BAŞKE i S G YE Ni G G A NT ekonomi ZETE BASKENT HAFTALIK EKONOMİK AKTÜEL SİYASİ GAZETE YATIRIMCI KÖŞESİ Hasan KANDAMAR [email protected] Günümüz piyasasında yatırım yolları nelerdir ? Birikimimizle nasıl yatırım yapabiliriz ? Bu hafta bu soruların cevaplarını verelim. Yatırımcı olmanın en belirgin özelliği daima net bütçe ile net planlama yapmaktır. Ancak öncelikle yatırım araçlarını yorumlamamız çok önemli. Yatırım araçlarından altın , dünya piyasalarına bağlı olmasından dolayı riskli görüyor ve kar/ zarar tahmin edilebilirliği düşük olduğu için yatırımcılara tavsiye etmiyorum. Ancak küçük orta ölçekli gelir seviyesine sahip kitleler için kolay alınıp satılması açısından iyi bir birikim aracı olarak kabul edilebilir ancak iyi bir yatırım aracı olmaktan çok uzak. Borsa’ya baktığımızda ise Borsa İstanbul ‘da işlem gören şirketleri , o şirketlerin yıllık kar / zarar durumlarını , ortaklık yapılarını , piyasaya olan borçları ve alacaklarını , kısa , orta ve uzun vadede yatırım planlarını ve bunun gibi bir çok veriyi ciddi güvenilir kaynaklardan takip edebiliyorsanız ; iyi bir aracı kurum ile çalışıyorsanız ve gün içerisinde anında alış ya da satış emirleri ile doğru anlarda müdahale edebiliyorsanız günlük sıcak para ile kazanç elde edebileceğiniz kısa vadeli yatırım aracı diyebiliriz. Ancak menkul kıymetler borsasında kazanan oyuncu olmak için yukarıda saydıklarımın hepsine sahip olmanız gerekir. Gün içinde tam zamanlı olarak borsayı takip ve müdahale imkanınız yoksa borsa dan uzak durmanızı tavsiye ediyorum. Döviz de Altın ve Borsa gibi dünya piyasalarına olan bağımlılığının yanında kar / zarar oranının düşüklüğü göz önüne alındığında iyi bir seçenek olmaktan çok uzaktadır. Yatırım araçlarından en güveniliri , en sağlamı , en karlısı daima gayrimenkul yatırımıdır. Barınma ihtiyacı için satın alınan mesken niteliğindeki ikamet ettiğimiz daireleri bir kenarda tutarsak Gayrimenkul Yatırımı’nı; Ticari Gayrimenkul, Daire ve Arsa olarak üç ana başlık altında toplayabiliriz. Ticari Gayrimenkul’ler ; yüksek kira getirisine sahip olması , stopaj adı altında emlak vergisinin kiracılar tarafından ödenmesi , kısa sürede mülk alımında ödenen paranın kira geliri ile yatırımcıya geri dönmesi, yıllık mülk değeri artışının daire ve arsalara göre daha fazla olması , ihtiyaç anında rahat ve hızlı şekilde satılabilmesi gibi çok ciddi avantajları ile daima yatırımcıların gözdesi durumundadır. Dükkanlar , Mağazalar , Ofisler, Ticari Binalar , Benzin İstasyonları, Oteller bu sınıfta olan yatırım seçenekleridir. Ticari Gayrimenkul denince sağlam kiracılı dükkan ve mağazalar bu yatırım sınıfının parlayan yıldızları konumundadır. Dükkan ve mağaza alırken dikkat edilmesi gereken ilk özellik şehrin yaşayan cadde ve sokaklarında olmasıdır. Özellikle ülkemizin kişi başına düşen AVM şampiyonu olan başkentimiz Ankara’da yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu caddeler ile işlek ara sokaklardan kiracılı dükkan ve mağaza alan yatırımcı daima kazanır. Basit bir örnek vermek gerekirse; 500.000 TL lik bir yatırım bütçeniz olduğunu düşünelim. Bu miktarda birikiminiz ile Çankaya , Bahçelievler veya Çayyolu’ndan yatırım amaçlı orta ölçekli bir daire alırsanız ; size en fazla 1.600 TL kira getirisi sağlayacaktır. Bu da 312,5 ay; bir başka deyişle 26 yılda verdiğiniz para size geri dönecek demektir. Aynı bütçe ile Kızılay , Ulus , Çankaya , Dikmen , Tunalı bölgelerinde küçük bir dükkan almayı tercih ederseniz, aynı miktarla satın aldığınız dükkan size en az 2.750 TL kira getirisi sağlar. Bu da dükkanın mülkünü alırken ödediğiniz 500.000 TL size 15 yılda geri dönecek demektir. Bu matematik Ticari Gayrimenkul yatırımında her bütçe ile kolay ve basit şekilde uygulanabilir. Yatırımın geri dönüş süresi Dairelerde 20 yılın üzerinde olmasına rağmen , dükkan ve mağaza yatırımında bu süre 12 yıl ile 15 yıl arasındadır. Bu anlamda Ticari Gayrimenkul daima başlı başına çok karlı bir yatırım aracıdır. Türkiye’den, Filistin’e enerji yatırımı Türkiye- Filistin İş Konseyi tarafından Filistin’de gerçekleştirilen toplantıda Türk ve Filistinli firmaların ortaklığı ile Filistin’in yaşadığı enerji problemine çözüm üretmesi planlanan Solar Panel Fabrikası ile ilgili görüşmeler gerçekleştirildi. Buna göre gerekli izinlerin alındığı fabrikayla ilgili Türk firmalarının yatırımlarını gerçekleştirmesi planlanıyor. Türkiye-Filistin İş Konseyi tarafından düzenlenen görüşmeler ve Türkiye-Filistin CEO Yuvarlak Masa Toplantısı, Filistin’de gerçekleşti. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Filistin İş Konseyi tarafından Ramallah, Kudüs ve Nablus şehirlerinde gerçekleştirilen ikili görüşmeler ve Türkiye-Filistin CEO Yuvarlak Masa Toplantısı’nda Filistin’in enerji sorunu masaya yatırıldı. Toplantıya gayrimenkul, finans, tekstil, turizm, organizasyon, enerji, inşaat malzemeleri, gıda, tarım ve lojistik sektörlerinde faaliyet gösteren 11 Türk iş adamı ile Filistin İş Dernekleri Federasyonu ve Filistin eski Ekonomi Bakanı Mazen Sinokrot, Filistin Kudüs İşleri Bakanı ve Kudüs Valisi Adnan Hüseyni ve Filistin’den tekstil, enerji, gıda ve mühendislik sektörlerinde faaliyet gösteren 20 firma temsilcisi katıldı. 10 Haziran 2016 Cuma www.yenibaskentgazetesi.com 5 TÜPRAŞ ZİRVEDE C M Y B İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2015 Yılı Araştırması” sonuçlarına göre, sanayinin zirvesinde 35 milyar 437 milyon TL üretimden satış ile Tüpraş yer aldı. İSO’ya göre 500 Büyük şirketin üretimden net satışları yüzde 7 artarak 450,5 milyar TL oldu. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 1968 yılından bu yana aralıksız gerçekleştirdiği, sanayinin devler ligini belirleyen ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2015’ araştırmasının sonuçları açıklandı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından basın toplantısında açıklanan Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2015 araştırmasına göre, sanayinin zirvesinde üretimden satışlarda 35 milyar 437 milyon TL ile Tüpraş yer aldı. Listede ikinci sırada 14 milyar 732 milyon TL ile Ford Otomotiv, üçüncü sırada 9 milyar 998 milyon TL ile Arçelik yer aldı. İHRACAT RAKAMLARI AZALDI Reel ekonominin mevcut durumunu ve yaşadığı sorunları ortaya çıkarması bakımından önem taşıyan, önceki yıllara göre iki ay önce açıklanmaya başlanan araştırmanın en belirgin sonuçlarından biri, finansman giderlerinin bir önceki yıla göre yüzde 75 artması oldu. Buna göre sanayiciler elde ettikleri karın yüzde 63,4’ünü finansman gideri olarak kaybetti. İSO 500’ü oluşturan sanayi şirketlerinin 2014 yılında 421,2 milyar lira olan üretimden net satışları 2015 yılında yüzde 7 oranında artarak 450,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Faaliyet kârının net satışlara oranı son yılların en yüksek düzeyi olan yüzde 8,7’ye ulaştı. 2014 yılında 30 milyar 457 milyon lira olan faaliyet karı yüzde 44,9’luk artışla 44 milyar 144 milyon TL oldu.Araştırmaya göre 2014 yılı hariç son dört yıldır imalat sanayi ekonominin altında büyüdü. Buna göre 2015 yılında ekonomi yüzde 4, imalat sanayi ise yüzde 3,8 büyüdü. 2015 yılında İSO 500 kuruluşunun ihracatı ise yüzde 12,9 azalarak 61,3 milyar dolardan 53,4 milyar dolara geriledi. Böylece 2015 yılı itibariyle İSO 500 şirketleri Türkiye’nin ihracatının yüzde 37,2’sini ve sanayi ihracatının yüzde 38,9’unu gerçekleştirdi. İSO 500 içinde en fazla ihracat yapan şirketlerde ilk beş sırayı ise Ford Otomotiv, Tüpraş, Oyak Renault, Tofaş ve Arçelik aldı. FİNANSMAN GİDERLERİ ARTTI Araştırmanın sanayicinin finansman giderlerinin 2015 yılında anormal derecede yükseldiğini ortaya koyduğunu belirten İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, sa- nayicinin bin bir emekle oluşturduğu faaliyet karının büyük bölümünün finansman giderine gittiğini söyledi. Bahçıvan, “Finansman giderleri bir önceki yıla göre yüzde 75,1 arttı. Sanayici elde ettiği 44 milyar TL’lik karın 28 milyar TL’sini, bir başka ifadeyle yüzde 63,4’ünü finansman gideri olarak kaybediyor. Halka açık sanayi kuruluşları açısından bu oran dünyada ortalama yüzde 16. Başka bir deyişle Türkiye’yi dünyadan farklı kılan, borçluluk oranları değil, borçlanmanın maliyeti. Sanayicinin dişiyle tırnağıyla, Ar-Ge ve yatırım yaparak, istihdam yaratarak, risk alarak kazandığı paranın neredeyse üçte ikisi finansmana gidiyor. Bu kabul edilebilir, sürdürülebilir bir durum değildir. Finansman giderlerinin faaliyet karına oranı dünya ortalamalarına göre oldukça yüksek. Bu da gösteriyor ki Türkiye’deki finans sisteminin bu şekilde yürümesi imkansız. Sanayici böylesine yüksek bir finansman yükü ile mücadele ederken finans dünyasının en önemli kurumları olan bankalar da mutsuz. Böyle bir modelle sanayinin çarklarının sağlıklı olarak dönmesi çok kolay görünmüyor” dedi. İhracat şampiyonu otomotiv Türkiye ihracatının lideri otomotiv endüstrisi, mayısta son üç yılın aylık bazdaki en yüksek ihracat artışına ulaştı. Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre mayıs ayında geçen yıla göre yüzde 34 artış yaşayarak yaklaşık 2 milyar dolar ihracat yapan otomotivin, son dört aylık ihracatı da ortalama 2 milyar doların üzerine çıktı. OİB verilerine göre ülke grubunda en büyük pazar olan AB’ye ihracat yüzde 43 artarken, alternatif pazarlardan Amerika ülkelerine yüzde 33 arttı. Sektörün en büyük pazarı Almanya’ya ise ihracat yüzde 24 artarken, İtalya’ya yüzde 98 ve Fransa’ya da yüzde 76 artış gösterdi. Bu ülkelere ihracat performansında, binek otomobiller ve eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlarda yüzde 200’e varan oranlarda artış etkili oldu. Türkiye ihracatının lider sektörü otomotiv endüstrisi, yükseliş grafiğini sürdürdüğü mayısta Temmuz 2013 tarihinden itibaren aylık bazdaki en yüksek ihracat artış oranına ulaştı. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) verilerine göre, otomotiv sektörünün mayıs ayı ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34 artarak 1 milyar 983 milyon dolar oldu. Türkiye ihracatından yüzde 18 pay alan sektörün son dört aylık ihracatı ortalama 2 milyar doların üzerine çıktı. EN BÜYÜK ARTIŞ TİCARİ ARAÇLARDA OİB verilerine göre mayıs ayı ihracatında ürün grubu bazında yüzde 73’ü bulan artışlar yaşandı. Otomotivin ocak-mayıs döneminde ihracatı da yüzde 12 artarak 9 milyar 572 milyon dolar oldu. Mayısta ürün grubu bazında otomotiv yan sanayi ihracatı yüzde 12 artarak 771 milyon dolar olurken, binek otomobil yüzde 50 artışla 667 milyon dolar, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar yüzde 73 artışla 380 milyon dolar ve otobüs-minibüs-midibüs de yüzde 38 artışla 140 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. AB VE ALMANYA PAZARINDA ARTIŞ Otomotiv yan sanayinde en büyük pazar olan Almanya’ya ihracat yüzde 14 artarken ABD’ye yüzde 19 geriledi. Binek otomobillerde en büyük ilk üç pazar olan İtalya’ya ihracat yüzde 126, Fransa’ya yüzde 179 ve Almanya’ya yüzde 55 arttı. Eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlarda lider pazar İtalya’ya ihracat yüzde 200 artarken, Fransa’ya yüzde 133, Almanya’ya yüzde 71, Hollanda’ya yüzde 239 ve İspanya’ya yüzde 118 artış yaşandı. Otobüs-minibüs-midibüs ürün grubunda ise en büyük pazar Almanya’ya ihracat yüzde 7, Fransa’ya yüzde 23, İtalya’ya yüzde 155 ve Birleşik Krallık’a yüzde 18 arttı. Türkiye otomotiv endüstrisi ihracatında ülke grubu pazarında ilk sırada yer alan AB pazarına yönelik artış yükselerek devam etti. Endüstrinin en büyük pazarı kabul edilen Almanya’ya ise ihracat mayısta artış göstererek 335 milyon dolara ulaştı. Almanya’ya yönelik artışta yan sanayi ihracatının yüzde 14, binek otomobiller ihracatının yüzde 55 ve eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatının yüzde 71 artması etkili oldu. İhracattan yüzde 78 pay alan AB ülkelerine ihracat ise mayısta yüzde 43 artışla 1 milyar 564 milyon dolar oldu. Alternatif pazarlar arasında yer alan Orta Doğu ülkelerine ihracat yüzde 20, Afrika ülkelerine yüzde 15 artarken, Amerika ülkelerine yüzde 33 artışla yaklaşık 94 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi. Mayıs ayı ihracatı sektörün diğer büyük pazarları olan İtalya’ya da ihracat neredeyse ikiye katlandı. Yüzde 98 artışla 235 milyon dolar olan İtalya’ya ihracatı, yüzde 76 artışla 218 milyon dolarla Fransa takip etti. Yine İtalya’ya yönelik artışta eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar ihracatının yüzde 200, binek otomobiller ihracatının yüzde 126 etkisi oldu. İran hurmasının fiyatı iki kat arttı Dünyada hurma üretiminde lider ülke konumunda olan İran’a ABD’nin uyguladığı ambargonun kalkmasıyla İran hurmasının fiyatı neredeyse iki katına çıktı. Ülkemizde geçen yıl 7-8 liraya alınabilen hurma, bu yıl 12-15 lira arasında raflarda tüketiciye sunuluyor. Ramazan sofrasının vazgeçilmesi olan hurma da bu yıl fiyat artışı tavan yaptı. Hurma üretiminde dünyada ilk sırada olan İran’a AB ülkelerinin uyguladığı ambargonun kalkması nedeniyle satışın artması fiyatlara yansımadı. Avrupa ülkelerinde özellikle tatlı ve pastalarda hurmanın doğal şeker olarak kullanılması da fiyatını ikiye katladı. Hurmada yaşanan artık yalnızca AB ülkelerinde değil, ülkemizde de etkili oldu. Fiyat artışında en büyük etkiyi ABD’nin ambargosunun yaptığı belirtildi. Hamsi’de ihracat 1 milyon dolar Trabzon’daki Arsin Organize Sanayi Bölgesi’nden ABD, Rusya ve bazı Avrupa Birliği ülkelerine yapılan işlenmiş hamsi ihracatından ekonomiye yaklaşık 1 milyon dolarlık döviz girdisi sağlandı. Arsin Organize Sanayi Bölgesi’nden 2007 yılında kurulu bulunan 4 bin metre kare kapalı alanında Avrupa Standartlarında işleme tesisleri ve Karadeniz Bölgesi’nin en büyük soğuk hava deposuyla hizmet veren Politeknik İşletme Müdürü Özgür Kaba, tesislerde günlük 45 ton şoklama ve 200 ton ürünün muhafaza edilebildiğini söyledi. Özgür Kaba, “Tesislerimizde, bölgede avlanan ve yetiştirilen Hamsi, İstavrit, Palamut, Lüfer, Levrek, Alabalık gibi ürünlerin işlemesi ve paketlemesi konusunda yüksek standartlarla hizmet vermekteyiz. Avrupa Birliği’nin yüksek hijyen standartlarına sahip olan tesislerimizden başta hamsi olmak üzere tüm ürünlerimizi, yurt içi ve yurt dışında pazarlamaktayız” dedi. Fileto hale getirilmiş, dondurulmuş ürünlerden özellikle hamsi, yurt içinden olduğu kadar yurt dışından da beklenenin üzerinde talep ediliyor. Geçen sezon işlenmiş flote hamsiden yurt içine 300 ton pazarlanırken; yurt dışında, Almanya (200 ton), Hollanda (60 ton), Fransa ve İngiltere (40 ton), Belçika (20 ton) ABD (10 ton) ve Rusya ile Birleşik Arap Ülkelerine de ihracat gerçekleştirildi. Niğde’den 40 ülkeye ‘Kalsit’ ihracatı (İHA) - Niğtaş Grup Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Sakin Aruk, ihracat hedeflerine yönelik açıklamalarda bulundu. Aruk, dünyanın en büyük rezervlerine sahip olan ABD ve Çin de dahil olmak üzere 40 ülkeye ihracat yaptıklarını ifade ederek, hedeflerinin Kalsit’i tüm dünyaya ulaştırmak olduğunu söyledi. Niğtaş’ın temelini 1985 yılında kardeşi Hamdi Aruk ile birlikte atan Sakin Aruk, Kalsit’i o yıllarda kimsenin tanımadığını ifade ederek, kardeşiyle birlikte bu beyaz cevhere ömürlerini adadıklarını söyledi. O yıllarda şahıs şirketi olarak faaliyet gösteren Niğtaş, bugün 700 kişiye istihdam sağlayan, 130 milyon dolarlık ciroya sahip Türkiye’nin önde gelen kalsit firması haline geldi. Niğtaş, 1996 yılında seri üretime geçerken 2004 yılında da mikronize üretime başladı.