TBMM B: 102 16 . 5 . 2006 O: 2 tanesinin bölümlerinin çoğu Körfez Devlet Hastanesine nakledilerek, hizmetin oradan verilmesi programlanmıştır. Yapılan bu uygulamayla eski devlet hastanesinin doktorları başka hastanede görevlendirilerek, var olan bir hastane yeterli hizmet veremez hale getirilmiştir. Bir hastaneyi hiz­ met veremez hale getirmek yerine, yeni doktor atamalarıyla mevcut iki yapının da güçlendirilmesi neden düşünülememiştir?.. Kaldı ki, sağlık hizmetinde, hizmeti bir noktaya toplamak yerine yay­ mak esas olmalıdır. Hastaların kolayca ulaşabileceği yakınlıkta ve yeterli branş hekimin hizmet ver­ diği sağlık ünitelerinin çoğaltılması sağlanmalı ve yeniden hasta kuyruklarının oluşması önlen­ melidir. Oysa, işlevsiz hale getirilmek istenen İskenderun Devlet Hastanesi, 185 yatak kapasitesiy­ le, yaklaşık 70 000 nüfusa sağlık hizmeti vermekteydi. Söz konusu uygulamanın, fayda yaratma ve sorunu çözmek değil, sorun yaratmaya neden olduğu görülmüştür. Bölgemizde uzun süredir tamamlanmayan devlet hastanesi inşaatının hızlandırılarak, acilen ih­ tiyaç duyulan eğitim-araştırma ve ihtisas hastanesi olarak hizmet vermesi bir an önce sağlanmalıdır. Ülkemizde eczacılık sektörünün sorunlarının giderilmesi, şifa arayan vatandaşlarımıza daha düzenli ve hızlı bir hizmet olarak yansıması kaçınılmazdır; ancak, sorunların giderilmesi konusun­ da, üzülerek ifade ediyorum ki, bu İktidardan hiç umudum yok. İktidar, hemen her konuda olduğu gibi, eczacıların sorunları konusunda da bilgi sahibi değil. Bu vesileyle, tekrar, tüm meslektaşlarımın 14 Mayıs Eczacılar Gününü sağlık ve mutluluk dileklerimle kutlar, Yüce Heyetinize saygılar sunarım.(Alkışlar) BAŞKAN - Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazar'ın konuşmasına, Hükümetten Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ katkıda bulunacak. Buyurun Sayın Akdağ. (AK Parti sıralarından alkışlar) SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım. Saygıdeğer Başkanım, değerli milletvekilleri; Hatay CHP Milletvekilimiz Sayın Abdulaziz Yazar Bey eczacılarımızla ilgili meselelerden bahsetti. 14 Mayısı geride bıraktık. 14 Mayıs, Türk eczacılarının eczacılık mesleğiyle ilgili özel bir günü. Ben de bütün eczacılarımızın, Türk insanının, ülkemizin sağlığına verdiği katkılardan dolayı, bu güzel günlerini -geçmiş de olsa- bir kere daha tebrik ediyorum ve kendilerine saygılar sunuyorum. Gerçekten eczacılarımız, bütün sağlık çalışan­ ları gibi, bir ekip ruhu içerisinde bugün ülkemizde mükemmel bir hizmeti yürütmektedirler. Tabiî, Değerli Milletvekilimiz, bir gündemdışı konuşmanın içerisine, eczacılarımızla başladı, bütün sağlık sistemini eleştirerek devam etti ve sorunların çözülmesi için de ümit olmadığından bahsetti bizim Hükümetimiz adına. Yanlış sağlık politikalarından bahsetti; ama, hayret ettim, ger­ çekten bu kadar iş yapılmışken, şu iş de şöyle iyi yapılmıştır diye hiçbir şey bulamadı mı Değerli Milletvekilimiz; buna çok hayret ettim! Halbuki, Türkiye, bu üçbuçuk yıl içinde, değerli milletvekillerim, bakın, ne gördü: Bu üçbuçuk yıl içerisinde, insanımız ilaca erişmeye başladı. Çok değil, üç yıl öncesinde siz, eğer, bir işçi iseniz, bir işçi yakınıysanız, işçi emeklisiyseniz, bir yeşilkartlı vatandaşsamz, ilaç almak için kuyruklarda çile tüketmek zorundaydınız. Bir işçiyseniz, yakınıysanız veya emeklisiyseniz, yani, SSK mensubu iseniz yalnızca SSK'nın hastanesine veya dispanserine gidebilirdiniz, eğer orada muayene olma fır­ satı bulmuşsanız o da, size reçete yazıldığında, saatlerce orada kuyrukta beklerdiniz; çünkü, 30 000 000'a yaklaşık bir nüfus, işçi kardeşlerimiz, yalnızca 300 civarında hastaneden, hastane eczanesin­ den reçetelerini yaptırabilirlerdi. 4 saat bekleyen de vardı, daha uzun süre bekleyen de vardı. Ama, Hükümetimizin sosyal adaleti öne alan "önce insan" diyen, "insanı yaşat ki, devlet yaşasın" diyen zihniyet dönüşümü sayesindedir ki, bugün, ülkemizin eczacıları Türk insanına hiz-33-