Eşi meme kanseri olan psikolojik destek almalı

advertisement
On5yirmi5.com
Eşi meme kanseri olan psikolojik destek almalı
Meme kanseri kanseri çiftleri boşanmaya kadar götürebiliyor.
Yayın Tarihi : 10 Ekim 2016 Pazartesi (oluşturma : 10/21/2017)
Türkiye’de kadın kanser vakaların yaklaşık yüzde 25’ini meme kanseri oluşturuyor. “Meme kanseri
bir kadın için ekonomik gücünü, işini, vücudunun cinsel kimliğini oluşturan bir parçasını, bu
parçasının işlevini ya da tümüyle yaşamını yitirme olasılığıyla karşı karşıya kalma anlamını taşıyor”
diyen Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Selma Bozkurt, hastalığın
kadınlar üzerinde ciddi bir travma yarattığına dikkat çekiyor. Meme kanserinin tanı ve tedavi
sürecinin eşleri de yıprattığını hatırlatan Doç. Dr. Selma Bozkurt, hastaların yanı sıra eş ve
çocukların da psikolojik destek alması gerektiğini söylüyor.
Doç. Dr. Selma Bozkurt, Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında, bu hastalıkla psikolojik açıdan
nasıl mücadele edilebileceğiyle ilgili çiftlere önemli bilgiler verdi:
Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türleri arasında yer alıyor. Dişiliği ve cinselliği
sembolize eden organa karşı tehdit oluşturduğu için meme kanseri, diğer kanserler arasında ruhsal
ve psikososyal yönleri açısından en çok araştırılan kanser türünü de oluşturuyor. Meme kanseri
görülen hastalarda hastalığın ilerlemesi, tekrarlaması ya da tedavi sürecinin belirsizliğine ek olarak
kemoterapi ilaçlarının yan etkileri, cerrahi müdahale sonucu beden ve benlik imajındaki bozulmalar,
sosyal ilişkilerin kesintiye uğraması, şiddetli ağrı ve ölüm korkularına sıkça rastlanıyor.
AİLE İÇİ KRİZLERE ZEMİN HAZIRLIYOR
Tedavi başladığında, çeşitli sosyal durum değişikleri ve tedavi etki ve yan etkilerinin görülmesiyle
bu inkar yerini öfke veya umutsuzluğa bırakabiliyor. Cerrahi tedavi uygulanmışsa hasta operasyon
sonrası erken dönemi geçirdikten sonra bedeniyle ilgili kaygıları ve özgüven eksikliğini derin şekilde
hissedebiliyor. Ayrıca hastaya verilen sosyal desteğin varlığı, yeterliliği ve bireyin stresle baş etme
gücüne bağlı olarak anksiyete ve depresif bozukluklar da ortaya çıkabiliyor. Bu durumların varlığı
kanser tedavisini reddetme ve tedaviye uymama davranışlarına, aile içi krizlere ve çatışmalara
zemin hazırlıyor.
EVLİLİKLERİ YIPRATABİLİYOR
Meme kanseri olan kadınlarda olduğu gibi, onların eşlerinde de psikolojik sorunlar görülebiliyor. Tanı
ve tedavi sürecinde karşılaşılan birçok tatsız durum eşi de yıpratıyor. Zaman içinde hastaların
eşlerinde tükenmişlik, çabuk kızma, sinirlilik, enerji azlığı, motivasyon kaybı, yorgunluk gibi belirtiler
gözlemlenebiliyor. Eşler, yaşamlarında ilk kez bu kadar yakından deneyimledikleri bu zor süreçte
sıklıkla hastaya nasıl davranmaları gerektiği konusunda ve hastalık sürecini birlikte nasıl daha
sağlıklı atlatabilecekleri konusunda kendilerini yetersiz hissedebiliyor. Tedavinin ve hastanede
geçirilen sürelerinin uzun sürmesi, tekrarlamalar ve gündemdeki konunun çoğunlukla hastalık
olması, evlilikleri de yıpratabiliyor. Ayrıca kanser olgusu eşlerin arasına girdiği için bazı çiftlerin
sosyal-duygusal paylaşımları azalabiliyor. Tedavi sürecinde gereken psikolojik destek göz ardı
edildiğinden çiftler daha fazla ruhsal sorun yaşıyor ve bu durum bazen eşler için ayrılığa giden
yolun başlangıcı olabiliyor.
TÜM AİLE ÜYELERİNE DESTEK ŞART
Meme kanseri olan kadın, tanıdan sonraki süreçte gerek cerrahi müdahale öncesi, gerekse
kemoterapi öncesinde ruhsal olarak değerlendirilmesi ve profesyonel olarak sağlanacak psikolojik
desteğin mümkünse eşiyle birlikte verilmesi gerekiyor. Hatta varsa çocukları ve diğer aile
bireylerinin de sürece dahil edilmesi büyük fayda sağlıyor. Bu sayede aile üyelerinin hastaya
sağlayacağı destek de güçlendirilmiş oluyor. Hastanın kanserle mücadele ederken kendini yalnız
hissetmemesi ve duygularını paylaşabileceği bir ortamın oluşturulmasıyla hastalığı daha kabul
etmesini sağlıyor, bu durum tedavi sürecini ve iyileşmeyi olumlu yönde etkiliyor.
EŞLER İÇİN ÖNERİLER
Evlilikte ve ilişkilerde sürekli her şeyin yolunda gitmeyeceğini, iniş ve çıkışların olacağını biliyoruz.
Hasta kendi kaybı ve rahatsızlığıyla ilgili olarak kişisel kaygılar yaşarken eşi de hastanın
rahatsızlığıyla ilgili kendi sorumluluk payı ve nasıl davranması gerektiğiyle ilgili endişeler taşıyor
olabilir. Çiftler bu sıkıntılı durumdan kaçınmak ve gizlice ıstırap çekmek yerine birbirine vakit
ayırmalı ve duygu paylaşımı yapmalı. Karşılıklı endişeleri, düşünceleri ve hislerine, hastalığın
kendisini ve sosyal hayatını nasıl değiştirdiğine dair bol bol konuşmak ya da konuşanın zor geldiği
durumlarda bu zorlu süreçte yaşadıklarını yazıya dökmek hem eşlere hem de ilişkideki uyumu
korumaya ve sürdürmeye yardımcı olabilir.
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Eşi meme kanseri olan psikolojik destek almalı
Download