ELEŞTİREL DÜŞÜNME “Eleştirel düşünme”, düşünürken sık düşülen hatalara düşülmeyen “doğru” düşünme yöntemidir. İnsanların en sık düştüğü düşünme hataları şunlardır: 1. Kanıtlara bakmadan karar vermek “Tıp öğrencisinin iyi bir hekim olmak için derslerine çok çalışması gerekir” ifadesi ilk bakışta iyi bir ifade gibi görünebilir. Ancak eleştirel düşünmeyi öğrenen biri, bu ifadeyi benimsemeden önce ifadenin temel önermesi “derslerine çok çalışma” ile çıkarsamasını olan “iyi hekimliğin” ilişkisini düşünür. Eğer “iyi hekimliğin” tek ölçütü tıp fakültesinde verilen tıbbi bilgileri iyi öğrenmek ise bu ifade doğrudur. Ancak “iyi hekimlik” için mesleki bilgi ve beceriler dışında bilgi ve beceriler de gerekliyse (genel kültür, sosyal beceriler vb) o zaman bu eksik bir ifadedir. Eleştirel düşünen biri önermelerin kanıta dayalı olup olmadığını araştırır. 2. Mantığı incelemeden mantıksal bir sonucu, beğenilmeyen bir sonuç üzerinden reddetmek. Tıp eğitimi sırasında pek çok derste ve çeşitli vesilelerle sigara ile kanser arasında bir ilişki olduğunu öğrenen bir tıp öğrencisi “her sigara içen kanser olmaz” ifadesini, aslında ifade doğru olduğu halde mantıksız bularak reddedebilir. Gerçekten de sigara ile pek çok kanser türü arasında çok yakın bir ilişki vardır fakat bu ilişki bir “neden-sonuç ilişkisi” değildir. Gerçekten sigara içtiği halde kansere yakalanmayanlar olduğu gibi, hiç sigara kullanmadığı halde kanser olanlar da vardır. Kuşkusuz, “her sigara içen kanser olmaz” ifadesi bazılarında sigaranın zararlı etkilerini küçümseyen bir duygu uyandırabilir fakat bu durum ifadenin doğru olduğu gerçeğini değiştirmez. Yukarıdaki iki örnek, genellikle karar verirken mantık yerine duyguların öne çıktığı durumlarda düşülen hatalara ilişkindir. Ancak bu hatalar, konuya ilişkin gerekli ön-bilgi olmadığında da yapılabilir. Eğer “iyi hekimlik” için genel kültür ve sosyal beceriler de gerektiği veya sigara ile kanser arasındaki ilişkinin bir “neden-sonuç” ilişkisi olmadığı bilinmiyorsa bu hatalara düşülebilir. 3. En bildik, “beklenen” yanıtı seçmek Öğretmenler, dersine yeterince çalışmayan öğrencileri, çoktan seçmeli sorular sorulan sınavlarda en bildik yanıtı, örneğin konu içinde en sık geçen bir terimi (a) şıkkına koyarak kolayca yakalayabilirler. Öğrencinin mutlaka soruyu iyi okuyup, ne sorulduğunu iyice anladıktan sonra yanıtlar arasından seçim yapması gerekir. 4. Teorilerini çürütebilecek bilgileri hesaba katmamak İnsanlar çoğu kez kendi fikirlerini destekleyen örnekleri seçer, desteklemeyebilecek olanları görmez ya da görmezden gelirler. Mikrobiyoloji dersinden kalan birkaç öğrenci arkadaşı olan bir birinci sınıf öğrencisi, “mikrobiyolojinin çok zor bir ders” olduğunu söylerken, aslında o yıl bu dersten yüzlerce öğrencinin geçtiğini hesaba katmamaktadır. 5. Detayları gözden kaçırmak Bazen öğrenciler bir sorunu çözmek için püf noktasını nerede arayacaklarını bilemediklerinden, detayları gözden kaçırabilirler. Örneğin farmakoloji sınavında öğrenci dozunu 100 mg olarak ezberlediği ilacın, 0.1 gram olarak yanıtlar arasında yer aldığını kaçırabilir. 6. Diğer görüşleri dikkate almamak Kuşkusuz her şeyin tek bir nedeni ve her nedenin tek bir sonucu olduğu bir dünyayı kavramak çok kolay olurdu, fakat gerçek dünyada hemen hiçbir şeyin tek bir nedeni ve hiçbir etkenin yol açtığı tek bir sonuç yoktur. Özellikle tıp gibi oldukça dinamik ve hemen her gün mevcut bilgilerin sorgulandığı ve yenilendiği bir alanda, öğrencinin kendisini tek bir görüşle sınırlaması, en azından ufkunu daraltacaktır. Tıp öğrencisi okuduğu konulara ilişkin bütün görüşleri öğrenmeye çalışmalı, bunlardan bir senteze ulaşmaya çabası göstermelidir. 7. Anlayıp, anlamadıklarına dikkat etmemek Düşünme hataları arasında en tehlikeli olanlardan biri, öğrencinin konuyu anlayamadığının farkına varamamasıdır, çünkü bu sınavda ortaya çıktığında telafisi oldukça zor olacaktır. Öğrenci bir konuyu anlayıp, anlamadığını kendi kendine test edebilmelidir. Bunun için öğretmenin yapacağı sınavı beklemeden, kendi kendisine veya birkaç arkadaşıyla birlikte konuya ilişkin sorular sorup, yanıtlar üretmelidir. Bunun en pratik yolu, öğrencinin kendisini öğretmen yerine koyarak, “ben olsam bu konuda şu soruyu sorardım” şeklinde alıştırmalar yapmasıdır. 8. Bilgilerin kaynağını araştırmamak Günümüzde internet olağanüstü bir bilgi birikimini çalışma odalarımıza taşırken, beraberinde yine olağanüstü bir bilgi kirliliğini de getirmektedir. Özellikle sağlık alanında, çoğu ticari amaçlı binlerce internet sayfası hiçbir dayanağı ve bilimselliği bulunmayan “bilgiler” yaymaktadır. Tıp öğrencisi bu eşsiz bilgi kaynağını kullanırken, mutlaka bilginin kaynağını sorgulamalıdır. Bunun en basit yolu, adresinin sonu “.edu” uzantısıyla biten sayfalarda arama yapmaktır. Basılı materyaller göreli olarak daha güvenilir olmakla birlikte, isminin önünde her dr. unvanı olan kişinin tıp doktoru olmayabileceği, hatta ne yazık ki bazı hekimlerin de ticari kaygılarla, bilimselliği kanıtlanmamış bazı bilgilere kitaplarında yer verebileceği unutulmamalıdır. Öğrencilerin basılı materyal gereksinimlerini tercihen üniversite kütüphanesi veya kitap satış ofislerinden, ya da öğretmenlerinin tavsiye ettiği kaynaklardan sağlamaları önerilir.