TBMM B:36 19.12.2009 0:3 BAŞKAN - Teşekkür ederim. Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, konuşma metinleriniz belli, süreniz belli, gruplar tarafın­ dan belirtilmiş; bunu ben belirtmedim, gruplarınız belirtiyor. Dolayısıyla, şöyle de bir şey var: Bazı gruplar konuşmayı daha çok milletvekilleriyle kullanıyor, bazıları daha az kullanıyor, bunun ser­ zenişleri de oluyor. Arkadaşlarımızın daha özenli olmasını istirham ediyorum. Kerem Altun, Van Milletvekili. Buyurun Sayın Altun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) AK PARTİ GRUBU ADINA KEREM ALTUN (Van) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekil­ leri; Kültür ve Turizm Bakanlığımızın 2010 yılı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın görev ve sorumluluk alanları hem çok kapsamlı hem de çok çeşitli konulardan oluşmaktadır. Anadolu ve hinterlandında bize ait uygarlığın bıraktığı kültürel mi­ rasın bütününü insanlık adına koruma sorumluluğu ve bilinciyle hareket eden Bakanlığımız, kutsal bir hak olan insanımızın maddi ve manevi varlığını çağdaş dünyanın evrensel değerleriyle uyumlu, barış, dayanışma ve hoşgörü anlayışıyla bütünleşmiş bir kültür politikasını geliştirme ve sürdürme ça­ lışmalarını başarıyla yürütmektedir. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; "Kültür" denince, en geniş anlamda ilk insanla, el değ­ memiş doğa arasına insanoğlunun üretip koyduğu değerler toplamını anlıyoruz. İnsanı doğaya ege­ men ve toplumu düzenli kılan ana etken kültürdür. Haliyle kültür, gelişme, ilerleme demektir; kültür, büyüme ve birikim demektir, olgunluk ve derinlik demektir. Öyleyse kültür, kalkınma ekonomisinin de itici gücüdür. Kültürel gelişmişlik ekonomik ve sosyal geriliği kabul edemez. Aynı şekilde kültü­ rel gerilik de potansiyel servetleri bile heba eden, yok eden bir kara delik gibidir. Kültürü gelişmeyen bir ülkenin kalkınma ve ilerlemesi düşünülemez. "Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür." diyen Atatürk doğru bir öncelik saptamıştır. "Önce kültür" diyebilenler, aslında en önemli değere, insana yatırım yapalım demiş oluyorlar. "Önce insan" diyen bir anlayış ise adaleti, ba­ rışı ve refahı istemiş olmaktadır çünkü kültürün tek alıcısı ve tüketicisi insandır. Kültür de insan gibi canlıdır, onu besleyen ana damarlar güçlenirse millî kültür de canlanır, milletleşme de böyle sağla­ nır; dil, din, tarih, sanat, gelenekler bu damarlardandır. Bakanlığımız, millî kültürümüzü küreselleşmenin getirdiği engellenemez kültürel yayılmalara maruz kaldığımız şu çağda kapanma değil açılım yanlısı, savunma değil rekabetçi bir anlayışla can­ landırmaya çalışmaktadır. Konuşma ve yazı dilimiz, edebiyatımız, törelerimiz, ahlak ve hukukumuz, ekonomik anlayışımız, kadınlarımızın allı yeşilli giysileri, yayık ayranımız, kara yün çadırımız, ke­ babımız, halayımız, horonumuz, türkümüz, şiirimiz, şarkımız ve minyatürümüz bu boy ölçüşülmez zenginlikten nice kültürel değerlerimizi küresel çapta sunacak, tanıtacak çalışmalar yapıyoruz. Sanat eserlerine ve tarihin mirasına bakarken, Türkiye, siyasi coğrafyasının değil, siyasi tarihinin kendisine bıraktığı sahanın kültürel mirasını sahiplenmiştir. Kültür durmaz, ya gelişir ya ölür. İhmal ettiğimiz her kültürel değer taşıyıcılanyla birlikte tarih sahnesinden çekilmektedir. Memnuniyetle görüyoruz, Kültür ve Turizm Bakanlığımız kıtaların ve kül­ türlerin kesişme noktası olan ülkemizde yaşayan tüm kültürel değerlerin araştırılması, geliştirilmesi ve yaşatılmasını, bu değerlerin envanterini oluşturarak gerekli çalışmaları başarıyla gerçekleştirmektedir; geleneksel kültür ve sanat ürünlerimizin yanı sıra sinemada, tiyatroda ve görsel sanatın her alanında üre­ tilen kültür ve sanat eserlerinin oluşumunu desteklemektedir. Şuna inanıyoruz: Millet varlığını koru­ yacak olan yegâne zırhımız millî kültürümüzdür. O donanımı bugün toplumca kuşanmamız elzemdir. -890-