ö. Senatosu B : U 8.2.1962 O % 461

advertisement
ö. Senatosu
B:U
Muhterem arkadaşlarım, Mehmet Hazer ar­
kadaşımız, işçi, iş veren hakları mevzuundaki
görüşlerini belirttiler. Bu arada, işçi ve iş veren
hakları arasındaki nazik dengenin muhafaza
edilmesini 'belirttiler. Buradan hareket ederek,
bâzı arkadaşlar grev hakkından ve grev hakkı­
nın birdenbire tanınmasından biraz ürker gibi
bahsettiler. Bu endişe vâridolmasa gerektir.
Toplu sözleşme ve grev hakkı, değil medeni
memleketlerde, birçok müstemlekelerde bile
tabiî haklardan sayılmaktadır. îleri memleket­
lerde zaman zaman görülen ve aylarca devam
eden grevler olmuştur ve olagelmektedir. Bu­
nun karşısında Ibiz-de de öyle grevler olabilece­
ğinden endişe duymaya yer yoktur. Bir mem­
lekette grev hakkının kullanılış ölçüsü ile sa­
nayi gücü arasında tabiî bir denge vardır. İkisi
âdeta muvassit kaıblar gibidir. Bir memlekette
işçi ancak o memleketin endüstrisinin taşıyabi­
leceği ölçüde grev yapabilir. Hiçbir memleke­
tin işçi sendikaları o memleketin sanayi kolla­
rından daha zengin olamazlar. Onun için iste­
seler bile, -o memleketteki sanayi kollarını ta­
şıyamayacağı ölçüde grev yapamazlar. Türk
işçisinin, grev hakkının ne kadar nazik bir si­
lâh olduğunu bilerek kullanacağına, memle­
ket menfaatlerini kendi menfaatinden daha üs­
tün olduğunu bilerek kullanacağına, zamansız
ve yersiz kullandığı zaman bu silâhın önce ken­
disini yaralıcağma inanarak kullanacağına şah­
san eminim. Arkadaşlarımızın da bu kanaati
taşıdıklarına inanıyorum.
Arkadaşlarım, yine Sayın Mehmet Hazer
arkadaşımız bizim işçimizin evvelce âmirlerine
ve patronlarına karşı saygılı olduğu, fakat
son zamanlardaki gösterilerden, yürüyüşlerden
edindiği intibaa göre, bu saygı ve hürmette
bir gevşeme olduğu yolunda konuştular. Bir
bakıma öyle sayılabilir. Fakat bu meselenin
muhtelif yönleri vardır.
Muhterem arkadaşlar, bugün işletmecilik
ve bunun en önemli unsurlarından birisi olan
personel münasebetleri maalesef Türkiye'nin
henüz pek yabancısı ve cahili bulunduğu bir
ilim haline gelmiştir. Eğer bir işçi patronun­
dan hoşnut değilse, bunun sebebini, pek geniş
ölçüde, patronun işletmecilik bilgisindeki, per­
sonel münasebetlerindeki bilgi ve görgü nok­
sanlığında aramak gerekir kanaatindeyim. Kal-
8.2.1962
O%
di ki, muhterem arkadaşımın bahsettiği mâna­
da saygı, demokratik düzenden önceki paternel sistemin yerleştirdiği saygı idi. Demokra­
tik düzende, bilhassa toplu sözleşme ve grev
düzeninde, bu paternel saygı geleneğinin bir
değişikliğe uğramasını kabul etmek gerekir
zannediyorum.
Demokraside saygı ancak karşılıklı olduğu
zaman vardır. Sevgi, ancak karşılıklı olduğu
zaman vardır. İşverenlerimiz, biraz anlayışlı
olurlarsa, işçilere, sendikacılara, hiç değilse,
Sanayi Bakanı ve Çalışma Bakanı kadar alçak
gönüllü davranmaya kendilerini alıştırırlarsa,
ben eminim ki, işçilerimizden Almanya'daki
işverenler kadar memnun olacaklardır.
Muhterem bir arkadaşımız tarım işçilerinden
bahsettiler. Arkadaşlar, gerçekten nüfusunun
yüzde 70 ten fazlası toprakta çalışan bir mem­
lekette, tarım işçisinin hakkı, hukuku göze­
tilmeden sosyal adaletten bahsedilemez. Bu
bakımdan, bu işçilerin haklarının da korun­
masının zaruretine inanmaktayız. Ancak, tarım
işçisinin, sosyal adalet düzenine kavuşabilmesi
hususunda bâzı pratik güçlükler vardır. Ev­
velâ tarım işçisinin tarifini yapmakta ve tes­
hilinde güçlük çekilmektedir. Sonra ücret tesbiti; buna birçok hallerde maddeten imkân
yoktur. Biliyorsunuz tarım
işçilerimizin bir­
çoğu yarıcı vaziyetinde çalışırlar, para yerine
emeklerinin karşılığını aynî olarak alırlar. Fa­
kat bu gibi güçlüklerine rağmen, Bakanlığımız
tarım işçilerinin durumlarının düzenlenmesi
için çalışmalara başlanmış, bu hususta Tarım
Bakanlığı ile de temasa geçmiştir. İş ve İşçi
Bulma Kurumu vasıtasiyle tarım işçilerimize
yardımda bulunulmaktadır. Mevsimlik işçi ba­
rındırma yurtları teminine çalışılmaktadır.
Bu Kurumun daha iyi işler bir hale getiril­
mesini temin için, İş ve İşçi Bulma Kurumu­
nun malî imkânlara kavuşturulması lâzımdır.
Arkadaşlarımın belirttikleri gibi İş ve İşçi Bul­
ma Kurumu malî kaynağının büyük bir kısmı­
nı özel idareler ve belediyeler teşkil etmekte,
fakat kendileri, pek çok halde yardıma muhtacolan bu özel idare ve belediyeler 1§ ve İşçi
Bulma Kurumuna karşı ödevlerini pek küçük
nisbette yerine getirebilmektedirler.
Benim şahsi kanaatim, bu çok faydalı Ku­
ruma Devlet bütçesinden daha geniş imkân ay-
461
Download