CİNLERİN RAFiZİLER'DEN BERASI www.at-tawhid.org 1 Cinlerin Rafıziler'den Berası Bismillah, Muhaddis ve Tabiin İmamları'nın büyüklerinden İmam Şabi'nin: "Ben ne kadar yanlış akım varsa hepsini inceledim. Bunlardan daha aptalını da görmedim. Kuş olsalar akbaba; dört ayaklı olsalar yaban eşeği olurlardı. (...) Bozmak istiyorlar. Yahudi lider Yuşa oğlu Pavlos Hıristiyanlığı nasıl bozduysa bunlar da İslam’ı öyle bozmak istiyorlar..." (İbni Teymiyye, Minhac'us Sünnet'in Nebeviyye, 1/28-33) dediği Rafıziler'e cinlerin salihlerinin bakış açısını gösteren kısa birkaç nakle yer veriyoruz. Allah'u Teala şöyle buyurmaktadır: ا ل اِم ُح وَو ا َو ِم َّن ا ُح وَو ا َو اِم َوا ُح َّن ا َو َو اِم َوا ِم َو اًا َو َو َّن ا ِم َّن ا ا َّن "Gerçekten aramızda, salihler de vardır ve bundan aşağı olanlar da. Biz, türlü türlü yollara ayrılmışız." (Cin 72/11) İmam Kurtubi ayetin tefsirinde Süddi'nin şöyle dediğini aktarır: "Cinler arasında da sizin gibi Kaderiyye, Mürcie, Hariciler, Rafıziler, Şiiler ve Sünniler de vardır." (Kurtubi, Tefsir) Şeyh'ul İslam İbni Teymiyye Mecmu'ul Feteva'nın dördüncü cildinde şöyle der: "Diyorlar ki: Bizler de çeşitli din ve mezheblere ayrıldık: Müslüman olanımız var, Yahudi ya da Hristiyan olanımız, Şii ya da Sünni olanımız da var." İbni Kesir Cin Suresi 72/11 ayetinin tefsirinde şu nakle yer verir: "Ahmed İbni Süleyman en-Necad, Emali isimli eserinde der ki: Bize Eşlem İbni Sehl... Ebu Muaviye'den nakletti ki; o, A'meş'in şöyle dediğini işittim, demiş: Bize bir cin gidip gelirdi. Ben kendisine: En çok sevdiğiniz yemek nedir? dedim. O, pirinç, dedi. Biz ona pirinç yemeği getirdik. Ben, lokmaların kalktığını görüyor, ancak cinlerden hiçbirini görmüyordum. Dedim ki: Bizde bulunan bu mezheb sahiplerinden sizde de var mı? Evet, dedi. Ben; sizdeki Rafıziler ne durumdadır? dedim de: O: içimizdeki en kötüleri onlardır, dedi. Ben, bu rivayetin isnadını şeyhimiz Hafız Ebu'l Haccac el-Mizzi'ye sunduğumda, 2 o; bu rivayetin A'meş'e isnadı sahihtir, dedi." (İbni Kesir, Tefsir) İbnu'l Cevzi, Seleme bin Şebib'in şu sözüne yer verir: "Mekke'ye göçmeye karar verdim, evimi sattım. İşlerimi bitirip de evi teslim edince, evin kapısında durdum ve: Ey ev halkı! Sizinle komşuluk ettik, bize iyi komşu oldunuz. Allah size hayır mükafat versin! Biz şimdi evi sattık, Mekke'ye taşınmak üzereyiz. Allah'ın selamı ve rahmeti sizin üzerinize olsun! dedim. Diyor ki: Evden biri bana şöyle diyerek cevap verdi: Allah size de hayırlı mükafat versin! Biz de sizden hayırdan başka birşey görmedik. Biz de taşınmak üzereyiz. Çünkü evi alan bir Rafızi'dir. Onlar Ebu Bekir (radiyallahu anh) ve Ömer (radiyallahu anh)'a söverler!" (İbnu'l Cevzi, Sıfat'us Safve) 3