Türkiye, küresel ısınmanın potansiyel etkileri bakımından risk grubu ülkeler arasındadır. Küresel ısınmanın, Türkiye üzerine etkileri su kaynaklarının azalması, orman tahribatı, çölleşme ve tarım alanlarının yok olması şeklinde olacaktır. IPCC’ nin 2002 yılında yayınlanan 5. teknik raporunda; 1901-2000 yılları arasında Türkiye’de, “Her on yılda sıcaklığın 0,2 ºC kadar arttığı, “Yağışta ortalama %10 düşüş olduğu, 2071-2100 yılları arasında ise, “Samsun’dan Adana’ya bir hat çizildiğinde bunun batısında kalan bölgenin 3-4 ºC , doğusunda kalan bölgenin 4-5 ºC civarında ısınacağı, “Günlük yağış miktarının 0,25 mm’ ye kadar düşeceği, “Buharlaşmanın artacağı, “Yaz kuraklığının artacağı, “Kuraklığın artışı, yağışların azalışı dolayısıyla orman yangınlarında artış olacağı, “Su kaynaklarındaki fakirleşmeye bağlı olarak iç sularda yaşayan balık türlerinde azalma yaşanacağı, “Arazi kullanımında meydana gelecek değişikliklerin erozyonu artıracağı, belirtilmektedir. IPCC’ nin beklenen son iklim raporu Şubat 2007’de, Paris’te toplanan Hükümetler arası iklim uzmanları tarafından gerçekleştirilen ve bir hafta süren panel sonrasında açıklandı. Çevre ve iklimsel değişim için alarm veren rapor, 2001 yılı raporundan daha karamsar rakamlar içeriyor. Raporun en korkutucu verisi küresel ısınma rakamları oldu. Buna göre, yüzyılın sonuna kadar hava sıcaklığı 1,8 ila 4 derece arasında artış gösterecek. Raporun diğer çarpıcı bir sonucu da, insanın artık şüphe götürmez derecede bu ısınmanın baş sorumlusu olduğu. 2001 yılında hazırlanan raporda küresel ısınmanın yüzde 66’sının insandan kaynaklandığı belirtilirken, son raporda bu oran yüzde 90’a ulaştı[18]. 16) Dünya da iki veya daha fazla ülkenin politik sınırlarını geçen 261 adet sınır aşan su havzası bulunduğunu[19]; Dünya da iki veya daha fazla ülkenin politik sınırlarını geçen 261 adet sınır aşan su havzası bulunmaktadır. Dünyadaki toplam 145 ülkenin sınıraşan nehir havzalarında toprağı bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından yapılan araştırmalarda 1805 ile 1984 yılları arasında sınıraşan sular konusunda yapılmış 3600 anlaşma bulunmaktadır. 17) BM tarafından hazırlanan “Uluslararası Suyollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanılmalarına İlişkin Sözleşme”ye sadece 12 ülke tarafından onaylanmış olması nedeniyle yürürlüğe girmediğini; BM tarafından uzun uğraşlarla hazırlanıp 1997 yılında Genel Kurul tarafından kabul edilen “Uluslararası Suyollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanılmalarına İlişkin Sözleşme” (BM’nin o zamanki 185 üyesinden 133’ünün katıldığı oylamada 103 kabul,Türkiye dahil 3 ret ve 27 çekimser oy kullanılmıştır) 35 üyenin onay işleminin tamamlanmasından 90 gün sonra yürürlüğe girecekti. Ancak bugüne kadar sadece 12’si tarafından onaylanmış olması, kabul oyu veren ülkelerde de birçok tereddüt bulunduğunu göstermektedir[20]. 18) Fırat nehrinin taşıdığı su miktarı kadar bir suyun kürtlerin denetimi altındaki yörelerden dicle nehrine katıldığını;