İlgili Kanun/md:

advertisement
Yargıtay Kararları
İlgili Kanun / Madde
4857 S.İşK/2,17-28
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No. 2010/30244
Karar No. 2010/24328
Tarihi: 20.09.2010
ASIL İŞLERİ BELEDİYENİN EN BÜYÜK
HİSSEDARI OLDUĞU ALT İŞVERENE VERMESİ
İŞÇİNİN İHALEDE YAZILI İŞLERİN DIŞINDA
İŞLERDE DE ÇALIŞTIRILMIŞ OLMASI
ALT İŞVERENİN BELİRLİ BİR ORGANİZASYONA
UZMANLIĞA
VE
HUKUKİ
BAĞIMSIZLIĞA SAHİP OLMAMASI
İŞÇİ TEMİNİNE ARACILIK
ALT İŞVEREN ASIL İŞVEREN İLİŞKİSİ
OLARAK NİTELENDİRLEMEYECEĞİ
ÖZETİ: Davalı şirketin Belediye Başkanlığı’nın asıl
işlerinden olan ve 5393 sayılı yasa uyarınca verilebilen
temizlik işini ihale ile aldığı, bu şekilde asıl alt işveren
ilişkisinin kurulduğu anlaşılmaktadır. Ancak temizlik
işini alan şirket dava dışı Trabzon Belediye Başkanlığı
tarafından kurulmuştur. En büyük hissedarı belediye
olup, şirket yönetiminde belediye çalışanları
bulunmaktadır. Davacı ise üstlenilen temizlik işi
dışında çalıştırılmıştır. Temizlik
işi
dışında
belediyenin diğer işlerinde çalıştırılan davacı işçi,
temizlik işinin ihale edileceği ve davalı şirketin
üstlendiği işin bitimine 2 gün kala temizlik işinde
görevlendirilmiş, temizlik hizmeti ihalesini başka bir
taşeronun alması üzerine de, yeni taşeronda çalışmayı
kabul etmeyen davacı işçinin iş sözleşmesi
feshedilmiştir. Davacı işçi üstlenilen hizmet dışında
asıl veya yardımcı başka işte çalıştırıldığı gibi davalı
467
Yargıtay Kararları
şirketin diğer Belediye tarafından yönetilmesi nedeni
ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için belirli bir
organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa
sahip olmadığı, Belediye Başkanlığı için hizmet yerine
işçi teminine aracılık ettiği, bu anlamda davalı ile dava
dışı Belediye başkanlığı arasında asıl alt işveren
ilişkisinin unsurlarının bulunmadığı sabittir. Davacı
işçi
başlangıçtan
itibaren
davalı
Belediye
Başkanlığı'nın işçisi ve bir vekil aracılığı ile dava
açmadığı dikkate alınarak husumette yanıldığı kabul
edilmeli, dava dilekçesi asıl işveren Belediye
Başkanlığı'na tebliğ edilerek ve davaya dâhil edilerek
sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde
davanın gerçek işveren olmayan davalı şirket hakkında
kabulü hatalıdır
DAVA: Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini
Belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava
dosyası için Tetkik Hâkimi B.Kar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra
dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı Trabzon Belediyesi Trabel Şirketi işçisi olarak Park Bahçeler
Müdürlüğünde çalıştığını, 2009/12. ayında Trabzon Belediye Başkanlığınca
sözleşmesinin fesih edildiğini, daha sonra tarafına bundan sonra Teknik Atık işinde
çalışacağının bildirildiğini, kendisinin o işyerinde hiçbir güvencesi olmadığından
bunu kabul etmediğini, Belediye İş Sendikasına kayıtlı olduğundan Hizmet İş'e
geçiş yapacaklarını ve bundan sonra işten çıkarılmayacaklarının kendilerine
söylendiğini, kendilerinin de Hizmet Iş'e geçtiklerini, daha sonra güvence
verilmesine rağmen iki ay sonra çalışmış olduğu işten çıkarıldığını, Trabzon
Belediyesi Trabel Şirketinde sözleşmeli olarak çalıştığını, sözleşmesinin bittiği gün iş
akdine son verilmesinin kendisini mağdur ettiğini belirterek, 4857 sayılı İş
Kanunu'nun 18-21. Maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar
verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, şirketin davacının işine devam edebilmesi için hizmet
alımı ihalesini kazanan bir başka firma ile görüşmeler yaparak davacı ve onun
durumunda olan diğer kişilere ihaleyi alan firmaya müracaat etmeleri durumunda
işe devam edebileceklerinin bildirildiğini, ancak davacının müracaat etmediğini,
şirket ile yapılan sözleşmede işçilerin hangi birimde çalışacaklarının yer almadığını,
468
Yargıtay Kararları
şirketin taahhüt ettiği tüm hizmet alanlarında çalışmayı kabul ettiğini, davacı ile
sözleşme yapılmadığı için onun yürüttüğü işleri yapmak üzere yerine yeni işçi alımı
yapılmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı Trabel şirketinin Trabzon Belediyesinde hizmet alım
ihaleleri ile iş alıp işçi çalıştırdığı, davacının davalı Trabel şirketinin ihale ile iş aldığı
Trabzon Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü nezdinde fiilen Bahçıvan olarak
çalıştığı, 29.12.2009 tarihi itibariyle davalı Trabel şirketi tarafından geçici olarak
Temizlik işleri müdürlüğü emrinde görevlendirildiği, 01.01.2010 tarihinden itibaren
temizlik ihalesini davalı Trabel şirketinin alamaması üzerine 31.12.2009 tarihi
itibariyle şirket tarafından davacının iş akdinin sona erdirilerek davacıya gönderilen
31.12.2009 tarihli yazı ile 3 gün içinde ihaleyi yeni alan şirkete müracaat etmesi
gerektiği bildirildiği, davalı işverenin işçinin işine ihtiyaç kalmadığını, işine son
verirken feshin son çare olma ilkesine uyulduğunu ve son olarak işine son verilecek
işçilerin seçiminde objektif seçim kriterlerine uyulduğunu ispat edemediği gerekçesi
ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6-7 maddesi uyarınca "Bir işverenden, işyerinde
yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir
bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren
işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte
çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt
işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile
ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş
sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene
birlikte açılması halinde ve asıl alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığı ve yasal
unsurlarını taşıdığı takdirde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt
işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt
işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde, sözleşmede taraf sıfat bulunmadığından,
işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemez. Asıl işverenin işe iade kararı
soması işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından
kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre
ücretinden yukarda belirtilen hüküm nedeni ile alt işverenle birlikte sorumluluğu
vardır. Asıl alt işveren ilişkisinin muvazaalı olması veya bu ilişkinin yasal unsurlarını
taşımaması halinde, asıl işveren başlangıçtan itibaren işçinin işvereni olup, feshin
geçersizliği ve işe iade ile bağlı bulunan boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama
tazminatından asıl işverenin doğrudan sorumlu tutulması gerekir. Böyle bir tespit
halinde alt işverenin işçi açısından işverenlik sıfatı bulunmamaktadır.
Asıl alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp
taşımadığının belirlenmesinde;
469
Yargıtay Kararları
Biri asıl diğeri hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş
organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığının,
Alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp
çalıştırılmadıklarının,
Alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya
hizmet üretimine ilişkin asıl işin yardımcı işlerinden olup olmadığının, alt işverene
verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren
bir iş olup olmadığının,
Alt işverende daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığının,
Alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığının,
İstihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığının,
Alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle
görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığının,
Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal
yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığının,
Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş
sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını
kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve
irdelenmesi gerekir.
Alt işveren işçilerinin bir kısmının, üstlenilen hizmet dışında asıl veya
yardımcı başka işte çalıştırılmaları, asıl-alt işveren arasındaki sözleşmeyi muvazaalı
hale getirmez. Sadece başka işte çalıştırılan işçi açısında asıl alt işveren ilişkisinin
unsurlarının bulmadığı kabul edilmelidir.
Bir alt işveren, bir asıl işverenden sözleşme ile üstlendiği mal veya hizmet
üretimi için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip
değilse, kısaca üretim ya da hizmet sunumuna ilişkin ekonomik faaliyetin bağımsız
yönetimini üstlenmemişse asıl işveren alt işveren ilişkisinden çok olayda, asıl
işverene işçi temini söz konusu olacaktır.
5393 sayılı Belediyeler Kanunu'nun 67. maddesi ile Belediyeler ve bağlı
kuruluşlar asıl işlerini de 6. fıkradaki sınırlamalar olmaksızın alt işverenlere
verebileceği düzenlenmiştir. 67. maddedeki hüküm uyarınca temizlik işleri, park
bahçe işleri, bakım ve onarım, toplu ve taşıma işleri belediyenin asli işlerinden
olmasına rağmen, işletmenin veya işin gereği teknolojik nedenlerle uzmanlık
gerektiren iş olup olmadığına bakılmaksızın üçüncü kişilere gördürülmesi mümkün
kılınarak İş Kanunu'nun 2'nci maddesine istisna getirilmiştir. Belediyeler
Kanunu'nun 67'nci maddesi uyarınca bir işin belediye tarafından alt işverene
verilmesi, muvazaa iddialarının araştırılmasına engel teşkil etmez. Söz konusu
hükümde sayılan işlerin alt işverene verilmesine dayanılarak iş sözleşmesinin feshi,
muvazaa iddiasının ispatı hâlinde geçersiz olacaktır.
470
Yargıtay Kararları
Dosya içeriğine göre davalı şirketin Belediye Başkanlığı 'nm asıl işlerinden
olan ve 5393 sayılı yasa uyarınca verilebilen temizlik işini ihale ile aldığı, bu şekilde
asıl alt işveren ilişkisinin kurulduğu anlaşılmaktadır. Ancak temizlik işini alan şirket
dava dışı Trabzon Belediye Başkanlığı tarafından kurulmuştur. En büyük hissedarı
belediye olup, şirket yönetiminde belediye çalışanları bulunmaktadır. Davacı ise
üstlenilen temizlik işi dışında çalıştırılmıştır. Temizlik işi dışında belediyenin diğer
işlerinde çalıştırılan davacı işçi, temizlik işinin ihale edileceği ve davalı şirketin
üstlendiği işin bitimine 2 gün kala temizlik işinde görevlendirilmiş, temizlik hizmeti
ihalesini başka bir taşeronun alması üzerine de, yeni taşeronda çalışmayı kabul
etmeyen davacı işçinin iş sözleşmesi feshedilmiştir. Davacı işçi üstlenilen hizmet
dışında asıl veya yardımcı başka işte çalıştırıldığı gibi davalı şirketin diğer Belediye
tarafından yönetilmesi nedeni ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için belirli bir
organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip olmadığı, Belediye
Başkanlığı için hizmet yerine işçi teminine aracılık ettiği, bu anlamda davalı ile dava
dışı Belediye başkanlığı arasında asıl alt işveren ilişkisinin unsurlarının bulunmadığı
sabittir. Davacı işçi başlangıçtan itibaren davalı Belediye Başkanlığı'nın işçisi ve bir
vekil aracılığı ile dava açmadığı dikkate alınarak husumette yanıldığı kabul edilmeli,
dava dilekçesi asıl işveren Belediye Başkanlığı'na tebliğ edilerek ve davaya dâhil
edilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde davanın gerçek işveren
olmayan davalı şirket hakkında kabulü hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/09/2010 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
471
Download