Kasım-1985 MİLLETİMİZİ SEVELİM VATANIMIZI KORUYALIM Ramazan TAHİROĞLU Samandağ Müftüsü ن يَ ْر َت َّد َ يََٓا اَيُّ َها ا َّل ۪ذ ْ م َ م ُنوا َ ٰين ا ن ۪دينِ ۪ه ْ م َع ْ ِم ْن ُك Muhterem Müslümanlar, asırlardır bize beşiklik yapan, bir anne gibi şefkatli bağrında yaşatan şu güzel vatanımızı ve mensubu olmakla büyük şeref duyduğumuz aziz Türk Milletini iyi tanımak, çok sevmek ve canımız gibi korumak hayati önem taşıyan milli bir görevdir. Varlığımızın devam ve bekası, istikbalimizin güvencesi açısından da büyük bir davadır. Aziz Müslüman Kardeşlerim, Yüce Allah'ın tebşiratına ve sayısız manevi desteklerine nail olmuş, Sevgili Peygamber (s.a.v.) Efendimizin medh-ü senasına mazhar kılınmış bir milletin ahfadıyız. Hutbemizin başında okumuş olduğumuz ayet-i kerimenin şamil olduğu İlahi muştuda milletimizin büyük bir nasibi olduğu çok aşikârdır. Tarihi gerçekler bunu ispat etmektedir. Şimdi ayeti kerimenin, ulvi manasına kulak verelim: "Ey inananlar, sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, yakında öyle bir toplum getirecek ki (Allah) onları sever, onlar da Allah’ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve şiddetlidirler. Allah yolunda cihad ederler, hiç bir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfü geniştir, O bilendir."1 Mealini okumuş olduğumuz bu ayeti celilede iki toplumdan bahsedilmekledir. Biri, İslam nimetiyle şereflendikten sonra gerisin geri cahili hayata dönerek mürted olanlar; diğeri onlara bedel, sayısız akvam arasından seçilmiş mücahidler topluluğu... İşte bu ikinci zümre Allah Teâlâ’nın sevgisine hak kazanmış, birbirlerine karşı gayet yumuşak ve mütevazı, kâfirler karşısında ise oldukça onurlu ve izzetli, sadece ilâyı kelimetullah uğruna savaşan, bu yolda hiç bir engel tanımayan inanmışlar topluluğudur. Muhterem Müminler, yukarıda zikri geçen ayet-i kerimede dikkatimizi çeken ikinci önemli husus, ifade edilen mananın genel oluşudur. Bu itibarla geleceği müjdelenen imanlı toplum mefhumuyla sadece tarihin belli bir döneminde Hakk'a müzaheret etmiş kişileri, cemaatleri anlamak doğru değildir. Tarihin akışı içerisinde türeyen küfür ve nifak cereyanlarına karşı Dini İslam’ı müdafaa eden her zaman mukaddes davaya ihanet ederek dinden dönenleri yaptıklarına pişman eden nice Allah erleri hakkı müdafaa etmişlerdir. Her birinin icra ettiği hizmet ölçüsünde bu semavi övgüde payı vardır. Evvela Resulü Ekrem’in elinde şekillenmiş o ilk nesli, hidayet yıldızlarını hatırlamalıyız. İslam'ı kendi keyiflerine göre anlamak isteyerek zekât farizasına başkaldıranları ve dini temelden inkâra yeltenen mürtedleri sindirerek layık oldukları cezaya çarptıran Hz. Ebu Bekr'i ve askerlerini bu ayeti kerimenin anlamından hariç görmek elbette mümkün değildir. Keza İslam davasında onulmaz yaraların açılmasına sebep olan, batıl ırkçılık ve siyaset duygularını canlandırmak sevdasına düşen, ihtiras düşkünü bazı nasipsizlere karşı, tarihin kaydettiği şerefli mücadelelerin kahramanı mana erlerini nasıl unutabiliriz? Büyük Türk Milletini bu altın silsileden ayrı düşünmek mümkün mü? Evet, hakka müzaheret eden her toplum ve her millet yukarda manasını sunduğumuz ayet-i celiledeki Rabbani ve mucizevi muştuya ortaktır. Hutbemizin başında okumuş olduğumuz hadisi şerif bu konuda bize ışık tutmaktadır. Şöyle ki: "Ümmetimden bir taife hakk üzerinde galib olup duracaklardır"2 manasındaki Nebevi ihbar dahi her hangi bir zamana ve topluma münhasır değildir. Necib milletimiz engin tarihi geçmişiyle İslam dinine sayısız hizmetlerde bulunmuş, bu sayede yücelmiş, yine başka bir hadisi şerifte haber verilen mucizevi fethi gerçekleştirmiştir. Bir çağı kapatarak, diğer bir çağı açmak bahtiyarlığını elde etmiştir. İnanıyoruz ki, bu milletin tarihi görevi bitmemiştir, zamanımızın geçirmekte olduğu buhranlar içerisinde büyük vazifeler ifa edecek, hakkın yüksek tecellisine fikren, fenne ve bilfiil iştirak ederek, diğer milletlerin ve özellikle mazlum İslam aleminin uyanışında en görkemli misyonunu gerçekleştirecektir. Aziz Cemaat! Öyle bir vatan üzerinde bulunuyoruz ki, Allah, onu bu şerefli milletten başkasına mesken etmemiştir. Dünyanın gözbebeğine sahip, İslam âleminin yegâne düşmez karakolu ve Türk milletinin ebedi karargâhı güzel Anadolu’muza, cennet Türkiye’mize uzanan hain eller çelikleşen gücümüz Mehmetçiğin göğsünde buz gibi erimeye mahkûmdur. Allah'ın yüce takdiri bundan önce olduğu gibi bundan sonra da inşallah bu istikamette cereyan edecektir. Ey asil Türk milleti, atalarına intisabını inkar edenlerin büyük bir nankörlük yaptığının bilinci içerisinde olduğundan şüphemiz yoktur. Vatana ihanetin affedilmez şeni bir cürüm olduğunun şuuru ile dopdolu bulunduğundan ise hiçbir endişemiz bulunmamaktadır. 1 2 Mâide, 54. Sahîh-i Buhârî, I'tisâm; 10;Tevhid,2; Menakıb, 28.