İLİ : ANKARA AY-YIL : MAYIS-2012 TARİH : 25/05/2012 FETİH ŞUURU “Niyetim, ‘Allah yolunda cihad ediniz!’1 ermine riâyet etmektir. Gayretim de, İslam dininin hâlis ve ulvî gayretidir. Benim, peygamberlere ve Allah dostlarına bağlılığım vardır. Fetih ve zafer ümidim de, daima Allah’ın lütfundandır. Ne olursa olsun inşallah zafer bizimdir! Artık ya şehîd olup cennete, veya zaferle Bizans’a gireceğiz!...” Kardeşlerim! Fatih Sultan Mehmet Han'ın dilinden işte böyle dökülüyordu İstanbul'u fethetme ümidi ve arzusu… Bedir’de Sahâbe-i Kirâm, Malazgirt’te Alparslan, Kudüs’te Selahattin-i Eyyûbî, İstanbul’da Sultan Fâtih Han ve daha nice gönül eri kahraman, i'lây-ı kelimetullah için işte bu bilinçle hareket ediyordu. Eyüp Sultan Hazretlerinin İstanbul'da, ÜmmüHarâm'ın Kıbrıs'ta, Abdullah b. Huzâfe'nin Afrika'da ve daha birçok sahâbenin doğdukları yerlerden çok uzaklarda şehîd olmaları fetih anlayışının en önemli göstergesidir. Kuru bir mücadele, kavga, çatışma ve hükmetme davası olmayan fetih, açmak ve açılmak anlamlarına gelmektedir. Gönüllerdeki kilidin çözülerek gönlün, beldelerin ve ülkelerin İslam’a açılması demektir fetih. Zulumât perdelerinin kapanıp nurlu sabahların ufkumuzda arz-ı endam etmesinin adıdır fetih. İslam dininin eşsiz güzelliğinin, adaletinin, din, vicdan ve ifade özgürlüğünün bütün insanlığa yansımasının adıdır fetih. Fettâh olan Rabbimizin isminin dünyanın her bir köşesine götürülme mefkûresinin adıdır fetih. Ve fetih, imanın inkâra, ilmin cehalete, birlik ve beraberliğin düzensizliğe olan üstünlüğünün ifadesidir. bir medeniyetin müntesipleri olarak, "Gönül yapmak halîlim, Kâbe bünyâd etmekten yeğdir…" anlayışıyla gönüller fatihi olmaktır. Ve fatih, "Gönül yapmak gelmiyorsa elinden, bari gönül yıkılmasın dilinden" bilinciyle kötülüklere engel olan kimsedir. Tarihimizdeki en önemli dönüm noktalarından biridir İstanbul'un Fethi. Bir çağı kapatıp bir çağı açan bu önemli olay, medeniyetimizin insana verdiği değerin en güzel ifadesidir. Devletle halkın, madde ile mananın, ilimle ahlâkın birleşmesinin sonucudur fetih. Fatih'in, mekânı değil zamanı fethederek gerçekleştirdiği büyük bir birikimin sonucudur fetih. Kardeşlerim! İstanbul’u fethetmek için çok defa teşebbüste bulunuluyor ancak bu başarı, henüz yirmili yaşlarında Fâtih unvanına kavuşan İkinci Mehmet’e nasip oluyordu. Çünkü Fatih’in küçüklüğünden itibaren fethi kolaylaştıracak maddi ve manevi ortam hazırlanıyordu. Fatih, eğitim ve terbiyesini gönül erleri Akşemsettin ve Molla Güraniler’den alıyordu. O, “Ey iman edenler! Eğer siz Allah'ın dinine yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.”2ayetinin bilinci ile samimi bir niyet taşıyordu. Fatih, “Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et!”3 şeklindeki emr-i İlahî mucibince “ya ben Bizans’ı alırım ya da Bizans beni” sözü ile candan, canandan vazgeçebiliyordu. Ve yine O, “zulümden sakınınız. Çünkü zulüm kıyamet günü felâketlere sebep olur.”4 buyuran en büyük fâtih Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in izinden yürüyordu. Neticede Fatih ve şanlı ordusu, Kutlu Nebi’nin müjdesine ve övgüsüne5 nail oluyordu. Kardeşlerim! İstanbul'un fethi, aziz milletimizin İslam’a ve Peygamberimiz’e olan sevgi ve bağlığını bir kez daha göstermiştir. Bizler de ecdadımızın canları pahasına yaptıkları mücadelenin şuuruyla hareket edelim. Birlik, dirlik ve beraberliğimizin önündeki tüm engelleri kaldıralım. Unutmayalım ki, tarihimizi bilerek değerlerimiz doğrultusunda yaşamak, geçmişimize karşı bir sorumluluk, geleceğimize yönelik de atılmış en önemli adım olacaktır. Kendi ifadesiyle, “Gayretim Allah’ın dinine hizmettir. Allah’ın huzuruna varınca mahcup olmamak içindir.” diyerek fethin amacını ortaya koyan Fatih'e ve tarihimizin Fatih ruhlu neferlerine selâm olsun! Ruhları şâd, mekanları cennet olsun! 1 Tevbe, 9/41. Muhammed, 47/7. 3 Âl-i İmrân, 3/159. 4 Müslim, Birr ve Sıla, 56. 5 Ahmed b. Hanbel, IV, 325. Hazırlayan ve Redaksiyon: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 2 Değerli Kardeşlerim! Fetih evvela kişinin kendinde başlar ve kendi kendinin fâtihi olur insan. Nefis ve şeytanın esaretinden, hakka kulluk hürriyetine geçen kişidir fâtih. Arınan, kulluğun hazzına varan ve fethi sevda kabul edip Hak yoluna sevdalı kimse demektir fâtih. Gönül fethetmenin en büyük cihangirlik kabul edildiği