Ulusal Güvenlik ve Biyoteknoloji: Büyük Potansiyelli Genç Bilim(*) Dr. James Jay Carafano ve Andrew Gudgel (**) Biyoteknoloji dünyanın en hızlı büyüyen ticari sektörlerinden birisidir. 1992'den beri sadece Birleşmiş Devletlerdeki biyoteknoloji şirketlerinin sayısı üç katına çıkmıştır. Araştırma odaklı bu firmalar pazara her gün insan performansı ve tıbbî uygulamaları yeniden şekillendirebilecek yeni yöntem ve ürünler sunmaktadırlar. Biyoteknolojinin birçok ürününün/yararının iki yönlü kullanım özelliğine sahip olması bu kapsamda elde edilen bilgi, beceri ve donanımların biyolojik silah olarak kullanılma olasılığını arttırmaktadır. Global biyoteknoloji endüstrisi yaygınlaşmakta iken Amerikan hükümeti kendi ulusal güvenliği için bu alandaki gelişmelerden faydalanma imkânını arttırma yoluna gitmelidir. Modern biyoteknolojiden yararlanmak için verilecek mücadele Pentagon'un soğuk savaş sırasında ulusal güvenlik amacı ile bilim ve teknolojiyi elde etme tarzından farklı olmak durumundadır. Federal hükümet biyoteknoloji devrimini yönlendirmekten ziyade, araştırma ve geliştirme kapasitesi ve parasına sahip olan milyar dolarlık uluslararası bir endüstrinin geliştirdiği ürünleri en iyi nasıl kullanacağını ve uyarlayacağını bulmalıdır. Federal hükümet ilerleyen teknolojiye ayak uydurabilmek için, yasamasını, politikasını ve kurumsal yenilikleri adapte etmelidir. Bu uyarlama ve yenilikler ulusal güvenlik ürünleri ve hizmetlerini geliştirmek ve yaygınlaştırmak için uluslararası korumayı artırmayı, bilimsel gezi ve değişimleri desteklemeyi ve ulusal güvenlik için biyoteknolojinin kullanımını koordine edecek bir kurum oluşturmayı içermelidir. (*) Çeviren: Dilay Çığlıdağ Düngül Blm Uzm. Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü Beşevler Ankara (**) James Jay Carafano, PhD, Kathryn and Shelby Cullom Davis Enstitüsü Uluslararası Çalışmalar Müdür Yardımcısı, Douglas ve Sarah Allison Merkezindeki Kalıtım Kurumunda Ulusal ve Ülke Güvenliği için Dış Politika Çalışmalarında kıdemli asistan, Andrew Gudgel serbest yazar, Maryland de ikamet etmektedir. [155] Dr. James Jay Carafano ve Andrew Gudgel Geçmişten Günümüze Biyoteknoloji, özellikle DNA rekombinasyonu ve doku kültürü yolu ile canlı organizmaları ürün oluşturmak ya da modifiye etmek için kullanan her türlü teknolojik uygulamadır. Gregor Mendel ilk olarak 1860'larda başat ve çekinik faktörler üzerindeki çalışması ile genlerin rolünü tanımlamıştır. 1940'larda, bilim adamları DNA'nın varlığından haberdar oldular ve James Watson, Francis Crick ve Rosalind Franklin molekülün yapısını 1950'lerde modellediler. 1970'de, DNA'yı küçük parçalarına ayıran ve birleştiren enzimlerin keşfi, genetik yapısı değiştirilmiş organizmaların yaratılmasına olanak vermiştir. Genetik modifikasyon ilk meyvesini bilim adamları bakterileri genetik olarak insan insülini üretecek şekilde değiştirdiklerinde verdi. Bu ürün hâlihazırda diyabet hastaları için insülinin ana kaynağını oluşturmaktadır 1. Son zamanlarda, bilgi teknolojilerindeki önemli ilerlemeler biyoinformatiğin gelişmesini sağlamıştır 2. Biyoinformatik öncelikli olarak özellikle İnsan Genom Projesinde biyolojik veya genetik bilginin oluşturulması ve depolanmasına odaklanmıştır. Bilim adamları bu bilgiyi, farklı hastalıkların, genlerin aktivitelerini nasıl değiştirdiğini, araştırıcıların çalışabilmesi için, detaylı bir resimde bir araya getirmektedirler. Genombilim ve bilgi teknolojisindeki gelişmelerin bir araya getirilmesi, endüstrinin pazara yeni ürünler getirebilme kapasitesini belirgin olarak artırmıştır. Biyoteknolojideki birçok gelişme ikili kullanımlıdır. Daha etkili ve daha 1 Isaac Asimov, Asimov's New Guide to Science (New York: Basic Books, 1984), s. 627 ve 635. Biyoinformatik, moleküler biyolojideki yenilikler ve genom analizi için veritabanları ve analitik araçların kullanımıdır. Bir çalışma biyoinformatiğin ilaç geliştirme masraflarını yüzde 18 azaltabileceğini ve geliştirme sürecini bir yıl kısaltacağını göstermiştir. “The Race to Computerize Biology,” The Economist, Aralık 12, 2002. Biyolojik savaştaki birçok uygulamalarının yanı sıra, biyoinformatik patojenlerin tanımlanmasını kolaylaştırabilir. Örneğin, bakınız D. A. Henderson'ın Bilim Komitesinin önünde sunduğu bildiri . Halk Sağlığı Dairesi Başkanı, ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı, Temsilciler Meclisi, 5 Aralık 2001 www.hhs.gov/asl/testify/t011205.html (16 Temmuz 2007). Biyoinformatik ayrıca biyo-saldırılara karşı tedavi edici yanıtların geliştirilmesinde büyük umutlar vaat etmektedir. Örneğin, çalışmalar tedavi edici ilaçlara bireysel yanıtlardaki varyasyonların genetik polimorfizmlerden (amino asit dizilimlerindeki çok az farklılıklardan kaynaklanan enzimlerdeki varyasyonlar) etkilendiği göstermiştir. Farmakogenetik hastalığa neden olan genlerle ilaca cevap veren genler arasındaki ilişkilere dair yeni bilgilere ulaşmak için insan genomu boyunca bulunan milyonlarca polimorfizmi haritalamak ve deşifre etmek için biyoinformatiği kullanmaktadır. Böylelikle yeni tedavi edici stratejilerin geliştirilmesi kolaylaşacaktır. Michael M. Shi, “Diagnostics Meets Therapeutics: The Impact of Pharmacogenetics,” Drug Discovery Today, Cilt. 7, Sayı 23 (Aralık 2002), s. 11611162. 2 [156] 21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008 Ulusal Güvenlik ve Biyoteknoloji: Büyük Potansiyelli Genç Bilim İnsülin kristalleri hızlı tesir eden ilaçlar sağlayarak tıp bilimini ilerleten teknoloji aynı zamanda daha ölümcül biyolojik silahlar üretmekte de kullanılabilir. Buradan hareketle federal kurumlar yalnızca yeni gelişmelerin avantajlarından faydalanmamalı, aynı zamanda potansiyel hasımların bu tıbbî ilerlemeleri nasıl kullanabileceklerini öngörmeli ve karşı önlemlerini almalıdır. Güncel Araştırmalar Güncel birçok biyoteknoloji araştırması ajan tespiti, aşılar ve tedaviye odaklanmaktadır. Bilim adamları insan immun sistemi ile ilgili daha çok bilgi edinmek ve yeni antikor terapileri geliştirmek için çenesiz balık gibi ilkel or3 ganizmaların immun sistemlerini çalışmaktadır . Ayrıca hastalıkların insan hücrelerini nasıl enfekte ettiğini ve etkilediğini de araştırmaktadırlar. Örneğin, yakın zamanda yapılmış olan araştırma bubonik vebayı içeren bir bakteri ailesinin, immun sistem cevaplarını, insanlarda doğal olarak bulunan 4 bir proteini kullanarak blokladığını göstermektedir . Bilim adamları, hastalı3 “Tiny Tampa Bay Fish Key to Evolution of Immune System,” American Association for the Advancement of Science EurekAlert! 2 Ekim 2006, www.eurekalert.org/pub_releases/2006-10/uof-ttb100306.php (21 Kasım 2006). 4 “Study Illuminates How the Plague Bacteria Causes Disease,” American Association for the 21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008 [157] Dr. James Jay Carafano ve Andrew Gudgel ğa neden olan organizmaların tüm sınıflarına karşı etkili olabilecek ve genel olarak insan immun sistemini güçlendirecek aşıların geliştirilme yollarını da araştırmaktadırlar 5. Çoklu ilaç dirençliliği olan bakterilerin artmasını engelleyecek araştırmalar da devam etmektedir. Bilim adamları, bulaşıcı hastalıklarla savaşta bir araç olarak, bakteriler üzerinde yaşayan virüsler olarak tanımlanabilecek olan bakterifajların kullanımını araştırmaktadır. Şaşırtıcı olarak bakteriofajlar üzerindeki araştırmalar 20.yüzyılın başlarında başlamış fakat antibiyotiklerin keşfi ile azalmıştır. 2006'nın yazında, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi, Lysteria bakterisine karşı anti mikrobiyal ajan olarak et üzerinde bir bakteriofaj preparatının kullanımını onaylamıştır6. Daha etkili aşı ve tedaviler bütün klasik biyolojik ajanlara kalıcı bağışıklığı sağlayabilmekte veya en azından büyük ölçüde letalitesini azaltabilmektedir. Kasım 2006'da, Massachusetts Teknoloji Enstitüsündeki Askeri Nanoteknolojiler Enstitüsü, biyolojik veya kimyasal ajanları belirleyecek, kan veya diğer sıvılardan, bunları çipteki laboratuvar üzerine pompalayarak hızlı test yapılmasına olanak veren mikroskopik pompa geliştiril7 diğini açıklamıştır . Argonne Ulusal Laboratuvarı da kendi biyocip tespit teknolojisini 8 geliştirmektedir . Bu “çip üzerindeki laboratuvar” adı verilen araştırma hızlı biyolojik ajan belirlenmesinin yapılabilirliğine dikkat çekmektedir. Böylelikle bireylerin biyolojik ajana maruz kalıp kalmadıklarının, günler süren testler yerine dakikalar içinde belirlenmesine imkân veren Advancement of Science EurekAlert! 7 Eylül 2006, www.eurekalert.org/pub_releases/200609/cp-sih090106.php (21 Kasım 2006). 5 “Medical College of Wisconsin Researchers Develop Broad-Spectrum Defense Against Germ Warfare: Biodefense Leaps Ahead of One Vaccine for One Germ Approach,” American Association for the Advancement of Science EurekAlert! 9 Aralık 2005, www.eurekalert.org/pub_releases/2005-12/mcow-mco120805.php (21 Kasım, 2006). 6 Federal Register, Cilt. 71, Sayı. 160 (18 Ağustos 2006), www.cfsan.fda.gov/~lrd/fr060818.html (30 Kasım, 2006). 7 Anne Trafton, “MIT Designs Portable 'Lab on a Chip,'” American Association for the Advancement of Science EurekAlert! 17 Ekim 2006, www.eurekalert.org/pub_releases/2006-10/miot-mdp101706.php (18 Ekim, 2006). 8 Donna Jones Pelkie, “Biochip Technology Would Become Standard Diagnostic Tool for Human, Veterinary Medicine,” Argonne National Laboratory, 17 Kasım 2006, at www.anl.gov/Media_Center/News/2006/ES061117.html (21 Kasım 2006). [158] 21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008 Ulusal Güvenlik ve Biyoteknoloji: Büyük Potansiyelli Genç Bilim biyolojik ajanlara maruz kalmayı sürekli olarak takip eden ve hatta vücuda yerleştirilebilen biyosensör cipler geliştirmek dahi mümkün olabile9 cektir . Biyoteknolojinin Geleceği Biyoteknolojideki müstakbel gelişmeler hem halkın hem de askeri personelin öldürücü biyolojik ajanlardan korunmasını güçlendirmeye devam edecektir. Geniş spektrumlu aşıların yapılması hem endemik hem de biyolojik silahlara karşı halk sağlığı uzmanlarına, ülkenin tüm populasyonunu, aşılama imkânı verebilecektir. İleride bir gün biyolojik silah aşılaması, diğer çocukluk çağı aşıları gibi yaygın bir uygulama haline gelebilir. Hastalık tespiti ve aşıların yanında, biyoteknolojinin diğer birçok potansiyel uygulamaları bulunmaktadır. Ordu, doğal biyolojik sistemleri veya materyali kullanan biyomimikrinin mühendislik problemlerini çözmede bir ilham kaynağı olarak kullanımını araştırmaktadır. İleride bir gün biyolojik silah aşılaması, diğer çocukluk çağı aşıları gibi yaygın bir uygulama haline gelebilir. Örneğin: 2002'de bilim adamları kertenkelelerin kendilerini nasıl düz yüzeylere van der Waals bağlarını -atomlar arasındaki zayıf doğal etkileşim- kullanarak yapıştırdığını keşfettiler ve kertenkelenin ayağındaki 10 yüzeyi yapay olarak yeniden oluşturabildiler . Savunma Gelişim Araştırma Projeleri Birimi askerlerin binalara merdivensiz ve kementsiz tırmanabilmesini sağlayabilen, van der Waals bağlarını kullanan Gecko'ları taklit eden araçları araştırmaktadır 11. Bilim adamları ayrıca, personel ve aygıtlar için daha güçlü koruma ve daha hafif zırh yapabilmek için örümcek ipeğini ve balık kabuğunu araştırmaktadır. 9 Trafton, “MIT Designs Portable 'Lab on a Chip.'” Keller Autumn, “Evidence for van der Waals Adhesion in Gecko Setae,” Proceedings of the National Academy of Sciences, Cilt 99, Sayı 19 (17 Eylül 2002), at www.pnas.org/cgi/reprint/99/19/12252.pdf (16 Temmuz 2007). 11 Defense Advanced Research Projects Agency, “Z-Man,” www.darpa.mil/dso/thrust/matdev/zman.htm (29 Kasım 2006; ulaşılabilir değil 16 Temmuz 2007). 10 21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008 [159] Dr. James Jay Carafano ve Andrew Gudgel Diğer projeler biyolojik ve silikon bazlı sistemlerden elde edilen organik solar hücrelerin ve yeni nesil sensör ve optiklerin geliştirilmesini içermektedir12. Biyoteknolojideki bir sonraki büyük adım proteombilimdir ki, bu da proteinlerin direk olarak manipulasyonu ve yapılandırılmasıdır. DNA hücresel mekanizmalara nasıl hareket edeceklerini söylerken proteinler de hücrenin dışında ve içinde bu işleri yürütür. Proteinler papayadan yılan zehirine kadar her şeyde bulunurlar. Protein yapısı ve kompozisyonu DNA'dan daha kompleks olduğu için, protein analizi daha zor ve zaman alıcıdır. Buna rağmen, proteinlerin nasıl yapılandığının ve nasıl davrandıklarının anlaşılması, 20.yüzyılda biyolojik bilimlerde DNA'nın anlaşılması gibi büyük bir gelişme vaat etmektedir. Biyoteknolojideki gelişmeler devam ederse, baştan başa tümüyle yapay bir organizmayı meydana getirmek(ana materyallerden sentetik DNA ve protein oluşturduktan sonra onları bir araya getirerek canlı hücreler oluşturma) çok yakın bir gelecekte mümkün olabilecektir.(*) Ulusal Güvenlik ve Biyoteknoloji Federal hükümetin önündeki zorluk, modern biyoteknolojiyi milli güvenlik amacına yönelik olarak nasıl destekleyeceğini belirlemesidir. 2001 den önce Savunma Bakanlığı (DOD) federal hükümetin biyolojik savunma ve ulusal güvenlik ile ilişkili araştırmaları için temel fon kaynağı idi. DOD'un araştırma programı biyoteknolojinin özellikle savaş alanında kullanımına odaklandı. 11 Eylül olayları ve sonrasındaki şarbonlu mektuplar, ilgiyi, Amerikan halkının biyolojik tehditlere karşı olan savunmasızlığına kaydırdı. 12 Defense Advanced Research Projects Agency, “Biological Sensory Structure Emulation,” at www.darpa.mil/dso/thrust/biosci/ bsse.htm (15 Kasım 2006; ulaşılabilir değil 16 Temmuz 2007), ve “Engineered Bio-Molecular Nano-Devices/Systems,” www.darpa.mil/dso/thrust/biosci/moldice.htm (15 Kasım 2006; ulaşılabilir değil 16 Temmuz 2007). (*) Çevirenin Notu: Celera şirketi ile İnsan Genom Projesinin kamu dışı atağını gerçekleştiren J. Craig Venter sahip olduğu J. Craig Venter Enstitüsü ile 2008 yılı başında 582.970 baz çiftlik Mycobacterium genitalium genomunu kimyasal olarak sentezleyerek tamamiyle sentetik bir genom oluşturmayı başarmıştır (Gibson DG, Benders GA, Andrews-Pfannkoch C, Denisova EA, Baden-Tillson H, Zaveri J, Stockwell TB, Brownley A, Thomas DW, Algire MA, Merryman C, Young L, Noskov VN, Glass JI, Venter JC, Hutchison CA 3rd, Smith HO. Complete chemical synthesis, assembly, and cloning of a Mycoplasma genitalium genome. Science. 2008 Şubat 29;319(5867):1215-20. [160] 21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008 Ulusal Güvenlik ve Biyoteknoloji: Büyük Potansiyelli Genç Bilim Birçok açıdan DOD araştırması diğer biyosavunma ulusal güvenlik ihtiyaçlarına uygulanabilir değildi. Örneğin DOD bağışıklama programları bağışıklanacak bireylerin genellikle genç ve sağlıklı olacağını varsayıyordu. Oysa ki bir biyolojik silah saldırısı durumunda halkın aşılanmasında kullanılan aşıların yaşlı ve genç bireyler ile bağışıklık sistemini zayıflatan veya ortadan kaldıran tıbbî bir rahatsızlığı olan ve ordu tarafından geliştirilmiş olan aşıya çok farklı tepki verecek olan bireyler üzerindeki etkilerini değerlendirmelidir. Daha geniş kapsamlı milli güvenlik so- Pentagon, ulusal güvenrunlarını araştırabilmek üzere Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı (HHS) altındaki Ulusal likle ilgili ürünlerin geSağlık Enstitüsü(NIH) biyosavunma önlem- liştirilmesi ve tıbbi alerini geliştirmek için çok büyük bir fon elde raştırmada önemli ölçüetmiştir13. Son yıllarda, HHS ve DOD'un yanı de deneyim ve kapasisıra yakın zaman önce kurulmuş olan İç Güteye sahiptir. venlik Bakanlığı'nın da dahil olduğu birçok diğer federal kurum biyoteknoloji araştırmalarını başlatmıştır. DOD, HHS ve diğer federal birimlerdeki araştırmaların birçoğu biyolojik saldırı ve bulaşıcı hastalıkları teşhis etme onlara karşı korunmayı kapsadığı ve onları zayıflatmayı insanların performansını arttırma(stresin ve yorgunluğun etkilerini azaltma gibi) ve savaş alanındaki tıbbî tedavi gibi ulusal güvenlikle ilgili diğer ürünleri de içermektedir. Devam etmekte olan birçok program vardır. Pentagon, ulusal güvenlikle ilgili ürünlerin geliştirilmesi ve tıbbî araştırmada önemli ölçüde deneyim ve kapasiteye sahiptir. Ancak bu geleneksel olarak temel bilimsel araştırmalara odaklanmış olan NIH için bütünüyle yeni bir görevdir14. Amerikan Ordusu Bulaşıcı Hastalıklar Tıbbî Araştırma Enstitüsü biyolojik savaşa karşı savunmada uzmanlaşmada ve araştırmada eşsiz olanaklara sahiptir. Diğer taraftan DOD'un aşı üretme ve geliştirmeye bağlı geçmişi önemli bir fikir ayrılığına sebep olmuştur. 11 Eylül sonrası hükümetin ulusal güvenlikte biyoteknoloji uygulamalarını genişletmesi programları daha etkin yönetim ve entegrasyonu 13 Coleen K. Martinez, “Biodefense Research Supporting the DoD: A New Strategic Vision,” Strategic Studies Institute, s. 24, www.strategicstudiesinstitute.army.mil/pdffiles/PUB767.pdf (16 Temmuz 2007) 14 age., s. 2526. 21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008 [161] Dr. James Jay Carafano ve Andrew Gudgel için gerekli kurumsal yeniliklerle desteklenmemiştir. DOD, DHS ve NIH araştırma programları rutin olarak koordine edilememektedir ve NIH politikaları diğer federal kurumlara fon sağlanmasını engellemektedir. Dolayısıyla NIH programları, NIH ulusal güvenlik araştırması ile ilgili eşsiz bilgi ve deneyime sahip olan DOD bilim adamlarından faydalanamamaktadır. Bazı durumlarda hükümet destekli araştırmalar diğer programları tekrar etmekte ve tamamlayıcı araştırma programları için gerekli fırsatlar kaçırılmaktadır15. Özel Sektörün Katkısını Sağlamak Özel sektörün büyük potansiyellerinden faydalanmanın zorlukları da ortaya çıkmıştır. Ticarî alıcılarla kıyaslandığında hükümet biyoteknoloji firmaları için orta ölçekli bir alıcıdır. Bunun dışında başka problemler de vardır. 11 Eylülden sonra ulusal güvenlik için geliştirilen teknolojilerin sigortalanması çok hızlı bir şekilde artmıştır. Yeni güvenlik teknolojilerine olan talep artmaya devam ederken şirketler, malî sorumluluk risklerine karşı pazara yeni ürün sokmaya ağırlık vermelidirler. Ticarî alıcılarla kıyaslandığında hükümet biyoteknoloji firmaları için orta ölçekli bir alıcıdır. 2002 yılında, Amerikan Kongresi ''Etkili Teknolojileri Geliştire16 rek Anti Terörizmi Destekleme Yasasını''(SAFETY) onaylamış ve ulusal güvenlik için hayatî olan biyoteknoloji sahasında araştırma ve geliştirme faaliyetlerine devam etmesi için şirketleri desteklemiştir. Bu yasa şirketlerin ürünlerinin herhangi bir terörist saldırı sırasında başarısız olma veya teröristler tarafından kötü amaçla kullanılmaları durumunda yasal takibe uğramalarını önlemektedir. DHS terörist tehditleri önlemek ve bunlara karşılık verme konusunda hazırlanmış ürün ve hizmetleri korumak için SAFETY yasasını tasdik ve uygulanmada kısmen başarı göstermiştir. Ancak şirketler bu teknolojileri ABD dışında yaygınlaştığında veya Amerika'nın müttefikleri tarafından kullanıldığında bu ülkelerden gelecek benzer koruma sistemlerinden faydalanamamaktadırlar. Hükümetin özel sektörü yeni milli güvenlik araçları geliştirmede destekleme konusunda karışık bir geçmişi bulunmaktadır. 2004 yılında, 15 16 age., s. 2829 Public Law 107296, Subtitle G, §§ 861865. [162] 21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008 Ulusal Güvenlik ve Biyoteknoloji: Büyük Potansiyelli Genç Bilim Başkan biyolojik, kimyasal radyasyon ve nükleer ajanlara karşı etkin tıbbî önlemlerin geliştirilmesi, satın alınması ve erişilebilirliği ile ilgili araştırmaları hızlandıran Bioshield(Biyokalkan) projesini duyurmuştur. Bu program, özel şirketlere, kimyasal ve radyolojik tehditlere karşı panzehirlerin ve şarbon, kızamık ve diğer bulaşıcı hastalıklara karşı yeni nesil önlemlerin geliştirilmesinde ve araştırılmasında kullanılmak üzere müteakip 10 yılda 6 milyar dolar sağlamıştır. Bugüne dek bu çalışmalar17 la çok önemli sonuçlar elde edilmemiştir . 11 Eylüle olan tepki ABD de biyoteknoloji, araştırmalarının geliştirilmesinde bir başka zorluğu daha ortaya çıkarmıştır. Washington ve New York'taki terörist saldırılardan sonra ABD teröristlerin seyahat etmesini engellemek için, vize işlemlerinde ve takiplerinde birçok ek zorunluluk getirmiştir. Bu önlemler lisansüstü eğitim gören yabancı öğrencilerin daha sıkı kayıt ve takipleri ve deniz aşırı vize başvurusu yapanlar ile mecburî mülâkat ve vize sahiplerinin vizelerini yeniletmek için kendi 17 U.S. Department of Health and Human Services, Biomedical Advanced Research and Development Authority, “Project BioShield,” güncelleme 3 Nisan 2007, at www.hhs.gov/aspr/ophemc/bioshield/index.html (23 Nisan 2007; ulaşılabilir değil 16 Temmuz 2007). 21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008 [163] Dr. James Jay Carafano ve Andrew Gudgel ülkelerine dönmeleri gereğini içermektedir. Bu önlemler çok başarılı öğrencilerin lisansüstü eğitim için ABD' ye gelmekten vazgeçmesine ve bilimsel öğrenci değişimlerinin zorlaşmasına yol açmakta ve hatta şirketleri, akademik ve bilimsel toplulukları toplantı, konferans ve araştırma merkezlerini ABD dışına taşımaya itmektedir. Sonuç olarak ABD, biyoteknolojinin de içinde bulunduğu 18 anahtar bilimsel alanlarda rekabetçi özelliğini yitirmiştir . İlerlemek ABD daha iyi politikalar, programlar ve yönetim olmadığı takdirde, ulusal güvenlik konusunda biyoteknolojiyi kullanmada rekabet avantajını kaybetme riskini taşıyacaktır. ABD olaylara kayıtsız kalacak durumda değildir. ABD daha iyi politikalar, programlar ve yönetim olmadığı takdirde, ulusal güvenlik konusunda biyoteknolojiyi kullanmada rekabet avantajını kaybetme riskini taşıyacaktır. Amerikan Kongresi ve yönetiminin hükümetin ticarî biyoteknoloji gelişmelerini uygulayabilmesi için doğru koşulları sağlaması gerekmektedir. Özellikle: Ulusal güvenlik biyoteknoloji programlarınının yeniden yapılandırılması Artırılan mali kaynaklar NIH'i biyogüvenlik araştırmalarında önder federal kurum haline getirmiş olsa dahi NIH ürün geliştirmede deneyimsizdir ve kendisini kanıtlamamıştır. Aynı şekilde DHS henüz kendisinin en üst düzey teknolojik gelişmeleri üretebileceğini gösterememiştir. Diğer taraftan DOD biyosavunma karşıt önlemlerini geliştirmede büyük deneyim ve yeteneğe sahiptir. Mümkün olduğunca, araştırma programları tek bir birim altında birleştirilmelidir. Bu birleşmenin uygulanabilir olmadığı durumlarda, NIH programlarının desteklediği farklı kurumlara tavsiye ve uzmanlık akta19 racak etkin bir yönetim sisteminin geliştirilmesi gerekmektedir . SAFETY yasasının diğer ülkelerin de uyarlamasının desteklenmesi 18 James Jay Carafano, “Sustaining Military Capabilities for the 21st Century: Rethinking the Utility of the Principles of War,” Heritage Foundation Lecture No. 896, 6 Eylül 2005, www.heritage.org/Research/NationalSecurity/hl896.cfm. 19 Martinez, “Biodefense Research Supporting the DoD,” s. 26. [164] 21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008 Ulusal Güvenlik ve Biyoteknoloji: Büyük Potansiyelli Genç Bilim ABD de SAFETY yasası çok başarılı bir şekilde uygulanmasına rağmen şirketlerin yurt dışında yasal işleme tutulmasına engel olmamaktadır. Sonuç olarak ABD dışında çalışan şirketler bu potansiyel risklerden dolayı biyogüvenliğe katkıda bulunmaktan kaçınmaktadırlar. Hükümet diğer ülkeleri de benzer koruma önlemleri uyarlama yolunda destekleyecek bir strateji geliştirmelidir. ABD stratejisinin Avrupa Birliği ve Japonya ile başlayan bölgesel bir yaklaşımı olmalıdır. Vize verme ve yönetiminin yeniden düzenlenmesi ABD'nin ulusal güvenlik ve rekabet edebilirliği önemli ölçüde insanların ABD'ye seyahat edebilmesine dayanmaktadır. Ancak şu andaki vize sistemi ABD'yi dünyanın en iyi bilim adamlarından, öğrenci ve girişimcilerden gereksiz bir şekilde mahrum bırakmaktadır. Bireysel görüşmeler için gerekli çok uzun bekleme süreleri ABD'ye seyahati zorlaş21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008 [165] Dr. James Jay Carafano ve Andrew Gudgel tıran faktörler arasında en sık belirtilen sebeplerden birisidir. Amerikan Kongresi, göçmen olmayan vizeye başvuranların kişisel görüşmelerini kaldırmalı ve Dışişleri Bakanlığının kişisel görüşmelerden feragat etme yetkisini yeniden düzenlemelidir. ABD, başvuranların seyahat ücretlerini azaltmak ve işlemlerin süresini 30 günden daha az bir zamana indirebilmek için elektronik vize başvuru sistemini kullanmaya başlamalıdır. Tüm bu reformlar uluslararası seyahati hem daha 20 güvenli hem daha elverişli bir hale getirecek şekilde uygulanabilir. Ulusal Güvenliği Sağlamak Özel sektörde geliştirilmiş olan ikili kullanımlı biyoteknoloji, Amerikan vatandaşlarını biyolojik tehditlerden koruyan ve ordunun operasyonel yeteneklerini artıran çok güçlü araçlar sunmaktadır. Amerikan kongresi ve hükümet sadece gelişmekte olan bu alandan haberdar olmamalı aynı zamanda temel araştırma ve ürün geliştirme alanlarında en büyük yatırımı yapan özel sektörün rekabetçi özelliğini güven altına alacak şekilde yol izlemelidir. Özellikle ABD hükümeti federal hükümetin fon bulma ve yeni teknolojileri uygulamadaki durumunu daha etkin hale getirmeli ve sınır dışında da yasal takibe karşı korunmayı genişletmeli ve son olarak ABD vize çıkarma ve takip programlarını yeniden düzenlemelidir. 20 James Jay Carafano, Brian C. Goebel, ve Josh Kussman, “Coming to America: Initiatives for Better, Faster, and More Secure Visas,” Heritage Foundation Backgrounder No. 1976, 29 Eylül 2006, at www.heritage.org/Research/ NationalSecurity/bg1976.cfm. [166] 21. YÜZYIL Nisan / Mayıs / Haziran 2008