KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI • Hipertansiyon (HT) çağımızın en önemli sağlık sorunu olup mortalite ve morbidite nedenlerinin başında gelmektedir. Türkiye’de de tüm ölümlerin yaklaşık %50’sinden kardiyovasküler hastalıklar ve %25’inden ise doğrudan hipertansiyon sorumludur. Ülkemizde hipertansiyon sıklığını araştıran çalışmalar bölgesel veya daha geniş çapta olmak üzere 1960’lı yıllardan bu yana yapılmaktadır. • Karşıyaka Hipertansiyon Prevalans ve Farkındalık (KARHİP) Çalışması, kentsel alanda, nispeten gelir ve kültür seviyesi yüksek popülasyonda ülke geneline göre hipertansiyon ile ilişkili demografik verilerde farklılık olup olmadığının ortaya konulması amacıyla planlanmıştır. • KARHİP Çalışması, Hipertansiyon ile Mücadele Derneği’nce planlanmış ve derneğin öz kaynakları kullanılarak gerçekleştirilmiştir. • Saha çalışmaları Karşıyaka Belediyesi binasında eğitilmiş personel tarafından yüz yüze anket uygulaması, kan basıncı ölçümü, ritim ve vücut kompozisyonu analizi yoluyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın saha uygulamaları Şubat 2014 süresince yapılmıştır. • Eğitilmiş personel, demografik veriler, yaşam stili, hipertansiyon tanı ve tedavisi ile eşlik eden risk faktörleri varlığını değerlendiren standart bir anket uygulamışlardır. • Kan basıncı (KB) ölçümü için uygun erişkin üst kol manşonu olan otomatik kan basıncı ölçüm aleti (AND UA-1020, A&D Company, Saitama, Japan) kullanılarak, osilometrik yöntemle gerçekleştirilmiştir. • KB ölçümleri, oturur vaziyette 15 dakika istirahat sonrasında yapılmıştır. Ölçümler her iki koldan ölçülmüş ve sonraki ölçümler için KB’nın daha yüksek ölçüldüğü kol kullanılmıştır. • İki ölçüm arasında fark 10 mmHg’dan yüksek çıktığında, ölçümler birbirine yakın oluncaya kadar ölçümlere devam edilmiştir. • Prevalans değerlerini hesaplamada tüm hastalarda üç KB ölçümünün ortalaması kullanılmıştır. • HT, sistolik KB ≥140 mmHg veya diyastolik KB ≥90 mmHg olarak tanımlanmıştır. Ayrıca daha önce hipertansiyon tanısı alan ve/veya antihipertansif kullananlar, KB ölçümleri ne olursa olsun hipertansif olarak kabul edilmişlerdir. • İzole sistolik HT sistolik KB ≥140 mmHg ve diyastolik KB <90 mmHg olarak, izole diyastolik HT ise sistolik KB <140 mmHg ve diyastolik KB ≥90 mmHg olarak tanımlanmıştır. • Hipertansiyonda farkındalık, hipertansif olan bireylerde daha önce bir sağlık çalışanı tarafından hipertansiyonun varlığının söylenmesi olarak tanımlanmıştır. • Hipertansiyonda kontrol, KB’nın doğrudan ölçülmesi ile saptanmış ve sistolik KB’nın <140 mmHg ve diyastolik KB’nın <90 mmHg olması şeklinde tanımlanmıştır. • Ritim analizleri tek kanallı elektrokardiyografi cihazı (Handheld ECG Monitor, Beijing Choice Electronic Tecnology Co., Ltd, Beijing, China) ile yapıldı ve kalıcı atriyal fibrilasyonlu hastalar belirlendi. • Segmenter vücut kompozisyonu analizleri ile vücut-kitle indeksi, Bel/kalça oranı Biospace Inbody 230 cihazı (Biospace Co., Ltd, Seoul, Korea) ile otomatik olarak hesaplandı. • Ulusal bazda veri sağlayan, 2012 yılında yapılan PATENT2 Çalışması verileri ile kıyaslandığında KARHİP çalışmasında hipertansiyonun farkında olma (% 54.7’ye %72.3) ve ilaç tedavisi alma oranlarında (% 47.5’e %69,4) belirgin artış görüldü. • Bununla birlikte, kontrol altında KB oranlarında gerek tüm hipertansiflerde (% 28.7’ye %34,7) gerekse ilaç tedavisi altındaki grupta (% 53.9’a %50,1) belirgin bir farklılık göstermemektedir. • KARHİP Çalışması, ülkemizde hipertansiyonun epidemi boyutlarında yaygın bir sorun olduğunu; kentsel kesimlerde hipertansiyon farkındalığında ve tedavi alma oranlarında belirgin bir düzelme olmasına rağmen kontrol altında olma oranları açısından halen hedeflerin çok uzağında bulunulduğunu göstermektedir. KARHIP POPÜLASYONU ve KOMORBİDİTELER • KARHIP popülasyonunda hipertansif grupta 30 yaş ve üzeri tüm ondalık yaş dilimlerinde BKİ oranı 25’in üzerindedir. Bu değer kadınlarda daha belirgin yükseklik göstermektedir. Ek olarak tüm hipertansif popülasyonun %32’si obezdir. Bu veriler kilo fazlalığı ve obezitenin hipertansiyon ile birlikteliğini vurgulamaktadır. • Benzer şekilde popülasyonun %42’si hiperlipidemisi olduğunu ifade etmiştir. Araştırma popülasyonunun %30’u sigara içmektedir. • Tüm bu değerler hipertansif bireylerde ateroskleroz risk faktörlerinin kümülasyonunu göstermekte, tedavide yaşam tarzı değişikliklerinin önceliğine işaret etmektedir. • Yüksek obezite ve hiperlipidemi prevalanslarına paralel şekilde her 4 hipertansiften birisi diyabetiktir. • Bununla birlikte, paradoks şekilde, yüksek diyabet prevalansı ve düşük kan basıncı kontrolü oranlarına rağmen; popülasyonun yalnızca %6’sı renal hastalığı olduğunu ifade etmiştir. Bu durum subklinik nefropatinin bir sonucu olabileceği gibi hipertansif bireylerin renal fonksiyonlar açısından monitorizasyon ve bilgilendirme süreçlerindeki sorunlara bağlı da olabilir. • KARHIP popülasyonunda atriyal fibrilasyon (AF) prevalansı %5’in üzerindedir. Bu bulgu benzer yaş grupları ile kıyaslandığında Dünya verisi ile paralellik göstermektedir. Yüksek AF prevalansı, hipertansif bireylerin klinik değerlendirmesinde bu durumun göz ardı edilmemesi gerçeğine dikkati çekmektedir. KARHIP POPÜLASYONU ve YAŞAM TARZI • KARHIP popülasyonunda hipertansif grupta olguların yaklaşık yarısı yürüyüş haricinde düzenli egzersiz yaptığını ifade etmiştir. • Popülasyonda, her 5 hipertansif bireyden 1’inin normal tuzlu yemeye devam ettiğini söylemesi de dikkat çekici bir durumdur. • Egzersiz ve sodyum kısıtlaması içeren yaşam tarzı değişikliklerine uyum konusunda kat edilecek çok yolumuz olduğu aşikardır. SINIRLAMALAR • KARHIP verileri yorumlanırken göz önünde bulundurulması gereken önemli sınırlamalar da mevcuttur; – KARHIP popülasyonu incelendiğinde 30 yaş altı popülasyonun %3, 40 yaş altı popülasyonun ise %9.8 oranında temsil edildiği görülmektedir. Bu bağlamda popülasyonunun ağırlıklı olarak 60 yaş ve üzeri yaş grubu tarafından temsil edildiği dikkate alınmalıdır. Bu sonuçlar ölçümlere hipertansif popülasyonun daha çok ilgi gösterdiğine daha net ifade ile “algıda seçiciliğe” işaret ediyor olabilir. – KARHIP, sosyokültürel düzeyi nispeten yüksek bir yerleşim merkezinde gerçekleştirilmiş bir projedir. Bu bağlamda sonuçların İzmir’in geneline veya bunun da ötesinde Türkiye geneline uyarlanmaması gerekir. Teşekkür Bu araştırmanın gerçekleşmesinde koşulsuz destek sağlayan başta Mesitaş Medikal Sanayi İç ve Dış Ticaret A.Ş. olmak üzere, saha çalışmalarında büyük emek harcayan Karşıyaka Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğünden Dr. Ayhan Börekçi ve Dr. Nil Börekçi’ye, Ege Ü. Hemşirelik Fakültesi Öğrencilerine, İzmir Ü. Tıp Fakültesi Öğrencilerine, Medicalpark İzmir Hastanesi çalışanlarına teşekkürlerimizi sunarız. Hipertansiyon ile Mücadele Derneği