RİSK YÖNETİMİ “Özel Sayı” 1 Sayı 03 ARALIK 2011 Proje Postası “BU BÜLTEN PYD-İLETİŞİM ALT KURULU TARAFINDAN İKİ AYDA BIR HAZIRLANMAKTA VE ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMAKTADIR. BAŞKAN’DAN Değerli PYD Dostları, Günümüzde uluslararası finansal sistemlerde yaşanan kriz frekansındaki artış, risk yönetimi konusuna dikkatleri çekmekte olup, yaşanan krizlerin bir çoğunda, etkin bir risk yönetiminin bulunmayışı ortak nokta olarak karşımıza çıkmaktadır. Risk kelimesi, antik çağda özellikle denizcilikte karşılaşılan en büyük tehlike sayılan “sarp kayalık” (cliff) anlamına gelen “rhiza” kelimesinden türemiş daha sonra ilk kez 13. yy. da başlayan ticari devrim döneminde denizcilik sigorta sözleşmelerinde yer almıştır. Zaman içinde, “tehlikeye düşmek”, “bir işi yapmaya cesaret etmek”, ekonomik başarıyı istemek” gibi anlamlarda pek çok dilde kullanılmaya başlanmıştır. Öte yandan Çince’de risk kelimesi “"fırsat" ve "tehdit" kelimelerinin birleşimiyle anlam bulmuştur. Risklerin yönetilmesi, sistematik bir yaklaşımla, ölçme ve analiz yöntemlerinin desteğiyle bir metodoloji olarak tanımlanması 1970’li yıllara uzanır. Risk yönetimi başlangıçta uzay programları, havacılık, nükleer programlar gibi yüksek güvenlik gerektiren karmaşık işlemler için ortaya konmakla beraber zamanla finans, bankacılık, sigortacılık, sağlık, üretim, jeoloji, savunma, inşaat, bilişim gibi sektörlerde de başarının önemli bir göstergesi olmuştur. Öte yandan, özellikle kriz dönemlerinde, risk algısının artışı da üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Risk algısındaki gereksiz artış, piyasalara olumsuz bir şekilde yansımakta olup yeni riskleri de beraberinde getirebilmektedir. 2012 temmuz ayında yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ticaret Kanunu da risk yönetimini pek çok şirketimiz için zorunlu hale getirmektedir. “Proje Posta’mızın” aralık sayısını “risk yönetimi” konusuna ayırdık. Bültenimizin bu sayısında Risk Yönetimi Özel İlgi Kurulumuz’un ve konuyla ilgili diğer üyelerimizin değerli çalışmalarını ilgiyle okuyacağınızı tahmin ediyorum. Bununla birlikte, “Proje Sohbetleri” köşemize misafir olan Meteksan Savunma A.Ş. PYO Müdürü Sn. Nurdan Özdemir’e değerli katkıları için teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu vesileyle, 2012 yılının dünyamıza barış, huzur, refah, dostluk getirmesini dileyerek, tüm PYD dostlarımızın yeni yıllarını kutluyorum. Saygılarımla Filiz ESER PYD Yön. Krl. Bşk. Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 2 Sayı 03 ARALIK 2011 Risk Yönetimi İlgi Grubumuz Proje Yönetim Derneği bünyesinde etkinliklerini sürdüren kurul kısa geçmişine verimli etkinlikler sığdırmıştır. 2011 yılı Ocak ayında "Risk Yönetimi, Dördüncü Değişken" adlı etkinlikte kurul üyeleri katılımcılara Risk yönetiminin temel kavramlarını anlatmışlar ve Proje Yönetimi ile ilişkilerini kurmuşlardır. 2011 yılı Ekim ayında "Risk Yönetimi, Geleceğe Dönüş" adlı etkinlikte kurul üyeleri Risk Yönetimi organizasyonları, standartları ve Risk Yönetimi sertifikasyon özelliklerini anlatmışlardır. Profesyonellerin kişisel Risk Yönetimi sertifikasyonlarının yanı sıra kurumsal Risk Yönetimi olgunluğu sertifikasyonunun gelişimi ve gelecekteki yönelimleri tartışılmıştır. Çalışmalarını sürdüren kurul çeşitli sektörlerden kuruluşlara ve profesyonellere Risk Yönetimi uygulamalarında yeni perspektifler kazandırmayı sürdürecektir. Misyon Risk yönetimi ilkelerinin etkin proje yönetiminin temeli olarak konumlandırılmasını ve özendirilmesini sağlamak Risk yönetimi kavramları ile araç ve tekniklerinin kullanımlarının iletişim, eğitim ve etkinliklerle yaygınlaştırmak Proje risk yönetimi ilke ve yöntemlerinin kullanılması konularında etkinlikler düzenlemek Vizyon Kurul üyeleri arasında risk yönetimi konusunda mesleki bilgi ve deneyim aktarımı sağlamak Etkinliklerde paylaşılan pratik bilgiler, çıkarılmış dersler ve gerçek yaşam çözümlerinden olan bilgi birikimini PYD üyelerine ve profesyonel camiaya aktarmak Kurul Üyeleri Didem Ayçenk, PMP Filiz Özdemir Gülşah Göymen, PMP, PMI-RMP İsmet Yakşi, PMP Oğuz Mermerkaya Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 3 Sayı 03 ARALIK 2011 PROJE SOHBETLERİ Risk Yönetimi temalı özel sayımızın röportaj bölümünü Meteksan Savunma PMO Yöneticisi Sn. Nurdan ÖZDEMİR ile gerçekleştirdiğimiz çok keyifli sohbete ayırdık. Kendisine içtenlik dolu yanıtları ve bize vakit ayırdığı için çok teşekkür ediyoruz. Cenk TEKİN : Risk yönetimi konusunda Firmanızın felsefesini ve Firmanızın üst yönetiminin bakış açısını paylaşabilir misiniz? Nurdan ÖZDEMİR : Meteksan Savunma olarak uluslararası kabul görmüş proje yönetimi metodolojilerini temel alan, savunma sektörü ve Ar-Ge projelerine uyarlanmış proje yönetimi yaklaşımı ile başarılı projeler gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu stratejik amaç doğrultusunda kurulan Proje Yönetim Ofisi, kısaca PYO, üst yönetimin desteği ile şirkette proje yönetimi standartlarını ve yetkinliklerini oluşturmaya devam ediyor. Ön plana çıktığımız Ar-Ge projelerinin en temel özelliğinin belirsizlikler olması nedeniyle risk yönetimi üst yönetim tarafından en çok önemsenen proje yönetimi bilgi alanı durumunda. Üst yönetimin yaklaşımı, Ar-Ge projelerinde başarılı olabilmek için risklerin iyi yönetilmesi ve risklerin sigortalanmasının zorunlu olduğu yönünde. CT : Sistem bütünlüğü içerisinde risk yönetiminin yeri sizce nedir? NÖ : Projelerin yaşam döngüsüne baktığımızda risk yönetimini ihmal etmenin projeleri temelden etkilediğini ve tehdit ettiğini görüyoruz. Sürekli yangın söndürme durumunda kalan ve sürekli sürprizlerle karşılaşan projelerde risk yönetimi yapılmamasının bedelinin ağır olduğunu, başarısızlığa sürüklenen projeyi bu yoldan çevirebilmek için ciddi maddi ve manevi maliyetler ödenmesinin gerektiği biliyoruz. Uzayan ve bütçesinde kalamayan projeler proje ekibinin gayret ve fedakarlıklarına rağmen başarısızlığa sürüklenebiliyor. Başlangıçta risklerin belirlenmesi için zaman ayrılsa, etkin risk yönetimi yapılsa bu olumsuzlukların erken aşamalarında bir çoğunun elimine edilebileceğini de yine deneyimlerimizden biliyoruz. Özetle risk Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz yönetiminin proje sistematiği içinde ve başarıya giden yolda en temel taşlardan biri olduğunu düşünüyorum. CT : Risk yönetimi süreçlerinin oluşturulması aşamasında firma içerisinde yaşamış olduğunuz zorluklar nelerdir? Süreçlerini yeni oluşturacak firmalara tavsiyeleriniz nelerdir? NÖ : Meteksan Savunmada uygulanan bir proje risk yönetimi süreci var ve sürecin daha da iyileştirilmesi, kurumsal bir düzeye çekilmesi için PYO içinde çalışmalara devam ediyoruz. Risk yönetimi sürecinin geliştirilmesi aşamalarında karşılaşılabilen en önemli sıkıntı risk yönetimine ve sağlayacağı faydalara inanç olmaması. Risk yönetimi sürecinin oluşturulması ve uygulamaya alınması sırasında eğitim ve bilgilendirme seansları ile tüm ekiplerin farkındalıklarının oluşturulmasında fayda var. Hatta risk yönetimi sürecinde etkin rol oynayacak kişilerin sürecin tanımlanmasına doğrudan katılması daha olumlu sonuçlar verebilir. Risk Yönetimi konusunda deneyimli proje yöneticilerinin ekiplere bu konuda liderlik yapması da önereceğim uygulamalar arasında. CT : Firmanız içerisinde risk yönetimi ile ilgili süreçlerinizden bahsedebilir misiniz? NÖ : Risk yönetim sürecimizi CMMI ve PMBOK baz alarak hazırladık. Süreçte risk yönetiminin planlanması, risk belirleme, risk derecelendirme, risk tepki planlarının oluşturulması, risklerin kontrolü ve monitör edilmesi faaliyetleri yer alıyor. Tepki planlarını yüksek ve orta dereceli riskler için gerçekleştiriyoruz. Planlama aşamasında belirlenen risklerin beklenen maliyetlerini proje bütçesine dahil ediyoruz. Risklerin ve tepki planlarının takibi amacıyla bir yazılım aracı kullanıyoruz. Riskleri performans raporlarına dahil ediyor, proje toplantılarında üst yönetim ile birlikte gözden geçiriyoruz. Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 4 Sayı 03 ARALIK 2011 PROJE SOHBETLERİ CT : Risk yönetimi konusunda eğitim ve sertifikasyon yatırımları konusundaki düşünceleriniz nelerdir? NÖ : Her konuda olduğu gibi risk yönetimi konusunda da her seviyede eğitimi çok önemsiyorum. Hem dış hem iç eğitim planlarımıza risk yönetimini dahil ettik, ediyoruz. Sertifikasyon için öncelikle tüm Proje Yönetimi Ofisi çalışanlarının PMP sertifikası alması yönünde bir planımız var. Kısa vade planlarımızda olmasa da ilerleyen süreçte risk yönetimi sertifikasyonu gündemimize girebilir düşüncesindeyim. CT : Risk yönetimi ile ilgili olarak kurumsal bir yazılım seçiminde kriterleriniz nelerdir? NÖ : Mevcut durumda risklerimizi ve risk tepki planla- yönetilmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu tür riskleri stratejik planın baz aldığı analizlerde inceleyerek alınacak önlemleri stratejik seviyede planlamaktayız. Bu nedenle risk yönetiminin sadece proje kapsamında değil programlar ve en üst seviyede kurumsal olarak yapılması yönünde bir yaklaşımımız var. CT : Belirsizliklerin yönetiminde oluşan risklerin fırsata çevrilmesi ile ilgili bir başarı hikayenizi paylaşabilir misiniz? NÖ : Çoğu projede yaşanabilecek birçok fırsattan bir tanesini, yine yaygın karşılaşılabilecek bir örneği vermek mümkün. Bir projemizde sözleşme gereği kullanılacak teçhizat ile gereksinimlerden birini karşılamakla ilgili sorun olabileceğini belirledik. Bu riski (tehdit) ortadan kaldırmak için bulunan çözümün maliyetinin daha avantajlı olacağını gördük. Ayrıca teknolojik olarak daha yeni bir teknolojinin kullanılması mümkün olacaktı. Müşterinin de ikna edilmesi ve sözleşme değişikliği ile bu tehdit ortadan kaldırıldığı gibi fırsat değerlendirilerek proje maliyetlerine olumlu katkı sağlanmıştır. rımızı kolayca takip edebileceğimiz, herkesin erişebildiği, kullanımı kolay bir araç kullanıyoruz. Risk toplamayı kolaylaştırmak ve herkese yayabilmek için bu özelliklerin önemli olduğunu düşünüyorum. Risk matrisini oluşturması ve raporların kolay alınabilmesi de araç seçiminde öne çıkan özellikler. Ayrıca niteliksel risk yönetimi yapabilmek için kullanılacak risk aracının da kullanımının kolay olması, daha önce yapılan çalışmalardan faydalanılmasına olanak tanıması tercih nedeni. Kurumsal olarak kullanılan proje yönetim aracı ile entegre çalışması ve devam eden projeler için analiz yapılmasına olanak sağlaması da ihtiyaç duyulan özellikler arasında. CT : Risk yönetimi denildiği zaman genellikle mali riskler ön plana çıkıyor. Diğer risklere karşı aldığınız önlemler nelerdir? (Politik, teknolojik, insan kaynakları vs) CT : Açık ve şeffaf bir risk yönetimi sürecinin kurumsal olarak sağladığı yararlar dışında "kurumsal sır"ların ortaya çıkarması konusunda neler düşünüyorsunuz? NÖ : Proje Yönetiminin her faaliyetinde olduğu gibi risk yönetimi de şeffaf olmalıdır. Özellikle üst yönetim projelerin riskleri ve projenin mevcut durumu hakkınca bilgi sahibi olmalıdır. Projelerin gerçek durumunun yönetime sürekli görünür kılmamız gerekir. Aynı şekilde müşteriyi de projedeki temel riskler, özellikle müşterinin katılımını gerektiren riskler konusunda bilgilendirmeliyiz. Hatta yapılan risk yönetimi faaliyetlerine müşteriyi de dahil etmeliyiz. Kısaca sır saklama ihtiyacı hissetmiyoruz. NÖ : İnsan kaynakları, teknolojik ve politik risklerin kurumsal olarak projeler üstü bir seviyede Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 5 Sayı 03 ARALIK 2011 PROJE SOHBETLERİ CT : Yeni Türk Ticaret Kanunu kapsamında bulunan risk yönetimi süreçleri hakkındaki görüşleriniz? NÖ : Kurumsal risk yönetimi yapılanmasının kanun ile düzenlenmesi farkındalığı arttıracak olması nedeniyle olumlu bir gelişme. Şirketler böylece kayıplarını azaltacak ve kaynaklarını daha etkin kullanmalarına katkı sağlayacak önemli bir aracı kullanmaya başlayacaklar. CT : Fizibiletelerinizde Contingency Reserve ve/veya Management Reserve başlıkları altında kaynak ayırıyor musunuz"? NÖ : Faaliyet gösterdiğimiz savunma sektöründe projeler uzunca bir ön çalışma dönemi geçiriyor. Bu dönemde teklif aşamasına gelinmesi bile çok uzun sürebiliyor. Meteksan Savunma olarak risk değerlendirmesini her aşamada gerçekleştiriyoruz ancak özellikle teklif aşamasında yapılan çalışma ile belirlenen risk bütçelerini (contingency reserve) proje bütçesine dahil ediyoruz. Aynı yaklaşımı sözleşmenin imzalanması ile tekrarlayarak yapılan risk çalışmasının sonuçlarını proje bütçesine yansıtıyoruz. “Management Reserve” adı ile olmasa da projede karşılaşılan öngörülemeyen riskler için kurumsal bütçenin kullanımı üst yönetim onayı ile gerçekleşiyor. CT : Risk yönetiminin size kazandırdıkları konusundaki görüşlerinizi alabilir miyiz? NÖ : Risk yönetimi ile projelerin karşılaşabilecekleri kaoslardan ve yangınlardan önemli ölçüde kaçınabileceğimizi düşünüyorum. Zaten bu nedenle daha etkin risk yönetimi yapabilmek amacıyla arayışlarımızı genişlettik. Risk yönetimini daha etkin yaptığımızda projelerdeki gecikmeleri azaltabileceğimizi hatta ortadan kaldırabileceğimizi, projelerin beklenmeyen harcamaları olmadan bütçelerinde tamamlanabileceğini, proje ekibinin üzerindeki baskıları azaltarak daha verimli çalışabileceğimizi düşünüyorum. Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz CT : Firmanız içerisinde yürüttüğünüz risk yönetimi süreçlerinin performansını ne şekilde ölçüyorsunuz? NÖ : Bence uygulanan risk yönetim faaliyetlerinin etkinliğinin en önemli göstergeleri, tepki planları ile azaltılan risk dereceleri, yine tepki planları ile oluşması engellenen riskler ve projenin risk bütçesinin kullanım durumu. Gerçekleştirdiğimiz gözden geçirme toplantılarında bu göstergeleri dikkate alıyoruz. CT : Türkiye'de risk yönetiminin geleceği ile ilgili görüşleriniz nelerdir? NÖ : Bu soruyu projelerde risk yönetimi açısından ele alırsak son yıllarda proje yönetimi uzmanlığı ile ilgili artan ilginin önümüzdeki yıllarda proje yönetiminin alt uzmanlıkları için de artacağını düşünüyorum. Ancak bulunduğumuz aşama itibari ile öncelikle Proje Yönetiminin sağlayacağı katkılar konusunda farkındalığın artması ve Proje Yöneticilerinin uzmanlıklarını arttırarak katma değerlerini görünür kılması gerektiğini hissediyorum. Proje yönetimine olan inancın daha kalıcı ve yaygın temin edilmesi ile risk yönetimi uygulamalarının da değer katacak şekilde gerçekleştirilmesi kaçınılmaz. Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 6 Sayı 03 ARALIK 2011 HABERİNİZ VAR MI? PMI RMP (Risk Management Professional) Sertifikasyonu PMI-RMP Sertifikasyonu temel olarak proje yönetiminin tüm alanlarında temel düzeyde yeterliliğe sahip ancak risklerin tanımlanması, değerlendirilmesi, tehditlerin azaltılması ve fırsatların çoğaltılmasında diğer yöneticilerden daha yetkin kişileri oluşturmayı hedeflemektedir. Senelere Göre Dünyadaki RMP Sertifikalı Kişi Sayısı GEREKLİLİKLER Lise Diploması Geçmiş 5 yılda en az 4500 saat Profesyonel Proje Risk Yönetimi deneyimi 40 saat Proje Risk Yönetimi alanında eğitim Veya 4 yıllık Üniversite Diploması Geçmiş 5 yılda en az 3000 saat Profesyonel Proje Risk Yönetimi deneyimi Sınav 30 saat Proje Risk Yönetimi alanında eğitim On-Line 670$ başvuru ücreti (PMI üyelerine 520$) Ankara, İstanbul veya İzmir’deki sınav merkezlerinde Sorumluluk Alanları Risk İletişimi (%27 46 soru) Risk Analizi (%30—51 soru) Risk Yanıtlarının Planlanması (%26—44 soru) Risk Yöneti(şi)mi (%17—29 soru) 170 çoktan seçmeli soru İngilizce %75 başarılı olma şartı 1 yıl içinde maksimum 3 kez Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Tavsiye Edilen Kaynaklar PMI RMP Credential Handbook PMI RMP Examination Specification (40$) PMI Practice Standard for Risk Management (56$) PMBOK Guide Study Guide for the PMI RMP Exam (Abdulla Alkuawiti) (20$) Passing the PMI RMP Certification Exam the First Time (Daniel Yeomans) (36$) Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 7 Sayı 03 ARALIK 2011 SERBEST KÜRSÜ FIRSATLAR KAÇI(RILI)YOR MU? Proje Yönetimi penceresinden bakıldığında, risk yönetiminin önemi son yıllarda ciddi bir şekilde anlaşılmakla birlikte, risk yönetimi altında değerlendirilen “fırsatlar” için aynı şeyi söylemek herhalde fazlasıyla iyimser bir yaklaşım olur. Fırsatlar, neticesi proje çıktılarına pozitif etkisi olma potansiyeline sahip, sonucu belirli olmayan olaylar olarak tanımlanabilir. Bu yazıda, PMI’nın fırsatları ele alma yöntemi, fırsat türleri, fırsatların ne kadar yönetildiği ve fırsatların ayrı bir bilgi alanı olup olamayacağı anlatılacaktır. PMI ve Fırsatlar Proje Yönetimi için anayasa olarak nitelendirilebilen PMBOK da, risk yönetimi altında fırsatların da zikredildiğini görebilirsiniz. Kitapta, risk sürecinin ele alınışı ve riskler ile ilgili verilen örnekler açık bir şekilde anlatılmasına karşın, fırsatlar ile ilgili kısımların, riskler (negatif) kadar net tariflenmediğine şahit olacaksınız. İlgili bölümü okurken pozitif risk kavramını ilk duyduğunuzda, bu ifade büyük ihtimalle kulağınızı tırmalayacaktır. Bu durum dikkatlerden kaçmamış olacak ki, pozitif risk ile birlikte “fırsat” kelimesi de kullanılmıştır. PMBOK’da fırsat ile ilgili aşağıdaki stratejiler tariflenmiştir: Faydalanma (Exploit): Fırsatın gerçekleşmesi için projeye iş paketi eklemek ya da proje de değişiklik yapmak (Kaçınma stratejisinin tersi), Artırma (Enhance): Fırsatın gerçekleşme ihtimalini ve fırsat sonucu projede oluşacak olumlu etkileri artırmak (Azaltma stratejisinin tersi), Paylaşma (Share): Fırsatın mülkiyetini, fırsatı en iyi şekilde gerçekleştirebilecek üçüncü bir tarafla paylaşmak (Transfer stratejisinin tersi), Kabul Etme (Accept): Fırsatın gerçekleşmesi için faaliyet yürütmeyip, sonuca göre davranmak. Ne Tür Fırsatlar? Fırsatlar genel olarak Stratejik ve Taktiksel olmak üzere aşağıdaki şekilde gruplanabilir; Stratejik Fırsatlar: Yeni market ya da ürünler, yeni yaklaşım ve kendini yeniden konumlandırma, Taktiksel Fırsatlar: Takvimi kısaltma veya maliyeti azaltma, süreci ya da çıktının değerini iyileştirme, gereksiz aktiviteleri eleme, ARGE yapma. Fırsatlar Ne Kadar Yönetiliyor ? Organizasyonların risk yönetim prosedürlerine, şablonlarına ve verilen eğitimlerine baktığınızda, çoğunda “fırsatlar” üzerinde durulmaz bile! Proje Yöneticileri ya da varsa risk yöneticileri genelde projeyi tehdit eden hususlara odaklaştığından, bir kısım fırsatlar ölü ya da prematüre şekilde doğarlar. Proje Gözden Geçirme Toplantılarında, ne üst yönetim, ne müşteri ne de diğer paydaşlar fırsatlar konusunu gündeme bile getirmezler! Projelerin, korkulu bir o kadar da gerekli rüyası kalite tetkiklerinde de bu konu işlenmeyince, fırsatların yönetilmeyi çalışılmasının garipsenebildiği ironik bir tablo oluşmaktadır. Hatta fırsat yönetimi, tariflenen işten daha fazlasını yapma (Gold Plating) olarak algılanabildiğinden, özellikle gündem dışına itilebilmektedir. Ayrı Bir Bilgi Alanı Olmalı mı ? Risk için uygulanan yöntemlerin, fırsatlar için yetersiz bulunmasından yola çıkılarak, “proje yönetimi altında “Fırsat Yönetimi” başlığında yeni bir bilgi alanı oluşturulabilir mi?” şeklinde tartışmalar mevcuttur. Fırsat yönetiminin ayrı bir bilgi alanı olması durumunda oluşabilecek potansiyel sorunlar şu şekilde ifade edilmiştir: “Risk Yönetim” sürecinin uygulanmasında bile problemler çıkarken, yeni bir süreç ek yük ve kaynak gerektirebileceğinden, bu durumda fırsatları incelemek isteyen ekipler bile, bu analizden kaçınabilirler. Tehditler için “Risk Yönetimi”, fırsatlar için “Fırsat Yönetimi” diye birbirine çok benzer, kısmen tekrar eden iki adet süreç paralel takip edilmek zorunda kalınacak, bu durum verimsizliğe neden olabilecektir. Şuan açık olan bir konu varsa, bu da “Fırsat Yönetimi” faaliyetinin endüstride tam olarak oturmadığı gerçeğidir. Daha fazla fırsatlar kaç(ır)madan, firmaların ve proje yöneticilerinin fırsatlar konusunda yeterli olgunluğa ulaşması ve uzmanların “Risk Yönetim” sürecini fırsatlar açısından rehabilite etmesi dileğiyle… (İsmail CENİK, PMP) Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 8 Sayı 03 ARALIK Dünyada Risk Yönetimi Kuruluşları 2011 Kuruluş tarihi “1969” 36 Community of Practice (Aerospace and Defence, Agile, Automation Systems, Chine Project Management, Construction Industry, Consulting, Earned Value Management, Project Risk Management, Retail, Scheduling, Troubled Projects….. 185 ülke Konferans ve sempozyumlar 500.000+ üye Bülten yayınlama İnceleme ve Makaleler En İyi Uygulamalar Sunumlar Web Seminerleri (Webinars) Blog’lar Certified Associate in Project Management (CAPM®) , Project Management Professional (PMP®), Program Management Professional (PgMP®), PMI Agile Certified Practitioner (PMIACP®), PMI Risk Management Professional (PMI-RMP®), PMI Scheduling Professional (PMI-SP®) Region I: Canada - Ontario and all provinces to the east. USA - All states east of the Mississippi River, Puerto Rico, Bermuda Region II: Canada - All other provincesUSA - All other states Region III: Europe, Middle East (stopping at Iran in the east), Africa Region IV: Pakistan and all Asian nations to the east, Australia and New Zealand All Pacific nations Region V: All western hemisphere nations south of the USA Tartışma Grupları 19.000 bireysel, 500+ kurumsal üye APM Introductory Certificate, APMP, Practitioner Qualification, APM Project Risk Management Certificates Kuruluş tarihi “1972” Nisan 1986, Londra. Risk Yönetimi Eğitimi konusunda artan talebe cevap olarak kurulmuş. Fellow (FIRM) - Pratik deneyimini, kişisel ve profesyonel gelişim kaydını gösterebilen ve IRM’e katkı ve desteğini kanıtlayan üyelerine verilir. 50 ülke 3000 üye Eğitim Programları The International Diploma in risk Management The International Certificate in Risk Management Risk Management in Financial Services Fundementals of Risk Management Member (MIRM) –Enstitü Diploma Programının tamamlanması veya eşdeğer yeterliliğe sahip olunması ile birlikte en az üç yıl iş deneyimi gerektirir. Graduate (GradIRM) - Enstitü Diploma programının tamamlanmasını veya IRM tarafından tanınan eşdeğer yeterliliği gerektirir. Specialist (SIRM) - Başvuranın denetim, sağlık ve güvenlik, risk finansmanı, çevre, proje yönetimi, iş sürekliliği, vb herhangi bir risk uzmanlığı konusunda formal yeterliliğini gerektirir. Certificant (CIRM) – IRM’in sertifika programının tamamlanmasını gerektirir. Student – IRM’in sınavlarına kayıtlı tüm adayların üyelik sınıfıdır. Affiliate – Risk yönetimine ilgi duyan herkese açıktır. Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 9 Sayı 03 ARALIK 2011 Kütüphanemizden ”Risk” sözcüğü eski İtalyanca’da “cüret etmek” anlamında kullanılan “risicare” fiilinden gelir. Bu anlamda risk, kaderden çok bir seçimdir. Riskin hikayesi tamamen, tercih yapma özgürlüğümüz ölçüsünde göze aldığımız eylemlerin öyküsüdür. Ve bu öykü, insan olmanın anlamını tanımlamamızı sağlar..... ......“Modern zamanlar ile karanlık geçmiş çağlar arasındaki ana çizgiyi tanımlayan devrimci fikir, insanın riski kontrol altına alarak ona hükmetmeyi öğrenmesidir.” Böylece tarih, Eski yunandan beri süregelen Tanrıların kaprisleri ve arzuları ile oluşan mitolojik olaylar manzumesi olmaktan çıkıp, ölçen, seçimini yapan ve kaderine hükmeden özgür bağımsız insanoğlunun öyküsüne doğru yelken açar. “Riskin icadı ile sigortacılıktan sermaye piyasalarına, mühendisliğe ve bilime kadar tüm alanların temelleri atılmıştır..... Yatırım dünyasının önde gelen düşünürlerinden ve “The Journal of Portfolio” dergisinin kurucu editörü Peter L. Bernstein bu çalışmasında, geleceği görmenin mümkün olmadığını ancak olasılıkların doğru hesaplandığı bilimsel tahminler neticesinde akıllı kararlar alarak yaşamamızın kontrolünü kendi elimize geçirebileceğimizi ileri sürer. Batının arap sayı sitemini ithal etmesi ile başlayıp, süper bilgisayarlar ve kaos teorisiyle sona eren eser, Mart 2010 tarihli 5inci basımı ile ilgilileriyle bir kez daha buluşmuştur. ”Siyah Kuğu”, olasılıksız görünen ve üç temel özelliği olan bir olaydır: Öngörülemez, çok etkilidir, gerçekleştikten sonra onu daha az raslantısal ve daha öngörülebilir hale getiren bir açıklama uydururuz. “Google” un şaşırtıcı başarısı bir siyah kuğuydu, 11 Eylül’de öyle. Bankacılık ve emlak krizini öngören dünyaca ünlü risk grusu Nassim Nicholas Taleb, dinlerin doğuşundan kişisel yaşamlarımızdaki olaylara kadar, dünyamızla ilgili hemen her şeyin altında siyah kuğular yattığını belirtiyor. Siyah Kuğu – Olasılıksız Görünenin Etkisi, özellikle hayatını risk hesabı yaparak kazanan yatırımcılara, iş insanlarına, olayları gazete ve TV’den takip edip öngörmeye çalışan sıradan insanlardan farklı olarak, yepyeni bir pencereden bakma fırsatı veriyor. Osman Karadağ, bu kitabın yazılma amacını; onaltı yılı kamu, ondört yılı özel sektör ve sekiz yılı danışmanlık olmak üzere 38 yıllık birikimlerin başkaları ile paylaşılması olarak tanımlıyor. Bilgi paylaşmakla çoğalan iki şeyden biridir. Diğeri sevgidir. Bu ikisi başkaları ile paylaşıldığında yaratacağı pozitif enerji ile topluma olumlu katkıların yapılmasına olanak sağlar. Böylece insanoğlunun yapmakta olduğu muhteşem eserin geliştirilmesinde küçük de olsa bir pay sahibi olunmuş olur. İkinci amacım ise gerek özel sektördeki yöneticilik görevlerim sırasında gerekse danışmanlık yaptığım şirket, kurum ve kuruluşlarda gözlediğim bazı aksaklıkların giderilmesine ilişkin çözüm önerilerimden yararlanmak isteyenlere bir katkıda bulunmaktır. Gözlemlediğim en önemli aksaklık, yatırım kararlarının verilmesinde çoğu kez gerekli inceleme, değerlendirme, ayıklama ve ilgili birimlerle koordinasyon yapılmadan sübjektif yaklaşımların ağır basmasıdır. Bu kitabın hedef kitlesi; başkalarının hata ve deneyimlerinden yararlanmak isteyen şirket yöneticileri, akademisyenler ve danışmanlardır. Kitap, örgüt yaşam döngüsü, strateji, stratejik düşünce, stratejik yönetim, yapılabilirlik, proje ve proje yönetimi konularında son gelişmelere ilişkin geniş bir araştırma taramasını içermesi açısından ayrıca bir başvuru niteliği de taşımaktadır. Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 10 Sayı 03 ARALIK Etkinlikler 2011 Aylık Söyleşimiz 17 Aralık 2011 ODTÜ Mezunlar Derneği “CMMI Modeline Göre Yazılım Süreç İyileştirme” Dernek Başkanımız Sn. Filiz ESER tarafından gerçekleştirilecek 11:00—13:00 29 Aralık 2011 “PYD Günleri” Öğrenciler ile buluşuyoruz Proje Postası’nın Şubat—2012 sayısı “Enerji” ana temasına ayrılmıştır Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 11 Sayı 03 ARALIK Etkinlikler 2011 23 Ekim 2011 tarihinde 16. yılımız nedeniyle gerçekleştirdiğimiz Pazar Kahvaltımız çok renkli geçti.. Geleceğin Proje Yöneticileri Mmm.. Nefis görünüyor.. Herkes nereye bakıyor? Baba bizi çekiyorlar :) Projeler.. Projeler... İsmail Beyler de buradalar :) Canan Hanım günün mana ve önemini anlatıyor Kestane Şekerleri Çekiliş Sonrası Baba, elimde ne var? Sakin Bir Pazarın Huzuru Heyyy.. Bizi de düşünmüşler.. Çekiliş öncesi Çiçeklerimiz çok güzel PY “Çay” Dayanışması Seçimde Oldukça Zorlandık Biz 22 Kasım’da ODTÜ’de düzenlenen “Savunma Sanayinde Proje Yönetimi” konulu konferansa katıldık :) Soldan sağa : Sadık NAZİK, Didem AYÇENK, İsmail CENİK), Fotoğraf : Cenk TEKİN Zengin Kalkışı Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 12 Sayı 03 ARALIK Editör’ün Yeri 2011 Zor Zamanlarda Liderlik ve Yönetim Günümüzde iş hayatının çok ciddi beklentileri var. İş dünyası geçmişte olmadığı kadar acımasız bir değişim içerisinde ve bu değişim zorunlu olarak yeni bir iş düzenini ortaya çıkarıyor. Üzerinde bütçe baskısı bulunan bütün kurumlar bu yeni düzene uymak zorundalar. Bundan etkilenmemek neredeyse olanaksız gibi. Siz, sizi yönetenler, sizin yönettikleriniz, müşterileriniz, müşterilerinizin müşterileri, müşterilerinizdeki çalışanlar ve yöneticileri. Herkes artık bu sihirli sözcüklerde birleşiyor : “Az kaynak, çok iş” Bu sihirli sözcüğün gereklerinin yerine getirilebilmesi için bütün yöneticilerin sadece sonuçlara odaklanmaları gerekiyor. Bütün sektörlerde ve her ölçekte kurumlarda az kaynakla çok iş, daha fazla üretim gücü, verimi arttırabilmek ana amaç haline gelmiş durumda. Buna karşılık bunları gerçekleştirmesi beklenen yöneticiler ile ilgili birkaç bilgi vermek gerekirse; Geçen birkaç sene içerisinde yöneticilerin yarısının üzerindeki iş %80 oranında artmış durumda. Buna rağmen yöneticilerin %80’inin kazançlarında herhangi bir artış olmadı. Çalışma yerlerindeki stres sürekli artmasının bir sonucu olarak yöneticilerin %80’i olumsuz stres altında olduğunu ifade ediyor. Bunun nedeni olarak da bütçe baskısı, teslim tarihlerinin daralması, müşterilerin davranışları ve çalışma saatleri ön plana çıkıyor. Yöneticilerin %95’i günlük bir iş listesine sahip ancak bu yöneticilerin %99’u günlük işlerini tamamlayamıyor. Günümüzün zor çalışma şartları dışında bir de ortaya çıkan belirsizlik ve riskli durumlarda, yönetimin temel anlayışlarını değiştirecek bazı kurallara uymak zorundayız. Bu kuralları aşağıdaki başlıklarda toplayabiliriz; Açık İletişim : Çoğu üst düzey yönetici “iletişimi” iyi kullandığını düşünüyor; ancak bunu yapamıyor. Karşıdaki kişinin iletişim sonucunda istenen mesajı alamaması kurumlarda çok ciddi bir problem olarak ortaya çıkıyor. Zor zamanlarda iletişim açık, kısa, doğru zamanda ve mutlaka doğruları içerecek şekilde olmalı. Zor Kararları Alabilmek : En kötü karar zor zamanlarda kararsızlıktan daha iyidir. Zor zamanlarda yöneticiler karar verebilmek için gerekli verileri toplamalı, karar üzerinde düşünmeli, kararı vermeli ve bir sonraki işe geçmeyi alışkanlık haline getirmelidir. Bu sürecin uzaması şartların değişmesi riskini ortaya çıkaracaktır. Sonuçlara Odaklanmak : Zor zamanlarda yönetim her çalışanın sonuçlara odaklanmasını sağlamak için gerekli önlemleri almalıdır. Sonuç odaklı çalışmada odaklanma, etkin ve yoğun çalışma, arttırılmış verimlilik ve yetki aktarma olmazsa olmaz şartları oluşturmaktadır. Sonuç odaklı çalışmaların etkinliğinin arttırılabilmesi için gerekli araçlar ve zaman mutlaka sağlanmalıdır. Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 13 Sayı 03 ARALIK 2011 Editör’ün Yeri Esnek Kalmak: Zor zamanlarda yöneticilerin bir işin gidişatını değiştirebilmek için mutlak bir esnekliğe sahip olmaları gerekir. Yöneticiler işyerlerinde sürekli artan bir stres içerisinde zamansızlıktan şikayet ederek işlerini tamamlamaya çalışmaktadır. Zor zamanlarda liderlik geriye dönüşleri, “hayır” diyebilmeyi ve kişileri esnekliğe zorlamayı gerektirmektedir. Bu aynı zamanda gereksiz görülen görevleri, projeleri, toplantıları ve işleri sonlandırabilme kararlarının alınmasını ön plana çıkartır. Ofis dışında çalışmak bazen işyerinde sağlanamayan odaklanmayı sağlayabilir. Bunun sonucu “sanal işyeri” yaratabilmektedir. Değeri Ön Plana Çıkarmak : Her zaman için bir çalışanın kattığı değerin çalıştığı kurumun vizyonu ile paralel olması gerekir. Bu da sürekli bir meydan okuma cesareti ile çözümlerini herkesin kabul ettiği bir kişi olmakla mümkün olacaktır. İşbirliğini Özendirmek : Zor zamanlarda takım oyununu oynayabilmek normal zamanlardan daha fazla önemlidir. İşbirliğini sağlamak için kurumun vizyonu açıklıkla ortaya konulmalı ve iş sonuçları ile mutlaka entegre mutlaka edilmelidir. Bu da bilgi paylaşımı ve öğrenme isteği ile ilgili yeteneklerin yeniden gözden geçirilmesini gerektirecektir. Zor Bir Kişi Olmadan Zor Zamanlarda Yönetim : Süreçlerin dışında kalarak veya acımasız davranarak ölçülebilir sonuçların üretilmesi çok zor hatta mümkün değildir. Zor zamanlarda yönetim, işlerin kontrolden çıkmaya başladığında, perspektifin kaybolduğu hissedildiğinde durabilmeyi gerektirir. Böyle durumlarda mola vermek, çalışanların moralinin yüksek tutmak ve mevcut işgücü yeteneklerinizi kaybetmemek ana amaç olmalıdır. Bunun yaparken iyi iş çıkaran çalışanlar unutulmamalı, onlara işlerini yapabilmeleri için gerekli kaynaklar sağlanmalıdır. Unutmayın ki çoğu zaman bir “teşekkür” mali ödüllerden çok daha fazla işe yaramaktadır. Bunun için zor zamanlarda insani duyguların daha fazla öne çıkması gerektiğinin de unutulmaması gerekmektedir. Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 14 Sayı 03 ARALIK 2011 Bunu Biliyor Muydunuz? NEDEN ÜYE OLMALISINIZ? Kaoru Ishikawa, Japonya’da toplam kalite yönetimine katkıda bulunan liderlerin başında gelmektedir. 1939 yılında Tokyo Üniversitesi, Uygulamalı Kimya Bölümü’nden mezun olan Ishikawa, kömür sıvılaştırma sektöründe çalışmaya başladı. Kısa bir süre sonra askerlik görevini yapmak üzere Deniz Kuvvetleri’ne subay olarak katıldı. Orduda fabrika inşaatından sorumlu olarak görev yaptı. Daha sonra 1947 yılında askerlik görevini tamamladıktan sonra Tokyo Üniversitesi’nde görev yapmaya başladı. Bir süre üniversitede bulunduktan sonra Japon Bilimadamları ve Mühendisler Birliği’nde kalite kontrol konusunda çalışmalara başladı. Bu kuruluşta “kalite çemberleri” konusunda önemli çalışmalar yaptı. İkinci dünya savaşı sonrasında ABD’ye gitti ve bu ülkede kalite konusunda araştırmalar yapan ünlü yönetim düşünürleri W.Edwards Deming ve Joseph M. Juran ile tanıştı. Ishikawa , kalite kontrol alanındaki çalışmaları ile Japonya’da kalite bilincinin yaygınlaşmasında önemli rol oynadı. Özellikle “kalite çemberleri” adı verilen kalite geliştirme ve problem çözme gruplarının bilimsel anlamda oluşturulmasında çok önemli katkıları oldu. Ishıkawa’ya göre bir organizasyonda kalite sorunları kalite geliştirme araçları ile çözülebilir. Bunun için organizasyonda neden-sonuç diyagramı, dağılma diyagramı, pareto diyagramı, kalite çemberleri, histogram ve istatistiksel araçların kullanımının önemli olduğunu savundu. Bu araçlardan neden-sonuç diyagramı Ishikawa tarafından geliştirilmiştir. Bu nedenle, toplam kalite yönetimi literatüründe nedensonuç diyagramı “Ishikawa” olarak da adlandırılır. Her ne kadar sadece profesyonel iş hayatlarınızda projelerin içerisinde yer alsanız da, aslında hayatınızın her anında farkında olsanız da olmasanız da sürekli projeleri hayata geçiriyorsunuz. Tatil planı yapmıyor musunuz? Ya çocuğunuzun doğum gününün mükemmel bir anı olarak kalması için yaptıklarınız? Yeni aldığınız evinizin dekorasyonu için yaptığınız planlar? Sizi mutlu bir hayata taşıyacak olan evlilik telaşları? Hanginiz bunları yaşamıyorsunuz? Hayatınızın “ PROJE YÖNETİCİSİ” olarak hepsinin yönetimi “SİZDE“ Hiçbir şekilde “RİSK” almadan kendinize yapacağınız basit bir yatırımla, “PROJE YÖNETİM DERNEĞİ” üyesi olabilirsiniz. Nasıl mı? Üyelik “SÖZLEŞME”sinde yer alan alanları doldurduktan sonra günde 27 kuruşluk bir “MALİYET”e katlanarak ”KALİTE” anlayışınıza uygun ve seçkin kişilerle “ZAMAN”ınınızı geçirebilir, “KAPSAM”ı dopdolu olan etkinliklerimize katılabilir, çevrenizi genişletebilir, bu sayede “İLETİŞİM” yeteneklerinizi arttırabilir, bilgi dolu ve saygın bir ortama “ENTEGRASYON”unuzu sağlayabilirsiniz. Unutmayın, hayat denilen projenizin başarısı SİZİN elinizde.. HAYATINA SAHİP ÇIKAN SİZİN GİBİ DEĞERLİ KİŞİLERİ ARAMIZDA GÖRMEKTEN GURUR DUYACAĞIZ. “Bu davet PYD-İAK tarafından PMBOK Guide v4.0 baz alınarak hazırlanmıştır” BİZİM HAYATİMİZ PROJE, YA SİZİNKİ? Editor : Cenk TEKİN, PMP (PYD Üye No:180) Katkı ve önerileriniz için [email protected] adresine e-postalarınızı bekliyoruz Twitter @ProjeYonetimDer Facebook Proje Yönetim Derneği 15