FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça yüksek bir büyüme trendi yakalamışladır. Bu büyüme genel olarak ihracat artışları ve önemli ölçüdeki yabancı sermaye girişleri ile mümkün olmuştur. Gelişmekte olan ülkelere yönelik yabancı sermaye girişleri, önceleri gelişmiş ülkelerin hükümetleri ya da bu ülkelerdeki ticari bankaların hükümet garantilerine dayalı olarak verdikleri krediler şeklindeydi. Ancak son yıllarda gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akışlarının kaynağında önemli değişmeler olmuş ve bu fonlar sermaye piyasaları yoluyla ve kamusal garantiler olmadan sağlanmaya başlanmıştır. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye hareketlerinin önemli bir bölümünü oluşturan ve aynı zamanda ilgili ülkelere teknoloji ve yönetim tekniklerinin transferini de sağlayan yabancı direkt yatırımlar, özel sektör yatırımlarından oluşmakta olup, yatırım yapılan ülkelerin hem ulusal piyasalarında etkinliğin ve rekabetin artmasına katkıda bulunmakta, hem de ilgili ülkelerin uluslar arası rekabet gücünü arttırıp bunların diğer ülke piyasalarına girişlerini mümkün kılmaktadır. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • Yabancı direkt yatırımların yanında, gelişmekte olan ülkelere yönelik fon girişlerinden birisi de uluslar arası fon türü portföy yatırımlarıdır. Portföy yatırımları 1990’lı yıllarda önemli düzeyde artış sağlamıştır. Özellikle ABD ve Japonya kaynaklı olan bu fonlar, gerek genel ulusal kalkınmaya ve gerekse yurtiçi sermaye piyasalarının gelişimine önemli katkıda bulunmakla birlikte ülkelerin ekonomik dengeleri açısından bazı risklerde yaratabilmektedir. Bu riskler; genellikle enflasyon baskısı, ulusal paranın aşırı değerlenmesi, cari işlemler dengesinin kötüleşmesi ve özellikle son yıllarda yaşanan şekliyle menkul kıymet borsalarının aşırı değerlenmesi şeklinde olabilmektedir. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • Gelişmekte olan ülkelere akan uluslar arası fonların hacminde özellikle 1980’li yıllardan sonra yaşanan artışlar 2000’li yıllarla birlikte, azalma eğilimine girmiştir. Net sermaye akışlarının bölgeler arasındaki dağılımı oldukça farklı düzeylerde olmuş ve esas itibariyle, siyasi ve ekonomik istikrar gösteren ülkeler daha fazla pay alan ülkeler grubu olarak öne çıkmıştır. Buna göre, net sermaye akışlarının 2000’li yıllarda özellikle Asya ülkelerinden diğer gelişmekte olan ülkelere doğru kaydığı gözlemlenmektedir. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • Uluslar arası portföy yatırımlarının kısa vadeli yatırımlar-fonlar şeklinde olması halinde önceden açıklanan riskler, özellikle menkul kıymet piyasaları ve döviz piyasaları açısından çok daha fazla gündeme gelecek ve ilgili ülkelerin mali piyasalarının yeterli derinlik düzeyinde olmaması halinde, riskler krizlere dönüşebilecektir. 1994 yılında yaşanan Meksika krizi ve 1997 yılının sonlarına doğru patlak veren Asya krizinde kısa vadeli yabancı fonların önemli rol oynadığı bilinmektedir. Kısa vadeli fonlar, vade yapıları itibariyle genellikle menkul kıymet piyasaları ve döviz piyasaları gibi likiditesi yüksek piyasalara yönelmektedir. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • Son çeyrek yüzyılda, uluslar arası sermaye hareketlerinin yönü ve hacminde yaşanan olağanüstü değişmeler aynı şekilde bu fonların kompozisyonlarında da yaşanmıştır. Özellikle kısa vadeli fonların piyasalar üzerindeki olası olumsuz etkilerini gidermek için, mali piyasaların alt yapısının çok iyi hazırlanması, mali kurumların gerekli sermaye ve likidite yeterliliğine sahip olması yatırımcıyı koruma ve kamuyu aydınlatmayla ilgili uygulamaların etkin şekilde işliyor olması ve son olarak merkez bankalarının piyasaların likidite durumunu çok iyi izleyip gerektiğinde müdahale edecek konumda olması gerekmektedir. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • Uluslar arası Sermaye Hareketlerinin Sınıflandırılması: • Direkt Yatırımlar: Özkaynak şeklindeki genellikle uzun vadeli sermaye ve elde edilen kazançların yeniden yatırımı. • Diğer Uzun Vadeli Yatırımlar: Krediler, banka mevduatları, diğer alacak ve borçlar. • Portföy Yatırımları: Kamu sektörü tahvilleri, diğer tahviller ve hisse senetleri. • Kısa Vadeli Yatırımlar: Krediler, kısa vadeli borçlanma araçları, banka mevduatları, diğer alacak ve borçlar. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • Uluslar arası kısa vadeli yatırımlar genellikle “hot Money-sıcak para” olarak adlandırılmaktadır. Ülkelerin ödemeler dengesi açısından sıcak paraya bağımlı olmaları birçok kez ödemeler dengesinde ve daha sonra döviz kurlarında ani dengesizliklere yol açmakta ve oradan da olayın büyüklüğüne göre, mali piyasaları, dış ticaret ve reel ekonomiyi olumsuz etkilemekte, kısaca sistematik riske yol açabilmektedir. Bu konu özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından sistematik riske yol açabilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde herhangi bir nedenle başlayan sıcak para çıkışları ödemeler dengesini ve döviz piyasalarını alt üst etmekte ve bu dengesizlikler mali piyasaların diğer kısımlarına da yansımaktadır. 1994 yılında yaşanan Meksika krizi ve 1997 yılı sonlarında patlak veren Asya krizi buna bir örnektir. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • Etkin bir sermaye piyasasına sahip olunması ya da uluslar arası sermaye piyasalarında işlem yapılması halinde, yabancı sermaye kalemleri arasındaki farklar azaltılabilecektir. Çünkü bu sermaye kalemlerinin her biri kolayca diğerine dönüştürülebilmektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerin sermaye piyasaları oldukça gelişmiş olup herhangi bir aktif, kredi ya da menkul kıymet diğerine kolaylıkla dönüştürülebilmektedir. Bu nedenle, son yıllarda ödemeler dengesindeki yabancı sermaye kalemleri arasındaki farklar azalma göstermektedir. Ancak sermaye kalemleri arasındaki farklar tamamen ortadan kalkmış değildir. Çünkü, gelişmekte olan ülkelerin sermaye piyasaları bir yana, gelişmiş ülkelerin sermaye piyasalarında bile etkinsizlikler bulunmaktadır. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • Gelişmekte olan ülkeler için uluslar arası kaynakların erişebilirliğinin sınırlı olması yanında, bu kaynakların vadeleri, gelişmiş ülkeler ve uluslar arası kredibilitesi yüksek şirketlere göre oldukça kısadır. Bu kaynakların vadelerinin kısa olması, doğal olarak bunların daha uzun vadeli fonlara dönüştürülmesini sınırlandırmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler, genellikle kısa vadeli yabancı kaynaklara mecbur kalmaktadırlar. • Vade bakımından sınıflandırma yaparken yabancı sermaye kalemlerini uzun ve kısa vadeli kaynaklar olarak ayırabiliriz. Bu ayrımda, kısa vadeli yatırımlar ve portföy yatırımları uzun vadeli yatırımlar ve direkt yatırımlar uzun vadeli yatırımlar olarak değerlendirilebilir. Buradaki kısa vadeli kaynaklar (hot money) genellikle 1 yıl içinde nakde dönüşebilecek aktifler ile hisse senetleri gibi her an nakde dönüşebilecek menkul kıymetleri ifade etmektedir. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • Gelişmekte olan ülkelerin gerek ödemeler dengelerinin ve gerekse döviz piyasaları ve daha sonra mali piyasalar ile reel ekonomilerinin kısa vadeli yabancı sermayenin-hot Moneyoynaklığından kaynaklara risklere maruz kalmaması için yabancı sermaye hareketlerini çok iyi izlemesi ve kısa vadeli kaynaklardan ziyade, direkt yatırımlar gibi uzun vadeli kaynaklara yönelmeleri gerekmektedir. Doğal olarak, uzun vadeli kaynaklara yönelmek ve bu kaynaklardan pay alabilmek, ilgili ülkenin uzun vadeli ekonomik ve siyasi görünümüne bağlıdır. Bu aşamada ekonomik ve siyasi alt yapının oturmuş olması ve bu konudaki kararlılık, kritik faktör olarak öne çıkmaktadır. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • 4.2. Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelik Fon Akışlarının Nedenleri • Gelişmekte olan ülkelere yönelik fon akışlarının nedenleri; iki temel başlık altında incelenebilir. Bunlar; içsel ve dışsal faktörlerdir. • A.İçsel Faktörler: içsel faktörler, gelişmekte olan ülkelerin gerek genel ekonomi, gerekse mali piyasaları ile ilgili olarak, daha etkin bir serbest piyasa ekonomisi yaratabilmek için yapmış oldukları reform hareketlerini ve cari piyasa koşullarını ifade etmektedir. İçsel faktörler: – Gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik altyapı ve mevzuatla ilgili değişiklikler. – Başarılı fiyat istikrar programları. – Başarılı döviz kuru politikaları. – Yatırımcıyı koruyucu önlemlerin alınması. – İletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve bilgi akışının hızlanması. – Özelleştirme uygulamaları. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • B.Dışsal Faktörler: Bu faktörler yatırım yapılacak olan ülkenin koşulları aynı kalmakla beraber, yatırıma konu olabilecek diğer ülkelerin koşullarında bozulma olması ve sonuçta koşullarında değişme olmayan ülkenin göreceli olarak iyi konuma gelmesini ifade etmektedir. Bunlardan önemlileri şunlardır: – Diğer ülkeler ve bölgelerde yaşanmakta olan ekonomik durgunluk. – Uluslar arası faiz oranları ve diğer getiri oranlarında azalmalar. – Piyasa katılımcılarının sayısının artması. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • 4.3. Gelişmekte Olan Ülkelere Yönelik Kısa Vadeli Yatırımlar ve Portföy Yatırımları • Kısa vadeli yatırımlar, esas itibariyle, finansman bonosu gibi kısa vadeli borçlanma araçları, banka mevduatları, kısa vadeli banka kredileri ve kısa vadeli diğer alacak ve borçlardan oluşmaktadır. Portföy yatırımları ise, gerek uzun vadeli ve gerekse kısa vadeli menkul kıymetlerden oluşabilmekte olup, kamu menkul kıymetleri, özel sektör tahvilleri ve hisse senetlerinden oluşmaktadır. Portföy yatırımları, kısa vadeli yatırımlara göre daha uzun vadeleri ifade etmekle beraber, içerdikleri araçların likiditesi yüksek menkul kıymetlerden oluşması nedeniyle, kısa vadeli yatırımlar gibi yatırım yapılan ülkeyi her an terk edebilmekte ve dolayısıyla ekonomik dengeler üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • 4.4. Yeni Gelişen Piyasalara Yönelik Fon Türleri • Geçen 20 yıl boyunca IFC başta olmak üzere, Dünya Bankası, IMF ve diğer uluslararası mali kuruluşlar, gelişmiş ülkelerdeki kurumsal yatırımcıları, yatırım bankaları, fon yöneticileri ve mali piyasalarla ilgili düzenleyici kuruluşları yeni gelişen piyasalarda gerek yatırım yapmaya ve gerekse bu ülkelerle işbirliği içene girerek mali piyasalarının gelişimine katkıda bulunmaya teşvik etmiştir. Gelişmiş ülkelerde oluşturulan ülke fonları aracılığıyla yatırım yapılmaktadır. • Yeni gelişen piyasalara yönelik fonlar: – – – – – Uluslar arası portföy yatırımı fonları (Ülke fonları). Hisse senedi fonları (direkt yatırım). Risk sermayesi fonları. Ulusal yatırım fonları. Yap işlet devret ve yap işlet şeklinde fonlar. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • 4.5. Uluslar arası Direkt Yatırımlar • Günümüzde dünya ekonomisi hükümetler ve uluslar arası kurumlardan ziyade çok uluslu şirketler ve bankaların başı çektiği mali kurumlar tarafından yönlendirilmektedir. • Uluslar arası direkt yatırımlar, bu yatırımlara konu olan ülkeler bakımından gelir artırıcı nitelik taşımakla beraber, bu yatırımı yapacak olan taraflara da gelirin yanında riskler de sunmaktadır. Bu riskler, esas itibariyle döviz kuru riski, faiz oranı riski ve enflasyon oranı riskinden oluşmaktadır. • Gelişmekte olan ülkelerin genel itibariyle yabancı direkt yatırımlardan aldıkları paylar düşük olmakla beraber, analiz yaparken dikkat edilmesi gereken bir konu daha vardır. Bu ülkelerin kendi içlerinde de yabancı direkt yatırımlardan aldıkları paylar çok farklı düzeylerdedir. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELİK ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ • 4.6. Yabancı Direkt Yatırımları Çekmenin Önündeki Engeller ve Çözüm Yolları • Yabancı yatırımcıları caydırabilecek birçok neden olmakla beraber, bu nedenleri iki genel nokta etrafında toplayabiliriz. Bunlardan birincisi, siyasi engeller ve ikincisi de ekonomik engellerdir. Siyasi engeller, yabancı yatırım kararı açısından birinci düzeyde önem taşımaktadır. Bu sorun devam ettiği sürece ekonomik değerlendirmeye geçilmemektedir. Yabancı direkt yatırım kararlarının verilmesini etkileyen belli başlı faktörler şunlardır: *Piyasaya giriş, *Eşit muamele, • Bilindiği gibi yabancı yatırımlar ve sermaye girişleri her ülke için önem taşımakla beraber, gelişmelerini tamamlamaya ve gelir düzeylerini yükseltmeye çalışan gelişmekte olan ülkeler için ayrı bir önem taşımaktadır.