ĠLĠ : MANĠSA TARĠH: 06.02.2014 ه ّللا اىسَّحْ مه ِه اىس َّ۪ح ٍِم ِ ّ بِس ِْم آؤهُ َج َهَّن ُم َخالِداً ِفيهَا ُ َو َمن َي ْقتُ ْل ُم ْؤ ِمناً ُّمتَ َع ِّمداً فَ َج َز ِ ِ ًَع َّد لَوُ َع َذاباً َع ِظيما َ ب اللّوُ َعلَ ْيو َولَ َعَنوُ َوأ َ َو َغض قاه اىىبً صيً ّللا عيًٍ وسيم ْ َواى ُمؤ ِم ُه،اىمسيِ ُم َم ْه َسيِ َم ْاى ُم ْسيِ ُمىنَ ِم ْه ىِ َساوِ ًِ َوٌَ ِد ِي .َم ْه أ ِمىًُ اىىاسُ عيى دمائهم وأ ْم َىاىِ ِه ْم ĠSLAM DĠNĠ TERÖR VE ANARġĠYĠ REDDEDER. Aziz KardeĢlerim! Hutbemin başında okumuş olduğum hadisi şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s): "Müslüman, diğer müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Mü’min de insanların, can ve mallarını kendisine karĢı emniyette bildikleri kimsedir”1 buyurarak, müslümanın en önemli özelliğinin diğer insanlara ve topluma zarar vermemek olduğuna dikkatlerimizi çekmektedir. Yine Peygamber Efendimiz (s.a.s), insanlara zarar vermeyi ve zulmetmeyi yasaklamış, onlara merhametli olmayı emretmiş ve: “Ġnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez”2 buyurmuşlardır. Muhterem KardeĢlerim! Yüce dinimiz İslam; birliği, dirliği, sevgi ve saygıyı, kardeşliği, hoşgörüyü emretmiş; her türlü anarşi, fesat, bozgunculuk, zulüm, terör ve şiddeti kesin olarak yasaklamıştır. Terör; devletin birliğine, toplumun huzur ve saadetine, masum insanların ölümüne, onların her yönden mağdur olmalarına sebep olmaktadır. Terörün en belirgin özelliği, şiddete olan eğilimidir. Terör, medeniyetlerin gelişmesine engel olan, insanlığı geriye götüren büyük bir beladır. Anarşi ise; kamu düzen ve disiplininin ortadan kalkması, toplumda karmaşık bir yapının hâkim hale gelmesidir. Terörizm barışın, dostluğun, kardeşliğin, uzlaşmanın ve hoşgörünün karşısında olan karanlık fikir ve ideolojilerin bir uygulamasıdır. Terörün ve şiddetin kaynağı, insanın kalbinden merhametin ve şefkatin çıkmasıdır. Terörün en önde gelen amaçlarından biri, güvensizlik ve belirsizlik ortamı meydana getirmektir. Terör ve anarşinin en büyük besleyicisi cehalettir. Cehalete karşı halkın bilinçlendirilmesi son derece önemlidir. Terörü önlemek için insanlara doğru ve sağlam bir inanç verilmeli. Güzel ahlâk, insanlar arasında yaygınlaştırılmalı. Kur'an'a dayalı sevgi, saygı, şefkat, merhamet, barış ve huzur ortamı oluşturulmalıdır. Kıymetli KardeĢlerim! Diğer bir Hadis-i Şeriflerinde ise: “Müslüman müslümanın kardeĢidir. Ona hıyanet etmez, yalan söylemez ve onu sıkıntıda bırakmaz. Her müslümanın, diğer müslümana ırzı, malı ve kanı (yani canı) haramdır. Takva iĢte buradadır (kalptedir). Bir kimseye kötülük olarak müslüman kardeĢini hor ve hakir görmesi yeter”3 buyurmuşlardır. Hutbeme son verirken, ismi ne olursa olsun, her türlü terörü nefretle kınıyor, birlik ve beraberliğimizin devamını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum. 1 Buhari, İman 4, 5 Buhari, Tevhid 3 3 Tirmizî, Birr, 18 4 Nisa, 4/93 5 Maide, 5/32. 2 Her insanın canı kutsal ve dokunulmazdır. Her insan yaşama hakkına sahiptir. Allah‟ın verdiği cana kimsenin kıyma hakkı yoktur. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de : “Haksız yere cana kıymayı haram kılmıĢ, cezasının ebedi kalınacak cehennem olduğunu bildirmiĢtir.”4 Aynı şekilde “Haksız yere bir kiĢiyi öldürmeyi bütün insanları öldürmek, bir kiĢiyi kurtarmayı da bütün insanlara hayat vermek olarak kabul etmiĢtir.”5 HAZIRLAYAN: Musa UYAR İmam Hatip - Kırkağaç Redaksiyon: İl İrşat Kurulu ĠLĠ :MANĠSA TARĠH:13.02.2015 َقَاَلَرسَولََللاهََصَلَىَللاََعَلَيَ هَهَوََسَلَم FATĠHA SURESĠNĠN ÖĞRETTĠĞĠ HAKĠKATLER Değerli Müminler! Okumuş olduğumuz ayeti kerimeler‟de Rabbimiz şöyle buyuruyor; “Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, hesap ve ceza gününün Maliki Allah'a mahsustur. (Allah’ım!) yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğramıĢ ve sapmıĢların yoluna değil.” 1 Muhterem Müslümanlar! Kur'an-ı Kerîm'in ilk suresi olan Fatiha “açan” anlamına gelir. Bu sure-i celilede rabbimiz gönül dünyamıza hitap ederek kendisine karşı nasıl kulluk yapacağımızı, ona nasıl yaklaşacağımızı ve rızasına ermenin yollarını gösterir. Dünya ve ahiret mutluluğuna ulaşmamız için bize rehberlik eder. Hayat ve iman bilincimize yön vererek kulluk bilincinin hakiki veçhesini gösterir. Değerli Mü’minler! Bu surede Yüce Rabbimiz “Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur. O rahmandır rahimdir” buyruğuyla övgü ve hamdin tek olan, çok merhametli, yarattıklarını rızıklandıran ve terbiye eden Allah‟a mahsus olduğunu bizlere öğretiyor. “O hesap ve ceza gününün sahibidir” hitabıyla gayb âleminin, öldükten sonra dirilmenin, cennet ve cehennemin hak olduğuna, dünyada yapılan her amelin ahirette bir karşılığının olacağına işaret etmektedir. “Ey Allah’ım! Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz” niyazıyla da kendisine nasıl kulluk edeceğimizi, nasıl dua edeceğimizi ve sadece kendisinden yardım isteneceğini bizlere bildirmektedir. “Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet” duasıyla Allah‟ın insanlığın hidayeti için gönderdiği müstesna insanlar olan peygamberlerin yoluna ulaşmayı rabbimizden isteyerek, hak yolun peygamberlerin yolu olduğunu tasdik etmiş oluyoruz. “Gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil” diyerek tevhid inancı üzere olduğumuzu, batıl inanç üzere olanlardan bizi uzak tutmasını rabbimizden dileyerek, ona sığınıyor, acziyetimizi ona arz etmiş oluyoruz. Değerli Mü’minler! Hutbemin başında okumuş olduğum hadisi şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s): “Fatiha’sız namaz yoktur”2 buyurarak, bizlere Fatiha‟nın önemini bildirmiştir. Bizler beş vakit olarak kıldığımız farz namazların ve nafile namazların her bir rekâtında Fatiha suresini okuyarak ubudiyet sözleşmemizi yeniliyoruz. Değerli Mü’minler! Hutbemizi bir Hadis-i Kudsî ile bitirelim: "Namazı kulumla aramda ikiye ayırdım. Yarısı benim, yarısı kulumundur. Kuluma istediği verilecektir. Kul; "Elhamdülillâhi rabbil âlemîn" dediği zaman Allah: "Kulum bana hamd etti, senada bulundu" der. Kul: "Errahmânirrahîm" deyince, Allah: "Kulum beni övdü" der. Kul: "Mâliki yevmi'd-dîn" dediği zaman, Allah: "Kulum beni yüceltti" der. Kul: "Ġyyâkena'büdü ve iyyâke nesteîn" dediği zaman, Allah: "Bu benimle kulum arasındadır, artık kulum ne isterse verilecektir" der. Kul: "Ġhdine's-sırada'lmüstekîme sırata'llezîne enamte aleyhim ğayri'l-mağdûbi aleyhim ve leddâllin" dediği zaman Allah: "ĠĢte bu, yalnızca kulum içindir; kulumun isteği yerine gelecektir" der." 3 1 Kuran yolu Türkçe meal ve tefsiri Buhari, Ezan 94 3 Müslim, Salât, 11, c.1, s297-297, 2 Hazırlayan: Cevat ORHAN Din Hizmetleri ve Eğitim Şube Müdürü ĠLĠ : MANĠSA TARĠH : 20/02/2015 اا ِذي ْاىقُسْ هبى ِ ْ ٌَأْ ُم ُس بِ ْاى َع ْد ِه َو ِ َاْلحْ َسا ِن َو ۪اٌ َٓت َع ِه ْاىفَحْ ََٓشا ِء َو ْاى ُم ْى َن ِس َو ْاىبَ ْغ ًِ ٌَ ِعظُ ُن ْم ىَ َعيَّ ُن ْم Aziz Cemaat! ّ اِ َّن ه َّللا َوٌَ ْى ههى َتَ َر َّمسُون َّ قاه زسى ُه :صيّى ّللاُ َعيَ ٍْ ًِ و َسيَّم َ ّللا َّ أَ ْن تَ ْعبُ َد َ فئ ِ ْن ىَ ْم تَ ُن ْه تَسايُ فئِوًَُّ ٌَساك. ُل تَساي َ َّّللا َمأَو ĠMAN, ĠSLAM, ĠHSAN Muhterem Müslümanlar! Okumuş olduğum ayet-i kerimede Allah-u Teâlâ mealen şöyle buyuruyor: “ġüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. O, düĢünüp tutasınız diye size öğüt veriyor”1. Ömer İbnu‟l-Hattab (r.a) anlatıyor: “Bir gün Resulullah (s.a.s)‟in huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, yoldan gelmiş bir hali olmayan ve içimizden kimsenin tanımadığı bir adam çıkageldi. Peygamber‟in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini Peygamber‟in dizlerine dayadı, ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve: Ey Muhammed, bana İslam‟ı anlat! dedi. Rasulullah (s.a.s): “Ġslam, Allah’tan baĢka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resulü olduğuna Ģehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekatı (tastamam) vermen, ramazan orucunu (eksiksiz) tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kabe’yi ziyaret (hac) etmendir” buyurdu. Adam: Doğru söyledin dedi. Onun hem sorup hem de tasdik etmesi tuhafımıza gitti. Adam: Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Rasulullah (s.a.s) : “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve Ģerrine iman etmendir” buyurdu. Adam tekrar: Doğru söyledin, diye tasdik etti ve: Peki ihsan nedir, onu da anlat dedi. Rasulullah (s.a.s): “Ġhsan, Allah’a onu görüyormuĢsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdu. Adam yine doğru söyledin dedi, sonra da birkaç soru sorup (sessizce) çekip gitti. Ben bir süre öylece kalakaldım. Daha sonra Rasulullah (s.a.s): “Ey Ömer, soru soran kiĢi kimdi, biliyor musun?” buyurdu. Ben: Allah ve Rasulü bilir, dedim. Rasulullah (s.a.s): “O Cebrail’di, size dininizi öğretmeye geldi” buyurdu.2 Bu hadis-i şerifte Efendimiz (s.a.s) dinimiz İslam‟ın temel unsurlarını dile getirmektedir. Bunlardan ilki imandır. İman; hadiste de ifade edildiği üzere Allah‟ın varlığına ve birliğine, yani tevhide, O‟nun peygamberlerine, onların getirdiği kitaplara, meleklerin varlığına ve ahirete yani öldükten sonra dirilip, bu dünyada yapıp ettiklerimizden hesaba çekileceğimize tam bir inançla şeksiz şüphesiz inanmaktır.3 Dinimizdeki ikinci temel unsur da ameldir. Amel, içte var olan inancın dışa yansımasıdır. İmanı bir fidana benzetirsek, eğer su verilmezse nasıl ki fidan kurur, amelle desteklenmeyen iman da zamanla kurur, yok olur gider. Dinimizdeki ameli hususları İslam kavramı içinde ele almak gerekir. Buna göre, dinimizin inançla ilgili hususları iman; amel ve ibadetle ilgili hususları da İslam kavramı altına girer.4 İhsan üçüncü temel unsurdur. İhsan İslam ahlakının temelini oluşturmaktadır. İhsan kelimesi Kur'an-ı Kerim'de yetmişten fazla ayette geçmektedir. Ayet ve hadislerde ihsan kavramının en belirgin manası „yaptığını güzel yapmak‟tır. Bu anlama göre ihsan; kulun Allah‟a karşı hissettiği derin saygı, bağlılık, itaat ruhu ve bu ruh halinin neticesi olan iyi davranışlardır. Dolayısıyla ihsan imanın özü, ruhu ve kemali, kısaca kulluk mertebelerinin en üstünüdür.5 Hutbemize bir ayet mealiyle son vermek istiyorum: "Allah'ın sana verdiği Ģeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah'ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah bozguncuları sevmez.".6 1 Nahl,16/90 Müslim, İman 1 3 Mustafa Sinanoğlu, DİA, “iman mad” özetle 4 Mustafa Çağrıcı, DİA, “İslam” mad özetle 5 Mustafa Çağrıcı, DİA, “ihsan” mad özetle 6 Kasas, 77 2 Hazırlayan: Nurullah ŞENTÜRK , Ahmetli İlçe Vaizi Redaksiyon: İl İrşat Kurulu ĠLĠ: MANĠSA TARĠH: 27.02.2015 ٌَا اٌَُّهَا اىىَّاسُ اِوَّا َخيَ ْقىَا ُم ْم ِم ْه َذ َم ٍس َوا ُ ْوثى َو َج َع ْيىَا ُم ْم ّ ُشعُىبًا َوقَبَائِ َو ىِتَ َعا َزفُىا اِ َّن اَ ْم َس َم ُن ْم ِع ْى َد ّللاِ اَ ْتقٍ ُن ْم اِ َّن ّ ّللاَ عَيٍ ٌم َخبٍ ٌس ّ ًَّصي ّللاُ َعيَ ٍْ ًِ َو َسيَّ َم َ ِقَا َه َزسُى ُه ّّلل: َّ إِ َّن َوىَ ِن ْه ٌَ ْىظُ ُس.ص َى ِز ُم ْم َوأَ ْم َىاىِ ُن ْم ُ ّللاَ ْلَ ٌَ ْىظُ ُس إِىَى إِىَى قُيُىبِ ُن ْم َوأَ ْع َماىِ ُن ْم ÜSTÜNLÜK TAKVADADIR Muhterem Mü’minler! Cenab-ı Hak, insanı en güzel şekilde yaratmış, her insana ayrı bir özellik vermiştir. İnsanların renkleri, dilleri, sosyal ve ekonomik durumları farklılık göstermektedir. Bu farklılıkların asla üstünlük sebebi olmadığı, üstünlüğün ancak takvada olduğu hutbemin başında okuduğum ayette şöyle bildirilmiştir: “Ey insanlar! ġüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karĢı gelmekten en çok sakınanınızdır.”1 Yine bu hususta Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Veda Hutbesinde: “Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Hepiniz Âdem’densiniz, Adem ise; topraktan yaratılmıĢtır. Allah katında en değerli olanınız, O’na karĢı gelmekten en çok sakınanınızdır. Arab’ın Arab olmayana, hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.” 2 Buyurmuştur .Kıymetli KardeĢlerim! Takva; Allah‟a karşı gelmekten sakınmak, dünya ve ahirette insana zarar verecek, ilahi azaba sebep olabilecek inanç, söz, fiil ve davranışlardan ve her türlü günahtan sakınmak anlamına gelir. 3 Yüce Allah, Âl-i İmran Suresi 102. ayetinde; “Ey iman edenler! Allah’a karĢı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa öylece sakının ve siz ancak müslümanlar olarak ölün.” 4 buyurmaktadır. Değerli Mü’minler! Takva sahibi kimseye muttaki denir. Yüce kitabımız Kur‟an-ı Kerim‟de muttakiler övülmüş, muttakilerin özellikleri şöyle özetlenmiştir: “…yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmıĢlara sevdiği maldan harcama. Namaz kılmak, zekât vermek, anlaĢma yaptığı zaman sözünü yerine getirmek; Sıkıntı ve hastalık zamanlarında sabretmek. Allah’a ve Resulüne itaat etmek, bollukta ve darlıkta Allah için harcamak; öfkelerini yutmak ve insanları affetmek, Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tövbe istiğfar etmek, iĢlediği günahta bile bile ısrar etmemek.” 5 Muhterem Mü’minler ! Allah‟ın rızası ve dünya-ahiret mutluluğu, ancak takva ile mümkündür. Takva ve Allah sevgisi olmayan yerde gerçek huzur ve mutluluğu bulmak mümkün değildir. Gerçek huzur ve mutluluk için kalplere takva ve Allah sevgisini yerleştirelim. Her zaman ve her yerde Allah‟a isyan etmekten uzak duralım. Diğer insanların hak ve hukukuna da saygılı olalım. Mal varlığımızla, fiziki güzelliğimizle, dünyevi imkânlarımızla böbürlenip, insanları küçümsemeyelim. Bunlar hiçbir zaman üstünlük vesilesi değildir. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: “Allah, sizin dıĢ görünüĢünüze ve mallarınıza bakmaz. O, sadece sizin kalplerinize ve amellerinize bakar.” 6 Hutbemi ayet-i kerime mealleri ile bitiriyorum: “…Kim Allah’a karĢı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkıĢ yolu açar. O’nu beklemediği yerden rızıklandırır.”7 “…Ġyilik ve Allah’ın yasaklarından sakınma üzerinde yardımlaĢın, günah ve düĢmanlık üzerine yardımlaĢmayın…”8 1 Hucurat, 49/13 Prof.Dr. İ. Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s..391 3 Dini Kavramlar Sözlüğü, Diy.Yay.bak.ittika mad. 4 Al-i İmran , 3/102 5 Örneklerle Peygamberimiz, Prof. Dr.A.ÇETİN, s:187 6 Müslim, Birr, 34; İbn-i Mace, Zühd, 9 7 Talak, 65/2,3 8 Maide, 5/2 2 Hazırlayan :Süleyman AÇIKEL Sultanyaylası Camii İ-H / Yunusemre Redaksiyon :İl İrşat Kurulu