AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI AÖF MALİYE- Nevin Su 7.YARIYIL KİTABIMI İNCELEME DOSYASI NEVİN SEÇKİN ULUS 77.YARIYIL 1. DERSLER MALİYE POLİTİKASI-1 2. VERGİ CEZA HUKUKU 3. VERGİ İCRA HUKUKU 4. DEVLET BORÇLARI 5. 6. FİNANSAL YÖNETİM-1 GİRİŞİMCİLİK VE İŞ KURMA NEVİN SU YAYINLARI -1- YAYINLARI AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI ÖNSÖZ Nevin Su YAYINLARI yat, özel olarak ta Çalışma Hayatı soru sormamızı ister. İşte ben yukarıda belirttiğim BİLİM DALLARI ve DİSİPLİNLER alanında AÖF öğrencileri için hazırladığım sınavlara hazırlık kitaplarımda ÖĞRENMEYİ SAĞLAYACAK, ÖĞRENDİKLERİMİZİ KÖKLEŞTİRECEK VE TEKRARLIYORUM, İDDİA EDİYORUM KİTAPLARIM ÜZERİNDEN DİSİPLİNLİ OLARAK CALITIĞINIZDA BAŞARI SİZİNLEDİR. Kitaplarımda NASIL ÇALIŞMALIYIZ BAŞLIĞINDA BİR ÖNSÖZ BULUNMAKTADIR. O ÇALIŞMA YÖTEMİNİ UYGULAYIN BAŞARIN. Sevgili arkadaşlar, Dört yıladır iletişim halindeyiz. On yıl dershane hocalığından sonra daha iyi ve faydalı neler yaparım duygularıyla başladığım kişisel yolculuğumda artık bir durak noktasına geldim. Dört yıl günde 16 saat yüzlerce kitap sayfaları, belki de milyonlarca kere vurduğum klavye tuşları arasında yaptığım yolculuk beni bir manada Profesyonelliğin girdabına cumburlop attı. Şimdi en büyük sorumluluğun akıntıya karşı hiç yorulmadan, duraksamadan kulaç atmak gerektiğinin bilincindeyim. Bu yolculukta en büyük destekçimin siz öğrencilerim olduğuna yüksek inancım tamdır. Bu inanç bana büyük bir şevk ve heyecan veriyor. Bu gecen 4 yılda tam 14 kitap hazırladım. Bunların 2 si kurum sınavları – iktisat-Maliye alan- diğerleri ise AÖF iktisat, AÖF Maliye ve AÖF İşletme bölümlerinin 5-67-8. Yarıyıl dönemleri için sizlerin sınavlarda başarılarınıza doğrudan destek olacak kitaplardır. Bu yıl kitaplarımı alan arkadaşlarla inter aktif ilişki içinde olacağım. Günlük çalışma saatlerimin 1/3 benden destek talebinde bulunan arkadaşlara ayıracağım. Onlarla çok verimli çalışmalar yapacağız. Yazılı, görsel konu ve ders anlatımları, mail üzerinden soru desteği, anlamadıkları veya zorlandıkları derslerde isteklerine yazılı sözlü destekler gibi… Bakalım sonuçlarını hep beraber göreceğiz. Allah utandırmasın. SAYGILARIMI SUNUYOR, HEPİNİZE TEKRAR Lütfen bu satırlarımı bir tevazu yoksunluğu, alçakgönüllülük ihlali olarak algılamayın. İddia ediyorum ve tüm varlığımı ortaya koyuyorum ki BENİM KİTAPLARIM sizleri sınavlarınızda başarıya götürecek yegâne temel kaynaktır. Bir disiplin ve metodolojik bir çalışma programı uygulayarak kitaplarım üzerinden derslerinize çalışırsanız başarınız mutlaktır. Bu mücadelemde beni ancak sizlerin başarısı mutlu eder. Ben biliyor ve inanıyorum ki --VARLIKLI OLMAKLA VARLIKLI OLAMAK ARASINDA İNCE BİR ÇİZGİ VARDIR.--BU ÇİZGİ VAR OLMA ÇİZGİSİDİR. BENİM VAR OLMAM VE MANEVİ VARLIĞIM SİZLERİN HİZMETİNİZE SUNDUĞUM KİTAPLARIMDIR. BAŞARILAR DİLİYORUM. NEVİN SEÇKİN ULUS Arkadaşlar, KİTAPLARIM AÖF Yayınladığı DERS Kitaplarının paradigmasına tapa tap uygun olarak hazırlanmıştır. Yayınladığım Kitaplarım ilgili derslerin ve bu derslerin her ünitesinde verilen tüm bilgilerin en ince detaylarına kadar incelenmesi neticesinde; ucu açık, inceleyici ve analitik düşünce metodu uygulanarak sorulara dönüştürülmüştür. Bu soruların yanında öğrenmeyi pekiştiren temelleştirici bilgi olan HAP BİLGİLERLE desteklenmiştir. Öğrenim hayatı icazet için, öncelikle bizden sorulan sorulara doğru cevaplar verebilmemizi ister. Bu tür sorgulamada doğru cevapları verirsek başarmış oluruz. Ancak genel olarak Ha- -2- AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 1.DERS: MALİYE POLİTİKASI-1 Nevin Su YAYINLARI 5. Aşağıdakilerden hangisi bütçe açıklarını finansa etmek için başvurulan yollardan biri olamaz? A. Merkez bankasının Emisyon hacmini arttırması B. Gelir vergisi oranlarının yükseltilmesi C. Dış borçlanmaya başvurulması D. Bütçe emanetlerine başvurulması E. Merkez Bankasının kamu kesimi tahvillerini satın alması Yanıt E HAP BİLGİ: Merkez Bankasının kamu kesimi tahvili satın alması piyasadaki para miktarını arttıracaktır. Bu sadece piyasaları fonlama amacına hizmet eder. Soruda dikkat edilirse, bütçe açıklarının olduğu bir durumda devlet ya hazine bonosu yada devlet tahvili satmak suretiyle borç bulma yoluna gidecektir. Bu durumda piyasada para arzı daralacak, ancak kamu kesiminin açıklarını finanse eden fonlarda bir yandan temin edilmiş olacaktır. 5. ÜNİTE: ENFLASYON VE MALİYE POLİTİKASI: SORU - 1. Bütçe açıklarında meydana gelecek artışların, toplam talep üzerinde etkili olabileceğini, ancak reel faiz oranları üzerinde herhangi bir etki çıkarmayacağını ileri süren görüş aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? A. Hoş olmayan monetaristaritmatik B. Tanzi etkisi C. Radikal yaklaşım D. Ricardocu yaklaşım E. Ponzi tipi yaklaşım Yanıt D HAP BİLGİ: Bütçe açıklarının reel faiz oranları üzerinde artış yönünde meydana getireceği baskılar nedeniyle ekonomik birimler tüketimlerini değil, bugünden tasarruflarını artıracağı için, uzun dönemde reel faiz oranlarında herhangi bir değişim ortaya çıkmayacaktır. 6. Aşağıdaki görüşlerin hangisi borçlanmanın daha enflasyonist olacağını ileri sürer? A. Keynesyen B. Neo klasik C. Monetarist D. Radikal yaklaşım E. Yeni klasik Yanıt C 7. Bir ülke ekonomisinin kamu harcamaları 200 birim, vergileri 50 birim ve bir yıl öncesinden devreden kamu borcu ise 25 birim olarak belirlenirken faiz oranlarının ise %4 olduğu gözlenmiştir. Bu ekonominin söz konusu dönem için bütçe açığı aşağıdakilerden hangisidir? A. 148 B. 149 C. 150 D. 151 E. 154 Yanıt D Hap Bilgi: Kamu gelirleri burada vergiler olarak alınmalıdır. 2. Ponzi tipi borçlanma politikası yapan bir birimin yükümlülüklerini yerine getirememesinde karşılaştığı en önemli handikap aşağıdakilerden hangisidir? A. Döviz arzının yükselmesi B. Faiz oranlarının yükselmesi C. Ulusal paranın aşırı değerlenmesi D. Fiyatların yükselmesi E. Cari açığın büyümesi Yanıt B 3. Kamu harcamalarının artmasıyla özel yatırım harcamalarının başlangıçta kamu harcamaları artışından daha az azalacağı görüşünü savunan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? A. Keynesyen B. Neo klasik C. Monetarist D. Radikal yaklaşım E. Ricardocu yaklaşım Yanıt A 4. Ponzi tipi borçlanma yapan ekonomik birimin faiz oranları yükseldiği durumda izleyeceği yeni strateji aşağıdakilerden hangisi olacaktır? A. Uzun vadeli borcunu ödemek B. Tasfiye kararlarını uygulamak C. Uzun vadeli yeni borçlar bulmak D. Borçların tamamını ödemek E. Borç konsülüdasyonuna başvurmak Yanıt C Bütçe Açığı= Kamu harcamaları- kamu gelirleri Bir yıl öncesinden devreden kamu borç ve faizlerin dikkate alınarak tekrar bütçe açığı formülünü yazmamız gereklidir. Bütçe Açığı= (kamu harcamaları_ kamu gelirleri) +(Faiz oranı. Borç miktarı) Bütçe Açığı= (200- 50)+ (0.04. 25) Bütçe Açığı= 150+ 1 -3- AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Nevin Su YAYINLARI Yanıt D 11. Enflasyon sürecinde vergi gelirlerinin tahakkuku ile tahsilatı arasında zaman farkı nedeni ile devlet gelirlerinde meydana gelen azalma aşağıdakilerin hangisi ile ifade edilir? A. Ponzi finansman yaklaşımı B. Tanzi etkisi C. Politika etkinsizliği D. Hoş olmayan monetaristaritmatik E. Zaman tutarsızlığı yaklaşımı Yanıt B 12. Enflasyon sürecinde devletin faizsiz yükümlülüklerinin enflasyon oranı kadar azalması aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir? A. Ponzi finansman yaklaşımı B. Tanzi etkisi C. Politika etkinsizliği D. Hoş olmayan monetaristaritmatik E. Enflasyon vergisi Yanıt E 13. Aşağıdakilerden hangisi Klasik okulun uzantısı olarak kabul edilmez? A. Monetarist B. Rasyonel beklentiler C. Yeni keynesyen D. Radikal yaklaşım E. Neo Klasik Yanıt C 14. Aşağıdaki iktisat okullarından hangisi denk bütçe yanlısı değildir? A. Monetarist B. Rasyonel beklentiler C. Keynesyen D. Arz Yanlı E. Neo Klasik Bütçe Açığı= 151 8. Yeni Klasik taraftarları tarafından Monetaristlerin aksine enflasyonun sadece parasal bir olgu olmadığını açıklamak üzere geliştirdikleri yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? A. Ponzi finansman yaklaşımı B. Tanzi etkisi C. Politika etkinsizliği D. Hoş olmayan monetaristaritmatik E. Zaman tutarsızlığı yaklaşımı Yanıt D HAP BİLGİ: Thomas Sargent ve Neill Wallece ye göre enflasyonun en temel kaynağının aşırı parasal genişlemeden değil, bütçe açıklarından kaynaklandığını ileri sürmüşlerdir. Eğer bütçe denk olursa, parasal genişlemeye gidilmeyecek ve enflasyon yaşanmayacaktır. Devlet bütçesinin açık verdiği bir ekonomide, bütçe açıkları kaçınılmaz olarak parasallaşacaktır. Diğer bir ifade ile bütçe açıkları eninde sonunda para basılarak finanse edilecektir. Buradaki sorun para arzının kısa dönemde mi? yoksa uzun dönemde m? artacağı konusudur. Yeni klasiklere göre enflasyonu önlemenin tek yolu; aşırı parasal genişlemelerden kaçınmak değil, devlet bütçesinin denkliğini sağlamaktır. 9. Yüksek enflasyon problemi yaşayan bir ekonomide, kamu gelirlerinin reel değerini de düşüreceğini öne atan görüş aşağıdakilerden hangisidir? A. Ponzi finansman yaklaşımı B. Tanzi etkisi C. Politika etkinsizliği D. Hoş olmayan monetaristaritmatik E. Zaman tutarsızlığı yaklaşımı Yanıt B HAP BİLGİ: Vergilerin tahakkuk etmesi ile tahsil edilmesi arasında zaman farkında enflasyon oranları artarsa kamu gelirleri reel olarak kayba uğrayacaktır. İşte bu görüş Oliviera Tanzi etkisi olarak bilinmelidir. 15. Aşağıda verilmiş olan iktisat politika hedeflerinin hangi ikisi eş zamanlı olarak sağlanması zorunluluğu vardır? A. Faiz oranlarının düşürülmesi- İhracatın arttırılması B. Ulusal paranın değerinin düşürülmesi- İhracatın arttırılması C. Dış ticaret açığının düşürülmesi- ekonomik büyümenin azaltılması D. Bütçe açıklarının küçültülmesi- Dış ticaret açıklarının küçültülmesi E. İşsizliğin düşürülmesi- Faiz oranlarının düşürülmesi Yanıt D HAP BİLGİ: Bütçe açığı; kamu gelirlerinin kamu giderlerinden az olması sonucu ortaya çıkarken; dış ticaret açığı ise, İthalatın ihracattan fazla olması ile ortaya çıkar. 10. Uzun dönemde açıkların borçla finasmanının para basımı ile finansmanına göre daha enflasyonist olduğunu ileri süren yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? A. Ponzi finansman yaklaşımı B. Tanzi etkisi C. Politika etkinsizliği D. Hoş olmayan monetaristaritmatik E. Zaman tutarsızlığı yaklaşımı -4- AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Diğer bir deyişle ülkeye giren döviz ülkeden çıkan dövizden azdır. Demek ki ülke kazandığından daha fazlasını harcıyor. Nevin Su YAYINLARI B. Yatırımların düşmesine C. Faiz oranlarının ve üretimin yükselmesine D. Hem üretimin hem de fiyatların yükselmesine E. Fiyatlar genel seviyesinin yükselmesine Yanıt E 20. Hoş olmayan Monetarist aritmetik görüşü hangi iktisat okuluna ait bir görüştür. A. Monetarist B. Yeni Klasik okul C. Keynesyen D. Arz Yanlı E. Neo Klasik Yanıt B 21. Bir ekonomide yatırımlar 300, bütçe açığı 50 ve dış ticaret açığı 60 ise, tasarruf düzeyi kaçtır? A. 240 B. 270 C. 275 D. 280 E. 290 Yanıt E HAP BİLGİ: S-I= Bütçe açığı+ Dış ticaret açığı S- 300= 50+ (-60) S= 290 13. Nominal faiz oranı %50, beklenen enflasyon oranı %150 ise, reel faiz oranı kaçtır? A. -80 B. -40 C. 10 D. 50 E. 100 Yanıt B HAP BİLGİ: Reel faiz oranı= 1+ 0.50/1+ 1.50 -1 R F. O= 1.50/ 2.50 -1 RFO= 0.6-1 RFO= - 0.4 RFO= %-40 bulunur Devlet bütçe açığı sorunu yaşadığında önünde bulunan tercihler; a) Borçlanmaya gidecek b) Emisyona gidecek c) Vergi oranlarını arttıracaktır. Devlet bu seçeneklerden emisyona gitmeyi seçerse, bunun enflasyon ile sonuçlanacağını bilmeliyiz. Fiyatlarda meydana gelen artış göreceli olarak yurt içinde ki malların yurt dışında ki mallara göre yüksek kalmasına neden olacak, bunun sonunda ihracat azalarak ithalat artacaktır. İthalat artışı dış ticaret dengesini daha da bozacağı için bütçe açıkları ile dış ticaret açıklarının eş zamanlı olarak azaltılması önem arz edecektir. 16. Tasarrufların yatırımları 320 birim, devlet harcamalarının vergileri 440 birim aştığı bir ekonomide aşağıdakilerden hangisi söz konusudur? A. 560 birim ticaret fazlası B. 560 birim ticaret açığı C. 120 birim ticaret fazlası D. 120 birim ticaret açığı E. Karşılaştırma yapmak söz konusu değildir. Yanıt D 17. Borç yükünü azaltmak için yüksek faizli borçların düşük borçlanma belgeleri ile değiştirilmesine ne ad verilir? A. Borcun itfası B. Monotoryum C. Takas D. Konversiyon E. Konsolidasyon Yanıt D 18. Reel faiz oranı aşağıdakilerden hangisidir? A. Beklenen enflasyon ile nominal faiz oranının toplamı ile elde edilir. B. Nominal faiz oranından beklenen enflasyonun çıkarılması sonucu elde edilir. C. Beklenen enflasyondan nominal faiz oranının çıkarılması ile ile elde edilir. D. Nominal faiz oranından reel faiz oranının çıkarılması ile bulunur. E. Nominal enflasyon oranından nominal kurun çıkarılması ile bulunur. Yanıt B 19. Klasik iktisatçılara göre bütçe açıkları aşağıdakilerden hangisine neden olur? A. Tasarrufları azalmasına 24. Bütçe açığı hangi yöntem ile finanse edilirse rezerv para miktarı artmaz? A. Merkez bankasından kısa vadeli avanslar ile B. Uzun vadeli dış borçlar ile C. Kısa vadeli dış borçlar ile D. İç borç ile E. Vergi gelirlerindeki artış ile Yanıt E HAP BİLGİ: Bütçe açığı vergi gelirleri ile finanse edilirse rezerv para miktarında artış olmayacak, -5- AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI çünkü ekonomiye ek para girişi olmayacaktır. 25. Aşağıdakilerden hangisi hükümet harcamalarının vergi ya da bono ile finansman edilmesinin tüketici davranışlarını değiştirmeyeceğini ileri sürer? A. Fisher denklemi B. Hoş olmayan Monetarist Aritmatik C. Yaşam döngüsü hipotezi D. Walras kanunu E. Ricardocu denklik Yanıt E 26. Kamu kesimi gelirleri= 50, Kamu kesimi faiz giderleri= 20, Kamu kesimi faiz dışı giderleri = 40 ise, kamu kesimi finansman dengesi aşağıdakilerden hangisidir? A. 10 B. -10 C. 20 D. -20 E. 30 Yanıt B HAP BİLGİ: Kamu kesimi finansman dengesi= Kamu kesimi gelirleri - ( Kamu kesimi faiz giderleri+ Kamu kesimi faiz dışı giderleri) KKFD= 50- (20+ 40) KKFD= -10 kamu kesimi 10 birim açık vermektedir. 27. soruya göre Kamu Kesimi faiz dışı dengesi kaçtır? A. 10 B. -10 C. 20 D. -20 E. 30 Yanıt A HAP BİLGİ: Kamu Kesimi Faiz Dışı Dengesi= Kamu Kesimi Gelirleri- Kamu Kesimi Faiz Dışı Giderleri Kamu Kesimi Faiz Dışı Dengesi= 50- 40 Kamu kesimi faiz dışı dengesi = 10 Yani kamu kesimi gelirleri, faiz dışı giderleri karşılamakta ve 10 birim fazla vermektedir. Bu 10 birimlik fazla, faiz giderlerinin ödenmesi için kullanılacaktır KİTABIMIN 20-24 SAYFASINAN ALINMIŞTIR. -6- Nevin Su YAYINLARI AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 2. DERS: VERGİ CEZA HUKUKU: Nevin Su YAYINLARI Usulsüzlük kabahatleri hazinenin ileride karşılaşabileceği bir zarar, bir vergi kaybı ihtimali nedeniyle kabahat sayılmaktadır. 1. ÜNİTE: VERGİ CEZA HUKUKUNA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER: SORULAR: 1. Aşağıdakilerden hangisi zarar suçu niteliği taşır? A. Vergi kaçakçılığı B. Yükümlülerin özel işlerini yapma C. Usulsüzlük kabahati D. Vergi mahremiyetini ihlal E. Hepsi Yanıt A HAP BİLGİ: B ve D şıkları tehlike suçu niteliği taşırken; vergi kaybına yol açan bir fiille işlenmiş olan kaçakçılık suçunu, zarar suçu olarak nitelendirmek gerekir. Genel ceza hukukunda yer alan iştirak, tekerrür, içtima gibi kavramların vergi ceza hukukunda yer aldığını unutmayınız. Vergi aslını ve vergi cezasını sona erdiren nedenlerin büyük çoğunluğunun her iki kamu borcu türü için ortak olmasına rağmen, bazı nedenler yalnız cezalar bakımından geçerlidir (ölüm, af, pişmanlık ve ıslah ile cezalarda indirim). Vergi Ceza Hukuku, kural olarak Vergi Usul Kanunu’nda yapılan düzenlemeleri konu almaktadır. Hukuka aykırı davranışlar niteliklerine bağlı olarak farklı vergi suçlarını ve/ya da kabahatlerini oluşturmakta ve bu suçlara ve/ya da kabahatlere farklı nitelikte cezalar uygulanmaktadır. Vergi hukukunun vergi kanunlarına aykırı davranışlara ve bunlara uygulanan cezalara ve/ya da yaptırımlara ilişkin bölümüne “vergi ceza hukuku” adı verilmektedir. Vergi Ceza Hukuku inceleme alanı 1. Devlet hazinesine karşı işlenen suç ve/ya da kabahat olarak kabul edilmesi 2. Vergi kanunlarının zamanında ve gereği gibi uygulanmasını sağlaması 3. Hazinenin vergi kaybını önlemesi ve kamu hizmetlerinin mali kaynağını oluşturan kamu gelirlerinin toplanması yoluyla kamusal yararın gerçeklemesini sağlaması Vergi ceza hukukunda; 1. Cezayı ortadan kaldıran nedenler (ölüm, af, pişmanlık, ıslah, cezalarda indirim) 2. Suçun ve kabahatin doğmasına engel olan nedenler (yanılma ve mücbir sebep) Vergi kabahatlerinin belirlenmesi ve bunlara birtakım yaptırımların uygulanması görev ve yetkisi vergi idaresinde olması neyi ifade eder? Yargısal bir karara ihtiyaç bulunmaması İdari yaptırım niteliği taşıyan vergi ceza suçları ise, ceza hukuku anlamında suç oluşturmakta ve bunları işleyenlere hürriyeti bağlayıcı ya da adli para cezaları uygulanmaktadır. Ceza hukuku anlamında vergi suçları daha çok genel ceza hukuku ilkelerine bağlı olmakta ve bunların belirlenmesi ve yaptırımlarının uygulanması ceza mahkemelerinin görevine girmektedir. Vergi ceza hukuku yaptırımının özelliği nedir? Somut bir vergi borcu ile doğrudan ilgisi bulunmayan üçüncü kişilerde şekli ödevlere uyma görevi ve uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımları düzenlemiştir. Vergi borcu söz konusu iken, yalnız yükümlü ve sorumluların vergi dairesine muhatap olurken(bilgi vermeme, vergi mahremiyetinin ihlâli, yükümlülerin özel işlerini yapma gibi). Kabahatler Kanunu (m.3), özel olarak düzenlenmiş olan kabahat niteliğindeki hukuka aykırı fiiller ve bunlara ilişkin yaptırımlar için de genel hükümlere yer vermektedir. Vergi ceza hukukunda suç ve/ya da kabahat fiilleri 1. Zarar suçu ve kabahati 2. .tehlike suçu ve/ya da kabahati a. Vergi ceza hukukunda, vergi zıyaı suçu bir zarar kabahatidir. Vergi Ceza Hukukunun Konusu 1. Kaynaklık eden kuralların kimler arasındaki ilişkileri düzenlediği; bu ilişkilerin doğması, niteliği, kapsamı ve sona ermesi oluşturmaktadır. Tehlike kabahatleri kategorisinin tipik örneği, Usulsüzlük kabahatleri olarak biliniz. -7- AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 2. Devletle vergi ödevlileri arasında doğan ceza hukuku ilişkisini; hangi fiillerin kabahat ve/ya da suç oluşturduğunu ve bu fiillere uygulanacak ceza ve/ya da yaptırımları; cezaların kesilmesini ve/ya da hükmolunmasını; ceza muhatabının hak arama yollarını ve ceza hukuku ilişkisinin sona ermesini konu edinmektedir. 3. Devletle kişiler arasında doğan ceza hukuku ilişkisi, vergi ve diğer mali yükümlülük kurallarına aykırı davranışlardan kaynaklanmaktadır. Vergi ödevi ilişkisinden kaynaklanan hukuka aykırılıklardan hangilerinin kabahat ve/ya da suç oluşturduğunun ve bunlara hangi cezaların ve/ya da yaptırımların uygulanacağının kanunlarda düzenlenmesi gerekmektedir. Bu, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin gereğidir. Vergi ceza hukuku kapsamında kesilen veya hükmolunan ya da kesilmesi ve/ya da hükmolunması gereken cezaların ve/ya da yaptırımların hangi hallerde sona erdiğinin/ortadan kalktığının da kanunda açıkça belirtilmesi gerekmektedir. B. C. D. E. Nevin Su YAYINLARI B.Yalnız2 C.1 ve 3 D.1.2.3 E.2 ve 3 Yanıt D Vergi usul kanununda düzenlenen konular: 1. Vergi kabahatlerinin ve suçlarının belirlenmesi 2. Kabahat işlemiş olanlar hakkında ceza kesilmesi İdari yargılama usulü kanunda düzenlenen konular: 1. Ceza kesme işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümlenmesine ilişkin hükümler Ceza mahkemesi kanununda düzenlenen konular: 1. Ceza mahkemelerinde yargılanacak suçlar için uygulanacak usul hükümleri Vergi Ceza Hukukunun Kapsamı: 1. Bir bölümünün olduğu kabul edilen vergi hukukunun kapsamına paralellik göstermesi 2. Resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklere ilişkin kurallara aykırılıktan kaynaklanan kabahat ve suçlar ile bunlara uygulanacak ceza ve yaptırımların dâhil olması 2. Kabahat sayılan fiiller için kesilen cezaların uygulanması gereken yaptırımların hangi hallerde sona ereceği aşağıdaki hangi kanunda düzenlenmektedir? A. Türk Ceza kanunu B. Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfazı hakkında kanun C. Vergi usul kanunu D. Uyuşmazlık mahkemesi E. Hiçbiri Yanıt C HAP BİLGİ: Suç sayılan fiiller için ceza mahkemelerince hükmolunan ve/ya da hükmolunması gereken cezaların hangi hallerde kısmen veya tamamen sona ereceği-ortadan kalkacağı Türk Ceza Kanunu ve/ya da Ceza ve Güvenlik Tedbirlerin İnfazı Hakkında Kanun’da düzenlenmektedir. Vergi Usul Kanunu esas alınarak kapsamı belirlenen Vergi Ceza Hukukunun kapsamına dâhil olmayan konular: 1. Gümrük Vergilerine ilişkin kabahat ve suçlar ile bunlara uygulanacak olan ceza ve yaptırımlar dâhil değildir. 2. Amme Alacaklarının Tahsil usulü Hakkında Kanun’da düzenlenen suçlar ile bunlara uygulanacak olan ceza ve yaptırımların durumudur. Gümrük idarelerince talep ve tahsil edilen vergiler ile ek mali yükümlülükleri düzenleyen kurallara aykırıların Vergi Usul Kanunu hükümlerine tâbi olmaması Gümrük Kanunu hükümlerine göre talep ve tahsil edilmesi gereken vergiler ile ek mali yükümlülüklere ilişkin kurallara aykırılıklardan kaynaklanan kabahatler ve bunlara uygulanacak ceza ve yaptırımların Gümrük Kanunu’nda düzenlenmesi Uygulanacak ceza ve yaptırımların Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda düzenlenmesi 3. Aşağıdakilerden hangisi şekli ceza hukukunun konusu arasında yer almaz? 1. Vergi kabahatlerini işleyenlerin ortaya çıkarılması 2. Kabahatliler için ceza kesilmesi 3. Suçluların yargılanması Yukarıdaki numara ya da numaralardan hangisi şekli ceza hukukunun konusu arasında yer alır? A. A.Yalnız1 VERGİ CEZA HUKUKUNUN DİĞER HUKUK DALLARI İLE İLİŞKİSİ 1. Anayasa hukuku 2. Ceza hukuku -8- AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 3. 4. 5. 6. İdare hukuku Uluslararası hukuk Uluslararası vergi hukuku Özel hukukun bazı dalları arasındadır. Nevin Su YAYINLARI E. 1.2.3 Yanıt D HAP BİLGİ: Vergi Usul Kanunu, vergi kabahatlerini ve suçlarını ayrıntılı olarak düzenlemektedir. Anayasa Hukuku ile İlişkisi: Vergi ceza hukuku düzenlemelerinde genel ceza kanunlarına başvurulmasının nedenleri nelerdir? a) Her türlü sorunun/uyuşmazlığın çözümüne yeterli olmaması b) Genel ceza kanunlarının temel kanunlar olması c) Genel ceza kanunlarının özel bir bölümü niteliğinde olması Vergilerin ve diğer mali yükümlülüklerin kanuna dayanması ilkesi ilk temel dayanağını Anayasa’da bulmaktadır. 1. Vergiler ve diğer mali yükümlülüklerin Anayasa’ya aykırı olarak alınmaması 2. Vergi ve diğer mali yükümlülüklere aykırı davranışlar nedeniyle kesilecek ve/ya da hükmolunacak cezalarda Anayasa’ya aykırı olarak olmaması 3. Vergi ceza hukuku ile anayasa hukuku arasındaki ilişki, sadece maddî vergi ceza hukuku bakımından değil, ayrıca şeklî vergi ceza hukuku açısından da geçerlidir. 4. Vergi kabahatlerine ilişkin yaptırımların denetimine vergi yargısı; vergi suçlarına ilişkin cezalara hükmedilmesine ise, ceza yargısı organlarınca karar verilmektedir. İdare Hukuku ile İlişkisi: 5. Vergi ceza hukukunun idare hukuku ile çok yakın bağlantıda olmasının nedenlerinden biri değildir? A. Vergi cezalarına ilişkin tarh, Tebliği ve tahsil görevlerinin idareye ait olması B. Vergi kabahatlerinin tespiti ve bunlara uygulanacak olan cezaların kesilmesi görevinin idareye ait olması C. Vergi ceza hukukunun idare hukukunun bir bölümü olması D. Suçların ve şüphelilerin belirlenmesi aşamasında idareye birçok görev düşmesi E. Hiçbiri Yanıt C HAP BİLGİ: Bu sıkı ilişkiyi, vergi hukukunun idare hukuku ile ceza hukukunun bir karışımı; vergi kabahatlerine ilişkin yaptırımların idarî para cezasına benzetilerek vergi ceza hukukunun idare hukukunun bir bölümü olduğunu iddia etmeye kadar vardırmamak gerekir. Ceza Hukuku ile ilişkisi: Vergi ceza hukuku, hem ceza hukukunun hem de vergi hukukunun ilkeleri çerçevesinde düzenlenmektedir. Bu nedenle, vergi ceza hukukunun bu iki hukuk dalı ile sıkı bir ilişkisi bulunmaktadır. Ceza hukukunun konusunu hem suç hem de kabahat niteliği taşıyan hukuka aykırılıklar oluşturmaktadır. Vergi hukukunun ceza hukuku ile ilişkisi daha çok vergi hukukunun Vergi Ceza Hukuku adı verilen alt dalında kendini göstermektedir. Vergi ceza hukukunun en önemli yasal dayanağı Vergi Usul Kanunu’dur. Ancak, bu tür bir düzenleme, vergi ceza hukukunun ceza hukuku ile ilişkisini hiçbir zaman ortadan kaldırmamaktadır. Uluslararası Hukuk ile İlişkisi Uluslararası hukuk, egemenliğe sahip devletlerin birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen bir kamu hukuku dalıdır. Ülkeler arası emek, sermaye ve mal-hizmet (serbest) dolaşımının yaygınlaşması devletlerarasında çeşitli anlaşmazlıkların doğmasına yol açmaktadır. Çünkü kural olarak her devletin vergi koyma; vergi cezası kesme ve yargılama sonucunda cezaya hükmetme yetkisi, kendi ülkesinde ve/ya da kendi vatandaşları için geçerlidir. Her devletin, bunu bu biçimde uygulaması doğal olarak devletlerarasında uyuşmazlık konularını çoğaltmaktadır. SORU - 4 1. Vergi mahremiyetini ihlâl suçu 2. Yükümlülerin özel işlerini yapma suçunun cezası 3. Vergi kabahatleri ve suçları Yukarıdaki numaralardan hangisi ya da hangileri Türk Ceza Kanunu’na atıf yapılmak suretiyle belirlenmektedir? A. Yalnız 1 B. Yalnız 3 C. 2 ve 3 D. 1 ve 2 -9- AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Uluslararası Vergi Hukuku ile ilişkisi: Uluslararası vergi hukukunu, iki yâda daha çok devlet arasındaki vergi ve vergiden doğan ilişkileri düzenleyen ve bu amaçla uluslararası hukuk ilkelerine göre gerekli anlaşmaların yapılmasını sağlayan kuralları inceleme konusu yapan bir vergi hukuku dalı olarak tanımlamak mümkündür. Uluslararası vergi hukukunun konusu, uluslararası vergi ilişkileri ve bu ilişkileri düzenleyen anlaşmalardır. Bir devletin, uluslararası vergi anlaşmaları yapmaksızın diğer devletlerle vergi ilişkilerini tek yanlı olarak kendi vergi kanunlarıyla düzenlemesi de bu hukukun konusunu oluşturmaktadır. Örneğin, vergi suçlarından dolayı ülkesinden kaçıp başka bir ülkeye sığınan suçluların, ülkesinde suç işledikleri devlet organlarına geri verilip verilmemesi konusu, vergi ceza hukukunun uluslararası vergi hukuku ile olan ilişkisine örnek teşkil etmektedir. Özel Hukuk ile ilişkisi: Özel hukuk, bir toplum içinde eşit hak ve ödevlere sahip kişiler arasındaki ilişkileri düzenlemektedir. Medenî hukuk, kişilerin, aile, miras, eşya ve borç ilişkilerini düzenlemektedir. 6. Vergi ceza hukukunda velayet ve kayyım kavramlarının medeni hukuka dayandırması aşağıdaki hangi hukuk dalı ile ilişkisine dayandırılır? A. Ceza hukuku B. İdare hukuku C. Uluslararası hukuk D. Uluslararası vergi hukuku E. Özel hukuk Yanıt E HAP BİLGİ: Gerçek ve tüzel kişi, ehliyet, vesayet, velâyet ve kayyım gibi kimi kavramlarını medenî hukuka dayandırmaktadır. VERGİ CEZA HUKUKUNUN KAYNAKLARI 1. Bağlayıcı kaynaklar 2. Yardımcı kaynaklar 7. Aşağıdakilerden hangisi vergi ceza hukukunun bağlayıcı kaynakları arasında yer almaz? A. Doktrin B. Anayasa C. Kanun D. Uluslararası anlaşmalar E. Kanun hükmünde kararname Nevin Su YAYINLARI Yanıt A HAP BİLGİ: Anayasa mahkemesi kararları, içtihadı birleştirme kararları birinci grubu; yürütme organının kendisine verilen düzenleme yetkisine dayanarak oluşturduğu metinler (tüzük, yönetmelik ve tebliğ gibi) ile hukukçuların görüşlerini ifade eden doktrin ise, ikinci grubu oluşturmaktadır. Bağlayıcı kaynaklar yeni bir vergi ceza normu koymaktadır. Bağlayıcı Kaynaklar: Anayasa: 1. Vergilendirme 2. Zor kullanma 3. Para basma yetkisi Bu üç yetki sayesinde devlet, egemenliğini ve üstün iradesini gerçekleştirmektedir. Vergilendirme ve cezalandırma yetkisi devletin varlık şartıdır ve bu bakımdan egemenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Anayasa, diğer yazılı hukuk kurallarının dayanağını oluşturmakta ve bu niteliğiyle onların üstünde yer almaktadır. 8. Pozitif hukuk bakımından temel norm niteliği taşıyan bağlayıcı kaynak aşağıdakilerden hangisidir? A. Anayasa mahkemesi kararları B. İçtihadı birleştirme kararları C. Anayasa D. Kanun E. Kanun hükmünde kararname Yanıt C HAP BİLGİ: Anayasa, vergi hukukunun temel kaynaklarındandır ve hiyerarşik sırada en başta gelmektedir. Çünkü vergi konusundaki hükümlerin kaynağını Anayasa oluşturmakta ve kanunların Anayasa’ya uygun olması gerekmektedir. Anayasa’nın 38’inci maddesinde ceza hukukuna ilişkin kurallar“ Kimse, işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suç işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Hukukta kaynak: Uygulanması ve uyulması gerekli kurallar koyan düzenlemeler ve hukukçuların kanunlar, yargı kararları ve genel hukuk kuralları hakkında açıkladıkları görüşler ile tüzük, - 10 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI yönetmelik ve tebliğ gibi kanunların uygulanma biçimlerini gösteren idarî Kanun: Anayasa’nın yetkili kıldığı organ tarafından çıkarılan yazılı, genel, sürekli ve soyut hukuk kurallarıdır. Kanun yapma yetkisi, yasama organına, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne aittir. Kanunların ilk özelliği, yazılı olmalarıdır. Bu özellik, kanunları, hukuk kurallarının diğer bir kaynağı olan örf ve âdetten ayırmaktadır. Kanunların diğer bir özelliği, genel olmalarıdır. Bu nedenle kanunlar, belirli bir kişi veya olay dikkate alınarak çıkarılmamalı ve aynı durumdaki kişi ve olayları kapsamalıdır. Kanunlar, kural olarak sürekli olmaktadır. Ancak bazı kanunlar belirli bir süre için çıkartılabilmektedir. 9. Bütçe Kanunları aşağıdaki hangi hukuk kuralının istisnasını oluşturmaktadır? A. Yazılı olması B. Genel olması C. Soyut D. Sürekli E. Hiçbiri Yanıt D HAP BİLGİ: Kanunların sürekli olma özelliği, sonsuza kadar yürürlükte kalmaları anlamına gelmemektedir. Süreklilik, kanunların ne zaman yürürlükten kalkacağının önceden belli edilmemiş olması anlamına gelmektedir. Vergi Ceza Hukukuna kaynak olan ana kanun Vergi Usul Kanunu’dur. Ülkemizde vergi suç ve cezalarına ilişkin hükümler hangi tarihte Vergi Usul Kanunu’nda bir araya getirilmiştir? 7.6.1949 tarih ve 5432 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda bir araya getirilmiştir. Bu Kanun, 1960 yılına kadar uygulanmış, 1961 yılında 5432 sayılı Vergi Usul Kanunu yürürlükten kaldırılmış, yerine 4.1.1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu yürürlüğe konulmuştur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun bazı hükümleri de zaman içinde birçok değişikliğe uğramıştır. Vergi Usul Kanunu’nun en çok değişikliğe uğrayan ve sistematiği kaybolan bölümü Ceza Hükümleri bölümüdür. Oysa en istikrarlı bölümün burası olması gerekir. Çünkü kanunilik ve hukukî güvenlik ilkeleri bunu zorunlu kılmaktadır. Nevin Su YAYINLARI 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Ceza Hükümleri” başlığında yer alan konular nelerdir? Vergi suç ve cezalarına ilişkin Genel Esaslar Vergi Cezaları Vergi Cezasının Kesilmesi Ödenmesi ve Kalkması 10. Aşağıda uluslararası vergi anlaşmalarının yapılmasının nedenlerinden hangisi vergilendirmeye ilişkin esaslı değildir? A. Çifte vergilendirmenin önlenmesi B. Uluslararası vergi kaçakçılığının ve vergiden kaçınmanın önlenmesi C. Vergi idarelerinin verginin tahakkuku ve tahsilinde etkinliğinin artırılması D. İdareler arası bilgi alışverişinin yaygınlaştırılması ve hızlandırılması E. Vergi kanunlarının uyumlaştırılması ve uyuşmazlıkların çözümünün kolaylaştırılması Yanıt A Uluslararası vergi anlaşmaları vergi kanunu niteliği taşıdığını unutmayınız. Çifte vergilendirmenin önlenmesi gibi konularda yapacağı iki taraflı anlaşmalar da kanun niteliğine sahiptir. Uluslararası vergi anlaşmalarını vergi kanunlarından ayıran en önemli özelliği nedir? Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasının mümkün olmamasıdır. Milletlerarası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası anlaşma hükümlerinin esas alınması gerekmektedir. Vergi ceza hukuku bakımından uluslararası anlaşmaların bağlayıcı bir kaynak olmasının şartı nedir? Ceza normuna yer verilmiş olması Ancak uluslararası anlaşmalarda genellikle doğrudan bir suç düzenlemesine ilişkin olarak ceza hukuku normlarına yer verilmediği de unutulmamalıdır. Uluslararası anlaşmaların bağlayıcı kaynak niteliği taşıması için gerekli olan hüküm nedir? Vergi kaçakçılığı ve kara paranın aklanması ile mücadele kapsamında uluslararası işbirliğine yönelik ve vergi ceza hukukunu ilgilendiren hükümler olarak bilmelisiniz. - 11 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Kanun Hükmünde Kararname: Anayasa’nın 91’inci maddesine göre, yasama organı bir yetki kanunu ile Bakanlar Kuruluna bazı konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilmektedir. Kanun hükmünde kararname, yürütme organının yasama işlemi niteliği taşıyan genel düzenleyici işlemidir. Kanun hükmünde kararnameyi, Bakanlar Kurulunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çıkardığı yetki kanununa veya olağanüstü hallerde Anayasa’dan aldığı yetkiye dayanarak düzenlediği ve maddî anlamda kanun gücü kazanan kararnameler olarak tanımlamak mümkündür. Kanun hükmünde kararname çıkarma yöntemleri nelerdir? 1. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kabul ettiği yetki kanununa dayanması- Her konuda düzenleme yapmasının mümkün olmaması 2. Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılması Anayasa’nın 91’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, siyasal haklar ve ödevler bölümünde yer alan vergi ödevi, kural olarak kanun hükmünde kararname konusu yapılamaz. Aynı maddede Sıkıyönetim ve olağanüstü haller bu yasağın istisnası olarak belirtilmektedir. Buna göre, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, vergi konusunda da kanun hükmünde kararname çıkarılabilmektedir. Bu kararnamelerin Anayasa’ya aykırılı iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz. Bu kararnameler, Resmî Gazete’mde yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Kanun Hükmünde Kararnameler ile suç ve/ya da ceza ihdası mümkün değildir. Ancak olağanüstü hal kanun hükmünde kararnameleri ile yapılabilen düzenlemeler kapsamında yer verilen vergi kabahatleri ve suçlarına ilişkin hükümler bakımından Kanun Hükmünde Kararnamelerin de vergi ceza hukukunun bağlayıcı kaynakları arasında yer alması mümkündür. Anayasa Mahkemesi Kararları: Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 148 vd. maddelerinde belirtilen kurallar çerçevesinde kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM içtüzüğü ’nün Anayasaya uygunluğunu denetleyen bir yüksek mahkemedir. Nevin Su YAYINLARI 11. Anayasa Mahkemesi kararları ile verilen ilgilerden hangisi yanlıştır? A. Resmi gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. B. Resmî Gazete’mde yayınlanarak yürürlüğe girmekte ve kural olarak yayın tarihinden itibaren hüküm ifade etmektedir. C. Mahkeme iptal kararlarının yürürlüğe girmesi, Resmi Gazete’mde yayınlandığı günden itibaren bir yılı geçemez. D. Anayasa Mahkemesinin iptal kararları geçmişe yürümez. E. Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir ve yasama, yürütme ve yargı organlarını; idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlamaktadır. Yanıt A HAP BİLGİ: A şıkkının kanun hükmünde kararname yöntemlerine ait olduğunu biliniz. İçtihadı Birleştirme Kararları Genel kapsamlı, uygulamada ayrı görüşler nedeniyle ortaya çıkan tereddütleri gideren ve uygulamada birliği sağlayan bağlayıcı kararlardır. Danıştay ve Yargıtay’ın sadece kararlar arasındaki farklılıkları gidermeyen, aynı zamanda vergi ceza hukukunun gelişmesine ve bu alandaki uygulamaların hukuka uygun olarak yürütülmesine katkıda bulunan bazı içtihadı birleştirme kararlarının olduğu bilinmektedir. Vergi kabahatleri ve bunlara uygulanacak ceza ve/ya da yaptırımlar bakımından Danıştay içtihadı Birleştirme Kararları; vergi suçları ve bunlara uygulanacak ceza ve/ya da yaptırımlar bakımından ise, Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararları vergi ceza hukukunun bağlayıcı kaynakları arasında yer almaktadır. Yardımcı Kaynaklar Vergi ceza hukuku uygulamalarına yön veren, yol gösteren kaynaklara yardımcı kaynaklar denilmektedir. 1. Yargı kararları 2. Tüzük 3. Yönetmelik 4. Maliye Bakanlığının genel tebliğleri, özelgeleri (muktezaları) sirkülerleri ile bilimsel görüşler - 12 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Yardımcı kaynakların sadece, vergi kabahatleri bakımından önem taşıdığını unutmayınız. Tüzük: Tüzükler, Bakanlar Kurulu tarafından kanunların uygulanmasını veya kanunların emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak kaydıyla Danıştay incelemesinden geçerek çıkarılan, Cumhurbaşkanınca imzalanarak Resmî Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe konulan, sürekli, soyut ve genel hükümler içeren genel düzenleyici işlem niteliğindeki hukukî metinlerdir. 12. Tüzükler ile verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A. Bakanlar Kurulu, kanunla yetki verilmesine gerek olmaksızın her zaman tüzük çıkarabilmektedir. B. Vergi alanında tüzük çıkarılamamasının nedeni kanuniliğin ilkesi gereğidir. C. Kanunlarda, yapılacak düzenlemenin mutlaka tüzükle yapılacağı belirtilmişse, o düzenleme ancak tüzük adıyla ve usulüne uygun olarak çıkartılan tüzüklerle yapılabilmektedir. D. Tüzüğe dayanak teşkil eden kanunun yürürlükten kalkması halinde, tüzük yürürlükten kalkmaz. E. Ergi kabahatlerinin belirlenmesi bakımından, idareye düzenleme yetkisinin verilmesi uygun ve doğru olmaz. Yanıt D Yönetmelik: Yönetmelikler, başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren konularda, kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını gösteren ve bunlara aykırı olamayan düzenleyici işlemleridir. 1961 Anayasası’na göre yönetmeliklerin Resmî Gazete’ de yayınlanması Anayasal bir zorunluluk olmasına rağmen, 1982 Anayasası’na göre, hangi yönetmeliklerin Resmî Gazete’ de yayınlanacağının belirlenmesi kanunlara bırakılmaktadır. Vergi ceza hukukunda yönetmeliklerin yardımcı kaynaklar arasında yer almasına neden olan gelişmeler nelerdir? 1. Danıştay tarafından ön denetime tâbi tutulması 2. Cumhurbaşkanı tarafından imzalanması zorunluluğunun bulunmaması 3. Yeni bir kural koyamaması Nevin Su YAYINLARI 4. Bir vergi ceza hükmünü değiştirememesi ve kaldıramaması Vergi ödevine ilişkin şeklî yükümlülükler konusunda Yönetmeliklerle düzenleme yapabilir Vergi kabahatlerinin kapsam ve şartları kanunda belirlenmesi kaydıyla ayrıntılarının tüzük ve/ya da yönetmelikte düzenlenmesi mümkündür. Suç ve kabahat; ceza ve yaptırım düzenlenmesi mümkün değildir. Vergi ceza hukukunda yönetmelikler yardımcı kaynaklar arasında yer almaktadır. Maliye Bakanlığı Genel Tebliğleri, Özelgeleri ve Sirkülerleri Vergi hukukunun “açıklayıcı” kaynakları (metinleri) olarak nitelemek mümkündür. 1. Vergi yükümlüleri ve sorumluları bakımından bağlayıcı olmaması 2. Vergi idaresinin iç ve hiyerarşik ilişkileri bakımından bağlayıcı olması 3. Kesin ve yürütülmesi zorunlu, objektif ya da sübjektif idarî işlem niteliği taşımaması 4. İptal davasına konu yapılamaması Genel Tebliğler: Genel tebliğler, vergi kanunlarının uygulanması konusunda Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan ve kanunların açıklanmasını ve yorumlanmasını kapsayan genel nitelikteki direktiflerdir. Kural olarak bağlayıcı değil, yol gösterici kaynak niteliği taşımaktadır. Birinci gruba giren genel tebliğler: 1. Vergi kanunlarının, genel tebliğlerle düzenlenmesini Maliye Bakanlığına bıraktığı hususlarda uyulması gereken bir kaynak olarak ortaya çıkmaktadır. 2. Vergi hukukunun usul ve şekle ilişkin ödevleri yönünden bağlayıcı kaynakları arasında sayılması Örneğin, Vergi Usul Kanunu’nun 315’inci maddesine göre bazı Amortisman oranlarını belirleyen 234 Seri Notlu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği bağlayıcı niteliktedir. İkinci grup genel tebliğler: 1. Vergi idaresinin vergi kanunlarının uygulanması konusundaki görüşlerini ve direktiflerini kapsadığı için çok önemlidir. 2. Yeni hüküm getirmediklerinden vergi hukuku açısından yardımcı kaynak niteliği taşır. 3. Bağlayıcı nitelik taşımaz. - 13 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Özelgeler :(Muktezalar) Özelgeler (muktezalar), yükümlülerin Vergi Usul Kanunu’nun 413’üncü maddesi uyarınca, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından şüpheli ve/ya da tereddüde yol açan hallerde, Gelir idaresi Başkanlığı’na veya bu konuda yetkili kılınan makamlara yaptıkları yazılı başvurularına verilen cevaplardır. Sirkülerlerin genel nitelikli özelge şeklinde yayımlanması hangi durumlarda gerekmektedir? Vergi hukuku alanında sirkülerlerin, sadece vergi uygulamaları ile ilgili belirli bir durumdaki çok sayıda yükümlünün tereddüde düşmesi ve Gelir İdaresi Başkanlığına başvurması halinde gerekmekte olduğunu unutmayınız. Maliye Bakanlığının Açıkladığı Görüşlere Uygun Davranmanın Sonuçları: Yükümlülerin genel tebliğlere, sirkülerlere ve özellikle özelgelere uygun davranmaları halinde, kabahat işlemiş sayılmaları mümkün değildir. Çünkü bu durumda Vergi Usul Kanunu’nun 369’uncu maddesinde belirtilen yanılma hali söz konusu olmaktadır. Nitekim yetkili makamların yükümlünün kendisine yazı ile yanlış açıkla(izahat) vermiş olmaları veya bir hükmün uygulama tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz. YAYINLARI Ayrıca, bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde, oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ veya sirküler yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olup geçmişe dönük olarak uygulanması mümkün değildir. Fakat bu hüküm yargı mercileri tarafından iptal edilen genel tebliğ ve sirküler hakkında uygulanmaz. Başkasına verilmiş olan bir özelgeye uygun davranmış olan bir kimsenin kusurlu olup olmadığı tartışmaya açıktır. Eğer özelge/sirküler, yayınlanmak suretiyle aleniyet kazanmış ya da ilgili, başkasına verilmiş olan özelgeyi idareye sunmuş ise, bu kimsenin de yanılma halinden yararlanması gerekir. Aksi halde, yükümlüler arasında farklılık/eşitsizlik yaratılmış olacaktır. Bu itibarla, idare genel tebliğ, sirküler ve özelgelerin yükümlüler açısından lehe ve/ya da aleyhe sonuçlarını düşünerek hukuka uygun metinler üretmelidir. 4. Yargı organları, vergi uygulamalarına ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde, ikinci grup tebliğlerde yer alan düzenlemeleri dikkate almak zorunda değildir. 5. İdarenin iç bünyesine ilişkin bulunmaları nedeniyle, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idarî işlem niteliği taşımaz. Sirkülerler: Sirkülerler, hiyerarşik âmirlerin ve özellikle bakanların, sahip oldukları hiyerarşi gücüne dayanarak astlarına onların uygulamakla yükümlü oldukları kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerinin yorumlanması ve uygulanması konusunda verdikleri emir, talimat ve görüşlerdir. Sirkülerlerle yeni bir kural ve hüküm getirilememektedir; sadece mevcut olan mevzuat hükümleri açıklanmakta, yorumlanmakta ve bunların nasıl uygulanacağı gösterilmektedir. Nevin Su VERGİ CEZA HUKUKU KURALLARININ UYGULANMASI Yer Bakımından Uygulanması Devletlerin egemenliği ancak kendi ülkeleriyle sınırlıdır. Bu nedenle, devletlerin kanunlarının da ancak kendi ülkeleri içinde uygulanması gerektiği ve ülke dışında uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmektedir. Ayrıca, devletlerin kendi ülkesi üzerindeki egemenliğinin mutlak olması nedeniyle, ülke içerisinde başkadevletlerin kanunlarının uygulanmaması da bu egemenliğin doğal sonucu olarak sayılmaktadır. Ancak bu anlayışın mutlak bir şekilde benimsenmesi ve bu anlayışa uyulması, günümüz şartlarında mümkün olamamaktadır. Çünkü gelişen ve değişen şartlar hemen her ülkede başka devletlerin vatandaşlarının geçici ve/ya da sürekli yaşamalarını mümkün hale getirmektedir. Bu durumda bulunan kişiler üzerinde devletlerin denetim yetkisine sahip olması, hem yaşanılan ülkenin hem de kişilerin menfaatleri gereğidir. Bu nedenle, devletler egemenlik yetkilerinden karşılıklı tavizlerde bulunarak kendi ülkelerinde başka devletlerin kanunlarının uygulanmasını sınırlı da olsa kabul etmektedir. Bu bağlamda, kanunların mülk iliği ve şahsiliği ilkelerinden söz edilmektedir. - 14 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Vergi ceza hukuku bakımından da bu iki ilkenin genel olarak geçerli olması benimsenmektedir. Ancak, ceza kanunlarının uygulanmasında esas itibariyle mülk ilik ilkesine uyulması; fakat yabancı ülkede işlenen suçlardan bazıları hakkında da suçlunun vatandaşı olduğu devletin kanunlarının uygulanması gerektiği kabul edilmektedir. Böyle bir uygulamayı benimseyen sisteme, karma sistem denilmektedir. Ayrıca, ceza kanunlarının genel olması sistemine göre, suç nerede işlenmiş olursa olsun ve faili hangi devletin vatandaşı bulunursa bulunsun, suçu işleyen kişiye bulunduğu ülkenin kanununun uygulanması gerekir. Türk Ceza Kanunu, mülk ilik ilkesini esas almakla birlikte, karma sistemi benimsemektedir Vergi ceza hukuku bakımından da esas olarak mülk ilik ilkesi benimsenmektedir. Bu itibarla, vatandaş olsun veya olmasın, bir ülkede yaşayan kişiler, ülkede yürürlükte bulunan kanunların getirdikleri yükümlülüklere (vergi ve vergi cezası) uymak zorundadır. Ancak, bazı durumlarda bu ilkenin istisnaları da bulunmaktadır. Diplomat muaflığı bunun bir örneğini oluşturmaktadır. Nitekim diplomat muaflığı bulunan bir kişinin Türkiye’de bir vergi suçu işlemiş olması halinde, bu kişiyi Türk Vergi Mevzuatına göre vergilendirmek ve cezalandırmak mümkün değildir. Aynı şekilde, Türk Diplomatlara da diğer ülkeler kendi vergi ceza hukuku hükümlerini uygulayamazlar. Çünkü bu kişiler esasen muaflıktan yararlandıkları için onlara uygulanacak kanunlar da kendi devletlerinin kanunlarıdır. Bu nedenle, vergi ceza hukukunda sınırlı da olsa şahsilik ilkesinin de uygulandığını söylemek mümkündür. Zaman Bakımından Uygulanması: Yürürlüğe girmesi ve yürürlükten kalkması Yürürlüğe girmeden önceki ya da yürürlükten kaldırıldıktan sonraki olaylara uygulanıp uygulanmaması Kanunların Yürürlüğe Girmesi: Kanunların zaman bakımından uygulanması konusu yürürlüğe girdiği tarihte uygulanmaya başlar ve yürürlükten kalkması ile birlikte uygulanamaz hale gelir. Bir kanun; 1. Resmî Gazete’ de yayımlandığı tarihte Nevin Su YAYINLARI 2. Kanunda belirtilen başka bir tarihte yürürlüğe girmektedir. Kanunun ne zaman yürürlüğe gireceği, o kanunun yürürlük maddesinde belirtilmemişse, ne zaman yayınlanır? Resmî Gazetede yayım tarihinden başlayarak kırk beş gün sonra yürürlüğe girmektedir. Kanunların Yürürlükten Kalkması: Kanunların yürürlükten kalkmasının yolları: 1. Yürürlükten kaldırma a. Açık (sarih) yürürlükten kaldırma: Yürürlüğe giren bir kanunun kendisinden önce yürürlükte bulunan bir kanunu yürürlükten kaldırdığını açıkça belirtmesi halinde, yürürlükten kaldırıldığı belirtilen kanun yürürlükten kalkar b. Örtülü(zımni) yürürlükten kaldırma sonraki kanun önceki kanunu yürürlükten kaldırmaktadır. 2. Sürenin dolması Bazı kanunlar belirli sürelidir. En tipik örneği, Bütçe Kanunudur. 3. İptal/kaldırma kararı: Yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükten kalkmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararları geçmişe yürümez. Kanunlarının Geçmişe Yürümemesi Kanunların yürürlüğe girmeden önceki olay ya da işlemlere uygulanamamasına kanunların geçmişe yürümemesi ilkesi denir. Bu ilkenin konulmasının gerekçesi; kanun koyucunun keyfi hareketlerini engellemek ve hukuk kurallarına karşı toplumun güven duymasını sağlamaktır. Özel hukukta olduğu gibi kamu hukukunda da geçerli olması Lehe Olan Kanunun Uygulanması ilkesi: Türk Ceza Kanunu’na göre, “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanunî neticeleri kendiliğinden kalkar. Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların - 15 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur. Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır. Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir” Kabahatler Kanunu’nda ise, zaman bakımından uygulanma konusunda farklı bir düzenleme yer almaktadır. Buna göre, “...Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanır. Ancak kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir. Kabahat, failin icra veya ihmali davranışı gerçekleştirdiği zaman işlenmiş sayılır. Neticenin oluştuğu zaman, bu bakımdan dikkate alınmaz. Ceza hukukunda yeni kanunun suç saymadığı fiillere ceza verilemeyeceği gibi, eski kanunda bir suça daha az ceza kabul ediliyorsa, o kanun uygulanacaktır Usul kanunlarında; Eski kanuna göre açılan ve devam etmekte olan davalarda yeni kanunun uygulanması gerektiğinin kabul edilmesi Ceza hukuku bakımından; Her fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan kanuna tâbi olması gerekir. Bu, kanunsuz suç olmaz ilkesinin temel dayanağını ve aynı zaman doğal bir sonucunu oluşturmaktadır. .Anlam Bakımından Uygulanması; Hâkimin bir soyut hukuk kuralını somut bir olaya uygulayabilmesi, o kuralın yorumlanmasını gerektirmektedir. 13. Yorum faaliyetinde kuralı koyan organın iradesinin esas tutulması, hangi yorum yönteminin tercihi arasında yer alır? A. Tarihi yorum yöntemi B. Lafzi -deyim sel- yorum yöntemi C. Sistematik yorum yöntemi D. Amaç sal yorum yöntemi E. Gai yorum yöntemi Yanıt A 14. Kuralın metinde yer alan kelimelere göre anlamlandırılması, hangi yorum yönteminin tercihi arasında yer alır? A. Tarihi yorum yöntemi B. Lafzi -deyim sel- yorum yöntemi C. Sistematik yorum yöntemi Nevin Su YAYINLARI D. Amaç sal yorum yöntemi E. Gai yorum yöntemi Yanıt B 15. Kuralın yer aldığı kurallar bütünü/sistem içinde anlamlandırılması, hangi yorum yönteminin tercihi arasında yer alır? A. Tarihi yorum yöntemi B. Lafzi -deyim sel- yorum yöntemi C. Sistematik yorum yöntemi D. Amaç sal yorum yöntemi E. Gai yorum yöntemi Yanıt C 16. Kuralın içinde bulunulan sosyal ve ekonomik koşullara göre kuraldan algılanan bütünsel amacı esas tutulması, hangi yorum yönteminin tercihi arasında yer alır? A. Tarihi yorum yöntemi B. Lafzi yorum yöntemi C. Sistematik yorum yöntemi D. Deyim sel yorum yöntemi E. Amaç sal- Gai yorum yöntemi Yanıt E YORUM TÜRLERİ: Yorum türleri, yorum faaliyetinde bulunan organ ya da kişiler dikkate alınarak yapılan bir sınıflandırmadır ve yasama yorumu, idari yorum, yargısal yorum, bilimsel yorum olarak dörde ayrılmaktadır. 17. Aşağıdakilerden hangisi yorum türlerinden biri değildir? A. İdari yorum B. Yargısal yorum C. Sistematik yorum D. Yasama yorumu E. Bilimsel yorum Yanıt C HAP BİLGİ: C şıkkı, yorum yöntemi olarak bilinmelidir. Yasama yorumu nedir? Kuralın yasa koyucu tarafından yorumudur. 18. Aşağıdakilerden hangisi yasama yorumuna ait doğru bir ifade değildir? A. Yeni kural yaratma veya mevcut bir kurala yeni içerik kazandırılması B. Türk Hukuk Sistemi’nde sadece 1924 Anayasası’nda mevcut bir yorum türü olması C. 1961 ve 1982 Anayasalarında yer verilmemesi D. Günümüzde bu yorum türünün uygulama alanına yoğun olarak kavuşması E. Yasa koyucu tarafından yorumlanması Yanıt D HAP BİLGİ: - 16 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Günümüzde bu yorum türüne rastlanmamaktadır. 19. Aşağıdakilerden hangisi İdari Yorum biçiminin özelliği değildir? A. Vergi hukukunda özel bir öneme sahip olması B. Vergi ödevlisinin özelge kanalı ile muhatap alınması C. Kamu hukuku ilişkilerinde hukuk kuralını uygulayacak kamu idarelerinin uygulanması olası hukuk kuralını nasıl anladıkları ve nasıl uygulayacaklarına yönelik görüş D. Direkt vergi ödevlisini muhatap almadan genel açıklamalar ile yapabilmesi E. Somut olayın özelliklerini göz önüne alması Yanıt E HAP BİLGİ: Kamu hukuku ilişkilerinde hukuk kuralını uygulayacak kamu idarelerinin uygulanması olası hukuk kuralını nasıl anladıkları ve nasıl uygulayacaklarına yönelik görüşleri, idari yorum olarak adlandırılmaktadır Yargısal Yorum: Yargısal yorum, hukuk kurallarının yargı organlarınca yorumudur. Yargısal yorumun sadece ilişkin bulunduğu olay açısından bağlayıcı olmasının nedeni nedir? Somut olayın özellikleri göz önüne alınması Önemli Not: Yargısal yorum türü içinde yer alan içtihadı birleştirme kararlarındaki yargısal yorum, yargı organlarını ve idareyi bağlar. Bilimsel Yorum: Bilimsel yorum, hukuk kurallarının bilim adamlarınca yorumudur. Bilimsel yorum teorik ve genel niteliktedir, yön gösterici ve açıklayıcı boyutuyla uygulamacılara ışık tutan bir yorum türüdür. Yorum türleri, yorumu yapan organa göre yapılan bir sınıflandırmadır. YORUM YÖNTEMLERİ: Deyim sel (Lafzi) Yorum Yöntemi Hareket noktasını kuralda yer alan kelimelerin oluşturduğu deyim sel yorum yöntemi, kuralın gerçek iradesinin kuraldaki kelimelere yansıdığı temel varsayımına dayanır. Bu yönteme göre kuralın anlamı, kural metninde yer alan kelimelere, bu kelimelerin cümle Nevin Su YAYINLARI içindeki yerlerine, kısaca dilbilim kurallarına göre belirlenir. Tüm hukuk kurallarında yorum faaliyetine, doğası gereği kural metninde yer alan kelimelerden başlanırsa da deyim sel yorumu diğer yöntemlerden ayıran özellik, kuralın sözleri ile bağlı kalınması ve onun dışına çıkılmasının istenmemesidir. Yasama Yorumu: Kanunların bizzat onu koyan yasama organı tarafından yorumlanmasıdır. İdari yorum: Hukuk kurallarının onları uygulayacak kamu idareleri tarafından yorumlanmasıdır. Yargısal yorum: Hukuk kurallarının yargı organlarınca yorumlanmasıdır. Bilimsel yorum: Hukuk kurallarının bilim adamlarınca yorumlanmasıdır. Hukuk kuralının yorumuna doğal bir zorunluluk olarak deyim sel yorum yöntemiyle başarır, ancak tek başına yeterli olmayıp diğer yorum yöntemleriyle birlikte kullanıldığında bir anlam ifade eder. 20. Aşağıdakilerden hangisi Vergi hukuku kurallarının yorumunda deyim sel yorum yönteminin dikkat ve özenle kullanılması gerekliliğinin gerekçeleri arasında yer almaz? A. Zafiyet, ihmal ve özensizliğin olağan olması B. Diğer hukuk alanlarına ait birçok kurum ve kavramın anlamları ile kullanılması C. Ait oldukları hukuk dallarındaki anlamlarının dışındaki anlamlarla kullanılması D. Ekonomik değerler ve olayların özek hukuk kavramları ile ifade edilmesi E. Ekonomi ve muhasebe alanına ait kavramların kullanılması Yanıt A HAP BİLGİ: Zafiyet, ihmal ya da özensizliğin sonucu olmayıp vergi hukukunun teknik özelliklerinin doğal sonucu olduğunu bilmelisiniz. 21. Hukuk kuralının kendi içindeki yeri ve diğer kurallar ile olan ilişkisinin dikkate alınarak anlamlandırılması hangi yorum türü içinde bulunmaktadır? A. Bilimsel B. Yargısal C. Sistematik D. İdari E. Yasama Yanıt C 22. Sistematik yöntemin yararlandığı mantık kuralları nelerdir? - 17 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Karşıt kavram Evleviyet Tümevarım Tümden gelim Tarihi Yorum Yöntemi: Tarihi yorum yönteminde kuralı koyan organın kuralı koyması sırasındaki iradesi araştırılarak kuralın anlamı belirlenir. Bu belirlemede yasalaştırma sürecine ilişkin dokümanlar esas alınır. Yasa koyucunun psikolojisinin de dikkate alınmasını gerektiren bu yöntemin işlevsellikten uzak olduğu açıktır. Yasa koyucunun neyi arzuladığını saptamak ve buna göre kuralı anlamlandırmak neredeyse imkânsızdır. Tarihi yorum yönteminde? Yasa koyucunun yasanın yapıldığı andaki amaç ve iradesi araştırılması(Yasa koyucunun sübjektif iradesinin saptanması) Belli bir hükmün zaman içinde geçirdiği değişikliklerin incelenmesini ve bu değişikliklerin amacından belli sonuçlara varılmasını içermesi 23. Uluslararası vergi anlaşmalarının yorumunda aşağıdaki hangi yorum yöntemi başarılı olarak uygulanır? A. Amaçsal B. Yargısal C. Tarihi D. İdari E. Yasama Yanıt C HAP BİLGİ: Anlaşmaya taraf olan devletler anlaşmayı imzalarken egemenliklerine getirilecek sınırlamaları ayrıntılarıyla tartmak durumundadırlar. Anlaşmanın hazırlık çalışmaları, anlaşma taslağı üzerinde yapılmış olan görüşmeler, tarafların egemenliklerini ne ölçüde sınırlandırmak niyetinde olduklarını açıklığa kavuşturur. Nevin Su YAYINLARI 25. Amaç sal yorum yöntemi aşağıdaki hangi özelliği nedeni ile eleştiriye uğramıştır? A. Objektif yorum teorisine dayanması B. Değişen sosyal ve ekonomik koşullar altında kazandığı anlam, kuralda ifadesini bulan değerlendirmeler ve çıkar çatışması araştırılarak kuralın öngördüğü çözüme, ulaşmak istediği amaca uygun yorum yapılması C. Amacın ön planda olması D. Kuralların zamanla değişen koşullara uygun anlamlandırılması E. Sübjektif yorum teorisine dayanması Yanıt D HAP BİLGİ: Yasallık ilkesinin hâkim olduğu vergi hukuku alanında amaçsa yorum yönteminin, uygulayıcıya geniş bir serbesti tanımak suretiyle yasa metninden sapılması, vergi hukukunun temel ilkelerine aykırı sonuçlara ulaşılması riskini bünyesinde barındırabileceğine de işaret edilmesi gerekir. KİTABIMIN 40-51 SAYFASINDAN ALINMIŞTIR. 24. Amaç sal (Gaî) Yorum Yöntemi ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A. Objektif yorum teorisine dayanması B. Değişen sosyal ve ekonomik koşullar altında kazandığı anlam, kuralda ifadesini bulan değerlendirmeler ve çıkar çatışması araştırılarak kuralın öngördüğü çözüme, ulaşmak istediği amaca uygun yorum yapılması C. Amacın ön planda olması D. Kuralların zamanla değişen koşullara uygun anlamlandırılması E. Sübjektif yorum teorisine dayanması Yanıt E - 18 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 3. DERS: VRGİ İCRA HUKLUKU: 2. Aşağıdakilerden hangisi Vergi hukukunda zamanaşımının sonuçları arasında yer almaz? A. Vergi alacağını kendiliğinden ortadan kaldırdığı için mükellef zamanaşımına uğramış vergi borcundan kurtulmuş olur. B. Alacağın kendisini değil, onun talep edilebilirliğini ortadan kaldırır. C. Hak düşürücü süreye denk sonuçlar yaratır. D. Mükellefin bu konuda bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın vergi alacağını ortadan kaldırır. E. Tarh zamanaşımı ve tahsil zamanaşımı olarak ikiye ayrılır. Yanıt B HAP BİLGİ: B şıkkı, Özel hukuk alanında zamanaşımı sonuçları arasında yer almaktadır. Tarh zamanaşımı Vergi Usul Kanun’da düzenlenmiş olup, tahsil zaman aşımı ise Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. Tahsil Zamanaşımı: Tahakkuk eden ve kesinleşen kamu alacakları belirli bir süre içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Tahsil zamanaşımı; 1. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmiştir. 2. Kamu alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itiba- YAYINLARI ren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Burada vade tarihi ile ödeme süresinin son günü ifade edilmektedir. 7.ÜNİTE: VERGİ ALACAĞINI SONA ERDİREN HALLER: UKUKU ÖDEME: Vergi hukukunda vergi borcu ve fer’ilerini sona erdiren sebepler borcun kesinleşmesinden önceki ve sonraki sebepler olarak iki ayrı kısımda değerlendirilebilir. 1. Aşağıdakilerden hangisi vergi borcunu kesinleşmesinden önce sona erdiren nedenleri arasında yer almaz? A. Yanılma B. Zamanaşımı C. Hata D. Uzlaşma E. Tarh zamanaşımı Yanıt B HAP BİLGİ: Zamanaşımı, ödemeden sonra vergi borcunu sona erdiren en önemli nedendir. Nevin Su Vadesi 27.08.2012 olan bir borç için mükellefe en son 31.12.2017 tarihine kadar ödeme emri tebliğ edilebilir. Bu tarihten sonra söz konusu kamu borcu zamanaşımına uğramış olur. 5 yıllık tahsil zamanaşımı, kamu alacağının vade tarihinden itibaren değil, vadenin rastladığı yılı takip eden takvim yılının başından itibaren başlamasının nedenleri nelerdir? Vergi idaresinin işini kolaylaştırarak hızlı çalışmasının amaçlanması olarak biliniz. Çünkü her mükellef için tek tek zamanaşımının belirlenmesi külfetlidir. Oysaki vadesi aynı yıla rastlayan tüm mükellefler için zamanaşımı süresi o yılı takip eden takvim yılının başından itibaren işlemeye başlayacak, bu da vergi idaresinin iş yükünü oldukça azaltacak ve takibi de kolaylaştıracaktır. Tahsil zamanaşımını kesen hâller: 1. Ödeme, 2. Haciz uygulaması 3. Cebren tahsil ve takip işlemleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat 4. Ödeme emri tebliği 5. Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi(kefile veya yabancı şahıs ve kurum temsilcilerine uygulanması veya bunlar tarafından yapılması) 6. İhtilaflı kamu alacaklarında yargı organlarınca bozma kararı verilmesi 7. Kamu alacağının teminata bağlanması 8. Yargı organlarınca yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi 9. İki kamu idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı kamu idaresi tarafından borçlu kamu idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi 10. Kamu alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması. Zamanaşımının kesilmesi ile; 1. Kesilme anına kadar işlemiş bulunan sürenin bütün sonuçlarını ortadan kaldırır. 2. Kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. - 19 - Örneğin, borçluya, bir borcu için zamanaşımının işlemeye başlamasından 3 yıl sonra AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI (2010’da) ödeme emri tebliğ edildiyse zamanaşımı süresi kesilir. Ödeme emrinin tebliğ edildiği takvim yılını takip eden tarihten yani 2011’den itibaren de 5 yıllık zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Tahsil Zamanaşımının Durması; 0 ana kadar işleyen süre ortadan kalkmaz Tahsil zamanaşımını durduran haller nelerdir? 1. Borçlunun yabancı ülkede bulunması 2. Borçlunun hileli iflas etmesi 3. Borçlunun terekesinin tasfiyesi dolayısıyla hakkında takibat yapılamaması Tahsil edilebilir bir alacağın yukarıda sayılan durumların varlığı süresince takibinin olanaksız ya da çok zor olması nedeniyle bu durumların varlığı hâlinde zamanaşımının işlemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Örneğin; borçlu, bir borcu için zamanaşımının işlemeye başlamasından 4 yıl sonra İngiltere’ye gitmiş ve 5 yıl süreyle orada kaldıktan sonra Türkiye’ye geri dönmüşse dönüş tarihinden itibaren 1 yıl sonra zamanaşımının dolduğu kabul edilir. Yani 5 yıllık zamanaşımı süresi durma hâlinin sona ermesinden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Tahsil Zamanaşımının Sonuçları: 1. Alacaklı kamu dairesinin kamu alacağı tahsil yetkisinin ortadan kalkması 2. Kamu dairesinin kamu alacağı için ödeme emri gönderememesi veya icra takibine başlayamaması Ancak zamanaşımından sonra mükellefin kendi rızasıyla yaptığı ödemeler kabul ediliri ancak mükellef ödemeyi geri isterse ödeme yapılmaz. SORU - 3 1. Vergi hatalarının düzeltilmesi 2. Uzlaşma 3. Ödeme 4. Yargı kararları 5. Zamanaşımı Yukarıda numaralardan hangisi yada hangileri vergi borcunu görünür de sona erdiren hallerdendir? A. Yalnız 3 B. 3 ve 4 C. 1 ve 2 D. 1.2.4 E. 2.3.4 Yanıt D TAKAS Nevin Su YAYINLARI Takas, iki kişi arasındaki karşılıklı, birbirine benzer ve istenebilir borçların, ayrı ayrı ödenmeksizin, taraflardan birinin beyanıyla sona erdirilmesi olarak tanımlanabilir. Takas beyanında bulunabilmenin koşulları nelerdir? İki kişinin karşılıklı olarak birbirine borçlu olması Karşılıklı borçların özdeş olması, aynı nitelikte olması Her iki borcunda muaccel olması yani borçların ifasının istenebilmesinin gerekmesi Vergi hukukunda takas ile ilgili? Vergi borcunu, yükümlünün devletten olan alacağı ölçüsünde sona erdiren nedenlerden biri olması Tahsil edilip de kanuni sebeplerle geri verilmesi gereken kamu alacaklarının, yükümlünün geri verme borcu olan kamu idaresine ödenmesi gereken muaccel borçlarına mahsup edilmek suretiyle iade olunacağını ifade edilmesi Takas ile mahsup arasındaki farklar nelerdir? Mahsup tarh aşamasına ilişkin olurken; takasın tahsil aşamasına ilişkin olması ve vergi borcunun sona ermesi Mahsupta bir alacaktan belirli kalemlerin indirilmesi söz konusu iken, takas işleminde hatalı olarak tahsil edilen vergi miktarının, yükümlünün vadesi dolmuş bir başka vergi borcuna karşılık sayılması Vergi hukukunda takas düzenlemesinin avantajları nelerdir? Hazineden para çıkmasının engellenmiş olması Kamu alacağı tahsilinin garanti altına alınması Zaman kaybı ve gereksiz işlemlerin ortadan kalkması Yükümlülerin kamu idaresine olan muaccel borçlarının ödenmemesi riskini ortadan kalkması Vergi hukukunda takasın yapılabilmesi için gerekli şartlar nelerdir? A. Kamu idaresinin yükümlüye iade etmesi gereken bir borcunun bulunması, yükümlünün kamu idaresine muaccel bir borcunun bulunması B. Tarh edilmiş vergilere ve kesilmiş cezalara karşı yükümlü tarafından vergi mahkemesinde dava açılmamış olması Takas talebinin bulunması SORU - 4 - 20 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 1. Tahsil zamanaşımı 2. Tahakkuk zamanaşımı 3. Ceza kesme zamanaşımı Yukarıda verilen numara ya da numaralardan hangisi Vergi Usul Kanununda düzenlenmemiştir? A. Yalnız1 B. 1 ve 2 C. 2 ve 3 D. Yalnız 3 E. Yalnız 2 Yanıt A HAP BİLGİ: Tahakkuk zamanaşımı ve ceza kesme zamanaşımı Vergi Usul Kanunu’nda, tahsil zamanaşımı ise Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunu’nda düzenlenmiştir. Tahakkuk Zamanaşımı: Öğretide tarh zamanaşımı, tebliğ zamanaşımı denmektedir. 5. Tahakkuk zamanaşımı süresi kaç yıldır? A. 3 B. 4 C. 5 D. 9 E. 10 Yanıt C HAP BİLGİ: Zamanaşımı süresinin işleyebilmesi için vergi alacağının doğumu esastır. 6. Veraset ve intikal vergisinde zamanaşımının başlangıcı aşağıdakilerden hangisidir? A. Vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği tarihi B. Yükümlülüğün doğduğu tarih C. Beyanname verme tarihinde D. İntikal eden malların idarece tespit olunduğu tarih E. Ölüm tarihini izleyen yıldan itibaren Yanıt B Tahakkuk zamanaşımı süresi ne zaman başlar? Meydana geldiği yılı izleyen takvim yılı başından itibaren 7. Vergi Usul Kanununda yer alan tahakkuk zamanaşımı süresinin dolması sonucu aşağıdakilerden hangisi yaşanmaz? A. Vergi idaresinin vergiyi tarh ve tebliğ etme yetkisinin ortadan kalkması B. Yükümlüye vergi ihbarnamesi ve ödeme emrinin gönderilmemesinin gerekliliği C. Vergi alacağının ortadan kalkması D. İdarenin vergi incelemesine gidebilmesi Nevin Su YAYINLARI E. Yargı kararı ile kaldırılan bir verginin vergi idaresi tarafından tarh edilememesi Yanıt D HAP BİLGİ: Vergi Usul Kanunu’nun 138. Maddesi uyarınca, vergi incelemesi, neticesi alınmamış hesap dönemi de dâhil olmak üzere, tahakkuk zamanaşımı süresi sonuna kadar yapılabilir. Tahakkuk zamanaşımı süresi dolduktan sonra idare vergi incelemesi yaptıramaz. Tahsil Zamanaşımı: Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 102. maddesinde düzenlenmiştir. Vergiler ve kamu alacakları, vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılın başından itibaren 5 yıl geçmesine rağmen tahsil edilemezse zamanaşımına uğramaktadır. Tahsil zamanaşımı ile ortaya çıkan gelişmeler nelerdir? Sadece vergiler için değil, vergi cezaları da dâhil her türlü kamu alacağı için geçerli olması Cebri icra yetkilerinin kullanılamaması ve ödeme emrinin gönderilememesi Tahakkuk zamanaşımı gibi mahkemelerce resen dikkate alınması Yükümlünün zamanaşımına uğramış vergi borçlarını rızası ile Ödemesi halinde kabul edilmesi Tahsil zamanaşımı süresi vadenin rastladığı takvim yılını izleyen yılın başından itibaren işlemeye başlar. 8. 2014 yılı gelirleriyle ilgili gelir vergisi taksitinin ödenmemesi halinde zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı tarih aşağıdakilerden hangisidir? A. 2015 Mart ayı B. 2016 takvim yılı başı C. 2015 takvim yılı başı D. 31/12/2020 E. 31/12/2019 Yanıt C 9. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 103. maddesine göre zamanaşımını kesen hâllerden biri olamaz? A. Ödeme B. Haciz uygulanması C. Borçlunun yurtdışında bulunması D. Cebren tahsil ve takip işlemleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilât E. Ödeme emri tebliği Yanıt C - 21 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI HAP BİLGİ: Ayrıca, Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi olarak bilmelisiniz. 10. Aşağıdaki uygulamalardan hangisinin varlığı halinde zamanaşımı süresi, kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren yeniden işlemeye başlamaz? A. İhtilaflı kamu alacaklarında yargı mercilerince bozma kararı verilmesi B. Kamu alacağının teminata bağlanması C. Yargı mercilerince yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi D. İdarenin vergi incelemeye gitmesi E. İki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi Yanıt D HAP BİLGİ: Ayrıca, Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması. 12. Vade tarihi 25.11.2010 olan bir vergi alacağı için, 2.10.2014 tarihinde bir ödeme emri tebliğ edilirse, hangi tarihinden itibaren beş yıllık yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar? A. 2.12.2014 B. 1.1.2015 C. 31.12 2014 D. 31.12.2015 E. 1.1.2016 Yanıt B HAP BİLGİ: Zamanaşımının bir bozma kararıyla kesilmesi hâlinde zamanaşımı başlangıcı yeni vade gününün rastladığı; amme alacağının teminata bağlanması veya yargı organlarınca yürütmenin durdurulması hâllerinde zamanaşımı başlangıcı teminatın kalktığı ve durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günüdür. TERKİN: Terkin, vergi borcunun silinmesidir. Terkin, vergi borcunu bütün hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kaldıran tek taraflı, sübjektif ve özel bir idari işlemdir. Borcun doğumundan önce yapılan terkin borcun doğmasına engel olmakta, tahakkuk etmesinden veya kesinleşmesinden sonra yapılan terkin ise doğmuş bir borcu sona erdirmektedir. Pozitif hukukumuzda gümrük vergisi dışındaki vergi, resim ve harçların silinmesi konusu Vergi Nevin Su YAYINLARI Usul Kanununda; vergi dışındaki diğer kamu alacaklarının silinmesi ise Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile düzenlenmiştir. Doğal afetler nedeniyle yapılan terkin, tek taraflı bir işlem olması bakımından özel hukuktaki alacaklının alacağından feragatine benzemektedir. Vergi hatalarının yükümlü lehine düzeltilmesi veya yargı organlarının kararı sonucunda yapılan terkinlerde feragat özelliği bulunmamaktadır. Bu durumlarda yapılan terkin haksız iktisap edilen şeyin iadesi niteliği taşımaktadır. Terkin işleminin bir sonucu olarak vergi borcunun ortadan kalkması, bu kurumun vergi aşamana benzetilmesine neden olmaktadır. Ancak, her iki kurum arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklardan ilki, yetkili organ bakımından ortaya çıkmaktadır. Terkine karar verecek organın idare olması, vergi affının yasama organının yetkisi dâhilinde olması Terkin sübjektif ve özel bir işlem olmasına karşın, vergi aflarının objektif ve genel işlemler olması Terkinin kapsamında vergi asıllarıyla birlikte vergi cezaları bulunurken, affın ilke olarak vergi cezalarını kapsaması Af, politik yönleri de olan olağanüstü bir araç niteliği taşırken, Terkin ise bir yönüyle iyi bir vergi sisteminin gereklerinden olan vergi kaynağının korunması ilkesine dayanır. Terkin işlemini gerektirecek hukuki sebepler nelerdir? 1. Vergi hatalarının düzeltilmesi ile terkin 2. Kesinleşen bir yargı kararına dayanarak terkin 3. Vergi ve cezaların terkini 4. Doğal afetler nedeniyle terkin 5. Tahsil imkânsızlığı nedeniyle terkin Doğal Afetler Nedeniyle Terkin; Yükümlünün iradesi dışında gerçekleşen ve büyük zararlar vererek ödeme gücünü önemli ölçüde yok eden olaylardır. Terkin konusunun kanunda düzenlenmesi 1. Vergi Usul Kanunu’nun 115. Maddesinde yer alan düzenleme 2. Vergi dışındaki kamu alacakları için Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 105. maddesinde yer alan düzenlemedir. - 22 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da yer alan düzenleme, Vergi Usul Kanunu’na tabi vergi, resim ve harçlar bakımından uygulanmaz; vergi dışındaki kamu alacakları ile gümrük vergileri bakımından hüküm ifade eder. SORU - 13 1. Doğal afat nedeni ile yapılan terkin 2. Gümrük vergisi 3. Kamu alacakları Yukarıdaki numaralardan hangisi ya da hangilerinde vergi borcu vergi usul kanunu hükümlerine göre terkin olur? A. 1 ve 2 B. Yalnız1 C. 2 ve 3 D. Yalnız3 E. 1.2.3 Yanıt B Maliye Bakanlığı’nca doğal afetler nedeni ile zararla orantılı olmak üzere tamamen veya kısmen terkin yapılacak işlemler ile bilmeniz gerekenler aşağıda verilmiştir? Vergi Usul Kanunu’nda yer alan düzenlemeye göre; Doğal afetler nedeniyle, varlıklarının en az üçte birini yitiren yükümlülerin; İlgili vergi borçları ve vergi cezaları Doğal afet nedeni ile ürünlerinin en az üçte birini yitiren yükümlülerin; Afete uğrayan arazi için zararın gerçekleştiği hasat ve devşirme zamanına rastlayan yıla ilişkin olarak tahakkuk ettirilen arazi vergisi ve vergi cezaları Terkin kurumu? Yükümlülerin kendilerini toparlamalarına, ekonomik faaliyetlerini sürdürme gücüne erişmelerine imkân veren bir kurumdur. Terkin yükümlü çıkarlarının yanı sıra bir vergi kaynağının tümden kurumasını önlemek bakımından Hazine çıkarlarına hizmet eden bir kurumdur. 14. Vergi ve cezaların terkin edilebilmesi hakkında verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A. Ön koşulunun doğal afetlerin meydana gelmesi B. Kanunda sayılmayan doğal afetrin vergi borçlarının terkin edilmesinin mümkün olması C. Doğal afetin meydana gelmiş olması terkinden yararlanabilmek için tek başına yeterli olmaması Nevin Su YAYINLARI D. Yükümlünün mal varlıklarının en az üçte birinin yok olmasına neden olmasının gerekliliği E. Sadece zarar gören gelir kaynakları ile ilgili olan vergilere uygulanmasına sınırlama getirilmemesi Yanıt E 15. Aşağıdakilerden hangisi Terkine konu olabilecek vergiler arasında yer almaz? A. Gelir vergisi B. Kurumlar vergisi C. Dolaylı vergi D. Emlak vergisi E. Veraset vergisi Yanıt C 16. Doğal afet zarar derecesini ve ilgili bulunduğu gelir kaynağının araştırılarak belirlenmesi aşağıdakilerden hangisine aittir? A. İdare kurulları B. Maliye Bakanlığı C. Defterdar D. Belediye E. Muhtarlık Yanıt A HAP BİLGİ: Mahalli idare kurullarının hasar tespitine ilişkin kararları idari işlem niteliğinde olduğundan, yargı denetimine tabidir. 17. Doğal afet zararlarının hangi vergiler ile ilgili olduğuna karar verme yetkisi aşağıdakilerden hangisine aittir? A. İdare kurulları B. Maliye Bakanlığı C. Vali D. Mal müdürü E. Belediye başkanı Yanıt B 18. Aşağıdaki durumların hangisinin varlığı halinde yükümlülerin terkinden yararlanması mümkün olmaz? A. Başvuru B. Doğal afet tarihinden önce tahsil edilmiş vergi ve cezalar C. Doğal afetten sonra tahsil edilmiş vergi ve cezaları D. Doğal afetten sonra tahsil edilmemiş vergi borçları ve cezaları E. Hiçbiri Yanıt B HAP BİLGİ: Terkin talebi bir süreye bağlı olmamakla birlikte yükümlünün afet yılına ilişkin verginin tarhından ve ödeme süresinden önce idareye başvurması yararlı olabilir. Bununla bir- - 23 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI likte terkin talebi vergi borçları ve vergi cezaları için öngörülmüş tahsil zamanaşımı süresi içinde yapılabileceği de kabul edilmektedir. Terkine karar verme yetkisi kural olarak Maliye Bakanlığına aittir. Ancak kanun bu yetkinin mahalli idareye devredilebileceğini öngörmektedir. Terkin edilecek vergi miktarının zararla orantılı olması gerektiği için 19. Terkin edilecek vergi ve ceza miktarı nın belirlenmesinde aşağıdakilerden hangisi esas alınmaktadır? Toplam hasar/ toplam malvarlığı oranı Yanıt C HAP BİLGİ: Terkin edilecek vergi miktarının zararla orantılı olması gerektiği için toplam hasar/ toplam mal varlığı esas alındığını unutmayınız. 20. Tarımsal faaliyette bulunan yükümlüler bakımından yapılan terkin ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A. Vergi Usul Kanununda yer almaktadır. B. Özel düzenleme tabidir. C. Tarımsal ürünlerinin en az üçte birini kaybeden yükümlüler, afete uğrayan arazi için, zararın oluştuğu hasat ve devşirme zamanına denk gelen yıla ilişkin olarak tahakkuk ettirilen arazi vergisi borcuyla vergi cezaları terkin edilebilecektir. D. Arazi vergisinden muaf olan yükümlüler terkinden yararlanamamaktadır. E. Özel düzenlemeye tabi değildir. Yanıt E 21. Aşağıdakilerden hangisi kamu alacakları için, düzenlenen terkinin özellikleri arasında yer almaz? A. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da düzenlenmesi B. Varlıklarının en az üçte birini kaybedenler adına tahakkuk ettirilmiş afetlerin zarar verdiği gelir kaynaklarına uygulanması C. Bakanlar Kurulu kararıyla terkinin gerçekleştirilmesi D. Yükümlülerin terkinden yararlanabilmeleri için altı aylık başvuru süresinin öngörülmüş olması E. Vergi Usul kanunu kapsamına girmesi Yanıt E Yargı Kararları Nedeniyle Terkin: Yükümlüler tarh edilen vergilere karşı yargı yoluna gidebilirler. Yargı organlarının kararı Nevin Su YAYINLARI vergi borcu ve cezasının kısmen ya da tamamen kaldırılması yönünde olduğu takdirde yapılan idari işlem geri alınacağından vergi borcu ve cezası o oranda sona ermektedir. Tahakkuk ettirilmiş bir vergi borcunun tamamen ya da kısmen iptaline ilişkin bir yargı kararı söz konusu olduğunda, ilgili vergi dairesi o borcun tarh işlemini ortadan kaldırır. Bu yolla verginin terkin edilebilmesi için yargı organının verdiği karar kesinleşmiş olmalıdır. 22. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesine göre, aşağıdaki hangi terkin çeşidi ele alınmıştır? A. Vergi hatalarının düzeltilmesi ile terkin B. Kesinleşen bir yargı kararına dayanarak terkin C. Vergi ve cezaların terkini D. Doğal afetler nedeniyle terkin E. Tahsil imkânsızlığı nedeniyle terkin Yanıt E HAP BİLGİ: Terkin edilebilecek kamu alacakları, gecikme zammı gibi feri alacakları da kapsamaktadır. 23. Vergilendirme işlemini tesis eden idare ile yükümlü arasındaki uyuşmazlığın giderilmesinin esas alıdığı terkin çeşidi aşağıdakilerden hangisidir? A. Vergi hatalarının düzeltilmesi ile terkin B. Kesinleşen bir yargı kararına dayanarak terkin C. Vergi ve cezaların terkini D. Doğal afetler nedeniyle terkin E. Tahsil imkânsızlığı nedeniyle terkin Yanıt A HAP BİLGİ: Vergi hatalarının yükümlü aleyhine olması durumunda vergi henüz tahakkuk etmemiş ise hatalı işlem düzeltilir. Eğer vergi tahakkuk etmiş ise vergiler terkin edilir. Vergi tahsil edilmiş ise bu durumda fazla alınan vergi yükümlüye bir yıl içinde yapacağı başvuru ile ret ve iade olunur. TAHAKKUKTAN VAZGEÇME: Tahakkuktan vazgeçme, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 115. maddesinde düzenlenen bir kurumdur. Tahakkuktan vazgeçme, ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi ve bunlara ilişkin cezaların toplam miktarı 2012 yılı için T20’ yi aşmaması ve tahakkukları için yapılacak giderlerin bu - 24 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI miktardan fazla olacağının tespiti hâlinde, Maliye Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslar dâhilinde tahakkuklarından vazgeçilmesidir. Tahakkuktan vazgeçmenin terkinden farkı nedir? Tahakkuktan vazgeçmede, henüz ne tahakkuk eden, ne de tahsil edilen bir vergi söz konusudur. Terkinde ise tahakkuk etmiş veya tahsil edilmiş bir vergi vardır. UZLAŞMA: İdare ile yükümlü arasında ortaya çıkan vergi uyuşmazlıklarını yargı yoluna gidilmeksizin çözen bir yoldur. Uzlaşma sonucunda tarh edilmekle birlikte ödeme aşamasına gelmemiş yani henüz tahakkuk etmemiş vergi borcu ve ceza son bulmaktadır. Üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit edilen konular hakkında dava açma, şikâyet etme imkânı bulunmamakta, tarafların üzerinde anlaşmaya vardığı vergi borcu ve cezası kesinleşmektedir. CEZALARDA İNDİRİM: Cezalarda önemli indirimler sağlamanın şartları nelerdir? Vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının belli sürelerde ödenmesi Dava açılmaması Vergi Usul Kanunu’nun 367. maddesinde düzenlenen cezalarda indirim kurumu uyuşmazlıkların yargı aşamasına gitmeden çözüme kavuşmasında önemli bir rol oynamaktadır. 24. Kesilen vergi ziyaı cezalarında ilk başvuruda cezanın ne kadarı indirilmektedir? A. İlk başvuruda indirim yapılmamaktadır. B. Yarısı C. Üçte biri D. Tamamı E. Dörtte biri Yanıt B 25. Genel ve özel usulsüzlüklerde uygulanan vergi ceza indirimi aşağıdakilerden hangisidir? A. Yarısı B. Üçte biri C. Tamamı D. Dörtte biri E. Hiçbiri Yanıt B Ceza indirimden yararlanmanın koşullarını açıklayınız? Nevin Su YAYINLARI Yükümlü ya da vergi sorumlusunun ihbarnamenin tebliğinden itibaren otuz gün içinde vergi dairesine başvurması Vadesinde ya da teminat göstermek kaydıyla vadenin bitiminden itibaren üç ay içinde indirimli cezaları ödeyeceğini bildirmesi Cezalarda indirim cezaları tamamen ortadan kaldırmamakta, yararlanıldığı ölçüde vergi cezalarını sona erdirmektedir. Bu bağlamda cezalarda indirim kurumu vergi cezalarını kısmen sona erdiren bir neden olarak kabul edilmektedir. ÖLÜM: Vergi cezalarını sona erdirmesi Tahsil edilmemiş vergi cezalarının sona ermesi Cezaların kesinleşip kesinleşmediğinin bir öneminin olmaması Vergi cezalarının sona erebilmesi için tahsil edilmemiş olmasının gerekmesi Miras bırakanın işlediği vergi suç ve kabahatlerinin cezalarının düşmesi Vergi borçlarının mirası reddetmemiş yasal veya atanmış mirasçılarına geçmesi Sadece vergi cezalarını etkileyen ve sona erdiren bir neden olması PİŞMANLIK VE ISLAH: Pişmanlık ve ıslah kurumunun özellikleri nelerdir? Beyana dayanan vergiler Vergi zıyaı cezasını gerektiren veya kaçakçılık suçu oluşturan fiilleri işleyen yükümlüler Kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi Vergi zıyaı cezası kesilmemekte Kaçakçılık suçu için kovuşturma yapılmamaktadır. Vergi Usul Kanunu’nun 371. Maddesinde düzenlenen bu kuruma pişmanlık ve ıslah kurumu adı verilmektedir. Yükümlünün vergi zıyaı kabahati işlemesine karşın, kurumundan faydalanabilmesi için gerekli kriterler nelerdir? Herhangi bir ihbar yapılmaması İdare tarafından konu ile ilgili inceleme başlatılmaması Takdir komisyonuna sevk edilmemesi Pişmanlık nedeniyle idareye başvurması Maddi ve şekli ödevleri yerine getirmesi Pişmanlık zammını da ödemesi gerekmesi - 25 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Vergi dir? A. B. C. D. aflarının çıkartılmasının nedenleri neler- Siyasi Ekonomik İdari Teknik Siyasi nedenler: Hükümetler siyasi ve ekonomik krizlerin atlatılmasında ve piyasayı canlandırmak için vergi aflarını kullanmaktadırlar. Az gelişmiş ülkelerde vergi afları, askeri darbeler, devrimler, karşı devrimlerden sonra eski yönetimin mali alandaki işlemlerini tasfiye etmek için kullanılabilmektedir. Ekonomik nedenler: Artan kamusal ihtiyaçların gerektirdiği maliyetlere gönüllü katılımların yetersiz kalması nedeniyle devlet, gelir ihtiyacını karşılamak için vergi aflarına başvurabilmektedir. Vergi afları yükümlülerin vergi uyumunu etkileyen faktörlerden biridir. Ekonomik krizler nedeniyle mali gücü zayıflamış ve vergi borçlarını ödeyemez duruma düşmüş yükümlüleri rahatlatmak amacıyla da vergi aflarına başvurulmaktadır. Hükümetler, zaman zaman piyasayı canlandırmak için de af düzenlemelerine gidebilmektedir. Kara paranın, gizlenmiş varlıkların kayıt altına alınmasında da vergi afları kullanılabilmektedir. Vergi affı çeşitli nedenlerle gizli kalmış servet unsurlarını yeniden ekonomik dolaşıma sokma imkânı sağlar.İdari ve teknik nedenler; vergi yargısı ve idaresinin iş yükünü azaltmak için,vergi sistemindeki mevcut karışıklıkları gidermek amacıyla vergi sistemindeki aksayan yapıyı düzeltmek ve köklü değişiklikler için gereken bir vergi reformunu hayata geçirebilmek için vergi affıyla geçmiş dönemlerin tasfiyesi gerekli olabilir. Vergi affıyla eski uygulamaların yol açtığı uyuşmazlıklardan arınmış bir zemin sağlamada vergi yönetimine yardımcı olunabilir. Af ile ilgili bilmeniz gerekenler nelerdir? A. Kaynağını anayasalarda bulması B. Teknik yönlerinin ceza kanunlarında düzenlenmesi C. Kamu davasını düşürebilmesi D. Kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyetini bütün kanuni sonuçlarıyla ortadan kaldırması E. Kesinleşmiş bir cezanın kısmen ya da tamamen infazını önlemesi veya başka bir cezaya dönüştürmesi F. Yasama ya da yürütme organlarının yaptığı bir kamu hukuku tasarrufu olması Af ve benzeri uygulamalar ceza adalet sisteminin önemli bir kurumudur. Anayasamızın TBMM’nin görev ve yetkilerini düzenleyen 87. maddesinde yasama organının genel ve özel af ilanlarına karar vermeye yetkili olduğu belirtilmiştir. TBMM’nin üye tam sayısının hangi çoğunluğu ile genel af ve özel af çıkabilir? Beşte üçü çoğunluğu ile karar vermek koşulu ile genel af ve özel af çıkarılabilir. Vergi affı özellikleri nelerdir? Vergi kanunlarına aykırı hareket edenlere uygulanan idari ve hukuki yaptırımların ortadan kaldırılması Farklı niteliklere sahip olabilmesi YAYINLARI Birçoğu sadece vergi cezalarını kapsarken kimisi gecikme zamlarını ve hatta verginin aslını kapsayabilmesi Devletin, ceza verme hakkından ve elde edeceği vergi gelirlerinden vazgeçmesi Amacının vergi toplamayı kolaylaştırmasının istenmesi YANILMA: Vergi borcunu ortadan kaldıran bir neden olarak bilmelisiniz. Yanılma kurumu hem vergi cezalarını hem de vergi aslına bağlı gecikme faizlerini ortadan kaldırmakta, bu nedenle vergi borcunu ortadan kaldıran bir neden olarak karşımıza çıkmaktadır. VERGİ AFLARI: Af, genel anlamda, bir kişinin kusurunun bağışlanması demektir. Af, cezanın ortadan kaldırılması veya daha hafif bir başka cezaya çevrilmesini sağlayan işlemlerindendir. Vergi afları tarihte, ilk kez ne zaman ve hangi isimli kanun ile çıkarılmıştır? MÖ 400’te, geçmiş şeyleri unutma kanunu Eski Yunan’da çıkarılmış olan bu kanundan hareketle af kavramı, yasal hükümetin bağışlaması demek olan ve unutmak anlamını içeren, devlete karşı işlenmiş olan bazı suçların hafızalardan yok edilmesi Lütfü’nden olan bir kamu hukuku kavramı olarak tanımlanmaktadır. Nevin Su KİYABIMIN 174-182. SAYFASINDAN ALINMIŞTIR. - 26 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 4. DERS: DEVLET BORÇLARI: 1. ÜNİTE: DEVLET BORÇLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ Devlet Borçlanmasının Genel Özellikleri: Klasik ve modern mali yaklaşıma göre borçlanma: Devlet borcu kavramı yerine literatürde kamu kredisi, kamusal kredi, kamu borcu gibi deyimler kullanılmaktadır. Klasik maliyeciler göre, borçlanma asla devlet geliri olarak görülmez. Klasik maliyecilere göre, asıl devlet gelir kaynağı vergilerdir. Devlet borçlanması onlara göre, bugün alınması gereken vergilerin geleceğe aktarılmasından başka birşey değildir. Modern mali yaklaşıma göre ise, borçlanma vergi almanın mümkün olmadığı dönemlerde olağan finansman kaynakları eksikliğini gidermek için vergilendirmeye alternatif olabilmektedir. Modern mali yaklaşım ile birlikte borçlanma; Ekonomi politikası aracı Borçlanmanın olağanüstü bir durum olmaktan çıkması Devletin gelir- gider dengesini kuran bir araç haline geldiğini unutmayınız. Kamu Gelirleri İçinde Borçlanmanın Yeri Klasik devlet anlayışından modern devlet anlayışa geçiş ile birlikte devletin yerine getirmiş olduğu temel hizmetlere ek olarak ekonomik ve sosyal hizmetler ağırlık kazanmış, buda; kamu harcamalarını büyük oranda arttırmıştır. Artan kamu harcamaları devletlerin daha fazla gelir elde etme ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Devletin egemenlik gücüne dayanarak çeşitli kaynaklardan elde edilen gelire kamu geliri adı verilir. Kamu gelirleri nelerdir? Vergiler, resimler, para fiskal gelirler, harçlar, şerefiyeler, mülk ve teşebbüs gelirleri, para işlemlerinden sağlanan gelirler, bağışlar, para ve vergi cezaları olarak sıralayabiliriz. Nevin Su YAYINLARI 1. Ülkemizde 2011 yılı itibari ile toplam kamu gelirleri içinde vergi payı yüzde kaç olarak gerçekleşmiştir? A. %75 B. %81 C. %83 D. %85 E. %90 Yanıt C HAP BİLGİ: 2010 yılı için ise, vergi gelirin % 81 olduğunu biliniz. 2. Borçlanmanın kamu finansman ihtiyacında ek kaynak olarak müracaat edilmesinin nedenleri nelerdir? A. Kamu harcamalarının giderek artması B. Vergi kaynaklarının sınırlı olması C. Yaşanan ekonomik gelişmeler olarak bilmelisiniz. Borçlanma ve Vergi Arasındaki Benzerlikler ve Farklar Vergilendirmenin devlet içi sürekli ve kesin bir finansman kaynağı iken; borçlanmanın geçici bir finansman kaynağı olması Vergilendirmede vatandaşlarının gönüllü olup olmadığına bakılmaksızın alınırken; borçlanmada kurum ve kişiler için gönüllülük esasının temel belirleyici olması Vergiler tüm kamu hizmetlerine karşılık gelirken; borçlanma yolu ile elde edilen gelirin kullanım yerinin belli olması Vergiler, tüketim ve yatırımın azalmasına neden olurken; borçlanma ile bireylerin faiz geliri elde ederek gelirlerinin artmasının söz konusu olması Vergilerin yükü, yaşayan nesile doğrudan aktarılırken; borçlanmanın yükünün gelecek nesillere aktarılmasının mümkün olması Vergilerin milli gelire ek kaynak sağlaması mümkün değilken; borçlanma yolu ile ülkeye döviz girişi yolu ile ek kaynak sağlamasının mümkün olması Devlet Borcu İle Özel Borç Arasında Benzerlikler Ve Farklar Devlet borcu ile özel borçların benzerlikleri nelerdir? İhtiyaç giderilmesi için başvurulması Belirli bir zaman sonra geri ödenmesi Güven ilişkisi içinde gerçekleşmesi - 27 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Devlet Borcu ve özel borçların farklılıkları nelerdir? Devlet borçlanmasında kamusal faaliyetler amaç olduğu için kar ve maliyet amacı güdülmezken; özel borçlanmada özel ihtiyaçların giderilmesi nedeni ile kar amacının belirleyici olması Devlet borçlanmasının miktarının büyük boyutlarda iken; özel borçlanmanın miktarının küçük olması Devlet borçlanmasının zorunlu ve yarı zorunlu olması söz konusu iken; özel borçlanmada gönüllülüğün esas olması Devlet borçlanmasında borç verenlerin yasal yollara başvurarak ya da devletin iflasını istemesi mümkün değilken; özel borçlanmada alacaklının yasal yollara başvurmasının ve borçlanan tarafın yükümlülüklerinin söz konusu olması 3. Aşağıdakilerden hangisi klasik mali yaklaşıma göre, devletin borçlanma nedenleri arasında yer almaz? A. Sadece büyük boyutlu harcamaların varlığı B. Büyük bunalım C. Uzun dönemli verimli devlet yatırım finansman ihtiyacı D. Ekonomi politikası aracı E. Savaş Yanıt D 4. Aşağıdakilerden hangisi gelişmekte olan ülkelerin borçlanmaya başvurma nedenleri arasında yer almaz? A. Ödemeler bilançosu açıkları B. Büyük ölçekli yatırım C. Askeri harcama D. Büyük proje finansmanı E. Kalkınmanın finansmanı Yanıt D HAP BİLGİ: Büyük proje finansmanı amacı ile borçlanma, gelişmiş ülkeler söz konusu ise görülecektir. 5. Aşağıdakilerden hangisi gelişmiş ülkelerin borçlanmaya başvurma nedenleri arasında yer almaz? A. Geçici bütçe açıkları B. Sermaye birikimi C. Büyük proje finansmanı D. Olağan üstü giderlerin karşılanması E. Hiçbiri Yanıt B HAP BİLGİ: Nevin Su YAYINLARI Sermaye birikimi amacı ile borçlanmaya gelişmekte olan ülkeler tarafından başvurulacağını unutmamalısınız. Devletlerin genel almamda borçlanmaya başvurma nedenlerini açıklayınız? Bütçe açıkları, kalkınmanın finansmanı, olağanüstü giderlerin finansmanı, kamu gelirlerinin zaman bakımından denkleştirilmesi, borç ödemek için borçlanma, maliye politikası aracı olarak borçlanma olarak biliniz. Bütçe açıklarının bütün ülkelerde artış nedenleri nelerdir? Refah devlet anlayışı, hızlı nüfus artışı, mali disiplinin sağlanamaması, harcama ve gelir arasındaki denetim eksikliği, tasarrufların büyüme hızını karşılamada yetersiz kalması, kamu işletmelerinin ve sosyal güvenlik harcamalarının bütçeler üzerinde yarattığı yükler, ekonomik krizler, vergi idaresinden kaynaklanan sorunlar olarak biliniz. 7. Türkiye'de, 2000 ile 2010 dönemi en düşük seviyesinde gerçekleşen bütçe açığı hangi yılda gerçekleşmiştir? A. 2001 B. 2006 C. 2008 D. 2009 E. 2007 Yanıt B HAP BİLGİ: 2006 en düşük seviye %0.61; 2001 en yüksek seviyesi % 11.9 olarak bilmelisiniz. SORU - 8. 1. Kamu kesimi tüm birimlerin toplam gelir ve gider durumları arasında fark 2. Kamu kesimi toplam borç ihtiyacını hesaplaması 3. Toplam kamu kesimi finansman açıklarının GSYİH,ye oranlaması ile ölçümü yapılması Yukarıda kamu kesimi borçlanma gereği ile verilen bilgilerden hangisi yada hangileri doğrudur? A. A.Yalnız 1 B. B.1 ve 3 C. C.1. ve 2 D. D.1,2,3 E. E.2 ve 3 Yanıt D 9. Aşağıdakilerden hangisi ülkemizin toplam kamu kesimi finansmana açığı bileşenlerinden biri değildir? - 28 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI A. B. C. D. E. Döner sermayeler bütçe açıkları Merkezi yönetim bütçe açığı Tasarruf mevduatları açığı İşsizlik sigortası fonu açıkları Mahalli idareler bütçe açığı Yanıt C 10. Bütçe harcamalarının tahakkuk ve gerçekleşme aşaması ile ulaşılacak kavram aşağıdakilerden hangisidir? A. Nakit açığı B. Nakit dengesi C. Bütçe nakit dengesi D. Bütçe dengesi ve nakit dengesi arasındaki fark E. Nakit fazlası Yanıt A Nakit açığı kavramı nedir? Bütçede herhangi bir nedenden dolayı bir harcama kalemi için tahakkuk etmiş tutar ödenmemiş olabilir. Bu para hazine hesaplarında emanetlerde yer almaktadır. Bütçe gideri olarak kabul edilen bu kalem, henüz fiilen ödenmediği için hazinenin kasasında yer almaktadır. Bazı durumlarda da herhangi bir harcama, bütçe uygulamaları açısından tahakkuk etmediği hâlde işlerin kolaylaştırılması için işi yüklenen kişi ve firmalara avans verilebilir. Bu kalem de hazinedeki avanslar hesabında yer almaktadır. Bu durumda bütçe nakit dengesi fiilen harcanan paralarla fiilen kasaya giren paralar arasındaki dengeyi göstermektedir ve bu durumda bütçe açığının gerçek anlamda finanse edilmesi gereken kısmı bütçe nakit dengesi olmaktadır. Nakit dengesi, bütçe dengesine emanetlerin eklenmesi avansların düşülmesi ile hesaplanır. Bütçe dengesi ve nakit dengesi arasındaki temel fark, tahakkuk ve gerçekleşme aşamaları ile açıklanabilir. Kalkınmanı finansmanında başvurulan borçlanma klasik maliyecilere göre hangi durumda kabul edilen bir durumdur? Borçlanma yoluyla sağlanan fonların verimli yatırımlarda kullanılması Yatırımlara kanalize edilen devlet borçları bireysel geliri attırıcı etki yaparak, hızlandırıcı fonksiyonu ile ek yatırım yapmaya imkan verecektir. 11. Merkez Bankasından kısa vadeli avans kullanımının kaldırılması ile devletin hangi gerekçe ile borçlanmaya başvurmanın önü kesilmiş olmaktadır? Nevin Su YAYINLARI A. Bütçe açıkları B. Kalkınmanın finansmanı C. Kamu gelirlerinin zaman bakımından denkleştirilmesi D. Borç ödemek için borçlanma E. Maliye politikası aracı olarak borçlanma Yanıt C 12. Borcun ödeme zamanında yaşanan finansal sıkışıklık nedeniyle süresi gelen borçların yeniden borçlanmayla kapatılmasına ne ad verilir? A. Monetizasyon B. Borcun finansmanı C. Konsolidasyon D. Tahkim E. Borç erteleme Yanıt B HAP BİLGİ: Her ödeme dönemi geldiğinde mevcut borçların anapara ödemeleri kadar borçlanılarak bu ödemeler yapılabilmektedir. Bu durum, faiz yükünün artmasını da beraberinde getirir. Böylece borç stoku daha da genişler. 13. Maliye politikası aracı olarak borçlanmaya gidilirken aşağıdaki durumlardan hangisi söz konusu olmaz? A. Birtakım ekonomik ve sosyal amaçları gerçekleştirmek B. Amacının sadece devlete gelir yaratmak olmaması C. Ekonominin yüksek enflasyon olduğu dönemlerinde başvurulması D. Ekonominin durgunluk dönemi içinde başvurulması E. Amacının sadece devlete gelir sağlamak olması Yanıt E HAP BİLGİ: Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde ekonomideki para stokundaki fazlalığı gidermek için borçlanma yoluna başvurabilir. Devletin durgunluk dönemlerinde borçlanmasının nedeni ise atıl fonları harekete geçirmek olabilir. Durgunluk dönemlerinde devletin kısa vadeli borçlanması, vadesi gelen borçlarını yenilemesi istenir. Çünkü burada amaç, yatırımların artmasına uygun bir ortam hazırlamaktır. Enflasyon dönemlerinde ise devlet borçlarının uzun vadeli ve yüksek faizli olması gerekir. Böylece ekonomide likidite daralması, özel tüketim ve yatırım harcamalarında azalma meydana getirilmesi, efektif talep düzeyinin düşürülmesi amaçlanmaktadır. - 29 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Nevin Su YAYINLARI Maliye politikası açısından gerekli durumlarda tercih edilen devlet borçlanması, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından farklılık göstermektedir. 2. Açık düzeyinin GSYH’nin belirli bir oranıyla sınırlandırılması 3. Faiz dışı denge için belirli bir hedef konması olarak bilinmelidir. 14. Aşağıdaki durumlardan hangisi söz konusu iken; gelişmiş ülkelerde borçlanma vergiye tercih edilecektir? A. Yüksek enflasyon B. Tam istihdam C. Eksik istihdam D. Sermaye birikimi E. Tasarrufların bir araya getirilmesi gerektiğinde Yanıt C HAP BİLGİ: Gelişmekte olan ülkelerde ise sermaye birikiminin sağlanabilmesi için borçlanma yoluna gidilecek, küçük ve dağınık hâlde bulunan tasarruflar bir araya getirilecektir. Borçlanmanın bilinçli bir maliye politikası aracı olarak kullanılması gerekmektedir. Borçlanma ve borç politikası ile ilgili uygulanabilecek mali kuralların bileşenleri nelerdir? Yazınız? Miktar Kaynak Oran Stok seviyesi Yetki kullanımı BORÇLANMANIN SINIRI: Kamu borç stoku nedir? Kamu borç stokunun milli gelire oranının uzun dönemde sabit kalması Sürdürülebilir borç stoku oranı 1. Ekonominin borçlanmaya devam edip edemeyeceğini göstermesi 2. Vadesi gelen borçların yeniden borçlanarak ödeyip ödeyemeyeceğini ifade etmesi 3. Dünyada oluşan ekonomik koşulların değişimine paralel olarak değişim gösteren bir kavram olması 4. Devlet borçlanmasının sınırlarını belirlemeye yardımcı bir kavram olması Devlet borçlanmasının sınırını belirleyen faktörler nelerdir? Yasal sınırlamalar ve ekonomik bazı faktörler Yasal sınırlandırma mali kurallar aracılığı ile olur. Mali kuralların belirlendiği alanlar nelerdir? Borçlanma Toplam gelir ve toplam gider denkliği Bütçe açıkları olarak biliniz. Bütçe dengesine ve bütçe açığına ilişkin olarak uygulanabilecek önemli mali kuralları yazınız? 1. Toplam harcama ve toplam gelirlerin denkliğinin sağlanması HAP BİLGİ: Yurt içi kaynaklardan borçlanmaya belirli sınırlamalar konulabilir ve nominal bazda ya da GSYH’nin belli bir oranı şeklinde toplam borçlanma limitleri belirlenebilir. Borç stoku seviyesine ilişkin sınırlamalar getirilebilir. Borçlanma, parlamentonun belirli oranda çoğunluğunun kararıyla gerçekleştirilebilir. Hükümetlerin Merkez Bankası kaynaklarından borçlanması üzerine sınırlamalar getirilebilir. Hazine yönetiminin Merkez Bankasından kısa vadeli avans alımı tamamen ortadan kaldırılabilir ya da sınırlandırılabilir. Kısa vadeli avansların, toplam kamu harcamalarının belirli bir yüzdesini aşamayacağı ve yıl içinde Merkez Bankasına geri ödenmesi şartı kural olarak düzenlenebilir. Ayrıca yerel yönetimlerin borçlanma yetkisi ve sınırları anayasada veya kanunlarda açık olarak belirlenebilir. 15. Aşağıdakilerden hangisi borçlanmanın sınırını belirleyen ekonomik faktörler arasında yer almaz? A. Reel faiz düzeyi B. Vergilendirme kapasitesi C. Finansal piyasaların derinliği D. Faiz dışı fazla E. Enflasyon ve işsizlik oranları Yanıt D HAP BİLGİ: D şıkkı, borçlanmanın sınırını belirleyen mali kurallar çerçevesine ait olduğunu bilmelisiniz. Kamu harcamaları düzeyi, milli gelir düzeyinin de borçlandırmanın sınırlarını belirleyen, diğer ekonomik faktörler arasında yer aldığını unutmayınız. Devlet borçlanmasına sınır getirilmemesi sonucunu açıklayınız? - 30 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Borcun sürdürülebilirliğini tehlikeye sokar ve Kamu borçlarının çokluğu, ülkelerin uluslararası güven kriziyle karşı karşıya kalmasına neden olur. Devlet borçlarının tehlikeli düzeye gelmemesi yani sürdürülebilir düzeyde olması neye bağlıdır? Ekonominin büyümesine ve mali disipline bağlıdır. 16. Borçların sürdürülebilirliği için aşağıdaki eşitliklerden hangisi gereklidir? A. Faiz dışı fazla/GSMH oranı + ekonomik büyüme oranı> Reel faiz B. Reel faiz oranı /GSMH oranı+ ekonomik büyüme oranı> Faiz dışı fazla C. Faiz dışı fazla/ GSMH oranı + ekonomik büyüme oranı< Reel faiz oranı D. Faiz dışı fazla= Reel faiz oranı E. Reel faiz oranı> Büyüme oranı Yanıt A HAP BİLGİ: Reel faizlerin yüksek ve büyüme oranının düşük olması, borç stokunun artma ihtimalini yükseltir. Diğer yandan faiz dışı bütçe fazlası verilmesi, borç faizlerinin en azından bir bölümünün borçlanma olmadan ödenebileceğini gösterdiğinden borç stokundaki artış yavaşlatabilir. Bu ilişkileri açıklayabilmek için borç stokundaki değişmeyi ∆B, reel faiz oranını (r), büyüme oranını (g) ve faiz dışı bütçe fazlasının (f) bir fonksiyonu olarak şu şekilde ifade edilebilir: ∆B= B (r-g)-f Bu eşitliğe göre, faiz dışı bütçenin dengede olduğu varsayılırsa, borç stokunun değişmemesi için reel faiz oranının büyüme oranına eşit olması gerekir. Bu koşul altında faiz dışı fazla veriliyorsa borç stokunun azaltılması mümkün olabilir. Reel faizler büyüme oranından yüksekse buradan doğacak faiz ödemesi için borçlanma gereğinin faiz dışı fazla verilerek telafi edilmesi gerekir. Sonuç olarak reel faiz oranı büyüme oranının üzerinde ve faiz dışı bütçe fazlası da verilemiyorsa borç stoku giderek büyüyecek ve borçlar sürdürülemez hâle gelecektir. BORÇLANMA YETKİSİ: Devletin gereksinim duyduğu borçlanmayı gerçekleştirebilmesi için de birtakım yetkilerle donatılması gereklidir. Parlamenter rejim ile yönetilen ülkelerde borçlanma yetkisi parlamento tarafından kullanılmaktadır. Nevin Su YAYINLARI Devletler borçlanma yetkisini yasalardan alır. 17. Ülkemizde Kamu Finansmanının ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hangi tarihte alınmıştır? A. 2001 B. 2000 C. 2002 D. 2003 E. 2005 Yanıt C 18. Türkiye’de iç ve de dış borçlanma yetkisi hangi tarihten itibaren Hazine Müsteşarlığına verilmiştir? A. 2001 B. 2000 C. 2002 D. 2003 E. 2005 Yanıt C Borçlanmanın sınırını belirleyen ekonomik faktörler içerisinde bulunanlar nelerdir? Milli gelir düzeyi Vergilendirme kapasitesi Finansal piyasaların derinliği Kamu harcamaları düzeyi Enflasyon ve işsizlik oranları Reel faiz düzeyi Borçların sürdürülebilirliği için? Faiz dışı fazla/GSMH oranı ile ekonomik büyüme oranı Örneğin ülkemizde 2002 yılında kabul edilen 4749 sayılı “Kamu Finansmanının ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun” devletin borçlanmasına ilişkin temel kanun niteliğindedir. Türkiye’de iç ve dış borçlanma yetkisi Hazine Müsteşarlığına verilmiştir. KİTABIMIN 197-202. SAYFASINDAN ALINMIŞTIR. - 31 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 5. DERS: FİNANSAL YÖNETİM-1 Nevin Su YAYINLARI kilde gerçekleşmesi amacıyla fon arz ve talep edenleri bir araya getirmektir. 2. ÜNİTE FİNANSAL SİSTEM, FİNANSAL PİYASALAR, FİNANSAL ARAÇLAR VE KURUMLAR FİNANSAL PİYASALAR VE FİNANSAL YÖNETİM: İşletmeler finansal piyasalardan sağlayacakları Fonlarla kısa ve uzun süreli varlık yatırımlarını gerçekleştirmektedirler. Faaliyetler sonucu sağlanacak nakit akışlarının bir bölümü faiz ve anapara olarak kredi verenlere, bir bölümü vergi olarak devlete, bir bölümü kâr payı olarak ortaklara ödenirken, bir bölümü de işletmede bırakılarak faaliyetlerinin finansmanında kullanılacaktır. Yatırım, kâr dağıtımı ve finansman kararlarıyla finansal piyasalar arasında çok sıkı bağ vardır. A: Finansal varlıklar ihraç edilerek fon sağlanır (Finansman Kararları). B: Sağlanan fonlarla varlıklara yatırım yapılır (Yatırım Kararları). C: Faaliyetlerden nakit akışları elde edilir. Tasarrufların yatırımlara aktarılması işlevi finansal sistem aracılığıyla gerçekleşmesinin nedeni nedir? Tasarruf ve yatırım yapan ekonomik birimleri farklı kişiler olmasıdır. Finansal piyasaları tanımlayınız? Finansal sistemin merkezinde yer alan, kredi ve tasarruf hacmi, faiz oranları, finansal varlık fiyatlarının belirlendiği ve çeşitli finansal araçların alım satım işlemlerinin yapıldığı piyasalardır. Her türlü fon arzı ile her türlü fon talebinin karşı karşıya geldiği piyasalar olarak da tanımlanabilir. Ekonominin gelişmişlik düzeyi finansal piyasaların yapısı ve işleyiş süreci üzerinde oldukça etkilidir. Ekonomik gelişmenin sağlanması paralelinde, tasarruflarda ve katılımcıların sayısında bir artış ve buna bağlı olarak finansal piyasalarda bir hareketlilik ortaya çıkmaktadır. Ekonomik gelişme tasarruf artışına yol açmakta, ölçeği büyüyen ve daha fazla kaynağa (fona) ihtiyacı olan girişimler, ihtiyaç duydukları fonları daha düşük bedellerle finansal piyasalarda temin edebilmektedirler. Ekonomik gelişim düzeyi düşük olan ülkelerin finansal piyasalarında, tasarrufların yeterli düzeyde olmadığı olmadığı ve aynı zamanda yatırımcıların da sayıca az olduğu görülmektedir. D:Devlete vergi ödenir. E: Nakdin bir kısmı işletmede bırakılır. F:Nakdin bir kısmı kâr payı ve faiz olarak ödenir. İşletmelerin kârlılığı, içsel ve dışsal fon kaynaklarının seçiminde kritik bir faktördür. İşletmenin Kârlılığı arttıkça genellikle, diğer şeyler değişmezken, dışsal kaynak ihtiyacını azaltmaktadır. Genellikle işletmeler, kârlarını hissedarlara kâr payı olarak dağıtmamayı tercih ederler. Yaratılan fonları yeni projelerde kullanmayı isterler. Kârlarını dağıtma yoluna giderlerse dışsal kaynaklarla projelerini gerçekleştirmek durumunda kalacaklardır. Bugünkü tüketimin bir kısmından vazgeçilmesi “tasarruf”, gelecekte daha fazla üretim elde Etmek için yapılan harcama “yatırım” olarak adlandırılır. Günümüz ekonomilerinin sağlıklı işlemesinin koşulları? Fonların arz edenlerden (tasarruf sahipleri) talep edenlere (yatırımcılar) doğru borç alma ve borç verme işlemlerinin etkin bir şe- Organize ve Organize Olmayan Piyasalar 1.Aşağıdakilerden hangisi organize olmuş piyasaların özellikleri arasında yer almaz? A. Alıcı ve satıcıların resmi olarak belirlenmiş olması B. Fiziksel alanlarda buluşturması C. Tezgâh üstü piyasalar olarak bilinmesi D. İşlemlerin oluşması için belli kurum ve kuruluşların denetimi ve gözetimine tabi olması E. İşleyişe ilişkin kendine özgü kuralları olması Yanıt C Bu piyasalarda alım satım koşulları, işlem yapacak olanların nitelikleri, işlem zamanı ve yeri gibi çeşitli özellikler belli standartlara bağlanmıştır. 2.Aşağıdakilerden hangisi örgütlenmiş piyasalar arasında yer almaz? A. Interbank Para Piyasası B. Bankalararası T Piyasası C. TCMB bankalararası döviz piyasası D. BIST Tahvil ve Bono Piyasası - 32 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI E. İstanbul Altın Borsası Organize Olmayan Finansal Piyasalar: Bu piyasalar tezgâh üstü piyasalar olarak da bilinmektedir. Yasal ve idari olarak belirlenmiş kuralları olmayan, fiziki ve resmi olarak belirlenmiş bir mekanı bulunmayan, organize piyasa dışında kalan alım ve satım işlemlerinin gerçekleştiği, ilgili kurum ve kuruluşların denetim ve gözetiminden uzak piyasalar olarak tanımlanabilir. Bankalararası T Piyasası, Bankalararası Repo Piyasası, Serbest Döviz Piyasası, Bankalararası Altın Piyasası Para ve Sermaye Piyasaları: Para Piyasaları: Kısa vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalardır. Bu piyasanın tipik özelliği kısa vadeli (genellikle bir yıldan kısa vadeli) fonlardan oluşan bir piyasa olmasıdır. Para piyasalarından sağlanan fonlar kredi olarak işletmelerin döner varlıklarının finansmanında kullanılır. Piyasanın kaynaklarını tasarruf sahiplerinin birikimleri ve genellikle bankalardaki çeşitli mevduatlar oluşturur. 4.Para piyasasındaki fon fazlası tasarruf sahibi yatırımcı çeşidi aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir? A. Örgütlenmiş yatırımcı B. Aktif yatırımcı C. Örgütlenmemiş yatırımcı D. Pasif yatırımcı E. Basiretsiz yatırımcı Yanıt D Fon arz eden, tasarruf sahibi, bu piyasada aktardığı fonun nasıl ve kimler tarafından kullanıldığı gibi konularla ilgilenmez. Sadece finansal kuruma verdiği fon ve getirisi ile ilgilenmektedir. Bu bağlamda para piyasasındaki fon fazlası olan tasarruf sahibi pasif yatırımcı olarak tanımlanabilir. YAYINLARI Para piyasası, kendi içinde, örgütlenmiş ve örgütlenmemiş para piyasası olarak sınıflandırılabilir. Örgütlenmiş para piyasası bankalar sisteminden oluşur. İşletmelerin nakit ihtiyaçlarının önemli bir kısmı bankalar tarafından karşılanmaktadır. Günlük, aylık para gereksinimleri, iskonto senetleri, döviz ve diğer unsurlar, bu piyasanın temel konularını oluşturmaktadır. Örgütlenmemiş para piyasası ise bankalar sistemi dışında kalan ve kısa vadeli fon değişiminin yapıldığı piyasadır. Bu tür piyasalar örgütlenmedikleri gibi, bazı durumlarda yasal düzenlemelerin de dışında kalabilmektedirler. Bir ekonomide eğer örgütlenmiş para piyasası yeteri kadar gelişmemiş ve kaynakları kıt ise örgütlenmemiş piyasaya yol açılır. Örgütlenmemiş para piyasasının diğer bir özelliği de işlemlere uygulanan faiz oranlarının örgütlenmiş piyasaya göre nispeten yüksek olmasıdır. Sermaye Piyasaları: Orta ve uzun vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasalara sermaye piyasaları adı verilir. Genel olarak sermaye piyasası işlemleri hisse senedi ve tahvil gibi menkul değerlerin alım satımını içermektedir. Bu piyasanın tipik ve para piyasasından ayrıldığı en belirleyici özelliği orta ve uzun vadeli fonlardan oluşmasıdır. işletmeler para piyasalarına genellikle işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak üzere başvururken, sermaye piyasasına uzun vadeli yatırım projelerini finanse etmek ve sermayelerini artırmak amacıyla başvururlar. Yanıt B 3.Aşağıdaki araçlardan hangisi para piyasası araçlarından biri değildir? A. Kambiyo senetleri B. Tahvil C. Hazine bonosu D. Mevduat sertifikası, E. Varlığa dayalı menkul kıymetler Yanıt B Banka kabulü gibi araçlar işlem görmektedir. Para piyasası araçları likiditesi yüksek olan araçlardır. Aynı zamanda vadelerin kısa olması nedeniyle alınıp satılan araçların arz fiyatlarında fazla dalgalanmalar olmaz. Araçlarının riski nispeten daha düşüktür. Nevin Su 5.Aşağıdakilerden hangisi Sermaye piyasasının üstlendiği fonksiyonlardan biri değildir? A. Şirket kaynak yetersizliğinin çözümü B. Hisse senedi ve tahvillerinin kolayca pazarlanmasına yardımcı olması C. Mülkiyeti yaygınlaştırması D. Küçük tasarruf sahiplerine cazip gelir imkânları sağlaması E. İşletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılaması Yanıt E Fon akımları, para piyasasına göre daha dolaysız olarak gerçekleşmektedir. Nihai borçlu ile nihai alacaklı arasında doğrudan borç alacak ya da mülkiyet ilişkisi oluşmaktadır. Tasarruf sahibi bu piyasada, aktardığı fonun kimler tarafından kullanılacağına piyasada kendisine sunulan finansal araçları risk-getiri tercihine göre seçerek kendisi karar vermektedir. Bu özelliği nedeniyle sermaye piyasasındaki yatırımcıyı aktif yatırımcı olarak nitelemek mümkündür. - 33 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Para ve sermaye piyasalarını birbirlerinden kesin çizgilerle ayırmak kolay değildir. Finansal aracıların birçoğunun her iki piyasada birden faaliyet göstermesi ve fonların her iki piyasa arasında gidip gelebilmesi, iki piyasanın kesin çizgilerle ayrılmasını zorlaştırmaktadır. İki piyasa arasındaki farklar, genel olarak üç noktada ele alınabilir. Para ve sermaye piyasaları arasında birinden diğerine doğru sürekli bir fon akımı mevcuttur. Getiri oranı bu iki piyasa arasındaki fon akımını ayarlayan bir düzenleyici durumundadır. Bu iki piyasa arasında fonlar genellikle düşük getiri oranından yüksek olana doğru kayar. Fon fazlası olanlar, kendi yatırım politikaları ve beklenen getiriye bağlı olarak fonlarını bu piyasalardan birine veya her ikisine birden yönlendirebilirler. Fon ihtiyacı olan birimler de, ihtiyaç duydukları fonun türüne göre bu piyasalardan birinden veya her ikisinden birden borçlanabilirler. Para ve sermaye piyasası arasında cari faiz oranları değişik olmakla birlikte birbirleriyle ilişkilidir. Bu iki piyasa arasındaki getiri farklılıkları fonların piyasalar arasında değişimine neden olur. Örneğin devletin yüksek getirili uzun vadeli finansal araçlar ihraç etmesi durumunda, parasını bankaya yatırmış olan bireyler daha yüksek getiri elde etmek amacıyla paralarını bankadan çekerek devletin çıkarmış olduğu tahvilleri alacaklardır. Bu durumda bankalar ellerindeki fonların başka bir alana kaymasını önlemek için, mevduatlara uyguladıkları faiz oranlarını artırma yoluna gidebileceklerdir. Birincil ve İkincil Piyasalar: Finansal piyasalar, işlem gören araçların piyasalara ilk defa sürülmüş olup olmamalarına göre, birincil ve ikincil piyasalar olarak sınıflandırılmaktadır. Birincil Piyasalar: İlk kez dolaşıma çıkan finansal araçların işlem gördüğü piyasalar birincil piyasalar olarak adlandırılır. Bu piyasalarda işletmeler, hisse senedi ve tahvil ihraç etmek suretiyle fon fazlası olanlardan fon toplamaktadırlar. Dolayısıyla bu piyasalar tasarrufların yatırımlara kanalize edildiği piyasalar olmaktadır.Sermaye piyasasının fonları yatırımlara aktarma fonksiyonu daha çok birincil piyasalarda gerçekleşmektedir.Birincil piyasada menkul değeri ihraç eden firma ile fon fazlası olan ekonomik birimler doğrudan ya da bir finansal aracı vasıtasıyla dolaylı olarak karşılaşırlar.Doğrudan karşılaşmada herhangi bir fi- 34 - Nevin Su YAYINLARI nansal aracı yer almayacağından ödenecek bir komisyon yoktur. Söz konusu durum ihraç maliyetlerinde önemli bir tasarruf sağlayarak üstünlük yaratır. Bunun yanı sıra sakıncası ise ihracın başarısız olma riskinin yüksek olmasıdır. Dolaylı karşılaşmada ise finansal aracıya komisyon ödenmesine karşın ihracın başarısız olma riski daha düşüktür. İkincil Piyasalar: Daha önceden ihraç edilmiş menkul kıymetlerin el değiştirdiği, yatırımcılar tarafından tekrar tekrar alınıp satıldığı piyasalara ikincil piyasalar denir. Menkul kıymetleri birincil piyasalardan alanlar, bunları tekrar paraya çevirmek istediklerinde, hisse senetlerinde hiçbir zaman, tahvillerde ise vadesinden önce ihraç edenlere başvuramazlar. ikincil piyasalar bu durumdaki menkul kıymetlerin nakde dönüşümünü gerçekleştiren yani likiditesini sağlayan piyasalardır. ikincil piyasalar, menkul değerlerin likiditesini ve pazarlanabilme imkânını arttırarak birincil piyasaya talep yaratır ve onun gelişmesine katkı sağlar. ikincil piyasanın bu temel fonksiyonunu yerine getirememesi durumunda, birincil piyasa bundan olumsuz etkilenmekte ve fonların yatırımlara aktarılması işlevi zorlaşmaktadır. Birincil piyasanın sağlıklı işlemesi, etkin ve verimli bir ikincil piyasanın varlığına bağlıdır. Bir işletmenin, doğrudan ya da bir aracı kurum aracılığıyla, menkul kıymet ihraç edip bunu yatırımcılara satması birincil piyasa işlemidir. Bu menkul kıymetleri satın alan bir yatırımcının daha sonra bunları diğer yatırımcılara satması ise bir ikincil piyasa işlemidir. ikincil piyasadaki bu devir işlemi menkul kıymeti ihraç eden işletmeyi doğrudan etkilemez. Ancak, ikincil piyasada menkul kıymetin kolayca el değiştirebilmesi (devredilebilmesi), ilgili işletmenin birincil piyasada yeni menkul kıymet ihracını ve bu anlamda sermaye piyasasından fon sağlamasını kolaylaştırır. En iyi örnek menkul kıymet borsalarıdır. Fiziksel olarak belli bir mekanda yer alan ve borsa üyelerinin katılımıyla, önceden belirlenmiş kurallar çerçevesinde menkul kıymetlerin alım-satımının yapıldığı yerlerdir. Aynı zamanda menkul kıymet borsalarında, sadece o borsaya kota edilmiş menkul kıymetler alınıp satılabilir.Sermaye piyasası gelişmiş ülkelerde “over the counter market” adı verilen borsa dışı piyasalar vardır. Tezgah üstü piyasa olarak dilimize çevrilen bu piyasalar, ikincil piyasaların diğer bir türüdür. Borsalarda işlem görmeyen finansal araçlar bu piyasada el değiştirir. Menkul AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI kıymet fiyatlarının pazarlık sonucu oluştuğu bu piyasada, genellikle küçük ve riskli firmaların menkul kıymetleri işlem görür. Borsa dışı piyasa ya da over the counter market, ülke çapında yer alan aracı ve komisyoncuların oluşturdukları bir iletişim ağıdır. ABD gibi gelişmiş bir sermaye piyasasına sahip ekonomilerde uygulamada bu piyasanın işleyişi bazı kurallara bağlanmış ve gerekli bilgi akımını sağlayacak merkezi bir sistem oluşturulmuştur. Bu sistem içinde piyasada menkul kıymet alım-satımı belirlenmiş kurallar çerçevesinde gerçekleşmektedir. Finansal piyasaların temel fonksiyonu Fiyat belirleme Likidite sağlama Bilgi edinme maliyetini düşürme FİNANSAL ARAÇLARIN ÖZELLİKLERİ Kısa vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasa “para piyasası” denir. Bu piyasada vade 1 yılı aşmamaktadır. Orta ve uzun vadeli fonlardan oluşan piyasa ise, “sermaye piyasası” dır. Bu piyasada vade 1 yıldan uzundur. İki piyasa arasındaki temel fark, vade sürelerindeki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Fon arz edenler fon talebinde bulunanlara devrettikleri fonların karşılaştırıldığında bu alış-veriş sonucu doğan ortaklık hakkı ya da alacağı temsil eden bir belge alırlar. Aldıkları bu belgeye “Finansal Araç” ya da “Finansal varlık” denir. Finansal araçların iki temel fonksiyonu; 1. Kaynak transferi 2. Kaçınılmaz riskleri fon fazlası ve fon ihtiyacı olan birimler arasında paylaşımı A. B. C. D. E. Nevin Su YAYINLARI Bono Mevduat cüzdanı Tahvil Kâr ve zarar ortaklığı belgesi Hepsi Yanıt D Paraya Dönüşebilirlilik: Likidite kavramına denk gelmektedir. Bankalarda açılan çek hesapları örnek verilebilir. Finansal araç ve taşıdığı hak: Finansal aracın sahibine menfaati olarak da algılanabilir. Yatırımcıya şirketin ortağı olma hakkı vermesi Şirketin yönetiminde ve denetiminde söz sahibi olabilmesi Şirketin faaliyet sonuçlarına kâr ya da zarar şeklinde katılabilmesi(hisse senedi) Belirlenen oranda faiz gelirretmek(bono,tahvil) Yatırımcının elinde intifa senetleri varsa ortak olamaması, alacaklılık hakkı olmaması,sadece şirket yönetimine katılarak ya da kârdan pay alma hakkına sahip olması Finansal derinleşmenin göstergesi nedir? Hem finansal kurumların çeşitliliği hemde finansal araçlarında çeşitliliğinin önem taşıdığını unutmayınız. Finansal araçların özellikleri nelerdir? Vade, paraya dönüşebilirlilik, finansal aracın taşıdığı hak, bölünebilirlik,teminat, getiri, pazarlanabilme kabiliyetidir. Vade; vade süre anlamında kullanılmaktadır. Bir finansal aracın vadesi, ihraç edildiği tarih ile yayınlayıcısı tarafından geri ödenecek olduğu tarihe kadar ya da tasarruf sahibinin o finansal aracı nakde çevirme talebinde bulunacağı tarih arasında geçen süredir. 6.Alacağı temsil eden geri ödeme tarihi aşağıdaki hangi finansal aracın üzerinde yazılı değildir? - 35 - Bölünebilirlilik:Yatırımcının elinde bulundurduğu finansal aracın en az hangi miktarda paraya dönüştürülebileceğini ifade eder. Finansal aracın teminatı:Finansal aracın kalite göstergesidir. Ana teminat olarak fon kullanan ekonomik birimin gelir yaratma kapasitesi Alacaklılık hakkı veren finansal raraçlarda teminat, aracı ihraç eden firmanın varlıkları ve geliri olması Riskten korunmak isteyen finansal yatırımcılar kısa vadeli ve gelir yaratma kapasitesi yüksek, sermaye yapısı güçlü şirketlerin yayınladıkları finansal araçları almayı tercih ederler. Getiri: Belli bir zaman diliminde yatırım yapılan araçtan beklenen nakit girişleri ile ölçülür. Tahvil için faiz, hisse senetleri için temettü ya da hamilin, hisse senedi veya tahvili satması durumunda, sermaye kazancının/kaybının ne olacağı, bu yatırımın elde bulundurulduğu zaman açısından finansal aracın getirisini belirleyecektir. Pazarlanabilme kabiliyeti: Finansal araç satın alındıktan sonra geri ödeme tarihinden önce örneğin, BIST’da satılıp nakde çevrilirken alış-satış maliyeti arasındaki marja bağlıdır. Düşük pazarlama maliyeti, bu finansal aracın pazarlanabilme kabiliyetinin hayli faz- AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI la olduğunun göstergesidir. Bir vadeli mevduat sahibi bankadaki hesabını vadesi dolmadan kapatmak isterse kaybedeceği faiz pazarlanabilme kabiliyetinin maliyetini artıracaktır. Oysaki vadesiz mevduat hesabını kapatarak, parayı geri almanın maliyeti sıfırdır. Para piyasasının özellikleri: A. Kısa vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı piyasa B. En önemli fonksiyonunun fon transferi yaparak ekonomik büyüme ve gelişmeye katkı sağlaması C. Örgütlenmiş ve örgütlenmemiş olarak ayırıma tabi tutulması Örgütlenmiş para piyasasının ticaret bankalarının oluşturduğu Pazar olması Örgütlenmemiş para piyasası banka sisteminin dışında kalan piyasalar olması Kaynaklarının çeşitli mevduatlar olması Araçlarının riski düşük aynı zamanda likiditesi yüksek ve yaygın olarak kullanılan hazine bonoları, mevduat sertifikaları, finansman bonoları, repo, çek ve senetler vb. oluşturmaktadır. 7.Aşağıdakilerden hangisi para piyasası araçlarından biri değildir? A. Mevduat sertifikası B. Hazine Bonosu C. Finansman bonosu D. Repo E. Senet Yanıt B Sermaye Piyasası Kanunu’na göre menkul k›ymetler; Ortaklık veya alacaklılık hakkı sağlayan, belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte, seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları Sermaye Piyasası Kurulu( SPK) tarafından belirlenen kıymetli evrak olarak tanımlanmaktadır. Menkul kıymetler finansal varlıklardır; ancak tüm finansal varlıklar menkul kıymet özelliği göstermeyebilir. 8.Aşağıdakilerden hangisi yatırımcı açısından en riskli yatırım aracı arasında bulunur? A. Devlet tahvili B. Hazine bonosu C. Özel sektör hisse senedi D. Finansman bonosu E. Özel sektör tahvili YANIT C Yatırımcılar açısından risksiz yatırım araçları Devlet tahvili Nevin Su YAYINLARI Hazine bonosu Özel sektör tahvili ve finansman bonoları ise borçlanma araçlarıdır ve vadesi sonunda ana para ve faizin ödenmesi gerekir. Hisse senetleri ise ortaklık hakkı verir ve kâr payı ödenmemesi durumunda bir yaptırım söz konusu değildir. Bu durumda yatırımcılar açısından en risklisi özel sektör hisse senetleridir. Finansal varlıkların, araya bir kurum girmeksizin aracısız el değiştirmesi doğrudan finansman, aracılar vasıtasıyla el değiştirmesine ise dolaylı finansman denir. Menkul kıymetler borsası Doğrudan finansman özelliği göstermesi Yatırımcıların tasarruflarını uygun gördükleri finansal varlıklara yatırması Yapılan yatırımın riskini tasarruf sahibinin kendisinin üstlenmesi Doğrudan finansmanda süreci hızlandırmak ve etkinliği artırmak hangi kurumlar aracılık hizmeti görmektedir? Brokerlar Dealerlar Yatırım bankaları Bir komisyon karşılığında fon arz edenlerle talep edenleri karşılaşılaran kurum hangisidir? Brokerlar Başkaları ve kendi nam ve hesabına işlem yapan aracı kurum hangisidir? Dealar Bu kurumlara pazar yapıcı kurumlar da denir. Piyasada fiyatlar ucuz iken alış, fiyatlar yüksek olduğunda satış yaparak piyasanın etkin çalışmasında önemli rol oynarlar. Ülkemizde hangi kurumlar dealar olarak işlev görmektedir? Hisse senedi ve tahvil piyasalarında bankalar Portföy yönetim şirketleri Dolaylı finansmanın en önemli aracı kurumları Ticaret bankalarıdır. Finansal Kurumların Sınıflandırılması Finansal kurumlar; para yaratan finansal kurumlar, para yaratmayan finansal kurumlar, yarı finansal kurumlar ve hizmet gören finansal kurumlar olarak sınıflandırılabilir: - 36 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 9.Aşağıdakilerden hangisi Para Yaratmayan Finansal Kurumlardan biri değildir? A. Kalkınma ve Yatırım Bankaları B. Kredi ve Kefalet Kooperatifleri C. Katılım bankaları D. Posta Çekleri Sistemi E. Sigorta şirketleri YANIT C 10.Aşağıdakilerden hangisi Yarı Finansal Kurumlar arasında yer alır? A. Kalkınma ve Yatırım Bankaları B. Kredi ve Kefalet Kooperatifleri C. Posta Çekleri Sistemi D. Sosyal güvenlik kurumları E. Sigorta şirketleri YANIT D 11.Aşağıdakilerden hangisi hizmet Gören kurumlar arasında yer almaz? A. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası B. Posta çekleri sistemi C. Sermaye piyasası kurumları D. İzmir Vadeli işlemler Borsası E. Takasbank YANIT B Finansal Kurumların işlevleri Maliyetleri azaltmak Miktar ayarlaması yapmak Vade ayarlaması yapmak Risk ayarlaması yapmak Finansal danışmanlık hizmei sunmak Ticari bankalar hakkında bilmeniz gerekenler nelerdir? Bankacılığın ilk türü olması Mevduat kabul eden kredi kurumlarını ifade etmesi Fon kaynaklarının genellikle kısa süreli mevduatlardan oluşması Fon kullanımlarını işletme kredileri oluşturması En önemli faaliyetlerinin kaydi para yaratması olması 12.Türkiye’de ticaret bankalarının finansal sektörde ağırlığı yüzde kaçtır? A. 66 B. 78 C. 80 D. 85 E. 90 YANIT C Eylül 2011 tarihi itibariyle ülkemizde faaliyet gösteren finansal kurum sayısı 423 olup bunun 48’i bankalardan oluşmaktadır. Nevin Su YAYINLARI Finansal piyasalarda finansal aracı kurumlar arasında etkinliği ve önemi en fazla olan kuruluşlar para yaratan finansal kurumlardır. Finans sektörünün bilanço tutarı 2011 yılı Eylül ayı itibariyle _1.559,5 milyara ulaşmıştır. Sektör aktiflerinin yüzde 77,8’ini ticari bankalar oluşturmaktadır. Ülkemizde mevduat toplama yetkisi sadece ticari bankalara verilmiştir. DÜZENLEYİCİ VE DENETLEYİCİ KURUMLAR BDDK SPK Hazine Müsteşarlığı TCMB Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu Tasarruf Mevduatı ve Katılım Fonu Meslek Birlikleri Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Hazine ve Merkez Bankası’nın denetimi ve gözetimi altında bulunan bankacılık sektörünün, düzenleme ve denetimin etkinliğinin artırılması ve bağımsız bir karar alma mekanizmasının oluşturulması amacıyla tek bir bağımsız denetleyici ve düzenleyici kuruma tabi olması kararlaştırılmıştır. 13.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu hangi tarihte faaliyetine başlamıştır? A. 1999 B. 2000 C. 2001 D. 2004 E. 2007 Yanıt B Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) idari ve mali özerkliğe sahip bir kamu kurumu olarak kurulmuş ve Kurum Ağustos 2000’de faaliyetlerine başlamıştır. BDDK,nın kuruluş ve faaliyetine izin vererek düzenleme ve denetlemesinden sorumlu olduğu mali kuruluşları sıralayınız? 1. Mevduat, katılım, kalkınma ve yatırım bankaları 2. Yabancı banka temsilcilikleri 3. Faktoring 4. Finansal kiralama 5. Finansman Şirketleri 6. Finansal holding Şirketleri 7. Varlık yönetim Şirketleri 5411 sayılı Bankacılık Kanununda BDDK’nın görevleri nelerdir? 1. Güven ve istikrarın sağlanması 2. Kredi sisteminin etkin çalışması 3. Tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması - 37 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 4. Malî sektörün geliştirilmesi 14.Mali kuruluşlara ilişkin aşağıdaki hangi konu BDDK, nın görev ve sorumluluğu kapsamında ele alınmaz? A. Tasfiye B. Birleşme C. Hisse değişimi D. Cezai işlem E. Bölünme Yanıt D BDDK İle İlgili Diğer Bilmeniz Gerkenler : Yurt içi ve yurt dışı muadil kurumların katıldığı uluslararası malî, iktisadî ve meslekî teşekküllere üye olmak, bu çerçevede Finansal istikrar Kurulu ve Basel Komitelerinin faaliyetlerine aktif iştirak etmek, görev alanına giren hususlarda yabancı ülkelerin yetkili mercileri ile mutabakat zaptı imzalamak. Mevzuatla kendisine verilen yetkilerini, Kurulca tesis edilecek düzenleyici işlemler veya alınacak özel nitelikli kararlar ile kullanmak. Kurul kararıyla Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler ve tebliğler çıkarmak, bu konularda banka ya da banka grubu bazında farklılaştırmaya gidebilmek. Sistemik Risk Koordinasyon Komitesi, Finansal Sektör Komisyonu ve Eşgüdüm Komitesi çalışmaları ile bunlara ilişkin sekretarya faaliyetlerini yürütmek. 15.Bağımsız düzenleyici kurumların ilki aşağıdakilerden hangisidir? A. BDDK B. SPK C. Hazine Müsteşarlığı D. TCMB E. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu Yanıt B Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Sermaye Piyasası Kurulu 1981 yılında 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile kurulmuştur. SPK, nın kurulmasındaki temel amaçlar nelerdir? Tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın iktisadi kalkınmaya etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamak Sermaye piyasasının güven, açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını sağlamak Tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını düzenlemek ve denetlemek Sermaye piyasasını düzenleyen ve denetleyen kurum ? Kamu kurumudur. Kurulun temel görevleri? Piyasanın işleyiş kurallarını belirlemek Piyasaların adil ve etkin çalışmasını sağlamak Nevin Su YAYINLARI İlgili kurumların belli kurallar çerçevesinde faaliyet göstermesini sağlamak Yatırımcıların haklarını korumak Hazine Müsteşarlığı Devletin taşınır ve taşınmaz varlıklarının sahibi ve yöneticisi konumunda olan Hazine Müsteşarlığı, ülkenin ekonomi politikaları çerçevesinde Hazine işlemleri, iç ve dış borçlanmaları yürütmek Sigortacılık sektörüne ilişkin denetleme ve düzenleme faaliyetlerini yürütmek 16.Hazine Müsteşarlığı hangi tarihte Dış Ticaret Müsteşarlığından ayrılarak bugünkü yapısına kavuşmuştur? A. 1991 B. 1993 C. 1994 D. 1996 E. 2001 Yanıt C 1994 yılında Dış Ticaret Müsteşarlığından ayrılarak “Hazine Müsteşarlığı” adı ile bugünkü adı ve yapısına kavuşmuştur. 17.Ülkenin finansman politikaları çerçevesinde sermaye akımlarına ilişkin düzenleme aşağıdakilerden hangisi tarafından yapılmaktadır? A. BDDK B. SPK C. Hazine Müsteşarlığı D. TCMB E. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu Yanıt C 18.Aşağıdakilerden hangisi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının görev sorumlulukları arasında yer almaz? A. Fiyat istikrarını sağlamak B. Finansal sistemde istikrarı sağlamak C. Para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici tedbirleri almak D. Doğrudan bankacılıkla ilgili gözetim ve denetimi sağlamak E. Rezerv ve likidite gereksiniminin usul ve koşullarını belirlemek Yanıt D Doğrudan bankacılıkla ilgili gözetim ve denetimi sağlamak, özerk bir kuruluş olan BDDK tarafından yürütülmektedir. TCMB TCMB 1930 yılında kurulmuş ve 1931 tarihinde faaliyetlerine başlamıştır. Türkiye’de sermaye piyasasının oluşması ve menkul değerler borsasının kurulması nda etkili olan olay nedir? - 38 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 1854 Kırım savaşı ile başlayan Osmanlı borçları Osmanlı borçlanma tahvilleri çıkarılmasıyla, İstanbul’da etkili bir piyasa oluşmuş ve gayrimüslim bankerler Galata’da bu işle uğraşmaya başlamış, 1864 yılında bir dernek kurarak bu harekete öncülük etmişlerdir. 19.İstanbul’da “Dersaadet Tahvilat Borsası” adlı ilk resmi Osmanlı Borsası hangi tarihte kurulmuştur? A. 1854 B. 1864 C. 1866 D. 1926 E. 1929 YANIT C Borsa 1. Dünya savaşı sırasında kapanmış, daha sonra 1929’da isim değişikliği yapılarak “İstanbul Menkul Kıymetler Borsası” adını almıştır. Ancak borsa eski canlılığını gösterememiştir. Borsa 1938’de Ankara’ya taşınmış; “Kambiyo, Esham ve Tahvilat Borsası” adını almıştır. Ancak işlem hacmi çok küçük olduğundan 1941’de yeniden İstanbul’a getirilmiştir. 20.Ülkemizde halka açık şirketlerin kurulması hangi yıllara rastlamaktadır? A. 1940 B. 1950 C. 1960 D. 1970 E. 1980 YANIT D Sermaye Piyasası Kanunu 3 Ocak 1986 tarihinde ilk işlemlere başlamıştır. Türk Lirası hangi yıl konvertibl kılınarak dış dünya ile mali ilişkilerde tam bir serbestleşmeye gitmiştir? 1989 1997 yılında menkul kıymetlerin %87’i Kamu tarafından 1997 yılında menkul kıymetlerin %13’ü Özel kesim tarafından ihraç edilmiştir. 2005 yılında menkul kıymetlerin kamu payı yüzde kaçtır? %90 2005 yılında menkul kıymetlerin özel kesim payı yüzde kaçtır? %10 2010 yılı 4. ay itibariyle kamunun payı tekrar gerileyerek %82 olmuş, özel sektörün payı ise %18’e yükselmiştir. FAİZİN ANLAM VE ÖNEMİ Nevin Su YAYINLARI Faiz, piyasa ekonomilerinde en fazla tartışılan, makro değişkenlerden birisidir. Faize karşı olan ilginin sebeplerini açıklayınız? 1. Ekonominin işleyişi üzerinde çok ciddi sonuçlar yaratması 2. Ekonominin her aşamasında önemli etkileri olan bir değişken olması 3. Ekonominin finansal işleyiş sürecinin anlaşılabilmesinde etken olması 4. Ekonominin genelini ilgilendiren makro değişken olması 5. Ekonomik yapı içindeki etkilerinin sadece finansal sistemle sınırlı olmaması 6. Finansal sistemin reel sektöre olan tamamlayıcılık ilişkisinin faiz değişkeni ile işlenmesi 7. Tüketim, tasarruf ve yatırım kararlarını etkilemesi 8. Merkez bankalarının para politikalarını yürütmesinde de önemli rol oynaması olarak bilmelisiniz. Genel olarak faiz tanımı yapınız? Bir üretim faktörü olan sermayenin üretimden aldığı pay veya sermayenin belli bir süre başkasına ödünç verilmesinin karşılığında ödenen bedeldir. 21.Faizin bir ödüncün kullanımı karşılığında ödenmesi gereken bedel tanımlaması aşağıdakilerden hangisidir? A. Üretim faktör payı B. Getiri C. Maliyet D. Karşılık E. Sermaye Yanıt C 22.Sermayedarın kullanmayıp başkasına devrettiği tutarın, faiz tanımlaması aşağıdakilerden hangisidir? A. Üretim faktör payı B. Getiri C. Maliyet D. Karşılık E. Sermaye Yanıt B 23.Faizin karşılık olarak tanımı aşağıdakilerden hangisidir? A. Üretim faktörlerinin üretime katkıları karşılığında aldıkları pay B. Tüketimden vazgeçmenin bedeli C. Bir ödüncün kullanımı karşılığında ödenmesi gereken bedel D. Sermayedarın kullanmayıp başkasına devrettiği tutar E. Tüketimden vazgeçmemenin bedeli Yanıt B Faizin temel işlevleri nelerdir? Tasarrufun ulusal gelirden alacağı payı belirlememesi - 39 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Sermayenin etkin dağılımı ve kullanımını sağlaması Tasarruf sahiplerine gelir sağlaması Faiz; Tasarrufçu, yatırımcı, üretici ve tüketiciler başta olmak üzere ekonominin hem talep hem de arz boyutu üzerinde önemli bir belirleyici durumundadır. .Faiz Oranı Kavramı 1. Ödenen faizin anaparaya oransal olarak ifadesi 2. Kullanılan ya da borçlanılan meblağın yüzdesi olarak ifade edilen, borçlanma maliyeti 3. Borçlanma sonucu karşılanan ek ödemenin borçlanılan tutara oranlaması T1000 borçlanan ya da fon kullanan ekonomik birim, bu borcuna karşılık yıllık bazda T100 ödemede bulunuyorsa; faiz oranı, 100/1000 = 0,10 (%10) olarak belirlenecektir. 24.Aşağıdakilerden hangisi faiz oranları düzeyinin doğrudan etkileri arasında yer almaz? A. Bireylerin harcama eğilimi B. İşletmelerin yatırım kararları C. İnsanların günlük yaşantısı D. Ekonominin sağlıklı gelişimini E. Ekonominin servet dağılımı Yanıt E Faiz oranı fon arz eden ve fon talep eden için farklı anlama sahiptir. Fon arz eden, tüketimini belirli bir süre ertelediği için, elde edeceği ödülün büyüklüğü önem arz ederken; Fon talep eden için ödünç alınan paranın fiyatı önem arz edecektir. Ödünç alan ekonomik birimin ödediği faiz, aslında kazanmadan harcama yapmak istediği için katlandığı bedeldir. Nominal Faiz Oranı: Cari yani o andaki T cinsinden belirlenen, gazete, dergi ve diğer iletişim unsurları tarafından halkın bilgisine sunulan faiz oranıdır. 25.Nominal faiz oranı aşağıdakilerden hangisini ifade etmez? A. Reel faiz ve nominal faizin toplamından oluşması B. Gözlenebilen faiz oranı olması C. Beklenen enflasyona göre düzeltilmiş olması D. Vadeli mevduat faiz oranlarını ifade etmesi E. Sabit getirili finansal varlıkların o andaki geçerli olan fiyatlara göre ortaya konan getiri oranlarını ifade etmesi Yanıt C Beklenen enflasyona göre düzeltilmiş faiz oranının reel faiz oranı olduğunu biliniz. Nevin Su YAYINLARI Reel Faiz Oranı: 1. Nominal faizin enflasyonla ilişkilendirilmiş şekli 2. Beklenen enflasyona göre düzeltilmiş faiz oranı 3. Fiyat artışlarının nominal faizde yarattığı erozyonu ortaya koyduğu için, gerçek getirinin ifadesi olarak daha anlamlı sonuçlar üretmesi 4. Nominal faiz oranından beklenen enflasyonun arındırılması Fisher Eşitliği yaklaşımına göre, i = re + EP i= Nominal faiz oranı re= Reel faiz oranı EP = Beklenen enflasyon oranı Reel faiz oranı,re = i – EP Enflasyon oranının düşük seyrettiği ekonomiler için geçerli olan bir reel faiz hesaplama yöntemidir. Enflasyon oranının yüksek seyrettiği ekonomilerde reel faiz hesaplaması ise, aşağıdaki formül ile olacaktır. (1+i) re = ––––––– – 1 KİTABIMIN 286-295. SAYFASINDAN ALINMIŞTIR. - 40 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI 6. DERS: GİRİŞİMCİLİK VE İŞ KURMA: YAYINLARI 3.Girşimcilikte üretim girdilerinin örgütlenmesi ve yönetilmesi üzerinde durarak tanıma ekleyen kişi kimdir? 1.ÜNİTE GİRİŞİMCİLİK KAVRAMI, ÇEŞİTLERİ VE GİRİŞİMCİLİKTE ETİK Girişimcilik, kökleri hayallere dayanan ve değerlerle sonuçlanan bir süreçtir. Diğer bir deyişle hayalleri gerçeğe dönüştürmektir. Girişimcilik kavramında Hem soyutluk hem somutluk olması Hem düşünsellik hem de eylemsellik olması Son dönemlerde toplumsal alanlarda ortaya çıkan hızlı değişim, girişimciliğin daha fazla kullanılması sonucunu doğurmuştur. Toplumlar daha önceki dönemlere göre günümüzde daha girişimcidirler. İşletmelerin etkilendikleri ama etkileyemedikleri, ekonomik, toplumsal, yasal ve siyasal, teknolojik alandaki hızlı değişim, çeşitli tehdit ve fırsatlar yaratmaktadır. Girişimcilik, işletmeler için bir defa ya da kesik kesik değil sürekli sürdürebilir olmalıdır. Jean Baptise Say Girişimcilik, bu tanım ve dönemle birlikte dördüncü üretim faktörü olarak görülmüştür. Hangi ekonomi girişimciliği özgürlüklerden biri olarak vurgulamıştır? Kapitalist ekonomi Günümüzde kapitalizmin tek sistem olarak liderliğini ilan etmesi girişimciliği daha da önemli hale getirmiştir. 4.Üretim faktörlerinden hangisi diğer üretim faktörlerine göre bir eylem gerektirmektedir? Girişimcilik 5.Girişimciliğe yenilikçilik özelliği katarak dinamizm kazandıran iktisatçı kimdir? Joseph A. Schumpeter Yıkıcı yaratıcılık olarak adlandırılan, eski yerine yeniyi koyma eyleminin girişimcilik olduğunu vurgulayarak bu kavrama yeni bir boyut kazandırmıştır. İşletmenin tüm alanlarındaki yenilikler eskiyi yok edeceği için yıkıcı yaratıcılık olarak görülmüştür. 1.Girişimcilik terimi ilk defa teoride hangisi tarafından kullanılmıştır? Fransız Richard Cantillon tarafından 1730’larda kullanılmıştır. 2.Girişimciliğin kavramlaştırılmasının temeli hangisine dayanır? Endüstri Devrimine dayanmaktadır. Aynı zamanda girişimcilik kavramı çeşitli teori ve çalışmalara da konu olmuştur. Bir malın veya hizmetin üretim girdilerinin satış amaçlı olarak henüz belirlenmemiş bir bedelle satın alınması ve üretilmesidir. Girişimciliği, henüz belirginleşmemiş bir bedelle satmak üzere üretimin girdilerinin ve hizmetlerinin satın alınması ve üretilmesi olarak 18. yüzyılda ilk kez tanımlayan Richard Cantillon, girişimciliğin risk alma unsurunu öne çıkarmıştır. Risk barından bir unsur olması Kontrol edilemeyen risklerin önemini daha da arttıran gelişmeler nelerdir? Geleceğin tamamen öngörülmediği ortamlarda girişimcilik yapmak Yüksek beklentiler içinde olmak Girişimcinin en büyük özelliklerinden birisi nedir? Sezgiler Nevin Su Girişimci olma durumu Emek sermaye ve doğayı bir araya getirerek üretim sürecinin bir üretim faktörü olarak tasarlanması, örgütlenmesi ve onun tüm risklerinin üstlenilmesi olarak biliniz. Sözcük olarak girişimcilik Türkçede Müteşebbislik olarak da kullanılır. Ancak günümüzde girişimcilik kavramı, daha yaygın olarak kullanılmaktad›r. Dar anlamda girişimci Sadece iş kurarken var, sonrasında yoktur. Girişimcilik faaliyetinin özelliği Sürdürülebilir olması Kültür olması Süreçler dizisi olması Girişimciliği meydana getiren eylem kavramlar nelerdir? Yenilikçilik Risk alma Öngörme Fırsatçılık Harekete geçme Eylem Girişimcilik bir eylem, girişimci ise bu eylemi yapan kimsedir. Girişimcilik, içerisinde eylemleri barındı- - 41 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI ran süreçler bütünüdür. Girişimci, bu eylemlerin tamamında ya da bir kısmında bulunabilir. 6.Aşağıdakilerden hangisi girişimciliğin alt süreçleri arasında yer almaz? A. Arama B. Seçme C. Fırsatçılık D. Uygulama E. Değerlendirme YANIT C Girişimcinin özellikleri Zekâ Enerji Deneyim Girişimcilik ruhu Rasyonel davranış yetisi Motivasyon Girişimci aynı zamanda inovasyon lideridir. Girişimci yola çıktığında başarısızlıkla karşılaştığında yeni yol bulandır. Girişimciler için girişimcilik gelip geçen bir şey değil, bir yaşam biçimidir. Girişimcinin bir özelliği! Özgür olması İlişkileri ve iletişimi güçlü olması Girişimcilerle ilgili çok konuşulan MİT’ler Sermayesi olan herkes iş kurabilir başarılı olabilir (Akıl verme para ver” deyişi) X Girişimci şunu üretiyor, satıyor, kazanıyor ben de bunu yaparsam kazanırım(taklitçi düşünce) Eğitim dönemlerinde pek başarılı olamayanlar girişimcilikte de başarılı olamaz İş fikri yaratabilen herkes girişimci olabilir Girişimciler devletten ihale alan, vergi kaçıran, çalışanın ücretini ödemeyen, meşru gören kimselerdir Girişimciler kumarbazdır(Kontrollü risk alırlar) Girişimcinin gecesi gündüzü yoktur. Kapsam açısından girişimcilik türleri Dış Girişimcilik(genel ve başlangıç girişimcilikte denir) İç Girişimcilik 7.Aşağıdakilerden hangisi İçerik açısından girişimcilik türlerinden biri değildir? A. Demografik B. Ekonomik C. Sosyal D. Kadın E. Genç YANIT A Dış Girişimcilik Nevin Su YAYINLARI Yeni bir işletmenin ya da toplumsal fayda üreten yeni bir organizasyonun kurulması başlı başına girişimcilik olarak görülmektedir. İlk hareketin yapılması, ilk adımın atılması, girişimin doğuşu vardır. Organizasyonların doğumu insanların doğumuna benzer. Sağlıklı doğan işletmelerin (girişimciliğin en önemli süreci burasıdır) yaşamı sorunsuz, ömrü uzun olur. Ama sağlıksız doğan işletmenin yaşamı sorunlu olur ve ömrü kısadır. Ne olursa olsun bir iş kuralım, işletmemiz olsun, diye kuruluş öncesi dönemi önemsemeyenlerin kurduğu işletmeler kurulur kurulmaz kapanmaktadır. Gelişmemiş ve az gelişmiş ülkelerdeki bebek ölüm oranlarıyla girişimciliğin gelişmediği ülkelerdeki işletme kapanma oranları birbirine benzemektedir. İç girşimcilik İşletme ve diğer örgütlerin yaşamını sürdüren itici güçtür. Kurulmuş işletme ve örgütlere enerji üreten santral gibidir. İç girişimcilik ne demektir? Kurulmuş ve yaşayan bir işletmenin sınırları içindeki tüm alanlarda yeni üründe/hizmette, yönetimde, pazarlamada, satın almada, üretimde, satışta ve bunların fonksiyonlarında yapılan yeniliklerin ticari hale gelme çaba ve sonuçlarıdır. İç girişimciler Her pozisyonda çalışan(kurum içi girişimcilik) İç girişimciliğin özellikleri Toplumdaki girişimci ve girişimcililik kültürünü artırması Stratejilerine girişimciliği koyan kuruluşlar Küresel ve bölgesel sorunlarla ilgilenen kuruluşlar Kendi işletmesini kuran girişimci ile bir işletmede çalışan iç girişimci arasındaki benzerlikler Yenilikçi Fırsatları kovalayıcı Risk almaları Kaynakları etkin ve verimli kullanmaları Aile geçmişleri Temsilcilik aracılığı ile katılım yerine direkt katılımları Temel güdüleri, ilişkileri ve iletişimleri 8.Kendi işletmesini kuran girişimci ile bir işletmede çalışan iç girişimci arasındaki karşılaştırmalardan hangisi yanlıştır? A. İç girişimcinin fon sağlamak konusunda diğer girişimciye göre daha rahat olması B. İç girişimcinin riskinin kariyeri ve istihdam olması iken, diğer girişimcinin kar maksimizasyonu olması - 42 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI C. İç girişimcinin amacının geliştirmek iken, diğer girişimcinin güçlendirmek olması D. İç girişimcinin şirketteki engellerle karşılaşması ve üstesinden gelmeye çalışması iken, diğer girişimcinin ise pazarda karşılaştığı engellerle uğraşması E. İç girişimci güçlendirmek diğer girişimci geliştirmek için çalışır. YANIT C İç girişimcinin kendi fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için gerekli koşullar nelerdir? İşletmenin teknolojide üstün olması Yeni fikirlerin desteklenmesi Hatalara karşı toleranslı olunması Fırsatta öncelikli seçim yapmaması Kullanılabilir ve ulaşılabilir kaynak olması Takım çalışmasının desteklenmesi Ödüllendirme sistemi ve sponsorluk desteğinin olması Yetki ve sorumluluk verilmesi İşletme sınırları esnek olması Üst yönetimin iç girişimciliği benimsemiş ve desteklemiş olması 9.İç girişimciliğin sürdürülebilir ya da sürekli açık olması yönünde açıklama yapmış kişi kimdir? Will Rogers İç girişimciliği geliştirmenin yollarını sıralayınız Girişimci insanları işe almak Sahip olunan girişimci çalışanın tutulması Ekonomik (Ticari) Girişimcilik Sahibine kâr, müşterisine katma değer sağlayan bunu da ürettiği ürün ve hizmetle yapan girişimciliktir. Bütün dünyada yaygın olan girişimcilik türü hangisidir? Ekonomik (ticari) Girişimciliğin faktör getirisi Kâr Sosyal girişimcilik Kurumsal sosyal sorumluluk ve hayırseverlik kavramlarından farklıdır. Diğerine göre daha yenidir. Ekonomik girişimciliği tamamlar. Kurumsal sosyal sorumluluk da ticari girişşimci ve işletmesi, itibar kazanmayı, bunu da markasına yansıtmayı açık açık belirtmese de hedeflemektedir. Sosyal girişimci İtibar kazanmak için değil toplumun devlet, işletmeler ve diğer sivil toplum tarafından Nevin Su YAYINLARI çözülemeyen sorunlarını çözmek ve tamamen ortadan kaldırmak için uygular. Sosyal girişimciliğin temelinde Aldığından fazlasını vermek vardır. 10.Kavram olarak sosyal girişimcilik hangi yıllardan sonra ortaya çıkmaya başlamıştır? A. 1945 B. 1980 C. 1990 D. 2000 E. 2010 YANIT C Ekonomik girişimciliğin amaçları Kâr Sosyal fayda Sosyal girişimciliğin amaçları Sosyal fayda ilk sırada Kâr ikinci sırada bulunur 11.Aşağıdakilerden hangisi Sosyal girişimcilerin çabaları hakkında doğru bir ifade olmaz? A. Devlet, sivil toplum kuruluşları ve girişimci lerin çözemediği toplumsal sorunları çözmesi B. Toplumsal ihtiyaçları gidermesi C. Yaptıklarının daha insani ve ahlaki olması D. Kendinden çok topluma çalışması E. İnovasyonun arka planda olması YANIT E Sosyal dönüşümü sağlayan inovasyonun özellikleri Patentinin olmaması Taklidin yaygınlaşmasının istenmesi Yenilik sistemlerinin kurulamamış olması Ekonomik ve sosyal girişimciliğin ortak yönleri İnovasyon Risk alma Hata yapma Başarız olma Hayal ettiğini, düşündüğünü, gerçekleştirmeyi engelleyen faktörlerin başında hangisi vardır? Risk alma Hem ekonomik girişimcilikte hemde sosyal girişimcilikte yaratıcılığın en çok gerekli olduğu nokta nedir? İş fikri Fowler Sosyal girişimcilik, sosyal fayda elde etme ve sürdürme olanğı sağlayan yaşanabilir ekonomik yapıların, ilişkilerin, kurumların, organizasyonların ve uygulamaların yaratılmasıdır. Hibbert ve arkadaşlarına göre Sosyal girişimcilik Kâr elde etmek amacından çok sosyal amaçlar için girişimsel davranışın sergilenmesidir Mair ve Marti Sosyal girişimcilik, sürdürülebilir bir şekilde, sosyal ihtiyaçları karşılayan fırsatların keşfedilmesi ve bu - 43 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI fırsatların gerçeğe dönüştürülmesinde kaynakların yaratıcı bir şekilde kullanılmasıdır. Sosyal girişimcilik konusunda uygulamada söz edilen modeller nelerdir? Misyonu sosyal olan örgütlerle yapılması Ekonomik ve ticari girişimciliğin sonuç olarak sosyal girişimciliği kapsaması Sosyal girişicilikte Nobel Barış Ödülü’nün sahibi aşağıdakilerden hangisidir? Mikro kredi uygulamasıyla özellikle kadınları bu harekete katan kişi olarak biliniz. Mikro kredi uygulamasının kurumsallşaması hangisi ile mümkün olmuştur? 1983 yılında yoksulların finansmanı için Grameen Bank’ın kurulması Sosyal girişimcilik başarılarına örnekler Ashaka Schwab vakfı Kadın Girişimci Ülkemizde kadınların çalışma hayatına katılma oranı yüzde 26, AB ortalaması yüzde 55, dünya ortalaması yüzde 46’dır; yine ülkemizde kadın girişimci oranı toplam erkek girişimcilerin yüzde 15’i dir; Yani kadın, çalışma hayatında daha çok olmasına rağmen girişim rolde çok az görülmektedir. Konuyla ilgili TOBB bünyesinde “kadın girişimciler kurulu” oluşturulmuştur. 12.Türkiye Kadın Girişimciler Derneği hangi yıl kurulmuştur? A. 1999 B. 2000 C. 2001 D. 2002 E. 2004 YANIT D Türkiye’ de girişimcilerin eğitim durumlarına bakıldığında yaklaşık yüzde 80’ininin üniversite mezunu olmadıkları görülmektedir. Ülkemizde genç girişimci birimleri ve programların oluşma biçimleri Dernekler Kulüpler Kurullar Eğitim ve araştırma birimleri Enstitüler ve merkezler 13.TOBB Genç Girişimciler Kurulu hangi yıl faaliyete geçmiştir? A. 2009 B. 2010 C. 2011 D. 2012 E. 2013 YANIT A Nevin Su YAYINLARI Geleneksel girişimcilik İş büyütmek için mevcut sektörler dışında bir seçeneğin olmadığı girişimciliğe geleneksel girişimcilik denir. Büyüme hızlı ve yüksek değildir. Yeni girişimcilik Yeni ve eski sorunları, yeni ürün/hizmetler ve yeni iş anlayışları ile çözen girişimciliktir. Yeni girişimcilik İnovasyona ve inovasyon sektörlerine odaklı olması Finansman ve erişim hedefinin küresel” boyutta olması Bilim ve teknolojiyle evrensel pazarlama becerilerine dayalı olması Yeni girişimcilikte, ekonomiye yeni sektörler kazandırılmakta ve mevcut sektörleri büyütmekte olduğu için ekonomik büyüme hızlıdır. Her büyüme istihdam demektir. Yeni girişimciliği destekleyen ülkeler ABD İsrail Singapur Malezya Çin Yeni Zelanda Hindistan Yeni Girişimcilik ile bazı ülkelerin yapmış olduğu uygulamalar İnovasyon ile ekonomik büyüme ve istihdam artışı Destek programlarının yeni teknoloji içererek başarıyı sağlaması Büyük ve kapsamlı devlet desteğiyle olması Yeni girişimcilik için inovasyon sektörleri nelerdir? İnovatif tıp bilgi işlem ve iletişim biyo teknoloji Nanoteknoloji Yenilenebilir enerji Su arıtma Geri dönüşüm Savunma-güvenlik Eğitim teknolojileri Alternatif enerji kullanan taşıma alanları Yeni girişimciliğin özellikleri Gelişmeye açık küresel sektörler olması Toplumsal faydanın dünyanın diğer ülke insanları tarafından talep görmesi Girişimcilik süreçlerinin başında yer alan iş fikri, kişinin öz malıdır ve ona ait olmalıdır. Buna fikri mülkiyet hakkı denir ve korunur. Etik kurallar içinde hareket eden girişimci özellikleri nelerdir? Fikirleri yağmalayan değil yaratan olmalı - 44 - AÖF MALİYE 7. YARIYIL KİTAP İNCELEME KİTAPÇIĞI Yeni sorunlar çıkarmadan, var olan sorunları çözmeye odaklanmalı KİTABIMIN 342-346. SAYFASINDAN ALINMIŞTIR. - 45 - Nevin Su YAYINLARI