T.B.M.M. B : 77 14 . 2 . 1990 O : 1 Türkiye`deki aracı zincirinin

advertisement
T.B.M.M.
B : 77
14 . 2 . 1990
O:1
Türkiye'deki aracı zincirinin kîrılamamasıdır, fiyatları, beş tane -daha sonra bahsedeceğimaracımn girerek artırmasıdır. Diğer sebebi ise, üretim maliyetlerinin, üretim girdilerinin olağa­
nüstü artışıdır.
Sayın Bakanımız, üçüncü gerekçe olarak hal mafyasından bahsetti. Sayın Ekinci'nin da­
ha önce bahsettiği gibi, 1960 yılından beri 80 sayılı Yasa ile yürürlükte olan bu örgütlerin, Hü­
kümetin yetkili bir bakanı tarafından "mafya" olarak kamuoyuna sunulması ciddi yanlışlık­
tır, bir devlet adamına yakışmayacak derecede hafif bir ölçüdür kanaatindeyim; çünkü Hükü­
metimizin görevi, eğer mafya varsa, bunları kamuoyuna açıklamak değil, bunların oluşmasına
mani olmak, bunların gücünü kırmak, bunları yok etmektir; ama ben ANAP iktidarının maf­
yalarla başa çıkacağına inanmıyorum. Zira ANAP tktidarı zamanında bol bol mafya yaratıl­
dı; arsa mafyası, senet mafyası gibi. Hal mafyasının da buna katılması, sanıyorum diğer maf­
yaların kamuoyundaki etkisini, gücünü kırmak amacına yöneliktir, yoksa, gerçekte hal maf­
yası diye bir mafya olduğuna biz inanmıyoruz. Çünkü, bununla ilgili olarak Ankara örneğini
ele alırsak, yaş sebze ve meyve dolaşımının, tüketiminin, sadece yüzde 19'unun Ankara top­
tancı haline girdiğini görüyoruz, geriye kalan yüzde 81'i toptancı haline girmeden, yani beledi­
yenin ve devletin kontrolünü yaşamadan piyasaya sürülmektedir.
Halbuki uygulama aynen şöyle olmaktadır : Hale giren bir mal, yüzde 4 stopaj, yüzde
3 KDV, yüzde 3 belediye rüsumu ve yüzde 7 komisyon alındıktan sonra üreticiye yansır. Halde­
ki öncelik sırası ise, önce üretici kooperatifleri ve birlikleri, daha sonra müstahsiller ve daha
sonra da üçüncü sırada komisyoncular şeklindedir ve bunlar birbirlerinden mal a|ıp satamazlar.
Aslında 80 sayılı Hal Yasasını ne kadar eski kabul edersek edelim, burada üretici ve halka
aykırı hükümler bulunmamaktadır, aykırılık, bunların yaşama geçirilememesinden kaynaklan­
maktadır. 24 Ocak 1980 ekonomik kararları sonucu oluşan yeni ekonomik politikalar, bu alanda
da kontrolü ortadan kaldırmıştır. Türkiye'deki yaş sebze ve meyve, üreticiden alındıktan sonra
devlet ve belediye kontrolünde pazara sunulamadığından, bizim hesabımıza göre, 1987 fiyatla­
rıyla devletin sadece bu konudaki vergi kaybı 13 trilyon liradır. Sadece Ankara'daki hal olayın­
daki uygulama kontrol altında tutulamadığından, Ankara Belediyesinin bu konuda 1989 yılın­
daki rüsum kaybı S milyar liradır.
Bu kayıpların ötesinde, gelen mallar, kalite, fiyat, ambalaj kontrolüne tabi olamadığı gibi,
sağlık kontrolüne de tabi olamamaktadır. Oysa, hale giren mallar, hem standardizasyon, hem
sağlık, hem kalite açısından ciddi bir kontrole sokulduktan ve o şekilde vasıflandırıldıktan sonra
tüketicinin alımına sunulmaktadır. Bu nedenle, Türkiye'de bir hal mafyası veya pazar mafyası
olduğunu sanmıyoruz. Böyle olumsuzluklar vardır, yani daha önce Musa Arkadaşımın belirt­
tiği gibi, bazı hal komisyoncuları, direkt, bölgelerdeki üreticiden bahçeleri ve saireyi satın ala­
rak uygulamayı yapıyorlar; bunu biliyoruz. Bunun da engellenmesinde ciddi yararlar vardır.
Hükümetin bu konudaki tutum ve tavrını da her zaman için destekleriz, destekleyeceğiz; ama,
olaya bir hal mafyası veya pazar mafyası diyerek bakmanın ve olayı olduğundan fazla büyüt­
menin, bu sorunun çözümü için, enflasyonun çözümü için yeterli bir tavır olabileceği kanaa­
tinde değiliz.
Sayın Bakanımızın açıkladığına göre, dördüncü neden de, serbest piyasa ekonomisidir. Sayın
tçöz de belirttiler, bizim partimizin bu konudaki tavrı, sosyal piyasa ekonomisidir; ama ben
sosyal piyasa ekonomisinden önce serbest piyasa ekonomisine değinmek istiyorum.
—
27 —
Download