ULUSLARARASI ŞEFFAFLIK ÖRGÜTÜ YOLSUZLUK ALGILAMA ENDEKSİ (2008) TÜRKİYE’NİN ŞEFFAFLIĞA OLAN ÖZLEMİ SÜRÜYOR Uluslararası Şeffaflık Örgütünün (Transparency International-TI) her yıl gerçekleştirdiği Yolsuzluk Algılama Endeksi’nin (Corruption Perception Index-CPI) 2008 yılı sonuçlarına göre Türkiye; araştırma kapsamında bulunan 180 ülke arasında Polonya ve Litvanya ile 58’inci sırayı paylaşıyor. Sıralamada Danimarka, Yeni Zellanda ve İsveç en üst sırada yer alırken, bunları takip eden 20 ülkenin sosyal ve ekonomik bakımdan gelişmiş demokrasi ve refah ülkeleri olduğu anlaşılıyor. Alt sıralara doğru inildikçe; ülkelerin gelişmişlik seviyelerinin de düştüğü görülüyor. Nitekim en alt sırada Somali'nin ardından Irak ve Myanmar yer alıyor. Türkiye'nin son on yılda 10 üzerinden 1 puanlık bir ilerleme kaydetmesine karşılık kendisine kıyas alacağı ülkelere olan mesafesi dikkate alındığında, nispi pozisyonunda temel bir değişimin olmadığı ifade edilebilir. Bu durumun, ülkenin demokrasi ve refah yolunda beklenen hızda yol alamadığına işaret ettiği ve şeffaflık alanında tamamlanması gereken düzenlemeler ve yerine getirilmesi gereken uygulamalara dikkat çektiği söylenebilir. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün her yıl Almanya’daki Passau Üniversitesi ile işbirliği halinde gerçekleştirdiği Yolsuzluk Algılama Endeksi’nin bu yıl açıklanan 2008 raporu verilerine göre toplam 180 ülke değerlendirilmeye alınıyor ve sonuçlar 2007 yılına ilişkin bulguları kapsıyor. Ülkeler 0’dan 10’a kadar bir ölçeğe göre sıralanıyor ve ölçeğe göre not yükseldikçe, o ülkenin şeffaflık algısı artıyor. 2008 Yolsuzluk Algılama Endeksi’ne göre Danimarka, Yeni Zelanda ve İsveç 9,3 puanla en temiz ülkeler arasında bulunuyor. Somali ise 1 puanla 180’inci sırada bulunuyor. Irak ve Myanmar ise 1,3 puanla 178’inci sırayı paylaşıyor. Endeks sonuçlarına göre yolsuzluk algısının yüksek olduğu ülkelerde, genel olarak yoksulluğun da yaygın olduğu gözlenmektedir. Yolsuzluk ile yoksulluk arasındaki bağlantı, yolsuzluğun yoksulluğa karşı mücadelede önemli bir engel olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Yoksul ülkelerde bu durumun, şeffaflığı artıracak ve yolsuzluğu azaltacak yapısal eksiklikler ile sosyal ve siyasal mekanizma ve kurumların bulunmaması ya da düzgün işlememesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Gelişmiş ülkelerde yolsuzlukla ilgili ortaya çıkan konuların ise daha çok özel sektöre ilişkin düzenlemelerden kaynaklandığı gözlenmektedir. Ayrıca Uluslararası Şeffaflık Örgütü bazı gelişmiş devletlerin ve ihracat yapan ülkelerin çifte standart uygulayarak, yoksul ülkelerdeki yolsuzluğun artmasına katkıda bulunduklarını da ifade etmektedir. Uluslararası Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Rüşvet Verilmesinin Önlenmesine Dair OECD Sözleşmesi’nin; 1999 tarihinden itibaren yürürlükte olmasına karşın, uygulamasının sınırlı kalması bu ülkelerin küresel yolsuzluğun azalması yolundaki iradelerinin varlığı hususunda soru işaretleri yaratmaktadır. Endeks verilerine göre Türkiye, Polonya ve Litvanya ile 58. sırayı paylaşıyor. Türkiye’nin yeni notu 4,6. Bu sonuç, yapılan 7 adet araştırma sonucunda elde edilmiştir. Araştırmalarda yerel ve yabancı uzmanlar, işadamları ve ülke analistlerinin görüşleri alınmıştır. Sözkonusu araştırmalarda, ülkedeki yolsuzluğun büyüklüğüne bakılmaksızın rastlanma sıklığı, görüldüğü alanlar ve bu durumun sözkonusu ülkede iş yapma zorluğu yaratıp yaratmadığı gibi sorular üzerinden derecelendirilme yapılmıştır. Endeks sonuçlarına bakıldığında Türkiye’nin yine sınıfta kaldığı, en hafif ifadeyle oldukça başarısız bir seviyede bulunduğu ifade edilebilir. Türkiye’nin notu, ilk 20 sıradaki ve yolsuzluk algısının daha az saptandığı ülkelerin notunun yarısı düzeyindedir. Bu durum, Türkiye’nin şeffaflaşması ve demokratik gelişimi konularında büyük bir engel teşkil ediyor. Türkiye’nin son yıllarda gündemine aldığı reformlar ve Avrupa Birliği uyum programı çerçevesindeki mevzuat çabaları göreceli olarak ülke puanına bir katkı yapmış olsa da, Türkiye’nin özellikle uygulama konusunda halen önemli eksikleri bulunuyor. Sonuç olarak; Türkiye’de şeffaflığı artıracak ve yolsuzluğun en aza indirilmesini sağlayacak mevzuatın tamamlanması ve söz konusu mevzuatın hayata geçirilmesi, uygulamanın eksiksiz sağlanabilmesi için gerekli mekanizma ve kurumların oluşturulması konuları halen önceliğini ve önemini koruyor.