ACİL ÇÖZÜMLER

advertisement
19 Şubat 2015 PERŞEMBE
19
2
Kadını kurtarmanın yolu
erkeği de eğitmekten geçiyor
ŞİDDET
EN ÇOK BABA
VE KOCADAN GELİYOR
Kadına yönelik şiddet en
çok kadının ailesindeki sözü geçen
erkeklerden (çocukluk döneminde
baba, evlilikte eş) geliyor. Türkiye’de
boşanan kadınların yüzde
78’inin eşlerinden boşanma
döneminde şiddete
maruz kalmaları dikkat
çekiyor.
Özgecan Aslan, toplum vicdanında kadına yönelik cinsel
ve fiziksel şiddetin sembolü haline geldi. “Geçecek ve
yine unutulacak!” diye düşünülen bu alçakça saldırı bu
defa unutulacağa benzemiyor. Kenetlenen milyonlar
konunun takibi konusunda umut verirken, kadınından
erkeğine duyarlı her vatandaşın isteği, acil çözüm
önerilerinin bir an önce hayata geçirilmesi
K
adına yönelik fiziksel ve
cinsel şiddetin
büyük bir hızla arttığı ve
kadınların çoğunun bu
gerçeği sır olarak yaşadıkları günümüzde sorunun çözümüne dair
somut adımların zaman
geçirilmeden atılma
beklentisi çok büyük.
Bu adımların başında
“eğitim” geliyor. Kadınların ücretli işlerde
güvenceli çalışmaları ise
“Kader” deyip kabullendikleri çok sayıda haksızlığa başkaldırmaları
açısından çok önemli.
Eğitim ve bilinçlendirmenin sadece kadınlara
yönelik olması da yetmiyor. Toplumun diğer
yarısını oluşturan erkekler bilinçlenmedikçe
sorunun çözümü çok
uzak görünüyor.
ACİL ÇÖZÜMLER
HANGİ KADINLAR ŞİDDETE
MUHAFAZAKÂR TOPLUMLARDA
DAHA ÇOK MARUZ KALIYOR? DAHA ÇOK KARŞILAŞILIYOR
n Daha önce şiddet görmüş olanlar
n Çocuklarına ya da diğer
insanlara şiddet uygulayanlar
n Evlilik sorunları yaşayanlar
n Boşanmış ya da boşanmak üzere olanlar
n Eğitim seviyesi düşük kadınlar
n Düşük maddi gelire sahip olanlar
n Farklı etnik kimliği bulunanlar
n Yeti yitimi olan kadınlar
ŞİDDET GÖREN KADINI
VURAN RUHSAL SORUNLAR
Şiddete maruz bırakılan kadınlarda her türlü
ruhsal hastalık görülme sıklığı artıyor.
n Major depresif bozukluk
n Kaygı bozuklukları
n Travma sonrası stres bozukluğu
n Somatizasyon bozukluğu
n Konversiyon bozukluk
Kadına yönelik şiddete, erkek egemenliğinin
yüksek olduğu muhafazakâr toplumlarda daha
çok rastlandığı belirtiliyor. Çocukluktan itibaren
ve evlilik boyunca kadınlar toplumun kendileri
için biçtiği rollere uyma, terbiye edilme, denetim altına alınma amacıyla şiddete maruz kalıyor.
Kadına yönelik şiddetin en sık görülen nedeninin, geleneksel kadın-erkek ilişkisini olağan
gören zihinsel yapı olduğu ifade ediliyor.
POPÜLER KİŞİLER
SÖZLERİNE DİKKAT ETMELİ
Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı
Çalışma Birimi Kordinatörü Doç. Dr. Ayşe Devrim
Başterzi, “Geçtiğimiz günlerde popüler bir kişi, ‘Mini
etekli kadınlar tecavüze uğrayabilir’ demiştir. Bir kadının giydiklerinden dolayı tecavüze uğramasının meşru
olduğunu söylemek kadına yönelik şiddettir, ayrımcılık
suçudur ve yargı tarafından ele alınmalıdır” diyor.
CİNSİYET AYRIMCILIĞI
ARAŞTIRMASI YAPILMALI
Türkiye’de hangi ilde ne oranda cinsiyet ayrımcılığı olduğu konusu bir
kadın bakanlığı kurularak araştırılmalı ve
düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılmalı.
Bunlar gerçekleştiğinde bir ildeki cinsiyet
ayrımcılığının diğer illerden farkından söz
etmenin mümkün olduğu belirtiliyor.
n Kadınların statüsünün
yükseltilmesi
desteklenmeli.
n Kadınların eğitime
ulaşmaları sağlanmalı.
n Kadınlar ücretli işlerde
güvenceli çalıştırılmalı.
n Seçme ve seçilmeleri için
cinsiyet kotaları getirilmeli.
n Toplumsal cinsiyet
ayrımcılığı konusunda
bilinçlendirme yapılmalı.
n Anaokullarından
başlayarak sürekli
eğitimler düzenlenmeli.
n Medyada kadına
yönelik şiddet, normal
görülmemeli ve yaygın
gösterilmemeli.
n Dizi ve filmlerde kadına
yönelik şiddet sahneleri
yer almamalı.
n Dizi ve film senaryolarında
bile kadınlar, şiddet uygulayan erkeği hiçbir şekilde
affetmemeli. (Çünkü şiddet
affedildikçe tekrarlıyor ve
bir defa başladığında sonu
gelmiyor.)
-BİTTİ-
Download