C. Senatosu B : 34 ğolların, Müslümanlar üzerine hücum etmesine ve îslam ülkelerinin mahvolmasına neden olmuştur. Gerek geçmişten ve gerekse en yakın ve tüyler ürpertici Kahramanmaraş olaylarından ibret alarak kısa sürede zihinlerde yerleşmiş boş inançları gerçek­ lerle değiştirip, dini aslındaki berraklık ve saflığına döndürerek islami düşünceleri bir nokta etrafında toplamak ve köylerimizin imam kodroları sorunu­ nu kısa sürede halletmek zorunlu olmuştur kanısın­ dayım. Sayın senatörler; Bu sorun yalnız Diyanet işleri Başkanlığının so­ runu, yalnız iktidar ve muhalefetin sorunu değil, bü­ tün partilerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin sorunudur; bu sorun Türk Milletinin tüm bireyleri­ nin sorunudur. Bu önemli konuya derhal elbirliğiyle ve gönül birliğiyle ciddi bir biçimde eğilmek zorunluluğunda­ yız. Devletimizin, ülkemizin ve ulusumuzun geleceği yönünden böylesi bir sorumluluğun altından kalk­ mak, tarihsel görevimizdir. Bu inançla, Diyanet işleri Başkanlığı bütçesinin Ulusumuza ve Ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını Yüce Allah'tan diler, hepinize saygılar sunarım. (Al­ kışlar) BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Şamiloğlu. Sayın üyeler; 1979 yılı Toprak ve Tarım Refor­ mu Müsteşarlığı Bütçe Kanun Tasarısının açık oyla­ masına 101 üye katılmış; 97 kabul, 14 ret oyu veril­ miştir. Tasarı kabul edilmiştir; hayırlı, uğurlu olsun. Gruplar adına Diyanet işleri Başkanlığı bütçesi­ nin görüşülmesi tamamlanmıştır. Kişisel konuşmala­ ra başlıyoruz. Sayın Hamdi Özer, buyurun efendim. Sayın Özer, süreniz 10 dakikadır efendim. HAMDI ÖZER (Malatya) — Sayın Başkan, sa­ yın senatörler; Diyanet İşleri Başkanlığının 1979 mali yılı Bütçesi üzerinde görüş ve dileklerimi sunmaya çalışacağım. islam Dini, Allah ditti olarak insan icadı olan tüm batıl dinlerden farklı, ezeli ve ebedi bir dindir ve ilahi bir güneştir. Bu yüce dinin faziletlerine değinmeden önce, din ile insan arasındaki münasebetleri özetlemeye çalışa­ cağım. Hepimiz biliriz ki, nerede insan varsa, orada din vardır ve bu yüzden dinlerin önemi aşikârdır. İnsan oğlu, tarihten önce ve tarih çağında fert Ve toplum olarak benimsediği dinin şekline göre, yaşantısına — 293 4 . 2 . 1979 O : 2 şekil vermiştir, insanoğlu, kendisini insanüstü bir gücün hem kontrol ve tehdidi altında hissetmiş, hem de bu gücün himayesine sığınmak ihtiyacını duymuş­ tur. Aynı inanç sınırları toplumları içine almış ve baş­ ka inanç sınırlarındaki toplumlarla karşı karşıya ge­ tirmiştir. Dini inançlar, toplum ve millet olmanın en güçlü birlik ve beraberlik bağlarından biri ve belki de en kuvvetlisi olmuştur. Bugün ve yarın da, milletlerin iç bünyesinde ve başka milletlerle olan münasebetlerinde din birliğinin gücü devam edecektir. Öyleyse, özellikle demokratik hiç bir devlet, toplumun dinine ilgisiz kalamaz. Hele Türk Milleti için, bir neferi ordu kadar güçlü tutan İslam dini asla ihmal edilemez. Yeryüzünde bir çok dinler vardır. Semevi dinler Allah'ın dinidir. Hz. Adem'in doğusuyla doğmuştur. Ancak, insanlar doğmadan önce, Elest Bezminde (Kalû - belâ) ikrarı ile bu dini kabul ettiğine dair Allah'la bir nevi mukavele yapmıştır. Yani ahitleşmiştir. Zamanla bu ahit, insanoğlu tarafından bozulmuş ve Allah dini ile bağlar kopmuştur. Allah'ın memur ettiği peygamberler vasıtasıyla zaman zaman yeniden irtibatlar kurulmuş ve bağ tutmayan bazı insanlar kendi idrakıyla kendisine çeşitli mabutlar seçmiş, ona tapmış ve fakat hiç bir toplum dinsiz kalmamıştır. Bu da gösteriyor ki, insanoğlu mutlaka inanmak ihtiyacını duymakta ve bu inanç içinde toplumlar şe­ killenip vücut bulmaktadır. Bütün dinleri incelerken, çok objektif, tarafsız ve fakat akıl ve mantık taraflısı kalınınca görülecektir ki, yeryüzünde hiç bir din, islam dini kadar akılcı, insancı ve ilerici olamaz. İdarede demokrasiyi, dini inançta, vicdan özgürlüğünü, yani laikliği emreden tek din, İslam dinidir. İslam dini en iyi ahlak ve en yüce hayat dinidir. Allah'la kul arasına hiç bir simsar giremez. Hiç kimse Allah'ın rızasını satarak veya peşkeş çekerek kendisine menfaat sağlayamaz. Herkes Allah'la alış verişini kendisi yapar. Diğer dinler böyle değildir, Onlarda bazı kullara cennet köşklerini satar ve para­ sını peşin alırlar. İlmi, çalışmayı, özgürlüğü, en güzel ahlakı ve en mutlu yaşamayı emreden İslam dininin bu öğütlerine rağmen, islamlar neden geri kalmıştır? Muhterem arkadaşlar; Bunun ilk sebebi, siyonist ve Hıristiyan misyoner­ lerin de tahrikine kapılarak kin, intikam ve saltanat hırsı ile isyan eden Muaviye'dir»