T. B. M. M. B: 86 Türkiye'nin mevcut durumlar itibariyle artık kendi devlet memurunun - ücretsiz izinli de olsa - parasını, karşılayabilecek bir duş ödemeler ve bütçe seviyesin­ de olduğu idi. Bu tespiti yaptıktan sonra, mevcutla­ rın bir dönem (altı ay kadar) uzatılması yapılmış, Dünya İslam Birliği Teşkilatına ve diğer ilgili ma­ kamlara teşekkür edilerek, bundan sonra din adam­ larımızın maaşını kendi bütçemizden karşılayacağı­ mızı söylemişizdir. Nitekim, 1985 yılında çalışmalar sonuçlanmış ve 1 Temmuz 1985 tarihinden itibaren de, Dışişleri Bakanlığının, «Türk- Varlığını Koruma ve Tanıtma» kalemine 652 milyon Türk Lirası akta­ rılarak, dışarıda 320 din adamı kadrosu ihdas edil­ miştir. Bununla da iktifa edilmemiş; 1986 yılında ev­ vela 100, sonra 75 kadro dalha tahsis edilmiş, böylece şu anda 495 din adamı kadrosu tahsis edilmiş bulun­ maktadır. Eğer, başlangıcından itibaren mukayese edersek, yani on senelik periyot içinde gönderilen 148 kişiye karşılık, bizim dönemimizde devamlı olarak 495 kad­ ro 'tahsis edilmiştir. Halen 250 kadronun da tahsisi; çalışmaları yapılmaktadır. [Muhterem miîletvdkilleri, biraz da (bu Rabıtat-ül Âlem-il tslâmî adındaki, yani Dünya İslam Alemi Birliği diye tercüme edilen kuruluştan kısaca bahsetmek istiyorum: Yine huzurlarınıza çıkmadan önce, Dışişleri Bakan/lığından resmen bu kuruluş hak­ kındaki görüşlerini istedim, şu küçük raporu verdi­ ler, sizlere kısaca okuyacağım^: «Dünya İslâm Âlemi Birliği 1962 Mayıs ayında Mekke'de kurulmuştur. Başlıca amaçlan: İslam ülke­ lerinin dünyaya anlatılması, İslama karşı tek taraflı görüşlere ve propagandaya karşı koymak, bütün dün­ yadaki Müslümanların çıkarlarını korumaktır. Bu çer­ çevede, birlik; Kur'an'ın çeşitli dillere tercümesi, okul ve cami inışası içini çeşitli ülke ve kuruluşlara yardım yapılması», bazı ülkelere öğretmen ve vaiz gönderilmesi, konferans ve seminerler düzenlenme­ si: İslam ülkeleri yararına olan konularda uluslarara­ sı girişimler yapılması gibi, muhtelif faaliyetlerde bulunmaktadır. Birlik, Amerika Birleşik Devletleri, İtalya, Belçika, Japonya, Federal Almanya, Kamada, İngiltere, Kore Cumhuriyeti, Endonezya, Malezya, (Plakiısitaın, Yugoslavya, Ürdün, Singapur gilbıi, çok sa­ yıdaki ülkedeki İslam kuruluşlarına yardımda bulun­ muş: Mısırın El'esef Üniversitesi ile de işbirliği ha­ linde: Belçika, Japonya, Hindistan, Kenya, Tayvan gilbi ülkelere öğretmen ve vaiz göndermiştir. Birliğin 'faaliyetleri arasında; Seul'de bir oaırıi ve İslam mer­ 7 . 4 . 1987 O: 1 kezi inşasına yardım, Kenya'da bir dispanser, bir okul ve ibir cami inşası: Yugoslavya, Japonya, Kore ve diğer bazı ülkeler öğrencilerine üniversite bursu verilmesi zikredilebilir. Birlik: Birleşmiş Milletler Teşkilatı, 'İslam Konferansı örgütü, Eklonomiîk ve Sos­ yal Konsey ve .UNIGEF'de müşahit üyedir. Birlik, Suudî Arabistan Hükümetinin denetim ve teşviki al­ tında faaliyet göstermektedir, masrafların, önemli bir bölümü ib-u ülke tarafından karşılanmaktadır. Birli­ ğin amaçlarıyla, devletimizin laik karakteri bağdaşmamaikla birlikte, birliğin faaliyetlerinin/ önemli bir kısmını kapsayan ve bu maksatla sekreterya içinde ayrı bö'iüim kurmuş olan Müslüman laızınhikl'ar konu­ su, ülkemizin çıkarlarına hizmet eder niteliktedir. Birlik, Bulgaristan'daki Müslüman Türklerin duru­ mu, Batı Traıkya'daki Türklere yapılan baskılar ko­ nularında, ülkemiz tezlerini desteklemektedir. Ayrıca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti konusunda da önem­ li destekleri olmuş; nitekim, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da ifade edilmiştir. Birliğin Genel Sekreteri Abdullah Ömer Nassef, İslam Konferansının, ıBülgaristan'daıki Müslüman Türk azınlığın durumunu incelemek amacıyla teşkil ettiği temas grubunun üç üyesinden biridir. Rabıta Genel Sekreteri Abdullah Ömer Nassef, beraberinde bir heyetle birlikte, 1984 Nisanında, Diyanet İşleri Başkan'inın davetlisi olarak, Türkiye'yi ziyaret etmiş­ tir. Şimdi, şunu hemen arz edelim. Dünya İslam Âlemi Birliği, .elbette Türk Devletinin bütün temel prensiplerine tam manasıyla intibak içinde olan bir birlik değildir; bir Islamî teşkilattır. Benzeri, bütün diğer dinlerde ve laik olmayan sistemlerde .görülen bir teşkilattır. Bizim bu teşkilatla karşılıklı yardımlaş­ ma içinde olmamız, hiçbir şekilde bu teşkilatın bütün prensiplerini kabul etmemiz veya savunmamız ma­ nasına da gelmez. Nitekim, daha evvel hükümet adı­ na (açıklamada bulunduğum zaman da ifade etmiş­ tim. Biz, laik bir devletiz; ancak, laik olmayan teşki­ latlarla, devletlerle, kuruluşlarla da münasebette bu­ lunabiliriz. Nitekim, bizim, içinde bulunmadığımız, temel prensiplerini ve ilkelilerini' kabul ©itmediğimiz çeşitli bloklarla, çeşitli devletlerle, ülkelerle de mü­ nasebetlerimiz vardır. Aynı şekilde, çok çeşitli din içi ve dışı dernekle de temasımız olmaktadır. Nitekim, uzağa gitmeye lüzum yok; Dünya Kiliseler Birliğinin dahi, bu çeşit yardımları söz konusu olmuştur. Sa­ yın Cumhurbaşkanımız da bahsettiler; dışarıya giden elemanlardan bir tanesi, bizzat Vatikan tarafından