hayat burnunuzdan gelmesin - Sağlik Ve insan Dergisi İnsan sağlığı

advertisement
sağlığımıziçin
HAYAT
BURNUNUZDAN GELMESİN
Yaşamak için oksijene, onu vücudumuza alabilmek için de sağlıklı bir
buruna ihtiyacımız var. Ancak bazı
hastalıklar ya da çevresel etkenler
nedeniyle gelişen sorunlar, burundan nefes almayı zorlaştırıyor. Bu durum da, vücudun oksijenlenmesini
engellemenin yanında, kişinin yaşam
kalitesini de oldukça olumsuz etkiliyor. Burun, insan sağlığı için büyük
önem taşıyor. Çünkü yaşamak için
gereken en önemli şeylerden biri
oksijen, yani hava. Oksijeni de burnumuz vasıtasıyla alıp ciğerlerimize
dolduruyoruz. Fakat birçok nedenle
insanın nefes alması zorlanabiliyor.
Bunların başında burun tıkanıklıkları geliyor. Çeşitli nedenlerle tıkanan
burun hava kanalları kişiyi ağızdan
nefes almaya zorluyor ki bu da bir
süre sonra rahatsız edici sonuçlara
yol açıyor. Memorial Şişli Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden
Prof. Dr. Sami Katırcıoğlu, ülkemizde
burun tıkanıklıkları dışında kanama
ve travmalara da sıkça rastlandığını
belirterek, bu rahatsızlıklar hakkında
bilgi verdi...
Burun Tıkanıklıkları
Tıkanıklıklar, nefes almanın önündeki
en önemli engellerden birini oluşturuyor. Bu rahatsızlık; nezle, gribal enfeksiyon gibi çeşitli hastalıklara bağlı
olarak burun içindeki mukozanın şişmesi ve ödem yapması sonucu oluşuyor. Burun tıkanıklığı halinde hasta
ağızdan nefes almak zorunda kalıyor.
Ancak hastalık geçtiğinde şişlik ve
ödem kayboluyor, dolayısıyla nefes
alma da normale dönüyor. Bazı tıkanıklıklar genetik ya da travmaya bağlı nedenlerle ortaya çıkıyor. Örneğin,
burun kemiği eğrilikleri... Burnun iki
deliğinin arasında bulunan ve kısmen
kıkırdak, kısmen de kemikten oluşan
bölmenin sağa ya da sola doğru eğriliği, ciddi tıkanıklıklara yol açabiliyor.
Hastaların bu sorundan kurtulması
için cerrahi gereksinimi oluyor.
34
SAĞLIK ve İNSAN / EKİM 2016
Sinüzite Bağlı Olabilir
Burnun orta bölmesinin iki yanında
aldığımız havanın ısıtılması, nemlenmesi ve süzülmesiyle ilgili görev
yapan, halk arasında burun eti olarak
tanımlanan etler bulunuyor. Bunlar
alerjiler, sigara içmek, kötü havalı yerlerde yaşamak ve bulunmak gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak büyüyebiliyor. Böyle durumlarda burnun orta
bölümü düzgün olsa da bu etlerin
şişmesinden kaynaklanan burun tıkanmasına rastlanabiliyor. Söz konusu sorunların tedavisi medikal olarak
yapılabiliyor. Ancak bazı hastalarda
cerrahi ile etlerin küçültülmesi gerekebiliyor. Sonbahar ve kış aylarında
uzun süreli burun tıkanıklığı yaratabilecek hastalıklardan biri de sinüzit.
Bu tablo genellikle uzun süren nezlelerden sonra ortaya çıkıyor. Hastanın
nezlesi iki haftada geçmeyince, kafa
içindeki sinüs boşluklarında enfeksiyonlar oluşuyor. Burun akıntısı sarıyeşil renkte günlerce, bazen haftalarca devam ediyor. Eğer bu tıkanıklıklar
iki-üç hafta arasında tedavi edilir ve
ortadan kaybolursa akut, kronikleşir
ve uzun yıllar devam ederse kronik
sinüzit olarak adlandırılıyor. Kronik
sinüzit genellikle cerrahi yöntemle
tedavi ediliyor.
Burun Kanamaları
Kanın pıhtılaşma faktörleri karaciğerde yapılıyor. Kronik karaciğer
hastalıkları, siroz gibi tablolar ise bu
durumun bozulmasına ve böylece
burun kanamalarına yol açabiliyor.
Bu duruma da ülkemizde sıkça rastlanıyor. Kanamalar; burnun kendine ait
bir hastalık ya da burun dışında, tüm
organizmayı ilgilendiren rahatsızlıklar nedeniyle görülüyor. Türkiye’de
genellikle ikinci türe daha çok rastlanıyor. Bu da en çok hipertansiyon,
yani yüksek tansiyon nedeniyle görülüyor. Ülkemizde çok sayıda hipertansiyon hastası bulunuyor. Bu
hastaların büyük çoğunluğu da kan
sulandırıcı ilaçları kullanıyor. Kalp
hastalarında da aynı soruna rastlanıyor. Bu grup genellikle kilolu, kırmızı
yüzlü, tansiyon problemi olan kişilerden oluşuyor. Kalp hastalarında
burun kanamaları sabaha karşı ya da
sabah saatlerinde görülüyor. Hem
burnundan, hem de ağzından kan
geldiği için hasta bu durum karşısında panikliyor. Acil serviste hastalara
tampon yapılıyor ancak tansiyon düşürülmedikçe bu önlem de pek fazla
sonuç vermiyor. Üstelik bu hastalar
kan sulandırıcı da kullandığından,
hipertansiyona bağlı burun kanamalarının hastane şartlarında tedavi
edilmesi önem taşıyor. Çünkü hastada önemli oranda kan kaybına yol
açabiliyor.
Her Kanama Lösemi İşareti Değil
Burun kanamalarına küçük yaştaki
çocuklarda da sıkça rastlanıyor. Özellikle alerjik bünyeli çocuklar burunlarıyla çok fazla oynuyor, kaşıyor. Bu
yaş grubunda kırılgan olan burun
mukozasına yapılan en ufak temasta
kanamaya neden olabiliyor. Çocukların burunlarında kanama olduğunda
ilk akla gelen lösemi, kan hastalıkları
olsa da bu yaş grubundaki kanamaların aslında çok daha basit nedenlere bağlı olduğu görülüyor. Çok nadir
olsa da sinüs, geniz ya da burun içi
tümörlerinin ilk belirtisi de yine burunda kanama oluyor.
Ameliyat Sonrası Görülebilir
Deviasyon, burun eti küçültme ve
rinoplasti ameliyatlarından sonra da
burun kanamasına rastlanabiliyor. Bu
durumda hastaların erken dönemde
hekime başvurması gerekiyor. Çünkü cerrahi olarak müdahale edilmiş
yerlerde bulunan damarlardan biri
açılmışsa ve önemsenmezse hastada
yoğun kan kaybı, daha sonra da şok
tablosuna varan sonuçlar görülebiliyor.
Burun Travmaları
Prof. Dr. Sami KATIRCIOĞLU
Burun travmaları da ülkemizde sık
rastlanan rahatsızlıklar arasında
yer alıyor. En sık da trafik kazalarına
bağlı olarak ortaya çıkıyor. Travmalar bazen burun kırılması, bazen de
çarpmaya bağlı ve yumuşak doku
zedelenmeleriyle birlikte görülebiliyor. Eğer bu bir fraktür yani kemikte
kırılmayla oluştuysa, erken dönemde
ameliyathane şartlarında kemikler
yerine yerleştirilerek kanama durdurulabiliyor. Bazen de çok ciddi sonuçlar görülebiliyor. İçeride kanama sonucunda bir damar açılır, bağlanmaz
ve kanama durdurulmazsa, hastada
şok tablosuna yol açabilecek ciddi
kan kayıpları görülebiliyor.
Burun Hastalıkları Ağrılı Olmaz
Ülkemizde özellikle baş ağrısı yaşayanların büyük çoğunluğu bunun
burunla ilgili bir rahatsızlığa bağlı olduğunu düşünüyor. Burun hastalıklarının belirtileri arasında genellikle
ağrı yer almıyor. Ancak bu konuda
çok fazla kafa karışıklığı yaşanıyor. sadece 5 kişi Halkımızın büyük çoğunluğu her baş ağrısını sinüzite yoruyor.
Oysa bu hastalığın belirtilerinden
sadece yüzde 5’i baş ağrısı. Yani 100
sinüzit hastasından sadece beşinde
ağrı şikayeti oluşuyor. Oysa sinüzit
ağrılı hastalıklar grubuna girmiyor.
Hastalar baş üzerinde, şakaklarda
ağrı olduğunu ifade etse de sinüzit
ağrısı hastanın yüz, göz, göz altı ve
yanaklarında ortaya çıkıyor. Dolayısıyla travmaları bir kenara ayırırsak,
burun hastalıkları genelde ağrılı hastalıklar grubuna girmiyor.
SAĞLIK ve İNSAN / EKİM 2016
35
Download