GENEL EKONOMİ Öğr. Gör. Yusuf Bahadır Kavas İktisat=Ekonomi İktisat;Arapça kökenli “kasıtlı, bilinçli, ılımlı hareket” Günlük dilde Türkçeye “tutumluluk” olarak geçmiş Ekonomi; eski yunan kökenli (oikonomos/oikos-nomos) Aristo'nun öğrencisi Critobule “ev ve çiftlik idaresi” anlamında kullanmış Ekonomi bir bilim dalı olarak, kaynakların sınırlı, buna karşılık insanoğlunun ihtiyaçlarının sonsuz olması nedeniyle, çeşitli sorulara yanıt arayan bir bilim dalı olarak ortaya çıkmış ve gelişme göstermiştir. Ekonomi Bilimi, bu yönüyle kısıtlı kaynaklar ile hangi malın, kimin için, ne miktarda üretileceği ve kimler tarafından tüketileceği sorularına ve fiyatın oluşum mekanizmasını algılamaya çalışan bir bilim dalıdır. İKTİSADİ SORUN İKTİSADİ SORUN KAYNAKLARIN KITLIĞI İHTİYAÇLARIN SONSUZLUĞU SEÇİM YAPMAK FIRSAT MALİYET BİREYSEL FIRS. MALY. TOPLUMASAL FIRS. MALY Fırsat maliyeti, herhangi bir malın üretimini bir birim artırmak için başka bir maldan vazgeçilmesi Ekonomi Bilimi çeşitli sorulara yönelik cevapları Mikro ve Makro İktisat (Ekonomi) başlıkları altında aramaktadır. Mikroekonomi, ekonomiyi tüketiciler, firmalar ve endüstriler düzeyinde inceleyen disiplindir. Mikroekonomi, Fırsat maliyeti, arz ve talep, elastikiyet gibi konuları inceler. Makroekonomi , toplam tüketim, toplam üretim, toplam tasarruf, toplam yatırım, toplam gelir (milli gelir) ve istihdam gibi toplam büyüklükleri inceleyen ve bunlar ile ilgili çözümleme ve çıkarımlar yapan ekonomi biliminin alt dalıdır. İktisadı Anlamak için Temel Kavramlar • • • • • • • • İhtiyaç Kaynak Kıtlık Seçim (tercih) Fayda Mal Değer Alternatif (Fırsat) Maliyeti İHTİYAÇ karşılanmadığı zaman acı ve üzüntü, karşılandığında ise mutluluk (haz) veren bir duygudur. İHTİYAÇ • ihtiyaçlar sayıca sonsuzdur • ihtiyaçlar tatmin edilince doyuma ulaşır. • ihtiyaçların şiddet dereceleri farklıdır. • ihtiyaçlar rakiptir. • ihtiyaçlar birbirlerini tamamlar • İhtiyaçlar zamanla alışkanlık halini alabilir Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi yani bir örnek insan, bilge kişi konumuna erişme hali insan artık üyesi olduğu grupta saygı görmek ve değer verilmek isteyecektir Bir Gruba Ait Olma İsteği Mal İhtiyaçları karşılayan araçlara mal denir. Mallar Çeşitli Kriterlere Göre Sınıflandırılmaktadır; • tüketim malları • üretim-sermaye malları • dayanıksız-dayanıklı mallar • kıt-ekonomik mallar-serbest mallar • zaruri mallar-lüks mallar • ikame malları-tamamlayıcı mallar • Maddi olmayan mallar-hizmetler Fayda Mal veya hizmetlerin herhangi bir ihtiyacı giderebilme yeteneği veya derecesidir. İnsan ihtiyaçlarını karşılayan bütün mallar faydalıdır. Fayda Tüketici herhangi bir malı kullandığında bundan bir tatmin elde eder. Tüketicinin elde ettiği bu tatmine “fayda” diyoruz. Örneğin, vücudumuzun temel ihtiyaçlarını karşılama özelliğine sahip olan su faydalıdır. Fayda bir başka açıdan, herhangi bir mal ve hizmetin, taşıdığı özelliklere bağlı olarak, her tüketicinin aynı maldan elde ettiği fayda farklılık gösterebilir. Değer (kıymet) Bir malı elde etmek için karşılığında bedel ödeniyorsa bu mal değerlidir. Mal ve hizmetlere verilen öneme “değer” denir. İktisada göre değer göreli bir kavramdır. Kişiden kişiye göre malın değeri değişebilir. “güzelliğin on para etmez su bendeki aşk olmasa…” Aşık Veysel Değer(Kıymet) Birey ve / veya toplum, bir mal veya hizmetin değerini, o mal ve hizmetin sağladığı fayda, o mal veya hizmetin yeryüzünde bol veya kıt olması ve o mal ve hizmetin kalitesine bağlı olarak tayin eder. Eğer, bir malın değeri salt sağladığı fayda ile ölçülebiliyor olsa idi, suyun elmastan daha değerli olması gerekirdi. Tercih Kaynaklar kıttır, ama kıt kaynakların alternatif kullanım alanları vardır. İhtiyaçlarda alternatif kaynaklarla karşılanabilir… Bu nedenle tercih yapılır.. Hangi ihtiyacın karşılanacağına ve hangi kaynağın kullanılacağına karar verilir. Kıt kaynakların alternatif kullanım alanları arasında bir öncelik sıralaması yapılır. Bu tercihlerin sonucu iktisadidir ve malların nisbi değerini etkiler. Üretim Faktörleri İnsanın birincil ve ikincil ihtiyaçlarını karşılayabilecek çok sayıda mal ve hizmetler vardır. Bunlardan ancak çok küçük bir kısmı doğada veya çevrede hazır bir biçimde bulunur. İhtiyaçları giderebilen mal ve hizmetlerin hemen hemen tümü, insan emeği ve sermaye gibi faktörlerin doğal kaynaklara uygulanması sonucu elde edilir. Buna üretim denir. Örn: Ağaç bir doğal kaynaktır. İnsanın her ihtiyacını karşılayabilmesi için emek ve sermaye gereklidir. Ekonomi bilimine göre başlıca üretim faktörleri şunlardır Emek (İş gücü) Sermaye Doğa (tabiat-doğal kaynaklar) Girişimci (müteşebbis) Teknoloji Emek (İş Gücü) İnsanların veya iş görenlerin bir işte ortaya koydukları bedensel ve düşünsel (zihinsel) Çabalara emek veya işgücü adı verilir. Üretim faktörleri arasında en önemli olanı emek faktörüdür. Zira insan faktörü olmadan, diğer üretim faktörlerinin kendi başına üretimde bulunmaları düşünülemez. Diğer üretim faktörlerini toplayan, bunları üretim sürecine sokan ve yönlendiren insanın kendisidir. Sermaye • Halk dilinde sermaye para anlamında kullanılmaktadır. Ancak Ekonomistler sermayeyi tanımlarken para anlamından uzaklaşmışlardır. • Ekonomistler için sermaye: Doğada serbest biçimde bulunmayan fakat insan tarafından üretilmiş üretim araçları olarak tanımlanmıştır. • Muhasebeciler için sermaye : Maddi ve maddi olamayan sermaye olarak ikiye ayrılmaktadır. Doğa (tabiat-doğal kaynaklar) Tabiat, toprak veya doğal kaynaklar adı verilen doğa, yeryüzünün altında ve üstünde bulunan tüm kaynakları kapsamaktadır. Örneğin, toprak, su, maden ve mineraller, petrol ve orman önemli sayılabilen doğal üretim faktörlerini oluştururlar. Girişimci (Müteşebbis) Üretim faktörlerinin ve bir grup insanın düzensiz bir araya getirilmesi ile bir işletme kurulamaz. • Neyin üretileceğine, • Üretilen ürünlerin kimlere satılacağına, • Türlü işlerin kimler tarafından yapılacağına, • Gelirlerin ve giderlerin ne olacağına • kişi veya kişiler karar vermeli ve kaynakları etkin bir biçimde harekete getirmelidir. Bu işlevlerin yerine getirilmesi girişimci (işadamı) veya işletme yöneticisinin görevidir. Teknoloji Ekonomistler teknolojiyi, "yeni bir malı üretme, bilinen malları geliştirme yöntemi" veya "mal, ve hizmetleri üretmek için uygulanan her türlü yöntemler'" biçiminde tanımlamaktadırlar. Üretim faktörleri GSMH’ nın yaratılmasına sağladıkları katkı nedeniyle Milli Gelir‘ den bir pay almaya hak kazanırlar. Milli Gelir‘ den doğal kaynaklar üretim faktörünün aldığı paya rant, emek üretim faktörünün aldığı paya ücret, sermaye üretim faktörünün aldığı paya faiz ve girişim üretim faktörünün aldığı paya ise kâr geliri diyoruz. KITLIK HİÇ BİR TOPLUMDA HER AN BÜTÜN İNSANLARIN BÜTÜN İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK KADAR ÜRETİM YAPILMAZ BU DURUM KAYNAK KITLIĞI OLARAK ADLANDIRILIR. KAYNAK KITLIĞI İNSANLARI SEÇİM YAPMAYA ZORLAMAKTADIR. SEÇİM ZORLUĞU • HANGİ İHTİYAÇLAR KARŞILANCAK • HANGİ MAL VE HİZMETLER ÜRETİLECEK • NASIL PAYLAŞILACAK Alternatif Maliyet Alternatifler arasında tercih yapmak, seçilmeyen alternatiflerden mahrum kalmak demektir. Bir ihtiyacın tatmini diğer alternatiflerin tatmini pahasına gerçekleştirilir. Kaçırılan fırsatlara alternatif maliyeti adı verilir. Üretim imkanları eğrisi Bir toplum elindeki üretim faktörlerini kullanarak çeşitli mal ve hizmetler üretebilir. • Anlatımı kolaylaştırmak için sadece iki mal üretildiğini kabul edelim tüfek, buğday • Bu toplum arzu ederse elindeki imkanları buğday üretimine ayırabileceği gibi tüfek üretimine de ayırabilir veya hem tüfek hem de buğday üretmek isteyebilir Üretim İmkanları Eğrisi : ÜRETİM FAKTÖRLERİNİN MİKTARI VE TEKNOLOJİ SABİTKEN BİR TOPLUMUN ÜRETEBİLECEĞİ VE ÜRETEMEYECEĞİ MAL DEMETLERİNİ AYIRAN BİR SINIR ÇİZGİSİDİR. P noktası kıt kaynakları göstermektedir. R noktası atıl kapasiteyle çalışmayı gösterir. L noktasında 4600 tüfek üretirken 1000 birim buğday üretirsin 400 birim tüfekten vazgeçerek 1000 birim buğday üretirsin. Burada fırsat maliyeti vardır denir. K,L,M,N noktaları fırsat maliyeti eğrisini gösterir. Üretim İmkanları (production possibilities): Kaynaklar sınırlı olduğundan hangi mal ve hizmetlerin hangi oran ve miktarlarda üretileceğine dair tercih yapılmalıdır . Bir maldan üretilen miktar arttıkça o malın diğer mallar cinsinden fırsat maliyeti artar; yani eldeki kaynaklar ile 10 birim X ve 20 birim Y üretilebiliyorsa üretilen X miktarı 14'e çıktığında üretilebilen Y miktarı azalmalı 16 gibi bir değer olmalıdır.. Malların miktarları arasındaki tüm bu üretim kombinasyonlarının birleştirilmesiyle üretim imkan eğrisi elde edilir. Eğri dışındaki noktalar elde edilemez üretim kombinasyonlarını gösterir. (10 birim X, 25 birim Y gibi) Karar Alıcılar Bir piyasa ekonomisinde, kaynakların dağılımı, piyasalar aracılığı ile hareket eden tüketici ve üreticiler tarafından alınan sayısız bağımsız kararın sonucunda meydana gelir. Piyasa mekanizmasına dayalı ekonomilerde üretim, değişim ve tüketime ilişkin kararları üç ekonomik birim alır, bunlar sırasıyla: - Hane Halkı, - Firmalar ve - Devlet ( Merkezi otorite - Kamu) tir HANEHALKI (EV HALKI) Hane halkı aynı çatı altında yaşayan ya da finansal kararlar konusunda ortak hareket etme zorunluluğunda olan bütün insan topluluklarıdır. Hane halkı tek bir bireyden de meydana gelir. Tüketici olarak hane halkı: Hane halkı firmalar tarafından piyasaya sürülen mal ve hizmetlerin talep edicilerinden birisidir. Dolayısıyla hane halkı aynı zamanda bir tüketicidir. Üretim faktörlerinin asli sahipleri olarak hane halkı: Hane halkı sahip oldukları üretim faktörlerini fayda maksimizasyonu içerisinde firmalara satarak karşılığında gelir elde ederler. Firmalar Firmalar üretim faktörlerini kullanıp ekonomideki diğer firmalara, hane halkına ve kamu kesimine satmak üzere mal ve hizmet üreten birimlerdir. Firmaların kullandığı üretim faktörleri : emek, sermaye, toprak ve teknolojidir. Firmaların temel amacı kâr maksimizasyonudur. Firmalar ile hane halkları karşılıklı etkileşim içerisindedir. Bir tarafın geliri diğer tarafın harcamasıdır. Devlet İktisadi analizde devlet bütün kamusal birimleri içerecek şekilde tanımlanmaktadır. Devlet her şeyden önce vergi koyarak ve kamu harcaması yaparak ya da üretim birimleri gibi mal ve hizmet üreterek iktisadi faaliyet hacminin yönelimi üzerinde etkili olur. Piyasa Piyasa iktisat bilimi açısında mal ve hizmet alıcı ve satıcılarının birbirleri ile irtibat kurabildikleri ve alım satım faaliyetlerini yürüttükleri ortam olarak tanımlanır. Bu tanımdan da anlaşıldığı gibi piyasa belirli bir mekan olarak sınırlandırılmamıştır. Günümüzde internetin alışverişte aktif olarak kullanılmasının da etkisiyle piyasada mekan kavramı kalmamıştır. Piyasa Türleri Ekonominin Tamamı göz önüne alındığında Üç Tür Piyasadan Söz Edilir: Mal Piyasası Emek Piyasası Sermaye Piyasası Mal Piyasası Girişimciler tarafından üretilen mal ve hizmetlerin alınıp satıldığı piyasadır. Mal Piyasasında hane halkının yanı sıra devlette girişimcilerin ürettiği mal ve hizmetleri satın alır. Bu mal ve hizmetlerin fiyatını arz ve talep dengesi belirler. Mal ve hizmetler her zaman tüketim amacıyla talep edilmez bazen bir firmanın ürettiği ürünü diğer firma alarak girdi olarak kullanabilir. Emek Piyasası Mal ve hizmet üretimi sadece fiziksel girdilerle gerçekleştirilemez. Firmaların üretim sürecinde en çok ihtiyaç duydukları girdi EMEK tir. Emek: İnsanların beyin gücü ve/veya fiziksel güç olarak üretime yaptıkları katkıdır. Firmalar ihtiyaç duydukları emeği emek piyasasından karşılar. Emek Piyasası: Emek arzı ile Emek Talebinin karşılaştığı piyasa olarak tanımlanabilir. Sermaye Piyasası Girişimcilerin ihtiyaç duyduğu diğer faktör sermayedir. Üreticiler sermaye gereksinimlerini hane halkının tasarruflarını borç alarak karşılarlar. Girişimcilerin bu tasarrufları borçlanmak amacıyla başvurdukları piyasaya SERMAYE PİYASASI denir. Fiyat Mekanizması Fiyat Mekanizması: Fiyatların arz ve talebe bağlı olarak serbestçe belirlenmesine dayanan sistemdir. • Fiyat kontrolünün tamamen tersidir. • Bu sistemde fiyatlar, hükümet yetkilileri tarafından alınan idari kararlarla belirlenmeyip piyasa gelişmelerine göre kendiliğinden oluşur. • Piyasada oluşan fiyatlar denge fiyatlarıdır. Fiyat Mekanizması Fiyatlardan arz - talep eşitliği otomatik biçimde sağlanır. Örneğin: Talep fazlası söz konusu ise meydana gelen bu talep fiyatların yukarılara çıkmasına neden olacakken, Arz fazlası da fiyatların aşağı yönlü eğilimine neden olur. Sosyalist Sistemin temeli merkezi planlamaya dayanırken Liberal Ekonomik Sistemin temelini de fiyat mekanizması oluşturur Fiyat Mekanizması Liberal Ekonomilerdeki ana ekonomik sorunlar, yani hangi malların, kimler tarafından ve ne miktarlarda üretileceği gibi konular fiyat mekanizması tarafından çözüme kavuşturulur. Sosyalist ekonomilerde hangi malların, kimler tarafından ve ne miktarlarda üretileceği gibi hususlar merkezi planlar tarafından belirlenir. Bu ekonomilerde, alınan kararların uyum içinde olmasını sağlamak için ekonomi ile ilgili ayrıntılı bilgi toplamak gerekir. Planların hazırlanması, uygulanması ve uygulamanın denetlenmesi ayrıca yoğun bir bürokrasiyi gerektirir. Fiyat mekanizması ise sadece, basit ve merkeziyetçi olmayan bir sistemdir, bürokrasiye de gerek doğurmaz. Fiyat mekanizmasını savunanlar onun bu gibi yararları üzerinde dururlar. TALEP Bir ekonomide bütün tüketicilerin belli bir zaman içinde satın almayı planladıkları mal veya hizmet miktarına “talep edilen miktar” denir. Bu tanımda, “belirli bir zaman” ile kastedilen tüketicilerin satın almayı planladıkları miktarın ne kadar bir süre (bir gün, bir hafta, bir ay, vb.) içinde olduğunun belirtilmesidir. Talep Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •İlişkili diğer malların fiyatları •Gelir (Ortalama tüketici geliri) •Gelir dağılımı •Nüfus •Tercihler •Reel faiz oranı •Geleceğe dönük fiyat ve gelir beklentileri Talep kanunu: Diğer etkenler sabit olmak üzere (ceteris paribus) talep edilen miktar ile fiyat arasında ters yönlü bir ilişki vardır. Yani bir malın fiyatı arttıkça talep edilen miktarı azalır, fiyatı azaldıkça talep edilen miktarı artar. Malın talep miktarı ile fiyatı arasındaki bu ters yönlü ilişki talep kanunu olarak ifade edilir. Malın Fiyatı ve Talebi Arasındaki İlişki Talep Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •İlişkili diğer malların fiyatları •Gelir (Ortalama tüketici geliri) •Gelir dağılımı •Nüfus •Tercihler •Reel faiz oranı •Geleceğe dönük fiyat ve gelir beklentileri Talep ve İlişkili Diğer Malların Fiyatı İlişkili mallar ikiye ayrılır: 1.İkame malları(Çay ve kahve; koyun eti, dana eti) 2.Tamamlayıcımallar(araba ve benzin; fotoğraf makinası ve film (ya da hafıza kartı)) Talep Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •İlişkili diğer malların fiyatları •Gelir (Ortalama tüketici geliri) •Gelir dağılımı •Nüfus •Tercihler •Reel faiz oranı •Geleceğe dönük fiyat ve gelir beklentileri Talep ve Gelir Diğer koşullar sabit iken tüketicinin geliri arttıkça bir çok mal ve hizmet için talep artar. Bazı mallara olan talep ise azalır. Tüketicinin geliri arttıkça talebi artan mallara normal mallar, Tüketicinin geliri arttıkça talebi azalan mallara ise düşük mallar (inferior mallar denir.) Bu nedenle, diğer şeyler sabitken gelir arttığında mal normal mal ise talebi de artar, yani sağa doğru bir kayma olur. Ama eğer mal düşük mal ise talebi azalır ve sola doğru kayar. (s33) Talep Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •İlişkili diğer malların fiyatları •Gelir (Ortalama tüketici geliri) •Gelir dağılımı •Nüfus •Tercihler •Reel faiz oranı •Geleceğe dönük fiyat ve gelir beklentileri Talep ve Gelir Dağılımı Bir toplumda gelir dağılımı değiştikçe, çeşitli mal ve hizmetlere olan talep de değişir. Geliri azalan tüketicilerce daha çok talep edilen mallarda talep azalması, geliri artan tüketiciler tarafından daha çok talep edilen mallarda ise talep artması olur. Talep Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •İlişkili diğer malların fiyatları •Gelir (Ortalama tüketici geliri) •Gelir dağılımı •Nüfus •Tercihler •Reel faiz oranı •Geleceğe dönük fiyat ve gelir beklentileri Nüfusun(Alıcı Sayısının) Talep Üzerindeki Etkileri Nüfusun büyüklüğü ve yapısı talebi etkiler. Çocuk nüfusunun çok olması oyuncak sektöründeki talebi, Genç nüfusun fazla olması kozmetik ürünlerindeki talebi ve Yaşlı nüfusun çok olması sağlık sektöründeki talebi artıracaktır. Talep Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •İlişkili diğer malların fiyatları •Gelir (Ortalama tüketici geliri) •Gelir dağılımı •Nüfus •Tercihler •Reel faiz oranı •Geleceğe dönük fiyat ve gelir beklentileri Talebin en belirleyici özelliği tüketicinin zevkidir diyebiliriz. Örneğin, muzu seviyorsanız daha çok satın alırsınız. Tüketicilerin zaman içerisinde tercihlerinde de değişiklikler olacaktır. Organik ürünlere yönelmesi, daha sağlıklı ürünleri tercih etmesi bireyin bu ürünlere olan talebini de sağa doğru kaydıracak yani arttıracaktır. Veya yapılan bir araştırma sonucunun muzun örneğin böbrekte taşı yaptığına ait bulgular, tüketicilerin muzu daha az tüketmelerine neden olacak ve muz talep eğrisini sola kaydırabilecektir. Firmalar tüketicilerin tercihlerini etkilemek ve ürünlerine olan talebi arttırmak için çoğunlukla reklamları kullanır ve ürünlerinin özellikle iyi yönlerini vurgulamaya çalışırlar. Talep Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •İlişkili diğer malların fiyatları •Gelir (Ortalama tüketici geliri) •Gelir dağılımı •Nüfus •Tercihler •Reel faiz oranı •Geleceğe dönük fiyat ve gelir beklentileri Reel faiz oranı Günlük yaşamda gazete ve TV’lerden vb. kaynaklardan duyduğumuz faiz oranları cari faiz oranıdır. Reel faiz oranı ise enflasyondan arındırılmış faiz oranıdır. Reel faiz oranı azalınca tüketiciler daha az tasarruf ve daha fazla tüketime yönelirler. Ayrıca, reel faiz oranı azalınca, tüketiciler bankalardan daha fazla tüketici kredisi alır. Böylece konut, otomobil gibi mallar almak üzere tüketim eğilimi artar. Tersi bir durum olarak reel faiz oranı artınca talep azalır. Talep Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •İlişkili diğer malların fiyatları •Gelir (Ortalama tüketici geliri) •Gelir dağılımı •Nüfus •Tercihler •Reel faiz oranı •Geleceğe dönük fiyat ve gelir beklentileri Geleceğe dönük fiyat ve gelir beklentileri Gelecekte bazı malların fiyatlarında artış beklenirse, o mallara olan talep artar. Gelecekte gelirin artması da aynı yönde etki yaratır. Talepteki değişme ile talep edilen miktardaki değişmeler farklı şeylerdir. Bir malın fiyatındaki değişmeler talep edilen miktarda değişikliğe, fiyat dışındaki faktörlerdeki değişmeler ise talepte değişmeye sebep olur. ARZ ARZ Talep üzerine yapılan incelemeler piyasanın sadece bir cephesini açıklamaktadır. Ancak piyasada sadece tüketiciler yer almaz. Tüketici taleplerini karşılamak üzere mal ve hizmet arz eden üretim birimleri de piyasanın önemli unsurlarından biridir. Dolayısıyla tüketici davranışları ile birlikte üretici davranışlarının da incelenmesi önem arz etmektedir. Üretici davranışlarının incelenmesi esas itibariyle arz kavramı üzerinde yoğunlaşmayı zorunlu kılmıştır. ARZ • Bir piyasada bütün firmaların (üreticilerin) belli bir zaman içinde satmayı planladıkları mal ve hizmetin miktarına arz edilen miktar denir. • Bu tanımda, “belirli bir zaman” ile kastedilen firmaların satmayı planladıkları miktarın ne kadar bir süre (bir gün, bir hafta, bir ay, vb.) içinde olduğunun belirtilmesidir. • Arz ile satılmak istenen miktar ve fiilen satılan miktar aynı olmayabilir. Tüketiciler firmanın satmayı planladıkları kadar satın almak istemezlerse, firma satış planlarını değiştirmektedir. Arz Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •Girdi (üretim faktörleri, ara malları) fiyatları •Teknoloji düzeyi •Üretilen diğer malların fiyatları •Firma sayısı •Geleceğe dönük fiyat beklentisi Arz Edilen Miktar ve Fiyat Arz kanunu : Diğer etkenler sabit olmak üzere (ceteris paribus) arz edilen miktar ile fiyat arasında pozitif bir ilişki vardır. Yani bir malın fiyatı arttıkça arz edilen miktarı artar, fiyatı azaldıkça talep edilen miktarı azalır. Arzda bir değişme: Arz eğrisi, fiyat dışında bütün etkenlerin sabit kaldığı varsayımı altında çizilmektedir. Sabit varsayılan diğer etmenlerden bir veya daha fazlası sabit kalmayıp değişirse, o zaman arzda bir değişme olur ve arz eğrisi sağa veya sola doğru kayar. Arz eğrisi sağa doğru kaymışsa arzda bir artış, sola doğru kaymışsa arzda bir azalış vardır. Bu durum grafiksel olarak şu şekilde gösterilebilir. Arz Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •Girdi (üretim faktörleri, ara malları) fiyatları •Teknoloji düzeyi •Üretilen diğer malların fiyatları •Firma sayısı •Geleceğe dönük fiyat beklentisi Arz ve Girdi Fiyatları Girdiler, üretim faktörlerini ve ara mallarını kapsar. Bir malın üretiminde kullanılan herhangi bir girdinin fiyatının azalması maliyetleri azaltarak kârı arttırır. Kar artınca, o fiyatta daha fazla mal arzı olur (Arz eğrisi sağa kayar). Bir girdinin fiyatının artması ise maliyetleri arttırıp kârı azaltır. Kar azalınca o fiyatta daha az mal arzı olur (arz eğrisi sola kayar) Arz Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •Girdi (üretim faktörleri, ara malları) fiyatları •Teknoloji düzeyi •Üretilen diğer malların fiyatları •Firma sayısı •Geleceğe dönük fiyat beklentisi Arz Ve Teknoloji Düzeyi Teknolojik gelişmeler üretim düzeyini belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Teknolojik gelişmeler sonucunda yeni üretim tekniklerinin kullanılması ve üretimde kullanılan birçok girdinin yerine yenilerinin ikame edilmesi sonucunda birim zamanda daha çok ürün daha düşük maliyetle üretilebilmektedir. Düşük maliyetlerin yanı sıra artan verimlilik firmaların kârlılık düzeyini artırmaktadır. Bu durum üretim imkanlarının artmasına yol açarak arz eğrisinin sağa kaymasına neden olur. Arz Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •Girdi (üretim faktörleri, ara malları) fiyatları •Teknoloji düzeyi •Üretilen diğer malların fiyatları •Firma sayısı •Geleceğe dönük fiyat beklentisi Arz ve Üretilen Diğer Malların Fiyatları Üretilen diğer mallar ikiye ayrılır: 1.İkame malları(Bir firmanın farklı modelde araba üretimi yapması) 2.Tamamlayıcı mallar Arz Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •Girdi (üretim faktörleri, ara malları) fiyatları •Teknoloji düzeyi •Üretilen diğer malların fiyatları •Firma sayısı •Geleceğe dönük fiyat beklentisi Arz ve Firma Sayısı Bir sektörde satışa sunulacak mal miktarı fiilen üretimde bulunan firma sayısı ile yakından ilişkilidir. Örneğin; Lastik sektöründe üretimde bulunan 8 firmadan 3 ünün piyasadan ayrılması durumunda piyasa arzının düşüş göstereceği açıktır. Arz Edilen Miktarı Belirleyen Faktörler •Malın fiyatı •Girdi (üretim faktörleri, ara malları) fiyatları •Teknoloji düzeyi •Üretilen diğer malların fiyatları •Firma sayısı •Geleceğe dönük fiyat beklentisi Arz ve Geleceğe Dönük Fiyat Beklentisi Günümüz dünyasında üretim kararlarının belirlenmesinde beklentilerin etkisi yadsınamayacak düzeydedir. Firmalar cari dönemdeki üretim kararlarını realize ederken sadece cari dönem fiyatlarını değil aynı zamanda gelecek dönem fiyatlarını da göz önünde bulundururlar. Örneğin; A malını üreten bir firma söz konusu malın fiyatının gelecekte artacağını beklerse üretim miktarını artırıp piyasaya daha az miktarda mal arz ederek stoklarını artırmayı tercih edebilir. Arz ve Geleceğe Dönük Fiyat Beklentisi Bir malın gelecekte fiyatının azalması bekleniyorsa, bugün daha fazla arz edilecek (arz eğrisi sağa kayacak) Fiyatın artması bekleniyorsa bugün daha az arz edilecek yani arz kısılacaktır (arz eğrisi sola kayacaktır). ARZ EĞRİSİBOYUNCA HAREKET VE ARZ KAYMASI Bir malın arz edilen miktarı üç şekilde değişebilir; 1.Arzda bir değişme (arz kayması) ile, 2.Malın fiyatında bir değişme (Arz eğrisi boyunca hareket) ile, 3.Hem arzda hem de fiyatta değişme ile. 1.Arzda bir değişme (Arz kayması) 2. Malın Fiyatında bir değişme (Arz eğrisi boyunca hareket) 3. Hem arz hem de fiyat değişmesi PİYASA DENGESİ Arz ve talebin bir araya gelmesiyle piyasa oluşur. Piyasada tüketicilerin arzusu fiyatın düşük olması, firmaların arzusu ise fiyatın yüksek olmasıdır. Bu nedenle piyasada, tüketicilerin ve firmaların arzuları çelişmektedir. Arz edilen miktar ile talep edilen miktar arasındaki eşitlik denge noktasını ifade eder ve bu noktada denge fiyatı oluşur. PİYASA DENGESİ Fiyat denge noktasından yüksek olduğunda arz edilen miktar, talep edilen miktardan fazla olacak ve bir arz fazlası oluşacaktır. Fiyat denge noktasından düşük olduğunda da talep edilen miktar, arz edilen miktardan fazla olacak ve bir talep fazlası oluşacaktır. DENGE FİYATI VE MİKTARINDA DEĞİŞMELER Talepte Bir Değişme DENGE FİYATI VE MİKTARINDA DEĞİŞMELER Arzda Bir Değişme DENGE FİYATI VE MİKTARINDA DEĞİŞMELER Hem Arz Hem Talepte Bir Değişme TALEBIN FIYAT ESNEKLIGI Orta büyüklükte bir firmanın yöneticisi olduğunuzu kabul edelim. Şirket 2005 yılında yaşanan olumlu ekonomik gelişmelerle birlikte üretime hız vermiş, yaz aylarında görülen hafif satış azalmasına rağmen sonbaharda talebin tekrar canlanacağını varsayarak stoka çalışmaya devam etmiştir. Ancak, beklentilerde görülen hızlı bozulma sonucunda satışlar gerileyince stoktaki malları fiyatı biraz ucuzlatarak satmayı ve böylece elde edeceğiniz hasılat artışı ile borçları ödeyerek finansal dengeyi yeniden kurmayı planladınız. Acaba her fiyat indirimi gerçekten satış hasılatını artırır mı? ESNEKLİK: TANIM Alıcı ve satıcıların piyasa koşullarında görülen değişimlere ne kadar yanıt verdiklerini ölçen bir kavramdır. Bu ölçüt, aslında en az iki değişken arasındaki her türlü bağıntı için kullanılabilecek bir kavramdır. TALEBİN FİYAT ESNEKLİĞİ Talebin fiyat esnekliği, fiyatta görülen yüzde değişime bağlı olarak talep edilen miktarda meydana gelen yüzde değişim olarak tanımlanabilir. Bu tanımdan da anlaşılabileceği gibi, talebin fiyat esnekliği malın fiyatında bir miktar değişim olduğunda satış(talep edilen) miktarında ne kadar değişiklik olduğunu gösteren bir ölçüttür. TALEBİN FİYAT ESNEKLİĞİ Bir anlamıyla talep edilen miktarın malın fiyatına olan duyarlılığını ölçer. Talep esnekliği malın talep edilen miktarındaki yüzde değişmenin fiyatındaki yüzde değişime oranı olarak hesaplanır. Oran ne kadar yüksek ise malın esnekliği o kadar fazladır. Hesaplama yöntemine göre esnekliğin 1 olması durumu “birim esneklik” olarak adlandırılır. Bu durumda, fiyattaki ve talep edilen miktardaki yüzde değişimlerin oranı birbirine eşittir. Esnekliğin 1’den küçük olması durumunda talebin esnek olmadığı, büyük olması durumunda ise malın talebinin esnek olduğu anlaşılır. TALEBİN FİYAT ESNEKLİĞİNİ BELİRLEYEN ETMENLER • Zorunlu Ve Lüks Mal • Yakın İkame Malların Varlığı • Piyasanın Tanımı • Zaman Dilimi Zorunlu Ve Lüks Mal : Zorunlu mallar, yiyecek gibi insan yaşamı için tüketilmesi zorunlu olan mallardır. Lüks mallar ise, tüketimi zorunlu olmayan yaşam kalitesine bağlı olarak tercih edilen mallardır. Zorunlu olan malların fiyat değişimlerine duyarlılıkları lüks mallara oranla daha düşüktür. Fiyatta önemli sayılabilecek bir artış olduğunda zorunlu malları tüketmekten vazgeçmek yerine başka malların tüketimi sınırlandırılarak yaratılan kaynak ile aynı seviyede zorunlu malı tüketmeye devam ederiz. Lüks mallarda ise fiyattaki değişmeye bağlı olarak tüketimden vazgeçilebilir. Bu durumda zorunlu malların esnekliği düşük, lüks malların esnekliği ise yüksektir. Yakın İkame Malların Varlığı : bir malın yarattığı faydaya eşdeğer bir faydanın alınabileceği bir başka mal varsa o malın ikamesinin kolay olduğu söylenebilir. Bu durumda eğer malın fiyatında bir artış olursa tüketicilerin tercihleri yakın ikame lehine kolayca değişebilir, dolayısıyla malın talep edilen miktarındaki değişim fiyat değişimlerine yüksek ölçüde duyarlı olur. Eğer yakın ikame mal yoksa tersine fiyat değişimleri oransal olarak daha düşük miktar değişimlerine yol açar. Örneğin, fındık yağı ile Ayçiçek yağı yakın ikame mallar olduklarından Ayçiçek yağının fiyatı sabitken fındık yağında bir yükseliş olduğunda fındık yağı tüketimi hızla azalırken Ayçiçek yağı için talep edilen miktar artar. Buna karşılık örneğin kırmızı et yakın ikamesi olan bir mal olmadığı için muhtemelen esnekliği daha düşüktür. Piyasanın Tanımı : üzerinde çalışılan piyasanın tanımına bağlı olarak ölçülen esnekliğin değeri de değişebilir. Daha dar sınırlarla tanımlanmış piyasalarda esneklik yüksek ölçülürken piyasanın sınırları genişletildiğinde ölçülen esnekliğin değeri de azalır. Örneğin, yiyecek piyasası denildiğinde ikame olanağı zayıf dolayısıyla talebin fiyat esnekliğinin düşük olduğu bir piyasadan söz ediyoruz demektir. Buna karşılık yiyecek piyasasının alt kesimi olarak dondurma piyasası göreli olarak daha yüksek bir esnekliğe sahiptir. Son olarak çilekli dondurma piyasası olarak tanımlanacak olursa talebin fiyat esnekliği iyice yükselir Zaman Dilimi : bir malın esnekliğini hesaplarken dikkate alınan zaman dilimi uzadıkça malın talebi daha esnek hale gelir. Örneğin güncel gelişmelerden benzin fiyatlarındaki artışı ele alalım. Kısa dönemde bireyler alışkanlıklarını değiştirmek istemeyeceklerinden eskisi kadar benzin tüketmeye devam edeceklerdir. Ancak, yeteri kadar uzun dönemde benzin fiyatlarındaki yükselişi değerlendirenler ellerindeki araçları daha verimli motorlara sahip daha az benzin tüketen araçlarla değiştirerek benzin tüketimlerini sınırlandırmayı tercih ederler. Dolayısıyla benzin fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak kişi başına benzin tüketiminde daha yüksek bir azalma gerçekleşir. TALEBİN FİYAT ESNEKLİĞİNİN HESAPLANMASI Talebin fiyat esnekliği aşağıdaki gibi malın talep edilen miktarındaki yüzde değişmenin fiyatındaki yüzde değişime oranı olarak hesaplanır: Örnek : Çikolatanın fiyatının 2 YTL’den 2.20 YTL’ye çıktığını düşünelim. Buna bağlı olarak günlük ortalama satışın ise 10 tondan 8 tona indiğini gözlemlersek çikolata talebinin fiyat esnekliği yandaki gibi hesaplanır: [(8-10)/10]x100 / [(2,20-2,00)/2,00]x100 = -0,20/0,10 = -2 TALEBİN FİYAT ESNEKLİĞİ DEĞERİNİN ARALIKLARI Esneklik değeri 0 ile +∞ arasında değişebilir. Sıfır ve “artı sonsuz” uç değerleri ifade etmektedirler. Esneklik sıfır değeri aldığında sıfır esnek(tam inelastik) bir talep eğrisinden bahsediliyor demektir. Bu durumda fiyattaki değişim ne olursa olsun talep edilen miktarda hiç bir değişim olmaz. Esneklik + ∞ değeri aldığında ise “tam esnek” bir talep eğrisi var demektir. Bu durumda fiyatta meydana gelen en ufak bir değişim talep edilen miktarda sonsuz büyük bir artışa veya azalışa neden olur. Elastik Birim Elastik İnelastik ARZ ESNEKLİĞİ Arz Esnekliği = Arz Edilen Miktardaki % Değişim / Fiyattaki % Değişim • • • • • • • Arzın Fiyat Esnekliği de talep esnekliğine benzer şekilde hesaplanır: Arz edilen mal miktarındaki yüzde değişimin(artış ya da azalışın) fiyatta yarattığı yüzde değişime oranı. Arzın fiyat esnekliği, fiyattaki değişime bağlı olarak arz edilen miktarda ne kadar değişimin olduğunu gösteren bir ölçüttür. Arz Esnekliğinin değişim aralığı da talep esnekliğinde olduğu gibi 0 ile + ∞ arasında değişir. Arz esnekliği 1 değeri aldığında birim esnek, 1’den küçük olduğunda esnek olmayan, 1’den büyük olduğunda ise esnek arz eğrisinden bahsediyoruz demektir. Sıfıra eşit olduğunda tam esnek olmayan, artı sonsuza eşit olduğunda ise tam esnek arz eğrileri söz konusudur. ARZ ESNEKLİĞİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Arz Esnekliğini Etkileyen Temel Faktörler: Üretimde Değişikliğin Gerçekleşmesi İçin İzin Verilen Süre: İktisatta üretimin gerçekleştirilebilme olanağına bağlı olarak 3 ayrı süre tanımlanır. Bunlar; A) Çok Kısa Dönem: Firmaların üretimlerini artırma olanaklarının olmadığı dönemdir. Çok kısa dönemde yeni üretim yapılamadığı için arz esnekliği değeri sıfırdır. (Üretim arttırılamadığı için arz artmaz) B) Kısa Dönem: Firmaların sadece bazı girdilerin miktarını değiştirerek üretimlerini artırabildikleri dönemdir. (Yalnızca bazı girdiler değiştirilebildiği için arz belli oranda artabilmektedir) C) Uzun Dönem: Firmaların tüm girdilerin miktarını değiştirerek üretimlerini en fazla arttırabildikleri dönemdir. (Tüm girdilerin değişebildiği uzun dönemde, üretim tam anlamıyla artış gösterebilir) Dönem uzadıkça üretimi arttırma imkânı da arttığı için arz esnekliği de artar. Üreticinin Geleceğe Ait Beklentileri: Üreticinin geleceğe ait beklentileri olumlu ise arz esnekliği yüksektir. PİYASA NEDİR, PİYASA TÜRLERİ NELERDİR? • Piyasa, genel anlamıyla “bir mal için alıcılar ile satıcıların karşı karşıya geldikleri yerdir”. Ancak günümüzün teknolojisinin getirdiği iletişim ve ulaşım devrimi nedeniyle artık, piyasa bir yer olmaktan çıkıp genel anlamda bir ortamı ifade edebilmektedir. Çünkü, satıcı ile alıcının bir yerde buluşmasının gereği kalmamıştır. • Diğer bir ifade ile piyasa yalnız bir yer olarak değil, bir malın alıcılarıyla satıcıları arasında iletişimi sağlayan her türlü organizasyon, her türlü teknik imkan olarak anlaşılmaktadır. PİYASA ÇEŞİTLERİ Tam rekabet piyasa Monopol (Tekel) piyasa Monopollü Rekabet Piyasa Oligopol piyasa Tam Rekabet Piyasası • Tam rekabet piyasasının ayırıcı özelliği, piyasadaki alıcı ve satıcıların tek başlarına fiyatı etkileme gücüne sahip olmamalarıdır. Yani tam rekabet koşullarında firmalar bağımsız fiyat politikası güdemez. • Her firma için fiyat önceden saptanmıştır ve firmalar bunu kabullenmek zorundadır. • Piyasada aynı malı üreten ve satın almak isteyen çok sayıda satıcı ve alıcı vardır. Tam Rekabet Piyasası Piyasada çok sayıda üretici ve satıcı firma olduğundan dolayı, bunların her birinin üretim ve satış miktarı o malın piyasadaki toplam satış miktarı içinde önemsiz bir yer tutar. Böylece bir firma satış miktarını arttırdığı veya azalttığında, hatta sıfıra indirdiğinde malın fiyatında hissedilir bir değişme olmaz. Yani her bir firma piyasa fiyatını olduğu gibi kabullenmek zorundadır. Aynı durum alıcılar için de geçerlidir. Alıcılar da çok sayıdadır. Buna göre, bunlardan herhangi birinin o maldan daha çok veya daha az satın alma kararı malın fiyatına etkilemez. Tam Rekabet Piyasası • • • • Tam rekabet piyasasında alıcıların ve satıcıların piyasaya giriş çıkışları tamamen serbesttir. Üretim faktörlerinin hareketliliği tamdır. Firmalar, uygun gördükleri zaman bir yerden başka bir yere, bir endüstriden başka bir endüstriye geçebilir. Tam rekabet piyasasında üretilen veya satılan mallar homojenlik gösterir. Bunun anlamı çeşitli firmalar tarafından piyasaya sürülen aynı tür mallar arasında kalite ve özellikler bakımından fark olmamasıdır. Örneğin müzik seti piyasasında tam rekabet söz konusu ise, her bir firmanın aynı büyüklükteki müzik setleri arasında kalite ve nitelik bakımından farklılık yoktur. Yani alıcının A firmasının ya da B firmasının malını tercih etmesi için herhangi bir neden yoktur. Gerek alıcılar ve gerekse satıcılar piyasa hakkında tam bilgiye sahiptirler. Alıcı ve satıcılar piyasayı yakından ve iyice tanıdıklarından, hangi malın nerede ne fiyatla satıldığını sağlıklı olarak bilir. Monopol (Tekel ) Piyasa • Eksik rekabet türlerinden biri olan tekel (monopol), tam rekabet piyasasına en uzak olan piyasa çeşididir. • Bir piyasada belli bir malın tek satıcısı var ise veya tek satıcı bir malın bütün arzını elinde tutuyorsa böyle bir piyasaya “satıcı tekel” veya kısaca “tekel piyasası” adı verilir. • Eğer piyasada mevcut bulunan tek bir firma satıcı değil de alıcı ise buna da “monopson (tek alıcı) piyasası” adı verilir. • Tekelci bir piyasada satıcı firmanın hiçbir rakip firmadan korkusu yoktur. Çünkü aynı malı üreten veya arz eden başka bir firma yoktur. Dolayısıyla, satış fiyatını koyarken tekelci firma tam bir bağımsızlık içinde hareket eder. Monopol (Tekel) Piyasasının Özellikleri Tekelci piyasanın oluşumunda en önemli etken arz ettiği malın kolayca ikame edilememesi yani bu malın yerini alabilecek malların kolay bulunamamasıdır. Tekelci firmanın tam bir bağımsızlık içinde fiyat saptama gücünü sınırlayan etkenlerin başında, tekelci firmanın arz ettiği malı ikame edici yani yerini alabilecek malların fiyatları gelir. Örneğin linyit kömüründe tekel kuruluş bir firma, linyit satış fiyatlarını fazla yüksek tutamaz. Çünkü diğer kömür çeşitleri ve elektrik enerjisi de linyit yerine ikame edeceğinden bunların dolaylı rekabeti de göz önüne almalıdır. Monopol (Tekel) Piyasasının Özellikleri Tekelci firmanın bağımsızlığını etkileyen ikinci bir faktör alıcıların satın alma gücü, yani “aile bütçelerinin sınırlılığı”dır. Tekelci “bütün piyasa benim denetimimde” düşüncesiyle satış fiyatını çok yüksek saptarsa, karşısında tek alıcı bile bulamayabilir. Monopol (Tekel) Piyasasının Özellikleri Tekel gücünün başlıca dört kaynağı vardır: • • • • Varlığın bir yasaya veya devletten aldığı bir ayrıcalığa borçlu olan tekeller: Ülkemizdeki sigara ve içki tekeli gibi Bir doğal kaynağın tek sahibi olması durumu: Örneğin Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) örgütü. Anlaşmalar yoluyla firmaların bütünleşmelerinden doğan tekeller: Firmalar aralarında kartel veya tröst anlaşmaları yaparak tek bir örgüt durumunda bütünleşebilirler. Fiili bir durumdan yararlanarak ortaya çıkan tekeller: Örneğin belli bir iş kolunda ilk kurulan ve sonra gelişip güçlenen bir firma, o iş kolunda uzun süre tek firma olarak kalabilir. Eğer bu iş kolu büyük yatırımları ve yüksek düzeyde teknoloji gerektiriyorsa, diğer firmaların bu iş kolunda tutunmaları güç olduğundan tekelci firma varlığını uzun süre koruyabilir. Tröst: Firmaların tek bir yönetim altında birleşmeleri durumudur. Kartelle arasındaki fark Kartelde her firma ayrı ayrı yönetilir. Ancak ortak hareket etme kararı verilir. Tröstte tek bir tüzel kişiliği oluşturulur. Monopol (Tekel) Piyasasının Özellikleri • Tekelde kısa dönem firma dengesi ile uzun dönem firma dengesi arsında önemli bir fark yoktur. Çünkü tekelci piyasada yalnız bir tek firma olduğu için firma ve endüstri aynı anlama gelir. • Tam rekabetten farklı olarak uzun dönem dengesi için başka firmaların piyasaya girişi söz konusu değildir. Zaten başka firmaların piyasaya girişi söz konusu olursa artık tekel ortadan kalkmış demektir. Tekel Piyasalarına Neler Yapılabilir? Devlet tarafından fonksiyonel bir rekabet politikası oluşturulmalıdır. Piyasada rekabeti geliştirecek kural ve kurumlar oluşturulmalıdır. Kartel, tröst ve benzeri oluşumları engellemek için yasal düzenlemeler yapılmalı ve bu oluşumlarla etkin bir şekilde mücadele edilmelidir. Monopollü Rekabet Piyasası Tekelci rekabet piyasası ve monopollü rekabet piyasası da denilen monopollü rekabet piyasası çok sayıda firma tarafından üretilen ve birbirleri yerine rahatlıkla ikâme edilebilen bir grup malın, birbirinden farklıymış gibi gösterilmesinin başarılması sonucu, her firmanın belirli bir alıcı kitlesine sahip olmayı başardığı bir piyasa olarak tanımlanabilir. Monopollü Rekabet Piyasası • Monopollü rekabette tam rekabet piyasasından farklı olarak firmaların sattıkları mallar homojen değildir. • Homojen mallar, reklam ya da başka yollarla heterojen hale getirilmiştir. • Satılan malın homojenliği alıcı malın farklı olduğuna inanmışsa ortadan kalkar. • Piyasaya giriş-çıkış herhangi bir yolla sınırlanmamıştır. Belli bir ürün grubunda aşırı kârın varlığı gruba yeni firmaların katılmasına yol açar. Monopollü Rekabet Piyasası • Eğer piyasadaki bir firma başka firmaların davranışlarını hesaba katmak gereği duymuyorsa veya firmalar birbirlerinin kararlarından etkilenmediklerine inanıyorlarsa o piyasada çok sayıda firma vardır. Monopollü rekabet piyasası bu yönü ile tam rekabet piyasasına benzer. İki piyasa arasındaki fark malın homojen oluşu veya olmayışıdır. • Monopollü rekabet piyasasında, tam rekabette olduğu gibi, alıcı sayısı da çoktur. Monopollü Rekabet Piyasası • Monopollü rekabet piyasasındaki firma, malını farklılaştırmak için monopolcününkinden daha fazla tanıtma masrafına katlanmak zorundadır. • Her semtte, her köşe başında yanyana açılmış, üç beş bakkal, manav, çiçekçi, banka şubesi, benzin istasyonu, eczane vb. satıcıların bulunması gibi. Bu satıcılar monopollü rekabet piyasası koşullarında faaliyette bulunmaktadırlar. Monopol güçleri ise bulundukları yöreden kaynaklanmaktadır. Monopollü Rekabet Piyasası Monopollü Rekabet Piyasası • Monopollü rekabette piyasaya giriş çıkış engellenmemiş olduğundan, uzun dönemde anormal kâr ortadan kalkmaktadır. • Monopollü rekabet piyasasındaki çok sayıdaki firmanın her biri, monopol gücü kazanabilmek için, kendisini ya da malını öteki firmalardan ya da onların mallarından farklı göstermek, kendisine has bir alıcı kitlesi oluşturmak amacıyla büyük tanıtma masraflarına girişirler. Bu da kaynakların israf olmasına neden olur. Oligopol Piyasa • Oligopol, az sayıda satıcının bir malın üretim ve satışına hâkim olduğu ve yeni firmaların piyasaya girişinin zor veya imkânsız olduğu bir piyasa yapısıdır. • Oligopol, az sayıda satıcının bir malın üretim ve satışına hâkim olduğu ve yeni firmaların piyasaya girişinin zor veya imkânsız olduğu bir piyasa yapısıdır. Oligopol Piyasa • Tam rekabet ile monopol arasında yer alan bu piyasa gerçek hayatta en fazla görülen piyasa türüdür. • Tam rekabet ile monopol arasında yer alan bu piyasa gerçek hayatta en fazla görülen piyasa türüdür. Oligopol Piyasa • Oligopol piyasasındaki firmalar benzer ürünler üreterek sadece fiyat üzerinden rekabet edebilecekleri gibi farklılaştırılmış ürünler üretip ürün kalitesi, pazarlama gibi fiyat dışı alanlarda da rekabet edebilirler. • Oligopol piyasasının en önemli özelliği; her firmanın fiyat, miktar, reklam harcamaları gibi konularda verdiği kararlarda rakiplerinin olası tepkilerini dikkate alma zorunluluğudur. Dolayısıyla oligopol piyasasındaki firmalar karşılıklı olarak birbirlerine bağımlıdır. Oligopol Piyasa • Oligopol piyasası ile günlük yaşantımızda da çok sık karşılaşırız. Örneğin bilgisayarınızda kullandığınız işlemci ya Intel ya da AMD firması tarafından üretilmiştir. • Uzaktan kumandanızın içindeki pil büyük ihtimalle ya Duracell ya da Energizer markalıdır. • Uzun mesafeli bir uçak yolculuğu yaparsanız bineceğiniz uçak ya Boeing ya da Airbus firmalarından biri tarafından üretilmiştir. • Saydığımız bu örneklerin hepsinde sadece iki büyük firma rekabet etmektedir. Oligopol Piyasa • Diğer birçok piyasada, az sayıda firmanın maksimum kâr elde edebilmek için rekabet ettiklerini söyleyebiliriz. • Örneğin cep telefonunuzda kullandığınız hat Turkcell, Avea, ya da Vodafone firmalarından birisine aittir. Bu piyasada da üç büyük firma rekabet etmektedir. Bu firmalardan bir tanesi telefonla bir dakika konuşmanın ücretini düşürdüğünü duyursa aradan çok süre geçmeden, diğer iki firmanın da müşterilerini kaybetmemek ya da yeni müşterileri kendisine çekmek için benzer bir indirim yaptığını görebilirsiniz. • Yani oligopol piyasasındaki firmalar, rakiplerinin davranışları karşısında birtakım stratejik kararlar almak durumundadır. Oligopol Piyasa • Oligopol Piyasalarında Firmalar arasındaki bu karşılıklı bağımlılık ilişkisi, oligopol piyasasının en önemli özelliğidir. • Karşılıklı bağımlılık: Her firmanın kârının sadece kendi fiyatına ve satış rakamlarına değil, diğer firmalarınkine de bağlı olmasıdır. • Örneğin BurgerKing reklam stratejisini belirlerken, McDonalds’ın nasıl bir karşılık vereceğini de dikkate alır. Oligopol Piyasa • Oligopol Piyasalarda Piyasaya girişi kısıtlayan önemli engeller vardır. Ölçek ekonomilerinin bu engeller arasında en önemlisi olduğu söylenebilir. Bu tür piyasalarda büyük ölçekte üretim gerçekleştirerek ölçek ekonomilerinden yararlanan genellikle üç dört tane büyük firma olur. Piyasaya yeni firmalar girse de bunlar pazardan ancak küçük paylar kapabilirler. Küçük ölçekteki bir üretimin maliyeti diğerlerine göre yüksek olacağından bu firmalar dayanamayıp bir süre sonra piyasadan çıkmak zorunda kalırlar. Oligopol Piyasa • Piyasaya girişi engelleyen bir başka faktör de bazı yatırımların büyük miktarda sermaye gerektirmesidir. Örneğin jet motoru, otomobil, petrol rafinerisi bu tür büyük yatırımlardan bazılarıdır. Yatırımı karşılayacak maddi kaynağı olmayan firmalar otomatik olarak engellenmiş olur. • Bunun haricinde, patent hakları, önemli bir hammadde kaynağına sahip olma ve yasal engeller piyasaya girişi kısıtlayan diğer faktörlerdir. Enflasyon • Enflasyon, bir ekonomide para miktarının (nominal gelirin) yine o ekonomideki mal ve hizmet miktarına (reel gelire) göre daha fazla artması nedeniyle ortaya çıkan sürekli ve önemli bir artış olarak tanımlanmaktadır. • Enflasyonun düşmesi:Fiyatların daha az artması, insanların alım güçlerinin daha az azalması ve neticesinde istikrar ve refah demektir. Enflasyondaki bu sürekli ve önemli artışın nedeni de para miktarında meydana gelen artıştır. Ancak belirtilmelidir ki, eğer para miktarında ortaya çıkan artış, ekonomide mal ve hizmet miktarının artmasını sağlayabiliyorsa, bu durumda fiyatlar genel düzeyinde bir artış olmayabilir veya fiyat artışları sınırlı düzeyde kalır. Sıfır Enflasyon Neden Doğru Değildir? • • • • Ekonominin arz cephesini teşvik eden en önemli etken fiyat artışlarıdır. Fiyat artışları üreticilerin kâr beklentilerini olumlu yönde etkileyerek üretimi teşvik eder. Deneyimler göstermiştir ki, ekonomilerde fiyatlar genel düzeyi sürekli bir artış içerisindedir. Ancak bu artışların bütününü enflasyonist bir artış saymak doğru olmaz. Bu tür fiyat artışları ılımlı fiyat artışlarıdır. Örneğin gelişmiş bir ekonomide %2 veya %3 oranındaki fiyat artışları, gelişmekte olan ülkelerde ise %5, 6 ve hatta kimi yazarlara göre %10”na varan fiyat artışları tehlikeli sayılmamaktadır. O halde bir ekonomide enflasyonun varlığından söz edilebilmesi için, fiyatlar genel düzeyinde ortaya çıkan artışın önemli olması, yani yukarıda verdiğimiz oranların üzerinde bulunması gerekmektedir. Bir ekonomide para miktarının artası hangi yollarla enflasyona yol açabilir? -Devlet harcamalarının artması (devlet bütçesinin sürekli açık vermesi), -Banka kredilerinin artması, -Ücret ve aylıkların yükseltilmesi, -Tarım ürünlerinin yüksek fiyatla devlet tarafından satın alınması, gibi nedenler ekonomide para miktarının artmasına ve dolayısıyla enflasyona yol açar. Enflasyonun Çeşitleri Maliyet enflasyonu, girdilerin bir veya bir kaçının fiyatlarında (örneğin hammadde fiyatlarında) meydana gelen artışlar nedeniyle ortaya çıkar. Bu artışlar ürün maliyetlerini yükseltir, bu da fiyat artışlarına neden olur. Talep enflasyonu, bir ekonomideki nominal gelirin (parasal gelirin), o ekonomideki reel gelirden (üretilen mal ve hizmetten) daha fazla artması halinde görülen enflasyon şeklidir. Talep enflasyonu genellikle para arzının artmasının tüketimi artırması sonucu ortaya çıkar. Enflasyonun Çeşitleri İşçi sendikalarının güçlü olduğu ekonomilerde, sendikaların baskısı ile üretimde gerçek bir prodüktivite (verimlilik) artışı olamadan işçi ücretlerinin artırılması da, ekonomide nominal geliri yükselteceğini enflasyona yol açabilecektir. Bu tür enflasyonlara da ücret enflasyonu demekteyiz. Eğer dış ülkelerde fiyatlar yükseliyorsa ve bu yüksek fiyatlar ithalat yoluyla ülkeye yansıyorsa, bu durumda fiyat artışları kaçınılmaz olacaktır. İşte bu tür enflasyona da dış alemden yansıyan enflasyon demekteyiz. Enflasyonun Çeşitleri Bunlardan başka bir de sinsi enflasyon ile hiper enflasyon denen iki ayrı enflasyon şekli daha vardır. Bunlardan sinsi enflasyon, yavaş ve kendini hissettirmeden seyreder. Fiyat yükselişleri hafiftir. Oysa hiper enflasyonda para çok hızlı bir şekilde değer kaybına uğrar. Fiyatlar bir günden ertesi güne önemli artışlar sergiler. Bu dönemde paradan kaçış olayı yaşanır.Halk tasarruflarını döviz, altın, gayrimenkul gibi alanlara taşır. Enflasyonun Etkileri • Gelir dağılımı bozulur, • Kişilerin tasarruf isteklerini yok eder, • Ülkenin dış ticaretini bozar, • Faiz oranları yükselir, • Nominal ücretler yükselir, fakat reel ücretler azalır, • Alacak – borç ilişkilerinde borçlu taraf kazançlı, alacaklı ise zararlı hale gelir. Deflasyon • Deflasyon bir iktisadi istikrarsızlık halidir ve sebebi de talep yetersizliğidir. Başka bir ifadeyle enflasyondaki sebep, burada adeta tersine çevrilmiştir. Yani bu defa toplam arz, toplam talebi aşmakta ve toplam talep, toplam arz karşısında yetersiz kalmaktadır. • Toplam talebin toplam arz karşısında yetersiz kalması demek, ekonomideki toplam harcamaların mevcut mal ve hizmetlerin tamamını satın almaya yetmemesi demektir. Bu sebeple üretilen mal ve hizmetlerin bir kısmı alıcı bulmaz olur. Bu sonuç üretici ve satıcıların rekabetine ve giderek fiyatların düşmesine sebep olur. • Mal ve hizmetlerin bir kısmının satılamaması ve fiyatların düşmesi, karların azalması demektir. Üretici ve satıcıların bu duruma ilk tepkisi mal stoklamasına gitmek, daha sonraki tepkisi ise üretimi kısmak şeklinde ortaya çıkar. • Üretimin kısılması, istihdamın kısılması ve işsizliğin artması demektir. Stagflasyon Stagflasyon, fiyatlar genel düzeyinin yükseldiği, fakat buna karşılık enflasyonun bir sonucu olarak ekonomide bir canlılığın ortaya çıkmadığı, aksine bir durgunluk halinin hüküm sürdüğü ve iş hacminin azaldığı, işsizliğin arttığı dönemdir. Enflasyon ile işsizliğin bir arada görüldüğü ekonomik bunalım. Çağımızın iktisadi bunalımı olarak nitelenebilen stagflasyon; işsizliğin, yetersiz bir ekonomik büyümenin, kullanılamayan üretim kapasitelerinin, yaygın ve sürekli fiyat artışları ile bir arada görüldüğü bir ekonomik rahatsızlık olarak tanımlanabilir. Devalüasyon Bir ülkenin ulusal parasının değerini tek taraflı bir kararla, yabancı ülke paralarına göre düşürülmesine devalüasyon denir. Dış ticareti sürekli olarak açık veren ülkelerde devalüasyona ihracatı artırmak ve ithalatı azaltmak amacıyla gidilir. Devalüasyondan sonra, devalüasyon yapan ülkenin malları dış ülkeler için ucuzlar, aksine dış ülkelerden gelen mallar devalüasyonu yapan ülke için pahalılaşır. Bu şekilde ithalata olan talep azalırken Dış ticaret açığı da azalmış olur Devalüasyondan beklenen, ihracatın artması ve ithalatın azalması amacına ulaşmak için bir takım koşulların yerine getirilmesi gerekir. Yoksa sadece devalüasyon ile bu amaca ulaşmak çok güçtür. Başarıya ulaşmak için alınması akla gelen ilk ve en önemli önlem, devalüasyondan sonra iç fiyatların yükselmesini önlemektir. Bu sağlanamazsa,devalüasyon etkisini kaybedecektir. İlk enflasyon, on altıncı yüzyılda, Avrupa’da yaşanırken, Türkiye’de1939 yılında kendini hissettirmiştir. 1980 yılı enflasyonu; %107.2 2013 enflasyonu yüzde 7.4 Enflasyon 2007 den sonra… Enflasyonu Önleme Yolları İki yolla önlenir 1-Toplam talebin kısılması 2-Toplam arzın arttırılması Toplam Talebin Kısılması • Mevduat Faiz Oranlarının yükseltilerek bireysel harcamaların azaltılması: Kısa dönemde etkilidir ancak uzun dönemde faiz ve ana paranın ödenmesi ile bu etkisini kaybeder. Faizlerin yüksek tutulması, kredi faizlerini azaltır. Bu durumda özel sektör yatırımları geriler ve işsizlik artar. • Merkez bankası tahvil satarak piyasadan para çeker. Böylece toplam talep azaltılır. Toplam Talebin Kısılması • Kamu gelir ve giderlerinin birbirine eşit olduğu denk bütçe yapılması • Uzun vadeli yatırımların kısılması (mesela GAP) toplam talebin artmasını engeller. Ancak uzun vadede işsizliğe neden olur. • Karşılıksız para basımının tutulmasıyla devlet borçlarının ödenmesi toplam talebin artmasına neden olur ve bu nedenle enflasyon artar. Bu nedenle karşılıksız para basımı önlenmelidir. Toplam arzın arttırılması • İthalatın artırılması yoluyla enflasyon önlenebilir ancak bu durum yeterli döviz miktarına sahip olmayı gerekli kıldığından etkili bir politika değildir. • Kısa vadeli yatırımlar ile kıtlığı çekilen mallar üretilebilir. Ancak her mal için bunu başarmak mümkün değildir. • İflas eden şirketlerin kurtarılması yoluna gidilerek mevcut arzın daha fazla azalması önlenebilir. • Verimlilik arttırılmalıdır.