eleştirel düşünme - İstanbul Tıp Fakültesi

advertisement
ELEŞTİREL DÜŞÜNME
“Eleştirel düşünme”, düşünürken sık düşülen hatalara düşülmeyen “doğru” düşünme
yöntemidir.
İnsanların en sık düştüğü düşünme hataları şunlardır:
1. Kanıtlara bakmadan karar vermek
“Tıp öğrencisinin iyi bir hekim olmak için derslerine çok çalışması gerekir” ifadesi ilk bakışta
iyi bir ifade gibi görünebilir. Ancak eleştirel düşünmeyi öğrenen biri, bu ifadeyi
benimsemeden önce ifadenin temel önermesi “derslerine çok çalışma” ile çıkarsamasını olan
“iyi hekimliğin” ilişkisini düşünür. Eğer “iyi hekimliğin” tek ölçütü tıp fakültesinde verilen
tıbbi bilgileri iyi öğrenmek ise bu ifade doğrudur. Ancak “iyi hekimlik” için mesleki bilgi ve
beceriler dışında bilgi ve beceriler de gerekliyse (genel kültür, sosyal beceriler vb) o zaman bu
eksik bir ifadedir. Eleştirel düşünen biri önermelerin kanıta dayalı olup olmadığını araştırır.
2. Mantığı incelemeden mantıksal bir sonucu, beğenilmeyen bir sonuç üzerinden
reddetmek.
Tıp eğitimi sırasında pek çok derste ve çeşitli vesilelerle sigara ile kanser arasında bir ilişki
olduğunu öğrenen bir tıp öğrencisi “her sigara içen kanser olmaz” ifadesini, aslında ifade
doğru olduğu halde mantıksız bularak reddedebilir. Gerçekten de sigara ile pek çok kanser
türü arasında çok yakın bir ilişki vardır fakat bu ilişki bir “neden-sonuç ilişkisi” değildir.
Gerçekten sigara içtiği halde kansere yakalanmayanlar olduğu gibi, hiç sigara kullanmadığı
halde kanser olanlar da vardır. Kuşkusuz, “her sigara içen kanser olmaz” ifadesi bazılarında
sigaranın zararlı etkilerini küçümseyen bir duygu uyandırabilir fakat bu durum ifadenin doğru
olduğu gerçeğini değiştirmez.
Yukarıdaki iki örnek, genellikle karar verirken mantık yerine duyguların öne çıktığı
durumlarda düşülen hatalara ilişkindir. Ancak bu hatalar, konuya ilişkin gerekli ön-bilgi
olmadığında da yapılabilir. Eğer “iyi hekimlik” için genel kültür ve sosyal beceriler de
gerektiği veya sigara ile kanser arasındaki ilişkinin bir “neden-sonuç” ilişkisi olmadığı
bilinmiyorsa bu hatalara düşülebilir.
3. En bildik, “beklenen” yanıtı seçmek
Öğretmenler, dersine yeterince çalışmayan öğrencileri, çoktan seçmeli sorular sorulan
sınavlarda en bildik yanıtı, örneğin konu içinde en sık geçen bir terimi (a) şıkkına koyarak
kolayca yakalayabilirler. Öğrencinin mutlaka soruyu iyi okuyup, ne sorulduğunu iyice
anladıktan sonra yanıtlar arasından seçim yapması gerekir.
4. Teorilerini çürütebilecek bilgileri hesaba katmamak
İnsanlar çoğu kez kendi fikirlerini destekleyen örnekleri seçer, desteklemeyebilecek olanları
görmez ya da görmezden gelirler. Mikrobiyoloji dersinden kalan birkaç öğrenci arkadaşı olan
bir birinci sınıf öğrencisi, “mikrobiyolojinin çok zor bir ders” olduğunu söylerken, aslında o
yıl bu dersten yüzlerce öğrencinin geçtiğini hesaba katmamaktadır.
5. Detayları gözden kaçırmak
Bazen öğrenciler bir sorunu çözmek için püf noktasını nerede arayacaklarını
bilemediklerinden, detayları gözden kaçırabilirler. Örneğin farmakoloji sınavında öğrenci
dozunu 100 mg olarak ezberlediği ilacın, 0.1 gram olarak yanıtlar arasında yer aldığını
kaçırabilir.
6. Diğer görüşleri dikkate almamak
Kuşkusuz her şeyin tek bir nedeni ve her nedenin tek bir sonucu olduğu bir dünyayı kavramak
çok kolay olurdu, fakat gerçek dünyada hemen hiçbir şeyin tek bir nedeni ve hiçbir etkenin
yol açtığı tek bir sonuç yoktur. Özellikle tıp gibi oldukça dinamik ve hemen her gün mevcut
bilgilerin sorgulandığı ve yenilendiği bir alanda, öğrencinin kendisini tek bir görüşle
sınırlaması, en azından ufkunu daraltacaktır. Tıp öğrencisi okuduğu konulara ilişkin bütün
görüşleri öğrenmeye çalışmalı, bunlardan bir senteze ulaşmaya çabası göstermelidir.
7. Anlayıp, anlamadıklarına dikkat etmemek
Düşünme hataları arasında en tehlikeli olanlardan biri, öğrencinin konuyu anlayamadığının
farkına varamamasıdır, çünkü bu sınavda ortaya çıktığında telafisi oldukça zor olacaktır.
Öğrenci bir konuyu anlayıp, anlamadığını kendi kendine test edebilmelidir. Bunun için
öğretmenin yapacağı sınavı beklemeden, kendi kendisine veya birkaç arkadaşıyla birlikte
konuya ilişkin sorular sorup, yanıtlar üretmelidir. Bunun en pratik yolu, öğrencinin kendisini
öğretmen yerine koyarak, “ben olsam bu konuda şu soruyu sorardım” şeklinde alıştırmalar
yapmasıdır.
8. Bilgilerin kaynağını araştırmamak
Günümüzde internet olağanüstü bir bilgi birikimini çalışma odalarımıza taşırken, beraberinde
yine olağanüstü bir bilgi kirliliğini de getirmektedir. Özellikle sağlık alanında, çoğu ticari
amaçlı binlerce internet sayfası hiçbir dayanağı ve bilimselliği bulunmayan “bilgiler”
yaymaktadır. Tıp öğrencisi bu eşsiz bilgi kaynağını kullanırken, mutlaka bilginin kaynağını
sorgulamalıdır. Bunun en basit yolu, adresinin sonu “.edu” uzantısıyla biten sayfalarda arama
yapmaktır.
Basılı materyaller göreli olarak daha güvenilir olmakla birlikte, isminin önünde her dr. unvanı
olan kişinin tıp doktoru olmayabileceği, hatta ne yazık ki bazı hekimlerin de ticari kaygılarla,
bilimselliği kanıtlanmamış bazı bilgilere kitaplarında yer verebileceği unutulmamalıdır.
Öğrencilerin basılı materyal gereksinimlerini tercihen üniversite kütüphanesi veya kitap satış
ofislerinden, ya da öğretmenlerinin tavsiye ettiği kaynaklardan sağlamaları önerilir.
Download