O. Senatosu B : 33 Bonn Müşavirliğinin 1064 ten tevvel ve

advertisement
O. Senatosu
B : 33
Bonn Müşavirliğinin 1064 ten tevvel ve son­
raki yıllar raporlarında büyük farklar var. 1962
ve 1963 yılları raporlarında etraflı malûmat bu­
lunmakta, bu ülkelerin muhtelif ekonomik kol­
ları hakkında oldukça geniş bilgiler verilmekte­
dir. Hattâ, yıl sonu itibariyle çeşitli menşeli
Alman tütün stokları dahi belirtilmiş bulunmak­
tadır. Buna karşılık, 1969 ve 1970 yılları rapor­
larında klâsik ihraç mallarımız hakkında klişe
bilgiler verilmekle yetinmektedirler.
Yine bir misal olarak; bir maddenin ihracı­
nı yapmak maksadıyle Japonya'dan ve Avru­
pa memleketlerindeki ataşelerimizden aldığım
bilgiler cidden üzerinde durulacak gibidir. Dos­
yası şuradadır, .bâzı arkadaşlar iki satırla şöyle
bir geçiştirivermiş, bâzıları da çok derinliğine
bilgiler vermişlerdir.
Ticarî ataşeliklere tâyin edilenler, sadece
mahallî dili çok iyi derecede bilmek değil, ülke
altınının mantalitesine de bihakkın vâkıf olma­
lıdırlar. Her ülke için bu nitelikte eleman bu­
lunmayacağını da biliyorum. Ancak, bu nite­
liğe sahibolmak behemahal bir tercih sebebi ol­
malıdır.
Bakanlığın dâhildeki ismi ne olursa olsun,
dışardaki temsilcileri her halükârda dış ekono­
mik ilişkilerimizle meşgul olmalıdırlar. Diğer
taraftan dış ekonomik bağın daha sıkı bir hale
getirilmesi zamanı da gelmiştir. Bu vesile ile
«Geç kalan geç yer» deyimini hatırlatmak iste­
rim.
Dış ticaret alanımızda iki eksik müessese
daha vardır. Bunlar; ihracat bedellerinin sigor­
tası ve ihracata kredi verilmesi konularıdır.
Gerekli örgütlerin kurulmasında çok geç
kalınmıştır. İs adamlarımızın da peyderpey dış
ülkelere ayak atmaları icabeder. Bunu teminen,
Yabancı Sermaye Müdürlüğüne yabancı ülke­
lerde yatırım yapacakların işleri ile meşgul ol­
maları görevi verilmelidir. Aynı zamanda, da­
ha evvel değindiğimiz ve kurulması gerektiğin'"
belirttiğimiz ihracat kredi müessesesinin de br
kabîl yatırımlara kredi temini imkânı sağlan­
malıdır.
Bugün artık hiçbir çağda, sırf ihracat geli­
rinden icabeden dövizleri sağlayamamaktadır
Kaldı ki özellikle gelişme halindeki ülkelerde
birçok istihsal kollan memleket içi kurulmak
istendiğinden ithalât frenlenmektedir. Bizzat
pazar içinde yerleşmek iktiza etmektedir.
— 293
9 . 2 . 1972
O : 2
Gelişme halindeki ülkelerde kurulacak siga­
ra fabrikalarına da ortak olarak katılmamız
zannediyorum faydalı olur. Bu yolda harcana­
cak paralar aynen ihracat bedelleri gibi sigortalanabilmelidir.
Dış Ticaret Genel Sekreterliği tarafından
çeşitli sirkülerle, genelgelerden maada dış piya­
salar hakkında bilgiler ihtiva eden bir bültenin
çıkarılması da kanımca faydalı olur.
Dış ekonomik ilişkilerimizi düzenleyen yeni
bir kanun çıkarılması da gerekmektedir. Döviz
mevzuatı, Türk Parasının Kıymetini Koruma
Kanununa istinat etmektedir. Bu kanun eski­
miştir. Kaldıki, döviz sorunları Avrupa Ekono­
mik Topluluğu ile kenetlenmemiz oranında
önemlerini kaybedeceklerdir.
Dış ticaret rejimini düzenleyen kararname­
lerin kanunî mesnetlerinin ise pek sağlam oldu­
ğunu iddia etmek mümkün değildir. Dış ekono­
mik ilişkilerimizi düzenleyen bir kanun bu ba­
bımdan elzemdir. Bahusus ki, döviz işleri dışmiaki işlerin kurulan Ticaret Bakanlığında te­
merküzü de şarttır.
Bakanlığın diğer önemli birimi de, Teşkilât­
landırma Genel Müdürlüğüdür. Mezkûr Genel
Müdürlükçe son seneler kooperatifleştirmeyi
teşvik bakımından bir hayli ilerlemeler kayde­
dilmiştir.
Gönül ister ki, ilerlemeler daha hızlansın.
Köylümüzün kalkınmasının sadece büyük çap­
ta kooperatifleşmelerle mümkün olabileceği ka­
nısındayım.
Gerekli eğitimin yapılması, icabeden araç
ve gereçlerin temini ancak bu yolda mümkün
olabilir. Kooperatifler yolu ile köylümüzün boş
zamanlarını değerlendirmek için, bölgelere göre
değişik ve tabiî kaynaklara müstenit olmak
'izere, köylerimize el sanatlarının da sokulması
zaruridir. Bu, ister orman köylülerimizde tah­
ta oymacılığı ve ağaçtan oymacıklar olsun, is­
ter başka bölgelerde dokumacılık, örgü ve tri­
kotaj işleri olsun, ister deniz ve göl kıyılarında
saz ve söğüt dallanndan örmeler olsun. Misal­
ler çoktur. Bu el emeği mahsuller de, her halü­
kârda kooperatiflere toplanıp, değerlendirilme­
lidir. Avrupa, el emeği işlerini arar. Turistler
de alır; piyasaları vardır, kalkınmamıza katkı­
sı olur.
Download