2015.01.08 Aşkı Derunun İzinde Bir Büyük Alim

advertisement
Aşkı Derûnun İzinde Bir Büyük Âlim: Haydar Hatipoğlu (rh.a.) Dr. Mehmet Hişyar Korkusuz Rahmetli Babam'ın hep vurguladığı o enfes Hadis-­‐i Şerif’in, âlimin ölümü alemin ölümü gibidir (mevtil âlimi mevtel alemi) efradını cami ağyarını mani olarak kuşattığı büyük İslam âlimi Haydar Hatipoğlu hocamı ilk kez evimizi onurlandırdığı gençlik yıllarımda görmüştüm. Babamın hem mesai arkadaşı hem de âlim bir dostu olarak bizlere de ilgi ve alakasını hep göstermiş ilmi derinliği ile beraber takvası ve gayet babacan şefkat ve merhameti ile de hemen gönlümüzdeki yerini almıştı. Onun İzmir İl Müftüsü olması İzmirliler için gerçek bir kazanım ve bereket olmuştu. Haydar Hocam'ın baş eseri olan ve ilim ehli arasında çok özel bir yere sahip olan Sünen-­‐i İbn-­‐i Mace'nin tercümesi ve şerhinin ilk çıkışındaki heyecanımızı ailecek hiç unutamam. Babam rahmetli yaklaşık 400 tanesini çok kısa zamanda çevresindeki dostlarına aldırmıştı. Kestanepazarı’nda Celal Yıldırım Hocamızın hazırlamış olduğu Hadis-­‐i Şerif kitabı ie beraber Sünen-­‐i İbn-­‐i Mace'nin bu çevirisi ve Et-­‐Tac hadis kitabı gençlik yıllarımda Buhari ve Müslim ile beraber hep başucu rehberim olmuştu. Haydar Hocam’ın kitabın girişinde ortaya koyduğu hadis bilgisi ve metodolojisi harikaydı. Et-­‐ Tac babamın her perşembe gecesi Bozyaka’daki camide yaptığı hadis sohbetlerinde benim taşıma şerefine de nail olduğum ayrı bir özelliğe sahipti. Babam rahmetlinin Haydar Hocam’ın bu şerhi ile ilgili, "Oğlum tarihimizde İbn-­‐i Mace'nin ilk ve en güzel şerhi ve bu da bizim hemşerimize nasip oldu" tesbitini hiç unutamam. 1990 yılıydı, büyük bir trafik kazası atlatmıştık. Rabbimin korumasıyla sadece kolumda biraz sıkıntı ile bu süreci atlatmıştık. Bana bu acıyı unutturan en önemli olaylardan birisi de Rahmetli Haydar Hocam’ın geçmiş olsun ziyareti idi. Moral vermekte üzerine yoktu. Şöyle demişti: "Mehmet Hişyar oğlum, sen hiç meraklanma artık usta bir şoför oldun. Amerika’da büyük şirketler şoför alacakları zaman büyük bir kaza geçirip sağlam kalabilenleri alıyorlar." Babamın âlim ve salih dostları geldiğinde hizmet etme şerefi bana kalırdı. Hem onları zevkle dinler hem de tavır ve hallerine hayran olurdum. Birbirlerine son derece nazik ve zerafetli davranırlardı. Farklı içtihat ve görüşleri olduğunda da bunu dirayet ve ustalıkla koyarlardı. Haydar Hocam’la Babam rahmetli Mısırlı âlim ve müfessir Tantavi'nin tefsiri ile ilgili derinlikli mütalaa ve değerlendirmelerini hiç unutamam. O dönemin şartlarının tefsirine yansımalarını ve TC'nin kuruluş yıllarındaki oluşum ve değişimlerin İslam Dünyası’ndaki etki ve sonuçlarını hemen hiç bir yerde kolay kolay ele alınmayacak bir tarzda konuşabilmenin heyecanını paylaşmak hakikaten ayrıcalıktı. Bayramlarda Haydar Hocam’ı ve kıymetli refikası Muzaffer teyzeyi ziyaret etmek Korkusuz kardeşler olarak bizim önceliklerimizdendi. Haydar Hocam da çok memnun olur ve bizlere daima hayır dua ederdi. Nihat abi Mısır'da Ezher’i bitirdikten sonra bizim eve babamı ziyarete gelmişti. Onun o tebessüm ve hürmet dolu bakışını unutamam. Babam da kendisine iltifat eder ve onun ayrı bir yere sahip olacağını bize söylerdi. Ayrıca zaman zaman ilmi konularda babamla birlikte bazı temel metinleri gözden geçirdiğini öğrenmiştim. Hakikaten gerçek İslam âlimlerinin bu paylaşım ve yaklaşımları İslam'ın ilim geleneğinde anahtar rol oynamıştır. Ailenin en sevecen ferdi Nurettin kardeş, Diş Hekimi Fatih abi ve bürokrat ve siyasetçi olan Ömer Vehbi abi dahil olmak üzere Haydar Hocam’ın bütün evlatları ayrı birer hizmet ve değer yüklü kişiliklerdi. Ablamın da en samimi arkadaşlarından Nezahat ablanın ailedeki yeri, değeri ve etkisi çok büyüktü. Haydar Hocam’ın belki de en çok sevdiği evladı O idi. 2015.01.08 Aşkı Derunun İzinde Bir Büyük Alim -­‐ Haydar Hatipoğlu.doc – Dr. Mehmet Hişyar Korkusuz Haydar Hocam’ın konferans notları olan, "nereye gidiyorsunuz?" kitapçığı da gençliğimizde bir çırpıda okuyuverdiğimiz temel çalışmalardandı. Diğer kitaplarından özellikle S. Ateş'e reddiyesi de önemli ilmi yaklaşımları içermekteydi. Said Özdemir, Halil Gönenç ve Haydar Hocam’ın Şafii ilmihali de bu alanda önemli boşluğu dolduracak temel eserlerdendi. O da İzmir’de görev yapan tıpkı babam Halit Korkusuz, Ferit Okumuş, Celal Yıldırım hocam gibi sahih ulema geleneğini Kur'an ve Sünnet bütünlüğü içerisinde ele alırken modernizmin ve şarkiyatçı yaklaşımların kritiğini dikkatli bir şekilde yapmaktaydı. Bilim ve teknoloji ile paralel yürürken içtihadın heva ve hevesten uzak hakiki bir firaset ve birikimle olabileceğine işaret ediyorlardı. Belki de Şark alimlerinin o heybetli ve celalli yapılarında uzaktan bakıldığında en az görünen ve bilinen yönleri Allah'a ve Resulu’ne (sav) aşk-­‐ı derûn ile bağlılıklarıdır. Hepsinde en büyük hasret Efendimize (sav) komşu olabilmektir. "Ya Resulallah..." diye başlayan içli ve yanık kasideler onların asırlar sonra Hz. Peygamber'in ardından ilerleyen Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve Hz. Enes gibi Medine çoçuklarının tertemiz, pak ve kutlu yüreklerindeki ateşle beraber koşturmalarındaki zamanı donduran aşk tablosunu yeniden canlandırmaktaydı. "Ah minel aşk" deyişin feryadı figanı Rahmetli Haydar Hocam’ı son nefesinde, "Hayy, Hayy, Hayy..." diyerek En Sevgili’nin yurdunda ezel ve ebed Sultanı’nın huzurunda refiki âlâ'ya doğru götürecekti. Onun vefat haberini aldığımızdaki hüzün bütün aile fertlerini sarıvermişti. Babama, "Allah'u Teala, Sünen-­‐i İbn-­‐i Mace'nin ve diğer hizmetlerinin karşılığında onu Medine'ye Cennetu’l Baki'ye aldı. Allah rahmet eylesin" dediğimde, hüzünle "evet oğlum" diyecekti. Daha yakın zamanda Rahman'a yürüyen Muzaffer teyzemizi anlatan Nihat Hatipoğlu ağabeyi gurbet diyarında tv’de seyrederken yılların hatırası bir bir gözlerimin önünden göz yaşları ile akıp gidiyordu. Onlar gerçekten güzel insanlardı ve güzel atlara binip gittiler. Rabbim sonsuz rahmeti ve lütfu ile muamele eylesin. Her Medine'ye gidişimizde başta Allah Resulu (sav), Ehli Beyt, Sahabe ve Tabiin büyükleri ile birlikte Şeyh Şamil'den, Mahmut Sami Efendi’ye, Ali Ulvi Kurucu'dan Haydar Hatipoğlu'na âlim, fazıl zatlarla birlikte daha nice adı sanı bilinmeyen kadın ve erkek Hak ve Hakikat ve Aşk-­‐ı Derûn erlerine salât-­‐u selamlarla ziyarette bulunarak vazifemizi yapmaya çalışıyoruz. Ve daha nice güzel insanlar Hikmet gereği vazifelerini yaparak Medine aşkı ile kalpleri ve ruhları Medine'de ama kabirleri dört bir yanda yeryüzüne nurlar saçtılar ve bilgelik sundular. Allahu Teala bizleri de Peygamberler, Alimler, Şehitler ve Sıddıklar topluluğu ile birlikte haşr-­‐u neşr eylesin. O zevki mukaddesi yaşatsın hepimize Rabbim inşallah. Son güncelleme: 08 Ocak 2015 -­‐ 2 -­‐ 
Download