ِالرحِيم َّ ِالرحْمَن َّ ِالله َّ ِِبسْم قَاَلتِ اْلأَ ْعرَابُ َآمَنَّا ُق ْل لَمْ ُت ْؤ ِمنُوا َوَل ِك ْن قُولُوا أَسْلَ ْمنَا َولَمَّا يَدْ ُخ ِل ْاللهَ وَرَسُوَل ُه لَا يَِلْتكُ ْم ِم ْن أَعْمَاِلكُم َّ الِْإميَا ُن فِي قُلُوِبكُ ْم َوِإنْ ُتطِيعُوا ٌاللهَ َغفُورٌ رَحِيم َّ ََّشْيئًا إِن Muhterem Müminler. Alemlerin Rabbi olan Hz.ALLAH (c.c.) Hucurat Suresinde (14) : Bedeviler dediler ki: “İman ettik.” De ki: “Siz iman etmediniz, amma “müslüman olduk” deyin. İman henüz kalblerinize yerleşmedi. Şayet ALLAH’a ve peygamberlerine itaat ederseniz amellerinizden bir şey eksiltmez. Çünkü ALLAH çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” Buyuruyor. Hz.Pir Efendimiz diyor ki !... Gönül ilmi ile takviye görmeyen fiziğin, manevi yapısı olan metafizik yoksunu erbab-ı ilim bu alemde çok cesurdurlar. Bu cesaretlerinin nedeninde yalnız akıl yolu ile her dava ve tertib-i ilahiyi çözeceklerinin zannı galiptir. Yeteri kadar gönül ehlinin mana hallerine vakıf olamadıklarından ehl-i tasavvufun zikrinin ve fikrinin emr-i ilahi üzere olduklarını bilemediklerinden gerçek aşk ehlini inkardan başka sermayeleri yoktur. Bu zaaflarının ürünlerini her an görmek mümkündür. ALLAH kelamı olan Kelam-ı Kadim’in harflerine dokunmazlar fakat manasına işlerine geldiği gibi mana vermekten çekinmezler. Müsade edilen içtihattan habersizdirler amma mana tahrifatına gelince “cihat yapıyorum” zevki ile yaşarlar. Amma bu kardeşlerimiz henüz müslümanlıkla, mü’minliği ayırtedemediler. Mü’min sıfatının zirvesi olan kelime-i şahadeti henüz imanla yükümlü olmayan müslümanda arama gafletine kapıldılar. Hazret-i Kur’ân’da ALLAH’ın buyruğu adına zuhuru görülen mana adına Hazret-i Resulullah (s.t.a.v.) Efendimize ihsan edilen ilim adına utanç verici telkinlerindeler ve halâ hakiykat dışı bu telkinlerini devam ettirmeye çalışıyorlar, “İslâm’ın şartı beş” diye. Ayeti tekrar görelim: Bismillahirrahmanirrahim . “Bedeviler dediler ki: “İman ettik.” De ki: “Siz iman etmediniz, amma “müslüman olduk” deyin. İman henüz kalblerinize yerleşmedi. Şayet ALLAH’a ve peygamberlerine itaat ederseniz amellerinizden bir şey eksiltmez. Çünkü ALLAH çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Hucurat Suresi, 14) Hazret-i ALLAH’a lütfettiği din-i İslam’ı öğretmeye kalkacak kadar aptalca bir fanatizmin peşinde koşan ideolojik İslam savunucularının artık aklını iyi kullanmaları gereklidir. Zaman yalnızca duygusallık ve akılsızlık değil, bilgi, sabır ve idrak zamanıdır. Günah-ı kebair dışında güzellikleri görebilme, bulabilme ve yaşayabilme zamanıdır. O zaman bu yaşamın ismi İslamiyet’tir. 22.04.2016