Sevgili Velilerimiz; Çocuklar bilgisayar ve buna bağlı olarak internet ile doğdukları anda tanışıyorlar. Onların ilk fotoğraflarını sosyal paylaşım sitelerine koyuyoruz, “Hoş geldin” mesajları yazıyoruz, bazılarının kendi fotoğraflarını içeren blogları bile oluyor. Buna ek olarak sanal âlemde tohum ekip bitki yetiştiriyor, ineklerden süt alıyor, spor yapıyor, oyun oynuyoruz. Bu listeye her gün yeni yeni aktiviteler ekliyoruz. Dolayısıyla hemen her yaş döneminde ebeveynleri model alan çocuklar, rol modellerinin bu davranışlarını da öğrenme süreçlerine dâhil ediyorlar. Ancak, oto kontrol konusunda yetişkinlere oranla daha az yetkin olan kimi çocuk için bu materyallerin kullanımı bir süre sonra sorun haline gelebiliyor. Bu yazımımızda internet kullanımının, çocuklar için olumsuz yönlerinin yanında, alınacak önlemlere, özellikle de anne-babaların yapabileceklerine değineceğiz. Her yaş döneminin gelişim basamaklarında gösterdiği özellikler farklı olduğu gibi bilgisayar, internet ve oyun konsollarını kullanma davranışları da değişim gösteriyor. Ailelerin bu gelişim dönemlerinin özellikleri hakkında bilgi sahibi olması ev içi kullanım kurallarını belirlemelerinde yardımcı olacaktır. Örneğin; internet üzerinden veya oyun konsolları aracılığı ile oynadıkları bazı oyunlar çocuklara sanal bir dünya sunuyor. Çocuk bu dünya ile gerçek yaşam arasındaki çizgiyi henüz algılayamadıysa sıkıntı oluşmaya başlıyor. Bazı durumlarda gerçek yaşamdan kopma gözlenebildiği gibi, korkular, kaygılar veya saldırgan davranışlar gelişebiliyor. Bu ayrıma varma birçok çocukta okul öncesi dönemde tamamlanabildiği gibi bazı çocuklar bu sürece daha geç girebiliyorlar. O nedenle bu tarz oyunların kullanımıyla ilgili kesin bir yaş sınırı koymak yerine çocuğun kendi gelişimini göz önünde bulundurmak önem taşıyor. Okul Öncesi Dönem: Okul öncesi dönemdeki bir çocuğun bilgisayar, internet veya oyun konsollarını kullanımı oldukça sınırlı olmalı ve iyi bir şekilde denetlenmelidir. Aksi takdirde gerçek yaşam ile fantezi arasındaki farkı yakalayamadığı için oyunlardaki kahramanların yaptıkları davranışları arkadaşları üzerinde denediğine, korkular ve kaygılar geliştirdiğine rastlayabiliyoruz. Okul öncesi dönem için bu materyallere ayrılacak zamanın ortalama olarak günlük 15-20 dakikayı aşmaması ve anne babanın gözetiminde olması daha sağlıklıdır. Bu dönemde, anne ve baba ile oynayacakları kutu oyunları, evcilik, resim yapma, kesme yapıştırma, hikâye dinleme ve anlatma, vs. daha çok vakit ayrılması gereken aktivitelerdir. 6 yaş: İlköğretim hayatına atılan 6 yaş çocuğu bundan böyle bilgisayarı, interneti tek başına keşfetmek isteyecektir. Artık tam bir okullu olmuştur, büyümüştür. Arkadaşları ile bilgi alışverişinde bulunur, yeni oyunlara nasıl ulaşacağını öğrenir. Bu yaş çocuğu otoriteyi çok fazla sorgulama eğiliminde değildir. O nedenle koyulan kuralları uygulama konusunda ebeveynlerin pek fazla sıkıntı yaşaması beklenmez. Henüz okula başlamış ve dolayısıyla artan sorumluluklarına adaptasyon sürecinde olan, özellikle tam gün okula giden, 6 yaş çocuğunun günlük bilgisayar kullanım süresinin 30 dakika ile 1 saat arasında olması idealdir. 7-9 yaş: 7 yaş ile 9 yaş arası, bu alana olan ilginin oldukça arttığı bir dönemdir. Genel olarak bu yaşlardaki çocuklar yasaklanan birçok davranışı gerçekleştirme eğiliminde olduğundan ailelerin koydukları kuralları zaman zaman çiğneme eğilimi gösterseler de kontrol edilebilirler. İnternette gezinmeyi, çeşitli oyunlar oynamayı, e-posta gönderip almayı başarabilen 7-9 yaş çocuğunun akademik amaçlar dâhil günlük ortalama bilgisayar kullanımının 1–1,5 saati geçmemesi önerilir. Aksi takdirde hem akademik hem sosyal yaşam sekteye uğrayabilir. 10-13 yaş: Ön ergenlik dönemindeki 10-13 yaş çocuğu, bilgisayar, internet ve oyun konsolları konusunda oldukça fazla bilgiye sahiptir. Bu alandan her türlü bilgiye sınırsız ulaşım sağlayabileceğinin farkındadır. Bu yaş döneminde arkadaş ilişkileri eskiye oranla önem kazanır. Arkadaşlık kurma siteleri ve özellikle anlık ileti en çok kullanılan araçlardır. Ayrıca, okullar doğru kullanımını teşvik etmek amacı ile internetten bilgi aramaya yönelik çeşitli projeler, ödevler verirler. Dolayısıyla internetin eğitici rolü bu dönemde ön plana çıkmaya başlar. Bunlara ek olarak, 10-13 yaş aralığındaki çocuklar interneti şarkı veya video indirmek, e-posta göndermek ve sevdikleri ünlüler hakkında araştırma yapmak için de kullanırlar. Bu dönemde bu materyallerin kullanımı süre açısından bireysel farklılık gösterebilir. Çocuk, sosyal ilişkilerinin devamlılığı için uzun süreler boyu çevrimiçi kalmak isteyebilir. Burada önemli olan aile bireylerinin hep birlikte üzerinde anlaşacakları aile içi kullanım kurallarını belirleyerek huzuru sağlayabilmeleridir. Yukarıda belirtildiği gibi çocukların anne babaların davranışlarını model aldığını da unutmamak gerekiyor. Nasıl sizin gibi konuşma, giyinme, yemek yeme davranışları geliştiriyorlarsa aynı şekilde bilgisayar, internet ve oyun konsollarını kullanma şeklinizi de model alabiliyorlar. Anne-baba işten gelip bilgisayarın başında yarım kalan işlerini tamamlamaya çalışıyorlarsa, baba hafta sonu evde arkadaşları ile sanal futbol turnuvaları düzenliyorsa çocuk da bu davranışları model alıyor. Bir süre sonra o da vaktini bu aktivitelere yöneltmeye başlıyor. Zaman zaman hayatın akışı içinde yol almaya çalışırken işlerimizi tamamlayabilmek, bazen kendimize vakit ayırmak için bizler de çocukları bu alanlara yöneltebiliyoruz. Oysa bilgisayar oyunları her zaman yanlış örnek oluşturacak veya çocuğun gelişimine zarar veren unsurlar içermiyor. Aynı zamanda eğitici, geliştirici ve yaratıcılığı destekleyen birçok materyali de içinde barındırıyor. Çocuklara kazanma ve kaybetme duygusunu deneyimlemelerine izin veriyor. Yararı ve çekiciliği bu kadar açık olan internet, aynı zamanda çocuk yönünden birtakım olumsuzlukları, hatta tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Denetimsiz ve aşırı internet kullanımının getireceği olumsuzlukları sıralayalım: 1- Fiziksel Etkiler: Sürekli ekran başında olan çocuklarda, göz rahatsızlıkları görülebiliyor. Çocuklar, açık havada daha az kalıyor ve diğer çocuklarla oyun oynayarak enerjilerini boşaltamıyorlar. 2- Psikolojik Etkiler: İnternetin çekiciliğine kapılıp, zamanını çoğunlukla bilgisayar önünde geçiren çocuklarda, zamanla ‘’Internet bağımlılığı’’ (Internet Addiction Disorder) oluşabiliyor. 3- Sosyal Etkiler Uzun süre internet gezintileri yapan çocuğun arkadaş edinme sıkıntısı çektiği yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Bu ‘’yalnız’’ çocuklar, giderek toplumla iletişim kurmakta zorlanmakta olup, topluma karşı olumsuz duygu ve düşünceler beslemeye başlayabiliyorlar. 4- Tehlikeler İnternet sayfalarında gezinirken, çocuğun aniden pornografi, uyuşturucu, çeşitli silahlar, bomba yapımı, kalpazanlık, hırsızlık yolları içeren sitelerle karşılaşması ve doğal olarak bunları merak etmesi, dolayısıyla bu sayfaları okuması çok olağan bir durumdur. Özellikle, her türlü kullanıma, tüm masumiyetiyle açık ve korumasız olan küçük çocukların, gördükleri ve okudukları karşısında etkilenmemesi mümkün gözükmüyor. Bir diğer tehlike, e-posta aracılığıyla kurulan dostluklardır. Sanal bir dünyada oluşan bu dostlukların, yaşıtları arasında olup olmadığı bilinmediğinden, bazen kötü kullanıma da aracı olmaktadır. Bunlar, kötü, kaba söz ve ifadelerden, kötü niyetli tekliflere kadar değişebilmektedir. Sohbet odaları da, gene muhatabın gerçek kişiliğinin gizli kalması halinde, çocuklar için tehlike yaratabilir. Çocuklarımız oto-kontrol ve neyin yararlı olduğu konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları için yukarıda bahsettiğimiz sıkıntılar oluşabiliyor. Dolayısıyla neyin, ne şekilde, ne süre ile kullanılacağı ile ilgili doğru yönlendirmeleri yapmayı başarabilirsek çocuklar hem çağın gerisinde kalmamış, hem eğlenceli vakit geçirmiş hem de hayattan kopmamış olabilirler. Anne- babaların çocuklarına küçük yaştan itibaren internet kullanımıyla ilgili bazı kuralları öğretmeleri, çocuğun kendi sınırlarını belirlemesine yardımcı olacaktır. Bu kurallar şöyle sıralayabiliriz: 1. Çocuğa hiçbir zaman kimlik bilgilerini vermemesi öğretilmelidir. (Ev adresi, tel . no gibi) 2. Çocuğa açık saçık, tehdit edici, tahrik edici, kısacası onu rahatsız edici hiçbir mesaja cevap vermemesi öğretilmelidir. 3. Çocuk, tanımadığı kişilerden gelen e-postalarla ilişki kurmamalıdır. (Özellikle zincirleme olanlar) 4. Çocuğa, internette okuduğu her şeyin doğru olmadığı hatırlatılmalıdır. 5. Bilgisayar kullanımı ile ilgili kurallar makul olmalı ve çocukla beraber belirlenmelidir. 6. İnternette kullanabileceği sitelerle ilgili karşılıklı konuşarak fikir birliğine varılması, tıpkı TV programlarında olduğu gibi seçici olmayı öğretecektir. Kaynakça N. Tuncer (2000) , ‘’Çocuk ve İnternet Kullanımı’’ Türk Kütüphaneciliği 24, 2 , 205-212 Cömert, M. Kayıran (2010) , ‘’Çocuk ve Ergenler İnternet Kullanımı’’ Çocuk Dergisi 10(4): 166-170 http://www.dbe.com.tr/Default.aspx?SectionID=1221(Çocu klarda Bilgisayar, İnternet Ve Oyun Konsollarının Güvenli Kullanımı) Atatürk Mah. Girne Cad. No: 6-6/1 Ataşehir Tel : 0216 455 07 07 Fax : 0 216 548 18 00 [email protected] www.yonderkoleji.com