inşaat malzemeleri sanayisi

advertisement
İÇİNDEKİLER ÖZET 1 EKONOMİ 2 a. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2 b. Sabit Sermaye Yatırımları 2 c. Sektörel Gelişmeler 2 d. Dış Ticaret 3 e. Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 4 f. İstihdam 4 İNŞAAT 5 a. İnşaat Sektörünün GSYH İçindeki Payı 5 b. İnşaat Sektörünün Diğer Sektörlerle Karşılaştırmalı 5 c. İnşaat Sektörünün Sabit Sermaye Yatırımları İçindeki Payı 6 d. Bina İnşaat Maliyeti 6 e. İnşaat Sektörü ve Yatırımlar 6 f. İnşaat Sektöründe İstihdam 7 g. Yürürlüğe Giren Yasal Düzenlemeler 7 KONUT YATIRIMLARI 7 KONUT DIŞI BİNA YATIRIMLARI 9 GAYRİMENKUL 9 FİNANS 10 İNŞAAT MALZEMELERİ SANAYİSİ 10 GELECEK BEKLENTİLERİ
12 ÖZET •
•
2008 yılı sonunda yeniden çift haneli rakamlara çıkarak %10,4 olarak gerçekleşen enflasyon, 2009 yılı Eylül ayında ise %5,3 olarak gerçekleşmiştir. •
2009 yılının ilk yarısında sabit sermaye yatırımlarındaki küçülme oranı %26 olarak gerçekleşmiştir. 2008 yılının ilk çeyreğinden itibaren sürekli daralma eğilimi gösteren özel sektör yatırımlarının 2009 yılının ilk 6 aylık döneminde %31,6 küçülmesi gerçek bir “kötü gösterge” olmuştur. •
Bu dönemde kamu sabit sermaye yatırımları altyapı yatırımlarına bağlı olarak %13,3 büyümüştür. •
2009 yılının ilk yarısında toplam inşaat yatırımı cari fiyatlarla 38,5 milyar TL değerinde gerçekleşirken bunun 15,4 milyar TL’lik kısmını kamu yatırımları, 23,1 milyar TL’lik kısmını ise özel sektör yatırımları oluşturmuştur. •
İlk altı aylık dönemde inşaat, ticaret, imalat sanayi ile madencilik ve taşocakçılığı en fazla küçülen sektörler olurken, büyümeye önemli ölçüde katkı sırasıyla balıkçılık, mali aracı kuruluşların faaliyetleri, konut sahipliği ve tarım sektöründen gelmiştir. 2009 yılı Temmuz döneminde işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,9 puan artarak %12,8’e ulaşmıştır. •
2009 yılının ilk yarısında %19,9 küçülen inşaat sektörünün aynı dönemde GSYH’dan aldığı pay %5,5 olmuştur. •
2009 yılı Ocak‐Eylül döneminde kurulan şirket ve kooperatiflerin %14’ünü, kapanan şirket ve kooperatiflerin ise %13’ünü inşaat alanında hizmet verenler oluşturmuştur. •
2009 yılında gerçekleştirilen 80 milyar 231 milyon TL’lik sabit sermaye yatırımlarının 38 milyar 523 milyon TL’lik kısmı inşaat yatırımlarına ayrılmış, böylece Türkiye’de gerçekleştirilen toplam yatırım tutarının %48’ini inşaat yatırımları oluşturmuştur. •
2009 yılı Temmuz ayı sonunda inşaat sektöründeki istihdam 1 milyon 404 bin kişidir. Bu rakamla inşaat sektörünün toplam istihdamdaki payı %6,3’tür. •
2009’un ilk altı ayında yapı ruhsatlarına göre (arazi hariç) metrekare konut inşaat maliyeti 372 2
TL/m olmuştur. •
2009 yılı ikinci döneminde, 194.743 konut satış sonucu el değiştirmiş, bu dönemde en fazla konut satışı İstanbul ile Ankara, Konya ve Karaman’da olmuştur. •
2009 Ocak‐Haziran döneminde konut yatırımları 35 milyon 385 bin m2, konut dışı bina yatırımları ise 12 milyon 365 bin m2 olarak gerçekleşmiştir. •
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Dünya Ekonomik Görünüm raporuna göre, dünya ekonomisi 2009’da %1,1 küçülecek, 2010’da %3,1 büyüyecektir. •
2009 yılının Ocak‐Ağustos döneminde ihracat, büyümeye de ağır darbe vurarak, 2008 yılının aynı dönemine göre %30,1 küçülmüştür. •
2009 Ocak‐Ağustos döneminde toplam ithalat değeri bir önceki yılın aynı dönemine göre %39,9 küçülerek 87,6 milyar dolar olmuştur. •
2008 yılında krize karşı halen bir dayanıklılık gösteren UDY girişlerinde 2008 yılı sonunda başlayan kötüleşme, 2009 yılında daha keskin düşüşler olarak karşımıza çıkmış, 2009 yılının ilk 6 ayı itibari ile UDY girişleri 2008 yılının aynı dönemine oranla %57 düşüşle 4,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Rapora göre, küresel krizden en çok etkilenen gelişmiş ülkelerdeki toparlanma süreci daha yavaş olacak, bu ülkelerdeki bütçe açığı da artmaya devam edecektir. Buna karşın Türkiye'nin de içinde bulunduğu kalkınmakta olan ülkelerde toparlanma süreci daha hızlı olacaktır. •
2010 yılında Türkiye’nin büyümesi Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre %3,7 olacaktır. Ancak 2009 yılında Türkiye IMF tahminlerine göre %6,5, Devlet Planlama Teşkilatı tahminlerine göre ise %6 küçülecektir. DPT’nin 2010 yılı büyüme tahmini ise IMF’nin 0,2 puan altındadır. •
•
1
2009 yılının ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi 2008 yılının aynı dönemine göre sabit fiyatlarla %7 küçülmüş, böylece ilk altı aylık küçülme oranı %10,6 olmuştur. •
Bu dönemde en fazla UDY girişinin olduğu sektörler enerji ve imalat sanayi olurken, Avrupa ülkeleri ilk altı ayda UDY girişlerinin %90’ının kaynağı olmuştur. YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
b. Sabit Sermaye Yatırımları EKONOMİ a. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2009 yılının ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi 2008 yılının aynı dönemine göre sabit fiyatlarla %7 küçülmüştür. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre; •
•
•
Yılın ikinci üç aylık döneminde GSYH cari fiyatlarla 228.817 milyon TL olmuş, GSYH’nın dolar bazında değeri bir önceki yılın aynı dönemine göre %23 düşüşle 145,6 milyar dolar olarak gerçekleşmiş, İlk altı aylık küçülme oranı %10,6 olmuştur. Tablo 1. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Değerleri (2008‐2009) GSYH (milyon TL‐cari) 215.562 239.436 262.384 232.717 950.098 209.433 228.817 438.251 Dönem 2008/I 2008/II 2008/III 2008/IV 2008/yıllık 2009/I 2009/II 2009/6 aylık Değişim (%‐sabit) 7,2 2,8 1,0 ‐6,5 0,9 ‐14,3 ‐7,0 ‐10,6 2008 yılı sonu itibariyle yıllık enflasyon oranlarında 12 aylık ortalamalara göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yeniden çift haneli rakamlara çıkarak %10,4 olarak gerçekleşmiştir. Kişi başına GSYH ise bu dönemde 10.436 USD olmuştur. 2009 yılı Eylül ayında ise TÜFE’de bir önceki aya göre %0,39, bir önceki yılın Aralık ayına göre %2,18, bir önceki yılın aynı ayına göre %5,27 ve on iki aylık ortalamalara göre %7,52 artış gerçekleşmiştir. Grafik 1. TÜFE Gelişimi (2008‐2009 Ocak‐Eylül) BİR ÖNCEKİ YILIN AYNI AYINA GÖRE ENFLASYON DEĞİŞİMİ Kaynak: TÜİK 2
5,2
5,7
11,8
11,1
5,4
5,3
5,3
Eylül
10,6
12,1
Ağustos
Mayıs
Nisan
Mart
6,1
10,7
Temmuz
9,7
9,2
7,9
9,1
7,7
Şubat
Ocak %
9,5
8,2
2009
Haziran
2008
Tablo 2. Sabit Sermaye Yatırımları (SSY) ve GSYH 2008 2009/I 2009/II 2006/6 ay SSY (cari‐milyar TL) 188,8 40,1 40,1 80,2 GSYH (cari‐milyar TL) 950,1 209,4 228,8 438,2 SSY’nin GSYH’deki Payı (%) 23,7 21,3 20,5 20,9 SSY Gelişme Hızı (%) ‐5,0 ‐27,5 ‐24,6 ‐26,0 Kaynak: TÜİK Ekonominin önemli lokomotiflerinden biri her zaman girişimci özel sektör olmuştur. Ancak, 2008 yılının ilk çeyreğinden itibaren sürekli daralma eğilimi gösteren özel sektör yatırımlarının 2009 yılının ilk çeyreğinde %33,5, ikinci çeyreğinde %29,7 ve böylece ilk 6 aylık dönemde %31,6 küçülmesi gerçek bir “kötü gösterge” olmuştur. Kamu sektörü ise altyapı yatırımlarına bağlı olarak ilk çeyrekte %24,7, ikinci çeyrekte %5,5 büyümüş, sektörün ilk yarı büyüme oranı %13,3 olmuştur. Kaynak: TÜİK 14
12
10
8
6
4
2
0
Yılın ilk yarısındaki ekonomik küçülmeden sabit sermaye yatırımları da etkilenmiştir. İlk çeyrekte %27,5, ikinci çeyrekte %24,6 küçülen sabit sermaye yatırımlarının ilk yarı küçülme oranı %26 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılının ilk yarısında toplam inşaat yatırımı cari fiyatlarla 38,5 milyar TL değerinde gerçekleşirken bunun 15,4 milyar TL’lik kısmını kamu yatırımları, 23,1 milyar TL’lik kısmını ise özel sektör yatırımları oluşturmuştur. Aynı dönemde kamu inşaat yatırımları sabit fiyatlarla %16,7 büyürken, özel sektör inşaat yatırımları %29,9 daralmıştır. c. Sektörel Gelişmeler İnşaat, imalat sanayi ve ticaret sektörleri Türkiye’nin ekonomik gelişmesinde söz sahibi olan en önemli sektörlerdir. 2009’un ikinci çeyreğinde inşaat, sektörler arasında %21 ile küçülme rekortmeni olmuştur. Böylece sektörün yılın ilk yarısında küçülme oranı %19,9, cari fiyatlarla değeri ise 19 milyar TL olmuştur. İlk altı aylık dönemde inşaatın yanında %20,6 ile ticaret, %14,4 ile imalat sanayi ve %14,3 ile madencilik ve taşocakçılığı en fazla küçülen sektörler olurken, büyümeye önemli ölçüde katkı sırasıyla balıkçılık (%9,7), mali aracı kuruluşların faaliyetleri (%9,2), konut sahipliği (%4,6) ve tarım sektöründen (%4,0) gelmiştir. YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
Tablo 3. Sektörlerin Gelişme Hızları ve GSYH İçindeki Payları (%) 2008 Sektörler G. Hızı 2009/I Pay G. Hızı Pay ‐0,5 2009/II G. Hızı 2009/6 ay Pay G. Hızı Pay 4,0 6,3 Tarım 3,9 8,9 4,7 6,6 7,7 İmalat San. 0,8 24,0 ‐20,2 24,2
‐8,7 25,4 İnşaat ‐8,2 5,9 5,7 ‐21,0 5,2 Ticaret ‐1,1 13,0 ‐26,4 12,0 ‐15,0 12,7 ‐20,6 12,4
1,3 14,7 ‐17,6 14,7 ‐11,5 14,5 ‐14,5 14,6
2,3 4,8 4,5 6,0 4,8 5,4 4,6 5,7 6,8 3,4 ‐0,3 4,7 2,3 3,5 0,9 4,1 ‐18,9 ‐14,4 24,8
‐19,9 5,5 azalmıştır. Toplam ihracat içinde %53,6 ile diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelere yapılan ihracat en yüksek paya sahip olmuştur. AB ülkelerine yapılan ihracatın payı ise 2008 yılı aynı dönemine göre 4,9 puan düşerek %44,4 olarak gerçekleşmiştir. Böylece AB ülkelerine yapılan ihracat 28,7, diğer ülkelere yapılan ihracat ise 34,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Kaynak: TÜİK 2009 Ocak‐Ağustos döneminde toplam ithalatın 34.907 milyon doları (%39,9’u) AB ülkelerinden, 52.068 milyon dolarlık kısmı (%59,5i) diğer ülkelerden, 599 milyon dolarlık kısmı ise serbest bölgelerden yapılmıştır. Bu rakamlar, AB ülkelerinden yapılan ithalatın %35,9, serbest bölgelerden yapılan ithalatın %38,7, diğer ülkelerden yapılan ithalatın ise %42,3 küçüldüğünün göstergesi olmuştur. d. Dış Ticaret Ulaştırma‐
Haberleşme Konut Sahipliği Gayrimenkul, kiralama ve iş faaliyetleri 2004 yılından itibaren düzenli bir büyüme eğilimi yakalayan Türkiye ihracatı, 2007 yılında %25,3, 2008’de %23,1 büyüyerek 132 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılının Ocak‐Ağustos döneminde ise ihracat, büyümeye de ağır darbe vurarak, 2008 yılının aynı dönemine göre %30,1 azalmıştır. 2009 Ocak‐Ağustos döneminde toplam ithalat değeri de bir önceki yılın aynı dönemine göre %39,9 küçülerek 87,6 milyar dolar olmuştur. Bu dönemde %15,3 oranında yatırım malı, %71 oranında ara malı ve %13,3 oranında da tüketim malı ithalatının yapıldığı görülmektedir. 2009’un ilk sekiz ayında dış ticaret açığı %56,9 azalarak 22,9 milyar dolar olurken, ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2008 yılı aynı dönemine kıyasla 10,4 puan artarak %73,8 seviyesinde gerçekleşmiştir. Tablo 4. Dış Ticaret Verileri (2005‐2009) İhracat Yıl Değer (milyon USD) 2005 İthalat AB Ülkeleri (AB‐27)
44,5%
Diğer
53,6%
TSB
1,9%
Kaynak: TÜİK Grafik 3. Ülke Gruplarına Göre İthalat Dağılımı (2009 Ocak‐Ağustos) (2009 Ocak‐Ağustos)
Dış Ticaret Hacmi Değişim (%) Değişim (%) Değişim (%) Değişim (%) 73.476 16,3 116.774 19,7 26,0 18,4 2006 85.535 16,4 139.576 19,5 24,8 18,3 2007 107.272 25,4 170.063 21,8 16,2 23,2 2008 132.003 23,1 201.823 18,8 11,4 20,4 92.394 ‐ 145.658 ‐ ‐ ‐ 64.622 ‐30,1 87.574 ‐39,9 ‐56,9 ‐36,1 Kaynak: TÜİK Ocak‐Ağustos döneminde tüm ülke gruplarına yapılan ihracat önemli oranlarda küçülmüştür. Bu dönemde Türkiye Serbest Bölgeleri’ne yapılan ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre %43, Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracat %36,9, diğer ülkelere yapılan ihracat ise %22,4 3
ÜLKE GRUPLARINA GÖRE İHRACAT DAĞILIMI (2009 Ocak‐Ağustos)
ÜLKE GRUPLARINA GÖRE İTHALAT DAĞILIMI Dış Ticaret Dengesi Değer (milyon USD) O‐A 2008 O‐A 2009 Grafik 2. Ülke Gruplarına Göre İhracat Dağılımı (2009 Ocak‐Ağustos) AB Ülkeleri
(AB‐27)
39,8%
Diğer
59,5%
TSB
0,7%
Kaynak: TÜİK TÜİK tarafından açıklanan aylık verilere göre 2009 yılı Ağustos ayında; 2008 yılının aynı ayına göre ihracat %29,1 azalarak 7.833 milyon dolar, ithalat %34 azalarak 12.709 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde dış ticaret açığı %40,6 azalarak 8.205 milyon dolardan, 4.876 milyon dolara gerilemiştir. YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
2008 Ağustos ayında %57,4 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2009 Ağustos ayında %61,6’ya yükselmiştir. e. Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 2008 yılında krize karşı halen bir dayanıklılık gösteren UDY girişlerinde 2008 yılı sonunda başlayan kötüleşme, 2009 yılında daha keskin düşüşler olarak karşımıza çıkmıştır. 2009 yılının ilk çeyreğinde krizden çıkış sinyallerinin zayıf olmasına bağlı olarak, düşüş trendi devam etmiştir. Şirketlerin yatırım yapabilme kapasiteleri finansal kaynaklara erişimdeki kısıtlar nedeniyle azalmış, ekonomiye ilişkin olumsuz beklentiler yatırım eğilimlerini azaltmıştır. 2009 yılının ilk 6 ayı itibari ile UDY girişleri 4,2 milyar dolara ulaşmıştır. Bu rakam 2008 yılının aynı dönemine oranla %57 düşüş anlamına gelmektedir. Grafik 4. Türkiye’ye UDY Girişleri (milyar USD) TÜRKİYE'YE UDY GİRİŞLERİ*
milyar USD
25
10,0
9,8
4,2
1,4
2009/6 ay
2008/6 ay
2008
2007
2006
2005
1995‐2004
(ortalama)
0
Kaynak: TCMB / *gayrimenkul alımları dahil Haziran 2009 sonu itibari ile en fazla UDY girişinin olduğu sektörler, toplam girişlerde sırasıyla %45,2 ve %21,2 pay ile enerji ve imalat sanayi olmuştur. İnşaat, gayrimenkul ve finansal hizmetler ise bu sektörleri takip eden alanlar olmuştur. Tablo 5. Türkiye’ye Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişlerinin Sektörel Dağılımı (milyon USD) Sektörler Tarım, Ormancılık, Balıkçılık Sanayi Madencilik İmalat Elektrik, Gaz, Su Hizmetler İnşaat Gayrimenkul, Kiralama Faaliyetleri Finans Diğer Hizmetler Toplam Giriş Kaynak: TCMB 4
2008 UDY Girişi (milyon USD) Pay (%) Avusturya 521 16,6 Fransa 506 16,2 Çek Cumhuriyeti 386 12,3 Hollanda 313 10,0 Lüksemburg 264 8,4 İtalya 213 6,8 ABD 176 5,6 Almanya 162 5,2 Belçika 114 3,6 Norveç 105 3,4 2009 370 11,8 3.130 100,0 Kaynak: TCMB 10
5
Ülkeler Toplam 18,2
20
15
Tablo 6. Ülkelere Göre Türkiye’ye UDY Girişi (milyon USD) (2009 Ocak‐Haziran) Diğer 22,0
20,2
2009 yılının ilk yarısında Türkiye’ye UDY girişlerinin kaynağı olan ülkeler arasında Avusturya, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Hollanda ve Lüksemburg başta gelmektedir. Avrupa ülkeleri ilk altı ayda UDY girişlerinin %90’ının kaynağı olmuştur. 2009 Pay (%) Ocak ‐Haziran Ocak ‐Haziran 34 3.005 93 2.720 192 5.188 140 22 2.109 32 663 1.414 999 257 0,7 67,4 1,0 21,2 45,2 31,9 8,2 348 227 7,3 3.130 1.570 8.227 199 316 3.130 6,4 10,1 100,0 2009 yılının ilk yarısında birleşme ve satınalma işlemlerinde global durgunluğa paralel olarak, Türkiye’de 2004 yılından bu yana en düşük işlem seviyesi gözlenmektedir. 2008 yılında yaşanan %35’in üzerinde düşüşün ardından, 2009 yılı için %50’lik düşüş beklentisi yılın ilk çeyreğindeki düşük işlem seviyesi ile teyit edilmiş görünmektedir. Uluslararası yatırımcıların yatırım fırsatlarına yönelik olarak ilgisi sürmekle birlikte, gerçekleşen işlemlerdeki payı geçtiğimiz yıllara kıyasla düşmüştür. Planlanan özelleştirmelerin de gerçekleşmemiş olması dolayısıyla, Deloitte Türkiye, yılın kalanında büyük ölçekli bir işlem gerçekleşmediği takdirde, işlem tutarının 5 milyar doları aşmayacağını öngörmektedir. f. İstihdam 2009 yılı Temmuz döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 50 bin kişi artarak, 22.213 bin kişiye yükselmiştir. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 364 bin kişi artarken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 314 bin kişi azalmıştır. 2009 yılı Temmuz ayında, işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,9 puan artarak %12,8’e yükselmiş, oran mart ayına göre ise 0,2 puan gerilemiştir. YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
Tablo 7. İşgücü Verileri (Temmuz 2008‐2009) 2009 45,9 46,2 54,2 43,6 9,9 43,0 12,8 40,4 12,0 38,9 16,0 51,2 5,5 52,5 6,8 12,5 16,3 12,5 16,5 12,4 15,7 18,9 23,2 21,9 27,8 12,3 14,2 Kaynak: TÜİK / * 15‐24 yaş grubundaki nüfus Temmuz 2009 döneminde istihdam edilenlerin %26,9'u tarım, %18,6’sı sanayi, %6,3’ü inşaat, %48,2'si ise hizmetler sektöründedir. İNŞAAT a. İnşaat Sektörünün GSYH İçindeki Payı 2006 yılında %18,5 gibi yüksek bir büyüme oranı yakalayan sektörün 2007 yılında büyüme hızında görülen daralma, 2008 yılında küçülmeye dönüşmüştür. 2008 yılında %7,6 küçülen sektörün aynı yıl GSYH’dan aldığı pay %5,9 olmuştur. 2009 yılının ilk yarısında da GSYH ve inşaat sektöründe küçülme eğilimi devam etmiş, bu dönemde GSYH’daki küçülme %10,6’yı, sektördeki küçülme ise %19,9’u bulmuştur. Tablo 8. İnşaat Sektörü İle GSYH’nın Karşılaştırmalı Değişim Oranları ve GSYH İçinde İnşaat Sektörünün Payı (sabit fiy.‐%) Dönem 2008/I 2008/II 2008/III 2008/IV 2008/yıllık 2009/I 2009/II 2009/6 aylık Kaynak: TÜİK 5
İnşaat Sektörü ‐3,3 ‐5,2 ‐9,8 ‐14,0 ‐8,2 ‐18,9 ‐21,0 ‐19,9 GSYH 7,2 2,8 1,0 ‐6,5 0,9 ‐14,3 ‐7,0 ‐10,6 GSYH içinde Sektörün Payı 6,1 6,1 5,5 6,0 5,9 5,7 5,2 5,5 0,9
2008/II
2008/III
2008/IV 2008/yıllık ‐14,3
2009/I
‐6,5
0
2008/I
56,4 GSYH
1,0
‐10
‐3,3
‐5,2
‐10,6
2009/6
aylık
‐21,0
‐19,9
‐8,2
‐9,8
‐20
‐7,0
2009/II
‐14,0
‐18,9
‐30
Kaynak: TÜİK b. İnşaat Sektörünün Diğer Sektörlerle Karşılaştırmalı Gelişimi 2006 yılında yakalanan %20′ler düzeyindeki büyüme, 2008’den itibaren yerini küçülmeye bırakmıştır. 2008 yılında %7,6 daralan sektör, 2009 yılının ilk çeyreğinde de %18,9 gibi yüksek bir oranda daralarak, ticaretten sonra en fazla küçülen sektör olmuştur. 2005 ve 2006 yıllarındaki büyümenin temelinde konut sektöründeki canlanmanın, 2008 ve sonrasındaki küçülmede ise küresel ekonomik krizin etkileri hissedilmektedir. Tablo 9. Sektörlere Göre Gelişme Hızları (%) 2008/I 2008/II 2008/III 2008/IV 2008 / yıllık 2009/I 2009/II 2009 6 aylık Gay. Kiralama ve İş Faal. 49,3 İnşaat Sektörü
2,8
Konut Sahipliği 48,4 7,2
10
Ulaştırma ve Haberleşme 2008 Ticaret 2009 24.587 25.480 16.419 16.756 8.168 8.724
22.163 22.213 14.441 14.080 7.722 8.133
2.425 3.267 1.978 2.676 447 590 İnşaat 2008 İNŞAAT SEKTÖRÜ‐GSYH KARŞILAŞTIRMASI İmalat 2009 KIR Tarım 2008 KENT %
İşgücü (bin kişi) İstihdam (bin kişi) İşsiz (bin kişi) İşgücüne katılma oranı (%) stihdam oranı (%) İşsizlik oranı (%) Tarım dışı işsizlik oranı (%) Genç nüfusta işsizlik oranı*(%) TÜRKİYE Dönem İŞGÜCÜ DURUMU Grafik 5. İnşaat Sektörü ile GSYH Karşılaştırması (2008‐2009) 6,3 ‐0,7 5,5 3,3 3,9 ‐0,5 6,6 9,1 4,8 0,3 ‐10,8 0,8 ‐20,2 ‐8,7 ‐3,3 ‐5,2 ‐9,8 ‐14,0 ‐8,2 ‐18,9 ‐21,0 9,9 4,5 ‐1,5 ‐15,9 ‐1,1 ‐26,4 ‐15,0 7,9 4,2 1,2 ‐7,4 1,3 ‐17,6 ‐11,5 1,5 1,6 2,5 3,5 2,3 4,5 4,8 7,4 9,4 7,6 3,6 6,8 ‐0,3 2,3 4,0 ‐14,4 ‐19,9 ‐20,6 ‐14,5 4,6 0,9 Kaynak: TÜİK 2009 yılı Ocak‐Eylül döneminde toplam 33.005 adet şirket ve kooperatif açılmış, 7.403 adet de kapanmıştır. Ticaret sektörü en fazla anonim ve limited şirketin kurulduğu sektör olmuştur. Kurulan şirket ve kooperatiflerin %30’u ticaret, %19’u imalat, %14’ü inşaat, %13’ü gayrimenkul alanlarında, kapanan şirket ve kooperatiflerin ise %34’ü ticaret, %25’i imalat, %13’ü inşaat, %10’u ise gayrimenkul alanında hizmet vermektedir. YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
c. İnşaat Sektörünün Sabit Sermaye Yatırımları İçindeki Payı Bina inşaat maliyetlerinde genel inşaat malzemelerinin girdi payı %64,5, tesisat malzemelerinin payı %14,2, işçiliklerin payı ise %21,3’tür. 2009 yılı ilk yarı yatırımları, harcamalar yöntemiyle cari fiyatlarla 80 milyar 231 milyon TL’dir. Bu miktar içerisinde 38 milyar 523 milyon TL’lik kısım inşaat yatırımlarına ayrılmıştır. Böylece Türkiye’de gerçekleştirilen toplam yatırım tutarının %48’ini inşaat yatırımları oluşturmuştur. Kullanım amaçlarına göre ise maliyetlerin %8’i bir daireli ikamet amaçlı binalar, %65,5’i iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar için harcanmaktadır. e. İnşaat Sektörü ve Yatırımlar Tablo 10. Sabit Sermaye Yatırımları (SSY) ve İnşaat Harcamaları Devlet Planlama Teşkilatı 2009 Eylül ayında Türkiye'nin 2012 yılına kadar olan dönemdeki ekonomik hedeflerini ve uygulanacak politikaları içeren Orta Vadeli Program’ı açıklamıştır. Yatırımlar SSY Toplamı (cari–bin TL) İnşaat Harcamaları Toplamı (cari–bin TL) İnşaat Harcamaları İçinde Kamu Yatırımı Payı (%) İnşaat Harcamaları İçinde Özel Yatırım Payı (%) 2008 188.816 2009/I 40.131 2009/II 40.100 2009/6 ay 80.231 90.382 19.187 19.336 38.523 33 36 43 40 67 64 57 60 Kaynak: TÜİK Ocak‐Haziran döneminde yapılan 38,5 milyar TL’lik inşaat yatırımlarında kamu yatırımlarının payı 15,4 milyar TL’lik cari fiyatlarla %40, özel sektör yatırımlarının payı ise 23,2 milyar TL’lik cari fiyatlarla %60 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde inşaat harcamaları içinde kamu yatırımı payı bir önceki yılın aynı dönemine göre 8 puanlık artış göstermiştir. d. Bina İnşaat Maliyeti 2009 yılı ikinci döneminde bina inşaat maliyet endeksi toplamda bir önceki döneme göre %0,55 ve bir önceki yılın son dönemine göre %0,55 artarken bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,37 ve dört dönem ortalamalara göre %2,71 azalmıştır. 2009 yılının Eylül ayında ÜFE artış oranları ise bir önceki aya göre %0,62, bir önceki yılın Aralık ayına göre %3,60, bir önceki yılın aynı ayına göre %0,47 ve on iki aylık ortalamalara göre %3,22 olmuştur.
Tablo 11. Bina İnşaat Maliyet Endeksi Değişim Oranları (%)
Toplam İşçilik Malzeme Malzeme Bir önceki döneme göre değişim oranı Bir önceki yılın son dönemine göre değişim oranı Bir önceki yılın aynı dönemine göre değ. oranı Dört dönem ortalamalara göre değişim oranı İşçilik Toplam 2009 Yılı III. Dönem 2008 Yılı III. Dönem 0,55 0,46 0,58 ‐7,56 3,04 0,55 1,61 0,23 12,33 11,05 12,71 ‐3,37 1,09 ‐4,68 12,92 12,86 12,94 ‐2,71 4,99 ‐4,89 13,19 11,84 13,57 ‐
10,28 2010‐2012 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’ın temel amacı, küresel krizin etkisinden çıkış sürecinde Türkiye’nin ekonomik ve sosyal yapısının güçlü yönlerini avantaj olarak kullanarak, ekonominin yeniden sürdürülebilir büyüme dönemine girmesini sağlamak ve böylece ülkenin refah düzeyini artırmaktır. Programda makroekonomik öncelikler; • Büyümenin kademeli bir biçimde potansiyel düzeyine yükselmesini sağlamak, • İstihdamı artırmak, • Enflasyondaki düşüş eğilimini devam ettirmek, • Küresel krizin etkisiyle önemli ölçüde bozulan kamu dengelerini düzeltmek olarak belirlenmiştir. Programda bu yıl %3,6 olarak öngörülen daralma %6'ya revize edilmiş, büyümenin 2010'da %3,5, 2011'de %4, 2012'de %5 olacağı öngörülmüştür. Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan "Genel Ekonomik Hedefler ve Yatırımlar 2010" raporuna göre 2010 yılı kamu yatırımlarının sektörel dağılımında en büyük pay ulaştırma hizmetlerine ayrılmaktadır. Daha sonra sırasıyla eğitim ve tarım sektörleri gelmektedir. Kamu yatırımlarının sabit fiyatlarla %10,3 artacağı öngörülmektedir. Aynı dönemde özel kesim sabit sermaye yatırımlarının reel olarak %7 artması beklenmektedir. Özel sabit sermaye yatırımları içinde enerji ve konut sektörleri yatırımlarının küçüleceği tahmin edilmektedir. Kaynak: TÜİK 6
YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
Tablo 12. 2010 Yılı Sabit Sermaye Yatırımlarının Sektörel Dağılımı* (cari fiyatlarla, milyon TL, yüzde dağılım) Sektörler Tarım Madencilik İmalat Enerji Ulaştırma Turizm Konut Eğitim Sağlık Diğer Hizmetler TOPLAM Kamu Özel (milyon TL) (milyon TL) 5.001 1.440 504 3.805 14.206 255 670 5.068 2.518 11.011 44.477 1.322 2.795 59.756 5.017 30.701 10.802 10.834 1.792 6.311 7.483 136.813 Toplam milyon TL Pay (%) 6.323 3,5 4.235 2,3 60.260 33,2 8.822 4,9 44.907 24,8 11.057 6,1 11.504 6,3 6.860 3,8 8.829 4,9 18.494 10,2 181.290 100,0 Kaynak: DPT / *program düşerken; bina dışı inşaat sektöründe %11,3 artarak 155,8’den 173,5’e yükselmiştir. Ciro endeksi de aynı dönemde %6,4 azalmıştır. Bina inşaatı sektörü ciro endeksi %3,5 azalarak 155,3’den 149,9’a, bina dışı inşaat sektörü ciro endeksi %12,3 azalarak 125,1’den 109,7’ye düşmüştür. İnşaat sektörü üretim endeksi 2009 yılı II. döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %21 azalmıştır. Bina inşaatı sektörü üretim endeksi %27,8 azalarak 126,0’dan 90,9’a düşerken; bina dışı inşaat sektörü üretim endeksi %10,4 artarak 141,8’den 156,6’ya yükselmiştir. g. Yürürlüğe Giren Yasal Düzenlemeler f. İnşaat Sektöründe İstihdam 2009 yılı Temmuz ayı sonu TÜİK verilerine göre inşaat sektöründeki istihdam 1 milyon 404 bin kişidir. İnşaat sektörünün toplam istihdamdaki payı 2009 yılı Temmuz ayı itibariyle %6,3 olmuştur. Bu sayının 38 bini kadındır. Kadınların toplam inşaat istihdamındaki payı yalnızca %2,7’dir. Tablo 13. Sektörlere Göre İstihdam Rakamları Sektörler 2008 Temmuz Sayı (bin kişi) •
•
2009 Temmuz Pay (%) Sayı (bin kişi) Pay (%) Tarım 5.607 25,3 5.971 26,9 Sanayi 4.517 20,4 4.136 18,6 İnşaat 1.395 6,3 1.404 6,3 Hizmetler 10.644 48,0 10.704 48,2 Kaynak: TÜİK Kısa Dönemli İnşaat Sektörü İş İstatistikleri göstergelerine göre, NACE Rev.1.1’e göre hesaplanan 2005=100 temel yıllı, üç aylık inşaat sektörü istihdam endeksi 2009 yılı II. döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %25,3 azalmıştır. Bina inşaatı sektörü istihdam endeksi %33,7 azalarak 111,2’den 73,7’ye, Bina Dışı İnşaat Sektörü İstihdam Endeksi %11,2 azalarak 120,4’den 106,9’a düşmüştür. Üç aylık inşaat sektöründe çalışılan saat endeksi 2009 yılı II. döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %21,9 azalmıştır. Bina inşaatı sektörü çalışılan saat endeksi %30,8 azalarak 109,1’den 75,5’e, Bina Dışı İnşaat Sektörü Çalışılan Saat Endeksi %7,9 azalarak 120,6’dan 111,1’e düşmüştür. Brüt ücret‐maaş endeksi 2009 yılı II. döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %7,6 azalmıştır. Bina inşaatı sektöründe bu endeks %19,9 azalarak 154,6’dan 123,9’a 7
İnşaat sektörü ile ilgili yapılan ve Temmuz 2009‐Ekim 2009 tarihleri arasındaki Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren yasal düzenlemeler aşağıdaki gibidir: •
10 Temmuz 2009 tarihli “Aydınlatma Yönetmeliği” ile genel aydınlatma yükümlülüğü ile görev ve sorumlulukların belirlenmesi amaçlanmaktadır. 3 Ağustos 2009 tarihli “Kalkınma Ajansları Denetim Yönetmeliği” ile Kalkınma Ajanslarının iç ve dış denetimi ile mali yönetim yeterliğine ilişkin standartlar ile usul ve esasların belirlenmesi amaçlanmaktadır. 23 Ağustos 2008 tarihinde yayınlanan 53 seri numaralı “Emlak Vergisi Genel Tebliği” ile 2009 yılında uygulanacak bina metrekare normal inşaat maliyet bedelleri ilan edilmiştir. Ayrıca Türkiye’de konut yapıp satan yapı müteahhitlerinin standartlarının yükseltilmesi ile sertifikasyonu ve inşaat sektöründe hizmet verenlerin sağlıklı bir envanterinin tutulması amacıyla, yapı ruhsatı düzenlemeye yetkili idarelerce istenecek Yapı Müteahhidi Yetki Belgesi’ni düzenlemeye yönelik “Yapı Müteahhidi Yetki Belgesi Yönetmeliği” taslağı hazırlık çalışmaları devam etmektedir. KONUT YATIRIMLARI Yapı ruhsatına göre ikamet amaçlı bina (konut) sayılarının günümüze dek gelişimi incelendiğinde, konut ruhsatları sayısının gün geçtikçe artış göstermesi beklenirken, 1998 yılından bu yana dalgalı bir seyir izlediği, 2006 yılında, konut ruhsatlarında önceki iki yılda %60’lar seviyesinde görülen artışın %9,6’ya düştüğü görülmektedir. 2007’de ise verilen konut ruhsatı sayısı bir önceki yıla göre düşmeye başlamış, 2008 yılında bu düşüş %13,8’i bulmuştur. 2009 yılının ilk yarısında düşüş eğilimi yine devam etmiş, bu dönem verilen konut ruhsatlarında bir YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
önceki yılın aynı dönemine göre %13,5’lik azalma saptanmıştır. Önceki Yıla Göre Konut Birim Artış Oranı (%) Toplam Yüzölçümü (bin m²) Ortalama Konut Birim Alanı (m²) 2005 2006 2007 2008 2008/6 ay 2009/6 ay Konut Birim Sayısı (Daire) Yıl Tablo 14. Konut Ruhsatları (2005‐2009) Bu dönemde en fazla konut satışı bir önceki dönemde olduğu gibi İstanbul’u kapsayan TR1 ile Ankara, Konya ve Karaman’ı içine alan TR5 bölgelerinde olmuştur. 545.336 597.786 581.029 501.005 268.628 232.420 65,4 9,6 ‐2,8 ‐13,8 ‐ ‐13,5* 82.298 92.942 89.807 74.341 39.805 35.385 150,9 205,6 215,3 207,3 148,2 152,2 Tablo 16. Konut Satışları (adet) Bölgeler TR1 TR2 TR3 TR4 TR5 TR6 TR7 TR8 TR9 TRA TRB TRC Toplam Kaynak: TÜİK / *bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye’de en çok betonarme yapı sistemi tercih edilmektedir. 2009’un ilk altı ayında ruhsat verilen ikamet amaçlı binaların %91’i betonarmedir. Aynı dönemde bina taşıyıcı sistemi betonarme olan 226.078 adet daireye ruhsat verilmiş, yığma‐tuğla binalardaki ruhsat verilen daire sayısı ise 5.452 olmuştur. Bu rakamlarla 2009 yılının ilk yarısında ruhsat verilen bir betonarme dairenin ortalama birim değeri 83.103 milyon TL olurken, yığma‐
tuğla dairenin değeri 42.167 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Tablo 15. Konut İnşaat Maliyetleri (2005‐2009) Yıl 2005 2006 2007 2008 2008/6 ay 2009/6 ay Cari (TL) 381 458 500 572 587 539 Değişim (%) (TL) 11 20 9 14 ‐ ‐8 USD 282 320 347 440 452 372 Değişim (%) (USD) 17 13 9 27 ‐ ‐18 Kaynak: TÜİK verileri kullanılarak hesaplanmıştır. 2009 yılı ikinci döneminde, 194.743 konut satış sonucu el değiştirmiş ve Türkiye genelinde bir önceki döneme göre %78,89, bir önceki yılın aynı dönemine göre %72,20 oranında artış gerçekleşmiştir. 8
2008/II 2008/III 28.346 24.360 2.295 2.481 11.672 11.238 6.987 6.846 26.661 25.247 14.191 13.705 5.932 6.939 4.297 4.761 2.372 2.138 1.271 1.762 2.992 3.191 6.072 6.665 113.088 109.333 2008/IV 2009/I 21.386 26.091 1.611 2.114 9.329 11.800 6.355 7.151 20.333 25.106 11.951 13.942 5.034 5.286 4.393 4.594 2.465 2.325 1.032 1.051 3.005 2.864 5.622 6.537 92.516 108.861
2009/II 56.909 3.152 19.737 12.151 39.914 22.328 8.649 7.337 3.983 2.455 4.631 13.497 194.743 Kaynak: TÜİK / istatistiki bölge açıklamaları için bakınız; http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=6146 Grafik 6. Konut Satışlarının İstatistiki Bölgelere Göre Dağılımı (2009 Ocak‐Haziran) KONUT SATIŞLARININ BÖLGELERE GÖRE DAĞILIMI
TÜİK verilerine göre 2009 yılının ilk yarısında ruhsat almış olan 38.363 adet konut amaçlı binanın 1.217 adedi kamu sektörü, 35.450 adedi özel sektör, 1.696 adedi ise yapı kooperatifleri tarafından inşa edilmiştir. TÜİK verilerine dayanılarak yapı ruhsatlarına göre düzenlenen (arazi hariç) metrekare konut inşaat maliyetlerinin 2005‐2009 arası gelişimi aşağıdaki çizelgede yer almaktadır. 2008/I 29.411 2.310 12.447 6.484 26.502 14.208 5.001 4.005 2.359 1.116 2.615 5.710 112.168
TR8
4%
TR9
2%
TRA
1%
TRB
2%
TRC
7%
TR1
30%
TR7
4%
TR6
11%
TR5
21%
Kaynak: TÜİK YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
TR4
6%
TR3
10%
TR2
2%
KONUT DIŞI BİNA YATIRIMLARI
TÜİK tarafından yayınlanan ‘’Satınalma Gücü Paritesi‐
İnşaat 2007” bülteninde, EUROSTAT ve OECD işbirliğiyle yürütülen Satınalma Gücü Paritesi çalışmaları çerçevesinde, Avrupa Karşılaştırma Programı’na katılan 37 ülke içinde, “Konut Dışı Binalar” grubunda, İngiltere’nin 151 ile en yüksek fiyat düzeyine sahip ülke olduğu, İngiltere’den sonra bu gruptaki en pahalı ülkelerin sırasıyla 145’er ile Danimarka ile Norveç ve 133 ile İzlanda olarak gerçekleştiği belirlenmiştir. Diğer taraftan, fiyat düzeyi en düşük ülke 35 ile Makedonya olurken 37 ile Sırbistan ile Karadağ‘ın en düşük fiyat düzeyindeki ülkeler olduğu, Türkiye’nin de 41 ile fiyat düzeyi düşük olan diğer ülkeler arasında yeraldığı ortaya çıkmıştır. 2009 yılı ilk yarısında değer bakımından toplam inşaat yatırımları içindeki payı %26 dolayında olan konut dışı bina üretiminin yüzölçümü bakımından toplam bina yatırımları içindeki payı genellikle %20 ile %30 arasında değişmektedir. Ocak‐Haziran döneminde konut yatırımları 2
35 milyon 385 bin m , konut dışı bina yatırımları ise 12 2
milyon 365 bin m olarak gerçekleşmiştir. Cari fiyatlarla değerler ise sırasıyla 19 milyar 60 milyon YTL ve 6 milyar 560 milyon YTL olmuştur. Grafik 7. Yapı Ruhsatına Göre Konut ve Konut Dışı Bina Karşılaştırması KONUT ve KONUT DIŞI BİNA KARŞILAŞTIRMASI
(ruhsata göre)
bin m2
100.000
90.000
80.000
70.000
60.000
50.000
40.000
30.000
20.000
10.000
0
2005
2006
2007
konut
2008
2008/II
konut dışı
2009/II
Kaynak: TÜİK 2009 yılı Ocak‐Haziran ayları toplamında yapı ruhsatı verilen binaların toplam kullanım alanının %58,9'u konut kullanım alanı, %14,5’i ortak kullanım alanı, %26,6’sı ise konut dışı kullanım alanı olarak hesaplanmıştır. 9
GAYRİMENKUL Colliers International Turkey tarafından yapılan “Gayrimenkul Piyasası‐2009 İkinci Yarı” araştırmasına göre, Türkiye gayrimenkul piyasası, istikrarlı hale gelen fiyatlar ve konut sektörü gibi itici güce sahip segmentlerde nispeten artan taleplerden oluşan küresel trendi yakalamaya çalışmaktadır. 2008 yılının ikinci yarısı boyunca ve 2009'un şu ana kadarki dönemine kadar durgun olan yatırım piyasası artan hareketlilik sergilemeye başlamıştır. Rapora göre konut piyasası, temel olarak, borçlanmanın yapılamaması ve belirsiz bir ortamda gayrimenkul piyasasındaki öz sermayeye bağlanma konusunda yatırımcıların yaşadığı tereddütten etkilenmiştir. Konut fiyatlarında ortalama %20‐30'luk bir fiyat düşüşüne yol açan bir diğer etken alıcılar/kullanıcılar ile alıcılar/yatırımcılar arasındaki dengesiz olmuştur. Yatırımcı güveni geri geldiğinde ve fiyatlarda daha fazla düşüş yaşanacağına dair beklenti ortadan kalktığında konut fiyatlarının istikrarlı hale gelmesi ve toparlanmaya başlaması beklenmektedir. Ancak, toparlanmanın daha sonradan gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Perakende sektöründe kira fiyatlarında hızlı bir şekilde %50'ye varan oranlarda düşüşler görülmüştür. Bu düşüşe esas olarak büyük şehirlerdeki fazla alışveriş merkezi arzı ve ikincil şehirlerdeki azalan talep seviyeleri neden olmuştur. Perakende piyasasının çabuk tepki verir nitelikte olması hem neredeyse mevcut tüm alışveriş merkezlerindeki kira fiyatlarının, hem de geliştirme safhasında olan projelerde talep edilen kira rakamlarının efektif olarak düşmesi ile sonuçlanmıştır. Fiyat seviyelerinin toparlanmasının; ekonomi iyileştikçe artan tüketici harcamasının yanı sıra planlanmakta olan birçok yeni projedeki stok hacmi düzeltmelerine bağlı olacağı tahmin edilmektedir. 2009 Haziran ayı itibariyle İMKB’de işlem gören 14 adet halka açık GYO bulunmaktadır. Bu GYO’ların toplam portföylerinin Eylül 2008'de 4 milyar 134 milyon TL olan net aktif değeri 2009 Haziran ayı itibariyle %8 artarak 4 milyar 470 milyon TL'ye ulaşmıştır. Küresel kriz, şirketlerin çok hızlı bir şekilde değer yitirmesine yol açmıştır. Bu durum Türkiye’de şirketlere kendi hisselerini “geri alma” hakkının tanınmasını yeniden gündeme taşımıştır. 1 Eylül’de Sermaye Piyasası Kurulu, ilke kararı alarak bazı şirketler için hisselerini borsadan geri alma hakkı tanımıştır. Hak tanınan şirketler, borsanın kurumsal yatırımcıları olan yatırım ortaklıkları ve aracı kurumlar olurken bu kategoriye 14 gayrimenkul yatırım ortaklığı da dahil olmuştur. YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
Tablo 17. Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları Portföy Değeri Portföy değeri Yıllar GYO sayısı Bin TL Milyon USD Tablo 19. Finansal Kiralama Yatırımları İçinde En Çok Paya Sahip Mal Grupları (%) Mal Grupları 2008/6 ay 2009/6 ay 2004 9 1.383.000 1.030 Makine ve Ekipman 27 33 2005 10 2.209.000 1.645 İş ve İnşaat Makineleri 21 18 2006 11 2.480.857 1.756 Gayrimenkul 10 11 2007 13 4.117.754 2.471 Kara Ulaşım Araçları 10 7 2008 14 4.269.388 2.652 Elektronik ve Optik Cihazlar 3 6 2009/06 14 4.469.756 Kaynak: Sermaye Piyasası Kurulu 2.884 Tıbbi Cihazlar 7 6 Hava Ulaşım Araçları 1 5 Büro Ekipmanları 5 4 Turizm 3 3 Kaynak: Finansal Kiralama Derneği (FİDER) FİNANS Finansal kiralama işlem hacmi 2009 yılının ilk altı aylık döneminde 992.771 bin dolar olarak gerçekleşmiştir. 2008 yılının aynı döneminde 12.893 olan sözleşme adedi ise bu dönemde 2.722’ye düşmüştür. Grafik 8. FİDER Üyesi Finansal Kiralama Şirketlerinin Finansal Kiralama İşlemlerinin Sektörlere Göre Dağılımı (2009 ilk yarı) FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNİN
SEKTÖRLERE GÖRE DAĞILIMI
Tablo 18. Finansal Kiralama Hizmetlerinde İşlem Tutarları ve Sözleşme Adetleri (2008‐2009) İş İşlem Tutarı 2008/II 2008/6 ay 2009/II 2009/6 ay milyon TL 1.873 3.716 881 1.549 milyon USD 1.531 2.975 576 993 milyon Euro 972 1.886 410 727 6.279 12.893 1.648 2.722 Sözleşme Adedi Kaynak: Finansal Kiralama Derneği (FİDER) Finansal kiralama sektöründe 2009 yılı ilk yarı gerçekleşmeleri incelendiğinde sözleşme adetlerinde ve işlem hacimlerinde önemli gerileme gözükmektedir. Bu gerilemenin en önemli nedenlerinden biri, finansal kiralama sektöründe 30.12.2007 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2007/13033 sayılı “Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespiti” kararına göre, KDV oranının % 1’den %18’e çıkarılmasıdır. Bu daralmanın etkilerini iş‐inşaat makineleri ve inşaat sektöründe de gözlemlemek mümkündür. Yapılan düzenlemelerle bazı sektörlerde KDV oranının tekrar %8’e çekilmesi olumlu bir işaret olarak algılanmaktadır. 2009 yılının ilk altı ayında makine‐ekipman ile iş ve inşaat makineleri, finansal kiralama yatırımları içinde en çok paya sahip mal grupları olmuştur. İmalat sanayi ve hizmet sektörleri de finansal kiralama işlemlerinde en büyük paya sahip sektörlerdir. tarım
5%
diğer
4%
imalat
45%
hizmet
46%
Kaynak: Finansal Kiralama Derneği (FİDER) İNŞAAT MALZEMELERİ SANAYİSİ Türkiye, inşaat malzemeleri sanayisinin temel alt kollarında önemli üretim kapasitelerine ve buna bağlı olarak önemli üretim büyüklüklerine sahiptir. Özellikle çimento, inşaat demiri, demir‐çelik inşaat aksamı ve ürünleri, plastik ve alüminyum inşaat malzemeleri, seramik, cam, boya, mermer gibi ürünler yüksek üretim miktarıyla iç talebi karşılamakla kalmayıp, kaliteleri ile uluslararası pazarlarda rekabet avantajı elde etmektedir. Günümüzde çimento, cam, demir‐çelik ve seramik ürünlerinde dünyanın en büyük 12 üreticisi arasında Türkiye’nin de yer aldığı, son yıllarda hazır beton ve plastik sektörlerinde de önemli gelişmeler olduğu görülmektedir. Önümüzdeki dönemlerde çeşitli sektörlere ilişkin gelişme beklentileri aşağıdaki gibidir: Alçı sektörünün büyüme hızı tamamen inşaat sektörüne bağlı olarak seyrettiğinden inşaat sektöründe yaşanan 10
YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
durgunluğun paralelinde, sektöre yeni üreticilerin katılmasıyla kapasite kullanım oranları ciddi düşüşler göstermiştir. Önümüzdeki iki yılda kapasite kullanım oranlarının % 50’lerin altına düşeceği tahmin edilmektedir. Ayrıca, enerji maliyetlerinin süratle yükselmesi, kapasite fazlalığının ortaya çıkaracağı rekabet koşulları ve ihracat yapılan dış pazarlarda yeni üreticilerin faaliyete geçmeleri sektörün ihracat rakamlarını süratle aşağı çekeceği tahmin edilmektedir. Dünyada ton başına 125 dolardan satılan ponza, Türkiye’de yıkanma ve ambalajlama dahil olmak üzere FOB ton başına 86 dolardan işlem görmektedir. Ponza madeninin modern teknolojik yenilikler kullanılarak işletilip ihraç edilmesi halinde Türkiye'nin 60 milyar dolarlık potansiyele ulaşacağı belirtilmektedir. Sektör yatırımlara açıktır ve yeni fabrikaların kuruluşları devam etmektedir. Her yıl satış ve üretim grafiğinin yükseltilmesi hedeflendiği sektörde önümüzdeki 5 yıllık dönem için büyüme rakamı %15 olarak öngörülmektedir. 2009 yılının ikinci çeyreğinden itibaren demir‐çelik sektörü istikrarlı bir iyileşme eğilimi içerisine girmiştir. 2009 yılının Şubat ayında, geçen yılın aynı ayına kıyasla %62 oranında düşüşle, 814.000 tona kadar gerileyerek en düşük seviyesini gören Türkiye’nin çelik ürünleri tüketimi, Mart ayında 928.000 tona, Nisan ayında 1,3 milyon tona ve Mayıs ayında 1,7 milyon tona yükselmiştir. Haziran ayında ise, tüketim %13 oranında düşüşle, 1,56 milyon ton seviyesinde gerçekleşmiştir. Geçen yılın aynı aylarına kıyasla gerileme yaşanmasına rağmen, Şubat ayındaki dip seviyesi dikkate alındığında, tüketimde %100 civarında artış yaşandığı gözlenmektedir. Türkiye’nin çelik tüketiminde iniş çıkışlar gözlenmekle beraber, genel eğilimin artış yönünde olduğu anlaşılmaktadır. 2009 yılının ikinci çeyreğinde inşaat demiri tüketiminde gözlenen %15 oranındaki artışın ise kısmen inşaat sektörü yatırımlarındaki hareketlenmelerden, kısmen de stok yenilemelerini de içeren, 2. çeyrek tüketimindeki düzeltmeden kaynaklandığı tahmin edilmektedir. son aylarda gözlenen iyileşme yanında, yılın son çeyreğinde, geçen yılın son çeyreğine kıyasla ortaya çıkacak baz etkisi de dikkate alındığında, demir‐çelik sektörünün 2009 yılında, 2008 yılı ile başa baş bir üretim performansı göstereceği ve 26 milyon ton civarında üretim gerçekleştireceği tahmin edilmektedir. 2002‐ 2007 yılları arasında her sene ortalama %50 artış gösteren iş makineleri sektörü 2009 yılında küresel kriz nedeniyle %48 daralmıştır. Ancak tamamen yatırımlara yönelik faaliyet gösteren sektör KDV ve ÖTV indirimi sonrası toparlanma sürecine girmiştir. Eylül sonu kapasite kullanım rakamları mobilyanın tüm sektörler içinde %60,5 ile en geride kalmış ikinci sektör olduğunu ortaya koymaktadır. Sektörün ihracatı ise geçen yılın ilk üç çeyreğine kıyasla %25 düşmüş durumdadır. 11
Genel ortalamaya bakıldığında ağırlıklı olarak KOBİ statüsündeki firmalardan kaynaklanan istihdam kaybı geçen yılın aynı dönemine oranla %20’yi aşarken yılın ilk yarısında bu rakamın %30’u aştığı görülmüştür. Mobilya üretimi de ilk üç ayda neredeyse tamamen durmuş, KDV indiriminin stokların erimesinden sonra yaptığı etki ancak Haziran sonundan itibaren üretime yansımıştır. Bugünkü rakamlara göre Eylül ayında sona eren ikinci KDV indirimine rağmen sektör üretim, istihdam, kapasite kullanımı ve ihracatta geçen yılın gerisindedir. Her yıl ortalama %15 büyüme gösteren plastik sektörü 2008 yılında kriz nedeniyle hız kesmiş, büyüme oranı ton bazında %4,1, dolar bazında %16,1 olmuştur. Krizin damgasını vurduğu 2009 yılında ise plastik sektörü, ihracatta yeni pazarlarla krizin etkilerini hafifletmeye çalışmıştır. Bu doğrultuda sektörde yılın ilk sekiz ayında 872 milyon tonluk ihracat yapılarak ülke ekonomisi için 2 milyar 45 milyon dolarlık değer yaratılmıştır. Sektörün ihracatı krizden dolayı geçen yıla kıyasla ivme kaybetmiş olsa da 2009 yılının Haziran ayıyla birlikte tekrar artmaya başlamıştır. Bu artışın yılın geri kalan aylarına da yansıması halinde, plastik sektörünün 2009’u 3,4 milyar dolarlık direkt ihracat, 16,8 milyar dolarlık üretim değeri ve 15,7 milyar dolarlık yurt içi tüketim değeriyle kapatacağı tahmin edilmektedir. Küresel krizin etkilerinin azalması ve sanayi sektörünün sorunlarının çözümü halinde, çimento sektörünün büyümesi mümkün gözükmektedir. Ancak 2009 yılında devreye alınacak yatırımlarla kurulu klinker kapasitesinin 60 milyon ton seviyesine çıkması beklenmektedir. İç piyasalardaki durgunlukla birlikte ihracat pazarlarının da azalması ile sektörün ulaşacağı bu kapasitenin, büyük sorunlar doğuracağı tahmin edilmektedir. Sektör, artan üretim maliyetleri ve düşük iç piyasa fiyatları kıskacında mümkün mertebede dış piyasalara ağırlık vererek, karlılığını korumaya çalışacaktır. Sektörde 2009 yılında iç satışların %10‐12 arasında küçüleceği tahmin edilmektedir. 1988 yılından bu yana her yıl artış gösteren Türkiye hazır beton üretimi, 2008 yılında ilk kez gerilemiştir. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) verilerine göre 2008 yılında 3
hazır beton üretimi %6,4 azalarak 69 milyon 600 bin m olarak gerçekleşmiştir. Ancak üretim miktarı düşmesine rağmen Türkiye hazır beton üretiminde Avrupa üçüncülüğünü korumuştur. 2008 yılında sektördeki 15 firma faaliyetini durdurmuş, 2007’de 88 bin m3 olan tesis başına üretim miktarı 2008’de 84 bin 364 m3’e düşerek %4,13 oranında gerilemiştir. 2009 yılında da üretimin gittikçe düştüğü ve sıkıntıların yoğunlaştığı gözlenmektedir. 2009 yılı doğal taş sektörü açısından da beklentilerin tam olarak karşılanmadığı bir yıl olarak tanımlanmaktadır. Krizin etkilerini göstermeye başladığı 2008’in son YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
aylarından bu yana, tüm sektörlerde olduğu gibi doğal taş sektöründe de düşüşler yaşanmıştır. Ekonomik gelişmeleri takiben durgunlaşan iç ve dış pazar, sektörün büyüme beklentilerine cevap verememiştir. Sektör yetkilileri krizin aşılmasında, teşvik paketlerinde sektöre önemle yer verilmesi konusunda birleşmektedirler. 125 ülkeye yapılan ihracatla Türkiye’nin en önemli ihracat kalemlerinden biri olan seramik sektöründe ise ihracatı ayakta tutmak krizin çıkış yolu olarak görülmektedir. Avrupa ve Kuzey Amerika ağırlıklı ihracat gerçekleştiren sektörde, bu pazarlarda problem yaşanınca yeni pazarlara yönelinmiş, ancak bu pazarlarda da yüksek alım gücü bulunmadığından istenilen rakamlara ulaşılamamıştır. Türkiye'de 365 milyon metrekare olan seramik üretim kapasitesinin kriz nedeniyle 100 milyon metrekaresinin atıl kaldığı belirtilmektedir. Türkiye’nin dünya üretim ve cirosundaki ilk altıdaki pozisyonu da kriz nedeniyle geriye düşmüş, Brezilya, Çin gibi ülkeler Türkiye’nin önüne geçmiştir. Ancak 2010 yılının daha iyi geçmesi beklenmekte, küçülmeyi azaltmak için gelecek yıl %9‐
10'luk büyüme öngörülmektedir. Yalıtım sektörü temsilcileri de ısı yalıtımı ürünlerinde ve uygulamalarında KDV indirimine gidilmesi ve sektörün krediyle desteklenmesi durumunda, tüketicilerin uygulamayı çok daha kolay yaptırabileceğini ve sektörün hızla büyüyeceğini vurgulamaktadır. Bu durum aynı zamanda enerji tasarrufu sağlayacak ve sektörde tahmini 20 bin kişilik bir ek istihdam yaratabilecektir. 2009 yılına gelindiğinde, yalıtım malzemeleri üretim, satış ve uygulama sektörünün 225 üretici, 62 ithalatçı, 1100’ü aşkın satıcı‐uygulamacı firmayla (belirli bir cironun üzerinde kurumsallaşmış firmalar) 3 milyar doların üzerinde iç pazar hacmine ulaştığı görülmektedir. GELECEK BEKLENTİLERİ Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Dünya Ekonomik Görünüm raporuna göre, dünya ekonomisi 2009’da %1,1 küçülecek, 2010’da %3,1 büyüyecektir. Raporda dünya ekonomisinin küresel krizin etkisinden kurtulacağı belirtilerek, son gelişmelerin dünya ekonomisinin büyümeye başladığını gösterdiği kaydedilmektedir. Dünya ekonomisinin rahatladığının, mali piyasaların da iyi yolda olduğunun belirtildiği raporda, dünya ekonomisinden gelen olumlu işaretler, ülkelerin uyguladığı sıkı mali ve ekonomik önlemlere dayandırılmaktadır. Uygulanan politikalar sayesinde iyileşme görüldüğünü kaydeden rapor, mali piyasalarda risklerin azaltılması, piyasalarda güvenin yeniden tesis edilmesi ve talebin artmasının da iyileşme sürecine katkıda bulunacağını belirtmektedir. 12
Rapora göre, küresel krizden en çok etkilenen gelişmiş ülkelerdeki toparlanma süreci daha yavaş olacak, bu ülkelerdeki bütçe açığı da artmaya devam edecektir. Buna karşın kalkınmakta olan ülkelerde toparlanma süreci daha hızlı olurken, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bu ülkelerin gelecek yıl ortalama %5'in üzerinde büyüyecekleri tahmin edilmektedir. 2009 yılında 11,9 trilyon ABD doları olarak gerçekleşmesi beklenen dünya toplam mal ihracatının 2010 yılında %9,5 oranında artarak 13,1 trilyon ABD dolarına yükselmesi öngörülmektedir. Bu çerçevede, 2009 yılında binde 8,3 olarak öngörülen Türkiye’nin dünya ihracatı içindeki payının 2010 yılında binde 8,2 olması beklenmektedir. Türkiye’de 2008 yılında büyüme, küresel ekonomik krizin etkisiyle %0,9 seviyesine gerilemiştir. Küresel krizin etkilerinin hafiflemesi ve sıkı para ve maliye politikalarının devamı sayesinde enflasyonun aşamalı olarak yeniden azalma eğilimine girmesi halinde 2010 yılında Türkiye’nin büyümesi Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre %3,7 olacaktır. Ancak 2009 yılında Türkiye IMF tahminlerine göre %6,5, Devlet Planlama Teşkilatı tahminlerine göre ise %6 küçülecektir. DPT’nin 2010 yılı büyüme tahmini ise IMF’nin 0,2 puan altındadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 2009 Ocak ayında hazırlanan ve Mayıs ayında güncellenen “Küresel İstihdam Eğilimleri” raporuna göre dünyadaki işsiz sayısı bu yıl 50 milyon daha artabilecektir. Yıl sonuna kadar dünyada işsiz sayısının 209,6 milyon ve 239 milyon arasında seyredebileceği belirtilen raporda, bu rakamın 2007 yılı sonunda 180,2 milyon ve 2008 yılı sonunda 188,6 milyon olduğu kaydedilmektedir. Raporda hükümetlere, en kötü durum senaryosundan kaçınmak için ekonomilerini teşvik planları kapsamında istihdam yaratmaları çağrısında bulunulmaktadır. Küresel işsizliğin artmasının, kısmen küresel nüfusun artması ve daha fazla kişinin çalışma gücüne katılmasından kaynaklandığı belirtilen raporda, şirketlerin, işçilerini ellerinde tutmaları için teşvik edilmeleri halinde 29 milyon kişinin işini koruyabileceği bildirilmektedir. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve hükümetlerin ekonomik büyüme verilerine dayanan raporda, işsizlik yardımlarının ve sigorta ödeneklerinin artırılması, altyapı ve iskan için kamusal yatırım, küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi ve kurumsal, sektörel ve ulusal düzeyde sosyal diyalogun geliştirilmesi olmak üzere bazı politika önerileri de yer almaktadır. ABD'li yatırım bankası Merrill Lynch’in Haziran ayında Doğu Avrupa, Afrika ve Ortadoğu'dan gelişmekte olan toplam 12 ülke üzerine yaptığı değerlendirmede ise önümüzdeki 10 yıllık dönemde en hızlı Türkiye'nin büyüyeceği öngörülmektedir. YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
Rusya, Romanya, Güney Afrika, Mısır, Suudi Arabistan, Katar, İsrail, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, BAE ve Türkiye'yi değerlendirmeye alan Merrill Lynch'e göre, Türkiye 2010‐2019 döneminde ortalama %4,5 büyüyecektir. 2025'e kadar çalışan nüfus oranının ve tasarrufların artacağına dikkat çeken banka, enflasyonun tekrar yükselmemesinin sağlanmasıyla ortalama büyümenin %5,5‐6 olabileceğini de kaydederken, kalıcı düşük enflasyon ve reel faiz ortamının sağlanmasının önemini de vurgulamaktadır. Önümüzdeki dönemde Türkiye ve dünya ekonomisini yakından ilgilendiren gelişmeler arasında; •
•
•
•
•
13 Kasım’da OECD tarafından açıklanacak dünya işgücü maliyeti göstergeleri, 14‐15 Kasım’da yapılacak Asya‐Pasifik Ekonomik İşbirliği Liderler Toplantısı, 7‐8 Aralık’ta düzenlenecek OECD 8. Uluslararası Yatırımlar Toplantısı, 27‐31 Ocak’ta yapılacak OECD Dünya Ekonomik Forumu sayılabilmektedir. 2‐4 Ekim’de düzenlenecek Uluslararası Finans Enstitüsü’nün yıllık sonbahar toplantısı ile 6‐7 Ekim’de düzenlenecek IMF‐Dünya Bankası toplantısı sayılabilmektedir. Yılın üçüncü çeyreğine ait GSYH rakamları ile sektörel veriler ise TÜİK tarafından 10 Aralık tarihinde yayınlanacaktır. 13
YEMAR (YAPI‐ENDÜSTRİ MERKEZİ ARAŞTIRMA BÖLÜMÜ)
Download