T.B.M.M. B : 28 18 . 11 . 1992 O : 1 çıkacağını iddia edebiliyor musunuz? Elbette ki, bu husus, işletmelerin genel müdürlerinin çok Üzerinde yer almaktadır. Bu tür bir çözümün kaynağı, bugünkü Koalisyon Hükümetinin ortaklarıdır. Çok değil, bundan bir yıl öncesinde "benim işçim, benim memurum, benim emeklim" diyerek meydan meydan dolaşan, "işçi hakkı, memur hakkı" diye diye oy isteyen koalisyon üyeleri bugün, işçisine, memuruna sorma ihtiyacı duymadan, onları zorla emekli etmektedir. Bırakın bir yıl öncesini, çok daha yakın bir zaman önce Başbakan Sayın Süleyman Demirel bir açıklamasında, "rızası olmadan hiç bir işçinin işine son verilmeyecektir; böyle bir işe kal­ kışan yöneticiyi kapı dışarı bırakırım" demiştir. Bu açıklamanın yapıldığı günden bu yana, pekçok işçi, rızası olmadan işten çıkarılmış; ancak, bu işçileri işten çıkaran hiçbir yönetici Baş­ bakan tarafından kapı dışarı bırakılmamıştır. Bundan tek bir sonuç çıkarılabilir: Sayın Başba­ kanın, bu işten çıkarmalardan haberi yoktur. Uygulama her yönüyle büyük yanlışları bünyesinde barındırmaktadır. En önemlisi, işçi ve memurların yasalarla düzenlenmiş çalışma ve emeklilik işlemleri çiğnenerek, sosyal bir yara açılmaktadır. Koalisyonun bir yanının bu tür bir uygulama içinde olduğunu görmek bizi çok fazla şaşırtmamıştır. Ancak, sosyal demokrat bir partinin, bu uygulamayı kendi parti politika­ sıyla ne derece bağdaştırdığı merak konusudur. "Benim işçim, benim memurum" sözünden kasıt, bu mu idi?! tşçi ve memur haklarının içinde, işçi ve memurların istekleri dikkate alın­ maksızın zorla emekli edilmeleri de mi vardı? Personel fazlası olması nedeniyle zarar ettiği söylenen bu işletmelerin yıllardır yükünü çe­ ken, 25 yılını, 30 yılını bu kuruluşlara vermiş olan işçileri, memurları emekliye ayırdığınızda, bu kuruluşlar kâra geçecek midir? Bir yandan personel sayısında son derece adaletsiz bir yöntemle azaltmaya giderken, di­ ğer yandan, bu işletmelere yeni personel alınması hangi mantığın ürünüdür? BAŞKAN — Sayın Ertekin, lütfen toparlayın. ^ M. RAUF ERTEKÎN (Devamla) — Toparlıyorum efendim. Değerli arkadaşlar, 25 yılını dolduran, sadece TEK müesseselerinde 600 kadar elemanı, sözde tasarruf amacıyla işten çıkarmak isteyen TEK Genel Müdürlüğü, sadece son altı ayda, sözleşmeli ve işçi olarak 1 000'e yakın sayıda eleman istihdam etmiştir. Bu basit matematiksel gerçek açıkça göstermektedir ki, işveren, tümüyle kötü niyetli ve tümüyle haksızdır. Zarar ettiğini söylediğiniz işletmelerin yönetim kurullarına yerleştirdiğiniz ve yüksek üc­ retler ödediğiniz yandaşlarınızı tasfiye etmeyi de düşünüyor musunuz? Yoksa, bu yönetim ku­ rulu üyelerini bedava mı çalıştırıyorsunuz?! BAŞKAN — Sayın Ertekin, sürenizi çok geçtiniz; size bilhassa rica etmiştim. Lütfen... M. RAUF ERTEKİN (Devamla) — Bitiriyorum efendim. Bu işletmelerde "danışman" adı altında ücret ödediğiniz ve yürümeye mecali olmayan kim­ selerden beklediğiniz verimi alıyor musunuz? Bu kimselerin, ilgili işletmelerin verimliliklerine ne derecede katkıları vardır? Verimlilik ve kârlılık ilkelerini, bu üye ve danışmanlar için de göz önünde bulunduracak mısınız? Yoksa, siz, verimliliği, sadece işçi ve memurdan mı bekliyorsunuz? Tüm bu soruların yanıtlarının ivedilikle verilmesi gerekmektedir. Nitekim, uygulama ne­ ticesinde zorla emekli edilen İskenderun Demir Çelik Fabrikalarının memurları, yasal yollara başvururak, idare mahkemesinden yürütmeyi durdurma kararı almışlardır. Dolayısıyla, mev­ cut uygulama, yargı kararına göre, herhangi bir yasal uygunluk arz etmemektedir. ' " • — 13 —