C. Senatosu B : 25 İşin aslına bakılırsa, bugünkü tutum ve

advertisement
C. Senatosu
B : 25
İşin aslına bakılırsa, bugünkü tutum ve teşkilatla
ihracatımızın artması ancak rastlantılara bağlı kal­
maya mahkûmdur. Başka Rîeraleket'erin, yort dışkı­
daki ticaret örgütlerini mal satılacak her yeri yokla­
yan en yetenekli pazarlamacılar ve uzmanlarla kuvvet­
lendirirken, bizim, ancak merkezden gelen yazılara
cevap vermek ve gazete haberlerini özetleyen ayhk
raporları merkeze göndermekle görevini yapmış say­
dığımız bir dış ticaret örgütüyle yetindiğimiz sürece
ihracatımızın yerinde sayacağından emin olmamız la­
zım. Yeni Hükümetin Ticaret Bakanmm konuyu bu
açıdan ele alarak, dsş örgütünü yeni bir düşene ka­
vuşturmasını bekliyoruz.
İthalata gelince : 1977 yılında ithalatsınız artış sey­
rini sürdürmüş ve bir önceki yda nazaran 272 milyon
dolarlık bir artışla 5 milyar 400 milyon dolara ulaş­
mıştır.
Görülüyorki dış ticaret açığımız 1977 yılında 3 mil­
yar 647 milyon dolardır. Bu miktar, d«ş ticaret açı­
ğımızın 1976 yılına nazaran 479 milyon dolar arttığı­
nı gösterir.
1977 yılı ithalat ve ihracat r a k a m l ı n ı n birlikte
incelenmesi, bize, azalan bir ihracata karşı, gotikçe ar­
tan bir ithalatla karşı karşıya olduğumuza gösterir.,
Böyle bir sonuç, ekonomik kalkınma gereklerimizin
tam tersi bir durumdur. Böylece oMrımr, bir sonucun
ortaya çıkışmda, üç plan boyunca uyguladığımız kal­
kınma modeli tercihinin de önemli bir roîii olduğa
açıktır. Şimdiye kadar uyguladığımız yatırım tercih­
lerinde iç tüketim maddeleri üretece5', y a t ı m l a r a ön­
celik verilmiş ve bu tür üretimlerin iç piyasada ra­
hatlıkla sürüm olanağı bulmaları yüzünden, ihracat
ikinci plana itilmiştir. Ayrıca, bu tip yatırımlar ser­
maye yogan yatırımlar olduğundan îşçizîîk problemi­
mizin çözümüne katkıîarıda sınırlı kalmıştır. Buna
karşılık emek yoğun olan maddeleri ithal etmişiz.
böylelikle toplumumuz bir anlamda erken tüketim
toplumu haline gelmeye başlamış, ihracatımızın ya­
pısı ise, ağırlık itibarıyla tarım maddelerine daş'alı
kalmakta devam etmiştir,
Önümüzdeki pîan döneminde seçilecek kalkınma
modelinin ve yatırımların daha ziyade ihracata ve
emek yoğun sanayiine dönük olması gerektiğini düşü­
nüyoruz. Aksi bir davranışın, bizi, daha büyük dış
açıklar ve döviz sıkıntılarıyla birlikte, gittikçe artan
işsizlik sorunu karşısında bırakacağı şimdiden söylenebilir.
— 73
7 . 2 . 1978
O : 2
— Transferler ve Rezerv durumuna gelince : Geçeıs yıla nazaran değer olarak artış gösteren ithalata
karşılık, transferlerde gerileme vardır. Gerçekten 9
aylık dönemler itibarıyla 1976 ymnın 3 milyar 738
nrMyon dolarlık ithalatına karşılık, 1977 de 4 milyar
499 milyon dolarlık ithalat yapıldığı halde aynı dö­
nemlerde yapılan transferler, 1976 da 3 milyar 23
milyon dolar iken, 1977 de 2 milyar 628 milyon doÎ3k' olmuştur. Rezervler ise, illi. 9 ayda, 1976 da 1 mil­
yar 52 milyon iken, 1977 de 646 milyon dolara
yıl sonunda da 540 milyon dolara inmiştir.
Sayın Senatörler;
Verdiğim bu kısa bilgiler transferlerde ve döviz
dorumumuzda olağanüstü bir zor durumun varlığını
göstermeye yetecektir sanırım. Bir sene önce 1977 yı­
lı Bütçesi üzerinde yaptığım konuşmada (içinde buiunduğünuîz ydda Türk ekonomisinin en büyük soranunun dış ödeme, transfer zorlukları teşkil edecek­
tir) demiştim. Bu tahminimizin doğru çıktığını üzüle­
rek görmekteyiz.
Şimdi yapacağımız iş, döviz sağlayıcı bütün iç ve
dış kaynakları ve olanakları harekete geçirecek ön­
lemleri almak, temaslara vakit geçirmeden başlaim.ali.tii: 3Su arada, biraz önce ihracattan bahsederken
belirttiğim olumsuz ve tutucu davranışımızı her hal­
de terk etmeli, zararın üstüne zarar eklemenıeliyiz.
Orada tütün ve pamuktan bahsetmiştim. Burada da
e!arJ3uz tutumlara örnek olarak yıllardan beri, ih­
raç olanağı çıkmasını toprak altında yatarak bekle­
yen buğday stoklarımızdan ve onların bu bekleyişi­
nin ekonomimize verdiği zararlardan bahsedebilirim.
Sayın Senatörler;
Birçok uluslararası para ve finans
kurumunun
üyesiyiz. Gerektiğinde onların, (bizim de katkımızla
oluşmuş kaynaklarından faydalanmak) ortak olarak
bizim de hakkımızdır. Bu kurumlardan birisi de Mil­
letlerarası Para Fonudur. Bu kuruısun olanakların­
dan yararlanmak için, Sayın Demirel Hükümetince
başlatılmış görüşmeler vardır. Şimdiye kadar hiç bir
kuruluşun, arzumuz hilafına bize hiç bir koşulu kahıû ettiremediğinin bilinci içinde, bu görüşmeler nor­
mal konsültasyon yöntemleri içinde sürdürmekte hiç
:
i sakınca yoktur. Ayrıca daha önceki konuşmala­
rımın birinde de söylediğim gibi, üyesi bulunduğumuz
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı içinde kalkmmamızı desteklemek için kurulmuş olan Türkiye
Konnorsiyomunu canlandırmak ve Avrupa Ekono­
mik Topluluğunun, Avrupa Yatırım Bankasının ül­
kemiz için öngördüğü kredileri kullanmak amacıyla
Download