yıldızları pırıl pırl görür lakin dokunamayız - Bilkent University

advertisement
YILDIZLARI PIRIL PIRL GÖRÜR LAKİN DOKUNAMAYIZ
Interstellar (*Yıldızlar* Arası) geçtiğimiz günlerde vizyona giren ve birçok film sever tarafından
film tarihinin sayfalarına kazınacak gözüyle bakılan bir Christopher Nolan filmi. Yönetmen, yirmi birinci
yüzyılın bol görsel efektli sinema dünyasında reel görsel geleneğini takip etmiş. Başka bir deyişle, bizlere
bilgisayar animasyonları değil, bunun yerine gerçek dünya görsellerini birer animasyonmuşçasına sunan
bir isim Christopher Nolan. Bilgisayar ve elektronik aletlerin gün geçtikçe hayatlarımıza daha da işlediği
dünyamızda Nolan gibi orijinalliği benimsemiş ve seyirciyi boş aksiyon figürleri ile tatmin etmeye
çalışmayan isimler bir elin parmaklarının sayısından daha az. Bu nedenle Nolan, çalışmaları dört gözle
beklemeye değer, başarılı ve dâhiyane fikirlere sahip bir yönetmen ve yazar.
Bir filmi heyecan verici kılan nedir? Bazı filmler vardır bittiği andan itibaren bizi düşünmeye
sürükler, bizi etkiler. Öylesine etkiler ki bazen giyimimizi kuşamımızı değiştirir. Odamızı film afişleri kaplar
bir anda. Beklenmedik anlarda filmin yansımasını görürüz hayatlarımızın içinde, etkisinden kurtulamayız.
Peki neden? Belki de günlük hayatın karmaşası ve bitmek bilmez temposunda düşünmeye vakit
bulamadığımız detayları yazarların bizim için düşünmesidir bunun sebebi ve şaşkınlık hali bir nevi
yazarlara teşekkürüdür vücudumuzun sergilediği. Son filminde Christopher Nolan sinema tutkunlarını sıra
dışı bakış açısını ve iyimser yanını göstermiş. Filmin ana karakteri olan baba Cooper, abisi ile tartışan kızını
sakinleştirmek için girişimde bulunuyor, kızı ise babası ona saçma bir isim verdiğini düşündüğü için sitem
ediyor. İsmi Murphy, bir mühendis olan Edward A. Murphy tarafından, başarısızlıklar ve hata
kaynaklarının değerlendirilmesi anlamına gelen bir kanunun adı. "Bir şeyin olma olasılığı, isteme olasılığı
ile ters orantılıdır.” bu kanun maddelerinden biridir ve günlük hayatta sıkça karşılaştığımız bir durumdur.
Bir düzine anahtar vardır elimizde ve yalnızca bir tanesi evimizin kapısını açıyordur. Sıcak bir salon ve
rahatça yayılıp yatabileceğimiz bir koltuk ile aramızda yalnızca metreler vardır. Acele ile açmaya çalışırız
bütün günün yorgunluğu üzerimizdeyken evimizin kapısını fakat tabi ki ne kadar çabuk kavuşmak istersek
o kadar geç elde ederiz istediğimiz şeyi çünkü elbette son anahtar açacaktır kapıyı. Bir kalıp olarak
bilinçlerimize kazıdığımız bu olgu Nolan tarafından çok beklenmedik bir bakış açısı ile yansıtılmış beyaz
perdeye. Murphy kanunlarının kötü bir şey olacağı anlamına gelmeyeceğini, aksine olması muhtemel bir
şeyin sonunda gerçekleşeceğini vurguluyor filmin başlangıcı ile beraber. Nolan’ın başardığı bu olaya
değer(paradigma) değişimi deniyor. Bu gerçekleştirmesi gerçekten güç bir eylem çünkü insan doğası
gereği hayatların var olan temel kural ve olguları değiştirmekte zorlanan bir yapıya sahip. Benim için filmi
bir başyapıt yapan nedenlerden birisi.
Cooper kızını bırakmak zorunda kalıyor ve yıldızlar arası bir yolculuğa çıkıyor kızının bütün
çabaları ve itirazlarına rağmen. Film Nolan’ın Murphy Kanunlarını anlatırcasına, baştan sona Cooper ve
kızının kavuşma olasılığını imkânsıza yakın gösterip filmin sonunda gerçekleşmesi zor ama muhtemel
kavuşmayı gerçekleştiriyor. Nolan’ı bu açıdan çok etkileyici buluyorum. İzleyicilere hemen hemen her
filminde olacakları birkaç adım önceden anlatıyor fakat bunu o kadar ustaca ve üstü örtülü yapıyor ki ne
anlayabiliyoruz ne de anlamadan edebiliyoruz. Bu insanı usulca fakat sımsıkı bir şekilde filme bağlayan bir
olgu, belki de teknik. Devamında ise şüphe bu konuda hissedebileceğimiz en üst dereceli duygu olabilir,
tabi eğer algıda seçiciysek. Değilsek de sadece şaşırmak kalıyor bizlere ve hayranlıkla bakıyoruz olaylara
üzerinde olan hâkimiyetine. Elbette her seyircinin fikri bu yönde değil. Ben ve benim gibi bu tarz filmleri
başarılı bulan insanlar düşünme eylemini seven dolayısıyla felsefe tutkunu oluyorlar. Bu tarz hobileri
olamayan insanlar için ise Interstellar içinde modern fiziğin son yüzyılda bizlere armağan ettiği, rölativite
ve zamanda yolculuk gibi modern fizik teorilerinin gerçekleşmesi halinde neler yaşayabileceğimizi
gösteren öğeler barındırıyor içerisinde. Gündelik hayatta görmediğimiz için algılamakta güçlük çektiğimiz
zamanda yolculuk ve zamanın her birey için farklı akması (rölativite) algılarını başarılı senaryosu
sayesinde açıklamakla kalmıyor aynı zamanda içlerine duygusallığı katıp bizlere eşsiz bir üç saat yaşatıyor
Interstellar.
Interstellar birçok açıdan eşsiz bir film. Gerek olay örgüsü gerek farklı kitlelere hitap etmesi olsun
birçok yönden izlemeye değer, eğlence, bilim ve felsefe kokan bir eser. Christopher Nolan’ı tanımak için
ise müthiş bir fırsat. Gelecekte adından ve filmlerinden bahsedilecek, çocuklarımızın ve onların
çocuklarının filmleri ile büyüyecek bir yönetmen ve yazarın eserlerini hayattayken seyretmenin ve bir
sonraki senaryosunu heyecanla, sabırsızlıkla beklemenin paha biçilemez bir haz olduğunu düşünüyorum.
Download