tekstil sektörümüz dünyanın 7. büyüğü

advertisement
Dosya: Tekstil
TEKSTİL SEKTÖRÜMÜZ DÜNYANIN 7. BÜYÜĞÜ
■ İş’te Kobi sitesinde Tekstil Sektörü’ne
ilişkin şöyle bir değerlendirme var:
“2011 yılı Temmuz ayında yürürlüğe
giren ek vergi kararı Türk tekstil ve
konfeksiyon üreticileri için adeta bir
milat oldu. Başta Çin olmak üzere
Güney Kore, Hindistan gibi ülkelerden
ithal edilen tekstil ve hazır giyim ürünlerine ek vergi getirilmesi sektöre ivme
kazandırdı. Bu karar sayesinde makine
ve atölye mezarlığına dönen İstanbul,
İzmir, Adana, Bursa, Denizli gibi tekstil
konfeksiyon sanayi ağırlıklı şehirler
yeniden canlandı. İstihdamı da önemli oranda artıran karar ile önceden
ürünlerinin önemli bir bölümünü yurt
dışından tedarik eden ithalatçılar, artan
ithalat maliyetlerine paralel şekilde
yerli üreticilerle daha yoğun şekilde
çalışmaya başladı. Türkiye tekstil ve
hazır giyim sektörü bir bütün olarak
bugün en fazla dış ticaret fazlası veren
sektörlerden biri. İthal tekstil ürünlerine getirilen ek vergiler sayesinde
Türkiye, 2013 yılında tekstil sektörü
tarihinde ilk kez 15 milyar doların
üzerinde dış ticaret fazlası verdi.
Ekim 2014 tarihli Sabah Gazetesi’nin
Özge Yavuz imzalı haberine göre ise;
52
Türkiye’nin lokomotif sektörü tekstil
ve hazır giyim, ithalata getirilen ek
vergiler sayesinde atağa kalktı. Yatırım
ve istihdam katlandı, sektör yarattığı
dış ticaret fazlasıyla cari açığın ilacı
oldu. Türkiye’nin her yerinde yeniden
hayat bulan tezgâhlar artık geleceğini
dokuyor… Türkiye’deki üretimin
canlandırılmasını hedefl eyen ek vergi
kararı, yatırımın da önünü açtı. Ağustos
2011 ile Temmuz 2014 arasında yurdun her yerinde 15.2 milyarı aşan
yatırım gerçekleştirildi. Karar öncesindeki 3 yıllık dönem boyunca verilen teşvik belgesi toplamının sadece 4
milyar dolar olduğu düşünüldüğünde,
yatırımcının yeni dönemdeki iştahının
ne kadar çok kabardığı ortaya çıkıyor.
Yine ek vergi kararı öncesinde tüm
imalat sanayi yatırımları içindeki payı
yüzde 7’lere kadar gerileyen sektör,
karar ertesindeki dönemde bunu yüzde
20’lerin üzerine yükseltmeyi başardı.
Adana, Denizli, Gaziantep gibi geleneksel tekstil şehirlerinin yanı sıra birçok farklı ildeki yatırımlarla tezgâhlar
yeniden canlandı. Geçen yıl Türkiye’de
4 bin 985 adet yatırım teşvik belgesi verildi. Aynı yıl için tekstil ve
ENDÜSTRİ OTOMASYON
hazır giyim sektörünün yatırım teşvik
belgesi sayısı ise 737 adet olarak
gerçekleşti. Bu yılın ilk yarısında ise
sektör 2.6 milyar TL değerinde teşvik
belgesi aldı… Tekstil ve hazır giyim
sektörü kilo başı ihracat değerinde
de üst sıralarda yer alıyor. 2013’te
Türkiye’nin genel ihracattaki birim
değeri 1.5 dolar/kg iken, tekstilde
bu oran 5.1, hazır giyimde ise 18.6
dolar olarak gerçekleşti. Geçen yıl
27.8 milyar dolarlık ihracat yapan sektör, bu dönemde sadece 12.5 milyar
dolarlık ithalat yaparak, 15.3 milyar
dolar dış ticaret fazlası verdi. Türkiye
İhracatçılar Meclisi’nin Ağustos 2014
ihracat rakamları itibarıyla aylık 2.4
milyar dolarlık dış satımıyla tekstil
ve hazır giyim sanayisi bir kez daha
Türkiye ihracat şampiyonu oldu. En
güncel TÜİK rakamlarına göre ise bu
yılın ilk 7 ayında 17.4 milyar dolarlık
ihracat hacmiyle Türkiye’nin genel
ihracatının yüzde 18.6’sını tekstil ve
hazır giyim gerçekleştiriyor. Buna
karşılık, sektörün ithalatı sadece 7.8
milyar dolar. Cari işlem dengesine en
önemli katkıyı yapan sektör, 9.6 milyar
dolar tutarında dış ticaret fazlası verdi.
Dosya: Tekstil
Şimdi de sıra, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nın “Tekstil, Hazırgiyim
Ve Deri Ürünleri Sektörleri Raporu
(2014/2)”de. Rapora göre; Tekstil,
Hazırgiyim ve Deri ürünleri (THD) sektörleri ülkelerin ekonomik kalkınma
süreçlerinde önemli rol oynamıştır.
Gelişmiş ülkelerin 18. yüzyılda
gerçekleştirdikleri
sanayileşme
sürecine katkı sağlayan tekstil ve
hazırgiyim sanayi, bugün gelişmekte
olan ülkelerin ekonomik kalkınmasında
benzer bir rol üstlenmektedir. 2013
yılında üç sektörde dünya ihracatı
904 milyar dolar olarak gerçekleşerek
dünya ticareti içindeki payı %5 olarak
gerçekleşmiştir. Özellikle emek yoğun
sektörler olan hazırgiyim ve deri ürünleri sektörlerinde üretim işçiliğin ucuz
olduğu ülkelere doğru kaymaktadır.
Ancak dünya ticareti incelendiğinde AB
ülkeleri ve ABD halen bu sektörlerde
büyük ihracatçı konumunu sürdürmektedir. Dolayısıyla THD sektörleri için
gelişmiş ülkelerin terk ettiği sektörler
algısı doğru değildir. THD sektörleri
toplam olarak 65 milyar dolar cirosu,
yaklaşık 29 milyar dolar ihracatı ve 1
milyon kişiye sağlamış olduğu (kayıtlı)
istihdamla ülkemizdeki en önemli
sektörlerden biri durumundadır.
Sektörlerin kalite, moda ve tasarım
anlamında bugün ulaştığı nokta
küçümsenemez boyuttadır. Bu hali ile
sektörler, küresel pazarda da bizi ön
sıralara taşımaktadır.
Ülkemiz işgücü, hammadde ve pazarlama faktörleri dikkate alındığında Çin,
Hindistan ve Güney Kore ile birlikte
dünyanın en rekabetçi ülkeleri arasında
yer almaktadır. Ülkemiz dünya tekstil ve hazırgiyim sektörleri toplam
ihracatı içinde ortalama %3,6’lık bir
paya sahiptir. Sermaye yoğun tekstil
sektöründe bölgenin en büyük üretim
kapasiteleri ülkemizde bulunmaktadır.
Ülkemiz dokuma halıda dünya lideri,
havlu ve çorapta dünyanın önde gelen
tedarikçisi ve sektörler açısından
Avrupa’nın en büyük üretim kapasitelerine sahip durumdadır… Dünya
Ticaret Örgütü tarafından 1995 yılında
imzalanan ve 2005 sonrası tekstil
ve hazır giyim ticaretinin tamamen
liberalleşmesini öngören Tekstil ve
Hazır Giyim Anlaşması’nı takiben 2001
yılında Çin’in DTÖ’ye üye olarak bir
anda bu anlaşmaya taraf olması dünya
tekstil, hazırgiyim ve deri ürünleri sektörlerinde yeni bir dönem başlatmıştır.
Böylece 2000’li yılların üretim merkezi
olan Çin, ithalatçı ve yatırımcı kimliğini
bu dönemde kazanmaya başlarken,
Bangladeş ve Vietnam gibi ülkeler,
gerek üretim maliyetlerinin düşük
olmasının etkisiyle, gerekse önemli
ithalatçı ülkelerle imzaladığı tercihli ticaret anlaşmaları ve düzenlemeleri vasıtasıyla önemli üreticiler ve
ihracatçılar haline gelmişlerdir…
Türkiye 2013 yılında dünya tekstil
ihracatında %3,5’lik pay ile 7’nci,
hazırgiyim ihracatında %3,7’lik pay
ile 7’nci büyük ihracatçı konumunda yer almıştır... Tekstil sektörü,
hazırgiyim sektörünün tedarik zinciri
altında yer alan geniş kapsamlı üretim yelpazesine sahiptir. Elyaf, iplik,
örme/dokuma kumaş, keçe ve tufting yüzeylerin dahil olduğu dokusuz
yüzeyler, ev tekstili ürünleri, halılar,
bunların yanında ağ, ip, tekstil kablo,
taşıyıcı tekstil bandı, branda, koruyucu bez, fi ltre, paraşüt, fren bezi gibi
teknik kullanıma yönelik ürünler tekstil sektöründe yer almaktadır. Türk
Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu
(GTİP)’nun 50-60 arası fasılları ve 63
fasıl grubunun bir kısmı bu grupta
değerlendirilmektedir…
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Küresel eğilimler incelendiğinde, her üç
sektörde standart basit ürünlerin üretiminin sanayileşmekte olan ülkelere
bırakıldığı, yüksek katma değerli
moda-marka ürünlerle, üstün nitelikli
teknik tekstillerin üretiminin gelişmiş
ülkelerce yapıldığı görülmektedir.
Türkiye’de ise bir yandan yurtdışında
güçlü marka imajı olan firmalara üretim
yapılmakta diğer yandan markalaşma,
pazarlama ve stratejiye her geçen gün
daha fazla önem verilmektedir. Yüksek
teknolojiye yönelik üretim çalışmaları
yapılmakta, teknik ve fonksiyonel
tekstilde yaşanan gelişmelerle sektör
tasarım, moda ve üretimin dışında
yeni alanlara taşınmaktadır. Teknik
tekstiller alanında; halat, çuval gibi
konvansiyonel ürünlerin yanında, asıl
katma değeri sağlayan ileri teknoloji
ürünler önem kazanmaktadır. Teknik
kullanımın iletken tekstiller, sağlıkta
kullanılan antimikrobiyel tekstiller,
tıbbi tekstiller gibi pek çok alanda
yaygınlaştığı görülmektedir. Tıbbi
alanda tekstil malzemelerinden yapay
organ yapımı da en dikkat çeken
gelişmelerdendir. Ayrıca teknik tekstillerin araçlarda, inşaatlarda yalıtım
malzemesi olarak, nemden koruyucu
sıva malzemesi olarak kullanımına
da sıklıkla rastlanmaktadır. TÜBİTAK
tarafından desteklenen projelerde ise
askeri amaçlı kullanıma yönelik tekstillerin (mikrodalga frekansındaki
radara yakalanmayan tekstil gibi)
yer aldığı teknik tekstillere yönelik
ciddi çalışmaların gerçekleştirildiği
görülmektedir. Son yıllarda tekstilde
geri dönüşüm oldukça popüler hale
gelmiştir. Gelişmiş ülkelerde atık malzeme, ikincil hammadde olarak görülmekte, ekolojik ve ekonomik sebepler
geri dönüşümü zorunlu kılmaktadır.
Ülkemizde kullanılmış pamuğun
53
Dosya: Tekstil
geri dönüşümü ve pet şişelerden
polyester iplik üretimi Uşak’ta
gerçekleştirilmektedir. Dünyada tüketici talepleri doğrultusunda çevre dostu
tekstillerin üretimine yönelik yenilikçi
projeler sürdürülebilirliğin sağlanması
adına ön plana çıkmıştır. Son yıllarda
sürdürülebilir tekstil üretimi (STeP)
kavramı üretimde ülkemizde de üzerinde durulan önemli bir kavramdır.
Soya liflerinden ve mısır dekstrozunun
fermantasyonuyla elde edilen lifl erden
üretilmiş kumaşlar kullanılmaya
başlanmıştır. Sektörlerin Alt Sektörleri
ve Etkileşim Halinde Olduğu Diğer
Sektörler: Tekstil, hazırgiyim ve deri
ürünleri sektörleri moda kavramıyla
tüketiciye ulaşan ürünlerden oluşarak
birbiriyle yakın ilişkiler içindedir.
Özellikle tekstil sektörü hazırgiyim sektörünün tedarik zincirinde yer alarak
bu sektörün bir parçası halini almıştır.
Her iki sektör zaman zaman tekstil
sektörü olarak da tek isim altında
değerlendirilmektedir. Tekstil ve
hazırgiyim birlikte değerlendirildiğinde
elyaftan başlayarak mamul giysi veya
kullanım eşyasına kadar oldukça uzun
bir üretim zincirine sahiptir. Her iki
sektör genel itibariyle iplik, dokuma,
örme, dokusuz yüzey, boya-terbiye,
hazırgiyim ve konfeksiyon alt sektörlerinden oluşmaktadır. Tekstil sektörü
pamuk, yün gibi ihtiyaç duyulan doğal
elyafl ar nedeniyle tarım ve hayvancılık
sektörü, yapay elyaflar nedeniyle petrokimya sanayii ile etkileşim halindedir.
Boya-terbiye kimyasalları açısından
kimya sanayii ile etkileşen sektörler,
hazırgiyim ve konfeksiyonda aksesuar
sanayii ile iç içedir. Ayrıca bu sektörler
otomotivden, inşaata, ağır sanayiden
tıbba kadar pek çok sektörle teknik
açıdan ilişki içindedir. Her üç sektörün
ne üreteceğini belirleyen ve ürünlerin
54
tüketiciyle buluşma noktasında etkili
olan perakende ve mağazacılık bu üç
sektörün tedarik zincirinin son halkaları
olup sektörlerde katma değerin en
yüksek olduğu alanlardır. Bu alanların
kontrolü ise güçlü lojistik sektörü ile
sağlanmaktadır. Ülkemizin coğrafi
konumu nedeniyle sağladığı avantajlar
lojistik sektörünün de güçlenmesine
katkı sağlamaktadır. Dünyanın önde
gelen tekstil ve hazırgiyim üreticisi
olan ülkemiz bu avantajını yeni nesil
üretim teknolojilerine ve makinelere
yaptığı yatırımlarla sağlamaktadır. Bu
sebeple makine sektörü ile yakın ilişki
halinde olan sektör yaptığı yatırımları
maalesef ithalatla sağlamaktadır. 2012
yılında 10,51 milyon iğlik küresel
kısa elyaf-pamuk tipi eğirme makineleri sevkiyatının %4,2’si (441 bin
iğ) Türkiye’ye yapılmıştır. Bu rakam
2013 yılında 570 bin iğdir. 2012’de
uzun elyaf-yün tipi eğirme makinelerinde ise Türkiye 60.300 iğ ile en
büyük yatırımcıdır (küresel ticaretin
%41’i). 2012 yılında üçüncü büyük
alıcı olduğu open-end makinelerinde Türkiye 2013 yılında 443.500
rotorluk küresel yatırımın %6,4’ünü
gerçekleştirmiştir. 2012‘de polyester
elyaf çekimli tekstüre makinelerinde
Türkiye 17.000 iğ ile küresel yatırımın
%2,4’ünü yapmaktadır. Türkiye’nin
2012 yılı mekiksiz dokuma makinesi
sevkiyatından aldığı pay 2.570 tezgâh
ile %3’tür. 2013 yılında ise 4. büyük
alıcı olan Türkiye 3.010 tezgâh satın
almıştır. Türkiye 2013 yılında 1,489
geniş en yuvarlak örme makinesi
yatırımı gerçekleştirmiştir. Yine 2013
yılında dünyada 35.183 elektronik
düz örme makinesi yatırımında, 2.791
makine ile Türkiye 3. büyük yatırımcı
durumundadır. Sektörlerin Bölgesel
Yapısı ve Kümelenmeler: Sektörlerde
ENDÜSTRİ OTOMASYON
faaliyet gösteren işletmeler İstanbul
başta olmak üzere Marmara Bölgesi,
Ege Bölgesi, Güney ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerinde kümelenmiş
durumdadır. 2013 yılında ülkemizde üretilen pamuğun %42’si
Şanlıurfa’da üretilmiştir. İplik üretimi
Kahramanmaraş, İstanbul, Adıyaman,
Gaziantep, Bursa gibi illerde yoğun
olarak yapılırken, Denizli’de havlu, bornoz, ev tekstili imalatı, Uşak’ta iplik,
battaniye, geri dönüşüm, Çorlu ve
Çerkezköy’de terbiye, Adana’da pamuklu dokuma ve terbiye, Gaziantep’te
polipropilen, dokusuz yüzey, makine
halıcılığı, İstanbul’da konfeksiyon ve
örme üretimi ön plana çıkmaktadır.
2012 yılında yayımlanan son teşvik
mevzuatına göre emek yoğun THD
sektörlerinin özellikle 6. bölgeye doğru
genişlemesi hedeflenmektedir. 6’ncı
bölgede Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi
Odası ile İTKİB önderliğinde Şanlıurfa
İkinci Organize Sanayi Bölgesi içinde,
sektörel bazda bir kümelenmeyi
destekleyen Hazır Giyim Organize
Sanayi Bölgesi (HOSAB) projesi hayata
geçirilmiştir. Diğer yandan yine 6’ncı
bölgede yer alan Diyarbakır’da bir tekstil kent oluşturma planı mevcuttur.
Sektörlerin Kapasite Kullanımı, İşyeri
Sayısı ve İstihdamı: 2008-2009 krizinde düşme eğilimi kapasite kullanım
oranlarına (KKO) da yansırken, krizden
sonraki dönemde KKO’da genel bir
toparlanma gözlenmektedir. 2013
yılında imalat sanayi ortalama KKO’su
bir önceki yıla oranla artarak %74,6’ya
ulaşmıştır. Tekstil sektöründe yaşanan
artışla birlikte %79,3 seviyelerine çıkılmış, hazırgiyim sektöründe
ise ciddi bir değişim yaşanmamış,
deri ürünleri sektöründe performans
kaybı görülmüştür. THD sektörlerinde kayıtlı toplam işyeri sayısı 2012
Dosya: Tekstil
yılında 57.715 fi rma iken 2013 yılında
59.659 fi rmaya yükseldiği görülmektedir. Sektörlerde faaliyet gösteren
işletmelerin birçoğu mikro, küçük ve
orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ)
sınıfındadır. 2013 yılı SGK kayıtlarına
göre 12.484.113 sigortalı çalışan
arasında 3.476.261’i imalat sanayinde
kayıtlı olup, bunlardan 441.357 kişi
tekstil imalatında (18.434 firmada),
477.139 kişi hazırgiyim imalatında
(34.338 fi rmada), 65.813 kişi ise deri
ürünleri imalatında (6.887 firmada)
istihdam edilmektedir.
Buna karşılık sektörlerde kayıt dışılık
dikkate alındığında, 2-2,5 milyon
civarında kişinin çalıştığı tahmin
edilmektedir. Sektörlerin emek yoğun
yapısı ve küresel düzeyde işçilik
maliyetlerinde yaşanan yoğun rekabet
kayıtdışı istihdamın önünü açmaktadır.
Kayıtdışı çalışmalar ve yan sanayi ile
birlikte THD sektörlerinin tüm sektörler içindeki toplam istihdam oranının
%10’u geçtiği tahmin edilmektedir.
Tekstil sektöründe en fazla istihdam;
büyük ölçekli işyerlerinde sağlanırken,
hazırgiyim sektöründe ve deri ürünleri
sektörlerinde küçük ölçekli işyerleri
tarafından sağlanmaktadır. TÜİK verilerine göre her üç sektörde istihdam
artışı devam etmektedir. Sektörlerin
Üretim Endeksi, Cirosu ve Katma
Değeri: 2008-2009 krizinde üretimde
yaşanan düşüş sonrası, 2010 yılından
itibaren dikkate değer bir toparlanma
görülmektedir. Ancak her üç sektör de
2013 yılı ortalama imalat sanayi üretim endeksi olan %117,7’nin altında
kalmıştır. 2009 yılından sonra kaydedilen cirolarda dikkat çekici bir artış
söz konusudur. İhracata dayalı üretim
yapılan THD sektörlerinde gözlenen
ciro artışının en önemli sebeplerinden
biri Dolar ve Avronun TL karşısında
değerlenmesi olarak gösterilebilir.
2013 yılında da sektör cirolarında
artışın devam ettiği görülmektedir.
2012 yılı TÜİK katma değer (faktör
maliyeti) verilerine göre; imalat sanayinde üretilen katma değer, toplam
ülkede üretilen katma değerin %
34’ünü oluşturmakta, THD sektörlerinin ürettiği katma değer imalat
sanayi katma değerinin % 17,7’sine,
toplam ülke katma değerinin %
5,9’una tekabül etmektedir. Üç sektör
birlikte değerlendirildiğinde ülkemizde
en çok katma değer yaratan sektör
olması dikkate değerdir. 2009 yılı krizinden sonra THD sektörlerinden elde
edilen katma değer imalat sanayii
ortalamasının üzerinde bir artış
göstermiştir. Sektörlerin Ar-Ge
Faaliyetleri: Türkiye’de 2002 yılından
bu yana Ar-Ge harcamaları 4,4 kat
artmıştır. 2023 hedeflerinde ise GSYİH
içinde Ar-Ge harcaması payı; Avrupa
2020 Stratejisi hedeflerinde olduğu
gibi %3 olarak belirlenmiştir. 2013 yılı
verilerine göre Türkiye imalat sanayi
Ar-Ge harcamaları içinde tekstil,
hazırgiyim ve deri ürünleri sektörlerinin payı %4 olarak gerçekleşmiştir
ENDÜSTRİ OTOMASYON
(BSTB,2013). OECD ülkelerinde tekstil, hazırgiyim, deri ürünleri sektöründe üretim içinde Ar-Ge
harcamalarının payı % 0,3 iken
Türkiye’de bu rakam % 0, 07 olarak
ortalamanın
çok
altında
gerçekleşmektedir. İmalat sanayinde
çalışan Ar-Ge personelinin %2,65’i
tekstilde, %0,68’i hazırgiyimde ve
%0,14’ü deri ürünleri sektöründe
çalışmaktadır. Sektörlerin kayıtlı istihdam oranları dikkate alındığında Ar-Ge
personeli çalışma oranı düşük
kalmaktadır. Sektörlerde Ar-Ge faaliyetleri daha çok nano-teknoloji ile
üretilmiş üstün performanslı ürünler,
fonksiyonel tasarımlar, ekonomik
çevreci yaklaşımlar, farklı kullanım
sahalarına yönelik gelişmiş teknik tekstiller ve geri-dönüştürülmüş ürünler
gibi
konular
üzerinde
yoğunlaşmaktadır.
Bakanlığımız
kayıtlarına göre 2014 yılı itibariyle,
5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme
Faaliyetlerinin
Desteklenmesi
Hakkında Kanun kapsamında muafi yetlerden yararlanan 163 A-rGe
merkezinin 7’si tekstil sektöründe, 1’i
deri ürünleri sektöründe faaliyet göstermektedir. Yine 4691 sayılı Teknoloji
Geliştirme
Bölgeleri
Kanunu
kapsamında faal olan 34 adet teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyet
gösteren 1859 firmanın 5’i tekstil sektöründe yer almaktadır. Sektörlerin
Dış Ticareti: Tekstil ve hazırgiyim sektörleri verdiği dış ticaret fazlası ile
55
Dosya: Tekstil
ihracatta ülkemizin mihenk taşlarından
birini oluşturmaktadır. Ancak sektörlerin
yüksek
kapasitesini
karşılayamayan ara malı arzı sebebiyle, girdiler açısından sektörlerde dış
ticaret açığı oluşmaktadır. Türkiye tekstil ve hazırgiyim ihracatına bağlı hammadde ihtiyacını karşılamaya yönelik
tekstil aramalı ithalatı sebebiyle dünya
tekstil ithalatında ön sıralarda yer
almıştır. Diğer yandan 15.09.2011
tarih ve 28055 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan 2011/2203 sayılı İthalat
Rejimi Kararına Ek Karar ile
hazırgiyimde %17 - %30 arasında,
kumaşta %11-%20 arasında ilave
gümrük vergisi konmasıyla ve dünyadaki gelişmeleri müteakip 2012 yılında
tekstil ithalatında önemli düşüşler
kaydedilmiştir. 2013 yılında özellikle
pamuk ithalatında yaşanan artış
nedeniyle bir önceki yıla oranla toplam
tekstil ithalatı artmıştır. 2013 yılında
bir önceki yıla oranla %9,2 artış
gösteren tekstil sektörü ihracatı 12,76
milyar dolar düzeyindedir. Lif, iplik ve
kumaş toplam ihracatı 2012 yılındaki
6,8 milyar dolar seviyelerinden 2013
yılında 7,3 milyar dolara yükselmiş, ev
tekstili, yer kaplamaları, teknik eşya ve
etiket/tül toplam ihracatı ise 4,9 milyar
dolardan
5,5
milyar
dolara
yükselmiştir. 2013 yılında ürün bazlı
ihracat
ve
ithalat
rakamları
karşılaştırıldığında, dış ticaret dengesi
pozitif yönde olan ürünler sırasıyla; ev
56
tekstili ürünleri, halılar, örme mensucat, suni-sentetik mensucat, pamuklu
mensucat
ve
etiket/tül/teknik
eşyalardır. Türkiye son yıllarda halı
ihracatında dünyada ilk sıralara doğru
yol almış, halıya yaptığı yatırımlarla
dünyanın en yeni makine parkuruna
sahip olmuştur. 2013 yılında halı ve
yer kaplamalarında dünyanın en büyük
2’nci halı ihracatçısı ve dokuma halıda
dünyanın en büyük tedarikçisi konumunu devam ettirmektedir. 2013
yılında 14,2 milyar dolar olan dünya
halı ve yer kaplamaları ihracatında
Türkiye; 2,2 milyar dolar ile %15,4
paya sahiptir. Türkiye, Avrupa’nın en
büyük nevresim üreten fabrikasına
sahiptir. Ev tekstilinde brode ve gipür
üretimi için kurulan makine parkı,
dünyanın en büyük makine parkıdır.
Türkiye aynı zamanda havlu konusunda dünyanın ilk 4 tedarikçisinden biridir. 2013 yılında 27,3 milyar dolar olan
dünya örme mensucat ihracatında
Türkiye; 1,7 milyar dolar ile %6,2 paya
sahiptir. 2013 yılında sektörde pamuk
elyaf ve ipliği ile suni-sentetik elyaf ve
ipliği en önemli ithalat kalemleridir.
Pamuk ithalatımız 1,69 milyar dolarla
tekstil sektörü ithalatımızın %17,5’ini,
sunisentetik elyaf ithalatımız 1,14
milyar
dolarla
%11,75’ini
oluşturmuştur. Yünde de 103 milyon
dolarlık dış ticaret açığı mevcuttur.
Tekstil iplikleri dış ticaret açığımız 1,3
milyar dolar düzeyindedir. Ham
ENDÜSTRİ OTOMASYON
pamukta 2010/2011 ve 2011/2012
sezonlarında miktar bazında Çin ve
Bangladeş’ten sonra 3. büyük ithalatçı
durumunda olan Türkiye, 2012/2013
sezonunda 2. büyük ithalatçıdır.
Türkiye’nin en büyük pamuk ve yapay
elyaf ithalatçıları arasında yer almasının
sebeplerinden biri, dünya tekstil ve
hazırgiyim sektörlerinde önde gelen
üreticiler arasında yer almasıdır.
Tekstil
ihracatımızda
Rusya
Federasyonu ve Almanya, hazırgiyim
ihracatımızda Almanya ve İngiltere, en
önemli ihraç pazarlarımızdır. Türkiye
AB’nin Çin’den sonra en büyük
hazırgiyim tedarikçisidir. Ağırlıklı
olarak AB ülkelerine yönelik ihracat
gerçekleştirildiği, ithalatta ise ağırlıkla
Asya ülkelerinin (Çin) yer aldığı görülmektedir.
Dünya
konjonktürü
değişmekte ve buna paralel olarak da
dünya ticareti yön bulmaktadır.
Sektörlerin 2014–2023 Projeksiyonu:
Dünya Ticaret Örgütü tarafından 1995
yılında kabul edilen Tekstil ve
Hazırgiyim Anlaşması gereği ticaret
kotalarının kaldırılması 2005 yılı
başında uygulamaya geçmiş, bunun
sonucu olarak uluslararası pazarlarda
kıyasıya rekabetin yaşandığı yeni bir
dönem başlamıştır. Bu dönem özellikle
Türk Tekstil ve Hazırgiyim Sektörleri
üzerinde
önemli
sonuçlar
doğurmuştur. 2013 yılında uygulamaya giren Onuncu Kalkınma Planı’nda
yer alan “İmalat Sanayiinde Dönüşüm”
Dosya: Tekstil
başlığı altında; “Tekstil, hazır giyim ve
deri sektörlerinin müşteri odaklı, hız ve
esnekliği ile üretici özelliklerini
geliştiren, tasarım, koleksiyon ve
marka yaratabilen, yenilikçi, çevreye
duyarlı, pazarlama ve üretim
kanallarında etkin olan bir yapıya
dönüşümü desteklenecektir.” hususu
ifade edilmektedir. Cumhuriyetin
yüzüncü yılı olan 2023 yılı için ülkemizin toplam 500 milyar ihracat hedefi
bulunmaktadır. Küresel konjonktüre
göre sektörler tarafından güncellenen
2023 ihracat hedefleri tekstilde (halı ve
konfeksiyon hariç) 20 milyar dolar,
halıda 3,5 milyar dolar, hazırgiyimde
(konfeksiyon dahil) 52 milyar dolar ve
deri ürünlerinde ise 4,5 milyar dolar
olarak belirlenmiştir… Son Dönemde
Sektörlere İlişkin Türkiye ve Dünyadaki
Gelişmeler: İhracat ağırlıklı üretimini
sürdüren THD sektörleri her zamanki
gibi yine ticari ilişki içerisinde olduğu
ülkelerdeki iç gelişmelerden etkilenmeye devam etmektedir. 2014 yılının
başından bu yana AB tarafında özellikle en büyük ticari ortaklarımızdan
Almanya ve İngiltere’de ekonomik
anlamda nispeten olumlu gelişmeler
sektörlere de olumlu yansımıştır.
Özellikle çevremizde diğer ticari
ortaklarımızda yaşanan iç çatışmalar
ve olumsuz gelişmeler hedefi n tekrar
AB ülkelerine doğru kaymasına sebep
olmuştur. Yılın başında Ukrayna’da
yaşanan iç çatışma ve krizin bir tarafı
olan Rusya’nın da ekonomik olarak
negatif etkilenmesi Türkiye’yle ihracatı
da olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde
ülkemizin tekstil ve deri ürünleri sektörlerindeki en büyük pazarı durumundaki Rusya’ya ihracat kaybı %20’lerin
üzerinde olmuştur. Bu gelişmelerden
yine önemli pazarlarımızdan olan
Ukrayna pazarında da benzer
doğrultuda kayıplar yaşanmıştır. Diğer
yandan Suriye iç savaşı sürmekteyken,
yine önemli bir ticari ortağımız Irak’ta
Haziran ayında birden ortaya çıkan
olaylar ve siyasi belirsizlik bölgedeki
ticaretimizi olumsuz etkilemekte ve bu
bölgeyle ticaret yapan işadamlarını
diğer pazarlara yönlendirmektedir.
Tekstil ve hazırgiyim sektörünün en
değerli girdilerinden pamuk üretimi
son dönemde tekrar düşüşe geçmiştir.
Mazot ve gübre fiyatları sürekli
artarken işçi bulmada güçlük çeken
pamuk çiftçisi zor durumda
kalmaktadır. Bununla birlikte 2014 yılı
hava şartlarından dolayı pamuk ekiminde yaşanan gecikmeler çiftçiye
olumsuz
yansımakta,
dünya
piyasalarında pamuk fiyatlarındaki
düşüşle birlikte ülkemizde çiftçinin
parasal
beklentileri
karşılanamamaktadır. Bu durumda
ekim için çiftçiler alternatif ürünlere
yönelmekte, bu durum müteakip
dönemde sektörü olumsuz etkilemektedir. Hindistan’dan sonra ikinci büyük
organik pamuk üreticisi olan
Türkiye’de, Güneydoğu Anadolu
Bölgesi ve Ege Bölgesi, organik pamuk
ENDÜSTRİ OTOMASYON
üretiminde ön plana çıkmaktadır.
Dünya geneline yayılmış büyük
hazırgiyim perakende zincirlerinin
mağazalarında organik ürünler yer
almaya başlamıştır. Ülkemiz organik
kütlü pamuk üretimi 2012 yılında 31
bin ton, 2013 yılında 20,6 bin tondur.
Diğer bir konu olan 6. bölgede hedeflenen yeni kümelere yönelik son 5 aylık
yatırımlar incelendiğinde ise; 2014
yılının ilk yarısında 6. bölgede tekstil
ve hazırgiyim sektörüne yönelik 128
milyon TL’lik 27 adet ve deri sektörüne
yönelik 1,7 milyon TL’lik 1 adet yatırım
teşvik belgesi düzenlenmiştir.
Ocak ayında imzalanan Türkiye-İran
Tercihli Ticaret Anlaşması ile İran’ın,
hazırgiyim ve ev tekstili gibi birçok
sanayi ürününde Türkiye’ye tarife indirimi sağlaması kararlaştırılmıştır. Diğer
yandan Nisan ayında dolar ve avroda
yaşanan dalgalanmalar azalarak bir
miktar da olsa sektörü rahatlatmıştır.
Ancak ABD Merkez Bankası’nın (FED)
tahvil alımları programının 2014
Ekim ayında sona ermesiyle piyasalarda dolar arzında sıkışma meydana getireceği beklentisi mevcuttur.
Bunun sonucunda dolar kurlarında
beklenen artış, ülkemiz gibi cari açığı
olan ülkeler için tehlike arz etmektedir.
Bu sebeple ihracatçı firmaların kur
riski, hammadde maliyetleri, faiz ve
kredi koşulları hususlarında yaşanacak
olumsuz gelişmelerden etkilenmesinden endişe duyulmaktadır.
57
Download