Danışma Meclisi B : 145 7 . 9 1982 O : 2 ğince, bunları hem

advertisement
Danışma Meclisi
B : 145
7.9
1982
O:2
Sayın Başka-
ğince, bunları hem memur, hem de işçi statüsüne da­
hil etmek mümkündür.
NECMETTİN NARLIOĞLU
nım, sayın arkadaşlarım;
Ayrıca, her birimizde «işçi» imajı ise başka baş­
kadır. Konuyu, bütün kurumlarımız Anayasadaki bu
hükme ters olarak ele almışlardır; Yargıtay karar­
ları, Danıştay kararları, Anayasa Mahkemesi karar­
larında olduğu gibi.
Gerçekten Sayın Kantarcıoğlu'nun dediği gibi,
madde, 1961 Anayasasından çok daha iyi bir şek'lde düzenlenmiş durumda. Yalnız benim üzerinde
durduğum bir konu ikinci fıkradır.
Bu anlaşmazlıklar, değişik yargı kararlarıyla çö­
zümlenmeye çalışılmıştır. Böyle bir durumun yara­
tılmaması için, maddedeki «memurlar ve diğer kamu
görevlileri, işçi niteliğini taşımayan diğer kamu gö­
revlileri» deyimleri yerine «kamu hizmeti görevli­
leri» deyiminin kullanılmasını arz ve teklif etmek­
teyim.
Durumu takdir ve tensiplerinize arz eder, saygı­
lar sunarım. (Alkışlar)
BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Kantarcı­
oğlu.
Sayın Kantarcıoğlu'nun önergesi üzerinde söz al­
mak isteyen başka üyemiz var mı?.. Yok,
Komisyonun görüşünü rica ediyorum.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ
FEYYAZ GÖLCÜKLÜ — Sayın Başkanım, Kan­
tarcıoğlu arkadaşımız bu maddeden «memurlar» de­
yiminin çıkarılıp, «kamu hizmeti görevlileri» ibares'nin konulmasını teklif ediyor. Biz, «memurlar» de­
yimini kullandık. Yerleşmiş; alışılmış bir tabir ol­
duğu, karışıklıklara yol açmaması sebebiyle bu ke­
limenin muhafazasını arzu ediyoruz.
İkinci husus; işçi niteliği taşımayan d'ğer kamu
görevlilerinin nitelikleri.
Bunun çıkarılmasının da fazla bir netice doğu­
racağı görüşünde değiliz. Bu sebeple arkadaşımızın
önerges'ne katılamıyoruz.
BAŞKAN — Sayın üyeler, Sayın Kantarcıoğlu'­
nun önergesine Komisyon katılmıyor.
Dikkate alınmasını oylarınıza sunuyorum : Dik­
kate alınmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Dikkate alınması kabul edilmiştir.
SELÇUK KANTARCIOĞLU — Çok teşekkür
ederim. Türkiye'de işçi - memur meseles' halledilmiş­
tir.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ
FEYYAZ GÖLCÜKLÜ — Zannetmiyorum.
BAŞKAN — Sayın üyeler, şimdi Sayın Narlıoğlu'nun önergesine geçiyorum.
Sayın Narlıoğlu açıklama yapacak mısınız?.. Bu­
yurun.
1961 Anayasasında «Devletin ve diğer kamu tü­
zelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmek­
le yükümlü olduğu görevler, memurlar el'yle görü­
lür.» deniliyordu. Çok iyi hatırlanacak; hemen he­
men bütün arkadaşlarım bilirler, bu maddedeki kı­
sım, ikinci fıkraya hemen hemen aynen alınmış; fa­
kat sonuna, «kanunun gösterdiği istisnalar dışında»
diye bir tabir get'rilmiş. Ben buna katılıyorum. Yal­
nız, Devlet, «Ben şu görevi yapacağım» dediği za­
man, bu görev kamu görevidir. Bunun, aslî ve sürek­
li olması aranmıştır. İşte bütün ayırım da buradan
doğmuştur. 20 yıldır bunun üzerinde bir sonuca va­
rılamamıştır. Bakıyorsunuz; aynı odada üç kişi var
biri işçid'r, işçi statüsündedir, biri memur statüsünde­
dir, memur 15 bin lira alır, hemen yanındaki kişi
aynı işi gördüğü halde, işçidir, 40 bin lira alır.
Ş'mdi, bu durumu düzeltmek için, kamu görevi­
nin öylece kabulü lazım. Yani, bir kamu görevi ola­
cak; bu, hem aslî, hem de sürekli olacak. İşte bunun
sının yok; bulunamamıştır; şöyle bulunamamıştır.
Bu, Meclisin bütün komisyonlarında görüşüldü; hat­
ta Anayasa Komisyonunda da görüşüldü ve bir so­
nuca bağlanamadı. Deniliyor ki; «Kamu görevidir,
aslîdir ama sürekli değ'ldir; kamu görevidir, sürek­
lidir ama aslî değildir.»
Bunların sınırı hiçbir zaman çizüememiştir, Me­
sela deniliyor ki, «baraj süreksizdir. Aslî görevdir;
fakat süreksizdir.» Oysa düşünülmüyor ki, devlet
onun arkasından 10, 15, 20 baraj daha yapacak ve
devlet durduğu sürece bu barajlar yapılacak. Bu bir
misal. Onun için, bu «aslî ve sürekli» kelimeleri 1961
Anayasasına nereden geldi büm'yorum ama, bu Dev­
letin başına bir dert açmıştır ve memur - işçi ayırı­
mını, Sayın Kantarcıoğlu'nun
dediği gibi, (Sayın
Kantarcıoğlu'nun teklifine ben de oy verdim ama)
o teklif ile bunun halled'lebiceğini ben zannetmiyo­
rum; çünkü o da bunu aynen benimsemiştir.
Şimdi, bu iki kelime kalkarsa ne olur? Hiçbir
mahzuru olmaz; ama şu olur : Memur memurluğu­
nu, işçi işçiliğini bilir. Yani, memurun göreceği iş­
ler memur tarafından görülür, işçinin göreceği işler
de işçi tarafından görülür.
— 712 —
Download