ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ َِب ْْ َبَسََ اَ ْمُهََُّ

advertisement
İL
: AYDIN
TARİH: 10.04.2015
kısmını onlara tattırsın; belki
(tuttukları kötü yoldan) dönerler.”1
‫ّللا الرَّ حْ مـَ ِن ال َّرح ِِيم‬
ِ ‫بِسْ ِم ه‬
ْ َ
ْ ‫اد ِفي اْل َبِّر َواْل َب ْح ِر بِ ََا ََ َس َب‬
ُ ‫ظهَ َر اْلفَ َس‬
ِ ِ ِ ‫الن‬
َّ ‫أ َْيِدي‬
‫ض الَِّذي َع َُِوا لَ َعَُّهُ ْم‬
َ ‫اس لُيذيقَهُم َب ْع‬
‫ون‬
َ ‫َي ْرِج ُع‬
ِ
َّ
‫وسَُّم‬
َ ‫صُّى اهللُ َعَُْيه‬
َ ‫قال رسول الُه‬
……
‫ و َُُُّ َُ ْم َسئو ٌل ع ْن رِعيَّتِ ِه‬،‫اع‬
ٍ ‫َُُُّ َُ ْم ر‬
YERYÜZÜNÜN İMAR VE ISLAHI
Muhterem Cemaat!
İnsanoğlu, imtihan için yeryüzüne
gönderilmiştir. Yüce Mevla bu imtihan
sürecinde, insanı yalnız bırakmamış;
Peygamber göndermiş, vahiy göndermiş ve
böylece doğru ile yanlışı göstermiştir.
İnsana düşen görev ise sınanmak için
gönderildiği bu dünyada bozgunculuk
çıkarmak değil, aksine onu imar etmeye
çalışmasıdır.
Yeryüzünün imarı yapım anlamında
değil zihin anlamındadır. Bu anlamda arzın
imarı aslında bir zihin inşa sürecidir.
Yeryüzünde son din olan İslam’ın hâkim
olması ve yaşanması bu imar sürecinin
zirvesidir.
Öyleyse
öncelikle
zihinlerdeki
putların, tağutların ve tevhide aykırı olan
her türlü duygu ve düşüncenin bertaraf
edilmesi gerekmektedir. Toplumda anarşi
ve şiddet ortamının oluşmasını engellemek
ve İslami öğretilerin, hayata uygulanır hale
gelebilmesi
için
uygun
ortamın
oluşturulması
bu
anlamda
biz
Müslümanların bir görevidir.
Aziz Cemaatim!
Yeryüzünde hakkın ve adaletin
hâkim olması için toplumda fitne-fesat ve
bozgunculuğa
sebep
olabilecek
davranışlardan uzak durmak gerekir.
Cenab-ı Mevla Kur’an-ı Kerim’de şöyle
buyurmaktadır: “İnsanların bizzat kendi
işledikleri yüzünden karada ve denizde
düzen bozuldu ki Allah yaptıklarının bir
de
Aziz Cemaat !
Yeryüzünün imarı, neslin de ıslahını
beraberinde getirmelidir ki maksat hâsıl olsun.
Dolayısıyla Müslüman, çevresinden de
sorumludur. Bana dokunmayan yılan bin yıl
yaşasın zihniyeti asla ve kat’a İslami bir esas
değildir. Zira herkes birbirinden sorumludur.
Doğrudan
kendilerinden
sorumlu
olduklarımız bir yana temsil ve tebliğ
görevimizi düşünürsek bizim, Kur’an’ı ve
sünneti yaşamak ve diğer insanlara ulaştırmak,
anlatmak ve yaşatmak gibi bir görevimiz de
var ki aslında bu görevi doğrudan Kur’an, bize
yüklemektedir: “Siz, insanların iyiliği için
ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz.
İyiliği emreder, kötülükten meneder ve
Allah’a inanırsınız.2
Değerli Mü’minler!
Bakınız Hz. Peygamber (sav) bizim
sorumluluk alanımızı nasıl açıklıyor:
“Hepiniz birer çobansınız ve hepiniz idare
ettiğiniz
şeylerden
sorumlusunuz.
Hükümdar bir çobandır ve idare ettiği
halktan sorumludur. Erkek ev halkının
çobanıdır ve idare ettiği o kimselerden
sorumludur. Kadın, kocasının evinin
çobanıdır ve idare ettiği şeyden sorumludur.
Hizmetçi, efendisinin malını koruyan bir
çobandır ve idaresi ile memur olduğu
şeyden sorumludur. Evet, hepiniz birer
çobansınız ve hepiniz idare ettiğiniz şeyden
sorumlusunuz.”3
Görülüyor
ki,
devlet
reisinden
hizmetçiye varıncaya kadar her fert,
sorumluluk altındadır.
Aziz Kardeşlerim!
Netice olarak bizler hem dünyada
İslam’ın yaşanması için çalışmalıyız hem de
yeni nesilleri bu amaç doğrultusunda
yetiştirerek geleceğimizi teminat altına
almalıyız.
Hazırlayan: Kenan VELİOĞLU
Buharkent Vaizi
Redaksiyon: İl Hutbe Komisyonu
1
Rum Suresi: 30/41.
Al-i İmran: 3/110
3
Buhari, Cuma, 11; Muslim, İmare, 20.
2
Download