hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] [Ekim 2013] Sayfa 1 hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] [Ekim 2013] Sayfa 2 Öğrenme Alanı: İBADET 2. ÜNİTE: ZEKÂT, HAC VE KURBAN İBADETİ uzaklaştırmaktır. Böylece insanı güzel ahlâk sahibi kılarak mutlu olmasını sağlamaktır. Aynı zamanda Allah’ın buyruklarını yerine getirmekle onun sevgisini kazandığımız gibi, verdiği nimetlerden dolayı da şükretmiş oluruz. Çünkü Allah sevgiye, saygıya ve ibadet edilmeye lâyık tek varlıktır. Hac Ne Demektir? 7. Kazanım Hac ibadetinin nasıl yapıldığını açıklar. ve niçin Hac, sözlükte yönelmek, ziyaret etmek anlamına gelir. Dini bir terim olarak hac; yılın belli günlerinde(Kameri aylardan Zilhicce ayında) kurallarına uygun şekilde ihram denilen örtüye bürünerek Arafat da ayakta durmak ve Kâbe’yi tavaf etmektir. Bu kutsal yerleri belirli zamanlarda ziyaret eden kimseye hacı denir. İslâm’ın beş temel şartından biri olan hac hem mal hem de bedenle yapılan bir ibadettir. Maddi durumu iyi olanların ömürlerinde bir defa hac ibadetini yapmaları farzdır. Yüce Allah Kur’an’da: “Yoluna gücü yetenlerin Allah’ın evi (Kâbe)ni hac ve ziyaret etmeleri, insanlar üzerinde Allah’ın bir Hakkı’dır.”(Ali İmran suresi ayet 97) buyurmuştur. Peygamberimiz de haccı Müslümanlığın beş esasından biri olarak saymış, yapılışını bizzat uygulayarak Müslümanlara öğretmiştir. Hac Niçin Yapılır? Her müminin amacı Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaktır. Onun rızasını kazanmanın yollarından biri de, peygamberleri aracılığı ile bildirdiği emirleri yerine getirmek, yasaklarından da kaçınmaktır. Allah’ın emirleri insanı iyiye, güzele, doğruya yöneltmek, yasakları ise kötülüklerden hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 3 Umre Ne Demektir? Hac Kimlere Farzdır? Eğer Kâbe hac mevsimi dışında ihramlı olarak tavaf edilir ve Safa ile Merve arasında say edilirse buna Umre denir. Umre yapmak sünnettir. Umre için belirli bir zaman yoktur. Arefe ve onu izleyen kurban bayramı günleri olmak üzere yılda beş günün dışında her zaman umre yapılır. Gücü yeten yani zengin ve sağlıklı olan Müslüman’ın hayatında bir kez haccetmesi farzdır. Bir kimseye haccın farz olabilmesi için şu şartların bulunması gerekir: 1. Akıllı ve ergenlik çağına girmiş olmak 2. Özgür olmalıdır. 3. Ekonomik durumu yeterli olmalıdır. Hacca gidecek kişinin borçlu olmaması, kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek zenginliğe sahip olması gerekir. 4. Hac yapmaya engel olacak bir sağlık sorunu olmamalıdır. 5. Yol güvenliği bulunmalı, yolda savaş, bulaşıcı hastalık gibi güvenlik sorunu bulunmamalıdır. Hac ve umre ile İlgili Kavramlar (İhram, Tavaf, Say, Vakfe) 8. Kazanım Hac ve umre ile ilgili mekân ve kavramların anlamlarını kavrar. İhram: Haccın farzlarından biridir. “ihram” vücudun belden itibaren alt kısmına sarılan ve sırta alınan bir havludan ibarettir. Bu erkekler içindir. Kadınlar ihrama girmez, uzunca bir entari giyerler. hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 4 Mikat : Hac veya Umre yapmadan önce, İhram’a girilen yerlere denir. Vakfe: Vakfe “durmak” demektir. Dîni bir terim olarak Arefe günü (Kurban bayramından bir gün önce) Arafat’ta bulunmaktır. Orada ibadet ve dua edilir. Sa’y: Kâbe’nin yakınında bulunan Safa ile Merve tepeleri arasında gidip gelmektir. Bu gidiş ve gelişler, Safa’dan Merve’ye dört, Merve’den Safa’ya üç olmak üzere yedi defadır. Hac ve umre ile ilgili Mekânlar Tavaf: Kurban bayramının ilk üç gününde Kâbe’yi tavaf etmek farzdır. Kâbe’nin etrafında dualar okunarak yedi kez dönmeye tavaf denir. Bir kez dönüşe şavt denir. hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Kâbe, Mescidi Haram’ın tam ortasında, köşeleri dört ana yöne denk gelecek şekilde yapılmış dikdörtgen biçiminde bir binadır. Kâbe’nin içinde tavanı tutan üç ağaç sütun ve tavana çıkmak için bir de merdiven vardır. İç duvarı mermerle kaplıdır. Kâbe’nin üstü ve dış duvarları her yıl hac mevsiminde değiştirilen üzeri ayetlerle işlenmiş siyah bir örtü ile kapatılmaktadır. Kâbe’nin köşesinde tavafın başlama noktasını belirten siyah bir taş “Hacerül Esved” bulunmaktadır. Kâbe’nin Sayfa 5 yapılması ile buraya “Mescidü’l Haram” yani güvenlikle ibadet edilecek yer denilmiştir. Hz. İbrahim Allah’tan aldığı emirle Kâbe’yi yapmıştır. Oğlu Hz. İsmail de kendisine yardımcı olmuştur. Hz. İbrahim Kâbe’nin yapımını tamamladıktan sonra Allah kendisine “şimdi insanları buraya çağır” diye emretmiş ve o da bu emri yerine getirmiştir. Hac sırasında Müslümanlar Hz. İbrahim’in davranışlarını hatırlayarak onu yeniden yaşarlar. Mekke ve orada bulunan Kâbe, Hz. İbrahim’den sonra yüzyıllar boyu kutsallığını korumuştur. İslâm’ın gelmesiyle Allah peygamberimize şöyle buyurmuştur: “İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya binekler üstünde uzak yollardan sana gelsinler”(Hac suresi, ayet 27) İşte, Allah’ın bu emri gereğince Müslümanlar farz olan hac ibadetini yaparlar. Mescidi Haram: Kâbe’yi çevreleyen, namaz kılmak, tavaf ve dua etmek için kullanılan geniş bir alandan ibarettir. Buraya “Haremi Şerif” de denir. Zemini renkli mermerle kaplı olan bu alanın dört tarafı duvarlarla çevrilmiş olup, pek çok kapısı ve yedi tane minaresi vardır. Mekke: Hz. İbrahim’den bu tarafa Kâbe kutsal bir yer olarak kabul edilmiştir. Zaman içinde oraya yerleşen insanlar, Mekke şehrini kurmuşlardır. Mekke Kur’an’da şehirlerin anası olarak anılmaktadır. Kur’an Allah’a ibadet amacıyla yapılan ilk mescidin Mekke’de inşa edildiğini belirtmektedir. Bu konu ile ilgili ayet şöyledir: “İnsanlar için kurulan ilk ev (ibadet yeri) Mekke’de âlemlere hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] hidayet kaynağı olan Kâbe’dir.” (Ali İmran suresi, ayet 96) Safa ve Merve: Kâbe’nin doğusunda yaklaşık 350 metre aralıklı iki tepedir. Güneydeki, Safa, kuzeydeki ise Merve’dir. Bu iki tepe arasında sa’y yapılır. Müzdelife: Arafat dağı ile Mina arasında kalan bir bölgenin adıdır. Hac esnasında Arafat’tan dönüşte Müzdelife’de vakfe yapılır. Mina: Mekke’nin doğusundaki dağların eteğinde Arafat’a giden yol üzerinde bulunan Müzdelife ile Mekke arasında kalan bir bölgenin adıdır. Hac ibadeti esnasında kurban kesmek ve şeytan taşlama (büyük ve küçük cemreler) burada yapılır. Sayfa 6 Hac Nasıl Yapılır? Hacca gitmek isteyen kimse, bu kutsal görev için helal kazanç temin eder. Yola çıkmadan önce varsa borçlarını öder, hak sahipleri ile helâllaşır. Günahlarının bağışlanması için tövbe edip Allah’tan af diler. Kazaya kalmış ibadetleri varsa mümkün olduğu kadar kaza eder. Yola çıkacağı zaman evinde iki rekat namaz kılar. Aile fertleri, dostları ve yakınları ile helallaşıp veda ederek yola çıkar. Yolculukta ve hac ibadeti esnasında başkalarını incitecek kötü söz ve davranışlardan sakınır. Hacı adayı ihrama girme yeri olan “mikat” da yıkanarak gerekli temizliği yapar ve ihrama girer. İki rekat namaz kılar, “Ya rabbi ben haccetmek istiyorum. Onu bana kolay kıl ve onu benden kabul et.” diye dua eder. Bu duayı okuyarak niyet ettikten sonra “Telbiye” de bulunur. Anlamı: Allah’ım! Davetine uyarak emrine boyun eğdim. Senin davetine uymak benim boynumun borcudur. Senin eşin ve ortağın yoktur. Senin emrine boyun eğdim. Hamd ve nimet sana mahsustur. Mülk de senindir. Senin eşin ve ortağın yoktur. İhrama girdikten, namaz kılıp “telbiye” getirdikten sonra Mekke’ye doğru yola çıkar. Yolda telbiye getirmeye devam eder. Mekke’ye varacağı zaman abdest alır ve dua ederek “varış tavafını” yapar. Sonra Safa lie Merve arasında yedi defa sa’y eder. Zilhicce ayının sekizinci günü sabah namazını Mekke’de kılıp Mina’ya çıkar. Arefe günü sabahleyin Arafat’a hareket eder. Güneş batıncaya kadar Arafat’da vakfeyi yerine getirmek için durur. Geceyi Müzdelife’de geçirir. Bayramın birinci günü Cemrei Akabe’ye yedi taş atar. Dilerse kurbanını bu gün kesebilir. Telbiyeye de son verir. Kâbe’ye gelerek ziyaret tavafını yapar. Bayramın birinci, ikinci , üçüncü ve dördüncü günleri Mina’da bulunur. Şeytan taşlama görevini yerine getirir. Eğer memleketine dönecekse veda tavafını yapar, İki rekat namaz kılar. İsterse zemzem suyundan içer. Böylece görevini tamamlamış olur. Peygamberimizin kabrini ziyaret için Medine’ye gider. Telbiye ne demektir? "Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şeriyke leke lebbeyk. İnnel hamde ven-Nimete leke ve mülk, lâ şeriyke lek:” hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 7 Haccın İnsan Davranışları Üzerindeki Etkisi 9. Kazanım Haccın birey ve toplum üzerindeki etkilerini açıklar. 10.Kazanım Hac ve umrenin Müslümanlar arası iletişim ve etkileşime nasıl katkı sağladığının farkında olur. Hacca giden müslüman, Allah’ın kendisine verdiği vücut sağlığı ve mal zenginliği gibi nimetlerin şükrünü yerine getirmiş olur. Dünyanın dört bucağından hacca gelen müslümanlar, sayısız manevi kazançlarla dönerler. Diğer ülkelerde bulunan müslümanların ihtiyaçlarının neler olduğunu öğrenir ve onlarla ticari, sosyal ve kültürel bağlar kurarlar. Bu açıdan hac, uluslararası bir kongre niteliği taşır. Müslümanlar birbirlerinin ihtiyaç ve sıkıntılarını öğrenip yardımlaşma yoluna giderler. Dünyanın her tarafından gelen diğer müslümanlarla tanışırlar. Ayrı dil ve renkteki insanlar İslam’ın birlik ve kardeşlik ilkesini yaşayarak gerçekleştirmeye çalışırlar. İnsanları birbirinden ayıran ırk, dil ve renk farklarını bir tarafa bırakarak, hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] eşitlik duygusunu tadarlar. Aynı duygu ve heyecan içinde birlik ve beraberliklerini güçlendirirler. Böylece imanları tazelenir ve güçlenir. Peygamberimiz; “Makbul bir haccın mükafatı ancak Cennet’tir” buyurmuştur. Bu ibadeti yaparken her seviyede insanın aynı kıyafete bürünmesi, öldükten sonra Allah’ın huzuruna çıkış gününü hatırlatır. İhrama girerek dünya elbiselerinden soyunan insan, günahlarından da sıyrılacak, bir daha günaha girmemek için gayret edecek, Allah’a dua ederek O’ndan af dileyecek ve olgun bir müslüman olmak için çalışacaktır. Haccın maddi ve manevi birçok faydaları vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Hacca giden Müslüman, Allah’ın kendisine verdiği vücut sağlığı ve mal zenginliği gibi dünya nimetlerinin şükrünü yerine getirmiş olur. Değişik ülkelerden gelen Müslümanlar görüşüp tanışır ve bilgi alış-verişinde bulunur, aynı zamanda ticarî ilişkilerde bulunurlar. Sayfa 8 Hac, insanın kul hakkı dışında diğer günahlardan affedilmesine sebeptir. Bunun için günahlarının affedilmesi için dua ederler. Bir daha kötü bir iş yapmamak, dürüst ve ahlâklı olmak üzere Allah’a söz verirler. Hac, çeşitli Müslüman ülke insanları arasında kardeşlik kurulmasına yardımcı olur. İslâm dininin birlik ve beraberlik dini olduğu, hacda daha kolay anlaşılır. Hac mevsiminde Kâbe mahşer yerini andırır. Hac ibadetini yerine getiren Müslüman dünya menfaatleri için yapılan kötü işlerin ne kadar boş ve anlamsız olduğunu kavrar. Bütün hacı adaylarının renk, ırk ve meslek ayırımı gözetmeden bembeyaz ve aynı tip ihram içinde bulunmaları eşitlik fikrinin yerleşmesine yardımcı olur. Aynı zamanda hac ibadeti dünya Müslümanları arasında tanışma, yakınlaşma, birlik ve beraberlik, yardımlaşma ve kardeşlik duygularının gelişmesine yol açtığı için evrensel boyutları olan bir ibadettir. hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Kısaca hacca gidenlerin inançları tazelenir. İnsanlığa hizmet aşkları artar. Yardım duyguları gelişir. Bütün insanların eşit ve kardeş olduğunu kavrar. Böylelikle dostluk, sevgi ve barış sağlanmış olur. Sayfa 9 hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 10 Kurban Nedir ve Niçin Kesilir? 11.Kazanım Kurban ibadetinin anlamını, sosyal dayanışma ve yardımlaşma açısından önemini açıklar. Sözlük manası olarak Allah’a yaklaşmak anlamına gelir. Dinimizde ise Allah’a yakınlaşmak ve O’nun rızasını kazanmak için kesilen belli nitelikteki hayvana denir. Kur’anı Kerim’de; “Rabbin için kurban kes” (Kevser 2) ayetiyle kurbanın vacip olduğu belirtilmiştir. Kurban, Kurban bayramının ilk üç gününde kesilir. Birinci gün kesmek müstehaptır. Kurbanı parasal durumu iyi olan müslümanlar keser. Kurban, deve sığır, koyun ve keçiden kesilir. Devenin en az beş, sığırın iki, koyun ve keçinin bir yaşında olması gerekir. Tavuk, horoz ve ördek gibi hayvanlardan kurban olmaz. Kurban kesilecek hayvanın özürlü ve zayıf olmaması gerekir. Koyun ve keçi bir kişi tarafından kesilmekle birlikte deve ve sığır cinsinden olan hayvanlar yedi kişiye kadar ortaklaşa kesilebilir. hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Kurban, sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın örneklerinden biridir. Kur’an’da Allah : “…..onlardan hem kendiniz yiyin hem de ihtiyacını gizleyen-gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye istifadenize verdik.” (Hac Suresi 36.ayet) buyurmuştur. Toplumumuzda yılda sadece bir kez Kurban Bayramı’nda et yiyebilen yoksullar var. Kurbanın eti genellikle üç parçaya ayrılır; Bir payı Kurban kesen kişi ve ailesi tüketir. Bir pay fakir ve yoksullara, diğer bölüm ise dost ve akrabalara dağıtılır. Kurbanın derisi evde kullanılacağı gibi yoksul ve hayır kurumlarına verilebilir. Fakat parayla satılmaz. Böylece kardeşlik, yardımlaşma ve paylaşma duygularımız gelişir. Yapılan yardımla zenginle fakir arasında bağlar güçlenir. Sayfa 11 hatırlamak ve ona uymak için kesiyorum) bismillâhi Allahü Ekber, Allahü Ekber, lâ ilâhe illallâhu vallahu Ekber, Allahü Ekber ve lillâhi’l-hamd. (Kendisinden başka ilah olmayan, hamt kendisine mahsus olan Allah’a ibadet etmek niyetiyle kesiyorum.)” OKUMA METNİ: KURBAN TIĞLAMA (KESME) DUASI Alevi-Bektaşiler, Kurban Bayramı başta olmak üzere, yılın belli mevsimlerinde çeşitli nedenlerle kurban keserler. Adak kurbanı, ziyaret yerlerine giderken kestikleri ziyaret kurbanı, muharrem ayında kesilen şükür kurbanı, Hakk’a yürüyen (ölen) kişinin affı için kestikleri dâr kurbanı, yol kardeşliği (müsâhiplik) sözü verilirken kesilen müsâhiplik kurbanı bunlardan bazılarıdır. Kurbanlarının etini, ihtiyaç sahiplerine, akraba ve komşulara dağıtırlar. Cemlerde kesilen kurbanların etleri dualandıktan sonra “rıza lokması” olarak dağıtılır. Kurban kesilirken aşağıda yer alan Kurban Tığlama (kesme) duası yapılır: Kurban kesildikten sonra şöyle dua edilir: Kurbanlarımız kabul, muratlarınız hâsıl ola. Dergâh-ı izzetine yazılmış ola. Dildeki dileklerinize, gönüldeki muratlarınıza vasıl ola. Kurbanlarınız kazaya kalkan, belaya bekçi ola. Duası bizden, kabulü de Allah’tan ola. Gerçeğe Hu… Tığlamak: Alevi- Bektaşilikte kurban kesilmesini ifade eder. “Bismillâhi Allahü Ekber, tekbir Allahü Ekber, tekbir Allahü Ekber, kurban-ı Halîl (Bu kurbanı Halil İbrahim Peygamberin kestiği kurban niyetiyle kesiyorum.), fermân-ı Celîl (Allah’ın emri olduğu için kesiyorum.), tığ-ı Cebrâil (Cebrail’in İbrahim Peygambere getirdiği kurban niyetiyle kesiyorum.), itaat-ı İsmail (İsmail’in, babası İbrahim’e ettiği itaati hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 12 İnsanın Paylaşma ve Yardımlaşma İhtiyacı 1.Kazanım Paylaşma ve yardımlaşmanın birey ve toplum için önemini yorumlar. İslâm dini, Müslümanları bir bütün olarak görür. Bu yüzden Hz. Muhammed, Müslümanları bir bedenin organlarına benzetmiştir. “İnsanlar bir bedenin farklı organları gibidirler; bir organ rahatsızlanırsa diğerleri de rahatsız olur”. Bu organlar arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi bedenin uyumlu çalışmasını sağlar. Bunun gibi, toplumun bireyleri arasındaki bağın güçlendirilmesi de toplumsal uyumun sağlanması için önemlidir. Bundan dolayı İslâm dini toplumun üyeleri arasında yardımlaşma ve dayanışmayı öğütlemektedir. Yardıma muhtaç insanlar yardım istemekten veya durumlarını başkalarına bildirmekten çekinebilirler. hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Bu nedenle durumu iyi olanlar ihtiyaç sahiplerini bulup onların gereksinimlerini gidermekle yükümlüdürler. Peygamberimiz, “Fakirleri araştırıp bulunuz, görüp gözetiniz...” buyurmuştur. İnsanlar zaman zaman ekonomik sıkıntılara düşebilirler. Bu sıkıntılardan kurtulmak ancak karşılıklı iş birliği ve dayanışma içerisinde mümkün olur. İnsanların sıkıntılarını gidermenin dinimizce çok sevap olduğu belirtilmektedir. Bu konuda Peygamberimiz, “Her kim eli dar olan borçluya kolaylık gösterirse, Allah da dünya ve ahirette ona kolaylık gösterir.”buyurmuştur. Allah Kur ’an’ ı kerim’de öncelikle yakın akraba ve komşularımıza yardım etmemiz gerektiğini haber vermektedir: “Anneye, babaya, akrabaya, öksüzlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanında bulunan arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyilik ediniz.” (4/Nisa suresi, 36) Peygamberimiz insanlardan fazla yemekleri olmasa bile, yemeğin suyunu biraz fazla koyarak komşularına da ikram etmelerini istemiştir. Bununla, başkalarını düşünme alışkanlığını kazandırmayı amaçlamaktadır. Sayfa 13 Cimri olanlar yardımlaşmaktan kaçarlar. Yardım etmekle mallarının eksileceğini düşünürler. Hâlbuki Yüce Allah, “Sadaka veren erkeklere, sadaka veren kadınlara ve Allah’a güzel bir ödünç verenlere, verdikleri kat kat artırılır ve onlara şerefli bir mükâfat vardır.” (57/Hadîd, 18) buyurarak bu yardımlarının karşılığının kendilerine verileceğini bildirmektedir. İslam’ın Paylaşma ve Yardımlaşmaya Verdiği Önem 2.Kazanım İslam’ın paylaşma yardımlaşmaya verdiği yorumlar. ve önemi elin alan elden daha üstün olduğunu söylemiştir. Zekat, sadaka, kurban fitre gibi ibadetler Kuranıkerim'de ve Peygamberimizin hadislerinde birçok güzel müjdelerle tavsiye edilmiştir. Yüce Allah şöyle buyurur: "Verdiğiniz her hayır (sadaka) kendiniz içindir. Allah rızasını umarak yaptığınız her hayrın karşılığı size eksiksiz olarak verilir." (Bakara 272) (Anlatım: Mevlüt Aydın) İslam, inananlara her zaman paylaşmayı ve yardımlaşmayı tavsiye eder. Zira, her varlıklı Müslüman, Yüce Allah'ın "... ve mallarında muhtaç ve mahrumların hakkı vardır" şeklindeki buyruğunu bilmeli ve inanmalıdır. İslam’da her Müslüman hem kendisinden, hem ailesinden, hem çevresinden, hem de toplumdan sorumludur. Müslüman kişi, bunlara karşı görevlerini tam olarak yerine getirmezse dünyada ve ahirette sorumlu olacaktır. İslamiyet genel anlamda başkalarına el açmayı ve muhtaç olmayı uygun bir davranış olarak görmez. Ancak zorunlu nedenlerden dolayı, her toplumda başkalarının yardımına ihtiyaç duyan kişiler bulunur. Bu durumda olan kişilerin sayısını en aza indirmek dinimizin sağlamaya çalıştığı bir durumdur. Peygamberimiz veren hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 14 Paylaşma ve Yardımlaşma İbadeti Olarak Zekât 3.Kazanım Paylaşma ve yardımlaşma ibadeti olarak zekât ve sadakanın kimler tarafından, kimlere, nelerden, nasıl verileceğini açıklar. Zekât, temizleme, bereket ve çoğalma anlamlarına gelir. Zekât, kimsesizleri, yoksulları düşünme alışkanlığı kazandırır. Bu da ahlâkî bir olgunlaşmaya götürür. Allah şöyle buyurmuştur: “Allah yolunda malını veren kimse temizlenir.” (92/Leyl suresi, 18) Ayrıca, sahip olduğumuz maddî varlığımızın kıymetini bilmemizi sağlar. Zekatı Kimler Verir ? Bir kimsenin zekat vermesi için üç şart bulunmaktadır. 1. Müslüman olması 2. Servetinin nisap miktarına ulaşmış olması 3. Servetinin üzerinden bir yılın geçmiş olması. Nisap miktarı: Nisap miktarı, zekat verilmesi için konulmuş sınırdır. Bu sınır, gıda, giyim, eğitim, sağlık gibi temel ihtiyaçların dışında 85 gr altın alacak kadar parası olmaktır. Zekât verilecek kimseler sunlardır: 1) Yoksullar 2) Düşkünler 3) Yolda kalmışlar 4) Borçlular 5) Allah yolunda çalışanlar Zekat verirken öncelikle akrabalar tercih edilir. yakın Zekât Kimlere Verilmez? 1-Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara, 2-Çocuklarına ve torunlarına 3-Zenginlere, 4-Müslüman olmayanlara 5-Karı-koca birbirlerine. hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 15 hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 16 Toplumsal Dayanışma İbadeti Olarak Sadaka 4.Kazanım Zekât ve sadakanın birey ve topluma katkılarını araştırır. 5. Kazanım Başkalarına yardım ettiğinde yaşadığı duyguları arkadaşları ile paylaşır. Karşılıksız yapılan her türlü yardım, güzel ve yararlı davranışa sadaka denir. yerinde, oturduğumuz mahallede karşılaştığımız insanlara güler yüzle selâm vermek sadakadır. Çevremizdeki insanların varsa sorunlarıyla ilgilenmek, yoldan karşıya geçmekte zorlanan bir yaşlıya yardımcı olmak, bir ya-bancıya yol göstermek, otobüste veya diğer toplu taşıma araçlarında yaşlı, hamile, hasta gibi ayakta durmakta zorlananlara yer vermek sadakadır. İnsanlara zarar verici herhangi bir engeli ortadan kaldırmak da sadaka sayılmaktadır. Bir yoksula para, giyecek, yiyecek vs. vermek, insanların yararlanacağı okul, cami, yol, köprü, çeşme yaptırmak birer sadakadır. Birçok hayırsever zengin yurttaşımız sayesinde okullar, camiler, kimsesiz çocukların kaldığı yurtlar ve öğrencilerin sosyal gereksinimleri için kültür siteleri yaptırılmakta, yoksulların yararlanacağı aş evleri açılmaktadır. Bütün bunlar dinimizce sadaka olarak değerlendirilir. Bir hastayı, yaşlıyı ziya-ret etmek, onun hâl ve hatırını sormak; yolda, iş hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Peygamberimiz zaman zaman insanlar arasında dolaşır, gereksinimi olanları tespit eder, bunları gidermeye çalışırdı. Özel evler yaptırarak yoksulların burada barınmalarını sağlar, kendisi de onlara eğitim verirdi. Hz. Muhammed(s.a.v) özellikle yiyecek ve içeceğe ihtiyacı olanların bu ihtiyaçlarını gidermenin çok önemli bir ibadet olduğunu bize haber vermektedir: “Karnı aç olan bir kimseyi doyurunuz” Peygamberimiz hastaları ve yaşlıları ziyaret eder, yolda karşılaştığı insanların hâl ve hatırlarını sorardı. Küskünleri, dargınları barıştırırdı. Özellikle çocukların ve gençlerin Sayfa 17 eğitimleri ile yakından ilgilenirdi. Sadaka sayesinde toplumsal yardımlaşma ve dayanışma daha da pekiştirilir. Her alanda kalkınmamız daha da hızlanır. Ayrıca sadaka veren kimseler Allah’ın bir buyruğunu yerine getirmiş olurlar. Sadaka çeşitlerinden birisi de fıtır sadakasıdır. Bu sadaka, aslî ihtiyaçlarından başka zekât verecek kadar bir mala sahip olan her Müslüman tarafından verilir. Ramazan ayında bayramdan önce verilir. Halkımız bu sadakaya kısaca “fitre” demektedir. Zekât, sahip olduğumuz maldan belli bir oranda verilirken, fıtır sadakası kişi başına verilir. Bir ailedeki bütün bireylerin fıtır sadakasını büyüklerinden biri verebilir. Fitre miktarı kişinin ekonomik düzeyine, maddî durumuna göre değişmektedir. Fıtır sadakasını verecek olan kimse, bir günlük kendi yiyecek masrafı kadar miktarı fıtır sadakası olarak yoksullara verir. hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Zekat Ve Sadakanın Toplumsal ve Bireysel Faydaları 1-İslam sosyal hayatın dengelerini zekatla korumaktadır. Toplumda gizli yada açık ,akşam sofrasında bir lokma ekmeğe muhtaç bulunanlar,parası olmadığı için doktora gidemeyip hastalıklardan inleyenler bulunabileceği gibi; Meşru iş yaparken borç batağına saplanıp çıkmaza girenler de bulunabilir.Hatta okumak isteyen ancak maddi durumu müsait olmayan öğrenciler bulunabilir. 2-Zekat kişiye cömertliği öğretir, sevdirir ve benimsetir.Zekat veren kişi nefsindeki cimrilik damarını atar. 3-Zekat vermekle malın eksildiğine değil, arttığına şahit olunur. Peygamber efendimiz (s.a.v.) ”Sadaka hiçbir malı eksiltmez” buyurmuştur. 4-Zekat veren kişi başkasını mutlu etmenin mutluluğunu yaşar. 5-Zekat veren kişi, Allah’ın rızasını kazanır, Allah’ın rızası yüksek sevap ve bereket getirir. Peygamberimiz ”Az sadaka çok belayı defeder” buyurmuş olup, bu durum, toplumumuzda kaza Sayfa 18 beladan kurtulanlar için, ”Verilmiş sadakan varmış” şeklinde ifade edilmiştir. 6-Zekat veren kişi, zekat verdiği muhtaç ve yoksulların duasını alır. Peygamberimiz ”Bir kişinin başkası için yaptığı dualar kabul olunur” buyurmuştur. Bu dualar hem dünya hem Ahiret kazancı olarak döner. unsurudur. “Zekat toplumda zenginle fakir arasında köprüdür” 11-Zekat malı kul hakkından ve haramlardan temizler ve arındırır. 12-Zekat kişiyi aşırı cimrilik ve aşırı mal biriktirme gibi ruhsal hastalıklardan kurtarır. İnsanı, malın kölesi değil; efendisi yapar. 7-Zekat,toplum fertleri arasında yardımseverlik ve iyilik yapma duygularını teşvik eder, kardeşlik ve sevgi bağlarını güçlendirir. Böylece toplum, birbirini çekemeyen, birbirine kötülük etmek için fırsatlar kollayan, zayıfı ve kimsesizi ezen fertlerden değil; birbirine dua eden, birbirinin iyiliğini isteyen , birbirine yardım eden huzurlu güvenli fertler haline gelir. 8-Zekat, Toplumun ihtiyaçlarını karşılar, İnsanlar arasındaki sosyal farklılığı kaldırır, ekonomik farklılıkları giderir, fakirliği yok eder. Peygamberimiz ”İnsanlara yardım etki yardım göresin” buyurmuştur. 9-Zekat, tembelliği ortadan kaldırır. Zekatla güçlenen fakirler, iş yapabilecek bir imkana kavuşmuş olur, tüketicilikten üreticiliğe geçerek topluma katkı sağlarlar. Onlarda başkalarını zincirleme üretici yaparlar. 10-Zekat, kalpleri kin, nefret, haset(çekememezlik) gibi kötü duygulardan arındırır. Toplumda yardımlaşma, merhamet, iyilikseverlik, saygı, sevgi ve şefkat duygularını güçlendirir. Zekat hem hakka hem halka karşı güvence hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 19 Yardımlaşma Kurumlarımız 6. Kazanım Ülkemizdeki sosyal kurumlarını tanır. yardımlaşma 3. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı: Başbakanlığa bağlı olarak illerde valilikler, ilçelerde de kaymakamlıklar aracılığıyla çalışmalarını sürdürür. Yoksullara, para vb. yardımlar yapar. 1. Kızılay : Deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde zarar görenlere destek olur. 11 Haziran 1868 tarihinde "Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti" adıyla kurulan Kızılay, 1877'de "Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti", 1935'te "Türkiye Kızılay Cemiyeti" ve 1947'de "Türkiye Kızılay Derneği" adını almıştır. Kuruluşa "KIZILAY" adını büyük önder Atatürk vermiştir. 4. Milli Eğitim Vakfı: Bu vakfın kuruluş amacı, Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı her kademe ve türdeki eğitim kurumlarında, eğitim ve öğretimin; toplum ve kişilerin ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayacak nitelik ve niceliğe ulaşması için, maddi ve manevi katkıda bulunmak ve bu amaçla yeni kaynaklar sağlamak. 2. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu: Fakir, öksüz, yetim ve kimsesiz çocuklara yardımcı olur. Onların barınma, gıda ve eğitim gibi ihtiyaçlarını karşılar. Onları yetiştirip topluma kazandırır. hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 20 hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 21 Öğrenme Alanı: İNANÇ 1. ÜNİTE: KAZA VE KADER Kur’an-ı Kerim’de : “Allah’ın katında her şey bir ölçüye göredir.” (13/Ra’d suresi, 8) “Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.” (54/Kamer suresi, 49) “Her şeyi yaratan ve bir ölçüye göre düzenleyen Allah’tır.” (25/Furkan suresi, 2) Allah Her Şeyi Bir Ölçüye Göre Yaratmıştır 1.Kazanım Kaza ve kader kavramlarını açıklar. 2.Kazanım Allah’ın her şeyi bir ölçüye göre yarattığına örnekler verir. Allah, evrende bulunan her şeyi bir ölçüye göre yaratmıştır. Bu ölçü, evrendeki varlıkları kendi içinde tutarlı ve uyumlu bir bütün yapmıştır. hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Kur’an-ı Kerim’ de Allah, insanın yaratılış sürecinin her aşamasında da bu ölçünün varlığını belirttikten sonra, “Biz ölçüyü böyle koyduk. Bizim koyduğumuz ölçü, ne güzeldir.” demektedir. (77/Mürselât suresi, 2023; bakınız: 23/Mü’minûn suresi, 12-14) Evrende gelişigüzel hiçbir şey yoktur. Her varlık bir plân, program ve ölçü içinde yaratılmıştır. Yer altında ve yer üstünde insanın yararına sunulan her türlü yiyecek, içecek ve insana gerekli olan her şey, bir ölçü içinde; belli bir büyüklük, ağırlık ve yoğunlukta yaratılmıştır. Ayrıca bun-ların oluşumunu sağlayan, toprak, su, hava, sıcaklık, soğukluk gibi şeyler de bir ölçüye göre belirlenmiştir. Allah Kur’an’da evrendeki her şeyi ölçüye göre yarattığını örneklerle açıklamaktadır: Sayfa 22 “Gökten uygun bir ölçüde yağmur indirip onu yeryüzünde durdurduk.” (23/Mü’minûn suresi, 18) “Yeryüzünde her türlü bitkiyi bir ölçüye göre bitirdik.” (15/Hicr suresi, 19) Her şeyi bir ölçüye göre yaratan Allah, evrendeki her varlığa yapacağı işe uygun yapı, biçim, özellik ve yetenek vermiştir: “Allah, her şeyi yaratmakta ve amacına uygun biçimler vermektedir. O, her şeyi bir ölçüyle yapmakta ve yol göstermektedir.” (87/A’lâ suresi, 3) Allah, evrendeki bu eksiksiz düzen ve ölçülülük üzerinde düşünmemizi ve gereken dersleri çıkarmamızı istemektedir: “Güneşi ışıklı, ayı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için aya evreler koyan Allah’tır. Allah, bunları boş yere yaratmamıştır. O, ayetlerini bilen/düşünen bir toplum için ayrıntılı olarak açıklıyor.” (10/Yunus suresi, 5) hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] “Gece ve gündüzün peş peşe gelmesinde, Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı her şeyde, Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyan bir toplum için ibretler vardır.” (10/Yunus suresi, 6) “Göklerin ve yerin yaratılışında... sağduyulu olanlar için dersler vardır.” (3/Âl-i İmrân suresi, 190) Sayfa 23 ÇIKMIŞ SORULAR hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 24 hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 25 hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 26 Hac zamanıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a) Hacla kurban bayramı günleri aynı zamanlara denk gelir. b) Hac, yılın her döneminde yapılabilir. c) Hac ibadeti peygamberimizin doğduğu ay olan Rebiülevvel ayında yapılır. d) Hac, Ramazan ayı içerisinde olur. Aşağıdakilerden hangisi hac ibadetinin bir insana farz olması için gerekli bir şart değildir? a) Zengin olmak b) Akıllı olmak c) Yolda salgın hastalık olmaması d) Hafız olmak. İhramla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur? a) Erkekler günlük kıyafetlerini giyerler. b) Kadınlar beyaz renk giymelidir. c) Mikat denilen sınırlar ihramlı bir şekilde geçilmelidir. d) İhramlı kişi tırnak kesebilir. Haccın şartlarından biri olan Arafat dağına çıkıp orada dua ve ibadet etme hangi güne denk gelir? a) Bayramın ilk günü b) Arefe günü c) Arefeden bir gün önce d) Bayramın ikinci günü. hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] I-Şavt, Kabe’nin etrafında bir tur dönmektir. II-Tavaf, Kabe’nin etrafında 7 tur dönmektir. III-Farz olan tavaf, Arefe günü yapılır. Yukarıdaki bilgilerden hangisi yada hangileri doğrudur? a)Yalnız I b)I ve II c)II ve III d)Yalnız III Aşağıdakilerden hangisi haccın insan davranışları üzerindeki etkilerinden biri değildir? a) İnsanların Allah katında eşit olduğunu hatırlatır. b) İnsanları küçük görmemeyi öğretir. c) Peygamberimizin yaşadığı yerler ziyaret edilip İslam’ın doğduğu coğrafya görülmüş olur. d) Arapların zengin olmalarına katkı sağlar. Sayfa 27 Safa ile Merve tepeleri arasında hızlıca yürüyerek yapılan ibadet, tarihsel olarak hangi olaya dayanır? a) Hz.Hacer’in oğlu İsmail’e su bulma arayışı. b) Hz.İbrahim’in oğlunu kurban etmeden önce iki tepe arasında gezdirmesi. c) Hz.Adem’in iki oğlunu bu tepelere yerleştirmesi. d) Peygamberimizin küçükken bu tepelerde koşması. Hac ibadeti yerine getirildikten sonra Müslümanlarca Medine’de bulunan ve peygamberimizin mescidi olarak bilinen …………………………. ziyaret edilir. Yukarıdaki boşluğa hangisi gelmelidir? a) Mescid –i Haram b) Mescid – i Nebi c) Mescid – i Aksa d) Kubbetüs Sahra hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Hac ibadetiyle ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır? a) Hem beden hem malla yapılır. b) Sadece malla yapılan bir ibadettir. c) İslam dininde bu ibadet farzdır. d) Mekke şehrinde yerine getirilir. Kabe’yi tavaf etmeyle ilgili hangisi doğrudur? a) Makam-ı İbrahim’den başlanır. b) Herhangi bir noktadan başlanabilir. c) Kabe duvarına sol elle dokunulup başlanır. d) Sağ elle Hacerül Esved selamlanarak başlanır. Sayfa 28 hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 29 hcoskun [Kaman Atatürk Ortaokulu] Sayfa 30