BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ HABER BÜLTENİ/241 23 ŞUBAT 2015 Bu haftanın konu başlıkları; Koç Holding’de bayrak değişimi Bosch San. ve Tic. A.Ş., Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzaladı Robecosam sürdürülebilirlik sıralamasında Electrolux sektör lideri oldu Siemens, sosyal sorumluluk projesi ve ürünleriyle doğal su kaynaklarının verimli kullanımına ve korumasına dikkat çekiyor Şişecam, Artege Merkezi’ni açtı Milano’ya gidiyor Haber-Röportaj: Samsung Waterwall, dünyada bir ilke imza atıyor Teşvik konulu bilgilendirme: Teknolojik ürün yatırım destek programı KOÇ HOLDİNG’DE BAYRAK DEĞİŞİMİ Koç Holding’te Turgay Durak’ın yerine CEO’luk görevine Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik Genel Müdürü Levent Çakıroğlu geliyor. Çakıroğlu, 31 Mart’ta gerçekleşecek Genel Kurul sonrası CEO’luk görevine başlayacak. Yaklaşık 40 yıldır Koç Holding’te görev yapan Turgay Durak, 2010 yılından bu yana devam ettirdiği Koç Holding CEO’luğu görevini devretmeye hazırlanıyor. Koç Holding’ten yapılan açıklamaya göre Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu dün itibariyle Koç Holding CEO Vekili olarak atandı. Çakıroğlu 31 Mart’ta gerçekleşecek genel kurul sonrasında ise Durak’ın yerine CEO’luk görevine başlayacak. Bu görev değişimi çerçevesinde Arçelik A.Ş. Finansman ve Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Fatih Kemal Ebiçlioğlu, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı görevini üstlenirken; Arçelik A.Ş. Satış (Avrupa, Amerika, Asya, Pasifik) Genel Müdür Yardımcısı Hakan Bulgurlu ise, Arçelik A.Ş. Genel Müdürü olarak atandı. Üç yılda 20 milyar $ yatırım Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, bayrak değişimine ilişkin yaptığı açıklamada Durak’ın 40 yıla yaklaşan görev süresi boyunca Koç Topluluğu’na özveri ve bağlılıkla hizmet ettiğini belirterek şöyle konuştu: “Topluluğumuz, Durak’ın liderliğinde çok önemli başarılara imza attı. Durak, CEO’luğu boyunca da hem şirketlerimizin rekabetçiliği hem de ülkemizin geleceği adına Ar-Ge’ye, inovasyona büyük önem vermiş; globalleşme yolculuğumuzda önemli adımlar atmıştır. Kendisinin CEO’luğu boyunca Topluluğumuz son 3 yılda 20 milyar TL’lik yatırım gerçekleştirmiş ve tarihinin en büyük yatırım dönemini Durak’ın liderliğinde sürdürmüştür.” Satın almalara imza attı Koç, 16 yılı aşkın süredir Levent Çakıroğlu’nun Koç Topluluğu bünyesinde çok önemli görevler üstlendiğine dikkat çekerken, şöyle devam etti: “Çakıroğlu, Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanlığı ve Arçelik Genel Müdürlüğü süresince uluslararası rekabetçiliğimizi artıran çalışmalara imza atarken, topluluğumuzun küresel vizyonuna güç kattı. Arçelik’in yurtiçindeki istikrarlı başarasına ilave olarak uluslararası markaları ile global yolculuğundaki atılımlarını, Güney Afrika’da Defy satınalmasını, Uzakdoğu yatırımlarını başarıyla yürüttü. Levent Çakıroğlu döneminde Beko, Avrupa’da pazar payını en çok artıran beyaz eşya markası olmuş, dünyanın en büyük pazarlarında büyük başarı elde etmiştir.” Gelenek ikinci kez bozuldu Levent Çakıroğlu’nun atamasıyla birlikte Koç’un CEO’luk görevinde otomotiv geleneği 2. kez bozulmuş oldu. Grupta, bugüne kadar Bülent Bulgurlu ve Levent Çakıroğlu dışında tüm CEO’lar otomotivden seçildi. Koç Holding’de, 1994-1998 yılında grubun ilk CEO’su ve Yürütme Kurulu Başkanı olan İnan Kıraç, önce Otoyol ve Tofaş’ta Genel Müdürlük ve daha sonra Tofaş Grubu Koordinatörlüğü yapmıştı. Kıraç’ın ardından Koç, 2 yıl CEO’luk pozisyonundan vazgeçti ve 2000’de ilk kez aile dışından biri olan Temel Atay’ı CEO olarak atadı. Atay da hep otomotiv sektöründe yer BEYSAD 1 BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ HABER BÜLTENİ/241 23 ŞUBAT 2015 aldı. Bülend Özaydınlı ve Turgay durak ise CEO’luğa atanmadan önce Otomotiv Grubu Başkanlığı’nı yürütüyordu. BOSCH SAN. VE TİC. A.Ş., BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KÜRESEL İLKELER SÖZLEŞMESİ’Nİ İMZALADI Bosch San. ve Tic. A.Ş., gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için sorumlu bir vatandaş olarak iş dünyasında ortak bir kalkınma kültürü oluşturmayı amaçlayan Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'ni (United Nations Global Compact) imzaladı. Faaliyet gösterdiği tüm alanlarda toplumun çıkarlarını ön plana koyan Bosch, ürünlerini ve hizmetlerini; insanların güvenliği, kaynakların ekonomik kullanımı ve çevresel sürdürülebilirlik doğrultusunda tasarlıyor. Birleşmiş Milletler (BM) eski Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından açıklanan Küresel İlkeler Sözleşmesi ile evrensel çevre ve sosyal ilkeleri desteklemek amacıyla, şirketlerin, Birleşmiş Milletler'in, işçi sendikalarının ve sivil toplum örgütlerinin bir araya gelmesi amaçlanıyor. Küresel İlkeler Sözleşmesinin On İlkesi: İnsan Hakları: 1.İlke: İş dünyası, uluslararası ilan edilmiş insan haklarına destek olmalı ve saygı göstermeli 2. İlke: İş dünyası, insan hakları ihlallerine fırsat tanımamalı Çalışma Standartları: 3. İlke: İş dünyası, çalışanların örgütlenme özgürlüğünü desteklemeli ve toplu müzakere hakkını etkin biçimde tanımalı 4. İlke: İş dünyası, her türlü zorla ve zorunlu işçi çalıştırılmasını engellemeli 5. İlke: İş dünyası, çocuk işçi çalıştırılmasının önüne geçmeli 6. İlke: İş dünyası, işe alım ve çalışma süreçlerinde ayrımcılığın önüne geçmeli 7. İlke: İş dünyası, çevre sorunlarını önleyici ve çevreyi koruyucu yaklaşımları desteklemeli 8. İlke: İş dünyası, çevreye yönelik sorumluluğu artıracak her türlü faaliyeti ve oluşumu desteklemeli 9. İlke: İş dünyası, Çevre Dostu teknolojilerin gelişmesi ve yaygınlaşmasını desteklemeli Yolsuzlukla Mücadele: 10. İlke: İş dünyası, rüşvet ve haraç dahil her türlü yolsuzlukla mücadele etmeli ROBECOSAM SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK SIRALAMASINDA ELECTROLUX SEKTÖR LİDERİ OLDU Firmaların sürdürülebilirlik performansını ölçen RobecoSAM Yıllık Raporu Dayanıklı Tüketim Ürünleri Kategorisi’nde Electrolux üst üste dördüncü kez sektör lideri olarak yer aldı. RobecoSAM Kurumsal Sürdürülebilirlik Değerlendirmesi’ne dünya çapında önde gelen 3.000’in üzerinde marka davet edildi. 59 farklı sanayi kategorisinde yapılan değerlendirmede her alanın birincisine Endüstri Lideri Ödülü verildi. Dayanıklı Tüketim Ürünleri sınıfında başvuran firmalar arasında birinci sırada yer alan Electrolux aynı zamanda Endüstri Lideri, Altın Sınıf ve Endüstri Öncüsü isimli en önemli üç ödülü kazandı. Endüstri Öncüsü ödülü her kategoride sürdürülebilirlik performansında en fazla ilerlemeyi kaydeden firmaya veriliyor. Electrolux Sürdürülebilirlik Çalışmaları Başkan Yardımcısı Henrik Sundström ödülle ilgili olarak yaptığı açıklamada; "RobecoSAM sürdürülebilirlik alanında dünyanın en geniş çaplı değerlendirmelerinden biri. Bu denli rekabet dolu bir değerlendirmede endüstri lideri olmak bizim için gurur verici. Bu ödül işimizi yaparken sürdürülebilirlik ekseninde ilerlediğimizi teyit etmiş oldu. BEYSAD 2 BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ HABER BÜLTENİ/241 23 ŞUBAT 2015 Bundan sonra da durmaksızın kendimizi geliştireceğiz. Gelecekte sektörümüzde oluşacak gelişmelerle birlikte yine sürdürülebilirlik odağında kalmak için stratejilerimizi güncellemeye devam ediyoruz” dedi. RobecoSAM tarafından yapılan açıklamada, katılan firmaların ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere üç farklı boyutta sürdürülebilirlik performanslarının değerlendirildiği belirtildi. İnovasyon, kalite ve hizmetler ile marka çalışmaları dayanıklı tüketim ürünleri kategorisinde başarılı firmaları belirlemede anahtar rol oynuyor. Açıklamada ayrıca lider firmaların ürün yaşam süreci boyunca çevre ve güvenlik konularını başarılı biçimde yönettiği belirtiliyor. SİEMENS, SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ VE ÜRÜNLERİYLE DOĞAL SU KAYNAKLARININ VERİMLİ KULLANIMINA VE KORUMASINA DİKKAT ÇEKİYOR Siemens 22 Mart Dünya Su Günü’nü ecoPlus felsefesi ve projeleri ile kutluyor. ecoPlus felsefesiyle su tasarrufuna duyarlı çevre dostu ürünler geliştiren Siemens, ürünlerinin yanı sıra Yedi Renkli Göle Yedi Renkli Hayat projesiyle de ülkemiz su kaynaklarının korunmasına destek sağlıyor. Siemens “Ne kadar ihtiyaç, o kadar tüketim” anlayışıyla hayata geçirdiği ecoPlus teknolojisiyle soğutma, yıkama, durulama ve pişirme alanlarının tümünde minimum tüketim, maksimum tasarruf sağlıyor. Siemens enerji verimli ürünler ile, soğutucularda yüzde 78, fırınlarda yüzde 43’, bulaşık makinelerinde yüzde 50, çamaşır makinelerinde yüzde 63, kurutma makinelerinde yüzde 72’lere varan tasarruf sağlıyor. Su tasarrufunda ise bu oran bulaşık makinelerinde yüzde 60’e, çamaşır makinelerinde ise yüzde 31’e varıyor. Enerji verimli ürünler Siemens’in tüm ürün gamına yayılıyor Siemens, enerji ve su verimliliği konusunda farkındalık yaratmak ve evlerde daha çok enerji verimli ürünlerin yer almasını sağlamak amacıyla etkin çalışmalar yürütüyor. Dünyanın ilk akıllı dozaj sistemi i-Dos, Siemens’in bu alanda geliştirdiği teknoloji ve yeniliklere en güzel örneklerden biri. Yeni Siemens WM12Y841TR çamaşır makinesi, i-Dos özelliği ile dikkat çekerken A+++’dan yüzde 30 daha az enerji harcamasıyla da üst düzeyde enerji tasarrufu sunuyor. i-Dos sayesinde makineye sadece bir kez doldurulan konsantre deterjan ile 40 kereye kadar yıkama yapılabiliyor. Makine çamaşırın ağırlığına, kumaş tipine ve kirlilik derecesine göre tam olarak gerekli deterjan miktarına kendisi karar vererek otomatik olarak bu miktarı kullanıyor. Sistem, wfk Araştırma[1] Enstitüsü tarafından yapılan bir çalışmaya göre, su tüketimini yılda 7.062[2] litre kadar azaltarak, doğal kaynakların etkin kullanımı konusunda örnek bir performans sunuyor. Siemens, patentli bir buluş ve dünyada bir ilk olan Zeolit kurutma teknolojili A+++ enerji sınıfından yüzde 10 daha fazla tasarruf sağlayan jetMaticEco bulaşık makineleri ise sadece 7 lt su kullanıyor. Yedi Renkli Göle Yedi Renkli Hayat, Eğirdir Gölü Projesi Siemens Ev Aletleri Dünya Su Günü’nü gerek ecoPlus felsefesi, gerek ürünleri gerekse su kaynaklarının korunmasına destek verdiği projeleri ile kutluyor. ”Ne kadar ihtiyaç o kadar tüketim” fikrinden yola çıkan ecoPlus felsefesiyle su tasarrufu konusunda örnek olabilecek çevre dostu ürünler geliştiren Siemens, özellikle Yedi Renkli Göle Yedi Renkli Hayat projesi ile de dikkat çekiyor. Siemens Ev Aletleri en üst düzeyde enerji ve su tasarrufu sunan ürünleri ile birlikte doğal kaynakların korunmasını sağlamak için düzenlediği projelerle de sürdürülebilirliğe hizmet ediyor. Sunduğu çevreci ürün ve teknolojilerin yanı sıra, hayata geçirdiği projelerle de doğal kaynakların sürdürülebilirliğine destek olan Siemens, 2008 yılının son aylarında WWF- Türkiye ile birlikte, Eğirdir Gölü’nde Yedi Renkli Göle Yedi Renkli Hayat projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında, eğitimlerden bilgilendirici gezilere, turizme yönelik çevre düzenlemelerinden araştırma faaliyetlerine kadar birçok çalışma yürütüldü. Eğirdir Gölü’nün yedi rengini gelecekte de BEYSAD 3 BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ HABER BÜLTENİ/241 23 ŞUBAT 2015 korumasını sağlayacak somut adımlar atıldı. 5 yıl devam eden projede gölün var olan yapısının korunmasının ötesinde bölgede, yöre halkının katılımı ve desteği ile sürdürülebilir bir gelişimin sağlanmasına dair önemli bir kazanım elde edildi. ŞİŞECAM, ARTEGE MERKEZİ’Nİ AÇTI MİLANO’YA GİDİYOR Şişecam iştiraki Trakya Cam bir BEYSAD üyesidir. Şişecam Topluluğu, 40 milyon liralık yatırımla Şişecam Bilim ve Teknoloji Merkezi’ni kurdu Şişecam Topluluğu, 40 milyon TL’lik yatırımla Gebze - Çayırova’da kurduğu Şişecam Bilim ve Teknoloji Merkezi, rakiplerin ve cam sektörü araştırmacılarının büyük ilgisini çekti. Merkez açıldıktan sonra yabancı cam firmaları, şirketler, üniversiteler peş peşe ziyaretler gerçekleşti. Birkaç aydır kapılarını açan merkeze Şişecam’ın rakipleri Ovens Illinois ve PPG’nin yanı sıra SEFPRO, Price Daimler, Ferro, Glaston Horn; ayrıca Fraunhofer Institute, University of Sheffield, Tokyo Institute of Technology, University of Washington, Özyeğin Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İzmir İleri teknoloji Enstitüsü’nden heyetler gönderdi. Şişecam’ın büyük umut bağladığı merkez hakkında bilgi veren Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, “Türkiye’de örneği yok. Avrupa’da sayılı merkezler arasındadır. Bütün büyük camcılarla iletişimdeyiz. Rakipler de bunu söylüyor. Şimdiye kadar dört önemli ziyaret gerçekleşti. Burası Türkiye’nin en büyük ve donanımlı, dünyanın da sayılı Ar-Ge merkezleri arasında yer alıyor” dedi. Yeni pazarlara girmenin ve yeni yatırımların yanı sıra rekabet gücünü üst düzeyde tutmak amacıyla ArTeGe çalışmalarına (Araştırma ve Teknolojik Geliştirme) büyük önem verdiklerini, bu çalışmaları uzun yıllardır kurumsal düzeyde yürüttüklerini belirten Kırman, “Düzcamda bina ve otomobillerde en yüksek kalitede termal, optik ve akustik konforu ve ekonomiyi sunan üretim ve kaplamayı hedefliyoruz. Cam ambalajda kullanılan camı inceltip hafifletme ve mekanik mukavemeti artırmaya yönelik çalışmalarımız var. Cam ev eşyasında inovasyonla estetiği buluşturan ürünler, cam elyafta dokumaya uygun ürünler ve kimyasallarda ise yeni soda ve krom bileşikleri konularına yoğunlaşmış durumdayız. Cama katma değer kazandıran ürünlere kadar cam üretim sürecinin her aşamasında Ar-Ge faaliyeti yürütüyoruz. Şişecam, bunun yanı sıra bugün günde 1000 ton düzcam üretebilen boyutlara ulaşmış olan fırınlarını da yine kendi bilgi birikimi ve tecrübeleriyle tasarlama yeteneğine sahip. Bu yönüyle düzcam, cam ambalaj, cam ev eşyası, cam elyaf ve kimyasallar yelpazesinde yeni ürün ve yeni teknoloji geliştirme açısından ArTeGe yeteneğiyle dünyadaki birkaç şirketten biriyiz. Ar - Ge harcamalarımızın şirket cirosuna oranı yüzde 1’i buldu” dedi. Leed Gold sertifikalı bina Şişecam Araştırma ve Teknolojik Geliştirme Başkanı Prof. Dr. Şener Oktik de 15 bin metrekare alana kurulu ve 9 bin 400 metrekare kapalı alana sahip merkezde cam teknolojilerinin bütün alanlarında ar - ge yapılacağını söyledi. Şişecam’ın Türkiye’de kurumsal Ar-Ge faaliyetlerinin öncülerinden olduğunu vurgulayan Prof. Oktik 1976’da Karaköy Nimet Han’da başlayan Ar- Ge çalışmalarının uzun yıllar Davutpaşa yerleşkesinde devam ettiğini, Temmuz 2014 itibariyle de Çayırova’da kurulan Şişecam Bilim ve Teknoloji Merkezi’ne taşındıklarını anlattı. Şener Oktik, temel araştırmalardan başlayarak laboratuvar ölçekli pilot üretim denemelerine kadar 27 ayrı uzmanlık laboratuvarıyla hizmet veren yeni merkezle ilgili olarak şöyle konuştu: “Temeli Nisan 2013’te atılan merkez, Temmuz 2014’te faaliyet geçti. Merkezimiz LEED GOLD sertifikasıyla yeşil bir bina ve standart bir binaya göre yüzde 39 daha az enerji ve yüzde 85 daha az su tüketiyor. Karbondioksit sensörüyle birim alandaki kişi sayısına göre havalandırma yapıyor. Şişecam bünyesindeki ArTeGe faaliyetleri, Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin yanı sıra yurtiçi ve yurtdışında 11 ‘Bölge Laboratuvarı’nda yürütülüyor. Bunların 5’i Kırklareli Lüleburgaz, Mersin, Bursa Yenişehir, Bilecik ve Eskişehir’de olmak üzere yurtiçinde bulunduğunu; ayrıca yurtdışında da Rusya’da 3 ve Bulgaristan, Gürcistan, Mısır’da da 1’er laboratuvar var. Yurtiçi ve yurtdışında araştırma ve BEYSAD 4 BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ HABER BÜLTENİ/241 23 ŞUBAT 2015 teknolojik geliştirme çalışmaları alanında 225 yetkin uzmanın görev alıyor. Bir yabancı uzman var. İngiltere ve başka ülkelerden yeni uzmanlar kazandırmak üzere görüşmelerimiz var.” Oktik’in verdiği bilgiye göre, cam sektöründe buluşların başka şirketler tarafından kullanılmasından kaçınan şirketler, patent almaktan da kaçınıyor. Şişecam da böyle yapmış. Şimdi bu politika değişiyor. 2014’te 1 adet Avrupa Patent başvurusu, 2 adet Türk Patent başvuru tescillenmiş. 5 adet gerçekleştirilmiş. 8 patent başvurusu için TÜBİTAK 1602 Patent Destek Programı’na başvurularak teşvik alınmış. Cam, veri depolama aracı oluyor, kuvartz cam bilgiyi 10 milyar yıl saklayacak Şişecam Ar - Ge Merkezi’nin başında bulunan Prof. Dr. Şener Oktik, konuşmasında cam sektöründe fütüristik gelecek hakkında da ilginç bilgiler verdi. Oktik’in sunumuna göre kuvartz cam en önemli veri depolama aracı olarak görülüyor. Bir CD’de 850 megabytes, DVD’de 4750 megabytes bilgi depolanabiliyor. Kuvartz camda 3.6 milyon mb bilgi depolanabilecek. Üstelik, diğer saklama araçlarında ısınma halinde veri kaybı yaşanırken, camda bin dereceye kadar böyle bir kayıp olmayacak. Dahası kuvartz cam 10 milyar yıl bilgiyi saklayabilecek. Hithachi, 2015’te deneme üretimlerine başlıyor. Şirket dağılmayan, parçalanmayan cam şişe üretti. Bu sayede cam ambalajlar daha güvenli hale geliyor. Anti-bakteriyel cam süt şişesi ile günlük sütün raftaki ömrü 3 günden 6 güne çıkabilecek. Atermik camlar ile ısı ve ışığı kontrol etmek mümkün olacak. Güneşin ısı ve ışığını kontrol edilmesini sağlayan düz camlarla camın ısı ve ışık geçirgenliği kontrol ediliyor. İlk etapta otomobillerin sunroof’larında kullanılması planlanıyor. Ortamdaki ışığa göre renk değiştiren bardaklar, kadehler, vazolar vb. ev eşyaları daha estetik bir görünüm sunabilecek. “Aksaray’a cam teklifi verdik" Ahmet Kırman, son günlerin çok konuşulan binası Aksaray için cam malzeme teklifi verdiklerini söyledi. Ankara Beştepe’de kurulan ve halen Cumhurbaşkanlığı olarak işlev gören bina için harekete geçtiklerini belirten Kırman, “Biz teklif sunduk, camlarını verelim dedik. Ancak bize ‘Bu konuda alım anlaşması yaptık, aldık’ dediler. Oranın camları ithal edildi. Guardian’dan aldılar” dedi. İlk yurtdışı mağazası açılıyor Şişecam Grubu'na bağlı dört şirket (Soda Sanayi, Trakya Cam, Anadolu Cam ve Paşabahçe) bulunuyor. Paşabahçe’nin 13 ilde 44 mağazası var. Şirket, bugünlerde önemli bir yeniliğin eşiğinde; ilk büyük yurtdışı mağazasını Milano’da açıyor. Ahmet Kırman, “Bu yeni konseptimizdeki ilk mağaza oluyor. Çalışmaları bitmek üzere önümüzdeki aylarda açılışını yapacağız. Buradaki gelişmelere göre başka ülkelere de açmayı düşünüyoruz” dedi. Avrupa’da cam ev eşyasında ikinci, düzcamda üçüncü, cam ambalajda dördüncü büyük üreticisi olan Şişecam, 13 ülkede 44 üretim tesisi ve 150 ülkeye ulaşan satışlarıyla global bir oyuncu. Yurtdışındaki yatırımları 3 milyar dolara ulaşıyor. Toplulukta 8 bin 500’ü yurtdışında olmak üzere toplam 21 bini aşkın kişi çalışıyor. Türkiye, camda 750 milyon dolarlık ithalat yapıyor. Şişecam’ın soda dahil ihracatı 830 milyon dolar. İşlenmiş camda Türkiye’nin toplam ihracatı 1.2 milyar dolar. Bunun yüzde 40’ını Şişecam şirketleri yapıyor. HABER-RÖPORTAJ: SAMSUNG WATERWALL, DÜNYADA BİR İLKE İMZA ATIYOR Dağıtım Kanalı Dergisi’nden alınmıştır. Elektronik alanındaki güçlerini beyaz eşya alanında da kullanarak, tüketicilerin hayatlarını kolaylaştırmayı hedeflediklerini belirten Samsung Electronics Türkiye Beyaz Eşya Ürün Pazarlama Müdürü Burçin Arabul; “160 yıldır aynı şekilde uygulanan geleneksel döner püskürtmeli bulaşık makinelerine meydan okuyan Samsung WaterWall, bu teknoloji ile dünyada bir ilke imza atıyor. WaterWall, geleneksel makinelerde bulunan döner püskürtmeli kol mekanizması yerine, ‘lineer mekanizma’ya sahip. Bu mekanizma sayesinde, dikey su yıkama sistemi, makinenin alt kısmı boyunca hareket ederek, her köşeye düzenli ve yüksek su basıncı sağlıyor” ifadesini kullanıyor. BEYSAD 5 BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ HABER BÜLTENİ/241 23 ŞUBAT 2015 Samsung yeni model bulaşık makinelerinde tüketicilerin ilgisini çekeceğini düşündüğümüz yeni bir teknoloji kullanıyor, bize bu yeni teknolojiden bahseder misiniz? Samsung’un en yeni bulaşık makinesi WaterWall’ın en önemli özelliği, öne ve arkaya hareket edebilen yeni su duvarı teknolojisi. 160 yıldır aynı şekilde uygulanan geleneksel döner püskürtmeli bulaşık makinelerine meydan okuyan Samsung WaterWall, bu teknoloji ile dünyada bir ilke imza atıyor. WaterWall, geleneksel makinelerde bulunan döner püskürtmeli kol mekanizması yerine, ‘lineer mekanizma’ya sahip. Bu mekanizma sayesinde, dikey su yıkama sistemi, makinenin alt kısmı boyunca hareket ederek, her köşeye düzenli ve yüksek su basıncı sağlıyor. Bulaşık makinesinde bir köşeden diğerine güçlü bir su duvarı oluşturduğundan, her seferinde en uzak köşede yer alan bulaşıklara da rahat bir şekilde ulaşılıyor. Böylelikle Waterwall, tüm bulaşıklara nüfuz ederek, teker teker yüksek temizlik performansı ile yıkanmalarını sağlıyor. Bulaşık makinesindeki bu yeni teknolojinin tüketiciye faydaları nelerdir? Söz konusu teknoloji ile makinenin yıkama performansı arttığı için, en yoğun kirli bulaşıklarda dahi tüketicilerin en iyi performansı almasını sağlıyoruz. Ek olarak WaterWall, farklı basınç oranları uygulayarak tüm bulaşıklara nüfuz ediyor. Bu farkı sağlayan ise ürünün Zone Booster özelliği. Waterwall, bu özellik sayesinde, kirlilik dereceleri birbirinden farklı bulaşıkları maksimum performansla eşit oranda temizliyor. Kullanıcılarımız, yoğun kirli bulaşıkları bir tarafa, daha az kirli bulaşıkları ise diğer tarafa koyarak, bu özellikten daha verimli şekilde faydalanabilir. Bulaşık makinası kategorisindeki diğer ürünlerinizden kısaca bahseder misiniz? Bu kategoride birçok farklı ihtiyaca yönelik zengin bir ürün portföyümüz var. Birkaç örnek vermek gerekirse; DW60H700FEA/TR ve DW60H700FEW/TR modellerimizde, güçlü yıkama performansı ön planda. Özellikle, temizlenmesi zor kapaklı cam tencereler ve tavalar, Güçlü Yıkama Alanı’na yerleştirildiğinde, ön yıkama gerekmeksizin, en iyi temizlik performansı elde ediliyor. Yine bu modellerimizde üst rafın yüksekliği, büyük alan kaplayan bulaşıklara daha fazla yer açmak amacıyla ayarlanabiliyor. Bu modellerde öne çıkan bir diğer özellik ise esnek yıkama özelliği. Makine kapasitesinin yarısını veya daha azını dolduran küçük miktardaki yıkamalarda, yalnızca üst veya alt rafı çalıştırmak için yarım yük seçeneği kullanılabiliyor. DW-FN310W ve DW-FN320T kodlu ürünlerimiz ise 12 litrelik su tüketimiyle son derece tasarruflu. Bu ürünlerimiz, yıkama işlemi sırasında su kullanımını en ideal hale getirmek için tasarlandı. Klasik makinelerden 5 litre daha az su kullanarak, 12 litre su ile bulaşıkları en iyi şekilde temizleyen bu modelde, klasik makinelere göre su verimliliğini arttırmak için farklı bir iç tasarıma yer verildi. Türkiye’de bulaşık yıkama alışkanlıkları ile ilgili gerçekleştirdiğiniz araştırmalar var mı? Dönemsel olarak kullanıcı alışkanlıkları özelinde farklı araştırmalar gerçekleştiriyoruz. Dünya genelindeki kullanım alışkanlıklarının yanı sıra, Türk kullanıcıların ihtiyaç ve alışkanlıklarını da sürekli olarak gözlemliyor ve ürünlerimizi bu yönde geliştiriyoruz. Bu araştırmalar bize, tüketicilerin özellikle; kolay kullanım, akılcı tasarım, enerji-su tasarrufu, güvenlik, hijyen ve zamandan tasarruf gibi konularda hassas olduğunu gösteriyor. Kullanıcılarımızın satın alma kararlarını etkileyen tüm faktörleri hassasiyetle gözden geçirerek, gerçek ihtiyaca yönelik ürünler sunmak için çalışıyoruz. Beyaz eşya sektörüne getirdiğiniz yenilikler ve yeni teknolojiler tüketiciler tarafından nasıl karşılanıyor? Ürünlerimizle sunduğumuz yenilikçi teknolojiler, tasarım alanında birçok ödül alırken, kullanıcılardan da büyük ilgi ve kabul görüyor. Yenilikçi ve yüksek kaliteli ürünlerin müşterilerimizde yarattığı memnuniyet de marka imajımızın hızla yukarı çıkmasını sağlıyor. Samsung, sürekli inovasyon yapan; insanların hayat kalitelerini ve deneyimlerini zenginleştirmeyi, yaşamlarını renklendirmeyi hedefleyen bir marka. Bunun yanı sıra, tüketici memnuniyeti kriterleri, BEYSAD 6 BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ HABER BÜLTENİ/241 23 ŞUBAT 2015 beyaz eşya pazarında çok yüksek. Bu kriterleri tüketicilerimize aynı oranda sunmak en önemli başarı faktörlerimiz içinde yer alıyor. Diğer beyaz eşya ürünlerinde ilk defa sizde uygulanan teknolojilerden örnekler verir misiniz? Beyaz Eşya alanında sürekli yatırım yaparak, daha kaliteli ve daha inovatif ürünlerle Türk halkının beğenisini kazanmayı hedefliyoruz. Ürün gamımıza eklenen “Türkiye pazarına uygun yeni buzdolabı serisi” yenilikçi teknolojisiyle kullanıcılarımızdan ilgi gören ürünlerden biri oldu. 10 yıllık garanti ile sunulan yeni buzdolabı serimiz, kompresörlerin performansını büyük ölçüde arttıran Digital Inverter Teknolojisi’ne sahip. Buzdolabının kalbi olan kompresör, sezgisel olarak soğuk hava besleme hızını kontrol ederek daha az enerji harcıyor. Bu şekilde standart buzdolaplarına oranla yüzde 47 daha az enerji harcayan kompresörü, çevreye olan olumsuz etkiyi azaltırken, aynı zamanda tüketicinin tasarruf etmesini de sağlıyor. Samsung’un özel Digital Inverter Teknolojisi, buzdolabının gürültüsünü 39 dB’ye kadar düşürerek bir kütüphane ortamı kadar sessiz çalışmasını sağlıyor. Aynı zamanda voltaj dalgalanmalarına karşı da kendisini koruyor. 2014’de farklı teknolojisiyle öne çıkan bir diğer ürün olan, Crystal Blue çamaşır makinemiz ise 5 inç’lik geniş, renkli tam dokunmatik ekrana sahip. Crystal Blue aynı zamanda, çamaşır yükü ve giysilerin kirlilik derecesine göre, en ideal yıkama programını, sıcaklık, yıkama süresi, durulama ve dönme devir hızını belirleyen 4 algılama teknolojisinden yararlanan “Otomatik İdeal Yıkama” seçeneğini de barındırıyor. Ürün aynı zamanda, çamaşır yıkama süresinin azaltılmasına yardımcı olurken, deterjanı daha hızlı çözerek, giysilere hassas bir şekilde nüfuz etmesini sağlayan benzersiz köpük teknolojisi “Eco Bubble” sayesinde enerji tüketimini de azaltıyor. Geçtiğimiz günlerde Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlama Direktörünüz Hüseyin Erel önümüzdeki 3 yıl içinde pazarda liderliği almayı hedeflediğinizi söyledi, böylesine iddialı bir hedefe ulaşmayı gerçekten mümkün görüyor musunuz? Nasıl? Çok kısa bir süre içinde buzdolabında dünyanın en çok satan markası olduk. Bu hedefe ulaşmayı Türkiye’de de elbette mümkün görüyoruz. Bu doğrultuda Türk tüketicisine özel olarak ürettiğimiz buzdolabı modellerimizle işe başladık. Ülkemizde ise tüketicilerimizin ürünlerimize gösterdiği ilgiden çok memnunuz. 2014 yılında ankastre modellerimizi Türk tüketicisinin beğenisine sunduk. Ankastre 2015’te odaklanacağımız alanların başında geliyor. Beyaz eşya segmentinde yeni ürünlerle pazar payımızı yüzde 10’un üzerine çıkaracağız. 3 yıl içindeki hedefimiz ise pazar lideri olmak. Sadece Türkiye’ye özel bir buzdolabı serimiz var. Yeni ürünlerimizle piyasada daha etkin olacağımızı düşünüyoruz. 2015 itibariyle beyaz eşya satışlarımız, toplam satışlarımızın çok önemli kısmını karşılayacak diye düşünüyoruz. Ek olarak hedefleyemediğimiz bazı ürün segmentleri de bu sene itibariyle ürün gamımızda yer alacak. Geçtiğimiz yıllarla karşılaştırdığımızda en büyük başarılarımızdan biri de kanal ağımızı genişletmek ve mağaza başına düşen tüketici satışlarını arttırmak oldu. Gelecek sene de beyaz eşyada mağaza bazlı tüketici satışları, stok durumu, atıl stok oranı gibi analizlerle doğru mağazada doğru ürün ile yer almak ana amaçlarımız içinde olacak. Bu sayede perakende iş ortaklarımızla birlikte, teşhir maliyetini ortadan kaldırmış olacağız. Doğru ürünlerimiz doğru mağazalarda satışta olacak. 2015 yılında satış sonrası servis ve Samsung mağazacılık alanlarında ne gibi atılımlarınız olacak? Tüketici beklentileri çerçevesinde 2015 yılında satış sonrası servis ve Samsung mağazacılık alanlarında da çok büyük atılımlarımız olacak. Bunun için, Türkiye’den ve dünyadan birçok önemli isimle bu alandaki kadromuzu güçlendirdik. Bugün itibarıyla, müşteri memnuniyet oranımız İstanbul’da yüzde 97 seviyesinde. Bu oranı korumak, diğer illerimizde de yaygınlaştırmak ve daha üst seviyeye taşımak için de hiçbir memnuniyet kriterinden ödün vermeksizin çalışmaya devam ediyoruz. BEYSAD 7 BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ HABER BÜLTENİ/241 23 ŞUBAT 2015 Tüketicinin gözünde “benim markam” olabilmek için ne gibi stratejiler uyguluyorsunuz? Samsung olarak teknolojinin, hayal gücüyle bir araya geldiğinde insanların hayatına anlam kazandırdığına inanıyoruz. Samsung’un teknolojideki bu yaklaşımı, tüketiciye fayda sağlayan yepyeni ürün ve hizmetler olarak geri dönüyor. Samsung, özellikle Ar-Ge alanında çok önemli yatırımlar yapan bir şirket. Bu nedenle de bugün son kullanıcıların ürünlerde görmek istediği tüm teknolojik ve tasarımsal yenilikler ile en yeni ve en ilgi çekici çözümleri, sektöre en hızlı şekilde sunabiliyor. Elektronik alanındaki gücümüzü beyaz eşya alanında da kullanarak, tüketicilerimizin hayatlarını kolaylaştırmak ana hedeflerimiz arasında. Samsung olarak sürekli inovasyon yapan; insanların hayat kalitelerini ve deneyimlerini zenginleştirmeyi, yaşamlarını renklendirmeyi ana hedefimiz olarak gören bir markayız. Samsung Electronics’in gelecek 10 yıl için vizyonu, “Dünyaya İlham Ver, Geleceği Şekillendir.” Samsung‘un bu amaçla geliştirdiği cihazlar, sunduğu çözüm ve teknolojiler, insanların hayata dair yenilikleri keşfetmelerini ve deneyimlemelerini mümkün kılıyor. 2015 için ajandamızın en önemli maddelerinden biri, hatta en önemlisi, tüketici nezdinde “lovemark” olarak konumlanmak. Geleceğe dair hedeflerimizi oluştururken; insanları ve kültürleri derinlemesine anlamaya çalışıyor; büyümeyi, iş gelişimini ve yeni pazar oluşumlarını yönlendiren teknolojinin etkisini her zaman göz önünde bulunduruyoruz. TEŞVİK KONULU BİLGİLENDİRME: TEKNOLOJİK ÜRÜN YATIRIM DESTEK PROGRAMI Tekno Yatırım Programı, Ar-Ge ve Yenilik faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yeni ürün/ürün ticarileştirmesi, ülke ekonomisine katma değer oluşturulması, uluslararası pazarda yer alarak teknolojik ürün ihracatına öncülük edilmesi ve özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelere geleceğe dönük Ar-Ge kültürünün benimsetilmesi amacıyla Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü tarafından uygulamaya konulmuştur. Desteklenecek yatırım türleri Komple yeni yatırım Ürün çeşitlendirmeye yönelik yatırım Konunun ayrıntıları ekteki dosyada bilgilerinize sunulmuştur. Ayrıntılı bilgi almak ve bu konuda çalışma yapmak için BEYSAD paydaşı Ahir Danışmanlık Firması’ndan Pınar Baltürk’e ulaşabilirsiniz. ( [email protected] ) www.beysad.org.tr BEYSAD 8