M. Meclisi B : 51 10 . 2 . 1967 O : 1 memleketler arasında

advertisement
M. Meclisi
B : 51
memleketler arasında sayılması boşuna değildir.
Bunun sosyal ve ekonomik sebeplerini araştır­
mak zamanı gelmiştir. 150 seneden beri özel
sektör serbesttir, ama, Türkiye'yi geri kalmış­
lıktan kurtaramamıştır. İşçi, Altındağ'da, Tür­
kiye'nin her tarafında en ilkel şartlar altında
yaşamaktan kurtulamamıştır. Yalnız bu ilkel
şartların yanında çocuğuna pabuç alamıyan,
evine ekmek alamıyan işçinin yanında, havyar
yiyen, apartman yaptıran, en lüks hayat yaşıyan işverenler, zenginler türemiştir. Buna rağ­
men bu işverenler Türkiye'yi muasır milletler
seviyesine ulaştı ramamışlardır. Demek ki, bun­
lara mütemadiyen kazanç sağlamak, mütema­
diyen bunların Türk halkını, Türk işçisini soy­
masına göz yummak dahi bunların yaratıcı gü­
cünün ortaya çıkmasına imkân vermemektedir.
Ne yapmak lâzım? Anayasanın dediği yoldan
yürümek lâzım; işçiyi, çalışanları korumak lâ­
zım.
Arkadaşlar, açıkça söylemem lâzım, bugün
artık ekonomik kurallar bellidir ve bu ekono­
mik kuralları, sosyalojik şartları, ekonomik
şartları değiştirmenin imkânı yoktur. Bugün
dünyanın her tarafında olduğu gibi, Türkiye'de
sınıflar vardır, çalışan sınıf vardır, çalıştıran
sınıf vardır ve Anayasamız 4 ncü maddesinde,
12 nci maddesinde sınıf ayırımını kabul etme­
miştir. 42 nci maddesinde özellikle, çalışanların
korunmasını emretmiştir. Binaenaleyh çalışan­
ları, çalıştıranlardan daha fazla korumak lâ­
zımdır.
Muhterem arkadaşlar, Türkiye'de senelerden
beri dile getirilen ve senelerden beri bir türlü
semeresi görülmiyen bir arzu vardır. Bizim özel
sektörümüzü rahat bırakmak , tedirgin etme­
mek. Arkadaşlar, Avrupa'da özel sektör medeni
memleketlerde özel sektör, bilhassa sanayi kesi­
mi, birtakım kurallara tabi tutularak kendi ka­
rarlılığı ve istikrarlılığı içinde gelişme yolu bu­
labilmiştir.
Gerçi bunun başka etkenleri de vardır, ama
oradaki özel sektör, sanayi kesimi birtakım belli
kurallara tabidir ve birtakım ölçüler içinde
ilerler. Ama bizim özel sektörümüz, bizim sanayi
kesimi hiçbir kayıtlamaya, hiçbir kısıtlamaya
razı olmamaktadır. Arkadaşlar şu kanunla ge­
tirilen sözde cezalar, sözde kısıtlamalar işvere­
nin, çalıştıranların her zaman göze alabileceği
10 . 2 . 1967
O : 1
cezalardır. Çünkü, bunları yapmamakla Bağlı­
yacağı kazanç, daha büyüktür, ama karşılığında
konulan ceza gayet gülünçtür. Yine bu kanun­
da maalesef hiçbir ilerilik yoktur, toplulukla
işten çıkarma imkânı vardır yine. Bu kanun ka­
bul edilse yine topluca işten çıkarma mümkün
olacaktır. Bu kanun kabul edilse de on senelik,
yirmi senelik işçi işverene yan baktı, ailesine
kötü söyledi, ahlâkan düşüktür, diye işten, çıka­
rılabilecektir arkadaşlar. iktisaden güçlü olan­
la iktisaden zayıf olana aynı haklar aynı ölçü­
de verildiği zaman, bu haklar yalnız iktisaden
güçlü olanlar tarafından kullanılır ve nitekim
bu, şimdiye kadar böyle olagelmiştir. Bir taraf­
ta yoksulluk bir tarafta safahat alabildiğine iler­
lemiştir. Ama işçi bir türlü bugününden ve ya­
rınından emin olur hale gelmemiştir. İşçinin
bir türlü, hayatı istikrara ve azıcık olsun refa­
ha, normal bir insan gibi yaşar bir standarda
ulaşamamıştır. Binaenaleyh, her iki tarafa aynı
hakları vermek, bir tarafı, bir tarafın menfaat­
lerini ezmek, bir tarafı, bir tarafın sırtından
zengin etmek, servet sahibi yapmak, kalkındır­
mak mânasına gelir. Bu bakımdan eşit ve para­
lel hükümler ileri sürdük, hakkaniyete ve ada,lete dikkat ettik, demekle kanunun müdafaası
mümkün değildir ve bu kanunun bu şekliyle
işçi sınıfına bir fayda sağlıyacağmı biz ümidetmemekteyiz. Bu kanun da bundan önceki ka­
nunlar gibi, geri bir zihniyet taşımaktadır, özel
sektörü alabildiğine rahat bırakan bir kanun­
dur; işçi sınıfına hiçbir şey sağlamıyacaktır.
Kanunun maddeleri görüşüldüğü zaman, tadil
tekliflerimizle bütün gerekçelerini arz edeceğiz
ve bu kanunun bu şartlar içerisinde çıkmama­
sını asğlıyacağız.
Muhterem arkadaşlar A. P. den bir arkada­
şımız konuşurken çok enteresan sözler söyledi.
Sayın arkadaşımız buyurdular ki, «Bu İş Ka­
nununun getirdiği hükümler, Anayasanın işçi­
lere sağladığı hakların gerisindedir. Ama, bir
an evvel Türkiş olarak bu kanunun çıkmasını
isteriz» dediler. Biz hayret ettik, hem Anaya­
sanın işçiye sağladığı hakların gerisinde, hem
do Türkiş olarak ve kendileri bir sendikacı ola­
rak bu kanunun bir an evvel çıkmasını istedi­
ler. Biz bunu anlıyamadık. Yani, Türkiş olarak
ve bir sendikacı olarak işçi sınıfına Anayasanın
verdiği hakların gerisinde hak sağlıyan bir ka­
nunun çıkmasını istemek," işçi sınıfına ne fayda
__ 499 —
Download