hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]

advertisement
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
[Ekim 2013]
Sayfa 1





hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
[Ekim 2013]
Sayfa 2
Öğrenme Alanı: İBADET
2. ÜNİTE: ZEKÂT, HAC VE KURBAN
İBADETİ
uzaklaştırmaktır. Böylece insanı güzel
ahlâk sahibi kılarak mutlu olmasını
sağlamaktır.
Aynı zamanda Allah’ın buyruklarını
yerine getirmekle onun sevgisini
kazandığımız gibi, verdiği nimetlerden
dolayı da şükretmiş oluruz. Çünkü
Allah sevgiye, saygıya ve ibadet
edilmeye lâyık tek varlıktır.
Hac Ne Demektir?
7. Kazanım
Hac ibadetinin nasıl
yapıldığını açıklar.
ve
niçin
Hac, sözlükte yönelmek, ziyaret etmek
anlamına gelir. Dini bir terim olarak hac;
yılın belli günlerinde(Kameri aylardan
Zilhicce ayında) kurallarına uygun
şekilde
ihram
denilen
örtüye
bürünerek Arafat da ayakta durmak ve
Kâbe’yi tavaf etmektir. Bu kutsal
yerleri belirli zamanlarda ziyaret eden
kimseye hacı denir.
İslâm’ın beş temel şartından biri olan
hac hem mal hem de bedenle yapılan
bir ibadettir. Maddi durumu iyi
olanların ömürlerinde bir defa hac
ibadetini yapmaları farzdır. Yüce Allah
Kur’an’da: “Yoluna gücü yetenlerin
Allah’ın evi (Kâbe)ni hac ve ziyaret
etmeleri, insanlar üzerinde Allah’ın bir
Hakkı’dır.”(Ali İmran suresi ayet 97)
buyurmuştur. Peygamberimiz de haccı
Müslümanlığın beş esasından biri
olarak saymış, yapılışını bizzat
uygulayarak
Müslümanlara
öğretmiştir.
Hac Niçin Yapılır?
Her
müminin
amacı
Allah’ın
hoşnutluğunu kazanmaktır. Onun
rızasını kazanmanın yollarından biri de,
peygamberleri aracılığı ile bildirdiği
emirleri
yerine
getirmek,
yasaklarından da kaçınmaktır. Allah’ın
emirleri insanı iyiye, güzele, doğruya
yöneltmek, yasakları ise kötülüklerden
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 3
Umre Ne Demektir?
Hac Kimlere Farzdır?
Eğer Kâbe hac mevsimi dışında
ihramlı olarak tavaf edilir ve Safa
ile Merve arasında say edilirse
buna
Umre
denir.
Umre yapmak sünnettir. Umre için
belirli bir zaman yoktur. Arefe ve
onu
izleyen
kurban
bayramı
günleri olmak üzere yılda beş
günün dışında her zaman umre
yapılır.
Gücü yeten yani zengin ve sağlıklı olan
Müslüman’ın hayatında bir kez
haccetmesi farzdır. Bir kimseye haccın
farz olabilmesi için şu şartların
bulunması gerekir:
1. Akıllı ve ergenlik çağına girmiş olmak
2. Özgür olmalıdır.
3. Ekonomik durumu yeterli olmalıdır.
Hacca gidecek kişinin borçlu olmaması,
kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını
karşılayabilecek
zenginliğe
sahip
olması gerekir.
4. Hac yapmaya engel olacak bir sağlık
sorunu olmamalıdır.
5. Yol güvenliği bulunmalı, yolda savaş,
bulaşıcı hastalık gibi güvenlik sorunu
bulunmamalıdır.
Hac ve umre ile İlgili Kavramlar
(İhram, Tavaf, Say, Vakfe)
8. Kazanım
Hac ve umre ile ilgili mekân ve
kavramların anlamlarını kavrar.
İhram: Haccın farzlarından biridir.
“ihram” vücudun belden itibaren alt
kısmına sarılan ve sırta alınan bir
havludan ibarettir. Bu erkekler içindir.
Kadınlar ihrama girmez, uzunca bir
entari giyerler.
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 4
Mikat : Hac veya Umre yapmadan
önce, İhram’a girilen yerlere denir.
Vakfe: Vakfe “durmak” demektir. Dîni
bir terim olarak Arefe günü (Kurban
bayramından bir gün önce) Arafat’ta
bulunmaktır. Orada ibadet ve dua
edilir.
Sa’y: Kâbe’nin yakınında bulunan Safa
ile Merve tepeleri arasında gidip
gelmektir. Bu gidiş ve gelişler,
Safa’dan Merve’ye dört, Merve’den
Safa’ya üç olmak üzere yedi defadır.
Hac ve umre ile ilgili Mekânlar
Tavaf: Kurban bayramının ilk üç
gününde Kâbe’yi tavaf etmek farzdır.
Kâbe’nin etrafında dualar okunarak
yedi kez dönmeye tavaf denir. Bir kez
dönüşe şavt denir.
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Kâbe, Mescidi Haram’ın tam ortasında,
köşeleri dört ana yöne denk gelecek
şekilde yapılmış dikdörtgen biçiminde
bir binadır. Kâbe’nin içinde tavanı
tutan üç ağaç sütun ve tavana çıkmak
için bir de merdiven vardır. İç duvarı
mermerle kaplıdır. Kâbe’nin üstü ve
dış duvarları her yıl hac mevsiminde
değiştirilen üzeri ayetlerle işlenmiş
siyah bir örtü ile kapatılmaktadır.
Kâbe’nin köşesinde tavafın başlama
noktasını belirten siyah bir taş “Hacerül Esved” bulunmaktadır. Kâbe’nin
Sayfa 5
yapılması ile buraya “Mescidü’l
Haram” yani güvenlikle ibadet
edilecek yer denilmiştir.
Hz. İbrahim Allah’tan aldığı emirle
Kâbe’yi yapmıştır. Oğlu Hz. İsmail de
kendisine yardımcı olmuştur. Hz.
İbrahim
Kâbe’nin
yapımını
tamamladıktan sonra Allah kendisine
“şimdi insanları buraya çağır” diye
emretmiş ve o da bu emri yerine
getirmiştir. Hac sırasında Müslümanlar
Hz.
İbrahim’in
davranışlarını
hatırlayarak onu yeniden yaşarlar.
Mekke ve orada bulunan Kâbe, Hz.
İbrahim’den sonra yüzyıllar boyu
kutsallığını
korumuştur.
İslâm’ın
gelmesiyle Allah peygamberimize
şöyle buyurmuştur: “İnsanları hacca
çağır; yürüyerek veya binekler üstünde
uzak yollardan sana gelsinler”(Hac
suresi, ayet 27) İşte, Allah’ın bu emri
gereğince Müslümanlar farz olan hac
ibadetini yaparlar.
Mescidi Haram: Kâbe’yi çevreleyen,
namaz kılmak, tavaf ve dua etmek için
kullanılan geniş bir alandan ibarettir.
Buraya “Haremi Şerif” de denir.
Zemini renkli mermerle kaplı olan bu
alanın dört tarafı duvarlarla çevrilmiş
olup, pek çok kapısı ve yedi tane
minaresi vardır.
Mekke: Hz. İbrahim’den bu tarafa
Kâbe kutsal bir yer olarak kabul
edilmiştir. Zaman içinde oraya
yerleşen insanlar, Mekke şehrini
kurmuşlardır.
Mekke
Kur’an’da
şehirlerin anası olarak anılmaktadır.
Kur’an Allah’a ibadet amacıyla yapılan
ilk mescidin Mekke’de inşa edildiğini
belirtmektedir. Bu konu ile ilgili ayet
şöyledir: “İnsanlar için kurulan ilk ev
(ibadet yeri) Mekke’de âlemlere
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
hidayet kaynağı olan Kâbe’dir.” (Ali
İmran suresi, ayet 96)
Safa ve Merve: Kâbe’nin doğusunda
yaklaşık 350 metre aralıklı iki tepedir.
Güneydeki, Safa, kuzeydeki ise
Merve’dir. Bu iki tepe arasında sa’y
yapılır.
Müzdelife: Arafat dağı ile Mina
arasında kalan bir bölgenin adıdır. Hac
esnasında
Arafat’tan
dönüşte
Müzdelife’de vakfe yapılır.
Mina:
Mekke’nin
doğusundaki
dağların eteğinde Arafat’a giden yol
üzerinde bulunan Müzdelife ile Mekke
arasında kalan bir bölgenin adıdır. Hac
ibadeti esnasında kurban kesmek ve
şeytan taşlama (büyük ve küçük
cemreler) burada yapılır.
Sayfa 6
Hac Nasıl Yapılır?
Hacca gitmek isteyen kimse, bu kutsal
görev için helal kazanç temin eder.
Yola çıkmadan önce varsa borçlarını
öder, hak sahipleri ile helâllaşır.
Günahlarının bağışlanması için tövbe
edip Allah’tan af diler. Kazaya kalmış
ibadetleri varsa mümkün olduğu kadar
kaza eder. Yola çıkacağı zaman evinde
iki rekat namaz kılar. Aile fertleri,
dostları ve yakınları ile helallaşıp veda
ederek yola çıkar. Yolculukta ve hac
ibadeti esnasında başkalarını incitecek
kötü söz ve davranışlardan sakınır.
Hacı adayı ihrama girme yeri olan
“mikat” da yıkanarak gerekli temizliği
yapar ve ihrama girer. İki rekat namaz
kılar, “Ya rabbi ben haccetmek
istiyorum. Onu bana kolay kıl ve onu
benden kabul et.” diye dua eder. Bu
duayı okuyarak niyet ettikten sonra
“Telbiye” de bulunur.
Anlamı: Allah’ım! Davetine uyarak
emrine boyun eğdim. Senin davetine
uymak benim boynumun borcudur.
Senin eşin ve ortağın yoktur. Senin
emrine boyun eğdim. Hamd ve nimet
sana mahsustur. Mülk de senindir.
Senin eşin ve ortağın yoktur.
İhrama
girdikten,
namaz
kılıp
“telbiye” getirdikten sonra Mekke’ye
doğru yola çıkar. Yolda telbiye
getirmeye devam eder. Mekke’ye
varacağı zaman abdest alır ve dua
ederek “varış tavafını” yapar. Sonra
Safa lie Merve arasında yedi defa sa’y
eder.
Zilhicce ayının sekizinci günü sabah
namazını Mekke’de kılıp Mina’ya çıkar.
Arefe günü sabahleyin Arafat’a
hareket eder. Güneş batıncaya kadar
Arafat’da vakfeyi yerine getirmek için
durur. Geceyi Müzdelife’de geçirir.
Bayramın
birinci
günü
Cemrei
Akabe’ye yedi taş atar. Dilerse
kurbanını bu gün kesebilir. Telbiyeye
de son verir. Kâbe’ye gelerek ziyaret
tavafını yapar. Bayramın birinci, ikinci ,
üçüncü ve dördüncü günleri Mina’da
bulunur. Şeytan taşlama görevini
yerine getirir. Eğer memleketine
dönecekse veda tavafını yapar, İki
rekat namaz kılar. İsterse zemzem
suyundan içer. Böylece görevini
tamamlamış olur. Peygamberimizin
kabrini ziyaret için Medine’ye gider.
Telbiye ne demektir?
"Lebbeyk
Allahümme
lebbeyk,
lebbeyke lâ şeriyke leke lebbeyk. İnnel
hamde ven-Nimete leke ve mülk, lâ
şeriyke lek:”
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 7
Haccın İnsan Davranışları Üzerindeki
Etkisi
9. Kazanım
Haccın birey ve toplum üzerindeki
etkilerini açıklar.
10.Kazanım
Hac ve umrenin Müslümanlar arası
iletişim ve etkileşime nasıl katkı
sağladığının farkında olur.
Hacca giden müslüman, Allah’ın
kendisine verdiği vücut sağlığı ve mal
zenginliği gibi nimetlerin şükrünü
yerine getirmiş olur. Dünyanın dört
bucağından hacca gelen müslümanlar,
sayısız manevi kazançlarla dönerler.
Diğer
ülkelerde
bulunan
müslümanların ihtiyaçlarının neler
olduğunu öğrenir ve onlarla ticari,
sosyal ve kültürel bağlar kurarlar. Bu
açıdan hac, uluslararası bir kongre
niteliği taşır.
Müslümanlar birbirlerinin ihtiyaç ve
sıkıntılarını öğrenip yardımlaşma
yoluna giderler. Dünyanın her
tarafından gelen diğer müslümanlarla
tanışırlar. Ayrı dil ve renkteki insanlar
İslam’ın birlik ve kardeşlik ilkesini
yaşayarak gerçekleştirmeye çalışırlar.
İnsanları birbirinden ayıran ırk, dil ve
renk farklarını bir tarafa bırakarak,
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
eşitlik duygusunu tadarlar. Aynı duygu
ve
heyecan
içinde
birlik
ve
beraberliklerini güçlendirirler. Böylece
imanları tazelenir ve güçlenir.
Peygamberimiz; “Makbul bir haccın
mükafatı
ancak
Cennet’tir”
buyurmuştur. Bu ibadeti yaparken her
seviyede
insanın
aynı
kıyafete
bürünmesi, öldükten sonra Allah’ın
huzuruna çıkış gününü hatırlatır.
İhrama girerek dünya elbiselerinden
soyunan insan, günahlarından da
sıyrılacak, bir daha günaha girmemek
için gayret edecek, Allah’a dua ederek
O’ndan af dileyecek ve olgun bir
müslüman olmak için çalışacaktır.
Haccın maddi ve manevi birçok
faydaları vardır. Bunlardan bazıları
şunlardır:

Hacca giden Müslüman, Allah’ın
kendisine verdiği vücut sağlığı ve
mal zenginliği gibi dünya
nimetlerinin
şükrünü
yerine
getirmiş olur.

Değişik
ülkelerden
gelen
Müslümanlar görüşüp tanışır ve
bilgi alış-verişinde bulunur, aynı
zamanda
ticarî
ilişkilerde
bulunurlar.
Sayfa 8

Hac, insanın kul hakkı dışında
diğer günahlardan affedilmesine
sebeptir. Bunun için günahlarının
affedilmesi için dua ederler. Bir
daha kötü bir iş yapmamak,
dürüst ve ahlâklı olmak üzere
Allah’a söz verirler.

Hac, çeşitli Müslüman ülke
insanları
arasında
kardeşlik
kurulmasına yardımcı olur. İslâm
dininin birlik ve beraberlik dini
olduğu, hacda daha kolay
anlaşılır.

Hac mevsiminde Kâbe mahşer
yerini andırır. Hac ibadetini yerine
getiren
Müslüman
dünya
menfaatleri için yapılan kötü
işlerin ne kadar boş ve anlamsız
olduğunu kavrar.

Bütün hacı adaylarının renk, ırk ve
meslek
ayırımı
gözetmeden
bembeyaz ve aynı tip ihram içinde
bulunmaları
eşitlik
fikrinin
yerleşmesine yardımcı olur.

Aynı zamanda hac ibadeti dünya
Müslümanları arasında tanışma,
yakınlaşma, birlik ve beraberlik,
yardımlaşma
ve
kardeşlik
duygularının gelişmesine yol
açtığı için evrensel boyutları olan
bir ibadettir.
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Kısaca hacca gidenlerin inançları
tazelenir. İnsanlığa hizmet aşkları artar.
Yardım duyguları gelişir. Bütün
insanların eşit ve kardeş olduğunu
kavrar. Böylelikle dostluk, sevgi ve barış
sağlanmış olur.
Sayfa 9
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 10
Kurban Nedir ve Niçin Kesilir?
11.Kazanım
Kurban ibadetinin anlamını, sosyal
dayanışma
ve
yardımlaşma
açısından önemini açıklar.
Sözlük manası
olarak Allah’a
yaklaşmak anlamına gelir. Dinimizde
ise Allah’a yakınlaşmak ve O’nun
rızasını kazanmak için kesilen belli
nitelikteki hayvana denir. Kur’anı
Kerim’de;
“Rabbin için kurban kes” (Kevser 2)
ayetiyle kurbanın vacip olduğu
belirtilmiştir.
Kurban, Kurban bayramının ilk üç
gününde kesilir. Birinci gün kesmek
müstehaptır. Kurbanı parasal durumu
iyi olan müslümanlar keser.
Kurban, deve sığır, koyun ve keçiden
kesilir. Devenin en az beş, sığırın iki,
koyun ve keçinin bir yaşında olması
gerekir.
Tavuk,
horoz
ve
ördek
gibi
hayvanlardan kurban olmaz. Kurban
kesilecek hayvanın özürlü ve zayıf
olmaması gerekir. Koyun ve keçi bir
kişi tarafından kesilmekle birlikte deve
ve sığır cinsinden olan hayvanlar yedi
kişiye kadar ortaklaşa kesilebilir.
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Kurban, sosyal yardımlaşma ve
dayanışmanın örneklerinden biridir.
Kur’an’da Allah : “…..onlardan hem
kendiniz yiyin hem de ihtiyacını
gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin.
İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz
diye istifadenize verdik.” (Hac Suresi
36.ayet) buyurmuştur. Toplumumuzda
yılda sadece bir kez Kurban
Bayramı’nda et yiyebilen yoksullar var.
Kurbanın eti genellikle üç parçaya
ayrılır; Bir payı Kurban kesen kişi ve
ailesi tüketir. Bir pay fakir ve
yoksullara, diğer bölüm ise dost ve
akrabalara dağıtılır. Kurbanın derisi
evde kullanılacağı gibi yoksul ve hayır
kurumlarına verilebilir. Fakat parayla
satılmaz.
Böylece kardeşlik, yardımlaşma ve
paylaşma duygularımız gelişir. Yapılan
yardımla zenginle fakir arasında bağlar
güçlenir.
Sayfa 11
hatırlamak ve ona uymak için
kesiyorum) bismillâhi Allahü Ekber,
Allahü Ekber, lâ ilâhe illallâhu vallahu
Ekber, Allahü Ekber ve lillâhi’l-hamd.
(Kendisinden başka ilah olmayan,
hamt kendisine mahsus olan Allah’a
ibadet etmek niyetiyle kesiyorum.)”
OKUMA METNİ:
KURBAN TIĞLAMA (KESME) DUASI
Alevi-Bektaşiler, Kurban Bayramı başta
olmak üzere, yılın belli mevsimlerinde
çeşitli nedenlerle kurban keserler.
Adak kurbanı, ziyaret yerlerine
giderken kestikleri ziyaret kurbanı,
muharrem ayında kesilen şükür
kurbanı, Hakk’a yürüyen (ölen) kişinin
affı için kestikleri dâr kurbanı, yol
kardeşliği (müsâhiplik) sözü verilirken
kesilen müsâhiplik kurbanı bunlardan
bazılarıdır.
Kurbanlarının etini, ihtiyaç sahiplerine,
akraba ve komşulara dağıtırlar.
Cemlerde kesilen kurbanların etleri
dualandıktan sonra “rıza lokması”
olarak dağıtılır.
Kurban kesilirken aşağıda yer alan
Kurban Tığlama (kesme) duası yapılır:
Kurban kesildikten sonra şöyle dua
edilir:
Kurbanlarımız kabul, muratlarınız hâsıl
ola. Dergâh-ı izzetine yazılmış ola.
Dildeki
dileklerinize,
gönüldeki
muratlarınıza vasıl ola. Kurbanlarınız
kazaya kalkan, belaya bekçi ola. Duası
bizden, kabulü de Allah’tan ola.
Gerçeğe Hu…
Tığlamak: Alevi- Bektaşilikte kurban
kesilmesini ifade eder.
“Bismillâhi Allahü Ekber, tekbir Allahü
Ekber, tekbir Allahü Ekber, kurban-ı
Halîl (Bu kurbanı Halil İbrahim
Peygamberin kestiği kurban niyetiyle
kesiyorum.), fermân-ı Celîl (Allah’ın
emri olduğu için kesiyorum.), tığ-ı
Cebrâil
(Cebrail’in
İbrahim
Peygambere getirdiği kurban niyetiyle
kesiyorum.), itaat-ı İsmail (İsmail’in,
babası
İbrahim’e
ettiği
itaati
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 12
İnsanın Paylaşma ve Yardımlaşma
İhtiyacı
1.Kazanım
Paylaşma ve yardımlaşmanın birey ve
toplum için önemini yorumlar.
İslâm dini, Müslümanları bir bütün
olarak görür. Bu yüzden Hz.
Muhammed,
Müslümanları
bir
bedenin organlarına benzetmiştir.
“İnsanlar bir bedenin farklı organları
gibidirler; bir organ rahatsızlanırsa
diğerleri de rahatsız olur”.
Bu organlar arasındaki ilişkinin
güçlendirilmesi
bedenin
uyumlu
çalışmasını sağlar.
Bunun gibi,
toplumun bireyleri arasındaki bağın
güçlendirilmesi de toplumsal uyumun
sağlanması için önemlidir. Bundan
dolayı İslâm dini toplumun üyeleri
arasında yardımlaşma ve dayanışmayı
öğütlemektedir.
Yardıma muhtaç insanlar yardım
istemekten
veya
durumlarını
başkalarına bildirmekten çekinebilirler.
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Bu nedenle durumu iyi olanlar ihtiyaç
sahiplerini
bulup
onların
gereksinimlerini
gidermekle
yükümlüdürler.
Peygamberimiz, “Fakirleri araştırıp
bulunuz,
görüp
gözetiniz...”
buyurmuştur.
İnsanlar zaman zaman ekonomik
sıkıntılara düşebilirler. Bu sıkıntılardan
kurtulmak ancak karşılıklı iş birliği ve
dayanışma içerisinde mümkün olur.
İnsanların sıkıntılarını gidermenin
dinimizce
çok
sevap
olduğu
belirtilmektedir.
Bu
konuda
Peygamberimiz, “Her kim eli dar olan
borçluya kolaylık gösterirse, Allah da
dünya ve ahirette ona kolaylık
gösterir.”buyurmuştur.
Allah Kur ’an’ ı kerim’de öncelikle
yakın akraba ve komşularımıza yardım
etmemiz
gerektiğini
haber
vermektedir:
“Anneye,
babaya,
akrabaya, öksüzlere, yoksullara, yakın
komşuya, uzak komşuya, yanında
bulunan arkadaşa, yolcuya, ellerinizin
altında bulunanlara iyilik ediniz.”
(4/Nisa suresi, 36)
Peygamberimiz insanlardan fazla
yemekleri olmasa bile, yemeğin
suyunu
biraz
fazla
koyarak
komşularına da ikram etmelerini
istemiştir.
Bununla,
başkalarını
düşünme alışkanlığını kazandırmayı
amaçlamaktadır.
Sayfa 13
Cimri
olanlar
yardımlaşmaktan
kaçarlar. Yardım etmekle mallarının
eksileceğini düşünürler. Hâlbuki Yüce
Allah, “Sadaka veren erkeklere, sadaka
veren kadınlara ve Allah’a güzel bir
ödünç verenlere, verdikleri kat kat
artırılır ve onlara şerefli bir mükâfat
vardır.” (57/Hadîd, 18) buyurarak bu
yardımlarının karşılığının kendilerine
verileceğini bildirmektedir.
İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya
Verdiği Önem
2.Kazanım
İslam’ın
paylaşma
yardımlaşmaya
verdiği
yorumlar.
ve
önemi
elin alan elden daha üstün olduğunu
söylemiştir.
Zekat, sadaka, kurban fitre gibi
ibadetler
Kuranıkerim'de
ve
Peygamberimizin hadislerinde birçok
güzel müjdelerle tavsiye edilmiştir.
Yüce Allah şöyle buyurur:
"Verdiğiniz her hayır (sadaka) kendiniz
içindir. Allah rızasını umarak yaptığınız
her hayrın karşılığı size eksiksiz olarak
verilir." (Bakara 272) (Anlatım: Mevlüt
Aydın)
İslam,
inananlara
her
zaman
paylaşmayı ve yardımlaşmayı tavsiye
eder. Zira, her varlıklı Müslüman, Yüce
Allah'ın "... ve mallarında muhtaç ve
mahrumların hakkı vardır" şeklindeki
buyruğunu bilmeli ve inanmalıdır.
İslam’da
her
Müslüman
hem
kendisinden, hem ailesinden, hem
çevresinden, hem de toplumdan
sorumludur. Müslüman kişi, bunlara
karşı görevlerini tam olarak yerine
getirmezse dünyada ve ahirette
sorumlu olacaktır.
İslamiyet genel anlamda başkalarına el
açmayı ve muhtaç olmayı uygun bir
davranış olarak görmez. Ancak
zorunlu nedenlerden dolayı, her
toplumda başkalarının yardımına
ihtiyaç duyan kişiler bulunur. Bu
durumda olan kişilerin sayısını en aza
indirmek dinimizin sağlamaya çalıştığı
bir durumdur. Peygamberimiz veren
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 14
Paylaşma ve Yardımlaşma İbadeti
Olarak Zekât
3.Kazanım
Paylaşma ve yardımlaşma ibadeti
olarak zekât ve sadakanın kimler
tarafından, kimlere, nelerden, nasıl
verileceğini açıklar.
Zekât, temizleme, bereket ve çoğalma
anlamlarına gelir. Zekât, kimsesizleri,
yoksulları
düşünme
alışkanlığı
kazandırır.
Bu
da
ahlâkî
bir
olgunlaşmaya götürür. Allah şöyle
buyurmuştur: “Allah yolunda malını
veren kimse temizlenir.” (92/Leyl
suresi, 18) Ayrıca, sahip olduğumuz
maddî varlığımızın kıymetini bilmemizi
sağlar.
Zekatı Kimler Verir ?
Bir kimsenin zekat vermesi için üç şart
bulunmaktadır.
1. Müslüman olması
2. Servetinin nisap miktarına ulaşmış
olması
3. Servetinin üzerinden bir yılın geçmiş
olması.
Nisap miktarı: Nisap miktarı, zekat
verilmesi için konulmuş sınırdır. Bu
sınır, gıda, giyim, eğitim, sağlık gibi
temel ihtiyaçların dışında 85 gr altın
alacak kadar parası olmaktır.
Zekât verilecek kimseler sunlardır:
1) Yoksullar
2) Düşkünler
3) Yolda kalmışlar
4) Borçlular
5) Allah yolunda çalışanlar
Zekat verirken
öncelikle
akrabalar tercih edilir.
yakın
Zekât Kimlere Verilmez?
1-Ana, baba, büyük ana ve büyük
babalara,
2-Çocuklarına ve torunlarına
3-Zenginlere,
4-Müslüman olmayanlara
5-Karı-koca birbirlerine.
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 15
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 16
Toplumsal Dayanışma İbadeti Olarak
Sadaka
4.Kazanım
Zekât ve sadakanın birey ve topluma
katkılarını araştırır.
5. Kazanım
Başkalarına
yardım
ettiğinde
yaşadığı duyguları arkadaşları ile
paylaşır.
Karşılıksız yapılan her türlü yardım,
güzel ve yararlı davranışa sadaka
denir.
yerinde, oturduğumuz mahallede
karşılaştığımız insanlara güler yüzle
selâm vermek sadakadır. Çevremizdeki insanların varsa sorunlarıyla
ilgilenmek, yoldan karşıya geçmekte
zorlanan bir yaşlıya yardımcı olmak, bir
ya-bancıya yol göstermek, otobüste
veya diğer toplu taşıma araçlarında
yaşlı, hamile, hasta gibi ayakta
durmakta zorlananlara yer vermek
sadakadır. İnsanlara zarar verici
herhangi bir engeli ortadan kaldırmak
da sadaka sayılmaktadır.
Bir yoksula para, giyecek, yiyecek vs.
vermek, insanların yararlanacağı okul,
cami, yol, köprü, çeşme yaptırmak
birer
sadakadır.
Birçok hayırsever zengin yurttaşımız
sayesinde okullar, camiler, kimsesiz
çocukların
kaldığı
yurtlar
ve
öğrencilerin sosyal gereksinimleri için
kültür
siteleri
yaptırılmakta,
yoksulların yararlanacağı aş evleri
açılmaktadır. Bütün bunlar dinimizce
sadaka
olarak
değerlendirilir.
Bir hastayı, yaşlıyı ziya-ret etmek, onun
hâl ve hatırını sormak; yolda, iş
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Peygamberimiz zaman zaman insanlar
arasında dolaşır, gereksinimi olanları
tespit eder, bunları gidermeye
çalışırdı.
Özel
evler
yaptırarak
yoksulların
burada
barınmalarını
sağlar, kendisi de onlara eğitim verirdi.
Hz.
Muhammed(s.a.v)
özellikle
yiyecek ve içeceğe ihtiyacı olanların bu
ihtiyaçlarını gidermenin çok önemli bir
ibadet
olduğunu
bize
haber
vermektedir: “Karnı aç olan bir kimseyi
doyurunuz”
Peygamberimiz hastaları ve yaşlıları
ziyaret eder,
yolda karşılaştığı
insanların hâl ve hatırlarını sorardı.
Küskünleri,
dargınları
barıştırırdı.
Özellikle çocukların ve gençlerin
Sayfa 17
eğitimleri ile yakından ilgilenirdi.
Sadaka
sayesinde
toplumsal
yardımlaşma ve dayanışma daha da
pekiştirilir. Her alanda kalkınmamız
daha da hızlanır. Ayrıca sadaka veren
kimseler Allah’ın bir buyruğunu yerine
getirmiş olurlar.
Sadaka çeşitlerinden birisi de fıtır
sadakasıdır.
Bu
sadaka,
aslî
ihtiyaçlarından başka zekât verecek
kadar bir mala sahip olan her
Müslüman tarafından verilir. Ramazan
ayında bayramdan önce verilir.
Halkımız bu sadakaya kısaca “fitre”
demektedir.
Zekât, sahip olduğumuz maldan belli
bir oranda verilirken, fıtır sadakası kişi
başına verilir. Bir ailedeki bütün
bireylerin
fıtır
sadakasını
büyüklerinden biri verebilir. Fitre
miktarı kişinin ekonomik düzeyine,
maddî durumuna göre değişmektedir.
Fıtır sadakasını verecek olan kimse, bir
günlük kendi yiyecek masrafı kadar
miktarı fıtır sadakası olarak yoksullara
verir.
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Zekat Ve Sadakanın Toplumsal ve
Bireysel Faydaları
1-İslam sosyal hayatın dengelerini
zekatla korumaktadır.
Toplumda gizli yada açık ,akşam
sofrasında bir lokma ekmeğe muhtaç
bulunanlar,parası
olmadığı
için
doktora gidemeyip hastalıklardan
inleyenler bulunabileceği gibi; Meşru iş
yaparken borç batağına saplanıp
çıkmaza girenler de bulunabilir.Hatta
okumak isteyen ancak maddi durumu
müsait olmayan öğrenciler bulunabilir.
2-Zekat kişiye cömertliği öğretir,
sevdirir ve benimsetir.Zekat veren kişi
nefsindeki cimrilik damarını atar.
3-Zekat vermekle malın eksildiğine
değil,
arttığına
şahit
olunur.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) ”Sadaka
hiçbir malı eksiltmez” buyurmuştur.
4-Zekat veren kişi başkasını mutlu
etmenin mutluluğunu yaşar.
5-Zekat veren kişi, Allah’ın rızasını
kazanır, Allah’ın rızası yüksek sevap ve
bereket getirir. Peygamberimiz ”Az
sadaka çok belayı defeder” buyurmuş
olup, bu durum, toplumumuzda kaza
Sayfa 18
beladan kurtulanlar için, ”Verilmiş
sadakan varmış” şeklinde ifade
edilmiştir.
6-Zekat veren kişi, zekat verdiği
muhtaç ve yoksulların duasını alır.
Peygamberimiz ”Bir kişinin başkası
için yaptığı dualar kabul olunur”
buyurmuştur. Bu dualar hem dünya
hem Ahiret kazancı olarak döner.
unsurudur.
“Zekat
toplumda
zenginle fakir arasında köprüdür”
11-Zekat malı kul hakkından ve
haramlardan temizler ve arındırır.
12-Zekat kişiyi aşırı cimrilik ve aşırı
mal
biriktirme
gibi
ruhsal
hastalıklardan kurtarır. İnsanı, malın
kölesi değil; efendisi yapar.
7-Zekat,toplum
fertleri
arasında
yardımseverlik ve iyilik yapma
duygularını teşvik eder, kardeşlik ve
sevgi bağlarını güçlendirir. Böylece
toplum, birbirini çekemeyen, birbirine
kötülük etmek için fırsatlar kollayan,
zayıfı ve kimsesizi ezen fertlerden
değil; birbirine dua eden, birbirinin
iyiliğini isteyen , birbirine yardım eden
huzurlu güvenli fertler haline gelir.
8-Zekat,
Toplumun
ihtiyaçlarını
karşılar, İnsanlar arasındaki sosyal
farklılığı kaldırır, ekonomik farklılıkları
giderir,
fakirliği
yok
eder.
Peygamberimiz ”İnsanlara yardım etki
yardım göresin” buyurmuştur.
9-Zekat, tembelliği ortadan kaldırır.
Zekatla
güçlenen
fakirler,
iş
yapabilecek bir imkana kavuşmuş olur,
tüketicilikten
üreticiliğe
geçerek
topluma katkı sağlarlar. Onlarda
başkalarını zincirleme üretici yaparlar.
10-Zekat,
kalpleri
kin,
nefret,
haset(çekememezlik)
gibi
kötü
duygulardan arındırır. Toplumda
yardımlaşma,
merhamet,
iyilikseverlik, saygı, sevgi ve şefkat
duygularını güçlendirir. Zekat hem
hakka hem halka karşı güvence
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 19
Yardımlaşma Kurumlarımız
6. Kazanım
Ülkemizdeki sosyal
kurumlarını tanır.
yardımlaşma
3. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı: Başbakanlığa bağlı olarak illerde
valilikler, ilçelerde de kaymakamlıklar
aracılığıyla çalışmalarını sürdürür.
Yoksullara, para vb. yardımlar yapar.
1. Kızılay : Deprem, sel, yangın gibi
doğal afetlerde zarar görenlere destek
olur.
11 Haziran 1868 tarihinde "Osmanlı
Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım
Cemiyeti" adıyla kurulan Kızılay,
1877'de "Osmanlı Hilali Ahmer
Cemiyeti",
1935'te "Türkiye Kızılay Cemiyeti" ve
1947'de "Türkiye Kızılay Derneği"
adını almıştır. Kuruluşa "KIZILAY"
adını büyük önder Atatürk vermiştir.
4. Milli Eğitim Vakfı: Bu vakfın kuruluş
amacı, Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı
her kademe ve türdeki eğitim
kurumlarında, eğitim ve öğretimin;
toplum ve kişilerin ekonomik, sosyal
ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayacak
nitelik ve niceliğe ulaşması için, maddi
ve manevi katkıda bulunmak ve bu
amaçla yeni kaynaklar sağlamak.
2. Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu: Fakir, öksüz, yetim
ve kimsesiz çocuklara yardımcı olur.
Onların barınma, gıda ve eğitim gibi
ihtiyaçlarını karşılar. Onları yetiştirip
topluma kazandırır.
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 20
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 21
Öğrenme Alanı: İNANÇ
1. ÜNİTE: KAZA VE KADER
Kur’an-ı Kerim’de :
“Allah’ın katında her şey bir ölçüye
göredir.” (13/Ra’d suresi, 8)
“Biz her şeyi bir ölçüye göre
yarattık.” (54/Kamer suresi, 49)
“Her şeyi yaratan ve bir ölçüye göre
düzenleyen Allah’tır.” (25/Furkan
suresi, 2)
Allah Her Şeyi Bir Ölçüye Göre
Yaratmıştır
1.Kazanım
Kaza ve kader kavramlarını açıklar.
2.Kazanım
Allah’ın her şeyi bir ölçüye göre
yarattığına örnekler verir.
Allah, evrende bulunan her şeyi bir
ölçüye göre yaratmıştır. Bu ölçü,
evrendeki varlıkları kendi içinde tutarlı
ve uyumlu bir bütün yapmıştır.
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Kur’an-ı Kerim’ de Allah, insanın
yaratılış sürecinin her aşamasında da
bu ölçünün varlığını belirttikten sonra,
“Biz ölçüyü böyle koyduk. Bizim
koyduğumuz ölçü, ne güzeldir.”
demektedir. (77/Mürselât suresi, 2023; bakınız: 23/Mü’minûn suresi, 12-14)
Evrende gelişigüzel hiçbir şey yoktur.
Her varlık bir plân, program ve ölçü
içinde yaratılmıştır. Yer altında ve yer
üstünde insanın yararına sunulan her
türlü yiyecek, içecek ve insana gerekli
olan her şey, bir ölçü içinde; belli bir
büyüklük, ağırlık ve yoğunlukta
yaratılmıştır.
Ayrıca
bun-ların
oluşumunu sağlayan, toprak, su, hava,
sıcaklık, soğukluk gibi şeyler de bir
ölçüye göre belirlenmiştir.
Allah Kur’an’da evrendeki her şeyi
ölçüye göre yarattığını örneklerle
açıklamaktadır:
Sayfa 22
“Gökten uygun bir ölçüde yağmur
indirip onu yeryüzünde durdurduk.”
(23/Mü’minûn suresi, 18)
“Yeryüzünde her türlü bitkiyi bir
ölçüye göre bitirdik.” (15/Hicr suresi,
19)
Her şeyi bir ölçüye göre yaratan Allah,
evrendeki her varlığa yapacağı işe
uygun yapı, biçim, özellik ve yetenek
vermiştir:
“Allah, her şeyi yaratmakta ve
amacına uygun biçimler vermektedir.
O, her şeyi bir ölçüyle yapmakta ve
yol göstermektedir.” (87/A’lâ suresi,
3)
Allah, evrendeki bu eksiksiz düzen ve
ölçülülük üzerinde düşünmemizi ve
gereken
dersleri
çıkarmamızı
istemektedir:
“Güneşi ışıklı, ayı da parlak kılan,
yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için
aya evreler koyan Allah’tır. Allah,
bunları boş yere yaratmamıştır. O,
ayetlerini bilen/düşünen bir toplum
için ayrıntılı olarak açıklıyor.”
(10/Yunus suresi, 5)
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
“Gece ve gündüzün peş peşe
gelmesinde, Allah’ın göklerde ve
yerde yarattığı her şeyde, Allah’a
karşı sorumluluk bilinci taşıyan bir
toplum için ibretler vardır.” (10/Yunus
suresi, 6)
“Göklerin ve yerin yaratılışında...
sağduyulu olanlar için dersler vardır.”
(3/Âl-i İmrân suresi, 190)
Sayfa 23
ÇIKMIŞ SORULAR
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 24
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 25
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 26
Hac zamanıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisi doğrudur?
a) Hacla kurban bayramı günleri
aynı zamanlara denk gelir.
b) Hac, yılın her döneminde
yapılabilir.
c) Hac ibadeti peygamberimizin
doğduğu ay olan Rebiülevvel
ayında yapılır.
d) Hac, Ramazan ayı içerisinde olur.
Aşağıdakilerden
hangisi
hac
ibadetinin bir insana farz olması
için gerekli bir şart değildir?
a) Zengin olmak
b) Akıllı olmak
c) Yolda salgın hastalık olmaması
d) Hafız olmak.
İhramla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi doğrudur?
a) Erkekler günlük
kıyafetlerini
giyerler.
b) Kadınlar beyaz
renk giymelidir.
c) Mikat denilen sınırlar ihramlı bir
şekilde geçilmelidir.
d) İhramlı kişi tırnak kesebilir.
Haccın şartlarından biri olan Arafat
dağına çıkıp orada dua ve ibadet
etme hangi güne denk gelir?
a) Bayramın ilk günü
b) Arefe günü
c) Arefeden bir gün önce
d) Bayramın ikinci günü.
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
I-Şavt, Kabe’nin etrafında bir tur
dönmektir.
II-Tavaf, Kabe’nin etrafında 7 tur
dönmektir.
III-Farz olan tavaf, Arefe günü
yapılır.
Yukarıdaki bilgilerden hangisi yada
hangileri doğrudur?
a)Yalnız I
b)I ve II
c)II ve III
d)Yalnız III
Aşağıdakilerden hangisi haccın
insan
davranışları
üzerindeki
etkilerinden
biri
değildir?
a) İnsanların Allah katında eşit
olduğunu hatırlatır.
b) İnsanları küçük görmemeyi
öğretir.
c) Peygamberimizin yaşadığı yerler
ziyaret edilip İslam’ın doğduğu
coğrafya
görülmüş
olur.
d) Arapların zengin olmalarına katkı
sağlar.
Sayfa 27
Safa ile Merve tepeleri arasında
hızlıca yürüyerek yapılan ibadet,
tarihsel olarak hangi olaya dayanır?
a) Hz.Hacer’in oğlu İsmail’e su
bulma arayışı.
b) Hz.İbrahim’in oğlunu kurban
etmeden önce iki tepe arasında
gezdirmesi.
c) Hz.Adem’in iki oğlunu bu
tepelere yerleştirmesi.
d) Peygamberimizin küçükken bu
tepelerde koşması.
Hac ibadeti yerine getirildikten
sonra Müslümanlarca Medine’de
bulunan
ve
peygamberimizin
mescidi
olarak
bilinen
…………………………. ziyaret edilir.
Yukarıdaki
boşluğa
hangisi
gelmelidir?
a) Mescid –i Haram
b) Mescid – i Nebi
c) Mescid – i Aksa
d) Kubbetüs Sahra
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Hac ibadetiyle ilgili aşağıdaki
bilgilerden hangisi yanlıştır?
a) Hem beden hem malla yapılır.
b) Sadece malla yapılan bir
ibadettir.
c) İslam dininde bu ibadet farzdır.
d) Mekke şehrinde yerine getirilir.
Kabe’yi tavaf etmeyle ilgili hangisi
doğrudur?
a) Makam-ı İbrahim’den başlanır.
b)
Herhangi
bir
noktadan
başlanabilir.
c) Kabe duvarına sol elle dokunulup
başlanır.
d) Sağ elle Hacerül Esved
selamlanarak başlanır.
Sayfa 28
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 29
hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu]
Sayfa 30
Download