iBADET OLARAK KURBANlN HÜKMÜ

advertisement
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 42 (1, 2)
EKEV AKADEMi DERÇİSİ Yıl: 7 Sayı: 14 (Kış ~003) - - - - - - - 75
MALİ BİR iBADET OLARAK KURBANlN HÜKMÜ
H. İbrahim ACAR (*)
ÖZET
Kurban, insanı Allah'a yakınlaştıran ve gerek fert gerekse toplum açısından çeşitli
yararlar taşıyan mali bir ibadettir. İslam Dini, kurbanı takva belirtisi olarak, ilahi emirleri yerine getirmek ve kullarına ihsan ettiği nimetiere şükretmek gibi maksatlarla emretmiştir.
Kruban, imkanı olanlar tarafindan mutlaka yerine getirilmesi gereken bir ibadettir.
Bu bakımdan kurban yerine kıymetini sadaka olarak fakiriere vermek caiz değildir. Nitekim Hz. Peygamber toplum içerisinde birçok fakir bulunmasına rağmen hiçbir zaman
kurban kesmeyi terk etmemiş ve kurban yerine fakiriere sadaka vermeyi emretmemiştir.
Kurban kesmekle miikellef olanlar fakiriere hem bayramda kurban etinin dağıtarak
hem de diğer zamanlarda yardım ederek toplumsal dayanışmaya katkı sağlamalıdır.
Anahtar Kelimeler: Kurban, Toplumsal barış, Sadaka, ibadet, Fakir.
Place of Sacrifice as Duty With Financial Aspects in Islam
ABSTRACT
Sacrijicing is a duty with financial aspects, enabling believers to attain the affinity
of God and containing many benefits to both individiuals and the society. Islam preseribes the duty of sacrificing as an indication of devoutness of believers who whould perform it in order to obey the God's orders and to show their thankfulness to God's blessing.
Duty of sacrificing is obligatory for the financially capable believers. Therefore, it is
not allowed to donate the price of the sacrifice animal to the poor instead of slaughtering the animaL Indeed, the Prophet never quitted the duty of sacrificing and never ordained believers to donate its price to the needy although there were many poor people
in the community.
Believers who are obliged to perform this duty should contribute to social solidarity
by donating the meat of the sacr{ficed animal to the needy and poor during the feast and
helping them at other times as well.
·
Key Words: Sacrifice, Social solidarity, Donation, Duty, Poor.
*) Doç. Dr..';'\tatürk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
/.
-1
İslam Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi .
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 43 (1, 1)
76 /Doç. Dr. H İbrahim ACAR------EKEV AKADEMİ DERCİSİ
GİRİŞ
Fıkhın ana konulanndan biri olan ve dinin arneli hükümlerinin en başında yer· alan
ibadetler klasik fıkıh kitaplannda genellikle namaz, oruç, zekat, hac ve kurban şeklinde
sıralanmaktadır!. Bu ibadetlerden pamaz ve oruç bedeni ibadetler, zekat ve kurban ise
mali ibadetler şeklinde nitelendirilebilir. Çünkü ibadet yükümlülüğün şartlanndan birisi
bedeni ibadetlerde beden sağlığı, mali ibadetl~rde ise zenginliktir. Hac ibadeti ise bu açı­
dan hem bed)!n sağlığını hem de zenginliği gerekli kılmaktadır. Çalışmamızın konusu ve
sosyal yardımlaşma alanında İslam 'ın getirdiği önemli esaslardan biri olan kurban, ifade ettiğimiz gibi mali ibadetlerden biri olup, bu ibadetin yerine getirilebilmesi için kişi­
nin mali güce sahip olması gerekir.
ınsanlık tarihi boyunca inançtan dolayı kurban.takdirninde bulunmak, şekil ve gaye
yönünden aralannda farklılıklar bulunmakla birlikte, hemen hemen bütün dinlerde ortak
unsur olarak devam etmiş, inançlar ve ibadetler devam ettiği müddetçe bundan sonra da
devam edecektir. Fakat çeşitli devir ve yerlerde ilahi düşüncenin yerini insani düşünce
ve tatbikatlar almış, bunun sonucu olarak da tarih boyunca her millet inancına göre nazannda kıymetli olan bir şeyi uluhiyet adına kurban etmiştir2.
Kur'an "Ey Muhammed! Onlara Adem'in iki oğlunun kıssasını doğru olarak anlat:
ikisi birer kurbwı swımuşlur, birinilıki kabul edilmiş, diğainin ki kabul edilmemişti. Kabul edilmeyen "And olsun seni öldüreceğim" deyince kardeşi: "Allah ancak sakınanla­
rın takdimesini kabul eder" demişti"3 mealindeki ayetle kurban olayının Hz. Adem'in
çocuklanyla birlikte başladığını haber vermektedif4. Ayettekabul edildiği bildirilen kurban Habil' e ait olan bir koç, kabul edilmeyen ise Kabil' e ait olan ekindiS. Kabil, sunduğunun kabul edilmemesi üzerine kıskançlık yüzünden kurbanı kabul edilen kardeşi Habil'i öldürdürmüştür. Bu ·olay Kur'an'da şöyle ifade edilmektedir. "Bunun üzerine kardeşini öldürmekte nefsine uydu ve onu öldürerek zarara uğrayanlardan oldu. "6
Hacc suresi 34. ayette de "Her ümmet için Allah 'ın kendilerine rızık olarak verdiği
üzerlerine O'nun adını anarak kurban kesmeyi meşru /aldık"
buyrularak Hz. İbrahim7 zamanından itibaren ilahi dinlerin hepsinde kurban hükmünün
konulduğuna işaret edilmektedir.
kurbanlık·lıayvanların
1) Bazan bu ibadetlere nik:Th ve cihad da ilave edilmektedir.
2) Geniş bilgi için bkz, İbn Al-Kalbi, Putlar Kitabı, Türkçeye Çeviren, Beyza Düşüngen, Ankara, 1969,
s. 27-52; Hilmi Ömer, "Sami Dinlerde Kurbanın Mahiyeti ve Faaliyeti", Daru'l-Fünun Ilahiyat Fakültesi Mecmuası, İstanbul, 1928, Sene, II, Sayı,VIII, s. 28-49; Feyizli , Hasan Tahsin, Islam'da ve
Diğer İnanç Sistemlerinde Oruç- Kurban, İstanbul, 1988, s. 59-123.
3) ei-Maide, 5/27.
4) İbn Abbas, İbn Ömer ve diğer bazı alimiere göre ayette zikredilen "Adem'in iki oğlu" ile kastedilen
Habil ile Kabil'dir. (Kurtubi, Ebu Abdiilah Muhammed b. Ahmed el-Ensari, el-Cami' li Ahkami'lKur'an, Mısır, 1987, \'1, 133)
5) Kurtubi, a.g.e., VI, 133-134.
6) el-Maide, 5/ 30; Aynca bkz. Tekvin, 4/ 2-5.
7) "Ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik" mealindeki Saffat suresi 107. ayet ile Hz. İsmail'in
yerine babası Hz. İbrahim'e bir koçun Allah tarafından kurban olarak verildiği ifade edilmektedir.
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 43 (1, 2)
MALİ BİR İBADET OLARAK KURBANIN
HÜKMÜ-------
77
Geçmiş
dönemlerde ·bir ihtiyacın giderilmesi ümidiyle insanın iHihına yaklaşması
için yaptığı bir hediyeden ibaret olan kurban, yahudi dininde temel ibadetlerden biri olup
günahlardan temizlenme olarakkabul edilmektedir. Bazan bu kurbanlar, hem Allah'a
hamdin en somut ve gelişmiş şekli hem de daha önce kendilerine yapılan bir yardımı itiraf için oluyorduB.
Kur'an'da, Hz. Mus(nın tevhit inancını yerleştirrnek için sığır cinsinden ne yaşlı ne
de genç, kusursuz, alacası olmayan, parlak sarı renkli bir hayvanı boğazlamasını kavmine tavsiye ettiği ve bu emir karşısında Yahudiler'in takındıkları tavırlar anlatılır9. Tevrat'ta da konuyla ilgili benzer bilgilerden bahsedilrnektedirıo.
Yahudiler, özellikle eskiden kurban ibadetine büyük önem verilirdi. Bir yahudi mezhebi olan Ferisiler'de kurban ibadeti büyük önemi haizdi. Bundan dolayı kurbanın yerine getirilebilmesi için gerektiğinde ana-baba bile zaruri ihtiyaçlarından kendilerini mahrum edebilirlerdi ll.
Yahudilerde Kefffaı:et kurbanı, insan kurbanı12, yakma kurbanı, yemekli kurban,
adak kurbanı, başlangıç kurbanı, şükür kurbanı gibi kurban çeşitleri olmakla birliktel3
onların en meşhur kurban çeşidi Fısıh kurbanı'dır. Fısıh, yahudiler'in Mısır'dan çıkışını
sembolize etmek üzere Nisan ayında yedi gün süreyle kutlanılan bir bayrarndırl4. Bu
bayramda bir kuzunun kurban olarak kesilip yenilmesi adettir. Fısıh kurbanı bir yaşmda
kuzu veya oğlak olacaktır. Bu kurban diğer kurbanların aksine ailevi bir rnahiyet taşıdı­
ğından aile reisince kesilmesi gerekir. Bu kurbanın kanı evin kapısına ve eşiğine serpiliriS.
Bununla birlikte Yahudiler ilk zamanlarında tanndan gelen cezaları hafifletmek amacıyla veya yeni bir ev kurduklarında insanları kurban ederlerdi. Nitekim Yeftah kızını
Yehova için kurban etmek amacıyla bağaziayıp yakmıştır. Bu adet onların parçalanma
zamanına kadar uzun süre devarn etmiştir16. Yine yahudiler çocuklarını ateşten geçirrnek suretiyle onları kurban etmişler ancak bu uygularnayı durdurmak için Hz. Musa mücadele verrniştirl7.
8) · Feyizli , a.g.e., s. 91.
9) Bkz. el-Bakara, 2/67-72; Daryal, Ali Murat, Kurban Kesmenin Psikolojik Temelleri, İstanbul, 1994,
s. 331.
.
10) Bkz. Sayılar, 19/1-10.
11) Cilaci, Osman, "İlahi Dinlerde Kurban", Diyanet Dergisi, Ankara, 1979, C.XVIII, S.S, s.280, Daryal,a.g.e., s. 331.
12) Hakimlerden Jephthah Arnınon oğullannı yenerek zafer kazandıktan sonra kendisini karşılamak
amacıyla evinin kapısından çıkacak olan kimseyi tanoya yilkılan takdim e-olarak adamıştı. Onu kar~
şılamak üzere kızı çıkınca ona iki ay süre vermiş ve onu boğazladıktan sonra yakarak adağını yerine getirmişti. (Hakimler, 11/ 29-40)
13) Levililer, 8/18-21; 9/2-3, 12-15; Çıkış, 29/18, 24, 41; Sayı1ar, 15/3-4, 23-27; li.Samuel,l5/7-12;
Mezmurlar, 50/23; 107/22.
14) Levililer, 23/ 5-8.
15) Çıkış, 12/ 3-22; Feyizli, a.g.e., s. 94.
16) Hakimlırr, 11/29-40; Levili ler, 27/28-29; Feyizli, a.g.e., s. 91-92.
17) Levililer{ 18/21.
'
/.
-1
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 44 (1, 1)
78 /Doç. Dr. H. İbrahim ACAR------EKEV AKADEMİ DERCİSİ
Hınstiyanlıkta ise genel manada kurban "verilen sözün turulmadığı anlarda günah iş~
lemiş sayılmamak için Allah' a karşı bir şey yapmaya söz vermek" şeklinde telakki edil-
miştirl 8 .
Diğer taraftan Hıristiyarilıkta ki kurban inancının temelinde Hz. İsa 'nın haç üzerinde
can verişi 19 meselesi çok önemli yer tutar. Bilindiği gibi "Hıristiyanlığa göre Hz. İsa, Hz.
Adem 'in cennetten çıkanlmasİ sonucu yüklenmiş olduğu ve insanoğlunun asli günalıma
karşı babası tarafından haç üzerinde feda edilmiştir. Böylece O'nun ruhunu teslimedişi
bütün insanlığın geçmiş büyük günahianna keffaret sayılmış, bütün insanlan günahtan
kurtarmış ve bu inanışla kurban telakkisi hristiyanlıkta özel bir anlam kazanrnıştır20.
Hristiyanlara göre kurban çeşitlerinden biri21 Mukaddes Kurbandır Mukaddes Kurban, kendi inanışianna göre "Hz. İsa'nın Haç'a gerilmesini anmak ve devam ettirmek
için mihrap üzerinde ekmek ve şarap şekilleri altında papazlann eliyle kan dökülmeden
timsali bir tarzda kurban olarak Hz. İsa'nın Peder Allah'a sunulmasıdır."22
I- İSLAM HUKUKUNDA KURBAN
Kurban kelimesi mastar olarak "yaklaşmak", isim olarak ise "kendisiyle Allah'a yaklaşılan şey" anlamına gelir23.
Terim anlamı ise, Kurban bayramının belirli muayyen günlerinde kurban olarak kesilmesi uygun olan hayvanın usulüne uygun olarak Allah'ın rahmetine yakıniaşmak için
ibadet niyeti ile kesilmesidir24. Mü'minler dinin şeairinden kabul edilen kurban kesmekle Allah'a yakınlaşır, O'nun nzası ve mağfiretine nail olur ve halisane ibadet ettiklerini
gösterirler.
İslam dininde bir çok kurban çeşitleri bulunmaktadır. Bunlan, kurban bayramında
kesilen kurban (udhiyye), akika kurbanı, adak kurbanı, şükür kurbanı, kurban günlerinde hacda kesilen hedy ve ceza kurbanı olarak sıralamak mümkündür. Biz bu çalışmamız­
da kurban bayramında kesilen kurban konusuna temas edeceğiz.
18)
19)
20)
21)
22)
23)
24)
s. 291.
2. Mektup, 4/ 6; Efesoslulara Mektup, 5/ 2; ihranilere Mektup, 9/ 27-28; Filipililere
Mektup, 2/17.
Cilacı, a.g.e., s. 291; Feyizli, a.g.e., s. 114; Bardakoğlu, Ali, Ilmihal (Islam ve Toplum), T.D.V. İs­
lam Araştırmalan Merkezi, İstanbul, 1999, II, 1.
Diğer kurban çeşitleri Keffaret ve Adak kurbanlandır.
Cilacı, Osman, "İlahi Dinlerde Kurban", Diyanet Dergisi, Ankara, 1979, C, XVIII, S. 6, s. 363; Feyizli,a.g.e., s. 117.
İbn Manzur, Cemalüddin Muhammed b. Mükerrem el-Ensari, Lisanu '1-Arab, Beyrut, 1990, I, 664;
İbrahim Mustafa veArkadaşlan, ei-Mu'cemu'I-Vasit, İstanbul, tsz, II, 729.
Şiıiizi, Ebi İshak İbrahim b. Ali b. Yusuf el-Feyruzabadi, el-Mühezzeb fi Fıkhi Mezhebi'i-Imam eş­
Şafii; Mı~ır, tsz, I, 237; Mevsıli, Abdullah b. Mahmud b. Mevdud b. Mahmud, el-Ihtiyar li Ta 'lili'lMuhtar, Istanbul, tsz, VI, 16; Zeyla'i, Cemaluddin Ebi Muhammed Abdullah b. Yusuf, Tebyinu'lHakaik Şerhu Kenzi'd-Dekaik, Beyrut, tsz, VI; 2;Bilmen, Ö. Nasuhi, Büyük Islam İlmihali, İstan­
bul, 1990, s. 415.
Cilacı,
a.g.m.,
Tımoteosa
------~--------·-
-~:c
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 44 (1, 2)
MALİ BİR İBADET
OLARAK KURBANIN HÜKMÜ;__ _ _ _ _ __
79
Kur'an da daha önce de ifade ettiğimiz gibi kurbanın tarihi ile ilgili olarakMaide suresi 27 ve Saffat suresi 107. ayetler bulunmaktadır. Maide suresi 27. ayette Hz. Adem'in
iki çocuğunun Allah' a kurban sunduldan ve bu kurbanlardan birinin kabul edildiği diğe­
rinin ise kabul edilmediğinden, diğer ayette de Hz. İsmail'in yerine babası Hz. İbrahim'e
Allah tarafından bir koç gönderildiğİnden bahsedilmektedir. Hz. Peygamber'den önceki
semavi dinlerin hükümleri olarak bahsedilen kurban kesme ile ilgili bu hüküm müslümanlar hakkında da geçerlidir. Çünkü Hz. Adem'in çocukları ile ile ilgili olarak zikredilen ve Hz. İbrahim hakkında korian bu hükmün müslümanlar içinde geçerli olduğuna dair delil bulunmaktadır. Nitekim Hz. Peygamber "Kurban kesiniz çünkü o babanız İbra­
him'in sünnetidir. "25 buyurmaktadır. Aynca önceki peygamb~rler vasıtasıyla bildirilen
hükümlerin neshedildiğine veya bununla ilgili aykın bir hükmün getirilcliğine dair delil
de bulunmadığından bu hüküm bizce de geçerlidir.
İslam dini, kurbanı sadece takva belirtisi, ilahi emirleri yerine getirmek, kullarına ihsan ettiği nimetler ve özellikle nzık olarak hayvanlardan verdiği nimetiere şükretmek,
fakiriere yardım etmek gibi maksatlarla emretmiştir. Kurban, Cenab-ı hakkın verdiği sayısız nimetiere bir. şükür vesilesi, nzanın kazanılması için bir fırsat, O'na yaklaşmak için
bir delil olarak kabul edilmiştir. Kur'an kurbanların etinden, kanından Allah Tela'ya bir
şey ulaşınayacağını da beyan etmektedir. Buna göre asıl olan ihlas ve takvadır26.
Mü'minler yalnız Allah için kurban keserler. Müşrikler ise kurbanlarını putlara onlardan menfaat beklemek ve gelecek musibetlerden korunmak için keserlerdi. Halbuki
kurbanın espirisi Allah'abirşey vermek veya O'nun öfkesini durdurmak değil Allah'ın
verdiği nimetlerden yararlanırken onlar üzerine Allah'ın adını anmakur. Allah birdir.
Birden fazla ilah olmadığı gibi onlara kurban kesrnek de söz konusu değildir27.
Kurban, fert ve toplum açısından çeşitli yararlar taşıyan mali bir ibadettir. Kurban kekişi, bu davranışıyla Allah'ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu
canlı bir biçimde ortaya koymuş olur. Mü'minler her kurban kesiminde Hz. İbrahim ile
oğlu Hz. İsmail'in Allah'ın buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın
hatırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri bir itaate hazır olduğunu simgesel davrasen
nışla göstermiş olmaktadır28.
Kurban toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar. Sosyal
adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur. Özellikle, yoksulların bulunduğu ortamlarda
onun bu rolünü daha belirgin biçimde görmek mümkündür. Zenginlere malını Allah'ın
nzası, yardımlaşma ve başkalanyla paylaşma yolunda harcama zevk ve alışkanlığİnı verir. Onları cimrilik hastalığından, dünya malına olan tutkuoluktan kurtanr. Fakirin de
25) Serahsi, Şemsuddin, Kitabu'l-Mebsut, Beyrut, 1986, XII, 8; Kasfuıi, a.g.e., V, 62; Mevsıli, a.g.e., V,
16; Hz. Peygamber'den rivayet edilen bu hadis, hadis kitaplannda
tesbit edilememiştir. Aynı anlamda benzer hadis için bkz, İbn Mace, Ediihi,3.
26) el-Hacc, 22/26-28 , 34-37
27) Öztürk, Yaşar Nuri, Kur'an'ın Temel Kavramları, İstanbul, 1995, s. 320.
28) Bardakogı\ı, a.g.e., II, 2.
'
.ı
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 45 (1, 1)
· 80 /Doç. Dr. H. İbrahim ACAR'------EKEV AKADEMİ DERCİSİ
varlıklı kullar aracılığıyla Allah'a şükretmesine, dünya nimetinin yeryüzünde dağıluriı
konusunda karamsarlık ve zenginlere yönelik muhtemel düşmanlıktan kurtulmasına ve
kendini toplumun bir üyesi olarak hissetmesine vesile olur29.
Kurban, Allah yolunda yapılan fedakarlığın bir simgesi ve O'nun verdiği nimetiere
bir şükürdür. Bunun sonucu da toplum içinde dayamşmayı sağlamak ve sevaba ulaşıriaktır. Şu gerçek blıinmeli ki insanların ihtiyaçları için her gün yeryüzünde
yüzbinlerce hayvan kesilmektedir. Fakat bunlardan yalnız mali gücü yerinde olanlar yararlanrnaktadır. Kurban bayramında ise Allah nzası için kesilen bir çok hayvanın etlerinden ve derilerinden bir yıl boyunca pek çok sıkıntılar çekmiş belki de hiç et alma imkanı bulamamış fakir kimseler yararlanrnakta ve böylece Allah için çekilen ziyafetten istifade etmiş olmaktadırlar. Böylelikle iktisadi olarak düşünülebilecek olan mesele dini ve
ahlaki bir mahiyet kazanmakta şahıs menfaati yerine toplumun menfaati öne çıkmış olkarşı yapılan
maktadır30.
Kurban kesmekle kesilen hayvanların sayısında aşın derecede artış meydana gelmemektedir. Her gün kasaplar tarafından kesilen hayvanların sayısı düşünülürse onun yanında kurban adedinin pek düşük olduğu ortaya çıkar. Kaldı ki kurbanlar sebebiyle kasapların kesimi de çok azalır ve böylece o günlerde aynı miktar hayvan kesilmiş olur. Bu
durumda günlük hayvan telefındeki muvazene bozulmamaktadır. Kendi zevkleri için her
gün binlerce hayvanın kesilmesini çok görmeyenierin senede bir defa Allah nzası için
bir mikdar hayvanın muhtaçlar yararına olarak kurban adı altında kesilmesini çok görmelerini doğrusu anlamak mümkün değildir. İslam'nikoyduğu bu hüküm hiç bir zaman
vahşet değil, bilakis bir hikmettir. Kendi keyifleri için binlerce cana kı yan kimselerin Allah'a ibadet kastıyla kesilen kurbanlar için"bir vahşettir."şeklindeki iddiaları da pek
inandıncı gözükmemektedir31.
II- KURBANlN HÜKMÜ
Hicretin ikinci yılında teşri kılınan kurban'ın hükmü konusunda alimler arasında görüş farklılıkları bulunmaktadır.
1- Hanefi Mezhebine Göre Knrbamn Hükmü
İbrahim en-Nehai, Leys b. Sa'd, Süfyan-ı Sevri, Evzai, Rebia gibi bazı müctehid
imarillarta Hanefi mezhebinde ağırlıklı görüşe32 ve İmam Malik'in bir görüşüne göre
29) Gözübenli, Beşir,"Kurban",/sldm'da inanç ibadet ve Günlük Yaşayış Ansiklopedisi, İstanbul, 1997,
lli, 97; Bardakoğlu, a.g.e., ll, 2.
30) Bilmen, a.g.e., s. 416.
31) Bilmen, a.g.e., s. 416; Yeprem, M.Sait, Hac ve Kurban (Hükümler ve Delillerı), İstanbul, 1965, s.
115-116.
32) Ebu. Hanife, İmam Muhammed, İmam Züfer ve Hasan b. Ziyad'la Ebu Yusuf'un bir. görüşüne göre kurban kesmenin hükmü vaciptir. (Cessas, Ebu Bekr Ahmed b. Ali, Ahkdmü'l-Kur'an,Beyrut,
tsz, III, 248; Merginani, Ebu'I-Hasan Ali b. Ebi Bekr b. Abdileeiii er-Ristani, el-Hidaye Şerhu Bidayeti'l-Mübtedi, İstanbul, 1986, IV, 70; Meydani, el-Lübab fi Şerhi'l-Kitab, Beyrut, tsz, lll, 232).
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 45 (1, 2)
MALİ BİR İBADET
~
OLARAK KURBANIN HÜKMO;,._ _ _ _ _ __
81
müslüman, hür, yolcu olmayan ve zengin kimsenin ibadet niyetiyle kurban kesmesi vaciptir33.
Kurban kesmenin vacip olduğunu ileri süren Hanefiler, Kur'an ve sünnetten delil getirmektedirler. Nitekim Kur'an'da "De Id: "Namazım, ibadet/erim (kurbanım) hayatım
ve ölümüm alemierin Rabbi Allah içindir. O'nun hiçbir ortağı yoktur. Böyle emro/undum
ve ben müslümanların illdyim"34 buyurulmaktadır. Bu mealdeki "ibadetlerim" ifadesinin karşılığı olarak ayet metninde yer alan "nüsuk" kelimesiyle kastedilen kurbandır. Zira Hz. Peygamber bir çok hadisinde "nüsuk" kelimesini kurban anlamında kullanrnış­
tır35. I:Iz. Peygamber ve Hz. Ali de kurban kesme esnasında "namazım, ibadetlerim
(kurbanım), hayatzin ve ölümüm alemierin Rabbi Allah içindir" derlerdi36.
Bu açıklamalardan"nüsuk" kelimesi ile kurbanın kastedildiği anlaşılmakta ve müteakip ayette Hz. Peygamber'in böyle emrolunduğu ifade edilmektedir ki bu emir de vucup ifade eder37.
Kurban kesmenin vacip olmasıyla ilgili olarak Cessas, Serahsi, Kasani ve Mevsıli gibi bazı hanefi alimleri " ...Rabbin için namaz kıl, kurban kes ... "38 ayetini de delil olarak
kabul ederler39. Bu alimiere göre ayet metninde yer alan"venhar" kelimesi her ne kadar
namazda sağ eli sol elin bileği üzerine koyarak iki eli göğüs üzerine koymak40 ve namazda kıbleye yönelmek41 gibi anlarnlara gelse de42 burada "kurban kesmek" manasın­
da kullanılmıştıı-43. Çünkü kurban kesmenin dışındaki anlamlar zaten namazda yapılma­
sı gereken fiillerden ve namazın şartlarından olduğundan burada zikredilmelerinin bir
yararı bulunmamaktadır. Çünkü namazın mükemmel ve geçerli olabilmesi için bahsedilen hususların mutlaka bulunması gerekir. Bu itibarla "venhar" emri ile burada kastedilen, hayvanı göğsün üst kısmından gerdanlık yerinden kesmektir.44 Mutlak emir vacip
hükmünü gerektirc;liğinden45 ve Hz. Peygamber' e vacip olan şeyümmetinede vacip ol33) .Kasaru, Alauddin Ebi Bekr b. Mes'ud, Bediiyi'u's-Sanayi'fi Terıibi'ş-Şerayi', Beyrut, ı986, V, 62;
Merginani, a.g.e., IV, 70; İbn Rüşd, Ebi'I-Velid Muhammed b. Ahmed b. el-Hafid, Bidayetü'l-Mücıehid ve Nihayetü'l-Mukıesid, İstanbul, ı985, I, 348; Mevsıli, a.g.e., V, ı6; Zeyla'i, a.g.e., VI, 2;
Meydiini; a.g.e., III, 232; Bilmen, a.g.e., s. 4ı5.
34) el-En'am, 6/ı62-ı63.
35) Kurban anlamında kullanılan "nüsuk" kelimesi için bkz. Buhfui, Ediihi, ı, 8, ll; Müslim, Edahi, ı.
36) Ebu Davud, Dehaya, 3; İbn Mace, Ediihi, ı; Cessiis, a.g.e., III, 248 ..
37) Cessiis, a.g.e., III, 248.
38) el-Kevser, 108/ 2.
39) Cessiis, a.g.e., III, 248; Serahsi, a.g.e., XII, 8; Kiisiini, a.g.e., V, 62; Mevsıli, a.g.e., V, ı6.
40) Beyhiiki, Ebu Bekr Ahmed b. el-Hüseyn b. Ali, es-Sünenü'l-Kübra, Hind, tsz, Il, 29.
4ı) Yazır, Elmalılı Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur 'an Dili, İstanbul, tsz, IX, 533-534; İbrahim Mustafa, ag.e., s. 9ı3.
42) Cessas, a.g.e., III, 475; Kurtubi, a.g.e., XX, 220-221.
43) Nahr kelimesinin bir diğer anlamı da "Deveyi, göğsün boyun tarafına gelen boğaz çukuruna doğru
gerdanlık yerinden kesmek" olduğundan kurban kesrnek manası kullanılmıştır. (Yazır, a.g.e., IX, 53ı)
44) Kiisiini, a.g.e., V, 62.
45) Mutlak emrin vucub ifade etmesi burada farz anlamındadır. Ancak"Venhar"emrinin "kurban
kes"anlamına
dirler.
·i;
/.
-1
delaleti zanni
olduğundan
hanefiler kurbanın hükmünün vacip olduğunu söylemekte-
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 46 (1, 1)
82 /Doç. Dr. H.
İbrahim
ACAR------EKEV AKADEMİ DERCİSİ
· duğundan kurban kesmenin hükmü vacip olmaktadıı46. Çünkü Kur'an da "Ey İnananlar! Allah' a itaat edin, Peygambere ve sizden buyruk sahibi olanlara itaat edin....... "47 ve
" .... Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Resulullah en güzel ömektir."48 buyurulmaktadır.
Aynca "venhar"kelimesinin muhtelif manalarını incelediğimizde namazda ellecin bağlanmasının vacip olmadığinı namazda kıbleye yönelmenin ise farz olduğunu görürüz. Halbuki .ayette geçen "kurban kes" emri ise vucuba delalet etmektedir.
Ebu Hureyre'den rivayet edUdiğine göre Hz. peygamber "Kim genişlik ve imkan bulur da kurban kesmezse bizim camimize yaklaşmasın. "49 buyurmaktadır. Böyle bir tehdit ancak vacibin terki hakkında söz konusudur. Burada vaid kurbanın terkedilmesine
bağlanmıştır ki buda vacip olmaya delalet eder. Diğer taraftan kurban, kesimin yapıldı­
ğı günlere adı verilen bir ibadettir. Nitekim bu günlere kurban bayramı günleri denilir.
Çünkü buradaki izafet ihtisas dolayısıyladır. ıhtisas da o günde kurbanın olmasına bağ­
lıdır. Bu durum kurbanın vacip olduğunu göstermektedir. Şayet kurban vacip olmasaydı
zaman zaman terk edilir ve dolayısıyla o günlere kurban bayramı günleri denmezdi50.
Halbuki Hz. Peygamber ki.ırban kesilen günü bayram yapmakla emrolunduğunu söylemiştir51.
Hz. Peygamber yine bu konuda "Kim kurbamlll nama:: kılmadan önce kesti ise onun
yerine bir başkasını kessin. Kim kesmedi ise besme/e ile kessin. "52 buyurmaktadır. Buradaki "kessin" emride vucub ifade eder. Çünkü Hz. Peygamber bayram namazından önce kesilen kurbanın iadesini emretmiştir. Şayet kurban kesrnek vacip olmasaydı onun iade edilmesi istenmezdi53.
Mihnef b. Süleym'den rivayet edilen bir hadiste de "Ey insanlar şüphesiz her sene
her aile bir kurban ve bir atire kesmelidir. Atire'nin ne olduğunu bilirmisiniz? Atire halkın Recebiyye54 ismini verdikleri (kurban) dır"55 buyurulmaktadır.
46)
47)
48)
49)
50)
51)
52)
53)
54)
55)
Cessas, a.g.e., III, 248; Serahsi, a.g.e., XII, 8; Kasani, a.g.e., V, 62.
en-Nisa, 4/ 59.
el-Ahzlib, 33/21.
İbn Mace, Edahi, 2; Ahmed b. Hanbel, Il, 321; Beyhiiki, a.g.e., IX, 260; Hakim, Ebi Abdiilah enNeysaburi, el-Müstedrek a/e's-Sahihayn, Beyrut, ısz, IV, 232.
Serahsi, a.g.e., XII, 8-9; Kasani, a.g.e., V, 62; Merginani, a.g.e., IV, 70-71; Mevsıli, a.g.e., V,l617.; Zeyla'i, VI, 3; İbn Nüceym, el-Bahru'r-Raik Şerhu Kenzi'd-Dekaik, Beyrut, ısz, VIII, 197,
~
Mehmed Zihni, Nimet-i lsliim, İstanbul, 1979, s. 600.
Ebu Davud, Dehaya, ı.
Müslim, Edahi, I; İbn Mace, Edahi, 12; bkz, Buhari, Edahi, 4, 12, Tirmizi, Edahi, 12.
Zeyla'i, a.g.e., VI, 3; İbn Nüceym, a.g.e.,VIII, 197.
Bu kurban Recep ayının ilk on gününde kesildiği için Recebiyye adını almıştır. Bu kurban nev'i Cahiliyye ve İslamiyetin ilk zamanlannda vardı. Bilahare atire neshedildi Kurban kesme emri ise baki kaldı. (Cessas, a.g.e., III, 249; Kasani, a.g.e.,V, 62; Zeyla'i, a.g.e., VI, 3; İbn Nüceym, a.g.e., VIIl, 193; Bu hadis ve neshi için bkz. Ebu Davud, Dehaya, I)
Ebu Davud, Dehaya, I; Tirmizi, Edahi, 19; Nesiii, Akika, 6; İbn Mace, Edahi, 2.
-------
..;,;.
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 46 (1, 2)
MALİ BİR İBADET OLARAK KURBANIN
HÜKMÜ-------
83
f>.ynca Hz. Peygamber "Kurban kesiniz çünkü o babanız İbrahim'in sünnetidir. "56
Burada her ne kadar sünnet yol manasma ise de bu durum kurban kesmenin vacip olmasına zarar vermemektedir. Nitekim buradaki emir de başka bir anlama gelmesini gerektirecek karine bulunmadığından vucup ifade eder57.
·
buyurmuştur.
Öte yandan Hz. Peygamber eda edilmeye başlandığı hicretin ikinci yılından vefatma
kadar kurban kesmeyi hiç terketmemiştir58. Hz. Peygamber'in her sene kurban kesmesi
ve onu hiç terketmemesi bu ibadetin sünnetten daha kuvvetli mali bir ibadet olduğunu
göstermektedir59. Bu ve benzeri deİillerden hareket eden hanefiler gerekli şartlan taşı­
yaniann kurban bayramında kurban kesmelerinin vacip olduğunu söylemektedirler.
..
.....
2- Cumhur Alimiere Göre Kurbanın Hükmü
Abdullah b. Ömer, Sa'id b. el-Müseyyeb, Alkame, Ata, İshak, Sevri, Ebu Sevr, İmam
Şafii, Ahmed b. Hanbel, İmam Malik'in bir görüşüne60 ve İbn Hazm'a göre sünnet-i müekkededif61. Bu müctehidlerce gücü yeten kimsenin kurban kesmemesi iyi karşılanma­
mıştır. Yani, kurban kesmeye gücü yeten kimsenin onu terketmesi mekruhtur62.
Cumhur alimler hanefilerin kurbanın vucubiyeti konusunda delil kabul ettikleri " ...
Rabbin için namaz kıl, kurban kes ... "63 mealindeki ayetin Hz. Peygamber' e hitap etmekte olduğunu ve kurbanın sadece O'na vacip olduğunu kabul etmektedirler. Buna göre
müslümaniann kurban kesmeleri onlar üzerine vacip değil Hz. Peygamber'in bir sünnetini İcra etmektir. Bu itibarla cumhur alimler daha çok hadisleri hükümlerine mesned kabul etmişlerdir.
İmmü Selerne'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber "Zilhicce'nin hilalini gördügünde sizden birisi kurban kesrnek isterse saçiarına ve tırnaklarına (kurbanınz kesinceye kadar) dokunmasın (kesmesin)"64 buyurmuştur.
Bu hadiste "sizden birisi kurban kesrnek isterse" ifadesi ile kurban kesimi kişinin
iradesine bırakılmıştır. ıradeye bırakılması onun vacip olmamasını gerektirir. Çünkü va56) Serahsi, a.g.e., XII, 8; Kiisani, a.g.e., V, 62;
Mevsıli,
a.g.e., V, 16.
57) Serahsi, a.g.e., XII, 8; Kiisani, a.g.e., V, 62; Benzer hadis için bkz, İbn Mace, Ediihi, 3.
58) Tirmizi, Ediihi, ı ı.
59) Yavuz, Yunus, Vehbi, İslam'da Zekat Müessesesi, İstanbul, 1977, s. 309.
60) Maliki mezhebinde meşhur olan görüşe göre kurban kesrnek sünnet-i müekkededir. Ancak Mina'da
bulunan hacılar için vaciptir. Mükemmel olan gücü yeten kimsenin kurban kesmesidir.
61) İbn Hazm, Ebu Muhammed Ali b. Ahmed b. Sa'id, el-Muluılla, Mısır, 1969, VIII, 3; Şiriizi, a.g.e.,
I, 237; İbn Rüşd, a.g.e., I, 347; Nevevi, Ebu Zekeriya Muhyiddin Şeref, el-Mecmu' Şerhu'l-Mühez­
zeb, tsz, VIII, 385.
62) İbn Kudame, Muvaffakuddin Ebu Muhammed b. Ahmed b. Mahmud b. Kudame, el-Muğni (Şer­
hu'l-Kebir ile birlikte) Beyrut, 1972, XI, 94; Remli, Şemsuddin Muhammed b. Ebi'I-Abbas Ahmed
b. Hamza b. Şihabuddin, Nihayetu'l-Muhtac ila Şerhi'l-Minhac, Mısır, 1967, VIII, 131.
63) el-Kevser, 108/ 2.
64) Müslim Ediihi, 7; Nesai, Dehaya, I; İbn Mace,Ediihi, ll, bkz. Ebu Davud, Dehaya, 1; Ahmet b.
Hanbel, yı. 289.
/.
.ı
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 47 (1, 1)
84 /Doç. Dr. H. İbrahim ACAR------EKEV AKADEMİ DERCİSİ
cip olan bir şey iradeye bağlanamaz65. Şayet vacip olsaydı o zaman Hz. Peygambel'
"Kurban kesineeye kadar saçına dokunmasın (kesmesin)" derdi. Halbuki hadiste böyle
bir ifade geçmiyor66. Ayrıca kurban kesrnek vacip olsaydı, zekat ve sadaka-i fıtır gibi
hem ikamet halinde olanlara hem de misafırlere vacip olurdu.
İbn Abbas'dan Resulullah'ın şöyle dediği rivayet edilmektedir. "Üç şey vardır ki bana farz kılındı. Size farz kılın",nadı. Vi tir, kurban kesrnek ve kuşluk namazı "67 Yine bir
başka hadisinde ise "Kurban kesrnek ve vitir bana farz kılındı. Size farz kılınmadı. "68
buyurmuştur. Buna göre kurban sadece Hz. Peygamber' e farz69 olan bir ibadettir. Çünkü kurban, savm-i visal, dörtten fazla hanımla evlenrne gibi sırf Hz. Peygamber'in kendisine mahsus olduğu şer'i delil ile belirtilen fiilerindendir70.
Yine Resulullah'ın ashabı O'na Ya Resulelialı şu udhiyeler nedir.? diye sordular. Resulullah: "Babanız İbrahim'in sünnetidir" diye cevap verdi ...... "71
"Ayrıca,
bu alimler Kur'an'da bu konuda açık emrin bulunrnayişından, Hz. Peygamsünnet olmasıyla da açıklanabileceği noktasından hareket ederler. "72
ber'in
devamlı yapmış olmasının kurbanın
Diğer taraftan Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in kurban kesmediklerine dair İmam Şafii'ye
ulaşan
haberler de bunu göstermektedir.
Onların
kurban kesmemelerinin sebebi insanla-
rın bunu vacip görmelerinden korkmalan icte3.
3- Kurharun Hükmü ile ilgili Delillerin Tahlili
Kitap, sünnet ve icma ile meşru olduğu kabul edilen kurbanın sübutu ve takriri ile ilgili olarak Cessas; Serahsi, Kasani ve Mevsıli gibi bazı hanefi alimlerinin delil olarak kabul ettikleri Kevser suresi ve dolaylı ya da direk konuyla ilgili diğer ayetlere bir çok alim
temas etınenliş ve delil olarak da o ayetleri kullaruriamışlardır.
Kevsersuresinde yer alan ifadelerin muhatabı konusunda olduğu gibi aynı ayette yer
alan "venhar" kelimesinin anlamlan üzerinde de ihtilaf bulunmaktadır.
Yukarda adı geçen hanefi alimleri bu suredeki "kurban kes" emrinin muhatabı konusunda tartışma yapmadan bu emrin - başka anlama gelmesini gerektirecek karine bulun65)
66)
67)
68)
69)
70)
71)
72)
73)
İbn Kudame, a.g.e., XI, 94.
Nevevi, a.g.e., VIII, 386.
Ahmed b. Hanbel, ı; 231; Beyhaki, a.g.e., IX, 264.
Ahmet b. Hanbel, I, 232; Cessas, a.g.e., III, 250; Serahsi, a.g.e., XII, 8.
Cumhur farz, vacip aynırum yapmamaktadır. Her iki terimin karşılığı olarak farz terimini kullanmaktadırlar. Halbuki Hanefiler farz ile vacibi birbirinden faı:klı iki teri m olarak mütalaa etmektedirler.
İbn Mulakkin, Et.i Hafs Ömer b. Ali ei-Ensari, Gayetu's-Sulfi Hasaisi'r-Resul, Beyrut, 1993, s.76.
İbn Mace, Edlihi,3.
Bardakoğlu, a.g.e., Il, 3.
Beybaki,a.g.e., IV, 264-265; Şiriizi,a.g.e., I, 237; Kurtubi, a.g.e., XV, 108; Nevevi, a.g.e., VIII,
383,386; Remli, a.g.e., VIII; 131.
-----------
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 47 (1, 2)
MALİ BİR İBADET OLARAK KURBAN/N
HÜKMÜ-------
85
madığından - vucup ifade ettiğini, dolayısıyla şartlan haiz olaniann kurban kesmelerinin
vacip olduğunu söylemişlerdir. Diğer alimler ise "kurban kes" emrinin muhatabının Hz.
Peygamber olduğu, bunun sonucu olarak da kurban ibadetinin sırf Hz. Peygamber'e
mahsus olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Aynca bu surede yer alan "namaz kıl" şeklindeki emir ile İkrime, Ata, Katade'ye göre Müzdelife'de kılınan sabah namazı, "kurban kes (venhar)" emri ile de Mina'da kesilen kurban kastedilmektedir74. "Kurban kes (venhar)" emri İbn Abbas'a göre namazda
sağ eli sol el üzerine koyarak göğse koymak, Hz. Ali'ye göre iftitah tekbiri alırken elleri göğüs bizasma kaldırmak, Kelbi'ye göre ise namazda kıbleye yönelmek75 gibi anlamlara gelmektedir76. Bu açıklamalardan ayette ki "venhar" kelimesi ile kurban kes anlamı kastedilmiş olsa dahi bu mananın kesin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan "venhar" emrinin kurbana delaleti kesin değil zannidir.
Elmaldı Muhammed Yazır'da tefsirinde Kevser suresi ile sabit olan vacibin Hz. Peygamber' e özgü ve onun özelliğinden olduğunu bu nedenle Resuluilah Mekke' de iken bu
minval üzere har~ket ettiğinden beş vakit namazlardan başka vitir ve duha namazianna
da kendi hakkında farz olarak devam ettiğini77, hac farz değil iken de nahir günlerinde
ve onun dışında kurbanlar kestiğini, sonra da Medine'deümmetiçin Zilhicce'nin onuncu günü Kurban Bayram namazı ve kurbanın meşru kılındığını, fakat ümmet için bu namaz ve kurbanın sübut ve takriri doğrudan doğruya bu ayet ile değil Medine'de Peygamber'in emir ve sünneti ile vaki olduğunu söylemektedir78.
Elmalılı görüşlerine şöyle devam etmektedir. "Peygambere uymanın vacip oluşun­
dan dolayı ona olan "kurban kes" emriyle ümmetin nisaba malik olanıanna da kurban
kesmenin vacip oluşuna istidlal olunabilir ancak Usul-i' Fıkıh'da beyan olunduğu üzere
Peygamber'in özelliklerinden olan fiilierde ona uymanın vucubu sabit olmaz."79
Yapılan izahlardan da anlaşılacağı üzere kurban bayramında kesilen kurbanın vucubu ile ilgili olarak Mekke'de nazil oıan&O Kevser suresi 2. ayetini kesin delil olarak kabul etmek mümkün değildir. Aynca Kurban, hicretin 2. yılında herkesin yapmakla mükellef olduğu bir ibadet halini almış ve Kurban bayram namazı da Medine'de kılınmış­
tır&I.
Bu
görüş
sahipleri Kevser Suresinin Medeni
olduğunu
kabul etmektedirler.
75) Cemel, Süleyman b. Ömer el-Uceyli, el-Futuhiitu 'l-ilahiyye bi Tavzihi Tefsiri '1-Celaleyn li' d-Dekaiki'l-Hafiyye, tsz, IV, 595.
76) Kurtubi, a.g.e., XX, 218-219; Yazır, a.g.e., IX, 527-528.
77) Vi tir ve duha namazlan ile ilgili bu ifade "Üç şey vardır ki bana farz kılındı. Size farz kılınmadı.
Vitir. kurban kesrnek ve kuşluk namazı" hadisine dayanmaktadır. Hz. Peygamber Kevser suresindeki "namaz kıl" emri gereğince kendisine verilen nimetiere mukabil şükür namazı kılmaktaydı.
78) Yazır, a.g.e., IX, 528-529.
79) Yazır, a.g.e., IX, 529.
80) Kurtubi, a.g.e., XX, 216; Bilmen, a.g.e., VIII, 4013.
81) Kurtubi.'tıi.g.e., XX, 219.
/.
.ı
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 48 (1, 1)
86 1 Doç. Dr. H.
İbrahim
ACAR------EKEV AKADEMİ DERCİSİ
Kurban kesmenin hükmüyle ilgili olarak genellikle Hz. Peygamber'in hadisleri delil'
getirilmektedir. Konuyla ilgili tataflann delillerini zikrederken bunlara temas etmiştik.
Burada delil olma açısından özellikle üzerinde durulan ve hakkında yorumlar yapılan bazı hadisleri değerlendirmeye çalışacağız.
Curnhurun delil olarak kullandığı "Zilhicce 'nin hilalini gördüğünde sizden birisi kurban kesrnek isterse (kurbanıni kesineeye kadar) saçiarına ve tımaklarına dokunmasın
(kesmesin)"B2 şeklindeki hadiste her ne kadar iradeye bırakıldığı düşüncesinden hareketle kurban kesme hükmünün sünnet olduğu söyleniyorsa da farz olan cuma namazıyla ilgili olarak Hz. Peygamber'in "kim cumayı kılmak isterse gusletsin"B3 hadisinde bulunan
muhayyerlik anlarnındaki ifadesinin bahsi geçen ibadetin vucubiyetine zarar vermediği
anlaşılmaktadır. Çünkü Cuma kişilerin isteğine bırakılan bir namaz değil bilakis her mükellefe farz olan bir ibadettir. O halde Hz. Peygamber niçin cuma namazının kılınması
ile ilgili olarak "kim cumayı kılmak isterse" ifadesini kullansın. Hz. Peygamber'in bu
sözden anlaşılan şudur. Cuma namazı ile mükellef olan kimse bu namaza gitmeden önce gusletsin. Bu itibarla hadiste geçen " ... sizden birisi kurban kes_mek isterse ... " ifadesi
ile muhtemel kastedilen mana "sizden birisi kurban kesmeye güç yetirirse" şeklinde anlaşılmalıdır.
Ayrıca muhayyerlik mubah konularda söz konusu olur. Mükelleflerin kurban kesme
konusunda muhayyer olmadıklan noktasında ittifak vardır.Çünkü kurban hükmü mubah
olan bir ibadet değildif84.
Cumhurun delil olarak kabul ettikleri hadisle ilgili şu değerlendirmeyi yapmak da kanaatimce mümkündür. Hz. Peygamber, Kurban bayramında kurban kesrnek isteyen kimsenin Zilhicce ayının ilk on gününde saç ve tırnaklannı kesmesini yasaklamaktadır. Bu
fiiller ancak kurban kesiminden sonra yapılabilir.
Bilindiği gibi saçlann traş edilmesi veya kİsaltılması hac ve urnrenin vacip olan menasikindendir. ResuluHalı veda haccında bayramın ilk günüMüzdelife'den Mina'ya gelmiş önce Akabe Cemresine taş atmış, sonra da sırasıyla kurban kesmiş ve saç traşı olmuştu. Dolayısıyla bu hadiste aniatılmak istenen hususlar hac ibadeti esnasında kurban
kesip İlıramdan çıkma durumunda olan kimselerle alakab olmalıdır. Bu hadisin cumhurun görüşlerine delil olabilmesi ancak kurban sahiplerinin kendilerini ihrarnlı bir kimseye benzetıneleri halinde söz konusu olabilir ki bu görüş isabetli gözükmemektedİr. Bu
anlayıştan olsa gerek İlınihai kitaplannın kurban bahislerinde hac ibadetinin dışında kurban kesiminden önce insaniann traş olmalannın yasaklandığı konusuna temas edilmemektedir. Buna mukabil hac ibadetleri ile ilgili balıisierde bu konu üzerinde önemle durulmaktadır.
İbn Abbas'dan rivayet edilen "Üç şey vardır ki banafarz kılındı. Sizefarz kılınmadı.
Vi tir, kurban kesme k ve kuşluk namazı "85 şeklindeki hadise gelince, Ahmed b. Hanbel' in
82)
83)
84)
85)
Müslim, Edfihi,7, Tirmizi, Edfihi, 24; İbn Mace, Edfihi, ı ı, bkz. Ebu Davud, Dehaya, ı.
Müslim, Cum'a, ı.
Zeyla'i, a.g.e., VI, 3; İbn Nüceym, a.g.e., VIII, !93.
Ahmed b. Hanbel, I, 231; Beyhiiki, a.g.e., IV, 264.
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 48 (1, 2)
MALİ BİR İBADET OLARAK KURBANIN HÜI(MÜ~------
87
isnadında bulunan ravilerden Cabir el-Cu'fi'nin zayıf ve Rafizi olduğu8 6Bezzar, İbn
Adiy ve Hakim'in isnadlarında bulunan İbn Cenan el-Kelbi'ninde zayıf olduğu ifade
edilmektedif87. İbn Hacer bu hadisin üç ayn senedinde zayıf ravilerin bulunduğundan
hadisin zayıf olduğunu söylemektedir88. Beyhaki de bu hadisi zayıf isnadla rivayet etmiştir89.
Aynca Hz. Peygamber benzer bir hadiste de "Kurban kesrnek ve vitir bana farz
kı­
lındı. Size farz kılınmadı. "90 buyurmuştur. Buna göre Cumhur alimierin ifade ettiği gibi
kurban Hz. Peygamber için vacip değil bilakis farzdır91. Biz ümmetine ise vaciptir92.
Diğer taraftan cumhur alimler insanların vacip görmelerinden korkmaları endişesi ile
Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in kurban kesmediklerine dair İmam Şafii'ye ulaşan haberleri de delil olarak kabul etmektedirler93.
Halbuki Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir sürekli değil sadece durumlarının müsait olmabir veya iki yıl kurban kesmemiş olduklarına dair rivayetlerde vardır. Bu anlayışa
göre şayet kesmiş olsalardı fakir kimselere de kurbanın vacip olduğu kanaatİ hasıl olacaktı. Bu şekilde yanlış anlarnalara sebebiyet vermemek için onl.ar kurban kesmemişler­
di. Yoksa vacip olmadığına inandıkları için değil94.
dığı
Şatıbi, bu yorumlardan farklı olarak konuyu şu şekilde daha ikna edici bir yaklaşımla açıklığa kavuşturmaktadır. Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir'in kurban kesmemeleri Seddi Zerai kabilindendir95. Aynca bir şeyin bazı vakitlerde terkedilmiş olması onu devarnlı­
lık vasfından çıkarmış olmayacağından her iki halifenin kurban kesmeyi bazı vakitlerde
terketmeleri onların kurban kesme konusunda müdavirn olmadıkianna delil olarak gösterilemez. Bu itibarla devamlılık vasfının sahih olabilmesi için asla terk durumunun ol-
maması şart değildir96.
Cumhurun zikredilen delillerine mukabil hanetilerin kendilerine mesned kabul ettikleri delilleri değerlendirdiğimizde ise şu neticelere ulaşmaktayız.
86) Askalani, İbn Hacer, Ahmed b. Ali, Takribu't-Tehzib, Li Hatimeti'l-Huffaz, Beyrut, tsz, I, 123; Benna, Ahmed Abdurrahman, Büluğu'l-Emani min Esrari'l-Fethi'r-Rabbani, Mısır, tsz, XIII, 59.
87) Askalani, r,ı.g.e., ll, 346.
88) Benna, a.g.e., Xlll, 59.
89) Beyhaki, a.g.e., IV, 264.
90) Ahmet b. Hanbel, I, 232; Cessas, a.g.e., lll, 250; Serahsi, a.g.e., XII, 8.
91) Kurban kesmenin hükmüyle ilgili bu farklılık muhtemelen Hanefilerle cumhurun "vacip" terimine
vermiş olduklan farklı anlamdan kaynaklanmaktadır.
92) Serahsi, a.g.e., XII, 8-9; Kasani, a.g.e., V, 62.
93) Beyhaki,a.g.e., IV, 264-265; Şiriizi, a.g.e., I, 237; Kurtubi, a.g.e., XV, 108; Nevevi, a.g.e., VIII,
383,386; Remli,a.g.e., VIII; 131.
94) Serahsi, a.g.e., XII, 9; Kasani, a.g.e., V, 63; Mevsıli, a.g.e., V, 16.
95) Şatıbi, qbi İshak İbrahim b. Musa, el-Muvafekatfi Usuli'l-Ahkam, Kahire, tsz, lll, 189-190.
96) Şatıbi, a.~.e., III, 215-216.
/.
.ı
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 49 (1, 1)
88/ Doç. Dr. H. İbrahim ACAR------EKEV AKADEMİ DERCİSİ
Ebu Hureyre'den rivayet edilen "Kim genişlik ve imkan bulur da kurban kesme<.Se
bizim camimize yaklaşmasın. "91 şekindeki hadis ile hali vakti müsait olanlann mutlaka
bu ibadeti yerine getirmeleri tehditle talep edilmektedir. Tehdit ve zorlama o ibadetin
mutlaka yapılınası istendiğinin işaretidir. Şayet kurban ibadetinin terki önemli olmasaydı yani insanlar muhayyer olsalardı bu tehd'idin bir anlamı olmayacaktı.
Diğer taraftan Hakim, Ebu.Hureyre hadisinin isnadırun sahih olduğunu söylemiş olmakla birlikte98 bu hadisinin merfu99 veya mevkuflOO olduğu hususunda ihtilaf bulunmaktadır. Beyhaki, Tirmizi den rivayet ederek bu hadisin mevkuf olduğunu söylemekte
hatta bir çok alimde bu kanaati taşımaktadırlOl.
Mecme'u'z-Zevaid de bu hadisin senedi ile ilgili şu bilgiler yer almaktadır. Müslim,
hadisin ravilerinden Abdullah b. Ayyaş'dan her ne kadar hadis almışsa da onu sahibinin
esas hadisi olarak değil Mütabi' ve Şahidl02 olması için almıştır. Ebu Davud ve Nesai bu
ravinin zayıf, Ebu Hatim, doğru ve güvenilir (Saduk), İbn Hibban ise sıka ravilerden olduğunu, İbn Yunus da bu ravinin rivayet ettiği hadislerin münker olduğunu söylemektedirl03.
Hz. Peygamber'in "Kim
kurbanını
namaz
kılmadan
önce kesti ise onun yerine bir
başkasını kessin. Kim kesmedi ise besme/e ile kessin. "104 şeklindeki hadiste de benzer
şeyleri görüyoruz. Her hangi bir nedenie vaktinden önce yani bayram namazından önce
kurban kesen kimselerden yeniden kurban kesmeleri talep edilmektedir. Ne bu hadiste
ne de bir çok defa farklı rivayetlerle nakledilen benzer hadislerde kurharun tekrar kesilmemesi gerektiği veya insaniann muhayyer bırakıldığı şeklinde bir ifadeye rastlamak
mümkün değildir. Şayet kurban kesme vacip olmasaydı Hz. Peygamber yeniden kurban
kesmelerini istemez veya kendilerini muhayyer bırakırdı.
Kurbanın hükmüyle ilgili olarak alimierin görüşleri, mesned olarak kullandıklan deliller ve yapılan yorumlan dikkate alarak kanaatimizi şu şekilde açıklamamız mümkündür.
i.'
Cumhur alimierin Kevser suresi 2. ayetteki kurban kesme emrinin sadece Hz. Peygamber' e yönelik olduğu şeklindeki iddialanna delil olarak getirdikleri "Üç şey vardır
ki bana farz kılındı. Size farz kılınmadı. Vitir, kurban kesrnek ve kuşluk namazı" şeklin­
deki hadis onunla ilgili yapılan değerlendirmelerden de anlaşılacağı üzere zayıftır. im- .
97) İbn Mace, Edahi, 2; Ahmed b. Hanbel, Il, 321; Bey haki, a.g.e., IX, 260; Hakim, a.g.e., IV, 232.
98) Hakim, a.g.e., IX, 232.
99) Merfu Söz, fiil ve takrir olarak hasseten Hz. Peygamber' e izafe olunan hadislerdir. (Koçyiğit, Talat, Hadis Usulü, Ankara, 1975, s. 118.)
100) Mevkuf, sahabeye ait söz, fiil ve takrirlere verilen addır. (Koçyiğit, a.g.e., s. 115)
101) Beyhaki, a.g.e., iX, 2€ü; Askalani, İbn Hacer, Bülü'u'l-Meram, (Sübülü's-Selam ile Birlikte) Ka·
bire, tsz, IV, 178.
102) Mutabi' ve Şahid hadis tanımları için bkz. Koçyiğit, a.g.e., s. 130-131.
103) Bu değerlendirmeler İbn Mace, Kitabul Edahi, 2. babdaki ilgili hadisin devamında Mecme'u'z-Zevaid den naklen yapılmıştır.
104) Müslim, Edahi, 1; İbn Mace,Edahi, 12; bkz, Buhan,Edahi, 4, 12.
-:
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 49 (1, 2)
MALİ BİR İBADET
OLARAK KURBANIN HÜKMÜ;__ _ _ _ _ __
89
mü Selerne hadisini de yapılan izahlar nedeniyle kurban kesmenin sünnet oluşuna delil
olarak görmek mümkün değildir.
Hanefılerin, kurbanın hükmüyle ilgili olarak yapılan farklı yorumlara rağmen ileri
sürdükleri en önemli delillerden biri Kevser suresi 2. ayettir. Ancak burada yer alan
"venhar" kelimesinin kurban kesme anlamına geldiği şeklindeki iddialar zan ifade etmektedir. Çünkü bu kelimenin kurban kesme anlamına geldiği noktasında alimler arasında ittifak bulunmamaktadır.
Kanaatimizce bu ayetin Medine'denazil olduğu şeklindeki rivayetler dikkate alındı­
ğındalOS "venhar" emri ile kastedilen kurban kesmektir. Nitekim bu kelimeye verilen
farklı anlamlan ayete uyariayacak olursak "namaz kıl, kıbleye yönel" veya "namaz kıl,
sağ eli sol el üzerine koyarak bunları göğüs üzerine koy" gibi anlamlar ortaya çıkacak­
tır. Halbuki insanlar Önce kıbleye yönelir veya ellerini bağlar ondan sonra namaz kılar­
lar. Önce namaz kılıp sonra kıbleye yönelmez veya ellerini bağlamazlar. Onun için muhtemel mana "namaz kıl, kurban kes" şeklinde olmalıdır. Bununla birlikte şunu da söylemek gereklidir. Her ne kadar Ş ari' mükelleften kurbanın kesilmesini bağlayıcı tarzda istemekte ise de bu bağlayıcılık "venhar" kelimesi hakkında yapılan farklı yorumlardan
ötürü zanni delil ile sabit olmaktadır. Hükmün zanni delillerle sabit olması da: onun vacip olmasını gerektirmektedir.
"Kim kurbanını namaz kılmadan önce kesti ise onun yerine bir başkasım kessin. Kim
kesmedi ise besme/e ile kessin." hadisini veya benzerlerini dikkate aldığımızda da Hz.
Peygamber'in kurbanın tekrar kesilmemesi gerektiği yönünde bir ifade kullanmarlığını
bilakis yeniden kesilmesi gerektiğini ısrarla söylediğini görmekteyiz. Halbuki kurban
ümmeti için sünnet olsaydı rahatlıkla "tekrar kurban kesmenize gerek yoktur. Kestiğiniz­
le iktifa edebilirsiniz" diyebilirdi.
Hz. Peygamber'in kurban kesmeyi hiç terk etmemesi de buibadetin sünnet olmadı­
ğını göstermektedir. Çünkü sünnet-i müekkede bağlayıcı olmadığını göstermek için Hz.
Peygamber'in nadiren terkettiği fıillerdir. Sünnet-i gayr-i müekkede ise Hz. Peygamber'in bazan yapıp bazan terkettiği fıilerdirl06. Hz. Peygamber'de buibadeti hiç terketmediğine göre kurban kesmenin hükmü sünnet olmamalıdır. Söz konusu ibadetin farz olduğunu gösteren delillerde bulunmadığından hükmünün vacip olduğunu söyleyen alimlerin·görüşlerinin daha isabetli olduğunu söylemek mümkündür.
m- SADAKA VE BENZERLERİ KURBAN YERİNE GEÇERMİ?
Kurban bayramı günlerinde kurban yerine onun adına başka bir şey ikame edilemez.
Yani kurban kesme yerine o hayvanı canlı olarak bağışlamak veya onun kıymetini vermek yada et alıp fakiriere dağıtınakla kurban mükellefiyeti eda edilmiş olmaz. Mutlak
olarak kurbanın, bayram günlerinde kesilmesi suretiyle bu ibadetin yerine getirilmesi ge105) Hasanu'l-Basri,
Mücahid ve Katade Kevser suresinin Medine'de nazil olduğunu söylemektedirler. (Kurtubi, a.g.e., XX, 216)
106) Şa'ban p:kiyuddin, Islam Hukuk Ilminin Esasları, tre, İbrahim Kafi Dönmez, Ankara, 1990, s.
l
214.
/.
.ı
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 50 (1, 1)
90 /Doç. Dr. H. İbrahim ACAR------EKEV AKADEMi DERCİSİ
rekir. Çünkü burada vacip olan kan akıtılmasıdır. Kurban kesilmedikçe bu ibadet yerin'e
getirilmiş olamaz. Aynı durum namaz ve oruç içinde söz konusudur. Nitekim insanlar sadaka vermekle namaz veya oruç ibadetlerini yerine getirmiş olamazlarl07• Ancak Kurban kesme vaktinin kaçınlması halinde bunun kazası, şayet helak olmuşsa kurban edilecek hayvanın kıymetinin sadaka olarak fakiriere verilmesi ile mümkün olabilir. Ancak
kurbanlık mevcut olup nahir günleri içinde kesilmemişse onu canlı olarak sadaka vermek gerekir~os.
Aslında kurban kesme ile sadaka vermek birbirlerinden farklı şeylerdir. Bunlar birbirlerinin yerine ikame edilemezler. Kurban kesmekle mükellef olan zenginler kurban
kesebilecekleri gibi ayn olarak fakiriere sadakada verebilir ya da kestiği kurban etinin
çoğunu fakiriere dağıtabilirler. Bunu yasaklayan herhangi bir hüküm bulunmamakta, bilakis yoksullara yardımı teşvik eden bir çok nass bulunmaktadır. Bunların hepsini ayn
ayn de~erlendirmek gerekirl09.
Kurban, aynca tercih ettiğimiz görüşe göre vacip bir ibadettir. Vacip olan bir ibadetin de mutlaka yerine getirilmesi gerekir. Çünkü vacip muayyen bir fiile taalluk edince
başkası onun yerine geçemez HO. Onun için kurbanlık hayvanın kesilmeden sadaka olarak verilmesi caiz olmaz. İslfunın ilk yıllarında bir çok fakir bulunmasına rağmen Hz.
Peygamber ve Hulefa-i Raşidin kurban kesme yerine onun bedelini fakiriere vermeyi
tercih etmemişler, sahabenin de bu yöndeki uygulamalarını bildikleri halde onları kurban kesrnekten men etmemiş veya kurban kesme yerine sadaka verme hususunda onları
teşvik etmemişlerdi. Şayet sadaka vermek daha faziletli olsaydı Hz. Peygamber ve Hulefa-i Raşidin herkesten önce bu uygulamayı kendileri yapardı. Bu anlayışlardan olsa gerek Ahmed b. Hanbel de kurban kesmenin sadaka vermekten daha faziletli olduğunu
söylemektediri ll.
Kurbanın vacip oluşunun nedenlerinden biri sosyal dayanışmayı sağlamaya yönelik
oluşudur. Bu nedenle Kurban hadisesini sadece et meselesi halinde takdim etmek isabetli değildir. Çünkü kurban sadece fakiriere et yardımında bulunmak için meşru kılınan bir
ibadet değildir. Aksi takdirde Kurban ibadeti hedefinden saptınlmış olur. Zira böyle bir
hüküm kendi içinde taşıdığı yanlıştan ziyade ona dayanılarak yapılacak yorumlarda daha başka yanlışlara sebebiyet vermesi bakımından sakıncalıdır, yanıltıcıdır. Zira böyle
olunca değişik alternatifler daima zihinleri meşgul edecektir112.
Mesela bununla ilgili şunlar söylenebilir. Madem kurbanın gayesi sosyal dayanışma­
yı temindir, öyleyse etten ziyade ilaca ihtiyacı olan bir kimseye ilaç alıp vermek, kurban
yerine geçebilmelidir. Bunun gibi etten ziyade soğuk bir kış günü yakacağa ihtiyacı olan
bir kimseye odun ve kömür alıp vermek de yine kurban yerine geçmelidir. Bütün bunlar
107) Kasani,a.g.e., V, 66-67.
108) Bilmen, İlmil.a·l, s. 419.
109) Geniş bilgi için bkz. Şeker, Mehmet, İsi/im 'da Sosyal Dayanışma Müesseseleri, Ankara, 1984, s.
67-96.
ll O) Kasani, a.g.e., V, 66.
1ll) İbn Kudame, a.g.e., Xl, 95; Bilmen, İlmihal, s. 421.
I 12) Daryal, a.g.e., s. 250.
------- -------·-
_,
D01777c7s14y2003.pdf 24.02.2010 13:09:52 Page 50 (1, 2)
MALİ BİR İBADET OLARAK KURBANIN HÜKMÜ~------
91
kurbandan daha sevap olsa bile onun yerine geçmeyecektir. Çünkü bu husus insaniann
takdirini aşmaktadır113.
Aynca arzu ettiğinde koyun alıp da kesen bir kimsenin bu koyunun etini veya kasap~
tan bir kaç kilo et alan kimsenin kendinden fedakarlık yaparak fakiriere et dağıttığı pek
görülmüş bir hadise değildir. Bu kimselerin hareket noktası fizyolojik ihtiyaçtır. Halbuki kurban kesen bir kimsenin hareket noktası ise Allah sevgisidir114.
"İslam, bayramı bir sokak gösterişi, kuru bir gürültü olmaktan çıkarmış ve onu herkesin aşına katmıştır. Bu içtimai ruhu herkese madde ile tattırmayı amaç edinrniştir. Bunu yapabilmek için kurbanın kanını akıtınayı şart koşmuştur. Bunun için kurbanlık hayvanın kıymetini para olarak dağıtınayı kabul etmemiştir. Öyle olsa- bayramda bir beraberlik olmayacak 115 kimi kurban eti yerken klmi de aldığı bir kaç kuruş la kalacak ve hatta kurban eti yerine para dağıtan kimse bile kurban eti yeme zevkinden mahrum kalacaktır. "116
SONUÇ
Kurban, insanlık tarihi kadar eski olup, inanç ve ibadetler devam ettiği sürece devam
edecek olan, insanı Allah' a yaklaştıran ve gerek fert gerekse toplum açısından çeşitli yararlar taşıyan mali bir ibadettir. Kişi kurban kesmekle Allah yolunda bir fedakarlık yapmış, Allah' ın emrine boyun eğmiş ve kulluk bilincini koruduğunu canlı bir biçimde ortaya koymuş olur.
İslam Dini, kurbanı takva belirtisi, ilahi emirleri yerine getirmek, kullanna ihsan ettiği
nimetiere şükretmek gibi maksattarla emretmiştir. Bu ibadet Cenab-ı hakkın ·verdiği
nimetiere bir şükür vesilesi, nzanın kazanılması için bir-fırsat olarak kabul edil-
sayısız
miştir.
Kurban, (delilleri daha kuvvetli olduğundan hareketle) tercih ettiğimiz görüşe göre
vacip bir ibadettir. İnıkanı olanlar tarafından mutlaka bu ibadetin yerine getirilmesi gerekir. Bu bakım_dan kurban yerine kıymetini sadaka olarak fakiriere vermek caiz değil­
dir. Nitekim Hz. Peygamber toplum içerisinde bir çok fakir bulunmasına rağmen hiç bir
zaman kurban kesmeyi terk etmemiş, ashabına da fakiriere destek adına kurban kesimini terk etmeleri ve buna mukabil sadaka vermeleri konusunda bir uyan yapmamıştır. Bu
bakımdan kurban ibadeti, fakiriere yapılacak nakdi yardım ile değil ancak kurban edilecek hayvanın kesilmesi ile yerine getirilebilir. Kurban kesmekle.mükellef olan zenginler
çevrelerinde bulunan fakiriere hem bayramda kurban etini dağıtarak hem de muhtaç olduklan diğer zaman dilimlerinde yardım elini uzatarak toplumsal dayanışmaya katkı
sağlamalıdırlar.
113) Daryal, a.g.e., s. 250.
114) Daryal, a.g.e., s. 253.
115) Kurbanın gelişigüzel olmayıp senenin muayyen günlerinde kesilmesi diğer ibadetlerde olduğu gi- bi bu ibadette de müslümaniann birlik ve beraberlik içinde olmalannın lüzumunu göstermektedir.
(Daryal, a.g.e., s. 266)
116) Atay, Hi-iseyin,"Kurban Bayramı ve Felsefesi ", Ankara Üniversitesi İlahiyar Fakültesi Dergisi,
Yıl, 196!?', Ci!t, XVII, Ankara, 1971, s. 278-279.
/.
Download