KRİZ VE KRİTİK [email protected] KONFERANSLARI IV ÜNİVERSİTENİN KRİZİ VE KRİTİĞİ 24-25 Nisan 2013 Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü BİLDİRİ ÇAĞRISI Konferans Bilim Kurulu Prof. Dr. Mehmet BARCA (Yıldırım Beyazıt Üniversitesi) Prof. Dr. Hüsamettin ARSLAN (Uludağ Üniversitesi) Prof. Dr. Fuat AYDIN (Sakarya Üniversitesi) Prof. Dr. İlhan TEKELİ (Ortadoğu Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Ural AKBULUT (Ortadoğu Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Besim Fatih DELLALOĞLU (Sakarya Üniversitesi) Prof. Dr. Nihat ERDOĞMUŞ (İstanbul Şehir Üniversitesi) Prof. Dr. Kemal İNAT (Sakarya Üniversitesi) Prof. Dr. Talip KÜÇÜKCAN (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Mahmut ÖZER (Bülent Ecevit Üniversitesi) Prof. Dr. Feridun YILMAZ (Uludağ Üniversitesi) Doç. Dr. Burhanettin DURAN (İstanbul Şehir Üniversitesi) Akademik çevrelerin ilgisini ana akım tartışmalara yönelterek, fikirlerin çatıştığı alanlardan kendisini soyutladığı bir dönemde, Kriz ve Kritik Konferansları eleştirinin düşünceyi genişleten imkanlarına vurgu yapmayı kendisine ilke edinerek yola çıkmıştır. Yolculuğunun ilk gününden itibaren hakim söylemin oluşturduğu iktidar alanlarının çözümlemesini, yaşanan krizler ve onların eleştirisi üzerinden gerçekleştiren Kriz ve Kritik Konferanslarının dördüncüsünün odağında üniversite yer alacaktır. Hakim söylem ve eylemlerin yeri bir yenisi ile dolana kadar yaşanan dönüşümlerde krizler açığa çıkmaktadır. Dönüşmekte olduğu konusunda hemfikir olunan kurumlardan “üniversite”yi ele alan bu konferans, Üniversitenin Kriz ve Kritiği başlığını taşımakta; somut bir sorunsal üzerinden olguya odaklanmak yerine, üniversitenin anlamı, işlevi ve rolü kadar faaliyet alanındaki kriz noktalarına da işaret ederek, “kriz kritik” ana temasına sadık kalmaktadır. Türkiye özelinde üniversitenin dönüşüm süreci sonucu açığa çıkan krizlerini böylesi eleştirel bir perspektifle ele almak bugüne kadar yapılmış üniversite temalı diğer konferanslardan farkımız olacaktır. Üniversitenin Kriz ve Kritiği’nde, bir kamu kurumu olma özelliğini giderek yitiren üniversitelerin piyasa ile yakın ilişkisinin hem öğrenciler hem de akademisyenler açısından sorgulanmasını içeren Üniversitenin Ekonomi [email protected] Politiği; eğitimin ve araştırmanın amacının, akademisyenin işinin, öğrencinin beklentisinin ne olduğunu üniversitenin varoluşu üzerinden sorgulamayı hedefleyen Üniversitenin Misyonu; bilgi ve toplumsal fayda üretmesi beklenen üniversitelerin faaliyet alanlarını düzenleyen sadece ulusal değil, uluslararası kuruluşların da dahil olduğu, sıralama ve performans odaklı yeni bilgi üretme anlayışının sorgulandığı Üniversite ve Bilimsel Performans; üniversitenin rolünün ne olması gerektiğini toplumun yeni ihtiyaçları doğrultusunda gündeme getiren Üniversite ve Toplum; Türkiye’de üniversitenin kuruluşundan itibaren sürekli tartışılan bir ilişkiyi, güncellenen yeni yasa tasarısı arkaplanında YÖK gerçeği ile özerklik, özgürlük ve demokratikleşme bağlamında yeniden tartışmaya açan Üniversite ve Siyaset panelleri yer almaktadır. Ayrıca bu konferansta, bilim insanı yetiştirme amacında ve Türkiye üniversitelerinin bilimsel pozisyon almasında etkili olduğu kabul edilen- Eğitimin Niteliği, Lisansüstü Eğitim ve Etik- ve bu bağlamda enstitülerin ve öğrencilerin durumu da ayrı bir panel konusu olarak işlenecektir. Bilime, bilim insanına ve üniversitenin geleceğine dair derinlemesine kritiğin yapılacağı bu konferansta sunulacak bildirilerin, kriz, kritik ve muhtemel çözüm önerileri bağlamında hazırlanması beklenmektedir. Sunumların aşağıdaki panel başlıkları ve tartışma alanları kapsamında yapılması öngörülmektedir: Panel 1: Üniversite ve Bilimsel Performans Üniversitelerde çalışan akademik personelin ve özellikle lisansüstü düzeyde öğrenim gören öğrencilerin bilimsel çalışmalarının niteliklerinin ölçülmesi ve bu çerçevede üniversiteler arasında bir karşılaştırma yapılması çok önemli bir husustur. Bu sayede üniversitelerin uluslararası düzeyde rekabet edebilecek bir yeterliliğe ulaşma konusunda kendi kendilerini gözden geçirme imkanları oluşmaktadır. Bu durumda üniversitelerin bilimsel performanslarının ölçümünün doğru yapılması büyük önem kazanmaktadır. Üniversitelerde yapılan akademik çalışmaların sadece bir kısmını performans kriterleri arasında değerlendiren, diğer çalışmaları ise yok sayan bir takım “sıralama” kuruluşlarının günümüzde yaptığı sıralamalar ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Özellikle İngilizce dışındaki dillerde yapılan yayınların bu kriterler çerçevesinde genellikle sıralama dışı kalması ülkelerin kendi dillerinde bilimsel faaliyet yapmaları önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Türkiye açısından bakıldığında bu durum, Türkçenin bilim dili olarak kaybolması gibi sonuçlara yol açabilecektir. Uluslararası “sıralama” kuruluşlarının yaptıkları sıralamalardaki kriterleri de esas alan, ancak onlar dışındaki yayın faaliyetlerini de hesaba katan yeni bir sıralama sistemine ihtiyaç vardır. Amacı meçhul ve sonucu itibariyle belirsiz bir geleceğe götüren kriterler olarak, performans ölçütlerinin akademik bilgi üzerindeki etkileri sıkça tartışılmaktadır. Akademik yayın sayısı, patent sayısı, öğrencilerin talep düzeyi, talep eden öğrenci seviyesi, üniversitede öğrenim gören öğrenci sayısı gibi, her biri üniversiteleri farklı hedeflere (!) ulaştıracak çeşitli ölçütlerin akademisyenlere ve üniversite yönetimlerine dayatılması, üniversiteleri misyonlarına ve hedeflerine dair tanım yapamaz hale getirmektedir. Netice itibariyle somut bir amaç doğrultusunda, üniversiteleri ve akademisyenleri bu hedeflere ulaştıracak bir politika izlenmesi olanaksız hale gelmektedir. Üniversite Sıralama Ölçütleri (Ranking) Yayın ve Endeks Puan fetişizmi Alternatif Yayın Ölçütleri Akademik Performans Ölçümü [email protected] Panel 2: Üniversite ve Siyaset Modern anlamda ilk üniversite olarak kabul edilebilecek olan Darül Fünun’un kuruluşundan beri Türkiye’de üniversite ve siyaset ilişkisinin hem yakın hem de sorunlu olduğu söylenebilir. İdeolojinin yaşam alanını kapsadığı ülkelerde üniversiteler iktidarın meşruiyet alanını genişletmektedir. Bu anlamda Türkiye özelinde resmi ideolojinin taşıyıcısı olmaları üniversitenin eleştirel misyonunu engellemiş, üniversiteler bilimden daha çok “devlet iktidarı”na yakın olmuştur. Dolayısıyla da resmi ideoloji ve ona yakın olan aktörler de üniversitelerde bilimin üretileceği alanı sınırlandırmış ve “devlet aklı”na muhalif olabilecek düşünceleri engelleyici mekanizmaları tarihsel süreç içinde sürekli yeniden üretmiştir. Üniversitelerin bir iktidar alanı ve aracı olarak görülmesi üniversite yönetiminde zaman zaman sıkı kontrollerin olmasına neden olmuştur. Bu bağlamda üniversitelerin özerkliği (mali, idari, akademik) konusu tartışmalı bir alan olmakta özellikle YÖK’ün varlığı bu noktadaki tartışmaların odak noktasını oluşturmaktadır. Üniversitelerin demokratikleşmesi, akademisyenlerin her türlü siyasi ve ekonomik etkiden bağımsız olarak ne derecede ifade özgürlüklerine sahip oldukları, üniversitelerde hakim ideolojik görüşün farklılıklara ne kadar imkan tanıdığı, öğretim üyelerinin ve öğrencilerin serbestçe örgütlenmesindeki problemler önemli tartışma konularındandır. Bu panelde üniversitelerin siyaset ve iktidarla etkileşimi ve bu etkileşim bağlamında Türkiye’de özgür, özerk ve demokratik üniversitenin imkânı sorunsalı yeniden tartışamaya açılacaktır. Bu bağlamda panel şu ana başlıklar altında yoğunlaşacaktır: Geçmişin yükü: resmi ideoloji ve üniversite Üniversite ve İktidar Üniversite ve Özgürlük Üniversitelerin Özerkliği ve Demokratikleşmesi Üniversite ve Ayrımcılık Üniversite ve Sendikalaşma Panel 3: Üniversitenin Ekonomi Politiği Yaklaşık bir yüzyıl kadar önce Max Weber’in dikkat çektiği üniversitelerin kapitalist işletmeler haline dönüşme olasılığı bugün bütün canlılığı ile karşımızdadır. Küresel kapitalizmin yaklaşık son kırk yıldır içine girdiği dönüşüm süreci, sadece iktisadi piyasaları değil, ilk başta piyasa mantığının dışında gibi görülen üniversiteleri de büyük ölçüde etkisi altına almıştır. Türkiye’deki dönüşümü, bu sürecin geriden bir takibi olarak okumak mümkündür. Refah kapitalizminin evirilerek, piyasa mantığının hüküm sürdüğü bir döneme girilmesi, fordist mantığın yerini daha esnek yapılara terk etmesi ve küresel kapitalizmin ruhunu saran kalite odaklı piyasa kapma yarışı üniversitelerin de geleneksel yapılarını dönüştürmektedir. Bu bağlamda üniversitenin iktisadi alanın ihtiyaçlarını karşılaması refleksi yeni değilse de bu dönüşümle birlikte bu refleks adeta üniversitenin tek varlık sebebi olma yolunda ilerlemektedir. Bu yapısal dönüşüm, belirli noktalarda nitelik artışına yol açsa da birçok problemi de beraberinde getirmiştir. Akademinin örgütlenme problemleri, üniversitelerde istihdam edilenlerin çalışma koşullarının güvencesizleşmesi, öğrencilerin müşteri olarak algılanmasının her geçen gün yaygınlaşması, aşırı üretim içinde niteliksizleşme bu dönüşümün çıktılarından sadece bir kaçıdır. Türkiye’de hâlihazırda tartışılan üniversitelerin yeniden [email protected] yapılandırılmasını, büyük resmin içine koymadan okumaya çalışmak eksik bir girişim olacağından bu başlık altında özellikle neoliberal dönemde üniversitelerin içinde bulundukları ekonomi politik değerlendirilecek ve bu yeni krizin bir eleştirisi yapılacaktır. Bu panelde tartışılmak istenen bazı konu başlıkları aşağıdaki gibi olacaktır: Neoliberalizm, küreselleşme ve üniversite Eğitimin piyasalaşması Akreditasyon Akademik emek süreci ve üniversitelerde çalışma koşulları AB (uyum) programları ve yeniden yapılandırma Uluslararasılaşma ve hareketlilik (akademisyen ve öğrenci) Panel 4: Üniversitenin Misyonu Son yıllarda dünyada ve Türkiye’de üniversiteler, diğer toplumsal, ekonomik ve siyasal kurumlar gibi bir dönüşüm içerisindeler. Bu dönüşümün parametreleri iş gücü eğitiminin kurumları olarak üniversitelerin ortaya çıkması, üniversitelerin kitleselleşmesi ve piyasalaşmasıdır. Bu panel başlığı altında şu soruların sorulması anlamlıdır. Üniversiteler öğrencilere meslek edindirme kurumları mı olmalıdır? Birçok mesleğe giriş için anahtar konumda olan sınavlara (KPSS, ALES, YDS vs.) hazırlığın, özel sektörde prim yapan eğitimlerin sertifika dağıtımlarının yeri üniversiteler mi olmalıdır yoksa üniversiteler sermayenin işleyişinden azade ve o işleyişe eleştirel bir noktada bilimsel bilgiye ulaşma, araştırma merkezleri mi olmalıdır? Böyle olduğunu iddia etmek üniversiteyi ait olduğu kültür ve tarihsel gerçeklikten koparır mı? Üniversitelerin kültürle ve meslek eğitimiyle de bilimsel manada bağ kuramayacağı anlamına mı gelir? Üstelik her öğrenciden bilim adamı olmasını beklemek hem o öğrencinin potansiyeline hem de bilimsel faaliyetin tanımına halel getirmez mi? Üniversitenin ait olduğu toplumsal ve kültürel dünyayla olan bağı, ona toplumun geleceğine ilişkin işleyişte bulunma misyonunu yüklemez mi? İlk üniversiteler kurulduğunda hangi amaçla ve hangi iddiayla ortaya çıktılar? Bugün gelinen nokta itibariyle o iddia hangi süreçlerle dönüştü? Fizik, matematik, felsefe, tarih, sosyoloji, edebiyat, biyoloji gibi bölümlerin üniversitelerin en az tercih edilen bölümleri haline gelmesi ve buna mukabil insanların küresel sistemde çok daha rağbet gören stratejik bölümlere yönelmeleri üniversitelerin ontolojik koşulunun ortadan kalkması anlamına mı gelir? Her şehre üniversite açılması ve herkesin üniversite öğrencisi/mezunu kılınması üniversitedeki öğretimin niteliğini nasıl etkiler? Yalnızca öğrencilerin değil akademisyenlerin de bu sürecin etkisi altında üniversite eğitimine dair tasavvurlarının dönüştüğü söylenebilir mi? Üniversitelerin var oluş nedeni Üniversite ve kitleselleşme Hoca-öğrenci arasındaki usta çırak ilişkisinin aşınması Üniversite ve meslek edindirme Araştırma üniversiteleri ve kitlesel eğitim üniversiteleri ayrımı [email protected] Panel 5: Eğitimin Niteliği, Lisansüstü Eğitim ve Etik Dünyadaki gelişmelere paralel olarak eğitim faaliyetlerine yönelik nicel bir artışın yaşandığı ülkemizde, eğitimin niteliğinin sayısal göstergeler kadar önemsenip önemsenmediği tartışmaya açık konulardan biridir. Birçok yeni üniversitenin kuruluşu, lisans programlarının ve öğrenci sayısının hızlı bir şekilde artışı, bu tartışmayı nitelik sorunsalına çekmektedir. Eğitimin niteliğine yönelik benzer bir sorunlu alan da lisansüstü eğitiminde görülmektedir. Akademik eleman yetiştirmenin dışında, diğer çalışma alanlarında iş edinmenin ön koşullarından biri haline gelen lisansüstü eğitimi veren enstitüler, tartışmanın odağındaki kurumlar olarak dikkat çekmektedir. Yetersiz maddi koşulların yanı sıra, çoğu zaman ders içerikleri lisans eğitimlerine oldukça yakın olan programlara sahip enstitüler, diploma sağlayan döner sermaye birimlerine dönüşme tehdidi yaşamaktadırlar. Ayrıca, lisansüstü eğitime hak kazanmada ALES, ÜDS gibi sınavların baskın belirleyici rolü, lisansüstü eğitiminde kaliteyi düşürücü bir etki yapmaktadır. Bunun en somut örneği ise, her üniversitenin kendi öğretim üyesini yetiştirme çabasına girdiği Türkiye’de, öğretim üyesi ihtiyacını karşılamak amacıyla geliştirilen programların merkezi seçim sistemi ile nicel yetenekleri ön planda olan adayları akademisyen olarak kabul etmesidir. Hali hazırda eğitimci kimliği ve bilim insanı profiliyle rekabetçi bir ortamda aşırı üretim beklentisini karşılamaya çalışan akademisyenler açısından eğitimde kalitenin sağlanması, sürdürülmesi oldukça zorlaşmaktadır. Eğitimin niteliğini en olumsuz etkileyen etkenlerden biri de oldukça sık görülen etik ihlalleridir. Etik dışı eylemler ve intihal bu süreçte tartışmaya değer en önemli konulardandır. Lisansüstü eğitiminin niteliği, beklentiler ve öneriler Lisansüstü eğitimde bilimsellik ve etik Etik ihlalleri ve intihal Enstitüler ve sorunları Öğretim üyesi yetiştirme programları, etkileri ve sorunları Yurt içi/dışı öğrenim bursları ve araştırma destekleri Panel 6: Üniversite ve Toplum Son yıllarda ekonomik gelişmenin devamlılığı, siyasi katılımı geliştirme, eğitim, sağlık, ekonomik fırsatlar ve yoksulluğun azaltılması gibi belirli kalkınma hedeflerine ulaşmada üniversitelerin önemi ve değeri sıkça vurgulanmaktadır. Ancak üniversiteler bünyesinde akademisyenler tarafından sosyal-ekonomik ve kültürel sorunlara dair geliştirilen yöntemlerin ve politikaların ne kadarı pratikte uygulama ve çözüm odaklı olabilmektedir? “Her ‘ile’ bir üniversite” yaklaşımıyla merkeztaşra ayrımından doğan ülkedeki bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi amaçlanmakta ise de açılan üniversitelerin ne kadarı bölgesel sosyal ve kültürel faktörleri göz önünde bulundurarak bölgesel eşitsizliği giderebilmektedir? Üniversite-toplum ilişkisini görünmez kılan veya yok sayan siyasi, ideolojik ve teknolojik mekanizmalar ve bu mekanizmaları normalleştiren sınıf, cinsiyet ve din temelli normlar ve sosyal ağlar nasıl etki etmektedir? Üniversiteler de fırsat eşitliğinin sağlanması, sınıfsal engelleri aşma, çok yönlü gelişimi sağlama gibi faktörlerin ne kadarı gerçekleştirilmektedir? Dikkat çekmesi gereken diğer bir konu da hem üniversite içerisinde öğrencilerin, hem de üniversite dışındaki sınıf ve grupların sahip olduğu toplumsal hareketlerin anlam ve işlevidir. Bu bağlamda etkili muhalif toplumsal ve siyasi hareketler olarak dünyada öğrenci hareketleri üniversitelerin [email protected] mevcut sorunlarını reformlarla kısmi olarak da olsa düzeltilmesini sağlarken, Türkiye gibi ülkelerde öğrenci hareketleri neden daha çok siyasi veya “anomik davranışlar” ya da doğrudan “tehdit” olarak nitelendirilmektedir? Tüm bu tartışma konuları kapsamında bu panel şu başlıkları içerecektir: Merkez - Taşra Üniversite Ayrımının Sosyolojik Bağlamı Toplumsal Değişme Sürecinde Üniversiteler Üniversiteler, Toplumsal Hareketler ve Sivil Toplum Sosyal-Kültürel, Ekonomik Sorunların ve Bölgesel Farklılıkların Giderilmesinde Üniversitelerin Rolü Üniversite Gençliğinde Gelecek Kaygısı, Anomi, Yabancılaşma ve Sosyal Kontrol Bildiri Özetleri Bildiri özetleri yukarıda yer alan panel başlıkları kapsamında 750 kelimeyi geçmeyecek şekilde kısa bir özgeçmiş ile birlikte [email protected] adresine word dosyası olarak gönderilmelidir. Konferans Takvimi Bildiri Özetleri için Son Tarih: 22 Mart 2013 Kabul Edilen Bildirilerin İlan Tarihi: 29 Mart 2013 Konferans Tarihi: 24-25 Nisan 2013 İletişim Bilgileri Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 54187 Serdivan SAKARYA Tel: 0 264 295 5414 www.krizkritik.sakarya.edu.tr [email protected] http://twitter.com/krizkritik http://www.facebook.com/krizkritik