39. cilt 3. fasikül (242)

advertisement
eþ-ÞÜRÛTÜ’l-ÖMERÝYYE
da günümüze kadar gelen eserlerin ilki
Ebû Ca‘fer et-Tahâvî’ye (ö. 321/933) aittir.
Ebû Nasr Ahmed b. Muhammed el-Hâkim es-Semerkandî’nin Kitâbü’þ-Þürû¹ ve
£ulûmi’½-½ukûk (nþr. Ahmed Câbir Bedrân, Kahire 1427/2006), Celâleddin b. Muhammed el-Ýmâdî’nin øurerü’þ-þürû¹ ve
dürerü’s-sümû¹ (Süleymaniye Ktp., Esad
Efendi, nr. 722) ve Mehmed b. Eflâtûn
er-Rûmî’nin e½-Øukûkü’þ-Þer£iyye (Beyazýt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr.
2697) adlý eserleri bu türün diðer örnekleridir. Zahîrüddin Hasan b. Ali el-Mergýnânî ve Kadî Celâleddin er-Rîðadmûnî, Necmeddin en-Nesefî gibi âlimlerin de bu dalda kitaplarýnýn bulunduðu kaydedilir. Mâlikî mezhebinde Ýbn Lübâbe, Ferec b. Seleme el-Kurtubî, Muhammed b. Hâris elHuþenî, Mûsâ b. Ahmed el-Yahsubî elKurtubî gibi âlimlerin konuyla ilgili eserlerinin yaný sýra Muhammed b. Ahmed elAttâr’ýn el-Ve¦âßiš ve’s-sicillât, Ýbnü’lHindî’nin el-Ve¦âßiš ve’þ-þürû¹, Ahmed b.
Muhammed et-Tuleytýlî’nin el-Mušnî£ fî
£ilmi’þ-þürû¹ (nþr. Fransisco Javier Aguirre Sadaba, Madrid 1994), Ebü’l-Hasan elMutayyitî’nin en-Nihâye ve’t-tamâm fî
ma£rifeti’l-ve¦âßiš ve’l-a¼kâm, Ebû Ýshak Ýbrâhim b. el-Hâc el-Gýrnâtî’nin elVe¦âßišu’l-muÅta½ara (nþr. Mustafa Nâcî, Rabat 1987), Ali b. Yahya el-Cezîrî’nin
el-Maš½adü’l-ma¼mûd fî telÅî½i’l-£uš†d
(nþr. Asuncion Ferreras, Madrid 1998) adlý kitaplarý zikredilebilir. Þâfiî mezhebinde
Kerâbîsî, Müzenî, Ebû Bekir Muhammed
b. Abdullah es-Sayrafî, Ebû Ýshak el-Mervezî gibi âlimlerin eserlerinin yaný sýra Ýbn
Habîb el-Halebî’nin Keþfü’l-mürû¹ £an
me¼âsini’þ-þürû¹, Minhâcî’nin Cevâhirü’l-£uš†d ve mu£înü’l-šuŠât ve’l-muvaššý£în ve’þ-þühûd (I-II, Kahire 1955) adlý kitabý da anýlabilir. Tabakat kitaplarýnda
Dâvûd ez-Zâhirî ve Muhammed b. Cerîr
et-Taberî gibi fakihlerin de þürût dalýnda
eser yazdýklarý kaydedilmektedir. Osmanlýlar döneminde telif edilen sak mecmualarý þürût türündeki eserlerin devamý ve
örnekleri sayýlabilir. Ruhi Özcan, Joseph
Schacht, Emile Tyan, Jeanette Wakin, Vâil
B. Hallâk (Wael B. Hallaq) gibi araþtýrmacýlar þürût ilminin tarihî geliþimini, diðer hukuk sistemleriyle iliþkisini, fýkhýn teorik hükümlerinin pratik hayata geçirilmesindeki
etkisini ve belli baþlý konularýný farklý açýdan ele alarak eleþtirel çalýþmalar yapmýþlar, böylece toplumlarýn ticarî, iktisadî, hukukî ve içtimaî yapýsý hakkýnda önemli bilgi ve belgeleri içeren kadý sicillerinin ve þürût türü eserlerin tanýtýlmasýný saðlamýþlardýr.
BÝBLÝYOGRAFYA :
Þâfiî, el-Üm, VI, 222; Tahâvî, Das Kitåb adkår
el-¼uq†q war-ruh†n aus dem al-Ðåmi‘ al-kab¢r
fý{-{ur†t des Eb† Ða‘fer A¼med ibn Mu¼ammed et-Ta¼åw¢ (nþr. J. Schacht), Heidelberg 1927;
a.mlf., The Function of Documents in Islamic
Law: The Chapters on Sale from ªa¼åwi’s Kitåb
al-shur†¹ al-kab¢r (ed. J. A. Wakin), Albany 1972;
Kindî, el-Vülât ve’l-šuŠât, s. 309-310; Cessâs,
A¼kâmü’l-Æurßân, I, 484-485, 535-536; Ýbnü’nNedîm, el-Fihrist, Kahire, ts., s. 292-344; Serahsî,
el-Mebsû¹, XVI, 92; XXX, 167-209; a.mlf., U½ûl
(nþr. Ebü’l-Vefâ el-Efganî), Beyrut 1393/1973,
II, 302-303; Celâleddin el-Ýmâdî, øurerü’þ-þürû¹,
Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 722, vr. 8a;
Sadrüþþehîd, Þer¼u Edebi’l-šåŠî (nþr. Muhyî Hilâl es-Serhân), Baðdad 1397-98/1977-78, III, 105;
IV, 72-73, 405; Ýbn Kudâme, el-Mu³nî, IX, 73, 75,
155-160; Ýbn Ebü’d-Dem, Edebü’l-ša²âß (nþr.
Muhyî Hilâl es-Serhân), Baðdad 1404/1984, II,
184, 263-265; Þehâbeddin el-Karâfî, e×-¬aÅîre
(nþr. M. Bû Hubze), Beyrut 1994, X, 152-153,
375, 376, 400, 406; Abdülazîz el-Buhârî, Keþfü’lesrâr, Ýstanbul 1307, IV,1293; Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, IX, 1-6; Necmeddin Ýbrâhim b. Ali etTarsûsî, el-Ý £lâm bi-mu½¹ala¼i’þ-þühûd ve’l-¼ükkâm, Süleymaniye Ktp., Kadýzâde Mehmed, nr.
119, vr. 1a, 20a; Burhâneddin Ýbn Ferhûn, Teb½ýratü’l-¼ükkâm (nþr. Tâhâ Abdürraûf Sa‘d), Kahire 1406/1986, I, 44, 248, 282-287; Ýbn Haldûn,
Mušaddime, Kahire, ts. (el-Mektebetü’t-ticâriyyetü’l-kübrâ), s. 224-225; Alâeddin et-Trablusî,
Mu£înü’l-¼ükkâm, Kahire 1393/1973, s. 93-95;
Molla Hüsrev, Dürerü’l-¼ükkâm, Ýstanbul 1300,
II, 511, 512; Alâeddin Ali b. Ebû Bekir b. Ýbrâhim
b. Muhammed b. Müflih, Risâle fi’l-£amel bi’l-Åu¹û¹ £inde’l-¼ükkâm £alâ me×hebi’l-Ýmâm A¼med
(nþr. Abdurrahman b. Ýbrâhim el-Matrûdî, Mecelletü’l-Bu¼û¦i’l-Ýslâmiyye, sy. 46 içinde), Riyad
1416/1996, s. 299-324; Minhâcî, Cevâhirü’l-£uš†d
ve mu£înü’l-šuŠât ve’l-muvaššý£în ve’þ-þühûd
(nþr. M. Hâmid el-Fýký), Kahire 1374/1955, I, 1112; Taþköprizâde, Miftâ¼u’s-sa£âde, II, 60; Ýbn
Hacer el-Heytemî, Tu¼fetü’l-mu¼tâc, Kahire 1315,
I, 33; X, 131-144, 156, 267-269; Þirbînî, Mu³ni’l-mu¼tâc, IV, 282-293, 390, 402, 450; Buhûtî, Keþþâfü’l-šýnâ£, VI, 312-320, 367-370; Keþfü’¾-¾unûn, II, 1046; el-Fetâva’l-Hindiyye, VI,
160-389; Hâcibzâde Muhammed b. Mustafa, Bidâatü’l-hükkâm fî ihkâmi’l-ahkâm, Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 2273, vr. 1b; Ýbn Âbidîn, Reddü’l-mu¼târ, IV, 245; V, 435-437, 468; VI, 92;
Ali Haydar, Dürerü’l-hükkâm, Ýstanbul 1316, IX,
139-144, 151, 161, 217-219, 242-243; Türk Hukuk Lûgati, Ankara 1944, s. 134, 202, 309; E.
Tyan, Le notariat et le régime de la preuve par
écrit dans la pratique du droit musulman, Beyrut 1945, s. 13-40, 46-48; Ali Himmet Berki, Ýslam Þeriatýnda Kaza, Ankara 1962, s. 53-60;
Ebü’þ-Þitâ b. Hasan el-Gazî, et-Tedrîb £ale’l-ve¦âßišý’l-£adliyye (nþr. Ahmed Gazî el-Hüseynî),
Rabat 1964, I, 1-5; ayrýca bk. neþredenin giriþi, I,
s. e-f; J. A. Wakin, “Written Documents in Islamic
Law”, Actas do IV Congresso de Estudos Arabes e Islâmicos, Leiden 1972, s. 347-354; Ruhi
Özcan, el-¥âvî fî Þürû¹i’¹-ªa¼âvî (yüksek lisans
tezi, 1972), Câmiatü Baðdâd, I, 15-39, 60-70,
83, 178, 183-200; Hilmi Ergüney, Türk Hukukunda Lügat ve Istýlâhlar, Ýstanbul 1973, s. 328329; Abdülhay el-Kettânî, et-Terâtîbü’l-idâriyye,
I, 273-276; Ziriklî, el-A£lâm (Fethullah), VIII, 228;
Resul Tosun, Ýslâm Hukukunda Mahkeme Sicilleri ve Ýspat Gücü (yüksek lisans tezi, 1986), MÜ
Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 9-36; Zâfir el-Kasýmî, Ni¾âmü’l-¼ükm fi’þ-þerî£a ve’t-târîÅi’l-Ýslâmî,
Beyrut 1407/1987, II, 371, 399-407, 427-435,
504; Muhammed b. Abdullah el-Âmir, £Ýlmü’þþürû¹ fi’l-fýšhi’l-Ýslâmî ve ta¹bîšåtühû fî kitâbâti
£adli’l-Memleketi’l-£Arabiyyeti’s-Su£ûdiyye (yüksek lisans tezi, 1411/1991), Câmiatü Ümmi’l-kurâ,
s. 5-10; Hacer Kontbay, Endülüs’te Þürût Ýlmi
(yüksek lisans tezi, 2009), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 57-100; Wael B. Hallaq, “Model Shurut
Works and the Dialectic of Doctrin and Practice”, Islamiq Law and Society, II/2, Leiden 1995,
s. 109-134; Muharrem Önder, “Ebû Ca‘fer et-Tahâvî ve Þurût Ýlmi”, Ýslâm Hukuku Araþtýrmalarý Dergisi, sy. 11, Konya 2008, s. 391-395; W.
Heffening – [Coþkun Üçok], “Þart”, ÝA, XI, 350; Pakalýn, III, 61, 210; “Tevþîk”, Mv.F, XIV, 134-139;
“Sicil”, a.e., XXIV, 190-196; “Sak”, a.e., XXVII,
47-48.
ÿFahrettin Atar
–
˜
eþ-ÞÜRÛTÜ’l-ÖMERÝYYE
( ‫) א
א‬
Hz. Ömer tarafýndan
zimmîler hakkýnda konulduðu
ileri sürülen þartlar.
—
™
Hz. Ömer’in hilâfeti esnasýnda Irak ve
Ýran’ýn, Suriye, Ürdün, Filistin ve Mýsýr’ýn
fethi tamamlanmýþ, müslümanlar büyük
bir gayri müslim nüfusla meþgul olmak
durumunda kalmýþtý. Barýþ veya savaþ yoluyla bu fetihleri gerçekleþtiren kumandanlar, ele geçirilen þehir yahut bölgelerde yaþayan gayri müslimlerin baþta cizye
vergisi olmak üzere hak ve mükellefiyetlerini tayin ve tesbit edip onlarla anlaþmalar yapmýþlar, bunlarý Hz. Ömer’in onayýna
sunduktan sonra yürürlüðe koymuþlardýr.
Kudüs’ün teslim anlaþmasý, Kudüslüler’in
teklifi dolayýsýyla oraya giden ve þartlarý
bizzat belirleyen Hz. Ömer tarafýndan imzalanmýþtýr. Ebû Yûsuf’un Kitâbü’l-ƒarâc’ý, Belâzürî’nin Fütû¼u’l-büldân’ý ve
Taberî’nin TârîÅ’i gibi kaynaklarda yer
alan bu þartlara, bir kýsmý benzer veya ayný olan esaslar yanýnda çoðu zimmîlerin
aleyhine bazý þartlar içeren ve Hz. Ömer’e
nisbet edilen bir metin bazý muahhar kaynaklarda ve bilhassa bazý fýkýh kitaplarýnda “eþ-þürûtü’l-Ömeriyye” veya kýsaca “eþþürût” yahut “ahidnâme-i Ömer” adýyla yer
almaktadýr.
Ebû Abdullah Ýbn Mende’nin øarâßibü
Þu£be adlý eserinde geçtiði söylenen (Müttaký el-Hindî, IV, 503-504) ve iki sayfa kadar olan bu metin Beyhaký (es-Sünenü’lkübrâ, IX, 202), Ýbn Ebû Rendeka et-Turtûþî (Sirâcü’l-mülûk, s. 110-111) ve Ýbn
Asâkir’in (TârîÅu Dýmaþš, II, 174-179) eserlerinde kaydedilmiþ, daha sonraki müellifler tarafýndan da nakledilmiþtir. Hz. Ömer’e
izâfe edilen metnin bir kýsmýnda þehirler273
eþ-ÞÜRÛTÜ’l-ÖMERÝYYE
de yeniden kilise ve manastýr inþa edilmeyeceði, casuslarýn saklanýlmayacaðý, âyinlerin açýkta yapýlmayacaðý, kýyafetlerin müslümanlarýnkine benzetilmeyeceði, silâh imal
edilmeyeceði ve üstte taþýnmayacaðý, çarþý pazarlarda açýktan haçlarla dolaþýlmayacaðý gibi eski kaynaklarda mevcut þartlarýn bulunduðu görülmektedir. Buna karþýlýk eski kaynaklarda yer almayan, bir kýsmý Emevîler ve çoðu Abbâsîler zamanýnda konulan mâbedlerinden harap olanlarý,
özellikle de müslüman mahallelerinde bulunanlarý tamir etmeyecekleri, müslümanlarýn kiliselerine girmelerine engel olmayacaklarý, seyahat eden her müslümaný evlerinde üç gün barýndýracaklarý, çocuklarýna Kur’an okutmayacaklarý, kimseyi dinlerine davet etmeyecekleri, müslümanlarý daima hürmetle karþýlayacaklarý, müslümanlarýn konuþtuðu dille konuþmayacaklarý, onlarýn künyelerini almayacaklarý,
eyerli hayvanlara binmeyecekleri, mühürlerini Arapça kazdýrmayacaklarý, alkollü içki satmayacaklarý, bellerine zünnar takacaklarý ve ayný kýyafeti her yerde koruyacaklarý, müslümanlarýn evlerinin içine bakmayacaklarý gibi Hz. Ömer’e ve onun devrine nisbet edilmesi doðru olmayan þartlarýn yer almasý dikkat çekmekte ve bu
metnin sonradan ilâve edilen benzeri diðer maddelerinin de Hz. Ömer’e izâfe edildiði anlaþýlmaktadýr.
eþ-Þürûtü’l-Ömeriyye metninin Hz. Ömer
dönemine ait olmadýðý hususuyla ilgili görüþlerin ileri sürülmesi, yalnýzca yukarýda
bir kýsmý yazýlan ve o dönem antlaþmalarýnda bulunmayan esaslarýn burada mevcut olmasýndan ibaret deðildir. Þöyle ki: Abdurrahman b. Ganm’dan (ö. 78/697) rivayet edilen ve Suriye yahut el-Cezîre bölgesi hýristiyanlarý tarafýndan Hz. Ömer’e yazýlmýþ bir mektuptan ibaret olan bu metnin
“falan þehir hýristiyanlarýndan Ömer’e…”
þeklinde bir þehir adý zikredilmeden yazýlmýþ olduðu görülmektedir. Ayrýca hemen
hiçbir antlaþmada rastlanmayan bir üslûpla kaleme alýnan þartlar, Hz. Ömer
ya da onun vali veya kumandanlarýndan
biri tarafýndan deðil bir bölgenin hýristiyanlarý yahut bütün hýristiyanlar adýna ve
onlarýn aðzýndan yazýlmýþtýr. Belgede bir
þehir isminin zikredilmemesi ve metindeki þartlarýn hýristiyanlar tarafýndan kendileri için belirlenmesi belgenin daha baþýndan itibaren Hz. Ömer’e nisbetinde þüphe uyandýrmýþtýr. Tesbit edilebildiði kadarýyla bu belgeye ilk defa eþ-þürûtü’l-Ömeriyye adýný veren Ýbn Kayyim el-Cevziyye’nin çok meþhur olan bu mektubun isnada ihtiyacý olmadýðýný, çünkü imamlarýn
274
bunu kabul edip kitaplarýnda zikrettiklerini ve delil olarak gösterdiklerini, halifelerin de bununla amel ettiklerini … belirtmesi (A¼kâmü ehli’×-×imme, II, 663-664)
yaygýnlýðýn ve þöhretin metnin sýhhatine
delil olamayacaðý, sadece þöhretine bakýlarak isnaddan müstaðni kabul edilemeyeceði, metinde Hz. Ömer zamanýnda konulan bazý þartlarýn bulunmasýnýn metnin tamamýnýn sahih kabul edildiðini göstermeyeceði gibi gerekçelerle eleþtirilmiþ, önemli farklýlýklar taþýyan bu senedsiz metnin
Hz. Ömer’e nisbetinin doðru olamayacaðý
ileri sürülmüþtür (a.g.e., II, 663). Ýbn Kayyim adý geçen eserinin dörtte birini bu
metne ve bu metin üzerine yazdýðý þerhe
ayýrmýþ, ayrýca bu þerhin ayrý bir kitap olarak kabul edilmesini istemiþ (a.g.e., II, 778,
ayrýca bk. neþredenin giriþi, I, 14, 25), eserin nâþiri Subhî es-Sâlih de müellifin bu isteðini göz önüne alarak þerhi hem A¼kâmü ehli’×-×imme içinde (II, 657-893) hem
de ayrý kitap halinde Þer¼u’þ-Þürû¹i’l£Ömeriyye adýyla yayýmlamýþtýr (Dýmaþk
1381/1961). eþ-Þürû¹ metnini inceleyen
Subhî es-Sâlih, bunun muhtevasýnýn Ýslâm
hukukunun gayri müslimlerle ilgili hemen
bütün hükümlerini ve Ýbn Kayyim’in yaþadýðý dönemde zimmîlere karþý sertleþen hukukî anlayýþýn esaslarýný ihtiva ettiðini belirtir (a.g.e., neþredenin giriþi, I, 14
vd.). Corcî Zeydân ise bu metne ahidnâme-i Ömer adýný verip Hz. Ömer’e nisbet
edilmesinin uygun olmadýðý gibi bir anlayýþýn Halife Ömer’in âdil þahsiyeti göz önüne alýndýðýnda düþünülebileceðini söylemekle birlikte sonunda metnin Hz. Ömer’e
aidiyetini kabul ederek inceleme cihetini
tercih etmiþtir (Medeniyyet-i Ýslâmiyye
Târihi, IV, 177-190). Hangi þehir halkýnca
düzenlendiðinin belirtilmemesi, maðlûp
tarafça tertip edilmesi, Hz. Ömer zamanýnda yapýlan diðer antlaþmalarda bulunmayan þartlar ihtiva etmesi gibi sebeplerle çaðdaþ müslüman ve Batýlý araþtýrmacýlarýn hemen hemen tamamý bu metni gayri mevsuk bulmuþ ve daha sonraki
dönemlerde ortaya çýkan kýsýtlamalarýn Hz.
Ömer’e nisbet edilmesi gayretinden doðduðunu ileri sürmüþtür (Fattal, s. 66-69;
Tritton, s. 8-10; Tevfîk Sultân el-Yûzbekî, s.
130-136; Fayda, s. 180; Öztürk, s. 239-240).
Tarih boyunca bir kýsým gayri müslim zümrelerin Hz. Peygamber’e “ahd” veya “ahidnâme-i nebevî” adýyla bazý muahede metinleri nisbet ettikleri bilinmektedir; bunlardan biri “el-.Ahd ve’þ-þürût elletî þeretahâ Muhammed resûlullah li-ehli’l-milleti’n-naþrâniyye” ismiyle Antonius Vitray
tarafýndan Arapça metni ve Latince çevi-
risiyle birlikte basýlmýþtýr (Paris 1630; uydurma baþka metinler için bk. C. Zeydan,
IV, 174-177; Muhammed Hamîdullah, s.
180-190, 195-197 [nr. 96-97, 102], ayrýca
bk. s. 549 vd.).
BÝBLÝYOGRAFYA :
Ahmed b. Hüseyin el-Beyhaký, es-Sünenü’l-kübrâ, Haydarâbâd 1356, IX, 202; Ýbn Ebû Rendeka
et-Turtûþî, Sirâcü’l-mülûk, Kahire 1306, s. 110111; Ýbn Asâkir, TârîÅu Dýmaþš (Amrî), II, 174179; Celâleddin eþ-Þeyzerî, Nihâyetü’r-rütbe fî
¹alebi’l-¼isbe (nþr. Seyyid el-Bâz el-Arînî), Kahire
1365/1946, s. 106-107; Bedreddin Ýbn Cemâa,
Ta¼rîrü’l-a¼kâm fî tedbîri ehli’l-Ýslâm (nþr. H.
Kofler, Islamica, VII içinde), Leipzig 1935, s. 2734; Ýbn Kayyim el-Cevziyye, A¼kâmü ehli’×-×imme (nþr. Subhî es-Sâlih), Dýmaþk 1381/1961, II,
657 vd., ayrýca bk. neþredenin giriþi, I, 14-46;
a.mlf., Þer¼u’þ-Þürû¹i’l-£Ömeriyye (nþr. Subhî
es-Sâlih), Dýmaþk 1381/l961, neþredenin giriþi, s.
c-k; Müttaký el-Hindî, Kenzü’l-£ummâl, IV, 503504; C. Zeydân, Medeniyyet-i Ýslâmiyye Târihi
(trc. Zeki Mugamiz), Ýstanbul 1329, IV, 174-190;
A. Fattal, Le statut légal des non-musulmans
en pays d’Islam, Beyrouth 1958, s. 60-69; A. S.
Tritton, Ehlü’×-×imme fi’l-Ýslâm (trc. Hasan Habeþî), Kahire 1967, s. 1-10; Tevfîk Sultân el-Yûzbekî, TârîÅu ehli’×-×imme fi’l-£Irâš, Riyad 1403/
1983, s. 127-137; a.mlf., “Dirâsât fi’l-Veþâ,iký’lÝslâmiyye”, Âdâbü’r-râfideyn, V, Musul 1974, s.
191-203; Nâdiye Hüsnî Sakr, Ma¹la£u’l-£a½ri’l-£Abbâsiyyi’¦-¦ânî, Cidde 1983, s. 168-173; Mustafa
Fayda, Hz. Ömer Zamanýnda Gayr-i Müslimler,
Ýstanbul 1989, s. 177-181; Levent Öztürk, Ýslâm
Toplumunda Birarada Yaþama Tecrübesi, Ýstanbul 1995, s. 239-240; Sellâm Þâfiî Mahmûd Sellâm, Ehlü’×-×imme fî Mý½r fi’l-£a½ri’l-Fâ¹ýmiyyi’levvel, Kahire 1995, s. 175-184; Muhammed Hamîdullah, el-Ve¦âßišu’s-siyâsiyye, Beyrut 1422/
2001, s. 180-190, 195-197, 549 vd.; B. C. Nedkoff, “Osmanlý Ýmparatorluðunda Cizye” (trc. Þinasi Altundað), TTK Belleten, VIII/3 (1944), 601606; Ahmet Özel, “Gayri Müslim”, DÝA, XIII, 426.
ÿMustafa Fayda
–
ÞÜRÜNBÜLÂLÎ
( ‫) א‬
—
Ebü’l-Ýhlâs Hasen b. Ammâr
b. Alî eþ-Þürünbülâlî el-Vefâî el-Mýsrî
(ö. 1069/1659)
˜
Hanefî fakihi.
™
994 (1586) yýlýnda Mýsýr’ýn Menûfiye bölgesinde Menûfülulyâ’nýn (bugünkü Menûf)
karþýsýnda bulunan Þübrâbilûle beldesinde doðdu. Bu yer halk arasýnda Þürünbilâle / Þürünbülâle þeklinde telaffuz edildiðinden nisbesi Þürünbülâlî diye okunagelmiþtir (Muhibbî, II, 39; Tahtâvî, s. 8; Muhammed Remzî, III, 100, 219). Þürünbülâlî, henüz küçük yaþta iken babasý tarafýndan götürüldüðü Kahire’de ilk eðitimini aldý. Muhammed b. Hüseyin el-Hamevî, Abdullah en-Nahrîrî, Muhammed b. Mansûr
el-Muhibbî, Ahmed b. Muhammed b. Ah-
Download