Türkiye`de bir eğitim fakültesinde somatizasyon bozukluğu yaygınlığı

advertisement
131
_____________________________________________________________________________________________________
Türkiye’de bir eğitim fakültesinde somatizasyon bozukluğu
yaygınlığı ve ilişkili risk etkenlerinin araştırılması*
Yarkın ÖZENLİ,1 Elçin YOLDAŞCAN,2 Kenan TOPAL,3 Gamze ÖZÇÜRÜMEZ1
_____________________________________________________________________________________________________
ÖZET
Amaç: Literatüre bakıldığında, somatizasyon bozukluğunu üniversite öğrencilerinde araştıran, geniş örneklem
grubuyla yürütülmüş epidemiyolojik bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle bu çalışmada, Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencileri arasında somatizasyon bozukluğunun yaşam boyu yaygınlığı ve ilişkili risk
etkenlerinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırmaya 804 öğrenci alınmıştır. Öncelikle sosyodemografik
özellikler için yarı yapılandırılmış bir anket ve Genel Sağlık Anketi-12 (GSA-12), sonrasında ise psikiyatrik tanı için
Uluslararası Bileşik Tanı Görüşmesi’nin (CIDI) C bölümü uygulanmıştır. Somatizasyon bozukluğuyla ilişkili olası
risk etkenlerini belirlemek amacıyla lojistik regresyon analizi uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin 62’sine (%7.7) somatizasyon bozukluğu tanısı konmuştur. Kadın cinsiyet, kronik hastalık öyküsü, annenin
düşük öğrenim durumu ve aile içerisinde sözlü taciz ile somatizasyon bozukluğu arasında istatistiksel olarak
anlamlı düzeyde ilişki bulunmuştur. Sonuç: Üniversite öğrencilerinde gerçekleştirilen bu çalışmada somatizasyon
bozukluğu yaygınlığı genel popülasyonda yapılmış epidemiyolojik araştırmalara kıyasla daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca elde edilen bulgular, ülkemizde, genç-yetişkinlerde somatizasyon bozukluğunun gelişimiyle ilgili önemli
bazı risk etmenlerinin varlığına işaret etmektedir. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10:131-136)
Anahtar sözcükler: Somatizasyon bozukluğu, risk etkenleri, genç erişkinler, Türkiye
Prevalence and associated risk factors of somatization disorder
among Turkish university students at an education faculty
ABSTRACT
Objective: There are no studies in the literature investigating the epidemiology of somatization disorder at a large
sample group of young adults. Therefore, the present study aimed to determine the lifelong prevalence and
possible associated risk factors of somatization disorder among students of Çukurova University Education
Faculty. Methods: The study group included 804 students. We first applied a semi-constructed questionnaire of
socio-demographic characteristics and General Health Questionnaire-12 (GHQ-12) and then administered the
Composite International Diagnostic Interview (CIDI) part C for the psychiatric diagnosis. Logistic regression
analysis was performed in order to evaluate the possible risk factors associated with somatization disorder.
Results: Somatization disorder was diagnosed in 62 people (7.7%). Female sex, history of chronic illness, lower
educational level of mother and verbal abuse in the family were found to be statistically significant risk factors
related with somatization disorder. Conclusion: This study demonstrate a higher prevalence of somatization
disorder among a group of university students compared to other prevalence studies of somatization disorder in
_____________________________________________________________________________________________________
* XIV. Dünya Psikiyatri Kongresi’nde (20-25 Eylül 2008) sunulmuştur.
1
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, 3 Aile Hekimliği Anabilim Dalı, Ankara
2
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Adana
Yazışma adresi/Address for correspondence:
Dr. Yarkın ÖZENLİ, Başkent Üniv. Adana Araş. ve Uyg. Hast., Dadaloğlu Mh. 39. Sk. No.6 01250 Yüreğir/Adana
E-mail: [email protected]
Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10:131-136
132
Türkiye’de bir eğitim fakültesinde somatizasyon bozukluğu yaygınlığı ve ilişkili …
_____________________________________________________________________________________________________
the general population. Also according to our results there might be some important risk factors for young adults
of our country associated with somatization disorder. (Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:131-136)
Key word: somatization disorder, risk factors, young adults, Turkey
_____________________________________________________________________________________________________
GİRİŞ
Somatizasyon (bedenselleştirme), fizik bulgularla açıklanamayan bedensel yakınma ve belirtilerle giden, çok sayıda tıbbi yardım arama
davranışıyla belirli bir bozukluk olarak tanımlanır.1 Somatizasyonun yaygınlığının, toplumdan
topluma, batıdan doğuya farklılıklar gösterdiği
bildirilmiştir. Doğu kültürlerinde somatizasyon
yaygınlığının daha yüksek olduğu ve bedensel
belirtilerin kayda değer düzeyde diğer ruhsal
bozukluklara eşlik ettiği vurgulanmaktadır.
Somatizasyonun, daha geleneksel, pre-modern,
tarım toplumlarına özgü bir psikopatoloji olduğu
düşünülmektedir.2,3 Dillerin gelişiminde, duyguları tanımlayan sözcüklerin belirli aşamalardan
geçtikleri bilinmektedir. Birçok ilkel toplumun
dillerinde ruhsal yaşantıları anlatan sözcükler
yoktur ve duygular genelde somatik belirtiler
aracılığıyla anlatılır.4 Birçok toplumda duyguların
özgürce dışa vurulması da hoş karşılanmaz.
Duyguların sembolik beden diliyle ortaya
konması somatizasyonu doğurur.3,5
Somatizasyon bozukluğunun %90’ı 25 yaşından
önce başlar, ilk belirtiler çoğunlukla ergenlik
döneminde ortaya çıkar. Bozukluğun etiyolojisinde, genetik, öğrenme, sosyokültürel, psikodinamik etkenlerle stresörler ve baş etme düzenekleri bulunmaktadır.6 Üniversite öğrencilerinin
stres verici olaylara sık maruz kaldığı ve strese
yanıt olarak fiziksel bozuklukla açıklanamayan
somatik belirtiler sergilediği vurgulanmıştır.7,8
Ülkemizde her yıl on binlerce öğrenci orta öğrenim sonrası yeterli bir ön eğitim olmaksızın üniversiteye başlamaktadır. Bu gençlerin üniversite
öğrenimi sırasında birçok sorunla karşılaştıkları
bilinmektedir. Aile bireyleri ile daha sıkı ilişkide
bulundukları orta öğretim döneminin ardından
çoğunlukla ailelerinden ayrılıp geldikleri yeni
çevreye uyum sağlamakta çeşitli güçlükler yaşamaktadır. Bu güçlükler, kendi kararlarını alma,
sonuçlarına katlanma, derslerde başarılı olma,
beslenme ve barınma gereksinmelerini karşılayabilme ve arkadaş edinme şeklinde sıralanabilir. Karşılaştıkları güçlüklerle etkin bir biçimde
başa çıkamayan gençlerde çökkünlük, kaygı,
somatik belirtiler, davranım bozuklukları, kişilerarası ilişki ve uyum sorunları gözlenmektedir.9
Çok sayıda ve süreğen stresöre maruz kalan
gençlerin, baş etme düzenekleri de sınırlı ya da
Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:131-136
kısıtlı ise, somatoform bozukluklar ve diğer
ruhsal bozukluklar açısından yüksek riske sahip
oldukları belirtilmiştir.6 Öğrencilerle yapılan araştırmalarda stres karşısında öncelikle ortaya
çıkan somatik yakınmaların, çarpıntı, dispeptik
yakınmalar, uyku bozuklukları ve kadınlarda
adet düzensizliği olduğu bildirilmiştir.10,11 İşlevsel
gastrointestinal hastalığı olan üniversite öğrencileri ile yapılan bir çalışmada, ateş basması,
atipik göğüs ağrısı, dispepsi, kabızlık ve pirozis
gibi yakınmaların kökeninde emosyonel stres
içeren ruhsal etkenlerin varlığı gösterilmiştir.12
İrritabıl barsak sendromu olan üniversite öğrencileri ile sağlıklı kontrolleri karşılaştıran bir başka
araştırmada ise hasta grubun anksiyete düzeyi
anlamlı derecede yüksek bulunmuştur.13
Ülkemizde ve literatürde üniversite öğrencilerindeki somatizasyon belirtilerini araştıran çalışmaların sınırlı sayıda olduğu görülmüştür. Ek olarak
literatürde üniversite öğrencileri ile yapılmış
somatizasyon bozukluğu epidemiyolojisini araştıran metodolojik bir çalışmaya rastlanmamıştır.
Araştırmayı yürüttüğümüz öğrenci sağlık merkezinde eğitim fakültesi öğrencilerinin diğer fakültelerden daha sık muayene için başvurdukları ve
en sık başvuru nedenlerinin fizik hastalıkla açıklanamayan somatik yakınmalar olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmada, ülkemizde, üniversite
öğrencileri arasında somatizasyon bozukluğunun yaşam boyu yaygınlığı ve somatizasyon
bozukluğu ile ilişkili risk etkenlerinin saptanması
amaçlanmıştır. Çalışma sonuçları gelecekte
yapılacak ulusal ve kültürlerarası araştırmalar
için karşılaştırma olanağı sağlayabilir.
YÖNTEM
Bu araştırma, nitel ve nicel veri toplamak üzere
tasarlanmış ve epidemiyolojik veri elde etmek
için planlanmış kesitsel bir çalışmadır. Veri
toplama döneminde Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde dokuz bölümden biri rasgele
seçilmiştir (akademik haftanın ilk iki günü). Sınıfta bulunan tüm öğrenciler çalışmaya alınmıştır.
Araştırma iki aşamalıdır: Birinci aşamada, sosyodemografik veri formu ve Genel Sağlık Anketi12 (General Health Questionnaire, GSA-12) 804
öğrenciye verilmiştir (Çalışma sırasında Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde 3115 öğren-
133
_____________________________________________________________________________________________________
cinin kayıtlı olduğu belirlenmiştir). İkinci aşamada, tüm örneklemin GSA-12 sonuçları değerlendirilerek puanı iki ve üstünde olanlar yeni
psikiyatrik görüşme ve nitel değerlendirme
yapmak için çağrılmıştır. Araştırma Çukurova
Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Temmuz 2006Temmuz 2007 arasında gerçekleştirilmiştir.
Örneklem grubundan GSA-12 puanı iki ve
üstünde olan 239 (%28.2) öğrenci CIDI uygulanması ve nitel görüşme için üniversitenin sağlık
merkezine çağrılmıştır. Çağrılanlardan 19’una
(%7.9) çeşitli nedenlerle ulaşılamamıştır (okuldan ayrılma, hastalık gibi). Çalışmaya katılan
220 öğrenciye CIDI bölüm C; Somatoform
Bozukluk Görüşme Ölçeği uygulanarak nitel
değerlendirme yapılmıştır.
Araçlar
Genel Sağlık Anketi (GSA-12): Her biri son
birkaç hafta içindeki psikiyatrik belirtileri sorgulayan 12 sorudan oluşur. Dörtlü Likert tipindedir
(seçenekler: hiç olmuyor, her zamanki kadar,
daha sık, çok sık). Türkçe’ye, Kılıç ve arkadaşları tarafından çevrilmiştir. Formun güvenilirlik ve
geçerlilik çalışması yapılmıştır.14 Bu çalışmada
GSA-12’nin iç tutarlığı 0.78, duyarlığı 0.74,
özgüllüğü 0.84 olarak bulunmuştur. Puanlaması
0, 1, 0 olarak ve 2, 3, 1 olarak kodlanmıştır.
Sosyodemografik Veri Formu: Yaş, cinsiyet,
ameliyat öyküsü, kronik hastalık öyküsü, medeni
durum, geçim kaynağı, barındığı yer, aile içinde
sözel taciz veya fiziksel taciz geçirme öyküsü
gibi formu dolduran üniversite öğrencisinin kendisine ait bilgileri içeren bölüm ile ailesinin hangi
ilde/ilçede yaşadığı, anne-babanın öğrenim
düzeyi ve ailenin sosyoekonomik durumu gibi
aileye ait bilgileri içeren bölümden oluşmaktadır.
Uluslararası Bileşik Tanı Görüşmesi 2.1 (CIDI
2.1) (Composite International Diagnostic
Interview): Dünya Sağlık Örgütü tarafından
geliştirilen tam yapılandırılmış bir görüşme ölçeğidir.15 Kılıç ve Göğüş tarafından Türkçeye
çevrilmiştir.16 DSM-IV ve ICD-10 tanı sistemlerine göre tanı konabilecek biçimde tasarlanmıştır. CIDI mantık zincirine dayalı, denek yönelimli
ve ölçüt tabanlı soruların yer aldığı bölümlerden
oluşmaktadır. Her tanı bölümündeki ‘evet’ ya da
‘hayır’ diye yanıtlanabilen soruların denekler
tarafından yanıtlanması sonucu ruhsal bozukluk
tanıları konabilir. Alınan yanıtlara göre, belirti
yoksa 1, var ama klinik olarak önemli düzeyde
değilse 2, ilaç ya da madde kullanımına bağlı ise
3, fiziksel hastalık ya da yaralanmaya bağlı ise
4, var ve nedeni ruhsal ise 5 olarak işaretlenir.
Bu sayılar bir bilgisayar programı aracılığıyla
psikiyatrik tanılara dönüştürülebilmektedir. CIDI,
kısa sureli bir eğitimden sonra klinisyen olmayan
kişilerce de uygulanabilmektedir. Uygulama
süresi normal koşullarda yaklaşık 70 dakika
sürmektedir.
İstatistiksel değerlendirme
Veriler, SPSS 11.0 bilgisayar veri tabanı programına aktarılarak tanımlayıcı istatistikler ardından
bağımsız değişkenlerin (sosyodemografik özelliklerle aile bilgilerine ait özellikler) somatizasyon
bozukluğu tanısı ile ilişkisinin araştırılması için
lojistik regresyon analizi uygulanmıştır. Bu analiz
için, cinsiyet kadın-erkek, medeni durum bekarevli, kronik hastalık var-yok, ameliyat geçirme
var-yok, kaldığı yer devlet yurdu-özel yurt-ev,
geçim kaynağı kendi-sadece kredi, burs-aile
desteği, annenin öğrenim düzeyi açısından beş
yıl ve daha az okuyanlar ya da hiç okumamışbeş yıldan fazla okuyanlar, babanın öğrenim
düzeyi açısından beş yıl ve daha az okuyanlar
ya da hiç okumamış-beş yıldan fazla okuyanlar,
aile içinde sözel tacize uğrama var-yok, aile
içinde fiziksel tacize uğrama var-yok, ailenin
sosyoekonomik durumu kötü-orta-iyi olarak
gruplara ayrılmıştır. İstatistiksel analiz için somatizasyon bozukluğu tanısı bağımlı değişken olarak tüm sosyodemografik veriler ve aile bilgileri
verileri birlikte alınmış ‘enter yöntemi’ ile bağımlı
değişken üzerine olan etkileri incelenmiştir.
BULGULAR
Çalışmaya alınan 804 öğrencinin sosyodemografik özellikleri Tablo 1’de görülmektedir. Örneklemin 508’i (%63.5) kadın, 296’sı (%36.5) erkektir. Öğrencilerden 288’inin (%35.8) ailesi çalışmanın yapıldığı Adana’da yaşamaktadır. Bunlardan 516’sının (%64.2) ailesi Türkiye’nin diğer il
ve ilçelerinde yaşamaktadır.
Örneklem grubundan GSA-12 puanı iki ve
üstünde olan 239 (%28.2) öğrenci CIDI uygulanması ve nitel görüşme için üniversite sağlık
merkezine davet edilmiştir. Çalışmaya katılan
220 öğrenciye CIDI bölüm C; Somatoform
Bozukluk Görüşme Ölçeği uygulanarak nitel
değerlendirme yapılmıştır. Çalışmaya katılan ve
ruhsal bozukluk olasılığı olan 220 kişinin 62’sine
(%7.7) somatizasyon bozukluğu tanısı konmuştur. Somatizasyon bozukluğu tanısı konmasında
cinsiyet, kronik hastalık öyküsü, ameliyat varlığı,
geçim kaynağı, ailede sözel taciz veya fiziksel
tacize uğrama öyküsü, anne-babanın öğrenim
durumu ve ailenin sosyoekonomik durumu gibi
Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10:131-136
134
Türkiye’de bir eğitim fakültesinde somatizasyon bozukluğu yaygınlığı ve ilişkili …
_____________________________________________________________________________________________________
Tablo 1. Örneklemin sosyodemografik verileri
______________________________________________
Özellikler
Sayı
%
______________________________________________
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Medeni durum
Bekar
Evli
Geçim
Aile desteği
Kendi çalışıyor
Sadece burs/kredi
Kaldığı yer
Devlet yurdu
Özel yurt
Ev
Kronik hastalık
Var
Yok
Ameliyat
Var
Yok
Ailenin ekonomik durumu
Kötü
Orta
İyi
Annenin eğitimi
Beş yıl ya da az
Beş yıldan fazla
Babanın eğitimi
Beş yıl ya da az
Beş yıldan fazla
Ailede sözel taciz
Var
Yok
Ailede fiziksel taciz
Var
Yok
508
296
63.5
36.5
782
18
97.1
2.2
626
35
122
77.9
4.4
15.2
276
26
499
34.4
3.2
62.1
86
718
10.7
89.3
136
665
16.9
82.7
127
606
68
15.8
75.4
8.5
560
244
69.6
30.4
445
359
55.3
45.7
114
689
14.2
85.7
21
781
2.6
97.1
değişkenlerden hangilerinin etkili olduğunu
saptamak için lojistik regresyon analizi uygulanmıştır. Buna göre kadın cinsiyet, kronik hastalık
varlığı, annenin düşük öğrenim durumuna sahip
olması ve aile içinde sözel tacize uğrama ile
somatizasyon bozukluğu tanısı arasında bir ilişki
saptanmıştır (OR=2.762, p=0.015; OR=0.260,
p=0.020; OR=4.301, p=0.030; OR= 4.507,
p=0.022) (Tablo 2).
TARTIŞMA
Eğitim fakültesi öğrencileri ile yapılan bu araştırmada, öğrencilerin %28.2’sinde ruhsal bozukluk
tanısı bulunma olasılığı saptanmıştır. Bu oran,
genel popülasyonda gerçekleştirilmiş diğer çalışmalarda daha düşük olarak bildirilmiştir (%520).17 Ülkemizde gençler üniversite eğitimleri
sırasında birçok sorunla karşılaşabilmektedir.
Yeni ortama uyum sağlama, güçlüklerle başa
çıkma, temel gereksinmelerini karşılama gibi
durumlarla bir kısmı daha kolay baş ederken, bir
kısmı çökkünlük, kaygı, davranım bozuklukları
ve somatik yakınmalar sergilemektedir.
______________________________________________
Somatizasyon bozukluğunun yaşam boyu yaygınlık oranları farklı araştırmalarda değişkenlik
göstermekle birlikte, toplumumuzda %1.5 oranında görüldüğü bildirilmektedir.18-20 Çalışmamızda, araştırmaya katılan öğrencilerin %7.7’sinde somatizasyon bozukluğu saptanmıştır.
Somatizasyon bozukluğu ile sosyodemografik
risk etkenleri arasındaki ilişki incelendiğinde,
kadın cinsiyet, annenin öğrenim durumunun
düşüklüğü, herhangi bir kronik hastalık öyküsü
ve aile içinde sözel tacize maruz kalma somatizasyon bozukluğu ile ilişkili bulunmuştur. Somatizasyon bozukluğu kadınlarda %0.2-2.0 arasında görülürken, erkeklerde %0.2’den az görülür.
Kadın/erkek oranı 5-20 arasında değişir.4 Çalışmamızda kadın/erkek oranı yaklaşık 3’tür. Yapı-
Tablo 2. Sosyodemografik değişkenler ile somatizasyon bozukluğu ilişkisi
_________________________________________________________________________
Özellikler
p
Tahmini göreli
risk OR
%95 güven aralığı
_________________________________________________________________________
Kadın cinsiyet
0.015
2.762
1.223-6.235
Kronik hastalık öyküsü
0.020
0.260
0.083-0.811
Ailede sözel taciz
0.022
4.507
1.239-16.394
Annenin öğrenim düzeyi
0.030
4.302
1.072-12.910
_________________________________________________________________________
Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:131-136
135
_____________________________________________________________________________________________________
lan araştırmalarda kadın cinsiyet, somatizasyon
bozukluğu için bir risk etkeni olarak bildirilmektedir.4,20,21 Geleneksel toplumlarda grup içi ilişkiler önceden belirlenmiş ve stereotipiktir. Bu
toplumsal ilişki ağı içerisinde duyguların dışa
vurumu hoş karşılanmaz. Kültürümüz, erkek
çocukların atak, yırtıcı kavgacı olmasını makul
karşılarken, kız çocukların uysal, söz dinler,
konuşmayan, duygularını sözel olarak anlatmayan bir duruş sergilemelerini onaylamaktadır.22
Çalışmamızın, genel nüfusa göre, görece daha
iyi eğitimli grup üzerinde yapılmış olması kadın/
erkek oranının düşük olmasını açıklayabilir.
Kronik hastalık öyküsü ile somatizasyon arasında yakın bir ilişki olduğu bilinmektedir.12,23 Kronik
ağrı hastalarının %12’sinde, irritabl kolon hastalarının %17’sinde somatizasyon bozukluğu
saptanmıştır.6 Çalışmamızda da, kronik hastalık
öyküsü ile somatizasyon bozukluğu arasında
pozitif bir ilişki bulunmuştur.
Literatürde, fiziksel ve cinsel taciz ile somatizasyon arasında ilişki olduğu vurgulanmaktadır.24,25
Bir çalışmada da ruhsal taciz ile somatik belirtilerin birlikteliği gösterilmiştir.26 Çalışmamızda,
somatizasyon bozukluğu olanlarda aile tarafın-
dan yapılan sözel taciz öyküsü 4.5 kat fazla
bulunmuştur. Bu sonuç, kişinin maruz kaldığı
her türlü tacizin ruhsal etkilerinin olabileceğinin
bir göstergesi sayılabilir.
Bu çalışmada somatizasyon bozukluğu ile annenin öğrenim düzeyinin düşük olması arasında
anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Somatizasyon
bozukluğunun etiyolojisinde öğrenme ve sosyokültürel yapı önemli bir yer tutar. Bedensel-zihinsel uğraş ve somatik duyarlılığın birincil etiyolojik
etkeninin çocukluk dönemlerindeki deneyim ve
öğrenmeler olduğunu destekleyen birçok araştırma vardır.27-29 Bedenselleştiren bir hasta ele
alınırken çocukluk yaşantıları, kişilik özellikleri,
kişilerarası ilişkileri, aile ve kültürel ortamının
dikkate alınmasının gerektiği önerilmiştir.5
Bu sonuçlar, stres yönetimi ve stresle baş etme
konularında üniversitelerde bulunan medikososyal birimlerinde psikolojik ve psikiyatrik hizmetlerin daha etkili ve verimli düzeye getirilmesinin
önemini gösterir. İleride ortaöğretim öğrencilerinin eğitiminden sorumlu olacak öğretmen adaylarının ruhsal bozuklukları ile uzun dönemde
daha iyi ilgilenerek, çözüme yönelik etkili stratejilerin geliştirilmesi gereğine işaret etmektedir.
KAYNAKLAR
1. Lipowski ZJ. Somatization: The concept and its
clinical application. Am J Psychiatry 1988;
145:1358-1368.
2:1-22.
2. Singh SP, Lee AS. Conversion disorder in
Nottingham: alive, but not kicking. J Psychosom
Res 1997; 43:425-430.
10. Chrzanowska D, Wdowiak L, Bojar I. The origin of
stress, its causes, symptoms and frequency of
appearance among the students of Medical
University of Lublin. Ann Univ Mariae Curie
Sklodowska 2004; 59:438-43.
3. Merskey H, Mai F. Somatization and conversion
disorder. M Maj, HS Akiskal, JE Mezzich, A Okasha (Eds.), Somatoform Disorder (WPA Series
Evidence and Experience in Psychiatry, Vol. 9),
Hoboken NJ, Jonh Wiley & Sons, 2006, p.23-65.
11. Nuissier F, Chepelot D, Vallet C, Pichon A. Relations between psychometric profiles and cardiovascular autonomic regulation in physical education students. Eur J Appl Psysiol 2007; 12: (Equp
ahead of print)
4. Leff JP. Culture and differentiation of emotional
states. Br J Psychiatry 1973; 123:299-306.
12. Norton GR, Norton PJ, Asmundson GJ, Thompson LA, Larsen DK. Neurotic butterflies in my
stomach: the role of anxiety, anxiety sensitivity
and depression in functional gastrointestinal disorders. J Psychosom Res 1999; 47:233-240.
5. Dogan O. Kültür ve somatizasyon. Türkiye Klinikleri Psikiyatri Dergisi 1999; 1:44-50.
6. Hollifield MA. Somatoform bozukluklar. H Aydın, A
Bozkurt (Çev. Ed.), Comprehensive Textbook of
Psychiatry, sekizinci baskı, Ankara, Güneş Kitabevi, 2007, s.1800-1829.
7. Vazquez FL, Blanco V. Symptoms of depression
and related factors among Spanish university
students. Psychol Rep 2006; 99:583-590.
8. Tere L, Ghiselli W. Do somatic complaints mask
negative affect in youth? J Am Coll Health 1995;
44:91-96.
13. Gick ML, Thompson WG. Negative affect and the
seeking of medical care in university students with
irritable bowel syndrome: a preliminary study. J
Pschosom Res 1997; 43:535-540.
14. Kılıç C, Rezaki M, Rezaki B, Kaplan I, Özgen G,
Sağduyu A, Öztürk MO. General Health Questionnaire (GHQ-12 & GHQ-28): psychometric properties and factor structure of the scales in a Turkish
primary care sample. Soc Psychiatry Psychiatr
Epidemiol 1997; 32:327-331.
9. Koç M, Polat U. Üniversite öğrencilerinin ruh
sağlığı. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi 2006;
Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10:131-136
136
Türkiye’de bir eğitim fakültesinde somatizasyon bozukluğu yaygınlığı ve ilişkili …
_____________________________________________________________________________________________________
15. Witchen HU, Robins LN, Cottler LB, Janca A.
Cross-cultural feasibility, reliability and sources of
variance of the Composite International Diagnostic Interview (CIDI). Br J Psychiatry 1991;
159:653-658.
23. Fishbain DA, Cole B, Cutler RB, Lewis J,
Rosomoff HL, Rosomoff RS. Chronic pain and the
measurement of personality: do states influence
traits? Pain Med 2006; 7:471-472.
16. Composite International Diagnostic Interview 2.1.
C Kılıç, A Göğüş (Çev.), H.Ü. Tıp Fak. Psikiyatri
Böl. DSÖ İşbirliği Merkezi, Yayın No.2, Ankara,
1997.
24. Eberhard-Gran M, Schei B, Eskild A. Somatic
symptoms and diseases are more common in
women exposed to violence. J Gen Intern Med
2007; 22:1668-1673.
17. Dohrenwend PB, Dohrenwend BS. Perspective
on the part and future of psychiatric epidemiology.
Am J Public Health 1982; 72:1271-1279.
25. Amar AF, Gennaro S. Dating violence in college
women: associated physical injury, healthcare
usage, and mental health symptoms. Nurs Res
2005; 54:235-242.
18. Goldberg DP, Bridges K. Somatic presentations of
psychiatric illness in primary care setting. J
Psychosom Res 1988; 32:137-144.
19. Escobar J, Canino G. Unexplained physical
complaints. Psychopathology and epidemiological
correlates. Brit J Psychiatry 1989; suppl:24-27.
20. Özmen E, Sağduyu A. Somatizasyon bozukluğu.
C Güleç, E Köroğlu (Eds.), Psikiyatri Temel Kitabı, Ankara, Hekimler Yayın Birliği, 1997, s.527533.
21. Martin A, Chalder T, Rief W, Braehler E. The
relationship between chronic fatigue and somatization syndrome: a general population survey. J
Psychosom Res 2007; 63:147-156.
22. Kaya B. Sivas il merkezinde somatizasyon bozukluğu epidemiyolojisi. Yayımlanmamış Uzmanlık
Tezi. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Psiki-
Anatolian Journal of Psychiatry 2009; 10:131-136
yatri Anabilim Dalı, Sivas, 1996.
26. Samelius L, Wijma B, Wingren G, Wijma K.
Somatization in abused women. J Womens
Health 2007; 16:909-918.
27. Rao D, Young M, Raguram R. Culture, somatization, and psychological distress: symptom presentation in South Indian patients from a public
psychiatric hospital. Psychopathology 2007;
40:349-355.
28. Rhee H, Holditch-Davis D, Miles MS. Patterns of
physical symptoms and relationships with psychosocial factors in adolescents. Psychosom Med
2005; 67:1006-1012.
29. Gureje O, Simon GE, Ustun TB, Goldberg DP.
Somatization in cross-cultural perspective: a
World Health Organization study in primary care.
Am J Psychiatry 1997; 154:989-995.
Download