ÖĞRENCİLERİN İNTERNETİ VE SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİNİ KULLANMA DURUMLARINA GÖRE İLETİŞİM BECERİLERİ VE ÖZ YETERLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ ZEYNEP BAŞERER YÜKSEK LİSANS TEZİ ORTAÖĞRETİM SOSYAL ALANLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI FELSEFE GRUBU EĞİTİMİ BİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HAZİRAN, 2014 TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren on iki (12) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir. YAZARIN Adı : Zeynep Soyadı : BAŞERER Bölümü : Felsefe Grubu Öğretmenliği İmza : Teslim tarihi : TEZİN Türkçe Adı : Öğrencilerin İnterneti ve Sosyal Paylaşım Sitelerini Kullanma Durumlarına Göre İletişim Becerileri ve Öz Yeterlik Düzeylerinin İncelenmesi İngilizce Adı : Investigating of communication skill and self-efficacy levels according to students’ status of using the internet and social networking sites i ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim. ii Yazar Adı Soyadı : İmza : Zeynep BAŞERER JÜRİ ONAY SAYFASI Zeynep Başerer tarafından hazırlanan “Öğrencilerin İnterneti ve Sosyal Paylaşım Sitelerini Kullanma Durumlarına Göre İletişim Becerileri ve Öz Yeterlik Düzeylerinin İncelenmesi” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği/oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir. Danışman: Doç. Dr. İbrahim KISAÇ Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı, ………………………… Gazi Üniversitesi Başkan: Yrd. Doç. Dr. Leyla Ercan Eğitimde Psikolojik Hizmetler Anabilim Dalı, ………………………… Gazi Üniversitesi Üye: Öğr. Gör. Dr. Canan GÜRSEL Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı, ………………………… Gazi Üniversitesi Tez Savunma Tarihi: 13/06/2014 Bu tezin Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum. Prof. Dr. Servet KARABAĞ Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü ………………………… iii TEŞEKKÜR Her geçen gün kullanımı giderek artan internet ve sosyal paylaşım siteleri insanlar için vazgeçilmez bir ihtiyaç haline gelmiştir. Çünkü her türlü bilgi ve belgeye rahatça ulaşılmasına katkı sağlamakta, eğitimi, eğlenceyi, kişiler arası iletişimi, bilgi edinmeyi, alışveriş etmeyi farklı alana taşıyarak yaşamı daha da kolaylaştırmaktadırlar. Buna rağmen, yine de internet ve sosyal paylaşım siteleri aşırı kullanıldığında pek çok problemi de beraberinde getirdiği bilinen bir gerçektir. Yapılan araştırma bu düşünceden hareketle ortaya çıkmış olup, günlük yaşamda sık olarak kullanılmakta olan internet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanım durumlarının iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeylerinde ne derece etkili olduğunu tespit etmek hedeflenmiştir. Araştırmanın gerçekleşmesinde pek çok kişi destek olmuştur. İlk olarak bana bu araştırmayı yapmam konusunda fırsat veren, araştırma ile ilgili tereddütlerimi ortadan kaldıran, yaptığı her konuşmasında beni yüreklendiren, araştırma konusunda ve araştırmanın istatistiksel analizlerinde bilgilerini benden eksik etmeyen tez danışmanım ve hocam Sayın Doç. Dr. İbrahim KISAÇ’a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Araştırmamın hızlanması için beni teşvik eden ve destekleyen Anabilim Dalı Başkanı ve hocam Sayın Prof. Dr. İbrahim ARSLANOĞLU’na ve Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı ve hocam Sayın Doç. Dr. Beyhan ZABUN’a teşekkür ederim. Araştırma sürecinde maddi ve manevi anlamda her zaman yanımda olan ve desteklerini benden esirgemeyen aileme de teşekkürü bir borç bilirim. iv ÖĞRENCİLERİN İNTERNETİ VE SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİNİ KULLANMA DURUMLARINA GÖRE İLETİŞİM BECERİLERİ VE ÖZ YETERLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ (Yüksek Lisans Tezi) Zeynep Başerer GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Haziran 2014 ÖZ Bu araştırmanın amacı, öğrencilerin interneti ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarına göre iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeylerini incelemektir. Araştırma tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Araştırma 2013-2014 Bahar döneminde, Gazi Eğitim Fakültesi öğrencilerinden rastgele olarak seçilen 450 öğrenci üzerinde yapılmıştır. Araştırmanın verilerinin toplanmasında üç farklı ölçme aracı kullanılmıştır. Bunlardan ilki öğrencilerin internet ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarına ilişkin tanımlayıcı bilgi edinmek amacıyla Kişisel Bilgi Formu, ikincisi öğrencilerin kendi iletişim becerilerini değerlendirmeleri amacıyla İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ), ve son olarak da öğrencilerin kendi öz yeterlik düzeylerini değerlendirmeleri amacıyla Genel Öz-Yeterlik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen verilere, değişkenin türüne göre bağımsız gruplar için kullanılan t Testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi uygulanmıştır. Anlamlılık kontrolü için hata payı .05 olarak alınmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular, üniversite öğrencilerinin interneti daha çok film izlemek ya da oyun oynamak amaçlı kullanmaları ile iletişim beceri düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Bu sonuç interneti film izlemek ya da oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin diğerlerinden daha düşük olduğunu göstermektedir. Öte yandan internetin daha çok ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek ya da yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanılması ile iletişim beceri düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bunlarla birlikte araştırmada, üniversite öğrencilerinin internetin daha çok film izlemek, ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek ya da yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanmaları ile öz yeterlik düzeyleri arasında da anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Öte yandan yapılan araştırma ile internetin daha çok oyun oynamak amaçlı kullanılması ile öz yeterlik düzeyi arasında anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. v Diğer taraftan, internette haftada ortalama harcanan zaman ile iletişim beceri düzeyleri arasında; internette haftada ortalama harcanan zaman ile öz yeterlik düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Ayrıca, sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirilen zaman ile iletişim beceri düzeyleri arasında; sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirilen zaman ile öz yeterlik düzeyleri arasında da anlamlı bir ilişkinin olmadığı tespit edilmiştir. Bilim Kodu Anahtar Kelime Sayfa Adedi Danışman : : İnternet, Sosyal Paylaşım Sitesi, İletişim Becerisi, Öz Yeterlik : 83 : Doç. Dr. İbrahim KISAÇ vi INVESTIGATING OF COMMUNICATION SKILL AND SELFEFFICACY LEVELS ACCORDING TO STUDENTS’ STATUS OF USING THE INTERNET AND SOCIAL NETWORKING SITES (Master Thesis) Zeynep Başerer GAZI UNIVERSITY GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES June, 2014 ABSTRACT The purpose of this study is investigating levels of communication skills and self-efficacy according to students’ status of using the internet and social networking sites. The study is a descriptive study as a survey method. The study was conducted on a randomly chosen sample of 450 university students at Gazi University Faculty of Education during the spring term of 2013-2014. In the collection of research data was used three different measuring tools. First of all, “Personal Information Form” was used to obtain identifying information about students’ status of using the internet and social networking site. Secondly, “Communication Skills Evaluation Scale (CSES)” was given and used by students to evaluate their own communication skills. Lastly, “General Self-Efficacy Scale” was also given and used by students in order to evaluate their self efficacy. Depending on the variable type, for the independent samples t Test and One Way Variance Analysis were used to analyze the findings. Significance level was established at .05. The results of this research demonstrated that there is a relationship between university students’ internet usage that is mostly consist of watching movies or playing games and their communication skill levels. This result demonstrated that communication skills of students who use the internet to watch movies or playing games are lower than the others. There is not a significant relationship has been detected between using internet to follow the current news, surf the social networking sites or get new information and communication skill levels. There is not a significant relationship has been detected between using internet to follow the current news, watch movies, surf the social networking sites or get new information and self efficacy skill levels. On the one hand this study detected that there exists a significant relationship between the use of the Internet that is mostly for playing games and self efficacy. vii Furthermore, there is no significant relationship between the average time spent on the internet and communication skill levels and the same condition is correct between the average time spent on the internet and self-efficacy level. Also, there is no significant relationship between the average daily time spent in social networking sites and communication skill levels; the average daily time spent in social networking sites and self-efficacy level. Science Code : Key Words : Internet, Social Networking Sites, Communication Skills, Self- Efficacy Page Number : 83 Supervisor : Assoc. Prof. Dr. İbrahim KISAÇ viii İÇİNDEKİLER TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU………………………………. i ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI………………………………………….. ii JÜRİ ONAY SAYFASI……………….……………………………………………….. iii TEŞEKKÜR………………………………………………….………………………… iv ÖZ……………………………………………………………………………………….. v ABSTRACT...................................................................................................................... vii İÇİNDEKİLER ……………..………………………………………………………..... ix TABLOLAR LİSTESİ……...………………………………………………………….. xii SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ………………………………………… xiv BÖLÜM I……………………………………………………………………………….. 1 GİRİŞ……………………………………………………………………………………. 1 1. Araştırmanın Problemi……………………………………………………... 4 2. Araştırmanın Amacı…………………………………………………..…….. 5 3. Araştırmanın Önemi…………………………………………….………….. 6 4. Araştırmanın Sınırlılıkları………………………………………………….. 7 5. Varsayımlar………………………………………………………………….. 8 6. Tanımlar……………………………………………………………………... 8 BÖLÜM II…………………………………………………………………………......... 9 KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR……………………… 9 A. Kavramsal Çerçeve……………………………………………………..…. 9 1. İnternet Nedir?................................................................................... 9 1.1. İnternetin Tarihçesi………………………………………... 10 1.2. İnternet Kullanmanın Amaçları…………………………… 11 1.3. İnternet Kullanımının Olumlu ve Olumsuz Etkileri………. 12 2. Sosyal Paylaşım Siteleri…………………………………………...... 17 3. İletişim…………………………………………………………..…… 18 3.1.İletişim Becerisi……………………………………...……...... 19 3.2.Kişilerarası İletişim…………………………………………... 20 4. Öz Yeterlik……………………………………………………..……. 21 ix 4.1. Genel Öz Yeterlik………………………………………..…..... 23 B. İnternet ve Sosyal Paylaşım Sitelerinin Kullanımı İle İlgili Yapılan Araştırmalar…………………………………………………………...……….. 24 1. Dünyada İnternet ve Sosyal Paylaşım Sitelerinin Kullanımı İle İlgili Yapılan Araştırmalar………...……………………………….. 24 2. Türkiye’de İnternet ve Sosyal Paylaşım Sitelerinin Kullanımı İle İlgili Yapılan Araştırmalar……...………………………………….. 28 BÖLÜM III…………………………………...………………………………………… 35 YÖNTEM…………………………………..…………………………………………... 35 1. Araştırma Modeli……………...…………………………………………….. 35 2. Çalışma Grubu……………...……………………………………………….. 35 3. Verilerin Toplanması…….………………………………………………….. 36 3.1. Kişisel Bilgi Formu………………………………………….. 37 3.2. İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ)………..…. 37 3.3.Genel Öz-Yeterlik Ölçeği (GÖYÖ)……………………………. 38 4. Verilerin Analizi…………………………………………………………....... 39 BÖLÜM IV……………………………………………………………………………... 40 BULGULAR……………………………………………………………………………. 40 1. Öğrencilerin İnterneti Kullanma Amaçlarına (Film İzleme, Ders Çalışma, Güncel Haberleri Takip Etme, Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinme, Oyun Oynama, Yeni Bilgiler Edinme) Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulgular……………………………………………...... 40 2. Öğrencilerin İnterneti Kullanma Amaçlarına (Film İzleme, Ders Çalışma, Güncel Haberleri Takip Etme, Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinme, Oyun Oynama, Yeni Bilgiler Edinme) Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgular……………………………………………….. 45 3. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulgular………………………………. 50 4. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgular………………………………...... 51 5. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgular…... 6. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama x 52 Geçirdikleri Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgular…... 53 BÖLÜM V………………………………………………………………………………. 54 TARTIŞMA VE YORUM……………..……………………………………………..... 54 1. Öğrencilerin İnterneti Kullanma Amaçlarına (Film İzleme, Ders Çalışma, Güncel Haberleri Takip Etme, Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinme, Oyun Oynama, Yeni Bilgiler Edinme) Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulguların Tartışması ve Yorumu…………………... 54 2. Öğrencilerin İnterneti Kullanma Amaçlarına (Film İzleme, Ders Çalışma, Güncel Haberleri Takip Etme, Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinme, Oyun Oynama, Yeni Bilgiler Edinme) Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulguların Tartışması ve Yorumu…………………... 57 3. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulgunun Tartışması ve Yorumu…... 58 4. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgunun Tartışması ve Yorumu……… 60 5. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulgunun Tartışması ve Yorumu……………………………………………………… 60 6. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgunun Tartışması ve Yorumu……………………………………………………… 62 BÖLÜM VI……………………………………………………………………………... 64 SONUÇ VE ÖNERİLER………………………………………………………………. 64 KAYNAKÇA…………………………………………………………………………… 67 EKLER………………………………………………………………………………….. 79 EK- 1: Kişisel Bilgi Formu……………..…………………………………........ 80 EK-2: İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ)……………………. 81 EK-3: Genel Öz-Yeterlik Ölçeği……………...……………………………….. 83 xi TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1. İnterneti Film İzlemek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu…………....... 41 Tablo 2. İnterneti Ders Çalışmak Amaçlı Kullanan Öğrencilerin İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu…………....... 42 Tablo 3. İnterneti Güncel Haberleri Takip Etmek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu………………………………………………………………………………… 42 Tablo 4. İnterneti Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinmek Amaçlı Kullanan İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu……... 43 Tablo 5. İnterneti Oyun Oynamak Amaçlı Kullanan Öğrencilerin İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu…………….. 44 Tablo 6. İnterneti Yeni Bilgiler Edinmek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu……... 44 Tablo 7. İnterneti Film İzlemek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu…………...... 46 Tablo 8. İnterneti Ders Çalışmak Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu…………....... 46 Tablo 9. İnterneti Güncel Haberleri Takip Etmek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu……………………………………………………………………………….... 47 Tablo 10. İnterneti Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinmek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve tTesti Sonucu…………………………………………………………………………... 48 Tablo 11. İnterneti Oyun Oynamak Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu……………... 48 Tablo 12. İnterneti Yeni Bilgiler Edinmek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu…... Tablo 13. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre İletişim Beceri Düzeyi Puanlarının Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Tek Yönlü xii 49 Varyans Analizi Sonuçları…………………………………………………………..... 50 Tablo 14. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerinin Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları…………………………………………………………...………… 51 Tablo 15. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerinin Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları….………….…………………... 52 Tablo 16. Öğrencilerin Haftada Ortalama Sosyal Paylaşım Sitelerinde Harcadıkları Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerinin Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları…………………………………………………….. xiii 53 SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ Simgeler X Aritmetik Ortalama s Standart Sapma n Kişi Sayısı t t-değeri p Önem Derecesi F F Değeri Kısaltmalar İBDÖ İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği GÖYÖ Genel Öz-Yeterlik Ölçeği xiv BÖLÜM I GİRİŞ Hızlı bir şekilde yayılarak dünyada kendine özel bir yer edinmiş olan internet, bir kitle aracı olarak ortaya çıktığından beri yaşamın her alanında varlığını göstermiştir. Eğitimi, eğlenceyi, kişiler arası iletişimi, bilgi edinmeyi, alışveriş etmeyi, ticaret ve finansal işlem yapmayı farklı alana taşıyarak, yaşamı daha da kolaylaştırmıştır. Hızlı ve güvenilir bir şekilde zamandan tasarruf ederek çeşitli bilgilere ve belgelere ulaşılmasına yardımcı olmuştur. Önceden sadece iş için kullanılan internet, daha sonra sahip olduğu e-posta ve anlık mesajlaşma siteleri aracılığı ile kişilerarası iletişimi daha da etkinleştirmiştir. Ancak internet kişilerarası iletişimdeki bu görevini, yeni bir iletişim yöntemi olan facebook ve twitter gibi sosyal paylaşım sitelerine bırakmıştır (Weiser, 2000; Çakır ve Topçu, 2005; Yıldız, 2007; Değirmencioğlu, 2011). Sosyal paylaşım siteleri, insanların birbirleri ile bağlantısını sağlayan sanal bir iletişim türüdür. Bu iletişim türünde, internetten farklı olarak insanların birbirleriyle iletişime geçmeleri ve birbirleri ile kaynaşmalarına yardımcı olan e-posta iletimi, anlık mesajlaşma imkanı, video ve fotoğraf paylaşımı, kendi durumunu güncelleme ya da yorum gönderme gibi araçlar mevcuttur (Das ve Sahoo, 2011, s. 222). Temel amacı online etkileşim ve iletişimi paylaşmak olan sosyal paylaşım siteleri, sahip olduğu bu araçlar sayesinde insanlar tarafından farklı amaçlarla kullanılmaktadırlar (Gross ve Acquisti, 2005, s. 72). Örneğin; bir sosyal paylaşım sitesi olan Facebook’un, kullanıcılar tarafından ortalama bir günde en çok hangi amaçla kullanıldığını tespit etmek amaçlı Hampton, Goulet, Rainie ve Purcell (2011, s. 3) bir çalışma yapmışlardır. Çalışmalarının sonucunda, ortalama bir günde Facebook kullanıcılarının %15’nin kendi profillerini güncellemek, %22’sinin başka kullanıcıların durumlarına yorum yazmak, %20’sinin başka kullanıcıların fotoğraflarına yorum yazmak, %26’sının başkalarının durumunu beğenmek, %10’nun başka bir kullanıcıya özel mesaj göndermek amaçla Facebook’u kullandıklarını saptamışlardır. 1 İnternetin ve sosyal paylaşım sitelerinin birden fazla özelliğinin olması ve insanlara sunmuş olduğu hizmetlerle popülaritelerinin giderek artması, insanların hem kişisel hem de sosyal davranışları üzerinde olumlu ve olumsuz pek çok etkiyi de beraberinde getirmiştir (Das ve Sahoo, 2011, s. 222). Etkileşimli bir iletişim sürecinin yaratılmasında, sahip olunan düşüncelerin paylaşılmasında, bilginin hızla yayılmasında ve mekansal sınırların aşılmasında olanak tanıyan internet kullanımı, insanlar üzerinde sosyal açıdan olumlu bir etki yaratmıştır (Çakır, 2007, s. 127). Özellikle de sosyal paylaşım siteleri ile yapılan online iletişim, fiziksel görünümün ön planda olduğu yüz yüze ilişkilerden farklı olarak, kişilerin içsel niteliklerinin ön plana çıkmasını sağlamakta ve onların bu şekilde değerlendirilmesini olanaklı kılmaktadır. Öte yandan internet ve sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla ulaşılan kişi sayısının çok fazla olması nedeniyle de kişinin kendi aradığı nitelikteki insanları bulması daha da kolaylaşmakta ve böylece insanların yalnızlık hissinin giderilmesine katkı sağlamaktadırlar (Siyez, 2010, s. 78) İnternet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı insanlar üzerinde olumlu etkiler sağlarlarken, bir yandan da yanlış ve zararlı bilgilerin edinilmesine, zararlı iletişim nedeniyle sosyal ilişkilerin bozulmasına yol açmaktadır. Hatta insanların sanal alemde kendi kimliklerini gizlemesine olanaklı kılarak gerçeklik duygularını yitirmelerine, dolayısıyla da kimlik oluşumu ve ruhsal gelişim üzerinde de olumsuz yönde etki etmektedir (Brey, 2006, s. 44). Yüz yüze yapılan iletişimin yerini alan online iletişimle meşgul olan insanlar yüz yüze ilişkilerinde zaman bulamamakta ve böylece sosyal olarak izole olmaktadırlar (Siyez, 2010, s. 79-80). Bununla birlikte sosyal paylaşım siteleri, kullanıcılarını duygu ve düşüncelerini yanındaki kişilere söylemek yerine bu düşüncelerini bilgisayar başında aktarmalarına teşvik etmektedirler. Bireylerin yüz yüze kimseyi görmeden bir çok kişiyle oyunlar oynamasına, onlara yazılar yazmasına ve hatta sanal bir birliktelikle onlarla zaman geçirmesine neden olmaktadırlar. Yapılan çeşitli araştırmalar internet ve sosyal paylaşım sitelerinin daha çok iletişim amaçlı kullanıldığını tespit etmiş olsalar da, aynı araştırma sonuçlarında ortaya çıkan bu durumun aile üyeleri ile olan iletişimin düşmesine, sosyal grupların azalmasına, depresyon ve yalnızlık duygularının artmasına yol açmıştır (Kraut, Patterson, Lundmark, Kiesler, 2 Mukopadhyay ve Scherlis, 1998; Kim, 2003; Ellison, Steininfield ve Lampe, 2007; Bessière, Kiesler, Kraut ve Boneva, 2008; Coyle ve Vaughn, 2008). Araştırmalarda ortaya çıkan durumun temel nedeni internet ve sosyal paylaşım sitelerinin evden çıkmadan gereksinimleri gidermesidir. İnsanlar bu sayede arkadaşlarıyla bir araya gelip toplanmayı, onlarla yüz yüze görüşerek hayatı paylaşmayı bir kenara bırakmıştır. Bunun yerine sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla sanal sohbet (chat) yapmayı ya da internette karşılıklı oyunlar oynamayı tercih eder duruma gelmiştir (Kısaç, 2013, s. 151). Hayatta kalma konusunda her ne kadar yiyecek, barınak, ve giysiler zorunlu unsur olarak görülse de iletişim de hayatta kalmak için en az onlar kadar önemli bir unsurdur (Ailes ve Krausher, 2000, s. 10). Ancak internet ve sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla gerçekleştirilen online ilişkiler giderek yaygınlaşmakta ve bunun sonucunda da kişiler, yeni arkadaşlıklar kurma fırsatlarını kaçırmakta ve kendilerini yalnız hissetmeye başlamaktadırlar (İnan, 2000, s. 6). İnternet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı sadece iletişim boyutunda da etkili değildir. Aynı zamanda kişinin yeteneklerine olan inancını ifade eden öz yeterlik (Milstein, 2005, s. 222) düzeyi ile de bağlantılıdır. Öz yeterlik kavramı; ilk kez Bandura’nın sosyal bilişsel teorisinde dayandırdığı temel ilkelerden biri olarak ortaya çıkmıştır. Teoride davranış, biliş ve diğer kişisel faktörler ile çevresel faktörlerin birbirlerini karşılıklı olarak etkilediği ileri sürülür. Teoriye göre, kişi ne iç güdüleri tarafından hareket etmekte ne de kendiliğinden şekillenmekte veya çevre tarafından denetlenmektedir. Kişinin kendi motivasyonuna, davranışına ve gelişimine katkıda bulunan etkiler her zaman karşılıklı etkileşim halindedirler (Bandura, 1989, s. 2). Bandura (1989), teorisinin dayandığı temel ilkelerden biri olan öz yeterlik kavramını da bu düşüncelerden hareketle ortaya çıkarmış ve öz yeterlik kavramını “bireyin kendisi ile ilgili yargısı” olarak tanımlamıştır. 3 Öz yeterlik; kişinin belirli bir sonucu üretmesi için gerekli davranışı gerçekleştirmesi adına yeteneklerindeki bireysel güvenin bir yansımasıdır (Kinzie, Delcourt ve Powers, 1994, s. 747). Yüksek öz yeterliğe sahip olan insanlar genellikle karşılaştıkları zor durumları, üstesinden gelinmesi gereken bir durum gözüyle bakarlar. Öte yandan öz yeterliği düşük olan insanlar ise tehdit olarak algıladıkları zor durumlardan kaçınmayı tercih ederler (Bayrakçı, 2007, s. 206-207). Başka bir ifade ile öz yeterliğin düşük veya yüksek olması karşılaşılan zor durumun üstesinden gelinip gelinmeyeceğine olan inancın bir yansımasıdır. Nitekim, öz yeterliği düşük olan insanların çoğunun internet ve sosyal paylaşım sitelerini kullanmamayı tercih ettiği ve bunları kullanmaktan çekindikleri çeşitli araştırmalar tarafından saptanmıştır. Yapılan araştırmalar ile öz yeterliği yüksek olan kişilerin interneti kullandıkları (Tsai ve Tsai, 2010), çevrimiçi sosyal ağlara katılmanın özyeterlikle ilişkili olduğu (Wu, Wang, Liu, Hu ve Hwang, 2012) tespit edilmiştir. Sonuç olarak yapılan araştırmalardan da anlaşılacağı üzere bugün sıkça kullanılan internet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanım durumlarındaki değişikliklerin herbirinin ayrı olarak iletişim becerilerine ve öz yeterlik düzeylerine çeşitli yönlerden etkilediği görülmüştür. Ancak yapılan araştırmalarda bunların birlikte olan etkileri alınmamıştır. Dolayısıyla da yapılan araştırma konu itibariyle bu düşünceden hareketle oluşturulmuştur. Öğrencilerin internet ve sosyal paylaşım sitelerini kullanım durumlarına göre iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeyleri bu araştırmanın konusu olmuştur. 1. Araştırmanın Problemi “Üniversite öğrencilerinin iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeyleri interneti ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarına göre anlamlı olarak farklılaşmakta mıdır?” Bu genel problemin cevaplanması için aşağıdaki alt problemlere cevap aranmıştır. 1. Öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmakta mıdır? 4 2. Öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmakta mıdır? 3. Öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmakta mıdır? 4. Öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmakta mıdır? 5. Öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmakta mıdır? 6. Öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmakta mıdır? 2. Araştırmanın Amacı Araştırmanın genel amacı, öğrencilerin interneti ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarına göre iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeylerini incelemektir. Araştırmanın genel amacı için oluşturulan temel hipotez ise, “Üniversite öğrencilerinin iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeyleri interneti ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarına göre anlamlı olarak farklılaşmaktadır ” şeklinde ifade edilebilir. Bu temel hipoteze bağlı alt hipotezler ise şunlardır: 1. Öğrencilerin interneti kullanım amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır. 2. Öğrencilerin interneti kullanım amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır. 3. Öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır. 5 4. Öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre öz yeterlikleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır. 5. Öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır. 6. Öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlikleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır. 3. Araştırmanın Önemi İnternet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı her yıl bir önceki yıla oranla gittikçe artmaktadır. Bunun temel nedeni; internetin kullanıcılarına zamandan tasarruf ederek güvenilir bilgi ve belgeler sağlaması, istenilen her şeyi dışarıya çıkmadan rahatça halledilmesine imkan tanımasıdır. Kişiler arası iletişimi sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile daha da etkin bir hale sokan internet, sahip olduğu bu siteler aracılığı ile insanların duygu ve düşüncelerini özgürce paylaşmasına, sanal ortamlarda yeni kişilerle tanışılmasına imkan vermekte, tanıdıklar ile olan irtibatların sürdürülmesine katkı sağlamaktadır. Her ne kadar internet ve sosyal paylaşım siteleri, insanların birbirleri ile olan iletişiminde önemli bir yapıya sahip olsalar da, kullanımları yakın çevredeki iletişim üzeride çeşitli olumsuz etkilere sebep olmaktadır. Nitekim internet kullanımı arttıkça, sosyal çevre ile temas kurmak o kadar azalmakta (Nie ve Erbring, 2002, s. 278), fırsat buldukça Facebook’a girmek ise sosyalleşme oranlarını düşürmekle birlikte arkadaşlık hislerini zayıflatmaktadır (Belin ve Yıldız, 2011, s. 90). Oysaki, insanı toplumsal bir varlığa dönüştüren en önemli özelliği onun diğer insanlarla kurduğu iletişimidir. Sahip olunan duyguların, düşüncelerin ve bilgilerin karşı tarafa iletilmesi (Altıntaş ve Çamur, 2005, s. 5) için gerekli olan iletişim, özellikle de sosyal paylaşım sitelerinin ortaya çıkmasıyla tehlike altına girmiştir. Çünkü insanlar artık sanal ortamlar aracılığıyla yüz yüze iletişimi terk etmekte ve sanal dostluklar kurmaya başlamaktadırlar. Dolayısıyla da yapılan çalışma; duygu, düşünce ve bilgi aktarmada oldukça önemli bir yere sahip olan iletişimin düzeyinde ne gibi değişikliklerin olduğunu göstermesi açısından önemlilik taşımaktadır. 6 Yapılan çalışmanın bir diğer önemi ise öz yeterlik boyutundadır. Kişinin kendi kaynağına güvenmesine karşılık gelen öz yeterlik duygusu, kişisel gelişimi ve sahip olunan becerilerin artmasına neden olur (Yıldırım ve İlhan, 2010, s. 302). Dolayısıyla da bireylerin kişisel gelişimlerinin ve becerilerinin artmasında önemli bir yere sahip olan öz yeterlik daha çok sağlık ve eğitim alanlarında çeşitli çalışmalarda kullanılmıştır. Oysaki internet ve sosyal paylaşım sitelerininin kullanımı ile de öz yeterlik arasında belirli düzeyde bir ilişki vardır (Tsai ve Tsai, 2010; Wu ve arkadaşları, 2012). Ancak gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yapılan çalışmalarda bu konu kısıtlı kalmıştır. Dolayısıyla da yapılan çalışma, internet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanma durumlarının öz yeterlik üzerindeki etkisini göstermesi ve bu alandaki boşluğun giderilmesi açısından oldukça önemlidir. Bundan başka çalışmanın bir diğer önemi ise; yapılan çalışma ile internet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanma durumlarının birlikte verilmesidir. Kaynak taramasından elde edilen bilgiler ışığında, yurt içinde ve yurt dışında yapılan çalışmaların çoğunun interneti ve sosyal paylaşım sitelerinin ayrı ayrı ele aldıkları görülmüştür. Hatta araştırmalarda internet kullanımı ile iletişim arasındaki ilişki ile sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı ile iletişim arasındaki ilişki ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Bunları bir arada değerlendiren çalışmalar ise oldukça sınırlı kalmıştır. Dolayısıyla da bu çalışma, internet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanma durumlarının birlikte verilmesi, bunlara ek olarak da iletişim ve öz yeterlik düzeylerinin bir arada değerlendirilmesi açısından oldukça önemlidir. 4. Araştırmanın Sınırlılıkları • Bu araştırma; araştırmada ölçülen iletişim becerileri ve öz yeterlik ile ilgili kullanılan ölçme araçlarından elde edilen veriler ile, • Öğrencilerin interneti ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarını öğrenmek amacıyla oluşturulan kişisel bilgi formu ile, • Araştırmanın çalışma grubunu oluşturan Gazi Eğitim Fakültesi öğrencileri ile sınırlıdır. 7 5. Varsayımlar • Bu araştırmada; İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeğinin, geçerlilik ve güvenirlik bakımından çalışma grubunu oluşturan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerini ölçebilecek düzeyde olduğu, • Genel Öz-Yeterlik Ölçeğinin, geçerlilik ve güvenirlik bakımından çalışma grubunu oluşturan öğrencilerin özyeterlik düzeylerini ölçebilecek düzeyde olduğu varsayılmaktadır. 6. Tanımlar İletişim Becerileri: Etkili dinlenme ve etkili sözel tepki verme biçimidir (Korkut, 2000, s. 216). Öz-Yeterlik: Kişinin belirli bir sonucu üretmesi için gerekli davranışı gerçekleştirmesi adına yeteneklerindeki bireysel güveni yansıtması (Kinzie ve arkadaşları, 1994, s. 747). 8 BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR Bu bölümde internetin tanımı ve tarihçesi verilerek, internet kullanmanın amacı ve internet kullanmanın yarattığı olumlu ve olumsuz etkiler açıklanmış, sosyal paylaşım sitesi hakkında bilgi verilmiştir. Yapılan araştırmanın konusu kapsamında ele alınan iletişim ve öz yeterlik kavramları ele alınmış ve açıklanmıştır. Daha sonra da, internet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı ile ilgili yapılan yurt içi ve yurt dışı araştırmalara yer verilmiştir. A. Kavramsal Çerçeve 1. İnternet Nedir? İnternet her birinin farklı yapılarının olduğu ve farklı iletişim sistemlerini kullanmalarının mümkün olduğu bilgisayarların birbirleri ile sorunsuz haberleşmesini sağlayan ve birbirlerinin kaynaklarını paylaşmasını kolaylaştıran ağlar arası ağdır (Gümüştepe, 1999, s. 2). “Interconnected Networks” ifadesinden üretilen internet, dünya çapında sürekli büyüyen bir iletişim ağı ve bilginin dolaşım sistemidir (Ulukol, 2013, s. 97). Tek bir tuşla sınırsız bilgilere ulaşılmasına katkı sağlayarak, insanları beklenmedik durum ve zamanlarda şaşırtan bir ortamdır (Bacanlı, 2013, s. 131). Bugün dünya çapında herkesin rahatça kullandığı ve herkese açık olan internet, bilgisayar aracılığı ve kişi bağlantıları sayesinde bilgi edinme ve diğer dijital cihazlardan bilgi almayı 9 kolaylaştırmakta, kişiden kişiye iletişime izin vermektedir (DiMaggio, Hargittain, Neuman ve Robinson, 2001, s. 307). Böylelikle de internet hayatın vazgeçilmez bir unsuru haline gelerek, insanoğluna yeni bir dünyanın kapısını açmaktadır. 1.1. İnternetin Tarihçesi Bugün çeşitli amaçlar için kullanılan internet, esas olarak kuruluş bakımından farklı bir amaçla ortaya çıkmıştır. Nitekim internet aslında savaş stratejisi içeren bir ağ olarak oluşturulmuştur. Bunun temel nedeni; ABD ve SSCB arasındaki soğuk savaştır. SSCB’nin ilk uyduyu atmasından sonra 1969’da ABD savunma bakanlığı, ARPANET (Advanced Research Projects Agency) adlı bilgisayar ağını kurmuştur (Gürgün, 2007, s. 10). Daha sonra ağ hizmetlerine, dosya transferi, e-posta gibi yeni hizmetler eklenmiştir. Bu ağ zaman geçtikçe değişik tipteki bilgisayarları da içererek büyümüş ve 1990’lardan itibaren 7 kıtayı birbirine bağlayan global bir iletişim ağı haline gelmiştir (Ulukol, 2013, s. 98). Önceleri askeri alanda kullanılan bu ağ zaman geçtikçe işlevini yitirmiş ve askerler tarafından kullanılmamaya başlanmıştır. Bu yüzden de ARPANET 1990 tarihin Haziran ayında kullanımdan kaldırılmıştır. Daha sonra ARPANET’in yerini ABD, Avrupa, Japonya ve Pasifik ülkelerindeki ticaret işletimleri almıştır. Ortaya çıkan yeni ağlar sayesinde ise 1998 yılında yaklaşık 350 milyon insanın interneti kullanmaya başladığı görülmüştür (Çağıltay, 1995; Gümüştepe, 1999). Türkiye’de ise ilk ağ çalışmaları 1990’dan itibaren başlamıştır. “12 Nisan 1993 yılında TÜBİTAK-ODTÜ (TR-NET) işbirliği ile DPT projesi çerçevesinde Türkiye küresel internete bağlanmıştır” (Vural, 2006, s. 18). TÜBİTAK ve ODTÜ’nün işbirliği sayesinde PTT ile anlaşmalar yapılarak kiralık hat üzerinden Amerika ile bağlantılar sağlanmıştır. Daha sonra TÜBİTAK bünyesinde kurulan Ulusal Akademik Bilgi Merkezi (ULAKBİM) Ulusal Akademik Araştırma Ağı’nı (ULAKNET) oluşturmuştur. Giderek hızlanan bağlantılar ve ticari kurumların desteği ile internet her alanda kullanılabilir bir hal almaya başlamış ve zaman geçtikçe de geniş bir alana ulaşmıştır (Karaman, 2009, s. 376). 10 1.2. İnternet Kullanmanın Amaçları Zaman geçtikçe milyonlarca insanın hayatında vazgeçilmez bir unsur haline gelen internet, insanlar tarafından pek çok amaçla kullanılmaktadır. İnternetin bu kullanım amaçları arasında iletişim, bilgi, eğitim, eğlence ve ticaret bulunmaktadır. Fakat internet kullanma amaçları yaşa göre değişiklik gösterir. Örneğin; gençler çoğunlukla oyun oynamak veya arkadaşlarıyla sohbet etmek amacıyla interneti kullanırken, yetişkinler ise daha çok ilgi duydukları konular (örneğin; hobiler, sağlık ve finans) için ya da internetten alışveriş yapmak amacıyla interneti kullanırlar. (Chen ve Persson, 2002, s. 731). Her ne kadar yaşla birllikte internet kullanma amacı değişse de yapılan çeşitli çalışmalarda (Rüzgar, 2004; Fuat ve Him, 2013; Atav, Akkoyunlu ve Sağlam, 2006; Dursun, 2004; Nachmıas, Mioduser, ve Shemla, 2001; Hack ve Smey, 1997) her yaştan kişilerin interneti daha çok elektronik posta gönderme veya sohbet etme gibi iletişim amaçlı kullandıkları da ortaya koyulmuştur. İnternet kullanımındaki en temel amaç iletişim olsa da, bunun yanında bilgi edinmek amaçlı da internet kullanılmaktadır. Bilgisayar teknolojisi ile birlikte bilginin depolanması, yeniden yapılandırılması, işlenmesi, bilgiye ulaşılması, çoğaltılması ve dağıtılması için gerekli altyapıya sahip olduğundan dolayı, internet bilgi edinme amaçlı kullanılmaktadır (Koç ve Koşaner, 2005, s. 75). Araştırma yapma ya da ödev hazırlamada da katkı sağlayan internet, bu yolla eğitim amacına da hizmet etmektedir (Nachmıas, Mioduser, ve Shemla, 2001; Dursun, 2004). Bunların dışında internet eğlence amaçlı da kullanılmaktadır. İnternet her yaştan ve cinsiyetten insanlara alışveriş etme, oyun oynama, film veya video izleme, müzik dinleme hatta kumar oynama gibi her türlü eğlenceyi sunmaktadır. Ticaret amaçlı kullanılan internet ise daha çok bankacılık işlemlerinin kolaylıkla halledilmesine imkan vermektedir. İnternet aynı zamanda Web sitesi tasarlama, tanıtım, seyahat, bir işe başvurma, iş arama, arkadaş arama, gibi pek çok amaçla da 11 kullanılmaktadır (Atav, Akkoyunlu ve Sağlam, 2006; Nachmıas ve arkadaşları, 2001; Hack ve Smey, 1997; Dursun, 2004, s. ). 1.3. İnternet Kullanımının Olumlu ve Olumsuz Etkileri Yirminci yüzyılın ilk yarısında sadece iş için kullanılan bilgisayar ve internet, gün geçtikçe hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir (Weiser, 2000, s. 126). Dolayısıyla da internet kullanımının hayatın bu denli içine girmesi ister istemez insanlar üzerinde çeşitli olumlu ve olumsuz etkiler yaratmıştır. İnternet Kullanımının Olumlu Etkileri İnternet, güncel haber ve bilgi sağlaması, zamandan ve mekandan bağımsız iletişim olanağı tanıması, eş zamanlı ve eş zamansız iletişim yaratması, eğlence ve sosyal bir araç olarak etkileşim unsurlarını ortaya koyması bakımından insanlara pek çok fayda sağlamaktadır (Güneş, 2008, s. 2). Eğitimde ve bilginin paylaşımında kolaylık yaratan internet, sanata yönelik hizmetler sunarak insanların kendilerini daha rahat ifade edebilmelerini sağlamakta, ticarette kolaylıklar yaratmakta ve vatandaşlık işlemlerinin rahat bir şekilde yürütülmesine imkan vermektedir (Ocak, 2013, s. 66). Bütün bunlara ek olarak internet, kimlik oluşumuna ve psikolojik gelişime de fayda sağlamaktadır. Güncel haber ve bilgi sağlaması: İnternet herkesin hızlı, kolay ve ucuz bir şekilde bilgi yaymada ve bu bilgileri geniş kitleler için kullanılabilir hale getirmeyi mümkün kılması bakımından oldukça önemli bir unsurdur. Bu bakımdan internet, düşüncelerini dile getiren bireylerin yetişmesine katkı sağlamakta, konuşma özgürlüğüne teşvik ederek insanlar üzerinde olumlu bir etki yaratmaktadır (Brey, 2006, s. 42). Zamandan ve mekandan bağımsız iletişim olanağı tanıması: Zaman geçtikçe sahip olunan bilgiler de giderek artmaktadır. İnternet sayesinde bu bilgi kaynaklarının büyük çoğunluğuna yer ve zamandan tasarruf edilerek ulaşılmaktadır. Dolayısıyla da yeterli bilgi ile toplumlar kendilerini geliştirmektedirler. 12 Eş zamanlı ve eş zamansız iletişim yaratması: İnsanlar pek çok amaç için interneti kullanıyor olsa da kişilerarası iletişim, içlerinde en popüleri belki de en önemlisidir. Çünkü internet kullanımı insanların sosyal katılımlarında ve psikolojilerinde pozitif bir etki yaratmaktadır (Kraut ve Kiesler, 2003, s. 8). Dünya genelindeki insanlarla hem kolaylıkla hem de masrafsız iletişime geçilmesine olanıklı kılan internet, özellikle de iletişim güçlüğü çeken, sosyal beceri konusunda kendilerini yetersiz hisseden, kişilerarası ilişkilerde kendine güvenmeyen insanlar için iletişim kurmada samimiyet oluşturması adına bir güç olarak kullanılmaktadır (Kısaç, 2013, s. 152). Sosyal paylaşım siteleri sayesinde ise bu güç daha da artmaktadır. Bu siteleri kullanmak suretiyle kişiler yeni tanıştıkları ya da eskiden beri tanıdıkları kişileri ekleyerek sosyal ilişkilerini sürdürmekte ve geliştirmektedirler (Brey, 2006, s. 43). İnternet kullanımının iletişim konusundaki bir etkisi de topluluk oluşumuna ve toplumsal örgütlenmeye katkı sağlamasıdır. İnternet, ortak ilgi alanlarına sahip olan bireyleri çeşitli sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile buluşturarak, insanların kendi duygu ve düşüncelerini dile getirmelerinde fayda sağlamaktadır. İnternet kullanımı iletişim konusundaki katkıları sadece bunlarla sınırlı değildir. İnternet kullanımı sayesinde kültürel değişme için elverişli ortamlar yaratılmakta, farklı kültürden gelen farklı sosyal ve kültürel kimliklere sahip olan insanlar buluşturulmakta ve onların birbirleri ile iletişime geçmelerine olanak tanınmaktadır (Brey, 2006, s. 43). Bu sayede internet, hem özlemlerin giderilmesine katkı sağlarken hem de ortak çalışmaların yapılmasına, bilgi alış verişinde bulunulmasına yardımcı olarak bu amaçlarla oluşturulacak iletişimlerin kurulmasına da katkı sağlamaktadır (Karaman, 2009, s. 411). Eğlence: İnternet hem bireysel kulanıma hem de toplu hobi uygulamalarına forum sağlayarak diğerleriyle etkileşim içinde bulunmaya fırsat vererek eğlenceyi başka bir forma dönüştürür (Brey, 2006, s. 43). Örneğin; bireysel kullanım için internet televizyon izlemeyi, radyo ve müzik dinlemeyi mümkün kılarken, toplu hobi uygulamalar için, 13 internet üzerinden oluşturulan çoklu kullanıcı oyunlarını insanların kullanımına sunar (Karaman, 2009, s. 411). Kimlik oluşumu ve psikolojik gelişime: İnternet, insanların yüz yüze ortamlardaki önyargılarını ya da onaylamadıkları yönlerini gizlemede, gerçek hayatta ortaya koyamadıkları gizli kalmış fikir ve görüş çeşitliliklerini ortaya çıkarmada alternatif kimlikler yaratarak, bu sayede insanların kendilerini rahatça ifade etmelerine katkı sağlar (Brey, 2006, s. 43). İnternet Kullanımının Olumsuz Etkileri İnternet kullanımı; haberleşme, iletişim, eğlence, kimlik oluşumu ve psikolojik gelişime katkı sağlarken, internetin aşırı derecede kontrolsüz bir şekilde kullanımı ise çocuk ve gençlerde fiziksel, psikolojik, sosyal ve bilişsel gelişim açısından pek çok olumsuz etkiyi de beraberinde getirir (Caplan’dan aktaran Cömert ve Kayıran, 2010, s. 168). Örneğin çocukluk döneminde kullanılmaya başlanan bilgisayar ve internet, hareketsiz yaşam tarzından dolayı fiziksel ve duruşsal bozuklukların yaşanmasına neden olmakta, görme problemlerine ve obeziteye yol açmaktadır (Dertouzos, 2000; Doruk, 2007). Bunlara ek olarak internet kullanımı, yanlış ve zararlı bilgiye, zararlı iletişime, toplumsal örgütlenmede zararlı etkilere, kültür parçalanmasına, sanal saldırganlığa, öğrenme ve bilişsel gelişim üzerinde zararlı etkilere, gerçeklik duygusunun yitirilmesine, kimlik oluşumu ve ruhsal gelişimde olumsuz etkilere de yol açmaktadır (Brey, 2006; Ocak, 2013). Ayrıca internetin bilinçsiz bir şekilde kullanımı olumsuz cinsel bilgilere, şiddet davranışlarına, alkol ve sigara alışkanlıklarına, kumar ve sağlıksız beslenme gibi istenilmeyen alışkanlıklara da sebep olmaktadır (Arnas, 2005, s. 60). İnternet kullanımının en belirgin olumsuz etkisi, internette etkin düzenlemelerin olmaması ve internet üzerinde bulunan bilgilerin yeterli bir şekilde değerlendirilmemesinden dolayı ortaya çıkan yanlış ve zararlı bilgilerdir. İnternette yer alan aşırı ideoloji görüşler, bomba yapım tarifleri, kişilere yönelik iftira ve daha fazlasını içinde bulunduran internet, yanlış ve 14 zararlı bilgiler sunarak insanları olumsuz yönde etkilemekte ve onları istenilmeyen alışkanlıklara sürüklemektedir (Brey, 2006, s. 44). Özellikle erken yaşlarda internetten ulaşmanın kolay olduğu pornografik materyallere maruz kalan çocukların duygusal ve cinsel gelişimleri olumsuz etkilenmekte ve bu durum onlara zarar vermektedir (Döner, 2011, s. 15). İnternet kullanımının bir diğer olumsuz ve zararlı etkisi ise sanal şiddeti ortaya çıkarmasıdır. İnternet teknolojisinin hızlı bir şekilde gelişmesinden dolayı şiddet artık sanal dünyaya da taşınmıştır. İnternetteki bu şiddet ve cinsel içerikli programlar çocuklarda ve gençlerde şiddet, saldırganlık, içe kapanma, yabancılaşma, aşırı düzeyde psikolojik ve duygusal uyarılmışlık gibi etkilere neden olmaktadır. Bu durum da kişiler üzerinde pek çok olumsuz etkiyi beraberinde getirmektedir (Dolu, Büker ve Uludağ, 2010, s. 55). İnternet kullanımı kişilerarası zararlı iletişime de neden olmaktadır. Örneğin internet üzerinden yapılan konuşmalar ve dialoglar yüz yüze yapılmadığından, iletişim genellikle kabaca ve saygısızca olabilmektedir. Bu nedenle de internet üzerinden gerçekleştirilen konuşmalar, istenmeyen iletişimi ve tacizi kolaylaştırmaktadır (Brey, 2006, s. 44). Bunlara ek olarak internet, sosyal ilişkiler üzerinde de zararlı etkilere yol açmakta ve insanları asosyal yapmaktadır. Çünkü internet, insanların evlerinde oturup saatlerce bilgisayar başında yabancılarla etkileşimde bulundurarak, insanları sosyal hayattan koparması ile bu alanda belirgin anlamda eğilimi arttıran teknolojik bir devrimdir (Weiser, 2000, s. 126). Teknolojinin gelişmesine paralel olarak 21. yy iletişim çağı olarak adlandırılsa da Akın (1998)’ın da ifade ettiği gibi özel ve toplumsal ilişkilerde iletişimsizlik internetle birlikte giderek artmaktadır. Bunun temel nedeni ise insanların internet aracılığı ile tüm işlerini dışarıya çıkmadan, diğer insanlarla yüz yüze gelmeden halletmelerinden kaynaklanmasıdır. Dolayısıyla da insanlar internet kullanmalarıyla birlikte yalnızlık ve depresyon gibi duygulara da sürüklemektedirler (Doruk, 2007, s. 12). İnternet kullanımının olumsuz etkileri sadece bunlarla da sınırlı değildir. Yukarıda da belirtildiği gibi internet kullanımı kimlik oluşumu ve ruhsal gelişim üzerinde ve öğrenme ve bilişsel gelişim üzerinde de olumsuz yönde etki ederken, kültür parçalanmasına ve 15 gerçeklik duygusunun yitirilmesine de neden olmaktadır. Örneğin siber ortamlarda oluşturulan takma adlar antisosyal davranışlara neden olmakta, özellikle de bilgisayar oyunları şiddet ve saygısızlık davranışlarını etkinleştirmekte ve hatta ödüllendirmektedir. Dolayısıyla da bu tür kazanımlar psikolojik gelişimde antisosyal davranışların oluşmasına neden olmaktadır (Brey, 2006, s. 44). Ayrıca internetin tahmin edilenden hızlı bir şekilde yaygınlașması sonucunda da patolojik așırı kullanıma ve yeni bir bağımlılık türü olarak nitelenebilecek internet bağımlılığına da neden olmaktadır (Arısoy, 2009, s. 55). İnternet bağımlılığı genel olarak; internete bağlı olmadan geçirilen zamanın öneminin yitirilmesi, yoksun kalındığında așırı sinirlilik hali ve saldırganlığın olması ve kișinin iș, sosyal ve aile hayatının giderek bozulması olarak tanımlanmaktadır (Arısoy, 2009, s. 57). Bu tanımlamadan da anlaşılacağı üzere, internetin patolojik bir şekilde aşırı kullanımı sonucunda ortaya çıkan internet bağımlılığı insanlar üzerinde olumsuz etkiye sebep olmaktadır. İnternet öğrenme ve bilişsel gelişim üzerinde de olumsuz yönde etki etmektedir. Özellikle de kopyala yapıştır zihniyeti ile bağımsız bilgi üretimini sınırlayan internet, bilişsel konuların dikkat süresini kısaltmakta, bilginin eleştirel değerlendirilmesinde olumsuz etki yaratarak öğrenme ve bilişsel gelişime zarar vermektedir. İnternet bilinçsiz bir şekilde aşırı derecede kullanımı aynı zamanda gerçeklik ve sanallık hissinin de ortadan kalkmasına neden olmaktadır. İnternet gerçeklik ve sanallık arasındaki güvensizlik, anlaşmazlık ve anlam kaybına neden olarak gerçeklik duygusunun yitirilmesine de etki etmektedir (Brey, 2006, s. 44). İnternet kulanımının diğer olumsuz etkileri ise; yaşça büyük ve kötü niyetli kişilerle temasa, suç örgütleri ile haberleşmelerden doğabilecek zararlara, istismara ya da pedofoliye, ailelerden habersiz kredi kartı ile internet üzerinden alışveriş yapmayı teşvik etmeye sebep olmasıdır (Sağıroğlu, 2013, s. 27). 16 2. Sosyal Paylaşım Siteleri Sosyal paylaşım, insanların dostluk kurmalarında, ortak çıkar veya fikirler etrafında insanları toplayarak kişilerarası bir birliktelik yaratması bakımından oldukça önemli bir kavramdır. İnsanoğlunun varoluşundan beri gelen bu kavram yaşamın sürdürülmesi için gerekli bir unsurdur. Ancak teknolojinin gelişmesiyle birlikte Facebook, Twitter, Skype… gibi sosyal paylaşım sitelerinin ortaya çıkmasıyla sosyal paylaşım, sanal ortamlarda gerçekleşmeye başlamıştır. Sosyal paylaşım siteleri, insanların birbirleri ile bağlantısını sağlayan sanal iletişim türleridir. Daha çok yakın sosyal ilişkileri korumak amacıyla kullanılan sosyal paylaşım siteleri kavram olarak, insanın tamamıyla grup halinde topluluk oluşturarak bir arada kalma ihtiyacından ortaya çıkmıştır (Das ve Sahoo, 2011; Hampton ve arkadaşları, 2011). Günümüz yaşam tarzının bir parçası olmayı başaran sosyal paylaşım siteleri insanlara yeni iletişim olanakları sunduklarından dolayı zaman geçtikçe önemleri daha da artmaktadır (Dilmen ve Öğüt, 2010, s. 239). Ancak sosyal paylaşım siteleri her ne kadar insanlara birbirleri ile bağlantı kurmalarını sağlasalar da insanları, duygu ve düşüncelerini yanındaki kişilere söylemek yerine bu düşüncelerini bilgisayar başında aktarmalarına teşvik ederek özel ve toplumsal tüm ilişkilerin giderek sığlaşmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla da kişiler, yeni arkadaşlıklar kurma fırsatları kaçırmakta ve bu nedenle de kendilerini yalnız hissetmektedirler (İnan, 2000, s. 6). Böylelikle de sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı insanlar üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Sosyal paylaşım sitelerini kullanmanın yarattığı bir diğer olumsuzluk ise kişilerin bu ortamlarda kendilerini aşırı derecede rahat ifade etmeleridir. Gerçek hayatta insanlar, çoğu zaman içinde bulunduğu durumu ve yaşadığı duyguları karşısındaki insana söylecek cesareti bulamaz. Ancak bu durum sanal ortamlarda daha da farklılaşmaktadır. Öyle ki, gerçek hayatta ağıza alınmayacak sözler sanal ortamlara gelince rahatça söylenmektedir (Karaman, 2007, s. 7). Bunun temel nedeni, sanal ortamlarda insanların karşılarında kimsenin olmamasıdır. Dolayısıyla da kurulan cümlelerin birisini kırılabileceği veya 17 üzülebileceği düşünülmemektedir. Bu da iletişimde çeşitli problemlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Oysaki sosyal paylaşım siteleri, bireyler arasında gerçekleştirilen yüz yüze iletişimin bir alternatifi olarak değil, “birtakım fiziksel engelleri ortadan kaldıran ve hızlı iletişime olanak tanıyan bir teknoloji olarak” görülürse, bireyler arasında yaşanacak problemler de aza indirilmiş olunur (Güneş, 2008, s. 2). Sonuç olarak internet ve sosyal paylaşım siteleri her ne kadar bireylerin yüz yüze iletişime geçemediği ya da karşılıklı görüşmenin imkansız olduğu durumlarda bireylere oldukça fayda sağlasalar da yine de sesli arama veya yüz yüze yapılan iletişimin yerini alamamaktadırlar (Coyle ve Vaughn, 2008, s. 15). 3. İletişim Son yıllarda oldukça sık kullanılan iletişim kavramı Latince “bölüşmek” anlamına gelen communis kelimesinden gelmektedir (Kayaalp, 2002, s. 13). Teknolojik gelişmeler sebebi ile bu kavram genellikle radyo, televizyon gibi kitle iletişim araçlarıyla düşünülmeye başlanmıştır (Çağdaş, 2003, s. 3). Oysa, iletişim sadece kitle iletişim araçlarıyla sınırlı değildir. Çünkü İnsanlar gün içersinde sürekli olarak iletişimin farklı çeşitleri ile yüzyüze gelmektedir. İnsanlar zaman zaman kendi içinde bir iletişim gerçekleştirirken, zaman zaman da kendi dışındaki kişilerle iletişim gerçekleştirmektedir. Gerek insanın kendi iç konuşmaları gerekse diğer insanlarla kurduğu etkileşimler aslında iletişimin bir parçasıdır. Öyle ki; iletişim, “okulda oturup öğretmeni dinlerken, kitap veya dergi okurken, arkadaşlarla konuşup televizyon izlerken ya da internet üzerinden başkalarıyla haberleşirken” de her daim kullanmaktadır (Worth, 2004, s. 1). İletişimin temel görevi; bilginin üretilmesi, aktarılması ve anlamlandırılmasıdır. Aynı zamanda iletişim, görüşlerin iletilmesine ve paylaşılmasına da yardımcı olmaktadır (Yüksel, 2006, s. 218). 18 İletişim kavramını tek bir tanım ile ifade etmek yanlış olur. Çünkü iletişim kavramı ile ilgili yapılan her bir açıklama kişinin bakış açısına göre değişmektedir (Ergin ve Birol, 2005, s. 6). Dolayısıyla da iletişimi açıklarken birden fazla tanımını kullanmakta fayda vardır. “İletişim iki kişi arasındaki karşılıklı mesaj alış verişidir” (Dökmen, 2009, s. 37). “Karşılıklı olarak duygu, düşünce vb. nin değişmesidir” (Çağdaş, 2003, s. 3). Aynı zamanda, “bilgi, duygu ve düşüncelerin paylaşılması, anlatılması ve anlaşılmasıdır” (Gürüz, 2005, s. 2). Söylenilenden çok daha fazlası olan iletişim, dinlemeyi ve konuşmayı gerektirir. Karşılıklı olarak hisleri, düşünceleri başkalarını açmaya sağlar (Hogan, 2012, s. 17). Dolayısıyla da insanlar için oldukça önemlidir. Bunun bilincinde olan insanoğlu çocukluktan bu yana iletişim becerilerini geliştirmek için çaba harcar. Çünkü iletişim becerisi kazandıkça insanlar daha sağlıklı iletişim kurabilirler. Sağlıklı bir iletişim ise, kişilerin birbirlerini doğru olarak anlamasını, anladıklarını da etkili bir şekilde iletmesine katkı sağlar (Kocayörük, 2012, s. 4). İletişim pek çok şekilde gerçekleşir. Örneğin; telefonla konuşma, sinemada film izlemek arabada radyo dinleme, elektronik postaları okuma ve bunları cevaplandırma, facebook, twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde fotoğraf veya film paylaşma, asansörde insanlarla gözgöze gelme, insanlarla konuşurken kişiye göre arada belli mesafeler bırakmaya çalışma, yolda bir bebeğe gülümseme gibi faaliyetlerin tümü aslında birer iletişim faaliyetidir ve bu örnekleri çoğaltmak da mümkündür (Vural, 2012, s. 3). Bütün bunlardan da anlaşılacağı üzere insanın olduğu yerde iletişimin olmadığı bir yer düşünülemez. 3.1. İletişim Becerisi İletişim yaşamın öylesine ayrılmaz bir parçasıdır ki, her düşüncede, her eylemde ve sahip olunan her ilişkide kendini gösterir. Çünkü, iletişim “duygu, düşünce ya da bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, mesaj alış verişidir” (Altıntaş ve Çamur, 2005, s. 5). Etkili bir iletişim için gerekli olan unsur ise, mesajın nasıl iletildiği ya da iletileceği konusundaki iletişim becerisidir. 19 İletişim becerisi, saygı ve empatiyi temel alarak, etkin dinleyebilme, somut konuşarak uygun bir biçimde kendini açabilme, duygu ve düşünceleri karşıdaki kişiye maske takmadan ben dili ile iletebilme, ‘ben’ savaşımı vermeden, başkalarını küçük görmeden kendi haklarını koruyabilme, sözel mesajlarla sözel olmayan mesajları uyumlu olarak kullanabilme biçiminde bireyin karşısındaki kişilerle doyum verici ilişkiler kurabilmesini sağlayan, başkalarından olumlu tepkileri getiren ve bireyin toplum içinde yaşamasını kolaylaştıran öğrenilmiş davranışlar olarak tanımlanabilir (Şahin, 2010, s. 36). İletişim becerisi saygı ve empatiyi temel aldığından dolayı, başkalarını anlamada, onların duygu ve düşüncelerini onlarla özdeşleşerek görme duyarlılığı kazanmada oldukça önemlidir (Çetinkaya ve Alparslan, 2011, s. 368). Sağlıklı insan ilişkileri ve iletişim kurmak için sağlıklı iletişim becerilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Çünkü sağlıklı iletişim becerilerinin gelişmediği toplumlarda, insanların sorunlarını çözümlemek amacıyla başlattıkları iletişim, çatışmaya dönüşebilir (Çağdaş, 2003, s. 6). Dolayısıyla da bunu engellemek için iletşim becerisi geliştirilmelidir. 3.2. Kişilerarası İletişim İletişim kendi içinde kişi içi iletişim, kişiler arası iletişim, grup iletişimi ve kitle iletişimi olmak üzere dörde ayrılır. Ancak bireyin çevresi ile kurduğu ilişkilerin neredeyse tamamı kişilerarası iletişim süreçlerinde gerçekleşir. Kişilerarası iletişim genellikle iki insanın bir araya gelmesi ve birbirlerini fark etmesiyle başlayan bir süreçtir (Soyterir, 2005, s. 228). Yüz yüze bir yakınlığın olduğu, etkileşimde bulunanlar arasında iki yönlü mesaj alış verişin yaşandığı, sözlü veya sözsüz olarak iletilen mesajların zaman ve mekan birlikteliğinde gerçekleştiği bir iletişim türüdür (Siyez, 2010, s. 70). 20 Kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu kişilerarası iletişimde karşılıklı iletişimde bulunan kişiler, bilgi ve sembol üreterek bunları birbirlerine aktarır ve yorumlar. Böylelikle de iletişimi sürdürürler (Dökmen, 2003, s. 23). Kişilerarası ilişkilerde etkili bir iletişim konusunda doyuma ulaşmak esastır. Dolayısıyla da kişilerarası iletişimde amaçlanılan doyuma ulaşılması için etkili bir iletişim becerisine ihtiyaç vardır (Soyterir, 2005, s. 228). 4. Öz Yeterlik İnsan davranışının önemli bir belirleyicisi olan öz yeterlik kavramı; ilk kez 1977 yılında Bandura’nın sosyal-bilişsel teorisinde tartıştığı kavramlardan biri olarak ortaya çıkmıştır. Bu kavram akademik gelişim, duygu durum bozuklukları, fiziksel ve ruhsal sağlık, iş seçimi ve sosyo-politik değişimler gibi çeşitli alanlarda kullanılmaktadır (Khodadadi, Ebrahimi, Moghaddasian ve Babapour, 2013, s. 29). Öz yeterlik; stres ile başa çıkmayı sağlayan bireyin sahip olduğu öz güven düzeyinin bir göstergesidir (Jerusalem ve Schwarzer, 1992). Kişinin belirli bir sonucu üretmesi için gerekli davranışı gerçekleştirmesi adına yeteneklerindeki bireysel güveni yansıtmasıdır (Kinzie ve arkadaşları, 1994, s. 747). Kişinin çevresinde olup bitenler üzerinde etkili olabilecek biçimde bir edinimi başlatıp sonuç alıncaya kadar sürdürülebileceğine olan inancıdır (Yıldırım ve İlhan, 2010, s. 302). Sonuçlar üzerindeki kontrolden ziyade davranışlar üzerindeki kontrol beklentileri ile ilgilidir (Bradley ve Sparks, 2002, s. 313). Öz yeterlik, kişinin sahip olduğu gerçek yetenekleri ifade etmez. Kişinin yeteneklerine olan inancı ifade eder (Milstein, 2005, s. 222). Bir başka deyişle kişinin yeteneklerine ait inançlarını organize etmeyi ve muhtemel durumları yönetmedeki gerekli olan eylem gidişatını yürütmeyi ifade eder (Bandura, 1995, s. 2). Öz yeterlik his farklılıkları, düşünce ve bireysel hareketliliği yaratır. Örneğin; düşük öz yeterlik his bağlamında depresyon, kaygı, öğrenilmiş çaresizlik ve düşük benlik saygısı ile ilişkilidir. Düşünce bağlamında ise 21 yüksek öz yeterlilik bilişsel süreci ve akademik performansı kolaylaştırır (Khodadadi ve arkadaşları, 2013, s. 29). Çünkü öz yeterlik bir işteki çabayı, sürekliliği, o işe olan ilgiyi ve performans için seçilen hedefin zorluk düzeyini etkilemektedir. Dolayısıyla yüksek öz yeterliğe sahip olan bireyler belirli görevlerde başarı elde etmeleri daha fazladır (Torkzadeh ve Van Dyke, 2002, s. 481). Hareket bağlamında ise öz yeterlik hareket motivasyonları ile doğrudan ilişki kurar. Öz-yeterlik; bireylerin hızlı bir şekilde yeni araçları benimsemesini ve kolayca bu araçların kullanımı için gerekli olan becerileri nasıl geliştirdiğini anlamada etkili bir kavramdır. Bu kavram teknolojinin kabulü, uygulaması ve kullanım anlayışına yardımcı olması bakımından da oldukça önemlidir (Torkzadeh ve Van Dyke, 2002, s. 480). Öz yeterlik inancı ise bireyin doğru ya da yanlış etkinlikler yapma davranışını etki eder. Bununla birlikte de bireyin bir sorun ile karşılaştığında sorunu çözmek için ne kadar çaba harcayacağını ve ne kadar ısrarcı olacağının da belirtisidir (Akkoyunlu ve Orhan, 2003, s. 85). Bu inanç problemlerle nasıl başa çıkılacağı konusunda bireysel düşünme tarzını, duygusal sağlığı, karar verme, stres ve depresyon ile başa çıkmaya da etki eder (Khodadadi ve arkadaşları , 2013, s. 29). Öz yeterlik yargıları dört temel bilgi kaynağına dayanır. Bunlar (Bandura, 1989, s. 60): 1. Bireyin kendi deneyimleri 2. Başkaların performanslarını karşılaştırmada bireyin kendi yeteneklerini yargılaması için gerekli olan dolaylı deneyimi 3. Sözel ikna ve belirli yeteneklere sahip olan sosyal etkinin müttefik türleri 4. Bireyin psikolojik durumu Bunların içinde ön plana çıkan kişinin yaşadığı kendi deneyimleridir. Çünkü bireyi en çok kendi yaşadığı deneyimler etkiler. İnsanlar sadece kolay deneyimler yaşarlarsa, çabuk sonuç beklerler ve hatalarından dolayı da kolaylıkla cesaretleri kırılır. Bu nedenle de bireylerin öz yeterliğinin direnç kazanması için sabırlı bir çaba ve engellerin aşılması için de deneyim gerekmektedir. Öz yeterliğin direnç kazanması bununla sınırlı değildir. Sosyal 22 modeller tarafından sağlanan dolaylı deneyimler de bireye önemli katkılar sağlar. Örneğin; bir birey kendine benzeyen insanların sürekli olarak çaba sarfettiğini gördüğü zaman sahip olduğu yetenekleri o kişilerle karşılaştırabilir (Bandura, 1994, s. 1). Bundan da anlaşılacağı üzere; bireylerin sahip oldukları öz yeterlik duygusu sadece içsel iletişim sonucunda meydana gelmez. Öz yeterlik duygusu içsel iletişime ek olarak kişilerarası iletişim süreçleri ile birlikte oluşmaktadır. Öz yeterlik kaynağı konusunda sözel ikna da oldukça önemlidir. Alglanan öz yeterliliğin ikna edicilik yönü arttırıldığında, bu durum insanların başarılı olması için yeterli çaba harcamasına, becerilerin gelişmesine ve kişisel yetkinlik duygusunun gelişmesine katkı sağlar. Ancak sadece sözel ikna da kendi başına işe yaramaz. Sağlam bir öz yeterlik duygusu için bireyin psikolojik durumu da oldukça önemlidir. Örneğin pozitif ruh hali öz yeterlik algısını arttırır ve umutsuz ruh halini azaltır. Dolayısıyla sağlam bir yetkinlik yaratmak için insanların stres yaratan tepkilerini azaltmak, olumsuz duygusal eğilimlerini ve fiziksel durumlarındaki yanlış yorumlamaları değiştirmek gerekir. Öz yeterliğin; psikolojik göstergesi ise, özellikle sağlık foksiyonlarında, spor ve diğer fiziksel aktivitelerde etkili bir rol oynamaktadır (Bandura, 1994, s. 2). Öz yeterlik; bireyin herhangi bir alanda kendi yeteneğine ait olan düşüncelerin bir değerlendirmesi olsa da, bu düşüncelerin genellenebilir olma durumu da söz konusudur. Öz yeterliğin genellenebilir boyutu olması öz yeterlikten türeyen yeni bir kavramın çıkmasına neden olmuştur. Bu kavram genel öz yeterliktir (Apay, 2010, s. 118). 4.1. Genel Öz Yeterlik Genel öz yeterlik bireyin karşılaştığı güç durumlar karşısındaki sahip olduğu yeterlik inancıdır (Okutan ve Kahveci, 2012, s. 29). Bu inanç bireyin geçmiş deneyimlerinin bir yansımasıdır. Çünkü bireyin geçmiş deneyimlerinde yaşadığı başarı ya da başarısızlıkları o bireyin sahip olduğu genel öz yeterlik inancını şekillendirir (Apay, 2010, s. 119). 23 Genel öz yeterlik çeşitli alanlarda etkinliğe sahip olan insanların çoğunluğunda genellenebilirliği yansıtır ve insan davranışları ile bu davranışların içeriğinin özel olduğu durumlardaki sonuçlarla başa çıkılmasına açıklık getirir. Bu ise ancak aynı anda birden fazla olan davranışa odaklı olduğunda yararlı olabilir (Luszczynska, Scholz ve Schwarzer, 2005, s. 440). B. İnternet ve Sosyal Paylaşım Sitelerinin Kullanımı İle İlgili Yapılan Araştırmalar 1. Dünyada İnternet ve Sosyal Paylaşım Sitelerinin Kullanımı İle İlgili Yapılan Araştırmalar Kraut ve arkadaşları (1998) internet kullanımının sosyal ve psikolojik iyilik üzerindeki olumsuz etkilerini incelemek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırma sonucunda internetin daha çok iletişim amaçlı kullanıldığı, öte yandan internetin fazla kullanılmasının evdeki aile üyeleri ile olan iletişimin düşmesi, sosyal grupların azalması, depresyon ve yalnızlık duygularının artmasına yol açtığı bulunmuştur. Weiser (2001) internet kullanımının işlevleri ve insanlar üzerindeki sosyal, psikolojik etkilerini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Çalışmasını 984 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirmiştir. Çalışma için elde edilen tüm veriler internet anketi aracılığıyla gerçekleşmiştir. Yapılan analizler sonucunda internet kullanımının hem sosyal ve kişilerarası ilişkilerde hem de bilgi edinmek amaçlı işlevi olduğu tespit edilmiştir. İnternetin bilgi edinmek amaçlı kullanımı kişilerarası ilişkilerde katkı sağlarken, sosyal ve kişilerarası ilişkiler amaçlı kullanımı ise sosyal bütünleşmeyi azaltarak, insanların ruh sağlığını etkilediği bulunmuştur. Kraut ve arkadaşları (1998) yaptıkları araştırmalarında internet kullanımının sosyal ve psikolojik iyilik üzerinde olumsuz etkiler yarattığını bulmuşlardır. İnternet kullanımı ile ilgili bu durumu tekrar gözden geçirmek amacıyla Kraut, Kiesler, Boneva, Cummings, Helgeson, Crawford (2002) internet çelişkisini gözden geçirme adlı bir araştırma 24 yapmışlardır. Yaptıkları bu araştırmalarında daha önceki (1998) araştırmalarına katılan katılımcıları üç yıl takip etmişlerdir. Araştırmanın ilk aşamasında internet kullanımının yalnızlık ve depresyonu beraberinde getirerek olumsuz bir etki yaratırken, daha sonra internet kullanımı ile ilgili pozitif sonuçların kazanıldığı görülmüştür. Önceki araştırmanın tersine sonradan yapılan araştırmada internet kullanan katılımcıların daha çok toplumsal katılım gösterdikleri ve ruh sağlıklarının iyi olduğu tespit edilmiştir. Coget, Yamauchi ve Suman (2002) internet, sosyal ağlar ve yalnızlık konusu üzerine bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarının temel amacı; bazı çalışmaların internet kullanımının artan yalnızlıkla birlikte arkadaş sayısı ve onlarla geçirilen zamanın azalmasıyla ilişkili olduğunu savunurken bazı araştırmalar da böyle bir ilişkinin olmadığını savunmasıdır. Araştırma bu düşünceden hareketle oluşturulmuş ve bu konular tekrar gözden geçirilmiştir. Araştırmaya interneti kullanan ve kullanmayanlar katılmıştır. Araştırma sonucunda internet kullanımı yalnızlık düzeyi ile düşük ilişkili, insanların sosyal ağlar üzerindeki etkisi ise bağımsız çıkmıştır. İnternet kullanıcıları arasında, online olarak sosyalleşme ise yalnızlığın artış seviyesi ile ilişkili olmasına rağmen yine insanların sosyal ağlar üzerindeki etkisi ise bağımsızdır. Çevrimiçi sosyalleşme ve yalnızlık arasında ise pozitif yönlü, anlamlı bir korelasyon bulunmuştur. Caplan (2003) online sosyal etkileşimin tercih edilmesi ile ilgili bir araştırma yapmıştır. Araştırmaya 270’i bayan, 116’sı erkek toplam 386 kişi katılmıştır. Araştırma sonucunda online olarak yapılan sosyal etkileşimin sosyal desteği ve etkileşimi azalttığı ve bunun sonucunda yalnızlık ve depresyona sebep olduğu, yine online olarak yapılan sosyal etkileşimin problemli internet kullanımının bir olumsuz etkisi olarak şiddet eğilimini arttırdığı tespit edilmiştir. Kim (2003) çocukların internet kullanım davranışını ve internet kullanımının çocukların günlük hayatlarını nasıl değiştirdiğini dair bir araştırma yapmıştır. Araştırmasına 4 ile 9. sınıflardan toplam 297 çocuk katılmıştır. Araştırma sonucunda internet kullanımının çocukların günlük aktivitelerinde herhangi bir etki yaratmadığı bulunmuştur. Ancak sosyal katılımla ilgili olarak internette daha fazla zaman harcayan çocukların sosyal etkinliklerde 25 daha fazla zaman geçirdikleri bulunmuştur. Bu ise interneti eğlence ve bilgi amaçlı kullananlarda değil, interneti iletişim amaçlı kullananlarda görülmüştür. İnternet kullanım miktarı kardeşlerle yüzyüze görüşmeyi azalttığı, bununla birlikte çocukların interneti arkadaşları ile iletişimde bulunmak için kullandığı saptanmıştır. Rehm, Allison ve Johnson (2003) bireyler ve aileler için önemli olan sorunlarda internetin olumlu ve olumsuz etkilerini, sorunlar arasındaki ilişkiyi ve eğitimcilere akıllıca interneti kullanma yolunu öğretmek amacıyla Aile ve Tüketici Bilimleri Amerikan Derneği’nin Eğitim ve Teknoloji Bölümü üyelerine anket uygulanmıştır. Araştırmaya toplam 230 Aile ve Tüketici Bilimleri öğretmeni katılmıştır. Araştırma sonucunda internet kullanımının bireyler ve ailelerin hem sorunların sayısında hem de inanç güçlerinde daha olumlu bir şekilde etkilediği, internetin birey ve gurupların yaşam kalitelerini arttırmak ve hedeflerini gerçekleştirmek için geniş bir bilgi tabanı sunduğu, internet kullanımının sorunları çözmek ve insanların ilişki yeteneklerini arttırmada olumlu bir etki yaratmasına rağmen, sosyal ilişkilerin ve ahlaki değerlerin körelmesine, olumsuz duyguların gelişmesine ve aile kurumu açısından ise olumsuz etkilere sahip olduğu belirlenmiştir. Ellison ve arkadaşları (2007) sosyal sermaye diye adlandırılan yaşanılan toplumun üyeleri ile ilişkilerin bağlı kalması ve sürdürülmesi ile popüler bir sosyal paylaşım sitesi olan Facebook arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarına Michigan Eyalet Üniversitesinden rasgele seçilmiş toplam 800 lisans öğrencisi katılmıştır. Araştırma sonucunda internet kullanımının tek başına sosyal sermaye birikimini tahmin etmediği, ancak Facebook’ un yoğun kullanımı sosyal sermaye birikimi ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin Facebook’u lise arkadaşları ile olan ilişkilerini devam ettimek amacıyla kullandıkları belirlenmiştir. Aynı zamanda Facebook kullanımı ile psikolojik refah arasında da pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Ofcom (2008) sosyal paylaşım sitelerininin sosyal ve iletişim yönlerine odaklı bir araştırma yapmıştır. Araştırmada çocukların % 59’unun sosyal paylaşım sitelerini yeni arkadaşlıklar edinmek amaçlı kullandıkları, bunlara ek olarak bireylerin sosyal paylaşım 26 sitelerini görüştükleri arkadaşları ile iletişimlerini sürdürmek ve eski arkadaşlarını bu siteler sayesinde bulup onlarla iletişime geçmek amaçlı kullandıklarını tespit etmişlerdir. Bessière ve arkadaşları (2008) internet kullanımının etkisi ve depresyon değişimleri üzerindeki sosyal kaynakları tespit etmek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırma sonuçlarında katılımcıların internet kullanımını daha çok aile ve arkadaşlarıyla iletişime geçmek ve bilgi edinmek amaçlı, en az ise insanlarla tanışmak amaçlı kullandıkları tespit edilmiştir. Cinsiyet, yaş ve gelirdeki demografik farklılıklar internetin kullanımı ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Daha çok bayanların, bekarların, gelir düzeyi yüksek ve geniş bir sosyal paylaşımı olanların interneti aile ve arkadaşlarla iletişim için kullandıkları, bunun tersi olarak erkeklerin, gençlerin, düşük gelire sahip olanların ise interneti daha çok yeni insanlarla tanışmak amaçlı kullandıkları görülmüştür. Ortaya çıkan bu sonuçlar sosyal yönü eksik olan kişiler internet üzerinden arkadaşlık ederek teselli bulmak istedikleri yönündedir. Araştırmalarında aynı zamanda çevrimiçi iletişimin sadece zayıf iletişimi olanlarda olumsuz etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Coyle ve Vaughn (2008) sosyal paylaşım sitelerinin literatürünü incelemek ve Amerikan üniversite kampüslerindeki öğrencilerin sosyal ağda kendilerini nasıl meşgul ettiklerini öğrenmek amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Araştırmaya 18 ile 22 yaş arasında toplam 68 lisans öğrencisi katılmıştır. Araştırma sonucunda sosyal ağı kullanmanın temel amacının arkadaşlarla temas halini korumak olduğu bulunmuştur. Ayrıca sosyal paylaşım sitelerinin samimi olan ve olmayan arkadaşlarla önemsiz iletişim (önemsiz mesaj içeriği gibi) kurmak için kullanıldığı tespit edilmiştir. Tsai ve Tsai (2010) ortaokul öğrencilerinin internet kullanımı ve internet öz-yeterliğinde cinsiyet rolünün farkılılık yaratıp yaratmadığını tespit etmek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarına rasgele seçilmiş toplam 1080 ortaokul öğrencisi katılmıştır. Araştırmada çevrim içi arama ve online iletişimde öğrencilerin internet öz yeterliğini tespit etmek amacıyla öz-yeterlik ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarında erkeklere göre kızların interneti daha yoğun olarak kullandıkları, interneti erkeklerin daha çok keşif 27 amaçlı, kızların ise daha çok iletişim amaçlı kullandıkları ve bu yönelimde internetin öz yeterlikte önemli bir rol oyadığını tespit etmişlerdir. Wu ve arkadaşları (2012) öz yeterliği, çevrimiçi topluluk çalışmalarındaki bireysel güveni ve çevrimiçi sosyal ağlara katılmayı etkileyen unsurları belirlemek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarına toplam 415 kişi katılmıştır. Araştırma sonuçlarında etkileşimli çevrimiçi toplulukların gerçek dünyada yaşanan sosyal etkileşimlerin bir uzantısı olduğu, sosyal öz yeterliğin sosyal güven üzerinde, sosyal güvenin ise sosyal sermaye üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur. 2. Türkiye’de İnternet ve Sosyal Paylaşım Sitelerinin Kullanımı İle İlgili Yapılan Araştırmalar Aşkar ve Umay (2001) ilköğretim matematik öğretmenliği öğrencilerinin bilgisayarla ilgili öz yeterlik algılarını tespit etmek amaçlı bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarında veri toplama aracı olarak bilgisayar öz-yeterlik algısı ölçeği ve yanıtlayıcıların kimlik bilgileri tespit etmek amacıyla bilgisayara erişim koşulları, deneyim ve kullanım sıklığına ilişkin anket olmak üzere iki ölçek kullanmışlardır. Veri analizleri sonucunda, öğrencilerinin bilgisayarla ilgili öz-yeterlik algılarının düşük olduğunu, bilgisayara ilişkin öz yeterlik algılarının ise bilgisayar deneyimleri ve kullanma sıklığı ile yüksek derecede ilişkili olduğunu tespit etmişlerdir. Orhan ve Akkoyunlu (2004) ilköğretim öğrencilerinin internete erişimlerini ve kullanma amaçlarını incelemek üzere bir çalışma yapmışlardır. Çalışmaya toplam 676 öğrenci katılmıştır. Çalışma sonucunda öğrencilerin interneti sıklıkla kullandıkları, yaş arttıkça internet kullanımının da aynı doğrultuda arttığı, internet kullanımının cinsiyette farklılık göstermediği, yaş ilerledikçe internetin oyun amaçlı kullanımının düştüğü, öte yandan bilgiye ulaşma ve haberleşme amaçlı internet kullanımının arttığı tespit edilmiştir. 28 Seferoğlu ve Akbıyık (2005) ilköğretim öğretmenlerinin bilgisayara yönelik öz yeterlik algıları üzerine bir çalışma yapmışlardır. Çalışmalarına dört farklı ilköğretim okulunda görev yapan 51 öğretmen katılmıştır. Çalışmada bilgisayar öz-yeterlik algılarının branş, mesleki kıdem, bilgisayar kullanımı ve kullanılan programlar gibi değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediği araştırılmıştır. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen bir anket ve Aşkar ile Umay (2001) tarafından geliştirilen “Bilgisayar Öz-yeterlik Algısı” ölçeği kullanılmıştır. Veri analizleri sonucunda öz-yeterlik algısı düşük olan öğretmenler bilgisayar kullanmayı büyük bir çoğunlukla okullarında sunulan bir kurs aracılığıyla öğrenirken, öz-yeterlik algısı yüksek olan öğretmenlerin bilgisayar kullanmayı çoğunlukla deneme-yanılma yoluyla öğrendikleri saptanmıştır. Atav, Akkoyunlu ve Sağlam (2006) öğretmen adayların internete erişim olanaklarını ve interneti hangi amaçla kullandıklarını belirlemek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarına Hacettepe Üniversitesi’nden toplam 259 öğrenci katılmıştır. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen bilgi formu kullanılmıştır. Veri analizleri sonucunda internetin en çok iletişim amaçlı kullanıldığı iletişimden sonra ise internetin genellikle bilgiye ulaşma, ödev veya proje yapma amaçlı kullanıldığı ortaya çıkmıştır. Baytemir (2006) öğrencilerin interneti kullanma amaçları ve internette harcadıkları zaman açısından algıladıkları sosyal destek düzeyleri ile bazı demografik faktörleri incelenmek amaçlı bir araştırma yapmıştır. Araştırması toplam 384 öğrenci ile gerçekleştirmiştir. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu ve Algılanan Sosyal Destek Ölçeği kullanılmıştır. Veri analizleri sonucunda internet kullanım sıklığı ile sosyal destek arasında bir ilişki bulunmamış, aynı zamanda sosyal destek düzeyi ve akademik başarı ile interneti eğlence veya eğlence dışı amaçlarla kullanımı arasında da anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Karaca (2007) ise, internet kullanımının liseli gençlerin sosyal hayatlarındaki yeri ve etkisini belirlemek amacıyla bir araştırma yapmıştır. Araştırmanın örneklemini, Elazığ’da lisede okuyan öğrencilerden seçerek oluşturmuştur. Toplam 408 öğrenciden oluşan araştırmanın bulgularında ise, ele alınan çeşitli değişkenlerin (yaş, cinsiyet, lise türü, sınıf 29 dağılımı, yaşadıkları yerleşim birimleri, sağlık durumları… gibi) gençlerin yaşantılarında internet kullanımına bağlı olarak değiştiği tespit edilmiştir. Ortaya çıkan bu durumun ise öğrenciler üzerinde hem bireysel ve toplumsal olarak hem de ailevi problemlerin ve internete dair değerlendirmelerinin oluşumunda etkin rol oynadığı saptanmıştır. Şener (2009) Facebook’un Türkiye’de kullanımını incelemek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Çalışmasında Facebook kullanıcıların genellikle 18 ile 30 yaş arasında, yüksek eğitimli, genellikle İstanbul’da yaşayan ve ailesi ile birlikte oturan, bilişim teknolojisi konusunda bilgi sahibi olan kişilerden oluştuğunu ortaya çıkarmıştır. Bunlara ek olarak Facebook’un gün geçtikçe ihtiyaç duyulduğu her an bağlanılan ve boş zamanları geçirme aracına dönüştüşü sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmada Facebook’ta arkadaşlık konusunda ise Facebook kullanıcıların genellikle Facebook’u yeni arkadaşlıklar edinmekten çok varolan arkadaşlarıyla iletişime geçiren bir platform olarak kullanıldığıdır. Çıkan bu sonuçla Facebook’un gündelik yaşamdaki arkadaşlığın sanal ortamda da sürdürülmesine katkı sağladığı görülmüştür. Çalışmada Facebook’u kullanma amacı ile ilgili çıkan sonuçta ise kullanıcıların genel olarak arkadaşlarıyla iletişim kurmak, izini kaybettikleri arkadaşlarını bulmak, hoşuna giden video ve fotoğrafları paylaşmak amaçları ile Facebook’u kullandıkları saptanmıştır. Mazman (2009) sosyal ağların benimsenme süreci ve eğitsel bağlamda kullanımını belirlemek amacıyla bir araştırma yapmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen anket kullanılmış, bu anket web adresi Facebook ortamında dağıtılmış ve toplam 606 kişiye ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda ortaya çıkan modelde Facebook kullanım amaçları sosyal ilişkileri sürdürme, çalışma ve günlük etkinliklerde kullanma olarak 3 başlıkta tanımlanmıştır. Ayhan ve Balcı (2009) Kırgızistan’da üniversite öğrencilerin kullanım ve doyumlar bakış açısıyla internet kullanma özelliklerini incelemişlerdir. Araştırmanın örneklemini dört farklı üniversiteden rastgele seçilen toplam 308 üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Bulgular öğrencilerin daha çok bilgilenmek ve etkileşimde bulunmak amacıyla internet kullandıklarını göstermiştir. Bununla birlikte internetin sosyal kaçış mekanizması olarak 30 algılandığı ve bu nedenle de kullanıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca araştırma bulguları, bazı bağımsız değişkenlerin (internet kullanım becerisi, internet kullanm süresi, internete duyulan güven, internete bağlanılan yer gibi…) internet kullanım ve doyum motivasyonlarına verilen önem düzeyini farklı düzeylerde de olsa etkilediğini göstermiştir. Ceyhan (2010) üniversite öğrencilerin kimlik statülerini ve temel internet kullanma amaçlarını belirlemek, cinsiyet ve problemli internet kullanma arasındaki ilişkiyi tespit etmek amacıyla bir araştırma yapmıştır. Araştırmasına toplam 446 üniversite öğrencisi katılmıştır. Araştırmasında veri toplama aracı olarak Problemli İnternet Kullanım Ölçeği, Genişletilmiş Objektif Ego Kimlik Statüsü Ölçeği ve Bilgi Anketi kullanmıştır. Yapılan analizler sonucunda öğrencilerin genel olarak tanımadıkları kişilerle sosyal ilişkiler kurmaları, tanıdıkları ve yakınları ile iletişim kurmaları ve interneti eğlenme amacıyla kullanmalarının problemli internet kullanmanın bir yordayıcısı olduğu ortaya çıkmıştır. Belin ve Yıldız (2011) lise öğrencilerinin bir sosyal paylaşım sitesi olan Facebook’u kullanma amaçları ve interneti hangi düzeyde kullandıklarını incelemek üzerine bir araştırma yapmışlarıdır. Araştırmada kullanılan anket Eskişehir il merkezinden 3 farklı orta öğretim kurumundan basit tesadüfi örneklem yöntemiyle seçilen toplam 137 öğrenciye uygulanmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin Facebook’u arkadaşları ile iletişimde bulunmak için kullandıkları, Facebook kullanımının özenti duygusunu tetiklediği, öğrencilerin fırsat buldukça Facebook’a girdikleri ve bunun sonucunda Facebook kullanımının sosyalleşme oranını azalttığı, öğrencilerin Facebook’u arkadaş edinme amaçlı kullanıdıkları ve bunun sonucunda da Facebook kullanımının gerçek yaşamdaki arkadaşlık hissini zayıflattığı ortaya çıkarılmıştır. Ceyhan (2011) üniversite öğrencilerinin interneti bilgi edinmek, eğlenmek, tanıdıkları ile iletişime geçmek ve tanımadığı kişiler ile sosyal ilişkiler kurmak gibi nedenlerine göre problemli internet kullanım davranışlarının ve algıladıkları iletişim beceri düzeylerinin değişip değişmediğini tespit etmek amaçlı bir araştırma yapmıştır. Araştırmasına toplam 411 öğrenci katılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin internet kullanma nedenlerinin değiştiği, öğrencilerin inteneti kullanma nedenleri ile iletişim beceri düzeyleri 31 farklılaşmazken problemli internet kullanım düzeylerinin farklılaştığı tespit edilmiştir. Bunlarla birlikte interneti eğlenmek veya tanımadığı kişilerle sosyal ilişki kurmak amaçlı kullanan öğrencilerin problemli internet kullanma düzeylerinin yüksek olduğu, bilgi edinmek amaçlı interneti kullanan öğrencilerin ise problemli internet kullanma düzeylerinin daha düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öztürk ve Akgün (2012) üniversite öğrencilerinin sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarını ve amaçlarını tespit etmek, sosyal paylaşım sitelerin öğrenciler üzerindeki olumlu ve olumsuz özelliklerini ortaya çıkarmak, sosyal paylaşım sitelerini üniversite eğitimine uygulanmasına yönelik bir çalışma yapmışlardır. Çalışmalarına toplam 659 öğrenci katılmış, veriler ise 4 farklı ölçek kullanılarak toplanmıştır. Yapılan çalışma sonucunda öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerini yoğun bir şekilde kullandıkları, genel olarak video ve fotoğraf paylaşmak amaçlı bu sitelerin kullanıldığı, yeni arkadaş bulmaktan çok var olan arkadaşlarla iletişimi sürdürmek amaçlı bu sitelerin kullanıldığı tespit etmişlerdir. Yapılan çalışmanın bir diğer sonucu olarak öğrenciler sosyal paylaşım sitelerinin olumlu özellikleri olarak kedilerini rahat ifade ettikleri ve iletişimde kolaylık sağladığını belirtirlerken, olumsuz özellik olarak da gereğinden fazla zaman alma ve ders çalışmayı kısalttığı görüşleri ortaya çıkmıştır. Deniz (2012) lise öğrencilerin Facebook kullanma alışkanlıklarını ve benlik algılarını belirlemek amacıyla bir araştırma yapmıştır. Araştırma Muğla merkez ilçesinde bulunan 11 ortaöğretim kurumundan katılan öğrenciyle gerçekleşmiştir. Veri toplam aracı olarak araştırmada hem nitel hem de nicel yöntemler kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin önemli bir kısmının sosyal paylaşım sitelerini arkadaşları ile iletişime geçmek ve onlarla mesajleşmak amacıyla kullandıkları, öğrencilerin yaklaşık yarısı günlük hayatta konuştuğu aynı kişilerle, benzer konuları Facebook’ta da konuştukları, Facebook kullanımının iletişimleri konusunda herhangi bir fark yaratmadığı belirtilmiştir. Öte yandan yine öğrencilerin yarısı yüzyüze iletişim kurmanın Facebook’ta iletişim kurmadan daha iyi olduğunu, bunun temel nedeni de birlikteyken yapılacak etkinliklerin daha fazla olduğuna bağlanmıştır. 32 Balaman ve Karataş (2012) lise öğrencilerinin internet ortamında sosyal paylaşım sitelerini hangi amaçlarla kullandıklarını tespit etmek ve bu sitelerin ortaya çıkış sürecini anlatmak amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmaları Adıyaman Anadolu Lisesinde öğrenim gören 177 öğrenci ile gerçekleşmiştir. Araştırma sonucunda öğrenciler arasında Facebook kullanımı genel olarak yorum yapma, müzik ve video paylaşma amacıyla kullanıldığı, yapılan yorumların herkese açık olmasından dolayı kalabalığa hitap ediliyormuş gibi algılandığı ortaya çıkmıştır. Tüysüz, Balaman ve Atalar (2012) öğretmen adayların interneti hangi amaçla kullandıklarını tespit etmek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarını 180 öğrenci ile gerçekleştirmişlerdir. Verilerin analizi sonucunda interneti günde ortalama 1 saatten az olarak kullanan öğrencilerin internet bağımlısı olmadıkları, 11 saatten fazla interneti kullananların ise sosyal, fiziksel ve psikolojik gelişimlerinin tehlike altında oldukları, bilgisayar başında sürekli oturmanın iletişimden soyutlanmaya neden olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Fuat ve Him (2013) üniversite öğrencilerin internet kullanım durumlarını ve saldırganlık düzeyleri arasındaki ilişkiyi tespit etmek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarını Girne Amerikan Üniversitesi psikoloji ve rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü öğrencilerinden rastgele seçilen 200 öğrenciyle gerçekleştirmişlerdir. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu ve Aşkın tarafından 1981 yılında Türkçe’ye uyarlaması yapılan Buss-Durkee’nin saldırganlık ölçeği kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda ortaya çıkan en dikkat çekici durumun internetin sosyalleşme aracı olarak kullanıldığı, internette zaman geçirmenin gerçek yaşamdaki ilişkileri rahatsız edici boyutta olmadığının ortaya çıkmasıdır. Kılavuz (2013) internet kullanımının psikososyal durumlara olan etkilerini belirlemek amaçlı bir araştırma yapmıştır. Araştırmasını öğrenci ve öğrenci velilerinden oluşan toplam 1474 kişiyle gerçekleştirmiştir. Araştırma sonucunda öğrencilerin interneti en fazla oyun oynamak, yeni bilgiler öğrenmek, genel olarak ise sosyal paylaşım sitelerine girmek, 33 sitelerde çeşitli araştırmalar yapmak amaçlı kullandıkları belirlenmiştir. İnternet kullanımının başlaması ile birlikte okul başarısının düştüğü, ders çalışma ve kitap okuma sürelerinin azaldığı tespit edilmiştir. Özkan (2013) sosyal ağ kullanıcılarının e-sosyalleşme sürecindeki kimlik yapılandırma süreçlerini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Çalışmasını Girne Amerikan Üniversitesinde okuyan rastgele seçilmiş 100 kişi üzerinden gerçekleştirmiştir. Çalışma sonucunda interneti kullanma sıklığı konusunda herhangi bir gizlilik gereksinimi duymayan öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerindeki bireylerle daha kolay iletişime geçtikleri, ancak bu siteler aracılığı ile iletişim kuran kullanıcıların kendilerini güvende hissetmedikleri ortaya çıkmıştır. Bilen, Ercan ve Gülmez (2014) üniversite öğrencilerin sosyal ağları kullanma amaçları ve bu ağları benimseme sürelerini belirlemek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmalarını toplam 259 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirmişlerdir. Araştırmada kullnılan veri toplama aracı olarak da aynı araştırmacılar tarafından önceden geliştirilmiş olan “Facebook Kullanım Amacı Ölçeği” ve “Facebook Benimseme Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, bir sosyal paylaşım sitesi olan Facebook’ un genel olarak arkadaşlarla iletişim kurmak amacıyla kullanıldığı, öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde genel olarak yeni arkadaşlar bulmaktan çok var olan arkadaşlıklarını sanal ortamda sürdürmek amaçlı kullanıldıklarını tespit etmişlerdir. Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında yapılan araştırmalara bakıldığında bu araştırmaların büyük bir çoğunluğunun internet kullanma amaçına yönelik oldukları tespit edilmiştir. Ancak internet kullanım amacı ile iletişim becerileri veya öz yeterlik düzeyleri arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığı veya varsa nasıl bir ilişkinin olduğu hususunda pek fazla araştırma bulunmamaktadır. Diğer taraftan, internette veya sosyal paylaşım sitelerinde harcanan zaman ile öz yeterlik düzeyi arasında da anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını tespit eden yurtiçi veya yurtdışında yapılmış araştırmalara da rastlanılmamıştır. Yapılan bu araştırmanın da bu boşluğu doldurması beklenmiştir. 34 BÖLÜM III YÖNTEM Bu bölümde araştırmanın modeline, çalışma grubuna, verilerin toplanmasına ve verilerin analizine yer verilmiştir. 1. Araştırma Modeli Bu araştırma 2013-2014 öğretim yılı bahar döneminde Gazi Eğitim Fakültesi’nde okuyan öğrencilerin internet ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarına göre iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeylerini belirlemeye yönelik bir araştırmadır. Araştırma tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. 2. Çalışma Grubu Yapılan bu araştırmada evrenden örneklem alma yöntemi tercih edilmemiş, bunun yerine bir çalışma grubu oluşturulmuştur. Yapılan araştırmanın çalışma grubu öğretmen adaylarından seçilmiştir. Bunun temel nedeni öğretmenlik mesleğinin bir ülkenin kalkınmasında, bireylerin sosyalleşmesinde, toplumun her kesimine hizmet veren insan gücünün yetiştirilmesinde katkı sağlayan bir meslek dalı olmasıdır (Çelikten, Şanal ve Yeni, 2005, s. 208). Öğretmenin öğrencilerine sağlayacağı bu katkılar ise etkili bir iletişim becerisi ve yüksek öz yeterlik seviyesi ile daha da etkin bir hal alır. Ancak, geleceğin öğretmenleri internet ve sosyal paylaşım sitelerini kullanmaları ile iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeyleri zarar görürse, ileride onların yetiştirecekleri neslin de bundan zarar görmesi olası bir durumdur. Bu nedenle de öğretmen adayların internet ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarının iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeylerinde ne derecede etkili olduğunu görmek gerekmektedir. Öte yandan araştırmanın çalışma grubu için seçilen 35 fakülte ise Gazi Eğitim Fakültesidir. Bunun temel nedeni ise öğretmen yetiştiren Eğitim fakültelerinde mevcut olan bölümlerin Gazi Eğitim Fakültesi’nde bulunmasındandır. Dolayısıyla da araştırma 2013-2014 öğretim yılında Gazi Eğitim Fakültesi’nde devam eden öğrencilerden rastgele seçilmiş 460 öğrenci üzerinden yürütülmüştür. Ancak araştırma 10 öğrencinin kağıtlarını boş veya eksik vermesinden dolayı toplam 450 öğrenci ile gerçekleşmiştir. Araştırmaya katılan 450 öğrencinin 278’i kız, (%61.8) 172’si erkek (% 38.2) öğrencidir. Bu öğrenciler, Sınıf Öğretmenliği, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği, Felsefe Grubu Öğretmenliği, İlköğretim Matemetik Öğretmenliği, Müzik Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği ve Bilgisayar Öğretimi ve Teknolojileri Öğretmenliğinden seçilmiştir. 3. Verilerin Toplanması Araştırma verilerinin toplanmasında üç farklı ölçme aracı kullanılmıştır. Bunlardan ilki öğrencilerin internet ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarına ilişkin tanımlayıcı bilgi edinmek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen Kişisel Bilgi Formu, ikincisi öğrencilerin kendi iletişim becerilerini değerlendirmeleri amacıyla Korkut (1997) tarafından geliştirilen İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ) ve son olarak öğrencilerin kendi öz yeterlik düzeylerini değerlendirmeleri amacıyla orjinali Ralf Schwarzer ve Mattihias Jerusalem (1979) tarafından General Self-Efficacy Scale adı altında geliştirilen ve Türkçe’ye uyarlaması Yeşilay (1996) (Akt. Aydıner, 2011) tarafından yapılan Genel Öz-Yeterlik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma için çalışma grubu belirlendikten sonra, önceden hazırlanmış olan ölçme araçları, çalışma grubuna dahil edilen öğretmen adaylarına 2013-2014 bahar döneminde uygulanmıştır. Uygulamanın verilerinin toplanması gerçekleşmiştir. 36 yaklaşık bir aylık sürede 3.1. Kişisel Bilgi Formu (Ek 1) Araştırma için oluşturulan kişisel bilgi formu, öğrencilerin interneti ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarını belirlemek amacıyla meydana getirilmiştir. Oluşturulan kişisel bilgi formu öğrencilerin cinsiyeti, interneti hangi amaçla kullandıkları (film izlemek, ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek, oyun oynamak, yeni bilgiler edinmek), interneti haftada ortalama kaç saat kullandıkları (1 saatten az, 1-2 saat, 3-4 saat, 4 saatten fazla), sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama kaç saat geçirdikleri (1-2 saat, 3-4 saat, 5 saat ve üstü) konularında kişisel bilgiler toplanmaya yönelik olarak hazırlanmıştır. 3.2. İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ) (EK 2) Araştırmada kullanılan İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği (İBDÖ) Fidan Korkut (1997) tarafından geliştirilmiş bir ölçektir. Korkut bu ölçeği ilk olarak lise öğrencileri için geliştirmiştir. Daha sonra da aynı ölçeği kullanarak, ölçeğin üniversite öğrencileri ve yetişkinler için güvenirlik ve geçerlilik çalışmalarını yapmıştır. Ölçek bireylerin iletişim becerilerini nasıl değerlendirdiklerini anlamaya yönelik bir ölçektir. 5-li likert tipinde olan ölçek toplam 25 ifadeden oluşmaktadır (Korkut, 1997, s. 210). Ölçeğin puanlanması, yapılan ilk çalışmalarda 0-4 biçiminde, son çalışmalarda ise hiçbir zamandan (1) her zamana (5) doğru 1-5 biçiminde yapılmıştır. Tersine maddelerin olmadığı ölçekten elde edilen puanın fazlalığı bireylerin kendi iletişim becerilerini olumlu yönde değerlendirdikleri anlamına gelmektedir (Korkut, 2005, s. 145). İBDÖ’nün Güvenirliği: Ölçeğin üniversite öğrencileri ile yapılan güvenilirlik çalışmasında güvenilirlik katsayısı 0.78, iç tutarlılık katsayısı ise 0.86’dır (Özan, 2008, s. 79). 37 İBDÖ’nün Geçerliği: Ölçeğin geçerliliğini tespit etmek amacıyla benzer ölçekler geçerlilik yöntemi kullanılmıştır. Özan’ın Türkçe’ye uyarladığı Kişilerarası İlişkiler Tarzı Ölçeği aracılığıyla da İBDÖ’nün geçerlilik katsayısı 0.54 olarak tespit edilmiştir (Özan, 2008, s. 79). Yapılan çalışmalar sonucunda da ölçeğin üniversite öğrencileri için kullanılabileceği düşünülmüştür. 3.3. Genel Öz-Yeterlik Ölçeği (GÖYÖ) (EK 3) Araştırmada kullanılan Genel Öz-Yeterlik Ölçeğinin orjinal adı “General Self-Efficacy Scale”dir. Ölçek ilk kez Ralf Schwarzer ve Mattihias Jerusalem tarafından 1979 yılında Almanca olarak geliştirilmiştir. Ölçek ilk olarak 20 maddeden oluşturulmuştur. 1981’de tekrar gözden geçirilerek madde sayısı 10’a indirilmiştir (Apay, 2010, s. 121). Aynı zamanda ölçek 12 yaş ve üzeri bireylere uygulanma özelliğini taşımaktadır. 1993 yılında ölçek, Ralf Schwarzer ve Mattihias Jerusalem aracılığı ile İngilizce versiyonu geliştirilmiştir. Ölçek zamanla çeşitli araştırmacılar tarafından ele alınmıştır. Hatta daha sonraları ölçek 26 dile çevrilmiş ve uyarlanmıştır (Telef ve Karaca, 2012, s. 173). Ölçeğin temel amacı öz yeterlik hakkında genel bir değerlendirme yapmaktır. Toplam 10 maddeden oluşan ölçeğin ilk Türkçe’ye uyarlama çalışmasını ise Yeşilay (1996) yapmıştır. Ölçek uygulanan kişiler, ölçekteki ifadelere ilişkin cevaplarda 1-bana hiç uygun değil, 2-bana biraz uygun, 3-bana çoğu kez uygun ve 4 bana her zaman uygun sıklık derecelerinden kendilerine uygun olanı seçerek ölçeği cevaplandırmışlardır (Aydıner, 2011, s. 51). GÖYÖ’nün Güvenirliği: GÖYÖ’nün güvenirliği konusunda toplam 23 ülkede çalışma yapılmıştır. Çalışmalar sonucunda GÖYÖ’nün cronbach alpha güvenirlik katsayısı 0.76 ile 0.90 arasında değiştiği bulunmuştur (Aydıner, 2011, s. 51) GÖYÖ’nün Geçerliği: GÖYÖ’nün geçerliliğin faktör analizi Çetin ve Fıkırkoca tarafından gerçekleştirilmiştir. Faktör analizi sonucunda faktör yüklerinin 0.43 ile 0.69 arasında değişmekte olduğu saptanmıştır (Aydıner, 2011, s. 51). 38 4. Verilerin Analizi Verilerin analizinde betimsel istatistik kullanılmıştır. Veriler internet kullanım amacı, internette haftada ortalama geçirilen zaman ve sosyal paylaşım sitelerinde günde ortamala geçirilen zamana göre çözümlenmiştir. Gruplar arasındaki farkın anlamlılık kontrolü için hata payı en düşük düzey ,05 olarak alınmıştır. Bulgular her bir denence için önce kişi sayısı, grupların aritmetik ortalamaları ve standart sapmaları ile ikili gruplarda bağımsız gruplar için “t” testi, ikiden fazla gruplarda “Tek Yönlü Varyans Analizi” (ANOVA) tabloları kullanılarak verilmiştir. Ölçeklerden elde edilen puanların tüm istatistiksel analizleri bilgisayarda SPSS (Statistical Package for the Social Science) 17 paket programı kullanılarak hesaplanmıştır. 39 BÖLÜM IV BULGULAR Bu bölümde, araştırma verilerinin çözümlenmesi sonucunda elde edilen bulgulara yer verilmiştir. Bu çözümlemeler öğrencilerin interneti kullanma amaçları, sosyal paylaşım sitelerini kullanma amaçları, haftada ortalama internette geçirdikleri zaman ve sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana ilişkin değişkenler üzerinden yapılmıştır. Bu değişkenler ile iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeyleri arasındaki ilişki ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Bunun için önce ele alınan her bir değişkenle ilgili grubu oluşturan öğrenci sayısını (n), grupların iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeylerinin aritmetik ortalamaları ( X ) ve standart sapmalarını (s) gösteren bir tablo verilmiştir. Daha sonra, ortalamalar arası farka dayanarak gruplar arası farkın önemli olup olmadığını test etmek için değişkenin türüne göre uygulanan t testi veya tek yönlü varyans analizi sonuçlarıyla ilgili tablolar verilmiştir. 1. Öğrencilerin İnterneti Kullanma Amaçlarına (Film İzleme, Ders Çalışma, Güncel Haberleri Takip Etme, Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinme, Oyun Oynama, Yeni Bilgiler Edinme) Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulgular Öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına (film izlemek, ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek, oyun oynamak) göre iletişim beceri düzeyleri arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığı test edilmiştir. İnterneti film izlemek, ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek, oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim becerileri düzeylerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğine ilişkin analiz sonuçları ikili karşılaştırmalarda birbirinden bağımsız iki değişken bulunması, değişkenlerin eşit aralıklı 40 düzeyde olması, normal bir dağılım göstermesinden dolayı bağımsız gruplarda t-testi ile belirlenmiştir. İnterneti film izlemek amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim becerilerine ilişkin t-testi sonuçları Tablo 1’de verilmiştir. Tablo 1. İnterneti Film İzlemek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Film İzlemek n 347 103 Evet Hayır * : p< ,05 s 10,00 9,76 X 101,73 103,91 t 1,96 p ,050* Tablo 1’de görüldüğü gibi, interneti film izlemek amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 101,73 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 103,91’dir. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t değeri (1,96) farkın anlamlı olduğunu göstermiştir (p< ,05). Bu sonuç interneti film izlemek amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin diğerlerinden daha düşük olduğunu göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda “Öğrencilerin interneti film izlemek amaçlı kullanma durumlarına göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak İnterneti ders çalışmak amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim becerilerine ilişkin t-testi farklılaşmaktadır.” hipotezinin doğrulandığı görülerek kabul edilmiştir. sonuçları ise Tablo 2’de gösterilmiştir. 41 Tablo 2. İnterneti Ders Çalışmak Amaçlı Kullanan Öğrencilerin İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Ders Çalışmak Evet Hayır n 335 115 s 9,72 10,60 X 102,73 100,75 t 1,84 p ,067 Tablo 2’de görüldüğü gibi, interneti ders çalışmak amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 102,73 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 100,75’dir. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t değeri (1,84) farkın anlamlı olmadığını göstermiştir (p>,05). Bu sonuç interneti ders çalışmak amaçlı kullanmanın öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinde etkili olmadığını göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda “Öğrencilerin interneti ders çalışmak amaçlı kullanma durumlarına göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. İnterneti güncel haberleri takip etmek amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim becerilerine ilişkin t-testi sonuçları ise Tablo 3’de gösterilmiştir. Tablo 3. İnterneti Güncel Haberleri Takip Etmek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Güncel Haberleri Takip Etmek Evet Hayır n 312 138 X 102,47 101,70 s 10,09 9,75 t ,753 p ,452 Tablo 3’de görüldüğü gibi, interneti güncel haberleri takip etmek amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 102,47 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 101,70’dir. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t 42 değeri (,753) farkın anlamlı olmadığını göstermiştir (p>,05). Bu sonuç, interneti güncel haberleri takip etmek amaçlı kullanmanın öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinde etkili olmadığını göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin interneti güncel haberleri takip etmek amaçlı kullanma durumlarına göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. İnterneti sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim becerilerine ilişkin t-testi sonuçları ise Tablo 4’te verilmiştir. Tablo 4. İnterneti Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinmek Amaçlı Kullanan İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinmek Evet Hayır n X s t 340 110 102,36 101,84 9,90 10,24 ,474 p ,636 Tablo 4’te görüldüğü gibi, interneti sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 102,36 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 101,84’tür. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t değeri (,474) farkın anlamlı olmadığını göstermiştir (p>,05). Buna sonuç, internetin sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek amaçlı kullanılmasının iletişim becerileri düzeyinde etkili olmadığını göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin interneti sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek amaçlı kullanma durumlarına göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” reddedilmiştir. 43 hipotezinin yanlışlandığı görülerek İnterneti oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim becerilerine ilişkin t-testi sonuçları ise Tablo 5’te verilmiştir. Tablo 5. İnterneti Oyun Oynamak Amaçlı Kullanan Öğrencilerin İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Oyun Oynamak Evet Hayır ** : p< ,01 n 156 294 X 100,45 103,17 s 10,34 9,67 t 2,77 p ,006** Tablo 5’te görüldüğü gibi, interneti oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 100,45 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 103,17’dir. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t değeri (2,77) farkın anlamlı olduğunu göstermiştir (p< ,01). Bu sonuç, interneti oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin diğerlerinden daha düşük olduğunu göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda “Öğrencilerin interneti oyun oynamak amaçlı kullanma durumlarına göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin doğrulandığı görülerek kabul edilmiştir. İnterneti yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim becerilerine ilişkin ttesti sonuçları ise Tablo 6’da verilmiştir. Tablo 6. İnterneti Yeni Bilgiler Edinmek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin İletişim Beceri Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Yeni Bilgiler Edinmek Evet Hayır n 240 210 X 102,50 101,92 44 s 9,28 10,74 t ,606 p ,545 Tablo 6’da görüldüğü gibi, interneti yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 102,50 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin puan ortalaması 101,92’dir. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t değeri (,606) farkın anlamlı olmadığını göstermiştir (p>,05). Bu sonuç, internetin yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanılmasının iletişim becerileri düzeyinde etkili olmadığını göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin interneti yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanma durumlarına göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. 2. Öğrencilerin İnterneti Kullanma Amaçlarına (Film İzleme, Ders Çalışma, Güncel Haberleri Takip Etme, Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinme, Oyun Oynama, Yeni Bilgiler Edinme) Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgular Öğrencilerin genel olarak interneti kullanma amaçlarına (film izlemek, ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek, oyun oynamak) göre öz yeterlik düzeyleri arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığı test edilmiştir. İnterneti film izlemek, ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek, oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğine ilişkin analiz sonuçları ikili karşılaştırmalarda birbirinden bağımsız iki değişken bulunması, değişkenlerin eşit aralıklı düzeyde olması, normal bir dağılım göstermesinden dolayı bağımsız gruplarda t-testi ile belirlenmiştir. İnterneti film izlemek amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerine ilişkin t-testi sonuçları ise Tablo 7’de verilmiştir. 45 Tablo 7. İnterneti Film İzlemek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Film İzlemek Evet Hayır n 347 103 X 29,91 30,06 s 4,77 5,21 t ,270 p ,787 Tablo 7’de görüldüğü gibi interneti film izlemek amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 29,91 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 30,06’dır. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t değeri (,270) farkın anlamlı olmadığını göstermiştir (p>,05). Bu sonuç, internetin film izlemek amaçlı kullanılmasının öz yeterlik düzeyinde etkili olmadığını göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin interneti film izlemek amaçlı kullanma durumlarına göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. İnterneti ders çalışmak amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerine ilişkin t-testi sonuçları ise Tablo 8’de verilmiştir. Tablo 8. İnterneti Ders Çalışmak Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Ders Çalışmak Evet Hayır n 335 115 X 30,03 29,68 s 4,75 5,20 t ,657 p ,512 Tablo 8’de görüldüğü gibi, interneti ders çalışmak amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 30,03 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 29,68’dir. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t değeri (,657) farkın anlamlı olmadığını 46 göstermiştir (p>,05). Bu sonuç, interneti ders çalışmak amaçlı kullanılmasının öz yeterlik düzeyinde etkili olmadığını göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin interneti ders çalışmak amaçlı kullanma durumlarına göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. İnterneti güncel haberleri takip etmek amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerine ilişkin t-testi sonuçları ise Tablo 9’da verilmiştir. Tablo 9. İnterneti Güncel Haberleri Takip Etmek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Güncel Haberleri Takip Etmek Evet Hayır n 312 138 X 29,98 29,88 s 4,85 4,93 t ,175 p ,861 Tablo 9’da görüldüğü gibi, interneti güncel haberleri takip etmek amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 29,98 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 29,88’dir. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t değeri (,175) farkın anlamlı olmadığını göstermiştir (p>,05). Bu sonuç, interneti güncel haberleri takip etmek amaçlı kullanılmasının öz yeterlik düzeyinde etkili olmadığını göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin interneti güncel haberleri takip etmek amaçlı kullanma durumlarına göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. İnterneti sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerine ilişkin t-testi sonuçları ise Tablo 10’da verilmiştir. 47 Tablo 10. İnterneti Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinmek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinmek Evet Hayır n X 340 110 30,06 29,57 s t p 4,74 5,26 ,921 ,358 Tablo 10’da görüldüğü gibi, interneti sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 30,06 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 29,57’dir. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t değeri (,921) farkın anlamlı olmadığını göstermiştir (p >,05). Bu sonuç, interneti sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek amaçlı kullanılmasının öz yeterlik düzeyinde etkili olmadığını göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin interneti sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek amaçlı kullanma durumlarına göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. İnterneti oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerine ilişkin t-testi sonuçları ise Tablo 11’de verilmiştir. Tablo 11. İnterneti Oyun Oynamak Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Oyun Oynamak Evet Hayır n 156 294 X 29,32 30,27 * : p< ,05 48 s 4,85 4,85 t 1,97 p ,050* Tablo 11’de görüldüğü gibi, interneti oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 29,32 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 30,27’dir. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t değeri (1,97) farkın anlamlı olduğunu göstermiştir (p< ,05). Bu sonuç interneti oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin diğerlerinden daha düşük olduğunu göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin interneti oyun oynamak amaçlı kullanma durumlarına göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin doğrulandığı görülerek kabul edilmiştir. İnterneti yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerine ilişkin t-testi sonuçları ise Tablo 12’de verilmiştir. Tablo 12. İnterneti Yeni Bilgiler Edinmek Amaçlı Kullanan Öğrencilerin Öz Yeterlik Düzeylerinin Puan Ortalamaları, Standart Sapmaları ve t-Testi Sonucu Yeni Bilgiler Edinmek Evet Hayır n 240 210 X 30,22 29,63 s 4,56 5,19 t 1,29 p ,198 Tablo 12’de görüldüğü gibi, interneti yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 30,22 iken, interneti bu amaçla kullanmayan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin puan ortalaması 29,63’tür. Ortalamalar arası bu farkın anlamlı olup olmadığı t-testi ile analiz edildiğinde, elde edilen t değeri (1,29) farkın anlamlı olmadığını göstermiştir (p>,05). Bu sonuç, interneti yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanılmasının öz yeterlik düzeyinde etkili olmadığını göstermektedir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin interneti yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanma durumlarına göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. 49 3. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulgular Bu bölümde, öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığı tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir. Analiz sonuçları Tablo 13’te verilmiştir. Tablo 13. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre İletişim Beceri Düzeyi Puanlarının Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları İnternette Harcanan Zaman 1 saatten az 1-2 saat 3-4 saat 4 saatten fazla n 28 89 74 259 X 105,5000 101,4831 102,0135 102,1931 s 8,07144 10,27476 10,47174 9,90543 F 1,182 p ,316 Öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre iletişim beceri düzeyi puanlarının ortalamalarına bakıldığında, internette 1 saatten daha az zaman harcayanların puan ortalamalarının diğerlerinden daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu farkın anlamlı olup olmadığını test etmek amacıyla Tek Yönlü Varyans Analizi kullanılmıştır. Yapılan tek yönlü varyans analizi sonucunda, elde edilen F değeri (1,182) ile öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre iletişim beceri düzeylernin anlamlı olarak farklılık göstermedikleri (p>,05) tespit edilmiştir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. 50 4. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgular Bu bölümde, öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre öz yeterlikleri anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığı tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir. Analiz sonuçları Tablo 14’de verilmiştir. Tablo 14. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerinin Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları İnternette Harcanan Zaman 1 saatten az 1-2 saat 3-4 saat 4 saatten fazla n 28 89 74 259 X 30,1786 28,9663 30,0946 30,2124 s 4,74579 5,12669 4,10202 4,97643 F 1,509 p ,212 Öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre öz yeterlik puanlarının ortalamalarına bakıldığında, internette 1-2 saat arası zaman geçirenlerin dışında kalanların puan ortalamalarının daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu farkın anlamlı olup olmadığını test etmek amacıyla Tek Yönlü Varyans Analizi kullanılmıştır. Yapılan tek yönlü varyans analizi sonucunda, elde edilen F değeri (1,509) ile öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre öz yeterlikleinde anlamlı olarak farklılık göstermedikleri (p >,05) tespit edilmiştir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. 51 5. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulgular Bu bölümde, öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığı tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir. Analiz sonuçları Tablo 15’te verilmiştir. Tablo 15. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerinin Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları Sosyal Paylaşım Sitelerinde Harcanan Zaman 1-2 saat 3-4 saat 5 saat ve üstü n X s 267 102,7191 9,53149 95 50 100,2947 102,5200 9,80867 10,60273 F p 2,220 ,110 Öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri puanlarının ortalamalarına bakıldığında, sosyal paylaşım sitelerinde günde 1-2 saat zaman geçirenlerin diğerlerine göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu farkın anlamlı olup olmadığını test etmek amacıyla Tek Yönlü Varyans Analizi kullanılmıştır. Yapılan tek yönlü varyans analizi sonucunda, elde edilen F değeri (2,220) ile öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeylerinin anlamlı olarak farklılık göstermedikleri (p>,05) tespit edilmiştir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. 52 6. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgular Bu bölümde, öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlikleri anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığı tek yönlü varyans analizi ile test edilmiştir. Analiz sonuçları Tablo 16’da verilmiştir. Tablo 16. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerinin Ortalamaları, Standart Sapmaları ve Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları Sosyal Paylaşım Sitelerinde Harcanan Zaman 1-2 saat n X 267 30,2846 4,80224 3-4 saat 5 saat ve üstü 95 50 28,9263 30,2800 4,78304 5,03879 s F 2,891 p ,057 Öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlik puanlarının ortalamalarına bakıldığında, sosyal paylaşım sitelerinde günde 3-4 saat zaman geçirenlerin dışında kalanların daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu farkın anlamlı olup olmadığını test etmek amacıyla Tek Yönlü Varyans Analizi kullanılmıştır. Yapılan tek yönlü varyans analizi sonucunda, elde edilen F değeri (2,891) ile öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılık göstermedikleri (p >,05) tespit edilmiştir. Yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç doğrultusunda test edilen “Öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaşmaktadır.” hipotezinin yanlışlandığı görülerek reddedilmiştir. 53 BÖLÜM V TARTIŞMA VE YORUM Bu bölümde, bulgular bölümünde ortaya çıkan araştırma sonuçları tartışılarak yorumlanmıştır. Öncelikli olarak öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre iletişim beceri düzeylerine ilişkin bulguların tartışması ve yorumlanması, sonra öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre öz yeterlik düzeylerine ilişkin bulguların tartışması ve yorumlanması verilmiştir. Daha sonra öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre iletişim beceri düzeylerine ilişkin tartışma ve yorum ile yine öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre öz yeterlik düzeylerine ilişkin tartışma ve yorum sunulmuştur. Son olarak da öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeyleri ile öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlik düzeylerine ilişkin tartışma ve yorum sırasıyla verilmiştir. 1. Öğrencilerin İnterneti Kullanma Amaçlarına (Film İzleme, Ders Çalışma, Güncel Haberleri Takip Etme, Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinme, Oyun Oynama, Yeni Bilgiler Edinme) Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulguların Tartışması ve Yorumu Araştırmanın ilk hipotezinde, öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaştığı öne sürülmüştü. Araştırma sonucunda elde edilen bu bulgular kısmen desteklenmiştir. 54 Yapılan analiz sonucunda, interneti film izlemek veya oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin diğerlerinden daha düşük olduğu bulunmuştur. Bu sonuç, interneti daha çok film izlemek veya oyun oynamak amaçlı kullanmanın öğrencilerin iletişim beceri düzeylerini olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Araştırmada çıkan sonucun temel nedeni, internette film izleme ya da oyun oynama etkinliklerinin genelde tek başına ve herhangi sözel bir iletişimde bulunmadan gerçekleşen etkinlikler olmasından kaynaklanabilir. İnternet her ne kadar son yıllarda sahip olduğu çeşitli siteler aracılığı ile insanlara sınırsız, özgür bir şekilde istenilen filmi izleme ya da oyunlar oynama imkanlarını tanısa da aşırı kullanıldığında insanların iletişim beceri düzeylerine etki etmektedir. Araştırmada çıkan bulgulara ilişkin ilgili literatür tarandığında interneti film izlemek ya da oyun oynamak amaçlı kullanma ile iletişim becerisi arasında ilişkiyi temel alan araştırmalara rastlanılmamıştır. Ancak, bilgisayarda oyun oynamanın kişiler üzerindeki etkisini inceleyen yurtiçi ve yurtdışında yapılmış çalışmalar bulunmaktadır. Örneğin; Gürcan, Özhan ve Uslu (2008) yapmış oldukları çalışmalarında, 12-18 yaş grubu arasındaki çocukların internette oyun oynamalarının depresyon ve yalnızlık hissini arttırdığını, sosyal ilişkilerde kayıplar yaşanmasına neden olduklarını ortaya koymuşlardır. Subrahmanyam, Kraut, Greenfield ve Gross (2010) ise bilgisayarın oyun oynamak amaçlı orta derecede kullanımının arkadaşlık ve aile ilişkilerine olumsuz yönde etki ettiğini, bunun da yalnızlık ve depresyonla ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Akçay ve Özbece (2012) de özellikle şiddet içerikli bilgisayar oyunların oynanmasının, çocuk ve gençlerde saldırgan davranışlara neden olduklarını tespit etmişlerdir. Bu çalışmaların tam tersi olarak Griffiths, Hussain, Grüsser, Thalemann, Cole, Davies ve Chappell (2011) ise, devasa çok oyunculu çevrimiçi oyun oynayanları inceledikleri çalışmalarında, bu tarz oyunların sosyal etkileşimde önemli bir yere sahip olduklarını bularak oyun oynamanın sosyal etkileşimde olumlu etki sağladığını tespit etmişlerdir. 55 Öte yandan yapılan araştırmada, interneti ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek veya yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanmanın öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinde etkili olmadığı ortaya çıkmıştır. Buna göre, interneti daha çok ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek veya yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanmanın öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinde olumlu veya olumsuz herhangi bir etki yaratmadığı söylenebilir. Araştırmada çıkan bulgulara ilişkin ilgili literatür tarandığında internetin ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek amaçlı kullanımı ile iletişim becerisi arasında ilişkiyi temel alan araştırmalara rastlanılmamıştır. İnternetin bilgi edinmek amaçlı kullanımı ile iletişim arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmaların mevcut olduğu görülmüştür. Weiser (2001) internetin bilgi edinmek amaçlı kullanılmasının kişilerarası ilişkilere katkı sağladığını tespit etmiş, Ayhan ve Balcı (2009) ise internetin daha çok bilgi edinmek ve etkileşimde bulunmak amacıyla kullanıldığını ve ayrıca internetin sosyal kaçış mekanizması olarak algılandığını bulmuşlardır. Ceyhan (2011) ise intenetin bilgi edinmek nedeniyle kullanma ile iletişim beceri düzeylerinin farklılaşmadığı sonucunu bulmuştur. Yapılan araştırma ile internetin bilgi edinmek amaçlı kullanımının öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinde etkili olmadığı tespit edilmişti. Dolayısıyla da bu sonuç Weiser (2001) ile Ayhan ve Balcı (2009)’nın çalışmasıyla ters düşerken, Ceyhan (2011)’ın çalışmasıyla paralellik göstermektedir. Öte yandan araştırmanın bu problem durumuna ilişkin çıkan sonuçlarla ilgili önceden yapılmış çalışmalar tarandığında, önceki çalışmaların daha çok internet kullanım amaçlarına yönelik oldukları görülmüştür. Orhan ve Akkoyunlu (2004) yaş ilerledikçe bilgiye ulaşma ve haberleşme amaçlı internet kullanımının arttığını, Atav ve arkadaşları (2006) internetin en çok iletişim amaçlı kullanıldığını, iletişimden sonra ise internetin genellikle bilgiye ulaşma, ödev veya proje yapma amaçlı kullanıldığını bulmuşlardır. Bessière ve arkadaşları (2008) ise internetin daha çok aile ve arkadaşlarla iletişime geçmek ve bilgi edinmek amaçlı, en az ise insanlarla tanışmak amaçlı kullandığını tespit etmişlerdir. Ceyhan (2010) ise internet kullanım amacını problemli internet kullanımı ile 56 ilişkillendirmiş, öğrencilerin genel olarak tanımadıkları kişilerle sosyal ilişkiler kurmalarını, tanıdıkları ve yakınları ile iletişim kurmalarını ve interneti eğlenme amacıyla kullanmalarını problemli internet kullanmanın bir yordayıcısı olarak ortaya çıkarmıştır. Kılavuz (2013) ise öğrencilerin interneti daha çok oyun oynamak veya yeni bilgiler öğrenmek için, genel olarak ise sosyal paylaşım sitelerine girmek, sitelerde çeşitli araştırmalar yapmak amaçlı kullandıklarını belirlemiştir. 2. Öğrencilerin İnterneti Kullanma Amaçlarına (Film İzleme, Ders Çalışma, Güncel Haberleri Takip Etme, Sosyal Paylaşım Sitelerinde Gezinme, Oyun Oynama, Yeni Bilgiler Edinme) Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulguların Tartışması ve Yorumu Araştırmanın ikinci hipotezinde, öğrencilerin interneti kullanma amaçlarına (film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme, oyun oynama, yeni bilgiler edinme) göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaştığı öne sürülmüştü. Araştırma sonucunda elde edilen bu bulgular kısmen desteklenmiştir. Yapılan analiz sonucunda, interneti oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin diğerlerinden daha düşük olduğunu bulunmuştur. Bir başka değişle, interneti daha çok oyun oynamak amacıyla kullanmanın, öğrencilerin öz yeterlik düzeylerini olumsuz yönde etkilediği söylenebilir. Araştırmada çıkan sonucun temel nedeni, internette oyun oynadıkça, karşılaşılan zorluklarla baş edebilme düşüncesinin oyunla birlikte kaybolmasına bağlanabilir. Öte yandan yapılan araştırma ile interneti film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme veya yeni bilgiler edinme amaçlı kullanmanın öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinde etkili olmadığı bulunmuştur. Buna göre, interneti daha çok film izleme, ders çalışma, güncel haberleri takip etme, sosyal paylaşım sitelerinde gezinme veya yeni bilgiler edinme amaçlı kullanmanın öğrencilerin öz yeterlik düzeyinde olumlu veya olumsuz herhangi bir etki yaratmadığı söylenebilir. 57 Bu alt probleme ilişkin ortaya çıkan sonuçlara paralel ya da ters düşen araştırmalar incelendiğinde bu konuyu kapsayan çalışmaların bulunmadığı saptanmıştır. Ancak Tsai ve Tsai (2010) yapmış oldukları çalışmalarında erkeklere göre kızların interneti daha yoğun olarak kullandıklarını, interneti erkeklerin daha çok keşif amaçlı, kızların ise daha çok iletişim amaçlı kullandıklarını tespit etmişler ve bu yönelimde internet öz yeterliğin önemli bir rol oynadığını bulmuşlardır. 3. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulgunun Tartışması ve Yorumu Araştırmanın bir diğer hipotezinde, öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaştığı öne sürülmüştü. Ancak, araştırmadan elde edilen bulgular bu hipotezi desteklememektedir. Hipotezin oluşturulmasında, internette çok fazla zamanın harcanması nedeni ile yüz yüze kurulacak ilişkilere yeteri kadar önem verilmeyeceği ve bundan kaynaklı olarak da iletişim beceri düzeyinde bir etki olacağı düşünülmüştü. Hipotezin desteklenmemesinin nedeni, öğrencilerin eğitim yaşantılarından dolayı internette geçirdikleri zamanı etkili bir şekilde kullanmayı öğrenmiş olmalarından kaynaklanabilir. Çıkan sonuç ile ilgili yapılan yurtiçi ve yurtdışı araştırmalar tarandığında internet kullanma sıklığı ile iletişim arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırma bulgularının tutarsız olduğu görülmüştür. Kraut ve arkadaşları (1998) internetin daha çok iletişim amaçlı kullanıldığı, öte yandan internetin fazla kullanılmasının evdeki aile üyeleri ile olan iletişimin düşmesine, sosyal grupların azalmasına, depresyon ve yalnızlık duygularının artmasına yol açtığını bulmuşlardır. Kim (2003) internet kullanım miktarının kardeşlerle yüzyüze görüşmeyi azalttığını, öte yandan internetin daha çok arkadaşlarla iletişimde bulunmak için kullanıldığını saptamıştır. Rehm ve arkadaşları (2003) ise internet kullanımının sorunları çözmek ve 58 insanların ilişki yeteneklerini arttırmada olumlu bir etki yaratmasına rağmen, sosyal ilişkilerin ve ahlaki değerlerin körelmesine, olumsuz duyguların gelişmesine ve aile kurumu açısından ise olumsuz etkilere neden olduğunu ortaya çıkarmışlardır. İnternet kullanımını farklı boyuttan yaklaşan Karaca (2007) ise internet kullanımının yaş, cinsiyet, lise türü, sınıf dağılımı, sağlık durumlarına göre değişiklik gösterdiğini tespit etmiştir. Ortaya çıkan bu durumun ise öğrenciler üzerinde hem bireysel ve toplumsal olarak hem de ailevi problemlerin ve internete dair değerlendirmelerinin oluşumunda etkin rol oynadığı saptamıştır. Tüysüz ve arkadaşları (2012) de 11 saatten fazla internet kullananların sosyal, fiziksel ve psikolojik gelişimlerinin tehlike altında olduklarını, bilgisayar başında sürekli oturmanın iletişimden soyutlanmaya neden olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Yukarıda belirtilen araştırmaların tamamı internet kullanım sıklığının iletişim üzerinde olumsuz yönde etkilediğini gösteren araştırmalardır. Bu araştırmaların tam tersi olarak, Kraut ve arkadaşları (2002) internet kullanan katılımcıların daha çok toplumsal katılım gösterdiklerini ve ruh sağlıklarının iyi olduğunu tespit etmişlerdir. Coget ve arkadaşları (2002) ise internet kullanımının yalnızlık düzeyi ile düşük ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Fuat ve Him (2013) ise internetin sosyalleşme aracı olarak kullanıldığını, internette zaman geçirmenin gerçek yaşamdaki ilişkileri rahatsız edici boyutta olmadığını ortaya çıkarmışlardır. Araştırma bulgularına bakıldığında kimi araştırmacılar internet kullanım sıklığını iletişim becerisi üzerinde olumlu bir etki yarattığını ifade ederlerken kimileri ise olumsuz bir etki yarattığını ortaya çıkarmışlardır. Yapılan araştırmada ise bu sonuçlardan farklı bir sonuç çıkmış, internetin kullanılmasının iletişim beceri düzeyinde olumlu veya olumsuz herhangi bir etki yaratmadığı tespit edilmiştir. Ortaya çıkan bu sonucun nedeni araştırma için seçilen çalışma grubundan kaynaklanabilir. Dolayısıyla da araştırmada çıkan sonuç konuyla ilgili önceden yapılan araştırma sonuçları ile ters düşmüştür. 59 4. Öğrencilerin Haftada Ortalama İnternette Harcadıkları Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgunun Tartışması ve Yorumu Araştırmanın bir diğer hipotezinde, öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaştığı öne sürülmüştü. Diğer bir ifade ile öz yeterlik düzeyi üzerinde internette harcanan zamanın etkili olmadığı ortaya çıkmıştır. Ancak, araştırmadan elde edilen bulgular bu hipotezi desteklememektedir. Bu araştırmanın diğer araştırmalardan elde edilen sonuçlarla karşılaştırılması konusunda, literatürde internette harcanan zaman ve öz yeterlik düzeyi arasındaki ilişkiyi araştıran bir araştırmaya rastlanamamıştır. Ancak yapılan araştırmaların daha çok internet kullanım sıklığından ziyade bilgisiyar kullanımı ile öz yeterlik ilişkisine bakıldığı görülmüştür. Seferoğlu ve Akbıyık (2005) öz-yeterlik algısı düşük olan öğretmenlerin bilgisayar kullanmayı büyük bir çoğunlukla okullarında sunulan bir kurs aracılığıyla öğrendiklerini, öz-yeterlik algısı yüksek olan öğretmenlerin ise bilgisayar kullanmayı çoğunlukla denemeyanılma yoluyla kendilerinin öğrendikleri tespit etmişlerdir. Daha açık bir ifade ile sahip olunan öz yeterlik algısı ile bilgisayar kullanıp kullanmama arasında bir ilişkinin olduğunu bulmuşlardır. 5. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre İletişim Beceri Düzeylerine İlişkin Bulgunun Tartışması ve Yorumu Araştırmanın bir diğer hipotezinde, öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeyleri anlamlı olarak farklılaştığı öne sürülmüştü. Ancak, araştırmadan elde edilen bulgular bu hipotezi desteklememektedir. Diğer bir ifade ile iletişim beceri düzeyleri üzerinde sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama harcanan zaman etkili olmadığı ortaya çıkmıştır. 60 Çıkan sonuç ile ilgili yapılan yurtiçi ve yurtdışı araştırmalar tarandığında sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı ile iletişim arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırma bulgularının tutarsız olduğu görülmüştür. Coget ve arkadaşları (2002) çevrimiçi sosyalleşme ve yalnızlık arasında pozitif yönlü, anlamlı bir ilişkinin olduğunu ve online olarak sosyalleşmenin yalnızlığı arttırdığını bulmuşlardır. Caplan (2003) online olarak yapılan sosyal etkileşimin sosyal desteği ve etkileşimi azalttığı, bunun sonucunda yalnızlık ve depresyona sebep olduğu, yine online olarak yapılan sosyal etkileşimin problemli internet kullanımının şiddet eğilimini arttırdığını tespit etmiştir. Bessière ve arkadaşları (2008) ise çevrimiçi iletişimin sadece zayıf iletişimi olanlarda olumsuz etkiye sahip olduğu bulmuşlardır. Bunlarla birlikte Belin ve Yıldız (2011), Facebook kullanımının sosyalleşme oranını azalttığını, öğrencilerin Facebook’u arkadaş edinme amaçlı kullandıkları ve bunun sonucunda Facebook kullanımının gerçek yaşamdaki arkadaşlık hissini zayıflattığını ortaya çıkarmışlardır. Bu araştırmaların tamamı sosyal paylaşım sitelerinin kullanılmasının iletişimi olumsuz yönde etkilediğini gösteren araştırmalardır. Bu araştırmaların tam tersi olarak, Ellison ve arkadaşları (2007) öğrencilerin Facebook’u lise arkadaşları ile olan ilişkilerini devam ettirmek amacıyla kullandıklarını ve Facebook kullanımı ile psikolojik refah arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğunu bulmuşlardır. Ofcom (2008) sosyal paylaşım sitelerini görüşülen arkadaşlarla iletişimi sürdürmek ve eski arkadaşları bu siteler sayesinde bularak onlarla iletişime geçmek amaçlı kullanıldıklarını tespit etmiştir. Coyle ve Vaughn (2008) sosyal ağı kullanmanın temel amacının arkadaşlarla temas halini korumak olduğunu bulmuşlardır. Ayrıca sosyal paylaşım sitelerinin samimi olan ve olmayan arkadaşlarla önemsiz iletişim (önemsiz mesaj içeriği gibi) kurmak için kullanıldığı tespit etmişlerdir. Şener (2009) sosyal paylaşım sitesi olan Facebook’un yeni arkadaşlıklar edinmekten çok varolan arkadaşlarıyla iletişime geçiren bir platform olarak kullanıldığı, kullanıcıların Facebook’u genel olarak arkadaşlarıyla iletişim kurmak, izini kaybettikleri arkadaşlarını bulmak, hoşuna giden video ve fotoğrafları paylaşmak amaçları ile kullandıklarını saptamıştır. Benzer bir bulgu da Mazman’ın çalışmasında ortaya çıkmıştır. Mazman (2009) Facebook’un sosyal ilişkileri sürdürme, çalışma ve günlük etkinliklerde yararlanmak amaçlı kullanıldığını tespit etmiştir. 61 Öztürk ve Akgün (2012) sosyal paylaşım sitelerinin olumlu özellikleri olarak kendilerini rahat ifade ettikleri ve iletişimde kolaylık sağladığını bulmuşlardır. Deniz (2012) sosyal paylaşım sitelerini arkadaşları ile iletişime geçmek ve onlarla mesajleşmak amacıyla kullandıkları, öğrencilerin yaklaşık yarısı günlük hayatta konuştuğu aynı kişilerle, benzer konuları Facebook’ta da konuştukları, Facebook kullanımının iletişimleri konusunda herhangi bir fark yaratmadığı belirtilmiştir. Balaman ve Karataş (2012) Facebook’ta yapılan yorumların herkese açık olmasından dolayı kalabalığa hitap ediliyormuş gibi algılandığını ortaya çıkarmışlardır. Özkan (2013) ise sosyal paylaşım sitelerindeki bireylerle daha kolay iletişime geçtikleri, ancak bu siteler aracılığı ile iletişim kuran kullanıcıların kendilerini güvende hissetmedikleri ortaya çıkmıştır. Bilen ve arkadaşları (2014) Facebook’ un genel olarak arkadaşlarla iletişim kurmak amacıyla kullanıldığı, öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde genel olarak yeni arkadaşlar bulmaktan çok var olan arkadaşlıklarını sanal ortamda sürdürmek amaçlı kullanıldıklarını tespit etmişlerdir. Araştırma bulgularına bakıldığında, kimi araştırmacılar sosyal paylaşım sitelerini kullanmanın iletişim üzerinde olumlu bir etki yarattığını ifade ederlerken kimileri ise olumsuz bir etki yarattığını ortaya çıkarmışlardır. Yapılan araştırmada ise bu sonuçlardan farklı bir sonuç çıkmış, sosyal paylaşım sitelerini kullanmanın iletişim beceri düzeyinde olumlu veya olumsuz herhangi bir etki yaratmadığı tespit edilmiştir. 6. Öğrencilerin Kullandığı Sosyal Paylaşım Sitelerinde Günde Ortalama Geçirdikleri Zamana Göre Öz Yeterlik Düzeylerine İlişkin Bulgunun Tartışması ve Yorumu Araştırmanın son hipotezinde, öğrencilerin kullandığı sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlik düzeyleri anlamlı olarak farklılaştığı öne sürülmüştü. Ancak, araştırmadan elde edilen bulgular bu hipotezi de desteklememektedir. 62 Kişinin çevresinde olup bitenler üzerinde etkili olabilecek bir edinimi başlatıp sonuç alıncaya kadar sürdürülebileceğine olan inancını yansıtan öz yeterlik, sosyal paylaşım sitelerini kullanma ya da kullanmama durumuna göre ne artmakta ne de azalmaktadır. Aslında öz yeterlik düzeyi üzerinde sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama harcanan zamanın etkili olmadığı söylenebilir. Çıkan bu sonuçla ilgili bir çalışma hem yurtiçinde hem de yurtdışında yapılan çalışmalarda rastlanmamıştır. Ancak Wu ve arkadaşları (2012) yapmış oldukları çalışmalarında sosyal paylaşım siteleri ile öz yeterliğin bir arada kullanarak bunları farklı açıdan ele aldıkları görülmüştür. Çalışmalarında sosyal paylaşım sitelerindeki etkileşimli çevrimiçi toplulukların gerçek dünyada yaşanan sosyal etkileşimlerin bir uzantısı olduklarını, sosyal öz yeterliğin sosyal güven üzerinde, sosyal güvenin ise sosyal sermaye üzerinde pozitif bir etkiye sahip olduğunu tespit etmişlerdir. 63 BÖLÜM VI SONUÇ VE ÖNERİLER Dünya çapında herkesin rahatça kullandığı bilgi almayı kolaylaştıran, kişiden kişiye iletişime izin veren, eğitimi ve eğlenceyi farklı bir boyuta taşıyan internet ve sosyal paylaşım siteleri, yarattıkları kolaylıklarla yaşamın vazgeçilmez bir unsuru haline getirmişlerdir. İnsanların kendilerini rahatça ifade etmelerinde alternatif bir yol yaratarak kimlik oluşumuna ve psikolojik gelişime olumlu katkılar sağlamışlardır. Ancak internet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanım sıklıkları arttıkça ve kullanım amaçları değiştikçe insanların gerek iletişim becerisinde gerekse öz yeterlik düzeylerinde çeşitli etkilere neden oldukları görülmüştür. Bu durumun yarattığı etkilerin olumlu veya olumsuz ne derecede olduğunun bilinmesi ve buna göre önlem alınması gerekmektedir. Bu noktadan hareketle yapılan araştırmada, öğrencilerin interneti ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarına göre iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeyleri incelenmiştir. Yapılan araştırma sonucunda, öğrencilerin interneti film izlemek veya oyun oynamak amaçlı kullanma durumlarına göre iletişim beceri düzeylerinin anlamlı olarak farklılaştığı tespit edilmiştir. Ortalamalara bakıldığında interneti daha çok film izlemek veya oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinin diğerlerinden daha düşük olduğu görülmüştür. Öte yandan araştırmada, interneti daha çok ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek veya yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanmanın, öğrencilerin iletişim beceri düzeylerinde olumlu veya olumsuz herhangi bir etki yaratmadıkları tespit edilmiştir. Araştırmada çıkan bir diğer sonuç ise öğrencilerin internet kullanım amaçlarına göre öz yeterlik düzeyleridir. Araştırmada öğrencilerin interneti oyun oynamak amaçlı kullanma durumlarına göre öz yeterlik düzeylerinin anlamlı olarak farklılaştığı bulunmuştur. Ortalamalara bakıldığında interneti oyun oynamak amaçlı kullanan öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinin diğerlerinden daha düşük olduğu görülmüştür. 64 Öte yandan interneti daha çok film izlemek, ders çalışmak, güncel haberleri takip etmek, sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek veya yeni bilgiler edinmek amaçlı kullanmanın, öğrencilerin öz yeterlik düzeylerinde olumlu veya olumsuz herhangi bir etki yaratmadıkları tespit edilmiştir. Bu sonuçlara ek olarak yapılan araştırmada, öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre iletişim beceri düzeylerinin anlamlı olarak farklılaşmadığı ortaya çıkmıştır. Yine öğrencilerin haftada ortalama internette harcadıkları zamana göre öz yeterlik düzeylerinde de anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Bunlarla birlikte öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre iletişim beceri düzeyleri de anlamlı olarak farklılaşmazken, öğrencilerin sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama geçirdikleri zamana göre öz yeterlik düzeylerinde de anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir. İnternet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı ile ilgili yapılan araştırma çerçevesinde ortaya çıkan bulgulara yönelik ve gelecek araştırmalara yönelik bazı öneriler ise aşağıda sunulmuştur. Araştırma bulgularına yönelik öneriler: Araştırmada interneti film izlemek amaçlı kullanan öğrencilerin iletişim becerilerinin düşük olduğu saptanmıştır. Buradan hareketle üniversitelerde toplu film izleme etkinlikleri düzenlenerek öğrenciler arasındaki etkileşim arttırılabilir. Öğrencilerin interneti oyun oynamak amaçlı kullandıklarında iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeylerinin düştüğü görülmüştür. Teknolojinin amacı dışında kullanılmasının bireylere olumsuz yönde etki ettiğinden dolayı üniversitelerde doğru teknoloji kullanma becerisi adı altında dersler verilerek öğrencilerin farkındalığının artması sağlanabilir. İnternette oyun oynadıkça karşılaşılan zor durumlarla baş edebilme inancı olan öz yeterlik düzeyinin düştüğü görülmüştür. Karşılaşılan problemleri çözebilme inancını 65 da içinde barındıran öz yeterlik düzeyinin çeşitlli koşullarda etkilenmemesi adına bireylere küçüklükten itibaren problem çözme becerileri kazandırılabilir. İnternet kullanımının yol açtığı sorunları gidermek adına boş zaman etkinliklerin düzenlendiği etüt merkezleri açılabilir. İnterneti doğru kullanma becerisinin küçük yaşta kazandırılması adına aileleri bilinçlendirecek aktiviteler düzenlenebilir. Bu sayede aileler, çocuklarının internette oynadıkları oyunları ve izledikleri filmleri takip edebilir, onlara interneti kullanma konusunda rehberlik yapabilir ve denetimsiz olarak oynanan oyunlara ve izlenen filmlere izin vermeyerek çocuklarının ileriki dönemleri için onlara katkı sağlayabilirler. Gelecek araştırmalara yönelik öneriler: İnterneti daha çok film izlemek amaçlı kullanan öğrenciler için onları internette film izlemeye iten sebeplerin ne olduğu ile ilgili bir araştırma yapılabilir. Öğrencilerin internette film izleme ve oyun oynama alışkanlıkları ile iletişim becerileri arasındaki ilişki ele alınarak incelenebilir. Öğrencilerin oynadıkları oyun türlerinin ne olduğu konusunda incelemeler yapılarak öz yeterlik düzeylerini saptayacak çalışmalar yapılabilir. İnternet kullanımı ile öz yeterlik arasındaki ilişki ile sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı ile öz yeterlik arasındaki ilişki çeşitli değişkenler açısından ele alınıp incelenebilir. İçedönük ve dışadönük bireylerin internet ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumları incelenebilir. İnternet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanım durumlarına göre iletişim becerisi ve öz yeterlik düzeyleri üniversite öğrencileri dışında başka bir çalışma grubu üzerinde yapılabilir. Özellikle de sosyal kimlik oluşturma döneminde olan ergenlerdeki düzeyi ölçmek amaçlı ortaokul ve lise öğrencilerine buna benzer bir çalışma uygulanabilir. 66 KAYNAKÇA Ailes, R., & Kraushar, J. (2000). Mesaj sizsiniz: Güçlü bir iletişimci olmanın yolları (A. Önder, Çev.). İstanbul: Sistem Yayıncılık. Akçay, D., & Özbece, H. (2012). Okul öncesi eğitim alan çocukların ve ailelerinin bilgisayar oyunu oynama alışkanlıklarının değerlendirilmesi. Çocuk Dergisi, 12(2), 66-71. Akın, C. (1998). Windows 95 için internet. İstanbul: Alfa Yayıncılık. Akkoyunlu, B., & Orhan, F. (2003). Bilgisayar ve öğretim teknolojileri eğitimi (Böte) bölümü öğrencilerinin bilgisayar kullanma öz yeterlik inancı ile demografik özellikleri arasındaki ilişki. The Turkish Online Journal of Educational Technology, 2 (3), 86-93. Altıntaş, E., & Çamur, D. (2005). Sözsüz iletişim ve beden dili. (2. baskı). İstanbul: Aktüel Yayınları. Apay, A. (2010). Genel öz-yeterlik ölçeğinin (GÖYÖ) Türkçe’ ye uyarlama çalışması. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 11(2), 113-131. Arısoy, Ö. (2009). İnternet bağımlılığı ve tedavisi. Psikiyatride güncel yaklașımlarCurrent approaches in psychiatry, 1, 55-67. 21 Haziran 2014 tarihinde http://www.cappsy.org/archives/vol1/no1/cap_1_6.pdf adresinden erişilmiştir. Arnas, Y. (2005). 3-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin interaktif iletişim araçlarını kullanma alışkanlıklarının değerlendirilmesi. The Turkish Online Journal of Educational Technology, 4(4), 59-66. Aşkar, P., & Umay, A. (2001). İlköğretim matematik öğretmenliği öğrencilerinin bilgisayarla ilgili öz-yeterlık algısı. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (21), 1-8. 67 Atav, E., Akkoyunlu, B., & Sağlam, N. (2006). Öğretmen adaylarının internete erişim olanakları ve kullanım amaçları. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi. (30), 37-44. Aydıner, B. B. (2011). Üniversite öğrencilerinin yaşam amaçlarının alt boyutlarının genel öz-yeterlik yaşam doyumu ve çeşitli değişkenlere göre incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Sakarya. Ayhan, B., & Balcı, Ş. (2009). Kırgızistan’da üniversite gençliği ve internet: Bir kullanımlar ve doyumlar araştırması. Bilig Dergisi, 48, 13-40. Bacanlı, H. (2013). Fatih projesi, BT ve internetin bilinçli, güvenli kullanımının psikososyal boyutu/ Bağımlı kişilik ve internet bağımlılığı. Bilgi Teknolojileri ve İnternet’ in Bilinçli, Güvenli Kullanımı, 127-148. Balaman, F. & Karataş, A. (2012, April). Lise öğrencilerin internet ortamında sosyal paylaşım sitelerini kullanım amaçları ve sosyal paylaşım unsurları. Journal of Life Sciences, 1(1), 497-504. Bandura, A. (1989). Social cognitive theory. R. Vasta (Ed.), Annals of child development. Six theories of child development (pp.1-60). Greenwich, CT: JAI Press. Bandura, A. (1994). Self-Efficacy. V. S. Ramachauran (Ed.), Encyclopedia of Human Behaviour (pp.1-15). New York: Akademik Pres. Bandura, A. (1995). Exercise of personel and collective efficacy in changing societies. Albert Bandura (Ed.), Self-efficacay in changing societies (pp.1-45). New York: Cambridge University Press. Bayrakçı, M. (2007). Sosyal öğrenme kuramı ve eğitimde uygulanması. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 14, 198-210. Baytemir, K. (2006). İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin bazı demografik özelliklerine ve algıladıkları sosyal destek düzeylerine göre interneti kullanma amaçlarının incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. 68 Belin, M. N., & Yıldız, H. (2011). Lise öğrencilerinin facebook adlı sosyal paylaşım sitesini kullanma amaçları üzerine sosyolojik bir inceleme: Eskişehir örneği “Görülüyorum öyleyse varım!”. Bursa: Türkiye Bilimsel ve Teknoloji Araştırma Kurumu Bessière, K., Kiesler, S., Kraut, R., & Boneva, B. (2008, March). Effects of internet use and social resources on changes in depression. Information, Communication and Society, 11(1), 47-70. Bilen, K., Ercan, O., & Gülmez, T. (2014). Sosyal ağların kullanım amacı ve benimsenme süreci; Kahramanmaraş sütçü imam üniversitesi örneği. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi/ Journal of Research in Education and Teaching, 3(1), 115123. Bradley, G.L., & Sparks, B. A. (2002). Service locus of control: Its conceptualisation and measurement. Journal of Service Research, 4 (4), 312-24. Brey, P. (2006, September) Evaluating the social and cultural implications of the internet. Computers and Society, 36 (3), 41- 48. 20 Mayıs 2014 tarihinde http://doc.utwente.nl/77267/1/Brey06evaluating.pdf sayfasından erişilmiştir. Caplan, S. E. (2003). Preference for Online Social Interaction. Communication Research, 30 (6), 625-648. Ceyhan, A. A. (2011). İnternet kullanma temel nedenlerine göre üniversite öğrencilerinin problemli internet kullanımı ve algıladıkları iletişim beceri düzeyleri. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 11(1), 59-77. Ceyhan, E. (2010). Problemli internet kullanım düzeyi üzerinde kimlik statüsünün, internet kullanım amacının ve cinsiyetin yordayıcılığı. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri / Educational Sciences: Theory & Practice, 10 (3), 1323-1355. Chen, Y., & Persson, A. (2002). Internet use among young and older adults: Relation to psychological well-being. Educational Gerontology, 28(9), 731-744. 7 Aralık 2013 tarihinde http://media.usm.maine.edu/~lenny/senior%20college/internetuse.pdf sayfasından erişilmiştir. 69 Coget, J. F., Yamauchi, Y., & Suman, M. (2002). The internet, social networks and loneliness. It&Socıety, 1(1), 180-201. 17 Aralık 2013 tarihinde http://digitalcommons.calpoly.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1000&context=mgmt _fac sayfasından erişilmiştir. Coyle, C. L., & Vaughn, H. (2008). Social networking:Communication revolution or evolution?. Bell Labs Technical Journal, 13(2), 13-18. Cömert, I., & Kayıran, S. M. (2010). Çocuk ve ergenlerde internet kullanımı, Çocuk Dergisi, 10(4), 166-170. Çağdaş, A. (2003). Anne- baba- çocuk iletişimi. Konya: Eğitim Kitapevi Yayınları. Çağıltay, K. (1995). Herkes için internet. (2. baskı). Ankara: TÜBİTAK Enformasyonn Teknolojileri Müdürlüğü. Çakır, H., & Topçu, H. (2005). Bir iletişim dili olarak internet. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 19 (2), 71-99. Çakır, H. (2007). Geleneksel gazetecilik karşısında internet gazeteciliği. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 22(1), 123-149. Çetinkaya, Ö., & Alparslan, A. (2011). Duygusal zekânın iletişim becerileri üzerine etkisi: Üniversite öğrencileri üzerinde bir araştırma. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 16(1), 363-377. 17 Mayıs 2014 tarihinde http://abs.mehmetakif.edu.tr/upload/0421_126_dosya.pdf sayfasından erişilmiştir. Çelikten, M., Şanal, M., & Yeni, Y. (2005). Öğretmenlik mesleği ve özellikleri. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (19), 207-237. Das, B., & Sahoo, J. S. (2011). Social networking sites – A critical analysis of its impact on personal and social life. International Journal of Business and Social Science, 2, 222-228. 70 Değirmencioğlu, G. (2011). Yerel basında yeni medya ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanımı: Kocaeli’ de yayımlanan yerel gazetelerin internet siteleri üzerine bir inceleme. Online Academic Journal of Information Technology, 2(5), 19-31. 17 Mayıs 2014 tarihinde http://www.ajit-e.org/?menu=pages&p=issue_details&id=5 sayfasından erişilmiştir. Deniz, A. (2012). Sosyal ağ kullanımı ve sosyal ağlarda benlik algısı: Muğla ili örneği, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İzmir. Dertouzos, M. (2000). Developmental risks: the hazards of computers in childhood. Colleen Cordes and Edward Miller (Editors). Fool’s gold: A critical look at computers in childhood. 19-44. 20 Haziran 2014 tarihinde http://waste.informatik.huberlin.de/diplom/DieGelbeKurbel/pdf/foolsgold.pdf sayfasından erişilmiştir. Dilmen, N. E. & Öğüt, S. (2010). Sosyalleşmenin Yeni Yüzü: Sosyal Paylaşım Ağları. İkinci Yeni İletişim Ortamları ve Etkileşim Uluslararası Konferansı’nda sunulmuş bildiri, Marmara Üniversitesi, İstanbul. DiMaggio, P., Hargittain, E., Neuman, W.R., & Robinson, J. P. (2001). Social implications of the Internet. Annual Review of Sociology, 27, 307-336. 19 Mayıs 2014 tarihinde http://www.wrneuman.com/works/2001_socialimplication.pdf sayfasından erişilmiştir. Dolu, O., Büker, H., & Uludağ, Ş. (2010). Şiddet içerikli video oyunlarının çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri: saldırganlık, şiddet ve suça dair bir değerlendirme. Adli Bilimler Dergisi, 9 (4), 54 – 75. Doruk, D. (2007). Öğrenme isteksizliğinin internet kullanımıyla ilişkilendirilmesi (Ergen boyutunda). Yüksek Lisans Tezi, Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Dökmen, Ü. (2003). İletişim çatışmaları ve empati. (23. baskı). İstanbul: Sistem Yayıncılık. Dökmen, Ü. (2009). Sanatta ve günlük yaşamda iletişim çatışmaları ve empati. İstanbul: Remzi Kitabevi. 71 Döner, C. (2011). İlköğretim öğrencilerinde internet bağımlılığının farklı değişkenlere göre incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Dursun, F. (2004, 6-9 Temmuz). Üniversite öğrencilerinin interneti kullanma amaçları. XIII. Ulusal Eğitim Bilimleri Kurultayında sunulmuş bildiri, İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Malatya. Ellison, N. B., Steninfield, C., & Lampe, C. (2007). The benefits of facebook Friends: Social capital and college students’ use of online social network sites. Journal of Computer-Mediated Communication, 12, 1143-1168. 22 Aralık 2013 tarihinde http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1083-6101.2007.00367.x/pdf sayfasından erişilmiştir. Ergin, A., & Birol, C. (2005). Eğitimde iletişim. Ankara: Anı Yayıncılık. Fuat, N., & Him, T. (2013, 02-04 May). Üniversite öğrencilerinin internet kullanım durumları ve saldırganlık düzeyleri arasındaki korelasyon: Gaü psikoloji ve rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü öğrencilerinde internet kaynaklı tutum değişiklikleri. II. International Conference on Communication, Media, Technology and Design, 392-396. Griffiths, M. D., Hussain, Z., Grüsser, S. M., Thalemann, R., Cole, H., Davies, M. N., & Chappell, D. (2011). Social interactions in online gaming. International Journal of Game-Based Learning, 1(4), 20-36. Gross, R., & Acquisti, A. (2005). Information revelation and privacy in online social networks (The facebook case). ACM Workshop on Privacy in the Electronic Society (WPES), 71-80. Gümüştepe, Y. (1999). Bilgisayardan dünyaya açılan kapı: İnternet. İstanbul: Türmen Kitapevi. Güneş, S. (Ed.). (2008). İnternet kullanımı ve aile. Ankara: T.C. Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Yayınları No 133. 72 Gürcan, A., Özhan, S., & Uslu, R. (2008). Dijital oyunlar ve çocuklar üzerindeki etkileri. Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Ankara. Gürgün, S. (2007). Özel okullarda öğrenim gören ilköğretim öğrencilerinin internete yönelik tutum ve düşünceleri (Acarkent doğa koleji örneği). Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya. Gürüz, D. (2005). Düşünce yöntemi: Yaşam biçimini etkileme iletişimin kalitesini arttırma. Demet Gürüz ve Ayşen Temel (Editörler), İletişime yeni yaklaşımlar (s. 1-24). İzmir: Nobel Basımevi. Hack, L., & Smey, S. (1997). A survey of internet by use teachers in three urban connecticut schools. School Media Library Qarterly, 25 (3), 151-154. Hampton, K. N., Goulet, L. S., Rainie, L., & Purcell, K. (2011, June). Social networking sites and our lives. Washington: Pew Internet & American Life Protect. 4 Ocak 2014 tarrihinde http://www.pewinternet.org/~/media/Files/Reports/2011/PIP%20%20Social%20networking%20sites%20and%20our%20lives.pdf sayfasından erişilmiştir. Hogan, K. (2012). Konuşarak ikna psikolojisi: Hayatınızı değiştirecek iletişim sırları. (P. Polat, Çev.). İstanbul: Yakomaz Kitap. (Eserin orjinali 2000’ de yayımlandı). İnan, A. (2000). Chat internette muhabbet. Ankara: Sistem Yayıncılık. Jerusalem, M., & Schwarzer, R. (1992). Self-efficacy as a resource factor in stress appraisal processes. R. Schwarzer (Ed.), Self-efficacy: Thought control of action (pp.195-213). Washington, DC: Hemisphere. Karaca, M. (2007). Sosyolojik bir olgu olarak internet gençliği: Elazığ örneği. Doktora tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ. Karaman, A. S. (2007). Chat maskesi düşünce. İstanbul: Avrupa Yakası Yayınları. 73 Karaman, S. (2009). İnternet. Abdullah Kuzu (Ed.). Bilgisayar ağları ve iletişim (s.371432). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Kayaalp, İ. (2002). Eğitimde iletişim dili. İstanbul: Bilge Kültür Sanat. Khodadadi, E., Ebrahimi, H., Moghaddasian, S., & Babapour, J. (2013, February). The effect of communication skills training on quality of care, self-efficacy, job satisfaction and communication skills rate of nurses in hospitals of Tabriz, Iran. Journal of Caring Science, 2(1), 27-37. 4 Ocak 2014 tarihinde http://journals.tbzmed.ac.ir/JCS/Manuscript/JCS-2-27.pdf sayfasından erişilmiştir. Kılavuz, B. (2013). İnternet kullanımının ilköğretim öğrencilerinin psikososyal durumlarına etkileri. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Kısaç, İ. (2013). Fatih projesi, BT ve internetin bilinçli, güvenli kullanımının psikososyal boyutu/ Bireyin psikososyal özellikleri üzerinde internetin etkisi. Bilgi Teknolojileri ve İnternet’ in Bilinçli, Güvenli Kullanımı, 149-165. Kim, Y. (2003). The impact of the internet on children’s daily lives: Physical, social and psychological well-being. Graduate Faculty of The University of Georgia, Athens. Kinzie, M. B., Delcourt, M. A. B., & Powers, S. M. (1994). Computer technologies: Attitudes and self-efficacy across undergraduate disciplines. Research in Higher Education, 35, 745-768. Kocayörük, E. (2012). Etkili iletişim becerileri. İstanbul: Kriter Yayınevi. Koç, S., & Koşaner, Ö. (2005). Bilgi okuryazarlığı ve aktif eğitim: Bir uygulama örneği. II. Aktif Eğitim Kurultay Kitabı. İzmir: Dokuz Eylül Yayınları. Korkut, F. (1997, 10-12 Eylül). Üniversite öğrencilerinin iletişim becerilerinin değerlendirilmesi. 4. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi Bildirileri 4. Anadolu Üniversitesi, Eskişehir. 74 Korkut, F. (2000). Etkili iletişim becerileri, çatışma çözme biçimleri ve takım çalışması. Eğitici ve Yönetici Eğitimi Seminer Notları, Ankara: Eğitim-Sen Yayınları, 214228. Korkut, F. (2005). Yetişkinlere yönelik iletişim becerileri eğitimi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (28), 143-149. Kraut, R., Patterson, M., Lundmark, V., Kiesler, S., Mukopadhyay, T., & Scherlis, W. (1998). Internet paradox: A social technology that reduces social involvement and psychological well-being?. American Psychologist. 53 (9), 1017-1031. Kraut, R., Kiesler, S., Boneva, B., Cummings, J., Helgeson, V., & Crawford, A. (2002). Internet paradox revisited. Journal of Social Issues, 58 (1), 49-74. Kraut, R., & Kiesler, S. (2003). The social impact of internet use. Psychological Science Agenda, 8-10. Luszczynska, A., Scholz, U., & Schwarzer, R. (2005). The general self-efficacy scale: multicultural validation studies. The Journal of Psycholog, 139(5), 439–457. Mazman, G. (2009). Sosyal ağların benimsenme süreci ve eğitsel bağlamda kullanımı. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Milstein, T. (2005). Transformation abroad: Sojourning and the perceived enhancement of self-efficacy. International Journal of Intercultural Relations, (29), 217–238. Nachmias, R., Mioduser, D., & Shemla, A. (2001). Information and communication technologies usage by students in an Israeli high school: Equity, gender, and inside/outside school learning issues. Education and Information Technologies, 6(1), 43-53. 5 Ocak 2014 tarihinde http://course.zjnu.cn/kcjx/uploadfile/2008112721516293.pdf sayfasından erişilmiştir. Nie, N. H., & Erbring, L. (2002). Internet and society: A preliminary report. It&Society.1(1).275-283. 5 Ocak 2014 tarihinde http://www.nomads.usp.br/documentos/textos/cultura_digital/tics_arq_urb/internet_s ociety%20report.pdf sayfasından erişilmiştir. 75 Ocak, M. A. (2013). Fatih projesi, BT ve internetin bilinçli, güvenli kullanımının eğitim boyutu. Bilgi Teknolojileri ve İnternet’ in Bilinçli, Güvenli Kullanımı, 55-90. Ofcom, (April, 2008). Social networking a quantitative and qualitative research report into attitudes, behaviours and use. Research Document, 1-72. 5 Mayıs 2014 tarihinde http://news.bbc.co.uk/2/shared/bsp/hi/pdfs/02_04_08_ofcom.pdf sayfasından erişilmiştir. Okutan, M., & Kahveci, A. (2012). İlköğretim okul müdürlerinin genel öz yeterlik inançlarının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi (Rize örneği). Kastamonu Eğitim Dergisi, 20 (1), 27-42. Orhan, F., & Akkoyunlu, B. (2004). İlköğretim öğrencilerinin internet kullanımları üzerine bir çalışma. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (26), 107-116. Özan, S. (2008). Öz ve akran değerlendirmenin temel iletişim becerileri üzerindeki etkileri. Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir. Özkan, N. P. (2013, 02-04 May). Sosyal ağ kullanıcılarının e-sosyalleşme sürecindeki kimlik yapılandırma süreçleri. II. International Conference on Communication, Media, Technology and Design, Famagusta, North Cyprus. Öztürk, M., & Akgün, Ö. E. (2012). Üniversite öğrencilerinin sosyal paylaşım sitelerini kullanma amaçları ve bu sitelerin eğitimlerinde kullanılması ile ilgili görüşleri. Sakarya University Journal of Education, 2(3), 49-67. Rehm, M. L., Allison, B. N., & Johnson, L. D. (2003, September). The internet and critical issues for families. Journal of Family and Consumer Sciences Education, 2, 33-43. Rüzgar, B. (2004, 11-13 Şubat). Üniversite Öğrencilerinin İnternet Eğilimleri. 6. Akademik Bilişim 2004 Konferansı’nda sunulmuş bildiri, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon. Sağıroğlu, Ş. (2013). Fatih projesi, BT ve internetin bilinçli, güvenli kullanımının teknik boyutu. Bilgi Teknolojileri ve İnternet’ in Bilinçli, Güvenli Kullanımı, 5-53. 76 Seferoğlu, S., & Akbıyık, C. (2005). İlköğretim öğretmenlerinin bilgisayara yönelik özyeterlik algıları üzerine bir çalışma. Eğitim Araştırmaları, (19), 89–101 Siyez, D. (2010). Kişilerarası ilişkilerin başlangıcı ve gelişimi. Alim Kaya (Ed.), Kişilerarası ilişkiler ve etkili iletişim (s.69-104). Ankara: Pagem Akademi. Soyterir, S. (2005). Benlik ve kişilerarası iletişim: Öz kavrayış, öz saygı, öz farkındalık, öz anlatım. Demet Gürüz ve Ayşen Temel (Editörler), İletişime yeni yaklaşımlar (s. 227-260). İzmir: Nobel Basımevi. Subrahmanyam, K., Kraut, R. E., Greenfield, P. M., & Gross, E. F. (2010). The impact of home computer use on children’s activities and development. The Future Of Children Chıldren And Computer Technology, 10, 123-144. Şahin, F. (2010). İletişim becerilerine genel bir bakış. Alim Kaya (Ed.), Kişilerarası ilişkiler ve etkili iletişim (s.35-68). Ankara: Pagem Akademi. Şener, G. (2009, 12-13 Aralık). Türkiye’ de Facebook Kullanımı Araştırması. XIV. Türkiye’de İnternet Konferansı’nda sunulmuş bildiri, Bilgi Üniversitesi, İstanbul. 20 Mayıs 2014 tarihinde http://inet-tr.org.tr/inetconf14/kitap/sener_inet09.pdf sayfasından erişilmiştir. Telef, B. B., & Karaca, R. (2012). Çocuklar için öz-yeterlik ölçeği: Geçerlik ve güvenirlik çalışması. Buca Eğitim Fakültesi Dergisi, (32) , 169-187. Torkzadeh, G., & Van Dyke, T. P. (2002). Effects of training on internet self-efficacy and computer user attitudes. Computers in Human Behavior, 18, 479–494. Tsai, M. J., & Tsai, C. C. (2010). Junior high school students’ internet usage and selfefficacy: A re-examination of the gender gap. Computers & Education. 54. 1182– 1192. Tüysüz, C., Balaman, F., & Atalar, A. (2012, 18-20 April). Eğitim fakültesi öğrencilerinin internet kullanım amaçlarının belirlenmesi. Journal of Life Sciences. 1(1). 251-260. 77 Ulukol, B. (2013). Fatih projesi, BT ve internetin bilinçli, güvenli kullanımının sağlık boyutu. Bilgi Teknolojileri ve İnternet’ in Bilinçli, Güvenli Kullanımı, 95-122. Vural, B. A. (2006). Bilgi iletişim teknolojileri ve medya. Beril Akıncı Vural (Ed.). Bilgi iletişim teknolojileri ve yansımaları (s. 1-31). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Vural, İ. (Ed.). (2012). İletişim. Ankara: Pagem A Yayıncılık. Weiser, E. B. (2000). The functions of internet use and their social, psychological, and interpersonal consequences. Doctoral dissertation, The Graduate Faculty of Texas Tech University, Texas. Weiser, E. B. (2001). The functions of internet use and their social and psychological consequences. CyberPsychology & Behavior, 4 (6), 723-743. Worth, R. (2004). Career skills library: Communication skills. (Second edition). New York: Feguson. Wu, S., Wang, S., Liu, E. Z., Hu, D., & Hwang, W. (2012, April). The influences of social self-efficacy on social trust and social capital- A case study of facebook. TOJET: The Turkish Online Journal of Educational Technology, 11 (2), 246-254. Yıldırım, F, & İlhan, İ. Ö. (2010). Genel öz-yeterlik ölçeği Türkçe formunun geçerlilik ve güvenilirlik çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi, 21 (4), 301-308. Yıldız, S. (2007). Suçta araç olarak internetin teknik ve hukuki yönden incelenmesi. Ankara: Nobel Yayıncılık. Yüksel, Ö. (2006). Davranış bilimleri. (1. baskı). Ankara: Gazi Kitapevi. 78 EKLER 79 EK-1 KİŞİSEL BİLGİ FORMU Öğrencilerin interneti ve sosyal paylaşım sitelerini kullanma durumlarının iletişim becerileri ve öz yeterlik düzeylerine ne ölçüde etkilediğini belirlemek amacıyla bir araştırma planlamıştır. Aşağıda yer alan her bir ifadeyi okuduktan sonra size en uygun gelen seçeneğin ait olduğu yere (X) işaretini kullanarak yanıtlayınız. Kişisel bilgi formu ve ölçeklerden elde edilecek bilgiler araştırma amacı dışında kullanılmayacaktır. Bu yüzden araştırma sorularını lütfen içten yanıtlayınız ve yanıtsız soru bırakmayınız. Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim. Zeynep BAŞERER Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Felsefe Grubu Öğretmenliği Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi 1. Bölümünüz : ....................................................................................... 2. Cinsiyetiniz : ( ) Kız ( ) Erkek 3. Haftada ortalama kaç saat internet kullanıyorsunuz? ( ) 1 saatten az ( ) 3-4 saat ( ) 1-2 saat ( ) 4 saatten fazla 4. İnterneti genelde hangi amaçla kullanıyorsunuz? (Birden fazla seçenek işaretleyebilirsiniz.) ( ) Film seyretmek/müzik dinlemek ( ) Ders çalışmak/araştırma yapmak ( ) Güncel haberleri takip etmek ( ) Sosyal paylaşım sitelerinde gezinmek ( ) Oyun oynamak ( ) Yeni bilgiler edinmek/paylaşmak 5. Sosyal paylaşım sitelerinde (Facebook, Twitter, Skype, vs.) kendinize ait hesabınız var mı? ( ) Evet, var ( ) Hayır, yok 6. Kullandığınız sosyal paylaşım sitelerinde günde ortalama kaç saat geçiriyorsunuz? ( ) 1-2 saat ( ) 3-4 saat ( ) 5 saat ve üstü 80 EK-2 İLETİŞİM BECERİLERİ DEĞERLENDİRME ÖLÇEĞİ (İBDÖ) 1- Sorunlarını dinlediğim insanlar benim yanımdan rahatlayarak ayrılırlar. 2- Düşüncelerimi istediğim zaman anlaşılır biçimde ifade edebilirim. 3- Başkalarını bir kasıt aramadan dinlerim. 4- Sosyal ilişkide bulunduğum insanları oldukları gibi kabul edebilirim. 5- İnsanların önemli ve değerli olduklarını düşünürüm. 6- Birisiyle ilgili bir karara ulaşmadan önce onunla ilgili gözlemlerimi gözden geçiririm. 7- İlişkide bulunduğum kişilerin anlatmak istediklerini dinlemek için onlara zaman ayırırım. 8- İnsanlara karşı sıcak bir ilgi duyarım. 9- İnsanlara gerektiğinde yardım etmekten hoşlanırım. 10- Olaylara değişik açılardan bakabilirim. 11- Düşüncelerimle yaptıklarım birbirleriyle tutarlıdır. 12- İlişkilerimin daha iyiye gitmesi için bana düşenleri yapmaya özen gösteririm. 13- Kendime ve başkalarına zarar vermeden içimden geldiği gibi davranabilirim. 14- Arkadaşlarımla beraberken kendimi rahat hissederim. 15- Yaşadığım olaylardaki başkalarına iletebilirim. coşkuyu her 81 halimle Her zaman Genellikle Bazen Nadiren Hiçbir zaman YÖNERGE: Aşağıda iletişim becerinizi değerlendirmek için bir ölçek sunulmuştur. Her bir ifadeyi okuduktan sonra size en uygun gelen seçeneğin karşılık geldiği yeri (X) işaretini kullanarak yanıtlayız. 82 Her zaman Genellikle Bazen Nadiren Hiçbir zaman 16- İlişkilerimin nasıl geliştiğini ve nereye gittiğini anlamak için düşünmeye zaman ayırırım. 17- Karşımdakini dinlerken anlamadığım bir ayrıntı olduğunda konunun açığa kavuşması için sorular sorarım. 18- Benimle özel olarak konuşmak isteyen bir arkadaşım olduğunda konuyu ayaküstü konuşmamaya özen gösteririm. 19- Birisini anlamaya çalışırken sakin bir ses tonuyla konuşurum. 20- İlişkilerimi zenginleştiren eğlenceli, keyifli bir yanım var. 21- Birisine bir öneride bulunurken, onun öneri vermemi isteyip istemediğine dikkat ederim. 22- Birini dinlerken ne karşılık vereceğimden çok onun ne demek istediğini anlamaya çalışırım. 23- İletişim kurduğum insanlar tarafından anlaşıldığımı hissederim. 24- Bir yakınımla sorunum olduğunda bunu onunla suçlayıcı olmayan bir dille konuşmak için girişimde bulunurum. 25-Karşımdakini dinlerken sırf kendi merakımı gidermek için ona özel sorular sormaktan kaçınırım. EK-3 GENEL ÖZ-YETERLİK ÖLÇEĞİ 1- Yeni bir durumla karşılaştığımda ne yapmam gerektiğini bilirim. 2- Beklenmedik durumlarda ne yapmam gerektiğini her zaman bilirim. 3- Bana karşı çıkıldığında kendimi kabul ettirecek çare ve yolları bulurum. 4- Ne olursa olsun üstesinden gelirim. 5- Güç sorunların çözümünü eğer gayret ederse başarabilirim. 6- Tasarılarımı gerçekleştirmek ve hedeflerime erişmek bana güç gelmez. 7- Bir sorunla karşılaştığımda onu halledebilmeye yönelik birçok fikirlerim vardır. 8- Güçlükleri soğukkanlılıkla karşılarım,çünkü yeteneklerime her zaman güvenebilirim. 9- Ani olaylarında hakkından gelebileceğimi sanıyorum. 10- Her sorun için bir çözümüm vardır. 83 Bana her zaman uygun Bana çoğu kez uygun Bana biraz uygun Bana hiç uygun değil YÖNERGE: Aşağıda öz yeterlik düzeyinizi değerlendirmek için bir ölçek sunulmuştur. Her bir ifadeyi okuduktan sonra size en uygun gelen seçeneğin karşılık geldiği yeri (X) işaretini kullanarak yanıtlayız.