ÖNSÖZ Bilim ve teknolojideki gelişmelerin etkisiyle, uluslararası ilişkilerin yoğunlaştığı dünyamızda hızlı bir değişim süreci yaşanmakta ve bu durum sadece insanları değil kamu yönetimlerini de etkilemektedir. Bu süreç, Bakanlığımızın da uyum sağlaması gerektiğine inandığımız ve üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir konudur. Bu çerçevede, hem değişime ayak uydurmak hem vatandaşlarımıza daha iyi hizmet etmek, kamu yönetimi anlayışımızın vazgeçilmez bir özelliği olarak ortaya çıkmaktadır. Bu düşüncelerle, yürütmekte olduğumuz önemli projelerden birisi de Bakanlığımızda Toplam Kalite Yönetimi (TKY) anlayışının yerleşmesiyle ilgili bulunmaktadır. Bakanlığımız görev ve hizmetlerinin yerine getirilmesi esnasında, işlemlerde etkinliği ve verimliliği artırmak; sıfır hatalı işlem yapmak; iş mükemmelliğine ulaşarak kaliteli hizmet sunmak; çalışanlarımız ile hizmet sunulan kişi, kurum ve kuruluşların mevcut ve geleceğe yönelik ihtiyaç ve beklentilerini de dikkate alarak, mevzuatı düzenlemek ve uygulamalara yön vermek; tüm çalışanların katılımını ve bağlılığını sağlayarak, ekip çalışmasını bir yöntem haline getirmek ve müşteri memnuniyetini gerçekleştirmek amacıyla, Bakanlığımızda TKY anlayışına uygun bir yönetim sistemi hedeflenmiştir. Bu amaçla, Maliye Bakanlığı Toplam Kalite Yönetimi Uygulama ve Ödül Yönergesi ile Maliye Bakanlığı Toplam Kalite Yönetimi Uygulama Projesi yürürlüğe konulmuş ve Bakanlığımızda TKY anlayışının yerleşmesi için gerekli çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmaların başarılı olabilmesi, ancak bu konuda yetişmiş insan gücüyle mümkündür. III MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Bakanlık çalışanlarımızın TKY konusunda eğitilmesi, uygulamaya dönük bilgi ve becerilerin artırılması, TKY anlayışının Bakanlığımızda yerleşmesinin önemli bir unsurunu teşkil etmektedir. Bu nedenle Uygulama Projesi’nde, eğitim konusu hassasiyetle dikkate alınmış ve Bakanlığımız personeline TKY konusunda çeşitli eğitimlerin verilmesi planlanmış bulunmaktadır. Söz konusu eğitimlerin en kapsamlı ve önemlisi, Bakanlığımız teşkilatında görevli tüm personele 2005 yılında TKY konusunda verilecek eğitimlerdir. Bu eğitimlerin, TKY konusunda “eğitici” olarak yetiştirilen Bakanlığımızda görevli bazı personel tarafından yapılması öngörülmüştür. Bu amaçla, 2003 ve 2004 yıllarında Bakanlığımız teşkilatında görev yapan yaklaşık 300 personel, TKY konusunda eğitici olarak yetiştirilmiştir. Bakanlığımızda görevli tüm personele verilecek TKY eğitimlerinde, eğiticilere yardımcı olmak ve bu eğitimlerin yapılmasında aynı eğitim seviyesini sağlamak amacıyla, bu kitap, Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır. Bu kitabın, yapılacak eğitimleri daha kaliteli hale getireceğini, eğiticilere yol göstereceğini, Bakanlığımızın tüm birimlerinde TKY anlayışının oluşturulmasında önemli katkılar sağlayacağını, diğer kurum ve kuruluşlara da TKY eğitimlerinde örnek bir kaynak olacağını düşünüyorum. Yukarıda belirtilen amaçların gerçekleşmesini sağlamak üzere; bu kitabın hazırlanmasında emeği geçen Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanlığı personeli ile Türkiye Kalite Derneği eğiticilerine teşekkür eder, “Toplam Kalite Yönetimi” kitabının tüm eğiticilere ve personelimize faydalı olmasını dilerim. Hasan Basri AKTAN Maliye Müsteşarı IV MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ ................................................................................................................................................... III İÇİNDEKİLER.......................................................................................................................................... V GİRİŞ ....................................................................................................................................................... 1 BİRİNCİ KISIM ETKİLİ İLETİŞİM 1. İLETİŞİM.............................................................................................................................................. 5 2. ETKİLİ İLETİŞİM TEKNİKLERİ ........................................................................................................... 6 2.1. İFADE / KONUŞMA....................................................................................................................... 6 2.1.1. Etkili Konuşmanın İlkeleri ....................................................................................................... 6 2.1.2. Beden Dili ............................................................................................................................... 7 2.1.2.1. Yüz İfadeleri.................................................................................................................................... 7 2.1.2.2. Jestler ............................................................................................................................................. 8 2.1.2.3. Duruş ve Mesafe............................................................................................................................. 8 2.1.2.4. Göz ................................................................................................................................................. 8 2.1.2.5. Baş ................................................................................................................................................. 9 2.1.2.6. Görünüş - Giyim.............................................................................................................................. 9 2.1.3. Ben Dili ................................................................................................................................... 9 2.1.4. Ses Kullanımı ....................................................................................................................... 10 2.1.5. Çevre.................................................................................................................................... 10 2.1.6. Boy Farkı .............................................................................................................................. 10 2.1.7. Diksiyon................................................................................................................................ 11 2.1.8. İçerik..................................................................................................................................... 11 2.2. DİNLEME .................................................................................................................................... 11 2.2.1. Takip Ettiğini Belirtmek......................................................................................................... 12 2.2.2. İletişim Engeli Bulunmaması ................................................................................................ 12 2.2.3. Konuşmanın Kesilmemesi.................................................................................................... 12 2.2.4. Sessizlik ............................................................................................................................... 13 2.2.5. Aktif Dinlemek ...................................................................................................................... 13 2.2.6. Beden Diliyle Dinlemek ........................................................................................................ 13 2.2.7. Gözler................................................................................................................................... 14 2.2.8. Duygudaşlık (Empati)........................................................................................................... 14 2.2.9. Etkin Olarak Dinleme ........................................................................................................... 14 3. MOTİVASYON................................................................................................................................... 15 3.1. MOTİVASYONUN TEMEL PRENSİPLERİ ................................................................................. 15 3.2. MOTİVASYONUN ÖZELLİKLERİ ............................................................................................... 16 4. TOPLANTI KURALLARI .................................................................................................................... 16 4.1. ETKİN TOPLANTI ....................................................................................................................... 16 4.2. TOPLANTI GÜNDEMİ................................................................................................................. 17 4.3. TOPLANTI BAŞKANININ UYACAĞI KURALLAR....................................................................... 17 4.4. TOPLANTIYA KATILANLARIN UYACAĞI KURALLAR .............................................................. 18 5. ZOR İNSANLARLA BAŞ ETME ........................................................................................................ 18 6. TELEFONLA KONUŞMA KURALLARI ............................................................................................. 20 İKİNCİ KISIM TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ BİRİNCİ BÖLÜM: DEĞİŞİM İHTİYACI VE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN GELİŞİMİ ................... 23 1. TARİHSEL GELİŞİM ......................................................................................................................... 23 V MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 2. KALİTE YÖNETİMİNİN EVRİMİ ........................................................................................................ 24 2.1. MUAYENE VE TEST................................................................................................................... 25 2.2. KALİTE KONTROL...................................................................................................................... 25 2.3. KALİTE GÜVENCE ..................................................................................................................... 26 2.4. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ...................................................................................................... 26 3. ISO 9000 KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ ............................................................................................. 27 4. TOPLAM KALİTE ANLAYIŞININ GELİŞİMİNE KATKIDA BULUNANLAR ....................................... 29 4.1. W. EDWARDS DEMİNG ............................................................................................................. 29 4.2. JOSEPH M. JURAN .................................................................................................................... 30 4.3. PHİLİP B. CROSBY..................................................................................................................... 30 4.4. İSHİKAWA................................................................................................................................... 31 5. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN ÇEŞİTLİ TANIMLARI................................................................... 31 5.1. İNGİLİZ STANDARDI BS 7850’YE GÖRE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ ................................... 32 5.2. İNGİLİZ KALİTE DERNEĞİNE GÖRE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ ......................................... 32 5.3. KALİTE GURULARININ TEMEL YAKLAŞIMLARI ...................................................................... 32 İKİNCİ BÖLÜM: TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNDE TEMEL KAVRAMLAR ...................................... 33 1. MÜŞTERİ ODAKLILIK....................................................................................................................... 33 2. LİDERLİK VE AMACIN TUTARLILIĞI............................................................................................... 35 3. SÜREÇLERLE VE VERİLERLE YÖNETİM ...................................................................................... 37 4. ÇALIŞANLARIN GELİŞİMİ VE KATILIMI .......................................................................................... 39 5. SÜREKLİ ÖĞRENME, YENİLİKÇİLİK VE İYİLEŞTİRME ................................................................. 41 5.1. SÜREKLİ İYİLEŞTİRME ............................................................................................................. 43 5.2. SÜREKLİ GELİŞTİRME .............................................................................................................. 44 6. İŞBİRLİKLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ ................................................................................................ 45 7. TOPLUMSAL SORUMLULUK........................................................................................................... 46 8. SONUÇLARA YÖNLENDİRME......................................................................................................... 48 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: TKY UYGULAMASINDA KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER .................................. 49 1. YÖNETİMİN SAHİPLENMEMESİ ..................................................................................................... 49 2. ÇALIŞANLARIN KATILIMININ SAĞLANAMAMASI.......................................................................... 49 3. SÜREKLİ EĞİTİMİN SAĞLANAMAMASI.......................................................................................... 50 4. DEĞİŞİME DİRENÇ .......................................................................................................................... 51 5. KISA ZAMANDA BÜYÜK BEKLENTİ................................................................................................ 51 6. YETERSİZ PLANLAMA..................................................................................................................... 52 7. KALIP MODELLERİN KULLANILMASI ............................................................................................. 53 8. ETKİN ÖLÇÜM TEKNİKLERİNİN KULLANILMAMASI ..................................................................... 53 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: EFQM MÜKEMMELLİK MODELİ, ÖDÜLLENDİRME VE ÖZDEĞERLENDİRME .......................................................................................................................... 53 1. MÜKEMMELLİK MODELİ.................................................................................................................. 53 2. KALİTE ÖDÜLLERİ ........................................................................................................................... 55 3. ÖZDEĞERLENDİRME ...................................................................................................................... 55 ÜÇÜNCÜ KISIM SÜREÇLERLE YÖNETİM 1. FONKSİYONEL YÖNETİM................................................................................................................ 59 VI MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 2. SÜREÇ YÖNETİMİ............................................................................................................................ 60 2.1. SÜREÇ KAVRAMI....................................................................................................................... 60 2.2. SÜREÇLERLE YÖNETİM........................................................................................................... 61 2.3. SÜREÇLERLE YÖNETİMİN AVANTAJLARI .............................................................................. 62 2.4. SÜREÇLERİN SINIFLANDIRILMASI.......................................................................................... 62 2.5. SÜREÇ HİYERARŞİSİ ................................................................................................................ 63 2.5.1. Temel Süreçler ..................................................................................................................... 63 2.5.2. Alt ve Detay Süreçler ........................................................................................................... 64 3. SÜREÇLERİN TANIMLANMASI ....................................................................................................... 64 3.1. SÜREÇLER................................................................................................................................. 64 3.2. SÜREÇ SAHİPLERİ .................................................................................................................... 65 3.3. AKIŞ DİYAGRAMLARI................................................................................................................ 65 4. PERFORMANS GÖSTERGELERİ.................................................................................................... 67 5. SÜREÇ OLGUNLUĞU ...................................................................................................................... 68 5.1. ETKİLİ SÜREÇ............................................................................................................................ 68 5.2. VERİMLİ SÜREÇ ........................................................................................................................ 68 5.3. ESNEK SÜREÇ........................................................................................................................... 68 6. SÜREÇLERİN SÜREKLİ OLARAK İYİLEŞTİRİLMESİ ..................................................................... 69 DÖRDÜNCÜ KISIM EKİP ÇALIŞMASI BİRİNCİ BÖLÜM: KALİTE ÇEMBERLERİ........................................................................................... 73 1. TANIMLAR ........................................................................................................................................ 73 1.1. JAPON TANIMI ........................................................................................................................... 73 1.2. BATI TANIMI ............................................................................................................................... 73 2. YÖNETİM MODELLERİ .................................................................................................................... 74 2.1. (X) YÖNETİM TARZI ................................................................................................................... 74 2.2. (Y) YÖNETİM TARZI ................................................................................................................... 74 3. JAPONYA’DA VE BATIDA KALİTE ÇEMBERLERİ .......................................................................... 75 3.1. JAPONYA’DA.............................................................................................................................. 75 3.2. BATIDA ....................................................................................................................................... 75 3.3. JAPONYA VE BATIDA KALİTE ÇEMBERLERİ .......................................................................... 75 4. KALİTE ÇEMBERLERİNİN ÖZELLİKLERİ........................................................................................ 76 İKİNCİ BÖLÜM: KALİTE GELİŞTİRME EKİPLERİ.............................................................................. 76 1. AMACI ............................................................................................................................................... 77 2. OLUŞUMU......................................................................................................................................... 77 3. TEMEL ÖZELLİKLERİ....................................................................................................................... 77 4. HEDEFLERİ ...................................................................................................................................... 78 5. YARARLARI ...................................................................................................................................... 78 5.1. BİRİME YARARLARI................................................................................................................... 78 5.2. ÇALIŞANLARA YARARLARI ...................................................................................................... 79 6. KURULUŞU....................................................................................................................................... 79 7. ÇALIŞMA İLKELERİ .......................................................................................................................... 79 8. FAALİYET KONULARI ...................................................................................................................... 80 9. FAALİYET DIŞI KONULAR ............................................................................................................... 80 10. ÇALIŞMA SİSTEMİ ......................................................................................................................... 81 VII MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 11. UYGULAMA VE RAPORLAMA....................................................................................................... 81 12. KALİTE GELİŞTİRME EKİBİNİN SONA ERMESİ........................................................................... 82 13. KALİTE GELİŞTİRME EKİPLERİNİN ÇALIŞMA PROGRAMI VE PROBLEM ÇÖZME AŞAMALARI .......................................................................................................................................... 82 13.1. ÇALIŞMA PRENSİBİ................................................................................................................. 82 13.2. ÇALIŞMA PROGRAMI .............................................................................................................. 83 13.3. EKİP ÜYELERİNİN GÖREVLERİ.............................................................................................. 83 13.4. LİDERİN GÖREVLERİ .............................................................................................................. 83 13.5. SEÇİLECEK İLK PROJENİN ÖZELLİKLERİ............................................................................. 84 13.6. ÇALIŞMA PLANI ....................................................................................................................... 84 13.7. SORUN ÇÖZME AŞAMALARI.................................................................................................. 84 13.8. KALİTE GELİŞTİRME EKİBİ TOPLANTI TUTANAĞI ............................................................... 85 14. BAŞARILI EKİP ÇALIŞMALARI ...................................................................................................... 85 14.1. BAŞARILI EKİP ÇALIŞMASI İÇİN GEREKLİ UNSURLAR........................................................ 85 14.2. İLGİNİN CANLI TUTULMASI .................................................................................................... 85 15. EKİP ÇALIŞMALARINDA KARŞILAŞILABİLECEK SORUNLAR ................................................... 86 15.1. YÖNETİM KAYNAKLI ............................................................................................................... 86 15.2. LİDER KAYNAKLI ..................................................................................................................... 86 15.3. ÇALIŞAN KAYNAKLI ................................................................................................................ 86 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: PROBLEM ÇÖZME TEKNİKLERİ....................................................................... 86 1. BEYİN FIRTINASI ............................................................................................................................. 86 1.1. BEYİN FIRTINASI UYGULAMA ADIMLARI ................................................................................ 87 1.2. BEYİN FIRTINASI YÖNTEMİNİN KULLANILABİLECEĞİ YERLER ........................................... 88 1.3. BEYİN FIRTINASI UYGULAMA YÖNTEMİ................................................................................. 88 2. VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ.......................................................................................................... 90 3. ÖRNEKLEME KURALLARI............................................................................................................... 91 4. PARETO ANALİZİ ............................................................................................................................ 92 5. NEDEN SONUÇ - SORUN ANALİZİ (BALIK KILÇIĞI) ..................................................................... 96 6. ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ....................................................................................................... 99 6.1. ÇÖZÜM KARNESİ ...................................................................................................................... 99 6.2. ÇÖZÜM KARNESİ OLUŞTURMA ADIMLARI............................................................................. 99 6.3. FAYDA - MALİYET ANALİZİ ..................................................................................................... 100 6.4. KUVVET ALANI ANALİZİ .......................................................................................................... 101 7. YÖNETİME SUNUŞ ........................................................................................................................ 101 SÖZLÜK ............................................................................................................................................. 104 VIII MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI GİRİŞ 20. yüzyılın ortalarından itibaren şirketler, küresel pazarın sert rekabet koşullarında ayakta kalabilmek için geleneksel yönetim anlayışlarında radikal bir değişim yapma ihtiyacı duymaya başlamışlardır. Bu ortamda Toplam Kalite Yönetimi (TKY), şirketlere artan rekabet koşullarının gereklerini karşılamada etkili bir strateji sağlayan güçlü bir yönetim anlayışı olarak ortaya çıkmıştır. 1950’li yıllarda Japonya’da temelleri atılan bu yönetim anlayışı 80’li yıllarda meyvelerini vermeye başlamış ve o yıllardan itibaren tüm dünyaya yayılarak, geniş bir uygulama alanı bulmuştur. 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren, kuruluşları başarıya taşıyan Toplam Kalite Yönetimi, günümüzde de halen özelliğini koruyarak çağımızın yönetim anlayışı haline gelmiştir. Kalite kavramının standartlara uygunluktan, müşterilerin ihtiyaçlarını, beklentilerini aşacak nitelikte karşılama yönündeki evrimi, şirketlerde uygulanan kalite fonksiyonunun değişmesine ve kalitenin sistemli bir şekilde yönetilmesine yol açmıştır. Kalite yönetiminin gelişmesi ve bunun getirdiği yeni kavramlar, TKY için gereken altyapıyı hazırlamıştır. Yönetim felsefesi ve kalite evrimindeki gelişmeler Toplam Kalite Yönetimi anlayışını oluşturmuştur. Başlangıçta sanayide üretim sektöründe uygulanmaya başlanan bu çağdaş yönetim anlayışının, her alan için geçerli olduğu görülerek; hizmet sektöründe, hastanelerde ve okullarda uygulanmıştır. Aynı başarılı sonuçlar üretim sektörü dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarında da alınmıştır. 1 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 2 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI BİRİNCİ KISIM ETKİLİ İLETİŞİM 3 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 4 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 1. İLETİŞİM İletişim, kişilerin birbirlerine bilinçli veya bilinçsiz olarak iletmek istedikleri duygu ve düşüncelerin aktarıldığı, mesajların iletildiği süreçtir. Etkili iletişimde en önemli ölçüt, verici kaynağından iletilenle, alıcıya ulaşan mesajın aynı anlamı taşımasıdır. Bu nedenle vericinin mesajı doğru göndermesi ve alıcının da doğru algılaması gerekir. • İletişimde mesajlar eksik gönderilebilir, • İletişimde mesajlar yanlış gönderilebilir, • İletişimde mesajlar eksik anlaşılabilir, • İletişimde mesajlar yanlış anlaşılabilir, • İletişimde gelen mesaj alıcı tarafından uygun bulunmayabilir, • Mesaj alıcı tarafından doğru algılanamayabilir, • Alıcı mesaja karşı zıt bir görüş geliştirebilir, • Gönderici - alıcı arasındaki iletişimin devamında yanlış, eksik ve aksi anlaşılmalar gelişebilir. Mesajın doğru ulaşıp ulaşmadığı ancak geri bildirim ile anlaşılır. Geri bildirim, iletişimin tamamlanabilmesi için alınan mesajın anlaşıldığına, kabul ya da reddedildiğine ilişkin bir karşı mesajdır. İyi bir mesaj; • İlgi uyandırmalıdır, • Karşı tarafla oluşan ortak dille verilmelidir, • Karşı tarafta güdülenme yaratmalıdır, • Sözcük karmaşasına boğulmamalıdır, • Açık ve anlaşılır olmalıdır, • Mesaj iletişime uygun biçime dönüştürülmelidir, • Karşı tarafın değer yargılarına dikkat edilmelidir. İletişim genellikle kişilerden ve çevreden etkilenir. Kişilerin aileleri, eğitimleri, yetiştikleri çevre, kültür farklılıkları, taşıdıkları genler, kişisel özellikleri, dünyaya bakış açılarını oluşturur. Bu özellikler iletişimi etkilerken, diğer taraftan iletişimin kendisi insan ilişkilerini belirler. 5 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 2. ETKİLİ İLETİŞİM TEKNİKLERİ İletişim, konuşan ile dinleyen arasında bilgi, beceri, tutum ve davranış yönünde bir etkileşimi gerektirir. Bu yönde bir eksiklik ya da yetersizlik varsa iletişim sağlanamaz. İletişimin etkili ve başarılı olabilmesi için konuşanın da, dinleyenin de kendi benliklerinin üzerine çıkmaları gerekir. Başarılı iletişim için, mesajı iletenin de mesajı alanın da dikkat edeceği konular ve kullanacağı teknikler bulunmaktadır. Bu tekniklerin en önemlileri aşağıda sıralanmıştır. • İfade/Konuşma: 9 Beden dili, 9 Ben dili, 9 Ses kullanımı, 9 Çevre, 9 Boy farkı, 9 Diksiyon, 9 İçerik. • Dinleme: 9 Takip ettiğini belirtmek, 9 İletişim engeli bulunmaması, 9 Konuşmayı kesmemek, 9 Sessizlik, 9 Aktif dinlemek, 9 Beden dili ile dinlemek, 9 Gözler, 9 Duygudaşlık (Empati). 2.1. İFADE / KONUŞMA 2.1.1. Etkili Konuşmanın İlkeleri Etkili konuşma; • Yıkıcı değil yapıcıdır, • İlginç ve değerli konuları kapsar, • Konuşmacının kişiliği ile bütünleşir, • Belirli bir amaca yönelir, 6 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Konuşmayı etkileyen etkenleri çözümleyerek oluşur, • Sağlam bir konuşma temeli üzerine kurulur, • Dinleyicilerin ilgi ve dikkatini toplar, • Sağlam bilgilere dayanır, • Uygun ses tonu, el ve yüz hareketlerini gerektirir, • Çok uzun olmamalıdır, • Açık ve anlaşılır olmalıdır, • Bilinmeyen terimler yer almamalıdır. 2.1.2. Beden Dili Beden dili (sözsüz iletişim), yüzümüzün ve vücudumuzun başkalarına söyledikleridir. Duygu ve düşünceleri karşı tarafa açıklıkla iletmek için, beden hareketlerinin iletişimi güçlendirecek, anlamlandıracak yönde kullanılması gerekir. Dinleyici, iletişim kurduğu kişinin yalnız söylediklerini değil, yüzü, eli, kolu ve bedeniyle yaptıklarını da algılar. Bilgi aktarmak üzere genellikle sözcükler kullanılır. Sözcükler, mimiklerle daha anlaşılır hale gelir. Sözcüklerle bedenin verdiği mesaj arasında farklılık varsa güvensizlik ve çatışma oluşur. Bu uyumsuzluk mesajların algılanmasını zorlaştırır. Konuşma anında bedensel hareketlerden yeterince yararlanmayan konuşmacının duygu derinliğinden yoksun olduğu, güvensiz olduğu, hasta ya da utangaç olduğu düşünülebilir. Beden dilini yeterince kullanmayan konuşmacı, dinleyiciler üzerinde tam etkili olamaz. Konuşma anında bedensel hareketler içten gelmeli; konuşmacının duygu ve düşüncelerini, dinleyicilere iletme arzusunun doğal bir uzantısı olmalıdır. 2.1.2.1. Yüz İfadeleri İnsan vücudunun en dikkat çeken bölümü “yüz”dür. Ancak yüz ifadelerini anlamak o kadar kolay değildir. Çünkü yüz, karmaşık bir iletişim sistemi oluşturur. Yüz ifadelerini anlama zorluğunun ikinci nedeni de, yüz ifadelerinin hızla değişmesidir. Neşeli ve mutlu ifadeler ağız ve gözle; kızgın ifadeler kaş ve dudak biçimleriyle; hayret, sürpriz gibi dışa dönük ifadelerle, içe dönük ifadeler ise gözlerle ortaya çıkar. 7 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Yüz ifadesini sağlayan diğer bir unsur ağız ve çene yapısıdır. Çenenin sıkıca kapalı tutulması iletişimi engeller. Konuşmanın tebessümle yapılması gerekir. 2.1.2.2. Jestler Baş, el, kol, bacak ve bedenin anlatım amaçlı kullanımı jestleri oluşturur. Bedensel hareketler, kullanılan sözcüklerle, sözcükler de bedensel hareketlerle uyumlu olmalıdır. Bunun için kullanılan jestlerin niteliği önem taşımaktadır. Jestler, bir düşünceyi iletmede içten gelen bir arzuyla kullanılmalı ancak fazla dikkat çekmemelidir. Her konuşma doğası gereği aynı ölçüde ilgi çekici değildir. İlginç olmayan bir konu beden dili iyi kullanılmadığında anlamını yitirebilir. İlginç sayılabilecek bir konu da canlı biçimde sunulmazsa yalnızca sözcüklerden ibaret kalabilir. İyi bir konuşmacı görsel davranışlarını akıllıca ve ustaca kullanarak konuşmanın canlı ve ilgi çekici olmasını sağlayabilir. 2.1.2.3. Duruş ve Mesafe Konuşmacının duruş biçimi dinleyenler üzerinde sessiz bir mesaj oluşturarak, olumlu ya da olumsuz etkiler bırakır. Bedenin duruşu, hangi yana eğildiği; yüzün hangi tarafa baktığı, omuzların dik ya da çökük oluşu, kolların açık ya da kapalı duruşu, ayakların açıklığı ya da kapalılığı, bacakların üst üste atılmış olması, ayrık ya da bitişik durması dinleyiciler için bir mesaj oluşturur. Düşük omuzlar; yenilgi, suçluluk, korku, güvensizlik, utangaçlık izlenimi; geriye doğru kasılmış omuzlar, öfke, duygusuzluk, kavgacılık ve despotluk izlenimi yaratır. Omuzların yukarı doğru kaldırılması ise gerginliğin göstergesidir. İletişim esnasında, mesajın doğru algılanmasını etkileyecek duruş ve davranışlardan kaçınılması gerekmektedir. Duruş biçiminin dinleyici üzerinde bıraktığı etkinin bilinmesi, konuşmacının kendisini gözden geçirmesine ve olumlu mesajlar iletecek davranışlar kazanmasına neden olacaktır. 2.1.2.4. Göz İki insan arasındaki gerçek iletişim gözle başlamaktadır. Eğer iletişim kurulan kişinin gözüyle temas kuruluyorsa, bu hareket onun dikkate alındığını gösterir. Öte yandan kişi gözlerini kaçırıyorsa bir şey sakladığı izlenimi uyandırır. Dinleyicileri etkilemek isteyen konuşmacılar, onların gözlerinin içine bakarak konuşmalıdırlar. 8 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Etkin iletişim için bakışların yumuşak, güvenli olması ve dinleyicilerle göz teması kurulması gerekmektedir. 2.1.2.5. Baş Baş hareketleri de iletişimi etkileyen diğer bir etkendir. Konuşma sırasında baş yukarı, aşağı, yana hareket eder. Baş hareketlerinin, beden duruşuyla birlikte değerlendirilmesi daha doğru olur. Baş hareketleriyle karşıdaki insana cesaretlendirici, destekleyici ya da reddedici mesajlar verilebilir. Bu küçük mesajlar, insan ilişkilerinde büyük önem taşır. Örneğin; karşıdaki kişiyi dinlerken başın kaldırılması o kişiyi rahatsız eder, ancak öne doğru hafifçe sallamak karşıdaki kişinin anlaşıldığı izlenimini verir. 2.1.2.6. Görünüş - Giyim Konuşmacının giyim tarzı da dinleyicinin duygu ve düşüncelerini etkiler. Bu nedenle konuşmacının dış görünüşüne de önem vermesi gerekir. Giyim - kuşam, bireyin sözleri ve bedeni kadar dinleyenler için bir mesaj oluşturur. Giyim tarzı konuşmacının, beğenilerini, o anda içinde bulunduğu ruhsal durumu, karşısındakine verdiği önemi yansıtır. Konuşma konusu ne kadar önemli olursa olsun, konuşmacının giyim - kuşamının yer ve zamana uygun olmaması halinde dinleyicilerin ilgisini çekmeyecektir. Giyim tarzının insanları olumlu ya da olumsuz yönde etkileyeceğini bilen konuşmacılar; dinleyici grubunun giyim konusundaki kültürel özelliklerini önceden tespit ederek, onları giyim tarzıyla da etkileyecektir. Ayrıca kıyafetlerin temiz, düzenli, bakımlı olması, güzel görünmesi kişinin kendisine ve çevresine duyduğu saygının da işaretidir. 2.1.3. Ben Dili Ben dili, kısaca, konuşmada “sen” yerine “ben” kelimesinin kullanılması olarak ifade edilebilir. Sen mesajı iletişimi engeller, genellikle kızgınlık ifadesi olarak algılanır. Örneğin; bir iş yerinde dosyaların tutulmasından sorumlu memura “Sen ne kadar dağınıksın” demek “sen” dili mesajıdır. Bunun yerine “Aradığım dosyayı bulamamak beni sinirlendiriyor” mesajı ise “ben dili” mesajıdır. Ben iletisi gönderen kişi önce, kendisini dinleme ve duygularını tüm açıklığı ile karşıdaki kişiyle paylaşma yükümlülüğü taşır. Ben iletisi, davranışın yükümlülüğünü karşıdaki kişiye bırakır. 9 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 2.1.4. Ses Kullanımı Ses, ortamın büyüklüğüne, dinleyicilerin sayısına uygun olarak, ne zayıf ne de yüksek tonda olmalıdır. Derin ve içten bir ses tonu karşıdaki insana güven telkin eder. İyi bir konuşmacı sesini; tek düze olmadan, gerektiğinde yükselip alçalabilen tonda kullanmalıdır. Sesin bu şekilde kullanılması dinleyicilerin hoşuna gidecektir. Konuşmada yapılacak vurgular ifadeye yeni boyutlar kazandırır. Aynı cümle, vurgularla farklı anlamlar kazanabilir. Yalnızca vurgularla değil, kelimeler arasında yapılacak uzun ya da kısa duraklamalarla da mesajın belirli bölümlerinin önemli olduğuna ilişkin ipuçları verilebilir. Duraklamalar, konuşmanın noktalama işaretleri olduğu kadar dinleyicilerin dikkatinin toplanmasında ve ilginin canlı tutulmasında etkili bir yöntemdir. Konuşmaya zaman zaman ara vermek, anlatılanların dinleyici tarafından özümsenmesini sağlayacaktır. Konuşmanın hızının iyi ayarlanması gerekir. Bir düşüncedeki ayrıntıların iyice anlaşılması için konuşma hızı normalden çok aşağı düşürülebileceği gibi, heyecanlı bir düşüncenin anlatımında normalin üstüne de çıkarılabilir. Genelde konuşma hızı dinleyicilerin algı sınırını aşmamalıdır. Konuşmanın rahat yapabilmesi için nefes kontrolü de önemlidir. Bunun için konuşma öncesinde birkaç kez derin nefes alınmalı ve konuşma sırasında da nefes kontrolü sürdürülmelidir. Böylelikle konuşmacı daha az yorulacak ve ses tonu daha iyi çıkacaktır. 2.1.5. Çevre Çevresel faktörler de iletişimi etkilemektedir. İletişimin yer aldığı ortamın özellikleri; fiziksel konumu ve nitelikleri, bir başka deyişle büyüklüğü, biçimi, rengi, aydınlık ya da karanlık olması, ısı derecesi, sessiz ya da gürültülü olması iletişimi etkileyen faktörlerdir. İyi bir iletişim için konuşma ortamının, önceden uygun hale getirilmesi gerekir. Konuşmadan kısa bir süre önce gerekli tedbirler alınmalıdır. Mikrofon ve diğer sunum araçları kullanılacaksa önceden hazırlanarak sesin yayılımı kontrol edilmeli, konuşmacı ile dinleyiciler arasındaki mesafe ayarlanmalı, ortamı etkileyen gürültü varsa önlenmeli ve ışık sistemleri uygun hale getirilmelidir. 2.1.6. Boy Farkı Dinleyicinin oturma konumuna ve bulunulan mekana göre, konuşma ayakta ya da oturarak yapılabilir. Konuşma kürsüleri genellikle dinleyicilerden daha yüksektir ve 10 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI bu zor ulaşılmayı ifade eder. Dinleyenlerin sunumu yeterince anlayabilmeleri için kürsü uygun yükseklikte ayarlanmalıdır. Çeşitli durumlara göre konuşmacı sunumunu dinleyiciler arasında da yapabilir. 2.1.7. Diksiyon Düzgün diksiyon, etkin iletişimin bir başka unsurudur. Kelimelerin ve vurguların anlam ve heyecan duraklarının hakkını vererek yapılması gerekir. Kelimelerin açık ve net olması, yutulmadan, anlaşılacak şekilde telaffuz edilmesi gerekir. Cümlelerin düzgün kurulması, dilbilgisi kurallarına uygun ve anlaşılır olması gerekir. Konuşmacı, dinleyicinin anlayabileceği bir dilde konuşmalıdır. Dinleyicinin dağarcığında olmayan sözcüklerin seçilmesi iletişimin kopmasına neden olabilir. O sözcüklerin kullanılması mutlaka gerekiyorsa anlamlarının açıklanması yararlı olacaktır. Ayrıca önemli düşünce ve kavramların tekrarlanması anlaşılmayı kolaylaştıracaktır. 2.1.8. İçerik Bilgilerin etkin biçimde aktarılması için, içeriğin doğru belirlenmesi gerekir. Konuşmacı, kendi niteliklerini, verilen zamanı, dinleyicilerin niteliğini ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak içeriği hazırlamalıdır. Dinleyicilerin ilgi duymadığı veya ilgiyi azaltacak konular seçilmemelidir. İçerik, konuşmanın amacıyla da sınırlı tutulmalıdır. Anlatım öncesinde içeriğe ilişkin bir plan hazırlanmalıdır. Anlatılmak istenen konu başlıklarının önceden belirlenerek dinleyicilere verilmesi halinde konuşmanın içeriği önceden bilinecek ve dinleyicileri konuşmaya hazırlayacaktır. Bilgilerin birbiri ardına ve bir mantık dizisi içinde sunulması halinde konu daha iyi kavranacaktır. Konuşmacının, konunun içeriğine göre, canlı ve somut örnekler vermesi, karşılaştırma yapması, yapılan araştırmalara, uzman görüşlerine ve istatistiksel bilgilere yer vermesi, konunun kolay anlaşılmasını sağlayacaktır. 2.2. DİNLEME İletişim sisteminin temel öğelerinden biri de “dinleme”dir. İyi bir dinleyici iletişim halindeki kişinin yalnız sözlerindeki değil, beden diliyle ortaya koyduğu mesajları da alır. 11 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Düşünme eylemi, konuşma eyleminden daha hızlı gerçekleşmektedir. Dinleme esnasında, insan beyninde anlatılanların birkaç kez tekrarlanma fırsatı oluşmaktadır. Bu nedenle dinleyiciler, dinleme anında anlatılanları zihinsel aktiviteyle tekrarlayarak bilgilerin yerleşmesini sağlayabileceklerdir. 2.2.1. Takip Ettiğini Belirtmek Dinleyicinin, söylenenleri dinlemesinin yanı sıra dinlediğini ve takip ettiğini göstermesi, konuşmacının etkinliğini artıracaktır. Konuşmacının takip edildiğini bilmesi için dinleyicilerin aşağıda belirtilen konulara dikkat etmesi gerekmektedir. • Hem tetikte, hem de ilgili ama tehdit edici olmayan bir pozisyonda kalmak. • Karşıdaki kişi konuştuğu sürece ona bakmak, ancak yargılayıcı ya da eleştirici olmamak. • Dikkati konuşmacının jest ve mimiklerine değil konuşulan konuya vermek. • Ara sıra gülümsemek, başını sallayarak “evet anlıyorum” gibi ifadelerle kişiyi konuşmaya teşvik etmek, ancak bunları aşırı biçimde yapmamak. • Sadece sözcüklere değil, söylenenlerin anlamı üzerinde de yoğunlaşmaya çalışmak. • Anlamın netleşmesini sağlamak için soru sormak. • Karşıdaki konuşurken ne söyleneceğini düşünmemek, tüm dikkati konuşulan konuya yoğunlaştırmak. • Konuşmada geçen sözcüklerin arkasındaki duyguları anlamaya çalışmak. • Başka bir konuyla meşgulken dinler gibi gözükmemek. • Konuşmanın bazı noktalarına aşırı duyarlılık göstermemek. 2.2.2. İletişim Engeli Bulunmaması İletişim, dinleyicinin becerilerinden ya da bu becerilere sahip olmayışından etkilenir. Dinleyici sese yönelmeli, tüm dikkat ve ilgisini konuşma üzerinde yoğunlaştırmalıdır. Dinleyicinin düşüncesi alınan mesajın önünde gitmelidir. Hem konuşmacının hem de dinleyicinin işitsel, görsel engelleri bulunmamalıdır. Ayrıca çevre faktörünün yarattığı iletişim zorlukları varsa bunların da önceden önlemi alınmalıdır. 2.2.3. Konuşmanın Kesilmemesi Konuşmacının sözlerinin, dinleyiciler tarafından gereksiz yere kesilmesi halinde konunun bütünlüğü bozulacaktır. Konuşmanın kesilmesi, diğer dinleyicilerin 12 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI de bu yönde katılımını artırarak tartışma ortamının oluşmasına ve gereksiz yere uzamasına sebep olacaktır. Bunun sonucu olarak, bazı bilgiler konuşmacı tarafından unutulacak ya da değerli bazı bilgileri vermeye zaman yetmeyecektir. Bu nedenle dinleyici, kendisine verilen zamanlarda veya soru cevap bölümlerinde düşüncelerini aktarmalıdır. 2.2.4. Sessizlik Sessizlik iletişimin en önemli kıstaslarından biridir. Mesaj, dil vasıtasıyla bir zihinden diğer bir zihne aktarılmaktadır. Konuşmacı mesajını iletme anında zihinsel faaliyetini kullanırken aynı zamanda dil ve ses öğelerini de kullanmaktadır. Bu esnada oluşacak gürültü, konuşma ve sesler hem konuşmacıyı hem de dinleyicileri olumsuz yönde etkileyerek iletişimin ahengini bozacak ve bilgiler karşı tarafa yeterince ulaşmayacaktır. Bu nedenle dinleyicilerin konuşma esnasında sessiz olması ve iletişimi engelleyecek diğer çevre faktörlerinin de düzeltilmesi gerekmektedir. 2.2.5. Aktif Dinlemek Dinlemek, bir şeyi işitmek için çaba sarf etmektir. Dinlemek işitmekten daha fazla bir şeyi aktif olarak yapmayı içerir. İyi bir iletişim için sadece dinlemek de yeterli değildir. Dinleyicinin dinlediğini konuşmacıya yansıtması gerekir. Bu sadece nezaket sorunu da değildir. Aktif dinleme, konuşmacıyı teşvik eder ve söylediklerinin anlaşılıp anlaşılmadığı hakkında bilgi verir. Ayrıca konuşanın düşüncelerini toplamasını da sağlar. Aktif dinleme yeteneğinin geliştirilmesi için bilinçli bir çaba harcanabilir. Aktif dinlemeyle; • Konuşmacının söyledikleri daha iyi anlaşılır. • Konuşmacı doğru anlaşılır. • Edinilen bilgiler artar. • Dinleyiciler de doğru anlaşıldıklarını bilirler. • Sorun ve anlaşmazlıklar daha verimli olarak çözülür. 2.2.6. Beden Diliyle Dinlemek Dinleme eyleminin, beden diliyle gösterilmesi konuşmacı açısından çok önemlidir. Konuşmacı iletinin alınıp alınmadığını ancak dinleyicinin ifade ve tavırlarından algılayabilir. Beden dili; jestler, mimikler, oturuş, duruş gibi tavırlar 13 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI dinleyicinin iletiyi alıp almadığı konusunda konuşmacıya bilgi verir. Konuşmacı dinlendiğini, anlaşıldığını fark ettiği sürece sunumu daha etkili olacaktır. Örneğin baş sallama, onay mimikleri, göz kırpma gibi jestler dinleme eylemini gösterir. 2.2.7. Gözler Dinleyici, konuşmacının yüzüne, özellikle gözlerine bakarak dinlerse, konuşmacı dinlendiğini hissedecektir. Başın öne eğilerek gözlerin kaçırılması halinde dinleyicinin ilgisiz olduğu izlenimi uyanacaktır. Ya da kaçamak bakışlar ve hareketler konuşmacıyı tedirgin edecek ve kendine olan güvenini azaltacaktır. İyi bir iletişim için dinleyicinin konuşmacıyla göz teması kurması gerekmektedir. 2.2.8. Duygudaşlık (Empati) Her insan dünyaya, kendine özgü bir bakış açısıyla bakar; kendisini ve çevresini, kendisine özgü bir biçimde algılar. Bir insanı anlamanın en iyi yolu dünyaya onun bakış açısıyla bakılmasıdır. Bunun için kişinin rolüne girilerek onun yerine geçerek, olaylara bakış açısı ve algılama biçimi yakalanabilir. Empati, bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Karşıdaki kişinin penceresinden bakmak, onun ne duyduğunu, ne hissettiğini, niçin öyle davrandığını, niçin öyle düşündüğünü anlayabilme becerisidir. Empatinin tam olarak gerçekleşmesinin üç kuralı vardır; • Bir insanın kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla bakmak, • Karşıdakinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlamak ve hissetmek, • O kişiyi anladığını ona ifade etmek. 2.2.9. Etkin Olarak Dinleme • Konuşmacı sesini konuştuğu alanın büyüklüğüne göre ayarlamalıdır. • Yüksek veya duyulmayacak kadar alçak bir ses tonu dinleyicileri rahatsız edeceği için çok yüksek ya da çok yavaş tonda konuşulmamalıdır. • Kullanılan sözcüklerin anlamına göre ses tonu alçaltılmalı veya yükseltilmelidir. • Konu karmaşık ve uzun ise konuşma hızı buna göre ayarlanmalıdır. • Dil doğru kullanılmalı, cümleler dil bilgisi kurallarına uygun olarak kurulmalıdır. 14 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Öfke, korku, endişe, heyecan, sevinç, mutluluk gibi duygular, sesli anlatımda algılanacağı için konuşmacı, psikolojik durumunu önceden kestirerek kendini kontrol etmelidir. • Göz teması kurulmalıdır. • Beden dili, yüz ifadeleri, konunun anlatımını kuvvetlendirmelidir. • Birden fazla dinleyici var ise her birine kendisiyle konuşuluyormuş izlenimi verilmelidir. • Düşünceler ve sözcükler çok hızlı ve üzerinde durulmadan sunulmamalıdır. • Dinleyicilere önem verilmelidir. • Sorular dikkatle dinlenmeli ve yanıtlanmalıdır. 3. MOTİVASYON İnsanların tatmin edilmemiş birtakım ihtiyaçları bulunabilir. Bu ihtiyaçların uyarılmasıyla güdüler ortaya çıkar. Güdüler kişiyi davranışa iten güçtür. Birey ancak güdülendikten sonra davranışa geçebilir. İnsanları belli bir hedefe güdülemenin yolu ise motivasyondur. Motivasyon, etki altına almak, harekete geçirmek ve teşvik etmektir. İnsanların belirli bir amacı gerçekleştirmeleri için davranışa geçmelerini sağlamaktır. Organizasyonlardaki motivasyon ise, bireylerin ihtiyaçlarını tatmin etmesi için gerekli ortam yaratılarak, etkileyerek ve isteklendirerek onları harekete geçirme sürecidir. Davranışın değişmesine yol açan üç temel güdü vardır. Bunlar, korku, görev ve sevgi - saygıdır. Korkudan dolayı motive olunduğunda bu mecburiyetten yapılır. Görevden dolayı motive olunduğunda yapılması gerektiği için yapılır. Sevgi – saygıdan dolayı motive olunduğunda ise bu istenildiği için yapılır. 3.1. MOTİVASYONUN TEMEL PRENSİPLERİ • İnsanlar düşüncelerini gerçekleştirdikleri zaman motive olurlar. • İnsanlar davranışlarının gerçek anlamda değerlendirildiğini anladıkları zaman motive olurlar. • İnsanların uzun süreli motive olabilmesi için sık sık teşvik edilmeleri gerekir. • İnsanlar için zoru başaran bir takımın elemanı olmaktan daha büyük bir motivasyon yoktur. 15 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • İnsanların kişiliğine yönelik olumsuz yargılar ve nasıl değiştirilmesi gerektiğini bilmediği veya değiştiremediği davranışlar motivasyonu azaltır. 3.2. MOTİVASYONUN ÖZELLİKLERİ • Kişisel ihtiyaçlar, istekler ve dürtülerden kaynaklanarak kişiye bir davranışta bulunma isteği verir. • Bir amaca veya ödüle yöneliktir. • İnsan davranışı gelişi güzeldir ve bütün davranışlar içsel motivasyona bağlıdır. • Bilinen ve gözlemlenebilen ihtiyaçlar dışında, bazen farkında olmadıkları şeyler de kişiyi motive edebilir. • Kişiler kendi motivasyonlarının nedenlerini anlamayabilirler, bazen farkında olmadıkları şeyler de motive edebilir. • Yöneticiler, liderler çalışanların motivasyonuna etki edebilir fakat bunları kontrol edemezler. Başarılı organizasyonlardaki yöneticiler tutumlarını çalışanların davranışlarına göre yönlendirir. • Çalışanlar, yönetimin kendilerine yönelik olarak yaptığı şeylerden etkilenirler. • Amaçlarına ulaşmış ve verimliliği sağlamış organizasyonlarda, çalışanların kişisel ihtiyaçları tatmin edilmiştir. • Ödül ve cezaların açık olarak belirlenmesi ve uygulanması motivasyonda etkilidir. 4. TOPLANTI KURALLARI Bir toplantı, etkin olarak yapılabilmesi için bazı temeller üzerine kurulmalıdır. Katılımcıların konuşma hürriyeti bulunmalı, birbirlerine saygılı olmalı, herkese eşit ve adalet içinde davranılmalıdır. Çoğunluğun görüş ve oyları, sonucu belirlemeli ve azınlıkta kalan kişilere ve görüşlere de hak verilerek saygı duyulmalıdır. 4.1. ETKİN TOPLANTI Toplantının etkin yapılabilmesi için bazı kurallara uyulması gerekmektedir. • Toplantıyı açmak için yeterli katılımcı varsa, toplantı zamanında başlatılmalıdır. Yeterli katılımcı yoksa dahi en çok on dakikaya kadar bir esneklik verilmeli ve toplantı başlatılmalıdır. • Açılış için yeterli sayıda katılımcı gelinceye kadar toplantının içeriğine başlanılmamalıdır. 16 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Toplantıda, yalnızca bir eylemle (öneri, teklif, soru, hareket) meşgul olunmalı ve görüşülecek konular öncelik sırasına konulmalıdır. • Toplantıdaki her bir katılımcının, diğerleriyle eşit haklara ve önceliklere sahip olduğu unutulmamalıdır. • Toplantıda çoğunlukla alınan kararlar geçerli olup, tüm katılımcıların bu kurala uyması beklenir. • Kararlar çoğunlukla alınsa dahi katılımcıların kendini ifade etme ve karşı görüşlerini belirtme hakları bulunmalıdır. • Karar verilecek konu üzerinde iyice tartışılmalıdır. Her katılımcının konu üzerinde konuşmasının, en az oy kullanma hakkı kadar önemli olduğuna dikkat edilmelidir. • Katılımcıların, gündeme gelen konuyu iyi bir şekilde anlaması ve vereceği kararda oluşturacağı etkiyi bilmesi gerekmektedir. Bu nedenle anlamadığı bir konuda, daha fazla bilgi isteme hakkının olacağı bilinmelidir. • Toplantının hedefi, zayıf noktalardan arındırılmış iyi değerlendirmelerle elde edilmiş sağlıklı bir sonuç olmalıdır. 4.2. TOPLANTI GÜNDEMİ Bir toplantıda yapılacak işler ve ele alınacak konular toplantı gündeminde gösterilir. Gündemin bütün katılımcılara duyurulması gerekir. Toplantıya başlamadan önce veya toplantı sırasında katılımcılara gündemi değiştirme imkânı verilebilir. 4.3. TOPLANTI BAŞKANININ UYACAĞI KURALLAR Toplantıyı idare edecek, katılımcılara başkanlık edecek bir kişiye ihtiyaç vardır. Bu nedenle toplantıyı yönetecek başkan ya da liderin önceden bilinmesi veya belirlenmesi gerekir. Başkan ya da liderin toplantıyı etkin bir şekilde yönetebilmesi için toplantıda dikkat etmesi gereken kurallar bulunmaktadır. • Tartışmalar sırasında konuşmacıların diğer kişilere söz söylemesine izin vermemelidir. • Toplantı esnasında yalnızca fikirlerin tartışılmasını sağlayacak ortamı yaratmalıdır. • Tartışmada, söz almada, konuşmada herkese eşit söz hakkı vermelidir. • Eleştiri ve görüşlerini katılımcıların kişiliklerine değil fikir ve sözlerine karşı yapmalıdır. 17 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Toplantıda, gereksiz şekilde toplantının huzurunu kaçıracak davranışlarda bulunmamalı, gerektiğinden fazla sert olmamalıdır. • Belirlenen haklar ve kurallar çerçevesinde toplantıyı idare etmeli, gereken otoriteyi sağlamalı ve kişilerin kendi aralarında tartışmalarına izin vermemelidir. 4.4. TOPLANTIYA KATILANLARIN UYACAĞI KURALLAR Etkin bir toplantı için katılımcıların da uyması gereken kurallar bulunmaktadır. • Kişi toplantıya gitmeyecekse bunu önceden bildirmelidir. • Toplantıya zamanında gidilmelidir. • Toplantıda oturum yerlerine önden başlanarak oturulmalı, arka sandalyeler sonra gelenlere bırakılmalıdır. • Bir başkası konuşurken ayakta durulmamalıdır. • Söylenecek fikir varsa, bilgi edinilmek isteniyorsa, tartışmaya dahil olunmak isteniyorsa bunlar toplantı esnasında aktif olarak yapılmalıdır. Toplantı bittikten sonra, toplantıyla ilgili kritik yapmak ve konuşmak doğru değildir. • Başkaları hiç söz almamışken, ikinci defa konuşmak için diğer katılımcıların da söz alması beklenmelidir. • Oylama yapılırken veya oylar sayılırken öneri hakkında konuşulmamalıdır. • Birisi söz almışken, diğer katılımcılarla konuşulmamalıdır. • Bir görevin sorumlulukları yerine getirilemeyecekse o görev alınmamalıdır. • Zorunlu olmadıkça toplantı sonuçlanmadan toplantı yeri terk edilmemelidir. 5. ZOR İNSANLARLA BAŞ ETME Kötü ilişkiler sinir gerilimlerine neden olur, özgüveni zedeler, çalışma gücünü ve verimliliği azaltır. Bu nedenle zor insanlarla geçinebilmek için özel bir çaba harcanmalıdır. İletişim kurmada zorlanılan insanların özelliklerinin bilinmesi ve buna göre davranış biçimleri geliştirilmesi ilişkiyi kolaylaştıracaktır. • İlginç ve dinamik insanlar meydan okuma eğilimi gösterirler. • Güler yüzlü insanlar, somurtkanlardan; somurtkanlar güler yüzlü insanlardan hoşlanmayabilirler. • El kol hareketi yapmadan konuşan kişiler, ellerini kullanarak konuşanlardan hoşlanmayabilirler. 18 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Sessiz insanlar sükunetten, yüksek sesle konuşan insanlar gürültü ve patırtıdan hoşlanırlar. • Ses tonu, insanlara kendisi hakkında ne düşünüldüğü konusunda olumlu ya da olumsuz mesajlar ileteceğinden, birçok insan ses tonu nedeniyle kendisine karşı tavır alındığı anlamını çıkarabilir. Zor insanları değiştirmek mümkün değildir. Ancak onlarla iletişim kurulabilmesi için benzer noktaların bulunması, farklılıkların azaltılması gerekir. Kaynaşmak başkalarıyla farklılıkları azaltmanın iyi bir yoludur. Ortak şeylerin paylaşılması çatışmayı yumuşatır, daha kolay ve daha iyi ilişki kurulmasını sağlar. • Kişiye bakmadan onunla iyi geçinmek olanaksızdır. Bu nedenle insanlarla konuşurken göz teması kurulması gerekir. • İlişkide zorluk yaşandığında amaç, kişinin konuşmasını dinleyerek onu anlamaya çalışmak olmalıdır. • Vücut duruşu, ses tonu, karşıdaki kişiyi dinlediği ve anladığı izlenimini vermelidir. • Soru sorma, dinleme, önemseme ve hatırlama gibi davranışlar gösterildiğinde zor insanlarla iletişim kurmak daha kolay olacaktır. • Görüşme çatışmaya dönüştüğünde, amaç karşılıklı anlayışa varmak olmalıdır. • “Sizi anlayabildim mi?”, “Başka bir soru var mıydı?” gibi soruların yöneltilmesi memnuniyet yaratacaktır. • Zor insanın dikkatini çekene kadar nazik hitapların kullanılması yararlı olacaktır. • Tartışmanın çatışmaya doğru kayması halinde, zor insanın olumlu ya da olumsuz davranışlarının sebeplerini ortaya çıkarmak ve anlamak yararlı olacaktır. • Söz kesildiğinde incelikle araya girilip, konuşma öfkelenmeden ve suçlamadan tamamlanmalıdır. • Kişi ne kadar zor bir insan olsa da ona karşı yapılan dürüst davranış olumlu sonuç verecektir. • Kişi kusurlu olduğu kanıtlanana kadar masum sayılıp, davranışlarını olumlu yönde değerlendirmek yararlı olacaktır. • Eleştiriye karşılık vermek ve savunmada bulunmak, genelde ilişkiyi daha da kötüye götürecektir. 19 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Eleştiren kişiye takdir edici sözler söylenmesi halinde, savunmaya, açıklamada bulunmaya, haklı çıkmaya çalışmaya gerek kalmayacaktır. • Sorun yaratan kişinin konuyu gerçekten anladığına emin olmak için, özetlemek yararlı olacaktır. • Anlamayı kolaylaştırmak için kişiye, mizahla ve sevecenlikle yaklaşılmalıdır. • Yanlış anlamaların önlenmesi için doğru sözcükler seçilmelidir. 6. TELEFONLA KONUŞMA KURALLARI İnsanlar, telefon aracılığıyla birbirlerini görmeden, konuşmalarıyla iletişim kurarlar. Bu nedenle etkin konuşma telefon iletişiminde önemli bir yere sahiptir. Sesin, dilin ve içeriğin doğru ve yerinde kullanılması gerekir. • Telefon iki defadan fazla çalmadan açılmalıdır. • Telefon iyi dilek içeren bir mesajla açılmalıdır. • Kişiye ismiyle hitap edilmesi olumlu izlenim bırakacaktır. • Ses tonu iyi kullanılmalı, yumuşak, güvenli ve ikna edici olmalıdır. Konuşma soğuk, kaba ve itici olmamalıdır. • Konuşma yavaş ve karşıdakinin anlayacağı hızda olmalıdır. • Cümleler düzgün kurularak konuşulmalıdır. • Bilgiler doğru verilmeli ve doğru anlaşıldığından emin olunmalıdır. • Söylenecek şeyler önceden planlanmalı ve bir sıra dahilinde konuşulmalı, konuşma uzatılmamalıdır. • Alınan bilgilerin not edilmesi için her zaman not kağıdı ve kalem telefonun yanında hazır bulundurulmalıdır. • Telefonun, arayan tarafından kapatılması beklenmelidir. • Konuşmanın bittiğinden emin olmadan telefon kapatılmamalıdır. • İş telefonu, iş saatlerinde özel konuşmalarla meşgul edilmemelidir. 20 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI İKİNCİ KISIM TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ 21 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 22 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI BİRİNCİ BÖLÜM DEĞİŞİM İHTİYACI VE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN GELİŞİMİ 1. TARİHSEL GELİŞİM Yönetim felsefesinin tarihsel gelişimine bakıldığında, üretimin sistematik olarak yönetilmesinin, 20. yüzyılın başlarında Frederick Taylor’un “Klasik Yönetim” felsefesiyle başladığı görülecektir. 19. yüzyıl sonlarında, fabrikalarda, insan gücünün yerini giderek makineler almıştır. Bu felsefenin getirdiği sistemde, her süreç beceri gereksinimini en aza indirmek amacıyla, uzmanlar tarafından küçük parçalara ayrılmıştır. İşler küçük ve kolayca öğrenilebilen parçalara bölünmüş, her insana işin belirli bir bölümü tahsis edilmiştir. Çalışanın yapması gereken tek şey, talimat veya iş tanımlarında yazılı olan adımları takip etmektir. Karar almada ve problem çözmede çalışanların herhangi bir işlevi yoktur, bunlar yönetici ve uzmanların görevidir. İş bölümünün artması uzmanlaşmayı ortaya çıkararak, üretimde verimliliğin büyük ölçüde artmasına yol açmıştır. Temel hedefi hızlı ve daha çok üretmek olan sistem, amacını gerçekleştirmiş batılı şirketleri 1970’li yıllara kadar dünya liderliğine oturtmuştur. 1950’li yıllarda Japonya, Avrupa ve Amerika’nın ucuz ve çürük ürünlerinin taklitlerini üretmekle ünlüydü. İki Amerikalı, Deming ve Juran’ın yardımlarıyla Japonya’da başlatılan değişim, 1950’li yıllarda dünyada etkisini göstermeye başlamıştır. Japonlar Deming ve Juran’dan temel kalite araçlarını öğrenip, geliştirip kendi yönetim stratejilerine entegre ederek, kalitenin nasıl yönetileceğini öğrenmişlerdir. Kalite geliştirme için gerekli araçlar, Deming ve Juran tarafından sağlanarak, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Japon endüstrisinin gelişimine bir ivme verilmiştir. Japon şirketleri kalite geliştirme araçlarını hızla sistemlerine entegre ederek kendi uygulamalarını geliştirmeye başlamışlardır. Kalite devrimini başarıyla gerçekleştirerek, yirmi yılda çürük ürünler üreten bir ülke konumundan batıya kalite felsefesi ihraç eden bir ülke konumuna gelmişlerdir. Bunun sayesinde Japon malları başta Amerika olmak üzere batıya ihraç edilmiş ve 1970’li yıllardan itibaren batılı şirketler, dünya liderliğindeki yerlerini Japon şirketlerine kaptırmaya başlamışlardır. 23 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Batılı şirketler Japon şirketlerinin başarısı karşısında uğradıkları bu şoktan sonra, 1970’lerin sonunda bir değişime ihtiyaç olduğunun farkına varmışlardır. Yönetim stratejilerini gözden geçirmek ve rekabet edebilmek için yeni bir yönetim yaklaşımı uygulamak zorunda olduklarını anlamışlardır. Batılı firmalar ilk önce Japon mucizesinin sırrını, Japon firmalarının sıkça kullandığı kalite çemberleri, istatistiksel proses kontrol, tam zamanında üretim gibi kalite yöntemlerinde aramışlar ve bu yöntemleri uygulamaya başlamışlardır. Ancak bu dahi Japon firmalarının dünya pazarlarında hızla yayılmasını önleyememiştir. Çünkü bu araçlar Japonların uyguladığı yönetim felsefesinin sadece küçük bir parçasını oluşturmaktaydı. Batılı firmalar 80’li yıllara gelindiğinde yönetim yaklaşımlarında radikal bir değişim ihtiyacı olduğunu anlamaya başlamışlardır. DEĞİŞİM İHTİYACI MÜŞTERİ TALEBİ REKABET KÜRESELLEŞME JAPONLARIN BAŞARISI Bütün bu gelişmeler; Japonların başarısı, artan müşteri talebi ve küreselleşme, batılı şirketleri mevcut yönetim stratejilerini değiştirerek yeni bir yönetim yaklaşımı uygulamaya zorlamıştır. Bu yeni yaklaşım, Japonların “Şirket Çapında Kalite Kontrol” adı altında başarıyla uyguladıkları Toplam Kalite Yönetimidir. 2. KALİTE YÖNETİMİNİN EVRİMİ Kalite, ilk ve basit anlamıyla eski zamanlarda ortaya çıktı. O zamanlar da mal ya da hizmet üretenler, müşterilerinin ihtiyaçlarını kaliteli olarak karşılamaya dikkat ederlerdi. Bunun en iyi örneği kasaba ve köylerdeki zanaatkârlardı. 1900’lerin başında fabrikaların ortaya çıkmasıyla aynı sorumluluk, üretimdeki ekip başları tarafından yerine getirilmeye başlandı. Kalite fonksiyonunun ilk sistemli gelişimi, imalat sistemlerinin daha karmaşık hale geldiği I. Dünya Savaşı yıllarında muayene ve test uygulamalarıyla başladı. 24 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Dale, kalite fonksiyonunun gelişimini bu aşamadan itibaren 4’e ayırmaktadır: Muayene ve Test, Kalite Kontrol, Kalite Güvence ve Toplam Kalite Yönetimi. 2.1. MUAYENE VE TEST 1900’lerin başından 1930’lu yıllara kadar yönetim sistemi Taylor’un felsefesi üzerine kurulmuştur. Taylorizme göre işçiler yaptıkları işi değerlendirebilecek, kontrol edebilecek kapasiteye sahip değildi; bu nedenle bitmiş ürünleri incelemek üzere kontrol elemanları görevlendirilmişti. Diğer bir deyişle kalite, bitmiş ürünlerin muayenesi üzerine kurulmuştu. Muayene faaliyeti, temelde süreçlerin sonunda, bitmiş ürünlere uygulandığı için önleyici bir yönü bulunmuyordu. Uygun olmayan ürünler ya hurdaya ayrılıyor ya yeniden işleniyor ya da asgari koşulları sağlarsa hatasına rağmen müşteriye teslim ediliyordu. Muayene faaliyeti genellikle fabrika yöneticisi veya üretim yöneticisine bağlı bir kontrol bölümü tarafından yürütülüyordu. Sadece üretim süreci sonunda ve yan sanayiden gelen malzemeler üzerinde muayene işlemi uygulanıyordu. Zamanla bu sistem geliştirildi. Kontrol elemanlarının bağlı olduğu kontrol uzmanları ortaya çıktı ve sistem hiyerarşik bir yapıya dönüştü. Sisteme, ölçüm laboratuarı, uygun olmayan ürünlerin ortadan kaldırılması gibi işlevler de dahil edildi. 2.2. KALİTE KONTROL İkinci Dünya Savaşı sırasında, piyasadaki aşırı talep ve buna bağlı olarak kalite kriterlerini karşılamada ortaya çıkan başarısızlıklar nedeniyle, ürünlerin zamanında teslimi konusunda büyük problemler yaşanmaya başlandı. Bunun üzerine kalite problemlerinin çözülebilmesi için istatistiksel teknikler gibi bir takım yöntem ve araçların kullanılması zorunlu hale geldi. Kalite fonksiyonu, bitmiş ürün muayenesinden kalite kontrole doğru kaymaya başladı. Kontrol elemanlarına, örnek alma, kontrol şemaları gibi bir kaç istatistiksel araç verildi. Bu sistemin en büyük katkısı yüzde yüz muayeneden, örnekleme yöntemiyle muayeneye geçiş oldu. Daha gelişmiş yöntemler kullanılmış olsa da kalite kontrol aşamasında sistem, hata önlemeden çok, muayene ve test gibi hata saptama üzerine kuruluydu. Bu aşamada Kontrol Bölümü yerini, Teknik Bölüm adı altında Kalite Kontrol Mühendisliği’ne bıraktı. 25 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 2.3. KALİTE GÜVENCE 1960’lı yıllardan itibaren kalite fonksiyonu hata bulmadan, hata önlemeye doğru kaymaya başladı. Ürün ortaya çıktıktan sonra hata saptamanın, uygun olmayan bir ürünü belirlemekten başka bir katma değeri olmadığı ve verimsizliği arttırdığı anlaşıldı. Bu uygulama sadece bir yığın hurdaya ve yeniden işlemeye neden oluyordu. Hataları daha ortaya çıkmadan belirleyip önleyecek sistemler kurmak gerekiyordu. Bu yaklaşım kalite fonksiyonunun üçüncü aşaması olan “Kalite Güvence”nin doğmasına yol açtı. Bu aşamada kapsamlı kalite güvence prosedürleri oluşturuldu ve periyodik kalite tetkikleri uygulanmaya başlandı. Ek olarak, kalite geliştirmeyi sağlayacak, istatistiksel süreç kontrolü gibi modern kalite yönetim araçları ve teknikleri de kullanıldı. Kalite evriminin bu aşamasında müşteri ihtiyaçları önem kazandı. Müşteri ihtiyaç ve isteklerinin karşılanması, uygun olmayan ürün veya hizmetlerin ortaya çıkmasının önlenmesi, kalite fonksiyonunun temel hedefleri haline geldi. Bu amaçlara yönelik kalite fonksiyonu işletmelerin en üst yönetimine bağlı bir kalite bölümü tarafından yerine getirilmeye başlandı. Kalite Fonksiyonunun Gelişimi Toplam Kalite Yönetimi TKY Kalite Güvence KG Kalite Kontrol Kalite Kontrol Muayene ve Test KK M+T 2.4. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ Muayeneden, kalite güvenceye kadar kalite fonksiyonundaki tüm bu gelişmeler, Toplam Kalite Yönetimi anlayışının ortaya çıkması için gerekli olan alt yapıyı oluşturmuştur. Toplam Kalite Yönetimi, kalite yönetiminin temel prensiplerinin bütün organizasyon genelinde kullanılmasını öngörüyordu. Diğer bir deyişle, kaliteyi sağlamak ve korumak, organizasyondaki herkesin sorumluluğu altındaydı. 26 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Kalite fonksiyonunun evrimi süresince ortaya çıkan ve kalite yönetiminde kullanılan birçok yeni sistem, teknik kavramlar organizasyonun tüm birimlerinde kullanılmaya başlandı ve günümüze kadar aşağıda belirtilen seyirleri izledi. • 1960’lı yıllar, az sayıda üreticinin olduğu, müşterinin seçim hakkının bulunmadığı, rekabette daha çok üreticinin avantajlı olduğu yıllar. • 1970’ler, maliyetin rekabet avantajını belirlediği yıllar. • 1980’ler, kalite olgusunun rekabeti belirlediği yıllar. • 1990’lar, hızlı değişime çabuk cevap verebilenlerin avantajlı olduğu yıllar. • 2000’ler, bilginin ön plana çıktığı ve rekabete yön verdiği yıllar Kalite Evriminin Yönetim Anlayışına Etkisi MUAYENE VE TEST KALİTE KONTROL KALİTE GÜVENCE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ 3. ISO 9000 KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ Kalite fonksiyonun kalite güvence aşamasında, tespit edilen hataların oluşumunu önlemeye, diğer bir deyişle kaliteyi güvence altına almaya yönelik bir sistem standardı ortaya çıkmıştır. İlk olarak, askeri alanda kullanılmaya başlanan bu standart, 1979 yılında İngiltere’de BS 5750 Kalite Güvence Sistemi olarak yayımlanmış ve sivil sektörde de kullanılmaya başlanmıştır. 1987 yılında Uluslararası Standartlar Organizasyonu (ISO) tarafından ISO 9000 adıyla uluslararası bir standart haline getirilmiştir. Temelde yaptığını yaz, yazdığını yap anlayışı çerçevesinde uygulanan, ISO 9000 standardı, 2000 yılında revize edilmiş TKY anlayışına yaklaştırılmıştır. Yeni revizyonunda sürekli iyileştirme, müşteri odaklılık gibi TKY’nin temel kavramları esas alınmıştır. Standart, müşteri gerekliliklerinin girdiyi oluşturduğu, bu girdinin sürekli iyileştirme döngüsü içinde ürün ve hizmetlere dönüştüğü bir süreç yapısını temel almaktadır. Çıktılar, yani ürün ve hizmetleriyle ilgili algılamalar, müşteri memnuniyeti ölçütü olarak sisteme geri dönmekte ve döngü içerisinde sürekli iyileştirilmektedir. 27 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Ülkemizde de TSE EN ISO 9000 adıyla yaygın olarak kullanılan bu standart, kurum ve kuruluşlara kalite yönetim sistemlerini kurmak ve işletmek üzere kullanılan bir örnek modeldir. Kalite Yönetim Sistemi Sürekli İyileştirme M Yönetimin Yönetimin M M Ü Ü Ş Ş T T E E R R İ İ g e r e k l i l i k l e r sorumluluğu sorumluluğu Ölçüm Ölçüm Kaynakların yönetimi Kaynakların yönetimi analiz analiz iyileştirme iyileştirme Girdi Ürün Ürün (ve /veya hizmet ) üretilmesi üretilmesi ürün / hizmet m m e m m n u n i y e t Çıktı M Ü Ü Ş Ş T T E E R R İ İ ISO 9000 Kalite Yönetim Sisteminin özellikleri aşağıda belirtilmiştir. • Etkin ve etkili bir kalite yönetim sistemi sağlar. • Faaliyetlerin sürekli gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi sonucu verimlilik artar. • Ürün ve hizmetlerin kalitesi güvence altına alınır. • Daha etkin planlama süreci sağlar. ISO 9000 standardı, 2000 yılı revizyonuyla TKY anlayışına yaklaştırılmış olsa da, arada bazı temel farklılıklar bulunmaktadır. • TKY bir felsefe, bir yönetim anlayışıdır. ISO 9000 ise etkin bir kalite yönetim sistemi kurmak için gerekliliklerin tanımlandığı bir standarttır. • TKY kuruluşun tüm paydaşlarının (müşteriler, çalışanlar, hissedarlar, tedarikçiler, toplum gibi kuruluşun işleyişinden etkilenen herkes) mutluluğunu esas alan, kuruluşun tüm faaliyetlerinde mükemmelliği sağlamayı hedefleyen bir anlayıştır, bir bakıma sonu olmayan bir yolculuktur. • TKY, üst yönetimden başlamak üzere tüm çalışanlarda bir kültür değişimi gerektirir. 28 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Bu kültür değişimine altyapı sağlamada etkin bir araç olan ISO 9000 ve TKY arasındaki ilişki aşağıda şematik olarak gösterilmiştir. MÜKEMMEL KURUM İyileştirme Faaliyetleri ISO 9000 TKY YOLCULUĞU BAŞLANGIÇ 4. TOPLAM KALİTE ANLAYIŞININ GELİŞİMİNE KATKIDA BULUNANLAR 4.1. W. EDWARDS DEMİNG Deming’e göre, üretim kalitesini sağlayabilmek için ele alınması gereken temel konu, imalattaki değişkenliğin düşürülmesidir. Değişkenlik, verimliliği ve kaliteyi düşürür. Aynı işin farklı zamanlarda veya yerlerde, farklı fonksiyonlarda yapılması kaliteyi ve verimliliği etkiler. Örneğin, bir mükellefin beyannamesi A Vergi Dairesi Müdürlüğünde 3 dakikada tahakkuk ettirilirken, B Vergi Dairesi Müdürlüğünde 10 dakikada tahakkuk ettirilmesi durumunda, zamandan kaynaklanan değişkenlik B Vergi Dairesinde verimliliğinin ve hizmet kalitesinin iyi olmadığını gösterir. A Vergi Dairesi Müdürlüğünde hizmet alan mükellef memnun ayrılırken, B Vergi Dairesi Müdürlüğünden hizmet alan mükellef A Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefinden daha az memnundur. Deming, değişkenliği, operatör ve makineden kaynaklanan özel nedenler ve yönetimin sorumluğundaki genel nedenler olarak ikiye ayırır; Amerikan sanayisinin temel sorunu, ona göre üst yönetimin başarısızlığıdır ve süratle mevcut Amerikan yönetim tarzından vazgeçilmelidir. Tüketici, üretim hattının en önemli parçasıdır. Tüketicilerin şimdiki ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamada kalite amaçlanmalıdır ve kalite geliştirme; • Herkesin katılımıyla birlikte öncelik haline gelmelidir, • Şirket çapında, tüm işletmeleri, yönetimi, mühendisliği, üretim işçilerini, tedarikçileri, herkesi kapsamalıdır, • Ülke çapında olmalıdır, 29 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Satın alma, ürün ve servislerin tasarımı ve geliştirilmesi, makineleşme, üretim, tüketici araştırmaları gibi üretimde ve hizmette her uygulamayı içine almalıdır. 4.2. JOSEPH M. JURAN Joseph M. Juran da Deming gibi kalite problemlerinin büyük çoğunluğunun yönetimin direkt sorumluluğunda olduğunu vurgulamaktadır. Kaliteyi, “kullanıma ya da amaca uygunluk” olarak tanımlayan Juran, “iç müşteri” kavramını ortaya çıkarmıştır. İç müşteri memnuniyetinin en az dış müşteri memnuniyeti kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Joseph M. Juran, kalite yönetimi için “kalite üçlemesi” olarak adlandırılan üç yönetim süreci tanımlamıştır. Bu üç süreç; “kalite planlama”, “kalite kontrol” ve “kalite geliştirme”dir. Bu süreçlerin kullanımı konusunda üst yönetim genelde bilgi ve deneyim sahibidir. Bu deneyim, onların aynı üçlemeyi kalite yönetiminde temel olarak kullanılmasını kabul etmelerini kolaylaştıracaktır. 4.3. PHİLİP B. CROSBY Crosby, Deming ve Juran gibi bir akademisyen değildir, ancak uzun yıllar kalite yönetimi konusunda ilk elden deneyim sahibi olmuştur. Onun kalite felsefesi, kalite yönetiminin dört temel unsuru olarak tanımladığı görüşlerinden oluşmaktadır. Birinci görüşüne göre, kalite “iyi” ya da “gösterişli” değil, “ihtiyaçlara uygunluk” tur. Herkes ihtiyaçları net bir biçimde aynı şekilde anlamalı ve onlar üzerinde fikir birliğine varmalıdır. İkinci görüşü, kalite sistemi kontrol değil, “daha önceden önlem almak” tır. Üçüncü görüşü, performans standardı olabildiğince yakın değil, “sıfır hata”dır. Hatalar kesinlikle kaçınılmaz olarak kabul edilmemelidir. Dördüncü görüşü ise kalitenin endekslerle değil, “uygunsuzluğun maliyetinin hesabıyla ölçümü” dür. Kalite maliyetleri, işleri yanlış yapmanın doğurduğu “uygunsuzluk maliyeti” ve işleri doğru yapmaya yönelik çabaların oluşturduğu “uygunluk maliyeti” kalemlerinden oluşur. Crosby daha sonra bu dört temel görüşüne “Kalite problemi diye bir şey yoktur” şeklinde beşincisini eklemiştir, Bu görüşünde anlatmak istediği, problemlerin kaliteyi etkileyeceği ancak bunların kalite yöneticisinin çözmesi gereken kalite problemleri olarak değerlendirilemeyeceğidir. Bu tür problemler zayıf yönetim tarafından yaratılır. Crosby, burada yönetimin bu tür problemler üzerindeki sorumluluğunu vurgulamıştır. 30 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Bu üç kişinin yukarıda kısaca özetlenen temel yaklaşımlarının yanında kalite geliştirme konusunda değişik boyutlarda yaklaşımları ve katkıları olmuştur. Ancak ana prensipleri fazla bir farklılık göstermemektedir. Ortak görüşleri şu şekilde sıralanabilir. • Yönetim, kalite konularında sorumluluk üstlenmeli ve sahiplenmelidir. • Çalışanlar için sürekli eğitim gereklidir. • Kalite geliştirme yönünde şirket çapında herkesin katılımının sağlanması gerekir. • İç müşteriye önem verilmelidir. 4.4. İSHİKAWA Üretim kalitesi geliştirilmesi konusunda Ishikawa’nın çok önemli katkıları olmuştur. İstatistiksel kalite kontrolün geniş olarak kullanımı, başta balık kılçığı ya da Ishikawa diyagramı olarak bilinen neden - sonuç analizi olmak üzere çeşitli problem çözme tekniklerinin kullanması ve kalite çemberleri uygulamaları Ishikawa’nın değerli katkılarına örnekler olarak verilebilir. Ishikawa Japonya’daki Toplam Kalite Kontrol hareketini altı özellikle tanımlamaktadır. • Tüm çalışanların katılımıyla şirket çapında Toplam Kalite Kontrol. • Sürekli eğitim uygulaması. • Kalite Çemberleri uygulamaları. • Toplam Kalite Kontrol yönündeki uygulamaların Deming Ödülü ve Başkanlık Ödülüyle değerlendirilmesi. • İstatistiksel yöntemlerin uygulanması. • Ülke çapında Toplam Kalite Kontrol’ün desteklenmesi. 5. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN ÇEŞİTLİ TANIMLARI TKY konusunda birçok tanımlama bulunmakta ve her biri TKY’nin değişik yönlerini vurgulamaktadır. Ancak TKY konusunda herkes tarafından kabul edilen evrensel bir tanımlama yoktur. Aslında TKY’nin tüm yönlerini kapsayan tek bir tanımlama yapmak da kolay değildir. Tanımlamadaki güçlük, TKY’nin ne kadar kapsamlı bir yaklaşım olduğunu göstermektedir. 31 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 5.1. İNGİLİZ STANDARDI BS 7850’YE GÖRE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ Bir organizasyonun amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek için organizasyondaki insan ve malzeme kaynaklarını en etkin şekilde kullanılmasını amaçlayan yönetim felsefesi ve şirket uygulamalarıdır. 5.2. İNGİLİZ KALİTE DERNEĞİNE GÖRE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ • Toplam Kalite Yönetimi müşteri ihtiyaçlarının ve iş hedeflerinin ayrılmaz bir bütün olduğunu kabul eden katılımcı bir iş yönetim felsefesidir. Hem sanayi alanında, hem de ticaret alanında kullanılır. • Yapılan işlerde maksimum etkinliği ve verimliliği sağlar. İş mükemmelliği yaratmak ve hatayı önlemek için gerekli süreç ve sistemler uygulanarak, müşteri istekleri doğrultusunda düzenlenerek ve iş hedefleri tekrarlanarak, gereksiz kayıplar olmayacak şekilde geliştirerek firmanın ticari liderliği korunur. • TKY’nin sahiplenilmesi üst yönetim seviyesinde başlar ve her kademeye yaygınlaştırılır. • Organizasyonun her bölümü, her fonksiyonu ve her süreci müşteri isteklerini karşılama yönünde tüm çalışanların katılımını ve bağlılığını kapsar. 5.3. KALİTE GURULARININ TEMEL YAKLAŞIMLARI Kalite gurularının görüşlerinden yola çıkarak TKY konusunda saptanan temel noktalar aşağıda sıralanmıştır: • TKY müşteri odaklı bir yönetim felsefesidir. Temel amaç hem iç, hem de dış müşterilerin ihtiyaç ve beklentilerini karşılamaktır. • Müşteri ihtiyaçları, kayıpları ve verimsizliği düşürerek en ekonomik şekilde karşılanmalıdır. Diğer bir deyişle işi her zaman ilk defada doğru yapmak gerekir. • Üst yönetimin TKY yaklaşımını sahiplenmesi ve bağlılığını sergilemesi kesinlikle sağlanmalıdır. Bu sahiplenme mutlaka görünür ve tutkulu olmalıdır. • Herkesin TKY sürecine katılımı mutlaka sağlanmalıdır. Çalışanlar kalite geliştirme sürecine katılım konusunda cesaretlendirilmelidir. • Problemlere yaklaşım anlık çözümlerden çok en erken aşamada önleme üzerinde odaklanmalıdır. • Küçük iyileştirmeler yanında yenilik ve gerektiğinde devrimsel değişiklikleri de içine alan sürekli gelişme kültürü ve kalite bilinci kalıcı biçimde sağlanmalıdır. 32 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Üst yönetimden başlayarak en alt düzey çalışana kadar tüm personel için sürekli eğitim mutlaka sağlanmalıdır. • TKY uygulama süreci sürekli olarak gözden geçirilmeli ve gelişme sürekli olarak ölçülmelidir. İKİNCİ BÖLÜM TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNDE TEMEL KAVRAMLAR Toplam Kalite Yönetimi felsefesinin temelinde yatan kavramların bilinmesi halinde, bu çağdaş yönetim anlayışı daha da iyi kavranacaktır. Bu kavramlar aşağıda sıralanmıştır. 1. MÜŞTERİ ODAKLILIK Kaliteyi ve verimliliği arttırmanın temel yollarından biri müşteri odaklı süreçlerle yönetim tarzının benimsenmiş olmasıdır. Günümüzün rekabet koşullarında şirketlerin temel hedefi ayakta kalmaktır. Bunu başarmanın yolu ise kar etmek ve bu karlılığı arttırarak sürdürmektir. Bu da ancak üretilen ürün ya da hizmetlerin müşteriler tarafından satın alınmasıyla mümkündür. Diğer bir deyişle, şirketlerin ayakta kalabilmesi yönündeki son sözü müşteri söylemektedir. Kamu kurumlarının özel şirketlerde olduğu gibi kar etmek amacıyla satacağı ürün ya da hizmetleri yoktur. Bu nedenle müşteri kaygısı yokmuş gibi görünebilir. Ancak kamu kurumlarının varoluş nedeni kamuya hizmet etmek olduğundan, bunun mükemmel biçimde yapılması halinde o ülkenin kalkınması ve refah içinde yaşamasının temel alt yapısı oluşturulacaktır. Bu nedenle kamu kurumlarının amacı kaliteli, etkin ve verimli hizmet sunmaktır. Bu yüzden mükemmelliği arayan kuruluşlar, müşteriyi ürün veya hizmetin nihai değerlendiricisi olarak kabul ederek, mevcut ve potansiyel müşterilerinin ihtiyaçlarına odaklanmaları gerekmektedir. Mükemmel hizmet için öncelikle müşteri kavramının iyi tanımlanması gerekmektedir. Müşteri en geniş anlamıyla üretilen ürün veya hizmetleri alan, kullanan nihai kişilerdir. Bir sanayi kuruluşunda üretilen ürünleri alan tüketiciler müşteri olarak adlandırılırken, bir kamu kurumunda vatandaşlarla diğer kurum ve kuruluşlar ve kurum çalışanları müşteri kapsamındadır. 33 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Maliye Bakanlığı için hizmetlerinden yararlanan tüm gerçek ve tüzel kişiler müşteri kapsamındadır. Örneğin, vergi daireleri için vergi mükellefleri; milli emlak müdürlükleri için devlet taşınmazını satın alacak vatandaşlar, saymanlıklar için hak sahipleri müşteri kapsamındadır. Kaliteli, etkin ve verimli hizmet sunabilmek için müşteri beklentilerinin doğru algılanması gerekir. Müşteri araştırmaları, müşteri görüşlerini ve tepkilerini anlamaya yönelik çalışmalar, müşteri ziyaretleri, başvuru masaları gibi yöntemlerle, bir kuruluşun müşteri beklentileri algılanarak, sürekli gelişim sağlamak mümkün bulunmaktadır. Müşteri görüşlerini en iyi yansıtan olgulardan bir tanesi şikayetlerdir. Müşteriler genellikle karşılaştıkları problemleri ilgili kuruluşlara bildirmekten çok diğer müşterilere aktarmaktadırlar. Bir özel şirkette yapılan araştırmada; aldığı ürün veya hizmetten memnun olmayan her 100 müşteriden sadece 4’ünün şikayetlerini üretici firmaya ilettiği, buna karşın memnun olmayan müşterilerin her birinin bu memnuniyetsizliğini yakın çevresindeki 10 kişiye anlattığı görülmüştür. Aldığı ürün veya hizmetten memnun kalmayan 10 müşteriden sadece 1 tanesi tekrar aynı ürünü ya da hizmeti denemekte ve yeni bir müşteri kazanmak, mevcut müşteriyi tutmaktan daha pahalıya mal olmaktadır. Müşteri Şikâyetleri 4 96 Bildirilen şikâyetler Bildirilmeyen şikâyetler 100 Bilinen şikâyetler 34 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Hizmet sunulan kişiler, kurum ve kuruluşlar için çok önemli bir bilgi kaynağıdır. Maliye Bakanlığı da bu veri tabanını iyi kullanmalı, başta şikayetler olmak üzere müşteri beklentilerine dair bilgileri toplayacak yöntemler geliştirmelidir. İç müşteri, Joseph M. Juran’ın getirdiği önemli kavramdır. Bir kuruluşta çalışanların veya bölümlerinin birbirlerine ürün ya da hizmet temin ettiği sayısız durum vardır. Kuruluşların, ürün veya hizmet temin ettiği müşterileriyle arasındaki müşteri - tedarikçi ilişkisi, kuruluşun içerisinde de çalışanlar ve bölümler arasında mevcuttur. Ürün veya hizmetin ilk oluşumundan nihai müşteriye ulaşmasına kadar geçen süreçlerdeki zincir ne kadar sağlam, müşteri beklentilerini anlama ve karşılama yönünde olursa, ortaya çıkan ürün veya hizmet de yüksek düzeyde kaliteli olacaktır. Maliye Bakanlığı merkez, taşra ve yurt dışı teşkilatı ile bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşları birbirlerine göre; bir birimin alt birimleri de birbirlerine göre iç müşteri kapsamındadır. Örneğin; Maliye Bakanlığı merkez ve taşra birimleri Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanlığı için iç müşteri kapsamındadır. Ayrıca Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanlığında bulunan şubeler de birbirlerine göre iç müşteridir. 2. LİDERLİK VE AMACIN TUTARLILIĞI Deming, Juran ve Crosby gibi kalite gurularının, TKY yaklaşımlarındaki ortak noktalarından biri, kalite geliştirme konusunda yönetimin çok büyük sorumluluğu olduğudur. TKY ancak yöneticilerin kararlı ve ciddi faaliyetleriyle başarılı olabilir. Kurum veya kuruluşun üst yöneticisi, TKY uygulamasının her aşamasındaki faaliyetlere bizzat katılmalıdır. Bu katılım sadece yeni anlayışa geçildiği ve değişim sürecinin başladığını vurgulayan bir bildiri yayınlamak gibi sözde bir katılım olmamalıdır. Yapılan bir araştırmaya göre, kalite geliştirme programları, sadece yöneticiler görünür bir biçimde destek verdikleri sürece başarılı olmaktadır. Herhangi bir kalite geliştirme programı bu tür bir liderlik sergilemedikçe başarısızlıkla sonuçlanacak ve bir uygulamadan öteye gitmeyecektir. TKY’nin başarısızlığa uğramasında, yönetimden kaynaklanan nedenler aşağıda belirtilmiştir. • Yönetimin, çalışanlarla birlikte kurumun amacı ve nereye gideceği konusunda bir vizyon geliştirememesi. 35 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Yönetim tarafından maliyet azaltma üzerinde çok fazla durulması ve müşteri tatmini konusunda fazla çaba sarf edilmemesi. • Kurumda prosedürler, fikirler ve geçmişten beri süregelen faaliyetler konusunda sorgulama yapılmaması. • Çalışanların yaptıkları işleri geliştirme önerilerinde bulunmalarının cesaretlendirilmemesi ve bu önerilerin gerçekleştirmesi yönünde gerekli değişimleri yapmaları için yönetim tarafından fırsat tanınmaması. • Müşteri tatminini arttıracak yönde çalışanların gerçekleştirdikleri iyileştirme çalışmalarının yönetim tarafından ödüllendirilmemesi. • Çalışanların kalite geliştirme süreci konusundaki başarı veya başarısızlıklardan haberdar edilmemesi. • Üst yönetim tarafından kalite geliştirme konusunda sürekli ve istekli bir ilginin gösterilmemesi. Yöneticiler, TKY konusundaki uygulamalara katılarak ve gerekli kaynakları sağlayarak bu konudaki inançlılığını ve kararlılığını sergilemelidir. Bu tür bir yaklaşım tüm çalışanları TKY konusunda heveslendirecek ve bu sürece katılımlarını sağlayacaktır. TKY anlayışı doğrultusunda gerekli olan kültür değişiminin gerçekleştirilmesinde ve başarısında çalışanların oynadıkları rol oldukça önemlidir. Değişim ancak çalışanların katılımı sağlandığında başarılı olmaktadır. Değişim sürecinde çalışanların katılımı konusunda liderlik fonksiyonunun ön plana çıktığı en önemli konulardan biri, ortak bir amaç doğrultusunda vizyon oluşturulmasıdır. Çalışanların liderlerden temel beklentisi yönlendirilmek, cesaretlendirilmek, değişimin kurum için olduğu kadar kendileri için de olumlu sonuçlar doğuracağına güvenebilmektir. Etkin liderin, çalışanlarda bu güveni oluşturacak, vizyon yaratacak beceride olması gerekmektedir. Vizyon ancak ilgili herkesle tekrar tekrar paylaşılarak yaygınlaştırılabilir. Lider, vizyonu belirledikten sonra, bunu etkin bir şekilde, başta çalışanlar olmak üzere tüm paydaşlara aktarmalı ve sahiplenmelerini sağlamalıdır. Bu da ancak kuruluşun vizyonu çerçevesinde bireylerin kendi bireysel vizyonlarını yaratabildikleri, vizyonun kendi gelişimlerine sağlayacağı katkıyı görebildikleri sürece mümkün olmaktadır. Bu nedenle lider, gelecekteki beklentileri doğru olarak anlamalı ve vizyonun bu beklentileri nasıl karşılayacağını açıkça anlatmalıdır. 36 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Maliye Bakanlığında TKY’nin başarıyla uygulanabilmesi için üst ve orta kademe yöneticileri TKY konusunu benimsemeli, gerekli çabaları zamanında ve doğru olarak yapmalıdırlar. Yönetimin TKY konusunu yeterince sahiplenmemesinin ve bu konuda gereken kararlılığı göstermemesinin nedenlerinden biri, TKY sürecinin, uzun vadede sonuçlar getiren bir çalışma olmasına rağmen kısa sürede başarı sağlayacağı zannedilen bir yöntem olarak görülmesidir. Diğer bir neden ise, TKY konusundaki liderliğin başkalarına devredilebilecek bir görev olarak algılanmasıdır. Oysa bu her kademedeki liderin sahiplenmesi gereken bir görevdir. TKY çalışmalarının tek bir yöneticinin kişisel özelliklerine ve özel çabasına bağlı kalmaması gerekir. Bakanlığımız yöneticilerinin başka bir yere atanması veya görevden ayrılması hallerinde o birime ilişkin TKY faaliyetleri, yerine gelen yönetici tarafından kaldığı yerden devam ettirilmelidir. 3. SÜREÇLERLE VE VERİLERLE YÖNETİM Süreçlerle yönetim, müşterilerin gereksinim, beklentilerini ve güvenini esas alan ve bunları karşılamak üzere tasarlanmış etkili yönetim sistemidir. Kuruluşun politika, strateji, hedef ve planlarının sistematik olarak uygulanması için tüm fonksiyonlarına yönelik açık ve birbiriyle uyumlu süreçlerin belirlenmesi gereklidir. Bu süreçler kuruluşun tüm birimlerinde etkili biçimde uygulanır, yönetilir ve hatalar varsa iyileştirilir. Süreçlere ilişkin kararlar; güncel ve geleceğe ilişkin tahminlere, performansa, kuruluşun kapasitesine, müşteri beklentilerine, başka kuruluşların performansına, rakiplere ilişkin güvenilir verilere dayanılarak alınır. Riskler varsa sağlam performans ölçümlerine göre belirlenir ve etkili biçimde yönetilir. Süreç yönetiminde kuruluşlar, tüm kurumsal dış ihtiyaçları karşılanacak hatta aşılacak şekilde oldukça yüksek bir düzeyde yönetilir. Müşterilerin yüksek düzeyde güvenini sağlayacak önleyici önlemler belirlenir ve uygulanır. Süreçlerin etkin bir şekilde verilerle izlenmesi ve somut göstergelerle ölçülmesi gereklidir. Mükemmelliğe ulaşma yolunda gerçekleştirilen iyileştirme faaliyetleri ancak müşterilerin eğilimlerini dikkate alan, güvenilir bilgilendirmeye ve sağlam temel verilere dayandırıldığında başarıya ulaşabilir. Süreç yönetimdeki kuruluşlarda; • Süreçler sistematik olarak tasarlanır ve yönetilir, 37 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Ürün ve hizmetler, müşterilerin gereksinim ve beklentileri temel alınarak tasarlanır ve geliştirilir, • Müşterileri tam olarak tatmin etmek ve onlar için giderek artan bir değer yaratmak amacıyla yenilikçi yaklaşımlar kullanılır, • Müşteri ilişkileri yönetilir ve geliştirilir, • Ürün ve hizmetlerin üretilip, sunulmasından itibaren gerekli destek sağlanır. Ölçme ve bununla elde edilen veriler süreçlerin etkinliğinde önemli bir yer tutmaktadır. Bunun için mevcut durumun saptanması, başlangıç noktasının belirlenmesi ardından da ilerlemenin uygun göstergelerle izlenmesi gereklidir. Bu göstergelerin doğru belirlenmesi ve analiz edilmesi çok önemlidir. Ölçmenin neden gerekli olduğu aşağıda açıklanmıştır. • Müşteri beklentilerinin karşılandığından emin olmak. • Somut hedefler koyabilmek ve bu hedeflerin ne kadar gerçekleştiğini görebilmek. • Çalışanların kendi performanslarını izleyebilmelerini sağlamak. • Kalite problemlerini belirgin hale getirebilmek ve önceliklendirmek. • Kalitesizlik maliyetlerini ortaya çıkarabilmek. • Kaynakların etkin kullanılıp, kullanılmadığını anlayabilmek. • İyileştirme çabalarının etkinliği hakkında geri bildirim alabilmek. Maliye Bakanlığında verilere dayalı yönetim önemli bir yer tutmaktadır. Gelirler, giderler, milli emlak ve benzeri faaliyetlere ilişkin sayısal verilerin dikkate alındığı kararlar ve uygulamalar sonucunda hizmetlerde kalite artacaktır. Örneğin, bütçe büyüklükleri ve bütçe açıklarını gösteren sayısal veriler, takip eden yıllardaki Bakanlık politika ve yönetimlerini etkileyecektir. Ya da vergi tahakkuk ve tahsilatının dağılımı, büyüklüğü ve etkinliğine ilişkin sayısal veriler Bakanlığın vergi politikalarını belirleyecektir. Sayısal göstergelerin herkes tarafından aynı şekilde anlaşılacak biçimde oluşturulması gerekmektedir. Örneğin, vergi dairelerindeki personel maliyeti göstergelerle belirlenip ölçülmek istendiğinde bunun mutlaka bir göstergeye dayandırılması gereklidir. Bu amaçla, Personel Gideri / Personel Sayısı veya Personel Gideri / Mükellef Sayısı gibi bir formül belirlenebilir. Bu formülün de herkes tarafından aynı şekilde bilinmesi ve 38 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI uygulaması sağlanmalıdır. Aksi takdirde değişik vergi dairelerinde aynı olay değişik formüllerle hesaplanacak ve her vergi dairesinin ölçümü farklı değerleri vereceğinden toplam bazdaki hesaplamada hata oluşacaktır. Süreç yönetiminde ortaya çıkan ve TKY’nin temellerinden biri haline gelen bir olgu da önleyici yaklaşımdır. TKY’de esas olan hata bulmak ve hataları ayıklamak değil; ortaya çıkabilecek hataları önceden saptayıp, daha ortaya çıkmadan gerekli önleyici faaliyetleri uygulamaktır. Bunu gerçekleştirmek için planlamanın doğru yapılması, faaliyetlerin sürekli olarak izlenmesi ve gelişmenin her aşamada ölçülmesi gerekmektedir. Her yönüyle düşünülmüş, kapsamlı ve titiz bir planlama çalışmasıyla oluşturulan süreçlerle, sonradan ortaya çıkabilecek hataların çok büyük bir bölümü ortadan kaldırılabilir. Bu nedenle, planlamaya harcanan her dakika çıkabilecek hataların önlenmesi bakımından son derece önemlidir. Önleyici yaklaşımlar çerçevesinde gelişen önemli bir olgu Crosby tarafından ortaya atılan “sıfır hata” yaklaşımıdır. Crosby’ye göre uygulanan her süreçte performans hedefi sıfır hata olmalıdır. Bu yaklaşım ilk bakışta çok gerçekçi görünmemekle birlikte verilmek istenen temel mesaj, hiçbir hatanın kaçınılmaz olamayacağı ancak hatanın ileride tekrar etmesini önlemek olacağıdır. Bu yöntemle eninde sonunda hatasız ürün ve hizmetlere ulaşılacaktır. 4. ÇALIŞANLARIN GELİŞİMİ VE KATILIMI TKY uygulamasının temel gereklerinden biri, tüm çalışanların sürece katılımının sağlanmasıdır. TKY sürecine katılım demek, çalışanların kalite geliştirme sürecinde yer almaları, yetenekleriyle yaratıcı yönlerini katmaları, yaptıkları işle ilgili gerekli yetki ve sorumluluğu almaları, kararların verilmesinde ve kalite geliştirme sürecinde söz sahibi olmalarıdır. Çalışanların sahip olduğu gizli potansiyeli açığa çıkarmak ve tümünün katılımını sağlamak için, ortak değerler ve karşılıklı güven ortamının yaratılması gerekmektedir. TKY’ye göre mükemmel kuruluşlarda çalışanların bilgi birikimleri ve potansiyelleri; bireysel düzeyde, ekip düzeyinde, kuruluş düzeyinde ve kuruluşun bütününde yönetilir, geliştirilir ve özgürce kullanımı sağlanır. Tüm çalışanlara adil ve eşit davranılır ve onların faaliyetlere katılımı sağlanır ve yetkilendirilir. Bilgi ve beceri birikimlerini, kuruluşun çıkarları doğrultusunda kullanmaları için çalışanlara önem verilir, başarıları takdir edilir, motive edilerek sürekli katılımları sağlanır. Kuruluşun 39 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI strateji ve politikaları oluşturulurken çalışanların gereksinim ve beklentileri dikkate alınır. 1000 şirket üzerinde yapılan bir araştırmada, çalışanların katılımına önem veren firmalarda toplam kalite bilincinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu firmaların yarısından fazlasında, daha TKY uygulaması başlatılmadan, kalite çemberleri ve benzer programların uygulanması aşamasında, çalışanların kalite geliştirme sürecine katıldıkları görülmüştür. Çalışanların kalite iyileştirme faaliyetlerine katılımı konusunda en etkin araçlardan biri kalite çemberleridir. Bir takım çalışması olan kalite çemberleri ilk defa Japonya’da uygulanmaya başlanmış, 1970’li yıllarda Amerika ve Avrupa’ya yayılarak, günümüzde de yaygın bir şekilde kullanılır hale gelmiştir. Genellikle aynı çalışma ortamındaki çalışanlardan oluşan bir kalite çemberi; kendi çalışma alanında kaliteyi ve verimliliği artırmak amacıyla, problem çözme tekniklerini kullanarak sorunları çözmekte ve sürekli iyileştirmeyi sağlamaktadır. TKY’de dış müşteri memnuniyeti kadar çalışanların memnuniyeti de büyük önem taşımaktadır. Müşteri beklentilerini karşılamak ancak tatmin olmuş ve motivasyonu yüksek bir çalışan kitlesiyle sağlanabilir. Bu nedenle, şirketler ve kuruluşlar dar kapsamlı personel yönetiminden; eğitim, kariyer geliştirme, tanıma, takdir ve ödüllendirme, iletişimi geliştirme, performans değerlendirme gibi fonksiyonların ön plana çıktığı insan kaynakları yönetimine doğru kaymaya başlamışlardır. Herhangi bir kalite iyileştirme programına başlanılmadan önce yönetim tarafından, çalışanların motivasyonunu düşürecek faktörler belirlenmeli ve bunları ortadan kaldıracak önlemler alınmalıdır. Bunu başarmanın en etkin yollarından biri, çalışanların memnuniyetini sistematik olarak ölçmek ve gerekli tedbirleri almaktır. Çalışanların motivasyonunu artırmada kullanılan en etkin yöntemlerden biri tanıma, takdir ve ödüllendirmedir. Ödüllendirme sistemi, sadece çalışanların memnuniyetini artırmada değil, aynı zamanda çalışanların performansının ölçümünde de bir gösterge olarak da kullanılmaktadır. Çalışanların katılımını sağlayan bir başka yöntem öneri sistemidir. Bu sistem kısaca, çalışanların öneri sunabileceği bir ortamın oluşturulması ve bu önerilerin değerlendirilerek sonuçlandırılması olarak tanımlanabilir. Özel bir eğitim gerektirmeyen ve kolaylıkla uygulanabilen, buna karşın çalışanların katılımını sağlayan ve gelişmelerine çok büyük katkı sağlayan bir yöntemdir. Bunun 40 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI ödüllendirme sistemiyle desteklenerek, önerilerin önemine ve getirdiği faydaya göre çalışana karşılığının verilmesi gerekmektedir. Uygulamadaki detaylar kuruluşun büyüklüğüne ve organizasyon yapısına göre değişebilmektedir. Çalışanların katılımını sağlayan bir başka uygulama, çalışanların yetkilendirilmesidir. Yetkilendirme, çalışanların, işlerini sürekli iyileştirebilmeleri için karar almada ve uygulamalarda gerekli yetki ve sorumluluğun verilmesi; bilgi ve kaynakların kullanılmasına izin verilmesidir. Yetkilendirmeyle, çalışanların TKY sürecine katılımı artmakta, yaptıkları işlerde kendilerini yetkili ve sorumlu hissederek motivasyonları yükselmektedir. Çalışanların katılımını sağlamada başarılı örnekler bulunmasına rağmen, kuruluşların bunu kolay yaptıkları söylenemez. Araştırmalarda, çalışanların katılımının sağlanamamasının nedeni olarak, çalışanların kuruluşun müşterileri olarak kabul edilmediğinden kaynaklandığı görülmektedir. Maliye Bakanlığı Toplam Kalite Yönetimi Uygulama ve Ödül Yönergesi’nde, çalışanların yönetim süreçlerine katkı ve katılımlarını sağlamak ve tüm süreçlerde iyileştirmeye açık alanları tespit edip çözüm önerileri geliştirmek üzere, birim çalışanları arasından Kalite Geliştirme Ekiplerinin oluşturulması öngörülmektedir. Kalite Geliştirme Ekipleri, birimin iş ve işlemlerinde tespit edilen geliştirilmeye açık alanları iyileştirici çözüm önerilerini araştırır. Bu öneriler, birim tarafından alınacak önlemlerle yapılacak iyileştirmeler, Bakanlık Makamının onayıyla yapılacak iyileştirmeler, daha üst mevzuat (Bakanlar Kurulu Kararı, tüzük, yasa) değişikliğiyle yapılacak iyileştirmeler olmak üzere üç grupta değerlendirilerek Kalite Uygulama Birimine sunulur. Kalite Uygulama Birimi uygun görülenlerin uygulanması ve bu çalışmanın sürekliliğini sağlama hususunda gerekli işlemleri yapar. 5. SÜREKLİ ÖĞRENME, YENİLİKÇİLİK VE İYİLEŞTİRME TKY’ye göre kuruluşlar, hem kendi faaliyet ve performanslarında hem diğer kuruluşların faaliyetlerinden sürekli olarak yeni bilgiler öğrenirler. Güçlü bir biçimde hem iç hem dış kıyaslama yaparlar. Müşterilerinin, tedarikçilerinin ve diğer kuruluşların fikirlerini kabul eder, bunları kullanacak kadar açık davranırlar. Öğrenmeyi kurumun her boyutunda en üst düzeyde sağlamak için çalışanlarının sahip olduğu bilgiyi keşfeder ve paylaşırlar. Çalışanlarını bugünün ötesine bakmaya teşvik ederler. Çalışanlarının statükoyla sürekli mücadele etmesine, katma değer yaratacak sürekli yenilikçilik ve iyileştirme yapmalarına fırsat verirler. 41 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Liderler ve yöneticiler, iyileştirme, değişim ve öğrenme faaliyetlerini destekler ve katılımcı olurlar. Politika ve stratejinin oluşturulmasında öğrenme ve sürekli iyileştirme faaliyeti dikkate alınır. Çalışanlara kalite bilincinin aşılanması ve başarılı bir TKY uygulaması için gerekli olan kültür değişiminin sağlanması ancak, etkin ve sürekli bir eğitim uygulamasıyla gerçekleştirilebilir. TKY eğitiminin ilk aşamasında, kalite geliştirme ihtiyacı ve kalite konusundaki temel kavramların verilmesi amaçlanır. Böylelikle çalışanlar TKY anlayışını daha kolay benimserler ve eğilimlerini sürekli iyileştirme yönünde değiştirirler. Bundan sonraki aşamada, kalite geliştirmeyi sağlamak için gerekli yeterliliklerin kazanılması ve kullanılacak yöntemlerin öğretilmesi amaçlanır. TKY uygulamasının başarısında eğitimin sağlayacağı katkılar aşağıda sıralanmıştır: • Çalışanlar TKY’nin ne olduğu, nasıl uygulanacağı ve ne getireceği konularında bilgilendirilir. • Kalite doğrultusunda uygun eğilimlerin geliştirilebilmesi için kültür değişikliği sağlanır. • Çalışanlar, kalite geliştirme için gerekli araç ve yöntemlerle donatılırlar. • Çalışanlar elde ettikleri kalite araçlarını kullanarak iyileştirme fırsatlarını daha kolay yakalarlar. Bir kuruluşta TKY’nin uygulanmasına karar verildiğinde eğitim ihtiyacı belirlenmeli, çalışanların ve yönetimin eğitim konusundaki farklı ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır. Eğitimin seviyesi çok iyi ayarlanmalı, sadece ihtiyaç duyulan eğitimler verilmeli ve bir eğitim bombardımanına tutulmamalıdır. İhtiyaç duyulmayan konularda eğitim verilmesi, zaman ve para kaybına sebep olacak, hem de çalışanların demoralize olmalarına neden olacaktır. Eğitime, kuruluşun en tepesinden başlanılmalı ve aşağıya doğru devam ettirilerek en alt düzeydeki çalışana kadar yayılmalıdır. Japonya’da, kalite yönetimi konusundaki eğitimler; şirket başkanlarına verilen seminerler şeklinde üst yönetimden başlatılmakta ve bu yöneticilerin eğitmen olarak katılımıyla aşağıya doğru yaygınlaştırılmaktadır. Maliye Bakanlığı Toplam Kalite Yönetimi Uygulama ve Ödül Yönergesiyle Toplam Kalite Yönetimi Uygulama Projesi’nde, Bakanlık personeli için TKY ve mesleki konularda eğitimin sürekli verileceği belirtilmektedir. Bu kapsamda, tüm Bakanlık personelinin eğitilmesi için TKY Eğiticileri yetiştirilmiştir. Bu eğiticiler 42 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI vasıtasıyla Bakanlığın tüm personelinin TKY konusunda sürekli eğitilmesi planlanmıştır. Ayrıca, üst ve orta kademe yöneticiler için de Uygulama Projesinde birçok eğitimler planlanmıştır. 5.1. SÜREKLİ İYİLEŞTİRME TKY’nin en önemli kavramlardan birisi sürekli iyileştirmedir. Japonların başarısının ardında yatan faktörlerin başında, “kaizen” ile ifade edilen ve kuruluşun her alanında sürekli olarak küçük iyileştirmeleri esas alan yöntem bulunmaktadır. Bu yöntem, yavaş yavaş, sona ermeyen gelişmeyi, küçük şeyleri daha iyi yapmayı, her gün daha yüksek standartlar koymayı ve başarmayı kapsamaktadır. Burada temel koşul, mevcut durumu yeterli bulmayıp, sürekli daha ileriye doğru götürmektir. Aşamaların sık olması, tüm organizasyonun gelişmelerle bütünleşmesine neden olmakta ve sürekli beslenerek tüm çalışanların katılımıyla bir kültür haline gelmektedir. Sürekli iyileştirme: Kaizen TKY İLE İYİLEŞTİRME (KAIZEN) İYİLEŞTİRME KLASİK İYİLEŞTİRME DÜZEYİ ZAMAN Klasik iyileştirmede, kalitede hızlı bir artış gözlenir ancak bir süre sonra duraklamaya başlar. Sürekli iyileştirmede ise kaliteye her gün yeni bir şey eklenir ve bu sürekli olarak devam eder. Sürekli iyileştirmenin gerçekleştirmesinde üç temel koşul bulunmaktadır. • Mevcut durumu yetersiz bulmak: Bir sistem kusursuz bir şekilde çalışıyor olsa dahi bu sistemde geliştirilecek birçok faktör bulunabilir. Ayrıca, bilim ve teknolojideki gelişmeler de her gün verimlilik ölçütünü ileriye taşımaktadır. • İnsan faktörünü geliştirmek: İnsan kaynakları bir kuruluşun en değerli varlığıdır. Alışılagelmiş yönetim biçiminde bu kaynağın ancak küçük bir bölümünden yararlanılmaktadır. Oysa her çalışan, bu geliştirme faaliyetinin bir üyesi haline getirilmelidir. 43 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Problem çözme tekniklerini yaygın biçimde kullanmak: İşletmelerde karşılaşılan problemlerin çoğunu çözmek için basit istatistikler ve karar verme teknikleri yeterli olmaktadır. Yapılan araştırmalar çok ileri tekniklerin nadiren gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Sistemi geliştirmek için de aynı teknikler kullanılmaktadır, ancak bu teknikleri çalışanlara öğretmek ve uygulanmasını sağlamak yöneticilere düşen bir sorumluluktur. 5.2. SÜREKLİ GELİŞTİRME Sürekli geliştirme süreci içindeki bir kuruluşun hem kısa vadede hem de uzun vadede performansı yükselir, verimlilik ve kalitesi artar. Sürekli geliştirme çerçevesinde; • Kuruluşun bütün faaliyetlerinde bir canlılık meydana gelir. • Topluluğun aynı amaç ve hedef doğrultusunda çalışması sağlanır. • Bölümler kendi işlerini daha etkin ve verimli biçimde yürütür. • Etkileşim içinde olan bölümlerin ortak sorunları en kestirme ve kalıcı biçimde çözümlenir. Sürekli geliştirmede yaygın olarak kullanılan araçlardan biri, ilk defa Shewhart tarafından ortaya atılan, daha sonra Deming tarafından Japonlara aktarılarak, yaygınlaştırılan PUKÖ döngüsüdür. Planlama, Uygulama, Kontrol Etme ve Önlem Alma şeklinde 4 temel aşaması bulunmaktadır. Kapalı bir çevrim olan PUKÖ döngüsünün, dördüncü aşamasından sonra ilk aşamaya dönülerek çevrim tekrarlanır, sürekli gelişmeyi sağlayacak şekilde devam ettirilir ve her aşamada ulaşılan sonuçlar uygulamaya konulur. Deming’in PUKÖ Çevrimi ÖNLEM AL UYGULA KONTROL ET 44 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Örneğin, Maliye Bakanlığının hizmet içi eğitimleri yıllık eğitim planıyla gerçekleştirilmektedir. Birimlerin önerileri dikkate alınarak hazırlanan ve yılbaşından itibaren bir yıl süreyle uygulanmak üzere yürürlülüğe giren Hizmet İçi Eğitim Planında yer alan faaliyetler, 6 aylık dönemler itibariyle rapor edilmektedir. Uygulama sonuçları bu raporlarla kontrol edilmekte ve olumsuz görülen hususlarda gerekli olan önlemleri de içerecek şekilde bir sonraki yılın eğitim planı hazırlanmaktadır. 6. İŞBİRLİKLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ Sürekli değişimin ve isteklerin giderek arttığı dünyamızda, TKY’yi hedefleyen kuruluşlar; başarının, geliştirilen iş birliklerine bağlı olduğunun farkındadırlar. Diğer kuruluşlarla işbirliği fırsatları ararlar ve geliştirirler. Bu işbirlikleriyle daha zenginleştirilmiş değerler sağlamalarına olanak verirler. Bu işbirlikleri müşterilerle, toplumla, tedarikçilerle ve karşılıklı olarak açıkça tanımlanmış kazanımlar sağlamak koşuluyla rakipleriyle olabilmektedir. İşbirliği yapan ortaklar, paylaşılmış hedeflere ulaşmak için birbirlerinin uzmanlıklarını, kaynaklarını ve bilgilerini destekleyecek biçimde birlikte çalışırlar ve aralarında karşılıklı güven, saygı ve saydamlığa dayanan sürdürülebilir bir ilişki kurarlar. Kuruluşun stratejisiyle işbirliği yapılan kuruluşun stratejisi uyumlu hale getirilir. Kuruluşun politika, strateji ve misyonuyla uyumlu olarak, diğer kuruluşlarla temel işbirliğinin ve stratejik işbirliğinin olanakları belirlenir. İşbirliklerinin geliştirilmesinde aşağıda belirtilen kriterler uygulanır. • İşbirliği yapılan kuruluşlarla ve tedarikçilerle olan ilişkiler değer yaratacak ve yaratılan değeri de en üst düzeye çıkartacak şekilde biçimlendirilir. • Müşterilerle katma değer yaratacak tedarik zinciri ve işbirlikleri oluşturulur. • İşbirliği yapılan kuruluşların temel yetkinlik alanları (geliştirilmesi gereken alanları) belirlenir ve geliştirilir. • İşbirliklerinden yararlanılarak yenilikçi ve yaratıcı düşünme tarzı oluşturulur ve desteklenir. • İşbirliği yapılan kuruluşlarla kültürel uyumun ve bilgi birikiminin paylaşımı sağlanır. • Süreçlerin iyileştirilmesi ve müşteri - tedarikçi zincirinde katma değer yaratmak amacıyla birlikte çalışılarak sinerji yaratılır. Müşteri beklentilerini karşılayacak ürün veya hizmet sunmak için sadece kuruluş içinde mükemmel bir kalite sistemi kurmak yeterli değildir. Kuruluşlar 45 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI dışarıdan temin ettikleri ara ürün ve hizmetlerin de kendi beklentileri doğrultusunda olmasını sağlamalıdırlar. Bu da ancak tedarikçi ilişkilerinin iyi yönetilmesiyle gerçekleşir. Kalite fonksiyonundaki evrim, işbirliklerinde de önemli gelişmelere neden olmuştur. Temin edilen ürün veya hizmetin fiyatı en önemli kriterken, artık ürün veya hizmetin kaliteli olması, güvenilir olması gibi kriterler ön plana çıkmıştır. Kamu kurum ve kuruluşları için de müşterilerle, toplumla ve tedarikçilerle işbirliği önem kazanmıştır. İşbirliğiyle elde edilen kazanım ve katma değerler yapılan hizmetin kalitesini ve verimliliğini yükseltmektedir. Örneğin bir kamu kurumuna hizmet sunacak tedarikçinin seçiminde fiyat en önemli unsur iken, artık hizmeti kaliteli sunacak ve kalitenin artırması için gerekli koşulları sağlayacak tedarikçinin seçimi ön plana çıkmıştır. Kamu kurum ve kuruluşlarının ilişki içinde olduğu birçok kişi, kurum ve kuruluş bulunmaktadır. Bakanlıklar, belediyeler, üniversiteler, mahkemeler, meslek odaları, yeminli mali müşavirler, serbest muhasebeciler gibi kişi ve kuruluşlarla yapılan işbirliği sayesinde kamu kurumlarının hizmetlerinin verimliliği ve niteliğinde artışlar olmaktadır. Örneğin, Maliye Bakanlığının görev alanını ilgilendiren bir kanunun hazırlanması esnasında, meslek mensuplarıyla, meslek odalarıyla işbirliği yapılarak; onların görüş ve önerilerinin alınması, uygulamaya ilişkin hata ve eksikliklerin önceden giderilmesi, üzerinde düzeltmeler yapılması sayesinde, kanunların yürürlüğe girmesinden itibaren uygulanabilirliği ve beklenen yararı daha fazla olacaktır. Örneğin, Toplam Kalite Yönetimi Eğiticilerin Eğitimi hizmetinin alımı yapılmadan önce, eğitimin içeriğini ve şeklini belirlemek üzere bu konuda eğitim hizmeti verecek tedarikçilerin görüşleri alınmıştır. Tedarikçilerle yapılan işbirliği sonucunda satın alma işleminden önce deneme eğitimi yapılmasına karar verilmiştir. Deneme eğitiminde, eksiklikler ve hatalar tespit edilmiştir. Bu tecrübeyle eğitimin içeriği ve şekli en faydalı olacak şekilde belirlenerek, satın alma işlemi buna göre yapılmıştır. 7. TOPLUMSAL SORUMLULUK TKY’yi uygulayan kuruluşlar; topluma ve müşterilerine karşı sorumluluk sahibi olarak, şeffaf ve hesap verilebilir şekilde yüksek düzeyde bir etik yaklaşım 46 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI benimserler. Bugün ve yarın için sosyal sorumluluğa önem vererek bu yönde çaba sarf ederler. Kuruluşun sosyal sorumluluğu, değerleriyle ifade edilir ve kuruluşla bütünleşir. Açık katılımla kamuoyunun beklentileri karşılanır. Müşterileri, çalışanları, işbirlikleri ve toplumun mevcut ve gelecekteki gereksinim ve beklentileri belirlenerek değerlendirilir ve önceden tahmin edilir. Riskleri yönetmelerinin yanı sıra toplumla karşılıklı yarar sağlayacak projelerde çalışma fırsatlarını araştırarak ve teşvik ederek topluma esin kaynağı oldukları gibi, onların güvenlerini de yüksek düzeyde kazanırlar. Kuruluşlarının, toplumun bugünü ve geleceği üzerindeki etkisinin önemli olduğu bilincindedirler ve olumsuz etkileri azaltmak için ciddi özen gösterirler. Mükemmeli arayan kuruluşlar, toplumun beklentilerini ve yasal zorunlulukları aşan bir hizmet anlayışı içerisinde bulunmalıdırlar. Çevre kirliliği günümüzde toplumun en fazla duyarlı olduğu konulardan biri haline gelmiştir. Günümüzde ekonomik kalkınma ve çevre koruma arasında var olan çelişki, “Sürdürülebilir Kalkınma” kavramıyla birlikte yerini ortak bir hedefe bırakmıştır. Bu durum bugünün gereksinimlerini karşılarken, gelecek nesillerin de kendi gereksinimlerini karşılayabilme olanaklarından yoksun bırakmamak şeklinde açıklanabilir. Bu ortak hedefe ulaşabilmenin yolu, üretirken çevreyi korumaktır. Artık kuruluşlar çevre konusunda yasal yükümlülüklerinin ötesinde, çevreyi kirletmeyecek, kirlenmeyi önleyecek sistemler kurmak zorundadırlar. Bunu sağlamak için kuruluşların üretim yaparken ya da hizmet verirken aşağıdaki temel fonksiyonları yerine getirmeleri gerekmektedir: • Çevreye yaptıkları etkilerin farkında olmaları. • Bu etkilerin sorumluluğunu üstlenmeleri ve gereklerini yerine getirmeleri. • Zararlı etkilerin azaltılması ya da bertaraf edilmesi. Çevre yönetimi, stratejik ve rekabetçi uygulamaları da içine alan geniş bir aralıktaki konuları kapsamaktadır. Bu uluslararası standardın başarıyla uygulandığının gösterilmesi ve kuruluş tarafından uygun bir çevre yönetim sisteminin var olduğunun ilgili taraflara garanti edilmesi, kuruluşun toplumsal sorumluluğunun bilincinde olduğuna dair önemli bir gösterge olacaktır. Kuruluşlardaki toplumsal sorumluluğun bir diğer göstergesi de çalışanlarının güvenliğine ve sağlığına verdiği önemdir. Kuruluşlarda meydana gelen iş kazaları ve insana verilen hasarların yanı sıra motivasyonsuzluk, güvensizlik, korku gibi telafi edilmesi çok zor kayıplar oluşmaktadır. Bu tür kayıpların önüne geçebilmek için 47 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI kuruluşlar, meslek sağlığını ve iş güvenliğini garanti altına alacak sistemler kurmak zorundadırlar. Maliye Bakanlığı uzun bir geçmişi ve kültürü olan, bu nedenle de toplum üzerinde etkisi ve imajı yüksek olan bir bakanlıktır. Esas fonksiyonlarının dışında topluma yararlı diğer faaliyetleri toplum üzerinde geniş ve olumlu etkiler bırakacaktır. Örneğin; Maliye Bakanlığının başlattığı ağaç dikim kampanyası (Maliye Ormanı uygulamaları) toplum üzerinde olumlu ve teşvik edici bir etki yaratacaktır. Buna benzer şekilde, Maliye Bakanlığının başlatmış olduğu kalite çalışmaları, diğer bakanlıkları teşvik etmektedir. 8. SONUÇLARA YÖNLENDİRME TKY’nin hedefi, sonucun mükemmel olmasıdır. Kaliteye ilişkin tüm çabalar aslında kaliteli mal ve hizmetin üretilmesidir. Bu nedenle ne yapıldığı ya da çalışmaların ne olduğu değil, bunlarla hangi hedefe ulaşılacağı önemlidir. TKY de daha çok bununla ilgilenir. Günümüz dünyasında hızla değişen talep, gereksinim ve beklentilere karşı mükemmel kuruluşlar çevik esnek ve duyarlıdırlar. TKY uygulayan kuruluşlar, toplumun ve müşterilerinin gereksinim ve beklentilerini önceden tahmin eder, onların deneyim ve algılamalarını izler, diğer kuruluşların performansını izler, gözden geçirir ve ölçer. Bunun için gelecekle ilgili tahmini bilgiler kuruluşun dengeli sonuçlar geliştirmesine ve başarıya ulaşmasına yardımcı olur. Bu bilgiler kısa, orta ve uzun vadelerde; politikaların, stratejilerin, hedeflerin belirlenmesi, uygulanması ve gözden geçirilmesi için kullanılır. Ayrıca politika ve stratejiler geliştirilirken müşterilerin ve toplumun gereksinim ve isteklerinin dengelenmesine ve garanti altına alınmasına özen gösterilir, politika ve stratejinin istenilen sonuca ulaşması için gerekli yayılımın oluşması sağlanır. Tüm kurumların ve çalışanların faaliyetlerinin nihai bir hedefi bulunmakta ve işlemler nihai sonuçlarla değerlendirilmektedir. Bu nedenle, sonuçlara odaklanarak işlemleri yürütmek, geliştirmek ve önlemler almak başarı için gereklidir. Politikaların oluşturulmasının asıl hedefi, bundan elde edilecek sonuçlardır. Bu nedenle politikalar oluşturulurken şimdi ve gelecekte yaratacağı sonuçlar dikkate alınarak, diğer bir deyişle sonuçlarına odaklanarak yapılması gerekmektedir. Örneğin, Maliye Bakanlığında vergi politikalarının oluşturulması sürecinde; mevcut vergi mükellefleriyle ilgili bilgilerin toplanmasının yanı sıra, gelecekteki vergi 48 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI mükellefleriyle ilgili tahmini bilgilerin de birlikte değerlendirilmesiyle oluşturulacak politikaların etkinliği yüksek olacaktır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TKY UYGULAMASINDA KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER Toplam kalite uygulamalarında, kurum ve kuruluş kültürüne, çalışanların özelliklerine ve yönetimin yaklaşımına bağlı olarak başarıyı etkileyen bir çok faktör bulunmaktadır. Uygun bir liderliğin olmaması, yönetimin TKY’yi yeterince sahiplenmemesi, çalışanların katılımının sağlanamaması ve kültür değişimi için gerekli eğitimlerin verilmemesi bu faktörlerin başında yer almaktadır. Bunların dışında, değişime direnç, çok kısa zamanda büyük fayda beklentisi, yetersiz planlama ve etkin ölçüm tekniklerinin kullanılmaması, takım çalışmalarının eksikliği ve kurum kültürüne uymayan kalıp modellerin kullanılması da başarısızlığa neden olan etkenlerdir. 1. YÖNETİMİN SAHİPLENMEMESİ Bir kuruluşta yöneticilerin TKY’yi sahiplenmeleri bu yönetim anlayışının yerleşmesini sağlayacak en önemli faktördür. Genellikle yöneticiler, yeniliklere direnç göstermekte, TKY’ye sıcak bakmamakta ve TKY’den istenilen sonuç alınamamaktadır. Halbuki TKY’nin bir kuruluşa yerleşmesinin en önemli kriteri üst yönetimin bunu sahiplenmesi ve kuruluşuna yaygınlaştırmasıdır. Kuruluşlar TKY’yi uygulamaya başlamadan önce yalnızca çalışanlarına değil üst yönetime de çeşitli eğitimler vermesi ve bu konudaki motivasyonu yüksek tutması gerekmektedir. Maliye Bakanlığı Toplam Kalite Yönetimi Uygulama Projesi’nde, Bakanlık birimlerinde görev yapan üst kademe yöneticileri için çeşitli eğitimler planlanmıştır. Bu eğitimlerde Bakanlığın üst ve orta kademe yöneticilerine, toplam kalite yönetimi ve stratejik yönetim konularında teorik ve pratik bilgiler verilerek TKY’yi sahiplenmeleri sağlanacaktır. 2. ÇALIŞANLARIN KATILIMININ SAĞLANAMAMASI TKY çalışanların katılımıyla anlam kazanmaktadır. Her seviyedeki çalışanın aktif katılımıyla istenilen hedeflere ulaşılmaktadır. Kararların yönetim tarafından alındığı ve çalışanların ise sadece bu kararları uyguladığı kuruluşlarda, TKY’nin 49 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI başarıyla uygulanması mümkün bulunmamaktadır. En alt seviyedeki çalışandan yukarıya doğru tüm çalışanların katılımı halinde başarıya ulaşacaktır. TKY, çalışanlara yumuşak bir şekilde benimsetilmeli ve özümsemeleri sağlanmalı, çalışanların katılımı ve başarısı için sabırlı olunmalıdır. “ilk defada doğru yap” gibi sloganlar çalışanlara itici gelebilmektedir. Çünkü çalışanların zaten ilk defada yanlış yapmak gibi bir isteği yoktur. TKY konusunda lider 21 firma üzerinde yapılan bir araştırmada, çalışan tiplerinin çeşitliliğinin TKY uygulamalarında problemlere sebep olduğu, her çalışan tipinin kendine has beklentilerinin göz önüne alınması gerektiği vurgulanmaktadır. Araştırmada davranışlarına ve beklentilerine göre çalışan tipleri, 4 ana kriter bazında değerlendirmektedir. • Yeterlilik seviyesi: Yeterlilik seviyesi yüksek çalışanlar, seviyesi düşük olanlara nazaran TKY anlayışını benimsemeye daha yatkın olmaktadır. Önerilen değişimi bir tehdit olarak görmemekte ve gereğine inanmaktadırlar. • Eğitim seviyesi: Eğitim seviyesi yüksek çalışanlar TKY anlayışını daha çabuk benimsemektedirler. Gösterişten çok ortaya çıkan sonuçlarla ilgilenmektedirler. TKY’nin yaygınlaştırılması amacıyla kullanılan slogan, poster gibi uygulamalar bu tip çalışanlara itici gelebilmektedir. • Çalışma süresi: Kuruluşta çok uzun süredir çalışanlar, değişimi en zor sağlanan grubu oluşturmaktadır. Bu tip çalışanların TKY uygulamalarına iştirak ettirmenin en etkili yöntemi, iyileştirme sağlayacak kalite faaliyetlerinin içerisine almaktır. • Yaş dağılımı: Yaşlı çalışanlar, gençler kadar çabuk değişemeyeceklerinden TKY’ye sıcak bakmamaktadırlar. Burada izlenmesi gereken yol, bu tip çalışanların gereksinimlerine cevap verecek şekilde kapsamlı bir eğitim programı uygulamak olacaktır. 3. SÜREKLİ EĞİTİMİN SAĞLANAMAMASI TKY öncelikle bir felsefe ve bunun yönetime adaptasyonu sonucunda bir teknik olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca kuruluşun bütün çalışanları ve bütün işlevlerinde uygulanacak olması nedeniyle eğitim önem kazanmaktadır. Bu yönetim felsefesi; kazandırdığı yönetim tekniklerinin öğrenilmesi ve uygulamaya konulması, ikinci olarak da bunun tüm çalışanlara aktarılması için eğitim ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu yönetim anlayışının yerleştirilmesi için çalışanların 50 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI hem TKY konularında, hem mesleki ve teknik konularda eğitilmesi, işlem akışlarına ve iyileştirme sürecine nasıl katılacaklarının öğretilmesi, problemleri nasıl çözeceklerine ilişkin bilgilerin aktarılması ve bu işlemlerin süreklilik arz etmesi gerekmektedir. 4. DEĞİŞİME DİRENÇ TKY yeni bir anlayış ve yeni bir yönetim sistemi olması nedeniyle, yöneticiler ve çalışanlar tarafından tepkiyle yaklaşılmaktadır. Genellikle TKY’ye mevcut yönetim sistemini tamamen ortadan kaldıracağı ve yerine başka bir yönetim sistemi getireceği şeklinde algılanması nedeniyle sıcak bakılmamaktadır. Halbuki TKY var olan sisteminin iyileştirilecek alanlarını belirlemekte ve bunlara çözümler getirmektedir. TKY mevcut yapılan işin dışında angarya ikinci bir iş olarak algılanmakta ve şikayetlere sebep olmaktadır. “Bu kadar işimizin arasında TKY için nasıl vakit ayıracağız” şeklinde şikayetler oluşmaktadır. TKY’ye direnç en çok yöneticilerden gelmektedir. Yönetimin değişime olan direncinin nedenleri iki grupta toplanabilir. • Değişim, yöneticilerin otoriteleri için bir erozyon, bir tehdit olarak algılanmaktadır. • Yöneticilerde yaygın olan bir inanışa göre, ürün ve hizmet kalitesi konusunda kuruluşta herhangi bir problem bulunmamaktadır. 5. KISA ZAMANDA BÜYÜK BEKLENTİ TKY uygulamalarının başarısında en büyük engellerden biri çok kısa sürede çarpıcı sonuçlar alınacağının düşünülmesi ve bu sonuç gerçekleşmediği takdirde de inancın yitirilmesidir. TKY konusunda aşırı heyecana kapılarak her şeyi çok kısa sürede değiştirmeye çalışmak ve bu amaçla komite ve takımlar kurarak problemlerin üzerine salmak, gerekli olan kültür değişimi sağlanmadıkça başarı getirmeyecektir. Sonuç büyük olasılıkla gerçekleşebilecek doğrultusunda bir kültür hayal kırıklığı değişim değildir. değişimiyle olacaktır. TKY TKY gündüzden uygulaması sonuçlanacak uzun geceye sürekli iyileşme dönemli çabaları gerektirmektedir. TKY kültürünün yerleşmesi için gereken süre, organizasyonların büyüklüğüne ve mevcut kültürüne göre değişmektedir. Araştırmalar sadece TKY yönünde kültür entegrasyonunun yaklaşık 3 ila 7 yıl süre aldığını göstermektedir. Aşağıda TKY konusunda başarılı olmuş Japon ve Amerikan şirketlerinin bu yönetim anlayışını uyguladıkları sürelerle ilgili bir karşılaştırma verilmektedir. 51 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Başarılı Kuruluşların TKY Yolculuğu Nippon Denso Honda Nissan Toyota Matsushita Motorola Florida Power & Light Harley-Davidson Helwett Packard Xerox 0 5 10 15 20 25 30 35 40 TKY uyguladıkları süre (yıl) 6. YETERSİZ PLANLAMA TKY’yi başarısız kılan bir diğer engel de, planlamanın yetersiz yapılması, anlaşılır olmaması ve süreç içinde yer alan tüm kişilerle yeterince paylaşılmamasıdır. Planlamayla kuruluşun ulaşacağı hedef ve izlenecek rota belirlenmelidir. Planın yetersizliği halinde yapılan çalışma, verimsiz bir çabadan öteye gitmeyecektir. Planlama sürekli yapılan ve geliştirilen bir süreç olmalıdır. Planlama aşamasında üst yönetim mutlaka yer almalıdır. Bir zaman planı geliştirilmeli ve ilk faaliyetler ulaşılabilir alanlarda sergilenmelidir. Bu başarılı uygulamalar tüm çalışanların TKY sürecine odaklanmalarını sağlayacaktır. Müşterilere ve çalışanlara yapılan anketlerden elde edilen bilgiler, kalite maliyetleri analizi sonuçları gibi geri bildirimler planlamanın geliştirilmesine yardım edecektir. Başarılı bir TKY planı için göz önünde bulundurulması gereken üç temel koşul vardır: • Kuruluş çapında katılım ve sahiplenmeyi sağlama. • Kuruluş vizyonu, misyonu ve hedeflerini tüm çalışanlara yaygınlaştırma ve benimsetme. • Kuruluşun yeni yaklaşımı konusunda açık bir iletişim ortamı oluşturma. Maliye Bakanlığında, TKY’ye ilişkin, yapılacak işlemler ve zaman aralığını gösteren bir proje hazırlanmıştır. Bu projede; Kalite Koordinasyon Kurulu ve Kalite Konseyi’nin görevleri, Türkiye Kalite Derneği’ne üyelik, Ulusal Kalite Hareketine Katılım, Eğiticilerin Eğitimi, Kalite Kurulları ve Uygulama Birimlerinin oluşturulması, 52 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Bakanlık Personelinin Toplam Kalite Yönetimi konusunda Eğitimi, Kalite Geliştirme Ekiplerinin oluşturulması, Stratejik Planlama Eğitimi, Üst ve Orta Kademe Yönetici Eğitimi, Süreç Yönetimi Eğitimi, Anket Çalışmaları, Özdeğerlendirme, Belgelendirme ve Kalite Ödülüne Adaylık işlemleri sıralanmış ve bu işlemlerin 2003 – 2008 yılları arasında gerçekleştirilmesi planlanmıştır. 7. KALIP MODELLERİN KULLANILMASI TKY’nin başarısını engelleyen olgulardan bir tanesi, hazır reçetelerin, yani kalıp programların kullanılmasıdır. TKY konusunda hazır programlar uygulayan şirketler/kuruluşlar büyük bir olasılıkla bu programın ihtiyaçlarını karşılamadığını görecekler ve uygulama başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Deming, Juran ve Crosby gibi kalite gurularının katkılarıyla oluşturulan standart yaklaşımların sağladığı faydalar kuşku götürmez. Bunların yanında kişiler veya danışmanlık kuruluşları tarafından geliştirilen yaklaşımlar da mevcuttur. Problem bu tür yaklaşımların kuruluşlara adapte edilmesi değil, kuruluşlardaki işleyişlerin bu yaklaşımlara adapte edilmeye çalışılmasıdır. 8. ETKİN ÖLÇÜM TEKNİKLERİNİN KULLANILMAMASI TKY’de hedeflere ulaşmanın en etkin yolu, yapılan çalışmaların ölçülmesi, sonuçlarının değerlendirilerek, hataların ve eksikliklerin tespit edilmesidir. Böylelikle önlem alınabilecek ve iyileştirme çalışmaları yapılabilecektir. Ancak ölçümün doğru ve etkin biçimde yapılması gerekmektedir. Bu nedenle ölçüm araçlarının gözden geçirilmesi ve buna göre uygun tedbirlerin alınması gerekmektedir. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM EFQM MÜKEMMELLİK MODELİ, ÖDÜLLENDİRME VE ÖZDEĞERLENDİRME 1. MÜKEMMELLİK MODELİ “Mükemmellik Modeli” 1991 yılında Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) tarafından oluşturulan bir yönetim modelidir. Kurum ve kuruluşların büyüklük ya da gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak her kuruluşun başarılı olabilmesi için uygun bir yönetim sistemi kurma ihtiyacından doğmuştur. 53 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI EFQM, Avrupa’da kurum ve kuruluşlarda sürdürülebilir mükemmelliğin yaygınlaşmasını sağlamak üzere ulusal kuruluşlarla işbirliği içinde çalışarak bu modelin kurulmasına ve işlerliğine destek vermektedir. Mükemmellik modeli 9 ana kriter üzerine kurulmuş olup, zorunluluk içermeyen bir modeldir. Bu kriterlerden 5’i “Girdi”, 4’ü ise “Sonuç” kriterlerini oluşturmaktadır. Girdi kriterleri, Liderlik, Çalışanlar, Politika ve Strateji, İşbirlikleri ve Kaynaklar; çıktı kriterleri ise Çalışanlarla İlgili Sonuçlar, Müşterilerle İlgili Sonuçlar, Toplumla İlgili Sonuçlar, Temel Performans Sonuçları’ndan oluşmaktadır. Bu kriterlerin her birinin kendi içinde alt kriterleri bulunmaktadır. Girdi kriterleri bir kuruluşun yaptığı faaliyetleri içermekte, her bir alt kriterde değinilen konulara kuruluşun yaklaşımının nasıl sağlandığı incelenmektedir. Sonuç kriterlerin de ise o kuruluşun neleri gerçekleştirdiği, ne elde ettiği ve etmekte olduğu incelenir. Sonuç kriterleri, girdi kriterlerinden etkilenir; girdi kriterleri de sonuçlardan alınan geri bildirimlerle iyileştirilir. Aşağıdaki şemada EFQM Mükemmellik Modeli girdi ve çıktı kriterleriyle birlikte gösterilmiştir. EFQM Mükemmellik Modeli Çalışanlarla Ilgili Sonuçlar Çalışanlar Liderlik Politika ve Strateji İşbirlikleri ve Kaynaklar Süreçler Müşterilerle İlgili Sonuçlar Temel Performans Sonuçları Toplumla İlgili Girdiler Sonuçlar Sonuçlar Model bu kriterler çerçevesinde değerlendirildiğinde ortaya şöyle bir sonuç çıkmaktadır. Liderlik, Çalışanlar, Politika ve Stratejiler, İşbirlikleri ve Kaynaklarda yapılacak iyileştirme ve değişimler; Çalışanlar, Müşteriler ve Toplumla İlgili Sonuçlarda değişiklik ve fark yaratacak, mükemmelliğe ulaşmayı sağlayacaktır. Mükemmellik modelinin her bir değerlendirme kriterinin bir ağırlık puanı bulunmaktadır. Bu puanlar mükemmellik modeli uygulayan kuruluşların ödül başvurularının değerlendirilmesinde kullanıldığı gibi, kuruluşun özdeğerlendirme işleminde de kullanılmaktadır. Özdeğerlendirme uygulayan kuruluşlar için ilerlemeyi izleyebilecekleri sayısal göstergeleri sağlamaktadır. 54 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 2. KALİTE ÖDÜLLERİ TKY’nin kuruluşa yerleşmesi ve sonuçlarının görülmesi bakımından ölçme ve değerlendirme önemli yer tutmaktadır. Kuruluşların TKY konusundaki kazanımları ölçme ve değerlendirmeleri, kuvvetli ve zayıf yönlerini belirlemeleri TKY uygulamasının başarısı açısından önemli bir yer tutmaktadır. Kalite ödülleri ve bunların değerlendirme kriterlerinin oluşturduğu modeller, kuruluşlardaki TKY sürecinin izlenmesi konusunda etkili araçlardır. Bu modeller günümüzde birçok kuruluş tarafından TKY uygulamasının çerçevesini oluşturmada kullanılmaktadır. Özdeğerlendirme aracılığıyla oluşturulan kalite ödül modelleri, TKY konusunda ölçme ve değerlendirme yapabilmenin en etkin yöntemlerinden biridir. Aynı zamanda bu modeller, TKY’nin başlatılmasında altyapı çalışması olarak kuruluşlara önemli bir araç sağlamaktadır. Ulusal ve uluslararası kalite ödüllerinin tarihsel gelişimine bakıldığında, bu sürecin 1951 yılında Japonların Deming Ödülüyle başlattığı görülecektir. TKY uygulamasında, başarılı şirketlere uluslararası bir ödül olarak verilen ve 10 temel kriter üzerine kurulu bir değerlendirme sistemi olan Deming Ödülü’nü almış başarılı kuruluşlar arasında Toyota, Komatsu, Yokogowa-Hewlett Packard ve Florida Light ve Power gibi şirketler yer almaktadır. Batıda bu konuda ilk hareket 1987 yılında ABD’de “Malcolm Baldrige National Award” (MBNA) ile başlamıştır. Bu ödül hızla yayılarak, TKY konusunda uluslararası düzeyde kabul gören bir altyapı çalışması ve özdeğerlendirme yöntemi haline gelmiştir. 7 temel kriterden oluşan bir değerlendirme sistemine sahip MBNA ödülünü kazanan kuruluşlar arasında Motorola, Caterpillar, Xerox gibi şirketler bulunmaktadır. Avrupa’da hızla yaygınlaşan EFQM Mükemmellik Modeli çerçevesinde de ulusal ve uluslar arası kalite ödülleri verilmektedir. EFQM kalite ödülünü kazanan kuruluşlar arasında Rank, Xerox, D2D, Texas Instruments gibi firmalar bulunmaktadır. Avrupa genelinde verilen EFQM büyük ödülünü, ülkemizden büyük kuruluşlar dalında Brisa, KOBİ’ler dalında da Beksa ve Beko firmaları kazanmıştır. Netaş firması da 3 yıl üst üste başarı ödülünü almaya hak kazanmıştır. 3. ÖZDEĞERLENDİRME Özdeğerlendirme, bir kuruluşun faaliyetlerinin ve iş sonuçlarının, iş mükemmelliğini esas alan bir modelle kıyaslanarak, kapsamlı, sistematik ve düzenli 55 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI olarak gözden geçirilmesidir. Mükemmellik Modeli bu amaçla kuruluşlar tarafından yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Özdeğerlendirmenin yararları şu şekilde sıralanabilir. • Kuruluşun faaliyetlerinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesine yönelik yapısal ve kapsamlı bir yaklaşım olması. • Bireysel algılamaları değil, gerçekleri göz önünde bulunduran bir değerlendirme olması. • Tutarlı bir yaklaşım ve uzlaşma sayesinde, kuruluşta herkesin katılımıyla yapılması gerekenleri saptayan bir araç olması. • TKY’nin ne şekilde uygulamalar gerektirdiği konusunda çalışanları eğitecek bir araç olması. • Çeşitli kalite girişimlerini günlük işlevlere bütünleştirmede yol gösterici bir araç olması. • Güçlü bir teşhis aracı olması. • Batı toplumlarında, üzerinde uzlaşım sağlanmış bazı kriterleri göz önünde tutan objektif bir değerlendirme olması. • Periyodik özdeğerlendirme uygulamaları sonucu zamana bağlı olarak ilerlemeyi ölçen bir araç olması. • İyileştirmeye açık alanları saptayıp, iyileştirme çalışmalarını başlatan bir süreç olması. • Kuruluşun bütününde veya sadece bir biriminde ve her seviyede uygulamayı öngören sistematik bir yaklaşım olması. • İş mükemmelliğine ulaşmak için çalışanları heveslendiren, herkesin katılımını sağlayan ve bu sayede kuruluşa taze kan pompalayan bir araç olması. • Kuruluş içindeki farklı bölümlerde veya daha geniş anlamda diğer kuruluşlarda erişilen mükemmelliği paylaşmak ve yakalamak için yaratılan bir ortam olması. • İç ödüllendirmelerle ilerleme sağlanması ve elde edilen başarıları tanıması. • Kuruluş içinde veya kuruluş dışında kıyaslama için bir araç olması. 56 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI ÜÇÜNCÜ KISIM SÜREÇLERLE YÖNETİM 57 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 58 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Teknolojideki hızlı değişimler ve bu değişimlere bağlı olarak kısalan ürün ömürleri, artan dış ticaret, küreselleşme, arzın talebi aşması gibi nedenler, dünyadaki rekabeti körüklemiş ve kuruluşları yeni yaklaşımlara yönelmeye zorlamıştır. Karlılığın azalması, teknolojik değişimlerin geç algılanması ve iş yapma tarzlarının yeterince hızlı değiştirilememesi gibi nedenlerle, bazı kuruluşlar değişime cevap vermekte geç kalmışlardır. Değişim ve rekabetin yarattığı koşullar, kuruluşları fonksiyonlarla yönetilen organizasyon yapılarından, müşteri odaklı süreçlerle yönetilen organizasyon yapılarına doğru değişime zorlamıştır. 1. FONKSİYONEL YÖNETİM Fonksiyonel yönetim anlayışının temeli, iş bölümü ve hiyerarşidir. Oysa gerçekte iş, bir bütündür ve hiyerarşilere göre tasarlanmamıştır. İş, belli sonuçları elde etmek amacıyla bir araya gelen, birbirini takip eden faaliyetlerin bütünüdür. İş, bu sonucu gerçekleştirmek üzere yatayda ilerlemedir. Hiyerarşik yapı ve fonksiyonel bölünme işin, doğal akışını engelleyici niteliktedir. Ancak fonksiyonel yönetimde işler, hiyerarşik olarak bölümlenmiş ve faaliyetler dikeyde ilerleyerek yerine getirilmektedir. Örneğin, vergi dairelerinde, vergi toplama süreci olan; beyanname kabul, tarh, tahakkuk, tahsilat gibi işlemler, değişik servislerin birbirleriyle uyum içinde çalışmasıyla gerçekleştirilmektedir. Bu işlemlere ilişkin çok az iş, bir fonksiyonel serviste başlayıp yine aynı serviste tamamlanmaktadır. Ayrıca bu işlemler; memur, şef, müdür yardımcısı ve müdürden oluşan hiyerarşik yapı içinde gerçekleştirilmektedir. Fonksiyonel yönetimin darboğazları aşağıda belirtilmiştir. • Ortak hedefler belirsizdir veya yoktur. • Bölümler arası iletişim ve işbirliği zayıftır, hatta kötü iletişim ve iç çekişmeler vardır. • Yöneticiler sadece kendi birimlerine ait faaliyetlerin performansı ve yönetimiyle ilgilenmektedirler. • Gelişmeler çoğunlukla faaliyet dahilinde kalmakta, bütüne yayılamamaktadır. • Fonksiyon sorumluları, iş akışının tamamının nasıl işlediğinden habersiz olarak, kendi fonksiyonlarını iyileştirirken, nihai müşteri memnuniyetini hedef almamakta, bu da müşteri şikayetlerine neden olmaktadır. • Çalışanlar, genellikle tüm iş akışı içindeki rol ve etkinliklerinin bilincinde değildirler. İş akışının etkinliği genellikle, fonksiyonların etkinliği ile ölçüldüğünden, bütünü yansıtmayacak şekilde ölçülmektedir. 59 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Yukarıdaki şemanın birinci yapısında fonksiyonel yönetim, ikinci yapıda fonksiyonel yönetimden süreç yönetimine geçiş, üçüncü yapıda süreç yönetimi görülmektedir. • Birinci yapı klasik anlamda fonksiyonel bir işleyişi gösterir. Bu yapılarda “işin” tanımı değil fonksiyonel birimlerin görevlerinin tanımı mevcuttur. • İkinci yapıda süreçler yani “işler” fark edilmiş ancak hala fonksiyonlar ön planda tutulmaktadır. • Ulaşılmak istenilen ve genel anlamıyla süreç algılamasının ön plana çıktığı yapı üçüncü yapıdır. Bu yapıda kişiler ve birimler sürece olan katkıları bazında değerlendirilmektedirler. • Dördüncü yapıda fonksiyonel yönetim tamamen ortadan kalkmıştır. 2. SÜREÇ YÖNETİMİ 2.1. SÜREÇ KAVRAMI Süreç, belirli bir dizi girdiyi, müşterileri için belirli bir dizi faydalı çıktıya dönüştüren; tanımlanan, yenilenen, ölçülen, tutarlı ve birbirine bağlı değer yaratan faaliyetler dizinidir. Süreç kavramı birçok farklı biçimde tanımlanabilir. • Süreç, amaçlanan bir çıktıyı elde edebilmek için, kullanılan çeşitli girdiler üzerinde katma değer yaratan faaliyetlerdir. • Süreç bir sistemdir, sistem öğelerden meydana gelir ve öğeler arasında ilişkiler vardır. Sistem belli bir amaca yönelmiştir. 60 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Süreçler girdileri çıktılara dönüştürür. Dönüşümler, fiziksel dönüşüm (hammaddenin ürüne dönüşümü), konumsal dönüşüm (taşıma gibi), değersel dönüşüm (bankacılık gibi), bilgisel dönüşüm (eğitim gibi) şeklinde olabilir. Bir işe süreç diyebilmek için yaratılan katma değerin üzerinde durmak çok önemlidir. Katma değer yaratmayan faaliyetler (örneğin: birbirini takip eden kontrol ve onaylar, yanlış yerleşimden kaynaklı gereksiz evrak transferi v.s.) süreç olarak algılanmamalı, bunları yok etmek veya en aza indirme yoluna gidilmelidir. 2.2. SÜREÇLERLE YÖNETİM Süreç yönetimi, süreçleri yönetmek demektir. Süreçlerle yönetim ise, yönetim işini süreçlerle, süreçlere odaklanarak yapmak anlamına gelmektedir. Süreç yönetimi bir yönetim tekniği olmasına karşılık, süreçlerle yönetim bir yönetim anlayışını ifade etmektedir. Süreçlerle yönetim anlayışına geçebilmek için, süreç yönetimi aşamasının başarılı bir biçimde uygulanması ve süreçlerin etkin bir biçimde yönetiliyor olması gereklidir. Ayrıca süreçlerin tanımlanması gerekir. • Sahiplerinin belirli, • Akış diyagramlarının mevcut, • Sınırları ve ilişkileri belirli, alt ve detay süreçleri tanımlı, • Performans göstergeleri ve bu performans göstergelerinin nasıl ölçüleceğinin yöntemini ortaya koyan ölçüm sistemlerinin tanımlı olması gereklidir. (Bu süreçlere birer nüfus cüzdanı vermek gibi düşünülebilir.) Tanımlanmış bir sürecin kontrol altında olması, performans göstergelerinin belli bir kontrol limit aralığında değer almasını gerektirir. Tanımlanmış ve kontrol altında olan bir süreç her zaman rekabet edebilir değildir. Rekabet, benzer kuruluşların, benzer işleri ne kadar zamanda veya hangi performans çıktılarıyla yaptıklarını kıyaslayarak bunlara ulaşmaya çalışmaktır. (Örneğin bir banka şubesinde para çekme işini 5 dakikada yapmış bir mükellefi, beyannamesini vermek üzere vergi dairesinde saatlerce bekletemeyiz.) Süreçlerin, kontrol altında ve rekabet edebilir olmasını sağlamak için, sürekli iyileştirme döngüsünün kullanılması gereklidir. 61 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI KIYASLAMA KIYASLAMA • Sahipleri belirli • Akış diagramı var • Sınırları / İlişkileri belirli • Alt/Detay süreçleri belirli • Performans göstergeleri • Ölçme Sistemi Tanımlanmış KONTROL ALTINDA REKABET EDEBİLİR ? ? DEĞİŞİKLİK YÖNETİMİ DEĞİŞİKLİK YÖNETİMİ SÜREKLİ İYİLEŞTİRME SÜREKLİ İYİLEŞTİRME -YARATICILIK YARATICILIK YENİLİKÇİLİK - YENİLİKÇİLİK 2.3. SÜREÇLERLE YÖNETİMİN AVANTAJLARI • Kurum/Kuruluş önceliklerine sistematik bir yaklaşım getirir. • Bir işi başından sonuna kadar yapmaya olanak sağlayan süreçler tanımlanır. • Fonksiyonlar arası ilişkileri geliştirir. Gelişmeler süreçler dahilinde yapılır. • Müşteri odaklı yönetimi teşvik eder. (İşler, müşterinin gördüğü gibi yatayda görülmeye başlanır.) Müşteri odaklı süreçler doğru uygulandıklarında kuruluşun performansı önemli ölçüde artar. • Katma değersiz faaliyetler ortadan kalktığı için kaynakların daha etkin kullanımı sağlanır. • Gereksiz olabilecek bazı kontrol ve onaylar yok edildiği için hızlı karar alma avantajı sağlanır. • Sorumluluklar net olarak tanımlanır. 2.4. SÜREÇLERİN SINIFLANDIRILMASI Süreçler, yapılarına göre operasyonel, yönetsel ve destek süreçler olmak üzere iki grupta sınıflandırılır. Operasyonel süreçler, kuruluşların kuruluş amaçlarını, var olma nedenlerini gerçekleştirmek üzere yaptıkları faaliyetleri kapsar. Örneğin, Maliye Bakanlığında, devlet bütçesinin oluşturulması, gelirlerin toplanması, giderlerin ödenmesi, devlet hukuk danışmanlığının yapılması, kamu taşınmaz mallarının yönetilmesi gibi süreçler operasyonel süreçler olup, bu süreçlerle 62 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Bakanlığın var oluş amacı gerçekleştirilmektedir. Bunlar müşteri (vatandaş) için yapılan temel görevlerdir. Yönetsel ve destek süreçler, operasyonel süreçlerin yerine getirilmesi için hemen hemen tüm kuruluşlar için ortak sayılabilecek, yönetsel ve destek faaliyetlerini kapsar. Örneğin, Maliye Bakanlığında personel yönetimi, eğitim, idari – mali işler, bilgisayar alt yapısının yönetilmesi gibi konular, yönetsel ve destek faaliyetleri olup, operasyonel süreçlerin başarıya ulaşmasını sağlamaktadır. 2.5. SÜREÇ HİYERARŞİSİ Süreçleri, operasyonel, yönetsel ve destek olarak sınıflandırmanın yanı sıra; süreçlere yönetim kolaylığı getirmek, kaynakların daha verimli kullanılmasını temin etmek, kuruluşun strateji ve hedefleri ile süreç performanslarıyla ilişkilendirilmiş kişisel hedefleri tanımlayabilmek açısından, hiyerarşik bir yapı oluşturmak faydalı olacaktır. Süreç hiyerarşisi, süreçlerin dikey ilişkilerini tanımlar. Hiyerarşinin üst seviyesindeki süreçler alt seviyelerde yer alan süreçleri kapsar. Farklı hiyerarşi seviyeleri kuruluşun yapısına ve yapılan işe bağlı olarak seçilebilmekle birlikte en yaygın olarak 3 seviyeli model kullanılmaktadır. T E M E L SÜ R E Ç L E R A L T SÜ R E Ç L E R D E T A Y SÜ R E Ç L E R 2.5.1. Temel Süreçler Kuruluşun vizyon, misyon ve sahip olması gereken temel yetenekleri adreslenmeli, müşteriden müşteriye tanımlanmalı, temel süreç çıktıları iş performansının ölçümünde kullanılmalı ve müşteriye değer katan ürün ve hizmetlerle sonuçlanmalıdır. Stratejik yaklaşımları realiteye dönüştürecek unsurlar “temel iş süreçleri“ olarak tanımlanabilir. Her bir süreç kendi içinde değer katan aktiviteler dizisi olarak tanımlanmaktadır. 63 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 2.5.2. Alt ve Detay Süreçler Alt ve detay süreçler temel süreçlerin içersindeki alt grupları oluştururlar. Alt ve detay süreçler “nasıl” sorusuna cevap oluşturacak şekilde tasarlanmalıdır. Detay süreçler altındaki işler artık faaliyet veya aktivite olarak adlandırılabilir. Örneğin, evrak kontrolü, fotokopi çekimi, evrak gönderilmesi gibi faaliyetler detay süreçlerdir. Örneğin, “Devlet mallarının yönetimi” temel sürecinin, alt ve detay süreçleri aşağıda gösterilmiştir. Temel Süreç: Devlet mallarının yönetilmesi Alt Süreçler: Detay Süreçler: Satış işlemine ilişkin detay süreçler - Satış - Bedel Belirleme - Kiralama - İhale Hazırlığı - Ecrimisil - Taleplerin Kabulü -Trampa v.s. - İhalenin Yapılması v.s. 3. SÜREÇLERİN TANIMLANMASI 3.1. SÜREÇLER Süreçlerin aşağıda belirtilen unsurları, ilgili herkes tarafından açıkça anlaşılacak, tutarlı ve sürekli olarak yenilenecek şekilde tanımlanmalıdır: • Hizmete dışarıdan katılanlar, • Girdiler, • Çıktılar, • Müşteriler, • Hangi aktiviteyle başladığı, • Hangi aktiviteyle bittiği, • Alt/Detay Süreçler, • Faaliyetler, • Sahip/Sorumlu, • Uygulayıcılar, • Performans Göstergeleri ve Hedefler. 64 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 3.2. SÜREÇ SAHİPLERİ Süreç sahiplerinde aşağıda belirtilen özelliklerin olması beklenmelidir: • Süreci tanıyan, • İyileştirme çalışmalarına yatkın, • İyileştirmeye açık konuları tespit edebilen, • İyileştirme ekiplerini yönlendirebilen, • Fonksiyonel önyargılara sahip olmayan. 3.3. AKIŞ DİYAGRAMLARI İşleri detaylı tanımlamak, katma değeri olmayan adımları belirlemek için akış diyagramı kullanılır. Yeni bir süreç tasarımında “Sıralı Akış Şeması” kolaylık getirebilir. İş tekrarlarını görebilmek ve süreci organizasyona “giydirebilmek” için “Fonksiyonel Akış Şeması” yararlı olur. Bir kurumda eleman alımıyla ilgili süreçleri gösteren sıralı ve fonksiyonel akış şeması aşağıda gösterilmiştir. FONKSİYONEL AKIŞ ŞEMASI SIRALI AKIŞ ŞEMASI İlgili Bölüm Eleman Alım Taleplerinin Verilmesi İns . Kayn . Bölümü Eleman Alım Taleplerinin Verilmesi Taleplerin Mevcut Kaynaklarla Karşılanması Taleplerin mevcut kaynaklarla karşılanması Eleman Için Aracı Kuruma Müracaat Eleman için aracı kuruma müracaat Eleman Arayışı Eleman Arayışı Adayların CV’lerinin Ihtiyaç Sahibine Iletilmesi Uygun Adaylar ile Mülakat Yapılması Uygun Adayın işe Alınması Aracı Kurum Adayların CV’lerinin ihtiyaç sahibine iletilmesi Uygun Adaylar ile mülakat yapılması Uygun Adayın işe alınması Akış diyagramları oluşturulurken bazı semboller kullanılabilir. 65 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI En Basit Olanlar Daha Karmaşık Olanlar Aktivite Depolama Dosyalama Operasyon Karar Bekleme Kontrol Denetim Baş / Son Taşıma Aktivite Akış Yönü Kağıt Dokümanlar Maliye Bakanlığı Hizmet İçi Eğitim Planının oluşumuna ilişkin süreçler, semboller kullanılarak aşağıda gösterilmiştir. Bakanlık Birimleri Yıllık Eğitim Taleplerinin Oluşturulması Plana göre Eğitim Hazırlıklarının Yapılması Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanlığı Yıllık Eğitim Planının Yapılması Bakanlık Makamı Eğitmen / Katılımcı Onay Eğitim Planının Duyurulması Eğitimin Gerçekleştirilmesi 6 Aylık Faaliyetlerin Raporlanması Faaliyet Raporlarının Değerlendirilmesi ve Devlet Personel Başkanlığına Gönderilmesi İçin Hazırlanması 66 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 4. PERFORMANS GÖSTERGELERİ Ölçmek, kalite yönetiminde çok önemli bir yere sahiptir. Kurumlar kendi yetenek ve stratejilerine göre belirlenmiş olan ölçüm ve yönetim sistemlerini kullanmaktadırlar. Performans göstergeleri, süreçlerin etkinliğini ve iş üzerindeki etkisini ölçmek amacıyla belirlenen parametrelerdir. Bunlar için hedefler belirlenir ve düzenli ölçümlerle gerçek durum tespit edilir. Performans göstergeleri, sonuç göstergeleri ve öncü göstergeler olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Sonuç göstergeleri genelde, kuruluşun nihai hedeflerini oluşturan ve uzun dönemler sonunda ölçülebilen göstergelerdir. (Bütçe açığının GSMH’ye oranı, vergi tahsilat rakamları gibi) P E R F O R M S O N U Ç A N S G ö s te r g e le r i (İ ş S o n u ç la r ı) F in a n s a l S o n u ç la r v e F in a n s a l o lm a y a n S o n u ç la r G Ö S T E R G E L E R İ Ö N C Ü (S ü r e ç G ö s te r g e le r G ö s te r g e le r i) G ü n d e n g ü n e p e rfo rm a n s iz le m e v e y ö n e tm e Sonuç göstergeleri gerçekte, kuruluşun nihai başarısını göstermekle birlikte, kısa süreler içerisinde ölçülmeleri, sonucun nasıl olacağı hakkında bilgi vermez ve ölçerek kontrol altında tutmak mümkün değildir. Bu sonuçlar elde edildiğinde iş işten geçmiş olabilir. Bu nedenle daha kısa sürelerde, gidişatla ilgili bilgi edinebilmek için kısa vadeli göstergelere ihtiyaç duyulmaktadır. Sonuç göstergelerinden hareketle yapılacak sebep - sonuç diyagramlarının yardımıyla belirlenecek öncü göstergeler süreç performans göstergeleridir. Örneğin; tahakkuk - tahsilat oranları, vergi dairesi bazında tahsilatlar, il bazında tahsilatlar gibi öncü göstergeler, günden güne performansı izleme ve yönetme imkanı sağlar. Sonuç göstergeden öncü göstergeye geçişle ilgili basit bir örnek aşağıda verilmektedir: Örnekte, gelirlerin arttırılmasını sağlayacak üç adet sonuç göstergesi yer almaktadır. Bunlar, taşınmazların satışı, vergi gelirlerinin arttırılması, vergi dışı gelirin arttırılmasıdır. Bunlardan vergi gelirlerinin arttırılması göstergesi ele alınarak, bunun altında çeşitli öncü göstergeler oluşturulmuş ve bunlardan “vergi dairelerinin iyileştirilmesi” göstergesinin alt göstergeleri yer almıştır. 67 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Taşınmazların Satışı Gelirlerin Arttırılması Vergi Dairelerinin İyileştirilmesi Vergi Gelirlerinin Arttırılması . Bekleme Sürelerinin Azaltılması . Personelin İletişimi . Mükelleflerin Bilgilendirilmesi Vergi Dışı Gelirlerin Attırılması SONUÇ GÖSTERGELERİ ÖNCÜ GÖSTERGELER . Yazılı Talimatlar . Elektronik Ortam . Sözlü İletişim Gelirlerin arttırılması gibi çok geniş bir hedeften (sonuç göstergeden), günden güne izlenebilecek alt hedeflere (öncü göstergelere) ulaşım sağlanmış olacaktır. 5. SÜREÇ OLGUNLUĞU 5.1. ETKİLİ SÜREÇ Etkili süreç, sürecin müşteri isteklerine uygun çıktı (doğru işi yapmak.) sağlama yeteneğidir. Örneğin, müşteri isteklerine uygun işlem yapmak. 5.2. VERİMLİ SÜREÇ Verimli süreç, süreç için gerekli olan kaynakların doğru kullanımıdır (İşi doğru yapmak). Örneğin, zamanında ve uygun maliyetle üretim yapmak. Örneğin, Bir lokantada yenilen yemek istenilen lezzette, sıcaklıkta ve görüntüde ise müşteri memnun olacaktır. Ancak, mutfak bölümüne bakıldığında bu yemeği hazırlamak için iki katı malzeme kullanılmışsa bu sürecin hiç de verimli olmadığı görülecektir. 5.3. ESNEK SÜREÇ Esnek süreç, sürecin değişken ve dalgalı talepleri karşılama yeteneğidir. Örneğin, müşterinin değişken isteklerini karşılayabilmek için süreçlerin esnek olması gerekmektedir. 68 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Verimlilik Etkililik Süreç hatasız, birim maliyet çok düşük, çevrim süresi kısa, fire yok, kalitesizlik maliyeti düşük Sürecin çıktıları, çoğunlukla müşteri beklentilerinin üzerine çıkıyor Süreç verimli, maliyetler düşük, fire düşük, çevrim süresi kısalmakta Sürecin çıktıları, zaman zaman müşteri beklentilerinin üzerine çıkıyor Süreç oldukça verimli işletiliyor, ancak çevrim süresi ve birim maliyetler iyileştirilmeli Sürecin çıktıları, müşteri beklentilerini karşılıyor 1 Süreç verimsiz ve iyileştirilmeye ihtiyacı duyuluyor Sürecin çıktıları, müşteri beklentilerinin bazılarını karşılıyor 0 Sürecin kalite hataları, firesi, uzun çevrim süresi ve yüksek maliyetleri var Sürecin çıktıları, müşteri beklentilerini karşılamıyor 4 3 2 6. SÜREÇLERİN SÜREKLİ OLARAK İYİLEŞTİRİLMESİ Süreç iyileştirme bir döngüdür ve değişik aşamalardan meydana gelen süreç iyileştirme metodolojileri mevcuttur. Ancak incelendiğinde, bunların tümünde yapılan işin genel olarak aynı mantığı izlediği anlaşılmaktadır. Aşağıda üç aşamalı metodoloji ve bunların alt adımları gösterilmiştir. • Birinci aşama, sürecin değerlendirilmesi aşamasıdır. Bu aşama, ekip oluşumu ve işbölümü, sürecin sorunları ve mevcut performansın tespiti, müşterilerin ve uygulayıcıların/katılımcıların beklentilerinin belirlenmesi adımlarından oluşur. • İkinci aşama, sürecin analiz edilmesi aşamasıdır. Bu aşama, kıyaslamayla en iyi uygulamaların belirlenmesi, sorunların nedenlerinin irdelenmesi ve belirlenmesi, çözüm seçeneklerinin ve uygulama planının oluşturulması adımlarını içerir. Kalite çember metodolojisi ve problem çözme teknikleri bu aşamada kullanılır. • Üçüncü aşama, iyileştirme planlarının uygulamaya konması aşamasıdır. Bu aşama, uygulama planının bir pilot uygulamasının yapılması, performans ölçümü ve hedeflenen durumla karşılaştırılması ve standartlaştırma adımlarını içerir. 69 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Performans İzleme I. AŞAMA Sürecin Değerlendirilmesi • Ekip oluşumu ve İşbölümü • Sürecin mevcut performansı ve sorunları • Müşteri ve uygulayıcı beklentileri II. AŞAMA III. AŞAMA Süreç Analizi İyileştirmenin Uygulanması • Kıyaslama/karşılaştırma • Sorunun kökeninin irdelenmesi • İyileştirme planının uygulanması • Ölçümleme • Çözüm seçenekleri • Müşterinin geri bildirimi • Uygulama planı • Baştan! • Sürecin durumu 70 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI DÖRDÜNCÜ KISIM EKİP ÇALIŞMASI 71 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 72 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI BİRİNCİ BÖLÜM KALİTE ÇEMBERLERİ 1. TANIMLAR Kalite çemberlerinin Japonya’da ve batıdaki tanımları benzer olmakla birlikte, kültürel farklılıklar nedeniyle bazı değişiklikler bulunmaktadır. 1.1. JAPON TANIMI Kalite Kontrol Çemberi, kalite kontrol faaliyetlerini gönüllü olarak aynı işyerinde yürüten küçük bir gruptur. Bu küçük grup sürekli olarak firma çapında kalite kontrolün (toplam kalite kontrolünün) bir parçası olarak, bütün üyelerin katılımıyla kendini geliştirme, karşılıklı denetim ve ilerleme, kalite kontrol tekniklerinden yararlanma işlerini yürütmek üzere kurulur. 1.2. BATI TANIMI Kalite Çemberi (KÇ), gönüllü olarak bir araya gelen, benzer işlerde çalışan, küçük bir çalışanlar grubudur. Bu küçük grup düzenli olarak toplanır, kalite konusunda ve üyelerinin kendi iş alanlarındaki diğer konularla ilgili sorunları saptar, inceler ve çözer. Batı yönetim tarzı Taylorizm düşünce sistemi üzerine kurulduğundan üretimi, üretim planlama uzmanları planlamakta, üretimciler üretmekte, kalite kontrolcüler kontrol etmekte ve işini iyi yapana iyi yaptığı ölçüde daha fazla para verilmektedir. • Japon tanımında kalite çemberlerinin, toplam kalite kontrolünün bir parçası olduğu açıkça vurgulanırken, batı tanımında bundan söz edilmemektedir. Bunun en önemli nedeni batılıların, pragmatik bir yaklaşımla hareket etmeleri, verimliliği arttırmak için kısa yoldan, ilk kademe çalışanların düşüncelerinden yararlanmak istemeleridir. • Japon tanımında görülen “kendini geliştirme ve karşılıklı gelişme” kavramı, batı tanımında görülmemektedir. Japon yaklaşımı bu konuda köktencidir. Japonlara göre önce insan geliştirilir, insanın geliştirilmesi sonucunda da, atölyeler, fabrika ve şirket gelişir. • W. Edwards Deming’e göre batı yaklaşımı, insana yönelik yönetim yerine, makinelere yönelik yönetimi yeğlemektedir. • Ishikawa, kalite çemberlerinin batılılarca yanlış veya eksik anlaşıldığı düşüncesindedir. Batı’da toplam kalite kontrol sistemini yerleştirmeden kalite 73 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI çemberleri uygulanmakta ve böylece başarılı olacağı zannedilmektedir. TKY düşüncesi, firmaya kısa sürede yerleştirilemediği takdirde kalite çemberleri anlamını yavaş yavaş yitirmektedir. 2. YÖNETİM MODELLERİ Kalite çemberlerini daha iyi anlayabilmek için Mc Gregor tarafından tanımlanan (X) ve (Y) yönetim tarzlarının özelliklerini bilmek yararlı olacaktır. Mc Gregor, (X) yönetim tarzının tam tersini (Y) yönetim tarzı olarak nitelemiş ve (Y) yönetim tarzına göre hareket edildiğinde kuruluşun verimlilik ve etkinliğinin artabileceğini ifade etmiştir. 2.1. (X) YÖNETİM TARZI • Emek herhangi bir girdi gibi gereksinim oldukça alınan bir maldır. • İş pek çok insan için tatsızdır ve fırsat bulununca kaytarılır. Önemli olan yapılan iş değil, alınan paradır. • İşçilerin istenildiği şekilde çalışmalarını sağlamak için, parasal teşvikler ve cezalar uygulanması gereklidir. • İşçilerin pek azı yaratıcılık, kendi kendini yönlendirme veya kendi kendini kontrol gerektiren işler isterler veya yapabilirler. 2.2. (Y) YÖNETİM TARZI • Çalışanlar kuruluşun en değerli varlığıdır. • Eğer yapılan iş, çalışanlara başarılı olabilecekleri fırsatları sağlarsa, bu potansiyel bir motivasyon unsuru olabilir. • Çalışanların çoğu kendi kendini kontrol etme ve yönlendirme yeteneğine sahiptir ve bunu ister. • Çalışanların başarı için içgüdüsel arzuları vardır ve kaliteli üretimden haz duyarlar. Bununla birlikte kuruluşlar çalışanlara anlamsız, monoton işler vererek onların bu doğal arzularını yok ederler. • Çalışanlar işlerinden elde etmeyi istedikleri hazzı elde edemezlerse, hayal kırıklığına uğrarlar. Yönetimin görevi, çalışanlara işlerine anlamlı bir şekilde katılabilecekleri ve kendi kendilerini kontrol edebilecekleri bir iş ortamı yaratmaktır. 74 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 3. JAPONYA’DA VE BATIDA KALİTE ÇEMBERLERİ 3.1. JAPONYA’DA Japonya’da uygulanan yönetim tarzı (Y) yönetim tarzıdır. Taylor’un “Bilimsel Yönetimin Esasları” isimli kitabı 1911’de Japoncaya çevrilmiş ve Japonlar kitapta bahsedilen prensipleri kendi kültürlerine uyarlamışlardır. İş ve zaman etüdünden ziyade, iş prosedürlerini yazılı hale getirmekle uğraşmışlardır. Taylor’un yüksek verime yüksek ücret prensibi benimsenmemiş, ücret sistemi kıdeme ve yapılan işin niteliğine bağlı olarak düzenlenmiştir. Hatta verimle ücret arasında ilişki kurulması 1940’larda kanunla yasaklanmıştır. Yaşam boyu aynı işte çalışma bir kural olarak benimsenmiş, böylelikle kuruluşlar çalışanları için eğitim masrafı yapmaktan (nasıl olsa hep aynı şirkette çalışacağı düşüncesiyle) kaçınmamışlardır. Ücret sistemi, yaşam boyu çalışmayı teşvik edecek biçimde, yeni girene düşük, kıdemliye yüksek ücret verecek şekilde düzenlenmiştir. Aynı işte uzmanlaşma yerine rotasyon tercih edilmiş, farklı işlerde rotasyonla iş zenginleştirilmesi yoluna gidilmiştir. 3.2. BATIDA ABD’nin en büyük 500 firması arasında yapılan bir araştırmada, bunların % 90’nın kalite çemberi uyguladığı ancak, birkaç yıl içinde kalite çemberlerini bırakmak zorunda kaldıkları görülmüştür. Bunun nedeninin kısmen (X) tarzı yönetim tarzı, kısmen de kalite çemberlerinin, TKY’nin bir parçası olarak görülmeyip, bir öneri geliştirme sistemi şeklinde algılanmasıdır. 3.3. JAPONYA VE BATIDA KALİTE ÇEMBERLERİ (X) yönetim tarzının uygulandığı Batı dünyası ile (Y) yönetim tarzının uygulandığı Japonya’da kalite çemberi uygulamaları arasında fark olması doğaldır. İnsana değer veren, ona güvenen, sürekli eğiten, kişinin fikirleriyle işine katılmasını sağlayan, kişileri birbirleriyle yarıştırmayarak ekip ruhunu oluşturan bir altyapı kalite çemberleri için biçilmiş kaftandır. Nitekim (Y) yönetim tarzı altyapısı üzerine kurulu Japon kalite çemberleri, doğal olarak dünyada en başarılı uygulama örneklerini vermiştir. 75 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 4. KALİTE ÇEMBERLERİNİN ÖZELLİKLERİ Kalite çemberi, kendi alanlarında kalite ve diğer sorunları saptamak, analiz etmek ve çözmek için düzenli aralıklarla gönüllü olarak bir araya gelen insan grubudur. Kalite çemberlerinin özellikleri aşağıda belirtilmiştir: • Sayıları 3 – 8 arasında değişen çalışanlar topluluğudur. • Üyeler aynı bölümdendir, ya da aynı işi yaparlar. • Gönüllü olarak bir araya gelirler. • Düzenli olarak toplanırlar (genellikle haftada 1 kez, 1 – 2 saat). • Kendi çalışma alanlarında kalite ve diğer konularla ilgili problemleri belirler, inceler, çözer ve önerilerini yöneticilerine sunarlar. İshikawa, kalite çemberlerinin faaliyetleri yürütülürken dikkat edilmesi gereken konuları 10 madde olarak sıralamıştır: • Kendini geliştirme. • Gönüllülük. • Grup etkinliği. • Bütün çalışanların katılımı. • Kalite kontrol tekniklerinden yararlanma. • Çalışma ortamıyla yakından ilgisi olan faaliyetler. • Kalite kontrol faaliyetlerinde canlılık ve süreklilik. • Karşılıklı gelişme. • Özgürlük ve yaratıcılık. • Kalitenin, sorunların ve gelişmenin farkında olma. İKİNCİ BÖLÜM KALİTE GELİŞTİRME EKİPLERİ Maliye Bakanlığı Toplam Kalite Yönetimi Uygulama ve Ödül Yönergesi’nde, TKY uygulamalarında kurulacak ekipler Kalite Geliştirme Ekibi (KGE) olarak adlandırılmıştır. Kalite Geliştirme Ekipleri, kalite çemberlerine benzerlik gösteren ekiplerdir. Kalite Geliştirme Ekipleri, çalışanların yönetim süreçlerine katkı ve katılımlarını sağlamak amacıyla, tüm süreçlerde iyileştirmeye açık alanları tespit edip, çözüm önerileri geliştirmek üzere birim çalışanları arasından oluşan takımlardır. 76 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 1. AMACI Yapılan işin ya da hizmetin olumlu ya da olumsuz yönlerinin ve sonuçlarının, onu yerine getirenler tarafından daha çabuk bilineceği ve yakından takip edileceği, olumsuz yönlerinin nasıl bertaraf edileceğinin uygulayıcıları tarafından daha iyi tespit edileceği ve daha çabuk çözüm üretilerek bu çözümlerin de, daha çabuk uygulanacağı gerçeğiyle işin ya da hizmetin üretildiği aşamadan yukarıya doğru insan boyutu katılarak, onların yönetime katılımlarının sağlanması KGE’nin var oluş nedenidir. KGE, TKY’nin hem katılımcı yönünü ifade eder, hem TKY uygulamalarının motor gücüdür. Teşvik, gönüllülük, iyileştirme, geliştirme, katılım, olgunlaştırma ve ödüllendirme KGE’nin temel esaslarıdır. 2. OLUŞUMU KGE, çalışanların yönetim süreçlerine katkı ve katılımlarını sağlamak amacıyla, tüm süreçlerde iyileştirmeye açık alanları tespit edip, çözüm önerileri getirmek üzere birim çalışanları arasından oluşan takımlardır. Kalite Geliştirme Ekipleri, Maliye Bakanlığı teşkilatının hizmet alanlarına ilişkin konularda, çalışan ve vatandaşın memnuniyetini artırmak, etkin hızlı ve doğru hizmet sunabilmek amacıyla; bunu sağlayacak koşulların oluşturulması, çalışan ve kuruluş açısından bunu zorlaştıran etkenler varsa ortadan kaldırılması, yeni oluşumlar gerekiyorsa, bunun geliştirilmesi konusunda tespit, öneri ve çözüm üretmek üzere çalışırlar. KGE'de, her üyenin çalışmalara aktif olarak katılması gerekir ve üyelerinin kişisel gelişimi ile işlerdeki iş başarım düzeylerinin yükselmesi hedeflenir. KGE, bu çalışmaları yaparken periyodik olarak bir araya gelir ve sorunların çözümünde problem çözme tekniklerini kullanır. 3. TEMEL ÖZELLİKLERİ Kalite Geliştirme Ekiplerinin temel özellikleri şunlardır: • Ekibin aynı veya benzer işi yapanlardan oluşması. • Ekip üyelerinin gönüllü olarak bir araya gelmeleri ve katılımcı olmaları. • Ekibin düzenli olarak toplanması. • Sorunlara problem çözme tekniklerini kullanarak, sistemli bir şekilde yaklaşılması. 77 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Ekip üyelerinin kendi iş alanındaki sorunları ele alması. • Takım çalışmasıyla sinerji yaratılması. 4. HEDEFLERİ • Hataları azaltmak ve kaliteyi arttırmak. • Daha etkin bir grup çalışması sağlamak. • İş bağlılığını arttırmak. • Çalışanların motivasyonunu yükseltmek. • Sorun çözücü bir kapasite oluşturmak. • İletişimi düzeltmek. • Uyumlu yönetici/çalışan ilişkileri geliştirmek. • Kişisel gelişmeyi, önderlik niteliklerini ilerletmek. • Güvenliğe duyulan ilgiyi geliştirmek. • Maliyetlerde daha fazla düşüş sağlamak. • Hizmet, çalışma koşulları, iletişim ve benzeri alanların kalitesini artırmak. • Sadece çalışanların düşüncelerini söylemesine uygun ortam yaratmak değil, aynı zamanda çalışanların problemler karşısında çözüm aramasını sağlamak. • Personelle birlikte çalışma, birlikte düşünerek sinerji yaratma, çözüm arama, bilgi alışverişinde bulunma gibi yöntemlerle ekip ruhu geliştirmek. • TKY uygulamalarında yaratıcılık, eğitim, problem çözme tekniklerini kullanma gibi yöntemlerle yeni bir kurum kültürü oluşturmak. • Hizmet üretiminde hataları azaltma, problem oluşmadan önlem alma, daha uyumlu bir iş ortamı yaratmak. 5. YARARLARI 5.1. BİRİME YARARLARI • Çalışanların Bakanlığın sorunlarına karşı duyarlılıkları artar. • Hizmet kalitesinde gelişme sağlanır. • Devamsızlıklar azalır. (sevk, rapor v.b.) • Kurumda fark edilmemiş sorunların görülmesini ve çözümünü sağlar. • KGE, bir problemi çözdükten sonra diğer bir problemi çözmeye yönelir. • Çalışanlar her gün iyileştirecek bir şeyler bulma eğiliminde olurlar. 78 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 5.2. ÇALIŞANLARA YARARLARI • Takım halinde çalışmak yaratıcılık ve enerjiyi artırır. • İletişim karşılıklıdır ve insanlar birbirlerinin önerileri üzerine bir şeyler eklerler. • Tartışmayı ilerletecek yeni bakış açıları getirirler ve kendi söyledikleri üzerine başkalarının yaptığı yorumlara ilgi duyarlar. • Takım çalışması insanların işten daha fazla hoşlanmalarının aracı olabilir. • Takım çalışması etkinlik artışı sağlayabilir. • Sürekli işbirliği ve iletişim içinde işleri planlayıp yürüttüklerinde, işin organize edilme biçimini, bilgi, fikir ve çıktıların akışını ve etkinliklerini birbirleri üzerinde etkilerini geliştirmek için farklı yollar bulabilirler. • Çalışanlar arasında işbirliği gelişir. • Çalışanların düşüncelerini ifade edebilecekleri bir ortam yaratır. • Çalışanlarda kuruma karşı ait olma duygusunu geliştirir. • Çalışanların liderlik yetenekleri gelişir. • Çalışanların çalışma alanlarıyla ilgili faaliyetlerde etkin rol almalarını sağlar. • İş doyumu sağlanır. 6. KURULUŞU Bu takımlar Maliye Bakanlığı teşkilatı birimlerinde, gönüllülük esasına göre birim amirince, aynı birimde aynı veya benzer işi yapan 3 – 7 kişiden oluşturulur. Birim amirlerinin de KGE’de görev almaları mümkündür. Üyelerden biri ekip tarafından Ekip Lideri seçilir. KGE’de yer alacak personelin, birimdeki çalışanları harekete geçirecek, katılımcı anlayışa sahip, iyi iletişim kurabilen nitelikte olmasına özen gösterilir. Maliye Bakanlığı teşkilatı birimlerinde, KGE, kurulmasında esas alınacak birim, müdürlük veya şube müdürlüğüdür. İş ve yapı itibariyle diğer birimlerle bağlı olmayan ancak içinde, müdürlük ya da şube müdürlüğü şeklinde teşkilatı bulunmayan birimler tek bir birim kabul edilir. KGE, toplam kalite uygulamalarının temel çekirdeğini oluşturur. Bu nedenle, Maliye Bakanlığı teşkilatı birimlerinin her birinde, çok sayıda KGE kurulabilir. 7. ÇALIŞMA İLKELERİ KGE’nin, oluşumu ve çalışmalarında aşağıda belirtilen ilkelere uyulur: • İyileştirme için başlangıç noktası iyileştirmeye olan ihtiyacın fark edilmesidir. 79 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Ekibin oluşturulmasında gönüllülük esası vardır. • Ekibin adı, misyonu ve hedefleri belirlenir. • Ekip lideri ekip üyeleri içinden seçilir. • Uyum, kolektif çalışma ön plana çıkarılır, grup etkinliği sağlanır. • Ekibin sekreteryası ekip üyeleri arasından belirlenir. • Ekip üyeleri arasında adil bir görev dağılımı yapılır. • Ekip üyelerinin düşüncelerini açıkça ifade edebilecekleri ortam yaratılır. • Ekip üyelerinden TKY, problem çözme teknikleri ve benzeri konularda kendilerini sürekli olarak geliştirmeleri, katılımcı, yenilikçi ve yaratıcı olmaları beklenir. • İyileştirilmek istenen problemli alanın birime fayda sağlayacak bir alan olmasına özen gösterilir. • Problem çözme teknikleri kullanılır. • İyileştirme faaliyetinin belirlenen süre içerisinde tamamlanmasına özen gösterilir. • Yapılan çalışma raporlaştırılır. • İyileştirme faaliyeti sonunda ekip, yönetime ve çalışanlara sunuş yapar. • Problemin çözülmesiyle iyileştirme her defasında daha ileri bir düzeye ulaşır. Ulaşılan yeni düzeyi pekiştirmek için sağlanan iyileştirmenin standartlaştırılması gerekir. 8. FAALİYET KONULARI Kalite Geliştirme Ekiplerinin faaliyet konuları şunlardır: • Kaliteyle ilgili problemler. • Verimlilikle ilgili problemler. • Süreçlerle ilgili iyileştirmeler. • Çalışma ortamıyla ilgili iyileştirmeler. • Vatandaşla ilgili problemler ve iyileştirmeler. • Mevzuat uygulamalarıyla ilgili problemler. 9. FAALİYET DIŞI KONULAR Kalite Geliştirme Ekipleri aşağıdaki konularda çalışma yapamazlar: • Bakanlığın görev ve faaliyet alanı dışındaki konular. • Sendikal konular. 80 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Yönetim politikaları. • İstihdam politikaları. • Personel ve ücret politikası. • Disiplin, ceza, terfi gibi konular. • Kişisel problemler. • Kanunlara aykırılık içeren konular. 10. ÇALIŞMA SİSTEMİ KGE, çalışanların yönetim süreçlerine katkı ve katılımlarını sağlamak amacıyla, tüm süreçlerde iyileştirmeye açık alanları tespit eder ve çözüm önerileri geliştirirler. Buna göre; • Maliye Bakanlığı Toplam Kalite Yönetimi Uygulama Projesinde belirtilen iyileştirme konularının yanı sıra birimin mevcut iş/işlemlerin kalitesini artırmaya yönelik sorunlu ve iyileştirmeye açık alanlarına ilişkin proje çalışmaları yapar, tespit edilen farklı konularda Kalite Geliştirme Ekiplerinin kurulmasını Kalite Uygulama Birimine önerir. • Sorunun ve geliştirilecek sürecin niteliğine göre, çalışmalarına hizmet sunulan kişi ve kuruluşlardan temsilcilerin de katılımını sağlayabilir ve konu hakkında görüş ve önerilerine başvurabilir. • Birimin iş ve işlemlerinde tespit edilen geliştirilmeye açık alanların iyileştirici çözüm önerilerini araştırır. Üzerinde çalıştığı problemin niteliğine göre önerilecek çözümleri; • Birim tarafından alınacak önlemlerle yapılacak iyileştirmeler, • Bakanlık Makamının onayıyla yapılacak iyileştirmeler, • Daha üst mevzuat (Bakanlar Kurulu Kararı, tüzük, yasa) değişikliğiyle yapılacak iyileştirmeler, olmak üzere üç grupta değerlendirir ve Kalite Uygulama Birimine sunar. Uygun görülenler uygulanır ve sürekliliği sağlanır. 11. UYGULAMA VE RAPORLAMA KGE’nin, ele aldığı konularda yapılan iyileştirme çalışmaları ve çözüm önerileri tamamlandıktan sonra, uygulamaya konulur. Ekibin kuruluşundan, çalışmanın sonuçlandığı noktaya kadar geçen süreçteki tüm işlem ve uygulamalar, periyodik aralıklarla (her 6 ayda bir) izlenerek rapor haline getirilir. Her yılın Haziran ve Aralık 81 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI ayının son gününe kadar, bağlı olduğu Kalite Uygulama Birimine sunulur. Raporların hazırlanmasından ekip lideriyle birlikte ekip üyeleri de sorumludur. 12. KALİTE GELİŞTİRME EKİBİNİN SONA ERMESİ KGE, iyileştirme faaliyeti tamamlandıktan ve sonuçlar alındıktan sonra dağılabilir veya yeni bir konu üzerinde çalışmaya devam edebilir. Kalite Geliştirme Ekiplerinin kurulmasından sona ermesine kadar geçen süreç, aşağıda şematik olarak gösterilmiştir. Birimin iyileştirmeye açık alanlarının tespit edilmesi. Kalite Geliştirme Ekiplerinin gönüllülük esasına göre birim amirince, aynı birimde aynı veya benzer işi yapan 3-7 kişiden oluşturulması. Ekip üyeleri tarafından ekip liderinin seçilmesi. 1- KGE’lerin önerdiği iyileştirmelerden uygulanabilir olanlarının Kalite Uygulama Birimince uygulanması. 2- KGE’lerce yapılan çalışmaların ve sunduğu raporların birleştirilmesi ve 6 aylık dönemler sonunda Kalite Kuruluna sunulması. 1- Çalışmanın tamamlanması ve sonucunun Kalite Uygulama birimine bildirilmesi. 2- Çalışma Sonuçlarının raporlaştırılması. Kalite Uygulama Birimince Ekip liderinin onaylanması ve çalışmanın teşvik edilmesi. Ekibe gerekli olanakların sağlanması çalışma ortamının hazırlanması. Ekip tarafından İyileştirilecek konuya ilişkin iyileştirme çalışmasının başlatılması. 3- Yönetime sunuş yapılması. 13. KALİTE GELİŞTİRME EKİPLERİNİN ÇALIŞMA PROGRAMI VE PROBLEM ÇÖZME AŞAMALARI 13.1. ÇALIŞMA PRENSİBİ Üyeler kendi belirledikleri veya daha önceden belirlenen sorunlardan, somut olarak birini seçer ve bunun üzerinde çalışırlar. • Üyeler sorunla ilgili verileri toplar, üzerinde araştırma ve inceleme yaparlar. • Ekip, üzerinde çalışacağı sorun ve bununla ilgili çalışma planını, Kalite Uygulama Birimine sunar. • Problem çözme tekniklerini kullanarak çözüm önerileri üretirler. • Kalite Uygulama Birimi çözüm önerilerini inceler, birimde uygulanması veya daha üst amirlere sunulması gerektiği konularında karar verir. 82 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Birimce uygulanmasına karar verilen çözümler üzerinde ekip çalışmaya devam eder. 13.2. ÇALIŞMA PROGRAMI Kalite Geliştirme Ekiplerinin çalışma programı, aşağıda belirtilen aşamaları içermelidir: • Ekibin hazırlık çalışması. • Ekip liderinin seçilmesi. • Ekibe isim bulunması. • Temel nedenlerin bulunması. • Çözüm önerilerinin üretilmesi. • Çözüm karnesinin hazırlanması. • Sunuş gündeminin hazırlanması. • Çalışmanın üst yönetime sunulması. 13.3. EKİP ÜYELERİNİN GÖREVLERİ KGE üyeleri aşağıda belirtilen görevleri yapmalıdır: • İşbölümü sonucunda kendisine verilen görevleri yapmak. • Lider tarafından verilecek diğer görevleri yapmak. • Üzerinde çalışılan konuyla ilgili veri toplamak. • Toplantılarda tutanak tutmak. • Kuruma ya da birime ait gazete, dergi, internet sitesi, duyuru panosu gibi yerlere, gerektiği hallerde ekiple ilgili haberler yazmak. • Beyin fırtınası oturumlarına katılmak, oturumundaki görüşleri yazmak. • Tablo ve çizelgeler yapmak. • Ekip çalışmalarına aktif olarak katılmak. 13.4. LİDERİN GÖREVLERİ KGE lideri aşağıda belirtilen görevleri yapmalıdır: • Ekip toplantılarını önceden belirlenen gündeme göre yönetmek. • Ekip çalışmalarının, kuruluşun amaç ve hedeflerine uygun olarak yapılmasını sağlamak. • Ekibin çalışma planını hazırlamak. • Ekip üyelerini eğitmek, gerektiğinde eğiticilerden yardım almak. 83 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Ekibin sorun çözme süreç adımlarına bağlı olarak çalışmasını sağlamak. • Ekip üyelerinin çalışmalara katılımını sağlamak. • Ekip üyelerinin beceri ve yeteneklerini en iyi şekilde kullanmalarını sağlamak. • Toplantılarda fikir birliğini hedeflemek. • Toplantı süresini aşmamaya özen göstermek. • Ekip ruhunun, birimin tüm bölümlerine yayılmasına destek vermek. • Gerekli kayıtların tutulmasını ve rapor hazırlanmasını sağlamak. • Ekip üyeleri ile yönetim arasında koordinasyonu sağlamak. • Kuruluştaki diğer ekiplerle bilgi alışverişinde bulunmak. • Ekip üyelerinin görevlerinin belirlenmesinde açıklığı ve anlaşmayı sağlamak. 13.5. SEÇİLECEK İLK PROJENİN ÖZELLİKLERİ Ekibin ilk çalışmasının başarılı ve örnek olması çok önemlidir. Bu nedenle ilk çalışma konusunun aşağıdaki özelliklere sahip olması halinde çalışma başarılı olacaktır. • Kolay olmalı. • Kısa olmalı. • Ölçülebilir olmalı. • Veri toplaması kolay olmalı. • Herkesi ilgilendirmeli. • Dış yardım gerektirmemeli. 13.6. ÇALIŞMA PLANI KGE, iyileştirme çalışmalarına başlamasından itibaren kendisine bir çalışma planı hazırlar ve çalışmasını bu plan dahilinde gerçekleştirir. 13.7. SORUN ÇÖZME AŞAMALARI KGE, problemin tespit edilmesinden itibaren problemin çözümüne kadar, aşağıdaki tabloda belirtilen adımları kendi çalışmaları için bir rehber olarak kullanabilir. 84 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Sorun Çözme Aşama ve Adımları SORUNUN TANIMLANMASI SORUNUN ANALİZİ VE TEMEL NEDENLERİN BULUNMASI ÇÖZÜM ÜRETİMİ/ÇÖZÜMÜN PLANLAMASI UYGULAMANIN ÖLÇÜLMESİ/ SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SINANMASI BAŞARILI UYGULAMALARIN STANDARTLAŞTIRILMASI 1) Sorunun Tanımlanması 2) Sorunun Boyutunun Ortaya Konulması ve Hedefin Belirlenmesi 4) Olası Sebeplerin Belirlenmesi 5) Olası Sebeplerin Doğrulanma Önceliklerinin Belirlenmesi 6) Olası Sebeplerin Doğrulanması ve Asıl Sebeplerin Tespiti 7) Olası Çözümlerin Belirlenmesi 8) Çözümlerin Analizi ve Seçimi 9) Çözümlerin Planlanması ve Uygulanması 10) Sonuçların Değerlendirilmesi 11) Sunuş ve Raporlama 12) Standartlaştırma 13.8. KALİTE GELİŞTİRME EKİBİ TOPLANTI TUTANAĞI KGE, yapılan her toplantıya ilişkin olarak toplantı tutanağı düzenlemelidir. Bu tutanaklar, KGE’nin faaliyetlerini ve gelişimini takip etme açısından yararlı bir alışkanlık oluşturacaktır. 14. BAŞARILI EKİP ÇALIŞMALARI 14.1. BAŞARILI EKİP ÇALIŞMASI İÇİN GEREKLİ UNSURLAR Başarılı bir KGE çalışması için gerekli unsurlar şu şekilde özetlenebilir: • Başlamadan önce iyi bir inceleme ve planlama yapılmalıdır. • Yönetimin aktif desteği sağlanmalıdır. • Gönüllü katılım teşvik edilmelidir. • Kişilerin gelişimine katkıda bulunmalıdır. • İhtiyaç duyulan eğitimler alınmalıdır. • Ekip çalışması teşvik edilmelidir. • İyi bir tanıtım kampanyası yapılmalıdır. • Üyelerin kendi uzmanlık alanlarında çalışmaları sağlanmalıdır. 14.2. İLGİNİN CANLI TUTULMASI Ekip çalışmalarında ilginin canlı tutulabilmesi için, aşağıda belirtilen önerilere dikkat edilmesi gerekmektedir: • Her 3 ayda bir sunuş yapılmalıdır. • Her sunuşta, varsa bir sonraki proje açıklanmalıdır. • Ekibin başarıları (internet, gazete ve dergi gibi araçlarla) duyurulmalıdır. • Yöneticiler toplantılara davet edilmelidir. • Gerekirse birden fazla proje ele alınmalıdır. 85 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Şevk ve heyecan oluşturulmalıdır. 15. EKİP ÇALIŞMALARINDA KARŞILAŞILABİLECEK SORUNLAR 15.1. YÖNETİM KAYNAKLI • (X) tipi yönetim anlayışının hakim olması. • Kısa vadede başarı beklentisi. • Bilgisizlik. • Kaynak sağlamama. • Diğerlerinde var, bizde de olsun anlayışı. • Otoritenin sarsılma korkusu. 15.2. LİDER KAYNAKLI • Yetersizlik (bilgi ve insan ilişkilerinde). • İsteksizlik (motivasyon eksikliği). 15.3. ÇALIŞAN KAYNAKLI • İş güvencesi endişesi. • Yönetime güvensizlik. • Bilgisizlik. • İsteksizlik. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM PROBLEM ÇÖZME TEKNİKLERİ 1. BEYİN FIRTINASI Beyin fırtınası, birden fazla insanın fikir üretme sürecidir. Her zaman birlikte fikir üretmek tek başına üretmekten daha yararlıdır. Beyin fırtınası, grubun yaratıcı gücünü harekete geçirir. Yeni düşünceler geniş düşünerek yaratılır. Küçük gemilerin, arkalarından dev gemilere öncü olması, küçük uçakların da büyük uçakların yolunu açması gibi. Hayal kurmak, yaratıcı düşünceyi engelleyen bağlardan kurtulmaya yardımcı olur. 86 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Beyin fırtınası sonuçlarının mümkün olduğunca herkese duyurulması yararlı olur. Muhtemelen çok ilgi çekecek, üyelerin ve diğer personelin yeni düşünceleri eklenecektir. Genellikle ilk beyin fırtınası oturumundan sonra bir “düşünce” dönemi gelir. Bu dönemin hemen ardından parlak fikirler belirecektir. Üyeler kendilerine “Beş N, Bir K”, Ne, Neden, Ne zaman, Nerede, Nasıl ve Kim sorularını sordukça fikirler akmaya başlayacaktır. Üyeler ve diğerleri beyin fırtınası sonuçlarına ekleme yapmakta tereddüt etmemelidirler. Beyin fırtınası oturumu sırasında ziyaretçiler gelir ise katılmaya davet edilebilirler, bu durumda kurallar onlara açıklanmalıdır. Beyin fırtınası oturumuna ara sıra bir üye başkanlık edebilir. Grup beyin fırtınası tutanağında tarih ve katılanları kaydetme alışkanlığı edinmelidir. Ancak bu tür bilgiler olduğu takdirde tutanak ilerde kaynak olarak gösterilebilecektir. 1.1. BEYİN FIRTINASI UYGULAMA ADIMLARI Beyin fırtınası yöntemi aşağıda belirtilen kural ve prensipler izlendiği takdirde başarılı olabilir: • Beyin fırtınası yapılacak konu açık ve kesin bir biçimde belirlenir. • Beyin fırtınası kuralları katılımcılara hatırlatılır. • Her üyeye sırasıyla düşüncesi sorulur. • Bütün düşünceler tükeninceye kadar bu işe devam edilir. • Her üye, aklında kaç fikir olursa olsun, sırası geldiğinde yalnız bir tek fikir önermelidir. • Bir üye tüm fikirleri herkesin görebileceği bir kağıda yazıp, fikirler öne sürüldükçe de bunların ilave edilmesi halinde çalışmalar hızlanır. • Grup çalışmasının yararlılığını artırmak için çok sayıda fikir üretilmesine çalışılır. • Sırası gelen kişinin aklına o anda bir şey gelmeyebilir. O zaman yalnızca “pas” demelidir. • Hiçbir düşünce saçma olarak nitelendirilmemelidir. Birisini eleştirmek veya küçümsemek grup üyelerinin yaratıcılığını kesinlikle engelleyecektir. • Bazıları bir beyin fırtınası oturumuna ilk defa katılacak olabilir. Bu nedenle başlamak cesaret gerektirebilir, bunun için sabır gösterilmelidir. • Düşünceler olumlu karşılanmalı ve teşvik edilmelidir. 87 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • İyi niyet, gülümseme, gayrı resmi bir ortam oluşturma, yaratıcı düşüncelerin ortaya çıkması için teşvik edilmelidir. • Üyeler abartmaya teşvik edilebilir. Abartma beraberinde espri getirerek çalışmalara yaratıcı bir hava verir. • Uzun bir düşünceyi lider birkaç kelimeye indirmek zorunda kalabilir, düşüncenin sahibi de bu kısaltmaya mutlaka katılmış olmalıdır. • Beyin fırtınası sırasında düşüncelerin değerlendirilmesi yapılmamalıdır. Yalnızca ters bir yorum değil, olumlu yorumlar da yapılmamalıdır. • Bütün düşünceler bitince beyin fırtınası oturumu tamamlanır. • Ortaya çıkan düşünceler eleştirilerek incelenmeli ve sayıca azaltılmalıdır. • Bunun için basit bir oylama yapılmalıdır. Birinci oylamada her düşünce oylanır. Oylamada kimseden, bir düşünceye karşı oy vermesi istenmez. Üyeler doğru olduklarına inandıkları her düşünceye oy verebilirler. • Bir üye, oylamayı durdurarak lehte ya da aleyhte tartışma açabilir. Diğerleri de isterlerse tartışmaya katılabilirler. • Lider, oylamadan sonra oy sayılarını kaydeder, sadece lehte oylar sayılır. • En çok oy alan düşüncelerin etrafına bir daire çizilir. Kaç oy aldığı yanına yazılır. Düşüncelerden kaç oy alanın önemli sayılacağına üyeler karar verir. • Artık üyeler birkaç konu üzerinde çalışabilirler. Bu konular herkes tarafından tamamen anlaşılıncaya kadar tartışılır ve bundan sonra ikinci oylama yapılır. • İkinci oylamada oy hakkı tekdir, her üye yalnız bir oy verebilir. • Yuvarlak içine alınan düşüncelerin yanındaki oya göre sıralaması yapılır. 1.2. BEYİN FIRTINASI YÖNTEMİNİN KULLANILABİLECEĞİ YERLER • Konu seçiminde. • Olası sorunları önceden belirlemede. • Bir soruna yol açan nedenleri saptamada (Neden-Sonuç Analizi). • Bir sorunla ilgili hangi verilerin toplanacağının saptanmasında. • Bir sorunu ortadan kaldıracak çözüm önerilerinin belirlenmesinde. 1.3. BEYİN FIRTINASI UYGULAMA YÖNTEMİ • Toplantıdan önce dağıtılacak bir gündemle, üyeler beyin fırtınası konusunda önceden haberdar edilerek, toplantıya hazırlıklı gelmeleri sağlanır. 88 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Beyin fırtınası uygulanırken büyük bir kağıt kullanılmalıdır. Bu herkes tarafından okunabilir ve yönetime sunuş sırasında da kullanılabilir. • Tepegöz de kullanılan slaytlar büyük kağıt tabaka yerine kullanılabilir. Slaytlar kolayca muhafaza edilebilir ve yönetime sunuş sırasında da kullanılabilirler. • Karatahta ve not defteri, yönetime sunuş sırasında kullanmak için uygun değildir. Örneğin; Bir kalite geliştirme ekibi tarafından beyin fırtınası yöntemiyle aşağıda sıralanan fikirler oluşturulmuştur. 1-Personelin Mesaiye Uyumu 6-Sağlık Problemleri 2-Sosyal Aktivite Eksikliği 7-Merkezden Yapılan Atamalar 3-Meslek İçi Eğitim 8-İl İçi Atamalar 4-İzin ve Rapor Kullanımı 9-Çalışma Mekanı ve Donanım İyileştirilmesi 5-Sicil Raporlarının Şeffaflığı Elde edilen fikirler, grup üyeleri tarafından oylamaya tabi tutularak elde edilen puanlar fikirlerin yanına yazılmıştır. SIRA OY KONULAR 1 4 Personelin Mesaiye Uyumu 2 4 Sosyal Aktivite Eksikliği 3 5 Meslek İçi Eğitim 4 0 İzin ve Rapor Kullanımı 5 4 Sicil Raporlarının Şeffaflığı 6 1 Sağlık Problemleri 7 1 Merkezden Yapılan Atamalar 8 3 İl İçi Atamalar 9 6 Çalışma Mekanı ve Donanım İyileştirilmesi Ekip tarafından elde edilen puanlar için bir baraj belirlenmiş ve bu barajın üstünde kalan fikirler değerlendirmeye alınmıştır. Örnekte 4 ve daha yukarı puan alan fikirler dikkate alınmıştır. 89 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Beyin fırtınası yöntemiyle oluşturulan fikirlerden, baraj puanının üstünde Veri Toplama Kolaylığı Herkesi İlgilendiriyor mu Dış Yardım Gerekiyor mu TOPLAM Çalışma Mekanı ve Donanım İyileştirilmesi Ölçülebilirlik Personelin Mesaiye Uyumsuzluğu Sosyal Aktivite Eksikliği Meslek İçi Eğitim Sicil Raporlarının Şeffaflığı Kısa 4 Oy Barajını geçen Projeler (4 Oy Dahil) Kolay kalanlar ilk proje matrisi yöntemiyle değerlendirmeye alınmıştır. 3 3 3 3 3 3 18 1 3 1 1 2 3 1 2 1 1 3 1 3 3 3 0 3 2 7 16 11 2 2 1 1 3 0 9 2. VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ Veri toplama, problem çözme aşamalarının en önemli adımıdır. Bilgiye ve somut verilere dayandırılmadan yapılacak araştırma ve çalışmalar gerçekçi olmayacaktır. Veri toplama, iki temel amaç için zorunludur: • Sorunun analizi • Sorunun önlenmesi Sorunun gerçekçi biçimde analiz edilmesi için mevcut halin bilinmesine, aksayan yönlerin tespit edilmesine, bunların nereden kaynaklandığının bilinmesine ihtiyaç vardır. Sorun önleme, veri toplamanın bir diğer önemli adımıdır. Sorun gerçekçi biçimde tespit edilmişse ancak bunun için gerçekleştirilecek önlemler de o kadar gerçekçi olacaktır Yüzde yüz muayene her şeyi kontrol etmek anlamına gelir. Her şeyi yüzde yüz muayene etmek yorucu olabildiği gibi gereksizdir de. Yüzde yüz muayene, her zaman en hassas ve doğru sonuç veren yöntem değildir. Veri toplama örnekleme şeklinde yapılabilir. Örnekleme ile verinin nasıl toplanacağını bilmek ve örnekleme tekniklerini doğru kullanmak gerekmektedir. Örneklemenin en önemli yararı zaman kazandırması ve daha az masraflı olmasıdır. Örneği, daha az zamanda, daha özenli ve mükemmel muayene etme olanağı verir. Ayrıca bazı ürünler muayene ve test sırasında tahrip olur, örnekleme bu kayıpları azaltır. Buna göre; 90 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Tüm fıçılardaki sirkenin kalitesini kontrol etmek için hepsini içmek gerekmez, bir bardak içmek yeterlidir. • Televizyon programları, herkese hitap edebilmesi için çeşitli konulardan alınan örneklerden hazırlanır. • Kan tahlili yaptırmak için bütün kanın laboratuara verilmesi gerekmez. • Kentlerin sis düzeylerini ölçmek için örnekler kullanılır. 3. ÖRNEKLEME KURALLARI • Gerçek durumu öğrenmek: Örnekleme yapılacak alana ilişkin gerçek bilgilerin edinilmesidir. Bir şehirde kimin belediye başkanı seçileceğini gerçekçi biçimde tahmin etmek isteyen bir anketçi için öğrenmesi gereken konular şunlardır. Şehrin nüfusunu hangi görüşten gruplar oluşturur? Her grupta tahmini kaç kişi vardır? Yaş ortalaması nedir? Her grubun istihdam istatistikleri, gelir düzeyleri, geçmişteki oy eğilimleri, öğrenim düzeyleri nedir? • Ana kütlenin büyüklüğünü öğrenmek: Bu aynı zamanda nüfus olarak adlandırılır ve kısaca (N) ile gösterilir. Anket örneğinde (N), oy verebilecek insanların toplam sayısıdır. • Örnekleme hacminin belirlenmesi: Bir örnekleme tablosu, arzulanan doğruluk derecesini sağlamak için örnek hacminin ne kadar geniş olması gerektiğini gösterir. Bu aşamada ilgili tekniklerde uzman olan kadronun yardımı alınabilir. Aşırı büyük bir örnek hacmi, para kaybına yol açabilir. Örnek hacmi arttıkça, doğruluk olasılığı da artar. • Örneği seçmek: Hangi grubun bir temsili örnek oluşturacağına karar verilmesidir. Belediye Başkanı seçimi örneğinde, seçilen örnek bütün gelir düzeylerinden oluşan, seçmenleri kapsamalıdır. Bir başka deyişle, sonuçların yanlılığından kaçınmak için, gruplandırılmış bir örnek olmalıdır. • Soruların seçilmesi: Örnek grubundaki her insana özenle seçilmiş sorular yöneltilir. • Tahmin yapılması: Örneğin sonuçlarına dayanarak bir tahmin yapılır. Örneklemenin, sorun çözümü için gerekli veriyi toplama işleminde, zaman ve çaba kazandırabilmesine karşı daima kuşkuyu korumak gerektiği unutulmamalıdır. Aksi takdirde örnekleme sonuçları yanıltıcı olabilir. Örnek ana kütle tüm kesimlerden tesadüfi olarak alınırsa yanlılık önlenir. Yanlılıktan kaçınmak ve tesadüfi örneklemeyi 91 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI sağlamak için örnek seçmenin çeşitli yolları vardır. Genelde, örnek seçiminde üç yaygın yöntem kullanılır. • Tesadüfi örnekleme: Örnekleri ana kütlenin her kesiminden almak anlamına gelir. Tesadüfi seçimde, her birimin seçilme şansı eşittir. Her birim, bir diğerinden tümüyle bağımsız olarak ayrılmalıdır. • Sistematik örnekleme: Birimleri ayırmak için planlı bir yöntem kullanır. Örneğin, her beş kavanozdan bir tanesinin seçilmesi gibi. Bu yöntem yalnızca, dış etkenlerin seçilen birimlerin niteliğini değiştirmeyeceği durumlarda uygundur. • Gruplandırma: Anketçiler çok küçük örnek hacimleriyle çalıştıklarında, gruplandırılmış örnek aldıklarına emin olmalıdırlar. Küçük örnekler düşük maliyetlidir, ancak yanlış sonuca varma tehlikesi taşırlar. Yaş, gelir, eğitim gibi özellikler büyük özen gösterilerek, her meslek grubundan bireylerin doğru oranlarda seçilmesine dikkat edilmelidir. Kontrol tablosu, toplanan veriyi istenilen bir kalıpta kaydetmek için kullanışlı bir formdur. Bu tablo, toplama işlemini hızlandırır, verinin kıyaslanmasını ve analize daha rahat uyarlanmasını sağlar. 4. PARETO ANALİZİ KGE’nin kullanacağı tekniklerden bir diğeri Pareto şemasıdır. Karar almak genellikle zordur. Pareto şeması, verileri düzenleyerek işi kolaylaştırır, gerçeklere dayanarak karşılaştırma yapabilme olanağı sağlar. Pareto, kendi adını verdiği Pareto Kuralını, 80:20 “temel azınlık, tali çoğunluk” kavramını oluşturmuştur. Buna göre sonuçların % 80’i grubun % 20’si tarafından oluşturulmakta ya da yaratılmaktadır. Örneğin; • Satışların % 80’i çalışanların % 20’si tarafından yapılmaktadır. • Büro hizmetlerindeki hataların % 80’i çalışanların % 20’si tarafından yapılmaktadır. • Hurdanın % 80’ine, iş gücünün % 20’si neden olmaktadır. Pareto şemasının yapılmasında bazı noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir. • Verilerin toplanacağı zaman aralığı saptanmalıdır. Bu sadece birkaç saat sürebileceği gibi, günler hatta aylar dahi gerektirebilir. 92 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Ne veri toplanacağına karar verilmelidir. Bu aşamada, dikkatli çalışma daha sonra çok az sorun çıkmasını sağlayacaktır. • Gerekli verilerin toplanmasında kullanmak için bir form düzenlenmelidir. Bu bir kontrol tablosudur. • Veriler kontrol tablosuna kaydedilmelidir. • Kontrol tablosundaki veriler kullanılarak Pareto Şeması hazırlanmalıdır. • Şema, kolonları azalan sırayla dizilen, bir çubuk grafiğidir. Şema üzerinde toplam eğrisi oluşturulmalıdır. • Toplam eğrisi, sağ taraftaki yüzde ölçeğinde % 100 seviyesine ulaştığı zaman tamamlanmış olur. • Bazı durumlarda Pareto şemasında çok fazla sayıda kolon bulunabilir. Genellikle önemsiz kolonlar üst üste getirilerek “diğerleri” olarak adlandırılan tek bir kolon elde edilir. Ancak bu işlemde dikkatli olmak gerekir. Çünkü, küçük görünen fakat son derece önemli bir kolon bu yolla gözden kaçabilir. Örnek 1: (Önceki çalışmanın Pareto Analizi) İlk Proje Seçim Matrisinde yer alan fikirler, almış oldukları puanlara göre, en yüksekten en düşük puana doğru oluşturulacak çubuk grafikleriyle Pareto şemasına yerleştirilir. İlk Proje Matrisinde Yer Alan Fikirler Puanı A Personelin Mesaiye Uyumsuzluğu 18 B Meslek İçi Eğitim 16 C Sicil Raporlarının Şeffaflığı 11 D Çalışma Mekanı ve Donanım İyileştirilmesi 9 E Sosyal Aktivite Eksikliği 7 En yüksek puana, takip eden puanlar ilave edilerek (18+16=34, 34+11=45, 45+9=54, 54+7=61), elde edilen sayılarla Pareto eğrisi çizilir. Daha sonra yüzdelik doğrusunda puanların aldığı değerler bulunur. (61=100 kabul edilerek, 7’nin=11,47, 9’un=14,75, 11’in=18, 16’nin=26,22, 18’in=29,5 olduğu tespit edilir) 93 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Puanlar 100 61 54 45 34 18 16 11 9 7 18 16 11 29 5 26,22 18 14 75 11,47 9 7 A B C D E Konular Örnek 2: Bir vergi dairesinde, bilgisayar kullanımında meydana gelen hatalar tespit edilerek, bunların niteliği ve sayısal değerleri kontrol tablosunda gösterilmiştir. HATA NEDENLERİ Virüs Hataları 80 Adet Kullanıcı Hataları 40 Adet Donanımsal Hatalar 20 Adet Bilgisayara ilişkin hata verileri kolonlar halinde grafiğe aktarılır. Grafik üzerinde toplam eğrisi çizilir. Her kolon değerine bir sonraki kolon değeri ilave edilerek eğri değerleri elde edilir. ( 80+40=120, 120+20=140) 94 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Bilgisayar hatalarının azaltılması amacıyla iyileştirme çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışma sonunda hatalarda azalma meydana gelmiştir. Azalan hata değerleri kontrol tablosunda gösterilmiş olup, buna ilişkin yeni Pareto grafiği ve toplam eğrisi çizilmiştir. Virüs Hataları 50 Adet Kullanıcı Hataları 20 Adet Donanımsal Hatalar 10 Adet İyileştirme öncesi değerlere ait Pareto şeması ile iyileştirme sonrası oluşturulan Pareto şeması karşılaştırılarak, iyileştirme sonucu elde edilen kazanç alanı ikinci Pareto şemasında görülmektedir. 95 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 5. NEDEN SONUÇ - SORUN ANALİZİ (BALIK KILÇIĞI) Neden sonuç - sorun analizi, bir sorunun veya sonucun temel nedenlerini bulmak amacıyla kullanılan bir tekniktir. Bu teknik, ekibin sorunları çözmesine yardımcı olur. Tamamlanmış diyagram, balık kılçığına benzediğinden balık kılçığı diyagramı da denilmektedir. • Birinci aşamada öncelikle bir kare kutu çizilerek içine sorun/sonuç yazılır ve balık kılçığı diyagramı çizilir. SORUN (SONUÇ) • İkinci aşamada muhtemel neden için temel gruplamalar belirlenir. Balık kılçığında temel nedenler 5 adet olarak belirlenmiştir. Ancak bunların dışında temel olabilecek neden varsa ilave edilebilir, gereksiz olan çıkarılabilir. (Örneğin Maliye Bakanlığı’ndaki ekip çalışmaları için “mevzuat” temel neden olarak ilave edilebilir.) 96 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI İnsan Malzeme SORUN (SONUÇ) Çevre • Metot Makine Üçüncü aşamada beyin fırtınası yöntemiyle temel nedenlerin alt nedenleri bulunur. Bütün üyeler beyin fırtınası oturumuna katılırlar. Lider beyin fırtınası kurallarını her oturumdan önce tekrarlar. Sırayla tüm üyelerin düşünceleri alınır. Bütün düşünceler ortaya çıkıncaya kadar bu işlem sürdürülür. Her üye, düşüncesinin hangi gruba girdiğini belirtmelidir. Beyin fırtınası oturumunun sonunda oluşturulan tabloda, benzer düşünceler kümeler halinde gruplandırılır. İnsan Malzeme SORUN (SONUÇ) Çevre • Metot Makine Dördüncü aşamada beyin fırtınası sırasında toparlanmış düşünceler, en iyilerini saptamak üzere incelenir. Her bir düşüncenin lehte ve aleyhte yönleri titizlikle inceleneceğinden bu işlem uzun zaman alacaktır. Ancak üyelerin önemli bulduğu bir neden için oylamaya başvurularak hızlandırılabilir. Bu uygulama bilimsel gözükmeyebilir fakat geçerlidir. En fazla sayıda oy alan fikirler daire içine alınır. Belirlenmiş kesin bir sayı olmamakla birlikte bunların sayısı genellikle en az 2 en fazla 5 ya da 6 olur. Temel nedenleri daire içine alınmış bir neden - sonuç diyagramı elde edildikten sonra, üyeler bir kaç neden üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırır. 97 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Beşinci aşamada, en muhtemel nedenler önem sırasına göre dizilir. Bunu yapmak için grup sadece, daire içine alınmış nedenlere bakar. Oylamadan önce her sebep tartışılır. Elde edilen nedenler için daha derinlemesine bir yaklaşım gerekirse, daire içine alınmış neden, sonuç kutusuna alınıp özel bir çalışma yapılabilir. Daha sonra üyeler sadece temel nedenler için oy kullanırlar. Normal olarak her üyenin yalnızca bir oy hakkı vardır. Oyların sayısı her bir temel nedenin yanına yazılır. Öncelik sıralaması her bir temel nedenin yanına eklenir. • Dördüncü ve beşinci aşamalarda üyeler konuşmak için oylamayı durdurabilirler. Diğerleri bunu destekler ya da karşı çıkabilirler. Ancak bu durumda oylamaya gidilir. • Altıncı aşamada en muhtemel sebep doğrulanmak amacıyla denenir. Bu kolayca uygulanabildiği gibi bazen zor ve zaman alıcı da olabilir. Ancak her zaman yapılmalıdır. En önemli neden (1) ile işaretlenir. Grubun doğrulamaya çalışacağı neden budur. Bunu yapmanın en iyi yolu beyin fırtınasıdır. Üyelerden nasıl doğrulayacaklarına ilişkin görüşleri istenir. Bunun için üyeler değişik yöntemler önerebilirler. Bu öneriler öncelik sırasına konulur ve düşünceler sınanır. Gerçek sebep doğrulandıktan sonra, neden - sonuç analizinin ardından çok önemli olan çözümlerin önerilmesi aşaması gelir. Neden - sonuç analizi, sorunun gerçek nedenini bulmaya ve doğrulamaya yardım eder. Bundan sonra grup çözüm önerilerini hazırlayabilir. Önerilen çözüm yönetime sunuşun bir parçasını oluşturur. Örneğin, önceki çalışmanın neden – sonuç analizini aşağıda belirtildiği şekilde yapabiliriz. İlk Seçim Matrisi ve Pareto Analizinde en yüksek puanı alan Personelin Mesai Uyumsuzluğu konusunun, Balık Kılçığı yöntemiyle temel nedenleri araştırılmıştır. Bu nedenler 5 ana başlık altında toplanmıştır. 1- Çevre, 2- Malzeme, 3- İnsan, 4- Metot, 5- Makine. Beyin fırtınası yöntemiyle temel nedenlerin alt nedenleri bulunmuştur. Daha sonra tüm nedenlere puan verilmiştir. En çok puanı alan neden, kök neden olarak kabul edilmiştir. Örneğimizde en yüksek puanı “idari gevşeklik” konusu aldığından kök neden olarak seçilmiştir. 98 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Çevre Malzeme İnsan Sağlık(Kurum Tabibi Yok) Görev Dağ. Yanlışı Hijyenik Yemek Dış Ulaşım H t Per. Azlığı Çocuk (Kreş) Mekan Kayırmacılık Sorumsuzluk Daireye Uzaklık Zorunlu Kıy. İDARI GEVŞEKLIK(kök) MESAİYE UYUMSUZLUK Bilgisayar Yetersizliği Kurumun Ulaşım Servisi Hatası Mevcut İş Saati Zorunluluğu Performansa Göre Ücret Metot Mesai Kontrolünde Elektronik Sistem Makine Kök nedenle, “İdari gevşeklik” ilgili çözüm önerileri getirilmiştir. • İdare, mevzuatı uygulasın. • İdareci mevzuatı kendisine de uygulasın. • İmza kartonu yapılsın. • Personelle birebir diyalogla çözümler bulunsun. • İdare personele sevgi ve hakkaniyetle yaklaşsın. 6. ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME 6.1. ÇÖZÜM KARNESİ Problem çözme aşamasında, belirlenen çözümlerden, hangisinin uygulanacağını veya hangi çözümün benimseneceğine karar vermede yardımcı olacak bir tekniktir. 6.2. ÇÖZÜM KARNESİ OLUŞTURMA ADIMLARI Birinci aşamada, neden - sonuç analizi ile belirlenen temel nedenler yazılır. İkinci aşamada, beyin fırtınası yöntemiyle belirlenen ve barajı geçen fikirler çözüm karnesine yazılır. 99 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Üçüncü aşamada, yapılabilirlik (y:olası çözümün, kuruluşun hedefleri, olanakları ve benzeri kriterler çevresinde uygulanabilme olasılığı) ve etki (e:olası çözümün, temel nedeni ortadan kaldırma olasılığı) puanları verilir. Dördüncü aşamada, her bir çözüm için toplam puan (y x e) belirlenerek ilgili sütuna yazılır. Etki(*) İdari Gevşeklik Yapılabilirlik (*) Temel Nedenler Puan (Yapılabilirlik x Etki) ÇÖZÜM KARNESİ İdare Mevzuatı Uygulasın 5 4 20 Fiiliyat ile Çakışır İdareci Mevzuatı Kendisine de Uygulasın 5 5 25 Olumlu Yansıma İmza Kartonu Yapılsın 5 3 15 Yaptırımdır 5 3 15 Motivasyonu Artırır 5 4 20 Motivasyonu Artırır Çözüm Önerileri Birebir Diyalogla Çözüm Bulunsun İdare Personele Sevgi ve Hakkaniyetle Yaklaşsın Düşünceler Mevzuat (*) En düşük=1, en yüksek=5 Beşinci aşamada, en yüksek puanı alan veya belirli bir puanın üzerine çıkan çözümler uygulanır. 6.3. FAYDA - MALİYET ANALİZİ Fayda - maliyet analizi çeşitli alternatif çözümlerin karşılaştırılmasını sağlayan bir tekniktir. İşletmelerde kararların mutlaka ekonomik temele dayalı olması esastır. Fayda - maliyet analizi iki ya da daha çok potansiyel çözümü, bir öncelik sırasına sokabilmek için, her çözümün maliyetlerini ve faydalarını karşılaştırır. • Yöneticiler için harcamaların gerekliliğini gösteren bir çalışmadır. • Uygulama sırasında gerçekleşen bir defalık maliyetler için kullanılır (satın alma, bir ekipmanın kurulması, ilk eğitim v.b). Fayda - maliyet analizi aşağıdaki konularda kullanılabilir. • Makine - ekipman seçimi. • Hammadde seçimi. 100 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI • Malzeme satın alma. • Dağıtım kanalı tercihleri. • Kiralama veya satın alma tercihi. • Maliyet düşürme projelerinin karşılaştırılması. • Kalite geliştirme projelerinin karşılaştırılması. Fayda - maliyet analizi yapılırken; • Tercih edilen geri ödeme süresi 1 – 3 yıldır. • Alternatif çözümler için aynı zaman dilimi kullanılır. • Her potansiyel çözüm şimdiki durum ile karşılaştırılır, fayda-maliyet oranları sıraya konulur. • Hesapların muhasebe ve mühendislik tekniklerine uygunluğu doğrulatılmalıdır. 6.4. KUVVET ALANI ANALİZİ Başlıca iki amaç için kullanılmaktadır. • Fayda - maliyet analiziyle ortaya çıkarılamayan parasal olmayan faktörleri dikkate almak için. • Uygulama esnasında ortaya çıkabilecek olumlu ve olumsuz faktörleri önceden belirleyerek önlem alabilmek için. Uygulama adımları aşağıdaki biçimde yapılır. • Sorunun ve çözümün belirlenmesi. • Çözümü destekleyici ve engelleyici kuvvetlerin saptanması. • Listelenen her kuvvet için önemine göre 10 ile 1 arasında bir puan verilmesi. • En önemli destekleyici ve engelleyici kuvvetlerin saptanması. • Önce gücü arttırabilecek destekleyici kuvvetleri sonra engelleyici kuvvetleri inceleyip, tekrar puanlama yapmak. • Destekleyici ve engelleyici kuvvetlerin puanlarını toplamak. 7. YÖNETİME SUNUŞ Yönetime sunuş, yapılan grup çalışmasının önemli ve teşvik edici bir yönüdür. KGE’nin, çalışmalarını, görüşlerini ve başarılarını yönetime iletmeleri için harika bir fırsat ve herkes için teşvik edici bir deneyimdir. Sunuş yapılacak yönetim kademesi ilke olarak liderin bağlı olduğu bir üstteki yönetim kademesidir. Ancak daha üst yönetime de sunuş yapılabilir. 101 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Yönetime sunuşun ana hedefi fikir alışverişidir. Üyeler üzerinde çalıştıkları, analiz ettikleri sorunlar için geliştirdikleri çözüm önerilerini yönetime aktarırlar. Sunuş, hala üzerinde çalışılmakta olan ve uzun zaman sürüncemede kalmış bir sorunu çözüme bağlamak için, bazen de yönetime bilgi verilmek üzere yapılır. Ekip önemli bir sorunu çözememiş ve devam etmeye karar vermiştir. Bu durumda dahi çalışmanın devam ettiğini bildiren sunuşlar yapılabilir. Toplantı alanı, müdahalelerden uzak olmalıdır. Her şeyin hazır olmasını sağlamak için, bir kontrol listesinin kullanılması yararlıdır. Kullanılacak gereçler yerlerine konmalı, şemalar kullanıma hazır bulundurulmalıdır. (Uzatma kablosu, tepegöz, perde, karatahta, tebeşir, kağıt vb. ) Konu başlıklarının sırasını bildiren bir gündem oluşturulmalıdır. Gündem, sunuşun akışını yönlendirmek için kullanılmalı ve ona bağlı kalınmalıdır. Ayrıca gündem katılımcılara dağıtılmalıdır. Sunum grup çalışması olarak yapılmalıdır. Ekip üyelerinin önüne birer isim kartı konmalıdır. Herkes çalışmaya dahil olmalı ve herkes sunuşta görev almalıdır. Sunuş başlangıcında üyeler katılımcılara tanıştırılmalıdır. Ayrıca ekibe yardımcı olanlara teşekkür edilmelidir. Mümkün olduğu kadar çok üyeye konuşma hakkı verilmelidir. Katılımcıların dikkatini toplamada yardımcı olmak üzere, görsel araçlar kullanılmalıdır. Şemalar, sunuş anında çizilmemeli, ekip çalışmasında kullanılan, Pareto Şeması, Balık Kılçığı Diyagramı oldukları gibi kullanılmalıdır. Şemalar, katılımcıların göreceği ve içindeki bilgileri okuyacağı mesafeye yerleştirilmelidir. Okunamayacak ölçüde küçük bir şema izleyicinin ilgisini dağıtacaktır. Sunuş hiçbir özel yardım almadan da yapılabilir. Ancak bazı araçların kullanımı konuşmanın etkinliğini artıracaktır. Yazı tahtası, tepegöz, projeksiyon sunuşa yardımcı olmak için kullanılabilir. Tepegöz büyük şemalar yapmak zahmetinden kurtarır. Bu cihaz yardımıyla notlar ve küçük şemalar kolayca gösterilebilir. Sunumun her ayrıntısını izleyiciye göstermek için projeksiyon kullanılabilir. Ekibin mesajını aktarmak için izleyicinin dilinden konuşması önemlidir. Gelişmeler, iş programı, kalite, maliyet ve güvenlik terimleriyle ifade edilmelidir. Mümkün olduğunca katılımcıların görmesi ve incelemesi için gerçek malzemeyi sunum yerine getirmek, mesajı iletmek için çok etkili bir yöntemdir. 102 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI Gerekirse toplantıdaki herkes değişimleri görmek için iş alanına davet edilmelidir. Eğer bu mümkün olmazsa, fotoğraf ya da slaytlar gösterilebilir. Mesajın iyice anlaşıldığına emin olmak için, sorular teşvik edilmelidir. Katılımcılara doğrudan soru yöneltilebilir. Arada bir espri hem konuşmacıyı, hem katılımcıyı rahatlatır. Konuşmanın bazı yerlerini unutmamak için en iyi yöntem, ana hatları içeren kartlar kullanmaktır. Eğer tercih edilirse üyeler konuşmalarını kelime kelime yazabilirler. Ancak, eğer okunacaksa, konuşmacı sık sık katılımcılara bakmayı ihmal etmemelidir. Sunuştan önce, konuşmanın üstünden geçmek hem heyecanı yatıştırır, hem daha düzgün ve etkili bir sunuş sağlar. Tecrübe kazanana kadar, ikili gruplar halinde de çalışmak mümkündür. Bu aşamada, grubun bundan sonra ele alacağı proje üzerine çalışmalar başlamış olacaktır. Toplantı bitmeden sonraki grubun sunumu bildirilmelidir. Yönetime sunuş, gerektiği sıklıkta yapılmalı, en az her üç ayda bir tekrarlanmalıdır. Bazen bir sunuşta birden çok proje ele alınabilir. Bu fikir alışverişinden üyeler, yönetim ve tüm kuruluş yararlanır. Sunuş, hiyerarşik yapı atlanıp yöneticilerin üst kademeye şikayet edilmesi amacıyla kullanılmamalıdır. Yönetici, para ya da insan gücü artırılmasını gerektiren çözümlerle karşı karşıya getirilmemelidir. Yönetime sunuş için dikkat edilecek noktalar aşağıda belirtilmiştir. • Sunumun gündemi oluşturulmalıdır. • Sunuş yapılacak salon önceden hazırlanmalıdır. Sunum salonu, müdahalelerden uzak olmalıdır. • Sunumda görsel araçlar kullanılmalıdır. • Sunum önceden bildirilen zamanda başlatılmalıdır. • Grup üyeleri sunum öncesi tanıştırılmalı ve sunumda görev almalıdır. • Konuşmanın bazı yerlerini unutmamak için ana hatları içeren kartlar kullanılmalıdır. • Gruba yardımcı olanlara teşekkür edilmelidir. • Sunuş sonunda, ekip lideri grubun bundan sonra çalışacağı konuyu bildirmelidir. • Sunum gerektiği sıklıkta yapılmalıdır. En az her 3 ayda bir tekrarlanmalıdır. 103 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 104 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI SÖZLÜK * ADAPTASYON : Uyarlama, birbirine uydurma, uyma ANGARYA : Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılan iş DİKSİYON : Seslerin, sözlerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarının hakkını vererek söyleme biçimi EMPATİ : Duygudaşlık ENTEGRE : Bir bütünü, bir grubu oluşturan GLOBALLEŞME : Küreselleşme GURU : Herhangi bir sanat dalında veya işte en üst derecede değerlendirilen usta, pir HİYERARŞİ : Makam sırası, basamak, derece düzeni, aşama sırası JEST : Herhangi bir şeyi açıklamak için genellikle el, kol veya baş ile yapılan içgüdüsel veya iradeli hareket KRİTER : Ölçüt, kıstas METODOLOJİ : Yöntem bilimi MİSYON : Bir kimseye veya bir kurula verilen özel görev MOTİVASYON : Güdülenme, isteklendirme PRAGMATİK : Yararcı, faydacı PROSEDÜR : Bir amaca ulaşmak için tutulan yol ve yöntem PROSES : Süreç REVİZYON : Düzeltme, yenileme, yenilenme, inceleme, kontrol etme SİNERJİ : Görevdaşlık SLAYT : Sunu STATÜKO : Yürürlükte bulunan antlaşmalara göre olması gereken veya süregelen durum VİZYON : Geniş görüşlü, ileri görüşlü, ufku geniş (*) Türk Dil Kurumu internet sitesindeki (http://www.tdk.gov.tr) “Güncel Türkçe Sözlük”ten faydalanılmıştır. 105 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI 106 MALİYE BAKANLIĞI MALİYE YÜKSEK EĞİTİM MERKEZİ BAŞKANLIĞI