Son zamanlardaki diğer adları ile birlikte İlahiyat Fakültelerinin

advertisement
Kamuoyunun Bilgisine;
Son zamanlardaki diğer adları ile birlikte İlahiyat Fakültelerinin müfredat programlarının bir
ıslaha ihtiyacı olabilir. Bu düzenlemenin yapılabilmesi için uygulamanın YÖK tarafından
dayatılan müfredat programı şeklinde olmaması gerektiği, İlahiyat camiası, akademik çevreler,
yazılı ve görsel basın ile konuya ilgi duyan sağduyulu entelektüellerce dile getirildiği gibi İslam
Tarihçileri Derneği üyelerinin de haklı, akademik, demokratik tepkilerine yol açmıştır. Bu
açıdan üyelerimizin genel kanaatini dile getirerek aşağıdaki görüş ve tekliflerimizi kamuoyu ile
paylaşmak ihtiyacı doğmuştur:
Tasarruf hakkı kullanmasını meşrulaştıracak kanunen herhangi bir hüküm bulunmamasına
rağmen YÖK’ün, İlahiyat fakültelerinin müfredâtına müdahale ederek, başta Felsefe ve Din
Bilimleri Bölümü olmak üzere bazı dersleri gereksiz görüp kolayca, tepeden inmeci bir
anlayışla kaldırması, Kelam ile Mezhepler Tarihi ve İslam Sanatları Tarihi dersi ile Dini
Musikî dersinin birleştirilmesi akademik özgürlük, uzmanlığa saygı, program hazırlama ve
geliştirme disiplini gibi profesyonel yaklaşımlar açısından özellikle de Türkiye Cumhuriyeti’nin
demokrasi mücadelesinden geçtiği sürece yakışmayacak nitelikte olduğu görülmektedir.
İlahiyat fakültelerinde Din’le ilişkisi olan Sosyal Bilim dallarının zayıflatılarak Temel İslam
Bilimleri derslerine ağırlıklı olarak yer verilmesinin İslam Medeniyetinin Bağdat, Endülüs ve
Horasan tecrübeleri ile Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet öncesi yetişen müfetefekkir ve
alimlerini –Aksekili’yi, Babanzâde’yi, İzmirli’yi, M. Akif’i, Filibeli’yi- ve eğitim kurumlarında
okutulan dersleri de görmezden gelmenin, bu zengin mirası yok saymak hatta Modern Batı
Düşünce dünyasının birikimi göz önüne alındığında ülkemizin ilmî zihniyet açısından çağın
gerisinde kalması anlamına geleceği kuşkusunu uyandırmaktadır.
Altmış yılı aşkın tecrübesi ile Cumhuriyet Dönemi İlahiyat fakülteleri Felsefe ve Din Bilimleri
Bölümü (Din Felsefesi, Felsefe Tarihi, İslam Felsefesi, İslam Ahlakı ve Felsefesi, Din Sosyolojisi,
Din Psikoloji, Din Eğitimi, Dinler Tarihi, Mantık) derslerinin ne kadar ve nasıl verilmesi gerektiği
İlahiyatçıların, alanın uzmanlarının, Müslüman entelektüellerin ve alimlerin yoğun tezekkür,
tefekkür ve istişare sürecinden sonra karar vermeleri gereken önemli bir mesele olduğunda
şüphe yoktur.
Temel İslam Bilimleri Bölümü (Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelam, Arapça, Tasavvuf ve Mezhepler Tarihi)
derslerinin verimsizliğinin, tamamen Felsefe ve Din Bilimleri ile İslam Tarih ve Sanatları Bölümü
Derslerinin zayıflatılması ve budanması ile sağlanamayacağı, sorunun Türkiye ve hinterlandı için
“nasıl bir İlahiyat mezunu yetiştirilmesi gerektiği meselesi” çerçevesinde ortaöğretim hatta
ilköğretim okulları müfredatından başlayarak çaplı ve derinliğine ele alınması gerektiğinin
ehlince takdir edileceğinde kuşku yoktur.
İlahiyat fakültelerindeki verim-motivasyon-kalifikasyon düşüklüğünün alanın paydaşları ile
(DİB, MEB, Hastaneler için Sağlık Bakanlığı, Ceza ve Tutukevleri için Adalet Bakanlığı, Yaşlı,
Engelli eğitimi ve rehabilitasyonu için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, mezunları ve mevcut
öğrenci potansiyeli de dikkate alınarak) akademik araştırma ve mezunların istihdam alanları da
dikkate alınarak şûra ya da yetkin komisyonlarda müzakere edildikten sonra diploma da
verebilen yeni bir bölümlendirmeye ve yeni bir müfredat hazırlığına gidilmesinin uygun
olacağını düşündüğümüzü, basında ve akademiada geniş yankı bulduğu şekliyle bu yanlışlıktan
bir an önce dönülmesi gerektiğini ilgililere ve kamuoyuna arz ederiz. Saygılarımızla…
Prof. Dr. Mehmet ŞEKER
İslam Tarihçileri Derneği
Yönetim Kurulu ve Üyeleri Adına
Download