VERGİ İCRA HUKUKU

advertisement
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
AÖF MALİYE-
Nevin Su
7.YARIYIL
KİTABIMI İNCELEME DOSYASI
NEVİN SEÇKİN ULUS
77.YARIYIL
1.
DERSLER
MALİYE POLİTİKASI-1
2.
VERGİ CEZA HUKUKU
3.
VERGİ İCRA HUKUKU
4.
DEVLET BORÇLARI
5.
6.
FİNANSAL YÖNETİM-1
GİRİŞİMCİLİK VE İŞ KURMA
NEVİN SU YAYINLARI
-1-
YAYINLARI
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
ÖNSÖZ
Nevin Su
YAYINLARI
yat, özel olarak ta Çalışma Hayatı soru sormamızı
ister. İşte ben yukarıda belirttiğim BİLİM DALLARI ve
DİSİPLİNLER alanında AÖF öğrencileri için hazırladığım sınavlara hazırlık kitaplarımda ÖĞRENMEYİ
SAĞLAYACAK, ÖĞRENDİKLERİMİZİ KÖKLEŞTİRECEK VE TEKRARLIYORUM, İDDİA EDİYORUM
KİTAPLARIM ÜZERİNDEN DİSİPLİNLİ OLARAK
CALITIĞINIZDA BAŞARI SİZİNLEDİR. Kitaplarımda
NASIL ÇALIŞMALIYIZ BAŞLIĞINDA BİR ÖNSÖZ
BULUNMAKTADIR. O ÇALIŞMA YÖTEMİNİ UYGULAYIN BAŞARIN.
Sevgili arkadaşlar,
Dört yıladır iletişim halindeyiz. On yıl dershane hocalığından sonra daha iyi ve faydalı neler yaparım duygularıyla başladığım kişisel yolculuğumda artık bir
durak noktasına geldim. Dört yıl günde 16 saat yüzlerce kitap sayfaları, belki de milyonlarca kere vurduğum klavye tuşları arasında yaptığım yolculuk beni bir
manada Profesyonelliğin girdabına cumburlop attı.
Şimdi en büyük sorumluluğun akıntıya karşı hiç yorulmadan, duraksamadan kulaç atmak gerektiğinin
bilincindeyim. Bu yolculukta en büyük destekçimin siz
öğrencilerim olduğuna yüksek inancım tamdır. Bu
inanç bana büyük bir şevk ve heyecan veriyor. Bu
gecen 4 yılda tam 14 kitap hazırladım. Bunların 2 si
kurum sınavları – iktisat-Maliye alan- diğerleri ise AÖF
iktisat, AÖF Maliye ve AÖF İşletme bölümlerinin 5-67-8. Yarıyıl dönemleri için sizlerin sınavlarda başarılarınıza doğrudan destek olacak kitaplardır.
Bu yıl kitaplarımı alan arkadaşlarla inter aktif ilişki
içinde olacağım. Günlük çalışma saatlerimin 1/3 benden destek talebinde bulunan arkadaşlara ayıracağım. Onlarla çok verimli çalışmalar yapacağız. Yazılı,
görsel konu ve ders anlatımları, mail üzerinden soru
desteği, anlamadıkları veya zorlandıkları derslerde
isteklerine yazılı sözlü destekler gibi… Bakalım sonuçlarını hep beraber göreceğiz. Allah utandırmasın.
SAYGILARIMI SUNUYOR, HEPİNİZE TEKRAR
Lütfen bu satırlarımı bir tevazu yoksunluğu, alçakgönüllülük ihlali olarak algılamayın. İddia ediyorum ve
tüm varlığımı ortaya koyuyorum ki BENİM KİTAPLARIM sizleri sınavlarınızda başarıya götürecek yegâne
temel kaynaktır. Bir disiplin ve metodolojik bir çalışma
programı uygulayarak kitaplarım üzerinden derslerinize çalışırsanız başarınız mutlaktır. Bu mücadelemde
beni ancak sizlerin başarısı mutlu eder. Ben biliyor ve
inanıyorum ki --VARLIKLI OLMAKLA VARLIKLI
OLAMAK ARASINDA İNCE BİR ÇİZGİ VARDIR.--BU ÇİZGİ VAR OLMA ÇİZGİSİDİR. BENİM VAR OLMAM VE MANEVİ VARLIĞIM SİZLERİN HİZMETİNİZE SUNDUĞUM KİTAPLARIMDIR.
BAŞARILAR DİLİYORUM.
NEVİN SEÇKİN ULUS
Arkadaşlar, KİTAPLARIM AÖF Yayınladığı DERS
Kitaplarının paradigmasına tapa tap uygun olarak
hazırlanmıştır. Yayınladığım Kitaplarım ilgili derslerin
ve bu derslerin her ünitesinde verilen tüm bilgilerin en
ince detaylarına kadar incelenmesi neticesinde; ucu
açık, inceleyici ve analitik düşünce metodu uygulanarak sorulara dönüştürülmüştür. Bu soruların yanında
öğrenmeyi pekiştiren temelleştirici bilgi olan HAP
BİLGİLERLE desteklenmiştir. Öğrenim hayatı icazet
için, öncelikle bizden sorulan sorulara doğru cevaplar
verebilmemizi ister. Bu tür sorgulamada doğru cevapları verirsek başarmış oluruz. Ancak genel olarak Ha-
-2-
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
1.DERS: MALİYE POLİTİKASI-1
Nevin Su
YAYINLARI
5. Aşağıdakilerden hangisi bütçe açıklarını finansa etmek için başvurulan yollardan biri olamaz?
A. Merkez bankasının Emisyon hacmini arttırması
B. Gelir vergisi oranlarının yükseltilmesi
C. Dış borçlanmaya başvurulması
D. Bütçe emanetlerine başvurulması
E. Merkez Bankasının kamu kesimi tahvillerini
satın alması
Yanıt E
HAP BİLGİ:
 Merkez Bankasının kamu kesimi tahvili satın alması piyasadaki para miktarını arttıracaktır. Bu sadece piyasaları fonlama amacına hizmet eder. Soruda dikkat edilirse,
bütçe açıklarının olduğu bir durumda devlet
ya hazine bonosu yada devlet tahvili satmak
suretiyle borç bulma yoluna gidecektir. Bu
durumda piyasada para arzı daralacak, ancak kamu kesiminin açıklarını finanse eden
fonlarda bir yandan temin edilmiş olacaktır.
5. ÜNİTE:
ENFLASYON VE MALİYE POLİTİKASI:
SORU - 1.
Bütçe açıklarında meydana gelecek artışların,
toplam talep üzerinde etkili olabileceğini, ancak
reel faiz oranları üzerinde herhangi bir etki çıkarmayacağını ileri süren görüş aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A. Hoş olmayan monetaristaritmatik
B. Tanzi etkisi
C. Radikal yaklaşım
D. Ricardocu yaklaşım
E. Ponzi tipi yaklaşım
Yanıt D
HAP BİLGİ:
 Bütçe açıklarının reel faiz oranları üzerinde
artış yönünde meydana getireceği baskılar
nedeniyle ekonomik birimler tüketimlerini
değil, bugünden tasarruflarını artıracağı için,
uzun dönemde reel faiz oranlarında herhangi bir değişim ortaya çıkmayacaktır.
6. Aşağıdaki görüşlerin hangisi borçlanmanın
daha enflasyonist olacağını ileri sürer?
A. Keynesyen
B. Neo klasik
C. Monetarist
D. Radikal yaklaşım
E. Yeni klasik
Yanıt C
7. Bir ülke ekonomisinin kamu harcamaları 200
birim, vergileri 50 birim ve bir yıl öncesinden
devreden kamu borcu ise 25 birim olarak belirlenirken faiz oranlarının ise %4 olduğu gözlenmiştir. Bu ekonominin söz konusu dönem için
bütçe açığı aşağıdakilerden hangisidir?
A. 148
B. 149
C. 150
D. 151
E. 154
Yanıt D
Hap Bilgi:
 Kamu gelirleri burada vergiler olarak alınmalıdır.
2. Ponzi tipi borçlanma politikası yapan bir birimin yükümlülüklerini yerine getirememesinde
karşılaştığı en önemli handikap aşağıdakilerden
hangisidir?
A. Döviz arzının yükselmesi
B. Faiz oranlarının yükselmesi
C. Ulusal paranın aşırı değerlenmesi
D. Fiyatların yükselmesi
E. Cari açığın büyümesi
Yanıt B
3. Kamu harcamalarının artmasıyla özel yatırım
harcamalarının başlangıçta kamu harcamaları
artışından daha az azalacağı görüşünü savunan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
A. Keynesyen
B. Neo klasik
C. Monetarist
D. Radikal yaklaşım
E. Ricardocu yaklaşım
Yanıt A
4. Ponzi tipi borçlanma yapan ekonomik birimin
faiz oranları yükseldiği durumda izleyeceği yeni
strateji aşağıdakilerden hangisi olacaktır?
A. Uzun vadeli borcunu ödemek
B. Tasfiye kararlarını uygulamak
C. Uzun vadeli yeni borçlar bulmak
D. Borçların tamamını ödemek
E. Borç konsülüdasyonuna başvurmak
Yanıt C
Bütçe Açığı= Kamu harcamaları- kamu gelirleri
 Bir yıl öncesinden devreden kamu borç ve
faizlerin dikkate alınarak tekrar bütçe açığı
formülünü yazmamız gereklidir.
Bütçe Açığı= (kamu harcamaları_ kamu gelirleri) +(Faiz oranı. Borç miktarı)
Bütçe Açığı= (200- 50)+ (0.04. 25)
Bütçe Açığı= 150+ 1
-3-
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
Nevin Su
YAYINLARI
Yanıt D
11. Enflasyon sürecinde vergi gelirlerinin tahakkuku ile tahsilatı arasında zaman farkı nedeni ile devlet gelirlerinde meydana gelen azalma aşağıdakilerin hangisi ile ifade edilir?
A. Ponzi finansman yaklaşımı
B. Tanzi etkisi
C. Politika etkinsizliği
D. Hoş olmayan monetaristaritmatik
E. Zaman tutarsızlığı yaklaşımı
Yanıt B
12. Enflasyon sürecinde devletin faizsiz yükümlülüklerinin enflasyon oranı kadar azalması
aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?
A. Ponzi finansman yaklaşımı
B. Tanzi etkisi
C. Politika etkinsizliği
D. Hoş olmayan monetaristaritmatik
E. Enflasyon vergisi
Yanıt E
13. Aşağıdakilerden hangisi Klasik okulun uzantısı olarak kabul edilmez?
A. Monetarist
B. Rasyonel beklentiler
C. Yeni keynesyen
D. Radikal yaklaşım
E. Neo Klasik
Yanıt C
14. Aşağıdaki iktisat okullarından hangisi denk
bütçe yanlısı değildir?
A. Monetarist
B. Rasyonel beklentiler
C. Keynesyen
D. Arz Yanlı
E. Neo Klasik
Bütçe Açığı= 151
8. Yeni Klasik taraftarları tarafından Monetaristlerin aksine enflasyonun sadece parasal bir
olgu olmadığını açıklamak üzere geliştirdikleri
yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
A. Ponzi finansman yaklaşımı
B. Tanzi etkisi
C. Politika etkinsizliği
D. Hoş olmayan monetaristaritmatik
E. Zaman tutarsızlığı yaklaşımı
Yanıt D
HAP BİLGİ:
 Thomas Sargent ve Neill Wallece ye göre
enflasyonun en temel kaynağının aşırı parasal genişlemeden değil, bütçe açıklarından kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir. Eğer
bütçe denk olursa, parasal genişlemeye gidilmeyecek ve enflasyon yaşanmayacaktır.
Devlet bütçesinin açık verdiği bir ekonomide, bütçe açıkları kaçınılmaz olarak parasallaşacaktır. Diğer bir ifade ile bütçe açıkları
eninde sonunda para basılarak finanse edilecektir. Buradaki sorun para arzının kısa
dönemde mi? yoksa uzun dönemde m? artacağı konusudur. Yeni klasiklere göre enflasyonu önlemenin tek yolu; aşırı parasal
genişlemelerden kaçınmak değil, devlet
bütçesinin denkliğini sağlamaktır.
9. Yüksek enflasyon problemi yaşayan bir ekonomide, kamu gelirlerinin reel değerini de düşüreceğini öne atan görüş aşağıdakilerden hangisidir?
A. Ponzi finansman yaklaşımı
B. Tanzi etkisi
C. Politika etkinsizliği
D. Hoş olmayan monetaristaritmatik
E. Zaman tutarsızlığı yaklaşımı
Yanıt B
HAP BİLGİ:
 Vergilerin tahakkuk etmesi ile tahsil edilmesi
arasında zaman farkında enflasyon oranları
artarsa kamu gelirleri reel olarak kayba uğrayacaktır. İşte bu görüş Oliviera Tanzi etkisi olarak bilinmelidir.
15. Aşağıda verilmiş olan iktisat politika hedeflerinin hangi ikisi eş zamanlı olarak sağlanması
zorunluluğu vardır?
A. Faiz oranlarının düşürülmesi- İhracatın arttırılması
B. Ulusal paranın değerinin düşürülmesi- İhracatın arttırılması
C. Dış ticaret açığının düşürülmesi- ekonomik
büyümenin azaltılması
D. Bütçe açıklarının küçültülmesi- Dış ticaret
açıklarının küçültülmesi
E. İşsizliğin düşürülmesi- Faiz oranlarının düşürülmesi
Yanıt D
HAP BİLGİ:
 Bütçe açığı; kamu gelirlerinin kamu giderlerinden az olması sonucu ortaya çıkarken;
dış ticaret açığı ise, İthalatın ihracattan fazla
olması ile ortaya çıkar.
10. Uzun dönemde açıkların borçla finasmanının para basımı ile finansmanına göre daha enflasyonist olduğunu ileri süren yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
A. Ponzi finansman yaklaşımı
B. Tanzi etkisi
C. Politika etkinsizliği
D. Hoş olmayan monetaristaritmatik
E. Zaman tutarsızlığı yaklaşımı
-4-
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
 Diğer bir deyişle ülkeye giren döviz ülkeden
çıkan dövizden azdır. Demek ki ülke kazandığından daha fazlasını harcıyor.
Nevin Su
YAYINLARI
B. Yatırımların düşmesine
C. Faiz oranlarının ve üretimin yükselmesine
D. Hem üretimin hem de fiyatların yükselmesine
E. Fiyatlar genel seviyesinin yükselmesine
Yanıt E
20. Hoş olmayan Monetarist aritmetik görüşü
hangi iktisat okuluna ait bir görüştür.
A. Monetarist
B. Yeni Klasik okul
C. Keynesyen
D. Arz Yanlı
E. Neo Klasik
Yanıt B
21. Bir ekonomide yatırımlar 300, bütçe açığı 50
ve dış ticaret açığı 60 ise, tasarruf düzeyi kaçtır?
A. 240
B. 270
C. 275
D. 280
E. 290
Yanıt E
HAP BİLGİ:
S-I= Bütçe açığı+ Dış ticaret açığı
S- 300= 50+ (-60)
S= 290
13. Nominal faiz oranı %50, beklenen enflasyon
oranı %150 ise, reel faiz oranı kaçtır?
A. -80
B. -40
C. 10
D. 50
E. 100
Yanıt B
HAP BİLGİ:
Reel faiz oranı= 1+ 0.50/1+ 1.50 -1
R F. O= 1.50/ 2.50 -1
RFO= 0.6-1
RFO= - 0.4
RFO= %-40 bulunur
Devlet bütçe açığı sorunu yaşadığında önünde
bulunan tercihler;
a) Borçlanmaya gidecek
b) Emisyona gidecek
c) Vergi oranlarını arttıracaktır.
 Devlet bu seçeneklerden emisyona gitmeyi
seçerse, bunun enflasyon ile sonuçlanacağını bilmeliyiz. Fiyatlarda meydana gelen artış göreceli olarak yurt içinde ki malların yurt
dışında ki mallara göre yüksek kalmasına
neden olacak, bunun sonunda ihracat azalarak ithalat artacaktır. İthalat artışı dış ticaret dengesini daha da bozacağı için bütçe
açıkları ile dış ticaret açıklarının eş zamanlı
olarak azaltılması önem arz edecektir.
16. Tasarrufların yatırımları 320 birim, devlet
harcamalarının vergileri 440 birim aştığı bir
ekonomide aşağıdakilerden hangisi söz konusudur?
A. 560 birim ticaret fazlası
B. 560 birim ticaret açığı
C. 120 birim ticaret fazlası
D. 120 birim ticaret açığı
E. Karşılaştırma yapmak söz konusu değildir.
Yanıt D
17. Borç yükünü azaltmak için yüksek faizli
borçların düşük borçlanma belgeleri ile değiştirilmesine ne ad verilir?
A. Borcun itfası
B. Monotoryum
C. Takas
D. Konversiyon
E. Konsolidasyon
Yanıt D
18. Reel faiz oranı aşağıdakilerden hangisidir?
A. Beklenen enflasyon ile nominal faiz oranının
toplamı ile elde edilir.
B. Nominal faiz oranından beklenen enflasyonun çıkarılması sonucu elde edilir.
C. Beklenen enflasyondan nominal faiz oranının çıkarılması ile ile elde edilir.
D. Nominal faiz oranından reel faiz oranının çıkarılması ile bulunur.
E. Nominal enflasyon oranından nominal kurun
çıkarılması ile bulunur.
Yanıt B
19. Klasik iktisatçılara göre bütçe açıkları aşağıdakilerden hangisine neden olur?
A. Tasarrufları azalmasına
24. Bütçe açığı hangi yöntem ile finanse edilirse
rezerv para miktarı artmaz?
A. Merkez bankasından kısa vadeli avanslar
ile
B. Uzun vadeli dış borçlar ile
C. Kısa vadeli dış borçlar ile
D. İç borç ile
E. Vergi gelirlerindeki artış ile
Yanıt E
HAP BİLGİ:
 Bütçe açığı vergi gelirleri ile finanse edilirse
rezerv para miktarında artış olmayacak,
-5-
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
çünkü ekonomiye ek para girişi olmayacaktır.
25. Aşağıdakilerden hangisi hükümet harcamalarının vergi ya da bono ile finansman edilmesinin tüketici davranışlarını değiştirmeyeceğini
ileri sürer?
A. Fisher denklemi
B. Hoş olmayan Monetarist Aritmatik
C. Yaşam döngüsü hipotezi
D. Walras kanunu
E. Ricardocu denklik
Yanıt E
26. Kamu kesimi gelirleri= 50, Kamu kesimi faiz
giderleri= 20, Kamu kesimi faiz dışı giderleri =
40 ise, kamu kesimi finansman dengesi aşağıdakilerden hangisidir?
A. 10
B. -10
C. 20
D. -20
E. 30
Yanıt B
HAP BİLGİ:
 Kamu kesimi finansman dengesi= Kamu
kesimi gelirleri - ( Kamu kesimi faiz giderleri+ Kamu kesimi faiz dışı giderleri)
KKFD= 50- (20+ 40)
KKFD= -10 kamu kesimi 10 birim açık vermektedir.
27. soruya göre Kamu Kesimi faiz dışı dengesi kaçtır?
A. 10
B. -10
C. 20
D. -20
E. 30
Yanıt A
HAP BİLGİ:
 Kamu Kesimi Faiz Dışı Dengesi= Kamu Kesimi Gelirleri- Kamu Kesimi Faiz Dışı Giderleri
 Kamu Kesimi Faiz Dışı Dengesi= 50- 40
 Kamu kesimi faiz dışı dengesi = 10
Yani kamu kesimi gelirleri, faiz dışı giderleri karşılamakta ve 10 birim fazla vermektedir. Bu 10 birimlik fazla, faiz giderlerinin ödenmesi için kullanılacaktır
KİTABIMIN 20-24 SAYFASINAN ALINMIŞTIR.
-6-
Nevin Su
YAYINLARI
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
2. DERS: VERGİ CEZA HUKUKU:
Nevin Su
YAYINLARI
 Usulsüzlük kabahatleri hazinenin ileride
karşılaşabileceği bir zarar, bir vergi kaybı
ihtimali nedeniyle kabahat sayılmaktadır.
1. ÜNİTE:
VERGİ CEZA HUKUKUNA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER:
SORULAR:
1. Aşağıdakilerden hangisi zarar suçu niteliği
taşır?
A. Vergi kaçakçılığı
B. Yükümlülerin özel işlerini yapma
C. Usulsüzlük kabahati
D. Vergi mahremiyetini ihlal
E. Hepsi
Yanıt A
HAP BİLGİ:
 B ve D şıkları tehlike suçu niteliği taşırken;
vergi kaybına yol açan bir fiille işlenmiş olan
kaçakçılık suçunu, zarar suçu olarak nitelendirmek gerekir.
 Genel ceza hukukunda yer alan iştirak, tekerrür, içtima gibi kavramların vergi ceza
hukukunda yer aldığını unutmayınız.
 Vergi aslını ve vergi cezasını sona erdiren
nedenlerin büyük çoğunluğunun her iki kamu borcu türü için ortak olmasına rağmen,
bazı nedenler yalnız cezalar bakımından
geçerlidir (ölüm, af, pişmanlık ve ıslah ile
cezalarda indirim).
 Vergi Ceza Hukuku, kural olarak Vergi Usul
Kanunu’nda yapılan düzenlemeleri konu
almaktadır.
 Hukuka aykırı davranışlar niteliklerine bağlı
olarak farklı vergi suçlarını ve/ya da kabahatlerini oluşturmakta ve bu suçlara ve/ya
da kabahatlere farklı nitelikte cezalar uygulanmaktadır. Vergi hukukunun vergi kanunlarına aykırı davranışlara ve bunlara uygulanan cezalara ve/ya da yaptırımlara ilişkin
bölümüne “vergi ceza hukuku” adı verilmektedir.
Vergi Ceza Hukuku inceleme alanı
1. Devlet hazinesine karşı işlenen suç ve/ya
da kabahat olarak kabul edilmesi
2. Vergi kanunlarının zamanında ve gereği gibi
uygulanmasını sağlaması
3. Hazinenin vergi kaybını önlemesi ve kamu
hizmetlerinin mali kaynağını oluşturan kamu
gelirlerinin toplanması yoluyla kamusal yararın gerçeklemesini sağlaması
Vergi ceza hukukunda;
1. Cezayı ortadan kaldıran nedenler (ölüm, af,
pişmanlık, ıslah, cezalarda indirim)
2. Suçun ve kabahatin doğmasına engel olan
nedenler (yanılma ve mücbir sebep)
Vergi kabahatlerinin belirlenmesi ve bunlara
birtakım yaptırımların uygulanması görev ve
yetkisi vergi idaresinde olması neyi ifade eder?
 Yargısal bir karara ihtiyaç bulunmaması
 İdari yaptırım niteliği taşıyan vergi ceza suçları ise, ceza hukuku anlamında suç oluşturmakta ve bunları işleyenlere hürriyeti
bağlayıcı ya da adli para cezaları uygulanmaktadır. Ceza hukuku anlamında vergi
suçları daha çok genel ceza hukuku ilkelerine bağlı olmakta ve bunların belirlenmesi ve
yaptırımlarının uygulanması ceza mahkemelerinin görevine girmektedir.
Vergi ceza hukuku yaptırımının özelliği nedir?
 Somut bir vergi borcu ile doğrudan ilgisi bulunmayan üçüncü kişilerde şekli ödevlere
uyma görevi ve uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımları düzenlemiştir.
 Vergi borcu söz konusu iken, yalnız yükümlü ve sorumluların vergi dairesine muhatap
olurken(bilgi vermeme, vergi mahremiyetinin ihlâli, yükümlülerin özel işlerini yapma
gibi).
 Kabahatler Kanunu (m.3), özel olarak düzenlenmiş olan kabahat niteliğindeki hukuka
aykırı fiiller ve bunlara ilişkin yaptırımlar için
de genel hükümlere yer vermektedir.
Vergi ceza hukukunda suç ve/ya da kabahat
fiilleri
1. Zarar suçu ve kabahati
2. .tehlike suçu ve/ya da kabahati
a. Vergi ceza hukukunda, vergi zıyaı
suçu bir zarar kabahatidir.
Vergi Ceza Hukukunun Konusu
1. Kaynaklık eden kuralların kimler arasındaki
ilişkileri düzenlediği; bu ilişkilerin doğması,
niteliği, kapsamı ve sona ermesi oluşturmaktadır.
Tehlike kabahatleri kategorisinin tipik örneği,
 Usulsüzlük kabahatleri olarak biliniz.
-7-
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
2. Devletle vergi ödevlileri arasında doğan ceza hukuku ilişkisini; hangi fiillerin kabahat
ve/ya da suç oluşturduğunu ve bu fiillere
uygulanacak ceza ve/ya da yaptırımları; cezaların kesilmesini ve/ya da hükmolunmasını; ceza muhatabının hak arama yollarını ve
ceza hukuku ilişkisinin sona ermesini konu
edinmektedir.
3. Devletle kişiler arasında doğan ceza hukuku
ilişkisi, vergi ve diğer mali yükümlülük kurallarına aykırı davranışlardan kaynaklanmaktadır.
 Vergi ödevi ilişkisinden kaynaklanan hukuka
aykırılıklardan hangilerinin kabahat ve/ya da
suç oluşturduğunun ve bunlara hangi cezaların ve/ya da yaptırımların uygulanacağının
kanunlarda düzenlenmesi gerekmektedir.
Bu, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin
gereğidir.
 Vergi ceza hukuku kapsamında kesilen veya hükmolunan ya da kesilmesi ve/ya da
hükmolunması gereken cezaların ve/ya da
yaptırımların hangi hallerde sona erdiğinin/ortadan kalktığının da kanunda açıkça
belirtilmesi gerekmektedir.
B.
C.
D.
E.
Nevin Su
YAYINLARI
B.Yalnız2
C.1 ve 3
D.1.2.3
E.2 ve 3
Yanıt D
Vergi usul kanununda düzenlenen konular:
1. Vergi kabahatlerinin ve suçlarının belirlenmesi
2. Kabahat işlemiş olanlar hakkında ceza kesilmesi
İdari yargılama usulü kanunda düzenlenen konular:
1. Ceza kesme işlemlerinden kaynaklanan
uyuşmazlıkların çözümlenmesine ilişkin hükümler
Ceza mahkemesi kanununda düzenlenen konular:
1. Ceza mahkemelerinde yargılanacak suçlar
için uygulanacak usul hükümleri
Vergi Ceza Hukukunun Kapsamı:
1. Bir bölümünün olduğu kabul edilen vergi
hukukunun kapsamına paralellik göstermesi
2. Resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklere
ilişkin kurallara aykırılıktan kaynaklanan kabahat ve suçlar ile bunlara uygulanacak ceza ve yaptırımların dâhil olması
2. Kabahat sayılan fiiller için kesilen cezaların
uygulanması gereken yaptırımların hangi hallerde sona ereceği aşağıdaki hangi kanunda
düzenlenmektedir?
A. Türk Ceza kanunu
B. Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfazı hakkında
kanun
C. Vergi usul kanunu
D. Uyuşmazlık mahkemesi
E. Hiçbiri
Yanıt C
HAP BİLGİ:
 Suç sayılan fiiller için ceza mahkemelerince
hükmolunan ve/ya da hükmolunması gereken cezaların hangi hallerde kısmen veya
tamamen sona ereceği-ortadan kalkacağı
Türk Ceza Kanunu ve/ya da Ceza ve Güvenlik Tedbirlerin İnfazı Hakkında Kanun’da
düzenlenmektedir.
Vergi Usul Kanunu esas alınarak kapsamı belirlenen Vergi Ceza Hukukunun kapsamına dâhil
olmayan konular:
1. Gümrük Vergilerine ilişkin kabahat ve suçlar
ile bunlara uygulanacak olan ceza ve yaptırımlar dâhil değildir.
2. Amme Alacaklarının Tahsil usulü Hakkında
Kanun’da düzenlenen suçlar ile bunlara uygulanacak olan ceza ve yaptırımların durumudur.
 Gümrük idarelerince talep ve tahsil edilen
vergiler ile ek mali yükümlülükleri düzenleyen kurallara aykırıların Vergi Usul Kanunu
hükümlerine tâbi olmaması
 Gümrük Kanunu hükümlerine göre talep ve
tahsil edilmesi gereken vergiler ile ek mali
yükümlülüklere ilişkin kurallara aykırılıklardan kaynaklanan kabahatler ve bunlara uygulanacak ceza ve yaptırımların Gümrük
Kanunu’nda düzenlenmesi Uygulanacak
ceza ve yaptırımların Kaçakçılıkla Mücadele
Kanunu’nda düzenlenmesi
3. Aşağıdakilerden hangisi şekli ceza hukukunun konusu arasında yer almaz?
1. Vergi kabahatlerini işleyenlerin ortaya çıkarılması
2. Kabahatliler için ceza kesilmesi
3. Suçluların yargılanması
Yukarıdaki numara ya da numaralardan hangisi
şekli ceza hukukunun konusu arasında yer alır?
A. A.Yalnız1
VERGİ CEZA HUKUKUNUN DİĞER HUKUK
DALLARI İLE İLİŞKİSİ
1. Anayasa hukuku
2. Ceza hukuku
-8-
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
3.
4.
5.
6.
İdare hukuku
Uluslararası hukuk
Uluslararası vergi hukuku
Özel hukukun bazı dalları arasındadır.
Nevin Su
YAYINLARI
E. 1.2.3
Yanıt D
HAP BİLGİ:
 Vergi Usul Kanunu, vergi kabahatlerini ve
suçlarını ayrıntılı olarak düzenlemektedir.
Anayasa Hukuku ile İlişkisi:
Vergi ceza hukuku düzenlemelerinde genel ceza
kanunlarına başvurulmasının nedenleri nelerdir?
a) Her türlü sorunun/uyuşmazlığın çözümüne
yeterli olmaması
b) Genel ceza kanunlarının temel kanunlar olması
c) Genel ceza kanunlarının özel bir bölümü niteliğinde olması
Vergilerin ve diğer mali yükümlülüklerin kanuna
dayanması ilkesi ilk temel dayanağını Anayasa’da bulmaktadır.
1. Vergiler ve diğer mali yükümlülüklerin Anayasa’ya aykırı olarak alınmaması
2. Vergi ve diğer mali yükümlülüklere aykırı
davranışlar nedeniyle kesilecek ve/ya da
hükmolunacak cezalarda Anayasa’ya aykırı
olarak olmaması
3. Vergi ceza hukuku ile anayasa hukuku arasındaki ilişki, sadece maddî vergi ceza hukuku bakımından değil, ayrıca şeklî vergi
ceza hukuku açısından da geçerlidir.
4. Vergi kabahatlerine ilişkin yaptırımların denetimine vergi yargısı; vergi suçlarına ilişkin
cezalara hükmedilmesine ise, ceza yargısı
organlarınca karar verilmektedir.
İdare Hukuku ile İlişkisi:
5. Vergi ceza hukukunun idare hukuku ile çok
yakın bağlantıda olmasının nedenlerinden biri
değildir?
A. Vergi cezalarına ilişkin tarh, Tebliği ve tahsil
görevlerinin idareye ait olması
B. Vergi kabahatlerinin tespiti ve bunlara uygulanacak olan cezaların kesilmesi görevinin
idareye ait olması
C. Vergi ceza hukukunun idare hukukunun bir
bölümü olması
D. Suçların ve şüphelilerin belirlenmesi aşamasında idareye birçok görev düşmesi
E. Hiçbiri
Yanıt C
HAP BİLGİ:
 Bu sıkı ilişkiyi, vergi hukukunun idare hukuku ile ceza hukukunun bir karışımı; vergi
kabahatlerine ilişkin yaptırımların idarî para
cezasına benzetilerek vergi ceza hukukunun idare hukukunun bir bölümü olduğunu
iddia etmeye kadar vardırmamak gerekir.
Ceza Hukuku ile ilişkisi:
 Vergi ceza hukuku, hem ceza hukukunun
hem de vergi hukukunun ilkeleri çerçevesinde düzenlenmektedir. Bu nedenle, vergi
ceza hukukunun bu iki hukuk dalı ile sıkı bir
ilişkisi bulunmaktadır.
 Ceza hukukunun konusunu hem suç hem
de kabahat niteliği taşıyan hukuka aykırılıklar oluşturmaktadır. Vergi hukukunun ceza
hukuku ile ilişkisi daha çok vergi hukukunun
Vergi Ceza Hukuku adı verilen alt dalında
kendini göstermektedir.
 Vergi ceza hukukunun en önemli yasal dayanağı Vergi Usul Kanunu’dur. Ancak, bu
tür bir düzenleme, vergi ceza hukukunun
ceza hukuku ile ilişkisini hiçbir zaman ortadan kaldırmamaktadır.
Uluslararası Hukuk ile İlişkisi
 Uluslararası hukuk, egemenliğe sahip devletlerin birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen bir
kamu hukuku dalıdır.
 Ülkeler arası emek, sermaye ve mal-hizmet
(serbest) dolaşımının yaygınlaşması devletlerarasında çeşitli anlaşmazlıkların doğmasına yol açmaktadır. Çünkü kural olarak her
devletin vergi koyma; vergi cezası kesme ve
yargılama sonucunda cezaya hükmetme
yetkisi, kendi ülkesinde ve/ya da kendi vatandaşları için geçerlidir. Her devletin, bunu
bu biçimde uygulaması doğal olarak devletlerarasında uyuşmazlık konularını çoğaltmaktadır.
SORU - 4
1. Vergi mahremiyetini ihlâl suçu
2. Yükümlülerin özel işlerini yapma suçunun
cezası
3. Vergi kabahatleri ve suçları
Yukarıdaki numaralardan hangisi ya da hangileri Türk Ceza Kanunu’na atıf yapılmak suretiyle
belirlenmektedir?
A. Yalnız 1
B. Yalnız 3
C. 2 ve 3
D. 1 ve 2
-9-
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
Uluslararası Vergi Hukuku ile ilişkisi:
 Uluslararası vergi hukukunu, iki yâda daha
çok devlet arasındaki vergi ve vergiden doğan ilişkileri düzenleyen ve bu amaçla uluslararası hukuk ilkelerine göre gerekli anlaşmaların yapılmasını sağlayan kuralları inceleme konusu yapan bir vergi hukuku dalı
olarak tanımlamak mümkündür. Uluslararası vergi hukukunun konusu, uluslararası
vergi ilişkileri ve bu ilişkileri düzenleyen anlaşmalardır. Bir devletin, uluslararası vergi
anlaşmaları yapmaksızın diğer devletlerle
vergi ilişkilerini tek yanlı olarak kendi vergi
kanunlarıyla düzenlemesi de bu hukukun
konusunu oluşturmaktadır. Örneğin, vergi
suçlarından dolayı ülkesinden kaçıp başka
bir ülkeye sığınan suçluların, ülkesinde suç
işledikleri devlet organlarına geri verilip verilmemesi konusu, vergi ceza hukukunun
uluslararası vergi hukuku ile olan ilişkisine
örnek teşkil etmektedir.
Özel Hukuk ile ilişkisi:
 Özel hukuk, bir toplum içinde eşit hak ve
ödevlere sahip kişiler arasındaki ilişkileri
düzenlemektedir.
 Medenî hukuk, kişilerin, aile, miras, eşya ve
borç ilişkilerini düzenlemektedir.
6. Vergi ceza hukukunda velayet ve kayyım kavramlarının medeni hukuka dayandırması aşağıdaki hangi hukuk dalı ile ilişkisine dayandırılır?
A. Ceza hukuku
B. İdare hukuku
C. Uluslararası hukuk
D. Uluslararası vergi hukuku
E. Özel hukuk
Yanıt E
HAP BİLGİ:
 Gerçek ve tüzel kişi, ehliyet, vesayet,
velâyet ve kayyım gibi kimi kavramlarını
medenî hukuka dayandırmaktadır.
VERGİ CEZA HUKUKUNUN KAYNAKLARI
1. Bağlayıcı kaynaklar
2. Yardımcı kaynaklar
7. Aşağıdakilerden hangisi vergi ceza hukukunun bağlayıcı kaynakları arasında yer almaz?
A. Doktrin
B. Anayasa
C. Kanun
D. Uluslararası anlaşmalar
E. Kanun hükmünde kararname
Nevin Su
YAYINLARI
Yanıt A
HAP BİLGİ:
 Anayasa mahkemesi kararları, içtihadı birleştirme kararları birinci grubu; yürütme organının kendisine verilen düzenleme yetkisine dayanarak oluşturduğu metinler (tüzük,
yönetmelik ve tebliğ gibi) ile hukukçuların
görüşlerini ifade eden doktrin ise, ikinci grubu oluşturmaktadır.
 Bağlayıcı kaynaklar yeni bir vergi ceza
normu koymaktadır.
Bağlayıcı Kaynaklar:
Anayasa:
1. Vergilendirme
2. Zor kullanma
3. Para basma yetkisi
 Bu üç yetki sayesinde devlet, egemenliğini
ve üstün iradesini gerçekleştirmektedir.
Vergilendirme ve cezalandırma yetkisi devletin varlık şartıdır ve bu bakımdan egemenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır.
 Anayasa, diğer yazılı hukuk kurallarının dayanağını oluşturmakta ve bu niteliğiyle onların üstünde yer almaktadır.
8. Pozitif hukuk bakımından temel norm niteliği
taşıyan bağlayıcı kaynak aşağıdakilerden hangisidir?
A. Anayasa mahkemesi kararları
B. İçtihadı birleştirme kararları
C. Anayasa
D. Kanun
E. Kanun hükmünde kararname
Yanıt C
HAP BİLGİ:
 Anayasa, vergi hukukunun temel kaynaklarındandır ve hiyerarşik sırada en başta gelmektedir. Çünkü vergi konusundaki hükümlerin kaynağını Anayasa oluşturmakta ve
kanunların Anayasa’ya uygun olması gerekmektedir.
 Anayasa’nın 38’inci maddesinde ceza hukukuna ilişkin kurallar“ Kimse, işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz;
kimseye suç işlediği zaman kanunda o suç
için konulmuş olan cezadan daha ağır bir
ceza verilemez.
Hukukta kaynak:
 Uygulanması ve uyulması gerekli kurallar
koyan düzenlemeler ve hukukçuların kanunlar, yargı kararları ve genel hukuk kuralları
hakkında açıkladıkları görüşler ile tüzük,
- 10 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
yönetmelik ve tebliğ gibi kanunların uygulanma biçimlerini gösteren idarî
Kanun:
 Anayasa’nın yetkili kıldığı organ tarafından
çıkarılan yazılı, genel, sürekli ve soyut hukuk kurallarıdır. Kanun yapma yetkisi, yasama organına, yani Türkiye Büyük Millet
Meclisi’ne aittir. Kanunların ilk özelliği, yazılı
olmalarıdır. Bu özellik, kanunları, hukuk kurallarının diğer bir kaynağı olan örf ve âdetten ayırmaktadır. Kanunların diğer bir özelliği, genel olmalarıdır. Bu nedenle kanunlar,
belirli bir kişi veya olay dikkate alınarak çıkarılmamalı ve aynı durumdaki kişi ve olayları kapsamalıdır. Kanunlar, kural olarak sürekli olmaktadır. Ancak bazı kanunlar belirli
bir süre için çıkartılabilmektedir.
9. Bütçe Kanunları aşağıdaki hangi hukuk kuralının istisnasını oluşturmaktadır?
A. Yazılı olması
B. Genel olması
C. Soyut
D. Sürekli
E. Hiçbiri
Yanıt D
HAP BİLGİ:
 Kanunların sürekli olma özelliği, sonsuza
kadar yürürlükte kalmaları anlamına gelmemektedir. Süreklilik, kanunların ne zaman yürürlükten kalkacağının önceden belli
edilmemiş olması anlamına gelmektedir.
Vergi Ceza Hukukuna kaynak olan ana kanun
 Vergi Usul Kanunu’dur.
Ülkemizde vergi suç ve cezalarına ilişkin hükümler hangi tarihte Vergi Usul Kanunu’nda bir
araya getirilmiştir?
 7.6.1949 tarih ve 5432 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda bir araya getirilmiştir.
 Bu Kanun, 1960 yılına kadar uygulanmış,
1961 yılında 5432 sayılı Vergi Usul Kanunu
yürürlükten kaldırılmış, yerine 4.1.1961 tarih
ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu yürürlüğe
konulmuştur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun bazı hükümleri de zaman içinde birçok değişikliğe uğramıştır.
 Vergi Usul Kanunu’nun en çok değişikliğe
uğrayan ve sistematiği kaybolan bölümü
Ceza Hükümleri bölümüdür. Oysa en istikrarlı bölümün burası olması gerekir. Çünkü
kanunilik ve hukukî güvenlik ilkeleri bunu
zorunlu kılmaktadır.
Nevin Su
YAYINLARI
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Ceza Hükümleri” başlığında yer alan konular nelerdir?
 Vergi suç ve cezalarına ilişkin Genel Esaslar
 Vergi Cezaları
 Vergi Cezasının Kesilmesi
 Ödenmesi ve Kalkması
10. Aşağıda uluslararası vergi anlaşmalarının
yapılmasının nedenlerinden hangisi vergilendirmeye ilişkin esaslı değildir?
A. Çifte vergilendirmenin önlenmesi
B. Uluslararası vergi kaçakçılığının ve vergiden kaçınmanın önlenmesi
C. Vergi idarelerinin verginin tahakkuku ve
tahsilinde etkinliğinin artırılması
D. İdareler arası bilgi alışverişinin yaygınlaştırılması ve hızlandırılması
E. Vergi kanunlarının uyumlaştırılması ve
uyuşmazlıkların çözümünün kolaylaştırılması
Yanıt A
 Uluslararası vergi anlaşmaları vergi kanunu niteliği taşıdığını unutmayınız.
 Çifte vergilendirmenin önlenmesi gibi konularda yapacağı iki taraflı anlaşmalar da kanun niteliğine sahiptir.
Uluslararası vergi anlaşmalarını vergi kanunlarından ayıran en önemli özelliği nedir?
 Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa
Mahkemesi’ne başvurulmasının mümkün
olmamasıdır.
 Milletlerarası anlaşmalarla kanunların aynı
konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle
çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası
anlaşma hükümlerinin esas alınması gerekmektedir.
Vergi ceza hukuku bakımından uluslararası anlaşmaların bağlayıcı bir kaynak olmasının şartı
nedir?
 Ceza normuna yer verilmiş olması
 Ancak uluslararası anlaşmalarda genellikle
doğrudan bir suç düzenlemesine ilişkin olarak ceza hukuku normlarına yer verilmediği
de unutulmamalıdır.
Uluslararası anlaşmaların bağlayıcı kaynak niteliği taşıması için gerekli olan hüküm nedir?
 Vergi kaçakçılığı ve kara paranın aklanması
ile mücadele kapsamında uluslararası işbirliğine yönelik ve vergi ceza hukukunu ilgilendiren hükümler olarak bilmelisiniz.
- 11 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
Kanun Hükmünde Kararname:
 Anayasa’nın 91’inci maddesine göre, yasama organı bir yetki kanunu ile Bakanlar Kuruluna bazı konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilmektedir.
 Kanun hükmünde kararname, yürütme
organının yasama işlemi niteliği taşıyan genel düzenleyici işlemidir. Kanun hükmünde
kararnameyi, Bakanlar Kurulunun, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin çıkardığı yetki kanununa veya olağanüstü hallerde Anayasa’dan aldığı yetkiye dayanarak düzenlediği
ve maddî anlamda kanun gücü kazanan kararnameler olarak tanımlamak mümkündür.
Kanun hükmünde kararname çıkarma yöntemleri nelerdir?
1. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kabul ettiği
yetki kanununa dayanması- Her konuda düzenleme yapmasının mümkün olmaması
2. Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılması
 Anayasa’nın 91’inci maddesinin 1’inci fıkrası
uyarınca, siyasal haklar ve ödevler bölümünde yer alan vergi ödevi, kural olarak
kanun hükmünde kararname konusu yapılamaz. Aynı maddede
 Sıkıyönetim ve olağanüstü haller bu yasağın istisnası olarak belirtilmektedir.
 Buna göre, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, vergi konusunda da kanun hükmünde
kararname çıkarılabilmektedir. Bu kararnamelerin Anayasa’ya aykırılı iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz. Bu kararnameler, Resmî Gazete’mde yayımlanır
ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin
onayına sunulur. Kanun Hükmünde Kararnameler ile suç ve/ya da ceza ihdası mümkün değildir. Ancak olağanüstü hal kanun
hükmünde kararnameleri ile yapılabilen düzenlemeler kapsamında yer verilen vergi
kabahatleri ve suçlarına ilişkin hükümler bakımından Kanun Hükmünde Kararnamelerin
de vergi ceza hukukunun bağlayıcı kaynakları arasında yer alması mümkündür.
Anayasa Mahkemesi Kararları:
 Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 148 vd.
maddelerinde belirtilen kurallar çerçevesinde kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM içtüzüğü ’nün Anayasaya
uygunluğunu denetleyen bir yüksek mahkemedir.
Nevin Su
YAYINLARI
11. Anayasa Mahkemesi kararları ile verilen ilgilerden hangisi yanlıştır?
A. Resmi gazetede yayımlanır ve aynı gün
Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur.
B. Resmî Gazete’mde yayınlanarak yürürlüğe
girmekte ve kural olarak yayın tarihinden itibaren hüküm ifade etmektedir.
C. Mahkeme iptal kararlarının yürürlüğe girmesi, Resmi Gazete’mde yayınlandığı günden
itibaren bir yılı geçemez.
D. Anayasa Mahkemesinin iptal kararları geçmişe yürümez.
E. Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir
ve yasama, yürütme ve yargı organlarını;
idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri
bağlamaktadır.
Yanıt A
HAP BİLGİ:
 A şıkkının kanun hükmünde kararname
yöntemlerine ait olduğunu biliniz.
İçtihadı Birleştirme Kararları
 Genel kapsamlı, uygulamada ayrı görüşler
nedeniyle ortaya çıkan tereddütleri gideren
ve uygulamada birliği sağlayan bağlayıcı
kararlardır.
 Danıştay ve Yargıtay’ın sadece kararlar
arasındaki farklılıkları gidermeyen, aynı zamanda vergi ceza hukukunun gelişmesine
ve bu alandaki uygulamaların hukuka uygun
olarak yürütülmesine katkıda bulunan bazı
içtihadı birleştirme kararlarının olduğu bilinmektedir.
 Vergi kabahatleri ve bunlara uygulanacak
ceza ve/ya da yaptırımlar bakımından Danıştay içtihadı Birleştirme Kararları; vergi
suçları ve bunlara uygulanacak ceza ve/ya
da yaptırımlar bakımından ise, Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararları vergi ceza hukukunun bağlayıcı kaynakları arasında yer almaktadır.
Yardımcı Kaynaklar
 Vergi ceza hukuku uygulamalarına yön veren, yol gösteren kaynaklara yardımcı kaynaklar denilmektedir.
1. Yargı kararları
2. Tüzük
3. Yönetmelik
4. Maliye Bakanlığının genel tebliğleri, özelgeleri (muktezaları) sirkülerleri ile bilimsel görüşler
- 12 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
 Yardımcı kaynakların sadece, vergi kabahatleri bakımından önem taşıdığını
unutmayınız.
Tüzük:
 Tüzükler, Bakanlar Kurulu tarafından kanunların uygulanmasını veya kanunların
emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara
aykırı olmamak kaydıyla Danıştay incelemesinden geçerek çıkarılan, Cumhurbaşkanınca imzalanarak Resmî Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe konulan, sürekli, soyut
ve genel hükümler içeren genel düzenleyici
işlem niteliğindeki hukukî metinlerdir.
12. Tüzükler ile verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A. Bakanlar Kurulu, kanunla yetki verilmesine
gerek olmaksızın her zaman tüzük çıkarabilmektedir.
B. Vergi alanında tüzük çıkarılamamasının nedeni kanuniliğin ilkesi gereğidir.
C. Kanunlarda, yapılacak düzenlemenin mutlaka tüzükle yapılacağı belirtilmişse, o düzenleme ancak tüzük adıyla ve usulüne uygun olarak çıkartılan tüzüklerle yapılabilmektedir.
D. Tüzüğe dayanak teşkil eden kanunun yürürlükten kalkması halinde, tüzük yürürlükten
kalkmaz.
E. Ergi kabahatlerinin belirlenmesi bakımından, idareye düzenleme yetkisinin verilmesi
uygun ve doğru olmaz.
Yanıt D
Yönetmelik:
 Yönetmelikler, başbakanlık, bakanlıklar ve
kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını
ilgilendiren konularda, kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını gösteren ve bunlara
aykırı olamayan düzenleyici işlemleridir.
1961 Anayasası’na göre yönetmeliklerin
Resmî Gazete’ de yayınlanması Anayasal
bir zorunluluk olmasına rağmen, 1982 Anayasası’na göre, hangi yönetmeliklerin
Resmî Gazete’ de yayınlanacağının belirlenmesi kanunlara bırakılmaktadır.
Vergi ceza hukukunda yönetmeliklerin yardımcı
kaynaklar arasında yer almasına neden olan
gelişmeler nelerdir?
1. Danıştay tarafından ön denetime tâbi tutulması
2. Cumhurbaşkanı tarafından imzalanması zorunluluğunun bulunmaması
3. Yeni bir kural koyamaması
Nevin Su
YAYINLARI
4. Bir vergi ceza hükmünü değiştirememesi ve
kaldıramaması
 Vergi ödevine ilişkin şeklî yükümlülükler konusunda Yönetmeliklerle düzenleme yapabilir
 Vergi kabahatlerinin kapsam ve şartları kanunda belirlenmesi kaydıyla ayrıntılarının
tüzük ve/ya da yönetmelikte düzenlenmesi
mümkündür. Suç ve kabahat; ceza ve yaptırım düzenlenmesi mümkün değildir.
 Vergi ceza hukukunda yönetmelikler yardımcı kaynaklar arasında yer almaktadır.
Maliye Bakanlığı Genel Tebliğleri, Özelgeleri ve
Sirkülerleri
 Vergi hukukunun “açıklayıcı” kaynakları
(metinleri) olarak nitelemek mümkündür.
1. Vergi yükümlüleri ve sorumluları bakımından bağlayıcı olmaması
2. Vergi idaresinin iç ve hiyerarşik ilişkileri bakımından bağlayıcı olması
3. Kesin ve yürütülmesi zorunlu, objektif ya da
sübjektif idarî işlem niteliği taşımaması
4. İptal davasına konu yapılamaması
Genel Tebliğler:
 Genel tebliğler, vergi kanunlarının uygulanması konusunda Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan ve kanunların açıklanmasını
ve yorumlanmasını kapsayan genel nitelikteki direktiflerdir.
 Kural olarak bağlayıcı değil, yol gösterici
kaynak niteliği taşımaktadır.
Birinci gruba giren genel tebliğler:
1. Vergi kanunlarının, genel tebliğlerle düzenlenmesini Maliye Bakanlığına bıraktığı hususlarda uyulması gereken bir kaynak olarak ortaya çıkmaktadır.
2. Vergi hukukunun usul ve şekle ilişkin ödevleri yönünden bağlayıcı kaynakları arasında
sayılması
 Örneğin, Vergi Usul Kanunu’nun 315’inci
maddesine göre bazı Amortisman oranlarını
belirleyen 234 Seri Notlu Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliği bağlayıcı niteliktedir.
İkinci grup genel tebliğler:
1. Vergi idaresinin vergi kanunlarının uygulanması konusundaki görüşlerini ve direktiflerini kapsadığı için çok önemlidir.
2. Yeni hüküm getirmediklerinden vergi hukuku açısından yardımcı kaynak niteliği taşır.
3. Bağlayıcı nitelik taşımaz.
- 13 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
Özelgeler :(Muktezalar)
 Özelgeler (muktezalar), yükümlülerin Vergi
Usul Kanunu’nun 413’üncü maddesi uyarınca, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından şüpheli ve/ya da tereddüde yol
açan hallerde, Gelir idaresi Başkanlığı’na
veya bu konuda yetkili kılınan makamlara
yaptıkları yazılı başvurularına verilen cevaplardır.
Sirkülerlerin genel nitelikli özelge şeklinde yayımlanması hangi durumlarda gerekmektedir?
 Vergi hukuku alanında sirkülerlerin, sadece
vergi uygulamaları ile ilgili belirli bir durumdaki çok sayıda yükümlünün tereddüde
düşmesi ve Gelir İdaresi Başkanlığına başvurması halinde gerekmekte olduğunu
unutmayınız.
Maliye Bakanlığının Açıkladığı Görüşlere Uygun
Davranmanın Sonuçları:
 Yükümlülerin genel tebliğlere, sirkülerlere
ve özellikle özelgelere uygun davranmaları
halinde, kabahat işlemiş sayılmaları mümkün değildir. Çünkü bu durumda Vergi Usul
Kanunu’nun 369’uncu maddesinde belirtilen
yanılma hali söz konusu olmaktadır. Nitekim
yetkili makamların yükümlünün kendisine
yazı ile yanlış açıkla(izahat) vermiş olmaları
veya bir hükmün uygulama tarzına ilişkin bir
içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz.
YAYINLARI
 Ayrıca, bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya
sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle görüş
ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan
yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ
veya sirküler yayımlandığı tarihten itibaren
geçerli olup geçmişe dönük olarak uygulanması mümkün değildir. Fakat bu hüküm
yargı mercileri tarafından iptal edilen genel
tebliğ ve sirküler hakkında uygulanmaz.
 Başkasına verilmiş olan bir özelgeye uygun
davranmış olan bir kimsenin kusurlu olup
olmadığı tartışmaya açıktır. Eğer özelge/sirküler, yayınlanmak suretiyle aleniyet
kazanmış ya da ilgili, başkasına verilmiş
olan özelgeyi idareye sunmuş ise, bu kimsenin de yanılma halinden yararlanması gerekir. Aksi halde, yükümlüler arasında farklılık/eşitsizlik yaratılmış olacaktır. Bu itibarla,
idare genel tebliğ, sirküler ve özelgelerin
yükümlüler açısından lehe ve/ya da aleyhe
sonuçlarını düşünerek hukuka uygun metinler üretmelidir.
4. Yargı organları, vergi uygulamalarına ilişkin
uyuşmazlıkların çözümünde, ikinci grup tebliğlerde yer alan düzenlemeleri dikkate almak zorunda değildir.
5. İdarenin iç bünyesine ilişkin bulunmaları
nedeniyle, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir
idarî işlem niteliği taşımaz.
Sirkülerler:
 Sirkülerler, hiyerarşik âmirlerin ve özellikle
bakanların, sahip oldukları hiyerarşi gücüne
dayanarak astlarına onların uygulamakla
yükümlü oldukları kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerinin yorumlanması ve uygulanması konusunda verdikleri emir, talimat ve
görüşlerdir. Sirkülerlerle yeni bir kural ve
hüküm getirilememektedir; sadece mevcut
olan mevzuat hükümleri açıklanmakta, yorumlanmakta ve bunların nasıl uygulanacağı gösterilmektedir.
Nevin Su
VERGİ CEZA HUKUKU KURALLARININ UYGULANMASI
Yer Bakımından Uygulanması
 Devletlerin egemenliği ancak kendi ülkeleriyle sınırlıdır. Bu nedenle, devletlerin kanunlarının da ancak kendi ülkeleri içinde
uygulanması gerektiği ve ülke dışında uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmektedir. Ayrıca, devletlerin kendi ülkesi
üzerindeki egemenliğinin mutlak olması nedeniyle, ülke içerisinde başkadevletlerin kanunlarının uygulanmaması da bu egemenliğin doğal sonucu olarak sayılmaktadır. Ancak bu anlayışın mutlak bir şekilde benimsenmesi ve bu anlayışa uyulması, günümüz
şartlarında mümkün olamamaktadır. Çünkü
gelişen ve değişen şartlar hemen her ülkede başka devletlerin vatandaşlarının geçici
ve/ya da sürekli yaşamalarını mümkün hale
getirmektedir. Bu durumda bulunan kişiler
üzerinde devletlerin denetim yetkisine sahip
olması, hem yaşanılan ülkenin hem de kişilerin menfaatleri gereğidir. Bu nedenle, devletler egemenlik yetkilerinden karşılıklı tavizlerde bulunarak kendi ülkelerinde başka
devletlerin kanunlarının uygulanmasını sınırlı da olsa kabul etmektedir. Bu bağlamda,
kanunların mülk iliği ve şahsiliği ilkelerinden
söz edilmektedir.
- 14 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
 Vergi ceza hukuku bakımından da bu iki ilkenin genel olarak geçerli olması benimsenmektedir. Ancak, ceza kanunlarının uygulanmasında esas itibariyle mülk ilik ilkesine uyulması; fakat yabancı ülkede işlenen
suçlardan bazıları hakkında da suçlunun vatandaşı olduğu devletin kanunlarının uygulanması gerektiği kabul edilmektedir. Böyle
bir uygulamayı benimseyen sisteme, karma
sistem denilmektedir.
 Ayrıca, ceza kanunlarının genel olması sistemine göre, suç nerede işlenmiş olursa olsun ve faili hangi devletin vatandaşı bulunursa bulunsun, suçu işleyen kişiye bulunduğu ülkenin kanununun uygulanması gerekir.
 Türk Ceza Kanunu, mülk ilik ilkesini esas
almakla birlikte, karma sistemi benimsemektedir
 Vergi ceza hukuku bakımından da esas olarak mülk ilik ilkesi benimsenmektedir.
 Bu itibarla, vatandaş olsun veya olmasın, bir
ülkede yaşayan kişiler, ülkede yürürlükte
bulunan kanunların getirdikleri yükümlülüklere (vergi ve vergi cezası) uymak zorundadır. Ancak, bazı durumlarda bu ilkenin istisnaları da bulunmaktadır. Diplomat muaflığı
bunun bir örneğini oluşturmaktadır. Nitekim
diplomat muaflığı bulunan bir kişinin Türkiye’de bir vergi suçu işlemiş olması halinde,
bu kişiyi
 Türk Vergi Mevzuatına göre vergilendirmek
ve cezalandırmak mümkün değildir. Aynı
şekilde, Türk Diplomatlara da diğer ülkeler
kendi vergi ceza hukuku hükümlerini uygulayamazlar. Çünkü bu kişiler esasen muaflıktan yararlandıkları için onlara uygulanacak kanunlar da kendi devletlerinin kanunlarıdır. Bu nedenle, vergi ceza hukukunda sınırlı da olsa şahsilik ilkesinin de uygulandığını söylemek mümkündür.
Zaman Bakımından Uygulanması:
 Yürürlüğe girmesi ve yürürlükten kalkması
 Yürürlüğe girmeden önceki ya da yürürlükten kaldırıldıktan sonraki olaylara uygulanıp
uygulanmaması
Kanunların Yürürlüğe Girmesi:
 Kanunların zaman bakımından uygulanması
konusu yürürlüğe girdiği tarihte uygulanmaya başlar ve yürürlükten kalkması ile birlikte
uygulanamaz hale gelir.
Bir kanun;
1. Resmî Gazete’ de yayımlandığı tarihte
Nevin Su
YAYINLARI
2. Kanunda belirtilen başka bir tarihte yürürlüğe girmektedir.
Kanunun ne zaman yürürlüğe gireceği, o kanunun yürürlük maddesinde belirtilmemişse, ne
zaman yayınlanır?
 Resmî Gazetede yayım tarihinden başlayarak kırk beş gün sonra yürürlüğe girmektedir.
Kanunların Yürürlükten Kalkması:
Kanunların yürürlükten kalkmasının yolları:
1. Yürürlükten kaldırma
a. Açık (sarih) yürürlükten kaldırma: Yürürlüğe giren bir kanunun kendisinden
önce yürürlükte bulunan bir kanunu yürürlükten kaldırdığını açıkça belirtmesi
halinde, yürürlükten kaldırıldığı belirtilen
kanun yürürlükten kalkar
b. Örtülü(zımni) yürürlükten kaldırma
sonraki kanun önceki kanunu yürürlükten kaldırmaktadır.
2. Sürenin dolması Bazı kanunlar belirli sürelidir. En tipik örneği, Bütçe Kanunudur.
3. İptal/kaldırma kararı: Yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükten kalkmaktadır.
 Anayasa Mahkemesi kararları geçmişe
yürümez.
Kanunlarının Geçmişe Yürümemesi
 Kanunların yürürlüğe girmeden önceki olay
ya da işlemlere uygulanamamasına kanunların geçmişe yürümemesi ilkesi denir.
 Bu ilkenin konulmasının gerekçesi; kanun
koyucunun keyfi hareketlerini engellemek
ve hukuk kurallarına karşı toplumun güven
duymasını sağlamaktır.
 Özel hukukta olduğu gibi kamu hukukunda
da geçerli olması
Lehe Olan Kanunun Uygulanması ilkesi:
 Türk Ceza Kanunu’na göre, “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç
sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza
verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.
 İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna
göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da
kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya
güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve
kanunî neticeleri kendiliğinden kalkar. Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların
- 15 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun
uygulanır ve infaz olunur. Hapis cezasının
ertelenmesi, koşullu salıverme ve tekerrürle
ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır. Geçici veya süreli
kanunların, yürürlükte bulundukları süre
içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir”
 Kabahatler Kanunu’nda ise, zaman bakımından uygulanma konusunda farklı bir düzenleme yer almaktadır. Buna göre, “...Türk
Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanır. Ancak kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin
kararların yerine getirilmesi bakımından
derhal uygulama kuralı geçerlidir. Kabahat,
failin icra veya ihmali davranışı gerçekleştirdiği zaman işlenmiş sayılır. Neticenin oluştuğu zaman, bu bakımdan dikkate alınmaz.
 Ceza hukukunda yeni kanunun suç saymadığı fiillere ceza verilemeyeceği gibi, eski
kanunda bir suça daha az ceza kabul ediliyorsa, o kanun uygulanacaktır
Usul kanunlarında;
 Eski kanuna göre açılan ve devam etmekte
olan davalarda yeni kanunun uygulanması
gerektiğinin kabul edilmesi
Ceza hukuku bakımından;
 Her fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan kanuna tâbi olması gerekir. Bu, kanunsuz suç
olmaz ilkesinin temel dayanağını ve aynı
zaman doğal bir sonucunu oluşturmaktadır.
.Anlam Bakımından Uygulanması;
 Hâkimin bir soyut hukuk kuralını somut bir
olaya uygulayabilmesi, o kuralın yorumlanmasını gerektirmektedir.
13. Yorum faaliyetinde kuralı koyan organın
iradesinin esas tutulması, hangi yorum yönteminin tercihi arasında yer alır?
A. Tarihi yorum yöntemi
B. Lafzi -deyim sel- yorum yöntemi
C. Sistematik yorum yöntemi
D. Amaç sal yorum yöntemi
E. Gai yorum yöntemi
Yanıt A
14. Kuralın metinde yer alan kelimelere göre
anlamlandırılması, hangi yorum yönteminin tercihi arasında yer alır?
A. Tarihi yorum yöntemi
B. Lafzi -deyim sel- yorum yöntemi
C. Sistematik yorum yöntemi
Nevin Su
YAYINLARI
D. Amaç sal yorum yöntemi
E. Gai yorum yöntemi
Yanıt B
15. Kuralın yer aldığı kurallar bütünü/sistem
içinde anlamlandırılması, hangi yorum yönteminin tercihi arasında yer alır?
A. Tarihi yorum yöntemi
B. Lafzi -deyim sel- yorum yöntemi
C. Sistematik yorum yöntemi
D. Amaç sal yorum yöntemi
E. Gai yorum yöntemi
Yanıt C
16. Kuralın içinde bulunulan sosyal ve ekonomik koşullara göre kuraldan algılanan bütünsel
amacı esas tutulması, hangi yorum yönteminin
tercihi arasında yer alır?
A. Tarihi yorum yöntemi
B. Lafzi yorum yöntemi
C. Sistematik yorum yöntemi
D. Deyim sel yorum yöntemi
E. Amaç sal- Gai yorum yöntemi
Yanıt E
YORUM TÜRLERİ:
 Yorum türleri, yorum faaliyetinde bulunan
organ ya da kişiler dikkate alınarak yapılan
bir sınıflandırmadır ve yasama yorumu, idari
yorum, yargısal yorum, bilimsel yorum olarak dörde ayrılmaktadır.
17. Aşağıdakilerden hangisi yorum türlerinden
biri değildir?
A. İdari yorum
B. Yargısal yorum
C. Sistematik yorum
D. Yasama yorumu
E. Bilimsel yorum
Yanıt C
HAP BİLGİ:
 C şıkkı, yorum yöntemi olarak bilinmelidir.
Yasama yorumu nedir?
 Kuralın yasa koyucu tarafından yorumudur.
18. Aşağıdakilerden hangisi yasama yorumuna
ait doğru bir ifade değildir?
A. Yeni kural yaratma veya mevcut bir kurala
yeni içerik kazandırılması
B. Türk Hukuk Sistemi’nde sadece 1924 Anayasası’nda mevcut bir yorum türü olması
C. 1961 ve 1982 Anayasalarında yer verilmemesi
D. Günümüzde bu yorum türünün uygulama
alanına yoğun olarak kavuşması
E. Yasa koyucu tarafından yorumlanması
Yanıt D
HAP BİLGİ:
- 16 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
 Günümüzde bu yorum türüne rastlanmamaktadır.

19. Aşağıdakilerden hangisi İdari Yorum biçiminin özelliği değildir?
A. Vergi hukukunda özel bir öneme sahip olması
B. Vergi ödevlisinin özelge kanalı ile muhatap
alınması
C. Kamu hukuku ilişkilerinde hukuk kuralını
uygulayacak kamu idarelerinin uygulanması
olası hukuk kuralını nasıl anladıkları ve nasıl uygulayacaklarına yönelik görüş
D. Direkt vergi ödevlisini muhatap almadan
genel açıklamalar ile yapabilmesi
E. Somut olayın özelliklerini göz önüne alması
Yanıt E
HAP BİLGİ:
 Kamu hukuku ilişkilerinde hukuk kuralını
uygulayacak kamu idarelerinin uygulanması
olası hukuk kuralını nasıl anladıkları ve nasıl uygulayacaklarına yönelik görüşleri, idari
yorum olarak adlandırılmaktadır
Yargısal Yorum:
 Yargısal yorum, hukuk kurallarının yargı organlarınca yorumudur.
Yargısal yorumun sadece ilişkin bulunduğu
olay açısından bağlayıcı olmasının nedeni nedir?
 Somut olayın özellikleri göz önüne alınması
 Önemli Not: Yargısal yorum türü içinde yer
alan içtihadı birleştirme kararlarındaki yargısal yorum, yargı organlarını ve idareyi bağlar.
Bilimsel Yorum:
 Bilimsel yorum, hukuk kurallarının bilim
adamlarınca yorumudur. Bilimsel yorum teorik ve genel niteliktedir, yön gösterici ve
açıklayıcı boyutuyla uygulamacılara ışık tutan bir yorum türüdür.
 Yorum türleri, yorumu yapan organa göre yapılan bir sınıflandırmadır.
YORUM YÖNTEMLERİ:
Deyim sel (Lafzi) Yorum Yöntemi
 Hareket noktasını kuralda yer alan kelimelerin oluşturduğu deyim sel yorum yöntemi,
kuralın gerçek iradesinin kuraldaki kelimelere yansıdığı temel varsayımına dayanır. Bu
yönteme göre kuralın anlamı, kural metninde yer alan kelimelere, bu kelimelerin cümle




Nevin Su
YAYINLARI
içindeki yerlerine, kısaca dilbilim kurallarına
göre belirlenir.
Tüm hukuk kurallarında yorum faaliyetine,
doğası gereği kural metninde yer alan kelimelerden başlanırsa da deyim sel yorumu
diğer yöntemlerden ayıran özellik, kuralın
sözleri ile bağlı kalınması ve onun dışına çıkılmasının istenmemesidir.
Yasama Yorumu: Kanunların bizzat onu
koyan yasama organı tarafından yorumlanmasıdır.
İdari yorum: Hukuk kurallarının onları uygulayacak kamu idareleri tarafından yorumlanmasıdır.
Yargısal yorum: Hukuk kurallarının yargı
organlarınca yorumlanmasıdır.
Bilimsel yorum: Hukuk kurallarının bilim
adamlarınca yorumlanmasıdır. Hukuk kuralının yorumuna doğal bir zorunluluk olarak
deyim sel yorum yöntemiyle başarır, ancak
tek başına yeterli olmayıp diğer yorum yöntemleriyle birlikte kullanıldığında bir anlam
ifade eder.
20. Aşağıdakilerden hangisi Vergi hukuku kurallarının yorumunda deyim sel yorum yönteminin
dikkat ve özenle kullanılması gerekliliğinin gerekçeleri arasında yer almaz?
A. Zafiyet, ihmal ve özensizliğin olağan olması
B. Diğer hukuk alanlarına ait birçok kurum ve
kavramın anlamları ile kullanılması
C. Ait oldukları hukuk dallarındaki anlamlarının
dışındaki anlamlarla kullanılması
D. Ekonomik değerler ve olayların özek hukuk
kavramları ile ifade edilmesi
E. Ekonomi ve muhasebe alanına ait kavramların kullanılması
Yanıt A
HAP BİLGİ:
 Zafiyet, ihmal ya da özensizliğin sonucu olmayıp vergi hukukunun teknik özelliklerinin
doğal sonucu olduğunu bilmelisiniz.
21. Hukuk kuralının kendi içindeki yeri ve diğer
kurallar ile olan ilişkisinin dikkate alınarak anlamlandırılması hangi yorum türü içinde bulunmaktadır?
A. Bilimsel
B. Yargısal
C. Sistematik
D. İdari
E. Yasama
Yanıt C
22. Sistematik yöntemin yararlandığı mantık
kuralları nelerdir?
- 17 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
 Karşıt kavram
 Evleviyet
 Tümevarım
 Tümden gelim
Tarihi Yorum Yöntemi:
 Tarihi yorum yönteminde kuralı koyan organın kuralı koyması sırasındaki iradesi araştırılarak kuralın anlamı belirlenir. Bu belirlemede yasalaştırma sürecine ilişkin dokümanlar esas alınır. Yasa koyucunun psikolojisinin de dikkate alınmasını gerektiren bu
yöntemin işlevsellikten uzak olduğu açıktır.
Yasa koyucunun neyi arzuladığını saptamak ve buna göre kuralı anlamlandırmak
neredeyse imkânsızdır.
Tarihi yorum yönteminde?
 Yasa koyucunun yasanın yapıldığı andaki
amaç ve iradesi araştırılması(Yasa koyucunun sübjektif iradesinin saptanması)
 Belli bir hükmün zaman içinde geçirdiği değişikliklerin incelenmesini ve bu değişikliklerin amacından belli sonuçlara varılmasını
içermesi
23. Uluslararası vergi anlaşmalarının yorumunda aşağıdaki hangi yorum yöntemi başarılı olarak uygulanır?
A. Amaçsal
B. Yargısal
C. Tarihi
D. İdari
E. Yasama
Yanıt C
HAP BİLGİ:
 Anlaşmaya taraf olan devletler anlaşmayı
imzalarken egemenliklerine getirilecek sınırlamaları ayrıntılarıyla tartmak durumundadırlar. Anlaşmanın hazırlık çalışmaları, anlaşma taslağı üzerinde yapılmış olan görüşmeler, tarafların egemenliklerini ne ölçüde sınırlandırmak niyetinde olduklarını açıklığa kavuşturur.
Nevin Su
YAYINLARI
25. Amaç sal yorum yöntemi aşağıdaki hangi
özelliği nedeni ile eleştiriye uğramıştır?
A. Objektif yorum teorisine dayanması
B. Değişen sosyal ve ekonomik koşullar altında kazandığı anlam, kuralda ifadesini bulan
değerlendirmeler ve çıkar çatışması araştırılarak kuralın öngördüğü çözüme, ulaşmak
istediği amaca uygun yorum yapılması
C. Amacın ön planda olması
D. Kuralların zamanla değişen koşullara uygun
anlamlandırılması
E. Sübjektif yorum teorisine dayanması
Yanıt D
HAP BİLGİ:
 Yasallık ilkesinin hâkim olduğu vergi hukuku
alanında amaçsa yorum yönteminin, uygulayıcıya geniş bir serbesti tanımak suretiyle
yasa metninden sapılması, vergi hukukunun
temel ilkelerine aykırı sonuçlara ulaşılması
riskini bünyesinde barındırabileceğine de
işaret edilmesi gerekir.
KİTABIMIN 40-51 SAYFASINDAN ALINMIŞTIR.
24. Amaç sal (Gaî) Yorum Yöntemi ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A. Objektif yorum teorisine dayanması
B. Değişen sosyal ve ekonomik koşullar altında kazandığı anlam, kuralda ifadesini bulan
değerlendirmeler ve çıkar çatışması araştırılarak kuralın öngördüğü çözüme, ulaşmak
istediği amaca uygun yorum yapılması
C. Amacın ön planda olması
D. Kuralların zamanla değişen koşullara uygun
anlamlandırılması
E. Sübjektif yorum teorisine dayanması
Yanıt E
- 18 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
3. DERS: VRGİ İCRA HUKLUKU:
2. Aşağıdakilerden hangisi Vergi hukukunda
zamanaşımının sonuçları arasında yer almaz?
A. Vergi alacağını kendiliğinden ortadan kaldırdığı için mükellef zamanaşımına uğramış
vergi borcundan kurtulmuş olur.
B. Alacağın kendisini değil, onun talep edilebilirliğini ortadan kaldırır.
C. Hak düşürücü süreye denk sonuçlar yaratır.
D. Mükellefin bu konuda bir müracaatı olup
olmadığına bakılmaksızın vergi alacağını
ortadan kaldırır.
E. Tarh zamanaşımı ve tahsil zamanaşımı olarak ikiye ayrılır.
Yanıt B
HAP BİLGİ:
 B şıkkı, Özel hukuk alanında zamanaşımı
sonuçları arasında yer almaktadır. Tarh
zamanaşımı Vergi Usul Kanun’da düzenlenmiş olup, tahsil zaman aşımı ise Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir.
Tahsil Zamanaşımı:
 Tahakkuk eden ve kesinleşen kamu alacakları belirli bir süre içinde tahsil edilmezse
zamanaşımına uğrar.
Tahsil zamanaşımı;
1. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun’da düzenlenmiştir.
2. Kamu alacağı, vadesinin rastladığı takvim
yılını takip eden takvim yılı başından itiba-
YAYINLARI
ren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Burada vade tarihi ile ödeme
süresinin son günü ifade edilmektedir.
7.ÜNİTE:
VERGİ ALACAĞINI SONA ERDİREN HALLER:
UKUKU
ÖDEME:
 Vergi hukukunda vergi borcu ve fer’ilerini
sona erdiren sebepler borcun kesinleşmesinden önceki ve sonraki sebepler olarak iki
ayrı kısımda değerlendirilebilir.
1. Aşağıdakilerden hangisi vergi borcunu kesinleşmesinden önce sona erdiren nedenleri arasında yer almaz?
A. Yanılma
B. Zamanaşımı
C. Hata
D. Uzlaşma
E. Tarh zamanaşımı
Yanıt B
HAP BİLGİ:
 Zamanaşımı, ödemeden sonra vergi borcunu sona erdiren en önemli nedendir.
Nevin Su
 Vadesi 27.08.2012 olan bir borç için mükellefe en son 31.12.2017 tarihine kadar ödeme emri tebliğ edilebilir. Bu tarihten sonra
söz konusu kamu borcu zamanaşımına uğramış olur.
5 yıllık tahsil zamanaşımı, kamu alacağının vade
tarihinden itibaren değil, vadenin rastladığı yılı
takip eden takvim yılının başından itibaren başlamasının nedenleri nelerdir?
 Vergi idaresinin işini kolaylaştırarak hızlı çalışmasının amaçlanması olarak biliniz. Çünkü her mükellef için tek tek zamanaşımının
belirlenmesi külfetlidir. Oysaki vadesi aynı
yıla rastlayan tüm mükellefler için zamanaşımı süresi o yılı takip eden takvim yılının
başından itibaren işlemeye başlayacak, bu
da vergi idaresinin iş yükünü oldukça azaltacak ve takibi de kolaylaştıracaktır.
Tahsil zamanaşımını kesen hâller:
1. Ödeme,
2. Haciz uygulaması
3. Cebren tahsil ve takip işlemleri sonucunda
yapılan her çeşit tahsilat
4. Ödeme emri tebliği
5. Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi(kefile veya yabancı şahıs ve
kurum temsilcilerine uygulanması veya bunlar tarafından yapılması)
6. İhtilaflı kamu alacaklarında yargı organlarınca bozma kararı verilmesi
7. Kamu alacağının teminata bağlanması
8. Yargı organlarınca yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi
9. İki kamu idaresi arasında mevcut bir borç
için alacaklı kamu idaresi tarafından borçlu
kamu idaresine borcun ödenmesi için yazı
ile müracaat edilmesi
10. Kamu alacağının özel kanunlara göre
ödenmek üzere müracaatta bulunulması
ve/veya ödeme planına bağlanması.
Zamanaşımının kesilmesi ile;
1. Kesilme anına kadar işlemiş bulunan sürenin bütün sonuçlarını ortadan kaldırır.
2. Kesilmenin rastladığı takvim yılını takip
eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar.
- 19 -
 Örneğin, borçluya, bir borcu için zamanaşımının işlemeye başlamasından 3 yıl sonra
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
(2010’da) ödeme emri tebliğ edildiyse zamanaşımı süresi kesilir. Ödeme emrinin tebliğ edildiği takvim yılını takip eden tarihten
yani 2011’den itibaren de 5 yıllık zamanaşımı yeniden işlemeye başlar.
Tahsil Zamanaşımının Durması;
 0 ana kadar işleyen süre ortadan kalkmaz
Tahsil zamanaşımını durduran haller nelerdir?
1. Borçlunun yabancı ülkede bulunması
2. Borçlunun hileli iflas etmesi
3. Borçlunun terekesinin tasfiyesi dolayısıyla
hakkında takibat yapılamaması
 Tahsil edilebilir bir alacağın yukarıda sayılan durumların varlığı süresince takibinin
olanaksız ya da çok zor olması nedeniyle
bu durumların varlığı hâlinde zamanaşımının işlemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Örneğin; borçlu, bir borcu için zamanaşımının işlemeye başlamasından 4 yıl sonra İngiltere’ye gitmiş ve 5 yıl süreyle orada kaldıktan sonra Türkiye’ye geri dönmüşse dönüş tarihinden itibaren 1 yıl sonra zamanaşımının dolduğu kabul edilir. Yani 5 yıllık
zamanaşımı süresi durma hâlinin sona ermesinden itibaren kaldığı yerden işlemeye
devam eder.
Tahsil Zamanaşımının Sonuçları:
1. Alacaklı kamu dairesinin kamu alacağı tahsil yetkisinin ortadan kalkması
2. Kamu dairesinin kamu alacağı için ödeme
emri gönderememesi veya icra takibine
başlayamaması
 Ancak zamanaşımından sonra mükellefin
kendi rızasıyla yaptığı ödemeler kabul ediliri
ancak mükellef ödemeyi geri isterse ödeme
yapılmaz.
SORU - 3
1. Vergi hatalarının düzeltilmesi
2. Uzlaşma
3. Ödeme
4. Yargı kararları
5. Zamanaşımı
Yukarıda numaralardan hangisi yada hangileri
vergi borcunu görünür de sona erdiren hallerdendir?
A. Yalnız 3
B. 3 ve 4
C. 1 ve 2
D. 1.2.4
E. 2.3.4
Yanıt D
TAKAS
Nevin Su
YAYINLARI
 Takas, iki kişi arasındaki karşılıklı, birbirine
benzer ve istenebilir borçların, ayrı ayrı
ödenmeksizin, taraflardan birinin beyanıyla
sona erdirilmesi olarak tanımlanabilir.
Takas beyanında bulunabilmenin koşulları nelerdir?
 İki kişinin karşılıklı olarak birbirine borçlu
olması
 Karşılıklı borçların özdeş olması, aynı nitelikte olması
 Her iki borcunda muaccel olması yani borçların ifasının istenebilmesinin gerekmesi
Vergi hukukunda takas ile ilgili?
 Vergi borcunu, yükümlünün devletten olan
alacağı ölçüsünde sona erdiren nedenlerden biri olması
 Tahsil edilip de kanuni sebeplerle geri verilmesi gereken kamu alacaklarının, yükümlünün geri verme borcu olan kamu idaresine
ödenmesi gereken muaccel borçlarına
mahsup edilmek suretiyle iade olunacağını
ifade edilmesi
Takas ile mahsup arasındaki farklar nelerdir?
 Mahsup tarh aşamasına ilişkin olurken; takasın tahsil aşamasına ilişkin olması ve
vergi borcunun sona ermesi
 Mahsupta bir alacaktan belirli kalemlerin indirilmesi söz konusu iken, takas işleminde
hatalı olarak tahsil edilen vergi miktarının,
yükümlünün vadesi dolmuş bir başka vergi
borcuna karşılık sayılması
Vergi hukukunda takas düzenlemesinin avantajları nelerdir?
 Hazineden para çıkmasının engellenmiş
olması
 Kamu alacağı tahsilinin garanti altına alınması
 Zaman kaybı ve gereksiz işlemlerin ortadan
kalkması
 Yükümlülerin kamu idaresine olan muaccel
borçlarının ödenmemesi riskini ortadan
kalkması
Vergi hukukunda takasın yapılabilmesi için gerekli şartlar nelerdir?
A. Kamu idaresinin yükümlüye iade etmesi gereken bir borcunun bulunması, yükümlünün
kamu idaresine muaccel bir borcunun bulunması
B. Tarh edilmiş vergilere ve kesilmiş cezalara
karşı yükümlü tarafından vergi mahkemesinde dava açılmamış olması Takas talebinin bulunması
SORU - 4
- 20 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
1. Tahsil zamanaşımı
2. Tahakkuk zamanaşımı
3. Ceza kesme zamanaşımı
Yukarıda verilen numara ya da numaralardan
hangisi Vergi Usul Kanununda düzenlenmemiştir?
A. Yalnız1
B. 1 ve 2
C. 2 ve 3
D. Yalnız 3
E. Yalnız 2
Yanıt A
HAP BİLGİ:
 Tahakkuk zamanaşımı ve ceza kesme zamanaşımı Vergi Usul Kanunu’nda, tahsil
zamanaşımı ise Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Tahakkuk Zamanaşımı:
 Öğretide tarh zamanaşımı, tebliğ zamanaşımı denmektedir.
5. Tahakkuk zamanaşımı süresi kaç yıldır?
A. 3
B. 4
C. 5
D. 9
E. 10
Yanıt C
HAP BİLGİ:
 Zamanaşımı süresinin işleyebilmesi için
vergi alacağının doğumu esastır.
6. Veraset ve intikal vergisinde zamanaşımının
başlangıcı aşağıdakilerden hangisidir?
A. Vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği tarihi
B. Yükümlülüğün doğduğu tarih
C. Beyanname verme tarihinde
D. İntikal eden malların idarece tespit olunduğu
tarih
E. Ölüm tarihini izleyen yıldan itibaren
Yanıt B
Tahakkuk zamanaşımı süresi ne zaman başlar?
 Meydana geldiği yılı izleyen takvim yılı başından itibaren
7. Vergi Usul Kanununda yer alan tahakkuk zamanaşımı süresinin dolması sonucu aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz?
A. Vergi idaresinin vergiyi tarh ve tebliğ etme
yetkisinin ortadan kalkması
B. Yükümlüye vergi ihbarnamesi ve ödeme
emrinin gönderilmemesinin gerekliliği
C. Vergi alacağının ortadan kalkması
D. İdarenin vergi incelemesine gidebilmesi
Nevin Su
YAYINLARI
E. Yargı kararı ile kaldırılan bir verginin vergi
idaresi tarafından tarh edilememesi
Yanıt D
HAP BİLGİ:
 Vergi Usul Kanunu’nun 138. Maddesi uyarınca, vergi incelemesi, neticesi alınmamış
hesap dönemi de dâhil olmak üzere, tahakkuk zamanaşımı süresi sonuna kadar yapılabilir. Tahakkuk zamanaşımı süresi dolduktan sonra idare vergi incelemesi yaptıramaz.
Tahsil Zamanaşımı:
 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun’un 102. maddesinde düzenlenmiştir.
 Vergiler ve kamu alacakları, vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılın başından itibaren 5 yıl geçmesine rağmen tahsil edilemezse zamanaşımına uğramaktadır.
Tahsil zamanaşımı ile ortaya çıkan gelişmeler
nelerdir?
 Sadece vergiler için değil, vergi cezaları da
dâhil her türlü kamu alacağı için geçerli olması
 Cebri icra yetkilerinin kullanılamaması ve
ödeme emrinin gönderilememesi
 Tahakkuk zamanaşımı gibi mahkemelerce
resen dikkate alınması
 Yükümlünün zamanaşımına uğramış vergi
borçlarını rızası ile
 Ödemesi halinde kabul edilmesi
 Tahsil zamanaşımı süresi vadenin rastladığı takvim yılını izleyen yılın başından
itibaren işlemeye başlar.
8. 2014 yılı gelirleriyle ilgili gelir vergisi taksitinin ödenmemesi halinde zamanaşımı süresinin
işlemeye başlayacağı tarih aşağıdakilerden
hangisidir?
A. 2015 Mart ayı
B. 2016 takvim yılı başı
C. 2015 takvim yılı başı
D. 31/12/2020
E. 31/12/2019
Yanıt C
9. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki
Kanun’un 103. maddesine göre zamanaşımını
kesen hâllerden biri olamaz?
A. Ödeme
B. Haciz uygulanması
C. Borçlunun yurtdışında bulunması
D. Cebren tahsil ve takip işlemleri sonucunda
yapılan her çeşit tahsilât
E. Ödeme emri tebliği
Yanıt C
- 21 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
HAP BİLGİ:
 Ayrıca, Mal bildirimi, mal edinme ve mal
artmalarının bildirilmesi olarak bilmelisiniz.
10. Aşağıdaki uygulamalardan hangisinin varlığı
halinde zamanaşımı süresi, kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından
itibaren yeniden işlemeye başlamaz?
A. İhtilaflı kamu alacaklarında yargı mercilerince bozma kararı verilmesi
B. Kamu alacağının teminata bağlanması
C. Yargı mercilerince yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi
D. İdarenin vergi incelemeye gitmesi
E. İki amme idaresi arasında mevcut bir borç
için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu
amme idaresine borcun ödenmesi için yazı
ile müracaat edilmesi
Yanıt D
HAP BİLGİ:
 Ayrıca, Amme alacağının özel kanunlara
göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması.
12. Vade tarihi 25.11.2010 olan bir vergi alacağı
için, 2.10.2014 tarihinde bir ödeme emri tebliğ
edilirse, hangi tarihinden itibaren beş yıllık yeni
bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar?
A. 2.12.2014
B. 1.1.2015
C. 31.12 2014
D. 31.12.2015
E. 1.1.2016
Yanıt B
HAP BİLGİ:
 Zamanaşımının bir bozma kararıyla kesilmesi hâlinde zamanaşımı başlangıcı yeni
vade gününün rastladığı; amme alacağının
teminata bağlanması veya yargı organlarınca yürütmenin durdurulması hâllerinde zamanaşımı başlangıcı teminatın kalktığı ve
durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının ilk
günüdür.
TERKİN:
 Terkin, vergi borcunun silinmesidir. Terkin,
vergi borcunu bütün hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kaldıran tek taraflı, sübjektif ve
özel bir idari işlemdir. Borcun doğumundan
önce yapılan terkin borcun doğmasına engel olmakta, tahakkuk etmesinden veya kesinleşmesinden sonra yapılan terkin ise
doğmuş bir borcu sona erdirmektedir. Pozitif
hukukumuzda gümrük vergisi dışındaki vergi, resim ve harçların silinmesi konusu Vergi
Nevin Su
YAYINLARI
Usul Kanununda; vergi dışındaki diğer kamu alacaklarının silinmesi ise Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile
düzenlenmiştir.
 Doğal afetler nedeniyle yapılan terkin, tek
taraflı bir işlem olması bakımından özel hukuktaki alacaklının alacağından feragatine
benzemektedir. Vergi hatalarının yükümlü
lehine düzeltilmesi veya yargı organlarının
kararı sonucunda yapılan terkinlerde feragat
özelliği bulunmamaktadır. Bu durumlarda
yapılan terkin haksız iktisap edilen şeyin iadesi niteliği taşımaktadır.
 Terkin işleminin bir sonucu olarak vergi borcunun ortadan kalkması, bu kurumun vergi
aşamana benzetilmesine neden olmaktadır.
Ancak, her iki kurum arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklardan ilki,
yetkili organ bakımından ortaya çıkmaktadır.
 Terkine karar verecek organın idare olması,
vergi affının yasama organının yetkisi dâhilinde olması
 Terkin sübjektif ve özel bir işlem olmasına
karşın, vergi aflarının objektif ve genel işlemler olması
 Terkinin kapsamında vergi asıllarıyla birlikte
vergi cezaları bulunurken, affın ilke olarak
vergi cezalarını kapsaması
 Af, politik yönleri de olan olağanüstü bir
araç niteliği taşırken, Terkin ise bir yönüyle
iyi bir vergi sisteminin gereklerinden olan
vergi kaynağının korunması ilkesine dayanır.
Terkin işlemini gerektirecek hukuki sebepler
nelerdir?
1. Vergi hatalarının düzeltilmesi ile terkin
2. Kesinleşen bir yargı kararına dayanarak
terkin
3. Vergi ve cezaların terkini
4. Doğal afetler nedeniyle terkin
5. Tahsil imkânsızlığı nedeniyle terkin
Doğal Afetler Nedeniyle Terkin;
 Yükümlünün iradesi dışında gerçekleşen ve
büyük zararlar vererek ödeme gücünü
önemli ölçüde yok eden olaylardır.
Terkin konusunun kanunda düzenlenmesi
1. Vergi Usul Kanunu’nun 115. Maddesinde
yer alan düzenleme
2. Vergi dışındaki kamu alacakları için Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 105. maddesinde yer alan düzenlemedir.
- 22 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun’da yer alan düzenleme, Vergi Usul
Kanunu’na tabi vergi, resim ve harçlar bakımından uygulanmaz; vergi dışındaki kamu
alacakları ile gümrük vergileri bakımından
hüküm ifade eder.
SORU - 13
1. Doğal afat nedeni ile yapılan terkin
2. Gümrük vergisi
3. Kamu alacakları
Yukarıdaki numaralardan hangisi ya da hangilerinde vergi borcu vergi usul kanunu hükümlerine göre terkin olur?
A. 1 ve 2
B. Yalnız1
C. 2 ve 3
D. Yalnız3
E. 1.2.3
Yanıt B
Maliye Bakanlığı’nca doğal afetler nedeni ile
zararla orantılı olmak üzere tamamen veya kısmen terkin yapılacak işlemler ile bilmeniz gerekenler aşağıda verilmiştir?
 Vergi Usul Kanunu’nda yer alan düzenlemeye göre; Doğal afetler nedeniyle, varlıklarının en az üçte birini yitiren yükümlülerin;
İlgili vergi borçları ve vergi cezaları
 Doğal afet nedeni ile ürünlerinin en az üçte
birini yitiren yükümlülerin; Afete uğrayan
arazi için zararın gerçekleştiği hasat ve
devşirme zamanına rastlayan yıla ilişkin olarak tahakkuk ettirilen arazi vergisi ve vergi
cezaları
Terkin kurumu?
 Yükümlülerin kendilerini toparlamalarına,
ekonomik faaliyetlerini sürdürme gücüne
erişmelerine imkân veren bir kurumdur.
 Terkin yükümlü çıkarlarının yanı sıra bir
vergi kaynağının tümden kurumasını önlemek bakımından Hazine çıkarlarına hizmet
eden bir kurumdur.
14. Vergi ve cezaların terkin edilebilmesi hakkında verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A. Ön koşulunun doğal afetlerin meydana gelmesi
B. Kanunda sayılmayan doğal afetrin vergi
borçlarının terkin edilmesinin mümkün olması
C. Doğal afetin meydana gelmiş olması terkinden yararlanabilmek için tek başına yeterli
olmaması
Nevin Su
YAYINLARI
D. Yükümlünün mal varlıklarının en az üçte birinin yok olmasına neden olmasının gerekliliği
E. Sadece zarar gören gelir kaynakları ile ilgili
olan vergilere uygulanmasına sınırlama getirilmemesi
Yanıt E
15. Aşağıdakilerden hangisi Terkine konu olabilecek vergiler arasında yer almaz?
A. Gelir vergisi
B. Kurumlar vergisi
C. Dolaylı vergi
D. Emlak vergisi
E. Veraset vergisi
Yanıt C
16. Doğal afet zarar derecesini ve ilgili bulunduğu gelir kaynağının araştırılarak belirlenmesi
aşağıdakilerden hangisine aittir?
A. İdare kurulları
B. Maliye Bakanlığı
C. Defterdar
D. Belediye
E. Muhtarlık
Yanıt A
HAP BİLGİ:
 Mahalli idare kurullarının hasar tespitine
ilişkin kararları idari işlem niteliğinde olduğundan, yargı denetimine tabidir.
17. Doğal afet zararlarının hangi vergiler ile ilgili
olduğuna karar verme yetkisi aşağıdakilerden
hangisine aittir?
A. İdare kurulları
B. Maliye Bakanlığı
C. Vali
D. Mal müdürü
E. Belediye başkanı
Yanıt B
18. Aşağıdaki durumların hangisinin varlığı halinde yükümlülerin terkinden yararlanması
mümkün olmaz?
A. Başvuru
B. Doğal afet tarihinden önce tahsil edilmiş
vergi ve cezalar
C. Doğal afetten sonra tahsil edilmiş vergi ve
cezaları
D. Doğal afetten sonra tahsil edilmemiş vergi
borçları ve cezaları
E. Hiçbiri
Yanıt B
HAP BİLGİ:
 Terkin talebi bir süreye bağlı olmamakla birlikte yükümlünün afet yılına ilişkin verginin
tarhından ve ödeme süresinden önce idareye başvurması yararlı olabilir. Bununla bir-
- 23 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
likte terkin talebi vergi borçları ve vergi cezaları için öngörülmüş tahsil zamanaşımı
süresi içinde yapılabileceği de kabul edilmektedir.
 Terkine karar verme yetkisi kural olarak Maliye Bakanlığına aittir. Ancak kanun bu yetkinin mahalli idareye devredilebileceğini öngörmektedir.
 Terkin edilecek vergi miktarının zararla
orantılı olması gerektiği için
19. Terkin edilecek vergi ve ceza miktarı nın
belirlenmesinde aşağıdakilerden hangisi esas
alınmaktadır?
Toplam hasar/ toplam malvarlığı oranı
Yanıt C
HAP BİLGİ:
 Terkin edilecek vergi miktarının zararla
orantılı olması gerektiği için toplam hasar/
toplam mal varlığı esas alındığını unutmayınız.
20. Tarımsal faaliyette bulunan yükümlüler bakımından yapılan terkin ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A. Vergi Usul Kanununda yer almaktadır.
B. Özel düzenleme tabidir.
C. Tarımsal ürünlerinin en az üçte birini kaybeden yükümlüler, afete uğrayan arazi için,
zararın oluştuğu hasat ve devşirme zamanına denk gelen yıla ilişkin olarak tahakkuk
ettirilen arazi vergisi borcuyla vergi cezaları
terkin edilebilecektir.
D. Arazi vergisinden muaf olan yükümlüler terkinden yararlanamamaktadır.
E. Özel düzenlemeye tabi değildir.
Yanıt E
21. Aşağıdakilerden hangisi kamu alacakları
için, düzenlenen terkinin özellikleri arasında yer
almaz?
A. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun’da düzenlenmesi
B. Varlıklarının en az üçte birini kaybedenler
adına tahakkuk ettirilmiş afetlerin zarar verdiği gelir kaynaklarına uygulanması
C. Bakanlar Kurulu kararıyla terkinin gerçekleştirilmesi
D. Yükümlülerin terkinden yararlanabilmeleri
için altı aylık başvuru süresinin öngörülmüş
olması
E. Vergi Usul kanunu kapsamına girmesi
Yanıt E
Yargı Kararları Nedeniyle Terkin:
 Yükümlüler tarh edilen vergilere karşı yargı
yoluna gidebilirler. Yargı organlarının kararı
Nevin Su
YAYINLARI
vergi borcu ve cezasının kısmen ya da tamamen kaldırılması yönünde olduğu takdirde yapılan idari işlem geri alınacağından
vergi borcu ve cezası o oranda sona ermektedir. Tahakkuk ettirilmiş bir vergi borcunun
tamamen ya da kısmen iptaline ilişkin bir
yargı kararı söz konusu olduğunda, ilgili
vergi dairesi o borcun tarh işlemini ortadan
kaldırır. Bu yolla verginin terkin edilebilmesi
için yargı organının verdiği karar kesinleşmiş olmalıdır.
22. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun 106. maddesine göre, aşağıdaki hangi
terkin çeşidi ele alınmıştır?
A. Vergi hatalarının düzeltilmesi ile terkin
B. Kesinleşen bir yargı kararına dayanarak
terkin
C. Vergi ve cezaların terkini
D. Doğal afetler nedeniyle terkin
E. Tahsil imkânsızlığı nedeniyle terkin
Yanıt E
HAP BİLGİ:
 Terkin edilebilecek kamu alacakları, gecikme zammı gibi feri alacakları da kapsamaktadır.
23. Vergilendirme işlemini tesis eden idare ile
yükümlü arasındaki uyuşmazlığın giderilmesinin esas alıdığı terkin çeşidi aşağıdakilerden
hangisidir?
A. Vergi hatalarının düzeltilmesi ile terkin
B. Kesinleşen bir yargı kararına dayanarak
terkin
C. Vergi ve cezaların terkini
D. Doğal afetler nedeniyle terkin
E. Tahsil imkânsızlığı nedeniyle terkin
Yanıt A
HAP BİLGİ:
 Vergi hatalarının yükümlü aleyhine olması
durumunda vergi henüz tahakkuk etmemiş
ise hatalı işlem düzeltilir. Eğer vergi tahakkuk etmiş ise vergiler terkin edilir. Vergi tahsil edilmiş ise bu durumda fazla alınan vergi
yükümlüye bir yıl içinde yapacağı başvuru
ile ret ve iade olunur.
TAHAKKUKTAN VAZGEÇME:
 Tahakkuktan vazgeçme, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 115. maddesinde düzenlenen bir kurumdur. Tahakkuktan vazgeçme,
ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen
vergi ve bunlara ilişkin cezaların toplam
miktarı 2012 yılı için T20’ yi aşmaması ve
tahakkukları için yapılacak giderlerin bu
- 24 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
miktardan fazla olacağının tespiti hâlinde,
Maliye Bakanlığınca belirlenecek usul ve
esaslar dâhilinde tahakkuklarından vazgeçilmesidir.
Tahakkuktan vazgeçmenin terkinden farkı nedir?
 Tahakkuktan vazgeçmede, henüz ne tahakkuk eden, ne de tahsil edilen bir vergi söz
konusudur. Terkinde ise tahakkuk etmiş veya tahsil edilmiş bir vergi vardır.
UZLAŞMA:
 İdare ile yükümlü arasında ortaya çıkan
vergi uyuşmazlıklarını yargı yoluna gidilmeksizin çözen bir yoldur.
 Uzlaşma sonucunda tarh edilmekle birlikte
ödeme aşamasına gelmemiş yani henüz tahakkuk etmemiş vergi borcu ve ceza son
bulmaktadır. Üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit edilen konular hakkında dava açma, şikâyet etme imkânı bulunmamakta, tarafların üzerinde anlaşmaya vardığı vergi
borcu ve cezası kesinleşmektedir.
CEZALARDA İNDİRİM:
Cezalarda önemli indirimler sağlamanın şartları
nelerdir?
 Vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük
cezalarının belli sürelerde ödenmesi
 Dava açılmaması
 Vergi Usul Kanunu’nun 367. maddesinde
düzenlenen cezalarda indirim kurumu
uyuşmazlıkların yargı aşamasına gitmeden
çözüme kavuşmasında önemli bir rol oynamaktadır.
24. Kesilen vergi ziyaı cezalarında ilk başvuruda
cezanın ne kadarı indirilmektedir?
A. İlk başvuruda indirim yapılmamaktadır.
B. Yarısı
C. Üçte biri
D. Tamamı
E. Dörtte biri
Yanıt B
25. Genel ve özel usulsüzlüklerde uygulanan
vergi ceza indirimi aşağıdakilerden hangisidir?
A. Yarısı
B. Üçte biri
C. Tamamı
D. Dörtte biri
E. Hiçbiri
Yanıt B
Ceza indirimden yararlanmanın koşullarını açıklayınız?
Nevin Su
YAYINLARI
 Yükümlü ya da vergi sorumlusunun ihbarnamenin tebliğinden itibaren otuz gün içinde vergi dairesine başvurması
 Vadesinde ya da teminat göstermek kaydıyla vadenin bitiminden itibaren üç ay içinde
indirimli cezaları ödeyeceğini bildirmesi
 Cezalarda indirim cezaları tamamen ortadan kaldırmamakta, yararlanıldığı ölçüde
vergi cezalarını sona erdirmektedir. Bu bağlamda cezalarda indirim kurumu vergi cezalarını kısmen sona erdiren bir neden olarak
kabul edilmektedir.
ÖLÜM:
 Vergi cezalarını sona erdirmesi
 Tahsil edilmemiş vergi cezalarının sona ermesi
 Cezaların kesinleşip kesinleşmediğinin bir
öneminin olmaması
 Vergi cezalarının sona erebilmesi için tahsil
edilmemiş olmasının gerekmesi
 Miras bırakanın işlediği vergi suç ve kabahatlerinin cezalarının düşmesi
 Vergi borçlarının mirası reddetmemiş yasal
veya atanmış mirasçılarına geçmesi
 Sadece vergi cezalarını etkileyen ve sona
erdiren bir neden olması
PİŞMANLIK VE ISLAH:
Pişmanlık ve ıslah kurumunun özellikleri nelerdir?
 Beyana dayanan vergiler
 Vergi zıyaı cezasını gerektiren veya kaçakçılık suçu oluşturan fiilleri işleyen yükümlüler
 Kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara
kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi
 Vergi zıyaı cezası kesilmemekte
 Kaçakçılık suçu için kovuşturma yapılmamaktadır.
 Vergi Usul Kanunu’nun 371. Maddesinde
düzenlenen bu kuruma pişmanlık ve ıslah
kurumu adı verilmektedir.
Yükümlünün vergi zıyaı kabahati işlemesine
karşın, kurumundan faydalanabilmesi için gerekli kriterler nelerdir?
 Herhangi bir ihbar yapılmaması
 İdare tarafından konu ile ilgili inceleme başlatılmaması
 Takdir komisyonuna sevk edilmemesi
 Pişmanlık nedeniyle idareye başvurması
 Maddi ve şekli ödevleri yerine getirmesi
 Pişmanlık zammını da ödemesi gerekmesi
- 25 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
Vergi
dir?
A.
B.
C.
D.

aflarının çıkartılmasının nedenleri neler-
Siyasi
Ekonomik
İdari
Teknik
Siyasi nedenler: Hükümetler siyasi ve ekonomik krizlerin atlatılmasında ve piyasayı
canlandırmak için vergi aflarını kullanmaktadırlar. Az gelişmiş ülkelerde vergi afları,
askeri darbeler, devrimler, karşı devrimlerden sonra eski yönetimin mali alandaki işlemlerini tasfiye etmek için kullanılabilmektedir.
 Ekonomik nedenler: Artan kamusal ihtiyaçların gerektirdiği maliyetlere gönüllü katılımların yetersiz kalması nedeniyle devlet,
gelir ihtiyacını karşılamak için vergi aflarına
başvurabilmektedir. Vergi afları yükümlülerin vergi uyumunu etkileyen faktörlerden biridir. Ekonomik krizler nedeniyle mali gücü
zayıflamış ve vergi borçlarını ödeyemez duruma düşmüş yükümlüleri rahatlatmak
amacıyla da vergi aflarına başvurulmaktadır. Hükümetler, zaman zaman piyasayı
canlandırmak için de af düzenlemelerine gidebilmektedir. Kara paranın, gizlenmiş varlıkların kayıt altına alınmasında da vergi afları kullanılabilmektedir. Vergi affı çeşitli nedenlerle gizli kalmış servet unsurlarını yeniden ekonomik dolaşıma sokma imkânı sağlar.İdari ve teknik nedenler; vergi yargısı ve
idaresinin iş yükünü azaltmak için,vergi sistemindeki mevcut karışıklıkları gidermek
amacıyla vergi sistemindeki aksayan yapıyı
düzeltmek ve köklü değişiklikler için gereken bir vergi reformunu hayata geçirebilmek
için vergi affıyla geçmiş dönemlerin tasfiyesi
gerekli olabilir. Vergi affıyla eski uygulamaların yol açtığı uyuşmazlıklardan arınmış bir
zemin sağlamada vergi yönetimine yardımcı
olunabilir.
Af ile ilgili bilmeniz gerekenler nelerdir?
A. Kaynağını anayasalarda bulması
B. Teknik yönlerinin ceza kanunlarında düzenlenmesi
C. Kamu davasını düşürebilmesi
D. Kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyetini bütün
kanuni sonuçlarıyla ortadan kaldırması
E. Kesinleşmiş bir cezanın kısmen ya da tamamen infazını önlemesi veya başka bir
cezaya dönüştürmesi
F. Yasama ya da yürütme organlarının yaptığı
bir kamu hukuku tasarrufu olması
 Af ve benzeri uygulamalar ceza adalet sisteminin önemli bir kurumudur.
 Anayasamızın TBMM’nin görev ve yetkilerini düzenleyen 87. maddesinde yasama organının genel ve özel af ilanlarına
karar vermeye yetkili olduğu belirtilmiştir.
TBMM’nin üye tam sayısının hangi çoğunluğu
ile genel af ve özel af çıkabilir?
 Beşte üçü çoğunluğu ile karar vermek koşulu ile genel af ve özel af çıkarılabilir.
Vergi affı özellikleri nelerdir?
 Vergi kanunlarına aykırı hareket edenlere
uygulanan idari ve hukuki yaptırımların ortadan kaldırılması
 Farklı niteliklere sahip olabilmesi
YAYINLARI
 Birçoğu sadece vergi cezalarını kapsarken
kimisi gecikme zamlarını ve hatta verginin
aslını kapsayabilmesi
 Devletin, ceza verme hakkından ve elde
edeceği vergi gelirlerinden vazgeçmesi
 Amacının vergi toplamayı kolaylaştırmasının istenmesi
YANILMA:
 Vergi borcunu ortadan kaldıran bir neden olarak bilmelisiniz.
 Yanılma kurumu hem vergi cezalarını hem
de vergi aslına bağlı gecikme faizlerini ortadan kaldırmakta, bu nedenle vergi borcunu
ortadan kaldıran bir neden olarak karşımıza
çıkmaktadır.
VERGİ AFLARI:
 Af, genel anlamda, bir kişinin kusurunun
bağışlanması demektir. Af, cezanın ortadan
kaldırılması veya daha hafif bir başka cezaya çevrilmesini sağlayan işlemlerindendir.
Vergi afları tarihte, ilk kez ne zaman ve hangi
isimli kanun ile çıkarılmıştır?
 MÖ 400’te, geçmiş şeyleri unutma kanunu
 Eski Yunan’da çıkarılmış olan bu kanundan
hareketle af kavramı, yasal hükümetin bağışlaması demek olan ve unutmak anlamını
içeren, devlete karşı işlenmiş olan bazı suçların hafızalardan yok edilmesi Lütfü’nden
olan bir kamu hukuku kavramı olarak tanımlanmaktadır.
Nevin Su
KİYABIMIN 174-182. SAYFASINDAN ALINMIŞTIR.
- 26 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
4. DERS: DEVLET BORÇLARI:
1. ÜNİTE:
DEVLET BORÇLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ
Devlet Borçlanmasının Genel Özellikleri:
Klasik ve modern mali yaklaşıma göre borçlanma:
 Devlet borcu kavramı yerine literatürde kamu kredisi, kamusal kredi, kamu borcu gibi
deyimler kullanılmaktadır.
 Klasik maliyeciler göre, borçlanma asla
devlet geliri olarak görülmez. Klasik maliyecilere göre, asıl devlet gelir kaynağı vergilerdir. Devlet borçlanması onlara göre, bugün alınması gereken vergilerin geleceğe
aktarılmasından başka birşey değildir.
 Modern mali yaklaşıma göre ise, borçlanma vergi almanın mümkün olmadığı dönemlerde olağan finansman kaynakları eksikliğini gidermek için vergilendirmeye alternatif olabilmektedir.
Modern mali yaklaşım ile birlikte borçlanma;
 Ekonomi politikası aracı
 Borçlanmanın olağanüstü bir durum olmaktan çıkması
 Devletin gelir- gider dengesini kuran bir araç
haline geldiğini unutmayınız.
Kamu Gelirleri İçinde Borçlanmanın Yeri
 Klasik devlet anlayışından modern devlet
anlayışa geçiş ile birlikte devletin yerine getirmiş olduğu temel hizmetlere ek olarak
ekonomik ve sosyal hizmetler ağırlık kazanmış, buda; kamu harcamalarını büyük
oranda arttırmıştır. Artan kamu harcamaları
devletlerin daha fazla gelir elde etme ihtiyacını beraberinde getirmiştir.
 Devletin egemenlik gücüne dayanarak çeşitli kaynaklardan elde edilen gelire kamu
geliri adı verilir.
Kamu gelirleri nelerdir?
 Vergiler, resimler, para fiskal gelirler, harçlar, şerefiyeler, mülk ve teşebbüs gelirleri,
para işlemlerinden sağlanan gelirler, bağışlar, para ve vergi cezaları olarak sıralayabiliriz.
Nevin Su
YAYINLARI
1. Ülkemizde 2011 yılı itibari ile toplam kamu
gelirleri içinde vergi payı yüzde kaç olarak gerçekleşmiştir?
A. %75
B. %81
C. %83
D. %85
E. %90
Yanıt C
HAP BİLGİ:
 2010 yılı için ise, vergi gelirin % 81 olduğunu biliniz.
2. Borçlanmanın kamu finansman ihtiyacında ek
kaynak olarak müracaat edilmesinin nedenleri
nelerdir?
A. Kamu harcamalarının giderek artması
B. Vergi kaynaklarının sınırlı olması
C. Yaşanan ekonomik gelişmeler olarak bilmelisiniz.
Borçlanma ve Vergi Arasındaki Benzerlikler ve
Farklar
 Vergilendirmenin devlet içi sürekli ve kesin
bir finansman kaynağı iken; borçlanmanın
geçici bir finansman kaynağı olması
 Vergilendirmede vatandaşlarının gönüllü
olup olmadığına bakılmaksızın alınırken;
borçlanmada kurum ve kişiler için gönüllülük
esasının temel belirleyici olması
 Vergiler tüm kamu hizmetlerine karşılık gelirken; borçlanma yolu ile elde edilen gelirin
kullanım yerinin belli olması
 Vergiler, tüketim ve yatırımın azalmasına
neden olurken; borçlanma ile bireylerin faiz
geliri elde ederek gelirlerinin artmasının söz
konusu olması
 Vergilerin yükü, yaşayan nesile doğrudan
aktarılırken; borçlanmanın yükünün gelecek
nesillere aktarılmasının mümkün olması
 Vergilerin milli gelire ek kaynak sağlaması
mümkün değilken; borçlanma yolu ile ülkeye döviz girişi yolu ile ek kaynak sağlamasının mümkün olması
Devlet Borcu İle Özel Borç Arasında Benzerlikler Ve Farklar
Devlet borcu ile özel borçların benzerlikleri nelerdir?
 İhtiyaç giderilmesi için başvurulması
 Belirli bir zaman sonra geri ödenmesi
 Güven ilişkisi içinde gerçekleşmesi
- 27 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
Devlet Borcu ve özel borçların farklılıkları nelerdir?
 Devlet borçlanmasında kamusal faaliyetler
amaç olduğu için kar ve maliyet amacı güdülmezken; özel borçlanmada özel ihtiyaçların giderilmesi nedeni ile kar amacının belirleyici olması
 Devlet borçlanmasının miktarının büyük boyutlarda iken; özel borçlanmanın miktarının
küçük olması
 Devlet borçlanmasının zorunlu ve yarı zorunlu olması söz konusu iken; özel borçlanmada gönüllülüğün esas olması
 Devlet borçlanmasında borç verenlerin yasal yollara başvurarak ya da devletin iflasını
istemesi mümkün değilken; özel borçlanmada alacaklının yasal yollara başvurmasının ve borçlanan tarafın yükümlülüklerinin
söz konusu olması
3. Aşağıdakilerden hangisi klasik mali yaklaşıma göre, devletin borçlanma nedenleri arasında
yer almaz?
A. Sadece büyük boyutlu harcamaların varlığı
B. Büyük bunalım
C. Uzun dönemli verimli devlet yatırım finansman ihtiyacı
D. Ekonomi politikası aracı
E. Savaş
Yanıt D
4. Aşağıdakilerden hangisi gelişmekte olan ülkelerin borçlanmaya başvurma nedenleri arasında yer almaz?
A. Ödemeler bilançosu açıkları
B. Büyük ölçekli yatırım
C. Askeri harcama
D. Büyük proje finansmanı
E. Kalkınmanın finansmanı
Yanıt D
HAP BİLGİ:
 Büyük proje finansmanı amacı ile borçlanma, gelişmiş ülkeler söz konusu ise görülecektir.
5. Aşağıdakilerden hangisi gelişmiş ülkelerin
borçlanmaya başvurma nedenleri arasında yer
almaz?
A. Geçici bütçe açıkları
B. Sermaye birikimi
C. Büyük proje finansmanı
D. Olağan üstü giderlerin karşılanması
E. Hiçbiri
Yanıt B
HAP BİLGİ:
Nevin Su
YAYINLARI
 Sermaye birikimi amacı ile borçlanmaya gelişmekte olan ülkeler tarafından başvurulacağını unutmamalısınız.
Devletlerin genel almamda borçlanmaya başvurma nedenlerini açıklayınız?
 Bütçe açıkları, kalkınmanın finansmanı,
olağanüstü giderlerin finansmanı, kamu gelirlerinin zaman bakımından denkleştirilmesi, borç ödemek için borçlanma, maliye politikası aracı olarak borçlanma olarak biliniz.
Bütçe açıklarının bütün ülkelerde artış nedenleri
nelerdir?
 Refah devlet anlayışı, hızlı nüfus artışı, mali
disiplinin sağlanamaması, harcama ve gelir
arasındaki denetim eksikliği, tasarrufların
büyüme hızını karşılamada yetersiz kalması, kamu işletmelerinin ve sosyal güvenlik
harcamalarının bütçeler üzerinde yarattığı
yükler, ekonomik krizler, vergi idaresinden
kaynaklanan sorunlar olarak biliniz.
7. Türkiye'de, 2000 ile 2010 dönemi en düşük
seviyesinde gerçekleşen bütçe açığı hangi yılda
gerçekleşmiştir?
A. 2001
B. 2006
C. 2008
D. 2009
E. 2007
Yanıt B
HAP BİLGİ:
 2006 en düşük seviye %0.61; 2001 en yüksek seviyesi % 11.9 olarak bilmelisiniz.
SORU - 8.
1. Kamu kesimi tüm birimlerin toplam gelir ve
gider durumları arasında fark
2. Kamu kesimi toplam borç ihtiyacını hesaplaması
3. Toplam kamu kesimi finansman açıklarının
GSYİH,ye oranlaması ile ölçümü yapılması
Yukarıda kamu kesimi borçlanma gereği ile
verilen bilgilerden hangisi yada hangileri doğrudur?
A. A.Yalnız 1
B. B.1 ve 3
C. C.1. ve 2
D. D.1,2,3
E. E.2 ve 3
Yanıt D
9. Aşağıdakilerden hangisi ülkemizin toplam
kamu kesimi finansmana açığı bileşenlerinden
biri değildir?
- 28 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
A.
B.
C.
D.
E.
Döner sermayeler bütçe açıkları
Merkezi yönetim bütçe açığı
Tasarruf mevduatları açığı
İşsizlik sigortası fonu açıkları
Mahalli idareler bütçe açığı
Yanıt C
10. Bütçe harcamalarının tahakkuk ve gerçekleşme aşaması ile ulaşılacak kavram aşağıdakilerden hangisidir?
A. Nakit açığı
B. Nakit dengesi
C. Bütçe nakit dengesi
D. Bütçe dengesi ve nakit dengesi arasındaki
fark
E. Nakit fazlası
Yanıt A
Nakit açığı kavramı nedir?
 Bütçede herhangi bir nedenden dolayı bir
harcama kalemi için tahakkuk etmiş tutar
ödenmemiş olabilir. Bu para hazine hesaplarında emanetlerde yer almaktadır. Bütçe
gideri olarak kabul edilen bu kalem, henüz
fiilen ödenmediği için hazinenin kasasında
yer almaktadır. Bazı durumlarda da herhangi bir harcama, bütçe uygulamaları açısından tahakkuk etmediği hâlde işlerin kolaylaştırılması için işi yüklenen kişi ve firmalara
avans verilebilir. Bu kalem de hazinedeki
avanslar hesabında yer almaktadır. Bu durumda bütçe nakit dengesi fiilen harcanan
paralarla fiilen kasaya giren paralar arasındaki dengeyi göstermektedir ve bu durumda
bütçe açığının gerçek anlamda finanse
edilmesi gereken kısmı bütçe nakit dengesi
olmaktadır. Nakit dengesi, bütçe dengesine emanetlerin eklenmesi avansların düşülmesi ile hesaplanır. Bütçe dengesi ve
nakit dengesi arasındaki temel fark, tahakkuk ve gerçekleşme aşamaları ile açıklanabilir.
Kalkınmanı finansmanında başvurulan borçlanma klasik maliyecilere göre hangi durumda
kabul edilen bir durumdur?
 Borçlanma yoluyla sağlanan fonların verimli
yatırımlarda kullanılması
 Yatırımlara kanalize edilen devlet borçları
bireysel geliri attırıcı etki yaparak, hızlandırıcı fonksiyonu ile ek yatırım yapmaya imkan verecektir.
11. Merkez Bankasından kısa vadeli avans kullanımının kaldırılması ile devletin hangi gerekçe
ile borçlanmaya başvurmanın önü kesilmiş olmaktadır?
Nevin Su
YAYINLARI
A. Bütçe açıkları
B. Kalkınmanın finansmanı
C. Kamu gelirlerinin zaman bakımından denkleştirilmesi
D. Borç ödemek için borçlanma
E. Maliye politikası aracı olarak borçlanma
Yanıt C
12. Borcun ödeme zamanında yaşanan finansal
sıkışıklık nedeniyle süresi gelen borçların yeniden borçlanmayla kapatılmasına ne ad verilir?
A. Monetizasyon
B. Borcun finansmanı
C. Konsolidasyon
D. Tahkim
E. Borç erteleme
Yanıt B
HAP BİLGİ:
 Her ödeme dönemi geldiğinde mevcut borçların anapara ödemeleri kadar borçlanılarak
bu ödemeler yapılabilmektedir. Bu durum,
faiz yükünün artmasını da beraberinde getirir. Böylece borç stoku daha da genişler.
13. Maliye politikası aracı olarak borçlanmaya
gidilirken aşağıdaki durumlardan hangisi söz
konusu olmaz?
A. Birtakım ekonomik ve sosyal amaçları gerçekleştirmek
B. Amacının sadece devlete gelir yaratmak
olmaması
C. Ekonominin yüksek enflasyon olduğu dönemlerinde başvurulması
D. Ekonominin durgunluk dönemi içinde başvurulması
E. Amacının sadece devlete gelir sağlamak
olması
Yanıt E
HAP BİLGİ:
 Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde
ekonomideki para stokundaki fazlalığı gidermek için borçlanma yoluna başvurabilir.
Devletin durgunluk dönemlerinde borçlanmasının nedeni ise atıl fonları harekete geçirmek olabilir. Durgunluk dönemlerinde
devletin kısa vadeli borçlanması, vadesi gelen borçlarını yenilemesi istenir. Çünkü burada amaç, yatırımların artmasına uygun bir
ortam hazırlamaktır. Enflasyon dönemlerinde ise devlet borçlarının uzun vadeli ve
yüksek faizli olması gerekir. Böylece ekonomide likidite daralması, özel tüketim ve
yatırım harcamalarında azalma meydana
getirilmesi, efektif talep düzeyinin düşürülmesi amaçlanmaktadır.
- 29 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
Nevin Su
YAYINLARI
 Maliye politikası açısından gerekli durumlarda tercih edilen devlet borçlanması, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından
farklılık göstermektedir.
2. Açık düzeyinin GSYH’nin belirli bir oranıyla
sınırlandırılması
3. Faiz dışı denge için belirli bir hedef konması
olarak bilinmelidir.
14. Aşağıdaki durumlardan hangisi söz konusu
iken; gelişmiş ülkelerde borçlanma vergiye tercih edilecektir?
A. Yüksek enflasyon
B. Tam istihdam
C. Eksik istihdam
D. Sermaye birikimi
E. Tasarrufların bir araya getirilmesi gerektiğinde
Yanıt C
HAP BİLGİ:
 Gelişmekte olan ülkelerde ise sermaye birikiminin sağlanabilmesi için borçlanma yoluna gidilecek, küçük ve dağınık hâlde bulunan tasarruflar bir araya getirilecektir. Borçlanmanın bilinçli bir maliye politikası aracı
olarak kullanılması gerekmektedir.
Borçlanma ve borç politikası ile ilgili uygulanabilecek mali kuralların bileşenleri nelerdir? Yazınız?
 Miktar
 Kaynak
 Oran
 Stok seviyesi
 Yetki kullanımı
BORÇLANMANIN SINIRI:
Kamu borç stoku nedir?
 Kamu borç stokunun milli gelire oranının
uzun dönemde sabit kalması
Sürdürülebilir borç stoku oranı
1. Ekonominin borçlanmaya devam edip edemeyeceğini göstermesi
2. Vadesi gelen borçların yeniden borçlanarak
ödeyip ödeyemeyeceğini ifade etmesi
3. Dünyada oluşan ekonomik koşulların değişimine paralel olarak değişim gösteren bir
kavram olması
4. Devlet borçlanmasının sınırlarını belirlemeye yardımcı bir kavram olması
Devlet borçlanmasının sınırını belirleyen faktörler nelerdir?
Yasal sınırlamalar ve ekonomik bazı faktörler
 Yasal sınırlandırma mali kurallar aracılığı ile
olur.
Mali kuralların belirlendiği alanlar nelerdir?
 Borçlanma
 Toplam gelir ve toplam gider denkliği
 Bütçe açıkları olarak biliniz.
Bütçe dengesine ve bütçe açığına ilişkin olarak
uygulanabilecek önemli mali kuralları yazınız?
1. Toplam harcama ve toplam gelirlerin denkliğinin sağlanması
HAP BİLGİ:
 Yurt içi kaynaklardan borçlanmaya belirli sınırlamalar konulabilir ve nominal bazda ya
da GSYH’nin belli bir oranı şeklinde toplam
borçlanma limitleri belirlenebilir. Borç stoku
seviyesine ilişkin sınırlamalar getirilebilir.
Borçlanma, parlamentonun belirli oranda
çoğunluğunun kararıyla gerçekleştirilebilir.
Hükümetlerin Merkez Bankası kaynaklarından borçlanması üzerine sınırlamalar getirilebilir. Hazine yönetiminin Merkez Bankasından kısa vadeli avans alımı tamamen ortadan kaldırılabilir ya da sınırlandırılabilir.
Kısa vadeli avansların, toplam kamu harcamalarının belirli bir yüzdesini aşamayacağı ve yıl içinde Merkez Bankasına geri
ödenmesi şartı kural olarak düzenlenebilir.
Ayrıca yerel yönetimlerin borçlanma yetkisi
ve sınırları anayasada veya kanunlarda açık
olarak belirlenebilir.
15. Aşağıdakilerden hangisi borçlanmanın sınırını belirleyen ekonomik faktörler arasında yer
almaz?
A. Reel faiz düzeyi
B. Vergilendirme kapasitesi
C. Finansal piyasaların derinliği
D. Faiz dışı fazla
E. Enflasyon ve işsizlik oranları
Yanıt D
HAP BİLGİ:
 D şıkkı, borçlanmanın sınırını belirleyen mali kurallar çerçevesine ait olduğunu bilmelisiniz.
 Kamu harcamaları düzeyi, milli gelir düzeyinin de borçlandırmanın sınırlarını belirleyen,
diğer ekonomik faktörler arasında yer aldığını unutmayınız.
Devlet borçlanmasına sınır getirilmemesi sonucunu açıklayınız?
- 30 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
 Borcun sürdürülebilirliğini tehlikeye sokar ve
Kamu borçlarının çokluğu, ülkelerin uluslararası güven kriziyle karşı karşıya kalmasına neden olur.
Devlet borçlarının tehlikeli düzeye gelmemesi
yani sürdürülebilir düzeyde olması neye bağlıdır?
 Ekonominin büyümesine ve mali disipline
bağlıdır.
16. Borçların sürdürülebilirliği için aşağıdaki
eşitliklerden hangisi gereklidir?
A. Faiz dışı fazla/GSMH oranı + ekonomik büyüme oranı> Reel faiz
B. Reel faiz oranı /GSMH oranı+ ekonomik
büyüme oranı> Faiz dışı fazla
C. Faiz dışı fazla/ GSMH oranı + ekonomik
büyüme oranı< Reel faiz oranı
D. Faiz dışı fazla= Reel faiz oranı
E. Reel faiz oranı> Büyüme oranı
Yanıt A
HAP BİLGİ:
 Reel faizlerin yüksek ve büyüme oranının
düşük olması, borç stokunun artma ihtimalini yükseltir. Diğer yandan faiz dışı bütçe
fazlası verilmesi, borç faizlerinin en azından
bir bölümünün borçlanma olmadan ödenebileceğini gösterdiğinden borç stokundaki artış yavaşlatabilir. Bu ilişkileri açıklayabilmek
için borç stokundaki değişmeyi ∆B, reel faiz
oranını (r), büyüme oranını (g) ve faiz dışı
bütçe fazlasının (f) bir fonksiyonu olarak şu
şekilde ifade edilebilir:
∆B= B (r-g)-f
Bu eşitliğe göre, faiz dışı bütçenin dengede
olduğu varsayılırsa, borç stokunun değişmemesi için reel faiz oranının büyüme oranına eşit olması gerekir. Bu koşul altında
faiz dışı fazla veriliyorsa borç stokunun
azaltılması mümkün olabilir. Reel faizler büyüme oranından yüksekse buradan doğacak faiz ödemesi için borçlanma gereğinin
faiz dışı fazla verilerek telafi edilmesi gerekir. Sonuç olarak reel faiz oranı büyüme
oranının üzerinde ve faiz dışı bütçe fazlası
da verilemiyorsa borç stoku giderek büyüyecek ve borçlar sürdürülemez hâle gelecektir.
BORÇLANMA YETKİSİ:
 Devletin gereksinim duyduğu borçlanmayı
gerçekleştirebilmesi için de birtakım yetkilerle donatılması gereklidir. Parlamenter rejim
ile yönetilen ülkelerde borçlanma yetkisi
parlamento tarafından kullanılmaktadır.
Nevin Su
YAYINLARI
Devletler borçlanma yetkisini yasalardan
alır.
17. Ülkemizde Kamu Finansmanının ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
hangi tarihte alınmıştır?
A. 2001
B. 2000
C. 2002
D. 2003
E. 2005
Yanıt C
18. Türkiye’de iç ve de dış borçlanma yetkisi
hangi tarihten itibaren Hazine Müsteşarlığına
verilmiştir?
A. 2001
B. 2000
C. 2002
D. 2003
E. 2005
Yanıt C
Borçlanmanın sınırını belirleyen ekonomik faktörler içerisinde bulunanlar nelerdir?
 Milli gelir düzeyi
 Vergilendirme kapasitesi
 Finansal piyasaların derinliği
 Kamu harcamaları düzeyi
 Enflasyon ve işsizlik oranları
 Reel faiz düzeyi
Borçların sürdürülebilirliği için?
 Faiz dışı fazla/GSMH oranı ile ekonomik
büyüme oranı
 Örneğin ülkemizde 2002 yılında kabul edilen 4749 sayılı “Kamu Finansmanının ve
Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” devletin borçlanmasına ilişkin
temel kanun niteliğindedir.
 Türkiye’de iç ve dış borçlanma yetkisi Hazine Müsteşarlığına verilmiştir.
KİTABIMIN 197-202. SAYFASINDAN ALINMIŞTIR.
- 31 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
5. DERS: FİNANSAL YÖNETİM-1
Nevin Su
YAYINLARI
kilde gerçekleşmesi amacıyla fon arz ve talep edenleri bir araya getirmektir.
2. ÜNİTE
FİNANSAL SİSTEM, FİNANSAL PİYASALAR,
FİNANSAL ARAÇLAR VE KURUMLAR
FİNANSAL PİYASALAR VE FİNANSAL
YÖNETİM:
İşletmeler finansal piyasalardan sağlayacakları
Fonlarla kısa ve uzun süreli varlık yatırımlarını gerçekleştirmektedirler. Faaliyetler sonucu sağlanacak
nakit akışlarının bir bölümü faiz ve anapara olarak
kredi verenlere, bir bölümü vergi olarak devlete, bir
bölümü kâr payı olarak ortaklara ödenirken, bir bölümü de işletmede bırakılarak faaliyetlerinin finansmanında kullanılacaktır.
Yatırım, kâr dağıtımı ve finansman kararlarıyla finansal piyasalar arasında çok sıkı bağ vardır.
A: Finansal varlıklar ihraç edilerek fon sağlanır (Finansman Kararları).
B: Sağlanan fonlarla varlıklara yatırım yapılır (Yatırım Kararları).
C: Faaliyetlerden nakit akışları elde edilir.
Tasarrufların yatırımlara aktarılması işlevi finansal sistem aracılığıyla gerçekleşmesinin
nedeni nedir?
 Tasarruf ve yatırım yapan ekonomik birimleri farklı kişiler olmasıdır.
Finansal piyasaları tanımlayınız?
 Finansal sistemin merkezinde yer alan, kredi ve tasarruf hacmi, faiz oranları, finansal
varlık fiyatlarının belirlendiği ve çeşitli finansal araçların alım satım işlemlerinin yapıldığı piyasalardır.
 Her türlü fon arzı ile her türlü fon talebinin
karşı karşıya geldiği piyasalar olarak da tanımlanabilir.
 Ekonominin gelişmişlik düzeyi finansal piyasaların yapısı ve işleyiş süreci üzerinde oldukça etkilidir. Ekonomik gelişmenin sağlanması paralelinde, tasarruflarda ve katılımcıların sayısında bir artış ve buna bağlı
olarak finansal piyasalarda bir hareketlilik
ortaya çıkmaktadır.
 Ekonomik gelişme tasarruf artışına yol açmakta, ölçeği büyüyen ve daha fazla kaynağa (fona) ihtiyacı olan girişimler, ihtiyaç
duydukları fonları daha düşük bedellerle finansal piyasalarda temin edebilmektedirler.
 Ekonomik gelişim düzeyi düşük olan ülkelerin finansal piyasalarında, tasarrufların yeterli düzeyde olmadığı olmadığı ve aynı zamanda yatırımcıların da sayıca az olduğu
görülmektedir.
D:Devlete vergi ödenir.
E: Nakdin bir kısmı işletmede bırakılır.
F:Nakdin bir kısmı kâr payı ve faiz olarak ödenir.
İşletmelerin kârlılığı, içsel ve dışsal fon kaynaklarının seçiminde kritik bir faktördür. İşletmenin
Kârlılığı arttıkça genellikle, diğer şeyler değişmezken, dışsal kaynak ihtiyacını azaltmaktadır.
Genellikle işletmeler, kârlarını hissedarlara kâr
payı olarak dağıtmamayı tercih ederler. Yaratılan fonları yeni projelerde kullanmayı isterler.
Kârlarını dağıtma yoluna giderlerse dışsal kaynaklarla projelerini gerçekleştirmek durumunda
kalacaklardır.
Bugünkü tüketimin bir kısmından vazgeçilmesi
“tasarruf”, gelecekte daha fazla üretim elde
Etmek için yapılan harcama “yatırım” olarak
adlandırılır.
Günümüz ekonomilerinin sağlıklı işlemesinin
koşulları?
 Fonların arz edenlerden (tasarruf sahipleri)
talep edenlere (yatırımcılar) doğru borç alma ve borç verme işlemlerinin etkin bir şe-
Organize ve Organize Olmayan Piyasalar
1.Aşağıdakilerden hangisi organize olmuş piyasaların özellikleri arasında yer almaz?
A. Alıcı ve satıcıların resmi olarak belirlenmiş
olması
B. Fiziksel alanlarda buluşturması
C. Tezgâh üstü piyasalar olarak bilinmesi
D. İşlemlerin oluşması için belli kurum ve kuruluşların denetimi ve gözetimine tabi olması
E. İşleyişe ilişkin kendine özgü kuralları olması
Yanıt C
 Bu piyasalarda alım satım koşulları, işlem
yapacak olanların nitelikleri, işlem zamanı
ve yeri gibi çeşitli özellikler belli standartlara
bağlanmıştır.
2.Aşağıdakilerden hangisi örgütlenmiş piyasalar arasında yer almaz?
A. Interbank Para Piyasası
B. Bankalararası T Piyasası
C. TCMB bankalararası döviz piyasası
D. BIST Tahvil ve Bono Piyasası
- 32 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
E. İstanbul Altın Borsası
Organize Olmayan Finansal Piyasalar:
 Bu piyasalar tezgâh üstü piyasalar olarak
da bilinmektedir. Yasal ve idari olarak belirlenmiş kuralları olmayan, fiziki ve resmi olarak belirlenmiş bir mekanı bulunmayan, organize piyasa dışında kalan alım ve satım
işlemlerinin gerçekleştiği, ilgili kurum ve kuruluşların denetim ve gözetiminden uzak piyasalar olarak tanımlanabilir.
 Bankalararası T Piyasası, Bankalararası
Repo Piyasası, Serbest Döviz Piyasası,
Bankalararası Altın Piyasası
Para ve Sermaye Piyasaları:
 Para Piyasaları: Kısa vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalardır. Bu piyasanın tipik özelliği kısa vadeli (genellikle bir
yıldan kısa vadeli) fonlardan oluşan bir piyasa olmasıdır. Para piyasalarından sağlanan fonlar kredi olarak işletmelerin döner
varlıklarının finansmanında kullanılır. Piyasanın kaynaklarını tasarruf sahiplerinin birikimleri ve genellikle bankalardaki çeşitli
mevduatlar oluşturur.
4.Para piyasasındaki fon fazlası tasarruf sahibi
yatırımcı çeşidi aşağıdakilerden hangisi ile ifade
edilir?
A. Örgütlenmiş yatırımcı
B. Aktif yatırımcı
C. Örgütlenmemiş yatırımcı
D. Pasif yatırımcı
E. Basiretsiz yatırımcı
Yanıt D
 Fon arz eden, tasarruf sahibi, bu piyasada
aktardığı fonun nasıl ve kimler tarafından
kullanıldığı gibi konularla ilgilenmez. Sadece finansal kuruma verdiği fon ve getirisi ile
ilgilenmektedir. Bu bağlamda para piyasasındaki fon fazlası olan tasarruf sahibi pasif
yatırımcı olarak tanımlanabilir.
YAYINLARI
 Para piyasası, kendi içinde, örgütlenmiş ve
örgütlenmemiş para piyasası olarak sınıflandırılabilir.
 Örgütlenmiş para piyasası bankalar sisteminden oluşur. İşletmelerin nakit ihtiyaçlarının önemli bir kısmı bankalar tarafından
karşılanmaktadır.
 Günlük, aylık para gereksinimleri, iskonto
senetleri, döviz ve diğer unsurlar, bu piyasanın temel konularını oluşturmaktadır.
 Örgütlenmemiş para piyasası ise bankalar sistemi dışında kalan ve kısa vadeli fon
değişiminin yapıldığı piyasadır. Bu tür piyasalar örgütlenmedikleri gibi, bazı durumlarda yasal düzenlemelerin de dışında kalabilmektedirler. Bir ekonomide eğer örgütlenmiş para piyasası yeteri kadar gelişmemiş ve kaynakları kıt ise örgütlenmemiş piyasaya yol açılır. Örgütlenmemiş para piyasasının diğer bir özelliği de işlemlere uygulanan faiz oranlarının örgütlenmiş piyasaya
göre nispeten yüksek olmasıdır.
 Sermaye Piyasaları: Orta ve uzun vadeli
fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalara
sermaye piyasaları adı verilir. Genel olarak
sermaye piyasası işlemleri hisse senedi ve
tahvil gibi menkul değerlerin alım satımını
içermektedir. Bu piyasanın tipik ve para piyasasından ayrıldığı en belirleyici özelliği orta ve uzun vadeli fonlardan oluşmasıdır. işletmeler para piyasalarına genellikle işletme
sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak üzere
başvururken, sermaye piyasasına uzun vadeli yatırım projelerini finanse etmek ve
sermayelerini artırmak amacıyla başvururlar.
Yanıt B
3.Aşağıdaki araçlardan hangisi para piyasası
araçlarından biri değildir?
A. Kambiyo senetleri
B. Tahvil
C. Hazine bonosu
D. Mevduat sertifikası,
E. Varlığa dayalı menkul kıymetler
Yanıt B
 Banka kabulü gibi araçlar işlem görmektedir.
 Para piyasası araçları likiditesi yüksek olan
araçlardır. Aynı zamanda vadelerin kısa olması nedeniyle alınıp satılan araçların arz
fiyatlarında fazla dalgalanmalar olmaz.
 Araçlarının riski nispeten daha düşüktür.
Nevin Su
5.Aşağıdakilerden hangisi Sermaye piyasasının
üstlendiği fonksiyonlardan biri değildir?
A. Şirket kaynak yetersizliğinin çözümü
B. Hisse senedi ve tahvillerinin kolayca pazarlanmasına yardımcı olması
C. Mülkiyeti yaygınlaştırması
D. Küçük tasarruf sahiplerine cazip gelir
imkânları sağlaması
E. İşletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılaması
Yanıt E
 Fon akımları, para piyasasına göre daha dolaysız olarak gerçekleşmektedir.
 Nihai borçlu ile nihai alacaklı arasında doğrudan borç alacak ya da mülkiyet ilişkisi oluşmaktadır. Tasarruf sahibi bu piyasada, aktardığı fonun kimler tarafından kullanılacağına piyasada
kendisine sunulan finansal araçları risk-getiri
tercihine göre seçerek kendisi karar vermektedir. Bu özelliği nedeniyle sermaye piyasasındaki yatırımcıyı aktif yatırımcı olarak nitelemek
mümkündür.
- 33 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
 Para ve sermaye piyasalarını birbirlerinden kesin çizgilerle ayırmak kolay değildir. Finansal
aracıların birçoğunun her iki piyasada birden
faaliyet göstermesi ve fonların her iki piyasa
arasında gidip gelebilmesi, iki piyasanın kesin
çizgilerle ayrılmasını zorlaştırmaktadır.
İki piyasa arasındaki farklar, genel olarak üç
noktada ele alınabilir.
 Para ve sermaye piyasaları arasında birinden diğerine doğru sürekli bir fon akımı
mevcuttur. Getiri oranı bu iki piyasa arasındaki fon akımını ayarlayan bir düzenleyici
durumundadır. Bu iki piyasa arasında fonlar
genellikle düşük getiri oranından yüksek
olana doğru kayar. Fon fazlası olanlar, kendi yatırım politikaları ve beklenen getiriye
bağlı olarak fonlarını bu piyasalardan birine
veya her ikisine birden yönlendirebilirler.
 Fon ihtiyacı olan birimler de, ihtiyaç duydukları fonun türüne göre bu piyasalardan birinden veya her ikisinden birden borçlanabilirler.
 Para ve sermaye piyasası arasında cari faiz
oranları değişik olmakla birlikte birbirleriyle
ilişkilidir. Bu iki piyasa arasındaki getiri farklılıkları fonların piyasalar arasında değişimine neden olur. Örneğin devletin yüksek getirili uzun vadeli finansal araçlar ihraç etmesi
durumunda, parasını bankaya yatırmış olan
bireyler daha yüksek getiri elde etmek amacıyla paralarını bankadan çekerek devletin
çıkarmış olduğu tahvilleri alacaklardır. Bu
durumda bankalar ellerindeki fonların başka
bir alana kaymasını önlemek için, mevduatlara uyguladıkları faiz oranlarını artırma yoluna gidebileceklerdir.
Birincil ve İkincil Piyasalar:
 Finansal piyasalar, işlem gören araçların piyasalara ilk defa sürülmüş olup olmamalarına göre, birincil ve ikincil piyasalar olarak
sınıflandırılmaktadır.
Birincil Piyasalar: İlk kez dolaşıma çıkan
finansal araçların işlem gördüğü piyasalar
birincil piyasalar olarak adlandırılır. Bu piyasalarda işletmeler, hisse senedi ve tahvil ihraç etmek suretiyle fon fazlası olanlardan
fon toplamaktadırlar. Dolayısıyla bu piyasalar tasarrufların yatırımlara kanalize edildiği
piyasalar olmaktadır.Sermaye piyasasının
fonları yatırımlara aktarma fonksiyonu daha
çok birincil piyasalarda gerçekleşmektedir.Birincil piyasada menkul değeri ihraç
eden firma ile fon fazlası olan ekonomik birimler doğrudan ya da bir finansal aracı vasıtasıyla
dolaylı
olarak
karşılaşırlar.Doğrudan karşılaşmada herhangi bir fi- 34 -
Nevin Su
YAYINLARI
nansal aracı yer almayacağından ödenecek
bir komisyon yoktur. Söz konusu durum ihraç maliyetlerinde önemli bir tasarruf sağlayarak üstünlük yaratır. Bunun yanı sıra sakıncası ise ihracın başarısız olma riskinin
yüksek olmasıdır. Dolaylı karşılaşmada ise
finansal aracıya komisyon ödenmesine karşın ihracın başarısız olma riski daha düşüktür.
İkincil Piyasalar: Daha önceden ihraç
edilmiş menkul kıymetlerin el değiştirdiği,
yatırımcılar tarafından tekrar tekrar alınıp
satıldığı piyasalara ikincil piyasalar denir.
Menkul kıymetleri birincil piyasalardan alanlar, bunları tekrar paraya çevirmek istediklerinde, hisse senetlerinde hiçbir zaman, tahvillerde ise vadesinden önce ihraç edenlere
başvuramazlar. ikincil piyasalar bu durumdaki menkul kıymetlerin nakde dönüşümünü
gerçekleştiren yani likiditesini sağlayan piyasalardır. ikincil piyasalar, menkul değerlerin likiditesini ve pazarlanabilme imkânını
arttırarak birincil piyasaya talep yaratır ve
onun gelişmesine katkı sağlar. ikincil piyasanın bu temel fonksiyonunu yerine getirememesi durumunda, birincil piyasa bundan
olumsuz etkilenmekte ve fonların yatırımlara
aktarılması işlevi zorlaşmaktadır.
Birincil piyasanın sağlıklı işlemesi, etkin ve
verimli bir ikincil piyasanın varlığına bağlıdır.
Bir işletmenin, doğrudan ya da bir aracı kurum aracılığıyla, menkul kıymet ihraç edip
bunu yatırımcılara satması birincil piyasa
işlemidir. Bu menkul kıymetleri satın alan bir
yatırımcının daha sonra bunları diğer yatırımcılara satması ise bir ikincil piyasa işlemidir. ikincil piyasadaki bu devir işlemi menkul kıymeti ihraç eden işletmeyi doğrudan
etkilemez. Ancak, ikincil piyasada menkul
kıymetin kolayca el değiştirebilmesi (devredilebilmesi), ilgili işletmenin birincil piyasada
yeni menkul kıymet ihracını ve bu anlamda
sermaye piyasasından fon sağlamasını kolaylaştırır.
En iyi örnek menkul kıymet borsalarıdır. Fiziksel olarak belli bir mekanda yer alan ve
borsa üyelerinin katılımıyla, önceden belirlenmiş kurallar çerçevesinde menkul kıymetlerin alım-satımının yapıldığı yerlerdir.
Aynı zamanda menkul kıymet borsalarında,
sadece o borsaya kota edilmiş menkul kıymetler alınıp satılabilir.Sermaye piyasası
gelişmiş ülkelerde “over the counter market”
adı verilen borsa dışı piyasalar vardır. Tezgah üstü piyasa olarak dilimize çevrilen bu
piyasalar, ikincil piyasaların diğer bir türüdür. Borsalarda işlem görmeyen finansal
araçlar bu piyasada el değiştirir. Menkul
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
kıymet fiyatlarının pazarlık sonucu oluştuğu
bu piyasada, genellikle küçük ve riskli firmaların menkul kıymetleri işlem görür. Borsa
dışı piyasa ya da over the counter market,
ülke çapında yer alan aracı ve komisyoncuların oluşturdukları bir iletişim ağıdır. ABD
gibi gelişmiş bir sermaye piyasasına sahip
ekonomilerde uygulamada bu piyasanın işleyişi bazı kurallara bağlanmış ve gerekli
bilgi akımını sağlayacak merkezi bir sistem
oluşturulmuştur. Bu sistem içinde piyasada
menkul kıymet alım-satımı belirlenmiş kurallar çerçevesinde gerçekleşmektedir.
Finansal piyasaların temel fonksiyonu
 Fiyat belirleme
 Likidite sağlama
 Bilgi edinme maliyetini düşürme
FİNANSAL ARAÇLARIN ÖZELLİKLERİ
Kısa vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı
piyasa “para piyasası” denir. Bu piyasada
vade 1 yılı aşmamaktadır. Orta ve uzun vadeli fonlardan oluşan piyasa ise, “sermaye
piyasası” dır. Bu piyasada vade 1 yıldan
uzundur.
İki piyasa arasındaki temel fark, vade sürelerindeki farklılıktan kaynaklanmaktadır.
Fon arz edenler fon talebinde bulunanlara
devrettikleri fonların karşılaştırıldığında bu
alış-veriş sonucu doğan ortaklık hakkı ya da
alacağı temsil eden bir belge alırlar. Aldıkları bu belgeye “Finansal Araç” ya da “Finansal varlık” denir.
Finansal araçların iki temel fonksiyonu;
1. Kaynak transferi
2. Kaçınılmaz riskleri fon fazlası ve fon ihtiyacı
olan birimler arasında paylaşımı
A.
B.
C.
D.
E.
Nevin Su
YAYINLARI
Bono
Mevduat cüzdanı
Tahvil
Kâr ve zarar ortaklığı belgesi
Hepsi
Yanıt D
 Paraya Dönüşebilirlilik: Likidite kavramına
denk gelmektedir.
 Bankalarda açılan çek hesapları örnek
verilebilir.
Finansal araç ve taşıdığı hak:
 Finansal aracın sahibine menfaati olarak da
algılanabilir.
 Yatırımcıya şirketin ortağı olma hakkı vermesi
 Şirketin yönetiminde ve denetiminde söz
sahibi olabilmesi
 Şirketin faaliyet sonuçlarına kâr ya da zarar
şeklinde katılabilmesi(hisse senedi)
 Belirlenen
oranda
faiz
gelirretmek(bono,tahvil)
 Yatırımcının elinde intifa senetleri varsa ortak olamaması, alacaklılık hakkı olmaması,sadece şirket yönetimine katılarak ya da
kârdan pay alma hakkına sahip olması
Finansal derinleşmenin göstergesi nedir?
 Hem finansal kurumların çeşitliliği hemde finansal araçlarında çeşitliliğinin önem taşıdığını unutmayınız.
Finansal araçların özellikleri nelerdir?
 Vade, paraya dönüşebilirlilik, finansal aracın
taşıdığı hak, bölünebilirlik,teminat, getiri,
pazarlanabilme kabiliyetidir.
 Vade; vade süre anlamında kullanılmaktadır. Bir finansal aracın vadesi, ihraç edildiği
tarih ile yayınlayıcısı tarafından geri ödenecek olduğu tarihe kadar ya da tasarruf sahibinin o finansal aracı nakde çevirme talebinde bulunacağı tarih arasında geçen süredir.
6.Alacağı temsil eden geri ödeme tarihi aşağıdaki hangi finansal aracın üzerinde yazılı değildir?
- 35 -
 Bölünebilirlilik:Yatırımcının elinde bulundurduğu finansal aracın en az hangi miktarda paraya dönüştürülebileceğini ifade eder.
 Finansal aracın teminatı:Finansal aracın
kalite göstergesidir. Ana teminat olarak fon
kullanan ekonomik birimin gelir yaratma kapasitesi Alacaklılık hakkı veren finansal raraçlarda teminat, aracı ihraç eden firmanın
varlıkları ve geliri olması
Riskten korunmak isteyen finansal yatırımcılar kısa vadeli ve gelir yaratma kapasitesi
yüksek, sermaye yapısı güçlü şirketlerin yayınladıkları finansal araçları almayı tercih
ederler.
 Getiri: Belli bir zaman diliminde yatırım yapılan araçtan beklenen nakit girişleri ile ölçülür.
Tahvil için faiz, hisse senetleri için temettü
ya da hamilin, hisse senedi veya tahvili
satması durumunda, sermaye kazancının/kaybının ne olacağı, bu yatırımın elde
bulundurulduğu zaman açısından finansal
aracın getirisini belirleyecektir.
 Pazarlanabilme kabiliyeti: Finansal araç
satın alındıktan sonra geri ödeme tarihinden
önce örneğin, BIST’da satılıp nakde çevrilirken alış-satış maliyeti arasındaki marja bağlıdır. Düşük pazarlama maliyeti, bu finansal
aracın pazarlanabilme kabiliyetinin hayli faz-
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
la olduğunun göstergesidir. Bir vadeli mevduat sahibi bankadaki hesabını vadesi dolmadan kapatmak isterse kaybedeceği faiz
pazarlanabilme kabiliyetinin maliyetini artıracaktır. Oysaki vadesiz mevduat hesabını
kapatarak, parayı geri almanın maliyeti sıfırdır.
Para piyasasının özellikleri:
A. Kısa vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı
piyasa
B. En önemli fonksiyonunun fon transferi yaparak ekonomik büyüme ve gelişmeye katkı
sağlaması
C. Örgütlenmiş ve örgütlenmemiş olarak ayırıma tabi tutulması
 Örgütlenmiş para piyasasının ticaret bankalarının oluşturduğu Pazar olması
 Örgütlenmemiş para piyasası banka sisteminin dışında kalan piyasalar olması
 Kaynaklarının çeşitli mevduatlar olması
 Araçlarının riski düşük aynı zamanda likiditesi yüksek ve yaygın olarak kullanılan hazine bonoları, mevduat sertifikaları, finansman bonoları, repo, çek ve senetler vb.
oluşturmaktadır.
7.Aşağıdakilerden hangisi para piyasası araçlarından biri değildir?
A. Mevduat sertifikası
B. Hazine Bonosu
C. Finansman bonosu
D. Repo
E. Senet
Yanıt B
Sermaye Piyasası Kanunu’na göre menkul
k›ymetler;
Ortaklık veya alacaklılık hakkı sağlayan, belli bir
meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan,
dönemsel gelir getiren, misli nitelikte, seri halinde
çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları Sermaye
Piyasası Kurulu( SPK) tarafından belirlenen kıymetli evrak olarak tanımlanmaktadır.
Menkul kıymetler finansal varlıklardır; ancak tüm
finansal varlıklar menkul kıymet özelliği göstermeyebilir.
8.Aşağıdakilerden hangisi yatırımcı açısından
en riskli yatırım aracı arasında bulunur?
A. Devlet tahvili
B. Hazine bonosu
C. Özel sektör hisse senedi
D. Finansman bonosu
E. Özel sektör tahvili
YANIT C
Yatırımcılar açısından risksiz yatırım araçları
 Devlet tahvili
Nevin Su
YAYINLARI
 Hazine bonosu
Özel sektör tahvili ve finansman bonoları ise borçlanma araçlarıdır ve vadesi sonunda ana para ve
faizin ödenmesi gerekir. Hisse senetleri ise ortaklık
hakkı verir ve kâr payı ödenmemesi durumunda bir
yaptırım söz konusu değildir. Bu durumda yatırımcılar açısından en risklisi özel sektör hisse senetleridir.
Finansal varlıkların, araya bir kurum girmeksizin
aracısız el değiştirmesi doğrudan finansman, aracılar vasıtasıyla el değiştirmesine ise dolaylı finansman denir.
Menkul kıymetler borsası
 Doğrudan finansman özelliği göstermesi
 Yatırımcıların tasarruflarını uygun gördükleri
finansal varlıklara yatırması
 Yapılan yatırımın riskini tasarruf sahibinin
kendisinin üstlenmesi
Doğrudan finansmanda süreci hızlandırmak ve
etkinliği artırmak hangi kurumlar aracılık hizmeti görmektedir?
 Brokerlar
 Dealerlar
 Yatırım bankaları
Bir komisyon karşılığında fon arz edenlerle talep edenleri karşılaşılaran kurum hangisidir?
 Brokerlar
Başkaları ve kendi nam ve hesabına işlem yapan aracı kurum hangisidir?
 Dealar
Bu kurumlara pazar yapıcı kurumlar da
denir. Piyasada fiyatlar ucuz iken alış, fiyatlar yüksek olduğunda satış yaparak piyasanın etkin çalışmasında önemli rol oynarlar.
Ülkemizde hangi kurumlar dealar olarak işlev
görmektedir?
 Hisse senedi ve tahvil piyasalarında bankalar
 Portföy yönetim şirketleri
Dolaylı finansmanın en önemli aracı kurumları
Ticaret bankalarıdır.
Finansal Kurumların Sınıflandırılması
Finansal kurumlar; para yaratan finansal kurumlar,
para yaratmayan finansal kurumlar, yarı finansal
kurumlar ve hizmet gören finansal kurumlar olarak
sınıflandırılabilir:
- 36 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
9.Aşağıdakilerden hangisi Para Yaratmayan
Finansal Kurumlardan biri değildir?
A. Kalkınma ve Yatırım Bankaları
B. Kredi ve Kefalet Kooperatifleri
C. Katılım bankaları
D. Posta Çekleri Sistemi
E. Sigorta şirketleri
YANIT C
10.Aşağıdakilerden hangisi Yarı Finansal Kurumlar arasında yer alır?
A. Kalkınma ve Yatırım Bankaları
B. Kredi ve Kefalet Kooperatifleri
C. Posta Çekleri Sistemi
D. Sosyal güvenlik kurumları
E. Sigorta şirketleri
YANIT D
11.Aşağıdakilerden hangisi hizmet Gören kurumlar arasında yer almaz?
A. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
B. Posta çekleri sistemi
C. Sermaye piyasası kurumları
D. İzmir Vadeli işlemler Borsası
E. Takasbank
YANIT B
Finansal Kurumların işlevleri
 Maliyetleri azaltmak
 Miktar ayarlaması yapmak
 Vade ayarlaması yapmak
 Risk ayarlaması yapmak
 Finansal danışmanlık hizmei sunmak
Ticari bankalar hakkında bilmeniz gerekenler
nelerdir?
 Bankacılığın ilk türü olması
 Mevduat kabul eden kredi kurumlarını ifade
etmesi
 Fon kaynaklarının genellikle kısa süreli
mevduatlardan oluşması
 Fon kullanımlarını işletme kredileri oluşturması
 En önemli faaliyetlerinin kaydi para yaratması olması
12.Türkiye’de ticaret bankalarının finansal sektörde ağırlığı yüzde kaçtır?
A. 66
B. 78
C. 80
D. 85
E. 90
YANIT C
Eylül 2011 tarihi itibariyle ülkemizde faaliyet gösteren finansal kurum sayısı 423 olup bunun 48’i bankalardan oluşmaktadır.
Nevin Su
YAYINLARI
Finansal piyasalarda finansal aracı kurumlar arasında etkinliği ve önemi en fazla olan kuruluşlar
para yaratan finansal kurumlardır.
Finans sektörünün bilanço tutarı 2011 yılı Eylül
ayı itibariyle _1.559,5 milyara ulaşmıştır.
Sektör aktiflerinin yüzde 77,8’ini ticari bankalar
oluşturmaktadır.
Ülkemizde mevduat toplama yetkisi sadece ticari
bankalara verilmiştir.
DÜZENLEYİCİ VE DENETLEYİCİ KURUMLAR
 BDDK
 SPK
 Hazine Müsteşarlığı
 TCMB
 Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu
 Tasarruf Mevduatı ve Katılım Fonu
 Meslek Birlikleri
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
(BDDK)
 Hazine ve Merkez Bankası’nın denetimi ve gözetimi altında bulunan bankacılık sektörünün,
düzenleme ve denetimin etkinliğinin artırılması
ve bağımsız bir karar alma mekanizmasının
oluşturulması amacıyla tek bir bağımsız denetleyici ve düzenleyici kuruma tabi olması kararlaştırılmıştır.
13.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
hangi tarihte faaliyetine başlamıştır?
A. 1999
B. 2000
C. 2001
D. 2004
E. 2007
Yanıt B
 Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
(BDDK) idari ve mali özerkliğe sahip bir kamu
kurumu olarak kurulmuş ve Kurum Ağustos
2000’de faaliyetlerine başlamıştır.
BDDK,nın kuruluş ve faaliyetine izin vererek
düzenleme ve denetlemesinden sorumlu olduğu
mali kuruluşları sıralayınız?
1. Mevduat, katılım, kalkınma ve yatırım bankaları
2. Yabancı banka temsilcilikleri
3. Faktoring
4. Finansal kiralama
5. Finansman Şirketleri
6. Finansal holding Şirketleri
7. Varlık yönetim Şirketleri
5411 sayılı Bankacılık Kanununda BDDK’nın
görevleri nelerdir?
1. Güven ve istikrarın sağlanması
2. Kredi sisteminin etkin çalışması
3. Tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması
- 37 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
4. Malî sektörün geliştirilmesi
14.Mali kuruluşlara ilişkin aşağıdaki hangi konu
BDDK, nın görev ve sorumluluğu kapsamında
ele alınmaz?
A. Tasfiye
B. Birleşme
C. Hisse değişimi
D. Cezai işlem
E. Bölünme
Yanıt D
BDDK İle İlgili Diğer Bilmeniz Gerkenler :
 Yurt içi ve yurt dışı muadil kurumların katıldığı
uluslararası malî, iktisadî ve meslekî teşekküllere üye olmak, bu çerçevede Finansal istikrar
Kurulu ve Basel Komitelerinin faaliyetlerine aktif
iştirak etmek, görev alanına giren hususlarda
yabancı ülkelerin yetkili mercileri ile mutabakat
zaptı imzalamak.
 Mevzuatla kendisine verilen yetkilerini, Kurulca
tesis edilecek düzenleyici işlemler veya alınacak özel nitelikli kararlar ile kullanmak. Kurul
kararıyla Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler ve tebliğler çıkarmak, bu konularda
banka ya da banka grubu bazında farklılaştırmaya gidebilmek.
 Sistemik Risk Koordinasyon Komitesi, Finansal
Sektör Komisyonu ve Eşgüdüm Komitesi çalışmaları ile bunlara ilişkin sekretarya faaliyetlerini yürütmek.
15.Bağımsız düzenleyici kurumların ilki aşağıdakilerden hangisidir?
A. BDDK
B. SPK
C. Hazine Müsteşarlığı
D. TCMB
E. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu
Yanıt B
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)
 Sermaye Piyasası Kurulu 1981 yılında 2499
sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile kurulmuştur.
SPK, nın kurulmasındaki temel amaçlar nelerdir?
 Tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak
halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın
bir şekilde katılmasını sağlamak
 Sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını sağlamak
 Tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemek
Sermaye piyasasını düzenleyen ve denetleyen
kurum ?
 Kamu kurumudur.
Kurulun temel görevleri?
 Piyasanın işleyiş kurallarını belirlemek
 Piyasaların adil ve etkin çalışmasını sağlamak
Nevin Su
YAYINLARI
 İlgili kurumların belli kurallar çerçevesinde
faaliyet göstermesini sağlamak
 Yatırımcıların haklarını korumak
Hazine Müsteşarlığı
 Devletin taşınır ve taşınmaz varlıklarının
sahibi ve yöneticisi konumunda olan Hazine
Müsteşarlığı, ülkenin ekonomi politikaları
çerçevesinde
 Hazine işlemleri, iç ve dış borçlanmaları yürütmek
 Sigortacılık sektörüne ilişkin denetleme ve
düzenleme faaliyetlerini yürütmek
16.Hazine Müsteşarlığı hangi tarihte Dış Ticaret
Müsteşarlığından ayrılarak bugünkü yapısına
kavuşmuştur?
A. 1991
B. 1993
C. 1994
D. 1996
E. 2001
Yanıt C
 1994 yılında Dış Ticaret Müsteşarlığından
ayrılarak “Hazine Müsteşarlığı” adı ile bugünkü adı ve yapısına kavuşmuştur.
17.Ülkenin finansman politikaları çerçevesinde
sermaye akımlarına ilişkin düzenleme aşağıdakilerden hangisi tarafından yapılmaktadır?
A. BDDK
B. SPK
C. Hazine Müsteşarlığı
D. TCMB
E. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu
Yanıt C
18.Aşağıdakilerden hangisi Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankasının görev sorumlulukları arasında yer almaz?
A. Fiyat istikrarını sağlamak
B. Finansal sistemde istikrarı sağlamak
C. Para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici
tedbirleri almak
D. Doğrudan bankacılıkla ilgili gözetim ve denetimi sağlamak
E. Rezerv ve likidite gereksiniminin usul ve koşullarını belirlemek
Yanıt D
 Doğrudan bankacılıkla ilgili gözetim ve denetimi sağlamak, özerk bir kuruluş olan
BDDK tarafından yürütülmektedir.
TCMB
 TCMB 1930 yılında kurulmuş ve 1931 tarihinde faaliyetlerine başlamıştır.
Türkiye’de sermaye piyasasının oluşması ve
menkul değerler borsasının kurulması nda etkili
olan olay nedir?
- 38 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
1854 Kırım savaşı ile başlayan Osmanlı borçları
Osmanlı borçlanma tahvilleri çıkarılmasıyla, İstanbul’da etkili bir piyasa oluşmuş ve gayrimüslim
bankerler Galata’da bu işle uğraşmaya başlamış,
1864 yılında bir dernek kurarak bu harekete öncülük etmişlerdir.
19.İstanbul’da “Dersaadet Tahvilat Borsası” adlı
ilk resmi Osmanlı Borsası hangi tarihte kurulmuştur?
A. 1854
B. 1864
C. 1866
D. 1926
E. 1929
YANIT C
Borsa 1. Dünya savaşı sırasında kapanmış, daha
sonra 1929’da isim değişikliği yapılarak “İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası” adını almıştır.
Ancak borsa eski canlılığını gösterememiştir. Borsa
1938’de Ankara’ya taşınmış; “Kambiyo, Esham ve
Tahvilat Borsası” adını almıştır. Ancak işlem hacmi
çok küçük olduğundan 1941’de yeniden İstanbul’a
getirilmiştir.
20.Ülkemizde halka açık şirketlerin kurulması
hangi yıllara rastlamaktadır?
A. 1940
B. 1950
C. 1960
D. 1970
E. 1980
YANIT D
Sermaye Piyasası Kanunu 3 Ocak 1986 tarihinde
ilk işlemlere başlamıştır.
Türk Lirası hangi yıl konvertibl kılınarak dış
dünya ile mali ilişkilerde tam bir serbestleşmeye gitmiştir?
 1989
1997 yılında menkul kıymetlerin %87’i
 Kamu tarafından
1997 yılında menkul kıymetlerin %13’ü
 Özel kesim tarafından ihraç edilmiştir.
2005 yılında menkul kıymetlerin kamu payı yüzde kaçtır?
 %90
2005 yılında menkul kıymetlerin özel kesim payı
yüzde kaçtır?
 %10
2010 yılı 4. ay itibariyle kamunun payı tekrar gerileyerek %82 olmuş, özel sektörün payı ise %18’e
yükselmiştir.
FAİZİN ANLAM VE ÖNEMİ
Nevin Su
YAYINLARI
 Faiz, piyasa ekonomilerinde en fazla tartışılan, makro değişkenlerden birisidir.
Faize karşı olan ilginin sebeplerini açıklayınız?
1. Ekonominin işleyişi üzerinde çok ciddi sonuçlar yaratması
2. Ekonominin her aşamasında önemli etkileri
olan bir değişken olması
3. Ekonominin finansal işleyiş sürecinin anlaşılabilmesinde etken olması
4. Ekonominin genelini ilgilendiren makro değişken olması
5. Ekonomik yapı içindeki etkilerinin sadece finansal sistemle sınırlı olmaması
6. Finansal sistemin reel sektöre olan tamamlayıcılık ilişkisinin faiz değişkeni ile işlenmesi
7. Tüketim, tasarruf ve yatırım kararlarını etkilemesi
8. Merkez bankalarının para politikalarını yürütmesinde de önemli rol oynaması olarak
bilmelisiniz.
Genel olarak faiz tanımı yapınız?
 Bir üretim faktörü olan sermayenin üretimden aldığı pay veya sermayenin belli bir süre başkasına ödünç verilmesinin karşılığında ödenen bedeldir.
21.Faizin bir ödüncün kullanımı karşılığında
ödenmesi gereken bedel tanımlaması aşağıdakilerden hangisidir?
A. Üretim faktör payı
B. Getiri
C. Maliyet
D. Karşılık
E. Sermaye
Yanıt C
22.Sermayedarın kullanmayıp başkasına devrettiği tutarın, faiz tanımlaması aşağıdakilerden
hangisidir?
A. Üretim faktör payı
B. Getiri
C. Maliyet
D. Karşılık
E. Sermaye
Yanıt B
23.Faizin karşılık olarak tanımı aşağıdakilerden
hangisidir?
A. Üretim faktörlerinin üretime katkıları karşılığında aldıkları pay
B. Tüketimden vazgeçmenin bedeli
C. Bir ödüncün kullanımı karşılığında ödenmesi gereken bedel
D. Sermayedarın kullanmayıp başkasına devrettiği tutar
E. Tüketimden vazgeçmemenin bedeli
Yanıt B
Faizin temel işlevleri nelerdir?
 Tasarrufun ulusal gelirden alacağı payı belirlememesi
- 39 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
 Sermayenin etkin dağılımı ve kullanımını sağlaması
 Tasarruf sahiplerine gelir sağlaması
 Faiz; Tasarrufçu, yatırımcı, üretici ve tüketiciler başta olmak üzere ekonominin hem talep hem de arz boyutu üzerinde önemli bir
belirleyici durumundadır.
.Faiz Oranı Kavramı
1. Ödenen faizin anaparaya oransal olarak
ifadesi
2. Kullanılan ya da borçlanılan meblağın yüzdesi olarak ifade edilen, borçlanma maliyeti
3. Borçlanma sonucu karşılanan ek ödemenin
borçlanılan tutara oranlaması
T1000 borçlanan ya da fon kullanan ekonomik birim, bu borcuna karşılık yıllık bazda T100 ödemede
bulunuyorsa; faiz oranı, 100/1000 = 0,10 (%10)
olarak belirlenecektir.
24.Aşağıdakilerden hangisi faiz oranları düzeyinin doğrudan etkileri arasında yer almaz?
A. Bireylerin harcama eğilimi
B. İşletmelerin yatırım kararları
C. İnsanların günlük yaşantısı
D. Ekonominin sağlıklı gelişimini
E. Ekonominin servet dağılımı
Yanıt E
 Faiz oranı fon arz eden ve fon talep eden
için farklı anlama sahiptir.
 Fon arz eden, tüketimini belirli bir süre ertelediği için, elde edeceği ödülün büyüklüğü
önem arz ederken; Fon talep eden için
ödünç alınan paranın fiyatı önem arz edecektir.
 Ödünç alan ekonomik birimin ödediği faiz,
aslında kazanmadan harcama yapmak istediği için katlandığı bedeldir.
Nominal Faiz Oranı:
 Cari yani o andaki T cinsinden belirlenen,
gazete, dergi ve diğer iletişim unsurları tarafından halkın bilgisine sunulan faiz oranıdır.

25.Nominal faiz oranı aşağıdakilerden hangisini
ifade etmez?
A. Reel faiz ve nominal faizin toplamından
oluşması
B. Gözlenebilen faiz oranı olması
C. Beklenen enflasyona göre düzeltilmiş olması
D. Vadeli mevduat faiz oranlarını ifade etmesi
E. Sabit getirili finansal varlıkların o andaki geçerli olan fiyatlara göre ortaya konan getiri
oranlarını ifade etmesi
Yanıt C
 Beklenen enflasyona göre düzeltilmiş faiz
oranının reel faiz oranı olduğunu biliniz.
Nevin Su
YAYINLARI
Reel Faiz Oranı:
1. Nominal faizin enflasyonla ilişkilendirilmiş
şekli
2. Beklenen enflasyona göre düzeltilmiş faiz
oranı
3. Fiyat artışlarının nominal faizde yarattığı
erozyonu ortaya koyduğu için, gerçek getirinin ifadesi olarak daha anlamlı sonuçlar
üretmesi
4. Nominal faiz oranından beklenen enflasyonun arındırılması
Fisher Eşitliği yaklaşımına göre,
i = re + EP
i= Nominal faiz oranı
re= Reel faiz oranı
EP = Beklenen enflasyon oranı
Reel faiz oranı,re = i – EP
 Enflasyon oranının düşük seyrettiği ekonomiler için geçerli olan bir reel faiz hesaplama yöntemidir.
 Enflasyon oranının yüksek seyrettiği ekonomilerde reel faiz hesaplaması ise, aşağıdaki formül ile olacaktır.
(1+i)
re = ––––––– – 1
KİTABIMIN 286-295. SAYFASINDAN ALINMIŞTIR.
- 40 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
6. DERS: GİRİŞİMCİLİK VE İŞ KURMA:
YAYINLARI
3.Girşimcilikte üretim girdilerinin örgütlenmesi
ve yönetilmesi üzerinde durarak tanıma ekleyen
kişi kimdir?
1.ÜNİTE
GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI, ÇEŞİTLERİ VE GİRİŞİMCİLİKTE ETİK
Girişimcilik, kökleri hayallere dayanan ve değerlerle
sonuçlanan bir süreçtir. Diğer bir deyişle hayalleri
gerçeğe dönüştürmektir.
Girişimcilik kavramında
 Hem soyutluk hem somutluk olması
 Hem düşünsellik hem de eylemsellik olması
Son dönemlerde toplumsal alanlarda ortaya çıkan
hızlı değişim, girişimciliğin daha fazla kullanılması
sonucunu doğurmuştur. Toplumlar daha önceki
dönemlere göre günümüzde daha girişimcidirler.
İşletmelerin etkilendikleri ama etkileyemedikleri,
ekonomik, toplumsal, yasal ve siyasal, teknolojik
alandaki hızlı değişim, çeşitli tehdit ve fırsatlar yaratmaktadır.
 Girişimcilik, işletmeler için bir defa ya da kesik kesik değil sürekli sürdürebilir olmalıdır.
Jean Baptise Say
 Girişimcilik, bu tanım ve dönemle birlikte
dördüncü üretim faktörü olarak görülmüştür.
Hangi ekonomi girişimciliği özgürlüklerden biri
olarak vurgulamıştır?
 Kapitalist ekonomi
 Günümüzde kapitalizmin tek sistem olarak
liderliğini ilan etmesi girişimciliği daha da
önemli hale getirmiştir.
4.Üretim faktörlerinden hangisi diğer üretim
faktörlerine göre bir eylem gerektirmektedir?
 Girişimcilik
5.Girişimciliğe yenilikçilik özelliği katarak dinamizm kazandıran iktisatçı kimdir?
 Joseph A. Schumpeter
 Yıkıcı yaratıcılık olarak adlandırılan, eski
yerine yeniyi koyma eyleminin girişimcilik
olduğunu vurgulayarak bu kavrama yeni bir
boyut kazandırmıştır. İşletmenin tüm alanlarındaki yenilikler eskiyi yok edeceği için yıkıcı yaratıcılık olarak görülmüştür.
1.Girişimcilik terimi ilk defa teoride hangisi tarafından kullanılmıştır?
 Fransız Richard Cantillon tarafından
1730’larda kullanılmıştır.
2.Girişimciliğin kavramlaştırılmasının temeli
hangisine dayanır?
 Endüstri Devrimine dayanmaktadır.
 Aynı zamanda girişimcilik kavramı çeşitli teori ve çalışmalara da konu olmuştur.
 Bir malın veya hizmetin üretim girdilerinin
satış amaçlı olarak henüz belirlenmemiş bir
bedelle satın alınması ve üretilmesidir. Girişimciliği, henüz belirginleşmemiş bir bedelle
satmak üzere üretimin girdilerinin ve hizmetlerinin satın alınması ve üretilmesi olarak
18. yüzyılda ilk kez tanımlayan Richard
Cantillon, girişimciliğin risk alma unsurunu
öne çıkarmıştır.
Risk barından bir unsur olması Kontrol edilemeyen risklerin önemini daha da arttıran gelişmeler nelerdir?
 Geleceğin tamamen öngörülmediği ortamlarda girişimcilik yapmak
 Yüksek beklentiler içinde olmak
Girişimcinin en büyük özelliklerinden birisi nedir?
 Sezgiler
Nevin Su
Girişimci olma durumu
Emek sermaye ve doğayı bir araya getirerek üretim
sürecinin bir üretim faktörü olarak tasarlanması,
örgütlenmesi ve onun tüm risklerinin üstlenilmesi
olarak biliniz.
Sözcük olarak girişimcilik Türkçede Müteşebbislik
olarak da kullanılır. Ancak günümüzde girişimcilik
kavramı, daha yaygın olarak kullanılmaktad›r.
Dar anlamda girişimci
 Sadece iş kurarken var, sonrasında yoktur.
Girişimcilik faaliyetinin özelliği
 Sürdürülebilir olması
 Kültür olması
 Süreçler dizisi olması
Girişimciliği meydana getiren eylem kavramlar
nelerdir?
 Yenilikçilik
 Risk alma
 Öngörme
 Fırsatçılık
 Harekete geçme
 Eylem
Girişimcilik bir eylem, girişimci ise bu eylemi yapan
kimsedir. Girişimcilik, içerisinde eylemleri barındı-
- 41 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
ran süreçler bütünüdür. Girişimci, bu eylemlerin
tamamında ya da bir kısmında bulunabilir.
6.Aşağıdakilerden hangisi girişimciliğin alt süreçleri arasında yer almaz?
A.
Arama
B. Seçme
C. Fırsatçılık
D. Uygulama
E. Değerlendirme
YANIT C
Girişimcinin özellikleri
 Zekâ
 Enerji
 Deneyim
 Girişimcilik ruhu
 Rasyonel davranış yetisi
 Motivasyon
 Girişimci aynı zamanda inovasyon lideridir.
Girişimci yola çıktığında başarısızlıkla karşılaştığında yeni yol bulandır. Girişimciler için
girişimcilik gelip geçen bir şey değil, bir yaşam biçimidir.
Girişimcinin bir özelliği!
 Özgür olması
 İlişkileri ve iletişimi güçlü olması
Girişimcilerle ilgili çok konuşulan MİT’ler
 Sermayesi olan herkes iş kurabilir başarılı
olabilir (Akıl verme para ver” deyişi)
 X Girişimci şunu üretiyor, satıyor, kazanıyor
ben de bunu yaparsam kazanırım(taklitçi
düşünce)
 Eğitim dönemlerinde pek başarılı olamayanlar girişimcilikte de başarılı olamaz
 İş fikri yaratabilen herkes girişimci olabilir
 Girişimciler devletten ihale alan, vergi kaçıran, çalışanın ücretini ödemeyen, meşru gören kimselerdir
 Girişimciler kumarbazdır(Kontrollü risk
alırlar)
 Girişimcinin gecesi gündüzü yoktur.
Kapsam açısından girişimcilik türleri
 Dış Girişimcilik(genel ve başlangıç girişimcilikte denir)
 İç Girişimcilik
7.Aşağıdakilerden hangisi İçerik açısından girişimcilik türlerinden biri değildir?
A. Demografik
B. Ekonomik
C. Sosyal
D. Kadın
E. Genç
YANIT A
Dış Girişimcilik
Nevin Su
YAYINLARI
Yeni bir işletmenin ya da toplumsal fayda üreten
yeni bir organizasyonun kurulması başlı başına
girişimcilik olarak görülmektedir.
İlk hareketin yapılması, ilk adımın atılması, girişimin
doğuşu vardır. Organizasyonların doğumu insanların doğumuna benzer. Sağlıklı doğan işletmelerin
(girişimciliğin en önemli süreci burasıdır) yaşamı
sorunsuz, ömrü uzun olur. Ama sağlıksız doğan
işletmenin yaşamı sorunlu olur ve ömrü kısadır. Ne
olursa olsun bir iş kuralım, işletmemiz olsun, diye
kuruluş öncesi dönemi önemsemeyenlerin kurduğu işletmeler kurulur kurulmaz kapanmaktadır.
Gelişmemiş ve az gelişmiş ülkelerdeki bebek ölüm
oranlarıyla girişimciliğin gelişmediği ülkelerdeki
işletme kapanma oranları birbirine benzemektedir.
İç girşimcilik
 İşletme ve diğer örgütlerin yaşamını sürdüren itici güçtür.
 Kurulmuş işletme ve örgütlere enerji üreten
santral gibidir.
İç girişimcilik ne demektir?
Kurulmuş ve yaşayan bir işletmenin sınırları içindeki tüm alanlarda yeni üründe/hizmette, yönetimde,
pazarlamada, satın almada, üretimde, satışta ve
bunların fonksiyonlarında yapılan yeniliklerin ticari
hale gelme çaba ve sonuçlarıdır.
İç girişimciler
 Her pozisyonda çalışan(kurum içi girişimcilik)
 İç girişimciliğin özellikleri
 Toplumdaki girişimci ve girişimcililik kültürünü artırması
Stratejilerine girişimciliği koyan kuruluşlar
 Küresel ve bölgesel sorunlarla ilgilenen kuruluşlar
Kendi işletmesini kuran girişimci ile bir işletmede çalışan iç girişimci arasındaki benzerlikler
 Yenilikçi
 Fırsatları kovalayıcı
 Risk almaları
 Kaynakları etkin ve verimli kullanmaları
 Aile geçmişleri
 Temsilcilik aracılığı ile katılım yerine direkt
katılımları
 Temel güdüleri, ilişkileri ve iletişimleri
8.Kendi işletmesini kuran girişimci ile bir işletmede çalışan iç girişimci arasındaki karşılaştırmalardan hangisi yanlıştır?
A. İç girişimcinin fon sağlamak konusunda diğer girişimciye göre daha rahat olması
B. İç girişimcinin riskinin kariyeri ve istihdam
olması iken, diğer girişimcinin kar maksimizasyonu olması
- 42 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
C. İç girişimcinin amacının geliştirmek iken, diğer girişimcinin güçlendirmek olması
D. İç girişimcinin şirketteki engellerle karşılaşması ve üstesinden gelmeye çalışması iken,
diğer girişimcinin ise pazarda karşılaştığı engellerle uğraşması
E. İç girişimci güçlendirmek diğer girişimci geliştirmek için çalışır.
YANIT C
İç girişimcinin kendi fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli koşullar nelerdir?

İşletmenin teknolojide üstün olması

Yeni fikirlerin desteklenmesi

Hatalara karşı toleranslı olunması

Fırsatta öncelikli seçim yapmaması Kullanılabilir ve ulaşılabilir kaynak olması Takım çalışmasının desteklenmesi

Ödüllendirme sistemi ve sponsorluk desteğinin olması

Yetki ve sorumluluk verilmesi

İşletme sınırları esnek olması

Üst yönetimin iç girişimciliği benimsemiş ve
desteklemiş olması
9.İç girişimciliğin sürdürülebilir ya da sürekli
açık olması yönünde açıklama yapmış kişi kimdir?

Will Rogers
İç girişimciliği geliştirmenin yollarını sıralayınız
 Girişimci insanları işe almak
 Sahip olunan girişimci çalışanın tutulması
 Ekonomik (Ticari) Girişimcilik
 Sahibine kâr, müşterisine katma değer sağlayan bunu da ürettiği ürün ve hizmetle yapan girişimciliktir.
Bütün dünyada yaygın olan girişimcilik türü
hangisidir?
 Ekonomik (ticari)
Girişimciliğin faktör getirisi
 Kâr
Sosyal girişimcilik
 Kurumsal sosyal sorumluluk ve hayırseverlik kavramlarından farklıdır.
 Diğerine göre daha yenidir.
 Ekonomik girişimciliği tamamlar.
 Kurumsal sosyal sorumluluk da ticari girişşimci ve işletmesi, itibar kazanmayı, bunu
da markasına yansıtmayı açık açık belirtmese de hedeflemektedir.
Sosyal girişimci
 İtibar kazanmak için değil toplumun devlet,
işletmeler ve diğer sivil toplum tarafından
Nevin Su
YAYINLARI
çözülemeyen sorunlarını çözmek ve tamamen ortadan kaldırmak için uygular.
Sosyal girişimciliğin temelinde

Aldığından fazlasını vermek vardır.
10.Kavram olarak sosyal girişimcilik hangi yıllardan sonra ortaya çıkmaya başlamıştır?
A. 1945
B. 1980
C. 1990
D. 2000
E. 2010
YANIT C
Ekonomik girişimciliğin amaçları
 Kâr
 Sosyal fayda
Sosyal girişimciliğin amaçları

Sosyal fayda ilk sırada

Kâr ikinci sırada bulunur
11.Aşağıdakilerden hangisi Sosyal girişimcilerin çabaları hakkında doğru bir ifade olmaz?
A. Devlet, sivil toplum kuruluşları ve girişimci
lerin çözemediği toplumsal sorunları çözmesi
B. Toplumsal ihtiyaçları gidermesi
C. Yaptıklarının daha insani ve ahlaki olması
D. Kendinden çok topluma çalışması
E. İnovasyonun arka planda olması
YANIT E
Sosyal dönüşümü sağlayan inovasyonun özellikleri
 Patentinin olmaması
 Taklidin yaygınlaşmasının istenmesi
 Yenilik sistemlerinin kurulamamış olması
Ekonomik ve sosyal girişimciliğin ortak yönleri
 İnovasyon
 Risk alma
 Hata yapma
 Başarız olma
Hayal ettiğini, düşündüğünü, gerçekleştirmeyi
engelleyen faktörlerin başında hangisi vardır?
 Risk alma
Hem ekonomik girişimcilikte hemde sosyal girişimcilikte yaratıcılığın en çok gerekli olduğu
nokta nedir?
 İş fikri
Fowler
Sosyal girişimcilik, sosyal fayda elde etme ve sürdürme olanğı sağlayan yaşanabilir ekonomik yapıların, ilişkilerin, kurumların, organizasyonların ve
uygulamaların yaratılmasıdır.
Hibbert ve arkadaşlarına göre Sosyal girişimcilik
 Kâr elde etmek amacından çok sosyal
amaçlar için girişimsel davranışın sergilenmesidir
Mair ve Marti
Sosyal girişimcilik, sürdürülebilir bir şekilde, sosyal
ihtiyaçları karşılayan fırsatların keşfedilmesi ve bu
- 43 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI
fırsatların gerçeğe dönüştürülmesinde kaynakların
yaratıcı bir şekilde kullanılmasıdır.
Sosyal girişimcilik konusunda uygulamada söz
edilen modeller nelerdir?
 Misyonu sosyal olan örgütlerle yapılması
 Ekonomik ve ticari girişimciliğin sonuç olarak sosyal girişimciliği kapsaması
Sosyal girişicilikte Nobel Barış Ödülü’nün sahibi aşağıdakilerden hangisidir?
Mikro kredi uygulamasıyla özellikle kadınları bu
harekete katan kişi olarak biliniz.
Mikro kredi uygulamasının kurumsallşaması
hangisi ile mümkün olmuştur?
 1983 yılında yoksulların finansmanı için
Grameen Bank’ın kurulması
Sosyal girişimcilik başarılarına örnekler
 Ashaka
 Schwab vakfı
Kadın Girişimci
Ülkemizde kadınların çalışma hayatına katılma
oranı yüzde 26, AB ortalaması yüzde 55, dünya
ortalaması yüzde 46’dır; yine ülkemizde kadın girişimci oranı toplam erkek girişimcilerin yüzde 15’i
dir; Yani kadın, çalışma hayatında daha çok olmasına rağmen girişim rolde çok az görülmektedir.
Konuyla ilgili TOBB bünyesinde “kadın girişimciler
kurulu” oluşturulmuştur.
12.Türkiye Kadın Girişimciler Derneği hangi yıl
kurulmuştur?
A. 1999
B. 2000
C. 2001
D. 2002
E. 2004
YANIT D
Türkiye’ de girişimcilerin eğitim durumlarına bakıldığında yaklaşık yüzde 80’ininin üniversite mezunu
olmadıkları görülmektedir.
Ülkemizde genç girişimci birimleri ve programların oluşma biçimleri
 Dernekler
 Kulüpler
 Kurullar
 Eğitim ve araştırma birimleri
 Enstitüler ve merkezler
13.TOBB Genç Girişimciler Kurulu hangi yıl faaliyete geçmiştir?
A. 2009
B. 2010
C. 2011
D. 2012
E. 2013
YANIT A
Nevin Su
YAYINLARI
Geleneksel girişimcilik
İş büyütmek için mevcut sektörler dışında bir seçeneğin olmadığı girişimciliğe geleneksel girişimcilik
denir.
 Büyüme hızlı ve yüksek değildir.
Yeni girişimcilik
Yeni ve eski sorunları, yeni ürün/hizmetler ve yeni
iş anlayışları ile çözen girişimciliktir.
Yeni girişimcilik
 İnovasyona ve inovasyon sektörlerine odaklı olması
 Finansman ve erişim hedefinin küresel” boyutta olması
 Bilim ve teknolojiyle evrensel pazarlama
becerilerine dayalı olması
 Yeni girişimcilikte, ekonomiye yeni sektörler
kazandırılmakta ve mevcut sektörleri büyütmekte olduğu için ekonomik büyüme hızlıdır. Her büyüme istihdam demektir.
Yeni girişimciliği destekleyen ülkeler
 ABD
 İsrail
 Singapur
 Malezya
 Çin
 Yeni Zelanda
 Hindistan
Yeni Girişimcilik ile bazı ülkelerin yapmış olduğu uygulamalar
 İnovasyon ile ekonomik büyüme ve istihdam
artışı
 Destek programlarının yeni teknoloji içererek başarıyı sağlaması
 Büyük ve kapsamlı devlet desteğiyle olması
Yeni girişimcilik için inovasyon sektörleri nelerdir?
 İnovatif tıp bilgi işlem ve iletişim biyo teknoloji
 Nanoteknoloji
 Yenilenebilir enerji
 Su arıtma
 Geri dönüşüm
 Savunma-güvenlik
 Eğitim teknolojileri
 Alternatif enerji kullanan taşıma alanları
Yeni girişimciliğin özellikleri

Gelişmeye açık küresel sektörler olması

Toplumsal faydanın dünyanın diğer ülke
insanları tarafından talep görmesi
Girişimcilik süreçlerinin başında yer alan iş fikri,
kişinin öz malıdır ve ona ait olmalıdır. Buna fikri
mülkiyet hakkı denir ve korunur.
Etik kurallar içinde hareket eden girişimci özellikleri nelerdir?

Fikirleri yağmalayan değil yaratan olmalı
- 44 -
AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI

Yeni sorunlar çıkarmadan, var olan sorunları çözmeye odaklanmalı
KİTABIMIN 342-346. SAYFASINDAN ALINMIŞTIR.
- 45 -
Nevin Su
YAYINLARI
Download