2008 YILI EKONOMİ HEDEFLERİ

advertisement
HAFTALIK MAKRO-NOT
29 Kasım 2011 / No: 6
FİNANSAL İSTİKRAR RAPORU …
TCMB’nin yılda iki kez yayınladığı “Finansal İstikrar Raporu”nun bu yıl için ikincisi bugün yayınlandı. Türkiye
ekonomisi, finans piyasası ve küresel ekonomik görünüme yönelik gelişmelerin özetlendiği rapor, daha önceki
dönemlerde TCMB’nin yeni politikalarının sinyaliNİ vermiş olması nedeniyle dikkat çekmekteydi. Hal böyle
olunca da bugünkü makro notun konusu haline geldi.
Rapordaki küresel görünüm ve Türkiye ekonomisine yönelik anlatımlar aşağıda özetlenmektedir. Raporda
belirtilmiş olan ve daha sonra açıklaması da yapılan yeni bir konu var ki, döviz satım ihalelerinin miktarının
duyurulması ile ilgildir. TCMB, bundan sonra günlük döviz satım ihalelerinin öngörülebilirliğinin artırılması
amacıyla takip eden iki iş günü içerisinde ihaleler yoluyla satılması planlanan toplam döviz miktarının üst sınırı
günlük olarak kamuoyu ile paylaşacaktır. Geçtiğimiz Cuma günü piyasalarda belirsizliği azaltmak amacıyla
haftalık repo ihalelerinin toplam tutarına yönelik olarak iki haftalık minimum tutarı sağlayacağını açıklayan
TCMB, bu son açıklaması ile de döviz ihalelerinde belirliliği sağlamayı amaçlamıştır.
Finansal İstikrar Raporu’nda genel değerlendirilmelerin yanında değinilen başlıklar arasında dikkat çeken bir
konu da bireysel emeklilik sistemi ve finansal istikrar ile ilgilidir. Türkiye’de tasarruf açığı ve beraberinde
yaşadığımız cari açık sorununa çözüm teşkil edebileceği düşünülen konulardan biridir bireysel emeklilik
sistemi. TCMB’de bu sistem içinde toplanan fonların ülkenin tasarruf hacminin artması ve uzun dönemli
olması dolayısıyla makro ekonomik görünüme, finansal istikrara ve finans sisteminin derinleşmesine yönelik
olumlu katkısına değinmiştir.
Finansal İstikrar Raporu’nda ekonomik görünüme yönelik başlıklardan öne çıkan konular aşağıda
özetlenmektedir.
Küresel Görünüm:
Mayıs dönemi Finansal İstikrar Raporu’ndan bu yana Avrupa sorunların genele yayılması merkez
bankalarını geleneksel olmayan politikalara yöneltmiştir.
Merkez bankaları, bankaların likidite ihtiyacını giderebilmek ve borçlanma maliyetlerini düşürebilmek
amacıyla tedbirler almışlardır.
Alınan önlemlerin yeterliliğine yönelik şüpheler, küresel piyasalarda güven sorunu yaratmıştır ve
önümüzdeki dönemde de belirsizlik ortamının devamı ve bunun küresel finans sistemi üzerindeki etkilerinin
devamına yönelik risklerin takip edilmesi gereklidir.
Gelişmiş ülkelerin makro ekonomik performanslarında kötüleşme, gelişmekte olan ülkelerin hem finansman
hem de beklenti ve ticaret kanallarına yansımıştır. Bu durum söz konusu ülkelere olan sermaye akımlarında
oynaklığa neden olmuştur.
Yılın üçüncü çeyreğinden itibaren küresel risk iştahındaki bozulmaya paralel olarak, gelişmekte olan
ülkelerden fon çıkışı başlamıştır.
Işıl BÜK
Uzman
Tel: (0212) 314 81 83
[email protected]
Türkiye Ekonomisinden Görünüm:
Yılın ilk yarısında ülkeye olan sermaye akımların büyüme performansına olumlu yansımıştır.
Kredi büyümesinin yavaşlamasına yönelik alınan önlemler ile iç ve dış talep dengesi sağlanmaya
başlamıştır.
Yılın üçüncü çeyreğinde gelişmekte olan ülkelerden artan fon çıkışları, TL’de de değer kaybına neden
olmuş, bu durum ithalatta zayıflamaya, ihracatta sınırlı artışa neden olmuştur. Bu durum cari açığın artış
hızının kontrol altına alınmasını sağlamıştır.
Yılın üçüncü çeyreğindeki veriler de iktisadi faaliyetteki yavaşlamayı işaret etmektedir.
Özellikle kredi artışının hız kesmesinin tasarruf eğilimini artırarak önümüzdeki dönemde cari açıktaki
iyileşmeye kakıda bulunacağı düşünülmektedir.
Bunun yanında cari açığın finansmanında uzun vadeli borçlanmanın payı artmaktadır. Bu durum finansman
kalitesindeki iyileşmeyi göstermektedir.
TL’deki değer kaybı enflasyon göstergelerini olumsuz etkilemiştir.
Kamu maliyesindeki olumlu görünüm devam etmektedir.
Firma toplam finansal borçluluğunda artış devam etmesine karşın yurt dışı kaynaklı borçların payı
azalmaktadır. Eylü ayı itibarıyla firmaların toplam finansal borçları 563 milyar TL seviyesindedir. Söz konusu
borçluluğun %60,8’i yabancı para cinsindendir. Ancak reel sektörün yabancı para net açık pozisyonunda artış
görülmektedir ve kur riski söz konusu firmalar için devam etmektedir.
Buna karşın hanehalkının tüketici kredilerinde taşıdığı kur ve faiz riski oldukça düşüktür.
TCMB’nin uyguladığı zorunlu karşılık oranlarındaki değişikliler ile TCMB atın rezervlerinde ve altın dahil
döviz rezervlerinde Kasım ayından itibaren artış görülmeye başlanmıştır. TCMB döviz rezervleri 18 Kasım
itibarıyla 94 milyar$, altın rezervleri ise Eylül-Kasım dönemindeki 2,7 milyar$’lık artışın ardından 8,8
milyar$’dır.
TCMB döviz rezervlerinin yurtdışı şube ve iştirakler hariç kalan vadeye göre kısa vadeli borç stokuna oranı
2011 Haziran’ındaki %96,2’lik düzeyinden Eylül ayında %85,3’e gerilemiştir. Ancak alınan politika
önlemlerinin rezerv miktarını artırması ile bu oranın yukarıya çekilmesi beklenmektedir.
Küresel ekonomiye yönelik olumsuz gelişmeler tüm dünya için olduğu gibi Türkiye ekonomisi için de risk
unsurudur.
LÜTFEN ARKA SAYFADAKİ ÇEKİNCEYİ OKUYUNUZ.
Adres:Halide Edip Adıvar Mah. Darülaceze Cad. No:20 K:4 34382 Şişli-İSTANBUL Tel: (0212) 314 81 81 Fax: (0212) 221 31 81
Araştırma Bölümü: Tel (0212) 314 81 07
HAFTALIK MAKRO-NOT
29 Kasım 2011 / No: 6
Bankacılık Sektöründen Görünüm:
TCMB ve BDDK’nın uyguladığı tedbirlerin etkisi ile kredi artış hızında yavaşlama gözlenmektedir. Kredilerin
yıllık artış eğilimi geçmiş dönem ortalamalarının altına düşmüştür. Kredi artış hızının gerilemesnin son
çeyrekte de devamı halinde yıllık kredi artış hızının yıl sonunda %25’e ulaşması mümkün görünmektedir.
Alınan tedbirleri bir diğer etkisi de kredi faizlarinin artışı olarak gözlenmektedir.
Döviz kurlarındaki hareketlilikle yabancı para cinsinden kredilerin TL karşılıkları, kur etkisiyle olması
gerektiğinden daha farklı yönde/büyüklükte değişim gösterebilmektedir. Bu nedenle döviz cinsinden
kredilerin ilgili döviz cinsinden değerlendirilmesinin ya da TL cinsinden kredilerle birlikte incelenmesi
durumunda kur etkisinden arındırılmasının faydalı olduğu düşünülmektedir.
Kredilerin vadesinde uzama olmuş, orta ve uzun vadeli kredilerin payı Eylül ayı itibarıyla 3,1 puan artışla
%65,1’e ulaşmıştır.
Mevduat vadesinde uzama eğilimi, yılın ikinci yarısında yavaşlayarak devam etmektedir. 2011 Eylül ayı
itibarıyla mevduat/katılım fonlarının ağırlıklı ortalama vadesi 64,7’ye yükselmiştir.
Bankaların 2011 yılı Eylül ayı itibarıyla sendikasyon ve seküritizasyon kredileri toplamı yıl sonuna göre %9
oranında artış göstererek 25,5 milyar$’a ualşmıştır. Kredilerin ödemelerinde sorun yaşanmayacağı
düşünülmektedir.
Bankaların yılın ikinci yarısından itibaren zorunlu karşılık yükümlülükleri nedeniyle artan likidite ihtiyaçlarını,
temel olarak Merkez Bankası’ndan repo yolu ile borçlanarak karşıladıkları görülmektedir.
Tahsili gecikmiş alacaklarda gerileme sürmüş, 2011 Eylül’ünde tahsili gecikmiş alacak tutarı 18,4 milyar
TL’ye gerilemiştir.
Bankacılık sektöründe karlılık gerilemesine karşın, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında sağlıklı yapının sürdüğü
görülmektedir. Bankacılık sektörünün önümüzdeki yıl döviz yükümlülüklerini karşılamada sorun yaşamayacağı
düşünülmektedir.
Bankacılık sektörü için uygulanan şoklara dayanıklılık testinde genel görünüm sektörünün özkaynaklarının
uygulanan şoklara dayanıklılığını gösterir niteliktedir. Sadece kur, eurobond getirileri, faiz ve TGA’lara eş anlı
azami şok uygulanırsa sermaye yeterlilik rasyosu yasal sınırın altına inmektedir.
Adres:Halide Edip Adıvar Mah. Darülaceze Cad. No:20 K:4 34382 Şişli-İSTANBUL Tel: (0212) 314 81 81 Fax: (0212) 221 31 81
Araştırma Bölümü: Tel (0212) 314 81 07
HAFTALIK MAKRO-NOT
29 Kasım 2011 / No: 6
Azmi DÖLEN
G. Müdür Yrd.
(212) 314 81 07
[email protected]
YURTDIŞI İLİŞKİLER
Bora Tamer YILMAZ
Uzman
(212) 314 81 86
[email protected]
ARAŞTIRMA
Işıl BÜK
Uzman
(212) 314 81 83
[email protected]
ÇEKİNCE: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar,
portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde
sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz
ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize
uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu sayfalarda yayınlanan görüş, yorum, haber veya öneriler nedeniyle ortaya çıkacak ticari kazanç veya kayıplardan
Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. sorumlu değildir. Buradaki yazı, görüş ve yorumlar sayfa ziyaretçilerini bilgilendirme niteliği taşımaktadır. Rapor
sayfalarında yayınlanan hiçbir yazı, görüş, resim, analiz ve diğer sunumlar izin alınmadan yazılı veya görsel basın organlarında yayınlanamaz.
Adres:Halide Edip Adıvar Mah. Darülaceze Cad. No:20 K:4 34382 Şişli-İSTANBUL Tel: (0212) 314 81 81 Fax: (0212) 221 31 81
Araştırma Bölümü: Tel (0212) 314 81 07
Download