oldu. Çin'de Markit/HSBC imalat PMI Şubat'ta 48.3 ile yedi ayın en düşük seviyesine geriledi. Markit/HSBC PMI Ocak'ta 49.5 nihai seviyesinde açıklanmıştı. Rusya: Rusya Maliye Bakanlığı yapılacak haftalık OFZ hazine tahvili ihalesini talep yetersizliği nedeniyle iptal ettiğini açıkladı. Maliye Bakanlığının bu kararı ülkenin volatilite yaşanan finansal piyasalarında durumun daha da kötüleştiğine işaret etti. Bakanlık emirlerin yetersiz olduğunu belirtti. İptal kararı alınmış olmasaydı 2020 ve 2028 vadeli iki ayrı ihalede 20 milyar ruble (561 milyon dolar) tutarında borçlanma gerçekleştirilecekti. Rus rublesi euro karşısında rekor düşük seviyeye gerilerken, borsa endeksinde de kayıplar görüldü. Hindistan: Uluslararası Para Fonu (IMF) bir rapor hazırlayarak, Hindistan'a, Fed'in teşvikleri azaltmasından ötürü döviz piyasalarında oluşabilecek volatiliteye karşı rupiyi korumak için bir plan hazırlaması gerektiğini söyledi. Hindistan'ın parasal durumu geçtiğimiz yıldan bu yana ilerleme kaydetmiş olsa da, sermaye bilançosundaki baskı ihtimaline karşı koordine bir planın gerektiğini söyleyen IMF, planın, ana savunma aracının rupinin esnekliğine yönelik olması ve gösterge faizin artırılması, nakit kısıtlamaları, forex swap pencereleri açılması ve dizel yakıt fiyatlarının yükseltilmesi gibi tedbirleri içermesi gerektiğini belirtti. Hindistan'daki temel riskin, küresel likiditeki sıkılaştırmanın etkilerinin, ülke içindeki kırılganlıklarla birleşmesi olduğunun altını çizen IMF, 8 Hindistan'daki baskıları, dış finansman ihtiyacının borçlanma maliyetlerini artırabilecek olması, fon çıkışları ve kurdaki "düzensiz ayarlamalar" şeklinde saydı. Ukrayna: Göstericiler ve güvenlik güçleri arasındaki çatışmalarda 77 kişinin öldüğü Ukrayna'da Cumhurbaşkanı Viktor Yanukovich muhalefet ile görüşmelerin sonucunda Ukrayna'da erken cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacağı, 2004 anayasasına dönüleceği ve cumhurbaşkanlığı yetkilerinin daraltılacağı açıklandı. Görüşmelerde ulusal birlik hükümeti kurulması sürecinin de başlatılacağı açıklandı. Bu arada Avrupa Birliği hükümetleri, başkent Kiev'deki protestoların en kanlı gününün ardından Ukraynalı yetkililere, banka hesaplarını dondurma, seyahat vizelerini reddetme, toplumsal olaylara müdahale ekipmanları ihracatını durdurma gibi uygulamaları içeren yaptırım kararı aldı. Ölü sayısının tırmanmasıyla, Almanya, Fransa ve Polonya dışişleri bakanları Yanukoviç ve muhalefet liderleriyle buluşarak, AB'nin yıl ortasında anayasa düzenlemesi ve 2014 sonuna doğru meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimleri içeren planlarını paylaştılar. Yanukoviç'in isteği üzerine Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin muhalefet ile görüşmeler için Ukrayna'ya bir heyet gönderecek. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's Ukrayna'nın kredi notunu üç hafta içinde ikinci kez düşürerek CCC+'dan CCC'ye indirdi. Ukrayna için temerrüt riski uyarısında bulunan S&P görünümü de negatif olarak açıkladı. Ukrayna'nın beş yıl vadeli borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyeti, başkent Kiev'de şiddet olaylarının iyice artmasıyla bu hafta 2009'dan beri en yüksek seviyeyi gördü. Ukrayna'nın beş yıllık kredi iflas takas (CDS) primi 1,271 baz puana ulaştı. Ukrayna beş yıl vadeli 2 milyar dolar tutarında eurobond ihracını iptal ettiğini açıkladı. İflas etmemek için Rusya'dan mali yardım almaya çalışan Ukrayna, ihraç edeceği eurobondun Rusya tarafından satın alınacağını umuyordu. Tayland: Tayland'ın başkenti Bangkok'ta bu hafta güvenlik güçleri ile göstericiler arasında çıkan çatışmada 1'i polis 4 kişi hayatını kaybederken, 64 kişi de yaralandı. Başkent Bangkok'ta protesto gösterilerinin yapıldığı Ratchadamnoen Caddesi üzerinde bulunan Pan Fah köprüsünde güvenlik güçleri ile hükümet karşıtları arasında çatışma çıktı. Silahında kullandığı olaylarda 1'i polis 4 kişi öldü, 64 kişi de yaralandı. Ülkede son zamanlarda artan şiddet olaylarında 11 kişinin öldüğü 618 kişinin de yaralandığı belirtildi. Venezuela: Venezuela'da geçen hafta başlayan hükümet karşıtı gösterilerde 5 kişi yaşamını yitirdi, yaklaşık 25 kişi yaralandı. Yönetim karşıtı gösterilerin devam ettiği Venezuela'da güvenlik güçleri ile göstericiler arasında çıkan çatışmalarda bir güzellik kraliçesinin öldüğü bildirildi. Carmona, geçen hafta başlayan yönetim karşıtı gösterilerde yaşamını yitiren beşinci kişi oldu. Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD Konsolosluğu'nda görevli üç yetkiliyi sınır dışı etme kararı aldı. Sınır dışı edilecek Amerikalı konsolosluk yetkililerinin isimlerini söylemeyen Maduro, ABD'nin Venezuela hükümetini devirmek için muhalefetle işbirliği yaptığını ileri sürdü. ABD ise Maduro'nun iddialarını yalanladı. Eski Devlet Başkanı Hugo Chavez'in yaşamını yitirmesinin ardından 15 Nisan 2013'te yapılan seçimde iktidara gelen Maduro, uyguladığı politikalar, yüksek enflasyon ve artan şiddet olayları nedeniyle eleştiriliyor. 9 BU HAFTA PİYASALAR Kur ve faiz hafif ABD'nin Başkan Günü nedeniyle tatil olduğu hafta başında olumlu havanın sürdüğü yükseldi... piyasalar genel olarak sakin bir seyir izledi. Dolar/TL haftaya 2.18 düzeylerinde başlarken; sepet bazında TL’de 2.58 civarında seyretti. Tahvil-bono piyasasında 7 Ekim 2015 itfalı gösterge faizin bileşik faizi %10.80 olurken; 27 Eylül 2023 itfalı 10 yıllık tahvilin bileşik faizi ise spot kapanışta %10.20 seviyesindeydi. Merkez Bankası PPK toplantısının ise piyasaya fazla etkisi olmadı. Hafta içinde ise Ukrayna'daki gerginlik başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelere yönelik artan endişeler kurda yukarı yönlü harekete neden oldu. 20 Şubat’ta Ukrayna, Tayland ve Venezuela’da siyasi risklerin gelişmekte olan piyasalarda neden olduğu olumsuz havanın Fed tutanakları ve Çin'den gelen olumsuz PMI verisi sonrası artmasıyla dolar/TL 2.22 seviyesinin üzerini test etti. Gelişmekte olan piyasalardaki olumsuz havanın yanı sıra Hazine'nin önümüzdeki iki hafta gerçekleştireceği yüklü ihaleler öncesi iki ve 10 yıllık gösterge tahvillerin faizi yükseldi. 7 Ekim 2015 itfalı gösterge faizin bileşik faizi %11’I aştı. 27 Eylül 2023 itfalı 10 yıllık tahvilin bileşik faizi ise %10.53’ü geçti. Haftanın son gününde gelişmekte olan piyasalardaki olumsuz havanın devam etmesiyle dolar/TL 2.20'li seviyelerde işlem görmeyi sürdürdü. Riskten kaçışla yükselen kur, TCMB'nin likiditeyi kısarak ortalama fonlama maliyetini yükseltmesi sonrası kayıpların büyük bir kısmını geri aldı. TCMB Perşembe günü repo ihalesiyle sağladığı likiditeyi kıstı. Bankalar PY repo imkanından 5.347 milyar TL tutarında yararlandı. TCMB'nin ortalama fonlama maliyeti önceki günkü %10.04'ten %10.15'e yükseldi. Tahvil-bono piyasasında ise risk iştahında azalmanın yanı sıra Hazine'nin önümüzdeki iki haftada gerçekleştireceği yüklü ihaleler de baskı yaratmayı sürdürüyor; yine de faizlerde hafif gerileme oldu. Hazine, bu hafta düzenlediği kuponsuz tahvil ihracı ile yoğun Şubat ayı % borçlanma programına başladı. Hazine, 25 yeni gösterge olacak 2 ve 10 yıllık 22 tahviller dahil gelecek hafta ve Mart'ın ilk 19 haftasında 10 ihale düzenleyecek. Bu 16 dönemde aynı kağıtları ikişer kez ihraç 13 edecek olan Hazine'nin önümüzdeki iki 10 haftada yaklaşık 30.8 milyar TL'lik itfası 7 bulunuyor. Hazine'nin 26 Şubat'ta 12 4 milyar TL'si piyasaya yaklaşık 14 milyar TL, 5 Mart'ta ise 14.2 milyar TL'si piyasaya 16.6 milyar TL itfası bulunuyor. Hazine bu hafta düzenlediği 25 Mart 2015 itfalı kuponsuz tahvil ihalesinde 176.7 milyon TL'si ROT'ta, 850.9 milyon TL'si ihalede olmak üzere piyasadan 1,027.6 milyon TL borçlanma gerçekleştirdi. ROT'ta kamuya satış yapılmadı. İhraçta bileşik faiz %11 olan beklentilerin üzerinde %11.19, nominal teklif ise 2,726.4 milyon TL oldu. 02.01.2006 03.03.2006 28.04.2006 26.06.2006 21.08.2006 17.10.2006 15.12.2006 14.02.2007 11.04.2007 08.06.2007 03.08.2007 01.10.2007 28.11.2007 28.01.2008 24.03.2008 21.05.2008 16.07.2008 10.09.2008 11.11.2008 13.01.2009 10.03.2009 07.05.2009 03.07.2009 28.08.2009 27.10.2009 25.12.2009 19.02.2010 14.04.2010 11.06.2010 05.08.2010 05.10.2010 07.12.2010 01.02.2011 28.03.2011 23.05.2011 18.07.2011 15.09.2011 15.11.2011 10.01.2012 06.03.2012 03.05.2012 28.06.2012 27.08.2012 23.10.2012 21.12.2012 18.02.2013 15.04.2013 13.06.2013 13.08.2013 09.10.2013 11.12.2013 06.02.2014 Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları (07.10.15 tahvili, % bileşik) Sonuçta 14 Şubat’ta Merkez Bankası kurlarıyla 2.1884 olan dolar/TL paritesi, 21 Şubat’ta 2.2012 TL’ye çıktı; 2.9974 TL düzeyinde olan euro/TL paritesi ise 3.0174 TL’ye yükseldi. 14 Şubat’ta %10.75 olan gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise bu haftanın son günü %10.89 oldu. 10 Döviz, petrol altın fiyatları... ve Döviz: ABD doları ABD'de açıklanan zayıf ekonomik verilerin ardından hafta başında para birimleri sepeti karşısında altı haftanın en düşük seviyesinde işlem gördü. Euro/dolar paritesi 1.3720’nin üzerine çıktı. Dolar yen karşısında ise Japonya'da açıklanan beklentilerin altındaki GSYH verisinin ardından 101.60'a geriledi. Ancak Japon yeni, daha sonra BOJ'un para politikasında değişiklik yapmaması ve ekonomiye destek için özel kredi programını uzatmasının ardından önde gelen para birimleri karşısında düştü. Euro hafta içinde dolar karşısında yükselirken, ABD'de açıklanan zayıf ekonomik veriler ve yabancı yatırımcıların ABD varlıklarında yoğun satış yaptığı yönündeki haber doları olumsuz etkiledi. Fed tutanaklarının ardından dolar karşısında euro bir ara yaklaşık yedi haftanın en yükseği olan 1.3773'ü gördü, daha sonra hafif geriledi. Dolar/yen paritesi ise hafta içinde 102’nin üzerine çıktı daha sonra tekrar geriledi. Haftanın son gününde ise dolar, ABD'de açıklanan olumlu verinin bu ülkenin ekonomisindeki iyileşmenin devam ettiği görüşünü desteklemesiyle para birimleri sepeti karşısında yatay seyir izledi. Euro/dolar paritesi 1.37’nin üzerinde; dolar/yen paritesi ise 102.50’nin üzerinde seyretti. Cuma günü itibariyle Euro/dolar paritesi 1.3710; Dolar/yen paritesi 102.70 düzeyindedir. Petrol: Brent ham petrolünün varil fiyatı, ABD'de açıklanan zayıf ekonomik verilerin bu ülkeden gelecek talebe dair endişeleri artırmasıyla hafta başında 109 dolara doğru geriledi. ABD hafif petrolü ise hafta başına 100 doların üzerinde başladı. Soğuk hava nedeniyle ısınma yakıtındaki güçlü tüketim ise kayıpların sınırlı kalmasını sağladı. Brent ham petrolünün varil fiyatı hafta içinde Kuzey Amerika'da ısınma yakıtına olan güçlü talep ve dolardaki zayıflığın, olumsuz ABD verilerine dair endişeleri bastırmasıyla 109 doların üzerinde seyir izledi. Daha sonra ise Afrika ve Venezuela'ya ilişkin jeopolitik endişelerin sağladığı destekle Brent petrolünün varili 110 doların üzerine yükseldi. ABD ham petrolü ise, soğuk havaya bağlı güçlü talebin etkisiyle yaklaşık dört ayın en yüksek seviyesinde işlem gördü ve 103 dolara çıktı. Güney Sudan ve Libya'daki iç çekişmeler petrol arzına olumsuz yansırken, Venezuela'daki protestolar da endişeye neden oluyor. Çin’de açıklnanan olumsuz veriler ise petroldeki çıkış baskıladı. Haftanın son gününde ise Brent ham petrolünün varil fiyatı Afrika'da petrol arzıyla ilgili sıkıntıların sağladığı destekle 110 doların üzerinde işlem gördü. ABD ham petrolünün varil fiyatı ise arzdaki düşüş ve Kuzey Amerika'da ısınma yakıtı tarafında görülen güçlü taleple yüksek seyretmeye devam etti. Cuma günü itibariyle Brent ham petrolünün varili 110.15 dolar düzeyinde; ABD hafif ham petrolünün varili 102.55 dolar civarında seyretmektedir. Altın: Altın, ABD'deki ekonomik büyümeye dair kaygılar ve dolardaki düşüşün ardından hafta başında 3.5 ayın en yüksek seviyesini gördü ve altının ons fiyatı 1326 doları aştı. Altın fiyatları hafta içinde yatırımcıların kâr satışı yapmaları ve fiziki alımların azalmasıyla geriledi ve 1320 doların altına düştü. Fed tutanakları sonrası dolarda görülen toparlanma da altını olumsuz etkiledi ve fiyatlar 1309 dolara kadar indi. Ancak haftanın son gününde fiyatlarda tekrar bir toparlanma oldu ve altının fiyatı tekrar 1320 doları gördü. Cuma günü itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1322 dolar civarındadır. 11 ABD doları/TL* Euro/TL* Döviz Sepeti ** Euro-dolar paritesi DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER (1) (2) (3) (2)/(1) 31.12.13 31.01.14 21.02.14 % değişim 2,1343 2,2737 2,2012 6,5 2,9397 3,0782 3,0174 4,7 2,5370 2,6760 2,6093 5,5 1,3774 1,3538 1,3708 (2)/(1) reel % değişim 4,5 2,7 3,4 (3)/(2) % değişim -3,2 -2,0 -2,5 - 1,3 -1,7 * TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır. PARA PİYASALARINDA GELECEK HAFTA G-20 toplantıları ve gelişmekte olan ülkelerdeki çalkantılar izlenecek.. Bu hafta gözler tekrar gelişmekte olan ülkeler üzerindeydi. Bu ülkelerdeki ekonomik sıkıntıların yanısıra siyasi karışıklık ve çatışmalar da küresel piyasaları olumsuz etkiledi. Özellikle Ukrayna, Tayland ve Venezuela’da olaylar iç çatışmaya doğru sürüklendi. Bu nedenle gelişmekte olan ülke para birimleri tekrar değer kaybına uğradı; borsalar geriledi. Ayrıca Çin’den gelen verilerin yavaşlama sinyallerini yoğunlaştırması da küresel ekonomideki toparlanma eğiliminin sorgulanmasına yol açmakta. Rusya ekonomisi de olaylardan olumsuz etkilendi. Küresel piyasalar bir yandan da bu hafta sonu toplanacak olan G-20 maliye bakanları toplantısından gelecek açıklamaları izleyecek. Burada Hindistan ve Brezilya gibi Fed politikalarından en çok etkilenen ülkelerin ABD’nin ekonomi politikalarını eleştirmesi beklenmekte. ABD’de açıklanan son Fed tutanakları ise, Fed’in tahvil alım programının azaltımı konusunda kararlı olduğunu göstermekte; bu ülkeden gelen son ekonomik verilerdeki olumsuzluk ise daha çok kış koşullarına bağlanmakta. AB tarafında ise İtalya’da Matteo Renzi’nin hükümet kurma çalışmaları devam etmekte, eurodaki güçlü seyir de sürmekte. Öte yandan, Japonya’daki büyüme göstergeleri ise tatmin edici olmaktan uzak ve Başbakan Abe’nin gelecekteki politikalarının başarısı konusunda kuşkulara neden olmakta. Bu hafta petrol ve altın fiyatları yine yükseldi. Euro/dolar paritesi 1.3710 civarında seyrederken; dolar/yen paritesi 102.70 dolaylarında. Altının onsu 1322 dolar düzeyinde. Brent ham petrolünün varili 110.15 dolar; ABD hafif ham petrolünün varili ise 102.55 dolar civarında. Türkiye’de ise Merkez Bankası PPK toplantısında beklendiği gibi yeni bir karar almadı. Türk Lirası’nın gelişmekte olan ülkelerdeki duruma göre yön aldığını söyleyebiliriz. Hafta ortasına kadar diğer ülke para birimlerine göre pozitif ayrışmayı başaran TL’nin, gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahındaki son düşüşten sonra dolara karşı değer kaybettiği izlenmekte. Ancak Merkez Bankası’nın piyasaya verdiği likiditeyi kısıtlaması bu kaybı sınırladı. Faiz oranlarında da benzer şekilde artış vardı. Öte yandan, açıklanan 2013’ün son çeyreğe ait işsizlik oranları oldukça olumsuzdu ve 2013’ün tümünde işsizlik oranının %10’a yakın çıkacağını işaret etti. Büyümenin düşmesi varsayımı altında işsizliğin içinde bulunduğumuz yıl daha da yükselmesi şaşırtıcı olmamalı. Ocak ayı bütçe verileri ise bütçedeki olumlu performansın devam ettiğini göstermekte; ancak önümüzdeki aylarda bütçe açığının artış eğilimine girereceğini tahmin ediyoruz. Haftaya Şubat ayı imalat sanayi kapasite kullanım oranları ve Ocak ayı dış ticaret verileri açıklanacak. Önümüzdeki hafta küresel piyasalarda G-20 maliye bakanlarının Sydney’de yapacakları toplantının sonuçları izlenecek. Ukrayna ve diğer bazı gelişmekte olan ülkelerdeki iç çatışmaların sürmesi veya ağırlaşması piyasaları olumsuz etkileyebilir. Yurtiçinde ise 12 Hazine’nin iç borç ihalelerinin faizler üzerinde baskı yaratmaya devam edeceğini öngörüyoruz. Bu çerçevede, dolar/TL paritesinin 2.17-2.22 arasında hareket etmeye devam edeceğini tahmin etmekteyiz; gösterge tahvilin bileşik faizinin ise %10.80-11.20 aralığında seyretmesini beklemekteyiz. Daha fazla bilgi için: Dr. M.Veyis Fertekligil, Baş Ekonomist e-posta: [email protected] Tel: 0212 – 368 35 20 UYARI NOTU: Bu rapor Turkland Bank A.Ş. (T-Bank) tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen bilgiler kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir şekilde finansal enstrümanların alım veya satımı konusunda tavsiye veya finansal danışmanlık hizmeti sağlanması olarak yorumlanmamalıdır. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerin doğru ve tam olması konusunda herhangi bir şekilde garanti vermemektedir. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerde herhangi bir bildirimde bulunmaksızın değişiklik yapma hakkına sahiptir. Bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan T-Bank hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. 13