kayıp saırlerden ıkısı balkıs´ı yazdı

advertisement
KAYIP SAIRLERDEN IKISI BALKIS´I YAZDI
Portal
Adres
: www.evrensel.net
İçeriği : Gündem
Tarih : 03.07.2014
: http://www.evrensel.net/haber/87496/kayip-sairlerden-ikisi-balkisi-yazdi.html
Kayıp şairlerden ikisi Balkıs´ı yazdı Sennur SEZER Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarının değerbilirlik örneği bir dizisi var: Kayıp
Şairler. Danışmanlığını Ahmet Oktayın, araştırmacılığını Hüseyin Hüsnünün yaptığı dizinin editörü Ruken Kızıler. Unutkan edebiyat
hafızamızın bir kıyısında hatırlanmayı bekleyenlerin bazıları kitaplaştı: Suphi Taşhan, Nevzat Üstün, Suat Taşer, Halim Şefik. Bu
günlerde bu dizide iki şair daha yer aldı: Garbis Cancikyan ile Haygazun Kalustyan. Ortak bir kitapları var: Balkıs. Kitaba adını
Heykeltıraş Hüseyin Anka koymuş, kapağı da Agop Arad yapmış. Garbis Cancikyan 6 Ocak 1920de Samatyada doğmuş, 26 Şubat
1946 yılında Yedikule Surp PırgıÇ Hastanesinde öldü. Dönemin Çaresiz hastalığı tüberküloza yenik düştüğünü de söyleyebiliriz. Ermeni
Llirik Şair Misak Medzarentsin (1886-1908) yanına gömülmek isteği yerine getirilebildi. Mezartaşında da şiirlerinden biri yer alıyor:
?Ocağın altısında doğdum ben/Ateş yüreğimde tüter/KılıÇ alnımda doğdum ben•.1990da arkadaşı Rupen Maşoyanın editörlüğünde
Samatya Sahakyan Okulundan Yetişenler Derneğince TürkÇe ve Ermenice yazdığı tüm şiirler yayımlandı: Garbis Cancikyani
Hedkerov (Garbis Cancikyanın İzleriyle) Haygazun Kalustyan 1920de Gedikpaşada doğdu. Getronagan Lisesi öğrencisiyken Cancikyan
ile tanıştı. Parasal sıkıntılardan dolayı öğrenimini yarım bırakarak bir fabrikada Çalışmaya başladı. Dışardan lise sınavlarını verdi.
1960ta İstanbul Üniversitesi pedagoji bölümünü bitirdi.1965te Ermenistana göÇ etti ve Bilimler Akademisinde Çalıştı. 1985 yılında
öldü. 2004 yılında Gazeteci Yazar Rober Haddeciyan, bu kuşak şairlerin görüşlerini İstanbul Ermenileri Yeni Şiirinin Romanı Garbis
Cancikyan, Haygazun Kalustyan ve Diğerleri adıyla (Ermenice) bir kitapta topladı. Bu kuşak şairleri Garip Kuşağına yakın şairlerdir.
Cancikyanın ?edebiyatın gayesi , feleğin Çemberinden geÇmiş bu dünyada bir heykeltıraş gibi hayatı yontmaktır, insanı inşa etmektir.
İnsanın iÇ dünyası Çok ağırlaşır/Çekilmez olur/ taşınamaz olur, eğer bir biÇimiyle ifade bulamazsa , insan mecburdur konuşmaya ,
sanatın gergi dilleriyle dil gelişir ve edebiyat doğar• tanımı güncelliğini koruyor. Balkısın ön sözündeki ?Esere bir canlılık vermek
lazımdır bu da ancak realizmden gelebilir. Realist yalnız görüp hisseden değil gösterip hissettiren şairdir• tanımı da taptaze. Haygazun
Kalustyanın ilk Ermenice şiir kitabının adının Karyuği Lampan (Gaz Lambası ) olduğunu söylemek ve polis soruşturmasına konu
olmuş Akşam şiirini örneklemek onları daha iyi tanıtabilir: Şimdi/Bir kadın/İşsiz kocasını bekliyor/Şimdi/Kağıt parÇalarının alevi/Pazar
kaldırımları üstünde/Dökülen lahana yapraklarını/Yemeğe Çevirecek/Ve masa üstündeki ekmek bıÇağı/Tekrar/Ekmek ekmek ekmek
bekleyecek... Tomasyan, Balkıs kitabını ona A. Kadirin verdiğini söylüyor. Bu da bu şairlerin Garip gibi sokak diline yakın ama güzel
bir dünya ideolojisinden yana olduklarını gösterir bence. *Balkıs, şiirler, Garbis Cancikyan, Haygazun Kalustyan, Türkiye İş Bankası
Kültür Yayınları, 48 sayfa www.evrensel.net Eklenme tarihi: 2014-07-03 06:00:05
1. DÜNYA SAVASINDAN KALAN MAYIN PATLADI
Portal
Adres
: www.habercorlu.com
İçeriği : Kent/Yaşam
Tarih : 03.07.2014
: http://www.habercorlu.com/guncel/1-dunya-savasindan-kalan-mayin-patladi-h112389.html
1/3
1. DÜNYA SAVASINDAN KALAN MAYIN PATLADI
2/3
1. DÜNYA SAVASINDAN KALAN MAYIN PATLADI
3/3
KADINLAR EUROCUPA HANGI TAKIMLAR KATILIYOR?
Portal
Adres
: www.basketdergisi.com
İçeriği : Spor
Tarih : 03.07.2014
: http://www.basketdergisi.com/kadinlar-avrupa-kupasinda-takimlar-aciklandi.html
Kadınlar Eurocupa hangi takımlar katılıyor? FIBA Avrupa, 2014-2015 sezonunda Kadınlar Avrupa Kupası mücadelesinde yer alacak
takımları açıkladı. Türkiyeden Beşiktaş, İstanbul Üniversitesi BGD, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Adana BOTAŞ ve Ordusporun
mücadele edeceği kupada, 11 ülkeden toplam 31 takım yer alacak. 2014-2015 sezonunda Basketbol FIBA Kadınlar Avrupa Kupasında
mücadele edecek diğer takımlar ülkelere göre şöyle: Belçika: Belfius Namur Capitale, Lotto Young Cats, Royal Castors Braine Belarus:
Tsmoki, Horizont Fransa: Villeneuve dAscq, Basket Landes, Nantes Reze, Flammes Carolo Basket Almanya: TSV 1880 Wasserburg
Macaristan: PEAC Pecs, UE Sopron, UNI Györ, Aluinvent Miskolc, PINKK Pecsi 424 Israil: Maccabi Ashdod Litvanya:
Kibirkstis-VICI, Fortuna Klaipeda, Utena Portekiz: Quinta dos Lombos Rusya: Dinamo Moskova, Spara&K M.R. Vidnoje, Chevakata
Vologda, Spartak Noginsk, Enisey Krasnoyarsk İsveç: Udominate
KULAK ÇINLAMASINI HAFIFE ALMAYIN!
Portal
Adres
: www.on5yirmi5.com
İçeriği : Gençlik/Trend
Tarih : 03.07.2014
: http://www.on5yirmi5.com/haber/saglik/hastaliklar/160867/kulak-cinlamasini-hafife-almayin.html
Kulak çınlamasını hafife almayın! Sayfayı Yazdır Uykularınızı bölen ve neredeyse hayatınızı zehir eden kulak çınlamasından kurtulmak
artık mümkün! Halk arasında kulak çınlaması sorunu olarak bilinen 'tinnitus' rahatsızlığı, kulağa lazerle biyo-uyarıcı etki oluşturularak
yapılan 'tinnitus tedavi sistemi'yle 2 ayda tedavi edilebiliyor. İleri safhalarda intihara sürükleyen rahatsızlığın belirtilerini ve tedavi
sürecinin ayrıntılarını Prof. Dr. İrfan Devranoğlu anlatıyor... Dünya nüfusunun üçte birinin kulak çınlaması şikayeti olduğunu biliyor
muydunuz? Bazen dikkat dağınıklığına yol açarak, bazen uykuya dalmayı imkânsız hale getirerek günlük hayatı olumsuz etkileyen kulak
çınlaması sorunu, artık geliştirilen yeni yöntemlerle kolayca tedavi ediliyor. Halk arasında kulak çınlaması olarak da adlandırılan
'tinnitus' rahatsızlığı önemsiz görünse de zaman zaman çok ciddi hastalıkların habercisi olabiliyor. Gün içinde zaman zaman görülen
kulak çınlamasının önemli olmazken, 24 saat boyunca devam eden ve kronik hale gelen kulak çınlamasının sorun olabileceğini belirten
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan
Devranoğlu, erken tanı ve doğru tedavi ile önemli hastalıkların eşiğinden dönmenin mümkün olduğunu söylüyor. Kulak çınlaması
şikayetinin görülme sıklığının yüksek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Devranoğlu; 'Türkiye´de 15 milyon insan tinnitus hastası var.
Dünya nüfusunun ise üçte biri kulak çınlaması şikayetiyle doktora müracaat ediyor, yaklaşık 2-2.5 milyar insanın kiminde az, kiminde
dayanılmaz bir çınlama görülüyor' diyor. 'Tinnitus'un gerçekte dışarıdan gelen bir sesli uyaran olmadan hastanın ses algılaması olarak
tanımlandığını, bu sesin değişik tonlarda ve özelliklerde olabildiğini ifade eden Devranoğlu, hastaların bu sesleri kimi zaman bir çınlama
sesi gibi duyarken, kimi zaman uğultu, rüzgar sesi veya bir makinenin çalışma sesi gibi tarif edebildiğini anlatarak, bunların hepsinin
'tinnitus' olarak kabul edilmesi gerektiğini dile getiriyor. TİNNİTUS TERAPİSİYLE YÜZDE 75´LİK BAŞARI Yakın zamana kadar tam
çare bulunamaz ve hastalara bununla yaşaması önerilirken, artık yeni tedavi metodu olan 'Tinnitus Tedavi Sistemi' ile kulak çınlaması 2
ayda tedavi edilebiliyor. Çeşitli testlerle sorunun nereden kaynaklandığı belirlenip, tanının konulmasının ardından, kulağa lazerle
biyo-uyarıcı etki oluşturularak yapılan 'TİNNİTUS TEDAVİ SİSTEMİ' terapisiyle tedavi imkanı bulunabildiğini dile getiren Prof. Dr.
Devranoğlu, dünyanın 45 fazla ülkesinde kullanılan bu yöntemle son bir yıl içinde, 2500 hastanın, 1700 kişisinde iyileşmeye ulaşıldığını
belirtiyor. Sorunun çözümünde yüzde 75´lik başarı sağlandığını dile getiren Prof. Dr. Devranoğlu, bu yöntemle soruna zemin hazırlayan
karmaşık süreçleri, vücudun doğal yolla kontrol altına alması sağlandığını ifade ediyor. Tedavi, çınlamanın şiddetine göre 12 seanslık
lazer ve elektromanyetik dalgalardan oluşuyor ve yaklaşık 2.5 ay sürüyor. Tedavi ile hem hasar onarılıyor, hem de hücre yenilenmesi
sağlanıyor. 'Tinnitus Lazer Kalemi' ile 'tinnitus' hastaları, her gün 20 dakika, 90 gün boyunca kendi kendilerine tedavi uygulayabiliyorlar.
Tedavi ile birlikte hastalar için hazırlanmış özel diyete uyulması şart koşuluyor. ÇINLAMAYI AZALTMAK İÇİN BASİT TEDBİRLER
ALINMASI YETERLİ Kulak çınlamasının 14-85 yaş arasındaki herkeste karşılaşılabildiğini belirten Prof. Dr. Devranoğlu, kadınlarda
görülme sıklığının erkeklere oranla daha yüksek olduğunun altını çiziyor. Islak saçla dışarı çıkılmasının hava akımıyla birlikte kulakta
bir kireç tabakasının oluşmasına yol açtığını söyleyen Prof. Dr. Devranoğlu; 'Menopoz dönemi de kadınlarda çınlama sorunu meydana
getirebiliyor. Sakız çiğnemek, kasları çalıştırdığı ve çok iyi bir fizik tedavi yöntemi olduğu için herkese günde en az 1 saat sakız
çiğnemesi öneriliyor' diyor. Kulak çınlamasını azaltmak içinse basit tedbirler yeterli: Yüksek sesli müziğe maruz kalmaktan kaçınılması,
kan basıncının sürekli kontrol ettirilmesi, tuzlu yiyeceklerden uzak durulması isteniyor. Ayrıca, sinir sistemine uyarıcı etkisi olan kahve,
gazlı içecek ve sigara tüketiminden uzak durulması, günlük egzersizlerle kan akımının düzene sokulması, gün içinde yeterince
dinlenilmesi ve çok yorulmaktan sakınılması tavsiye ediliyor.
TİNNİTUS NASIL ORTAYA ÇIKIYOR? Tinnitus, genellikle işitme
sinirlerinin mikroskopla görülebilecek kadar küçük olan uçlarında meydana gelen hasarlardan ötürü gelişiyor. Bu sinir uçlarının
sağlıklılığı doğru ve kesin duymayı sağlıyor ve bunlarda meydana gelecek bir hasar işitme kaybı ve 'tinnitus'a yol açıyor. İlerlemiş yaşla
birlikte sinir uçlarında bazı değişiklikler meydana geliyor ve 'tinnitus' ortaya çıkıyor. ALERJİ, ENFEKSİYON YA DA TÜMÖR
ETKEN OLABİLİYOR Kulak çınlaması bir hastalık olması yanında bazen de başka hastalıkların belirtisi olarak da karşımıza
çıkabiliyor. Bunların arasında kafatası tümörleri, dolaşım bozukluğu, damar rahatsızlıkları ve kireçlenme yer alıyor. Bu yüzden muayene
ve testlerin ihmal edilmemesi ve kulak çınlamasının başka hastalıkların habercisi olup olmadığının öğrenilmesi büyük önem taşıyor.
Enfeksiyon, kulak zarında delinme, orta kulakta sıvı birikmesi, orta kulaktaki kemiklerin eklem yerlerinin sertleşmesi, baş ve boyun
bölgesindeki damar genişlemeleri (anevrizma), denge ve işitmeyi sağlayan sinirden kaynaklanan bir tümör (akustik nörinom) ve işitme
kaybı kulak çınlamasına yol açabiliyor. Bunların dışında alerji, yüksek veya düşük tansiyon, tümör, şeker hastalığı, tiroid problemleri,
baş ve boyun bölgesine gelen darbeler, bazı romatizma ilaçları, kimi antibiyotikler ve sakinleştirici ilaçlar da etki eden diğer faktörler
olarak gösteriliyor. Tinnitus´un her durumunda tedavisi farklı oluyor. Dolayısıyla uzman kontrolüyle gerçek nedenin tespit edildikten
sonra uygun tedavinin yapılması önem taşıyor.
ÜNIVERSITE SIRALAMALAR / ÜNIVERSITE TAVAN PUANLARI / LYS 2014 ...
Portal
Adres
: www.bugun.com.tr
İçeriği : Gündem
Tarih : 03.07.2014
: http://gundem.bugun.com.tr/universite-siralamalar-universite-tavan-puanlari-haberi/1168489
1/6
ÜNIVERSITE SIRALAMALAR / ÜNIVERSITE TAVAN PUANLARI / LYS 2014 ...
2/6
ÜNIVERSITE SIRALAMALAR / ÜNIVERSITE TAVAN PUANLARI / LYS 2014 ...
3/6
ÜNIVERSITE SIRALAMALAR / ÜNIVERSITE TAVAN PUANLARI / LYS 2014 ...
4/6
ÜNIVERSITE SIRALAMALAR / ÜNIVERSITE TAVAN PUANLARI / LYS 2014 ...
5/6
ÜNIVERSITE SIRALAMALAR / ÜNIVERSITE TAVAN PUANLARI / LYS 2014 ...
6/6
LYS 2014 TERCIH KILAVUZU / ÜNIVERSITE PUAN HESAPLAMA MOTORU / ...
Portal
Adres
: www.arcaajans.com
İçeriği : Gündem
Tarih : 03.07.2014
: http://www.arcaajans.com/haber/guncel/lys-2014-tercih-kilavuzu-universite-puan-hesaplama-motoru-osym-olcme
1/9
LYS 2014 TERCIH KILAVUZU / ÜNIVERSITE PUAN HESAPLAMA MOTORU / ...
2/9
LYS 2014 TERCIH KILAVUZU / ÜNIVERSITE PUAN HESAPLAMA MOTORU / ...
3/9
LYS 2014 TERCIH KILAVUZU / ÜNIVERSITE PUAN HESAPLAMA MOTORU / ...
4/9
LYS 2014 TERCIH KILAVUZU / ÜNIVERSITE PUAN HESAPLAMA MOTORU / ...
5/9
LYS 2014 TERCIH KILAVUZU / ÜNIVERSITE PUAN HESAPLAMA MOTORU / ...
6/9
LYS 2014 TERCIH KILAVUZU / ÜNIVERSITE PUAN HESAPLAMA MOTORU / ...
7/9
LYS 2014 TERCIH KILAVUZU / ÜNIVERSITE PUAN HESAPLAMA MOTORU / ...
8/9
LYS 2014 TERCIH KILAVUZU / ÜNIVERSITE PUAN HESAPLAMA MOTORU / ...
9/9
BALIKESIR'DEKI DEPREMIN ARDINDAN...
Portal
Adres
: www.yazete.com
İçeriği : Gündem
Tarih : 03.07.2014
: http://www.yazete.com/gundem/balikesirdeki-depremin-ardindan-784185.html
Balıkesir deki depremin ardından... Saat 08.04 te 4,5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremin ardından açıklama yapan Yrd.
Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, olası marmara depremi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığından (AFAD) yapılan açıklamaya göre, Balıkesir in Bandırma ilçesinde saat 08.04 te 4,5 büyüklüğünde deprem kaydedildi.
Sarsıntının 6,97 kilometre derinlikte meydana geldiği belirtildi. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Balıkesir in Bandırma ilçesindeki depreme ilişkin, 'Düşey hareketlenmeler var
ama beklenen depremlerle alakası yok. O yüzden bunlara bağlı büyük depremi düşünmek, pek doğru değil' dedi. Gündoğdu, yaptığı
açıklamada, merkez üssü Manyas Kuş Gölü olan depremin 08.04 te meydana geldiğini söyledi. 'Orada düşey hareketlerden oluşan
depremler var' diyen Gündoğdu, '1964 yılında 6,8 büyüklüğünde deprem olmuştu. Arkasından yine Gölcük ün çevresinde birkaç deprem
daha oldu. Düşey hareketlenmeler var ama beklenen depremlerle alakası yok. O yüzden bunlara bağlı büyük depremi düşünmek, pek
doğru değil' şeklinde konuştu. Depremlere karşı önlem alınması gerektiğini ifade eden Gündoğdu, 'Okul ve hastane gibi insanların toplu
bulunduğu yerleri iyi tespit etsinler. Şu anda ramazandayız. Daha kalabalık oluyor. Bu tür önlemler çok önemli' değerlendirmesinde
bulundu. Marmara da 7 nin üzerinde büyük deprem bekleniyor Gündoğdu, Kuzey Ege de Yunanistan a yakın yerde büyük bir deprem
beklendiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: 'En son deprem 6,9 du. Kuzey Anadolu Fay Hattı nın son parçası kırılıyor. Marmara
içinde 7 nin üzerinde büyük deprem bekliyoruz. Ne zaman sıra gelir bilemiyoruz ama şu anda gözlemlerimize göre büyük bir depremin
belirtisi ve bulgusu yok.' AA
BONZAI BIR LABORATUVAR KAZASIYDI
Portal
Adres
: www.radikal.com.tr
İçeriği : Gündem
Tarih : 03.07.2014
: http://www.radikal.com.tr/saglik/bonzai_bir_laboratuvar_kazasiydi-1200012
Bonzai bir laboratuvar kazasıydı Nereden çıktı bu bonzai? Nasıl bu kadar çabuk yaygınlaşabildi? Bağımlılığı nasıl tedavi edilir? Veya
edilebilir mi? Genç insanların beyninde, hafızasında ve kişiliğinde yarattığı hasardan geri dönüş var mı? Bırakma sürecinde aile ne
yapmalı ve en önemlisi ne yapmamalı ? Ailelere destek veren kurumlar var mı? Psikiyatrist Dr. İlker Küçükparlak, anlattı. Bonzaiyle
ilgili bilinmezlikler, nasıl ortaya çıktığıyla ve içinde ne olduğuyla başlıyor. Bonzai, aslında bir tür laboratuvar kazası. ABDde, yaklaşık
29 yıl önce, ?İnsanlara esrar vermeden, esrarın etkilerini taklit edecek tamamen sentetik bir madde, bir molekül üretebilir miyiz acaba•
merakıyla başlamış. Hayvanlar üzerinde test edilmiş. Hedef, esrarın sakinleştirici, uyutucu, iştah açıcı etkilerini ?taklit edecek sentetik
bir madde, bir ?ilaç üretmek. Ama formül başka ellere geçince, sonuç bonzai. Psikiyatrist Dr. İlker Küçükparlak yanıtladı. ?Bonzai
esrarın etken maddesi olan THCnin laboratuvarda üretilmiş, sentetik hali. 20 kadar ayrı türevi var. Bu kadar fazla türevi olması
bonzainin etkilerinin de değişken olmasına neden oluyor. Her parti üründe farklı etki olabiliyor• diyorsunuz. Yani, asıl mesele içine fare
zehiri, tarım ilacı falan katılması değil, bonzai sentetik esrar ve en az 20 değişik türü var öyle mi? Evet, bonzai aslında laboratuvarda
bilimsel çalışma amacıyla, esrarın beyindeki etkilerini incelemek için, hayvan deneylerinde kullanmak üzere üretilmiş bir molekül. 1995
yılında Güney Carolinada Clemson Üniversitesinden John W. Huffman tarafından laboratuvarda sentezlenmiş. Huffman halen piyasada
bulunan JWH-073 ve JWH-018 moleküllerini üretmiş ve bunlara kendi adının baş harflerini vermiş. Ancak formül sızıyor. Halen küçük
küçük değişikliklerle bu molekülden yeni varyasyonları üretilmeye devam ediliyor. En az 20 varyasyonu var. Testlerinin pahalı
olmasının, devlet hastanelerindeki testlerde bazen tespit edilememesinin nedenlerinden biri bu. Hastaların üzerinden çıktığı için
tanıyoruz. Başlangıçta ıslak mendilleri andıran içi alümünyumlu satılıyordu. Sıvı olarak üretiliyor. Sonra adaçayı gibi bitkilere
emdiriliyor ve bitki formunda satılıyor. Açık sarıya çalan yeşil bir rengi var. Ayrıca daha pütürlü, granüllü bir görünümü var. Avrupaya
2004 yılında giriyor. Türkiyede de son 4-5 yıldır yaygın şekilde tüketilmekte olduğunu gözlemliyoruz. ?HOCAM KURTAR BİZİ Siz
ilk ne zaman duydunuz? 4-5 senesi var. İnsanlar bonzai piyasaya girince, ?Esrarın daha keyif vereni• diye düşündüler. Oysa o kadar hızlı
bir bağımlılık yapıyor ve fiziksel yıkımı öyle fazla ki. Eskiden bize bu kadar ısrarla, tedavi olmak istiyorum diye gelenler eroin
bağımlıları olurdu. Esrar bağımlıları değil. Yıllarca esrar kullanıp tedaviyi aklından bile geçirmeyenler bonzaiye geçtikten sonra ?Hocam
kurtar bizi• diye gelmeye başladı. Bonzaiden sonra servislerde yatış oranı değişti. Yaşattığı çaresizlik ve hastanın kurtulma motivasyonu
açısından esrarla değil ancak eroinle karşılaştırılabilir. Aslına bakarsanız ne kullanıyorsa kullansın bu bireyin kendi tercihidir. Ama şu
bilinsin, bu esrar değil. Tüm bilişsel yetenekler, konsantrasyon ve hafıza üzerinde yıkıcı etkisi var. Ve bu etkiler kullanmaya başladıktan
sonra hemen birkaç ay içinde başlıyor. Psikotik etkileri şizofreni dahil olabiliyor. Paranoya başlıyor. Arkadaşları ona tuzak mı kuruyor,
ailesi kendisini zehirliyor mu? Ve haliyle bunlar bütün ilişkilerini etkiliyor... Tedavisinde kullanılan ilaçlar var mı? Bunlar ne kadar
etkili? Bağımlılığın bir ilacı yok. Verdiğimiz ilaçlar sadece bağımlı uyuyamıyorsa uyuması, öfke krizleri geçiriyorsa sakinleşmesi,
paranoya düşünceleri varsa bunlarla baş etmesi için verdiğimiz ilaçlar. YOKSUL BAĞIMLILAR NE YAPSIN? Tedavide ilk olarak ne
yapılmalı? Aslında bunu yoksul aileler ve olmayanlar açısından iki aşamalı sormak gerekiyor belki... Tedavide bağımlının bonzainin
temin edildiği, kullanıldığı ortamdan uzaklaşması; kendini müzikle, sanatla, sporla veya herhangi bir şeyle ifade edebileceği bir hayat
kurup sürdürmesi etkili deniliyor. Ama eğer bonzainin peynir ekmek gibi satıldığı bir semtte, yoksul bir anne-babaysam ve bonzai
bağımlısı bir çocuğum varsa ne yapmalıyım? Her iki durumda da şu 3 aşama önemli. Bağımlılıkta ilk aşama, durumun farkına varmak.
Çünkü bağımlılar bağımlı olduklarını inkar ederler. Birincisi durumun adını koyacak. ?Ben bağımlıyım.• İkincisi karar vermek. Şunları
yaparsam bırakabilirim. Ve ardından üçüncü aşamada harekete geçmek başlar. Bunlar olmadan bağımlılık tedavisi olmaz. Hastalara hep
söyleriz. Bir koltuk değneğiyiz. Ama çok iyi bir koltuk değneğiniz olsa bile eğer sizin yerinizden kalkmaya niyetiniz yoksa işe yaramaz.
Bunlar bilinmeyince ailelerin şöyle bir telaşı oluyor. ?Doktora götüreyim, çocuğumu yatırsın.• Ama arada o kız var. O bağımlığının
tedavisi için karar vermemiş olabilir. Bu durumda ailelere rol düşüyor. AİLELER BAĞIMLILIĞI ÖDÜLLENDİRİYOR MU? Nedir
ailelere düşen rol? Ne yapacak aile, ne yapmayacak? Türkiyede tedavide en büyük engel, ailenin bireyden ?ayrışamamış olması ve
bağımlığı ödüllendiren tavır göstermesi. Ailenin telaşı, aşırı desteği, kendini suçlaması ve vicdan azabı.... ?Çocuğumu iyi bir okula
yollayamadık ondan oldu• gibi. Ayrışamamış, kendini suçlayan hata mı yaptık diyen ailelerde böyle bir sıkıntı oluyor. Özellikle
İstanbulda ebeveynlerin ciddi sıkıntıları var. ?Çocuğa zaman ayıramadık• diye suçluluk duyuyorlar ve bunu çeşitli rüşvetlerle kapatmaya
çalışıyorlar. Gelir düzeyi iyi ailelerde etkinlikler, yüzme kursları, baleler vesaire ile. Gelir düzeyi düşük ailelerde ise ?Zaten çocuğa pek
bir şey veremedik, bari şu yaptığını görmezden geliverelim, aramızı bozmayalım• düşüncesiyle. Bunlar sınırları bozan, sorumluluğu
dışsallaştıran, bağımlık riskini artıran davranışlar. Bonzai bağımlısı eşya satar, o eşya yerine konulur. İşten çıkartılır, cep harçlığı cebine
konulur. Bunlar bağımlılığı ödüllendiren tavırlardır. ?Biz senin arkanı toplayacağız• mesajıdır. Adam, evli ama ailem deyince hala anne
babasını anlatıyor. 30 yaşında ama çocuk gibi ve hala kendi adına karar veremezmiş gibi davranılıyor. Yurt dışındaki meslektaşlarımız
tedavide aileyi sürece katmaya çalışıyorlar. Çünkü orada aile kopuk. Biz ise ?çıkarmaya çalışıyoruz. Yurt dışındaki meslektaşlarımız
bazen sorarlar bize ? Türk bir hastam var, durum çok karışık• diye. Bağımlıda muhakeme bozukluğu var mı? Yok. Zeka geriliği var mı?
Yok. Madde kullandığı zaman olumsuz etkilerini biliyor mu, sonuçlarını biliyor mu? Biliyor. Bu durumda bağımlılığı yüzünden para
kazanamaz hale gelirse bunun sonuçlarını görmeli. Bağımlılıkla ilgili sıkıntıları, eğer siz tolere etmeye devam ederseniz, ödüllendirmiş
olursunuz. Ama eğer bağımlı bırakma çabasındaysa, durum tersine döner. Nasıl tersine döner? O zaman bağımlının deyim yerindeyse
?başüstünde tutulması gerekir. Çünkü bağımlılık çok kuvvetlidir. Tütün en basit bağımlılık, ama adam kanser oluyor ve boğazındaki bir
delikten hala sigara içmeye çalışıyor. Tütün altı üstü bu. Kişiyi bağımlılıkla ?mücadele ederken başınızın üstünde taşıyın. KRİZİ, KRİZ
GELMEDEN ÖNCE KONUŞUN Tedavi sürecinde görülen öfke ve ağlama krizlerinde kişinin yakınları ne yapmalı? Bahsettiğiniz
durumda aile hastaya sorsun. Yalnız kalmaya mı ihtiyacı var, tam aksi mi yoksa konuşmak ve aklını dağıtmak mı ister, üzerine
varılmasın mı? Bu soruların standart bir yanıtı yok. Aslında bizim aile ve bağımlı kişilere önerimiz, böyle bir sorun oluşmadan önce
buna yönelik bir plan yapmaları ve hazırlıklı olmaları yönünde. Buna ?kriz planı deriz, bu kriz planı, ortada kriz yokken bağımlı kişinin
talepleri doğrultusunda oluşturulmalı ve kriz anında devreye sokulmalı. Yoksa kriz karar verme sürecini iyice zorlaştıran bir ortam.
Tekrar hatırlatayım, böyle bir krizde ne yapılacağı ne ailenin ne de bizlerin bağımlı kişi adına karar vermememiz, en fazla öneride
bulunmamız gerekiyor. Bağımlı olduğunu kabul etmiş, bunu değiştirmeye karar vermiş ve harekete geçmiş bağımlılar da zaman zaman
yeniden madde kullanabiliyor. Bu durumda tedaviden vazgeçmiş mi sayılır? Yakınları ne yapmalı? Biz buna ?laps (kayma) deriz. Bu
durum bağımlılığın bir gerçeğidir. Bağımlılıkta ?Bıraktım ve toptan bıraktım• diye bir durum yoktur. İnsanlar zaman zaman şunu görmek
istiyorlar: ?Bıraktım ama bakayım kontrol edebiliyor muyum?• Veya yoksunluk krizleri artık bitmiş ama maddenin keyif verici etkilerini
özleme olabiliyor. Bazı bağımlılar kendisi farkına varamaz, ama riskli davranışlar göstermeye başlar, tekrar eski arkadaşlarla görüşmeye
başlar, eski ortamlarına girer ve davranışlarıyla kendi kendine tuzak kurmaya başlar. Muhit değiştirmek, eski arkadaşlarla görüşmemek
etkili mi? Bir maddeyi denemiş olmakla ilgili bilinen en büyük risk, çevre. Eğer çevrede o madde varsa deniyor çocuklar, bu bir kural
değil ama bağımlı olabiliyorlar. Bir de koşullanma etkisi var: Hatırlatan kişiler, yerler ve duygular gibi. Diyelim maddeyi Ahmet ile
birlikte kullandınız. ?Ahmeti her gördüğünüzde maddeyi hatırlayacaksınız. Bu deneylerle de kanıtlanmış. Eroin bağımlılarına yıllar
sonra enjektör gösterildiğinde bile, beyinde madde kullanmayla ilgili bölge aktif hale geçiyor. Ayrıca bağımlının kendisi de o anda
bağımlılıkla ilgili duygular yaşadığını söylüyor. Yani ?Ahmet belki çok iyi bir insandır ama sadece sana zararlı. İki arkadaş, birlikte
bıraksalar bile bu böyle. ?Ahmetin koşullanma etkisi var. Bağımlılıkla oyun oynanmaz, test edilmez. Bu, ?Acaba iyileşti mi? diye
görmek için kaynadıktan sonra kırık kolla yeniden duvara yumruk atmak gibi. Şehir değiştirmek etkili olur mu? Kritik bir durum var.
Bağımlı az önce söylediğimiz 3 basamaktan birinde değilse etkili olmaz. ?5 kere taşındık orada da içiyor• diyen aileler var. ?Evden hiç
çıkmıyorum, çıkınca canım isteyebilir• diyen, ?Pencereden baksam kullanan birini görürüm• diye pencerelerden uzak bile duran hastalar
var. YATIRMAK, ÇARE Mİ? Bağımlıyı ?yatırmak peki etkili mi? Türkiyede kendi isteği yoksa, ailenin isteğiyle bir kişinin
bağımlılık tedavisi için hastaneye yatırılması yasal olarak zaten mümkün değil, bu bir. AMATEMlerde de insanları zorla tutamazsınız,
istedikleri zaman çıkarlar. Ayrıca kişi istemiyorsa zaten tedavi de işe yaramaz. Son zamanlarda bazı özel merkezlerde ailelerin isteğiyle
hastaların yatırıldığı oluyor. Ancak yasal olarak hastanın zorla yatırılması mümkün değil. Ayrıca tedavi isteği kırıldığı için aksi sonuç da
verebilir. İstisna olarak kişinin kendine ve etrafına zarar verme durumu vardır ve yatırılması konusunda TCK gereği, mahkeme kararı
vardır. Bu durumda da hastayı ?yatırmama şansınız olmaz. Veya bulunduğu ortam çok risklidir, o zaman yatarak tedavi önerilebilir.
Aile gruplarından söz ediliyor? Nedir? Aile grupları, topluca yapılan bir grup etkinliği. Bakırköy ve Erenköydeki AMATEMlerde belli
günlerde oluyor. Katılmanın herhangi bir şartı yok sadece önceden kayıt olmanız gerekiyor. Avantajı, ailelerin birbirlerine önerileri
olabiliyor. Aile bu durumla baş etmek zorunda olan tek ailenin kendisi olmadığını görüp daha soğukkanlı davranabiliyor. Bağımlılığın
tabiatı anlatılıyor ailelere. Örneğin aile utanıyor. Soruluyor ?Peki utanıyor ve ne yapıyorsunuz?• Saklamak, tedaviyi geciktirir. Veya aile
çok öfkeli. Devlete, polise, medyaya, doktora öfkeli... İşin içinden çıkamıyor ve tedavi gecikiyor. Ailedeki duyguların bağımlılık
üzerindeki etkileri var ve bu bazen kısırdöngüye yol açabiliyor. Ve aile gruplarına herkes katılabilir, gelenlere sen kimsin, nesisin diye
KIM MILYONER OLMAK ISTER KOLTUGUNDA ÖZKAN UGUR VAR
Portal
Adres
: www.haberfx.net
İçeriği : Gündem
Tarih : 03.07.2014
: http://www.haberfx.net/kim-milyoner-olmak-ister-koltugunda-ozkan-ugur-var-haber-1631373/
1/3
KIM MILYONER OLMAK ISTER KOLTUGUNDA ÖZKAN UGUR VAR
2/3
KIM MILYONER OLMAK ISTER KOLTUGUNDA ÖZKAN UGUR VAR
3/3
UEFA FUTSAL KUPASI KURALARI ÇEKILDI
Portal
Adres
: www.yazete.com
İçeriği : Gündem
Tarih : 03.07.2014
: http://www.yazete.com/spor/uefa-futsal-kupasi-kuralari-cekildi-784347.html
1/2
UEFA FUTSAL KUPASI KURALARI ÇEKILDI
2/2
ISTANBUL ÜNIVERSITESI TABAN PUANLARI VE SIRALAMALARI 2014
Portal
Adres
: www.zaman.com.tr
İçeriği : Gündem
Tarih : 03.07.2014
: http://www.zaman.com.tr/egitim_istanbul-universitesi-taban-puanlari-ve-siralamalari-2014_2228647.html
İstanbul Üniversitesi taban puanları ve sıralamaları 2014 3 Temmuz 2014, Perşembe 15:05 İstanbul Üniversitesi taban puanları ve
sıralamaları ÖSYM tarafından aÇıklandı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim
Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, İstanbul Tıp Fakültesi,
İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi nin taban ve tavan puanları açıklandı.
PUAN TÜRÜ (4) GENEL KONT. (5) 2013-ÖSYS 0,12BAŞARI SIRASI (9) 2013-ÖSYS EK PUANLI B.SIRA (10) 2013-ÖSYS EN
KÜÇÜK PUAN (11) İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cerrahpaşa Tıp MF-3 360 2850 --- 50.171.474
Cerrahpaşa Tıp (İngilizce) MF-3 75 608 --- 52.660.898 Diş Hekimliği Fakültesi MF-3 170 13400 --- 46.022.228 Eczacılık Fakültesi
MF-3 170 24000 --- 43.370.870 Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı DİL-1 75 --Amerikan Kültürü ve Edebiyatı DİL-1
85 4290 --- 44.030.056 Antropoloji TM-3 45 161000 --- 30.631.466 Arap Dili ve Edebiyatı DİL-3 65 10800 1650 39.962.324 Arap
Dili ve Edebiyatı (İÖ) DİL-3 65 15700 2100 37.208.141 Bilgi ve Belge Yönetimi TM-1 65 117000 --- 31.497.680 Bilgi ve Belge
Yönetimi (İÖ) TM-1 65 144000 --- 30.117.866 Bilim Tarihi TM-2 45 189000 --- 28.662.455 Coğrafya TS-1 110 15200 --- 38.561.249
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları TS-2 45 36800 --- 36.619.210 Çağdaş Yunan Dili ve Edebiyatı DİL-2 35 23600 --- 29.367.839
Dilbilimi DİL-1 45 9640 --- 38.011.755 Eski Yunan Dili ve Edebiyatı DİL-2 50 29000 --- 26.795.118 Fars Dili ve Edebiyatı DİL-3 45
20900 --- 34.631.876 Fars Dili ve Edebiyatı (İÖ) DİL-3 45 27300 --- 31.677.328 Felsefe TM-3 75 112000 --- 33.085.468 Fransız Dili
ve Edebiyatı DİL-1 55 7690 --- 40.109.623 Hititoloji TS-2 25 66200 --- 33.946.544 İngiliz Dili ve Edebiyatı DİL-1 105 2980 --45.797.481 İspanyol Dili ve Edebiyatı DİL-2 45 5210 --- 43.034.297 İtalyan Dili ve Edebiyatı DİL-2 45 8300 --- 39.938.776 Klasik
Arkeoloji TM-3 35 183000 --- 29.701.116 Latin Dili ve Edebiyatı DİL-2 55 18700 --- 32.152.156 Leh Dili ve Edebiyatı DİL-2 20 ...
--- - - - - Mütercim-Tercümanlık (Almanca) DİL-1 50 10700 --- 37.060.924 Mütercim-Tercümanlık (Almanca) (KKTC Uyruklu)
DİL-1 1 ... --- - - - - Mütercim-Tercümanlık (Fransızca) DİL-1 50 --Mütercim-Tercümanlık (Fransızca) (KKTC Uyruklu) DİL-1
1 ... --- - - - - Mütercim-Tercümanlık (İngilizce) DİL-1 45 1240 --- 48.570.716 Prehistorya TM-3 45 210000 --- 28.682.401
Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi TM-3 35 223000 --- 28.216.106 Psikoloji TM-3 75 11400 --- 43.201.660 Rus Dili ve Edebiyatı
DİL-3 45 7730 --- 41.951.665 Sanat Tarihi TS-2 55 42300 --- 36.032.202 Sosyoloji TM-3 75 53900 --- 37.270.177 Tarih TS-2 90
14700 --- 39.949.434 Tarih (İÖ) TS-2 90 32100 --- 37.157.226 Türk Dili ve Edebiyatı TS-2 85 6320 --- 42.534.176 Türk Dili ve
Edebiyatı (İÖ) TS-2 85 20900 --- 38.775.847 Urdu Dili ve Edebiyatı DİL-3 30 33400 --- 28.932.894 Fen Fakültesi Astronomi ve
Uzay Bilimleri MF-1 75 241000 --- 21.126.631 Biyoloji MF-2 100 156000 --- 26.295.084 Fizik MF-2 80 222000 --- 21.938.408
Matematik MF-1 135 112000 --- 29.935.629 Matematik (İÖ) MF-1 135 148000 --- 27.112.675 Moleküler Biyoloji ve Genetik MF-3
55 41300 --- 39.786.091 Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Almanca Öğretmenliği DİL-1 65 30900 2020 23.589.433 Bilgisayar ve
Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği YGS-1 45 176000 4010 32.731.323 Fen Bilgisi Öğretmenliği MF-2 55 124000 14200 28.966.499
Fransızca Öğretmenliği DİL-1 45
İlköğretim Matematik Öğretmenliği MF-1 55 44200 8100 38.429.656 İngilizce Öğretmenliği
DİL-1 75 1670 441 47.790.156 Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık TM-3 55 12800 --- 42.846.439 Sınıf Öğretmenliği TM-2 55
46700 9860 37.555.390 Sosyal Bilgiler Öğretmenliği TS-1 55 10200 1370 39.844.581 Türkçe Öğretmenliği TS-2 55 4500 811
43.520.796 Üstün Zekalılar Öğretmenliği YGS-6 45 99100 19300 38.686.811 Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Hemşirelik
MF-3 280 85400 --- 33.044.998 Hukuk Fakültesi TM-2 800 8330 --- 44.012.159 Hukuk Fakültesi (İÖ) TM-2 400 12900 --42.717.867 İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri TM-1 105 108000 --- 32.054.666 Çalışma Ekonomisi ve
Endüstri İlişkileri (İÖ) TM-1 105 136000 --- 30.486.210 Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri (Uzaktan Öğretim) TM-1 150
370000 --- 22.862.408 Ekonometri TM-1 115 124000 --- 31.131.304 İktisat TM-1 245 75300 --- 34.399.466 İktisat (İÖ) TM-1 245
111000 --- 31.850.337 İktisat (İngilizce) TM-1 165 50800 --- 36.711.427 İktisat (Uzaktan Öğretim) TM-1 150 382000 --- 22.509.674
İşletme TM-1 150 71000 --- 34.765.177 İşletme (Uzaktan Öğretim) TM-1 150 352000 --- 23.332.764 Maliye TM-1 145 88200 --33.395.162 Maliye (Uzaktan Öğretim) TM-1 150 381000 --- 22.538.942 Maliye (KKTC Uyruklu) TM-1 1 ... --- - - - - Siyaset Bilimi
ve Uluslararası İlişkiler TM-2 105 35500 --- 38.904.488 Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İÖ) TM-2 105 50200 --- 37.186.809
Turizm İşletmeciliği TM-1 65 131000 --- 30.741.323 İlahiyat Fakültesi İlahiyat YGS-4 250 48800 13800 41.697.264 İlahiyat (İÖ)
YGS-4 180 76400 20600 39.686.621 İlahiyat (İngilizce) YGS-4 30 41800 11800 42.357.215 İletişim Fakültesi Gazetecilik TS-1 105
15400 --- 38.515.789 Gazetecilik (Uzaktan Öğretim) TS-1 150 39200 --- 35.088.556 Halkla İlişkiler ve Tanıtım TS-1 95 14400 --38.742.288 Halkla İlişkiler ve Tanıtım (Uzaktan Öğretim) TS-1 150 43000 --- 34.710.873 Radyo, Televizyon ve Sinema TS-1 75
6960 --- 41.048.720 Radyo, Televizyon ve Sinema (Uzaktan Öğretim) TS-1 150 27500 --- 36.478.510 İstanbul Tıp Fakültesi İstanbul
Tıp MF-3 485 2370 --- 50.529.411 İşletme Fakültesi İşletme TM-1 335 104000 --- 32.310.037 İşletme (İngilizce) TM-1 125 45200
--- 37.361.881 Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği MF-4 95 37100 --- 39.721.534 Çevre Mühendisliği MF-4 75 96600 --31.220.428 Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği MF-4 75 76200 --- 33.640.283 Elektrik-Elektronik Mühendisliği MF-4 105 34800
--- 40.152.806 Endüstri Mühendisliği MF-4 55 29700 --- 41.198.071 İnşaat Mühendisliği MF-4 75 32200 --- 40.672.965 Jeofizik
Mühendisliği MF-4 60 200000 --- 23.419.446 Jeoloji Mühendisliği MF-4 80 177000 --- 24.716.960 Kimya MF-2 70 148000 --26.927.786 Kimya Mühendisliği MF-4 70 71900 --- 34.216.024 Maden Mühendisliği MF-4 60 170000 --- 25.115.463 Makine
Mühendisliği MF-4 85 42800 --- 38.702.039 Metalurji ve Malzeme Mühendisliği MF-4 65 83200 --- 32.752.712 Orman Fakültesi
Orman Endüstrisi Mühendisliği MF-4 70 224000 --- 21.873.617 Orman Mühendisliği MF-4 100 207000 --- 23.044.549 Peyzaj
Mimarlığı MF-4 75 121000 --- 28.764.186 Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik MF-3 100 129000 --- 28.493.282 Fizyoterapi ve
Rehabilitasyon MF-3 90 21500 --- 43.935.464 Fizyoterapi ve Rehabilitasyon (KKTC Uyruklu) MF-3 1 ... --- - - - - Odyoloji MF-3 35
25700 --- 42.989.224 Odyoloji (KKTC Uyruklu) MF-3 1 ... --- - - - - Sağlık Yönetimi TM-1 60 56700 --- 36.096.031 Sosyal Hizmet
TM-3 55 34300 --- 39.373.179 Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme TM-1 85 64500 --- 35.337.234 Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi
TM-2 135 ... --- - - - - Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler TM-2 125 ... --- - - - - Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi (KKTC
Uyruklu) TM-2 1 ... --- - - - - Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Mühendisliği MF-2 40 --Veteriner Fakültesi MF-3 135 82700
--- 33.384.942 Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu Ulaştırma ve Lojistik YGS-6 70 187000 31200 34.063.181 Açık ve Uzaktan
Eğitim Fakültesi Coğrafya (Açıköğretim) 1500 --Felsefe (Açıköğretim) 500 --İktisat (Açıköğretim) 1000 --İşletme (Açıköğretim) 2000 --Kamu Yönetimi (Uzaktan Öğretim) TM-2 150 ... --- - - - - Sosyoloji (Açıköğretim) 2000 --Tarih (Açıköğretim) 1000 ---
SPOR AHLAKI VE KÜLTÜRÜ KONFERANSI...
Portal
Adres
: www.ibbtube.com
İçeriği : Haber
: http://www.ibbtube.com/./2867-spor-ahlaki-ve-kulturu-konferansi.html
Tarih : 03.07.2014
Spor Ahlakı ve Kültürü Konferansı... İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile İstanbul Üniversitesi Kariyer Geliştirme Merkezi işbirliğiyle
düzenlenen Spor Ahlakı Ve Kültürü Konferansları dizisinin 4´üncüsü Haydarpaşa Anadolu Lisesi´nde düzenlendi.
INSAN VE HAYAT DERGISINDEN ALTERNATIF EGITIM DOSYASI
Portal
Adres
: www.habercorlu.com
İçeriği : Kent/Yaşam
Tarih : 03.07.2014
: http://www.habercorlu.com/magazin/insan-ve-hayat-dergisinden-alternatif-egitim-dosyasi-h115811.html
İnsan ve Hayat dergisinden alternatif eğitim dosyası Her ay önemli bir konuyu okurları adına araştıran İnsan ve Hayat Aktüel Kültür
Dergisi, Ağustos sayısında zorunlu eğitimi eleştirel bir bakış açısıyla inceliyor. 'Alternatif Diploma İçin Alternatif Yollar' başlığıyla
verilen inceleme yazısında, alternatif eğitim ve dipl Her ay önemli bir konuyu okurları adına araştıran İnsan ve Hayat Aktüel Kültür
Dergisi, Ağustos sayısında zorunlu eğitimi eleştirel bir bakış açısıyla inceliyor. 'Alternatif Diploma İçin Alternatif Yollar' başlığıyla
verilen inceleme yazısında, alternatif eğitim ve diploma almak isteyenler için çok önemli bilgilere yer veriliyor. Ferhat Kaya nın kaleme
aldığı makalede, zorunlu eğitimin ilk defa nasıl, hangi ülkede başladığına, batı ile doğu arasındaki eğitim anlayışındaki farklara ve
İslamiyet in eğitim konusundaki hassasiyetine değiniliyor. Makaleye destek olarak Türkiye nin en biyük şehri İstanbul Üniversitesi Açık
ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ekrem Demir ile Bilgi Üniversitesi Program Direktörü Yrd. Doç. Dr.
Metehan Sekban la yapılan röportajda uzaktan eğitimin önemi ve sağladığı fırsatlar anlatılıyor. Dergide ayrıca, 'Veri Madenciliği
Eğitimde Kullanılabilir mi?' başlığı altında İş Zekâsı Danışmanı Ahmet Akçay, veri madenciliğinin eğitimde nasıl kullanılabileceği ve
bunun önemini çarpıcı bilgilerle dile getiriyor. İnsan ve Hayat dergisinde dikkat çeken konular arasında, İdris Eren in 'Komşu mu
Komşuluk mu?', Ravza Çekici nin 'Kıymetini Bilenler Bayrama Böyle Hazırlanırlardı', İsmail Numan Telci nin 'Mısır da Sosyal Bir
Sınıf: Bavaab', Siraceddin El in 'Oyun İçin Değil Eğitim İçin İnternet' Ahmet Akça nın 'Öğrencilerde Tüketim Farkındalığı', Sadık
Canlar ın 'İkramda kalıcı Olan Lezzet Değildir' başlıklı yazısı öne çıkıyor. İnsan ve Hayat dergisi, Rüzgârgülü çocuk dergisi ekini
okurlarına hediye ediyor.
ERTEM EGILMEZ FILMLERI
Portal
Adres
: www.haberliyorum.com
İçeriği : Gündem
: http://www.haberliyorum.com/md52700-ertem_egilmez_filmleri.html
Tarih : 03.07.2014
Ertem Eğilmez filmleri Dünya nın en büyük arama motoru olan Google ünlü Türk film sinema yapımcısı ve yönetmeni Ertem Eğilmez
i ana sayfasından Doodle olarak yayınlandı. Ertem Eğilmez 85. Doğum Günü Google Doodle ı,Ertem Eğilmez in bütün filmleri
isimleri,Ertem Eğilmez biyografisi hayatı hakkında tüm bilgiler ayrıntılar detaylar. Dünya nın en büyük arama motoru olan Google ünlü
Türk film sinema yapımcısı ve yönetmeni Ertem Eğilmez i ana sayfasından Doodle olarak yayınlandı. Ertem Eğilmez 85. Doğum Günü
Google Doodle ı,Ertem Eğilmez in bütün filmleri isimleri,Ertem Eğilmez biyografisi hayatı hakkında tüm bilgiler ayrıntılar detaylar.Pek
çok filmin yönetmenliğini yapan Ertem Eğilmez Türkiye de film sektörünün en eski ve bilinen isimlerinden birisi.Şimdi Ertem Eğilmez
hakkında hazırladığımız haberimizi yayınlayacağız bu yazımızdan.Türk sinema tarihinin tartışmasız en önemli isimlerinin başında gelen
Ertem Eğilmez hayatı hakkında birçok bilgiyi bu yazımızda bulabilirsiniz. Türk sinemasına yaptığı katkılar ile ölümsüzleşen usta
yapımcı ve yönetmen unutulmayan Yeşilçam filmlerinin birçoğunun yönetmenliğini yapmıştır. Ertem Eğilmez, 18 Şubat 1929 yılında
Trabzon da dünyaya gelmiştir. Nesillerce aktarılan filmleri Türk sinemasında farklı bir tarz oluşturmuştur. Özellikle Hababam Sınıfı
serisi Türk sinemasının yapı taşı niteliği taşımaktadır.ErtemErtem Eğilmez, ilk ve orta eğitim hayatını Konya da tamamladıktan sonra
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini kazanmıştır. Bu okulu da başarı ile bitiren usta yönetmen okuldan mezun olduktan hemen sonra
dükkan açıp bakkallık mesleğini icra etmiştir. Askere giden Ertem Eğilmez, askerden dönüşünde 1954 yılında Refik Erderun ile birlikte
Çağlayan Yayın evini kurmuştur. Aynı yıl Haldun Sel i de aralarına alıp Tef adlı karikatür-mizah dergisi yayınlamaya başlamışlardır.
Sunduğu cep kitapları ile yayın dünyasında bir devrim yaptı.Ertem EğilmezSonrasında ise Ertem Eğilmez 1961 yılında Efe ve 1964
yılında Arzı Film şirketlerini kurarak sinema sektörüne adım attı. Yaman Gazeteci adlı filmi ile ilk yapımcılık deneyimini yaşayan Ertem
Eğilmez, 1964 ise Fatoş un Fendi Tayfur u Yendi filmi ile yönetmenliğe soyunmuştur. Bir Millet Uyanıyor filmi ile Antalya Altın
Portakal Film Festivalinde ilk ödülü olan en iyi tarihsel film ödülünü kazanan ölümsüz isim başarı basamaklarını hızlıca çıktı.Birçok
tarzda film çekse de genellikle geniş izleyici kitlelerinin ilgisini çeken komedi filmlerine ağırlık verdi. 1960 lı yıllardaki popüler aşk
filmlerinin ardından, 1970 li yıllarda sevgi, dostluk ve güncel olayları güldürü ögesi ile kaynaştırdığı duygusal komedilere yöneldi. Yine
kısaca tanıyalım1929 yılında İstanbul?da doğdu. Çağlayan Yayınevini kurup editörlük yaptı. Önce Efe, sonra Arzu Film şirketlerini
kurdu (1953). Fatoşun Fendi Tayfuru Yendi adlı filmiyle yönetmenliğe başladı (1964). Güldürü filmleri türünde ilginç ataklar yaptı.
Önemli filmleri: Sürtük (1970), Sev Kardeşim (1972), Hababam Sınıfı (1975), Erkek Güzeli Sefil Bilo(1979), Namuslu (1984),
Arabesk(1988). Ertem Eğilmez?in, paraya karşı, aile bağları ve sevginin gücünü bayrak yapan Adile Naşit ve Münir Özkul?lu 4-5 filmlik
serisini bilmeyen ve dahi sevmeyen yoktur sanırız.Şimdi kendisine ait filmler ve senaryolarArabesk (1988)Aşık Oldum (1985)Namuslu
(1984)Hababam Sınıfı Güle Güle (1981)Banker Bilo (1980)Erkek Güzeli Sefil Bilo (1979)Gülen Gözler (1977)Hababam Sınıfı Tatilde
(1977)Şabanoğlu Şaban (1977)Hababam Sınıfı Uyanıyor (1976)Süt Kardeşler (1976)Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1975)Hababam
Sınıfı (1975)Salak Milyoner (1974)Köyden İndim Şehire (1974)Mavi Boncuk (1974)Oh Olsun (1973)Yalancı Yarim (1973)Canım
Kardeşim (1973)Sev Kardeşim (1972)Tatlı Dillim (1972)Senede Bir Gün (1971)Beyoğlu Güzeli (1971)Son Hıçkırık (1971)Kalbimin
Efendisi (1970)Küçük Hanımefendi (1970)Sürtük (1970)Boş Çerçeve (1969)İngiliz Kemal (1968)Sevemez Kimse Seni (1968)Nilgün
(1968)Ömre Bedel Kız (1967)Yaşlı Gözler (1967)Ölünceye Kadar (1967)Sürtüğün Kızı (1967)Seni Bekleyeceğim (1966)Seni
Sevmiyorum (1966)Ben Bir Sokak Kadınıyım (1966)Bir Millet Uyanıyor (1966)Senede Bir Gün (1965)Sürtük (1965)Helal Adanalı
Celal (1965)Kart Horoz (1965)Fatoş un Fendi Tayfur u Yendi (1964)SENARYOLARI;Milyarder (1986)Mavi Boncuk (1974)Salako
(1974)Boş Çerçeve (1969)Ölmeyen Aşk (1966)Diğer bilgiler;Milyarder - 1986Şekerpare - 1983Hababam Sınıfı Güle Güle - 1981Banker
Bilo - 1980Erkek Güzeli Sefil Bilo - 1979N Olacak Şimdi - 1979İsyan - 1979Neşeli Günler - 1978Kibar Feyzo - 1978Hababam Sınıfı
Dokuz Doğuruyor - 1978Sultan - 1978Nehir - 1977Cennetin Çocukları - 1977Gülen Gözler - 1977Çöpçüler Kralı - 1977Şabanoğlu
Şaban - 1977Hababam Sınıfı Tatilde - 1977Aile Şerefi - 1976Tosun Paşa - 1976Öyle Olsun - 1976Süt Kardeşler - 1976Hababam Sınıfı
Uyanıyor - 1976Bizim Aile / Merhaba - 1975Ah Nerede - 1975Hababam Sınıfı - 1975Delisin - 1975Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı 1975Hasret - 1974Mavi Boncuk - 1974Boşver Arkadaş - 1974Kanlı Deniz - 1974Salak Milyoner - 1974Köyden İndim Şehire 1974Salako - 1974Tarkan: Güçlü Kahraman - 1973Canım Kardeşim - 1973Yalancı Yarim - 1973Oh Olsun - 1973Babaların Günahı 1973Tarkan: Altın Madalyon - 1972Sev Kardeşim - 1972Tatlı Dillim - 1972Feryat - 1972Karaoğlan Geliyor - 1972Senede Bir Gün 1971Hayat Sevince Güzel - 1971Emine - 1971Tarkan: Viking Kanı - 1971Son Hıçkırık - 1971Beyoğlu Güzeli - 1971Tarkan: Gümüş
Eyer - 1970Seven Ne Yapmaz - 1970Kalbimin Efendisi - 1970Sürtük - 1970Yavrum - 1970Dikkat Kan Aranıyor - 1970Hazreti Ali 1969Mezarımı Taştan Oyun - 1969Fakir Kızı Leyla - 1969Ayşecik le Ömercik - 1969Çakırcalı Mehmet Efe - 1969Tarkan - 1969Maskeli
Beşlerin Dönüşü - 1968Sevemez Kimse Seni - 1968İngiliz Kemal - 1968Gönüllü Kahramanlar - 1968Yayla Kartalı - 1968Maskeli
Beşler - 1968Sürtüğün Kızı - 1967Büyük Kin - 1967Silahları Ellerinde Öldüler - 1967Yaşlı Gözler - 1967Ömre Bedel Kız - 1967Kara
Davut - 1967Elveda - 1967Seni Bekleyeceğim - 1966Bir Millet Uyanıyor - 1966Seni Sevmiyorum - 1966Allahaısmarladık Yavrum /
Yarın Ağlayacağım - 1966Ölmeyen Aşk - 1966Ben Bir Sokak Kadınıyım - 1966Denizciler Geliyor - 1966Allaha Ismarladık - 1966Bilen
Kazanıyor - 1965Sürtük - 1965Helal Adanalı Celal - 1965Taçsız Kral - 1965Senede Bir Gün - 1965Fatoş un Fendi Tayfur u Yendi 1964Kırk Küçük Anne - 1964Gözleri Ömre Bedel - 1964İki Gemi Yanyana - 1963Gençlik Hülyaları - 1962Battı Balık - 1962Beş
Kardeştiler - 1962Yaman Gazeteci - 19611929 yılında İstanbul?da doğdu. Çağlayan Yayınevi ni kurup editörlük yaptı. Önce Efe, sonra
Arzu Film şirketlerini kurdu (1953). Fatoş un Fendi Tayfur u Yendi adlı filmiyle yönetmenliğe başladı (1964). Güldürü filmleri türünde
ilginç ataklar yaptı. Önemli filmleri: Sürtük (1970), Sev Kardeşim (1972), Hababam Sınıfı (1975), Erkek Güzeli Sefil Bilo(1979),
Namuslu (1984), Arabesk(1988)Ertem Eğilmez ile ilgili yeni haberler ve bilgiler stargazete.com üzerinden yayınlamayı sürdüreceğiz..'
2014-07-03 20:00:02
MARMARAY KAZILARINDA ÇIKAN TARIHI ESERLER MÜZEDE...
Portal
Adres
: www.ibbtube.com
İçeriği : Haber
Tarih : 03.07.2014
: http://www.ibbtube.com/./4151-marmaray-kazilarinda-cikan-tarihi-eserler-muzede.html
Marmaray kazılarında çıkan tarihi eserler müzede... Yenikapı daki Marmaray kazılarında birçok tarihi eserin yanısıra hayvan kemikleri
de gün yüzüne çıktı. Geyiklerden yaban keçisine, develerden fillere kadar birçok hayvan türüne ait 58 bin kemik 30 Nisan´dan itibaren
İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi ndeki Osteoarkeoloji Müzesinde sergilenecek.
YÜZYILLIK DRENAJ SISTEMI BULUNDU
Portal
Adres
: www.habercorlu.com
İçeriği : Kent/Yaşam
Tarih : 03.07.2014
: http://www.habercorlu.com/kultur-sanat/yuzyillik-drenaj-sistemi-bulundu-h116376.html
Yüzyıllık drenaj sistemi bulundu Türkiye nin en biyük şehri İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji
Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında, Van Kalesi güneyindeki eski Van şehrinde 60 kişilik ekiple başlatılan kazı
çalışmaları devam ediyor. 1915 yılında Ru Türkiye nin en biyük şehri İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve
Arkeoloji Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında, Van Kalesi güneyindeki eski Van şehrinde 60 kişilik ekiple
başlatılan kazı çalışmaları devam ediyor. 1915 yılında Rus işgali sonucu yıkılan eski Van şehrinde çalışmalarını titizlikle sürdüren
arkeologlar, yüzyıl öncesine ait önemli kalıntılara rastlıyor. Merkezin müdür yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Banu Konyar, titizlikle yürütülen
çalışmalarda, 19. yüzyılda kullanılan atık su sisteminin ilk belirtileriyle karşılaşıldığını, mekanlardan yolun altına doğru yapılmış ve taş
döşemelerin altında giden iki farklı su tahliye sisteminin olduğunu bildirdi. Konyar, 'Yaptığımız çalışmalarda, bu yollar üzerinde iki
farklı su tahliye sisteminin olduğunu fark ettik. Birinci sistemde ana caddelerde yolun omurgalı olarak yapılıp sağ ve solda oluklar
açıldığını fakat ara sokaklara girdiğimiz zaman bunun verev taş döşenerek yolun ortasından bir kanal açıldığını fark ettik. İkinci sistem
ise yolun altından giden drenaj sistemi. Van bölgesi ve özellikle eski Van şehri son derece sulak bir arazi olduğundan buradaki suyun
tahliyesiyle ilgili bu drenaj sistemlerini bulmak bizim için çok önemliydi'diye konuştu. - Osmanlı İmparatorluğu, mimari dokusunu
ülkenin her yanına eşit derecede dağıtmış Sistemin, Osmanlı kent mimarisi ve kent dokusu bağlamında önemli olduğunu vurgulayan
Konyar, o dönemde şehirlerin alt yapılarının düşünülerek inşa edildiğini belirtti. Konyar şöyle devam etti: 'Osmanlı nın diğer
şehirlerinde, özellikle Batı Anadolu daki şehirlerde karşılaştığımız bu sistemin doğuya doğru kaydıkça farklılaştığını veya ortadan
kalktığını düşündürüyorduk. Ancak bu buluntuyla Osmanlı nın klasik dönemden sonra bütün düzeni ülkenin her yanına eşit derecede
dağıtmış olduğunu görüyoruz. Van da da bu dokuyla karşılaştık. Evlerin ve sivil konut mimarisinin de açığa çıkmasıyla, kanalizasyon
sisteminin de nasıl olduğu ortaya çıkacak. Şu an için drenaj sisteminin netleşmiş olduğunu söyleyebiliriz.' Atık su sisteminin çalışır
vaziyette olduğuna işaret eden, zaman içerisinde definecilerin bu sistemlere vermiş olduğu tahribatlara da değinen Konyar, drenaj
sisteminin onarım ve tadilattan geçmesi halinde günümüzde de kullanılabilir bir sistem olduğunu söyledi. Konyar, bulunan drenaj
sisteminin 19. yüzyılda kullanılan bir sistem olduğunu ancak daha eskilere gidip gitmediğinin, yapılacak sondaj çalışmalarıyla netlik
kazanacağını belirtti. Haberin Kaynağı: Anadulu Aj.
FATIH'IN TOPLARININ SIRRI ORTAYA ÇIKIYOR
Portal
Adres
: www.habercorlu.com
İçeriği : Kent/Yaşam
Tarih : 03.07.2014
: http://www.habercorlu.com/kultur-sanat/fatihin-toplarinin-sirri-ortaya-cikiyor-h116396.html
Fatih in toplarının sırrı ortaya çıkıyor Şimdiki teknolojiyle bile yapılması güç olduğu kaydedilen topların sırrı, yapılan kazıların ardından
gün yüzüne çıkacak. 560 YILLIK TARİH GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nuran Yazıcı
Metin, Türkiye nin en biyük şehri İstanbul Üni Şimdiki teknolojiyle bile yapılması güç olduğu kaydedilen topların sırrı, yapılan kazıların
ardından gün yüzüne çıkacak. 560 YILLIK TARİH GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nuran
Yazıcı Metin, Türkiye nin en biyük şehri İstanbul Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Melda Ermiş ve Dr. Akın Tuncer başkanlığında,
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Mimar Sinan ve Türkiye nin en biyük şehri İstanbul üniversitelerinin desteklediği kazı çalışmalarında,
Osmanlı İmparatorluğu nun sanayisini somut olarak belgeleyen en önemli tesislerden biri olan Fatih Dökümhanesi nin 560 yıllık tarihi
gün yüzüne çıkartılıyor. Doç. Dr. Nuran Yazıcı Metin, 'Kırklareli nin Demirköy ilçesine 4 kilometre uzaklıkta bulunan Fatih
Dökümhanesi, Osmanlı döneminin en önemli sanayi tesislerinden biridir' dedi. 'O ZAMANIN ŞARTLARI İLE ÇOK MODERN BİR
TESİS Demirköy Fatih Dökümhanesi nin yaklaşık 10 bin metrekarelik bir alanı kapladığını ve o zamanın şartları ile çok modern bir
tesis olduğunun altını çizen Metin, 'Burayı Büyük Dökümhane olarak tanımlıyoruz' dedi. Fatih Dökümhanesi nin Osmanlı döneminde
kullanılan ve günümüze kadar gelen demir sanayisinin en önemli tesisleri arasında yer aldığını dile getiren Metin, 'Fatih Dökümhanesi
nde kazı çalışmaları 2001 yılından beri yürütülüyor. Üst tarafta yaşam ve hizmet birimlerinin yer aldığı üst avlu ile başlıyor.
Dökümhanenin çevre duvarları 2-3 metre yükseklikte, dört köşesinde altıgen burçları bulunan kale yerleşimi gibi tanımlayabileceğimiz
bir alan burası. Minaresini ayakta görebildiğimiz, burada çalışanların kullandığı küçük bir mescit bulunmakta. Avlu mekanının alt
kotunda yaklaşık 7-8 metre kot farkıyla üretim alanı diye tanımladığımız alan bulunmakta. 2010 yılından bu yana oradaki kazı
çalışmaları devam ettiriliyor. Hem bizim kazı alanımız için hem de Osmanlı sanayisi için çok önemli bulduğumuz iki demir ergitme
fırınını açığa çıkarttık. Çalışmalarda üretim ile alakalı bir takım donanımlar açığa çıkarttık' şeklinde konuştu. Kaynak: İHA
OYUNCAGINI ALAN ISE GELDI
Portal
Adres
: www.anayurtgazetesi.com
İçeriği : Gündem
: http://www.anayurtgazetesi.com.tr/default.asp?page=haber&id=502825
Tarih : 04.07.2014
Oyuncağını alan işe geldi
DHL Global Forwarding'in çalışanları, Hematoloji Kliniği'nde yatan çocukları için oyuncak
topladı.
04 Temmuz 2014 Cuma
İSTANBUL-?İstanbul Üniversitesi ve Kadir Has Üniversitesi lojistik kulüplerinin ortak
başlattığı proje kapsamında, deniz ve hava taşımacılığının lider ismi DHL Global Forwardingin çalışanları, Kanuni Sultan Süleyman
Üniversitesi Hematoloji Kliniğinde yatan çocukların oyun odaları için ofislerinde oyuncak topladı. Çalışanlarını sosyal ve toplumsal
faaliyetlerde gönüllü olmaları konusunda yıl boyunca farklı projelerler ile destekleyen DHL Global Forwarding, Kanuni Sultan
Süleyman Hastanesi Hematoloji Kliğinin oyun odaları için merkez ofisinde bir oyuncak kutusu tasarladı. Türkiyedeki bölge ofislerinin
de katılım gösterdiği projede yüzlerce oyuncak toplandı. Oyuncaksız çocukları mutlu etmek adına en büyük görevin bugünün
büyüklerine düştüğünü belirten DHL Global Forwarding Kurumsal İletişim Müdürü Funda Şendil ?Toplumsal sorumluluk bilinci
şirketimizin tüm faaliyetlerinde egemen olan öncelikli bir konudur. Oyuncak toplama projesinde sadece İstanbul ofisimiz değil, tüm
Türkiye ofis çalışanlarımız katılım göstererek büyük duyarlılık sergiledi. Oyuncaksız bir çocuk düşünülemez, biz firma çalışanları olarak
çocuklara uzanan bir sevgi eli olmak istedik• dedi. Toplanan oyuncaklar, Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi Hematoloji bölümündeki
çocuklara, gerçekleştirilen ziyaret sırasında hediye edildi.
ISTANBUL ÜNIVERSITESI ISLETME IKTISADI ENSTITÜSÜ 2014 MEZUNLAR...
Portal
Adres
: www.sabah.com.tr
İçeriği : Gündem
Tarih : 04.07.2014
: http://www.sabah.com.tr/Egitim/2014/07/03/istanbul-universitesi-isletme-iktisadi-enstitusu-2014-mezunlarini-verd
İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü 2014 mezunlarını verdi yeni haber Giriş Saati: 03.07.2014 23:59 Güncelleme :
03.07.2014 23:59
Türkiye nin en büyük üniversitelerinden İstanbul üniversitesi işletme iktisadı enstitüsü altmışıncı kuruluş
yıldönümünde yapılan törenle 2014 mezunlarına diplomalarını verdi. Törende enstitünün kurucu hocası Prof.Dr.Zeyyat Hatipoğlu (90)
yaptığı konuşmada Türkiye de kurulan ilk enstitü olan İşletme iktisadının geldiği noktadan onur duyduğunu, yola çıktıkları 1954 yılından
günümüze bu programın Türkiye de ekonomiye yön veren nitelikli yöneticilerin yetiştirildiğini vurguladı. Hali hazırda Harvard Business
School ile akredite olan ve aynı eğitimi veren üç Türk üniversitesinden biri ve tek Devlet üniversitesi olması ile de çok değerli olduğunu
söylemiştir. Enstitü Dekanı Prof.Dr. Erdal Tekarslan da yaptığı konuşmasında mezunlara çalıştıkları şirketlerin önemli noktalarında
görev alacağınızdan ve başarılı olacağınızdan hiç şüphem yok diyerek başarılar dilemiştir. Özellikle bu dönemin Yönetici MBA bölümü
başarılarıyla öne çıktı. İTO başkanı İbrahim Çağların da 2013 yılında ziyaret ve konuşma yaptığı bölümde şirketlerinin önemli
noktalarında yöneticilik yapan öğrencilerin bazıları şöyle sıralanmakta: Hasan Erkesim (ALLMODE Yönetim kurulu başkanı), Cezmi
Baykal (YKK Genel Müd.), Abdullah Yazıcılar (Akbank Bölge Müd.), Kürşat Aynas (Erdemir Ulusal Pazarlama Müd.), Atakan Danış
(ALCON Yönetici), Erman Yenigün (BSH Yönetici), Özgür Kaya (BSH Yönetici), Duygu Çevik (Garanti Bankası Yönetici), Zekiye
Sarı (Real Hipermarketleri Yönetici), Selçuk Bayer (Varinak Satış Müd.), Ertuğ Altuneli (Kalekim Yapı marketler Satış Müd.), Didem
Mermutlu (Yamato Üretim Müd.), Cemal Öztürk (Total Yönetici), İnanç Türkmen (OTİS Yönetici), Cem Demirel (Alvimedica üretim
müh.), Aykut Deniz Kayalar (Alvimedica Proje Lideri), Barış Arslan Oğuz Gümrük (Genel Koordinatör), Özkan Değirmenci (Tramer
Birim yöneticisi) Genç yöneticilerden Atakan Danış: Bu dönemi gerçekten çok verimli geçirdiğimize inanıyorum bilimsel bilgilerin
yanında özellikle tecrübeli ve bilgisi yüksek yöneticilerin biz gençlere tecrübelerini aktarması bize çok faydalı olmuştur vizyonumuzu
genişletmiş ve ufkumuzu daha da açmıştır. Hepsine şükranlarımı sunarım.
EN IYI 500 LISTESINDE TEK TÜRK ÜNIVERSITESI
Portal
Adres
: www.habercorlu.com
İçeriği : Kent/Yaşam
Tarih : 04.07.2014
: http://www.habercorlu.com/egitim/en-iyi-500-listesinde-tek-turk-universitesi-h117462.html
En iyi 500 listesinde tek Türk üniversitesi Yükseköğrenim alanında en etkili değerlendirme otoritelerinden biri olarak kabul edilen Çin
Şanghay daki Jiao Tong Üniversitesi nin her yıl hazırladığı Dünyanın En İyi 500 Üniversitesi 2013 listesi dün açıklandı. Amerika dan
Harvard Üniversitesi nin başı çektiği listede Yükseköğrenim alanında en etkili değerlendirme otoritelerinden biri olarak kabul edilen Çin
Şanghay daki Jiao Tong Üniversitesi nin her yıl hazırladığı Dünyanın En İyi 500 Üniversitesi 2013 listesi dün açıklandı. Amerika dan
Harvard Üniversitesi nin başı çektiği listede Stanford Üniversitesi 2 nci, Kaliforniya Üniversitesi ise 3 ncü sırada yer aldı. Listedeki ilk
10 üniversite arasına Amerika dan 8 üniversite girmeyi başarırken, İngiltere den Cambrige Üniversitesi 5 nci, Oxford Üniversitesi ise 10
ncu sırada yer aldı. Listeye Türkiye den sadece Türkiye nin en biyük şehri İstanbul Üniversitesi (İÜ) girdi. Dünyanın en iyi üniversiteleri
arasına 9 uncu kez girmeyi başaran İÜ, mezunların başarısı, yayın sayısı ve öğretim üyesi başına düşen yayın sayısına göre yapılan
sıralamada 400- 500 bandında yer aldı. 'DİSİPLİNLİ ÇALIŞMANIN ÜRÜNÜ' Türkiye nin en biyük şehri İstanbul Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Yunus Söylet, 9 uncu kez Dünyanın İlk 500 Üniversitesi arasına girerek Türkiye yi dünya yükseköğretim alanında gururla
temsil ettiklerini belirterek, 'Türkiye nin en biyük şehri İstanbul Üniversitesi başarısını, disiplinli, programlı ve bilim odaklı çalışmasına
borçlu. Üniversitede oluşturulan özgür bilim ortamında öğretim üyelerimiz, uluslararası alanda da yüksek faktörlü dergilerde birçok
makale yayımladılar. Bilimsel yayın sayısında ve öğretim üyesi başına düşen yayın sayısındaki artış, Türkiye nin en biyük şehri İstanbul
Üniversitesi nin 5 yıldır istikrarlı bir şekilde yürüttüğü bilimsel ve akademik çalışmaların bir ürünü. Öğretim üyelerimize özgür bir
araştırma ortamı sağladık. Araştırmacılarımıza olanaklar çerçevesinde yapabileceğimizin en üstünü yaparak önemli imkanlar sunduk.
Yayınlara ciddi destek verdik. Sonuçta bu başarı geldi' dedi. Dünyanın En İyi 500 Üniversitesi sıralamasına ilk defa 2003 te yılında giren
Türkiye nin en biyük şehri İstanbul Üniversitesi, 2005, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılında da başarısını sürdürerek
sıralamada yer aldı.
SPOR AHLAKI VE KÜLTÜRÜ KONFERANSLARI - ABDULLAH AVCI
Portal
Adres
: www.ibbtube.com
İçeriği : Haber
Tarih : 04.07.2014
: http://www.ibbtube.com/./1111-spor-ahlaki-ve-kulturu-konferanslari-abdullah-avci.html
Spor Ahlakı ve Kültürü Konferansları - Abdullah Avcı İBB Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı Gençlik ve Spor Müdürlüğü ile İstanbul
Üniversitesi Kariyer Geliştirme Merkezi (KAGEM) işbirliğinde 2012 Avrupa Spor Başkenti İstanbul´da ilk kez organize edilen Spor
Ahlakı ve Kültürü Konferansları dizisi Prof. Dr. Bülent Bayraktar´ın sunumu ve A Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Avcı´nın
konuk olarak katılımıyla Vefa Lisesi´nde gerçekleştirildi.
KANSER VE TEDAVISI HAKKINDA HERSEY
Portal
Adres
: www.saglikekibi.com
İçeriği : Haber
Tarih : 04.07.2014
: http://www.saglikekibi.com/can/pratikbilgi/kanser-ve-tedavisi-hakkinda-hersey.html
Kanser ve tedavisi hakkında herşey Ayrıntılar : Kanser nedir, nasıl oluşur, çevresel mi kalıtsal faktörler mi tetikleyicidir, günlük
yaşamdaki hangi yanlışlar kansere ortam hazırlar, neden öldürücüdür, kemoterapi-radyoterapi iyileştirir mi, kanserde erken teşhis olur
mu, mamografi ne zaman çektirmek gerek, prostat kanserini gösteren test var mı, kanserden korunmak mümkün mü, neden artıyor,
şekeri sever mi ve kamuoyunda sıkça adı duyulan Kırmızı Reishi Mantarı´nın hangi özelliği kanseri yenmeye yardımcı oluyor? Tüm bu
soruları yaptığı açıklamalarla tabuları yıkan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın´a sorduk ve sizler için A´dan Z´ye Kanser Dosyası´nı hazırladık... Her geçen gün artan kanser tür
ve vakaları, yaş sınırının gittikçe gençleşmesi bu hastalığı hepimiz için korkulu bir rüya haline getirdi. Peki nedir bu illet, bu illetten
kurtulmak, korunmak mümkün mü, çaresi var mı? Tüm bu soruları İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın´a sorduk... Ve Prof. Dr. Ahmet Aydın´ın açıklamalarıyla sizler için
A´dan Z´ye bir kanser dosyası hazırladık... Hayatımızı sürdürebilmemiz için hücrelerimizin sürekli yenilenmesi yani bölünüp çoğalması
gerekir. Yaşam süresini dolduran hücreler vücuttan atılır, yenileri oluşur. Bu denge genlerimizin kontrolü altındadır. Bazı genler
hücrelerin bölünüp çoğalmasını sağlarken bazıları da aşırı hücre üremesini dizginler. *Kanser Nasıl Oluşur? Çocukluk çağı dışında
yaşlanan hücrelerle yeni yapılanlar hemen hemen birbirine eşittir. Yani mekanizma açısından bakarsak kanser, aşırı hücre üremesinin
dizginlenememesine, yani yıkımdan çok yapım olmasına verilen addır. Beslenme, hava kirliliği, radyasyon, sigara, çevre kirliliği, gıda
katkı maddeleri ve çeşitli toksinlerin yaptığı hasar gen fonksiyonlarını bozduğu (mütasyon)için hücreler aşırı şekilde ürer. Hücrelerin
aşırı şekilde üremesini dizginleyen genler ise aktiviteleri azaldığı ya da bu aşırılıklarla baş edemediği için kanser oluşur. Yiyeceklerimiz
ya da diğer çevresel faktörlerde bulunan kanser ajanları DNA´larımıza bağlanarak hasara uğratır. Hasar kritik düzeye ulaşınca da normal
hücreler kanserli hücreler haline dönüşür. Sağlıklı bir insan vücudunda bulunan DNA onarım enzimleri ve diğer gen koruyucu
mekanizmaları 24 saat içinde hasarın yüzde 90´ını temizler. Her insan hücresinde günde yaklaşık 10 bin mütasyon olur. Eğer DNA
onarım enzimleri yoksa ya da yetersiz çalışıyorlarsa bu mütasyonlar hızla kansere yol açar. *Hücrelerin DNA onarım kapasiteleri
sınırlıdır; sonsuz değildir. Bu nedenle gen koruyucu mekanizmalar son derece önemlidir. Genlerin korunmasındaki en önemli faktör ise
onları besleyen besin maddeleri ve vitaminlerdir. *Kanserdeki hızlı artışın sebebi kalıtsal mı, çevresel faktörler mi? Kanser tüm dünyada
en çok ölüme neden olan ikinci hastalık grubu (ilki kalp-damar hastalıkları). ABD´de 1900 yılında yüzde 3 olan kanserden ölüm oranı,
2000´de yüzde 24´e çıkmış. Yani ABD´de yüzyılda kanserden ölüm oranı 8 kat artmış. Bazı uzmanlar kanserdeki artışı yaşam süresinin
uzamasına bağlasa da bu yanlış bir inanıştır. Çünkü aynı zaman içinde 65 yaşın üzerindekilerin total nüfusa oranı yüzde 4´ten yüzde
12´ye çıkmış. Yani üç kat artmış; sekize karşı üç kat. Demek ki kanserin artmasının temel nedeni yaşlı nüfusun artışı değil. Kanserin
gelişimdeki hızlı artışta kalıtsal faktörlerin rolü de fazla değil. Kanser coğrafyaya göre de değişiyor. Tıbbi imkânların son derece az
olduğu gelişmekte olan ülkelerde çok az kanser var. Fakat burada yaşayan insanların gelişmiş ülkelere göç ettikten bir iki yıl sonra
kanser sıklığı artıyor. Bu durum kanserin, genetik nedenlerden çok çevresel nedenlere bağlı olduğunu ve bunun önlenebileceğini
düşündürüyor. Çünkü akraba evliliklerinde aşırı bir artış olmadıkça genetik hastalıkların artması da mümkün değil. *Kanser neden
öldürücü? Kanserlerin yaklaşık yüzde 80´inde neden bellidir. Vakaların yarısından fazlasını akciğer, kalın bağırsak, meme ve prostat
kanserleri oluşturuyor. Akciğer kanseri beslenmeyle de ilgisi olmasına rağmen daha çok sigara tüketimi ile ilişkilidir. Kalın bağırsak,
meme ve prostat kanserleri ise daha çok beslenmeye bağlıdır. AIDS, Ebstein-Barr virüsü (öpücük hastalığı) ve B hepatiti virüsü gibi
enfeksiyonlar da başlıca kanser nedenleri arasında yer alır. Bu hastalıklar da sağlıklı beslenen insanlarda nadiren görülür. Bu arada
önemli nedenler arasında radyasyon, elektromanyetik dalgalar, tarım ilaçları, gıda katkı maddeleri, GDO´lu yiyecekler, ağır metaller ve
diğer kimyasal toksinler fiziksel ve kimyasal zararlılar başı çekmektedir. *Kemoterapi ve radyoterapi tümörün büyümesini engelleyebilir
mi? Kemoterapi ve radyoterapi tümörün büyümesini azaltabilir ama her zaman tümörü yok edemez. Yok etse bile tümörün tekrarlama
olasılığı vardır. Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahiden oluşan klasik kanser tedavisinin etkinliği birçok organ tümöründe artık plato
çizmeye başladı. Artık tedavi başarısında hissedilir bir artış olmuyor. Ayrıca standart tedavi sırasında akut bir toksisite oluşması da
önemli bir risktir. Bu nedenle klasik tedavinin toksisitesini azaltacak ve tümör eritici etkisini artıracak araçlar kanser tedavisinin
başarısını artırabilecektir. İşte makro besinler, vitaminler, mineraller ve flavonoidler bu araçların başında gelmektedir. *Kanserde erken
teşhis tedbirleri (mamografi, tümör belirteçleri vb) hakkında bilgi verir misiniz? Her kanser için söz konusu olmasa da bazı kanserlerde
erken teşhis için bazı tedbirlere başvuruluyor. 40 yaşına gelmiş bir kadının her yıl mamografi yaptırması önerilir. Ama bu kadar sık
alınan radyasyonun da kansere davetiye çıkarttığını unutmamak lazım. En iyisi kadınların ayda en az bir kere kendi memelerini elle
yoklamalarıdır. Tabii ki bir kitle ele geliyorsa o zaman mamografi mutlaka yapılmalıdır. Kalın bağırsak kanserleri için dışkılamadaki
değişiklikler önemli. İshal, kabızlık, dışkıda kan görülürse kolonoskopi yapmak şarttır. Kolonoskopinin bir zararı da yoktur. *Prostat
kanserini gösteren bir test var mı? Prostat kanserlerinin çok büyük bir bölümü (%99) ölüme yol açmıyor, hastayla beraber mezara kadar
sesi sedası çıkmıyor. Buna gizli prostat kanseri denir. Hatta bunların çoğunda parmakla yapılan muayenede de bir kitle ele gelmez.
Başka nedenlerle ölmüş erkeklerin otopsilerinde Prostat Spesifik Antijen (PSA) testi bu gizli kanseri gösterebilir. Fakat bu testi
yaptırmanın handikapı da vardır. Yüzde 99 oranla size hiçbir zararı olmayacak bir hastalığı tespiti, sizi ve hekiminizi lüzumsuz yere
telaşa sevk edebilir. Gereksiz ve hayatınızı tehlikeye atabilecek tedavilerin yapılmasına yol açabilir.Aslında erken teşhis için
harcadığımız emeğin yarısını erken korunmaya harcasak, kanseri azaltabiliriz. Kanser oranları sizce neden artıyor? Bence iki temel
neden var; 1. Beslenmede yapılan hatalar, 2. Toksinler. Son yarım yüzyılda piyasaya 80.000 kimyasal maddenin girdiğini düşünürseniz
sorunun büyüklüğünü anlayabilirsiniz. Kanser neden en çok şekeri sever? Son yıllarda beslenme düzenimizdeki en olumsuz değişim
rafine şeker ve unlu gıdaların aşırı bir şekilde tüketilmesidir. Örneğin İngiltere´de 1815´te 5 kg civarında olan kişi başına yıllık çay
şekeri tüketimi 1970´te 50kg´ın üzerine çıkmış. Daha sonraki yıllarda un ve şeker tüketimi çılgınca artmaya devam etmiş. Örneğin
1970-2000 yılları arasında ABD vatandaşlar önceki yıllara oranla yılda 100 litre daha fazla şekerli meşrubat tüketmişler. Unlu, şekerli
gıdaları aşırı tüketmek birçok hastalığın temel nedenidir. Kanser de bunların başında geliyor! Aşırı şeker tüketimi ile kanser arasındaki
ilişki iki kez Nobel Tıp Ödülü alan (1931 ve 1944) Alman Otto Warburg tarafından ortaya koyuldu. Warburg kanser hücrelerinin sağlıklı
hücrelerden farklı bir metabolizması olduğunu göstermiştir. Vücudun normal hücreleri, enerjileri için hem oksijenli (aerobik), hem de
oksijensiz (anaerobik) metabolizma yollarını kullanırlarken kanser hücreleri sadece oksijensiz (anaerobik) metabolizma yolunu
kullanabilir. Vücut, kanseri beslemeye çalışırken sürekli kapasitesinin üstünde çalışır. Eğer sevdiği besini (yani şekeri) vermezseniz
kanser açlıktan ölmeye başlar. Bu nedenle kanser hücreleri şekeri kuru bir süngerin suyu emmesi gibi emer. Kanser hücreleri sağlıklı
hücrelere göre 3-5 kat daha fazla şeker kullanır. Bildiğimiz gibi onkologlar bazı kanser metastazlarını (sıçrama) saptamak için PET
taramaları yapar. Bunun için hastaya damardan radyoaktif bir madde ile işaretlenmiş glükoz verilir! Çünkü işaretlenmiş glükoz
molekülünün öncelikle gideceği yer kanser dokusudur. Fakat onkologların çoğu nedense bu bilgiyi hastalarından gizler! Şeker kanser
yapar´ diyen hekimlere de şarlatan gözü ile bakılır. Şekerin tek zararı kanser dokusunu beslemesi değil. Aşırı un ve şeker tüketimi insülin
direncine (metabolik sendrom) yani hiperinsülinizme yol açar. Hiperinsülinizm, insüline benzer büyüme faktörü (IGF-1) düzeyini artırır.
Serbest IGF-1 hemen hemen bütün dokularda hücre üremesini kontrolsüz bir şekilde artırarak kansere neden olur. Normal tartılılarla
kıyaslandığında vücut kitle endeksi 40´ın üzerinde olanlarda, yüzde 50-60 oranında daha fazla kanser görülmektedir. Sadece son 10 yılda
Türkiye´deki şişmanlık iki kat arttı. Kanserdeki artıştan sorumlu olan faktörlerin başında da şişmanlık gelir. Kanser tedavisinde C
vitamininin yararı var mıdır? Bilindiği gibi her kronik hastada C vitamini düzeyleri düşüktür. Fakat kanserli hastalarda bu oran çok daha
düşüktür. Çünkü kanser hücreleri C vitaminini tıpkı bir vantuz gibi içlerine çeker ve vücudun zaten az olan C vitamini depolarını iyice
tüketir. Peki kanser hücreleri C vitaminini severler mi? Aslında hayır. Ama onu glükoz zannederler. Çünkü C vitamininin molekül yapısı
glükoza çok benzer. Bu nedenle kanser hücreleri C vitaminini glükoz zannederek içlerine çeker. Yani eğer kanda çok yüksek miktarda
askorbik asit varsa kanserli dokuya geçen C vitamini miktarı da artar. Son yıllarda birçok hastalığın destek tedavisinde kullanılan
Kırmızı Reishi Mantarı´nın kanserdeki tedavi edici ve koruyucu özellikleri nelerdir? Kırmızı Reishi Mantarı (G. Lucidum) çeşitli
hastalıkların tedavisinde en çok kullanılan mantardır ve hastalıkların tedavisinde rol oyanayan birçok mekanizması vardır. Bu özellikleri
büyük ölçüde polisakkaritlerden çok zengin olmasına bağlıdır. Mantarın yaklaşık %40´ı beta glukandır. Triterpenoidlerden de oldukça
zengindir. Kırmızı Reishi Mantarı aşağıdaki özellikleri nedeni ile birçok hastalığın tedavisinde etkilidir. - Histamin salgısını azaltmak Karaciğer koruyucusu - Tansiyonu düşürmek (ACE inhibisyonu) - Kolesterol sentezini azaltmak - İltihabı azaltmak - Apoptozu
sağlamak - Antioksidan etki - Antimikrobik etki - Immün modülasyon - Sakinleştirici etki - Anti-kanser etki Bu hastalıkların başında
alerji, karaciğer hastalıkları, hipertansiyon romatoid artit ve en önemlisi kanserler gelmektedir. Kırmızı Reishi Mantarı´na `Ölümsüzlük
Mantarı´ diyenler de vardır. Kanserin yaygınlaşması ile birlikte insanlar doğal destek tedavilere ve de Kırmızı Reishi Mantarı´na yöneldi.
Neden? Kanser tedavisinde en çok kullanılan mantar Kırmızı Reishi Mantarı´dır. Kırmızı Reishi Mantarı´nın kansere karşı etkisi kanser
hücrelerine karşı toksik olmasına, iltihap azaltıcı etkisine ve immün modülatör etkisine bağlanmaktadır. En çok etkili olduğu kanserlerin
Download