TBMM B:81 28 . 3 . 2007 O: 1 dadır. Şimdi de biz, bu ülkeyle askerî

advertisement
TBMM
B:81
28 . 3 . 2007
O: 1
dadır. Şimdi de biz, bu ülkeyle askerî alanda iş birliği anlaşmasını uygun bulduğumuza dair yasa
çıkartıyoruz.
Şunu itiraf etmeliyiz ki, son yıllarda başarılı bir ekonomi politikasıyla yönetilen Şili, ülkemiz­
le, kendilerine göre en akıllıca verilmiş bir kararla, ülkemizin en başarılı olduğu, neredeyse tek alan
olan askerî alanda, bir iş birliği ve eğitim anlaşması imzalamaktadır.
Bunu, hem bir övgü hem de bir yergi anlamında söylüyorum. Biliyorsunuz, kimi uluslararası
ilişkiler uzmanlarına ve yorumcularına göre, ülkemizin en önemli ihraç alanları ne yazık ki, hâlâ,
sadece askerî birikimimiz ve gücümüzdür. Çünkü, üretimimiz yoktur; üretmezsen bitersin. Şimdi
de, bu durumu yaşıyoruz.
Gönül isterdi ki, Şili ile dış ticaret açığı vermeyen, iyi bir ekonomi politikasıyla yönetilen, ba­
şarılı bir sanayi ve teknoloji ülkesi olarak bir serbest ticaret anlaşması imzalayalım; ama, ne yazık
ki, AKP İktidarında, ülkemizin iç ve dış borçları Aralık 2006 tarihi itibarıyla 350 milyar dolara çık­
mış, işsizlik yüzde 15'in üstünde dış ticaret açığı da 52 milyar dolardır. İhracatımızın ithalata ba­
ğımlılığı da yüzde 70 düzeyindedir.
Oysa Şili, 1990'lardan başlayarak, yani, Pinochet'nin işbaşından uzaklaştırılmasından başlaya­
rak, önce Meksika ve Kanada ile, daha sonra komşularıyla, Avrupa Birliğiyle ve Güney Kore'yle
serbest ticaret anlaşmaları imzalamış, ABD ile de 1 Ocak 2004'te yürürlüğe giren anlaşma ile güm­
rüklerin on iki yıl içinde karşılıklı olarak sıfırlanmasını sağlamıştır. Halen, Çin Halk Cumhuriyeti,
Hindistan, Yeni Zelanda ve Singapur ile de bu anlamda görüşmelerini sürdürmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Şili, bu anlaşmaları yaparken diğer yandan da, yüksek
vergi oranlarını buğday, un, bitkisel yağlar ve şeker için devam ettirerek hem üreticisini ithal ürün­
ler karşısında ezdirmemek, hem de kendi elinde var olan bir ürünü tutup da başka ülkelerden alarak
ekonomisine zarar vermemek gibi bir akıllılığı ve yurtseverliği de sürdürmektedir. Gönül isterdi ki,
bizim ülkemizde de bu bilince, bu akla ve bu yurtseverliğe sahip bir iktidar olsun.
Şili, ayrıca, en önemli ihraç malı olan bakırı, bir devlet kuruluşu olan CODELCO adlı şirketle
dünyaya pazarlamaktadır. Bu, devlete ait şirket, dünyanın en çok bakır üreten firmasıdır. Nitekim,
Şili'nin ihracatı, 2002'de gayrisafı millî hasılasının yüzde 27'sine ulaşmıştır. Bu da, AKP'nin adı
Türk, kendisi tamamen yabancı Petrol Yasası'nı çıkararak uluslararası tekellere hizmet ettiği bu
günlerde örnek alınması gereken bir politikadır. Sen, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığını devre­
den çıkaracaksın, ülkenin kaynaklarını yabancı tekellere sunacaksın, elin oğlu gelip seninle serbest
ticaret anlaşması yapacak! Olmaz; gereği de yoktur zaten. Nitekim, Şili ile olan dış ticaretimiz AKP
İktidarıyla birlikte genel olarak, bütün dış ticaretimizde olduğu gibi, aleyhimize bir seyir izlemeye
başlamıştır. 2002 yılında Şili ile olan dış ticaretteki açığımız 60 milyon dolar iken 2003'te 145 mil­
yon dolara yükselmiş, 2006'da ise 35 milyon dolar ihracat yapmışız, 442 milyon dolar da ithalatı­
mız olmuş. Yani, açığımız da 307 milyon dolara çıkmış.
Şili'de 11 Eylül tarihi çok önemlidir. 11 Eylül 1973 Şili için ne kadar önemliyse ABD için de
o kadar önemlidir, Şili için nasıl bir kara darbe ise ABD için de kara bir gündür. Hatta, hatırlarsı­
nız, 11 Eylül için kara eylül de denilir. Filistinlilerin de kanayan yarasıdır 11 Eylül. Çoluk çocuk,
genç, yaşlı, kadın, erkek, sevgili, anne, baba, yurtsuz yuvasız bırakılmışlardır 11 Eylül'de Filistin'de.
Bizim de bir 11 Eylül'ümüz var. Ülkemizde de 12 Eylül'e uzanan kara bir gecenin başlangıcıdır o
gün. "Bizim çocuklar o gün işi bitirmişlerdi." CIA elemanları öyle diyordu. Hakikaten bitirmişler­
di; gerçekten...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ülkü, lütfen toparlayınız.
Buyurun.
HAKKI ÜLKÜ (Devamla) - Bitiriyorum efendim, bir dakika falan.
-288-
Download